Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

sardunyam

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

sardunyam tarafından postalanan herşey

  1. sardunyam şurada cevap verdi: *NATALIA* başlık Anı Defteri - Defterleri
    Gelmek isteyen bana özel ileti yollasın adresi vereyim. Gelmek istedinizde gelmeyin mi dedik yaww.
  2. Oyuncak silahla oynayan çocukların hemen hepsinin katil olması beklenemez tabiki ama en azından psikolojik ve ailevi sorunları olanların bundan etkilenebileceği gerçeğide var. Psikologlar oyuncak seçiminin çok önemli olduğunu vurguluyorlar. Çocuk hayal gücü ile oynar, oynadığı eşyasını gerçek olarak algılar ve hayal gücü ile onu gelecekte kullanmayı düşünür. Başörtülü barbielerin yapılış amacı belli bir açıdan para kazanıyorlar ve bir açıdan çocukların zihnini hayal gücünü kullanıyorlar onlar yarın büyüyecek ve tesettür sektörünün birer müşterisi olacaklar. Yani geleceğin pazarlamasını yapıyor bu oyuncakları yapanlar. Başörtülü bebekleri satın alacak aileler bellidir. Bu konuyu destekleyenler satın alır. Selamlar
  3. Yarım yüzyıllık AB serüvenimizin son bir yıllık dönemini AB’nin dayatmalarıyla uğraşarak geçirmekteyiz. Millet olarak bir yandan, Avrupa’nın Kopenhag kriterleri adı altındaki dayatmalarıyla , diğer yandan da ülkemiz içindeki bir kısım çevrelerin bu kriterlerin koşulsuz kabul edilmesi yönündeki teslimiyetçi tavırlarıyla bir yerlere sürüklenmek isteniyoruz. Türk Milleti nezdinde güvenlerini yitirmiş bir takım siyasiler ve başta haramzade zenginler kulübü olmak üzere bir takım sözde sivil toplum örgütleri yanlarına medyanın paralı askerlerini de alarak gayrı milli isteklerini milletimize dikte etmeye çalışıyorlar. Kopardıkları yaygarayı gören sanır ki söz konusu kriterleri yerine getirir getirmez AB üyesi olacağız. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylemeyi zanaat haline getirmiş bu kendini bilmezler, en iyimser tahminle 2015 yılından önce AB üyesi olabilmenin imkansızlığı ortada iken, kimi kandırdıklarını zannediyorlar acaba? Yıllardır üzerinde bir kambur gibi durdukları bu milletin onlara zerre kadar inanmadıklarını bilmiyorlar mı? İnandırıcılıklarını kaybettiklerini biliyorlar ama, idam cezasını kaldırarak terörist başını kurtarma; anadilde yayın ve eğitimle milli bütünlüğü parçalama; Kıbrıs konusunda tavizler vererek yavru vatanı Rumlara peşkeş çekme hesaplarından vazgeçemiyorlar. Artık gün gibi ortaya çıkan bu hain hesaplar milli düşünen Türk gençliği tarafından da layıkıyla biliniyor, dahili ve harici düşmanlar karşısındaki en büyük güvence olan bu gençlik milli onur ve milli menfaatleri her şeyin üstünde tutmaktadır. Gayrı milli medya eliyle yapılan yönlendirmelerle değil, milli şuur düsturuyla meselelere yaklaşmakta ve milli doğrular çerçevesinde çözümler üretmeye çalışmaktadır. Planlı bir şekilde uygulanan yabancılaştırma ve yozlaştırma çalışmaları karşısında milli değerlere ve milli kültüre sahip çıkmaktadır. Türk milletinin bağımsızlığını ortadan kaldırarak sömürge haline getirmek isteyen yerli ve yabancı hainlere karşı tavrını milli bir ruhla ortaya koymaktadır ve koymaya da devam edecektir. Bu gençlik, gelişme ve ilerleme yolunda çözümü dışarıda değil kendi milli bünyesinde aramaktadır. Tarihin en büyük medeniyetlerini kurmuş ulu bir milletin torunları olarak yeniden ve büyük Türk medeniyetine giden yolun Türk birliğinden geçtiğine inanmakta ve bu inanışta mücadelesini sürdürmektedir. Çünkü, bu ülke Türk Gençliği’ne emanet edilmiştir. “Birinci vazifemiz Türk istiklalini Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.” Kopenhag Kriterlerini savunmak, istiklalimizi başka milletlerin hegemonyasına bırakmak değil. UĞUR TARHAN Bunlara ek olarak Ab'nin yeni dayatmaları da belirlendi. Ermeni soykırımı yaptığımızı kabul edeceğiz, Pontus katliyamı yaptığımızı kabul edeceğiz. Ab'nin yolu bu kez bunları kabul etmekten geçiyor. Yani lafın kısası Ab yolu diye yer yok, dayatmalar var, onları kabul ederseniz yenileri var, onları da kabul ederseniz daha yenileri var......... Amaç Türkiye'yi Ab üyesi yapmak değil, amaç bütün bu yalanları kabul ettirmek. Kabul ettiğimiz ya da edeceğimiz her şeyin ardından yenisi gelecek bu Türkiye'nin dağılmasına kadar devam edecek. Bütün bu yalanları bize söyleyen Avrupalı kendi içinde olan bütün katliyamların üstünü örtmekte usta aynı zamanda Türkiye medeni Avrupanın yaptığı katliyamları masaya yatırmaktan aciz. Türkiye'de yapılan katliyamlardan biri de Çanakkale Savaşında olmuştur. Bir millet işgal edilmiştir ve kendi topraklarında dünyanın en ırkçı milleti İngiliz'lerin çeşitli tuzakları ile binlerce insanını şehit vermiştir. Ve hiç bir aklı selim bütün bunları sormayı akıl edememektedir. Dünyayı sömürmeye aç olan İngilizler ve Fransızlar kendi yaptıkları katliyamları unuttururken Ermenilere ne kadar da çok sahip çıkmaktadırlar. Bu gençlik dinlediği müzikten, kullandığı ithal ürünlere kadar kimlere, nasıl ve niçin para kazandırdığını iyi düşünmeli. Aksi takdirde kendi varlığımız yok olmaya mahkum olacak, hemde bizi yok edenlere para kazandıracağız. Nerede Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençlik, nerede hiç bir şeyi umursamayan gençlik. Selamlar
  4. Artos'um canım arkadaşım doğum günün kutlu ve mutlu olsun. Biraz gecikmeli oldu lütfen beni affet. Seni çoooooooook sevdiğimi biliyorsun zaten. Allah seni ve sevdiklerini daima korusun. Mutlu bir ömür geçir inşallah.
  5. Sevdikleri arasına benide ekleyen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, eklemeyenlerede teşekkür ediyorum. Eklemeyenlere teşekkür etmemin sebebi acaba onlarla aramızda olumsuz bir elektirik mi oldu diye kendime sormam olmuştur. Mutlaka kendince haklı bir sebebi vardır herkesin. Benim listemde bu forumda iyiniyet gösteren fikri ne olursa olsun karşısındaki görüşe saygı duyabilen, hoşgörülü herkes. Sadece bir kaç kişi var sevemediğim geri kalanı seviyorum. Hepinize sevgiler...
  6. Allah; heryerde hazır ve nazır olan ve Ra'yı (Rab, Rahman, Rahim) 3 ayrı kıymetiyle zerrenin zerreliğinden önce potansiyel halde bulunduran, doğmamış, doğurulmamış, sonsuz, sınırsız, tek ezeli ve ebedi güç ve bilinç kaynağıdır. Her bilinç; sonsuz-sınırsız uzaydaki muhtelif yaşam boyutlarında muhtelif "bedensel" kalıpları vasıta olarak kullanan ve sonsuz-sınırsız hayat okyanusu da denilebilen sonsuz-sınırsız yoklukta hareket eden "hayat atomları" gibidir. Allah'ın evreni yaratmasından evveli ve sonrası sorgulanamaz, çünkü bu bilgi bizden eksiktir. Henüz varlığını tam ve doğru kavrayamadığımız Yaratıcı'nın öncesi ve sonrası bizim algımız ötesindedir. Allah'ın yaratması her-an dır. O bizleri tapınmamız için yaratmamıştır, varlığından haberdar edilmişlerin beynen ve bilincen kavrama kapasiteleri ölçüsünde, algılayabildikleridir Allah. Ancak her algının kendince anladığı kadar değildir Allah. Sadece nasibince kavrayabildiğine inanır ya da reddeder insan. Yarattığı herşeye nüfus eden, zerreden-evrene kadar varlığını aksettiren, insana "şah damarından" daha yakın olan, esmai hüsnada kendini tanıtan sıfatlarla anlaşılmasını kolaylaştıran, "Rahman ve Rahim olan" yarattıklarına benzemeyen, her aklı kendi bilgisi ölçüsünde sorguya çekecek olan, yeryüzünde insanları bir tohum gibi eken ve birbirinden doğmalarını sağlayan, Üstün ve Kudret sahibi olandır ALLAH. Kuran diliyle anlatılan ve insana misaller vererek anlamasına yardımcı olunan Ahiret aslında hiç tahmin edemediğimiz bir yer. Allah diyor ki; "iş sizin bildiğiniz gibi değil." İman edenler bu yüce güç karşısında acz içine düşerler, ancak sadece ve sadece O güç karşısında acze düşerler, O'nun yarattıkları karşısında ise eğilmezler sadece O'nun emriyle mütevazi ve hoşgörülü bakarlar diğerlerine. İman etmenin huzuruyla "Allah'a" kavuştuklarında yaşayacakları memnuniyet ve kazanmış olmanın gücü... İşte Cennet mutluluğu budur. İman etmeyenlere ise bu tuhaf gelir, namaz kılmak ağır gelir, Allah karşısında acze düştüğünü görmek ağır gelir. Oysa O'nun yaratmasından evvel bir hiçlikten geldiğini unutur. Dünyaya gelip beden kalıbına girenlerin pek çoğu Allah'ın huzurunda bir ahit imzaladıklarını unuturlar. Oysa kader dediğimiz şey olan kaçamadığımız son yani "Allah'a dönüş" gerçekleştiğinde bütün yaşamlarını sorgulayacaklar. İşte asıl cehennem odur. Selamlar
  7. Hz. İSA GELECEK Mİ? Tenevvür ve Tanassur’ başlığıyla başladığım yazıyı bu başlıkla sürdürüyorum. Meselenin özü şu soruda: Hz. İsa geri gelecek mi? Hiçbir peygamber geri gelmeyecektir. Peygamberlik, Kur’an’ın açık ifadesiyle bitmiştir. Hz. Muhammed ile noktalanmıştır. Kur’an’ın bu temel kabulünü çeşitli maskeler altında, çeşitli kaypak söylemlerle saf dışı etmek için çeşitli gayretler sergilenmiştir. ‘Biten nebiliktir, resullük bitmemiştir; resul gelebilir, bizim efendi de resuldür.’ diyerek yeni peygamberler türeten bedbahtlara rastlamışızdır. Onlarla uzun uzun mücadelelerimiz olmuştur. Anımsatalım ki, biz o mücadeleleri verirken bugünün ‘hızlı İsacılar’ı sessiz, sedasız keyiflerine bakıyorlardı. Bizim sakalsızlığımızı, bıyıksızlığımızı dillerine dolayarak bizi ‘sünnete aykırılık’la suçlayıp ‘sosyete hocası’ ilan ediyorlardı. Daha birkaç gün önce Ödemiş’te verdiğim bir konferansa çağrılanların bunlara mensup olanları, tertip heyetine şöyle söylemişlerdir: ‘Biz o sosyete hocasını dinlemeyiz...’ Bunlara sormak lazım: Sosyete dediğimiz insanların Allah’ı başka bir Allah mı? Yoksa sizin Tanrınız mı başka bir Tanrı? Daha ilginci, bunların tarîkatinden olmayanların konuştukları yer neresi olursa olsun, dinleyenler toptan ‘sosyete’ oluveriyor. Dinleyenler ‘sosyete’, konuşanlar ‘sosyete hocası’ ... Ödemiş, Hasankale, Biga, Bayburt, Çaykara... fark etmiyor. Ben, böyle bir zihniyeti tarihin ve halkın önünde nasıl adlandıracağımı bilemiyorum! Sakal, bıyık yoksa ve hele Beniisrail uydurmalarına karşı iseniz, bunların lügatinde ‘sünnete aykırı’sınız. Sünnete aykırılık ha! Şu yaptığınızın neye aykırılık olduğunu da söyler misiniz? İSLAM’A İFTİRADIR Hz. Muhammed’in son peygamber olduğu gerçeğini bulandırmak için bir yalan da Hz. İsa gibi muazzez bir peygamber kullanılarak sergilenmiştir. ‘Hz. İsa geri gelecektir’ deniliyor. Biz de yıllardır şunu söylüyoruz: Hz. İsa’nın tekrar geri gelceğini söylemeye kalkanlar Kur’an’a ve İslam’a iftira etmiş olurlar. Kur’an’da asla böyler bir şey yoktur. Bu iddia Hz. Peygamber’den sonraki zamanlarda İslam’ın içine sokulmuş ve bugün dünyanın her tarafında İslam’ı, devri tamamlanmış ilkel bir din olarak itham etmenin aracı halinde kullanılmaktadır. İslam’a sokulan bu Pavlus hurafesini dillerine dolayan Hıristiyan misyonerler, açık veya örtülü biçimde diyorlar ki: ‘Sizin inancınızın içinde Hz. İsa’nın tekrar geleceğine ilişkin kabul var. Siz niye ‘Hz. Muhammed son peygamberdir’ diye ısrar ediyorsunuz? Hz. Muhammed de büyük ve önemli bir insandı. Geldi, İsa Mesih’in gelişine hazırlık olarak bir görev yaptı. Buna saygı duyuyoruz. Fakat bu hazırlama dönemi bitti. Şimdi esas kurtuluşu ve barışı getirecek olan Hz. İsa gelecektir. Bunu sizin dininiz, dini cemaatleriniz de söylüyor. Siz niye buna karşı çıkıyorsunuz? Nitekim dünyanın bugünkü manzarasına bakarsanız bunda şaşılacak bir şey yok. İşte bakın, devri bitmiş İslamiyeti ve Hz. Muhammed’i öne çıkarmada ısrar ettiğiniz içindir ki dünyaya İslam adına kan ve şiddet dışında hiçbir şey veremiyorsunuz. Hiçbir ilerlemede imzanız yok, hiçbir üretimde imzanız yok, hiçbir barışta imzanız yok. Olduğunuz her yerde kan huzursuzluk, şiddet ve kavga var.’ GAK-GUK EDİYORLAR Söyle misiniz, misyonerlerin şu günlerde aralıksız tekrarladıkları şu sözlerle, anılan derginin söyledikleri aynı kapıya çıkmıyor mu? Yoksa yine, malum bahane ile kıvırma yoluna mı gidilecek: ‘Yanlış anlaşıldı, biz onu demek istemedik...’ Yani gak-guk, gak-guk... Bu gak-guk şarkısını yutacak birileri hâlâ var mı?... Burada bir şeyi daha irdelemek lazım. Senelerce ‘nur’ ve ‘tenevvür’ diye velvele koparanlara bu ‘özel sayı’ münasebetiyle sormak gerekiyor. Tenevvür mü, tanassur mu arkadaş? Açık konuş. Tenevvürse, Hz. Muhammed tenevvüre muktedir değil mi? Siz yıllarca, Hz. Muhammed için káinat onun hürmetine yaratıldı, o áhir zaman peygamberidir, varlığın efendisidir, insanın en mükemmel şeklini bulması onun sayesinde olacaktır diye konuşmadınız mı? Şimdi ne oldu da, Hz. Muhammed unutuldu, kilisenin tanıttığı İsa figürü son kurtarıcı olarak Müslümanların önüne çıkarılıyor? Anlaşılan o ki, bugün insanımız misyonerlerin çağırdığı tanassura çağrılır bir duruma getirilmiştir. Anılan dergi kapağı bir tenevvür simgesi değil, bir tanassur simgesidir. SONRADAN UYDURMA Bu ‘özel sayı’yı esefle karşılıyorum. Kur’an’a ve İslam’a aykırı olduğunu söylüyorum. Tövbeyi gerektiren bir günah olduğu kanaatini taşıyorum. Ben bunun Anadolu’yu Hıristiyanlaştırma gayretlerine tarih içinde verilmiş en büyük desteklerden biri olduğunu düşünüyorum. Kınıyorum, protesto ediyorum. Müslümanların da akıllarını başlarına almalarını diliyorum. Tam bu noktada şunu da söylemek gerekiyor: Hz. İsa’nın geri geleceğine ilişkin hadis diye öne çıkarılan sözlerin tümü sonradan uydurulmuştur. Kur’an, Hz. İsa konusuna çeşitli bağlamlarda sayfalarca yer vermiştir. Hz. İsa’nın tekrar geri gelmesi gibi konuda neden sessiz kalsın? Kur’an herhangi bir peygamberin tekrar dünyaya geleceği şeklinde bir fikre asla onay vermez. Hz. Peygamberin de Kur’an’ın onay vermediği bir şeyi söylemesi mümkün değildir. Hz. Peygamber ‘Hz. İsa tekrar geri gelip dünyayı düzeltecektir’ deseydi kendi anlam ve önemini inkár etmiş olurdu. Nitekim bugün Hz. Muhammed’in son peygamber olduğunu kabul etmeyenlerin dayandıkları ve öne çıkardıkları en büyük söylem Hz. İsa’nın tekrar dünyaya geleceği uydurmasıdır. Bu söylem Kur’an’a ve Hz. Muhammed’e açık bir iftira, Müslümanlara açık bir kötülüktür. Yaşar Nuri Öztürk Aynı zamanda diğer değerli aydın din alimlerimizinde konu hakkında görüşleri paraleldir.
  8. sardunyam şurada bir başlık gönderdi: Güncel Konular
    Köpekler ve Türkler Giremez -------------------------------------------------------------------------------- Ermeni rock grubunu Sytem Of A Down şarkısında Türkiye’ye ve Atatürk’e büyük hakaretler yağdırıyor.. Grubun konser biletlerinde ise, "Köpekler ve Türkler giremez" yazıyor.. Amerika"da 1993 yılında kurulan Ermeni Heavy Metal grubu System Of A Down, 2005 yılında çıkardığı Hypnotize albümündeki "Holy Mountains (Kutsal Dağlar)" isimli şarkıya klip çekti. Son çekilen klibi izleyen herkes şoke oldu.Grup şu anda internet üzerinde yayınlanana klipte ve konserlerinde Türklere karşı ağza alınmayacak küfür ettikleri için de bazı hayranlarından tepki çekmişti. Klipte sözde Ermeni soykırımı konusu işleniyor. Olay klipte başta Atatürk olmak üzere Enver Paşa, Talat Paşa soykırım mimarları olarak gösteriliyor. Sultan Abdülhamid ve Ermeni teröristler tarafından öldürülen Cemal Paşa için de "killer (katil)" deniliyor. Özellikle Mustafa Kemal Atatürk"ün portresi klipte gözüktüğü zaman fonda "katil", "yalancı" sözleri söyleniyor. TÜRK HAYRANLARI ŞAŞKIN Grubun hayranları, internet sitesinde yayınlanan klibin ardından büyük bir şok yaşarken, bazı hayranları görüntülere inanmak istemedi. Fun Club"ta görüşlerini belirten hayranları grubun başta Atatürk olmak üzere Enver Paşa ve Talat Paşa"ya yaptıkları haraketlere inanmak istemeyerek, "kulaktan dolma bilgi" olarak değerlendirdi. Ayrıca siteye yüzlerce hakaret maili atıldı. ABD"DE PROTESTO KONSERİ Grubun hayranlarının oluşturduğu Fan Club sitelerinde grubun İstanbul"da konser vermesi isteniyor. Grup üyeleri özellikle Türkiye karşıtı şarkıları nedeniyle İstanbul"a gelmeye yanaşmıyorlar. Grup ayrıca 2005 yılında MTV Avrupa"dan "En iyi alternatif müzik" ödülü almış. "System Of A Down"un temmuz ayında Kanada"dan başlayacak olan turnesi ABD"nin çeşitli eyaletlerinde ve Avrupa"da sona erecek. Bu arada grup üyelerinin Washington"daki Türk Büyükelçiliği önünde geçtiğimiz 21-25 Nisan tarihleri arasında 3 gün süren eylemlerde sahneye çıkarak sözde Ermeni soykırımını protesto ettiği de ortaya çıktı. "KÖPEKLER VE TÜRKLER GİREMEZ" Ünlü heavy metal grubu Slayer"ın bir yurtdışı konseri sırasında alt grup olarak sahne alan System Of A Down"un hazırladığı biletlerde, "Köpekler ve Türkler giremez" yazısı büyük tepki çekmişti. Slayer"ın 2004 İstanbul konserinde alt grup olarak Türkiye"ye gelmesi beklenen Systeam Of A Down, Türklerin tepkisinden korkutları için konsere gelmemişti. System Of A Down grubu Serj Tankian (vokal+keyboard) , Daron Malakian (gitar+vokal) ve Shavo Odadjian (bass) ve John Dolmayan"dan oluşuyor. Kadrosu ile 1993 yılında Soil adıyla çalmaya başlayan grup daha sonra 1995"te Daron Malakian"ın bir şiirinden esinlenerek, System Of A Down adını aldı. İŞTE OLAY ŞARKI Holy Mountains (Kutsal Dağlar) Onların akıldan çıkmayan görünüşlerini hissedebiliyor musun? Yalancı, Katil, Şeytan Aras Nehri"ne dön Birinin anlamsız bakışları kendini savaşta hissetti Yalancı, Katil, Şeytan Aras Nehri"ne dön Özgürlük, Özgürlük, Özgürüz, Özgürüz Kutsal dağları duyabiliyor musun? Yalancı, Katil, Şeytan Aras Nehri"ne dön Biri hepsini kana boyayın dedi... öldürün dedi onları Yalancı, Katil, Şeytan Aras Nehri"ne dön Özgürlük, Özgürlük, Özgürüz, Özgürüz Onların hepsi geri döndü Dağın yamacında dinleniyorlar Öğrendik ki sizde hiç gurur yokmuş, katiller, i.neler Aras Nehri"ne dönün Onların hepsi geri döndü Dağın yamacında dinleniyorlar Öğrendik ki sizde hiç Gurur yokmuş, katiller, i.neler Aras Nehri"ne dönün Özgürlük, Özgürlük, Özgürüz, Özgürüz klibin linki aşağıda http://www.youtube.com/p.swf?video_id=tyzsfHXq-c0&eurl
  9. VAZGEÇTIM SENDEN... bu, yazdigim son satirlar sana... artik, ne ismim, ne siirlerim, ne gölgem ,çikmayacak karsina hiç bir yerden... hiç bir sey, beni hatirlatan hiç bir iz kalmayacak ne günden, ne geceden... bir yas gibi siliyorum kendimi gözlerinden... duymayacaksin artik, ne ses ne nefes , ne sarki, ne sitem velhasil hiç bir sey kalmayacak maziden bana ait ne varsa yarali bir güvercin gibi, son bir çirpinisla uçacagim ellerinden ne lodos firtinalarim olacak artik seni rihtimalara sürüyen, ne de, poyrazlarimda aci sogum kalacak iliklerine dek isleyen ... hüzünlü eylüllerimi, kasvetli subatlarimi, kararsiz mayislarimi ve çorak agustoslarimi alip gidiyorum bu tasi topragi, havasi suyu sen olan sehirden.... sokak çocuklarinin kocaman kara gözlerine bakip ta, uzanan avuçlarina biraktigin bozuk para misali verdigin sevgiyi dagit simdi kime istersen derin bir nefes gibi içine çekip sonra biraktigin ben , vaz geçtim senden... hadi simdi git,nereye gidersen camlarda yol gözleyen telasli bir anne gibi merak eden, ve seni senden çok düsünen ben, vaz geçtim senden... gidiyorum, bu havasi, suyu, tasi, topragi sen olan sehirden.... vazgeçtim senden, vazgeçtim senden.... içimden geldi, bugün şiir günüm bu da sana armağan olsun.
  10. yumotem sana bir şiir yolluyorum içimden geldi... BU BİR ŞİİR DEĞİL... bu bir şiir değil, hele sevda şiiri hiç değil. bir daha yazarmıyım? sanmıyorum... sitem mi? değil... artık sitem de etmiyorum. kırılıp kırılıp parçalarımı topluyorum yerlerden ve her seferinde bir kırık kayboluyor yerimde boşluk bırakıyorum kelimelerle örüyorum eksilen yerleri biliyorum bu tamirat sana ağır geliyor yine de susmuyorum , susmayacak kederimin cümleleri, bitip tükenmeyecek bu sinsi ateş, ondan böyle soğumuyor yüreğim, yazıp duruyorum… neden böyle geveze bu kalem ? neden böyle, okşanmaya muhtaç bir öksüz gibi ağlamaklı yazdıklarım ? ben ağlamıyorum… kaskatıyım, hiç bir şey hissetmiyorum, yabanıl bir ot bürüyor o minik çiçeğimin etrafını göz göre göre, hırpalıyorlar, kesiyorlar gün aydınlığınla bağlarını mani olamıyorum. o ölüyor, ben can cekişiyorum… bez bebeği paralanmış bir küçük kız var içimde… ne saklambaç, ne kör ebe, ne evcilik oynamak istemiyor artık… evin en karanlık köşelerine sinip gizlice, sessiz sesiz ağladığını biliyorum… bir şey gelmiyor elimden, onu avutamıyorum... ne masallar anlatıyorum, ne komik hikayeler, ne yapsam yüzünü güldüremiyorum… sıkışıp kaldım bir zindan kapısına, ne içeri girebiliyorum, ne firar edebiliyorum… niye her seferinde kendimi suçlu hissettiriyorlar bana ? ben taşmıyım, duvarmıyım dediğimde, yanlış anlıyorsun, ne alıngansın demiyorlar mı, işte o zaman çıldırıyorum... ah...ben alıngan, huysuz, geçimsiz olaydım eğer hoşgörüme sığınırmıydı bunca dost yıllar yılı ? her sözden bir mana çıkarsaydım, bir küsüm, kırgınım olmaz mıydı genç yaşlı,kadın erkek, çoluk çocuk her bunaldıklarında, yanıma koşarmıydı bilmiyorum ? bir yerlerde bir hata var, cümle alem yanlış mı biliyor beni ben mi kendimi tanımıyorum ? zembereğinden boşalmış akrep gibiyim bu sıralar kendimden korkuyorum kopup gidiyorum yörüngemden geri dönemiyorum… sapla samanı ayırmak gibi basit, çirkinle güzeli ayırmak gibi aşikar, kılavuz istemeyen bir köy yolu gibi dümdüz ve sade iken beklediklerim… ben kötü bir şey demedim ki deyip te ey... vurup kapıyı giden !!! size diyorum... yüz yüze , yan yanalık yok ne teselli, ne ikna, ne gönül almak imkanı yok arada sıvanmayan çatlaklar yürüyor gitgide kırgın gönüllerin duvarlarında şaşkın, öfkeli, çaresiz gözler kalıyor camlarda ardından donup kalıyorum bir tüy gibi hafif, ve bir beton blok gibi ağırdır duygular kolay sanılır ama kolay taşınmazlar sevdim dedimse de, can dedimse de sana, bir izmarit gibi ezilmeyi haketmiyorum... bu bir şiir değil, hele sevda şiiri hiç değil, bir daha yazar mıyım ? tövbe etmiyorum fakat..... sanmıyorum....
  11. sardunyam şurada cevap verdi: *NATALIA* başlık Anı Defteri - Defterleri
    Ne diyonuz kızım siz ya, buluşuyoz mu derken gelmek isteyen herkese soruyoruz, siz gelmiyormusunuz. Gelenlere kapımız açık, eğlenceye davetlisiniz.
  12. Bende sizin hakkınızda aynı şeyleri düşünüyorum sevgili gelincik, umutsuzluğa kapıldığımız anlarda bizimle paralel düşünen insanları görünce yeniden umutlanıyoruz. Varlığınız bizi mutlu ediyor, sevgilerimi yolluyorum bende size... Selamlar Geldim yahu, gidenler dönmez derler ama ben dönenlerdenim, nereye gitsem dönerim....
  13. Emekli imam, cübbeli Ünlü Ahmet hoca havuzlu villa satın almış, 2 milyon$'a, emekli maaşlarıyla nasıl almış ben hesaplayamadım, yoksa emekli imam maaşları 500.000$'da bizmi bilmiyoruz bu durumda 4 ayda bu villayı satın alması mümkün. Doktor tavsiyesi ile havuzda yüzmesi gerekli görülen imam, erkekler havuzuna gitmeyide uygun görmemiş, çünkü şortlu erkeğe bakmakta harammış, ancak çek senet tahsilatı yapmak, gayri meşru servet edinmek haram değilmiş. Sırtına geçirdiği cübbesi ile ünlü olan bu hocanın pek çok siyaset adamı ile samimi çekilmiş fotoğraflarıda medyada yayınlanıyor. Nasıl oluyor da, ülkemizin herhangi bir camiinde görev yapan sıradan bir imam bir siyaset adamı ile yakın ilişkide bulunamıyor, hatta yanlarına bile yaklaşamıyorken bu imam açılışlara devlet adamları ile katılıp ahbablık yapabiliyor. Çarşamba'yı sel almış ama kimsenin haberi olmamış.... Selamlar
  14. Lübnan'a asker gitmesini halk desteklemiyor ama mevcut hükümet halka rağmen bunu yasalaştırıyor. Cumhurbaşkanının yetkilerini kullanıp kullanmayacağınıda göreceğiz, ancak görünen o ki, asker gitmeye hazırlanıyor. Allah yardımcımız ve yardımcıları olsun. Bu konuda söylenecekler var ama sanırım asker gittiği zaman herşey daha net ortaya çıkacak. Selamlar
  15. 2002'de aldığımız peynirin kilosu 2005'te arttı, 2002'deki ev kiraları 2005'te %200 arttı. Elektirik, doğagaz, su gibi mecburi tüketim yaptığımız şeylerin fiyatlarıda arttı. Bu durumda 2002 de aldığımı peynirin kilosu kaç ytl.dir? Sana ev ödevi. Şaka bir yana dünyanın en pahalı benzinini kullanan bir ülke olarak en azından bir konuda dünya lideri olmaktan gurur duymalımıyız. Bu durumda akaryakıt artarken nasıl oluyorda enflasyon düşük oluyor, matematik bunu doğrulamıyor. Bir emeklinin aldığı maaş 500 ytl, ev kirası 400 ytl, tüketim yaptığı şeyleri eklersek aldığı paranın üzerinde tüketim yapıyor olduğuna göre bu emekli nasıl yaşıyor? Aynı zamanda Türkiye'de yoksulluk sınırı rakamı 1.850 ytl olmasına rağmen asgari ücret ve emekli maaşları bunun yaklaşık 4/1'i oluyor. Mevcut partiler konusunda sizinle hemfikirim ama ben kötünün iyisi diyerek akp'yi desteklemiyorum. Vatan topraklarını satan ve yabancı sermaye safsatası ile özelleştirilen kamu mallarının acısını biz çekerken onlara alkış tutamam. Zaten bizim amacımız kötünün iyisini belirlemek değil, amacımız yeni bir siyasi anlayış, yeni bir düşünce yapısı. Dünle beraber gitti ne varsa, artık yeni şeyler söylemek lazım. Selamlar
  16. Sadece gerçekler Lütfen bana yazdıklarınızı tekrar okuyun, eğer yanılgı içerisindeyseniz sizinle tartışırım ancak sizin yazınızda kasıt görüyorum. Ya ne dediğinizi bilmiyorsunuz ya da çok iyi biliyorsunuz. Yazacaklarınız varsa siz yazın altından kalkmayı ben düşüneyim. Benim için endişe etmeyin. Şuan medyanın büyük çoğunluğunun yanlı ve tutarsız bir yayın yaptığını düşünüyorum sizin gibi. Ancak benim gördüğüm ile sizin gördüğünüz çok farklı. Milleti uyandırmamak için uğraşan sayın Cumhurbaşkanı mı yani, yoksa milleti uyandırmayanlar bir siyasi yaşamının mümkün olmaması gereken, çünkü sicilinde mahkumiyet bulunan Tayyip Erdoğan mı? Hangi oyunla iktidara geldiler ve nasıl geldiler farkında değil misiniz? Talabani'yi tanıyoruz kime ve neye hizmet ettiğinide biliyoruz, inanın sizin bildiğiniz ya da bildiğinizi sandığınız şeylerden çok daha fazlasını biliyorum. Sebatay'cıların kimler olduğunu da biliyorum. Bunun yanında, size şunu da sormak istiyorum. Türkiye'de başörtüsü sorunu neden var, arkasında neler var ve bu sorunu kullanarak oy (yani iktidar ve para) kazananlar kimler. İmam hatipliler ve başörtülüler bunları birileri böyle olmasını istediği için yaşıyorlar ancak İstanbul'da İgdaş'a gidin bakın sakallı ve türbanlı çalışanları var, üstelik resmi dailerlerde yasak olmasına rağmen. Bunlar nasıl oluyor peki? Sokakta yaygara çıkartmak kolay hele bir amacınız varsa destekte var. Ama ya gerçekler???
  17. Ne dediğini bilmeyen, ne olup bittiğinin farkında olmayan, sadece kendi içinde bulunduğu topluluğun sözlerini ezberleyip, gerçeğin üstünü örterek ağız kalabalığı yapanların sözlerine bakın. Demokrasi nerede varmış arkadaşa soruyorum mevcut hükümet istişare yaparak demokrat mı oluyor, laf konuşarak demokrat olunmuyor arkadaşlar. Davranış, tahammül, hoşgörü ve fikr-i sabitten uzak kalabilenler ucundan biraz yakalıyorlar demokrasiyi. İsraile hizmet edenleri de görüyoruz, İsrail'in sözüyle hareket edenler, Bob projesine destek verenlerdir. Eşbaşkanlık sıfatını ne menem bişey olduğunu bilmeden ya da bilerek vatandaşa Efelik yapanlardır İsrail uşakları. Selamlar
  18. Bu belirttiğiniz rakamları nereden tespit ettiniz, sayın asil1453... Emekli maaşı geçtiğimiz yıl 450 ytl'di bu yıl 500 ytl... Asgari ücret şuan net 350 ytl... Bunun yanında akaryakıta ve doğalgaza gelen zamlarla bu vatandaşın geçinebilmesi mücize. Resmi rakamlarla konuşalım, mevcut hükümetin propagandasını yaparken verdiğiniz rakamlar Türkiye'nin gerçek yüzünü belirtmiyor. Siz savunduğunuz hükümetin methiyesini yapabilirsiniz, siz onlara inanadabilirsiniz, ama herkes yaşadığını biliyor. Türkiye'de üretim seviyesi gün geçtikçe düşmekte. Tüketimde o ölçüde azalmakta. Siz inanmaya devam edin, biz bakmak ile görmek arasındaki farkı yakalayanlardanız Allah'a şükür. Selamlar
  19. kıyametler kopuyor zavallı yüreğimde tükendim tükendim tükendim artık hiç mi özlemedin hiç mi hakkım yok bir ara bir sor Allah aşkına... seni versinler ellere beni vursunlar sana sevdanın yolları bana kurşunlar
  20. yarın öleceğimi bilseydim çok çılgın bişey yapardım
  21. Konumuzla alakalı güzel bir yazı... >ADIMI BİLSENİZ NE OLACAK? > >Eskimeden at ki, seni sömürmeye devam edebileyim. > >MODA denince siz başka bir şey anlıyorsanız kendinizi >bir gözden geçirin. > >Her gün giydiklerini değiştir, aynı güçte olmayanları >ez.Ezen-ezilen çarkı dönsün ki insanlar birbirlerine >hiç yoktan hırslanmaya, birbirlerini yemeye devam >etsinler.Bu benim en sevdiğim toplumsal ortamdır.Bu >gibi ortamlarda ben sizi daha rahat kullanırım. > >Madem ki bir pantolonu iki yıldan fazla giymiyorsunuz, >e, o zaman ipliğinin "gramaj" ve "tur" unu düşürüp, >iki yılda eriyip gitmesine de ses çıkaramazsınız. > >"Nerede yirmi yıl giyilen pantolonlar,eskimeyen >kumaşlar" diye soramazsınız.Akşamüstleri yapılan çoban >salatalardan bütün mahallenin mis gibi domates >koktuğunu hatırlarsınız.Yaz günlere eve girme vaktinin >geldiğini bu kokudan anlardınız.O domatesin kokusu ve >tadı bugünkü teknolojiyle daha da artabilirdi, ama o >zaman para kazanamazdım.Şimdi size yedirdiğim o >tatsız, kokusuz meyve sebzeyi en verimli topraklarda >en kötü biçimde ürettiriyorum.Çünkü çiftçileriniz >mahsulünü bir an önce paraya çevirip benim yaptığım >son model arabayı alacak, komşusuna fiyaka >yapacak……Bir taşla kaç kuş…Sizi bu hale getirdim işte… > >100 yıl önce ortaya atarak bütün insanlık huzurunu yok >ettiğim IRKÇILIK akımını şimdi yine kendi çıkarım için >tersine çeviriyorum. > >GLOBALLEŞME diye dayatıyorum ki sınırlar kalkıp, >kültürler,has özellikler yok olsun.Milletlerin kendi >adetleri, yaşayışları, giyim, hayat tarzları kaybolsun >ki aynı ayakkabıyı, aynı pantolonu giysinler, aynı >eşyaları kullansınlar.Tıpkı cezaevlerindeki mahkumlar >gibi TEK TİP yaşasınlar. (Onların bile giysileri delik >deşik olmaz, size moda diye yutturduğum şeylere bir >bakın..) Ben bunları belli merkezlerde ürettirip >dünyaya dağıtacağım, tekelleşeceğim, üretim >maliyetlerimi en aza indirip, sömürü düzenimi daha da >pekiştireceğim.Para gücümü kullanıp,küçük sanayicileri >yutacağım.Onlar , "bütün bunlar neden oluyor" diye >düşünedursunlar, çalıştıkça fakirleşsinler…Kalan >azıcık huzurunuzu da alıp götüreceğim. > >Nasıl olsa satın alamadığım bütün ekonomistlerin >lanetlediği "kredi- faiz" aldatmacasına da ses çıkaran >yok. > >Kağıt ve kalemin icat edildi edileli benim elimde >olduğunu sağır sultan bile işitti, sizler de öyle, ama >duymuyorsunuz.Bütün BASIN-YAYIN araçları bana uşaklık >edenlerin ellerindedir.Ben propagandamı, işime gelen >düşünce metotlarını, MODA VE GLOBALİZM gibi >tuzaklarımı onların aracılığıyla zihinlerinize eker, >en adi, en ahlaksız planlarımı onlar vasıtası ile >gerçekleştiririm.Gençliğinizi sayfa sayfa anlattığım >popçulara,artistlere özendirir, onlar gibi olmalarını >sağlar, ailesine, kültürüne düşman eder,sömürür, işim >bitince de bir kenara fırlatıveririm. > >Hiç ağlayıp sızlanmayın.Kavun bu kadar tatlı, sizler >bu kadar kolay lokmaysanız ben ne yapayım?… > >Bütün bunları sadece ahlakınızı unutturarak yapmayı >başarıyorum.Ahlakı olmayan birinin zekası olur mu hiç? >Güldürmeyin adamı…O sadece kendini zeki zanneder, malı >yine ben götürürüm… > >Ahlakı "ZARARSIZ OLMAK " zannettiriyorum size, >tavırsız, silik, kişiliksiz, ürkek kalasınız >diye..Aslı şudur ki ; "YARARSIZ OLMAK" en büyük >ahlaksızlıktır.Hiç bunu yazdırır mıyım >gazetelerimde?Hiç anlattırır mıyım televizyonlarımda? >Sizi nasıl sömürsem diye uykularım kaçıyor benim! > >Benim şu dünyada tek korkum var: > >MÜSLÜMAN TÜRK'ün, kendisi hakkında uydurduğum >yalanlara inanmayı bırakıp dünyadaki yerini alması.O >uyuyor, ben de onu bölüyor,parçalıyor, istediğim şekli >veriyorum haberi yok.O uyanırsa beni bitirir.Zulmün >karşında nasıl da dimdik durduğunu, sanatçı, yazar, >bilim adamı, şeyh kılığındaki uşaklarımla kafasını >karıştırıp unutturdum ona.Papağan gibi uşaklarımın >sözlerini tekrarlayıp duruyorlar.Hepsini geçim >sıkıntısı oyununun içine ittim.Sıkıntılarının nedenini >"ZAMANIN GETİRDİĞİ KAÇINILMAZ BİR DURUM" >zannediyorlar. > >Farkında değiller ki; Onlar dünyaya hakimken nasıl da >bereket vardı, bir kişi çalışır on kişiye >bakardı.Şimdi,caddelerdeki mazgalların yağmur sularını >yutması gibi emek ve paralarının benim cebime >girmesine "ÇAĞDAŞ BANKACILIK SİSTEMİ " adını >verdim, hiçbiri üzerinde düşünmüyor, yok yere suçu >birbirlerine,yöneticilerine, devlete, atıp duruyorlar. > >Allah vere de içlerinden bir yiğit çıkıp; " 73 milyon >insan benim öz kardeşimdir, bu ülkedeki bütün çocuklar >benim çocuğumdur" diye haykırıp diğerlerini de >uyandırmaya.Yeryüzüne hakkı ve adaleti, insanlık şeref >ve hazzını getiren TÜRKLER kendi büyüklüklerini kabul >etmedikçe bu alçak çarkı döndürmeye devam ettireceğim. > >Adımı, kim olduğumu merak ettiniz değil mi? > >Ha ha haaaa … > >Aklıma gelen şu fıkrayı anlatmadan edemeyeceğim şimdi. > >Dört ayağının dördü de kesilmiş bir köpek kucağında, >kafeye bir adam gelir.Kutu gibi hiç hareket edemeyen >köpeği tezgahın üzerine koyar.Garson köpeği çok sever. >Israrla; "Bu köpeğin adı ne" diye birkaç defa >sorar.Hiç cevap alamaz.Bir daha sorunca köpeğin sahibi >patlar: > >"Adını öğrenip ne yapacaksın be kardeşim?Çağıracaksın >da gelecek mi sanki ?" > >Benim adımı bilseniz ne olacak?Ne fark edecek ? >Düzenimi yıkabilecek misiniz? >Var mı sizde o yürek? > >Hakan Arabacigil
  22. Bekir Coşkun' un yazısı...... Burkina Faso fasa fiso.. "Bhutan" diye bir yer duydunuz mu Hindistan ile Çin arasında Himalaya Dağları'nda dandik bir ülke Para birimi, Ngultrum Dili, Dzongkha Cape Verde Atlas Okyanusu'nda Senegal açıklarında bir takımada En önemli "köle" merkeziydi Zamanında "kunta kinte"leri ilk buraya getirirlerdi Peki Kribati Pasifik Okyanusu'nda En büyük dağı, 81 metre.. Yani, Sabancı Kuleleri'nin yarısı kadar falan Saint Kitts ve Nevis.. Ben hiç duymamıştım doğrusu Karayip Denizi'nde bir adaymış Enflasyonu yüzde 2.5 Şimdi sıkı durun.. Afganistan, Almanya, ABD, Andorra, Angola, Antigua ve Barbuda Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bahama Bahreyn, Bangladeş, Barbados, Batı Sahra, Belçika, Belize, Benin Beyaz Rusya, Bhutan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bolivya, Bosna Hersek Botsvana, Brezilya, Brunei, Bulgaristan, Burkina Faso, Brundi, Cap Verde, Cezayir, Cibuti, Cook Adaları, Çad, Çek Cumhuriyeti, Çin Danimarka, Doğu Timor, Dominika, Dominik Cumhuriyeti, Ekvador Ekvador Ginesi, El Salvador, Endonezya, Eritre, Ermenistan, Estonya Etiyopya, Faroe Adaları, Fas, Fiji, Fildişi Sahilleri, Filipinler Filistin, Finlandiya, Fransa, Gabon, Gambiya, Gana, Gine, Gin Bissau, Grenada, Guatemala, Guyana, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güne Kıbrıs Rum Yönetimi, Güney Kore, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan Hindistan, Hollanda, Honduras, Hong Kong, Irak, İngiltere, İran İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Jamaika Japonya, Kamboçya, Kamerun, Kanada, Karadağ, Katar, Kazakistan Kenya, Kırgızistan, Kribati, Kolombiya, Komor, Kongo, Kosta Rika Kuveyt, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kuzey Kore, Küba, Laos Letonya, Lesoto, Liberya, Libya, Liechtenstein, Litvanya, Lübnan Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Madagaskar, Malavi, Maldivler Malezya, Mali, Malta, Mauritius, Marshall Adaları, Meksika, Mısır Mikronezya, Moldova, Moğolistan, Monako, Moritanya, Mozambik Myanmar, Namibya, Nauru, Nepal, Nikaragua, Nijer, Nijerya, Niue Norveç, Orta Afrika Cumhuriyeti, Özbekistan, Pakistan, Palau, Panama Papua Yeni Gine, Paraguay, Peru, Polonya, Portekiz, Porto Riko Romanya, Rusya, Ruanda, Saint Kitts ve Nevis, Saint Lucia, Sain Vincent ve Granada, Samoa, San Marino, Sao Tome ve Principe, Senegal Sırbistan, Seyşeller, Sierra Leone, Singapur, Slovakya, Slovenya Solomon Adaları, Somali, Sri Lanka, Sudan, Surinam, Suriye, Suud Arabistan, Svaziland, Şili, Tacikistan, Tanzanya, Tataristan Tayland, Tayvan, Togo, Tonga, Trinidad Tobago, Tunus, Tuvalu Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Umman, Uruguay, Ürdün, Vanuatu Vatikan, Venezüella, Vietnam, Yemen, Yeni Zelanda, Yunanistan Zambiya, Zimbabve Liste bitti Çünkü dünya bitti Türkiye'de "benzin" işte bunların hepsinden daha pahalı.. Hepsinden Hayırlara vesile olan AKP Hükümeti'ni tebrik ediyorum DEMOKRASİ, dört yılda bir ortaya sandık koymakla olmuyor Sandık yeterli olsaydı, en çok sandığın bulunduğu toptancı hali demokrasinin beşiği olurdu Adam gibi demokrasilerde toplum her an negatif ve pozitif tepkilerl ülkeyi yönetenleri yönlendirir Benzin 3 YTL'yi aştı Bu dünyanın en pahalı benzinidir Yeryüzünde benzini Türkiye'den daha pahalı olan bir başka ülke yok (Türkiye'den sonra İngiltere geliyor; 1.48 dolar. Türkiye'de ise benzi 1.8 dolar. Bir İngiliz'in aylık geliri ise aynı işi yapan Türk'ün tam 1 katıdır. Demokratik tavrınız olmayacak mı? Bir ses, bir seda?.. * Elbette olmayacak Siyasi iktidarlar da zaten bu sessizliği biliyor ve bundan yararlanı bildiklerini yapıyorlar En iyisi siz sesinizi çıkartmayın Gerçi benzin alırken surat asmak, arabaya oturunca "Bu kadar da olma yani..." demek de bir tepkidir. Yeterlidir Maaşı götürüp bir depo benzine yatırdığınızda, tepki olara parmağınızı arabanın çakmak deliğine de sokabilirsiniz Birkaç sene önce Mısır'da ekmeğe yapılan zammı protesto etmişti Araplar bir günde yarı yarıya inmişti ekmeğin fiyatı. Mısırlı Araplar kada olmayın. Benzin fiyatının yüzde 61.1'i vergidir Bu; imam genel müdür kadroları için, dinci şirketlere verilen ihalele için, evlere makarna-pirinç dağıtıp oy almak için, Ali Dibo'lar içi iktidara lazımdır Yani litre başı verdiğiniz her 3 YTL'nin yaklaşık 1.8 YTL'si.. Siz bilmiyormuş gibi yapın Tam 50 yıldır yaptığınız gibi.. Öyle sessiz.. Öyle tepkisiz.. Öyle sinmiş.. Öyle suskun.. Arabasının deposundaki benzine sahip çıkamayan halkın, ülkesini geleceğine sahip çıkması olası mıdır?.
  23. Bu resmi yapıştırmak için topic aradım sanırım en uygun olduğu yer burası. Emperyalistlerin çocuklara bakış açısı
  24. Ahmet Necdet Sezer hakkında yazdıklarınızı kınıyorum, kendisi şuan ülkenin tüm kadrolarını elegeçirmiş olan "dinci" pardon "yalancılara" karşı tek başına ve onurlu bir mücadele vermektedir. Talabani gelecekti ve terör bitecekti öylemi? Siz bu yalanlarla ancak buna inanmak isteyenleri uyutursunuz, Talabani bir haindir, Türkiye Cumhuriyetinin düşmanlarındandır. Sizce Abd neden Irak'ta onu iktidara getirdi. Çok iyi biri olduğu için mi? Talabani ve Barzani şuan Irak'ta en çok haklara sahip olanlar ve bunca şehit kanı dökülmesine sebeb olanlar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı konutunda ağırlanacaktı öylemi, hangi sıfatla ve hangi hakla... Pkk'yı hortlatanlar şuan iktidarda olanlardır, onların amaçlarının da ülkeyi bölmek olduğunu artık sağır sultan duydu ama malesef duymak istemeyenler hariç. Cumhuriyet tarihinde ülkeye bu kadar ihanet olmamıştır, içerde ve dışarda işbirliği yapanlar çoğu zaman olduğu gibi yine din maskesine bürünenlerdir, aynı adamlar değilmidir, İsrail'e hizmet eden ve Türk askerini Lübnan'a gönderen.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.