sardunyam tarafından postalanan herşey
-
Bozan'ın son açıklaması...
ne darbe ne şeriat istemiyoruz... İrticai faliyetse darbeden daha kötüdür... ama birilerinin yeşil ve sivil darbesine geçit yok bu ülkede. kusura bakmasınlar hevesleri kursaklarında kalacak, Genelkurmayın ve halkın uyarısını anlamayanlar zorla darbe yapılsın istiyorlar ki "mağduru" oynasınlar. YEMEZLER... Bakın bu laikler bizi istemediler darbe oldu, ya da yargı geçit vermedi bakın bu laikler demokrasi düşmanı biz mağdur olduk diyecekler... Bakın izleyin timsah gözyaşlarını... onuda YEMEZLER... darbe olsun istemeyen derhal erken seçime gider, madem darbeden yana değiller neden seçime gitmiyorlar? Cumhurbaşkanlığını kaptı kaçtıya getirmek isteyerek ne yapmak istiyorlar? Onuda YEMEZLER. Birileri yemek istiyorsa buyursun yesinler, afiyet olsun... kimlerin tarikat, mafya, ticaret üçgeni tehlikede ise onlar şimdi korkunun krallığında mağduru oynuyor. onların çığırtkanlarıda "demokrasi" arıyor... YEMEZLER... Asker demokrasinin, laik cumhuriyetin koruyucusudur, her demokrasinin bir koruyucusu var... TSK bu oyunlara gelmez. darbe yapmak isteyen asker çoktan yapardı asker, laik, demokratik cumhuriyetten yana taraftır. bu ülkede bölücüler konuşuyor demokratik hak oluyor asker konuşuyor "darbe" oluyor. vay be ne kolaycılık... YEMEZLER... Tsk ve millet bir bütündür, askerle milletin arasına girmeye çalışan onun altında ezilir kalır. YEMEZLER...
-
Bozan'ın son açıklaması...
Dünyanın gözü, kulağı dün Çağlayan Meydanındaydı, bizdeki Fethullahçı gazeteler haber bile yapmadı, Tayyip Erdoğan hapşırsa haber yapanlar, milyonları görmemek ve göstermemek için var güçleri ile çabalıyorlar. Bu mitingi hafife alanları ve öyle göstermeye çalışanları acıyarak izliyorum. Ne garip "mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır" diyoruz. Onlar ne diyorlar? Dinden anladıkları kadınların başını örtmekten ibaret olanların ve türban sayesinde bunca gerilim yaşatanların ve onların destekleyicilerinin şu soruya cevap vermesi gerek, vatan, namus, misakı milli, sizin inancınızda yeri olmayan şeylermi? Demokrasi sınavı naraları atanlarada bakın, hangi durakta ineceksiniz demokrasi treninden? İrticai faliyeti görmezden gelenler Akp sayesinde daha dindarmı oldunuz? İnancınızın teminatı onlardamı? Halamı görmeyeceksiniz, hala farkına varmayacakmısınız, bu ülkede bir gerilim söz konusu ise o gerilimin asıl sebebi "dini siyasete alet eden ve ondan çıkar elde edenlerdir"... Eğer demokrasi istiyorlarsa derhal erken seçime gitmeliler yok hayır bunu yapmaz ve halkla inatlaşırlarsa sonuçlarına da katlanacaklar.
-
Sizi "Siz" yapan "İz"leriniz...
Sayın Boşig, Çok doğru ifadeler kullanmışsın sana katılmamak mümkün değil. Geçmişte yaşadığım iyi kötü ne varsa iyiki yaşamışım ki şimdi onların beni yoğurması ile olgunlaştım. İnsan yaratılışından gelen bazı özelliklerini törpülüyor ama yok edemiyor anlık hatalar, zaaflarımız değişiklik gösterebiliyor ama karakterimizi oluşturan ana temeller değişiyor olsada ortadan kalkmıyor, zaten günden güne değişimi o temeller üzerine inşaa edebiliyorum. Deneyimlerimiz, düşüp kalkmalarımız, güvenip hayal kırıklıklarına uğramalarımız çok şey öğretiyor. Bakıyorsunuz her insan kendi deneyimleri ile var ve onların bir kısmı sizinkine benzerken bir çoğu farklı deneyimler oluyor. Düşünceler ise tamamen bağımsız ve özgür kendi gözlemlerinizde var oluyorlar... Kimim ben? Bu gerçekten kendi kendine cevap vermesi çok zor bir soru... kimsin seni cevaplamak daha kolay, ama onunda %100 doğru olması mümkün değil, her insan bir muamma çünkü... her insan ancak düşünce ve duygularını gösterebildiği kadar tanıtıyor kendisini. Sen kimsin, ben kimim bir insanın kendisini ve bir başkasını bütün özellikleri ile anlatabilmesi imkansız. Hayyam'ın da dediği gibi hep bir sır daha var bütün çözdüklerinizden başka... Kendini tanımak! İtiraf edebilmek demektir. İtiraflarsa zor... Hem değişimin sonucu, hem değişimin kendisiyim galiba...
-
Genelkurmay Başkanlığı açıklaması
Sevgili Taylan, Biz yanlış yapıyoruz, askerde yanlış yapıyor, neden seyirci olarak kalmıyoruz ki, Atatürk ilkelerini gözümüzün içine baka baka yok ediyorlarmış etsinler, Fethullah hoca efendi sınırsız imkanla en kritik makamlara askerlerini yerleştirmiş, yapsın. TSK'nın varlık sebebi belli, o sebeplerden herhangi birine gizli ya da açık müdahale söz konusu olursa asker görmedim, duymadım, söylemedim demez. Askerin konuşmasından korkmak neden? Askerin susmasından korkmak lazım, bir önceki Genelkurmay Hilmi Özkük gibi. Askerinin başına çuval geçirecekler ve sen sükunet göstereceksin, neden çünkü demokrasi bunu gerektiriyor. Ama nede olsa Hilmi Özkök "abi, hocam" diye hitap ettikleri gibiydi, Org. Büyükanıt konuşuyor olay oluyor, konuşandan değil susandan korkun, topluca başımıza çuval geçirselerde susmak lazım. Demokrasi gereği.
-
İçindeki nakaratı yaz...
Yeditepe dar gelir sen gittin gideli yüzüm gülmez oldu, hadi dön geri karasevdalandığım, hasretinle yandığım can beni terk etmeden, yetiş cennet saydığım gönül yarası bu, ilacı yoktur, senden gayrı dilberim... Yeditepe dar gelir sen gittin gideli yüzüm gülmez oldu, hadi dön geri
-
*N O S T A L J İ K Ö Ş E S İ *
insan kimin kapısını çalar ancak sevdiklerinin, sevdiğinin... ... sevmek korkusu bu mudur? kapıda kalmak, yalnızlığıyla kalmak... sevmek korkusu bu mudur?
-
Frozen......
Sen gelme hala bilme arkadaşının nelerle uğraştığını, sana ihtiyacı olduğunu.
-
diloş...
Kız bütün gece güldüm kendi kendime yoksa ben delümüyüm?
-
ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
Gloria, kaç saatte yazdın bunu kıs, Leylacımın işi zor bitmez anacım bu yazı. Leylacım bugün dualarına ihtiyacım olacak. Unutma beni...
-
Genelkurmay Başkanlığı açıklaması
Genelkurbay Başkanlığı meseleyi tamda onikiden vurmuş. Askerin elindeki şuan açıklanmayan belgelerle TSK şimdilik bu açıklamayı yaptı, ondan önceki açıklamasını kendilerine yontanlar bunuda darbe yapacaklar, bunlar demokrasi düşmanı diye halka yutturmaya çalışacaklar. Başlamışlar bile. Ne olacak, darbe falan olmayacak eğer asker darbe yapmaya çok hevesli olsaydı çoktan yapardı merak etmeyin. Bu adamların bütün yaptıklarına bugüne kadar tahammül göstermeleri askerin demokrasiye zarar vermek istememesindendi. Ama bu arsız adamlar, "darbe" gelicek biz dindarız diye bizi istemiyorlar, demokrasi istiyoruz diye çığlıklar atarlarken bile Türkiye'nin altını oymaya devam ediyorlar, her icraatları üçkağıtçılık üzerine kurulu Akp'nin "demokrasi elden gidiyor" asker müdahale edecek diyerek bu ülkeyi talan etmesinde asker taraftır. Akp bugün var yarın olmayacak ama TSK, Türkiye Cumhuriyeti var oldukça var kalacak. Demokrasiyi araç olarak kullananlara istedikleri noktaya gitmeleri için o imkan verilmeyecek, halk ordusunun yanındadır. Ama bu devrimi bu kez halk yapacak, korkmayın darbe gelmiyor. Ama askesinde susup oturmasını beklemeyin. Asker tehlike arzeden bir durum gördüğünde bunu dile getirecek elbette,olan bitene seyirci kalacak değil. Genelkurmay konuşuyor bir kısım antilaik kesim ayaklanıyor DARBE yapacaklar,
-
ATATÜRK SUÇLUDUR.
- diloş...
Dilooooooooş Ne haber, bir şarkı var dilimde de dolandı birden şöyle ki yar saçların lüle lüle yar benziyor beyaz güle o gül benim hayatımdır ölürümde vermem ele- SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Redblack, harikasın, harika bir şey bu gönderdiğin, her mısrasını hissettim... çok teşekkür ederim tatlım...- SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
of sözlere bakarmısın, gözyaşlarınla yıkayıp, acılarınla kefenleyip, yüreğindeki en sıcak yere göm beni... nasıl bir sevgi beslemiş ki bunu yazan böyle hissetmiş, ne mutlu ya, sağol bitane kardeşim- Faili Mechul Cinayetler (!)
Figgaro temennilerine bende katılıyorum. Ve ülkemizin bu sömürüden biran önce kurtulmasını da diliyorum, ve farkında olanların sayısının artmasını...- Sizi en iyi hangi şarkı anlatıyor?
adım adım geçer zaman biter günüm ben nerdeyim? yavaş yavaş batar güneş olsun sen nerdesin? yağmur, yağmur diner- NOSTALJİK ŞARKILAR TOPİCİ
seni beklerim öptüğün yerde belki bir akşam dönersin diye belki dönersin eski günlere dayanamadım yazdım ben sana dargınlık bitsin cevap yazsanda beraber olalım ömür boyunca dağlara şimdi akşam çöktü çiçekler boynunu büktü hepsi sensiz öksüzdü kuşlar yuvaya döndü senin şehrine yolcular vardır şafakta gemiler hep demir alır seven sahilde hep yalnız kalır kıskanırım seni o yolculardan belki seversin birini diye mektubumu sen, sen oku bana dağlara şimdi akşam çöktü çiçekler boynunu büktü hepsi sensiz öksüzdü kuşlar yuvaya döndü seni beklerken duydum annemden saklarmış veda mektubunu benden evlenmişsin şimdi bir esmerlen Nilüfer- SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )
Diloşum o şarkıyı bende çok severim, süper... ama seni bulmak daha süper ya, nasıl özledim ben seni... Egzorsist, canım teşekkür ederim, çok güzel bir yazı, senide özledim...- ILIMLI İSLAM NEDİR?... (Dinci rejimin, özünde ILIMLISI ile SERTİ arasında ne tür bir fark vardır?...)
Günümüzün küresel egemenleri yaklaşan sonlarını birazcık da olsa erteleyebilmek için, tırnaklarını dünyamıza biraz daha derinden geçirmek telaşı içindedirler. Sonuçta kendi sonlarıyla birlikte her şeyin sonunu getirebilecek bir pervasızlığa kapılmışlardır. Yeni bir haçlı seferi başlattıklarını ilan edecek kadar gözleri kararmıştır. Küreselleşme dediklerinin, geçmişin haçlı seferleri gibi ilkel bir çapulculuktan ibaret olduğu giderek anlaşılmaktadır. Küreselleşme söylemleri arkasında, yeryüzünün yoksullarına karşı ilan edilmiş bir soyguna ve saldırıya tanık olmaktayız. Bu bağlamda, ülkemizi ve ulusumuzu özel bir özenle hedef seçtikleri anlaşılıyor. Biz yeryüzünün en kıymetli doğal kaynaklarına uzanan yolun başında konuşlanmış bulunuyoruz. Biz, yirminci yüzyılın başında mazlum milletlerin emperyalizme karşı başkaldırısına öncülük etmiş olan bir ulusun evlatlarıyız. Onlara yüce önder Atatürk’ün önderliğinde verdiğimiz dersi, biz unutsak bile onlar unutmuyorlar. Bu nedenledir ki bizimle çok ayrı bir hesapları var. Bugün için bizi özel bir nezarethaneye kapatmayı başarmışlardır. Bu nezarethane, Avrupa Birliği’nin bekleme odasıdır. Gardiyanları da içimizdedir, başımızdadır. Bu arada, ülkemizin içinde bulunduğu bölgede, 22 kadar ülkenin coğrafyasını değiştireceklerini açıkça ilan etmiş bulunuyorlar. Coğrafya değiştirmenin nelere mal olacağını yanı başımızdaki Yugoslavya’da, Irak’ta gördük, görmekteyiz. Bize yönelik emellerini gerçekleştirmek üzere, içimizde, onların emirlerini yerine getirmekle görevli değişik kılıklardaki kadrolar seferberdir. Bunların her biri savunduklarını iddia ettikleri amaçların tümüyle ters doğrultudaki emellere hizmet etmekteler. Bir bölümü sözüm ona dindardır. Aslında en büyük kötülüğü İslam dinine yapmaktadırlar. Yeryüzünün en son ve en gelişkin dinini ilkel Afrika dinleri gibi sakaldan ve türbandan ibaret bir aksesuar fetişizmine indirgeme çabası içindedirler. Küresel efendileri İslamı hazmedememektedir. Bunun için İslamı bırakmış, “Ilımlı İslamı” icat etmişlerdir. Ilımlı İslam, emperyalizme teslim olmuş İslam demektir. Yani İslam’dan başka bir şeydir. Minareler süngümüzdür demişti. Geldi haçlı seferlerini yapanların eş başkanlığını kabullendi. Bu arada, Irak’ta yıkılmayan minare kalmadı. Bunların zamanında Hıristiyan misyonerliği başını alıp gitmektedir. İstanbul’u başında Ortodoks patriğinin bulunduğu bir dukalığa dönüştürmek isteyenlerin iştahları iyiden iyiye kabarmıştır. Bunlar, İslam’a öylesine itici bir çehre yüklemişlerdir ki bir kısım yurttaşlarımız, “hepimiz Ermeni’yiz” diye bağırarak sokaklara dökülmek noktasına gelmişlerdir. Bir başka bölümü, Güneydoğudaki yurttaşlarımızın haklarını savunmak görüntüsüne bürünmüş bölücülerdir. Gerçekte ise bu yurttaşlarımıza kestaneyi ateşten alma rolünü oynatmak istedikleri açıktır. Bu nedenledir ki Avrupa Birliği, büyük bir rahatlıkla Dicle - Fırat bölgesinin yönetimini uluslararası komisyona vermeyi planladığını gizlememektedir. Bölücülerin görevi kuzuyu sürüden ayırmaktır. Etraf, kuzuyu yemek için sabırsızlanan kurtlarla doludur. Bir bölümü de, Cumhuriyetimizin yerine daha demokratik bir cumhuriyet kurma yalanıyla ortaya çıkmıştır. Bunlar numaracı cumhuriyetçilerdir. Bunların asıl amaçları da, Ankara’nın yerine Washington’u, Brüksel’i egemen kılmaktır. Hedefleri bağımsızlığımızı tümüyle sona erdirmektir. Böylece demokrasinin en temel koşulunu yok etmiş olacaklardır. Bu tür unsurların desteğiyle yürütülen politikalar, ülkemizi tam bir dar boğaza sokmuştur. Satılmayan ekonomik varlığımız kalmamıştır. Son olarak sistemin kalbi demek olan bankalar satıştadır. Artık, esnafımız, köylümüz, kredi için, bankaları ele geçirmiş olan başta Yunanlı olmak üzere, değişik ülkelerin kapitalistlerine el açmak zorunda kalacaktır. Tabiatıyla eli boş kalacaktır. Türkiye’nin sanayisi durmuş; tarımda kendine yeterli birkaç ülkeden biri olan ülkemizin tarımı tam bir yıkıma sürüklenmiştir. Sonuçta, Mehmetçiğin kanından başka satacak şeyimiz kalmadığını yüzümüze karşı Soroz’un ağzından söyleme cesaretini bulabilmişlerdir. Petrolümüzün yağmalanması şimdilik, Sayın Ahmet Necdet Sezer’in sayesinde ertelenmiştir. Sezer’e buradan saygı, sevgi ve şükran duygularımızı gönderiyoruz. Bizim bu toplantımız böyle bir dönemde gerçekleşiyor. Bu toplantımıza gölge düşürmek için akıl almaz yollara başvurdular. Biz darbecilere destek oluyormuşuz. Asıl darbeci kendileri. Anayasa, Cumhurbaşkanının azınlığı temsil eden bir partinin değil, tüm ulusun temsilcisi olması için bir hüküm öngörmüş; Meclisin toplanıp bu konuda karar alabilmesi için belli bir çoğunluk koşulu belirlemiştir. Biz bunu tanımayız diyorlar. Pek çok saygın ve yetkin hukukçunun uyarısına rağmen açıkça Anayasayı çiğneyeceklerini söylüyorlar. Biz Anayasaya uyulmasını istiyoruz. Bizim hukukumuz, hüküm giymiş insanların milletvekili olamayacaklarını öngörüyor. Onlar, milletvekili olan, başbakan olan, Cumhurbaşkanı da olur diyorlar. Cumhurbaşkanı olacağım derken, Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla milletvekilliğinin de, başbakanlığın da tehlikeye düşeceğini görmek istemiyorlar. Biz Anayasanın ve hukukun uygulanmasını istiyoruz. Onlar Anayasayı hukuku tanımayan bir darbenin peşindeler. Biz, Atatürk’ün yerine ancak tüm ulusu kucaklayan bir Atatürkçü oturabilir diyoruz.. Bu toplantıya katılanların darbecilere destek olacakları yalanı, çoğu dolar ve avro kancasına takılmış bulunan bazı kuruluşların liderlerinin zihinlerini bulandırmaya yetmiş görünüyor. Bu nedenle bu toplantıya katılmakta ayak sürüyen bazı örgüt liderleri olduğunu biliyoruz. Ama onların tabanındakiler bu yalanlara kanmadılar ve buraya gelerek aramıza katıldılar. Gelmeyenler, tabandan yoksun bir biçimde sırça köşklerinde kendi başlarına kaldılar. Bu bir koşudur. Bu koşuda elbette ki attan düşenler de olacaktır. Büyük ozanın deyişiyle “atları rüzgâr kanatlılar”ın kaybedecek vakti yoktur. Biz kimiz? Bu meydanları dolduranlar kimlerdir? Biz atları rüzgâr kanatlılarız. Atatürkçüler, cumhuriyetçiler, alın terleriyle kazandıkları paralarla yurdun dört bir köşesinden buraya geldiler. Ülkeyi, Dubai ve Orta Doğu prenslerine bir takım köşklerde pazarlama girişiminde olanların akılları halkın gücünün nelere kadir olduğunu anlamaya yetmez. Biz kimiz? Biz Kubilay’ız! Biz Uğur Mumcu’yuz! Biz Ahmet Taner Kışlalı’yız! Biz Hablemitloğlu’yuz! Biz Eşref Bitlis’iz! Biz Bahriye Üçok’uz! Biz saymakla bitmeyiz. Biz, bir ölüp bin dirilenlerdeniz. Bitmedi; Biz kimiz? Biz Mustafa Kemal Atatürk’üz. 14 Nisan Tandoğan Meydanı açılış konuşması...- diloş...
Diloşum... burdamısın?- ஐ๑((-_-))๑ஐ๑ LEYLA ๑ஐ๑((-_-))ஐ๑
Leylam benim...- Frozen......
yoksun... sen gittiğinde seni düşünen ve özleyen kaç yürek var burada biliyormusun? bana neden bunu yapıyorsun, yoksa sen beni sevmiyormusun? hatta beğenmiyormusun? bak bir küsersem konuşmam bir daha, çok beter küserim bilesin... hadi ama bak Leyla, Diloş ve ben yolunu beklemekteyiz...- "yok"luk..gibi..bişey..
Frozen gelmezse bende depresyona giricem söz veriyorum.- Tanışmak istediğiniz ilk 3 kişi
doğru söze ne denir, ahh keşke imkan olsaydı...- ..vahh....vahh..!
Vah vah devenin durumuda vahimmiş Figgaro, peki sence bizim neden hörgücümüz var? - diloş...
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.