Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

muki

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.848
  • Katılım

  • Son Ziyaret

muki tarafından postalanan herşey

  1. "Turkiye vatandasligi" ha! Sayin ali0 ve sizin gibi dusunenler, sizler baska bir memleketten mi ithal edildiniz acaba? Arabistan olmasin sakin? NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
  2. muki

    Hayır nisa

    Din dedigimiz sey Tanri ile insan arasinda cok ozel olmasi gereken bir seydir. Nasil ki cinsel yasantimizi orada burada bagira bagira anlatmiyorsak, Tanri inancimizi/dini inancimizi da oyle boburlene boburlene anlatmamiz ne kadar dogru? Allah'a ve dine saygisi olanlar bu ruhani durumu zaten kendi iclerine donuk olarak yasarlar. Dogrusu da budur, cunku bir dinin dunyevi islere karismasi, kendi yasam kurallarini kendisinin koymasi ve bunlari insanlara dayatmasi o dini ruhanilikten cikartip dunyevi bir mesele haline getirir ki, bu da insanlar arasi celiskilere ve surtusmelere yok acar, nitekim aciyor da. Bu yuzden kadinlar -her kim, her ne olursa olsun- boyle bir boyunduruk altina girmek istemiyorlarsa kendi geleceklerini ve ozellikle kiz cocuklarinin geleceklerini dusunerekten akillarini kullanmalari gerekir. Bir cok Musluman ulkelere soyle bir baktiklari zaman, oradaki manzaranin kadinlar icin ne kadar icler acisi oldugunu gormelerini umut ederekten, oylarini bu manzarayi hic bir zaman hafizalarindan cikarmayaraktan oy kullanmalarini rica ediyorum. Erkekler icin degisen pek fazla bir sey olmayacak, ama ya bizler icin? Bizler icin nelerin degisebilecegini tahmin dahi edemeyenler laik olmayan Musluman ulkelerdeki kadinlarin durumlarini lutfen biraz arastirsin. Ve en onemli olan konulardan biri de: Ister acik olun, ister kapali ama, kendinizi hic bir sistemin kuklasi haline getirmeyin. Sunu unutmayin ki, laikligin bir unsuru da din ve vicdan hurriyetidir. Bu hurriyetin cikarlar ugruna elinizden kayip gitmesine izin vermeyin.
  3. muki

    Hayır nisa

    Hayır Nisa Hayırdır Hayır olsun Hayır Nisa Hiçbir ana Sikayet etmedi vatanı Hatta Kocasından sikayetinde Cennet alındı Ayaklarının altından Hayırdır Hayır olsun Hayır Nisa Yoksa Kim azmettiren Hayırdır Hayır olsun Hayır Nisa Arif Dogramaci Bizim kültürümüzde kadinin erkegi ile bire bir esitligi yakaladigi dönem Islamiyet öncesi dönemdir. Bozkir kültürünün yaraticilari olan atalarimizin anlayisinda aile kari kocanin her alandaki esitligi üzerine insa edilmistir. Türklerin hayat tarzi olarak kabul ettigi ve din ihtiyacini büyük ölçüde karsilayan Samanizm, özelligi geregi kadinlara kutsallik atfediyordu. Hukuksal açidan kadin ile erkek hemen hemen esitti. Erkek, ancak tek bir kadinla evlenebilirdi. Ev ve çocuklar üzerinde erkek ve kadin ayni tasarruf hakkina sahiptiler. Yasa niteligindeki buyruklar Hakan ve esi Hatun tarafindan birlikte imzalanmadan uygulanmazdi. Yeni Delhi Türk devletinde Raziye Sultan, Kirman’daki Kutluk devletinde Türkan Hatun, tarihteki ilk kadin devlet baskanlari idi. Kastilya elçisi Klaviya, Timurlenk’in 1404’te Semerkant’ta verdigi resmi bir ziyafete erkeklerin yani sira kadinlarin da katildiklarini yazar. Islam cografyasina girdigimiz günden itibaren Türk kadini, statü kaybina ugramis ve yüz yillarca bazen peçenin, bazen de cumbali evlerin ardindan bakmis dünyaya. Onu sadece üremenin araci görmüs ve kendisine klasik bir analik rolü biçmisiz. Bazen "kasik düsmani", bazen de "saçi uzun akli kisa deyip" baba mirasinin bile yarisini uygun görmüsüz. Hatta Padisah III. Osman döneminde bir aralik sokaga çikma özgürlügünü bile kisitlamisiz. Bazilarimiz isi biraz daha ileri götürmüs ve "Karnindan sipayi, sirtindan sopayi eksik etme" diyerek onurlarini hoyratça örselemisiz. Sonra da cenneti onlarin ayagi altinda aramis, ama bulana da bu güne kadar hiç rastlamamisiz. Biz Türk Kadinlari olarak, bu güzel Vatanin özgürlügüne ve Cumhuriyetimizin varligina katilan her tuglanin harciyiz! Vatan için akan her kanin zerresinde biz variz! Uçmaga varan, her yigit sehidimizin caninda biz variz! Türk Kadini, yüzyillar sonra yeniden kavustugu esit haklari konusunda sahip oldugu her seye, hiç zahmetsiz, mücadelesiz, yorulmadan Mustafa Kemal Atatürk’ün sayesinde sahip olmustur! Ya bugünku durum nasil? Biz, Türk kadini olarak, Mustafa Kemal Atatürk sayesinde hiçbir sekilde parmagimizi bile oynatmadan, kolay ve rahatlikla sahip oldugumuz haklarimizin, bugün kiymetini bildigimizi söyleyebilir miyiz? Buraya kadar alintidir... Evet biz, Turk kadini olarak sahip oldugumuz haklari bu sefer de tesettur altina sokuyoruz. Ulu Ataturk sayesinde -Islamiyet oncesinde oldugu gibi- kazandigimiz sayginligi ve haklarimizi bir kez daha kaybedecek olursak, parmagimizi bile oynatmadan, hic zahmetsiz, mucadelesiz, yorulmadan geri kazanabilecegimizi dusunebiliyor musunuz? Sahsen ben dusunemiyorum. Seriatin bir devlet ideolojisi olmasini isteyen cevrelere bir kadin olarak odun verirsek bizi kurtaracak bir Ataturk daha olmayacaktir. Bunu iyi dusunun ve ona gore oyunuzu verin. Dipnot: Yukarida sair demis ya; "Hiçbir ana Sikayet etmedi vatanı" Biri haric....
  4. "İYİKİ VARSINIZ" Sevgi va saygılar... :)

  5. Eline saglik Dipnot. Butun bunlari gorup, okuyup ve en onemlisi yasayipta daha hala AKP'nin avukatligina soyunan insanlari anlamiyorum. AKP bu gibi kisilere avukatligini yapsinlar diye aciktan maas mi bagladi ne... Fanatikligin de bu kadari ayip valla!
  6. Boyle bir inanc ancak Islam'da olabilir. Kac cocuk, kac yetiskin goturmus goturmemis beraberinde onemli degil. Bu cocuk ve yetiskinlerin hangi dine mensup olduklari da onemli degil. Onemli olan; ona vaad edilen Cennet'teki hurilerle, parlak oglanlarla, ickilerle gecirecegi sonsuz yasam.
  7. Bazi insanlar toplumlarin genel kabullerini bilmediklerinden, ogrenmediklerinden veya bilmek ve ogrenmek istemediklerinden dolayi adalet prensiplerinden uzak kendi dini kabullerini baska insanlara asilamaya calisiyorlar. Ancak su var ki; uyuyan ve cevresinden haberi olmayanlarin, baskasini uyandirmasi da mumkun degildir.
  8. ali0, sizler bunu 'saldirganlik' olarak algiliyorsunuz. Biz ise 'gercegin gun isigina cikmasi' olarak algiliyoruz.
  9. "Ben batiracagim her yeri" diye dusunmuste olabilir, beceriksizliklerini yuzlerine gozlerine bulastirmista olabilirler.
  10. Sevgili Dipnot, bundan daha guzel ifade edilemezdi. Bazi insanlar yucelttikleri kisilerden menfaat ya da şefaat bekliyorlar herhalde ki; yuceltilenlere karsi gozler kor, kulaklar sagir ve agiz dilsiz oluyor.
  11. fft, bu ulkede inananlara karsi bir onyargi yok. Bir de; nice caga ayak uyduranlar var ki inanclarinda kapalidan daha samimiler ve daha inanclilar. Yani her kapaliyi da inancliymis gibi gostermen biraz abesle istigal ediyor. Inanc sadece tesetturun altinda degil anlayacagin.
  12. Bence; din ugruna savasan ve bu savasta hayatini kaybedene ********
  13. Ozgurlugumuz kisitlaniyor, devlet engelliyor, insan olarak haklari engelliyor, ayrimcilik yaparak bizlere olan bakislari kirletiyor, bizlere medyasiyla basiniyla her kanaldan mudahale edip on yargilara on yargi katiyor, oyle onyargilar olusuyor ki ari gibi calisacak olan bizleri issiz birakiyor... demis fft nickli arkadas. Kendilerine gelince herseyleri kisitlaniyor, yasaklaniyor. Baska yasam tarzlarinin kisitlanmasi, yasaklanmasi soz konusu olunca sus pus oluyorlar, ya da aslan kesiliyorlar.
  14. Sizlere sunu anlatamiyoruz galiba. Ozgurlugunuzu kendiniz kisitliyorsunuz. Insanlar arasi ayrimciligi -hangi konuda olursa olsun- sizler korukluyorsunuz. Kadin-erkek, namuslu-namussuz, imanli-imansiz vesaire... Hem ne demek oyle metroya, otobuse, dolmusa tek basina binmek! Islam'a gore kadin olarak oyle bir hak sahibi degiliz. Muhammed ne diyor bu konuda: "Sizden kim Allah'a ve ahiret gunune inaniyorsa, yaninda mahremi olmayan bir kadinla basbasa kalmasin. Cunku bunu yaparsa ucunculeri seytan olur." (Buhari, Muslim, Termizi, Rada, Fiten, Hanbel). Gerci metroda, otobuste falan tek basiniza degilsiniz bilakis, bir cok nefsine hakim olamayan! erkek tarafindan kusatilmis bir vaziyettesiniz. Daha da ileri gidip Muhammed: "Kocanin yakinlari ölümdür (felakettir)" demis, (Buhari, Muslim, Tirmizi, Darimi, Hanbel) Yani goruyorsunuz ki sizin oyle metroya, otobuse, ucaga, dolmusa binmeniz ölüm, felaket demek. Siz kalkmissiniz metroya, otobuse binip kitap okumayi (onca erkekle omuz omuza, diz dize bulunup (baska yerlerini saymiyorum), yuksek okula gidip, mesela doktor olup erkek hastayi muayene etmeyi mi dusunup kabul ediyorsunuz? Cok daha medeni ve esit dediginiz Islam, kadin-erkek arasi iliskileri cinsel yonden ele aliyor. Kadin seytan, erkek nefsine hakim olamayan bir yaratik cunku. Bu mu medeniyet, bu mu esitlik? Siz hangi devirde yasiyorsunuz? Eski devirlerdeki ilkelligin ortadan kalktigini, bir erkegin de nefsine hakim olabilecegini dusunemiyor musunuz? Yoksa ailenizdeki ve cevrenizdeki tum erkekleri tecavuzcu Coskun olarak mi goruyorsunuz?
  15. muki

    Muhammed ve Dunya

    Diyanet meali: Sems 6- Yere ve onu yayıp döşeyene andolsun, Nazihat 30- Ardından yeri düzenleyip döşedi. E.Hamdi Yazir meali: Sems 6- yere ve onu döşeyene, Nazihat 30- Ondan sonra da yeryüzünü döşedi. Ayntabi Mehmed Efendi meali: Sems 6- Yer ve onu doseyen hakki icin Naziat 30- Sonra yeri (sukna icin) O, yayip dosedi. Muhammed Esed meali: Sems 6. ve yeryüzünü, onun (uçsuz bucaksız) genişliğini! Nazihat 30- Ve ardından yeri düzenleyip yaymıştır, Suat Yildirim meali: Sems 6- 6. Yer ve onu yayıp döşeyen, Nazihat 30- Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı. Bazi meallerde ise yeryuzu kelimesi yerine, yerkure kelimesi kullaniliyor. Yasar Nuri Ozturk meali: Sems 6- Yere ve onu döşeyene. Nazihat 30- Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı. Evet goruldugu gibi Yasar Nuri Ozturk mealinde deve kusu yumurtasi bicimi deniliyor. Digerlerine baktigimiz zaman sanki dunya yuvarlak bir tepsi seklinde. Yasar Nuri Ozturk ise -daha inanirlik kazansin diye herhalde- deve kusu yumurtasi biciminde yuvarlatti demeyi yegliyor. Dunyanin yuvarlak oldugunun ilk tezleri Miletoslu Thales (m.o. 624-546) ve gene Miletoslu Anaximander (m.o. 610-550) tarafindan ortaya atilmis olsa da, dunyanin yuvarlak olusu hakkindaki tezin ilk olarak Pythagoras (m.o. 576-496) tarafindan ortaya atildigi gorusu kuvvetlidir. Pythagoras'in arastirmalari ogrencileri ve kendisinden sonraki arastirmacilar tarafindan yayginlik kazanmistir ve bu teori ikinci kez Yunan Eleiali Parmenides (m.o. 515-445) tarafindan ele alinmistir. Bazi bilginler ise dunyanin yuvarlak oldugunu, dunyanin ay uzerindeki golgesine bakarak anlamakta gecikmemislerdir. Parmenides karalarin henuz dortgen biciminde gosterildigi bir dunya haritasi yapar. Parmenides'i takiben Aristoteles (m.o. 383-322) kendi eserinde Pythagoras'in teorisini yaymaya ve kanitlamaya calisir. Aristoteles'den sonra baska bir Yunanli astronom Krates (m.o. 2.yy) 10 ayak capinda bir yuvarlak yaparak, dunyanin betimini ortaya koymaya calisir. Bu teoriyi ilk olarak kanitli bir sekilde basaran (m.o. 64-23) cografyaci Strabon olur. Diger cografyaci ve astronomlarin bilgilerini de arastirip gelistirerek Geography adinda bir kitap yazar. Kitabinda dunyanin yuvarlakligina ait kanit olarak bilinen acik denizde geminin once direginin gorunmesi daha sonra ise kendisinin gorunmesi ile ilgili gemi ornegini verir. Acaba bu meallerde mi bir tercume hatasi var yoksa Muhammed'in bu ortaya atilan tezlerden haberi mi yoktu ki dunyanin bugunku seklini net olarak soyleyememis?
  16. fft, herhalde sen, sana gore cok kotu seyler yasadin ki kendini bu kadar dine verip diger insanlari da gunahkar olduklari icin (gene sana gore) dine cagiriyor ve gelmek istemeyenleri de 'o dilemedikce sen inanip dileyecekte degilsin' diyorsun. Sen degisime ugratilmaktan dolayi yat kalk kendin icin sukret ama digerlerine karisma, birak onlar kime, neye inanirlarsa inansinlar. Ne de olsa onlarin akibetinden sen sorumlu degilsin.
  17. Bir binanin yapilisinda Islam inancinin ne gibi bir katkisi olabilir ki? Ancak insaatcilarin insan canina duyduklari saygi bir binayi yaparken kendini belli eder. Size gore Turkiye'de zelzelede olsun, durup duruken yikilmis olsun, butun bu binalari insaa edenlerin hepsi Islam inancindan nasibini almamis oyle mi? Japonya'da da binalar yapiliyor ve en siddetli zelzelede dahi bu binalara birsey olmuyor. Bu insanlarin hepsi Islam inancindan nasiplerini almis kisiler de haberleri mi yok, ya da bizim mi haberimiz yok...
  18. muki

    Abdullah Gul

    Gül Irak’ın kuzeyinde Mehmetçiğin başına çuval geçirildiğinde ABD’yi, “Büyük devletler özür dilemez ki” diye savunan ve Peşmerge önderliğinde Telafer’de Amerikan güçleri Türkmen katliamı başlattığında, “Orada Türkmenlere yönelik bir şey yok, Felluce’den kaçan teröristler Telafer’e sığınmış, operasyon Türkmenlere değil!” demiş, biridir..Tarih, 24 Mayıs 2003. Gül’ün İsrail’in Lübnan’a saldırması sonrasında The Washington Post’ta çıkan makalesini hatırlayalım: “ Benim neslim, demokrasinin yüksek değerlerinin yanında duran bir ABD imajıyla büyüdü… Tek başına bu trajediyi durdurma imkân ve kabiliyetine sahip olan dünyanın tek süper gücü, insanların bu kadar acı çekmesine neden göz yumuyor ve merhamet çağrılarını neden karşılıksız bırakıyor?’ ( Abdullah Gül- Zaman- 3.8.2006) ABD ile” Stratejik Vizyon Belgesi” mutabakatını imzalayıp BOP’u siyasallaştıran gene Gül’dür “ Kahraman Amerikalı askerlerin sağ salim Amerika’ya dönmesi için duacıyım” diyen Erdoğan’dan sonra şimdi de ‘Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye’nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek…’ diyen Gül’dür “ Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimiz önemlidir. Dünyanın süper gücünün gündem maddeleri bizim de gündem maddelerimizdir. Aramızdaki işbirliğinin stratejik boyutta olmasının anlamı, bu meselelerde ulaşılması gereken hedeflere ilişkin görüşlerimizin örtüşmesidir ” diyende ABDullah Gül’dür. Abdullah Gül, 24 Mayıs 2003 yılında ABD ile yaptığı gizli anlaşmayı Vatan Gazetesi Yazarı Sedat Sertoğlu’na böyle savunmuştu: “Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta (eliyle koltuğa vurarak) ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp anlatamam ki…” BAĞIMSIZLIK VE EGEMENLİK NASIL TESLİM EDİLMİŞ? Yeterince anlaşılması için ABDullah Gül’ün “herşeyi de açıklayamam ki” diyerek itiraf ettiği, Tezkere’nin reddinden sonra ABD ile yaptığı gizli anlaşma maddelerini, Osmanlı İmparatorluğu’nu işgalcilerin kucağına bırakan Mondros Silah Bırakışması’nın maddeleriyle karşılaştırmakta yarar var: 1- 1918 Mondros İşgalcilerin Vahdettin’e verdiği emir: Ordu terhis edilecek, orduya ait silahlar, taşıtlar, cephane ve donatım, İtilaf Devletleri’ne teslim edilecektir. Bütün haberleşme, ulaşım araç ve gereçleri İtilaf Devletleri’nin denetimi altında bulundurulacaktır. 2003 ABD’nin dışişleri bakanı C.Powell’in Gül’e verdiği emir: Türkiye Kuzey Irak’tan Çekilecek. Türk Ordusuna bağlı olan özel kuvvetler 4 ay içinde aşamalı olarak Türkiye sınırları içine çekilecek. Türk Ordusunun asker ve silah sayısı ABD’nin uygun bulduğu şekilde indirilecek. Özellikle tank ve ağır silahların miktarı düşürülecek, savaş uçakları sınırlandırılacak. 2- 1918 Mondros İşgalcilerin Vahdettin’e verdiği emir: İstanbul ve Çanakkale Boğazları açılacak ve bu yerlerdeki askeri üsler, İtilaf Devletleri’nce işgal edilecektir. Donanma, İtilaf Devletleri’nin gösterecekleri limanlarda gözaltında tutulacaklardır. İtilaf Devletleri, kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecektir. Vilayet-i Sitte denilen Doğu Anadolu’daki 6 ilde (Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Sivas ve Bitlis) karışıklık çıktığı takdirde İtilaf Devletleri bu illerin herhangi bir bölümünü işgal edebileceklerdir. 2003 ABD’nin dışişleri bakanı C.Powell’in Gül’e verdiği emir: PKK ve KADEK her ne yaparsa yapsın Türk Ordusu sınır harekatı yapamayacak. ABD’den izinsiz Irak sınırını geçemeyecek. Aksi halde ABD, Türkiye’ye yaptırım için askeri de olmak üzere haklarını saklı tutacak. Yani ABD himayesine aldığı PKK’lıları korumak için isterse Türkiye’ye askeri operasyon yapabilecek. 3- 1918 Mondros İşgalcilerin Vahdettin’e verdiği emir: Osmanlı Devleti, müttefikleriyle olan bütün ilişkilerini kesecektir. 2003 ABD’nin dışişleri bakanı C.Powell’in Gül’e verdiği emir: Türkiye, ABD talep etmesi halinde Orta Doğu ve İran’a saldırılarında şartsız olarak aktif destek verecek. 4- 1918 Mondros İşgalcilerin Vahdettin’e verdiği emir: Anadolu dışında bulunan Türk Askerleri, en yakın İtilaf Devleti askeri birliklerine teslim olacaktır. 2003 ABD’nin dışişleri bakanı C.Powell’in Gül’e verdiği emir: Türkiye’de bulunan ABD subaylarının görev alanları ve yetkileri genişletilecek. Türk birliklerinin de katılacağı ABD harekatlarında komuta yetkisi ABD’de olacak. 5- 1918 Mondros İşgalcilerin Vahdettin’e verdiği emir: Toros tünelleri, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecektir. 2003 ABD’nin dışişleri bakanı C.Powell’in Gül’e verdiği emir: Türkiye Kuzey Irak’ta kurulacak olan kukla Kürt Devleti’ni resmen tanıyacak. Bu devletin kuruluşunu savaş nedeni sayan Milli Güvenlik siyaset belgeleri ile bu yöndeki siyasi kararlar kaldırılacak. Dört lideri dışında PKK ve KADEK’li diğer yöneticiler de dahil olmak üzere bütün teröristler affedilecek. Terör örgütünün yasallaşması sağlanacak.Böylece terör örgütü siyasete girebilecek. Dağdaki terörist başlarının siyasete girebilmesini sağlayan hukuki çalışmalar yapılacak. Belediyelere özerklik verilecek. Dört yıl içerisinde aşamalı olarak federasyona geçilecek. Kuzey Kıbrıs’ta Annan Planı uygulanacak. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş Arafat’a uygulanan yöntemle devre dışı bırakılacak. Ege’de Türk Jetlerinin uçuş alanı daraltılacak, Yunan doktrini geçerli olacak, Yunanis’tan rahatsız edilmeyecek. Ermenistan kısıtlamaları kaldırılacak, ilişkiler iyileştirilecek. Sınır ticareti serbest bırakılacak Ermenilerin Türkiye’ye girişlerindeki kısıtlamalar kaldırılacak. 30 Ekim 1918 Mondros Anlaşması’nın bu maddeleri ile Osmanlı Devleti’nin fiilen sona erdirdi. Anadolu’nun İtalyan, Fransız, Yunanlılar tarafından paylaşımıyla birlikte 13 Kasım 1918′de İtilaf Devletleri gemileri İstanbul Limanı’na demir attı ve İstanbul fiilen işgal edildi. Kasım 2003 Abdullah Gül- Powell gizli anlaşması ile Türkiye bağımsız bir devlet olmaktan çıkartılmış oldu. Bu anlaşma ile Misak-ı Milli sınırları fiilen bölünmektedir. AB-dullah Gül’ün AB hakkındaki sözlerinide hatırlayalım.. Bir zamanlar Türkiye’nin AB’ye girmesine karşı çıkan Abdullah Gül, TBMM’de yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu:“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmeyeceği kesindir. Bunu Avrupalılar söylemektedir. Avrupa’nın önde gelen bütün politikacıları söylemektedir. Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan birliğidir. Bunu biz söylemiyoruz. Avrupa’da herkes söylüyor, herkes biliyor. Halka sormaktan korkulmuştur. Demokratikseniz Avrupa ülkelerinde olduğu gibi bunun için halkın oyuna başvurursunuz, gidip halka sorarsınız. Türkiye’yi bu noktaya getirenler suçludur.” Tayyip Erdoğan gibi değişim rüzgarına kapılıp 180 derece dönerek bakın şimdi ne diyor: ) “Türkiye’nin hedefi çok açıktır: AB üyesi olmak… Bunun ülkemizde demokrasinin ve ekonominin güçlenmesini sağlayacağını ummaktayız. Buna karşılık biz de AB’ye tam üye olarak kabul edilecek Türk devletinin saydam, demokratik bir İslam devleti olacağını taahhüt ediyoruz.” Yayın tarihi 23.11.2002.
  19. Kasap et derdinde, koyun can derdinde. Bunlar adam olacakta Ataturk'un bize biraktigi mirasi devam ettirecekler oyle mi... Birakin devam ettirmeyi, herseyimizi satiyorlar.
  20. muki

    Toplu konutlar

    Zaman Gazetesinden TOKİ haberi : “Toplu Konut İdaresi, 70 bin işsize daha ekmek kapısı açacak Ekonomik büyümede lokomotif görevi üstlenen inşaat sektörü, istihdam sorununun çözümünde de büyük pay sahibi. Halihazırda 550 bin kişi için ekmek kapısı olan Toplu Konut İdaresi (TOKİ), yıl sonuna kadar yapacağı yatırımlarla 70 bin yeni istihdam sağlayacak. Kurumun iki yıl için hedefi ise istihdam sayısını 1 milyona ulaştırmak. Toplu Konut İdaresi Başkanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye’nin işsizlik sorununu aşmasında önemli bir rol üstlendiklerini belirtiyor. İdarenin hedeflerini Zaman’a anlatan Başkan Bayraktar, 2005 yılı sonuna kadar yapımına başlanılan konut sayısının 150 bini bulacağını ifade ediyor. Yeni inşaatlarla birlikte sağladıkları istihdamda da önemli ölçüde artış olacağını dile getiren Bayraktar, yıl sonuna kadarki üç aylık dönemde 70 bin kişiyi iş sahibi yapacaklarını kaydediyor. Kurum, şu anda 275 bini doğrudan, 275 bini ise dolaylı olmak üzere 550 bin kişiyi istihdam ediyor. Bayraktar, bu rakamın yıl sonu itibarıyla 600 bini aşmasının beklendiğini vurguluyor. TOKİ, 2007 yılı sonuna kadar 250 bin konut inşa etmeyi planlıyor. Bu yatırımlarla iki yılda istihdamın 1 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Başkan Erdoğan Bayraktar, Türkiye’nin yaşadığı en büyük sorunun işsizlik olduğuna işaret ederek, sorunun çözümünde çok önemli bir görev üstlendiklerini vurguluyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın TOKİ’ye özel önem atfettiğini belirten Bayraktar, kurumun özünde Başbakan’ın ‘istihdam projesi’ olduğunu dile getiriyor. Başbakan’ın himaye ve motivasyonu ile çalıştıklarını dile getiren Bayraktar, insanları iş sahibi yapmanın kendilerini mutlu ettiğini belirtiyor. Erdoğan Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, 70 il ve bu illere bağlı 135 ilçedeki 346 şantiyede çalışmalar sürüyor. Toplam 135 bin konutun ihaleleri tamamlandı ve büyük kısmının inşaatına başlandı. 104 bölgede yaklaşık 43 bin 500 konutluk uygulama ise ihale aşamasında. Bu yıl sonuna kadar 54 bin konutun inşaatı tamamlanacak. Kurum, 2007 yılına kadar 81 il ve 350 ilçede inşaat yapımına başlamayı hedefliyor. Başkan Bayraktar, sağladıkları istihdamın yanı sıra 4 bin kalemde üretim yapan 380 sektörü de hareketlendirdiklerine işaret ediyor. TOKİ’nin sosyal yatırımlara da önem verdiğini aktaran başkan, bu çerçevede alt gelir grupları ile fakirler için konut ürettiklerini ve çok uygun taksitlerle sahiplerine ulaştırdıklarını söylüyor.” Aşağıda dar gelirli milletvekillerimiz ile kamu çalışanlarımızın listesi. Oy verip yeniden milletvekili seçilmelerini sağlayalım ki aldıkları evlerin taksitlerini ödeyebilsin garibanlar. ERLER Mahallesinden Konut Sahibi Olanların Listesi 2. GRUP ALICI LİSTESİ (GRUP TEMSİLCİSİ : OSMAN ÖZTÜRK) BLOK KAT BAĞ.BÖLÜM ODA SAYISI KONUT ALICISININ ADI, SOYADI C-K2 5.KAT 22 4+1 EGEMEN BAĞIŞ AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış C-K2 5.KAT 23 4+1 ŞADİYE KOÇ Turizm Bakanı Atilla Koç’un eşi C-K2 1.KAT 6 4+1 NEVZAT PAKDİL AKP Milletvekili, Meclis Bşk. Vekili C-K2 2.KAT 10 4+1 SUAT KILIÇ AKP Samsun Milletvekili C-K2 3.KAT 16 4+1 SÜLEYMAN ÇİL AKP Kastamonu Milletvekili C-K3 5.KAT 23 4+1 SABRİ VARAN AKP Gümüşhane Milletvekili C-K2 6.KAT 26 4+1 SEYFİ TERZİBAŞIOĞLU AKP Muğla Milletvekili C-K2 8.KAT 34 4+1 ZEYNEP TEKİN BÖRÜ AKP Milletvekili C-K2 11.KAT 46 4+1 MEHMET DANIŞ AKP Çanakkale Milletvekili C-K2 11.KAT 47 4+1 BEKİR BOZDAĞ AKP Yozgat Milletvekili C-K2 12.KAT 51 4+1 MEVLÜT AKGÜN AKP Karaman Milletvekili C-K3 1.KAT 5 3+1 SUAT PAMUKÇU AKP Bayburt Milletvekili C-K3 2.KAT 10 4+1 MEBRURE SUNA KUTAN Recai Kutan’ın Eşi C-K3 5.KAT 22 4+1 LÜTFİ ESENGÜL Eski Refah Partisi Milletvekili C-K3 9.KAT 40 4+1 AHMET CEMİL TUNÇ Eski Refah Partisi Milletvekili C-K3 7.KAT 32 4+1 EMİN ZARARSIZ Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı B-K1 ZEMİN 3 3+1 ÖMER FARUK DOĞAN DTM Müsteşar Yardımcısı C-K1 2.KAT 11 4+1 ORHAN GÜMRÜKÇÜOĞLU Sağlık Bk. Müst. Yrd. B-K1 11.KAT 46 3+1 MAKSUT METE Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı C-K3 12.KAT 51 4+1 JALE AYGÜL Devlet Personel Başkanı C-K4 3.KAT 14 4+1 AYKUT ZAHİD AKMAN RTÜK Başkanı B-K1 3.KAT 14 3+1 İLYAS ARLI Milli Emlak Genel Müdürü C-K1 1.KAT 7 4+1 YUSUF BEYAZIT Vakıflar Gen. Md. B-K2 1.KAT 6 3+1 AHMET ANYOLAÇ Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı B-K2 1.KAT 8 3+1 KENAN KARADENİZ Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı B-K2 3.KAT 16 3+1 AHMET ERDAL TEZCAN Başbakanlık Basın Müşaviri B-K2 11.KAT 46 3+1 VEYSEL EROĞLU DSİ Genel Md. B-K2 4.KAT 17 3+1 CEMAL NOĞAY DSİ Genel Müdürlüğü Basın Müşaviri C-K3 11.KAT 47 4+1 BEDRETTİN YILDIRIM Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez BirliğiGenel Müdürü B-K2 3.KAT 15 3+1 YÜKSEL ÖZTÜRK Kanunlar ve Kararlar Genel Müdür V. C-K1 2.KAT 10 4+1 ELVAN TURAGAY Eski TOKİ Bşk. Eşi CK-3 2 9 4+1 HAKAN BİLİR Rekabet Kurumu Uzman B-K2 7.KAT 31 3+1 ENDER ÇETİNKAYA Danıştay Eski Başkanı B-K1 1.KAT 8 3+1 CUMALİ TEKİN MEB Müşavirliği’ne atanan AKP Adana milletvekili Zeynep Tekin` in öğretmen kardeşi B-K1 10.KAT 41 3+1 MEHMET ŞİMŞEK Hükümetin T.C. Merkez Bankası Başkanlığıiçin üzerinde durduğu isim B-K3 4.KAT 20 3+1 KENAN İPEK Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif EvleriGenel Müdürü C-K1 8.KAT 35 4+1 OSMAN BÖLÜKBAŞI Adalet Bakanlığı, Müst. Yrd.
  21. "Cocukken her aksam yatmadan once Tanri'ya bana bir bisiklet vermesi icin dua ederdim. Bir gun Tanri'nin calisma tarzinin bu olmadigni anladim. Ertesi gun gittim kendime yeni bir bisiklet caldim ve her aksam yatmadan once Tanri'ya gunahlarimi affetmesi icin dua ettim." Al Capone
  22. muki

    Evlilik disi cocuk

    Yoruma gerek yok. Ne ve kim oldugunuzu bu yazinizla zaten belli ettiniz.
  23. muki

    Evlilik disi cocuk

    Câbir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Evlendim daha sonra da Rasûlullah (s.a.v)’in yanına geldim. “Ey Câbir Evlendin mi?” diye sordu. Ben de: “Evet” dedim. “Bakire mi aldın yoksa dul mu?” diye sordu. “Dul aldım” dedim. “Keşke bakire biri ile evlenseydin, sen onunla o da seninle oynaşırdınız” buyurdu. (Buhârî, Nikah: 11; Müslim, Rada: 16) Turkiye'de bosanmis/dul ve cocuklu kadinlarin isi de zor, cunku oyle ha deyince koca da bulamaz. Oyle ya sonucta oynasmak var. Hem sonra bosanmis/dul bir kadin tecrubelidir ve belki kiyaslama yapabilir. Bu da erkekligi soz konusu olan bir erkegin isine gelmez. Hele hele evlilik disi bir cocugu varsa omur billah yalniz kalmaya mahkumdur.
  24. Evet, bakin burada cok haklisiniz. Kendisine din diye bir seyi yoldas yapip, dine girmeyenleri oldurulmeye layik kafir goren, boylece 'ben'ini yuceltmeye calisan insanlari Yaratan muhakkak goruyordur, bunda hic suphe yok.
  25. muki

    Evlilik disi cocuk

    Sayin restpektif, bakin yukarida ne guzel boyle bir programin oldugundan bahsetmissiniz. Oradaki insanlar boyle medeni bir cesarete sahipler demek ki tutup boyle bir program yapabiliyorlar ve toplumdaki yozlasmayi, bozulmayi gozler onune serebiliyorlar. Bizdeki gibi bazi yozlasmalar hasir alti edilmiyor. Boyle bir programin bizde oldugunu dusunsenize! ertugruld, siz ne diyorsunuz ben ne diyorum: Elestirmiyorum, ancak bu kadinlarin zavalliliklarini gozler onune seriyorum. Bir hata yapildiginda dislanmak mi lazim? Oldurulmek mi lazim? Yoksa bahsettigim kurumun yaptigi gibi bu kadinlara yardim eli uzatmak mi lazim... Bizdeki aile kavrami Avrupa'da ölmüş olabilir, ancak birlikte yasamaya karar veren bir cift bu birlikteligin tum sorumlulugunu ve sayginligini ustleniyor. Yani, hadi birkac gun bununla, birkac gun onunla yasayayim demiyor. (Simdiye kadar da hic bir yabancidan nasil sevistiklerine dair bir laf duymadim. Bu sizin dediginiz insanlar herhalde en alt tabakandan insanlardan olusuyor.) Burada da bir duzeltme yapayim, cunku bir memlekette uc sene yasamak demek oranin kulturunu, oranin insanlarini anlamak icin cok uzun bir muddet sayilmaz. Moses projesi gibi projelerin Turkiye'de de yaygin bir hale gelmesini dilerim -ki Turkiye'deki hic bir kadinimizin attigi yanlis bir adim onlari mezara tasimasin. Hitler uzerine konusamamaniz da sizden kaynaklaniyor herhalde. Alman televizyonlarinda hafta sekiz gun dokuz bir Hitler filmi, ya da o doneme ait bir belgesel, reportaj gosterilir. Yani Almanlar gecmisini saklayan insanlar degiller. Ancak irkci insanlar her yerde oldugu gibi elbette Almanya'da da vardir. Eeee, artik onlarda bikti bizlerden. Turkler kurnaz ve akilli ya, basindan beri ormedik corap birakmadik baslarina. Artik adamlarin guveni kalmadi Turk milletine. Bakin ben Hollanda'da yasiyorum ve sizin dediginiz gibi Hollandalilarin hepsinin Almanca bildigi yanlistir. Cunku 1972 senesine kadar okullarda Almanca, Fransizca ve Inglizce zorunlu idi. Fakat 1972 den sonra Almanca ve Fransizcayi zorunlu ders olmaktan kaldirdilar. Bu yuzden yeni nesil Almanca, Fransizca bilmez. Ancak cok iyi Inglizce konusurlar. Lisan nankordur derler ya, eski nesil de konusmaya konusmaya bildigi lisanlari da unutmus hale gelmistir. Evet, her insan kendi milletinin yaptigi bazi durumlardan utanir. Nasil benim uc kagitcilik yapan, dolandiran, hak yiyen vs. vs.,yani kisacasi bir vatandasimin neden oldugu insana yakismaz ozelliginden dolayi utandigim gibi, o da keni vatandasindan utaniyor... Nereden cikardiniz sevgisiz olduklarini. Yoksa ozellikle size mi sevgi gostermediler? Bir toplumun yeryuzunden silinip gitmesini bu kadar istemek hangi zihniyete, hangi insanliga yakisir soylermisiniz bana.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.