Zıplanacak içerik

evrensel-insan

 Saygıyla Anıyoruz
  • Katılım

  • Son Ziyaret

evrensel-insan tarafından postalanan herşey

  1. Kusura bakma ama, senin ufkun sadece inanc ile sinirlanmis. Inancin disinda baska seyler de var. Ideoloji, etik, degerler v.s. gibi. O yuzden bir seyin once ne olup ne olmadigini algilamak onemlidir. Ben senin en azindan bir seyin bilimsel mi, yoksa inancsal mi farkini algiladigini dusunmuyorum. O yuzden evrensel hukuk insan haklari ve hak ve ozgurlukleri de algiladigini dusunmuyorum. Cunku bunlar Kuraninda da ayetlerinde de maalesef yok. Cunku o tarih ve cografya da zaten bunlarin algisi yok, Kuran'da nasil olsun? Kisaca senin yazilanlari algilayabilmen icin, KURAN VE INANCININ SINIRLARI DISINA CIKMAN GEREKIYOR. Aksi algilamak mumkun degil.
  2. Bir seyin bilimselligi sadece insanoglunun YASAMI ile degil, ILISKILERI ile de ortaya konur. Iste burada "insanliga her turlu zarar veren" bilimsel olgularin yasanmamasi adina EVRENSEL HUKUK INSAN HAKLARI VE HAK VE OZGURLUKLER vardir. En azindan evlilik SORUMLULUK, ESITLIK, TEK VUCUTLULUK, TEK BIRLIKTELIK OLARAK; bir kisi ancak bunu KENDI GIBI BASKA BIR KISI ILE SAGLAR. Evliligin bir den fazla es ile olmasi buna imkan vermez. Ayrica aile demek sadece ESLER DEMEK DEGILDIR, ORTAK OLAN COCUKLAR DEMEKTIR. O COCUKLARIN YETISKIN OLANA KADAR YETISTIRILMESI DEMEKTIR. Iste bu yuzden bigami, BIR KISININ EN AZ IKI KISI ILE OLAN KANUNI BIRLIKTELIGI OLACAGINDAN, BU BIR SUCTUR. Esitlik algisina uymaz ve diger gereklilikleri de boler. Dolayisi ile BIR KISI IKI YERDE AYNI ANDA BULUNAMAYACAGINDAN, ORTAYA ISTER ISTEMEZ SOSYO-PSIKOLOJIK SORUNLAR CIKAR. Umarim ne yazdigim algilanir, her ne kadar senin dininin ERKEK SOVENIZMI VE SEKSIZMINE TERS DUSSE DE.
  3. Bir seye yanit verememenin en guzel delili "uydurulmus celiskiler/kelime kirpmalar" gibi anlamsiz gereksiz ve sadece satasma bir iceren dil ve usluptur. Evlilik etik bir muessesedir ve icinde bulundugu toplumun konu ile ilgili sartlarina durumundadir. BIR KISIDEN FAZLA KISI ILE YAPILAN EVLILIKLERE "BIGAMI" DENIR VE KANUNEN SUCTUR. Yalniz bir kisi bekar olarak baska kiseler ile gonullu olarak iliskiye girebilir. Burada bir suc yoktur. Cunku cinsel tercih ve iliski KARSI TARAFI ZORLAMA OLMADIKTAN VE KARSI TARAF COCUK OLMADIKTAN SONRA sorun teskil etmez. Mesaj 129' daki linke bir bak bakalim. Kuranda ne celiskiler varmis? Bana gore ahlak "hem kendine hem de baskasina zarar vermemek" tir.Bu da herkesin farkinin farkina varmak ve farklara antiayrimci ve esitlikci olmak saygisina dayanir.
  4. http://www.turkish-m...zahi/?p=1074996 Soruna yanit ustte verilen linkte.
  5. S.Arabistan'in en yetkili din adamina gore var. Cunku aciklamalarini Kuran'a dayandirdigini kendi soyluyor. Farkindaysan bir kac mesajdir, hem sorulari yanitlamaktan kaciyor, hem de ayni nakaratlari tekrarliyorsun. Senin dediklerinin gecerli oldugunun ispati nedir? Senin ne gibi ispatlarin delillerin var? Demekki sen sorulari da algilayamamissin, cunku yanit vermedigin halde, verdigini soyluyorsun. Geriye don bak ve bana hangi soruma hangi yaniti verdigini alintila. Tum sorular baslikta duruyor. Kuranda celiski varsa goster dedin, verdigim linkte celiskiler vardi, bakmadin bile. Bizde bir deyim vardir "gecinmeye gonlu olmak" bu sende var mi, pek bilemiyorum.
  6. Bu basligi en basta her bir yazarin kendi beyninin jimnastigini hem kendi hem de site okur/yazar kitlesi adina kendince mumkun oldugu kadar serbestce yapabilmesi icin actim. Bu basligin amaci her bir site okur/yazarinin sorulan sorular temelinde kendi beyninde yer alan her turlu dusunce ve bilgiyi rahatca dile getirmesi uzerinedir. Kendini ve beynindekileri dile getirirken neyi neden ve nasil dile getirdigini sorgulama hedefi icerir. Dolayisi ile gelen her turlu yanit uzerinde subjektif bir degerlendirme, ya da "dogru/yanlis-iyi/kotu v.s." temelli bir yukleme olmayacaktir. Sadece gelen yanitlar geldigi sekilde yeni soru acilimlarina dusunce ve bilgi yansitmalarina ya da olan sorularin detaylanmasina, daha bir algilanir kilinmasina v.s. yarayacaktir. Gelecek yanitlarin kisinin ozeline ya da genele yonelik olup olmamasina yaniti veren karar verecektir. Ilk sorumuzu soruyoruz. Felsefi olarak, bir kisi baska bir kisinin hak ve ozgurlugunu neyle ihlal eder? Diger sekli ile, bir kisi baska bir kisiye neyiyle karisir, mudahele eder? Soyle de sorabiliriz. Bir kisi baska bir kisiyi neyiyle rahatsiz eder, zarar verir? Burada bir kisinin baska bir kisiye verdigi en agir zarar, onu oldurmektir. Bu temelde ve en agirini goz onune alarak; Bir kisi baska bir kisiyi neden oldurur? Iste her bir yazarin, bu soruya verecegi yanit, onun ZIHINSEL INSANLASMA YOLUNDAKI DEGISIMINDE VE DEVRIMINDE YAPMAMASI GEREKEN KENDINI KAVRAMSAL OLARAK ARINDIRMIS OLMASI GEREKEN NEDENLER OLACAKTIR. Yanitlar felsefenin her dalindaki degerlerden insanoglunu yonlendiren degerlerden, kisaca dogumdan itibaren kendisine verilen ve kendisinin aldigi her turlu deger, veri ve tabulardan olusmaktadir. Isteyen kisa yanit verebilir, ornek ".....icin oldurur" Isteyen aciklayici yanit verebilir, ornegin " .....nedenden dolayi oldurur" Isteyen verdigi yanitin aciklamasini da yapabilir, ornegin "....icin oldurur, cunku........ Dedigim gbi "oldurmek" en agir eylemdir. Isteyen bunu "hak ve ozgurluk ihlali/zarar vermek/rahatsiz etmek/mudahele etmek/karismak/zorlamak/baski kurmak ya da diger siddet iceren dusunce/davranislar" olarak degerlendirebilir. Yine isterse, kendince "hakli/mesru/mubah" v.s. oldurmeyi savunan bir nedeni varsa onu da yanitina ekleyebilir. Ornek " su durumda oldurebilir" v.s. Ben gelen yanitlari sadece HER TURLU NEDENI/GEREKCESI NE OLURSA OLSUN OLDURMEYE KARSI CIKARAK DEGERLENDIRECEGIM. Umarim bol katilimli bir baslik olur ve bolca bilgi ve dusunce icerir.
  7. @@e2828 Kuranda olmasa neden yapsinlar? Sen onlara KURANIN DISINA CIKTIKLARINA DAIR bir delil verebiliyor musun? Senin uyguladigin nerden belli? Sen kendini hangi cesit musluman olarak goruyorsun? Eeee neye gore kimin TAM KURANI UYGULADIGINA ve de nasil karar verecegiz? Evren/hersey/ ayetini Allah'in okumus mu? Yoksa sen Allah'in adina mi okuyorsun? Mesela farkinda oldugun "hatalarina" bir iki ornek verebilir misin? Eger bunlar senin icin "hata" ise, neden yapmaya devam ediyorsun? Allah mi "onluyor" hatalarindan vaz gecmeyi ya da hatalarini duzeltmeyi?
  8. http://www.turkish-media.com/forum/topic/328540-ateistin-din-tanri-ile-mizahi/?p=1074996
  9. Eee yani KURAN'IN DISINA CIKTIKLARINI MI SOYLUYORSUN? Onlarin degil de, senin Kuran'in disina cikmadigin ne malum? O.Doguda birbirini olduren muslumanlardan hangisi Kuran'i uygulamis oluyor ve sen buna neye gore karar veriyorsun? Islamda onca mezhep var? Bunlardan hangisi Kuran'i uyguluyor, neye gore? Sen hangi mezheptensin ve neden ondansin?
  10. Bunlar benim degil, senin gorevin. Kuran'i savunan ve uyguladigini soyleyen sensin, ben degilim. Ben sana sadece "senin niyet okudugunu" soyluyorum. Cunku Kuran'in ne oldugu yasam ve iliskide yansir. Islam ulkelerinin de dunyada bu konuda ve her alanda neden cagdisi, bilimdisi kaldigi en cok hak ve ozgurluk ihlal eden ulke ve toplumlar oldugu, kadinlara nasil davrandiklari v.s. ortada. Sen once "neden boyle oldugunu" bir arastir, ondan sonra NIYET OKUMAK YERINE, YASAM VE ILISKIDEKI OLANLARA BAK.Istatiklere bak. Aksi sadece yaptigin inkar ve sordugun anlamsiz sorular olur. Su cumlen gibi " sudi arabistandaki yetkili kişinin her dediği şeiy kurandan aldığını nerden biliyorsun," sonucta S.Arabistandaki bir din yetkilisinin soylediklerini alabilecegi, KURAN DISINDA BASKA BIR KAYNAK MI, VAR? Varsa acikla da bizde bilelim.
  11. Sorularima yanit vermedikce, yazmayacagim. Cunku butun yaptigin YASAMDAKI KURAN'I INKAR ETMEK VE SADECE KENDI NIYET OKUMAN OLARAK DEGERLENDIRMEK. Soru cok basit neden islam ulkeleri yasam ve iliskilerinde kuran'i senin okudugun niyet gibi degil de, VERILDIGI GIBI UYGULUYORLAR. ISLAM YASAMINDA PEDOFILI, NEKROFILIYI ONLAR KURAN'DAN ALIYORLAR DA SEN NEDEN ALMIYORSUNDA NIYET OKUYORSUN? Bana bunun yanitini ver. Mesela S.Arabistan'daki dinde en yetkili kisinin aciklamalarini KURAN'DAN ALIRKEN, SENIN NEDEN BUNLARI ALMADIGINI ACIKLA. Sonucta kuran bir yazidir, YANSISI DA YASAM VE ILISKIDIR.
  12. iSLAM ULKELERI YASAM VE ILISKILERINDE NEYI REHBER ALIYORLAR, KURAN'I DEGIL MI? Neden onlarin yasam veiliskileri bu sekilde? Onlar mi kuran'i uyguluyorlar, sen mi? Ikiniz de kuran'i uyguladiginiza gore, YANLIS UYGULAYAN HANGINIZ, NEDEN O? Ayrica bakiyorum, yanit veremez duruma geldikce yazi dilin ve uslubun kisisellige ve anlamsiz kullanimlara yonelmeye basladi, o yuzden terbiyemizi bozmadan ve satasmadan yazabileceksek yazalim, yoksa yazmayalim.
  13. Basta peygamber ve islam ulkelerindeki evlilikler. Bunlar neye gore evleniyor, kurana gore degil mi? Yani senin "niyet okudugun ayeti" onlar ayet olarak okuyor. Benim inkar ile isim olmaz. Ben GOZLEMCIYIM. Sonucta KURANDA NE YAZDIGININ PRATIGI YASAMDA YANSIR.
  14. Cunku kuranda yer almiyorlar, ne tecavuz ne evlilik yasi? Sen sadece "ayetten niyet okuyorsun" Benim kanitim yasam. Istersen bakarsin, Islam ulkelerindeki kadina karsi olan dusunce ve davranisa. Mesela "teshir/tahrik" bu konuda erkegin bir sucu var mi, yok. Cocuk gelinleri nasil acikliyorsun? Yetiskin ve hatta yasli kisilerin cocuklar ile evliligini nasil acikliyorsun? Sonucta islam ulkelerinde herkes Kuran ne diyorsa onu yapiyor.
  15. S.Arabistanda, Islamin "besigi" olan ulkede, din konusunda en yetkili agizdan iki aciklama geldi. Birincisi "esi olen erkeklerin esleri ile olulerinden 6 gun sureyle cinsel iliskiye gecebilecekleri" soylendi-nekrofili Ikincisi "bir yasindaki bir kiz cocugu ile evlenilebilecegi" soylendi-pedofili Kuran'a dayanarak soylenen bu aciklamalar hakkinda dusuncen nelerdir? Karsi isen HANGI AYETE DAYANARAK karsisin. Ayrica dunyada istatistikler ile "kadinlarin en cok ezildigi, hor goruldugu, insan yerine konmadigi, her turlu hak ve ozgurluk ihlali(tecavuz, cocuk tecavuzu, cocuk cinsel istismari, cocuk evliligi, kadinlarin taslanmasi, hic bir sosyal haklarinin olmamasi v.s.) ile karsi karsiya kaldigi ulkelerin neden islam ulkeleri oldugunu" nasil acikliyorsun?
  16. Sorulan sorularin hic birine yanit veremiyorsun. Sadece ayetleri kendi kabul edebilirligin temelinde niyet ekliyerek degerlendiriyorsun. O tarihte ve cografyada; Tecavuz algisi yoktur. Yetiskin ile cocuk farki algisi yoktur. Kiz cocuklari BLUG CAGINA ERDIGINDE EVLENEBILIR. BU DA 9 YASINDAN BASLAR. Zina algisinda ZORLAMA YOKTUR. Zina sadece "es aldatmasi" dir. Yani evli olan erkek ya da kadinin esini baska bir erkek ya da kadin ile aldatmasi. Bu tamamen gonulludur ve bosanma nedenidir. Cariyeler kolelerdir, dolayisiyle hic bir sekilde soz haklari yoktur ve zaten olmayan tecavuz, onlar icin hic gecerli degildir. Bence sirf bundan 7 asir once yazilan Kuran'i savunma adina, kavramlarla tarihle ve toplum ile ters dusme. Peki kurandaki "kadin ile ilgili ayetlerde kadinin erkege gore ESIT ne hakki vardir? Kadinlarin HERHANGIBIR KONUDA OZGURLUGU soz konusu mu? Kuran'a gore kadin nedir?
  17. Neden sen sorulan sorulara acik ve net yanit veremiyorsun? Nedeni belli. CUNKU KURAN'DA BU KONULAR ILE ILGILI BIR ACIKLAMA YOK. Sen de sadece "AYETTEN NIYET OKUYORSUN" "Evlenme cagi" nedir? Nerde aciklamasi? "Rusd" tam olarak ne demek? "olgunluk/yetiskinlik/blug cagina erme" hangisi rusd? Son paragrafin, "reform/yenilik" temelli bir yaklasim ki! benim bildigim bu INANCIN IMANINA TERSTIR. Ayrica Allah'in adina sirk kosmaktir. Yani, "Islam dininde, Kuran'inda refom yasaktir."
  18. Yukaridaki cumle bilimsel bir aciklama degildir. Cunku ortada red edilecek gozlem veren bir fenomen yoktur. Dolayisi ile gozlem yoksa bilimselliik de yoiktur. Zaten bir sey insanoglu algisina gozlem veriyor ve bu gozlem de tum insanoglunu kapsiyorsa, ortada red edecek bir gozlem veren taban yoktur. Boyle bir taban ancak akilciligin kendine inandirdigi ve yine kendine gercekligini dogruladigi TUM INSANOGLUNA GOZLEM VERMEYEN BIR TABAN icin gecerlidir. Bu da zaten bilimsel degildir, cunku gercekliginin dogrulanmasi sadece dogrulayani baglar ve onun ideolojik inancsal bir akilciligidir ve YANLISLANAMAZ Bu iki acidan bilimsel bir temeli olmayan bir cumledir " tanrinin varoldugu fikrini red etmek" Iste bu temelde ateizm, sadece metafizigin tanrinin varligi temelli dali teolojideki bir KESINLIK AKILCILIGI iceren ideolojik gorus/bakis acisi v.s. olarak kalir ve bilimsel yonu yoktur. Ayrica, bir tanrinin varligi HEM KAVRAMSAL OLARAK VARDIR, HEM DE AKLIN KENDISINE DOGRULAMASI TEMELINDE DOGRULAYANCA VARDIR. O yuzden burada "yok" kullanimi varliksal ise zaten; bilimsel olasrak varligin ne oldugu tartismasi yoktur, tartisma metafizik tartismasdir. Bilimsel olarak NE OLDUGU VE TARTISILMAYAN TABAN FENOMENDIR VE BILIM BU TABANDAN DEGIL; BUNUN GOZLEMINDEN BASLAR. Boylece varligin var yok tartismasi anlamsiz kalir. Cunku bilimsel olarak zaten insanoglu algisina gozlem veren bir taban olmadan; ne gozlem ne algi ne de kavramsal bilgi olmaz. Burada onemli olan insanoglu algisina kendi de dahil gozlem veren tabanin TANRI ILE OZDESLESTIRILMESI Konusudur ki bu da genelde teolojik bir durus olan deizmdir. Ya tanri belirsizdir, yani bir fenomen ile ozdeslestirilmemistir.-tasavvuf Ya da belirlidir yani ozdeslesmistir, evren=tanri, madde=tanri kuran=Allah ve varolusculuk v.s. Yani akil gozlemini algiladigi fenomene insanoglu numenal yeti ve degerlerini oznel, ozel ve ozsel olarak eklemistir. "Doganin kanunlari vardir" gibi. Ateizmin bilime ters dusen digr kismi da AKLIN KESINLIKCI OLMASIDIR. Bilimin bilimselliginde kesinlikte suphe de yoktur. OLGUSAL GECERLILIK VE GOZLEMSEL YANLISLANABILIRLIK vardir. Bilimde bir seyi kesinlestirmek, bilime nokta koymak ve bilimi dogmalastirmak ve cagdisi birakip; akilciligin kabul etmesi temelinde de inanca ideolojiye dondurmektir. Bilim aslinda cok basittir, GOZLEMDEN BASLAR. Demekki insanoglu dahil onun algisina gozlem verecek bir tabanin omasi gerekir iste bu da fenomendir ve ne oldugunun varliksal ontolojik tartismasi felsefi/ metafizik tartismasidir. Ayrica tanrinin varliginin ifade olarak indirgemeci determinist tek mutlak "var/yok" yaniti; zaten AKILCILIGIN INANCIDIR. Bu inanc akilca bir temelde dogrulanarak gerceklestirilir. Buradaki inanc belief temelli (faith degil) inanc temelinde aklin tanriyi yok olarak ifade etmesidir. Bu da bilimsel olamayacagindan FELSEFI AKILCI IDEOLOJIK VE INANC TEMELINDE YANI INANCSALDIR. Inancsallik sadece olumlu degil; olumsuz ifadeyi de icerir. Bilimsel olarak tanri kavrami basta epistemolojik olarak sosyal bilgidir. Bilissel olarak ta beyinde yer etmis bu kavramin; insanoglu yasam iliski duzen sistem kurmada kurum ve kurumlasmada bu kavrami nasil somutlastirarak her turlu tasam ve iliskisini yon verme kendini teslim etme v.s. anlaminda dusunce ve davranis olarak gozlem veren siosyo-psikolojik yapisinin sorgulama ve mercek altina alinmasidir. Iste bilisselligin bu yondeki tamamen bilimsel degerlendirme ve calismasi ortaya koydugu veriler istatistikler ve bu kavramin insanoglu yasam ve iliskisinde oyle ya da boyle yarattigi sosyo-psikolojik sorunlarin her turlu sorgulanmasi; bilimsel temelde sosyoloji ve psikolojinin konusudur. Tabi ki bu tanrisal temelde bir teolojik taraf olmanin disinda kalan qua felsefesi temelli bu calismayi yapacak olanin tamamen kendi kisisel subjektif deger ve yorumunu katmadigi tamamen notr bir algi ve disaridan bakis acisi ile ortaya koymasi gereken iceriktedir. Cunku insanoglu bu kavrami yasamdan ogrenir ve verilen anlam ve icerikte ogrenir ve gerekli gorurse ilerdide kendisi buna anlam ve icerik verir ve tum bu tanri kavramina verilen OLUMLU/OLUMSUZ ANLAM VE ICERIKTE o kavram ile bir cesit bag kurar. Iste bu bagdaki bu kavramin kisinin birey olma olanagini elinden ne duzeyde aldigi ya da kisinin kendini bu kavrama aldigi anlam ve icerik temelinde ne kadar teslim ettigi mahkum oldugu biat ettigi minnet ettigi sukrettigi, ibadeti, tapinmasi ve her bir anlam ve icerigin getirdigi her ne ise onun ile yasam ve iliskilerine yon vermesidir. Iste tanri kavraminin olumlu ya da olumsuz kisinin yasam ve iliskisinde yer almasi ve ona olan bagimlilik derecesi, bilimsel aciklama ile KISININ TANRISAL TEMELDEN KAYNAKLANAN SOSYO-PSIKOLOJISIDIR. Bu da zaten sorun olarak yansir. Cunku kisi ozgur de degildir, birey de degildir. Buradaki tanri kavraminin kiside sosyo-psikolojik sorun olabilmesi o kavram ile kisinin kuracagi olumlu ya da olmsuz AKILCI DUYGUSAL EGOSAL INANCSAL IDEOLOJIK ETIK ESTETIK bagdir. Eger boyle bir bag yoksa kisi zaten serbest dusunur olarak ozgur ve de serbest bir bireydir ve bu kavram hic bir sekilde onu etkilemez ya da ona bir akilci duygusal inancsal ideolojik etik v.s. bir OLUMLU/OLUMSUZ YUK eklemez. Iste serbest dusunur, bu temelde tanri kavramini her yonu ile felsefi bilimsel bilissel bilgisel varliksal teolojik metafizik ontolojik fiziuk otesi v.s. temelde sorgulayarak kavrami kavramin disindan her yonu ile tum resmi ile ortaya koyar. Cunku TANRI KAVRAMININ BILISSELLIGINDEDIR. TANRI KAVRAMI ILE OLAN BAGI ISE BILISSEL NONCOGNITIVIZM dir. Yani bilissel olarak bu kavramin ve de kurulacak YUKLU (OLUMLU/OLUMSUZ) bagin; neden nasil v.s. her yonu ile insanogluna hic bir yararinin gereginin luzumunun olmadigini aksine, zararinin rahatsizliginin sorununun ve de sosyo-psikolojik beyninin isleyisindeki etkisini onemini v.s. ortaya koyar. Aklin kendine inandirdigi ve dogrulayarak gerceklestirdigi GOZLEMI OLMAYAN varligi bilim tartismaz. Cunku GOZLEMI OLMAYAN varlik bilim disidir. Konu bilissel bilime girer. Yani insanoglu numenal yetisi bunun bir kavram ve bu kavram hakkindaki herseyin bir sosyal bilgi oldugunu bilir. Bilincli olarak beynini BU KAVRAMDAN SERBEST BIRAKIR. Bu kavram artik o beyinde bir etki onem teskil etmez. Iste buradaki bilimsellik te, bu kavramin beyinlerinde olumlu/olumsuz bir anlam onem etki teskil etmesinin sosyo-psikolojik sorununu ortaya koymaktir. Iste TANRI KAVRAMI BILISSELLIGI VE SERBESTLIGI BUDUR. Bu kavramsal bilissellik ve serbestlik tum core faith deger veri ve tabularina bu deger veri ve tabular hangi dalda olursa olsun (felsefi etik, estetik, ideolojik, inancsal, izmsel v.s.) uygulanabilir. Iste bireyin devrimci sorgulamasi ve kendi zihninin degisimi/dvrimi budur. Burada bir ...e gore temeli ve hedefi gerekir. Bizler de insanoglu turune ait olan birler oldugumuzdan temel insanoglu ve onun her turlu dile getirdikleri, hedef de insanoglu denen fenomenin zihinsel insanlasmasi bilimsellewsmesi bilissellesmesi ve evrensellesmesidir. Butun bunlarin ogesel temeli lakabimin imzasindadir. Bu da insanoglu denen bizlerin, her turlu zihinsel davranissal duzen sistem kurma ve akildakini somutlastirarak kurumlasma ve kurumsallasma temelindeki tum kavramlarin degerlerin ve verilerin neden nasil bizleri insanlastirmadigi v.s. nin sorgulanmasi demektir. Insanoglunun en buyuk ozelligi aklinda tasarladigi bir kavrami somutlastirmak ve insanoglu duzenine sistemine tasimaktir. Iste ideolojiler inanclar ve izmler de bunlardir. Burada da bunun gerceklesebilmesi icin insanoglunu guc ve otorite ile yonlendirilebilen nicelik olarak algilamak, yonlendiren niteligin de sadece yonlendirenin ideolojisi inanci izmi olmasidir. Iste bunlarin farkliligi da savaslari mucadeleyi tartismayi v.s. getirir. Kisaca insanoglu kendi aklinda yarattigi degerler ugruna kendini feda eder ve kendini onlara teslim eder yonetenler de bunu kullanarak insanoglunu yonlendirirler ve kendi cikarlari dogrultusunda yonlendirir ve yasatirlar. Kisiler kendi hayatlarini degil; kendilerine sunulan hayati yasar. Yasamazlar, yasatilirlar. Hatta yasamlari, yasam sonrasi mitleri ile ellerinden alinir. Boyle bir yasam ve iliski bugun hayvanda bile artik yoktur. Bir arslan bir ceylana babalik/annelik yapabilmekte, onu baska arslana kaptirdiginda da kendi ac kalarak olmektedir. Bugun butun hayvanlar alemi kendi turu disindaki iliskilerle insanoglunu hayrete dusurmektedir. Onlar hem kendi turleri arasinda hem de artik baska turler ile gecinebilirken, biz insanoglu ustelik kendi yarattigimiz akilci degerler ile biribirimizi katletmekteyiz. __________________ Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
  19. Dogrudur, o yuzden diktatorun 11 yillik doneminde hem tecavuz suclari artti, hem de tecavuz eden degil, EDILEN SUCLANDI. Cariye tecavuzunu nasil acikliyorsun? hangi ayetinizle? Bu konuda bana tarihten bir ornek ver. Inanirlarin cocuk ile yaptiklari evlilikleri acikla. Turkiye'deki COCUKLARIN EVLENDIRILEREK ISLENEN SUCLARIN CEZASINI ACIKLA. Kuranda evlilik yasi kactir? Hem kiz hem erkek icin.
  20. Sart degil, yazilanlari iyi okumamissin. Insanoglu AKLINDA YARATTIGINA DA ISIM VERIYOR, Allah gibi, gulyabani gibi, melek, seytan, cin, peri gibi, ejderha gibi, her turlu mitoloji, efsane, masal cizgi film/roman karekteri gibi, her turlu hayali yaratilanlar gibi.
  21. Yani sen zina=tecavuz mu diyorsun? Zina da evli olmak gerekmez mi? Ayrica cocuga uygulanan tecavuz nerde? Tecavuzde YETISKIN VE COCUK FARKI VARDIR VE EVLILIK SARTI DA YOKTUR. Kuran'in cag disiligi tam da burda. CUNKU O TARIHTE TECAVUZ DIYE BIR ALGI YOK. Ustelik cariyeye zorla sahip olma ne zina ne de tecavuz.
  22. Kamuoyunda “torba tasarı” olarak bilinen, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Tasarı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Kanuna göre, Türk Standartları Enstitüsü’nün en üst organı olan Genel Kurul’da, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da temsil edilecek. Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan da bir üye bulunacak. Ön ödemeli hatlara yüklemeler için yapılan satışlar da özel iletişim vergisine tabi olacak. Ön ödemeli hat kullanıcıları tarafından yapılan yüklemelerin farklı oranlara tabi hizmetlerde kullanılması halinde, her hizmet tabi olduğu oran üzerinden vergilendirilecek. Yüzde 25 ve yüzde 15 vergi oranlarını yüzde 5′e, yüzde 5 oranını ise sıfıra kadar indirmeye ve artırmaya Bakanlar Kurulu; ön ödemeli hatlara yapılan yüklemelerin farklı oranlara tabi hizmetlerde kullanılması halinde fazla tahsil edilen vergiyi kullanıcıya ödenmesi koşuluyla mükellefe iade ettirmeye Maliye Bakanlığı yetkili olacak. Kabul edilen bölümde, Anadolu Ajansı’nın (AA) tespit edilemeyen hissedarlarına ait hisselerin şirket tüzel kişiliği tarafından geriye alınabilmesine imkan tanıyan hukuki altyapı hazırlanıyor. Düzenleme ile AA’nın mevcut hukuki statüsünün ve özerkliğinin devamının sağlanması amaçlanıyor. ENGELLİ İSTİHDAMI TEŞVİK EDİLECEK Engelli istihdamını teşvik amacıyla, korumalı iş yerlerinde istihdam edilen, iş gücü piyasasına kazandırılması güç olan zihinsel ve ruhsal engelli çalışanlar için diğer kişi ve kuruluşlar tarafından karşılanan tutar dahil, yapılan ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının yüzde 100′ü oranında iş yeri indirimi yapılacak. İndirim her bir engelli çalışan için 5 yıl süreyle uygulanacak. Korumalı iş yerlerinde çalışan engellilerin işsizlik sigortası işveren payı, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanacak. Yıllık indirilecek tutar, her engelli çalışan için asgari ücretin yıllık brüt tutarının yüzde 150′sini aşamayacak. Bu bentte yer alan oranı, engellilik derecelerine göre yüzde 150′ye kadar artırmaya veya tekrar kanuni oranına indirmeye Bakanlar Kurulu; bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Aile ve Sosyal Politikalar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının görüşünü alarak Maliye Bakanlığı yetkili olacak. Korumalı iş yerleri, çevre temizlik vergisinden muaf olacak. Maliye Bakanlığı, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla niteliklerini belirleyip onayladığı elektrikli, elektronik, manyetik ve benzeri cihazlar ve sistemleri kullandırmaya, bu cihaz ve sistemler vasıtasıyla bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin kullanılmasına ilişkin zorunluluk getirmeye; mükelleflere bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin verilmesinde, mükelleflerin Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerine vadesi geçmiş borcu bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluluğu getirmeye yetkili olacak. Bandrol, pul, barkod, hologram, kupür, damga, sembol gibi özel etiket ve işaretlerin basımı, dağıtımı ile sistemin kurulması ve işletilmesi hizmetlerinin, süresi 5 yılı geçmemek üzere yetkilendirilecek gerçek veya tüzel kişiler tarafından yerine getirilmesine de yetkili olacak. Tahkim yargılamasında karar ve ilam harcına göre hesaplanan harç yüzde 50 oranında uygulanacak. YER DEĞİŞTİRME TALEPLERİ İÇİN DÜZENLEME Verilecek rapora göre kendisi, eşi veya birinci derece kan hısımlığı bulunan bakmakla yükümlü olduğu aile fertleri engelli olan memurların engellilik durumundan kaynaklanan yer değiştirme taleplerinin karşılanması için düzenlemeler yapılacak. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun eğitim kurumlarının dil, ırk, cinsiyet ve din ayırımı gözetilmeksizin herkese açık olduğunu vurgulayan maddesine, ayrımcılık yapılamayacak hususlar arasına “engellilik” ibaresi de eklendi. “Ev Tipi Sosyal Hizmet Birimleri Koordinasyon Merkezi”, “Çocuk Evleri Sitesi” ve “Ev Tipi Sosyal Hizmet Birimleri” tanımlanıyor. Buna göre, Ev Tipi Sosyal Hizmet Birimleri Koordinasyon Merkezi, “İl müdürlüğü bünyesinde oluşturulan ev tipi sosyal hizmet birimlerinin bağlı olduğu merkezi”; Çocuk Evleri Sitesi “Korunma ihtiyacı olan çocukların bakımlarının sağlandığı aynı yerleşkede bulunan birden fazla ev tipi sosyal hizmet biriminden oluşan kuruluşu”; Ev Tipi Sosyal Hizmet Birimleri “Çocuk, kadın, engelli ve yaşlılar ile bakım veya barınma ihtiyacı olan kişilere hizmet verilen mesken niteliğindeki yatılı sosyal hizmet birimlerini” şeklinde tanımlanıyor. Bakım elemanlarının kısa zaman aralığında değişmesinin sakıncalarının ortadan kaldırılması amacıyla ev tipi sosyal hizmet birimlerindeki hizmetler, 24 saat esasına göre kesintisiz verilecek. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı döner sermaye işletmesi kurulacak. Sosyal hizmet kuruluşlarının, kendisine teslim edilen çocuk hakkında yapacağı inceleme sonucu hazırlayacağı raporda, çocuğun derhal korunma altına alınmasını gerektiren bir durum olmadığı ve ailesine teslim edilmesinde herhangi bir sakınca bulunmadığı kanaatine varması halinde mülki idare amirinin onayıyla çocuk ailesine teslim edilebilecek. Koruyucu aileye, korunmaya ihtiyacı olan çocuğun bakımı ve yetiştirilmesine karşılık olarak kanun kapsamında ödeme yapılabileceği gibi koruyucu aile bu işi gönüllü olarak da üstlenebilecek. Darüşşafaka Cemiyeti hariç olmak üzere özel sosyal hizmet kuruluşlarının kapasitelerinin yüzde 3′ü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca tespit edilecek kişilerin ücretsiz yararlanması için ayrılacak. Kanunlar uyarınca haklarında korunma veya bakım tedbir kararı alınmış olup fasılalı olarak geçen yararlanma süreleri dahil 2 yıldan az olmamak üzere bakanlığın sosyal hizmet modellerinden yararlanan çocuklardan reşit olduğu tarih itibarıyla bu hizmetlerden yararlanmaya devam edenlerin işe yerleştirilmelerinde değişiklik yapılıyor. ‘MUHTAÇ’ DEĞİL ‘İHTİYACI OLAN’ Sosyal Hizmetler Kanunu’ndaki “muhtaç” ibareleri, “ihtiyacı olan” olan şeklinde değiştirilecek. Her ne ad altında olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, 16 yaşından büyükler için her yıl belirlenmiş olan asgari ücretin aylık net tutarının 2/3′ünden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere, resmi veya özel bakım merkezlerinde bakım hizmeti ya da sosyal yardım yapılmak suretiyle evde bakımına destek verilmesi sağlanacak. Hanede birden fazla bakıma ihtiyacı olan engelli bulunması halinde, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarının hesaplanmasında birinci bakıma ihtiyacı olan engelliden sonraki her bakıma ihtiyacı olan engelli iki kişi sayılacak. 65 yaşını doldurmuş ve her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı 16 yaşından büyükler için belirlenmiş olan asgari ücretin aylık net tutarının 1/3′ünden az olan Türk vatandaşlarına, Kamu İhale Kanunu’nun tabi olduğu usule göre hizmet alımıyla bakım hizmeti verilebilecek. Sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir veya aylık alanlar ile uzun vadeli sigorta kolları açısından zorunlu olarak sigortalı olunması gereken bir işte çalışanlar” hariç olmak kaydıyla; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın sosyal hizmet kuruluşlarınca verilen bakım hizmetinden ücretsiz yararlanmaya ilişkin koşulları taşıyan yaşlılar ile engelli bireylere, hiçbir kesinti yapılmaksızın aylık net harçlık verilecek. 1 Temmuz 2014 tarihine kadar özel bakım merkezlerinde veya ikametgahında bakım hizmeti verilenlerin gelir değişikliklerinin, bu hizmetlerden yararlanmak için başvurmuş olanların ise gelir durumunun tespitinde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümler uygulanmaya devam edecek. Döner Sermaye Merkez Müdürlüğü’nce işletmelere verilen borçlar, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bir defaya mahsus olmak kaydıyla ödenmeyecek ve Döner Sermaye Merkez Müdürlüğü hesabına gider kaydedilecek. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Başkanı’na danışmanlık hizmeti vermek üzere ihtiyaç halinde görevlendirilebilecek başkanlık müşaviri sayısı en fazla 25 olacak. YILDA EN FAZLA 400 YABANCI Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a göre, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu’nda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da temsil edilecek. Türkiye’de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşların; kiralanması neticesinde elde edilen kazanç ve iratların, devri veya satışı neticesinde elde edilen kazançların, Türkiye’de seri üretime tabi tutularak pazarlanmaları halinde elde edilen kazançların, Türkiye’de gerçekleştirilen üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazançların patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmının yüzde 50′si kurumlar vergisinden müstesna olacak. Sosyal Yardım Vakfı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı ya da ilgili kamu idaresinin görüşü alınarak, vakıf gelirleri ya da İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları kullanılarak yurt ya da pansiyon yapılabilecek. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce Vakıflar tarafından, Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kaynakları kullanılarak Hazine’ye ait taşınmazların üzerinde yurt veya pansiyon olarak kullanılmak üzere inşa edilen ve kullanıma hazır hale getirilen her türlü bina, yapı ve tesisler hiçbir işleme gerek kalmaksızın Hazine’ye intikal edecek. Bu taşınmazlar ve üzerindeki bina, yapı ve tesisler, ihtiyacı olan kamu idarelerinin talebi üzerine, yapılış amacı, kullanım durumu ve ihtiyaçlar da dikkate alınarak Maliye Bakanlığı’nca ilgili kamu idarelerine tahsis edilebilecek. Ancak, bunlardan Vakıflar tarafından sözleşme veya protokol yapılmak suretiyle üçüncü kişilerin kullanımına bırakılanlar, sözleşme veya protokolde belirtilen koşullarla, süresi sonuna kadar bu kişiler tarafından kullanılmaya devam edilebilecek. Türkiye’de tedavi talebinde bulunan ve bu talepleri Dışişleri Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı tarafından uygun görülen yılda en fazla 400 yabancı hastanın; ilgili kanun uyarınca karşılanması mümkün olan giderleri ile hastaların kendileri ve refakatçilerinin her biri için belirlenecek konaklama giderleri Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu tarafından karşılanacak. Hastanın yanında en fazla iki refakatçi bulunabilecek. Bu tedavinin Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurumları ile devlete ait üniversite hastanelerinde yapılmış olması şartı aranacak. Otoyol Yapımı, Bakımı ve İşletilmesi ile Görevlendirilmesi ile ilgili kanunla bağlantılı ihale aşamasında, Kamu İhale Kanunu’nun ceza ve yasaklama hükümleri, sözleşmenin uygulanması aşamasında Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun ceza, yasaklama ve sözleşmenin feshi hükümleri uygulanacak. Korumalı işyerlerinde çalışan ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel ve ruhsal engellilerinin işsizlik sigortası işveren payı Hazine’den karşılanacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile en çok engelliyi temsil eden üst kuruluş temsilcisi, Türk Akreditasyon Kurumu Danışma Kurulu’nda yer alacak. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ilgili kamu iktisadi teşebbüslerinin ticari ve sınai faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirecekleri yapım işleri ile yenilik, yerlileşme ve teknoloji transferini sağlamaya yönelik sanayi katılımı/off-set uygulamaları içeren mal ve hizmet alımları, Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutuluyor. Kamu İhale Kurumu, aşırı düşük tekliflerin tespiti, değerlendirilmesi ve ekonomik açıdan en avantajlı teklifin belirlenmesi amacıyla sınır değerler ve sorgulama kriterleri belirlemeye, ihalenin sonuçlandırılabilmesine, yaklaşık maliyeti eşik değerlerin yarısına kadar olan hizmet alımları ile yapım işleri ihalelerinde sınır değerin altında olan tekliflerin reddedilmesine ilişkin düzenlemeler yapmaya yetkili olacak. Kamu İhale Kurumu, ihale üzerinde kalan isteklinin teklifinin sınır değerin altında olması halinde, bu istekliden yaklaşık maliyetin yüzde 6′sından az ve yüzde 15′inden fazla olmamak üzere alınacak kesin teminat oranına ilişkin düzenlemeler yapabilecek. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından orta ve yüksek teknoloji sanayi ürünleri arasından belirlenen ve her yıl Ocak ayında ilan edilen listede yer alan malların ihalelerinde yerli malı teklif eden istekliler lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması zorunlu olacak. Birden fazla idarenin ortak ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik mal ve hizmet alımları ile bakım ve onarım işlerine ilişkin tek bir ihale yapılabilecek. Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ilan edilen veya yazılı olarak duyurulan ihaleler hakkında, ilanın veya duyurunun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam edilecek. Bu düzenlemenin yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde; kamu ihale uzmanlığına, kurumlarının muvafakati alınmak ve meslek personeli kadro sayısının yüzde 5′ini geçmemek kaydıyla görevlendirme yapılabilecek. Bu şekilde görevlendirilenler, meslek personeli sınavına giriş için aranan öğrenim şartını taşımak ve sınava alındığı tarihte 40 yaşını doldurmamış olmak kaydıyla, yapılacak sınavda başarılı olmaları halinde kamu ihale uzmanı kadrosuna atanabilecek. ENGELLİLİK NEDENİYLE AYRIM YAPILAMAYACAK Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a göre, tekerlekli sandalye ya da sedye kullanımı zorunlu olan engellilerin yüksek tavanlı araçları için ÖTV indirimi yapılacak. Söz konusu engelli kişiler tekerlekli sandalye ya da sedye kullanımı zorunluluğunu sağlık raporu ile belgeleyecek. İş ilişkisinde, “eşit davranma ilkesi” kapsamında, engellilik nedeniyle ayrım yapılamayacak. Buna göre, iş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerin yanı sıra renk ve engelliliğe göre de ayırım yapılamayacak. Korumalı iş yerinde çalıştırılan ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel ve ruhsal engellilere işverenlerce zamanında ödenen ücretler, bu ücretlere ilişkin yasal yükümlülüklerinin tam ve zamanında karşılanmış olması kaydıyla, İşsizlik Sigortası Fonu yerine Hazine tarafından işverene ödenecek. İşverenler, çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlayacak. Bu kapsamda çalıştırılacak engelli işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların iş yerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecek. HER TÜRLÜ AYRIMCILIK YASAK Engelliler Hakkında Kanun’un amacı, “Engellilerin temel hak ve özgürlüklerden faydalanmasını teşvik ve temin ederek ve doğuştan sahip oldukları onura saygıyı güçlendirerek toplumsal hayata diğer bireylerle eşit koşullarda tam ve etkin katılımlarının sağlanması ve engelliliği önleyici tedbirlerin alınması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamaktır” şeklinde değiştiriliyor. Engelliler Kanunu’na ” Doğrudan ve dolaylı ayrımcılık dahil olmak üzere engelliliğe dayalı her türlü ayrımcılık yasaktır. Eşitliği sağlamak ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak üzere engellilere yönelik makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tedbirler alınır. Engellilerin hak ve özgürlüklerden tam ve eşit olarak yararlanmasını sağlamaya yönelik alınacak özel tedbirler ayrımcılık olarak değerlendirilemez” ile “Engellilerin toplumdan tecrit edilmeleri ve ayrı tutulmaları önlenir. Engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda bağımsız olarak toplum içinde yaşamaları esas olup, özel bir yaşama düzenine zorlanamazlar. Engellilerin topluma dahil olmaları ve toplum içinde yaşamaları amacıyla bireysel destek hizmetleri de dahil olmak üzere ihtiyaç duydukları toplum temelli destek hizmetlerine erişimleri sağlanır” maddeleri ekleniyor. Engellilikle ilgili derecelendirmeler, sınıflandırmalar ve tanımlamalarda uluslararası temel ölçütler esas alınacak, engellilik durumunun tespiti ve uygulama esaslarını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının görüşleri alınarak Maliye Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığınca müştereken belirlenecek. Engellilerin öncelikle bulundukları ortamda bağımsız yaşayabilmeleri için durumlarına uygun olarak gerekli psikososyal destek ve bakım hizmetleri sunulacak. Destek ve bakım hizmetlerinin sunumunda kişinin biyolojik, fiziksel, psikolojik, sosyal, kültürel ve manevi ihtiyaçları ailesi de gözetilerek dikkate alınacak. Destek ve bakım hizmetlerinin standardizasyonu, geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli olan çalışmalar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca yürütülecek. Yapılı çevrede engellilerin erişebilirliğinin sağlanması için planlama, tasarım, inşaat, imalat, ruhsatlandırma ve denetleme süreçlerinde erişilebilirlik standartlarına uygunluk sağlanacak. Özel ve kamu toplu taşıma sistemleri ile sürücü koltuğu hariç sekiz veya daha fazla koltuğu bulunan özel ve kamu toplu taşıma araçlarının engellilerin erişebilirliğine uygun olması zorunlu olacak. Bilgilendirme hizmetleri ile bilgi ve iletişim teknolojisinin engelliler için erişilebilir olması sağlanacak. ENGELLİLERE REHABİLİTASYON HİZMETİ Toplumsal hayata katılım ve eşitlik temelinde engellilere habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetleri verilecek. Habilitasyon ve rehabilitasyon kararının alınması, planlanması, yürütülmesi ve sonlandırılması dahil her aşamasında engelli ve ailesinin aktif ve etkin katılımı sağlanacak. Habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetlerinin mümkün olan en erken evrede başlaması ve engellinin yerleşim yerine en yakın yerde verilmesi esas olacak. Habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetlerinde ihtiyaç duyulan personelin yetiştirilmesine yönelik eğitim programları geliştirilecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılan iş ve meslek analizleri doğrultusunda engelliler için Milli Eğitim Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca mesleki habilitasyon, rehabilitasyon ve eğitim programları geliştirilecek. Engellilerin mesleki habilitasyon ve rehabilitasyon hizmetleri, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler ve diğer gerçek veya tüzel kişiler tarafından da gerçekleştirilebilecek. Engellilerin işgücü piyasası ve çalışma ortamında sürdürülebilir istihdamı için kendi işini kurmaya rehberlik ve mesleki danışmanlık hizmetlerinin geliştirilmesi de dahil olmak üzere gerekli tedbirler alınacak. İşe başvuru, alım, önerilen çalışma süreleri ve şartları ile istihdamın sürekliliği, kariyer gelişimi, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları dahil olmak üzere istihdama ilişkin hiçbir hususta engelliliğe dayalı ayrımcı uygulamalarda bulunulamayacak. Çalışan engellilerin aleyhinde sonuç doğuracak şekilde, engelinden dolayı diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamayacak. ENGELLİLERİN EĞİTİM ALMASI ENGELLENEMEYECEK Çalışan veya iş başvurusunda bulunan engellilerin karşılaşabileceği engel ve güçlükleri ortadan kaldırmaya yönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması ve engellilerin çalıştığı iş yerlerinde makul düzenlemelerin, bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar ile işverenler tarafından yapılması zorunlu olacak. Engellilik durumları sebebiyle iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan engellilerin istihdam edildiği korumalı iş yerlerinin statüsü ve bu iş yerleriyle ilgili usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek. Hiçbir gerekçeyle engellilerin eğitim alması engellenemeyecek. Engellilere özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, yaşadıkları çevrede bütünleştirilmiş ortamlarda, eşitlik temelinde, hayat boyu eğitim imkanından ayrımcılık yapılmaksızın yararlandırılacak. Genel eğitim sistemi içinde engellilerin her seviyede eğitim almasını sağlayacak bütünleştirici planlamalara yer verilecek. Örgün eğitim programlarına farklı nedenlerle geç başlamış engellilerin bu eğitime dahil edilmesi için gerekli tedbirler alınacak. Üniversite öğrencilerinden engelli olanların öğrenime etkin katılımlarını sağlamak amacıyla Yükseköğretim Kurulu koordinasyonunda, yükseköğretim kurumları bünyesinde, engellilere uygun araç gereç ve ders materyallerinin, uygun eğitim, araştırma ve barınma ortamlarının temini ile eğitim süreçlerinde yaşadıkları sorunların çözümü gibi konularda çalışma yapmak üzere Engelliler Danışma ve Koordinasyon Merkezleri kurulacak. TÜRK İŞARET DİLİ SİSTEMİ OLUŞTURULACAK İşitme engellilerin eğitim ve iletişimlerinin sağlanması amacıyla Türk işaret dili sistemi oluşturulacak. Bu sistemin oluşturulmasına, geliştirilmesine ve uygulanmasına yönelik çalışmaların esas ve usulleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinatörlüğünde, Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Dil Kurumu Başkanlığınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenecek. Engellilerin, her türlü eğitim, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere kabartma yazılı, sesli, elektronik kitap, altyazılı, işaret dili tercümeli ve sesli betimlemeli film ve benzeri materyal üretilmesini teminen gerekli işlemler Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülecek. Bireylerin eğitsel değerlendirme, tanılama ve yönlendirilmesi ile ilgili iş ve işlemler rehberlik ve araştırma merkezi bünyesinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yapılacak. Bu sürecin her aşamasında aile bilgilendirilerek görüşü alınacak ve sürece katılımı sağlanacak. Eğitsel değerlendirme ve tanılama sonucunda özel eğitime ihtiyacı olduğu belirlenen bireyler için özel eğitim değerlendirme kurulunca rapor hazırlanacak ve eğitim planı geliştirilecek. Bu planlama her yıl revize edilecek. TOPLU TAŞIMAYA ENGELLİLER İÇİN DÜZENLEME Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya da denetimlerinde olan, sürücü koltuğu hariç 9 veya daha fazla koltuğu bulunan araçlarla sağlanan toplu taşıma hizmetlerinin engellilerin erişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri alacak. Mevcut özel ve kamu toplu taşıma araçları, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren sekiz yıl içinde; sürücü koltuğu hariç dokuz ila on altı oturma yeri olan toplu taşıma araçları, yolcu gemileri ile özel ve kamu şehirlerarası toplu taşıma araçları ile turizm taşımacılığı yapılan araçlar, 7 Temmuz 2018 tarihine kadar engelliler için erişilebilir duruma getirilecek. Karayolu ile turizm taşımacılığı yapan veya şehirlerarası toplu taşıma hizmeti veren gerçek ve tüzel kişiler, 7 Temmuz 2018 tarihine kadar, engelli bireyin erişilebilir toplu taşıma hizmeti sağlanmasına ilişkin talebini azami yetmiş iki saat içinde karşılamakla yükümlü olacak. Servis taşımacılığı yapan gerçek ve tüzel kişiler, 7 Temmuz 2018 tarihine kadar engelli personel veya öğrenciye erişilebilir taşıma hizmetini sağlayacak. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden altı aylık süreden sonra üretilen, sürücü koltuğu hariç dokuz veya daha fazla oturma yeri olan araçlardan erişilebilir olmayanlara, şehir içi ve şehirlerarası yolcu taşıma hizmeti için yetki belgesi, izin veya ruhsat verilmeyecek. TÜRK İCATLARI TEŞVİK EDİLECEK Türkiye’de gerçekleştirilen araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri ile yazılım faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşların; kiralanması neticesinde elde edilen kazanç ve iratların, devri veya satışı neticesinde elde edilen kazançların, Türkiye’de seri üretime tabi tutularak pazarlanmaları halinde elde edilen kazançların, Türkiye’de gerçekleştirilen üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazançların patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmının yüzde 50′si kurumlar vergisinden müstesna olacak. İstisnanın uygulanabilmesi için; buluşun, Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK kapsamında patent veya faydalı model belgesi verilerek koruma altına alınan buluşlar arasında yer alması ve buluşa ilişkin incelemeli sistem ile patent veya araştırma raporu sonucunda faydalı model belgesi alınması şartı aranacak. Kurumlar Vergisi’nde, Engelliler Hakkında Kanun’a göre kurulan korumalı iş yerlerinde istihdam edilen ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel ve ruhsal engelli çalışanlar için diğer kişi ve kurumlarca karşılanan tutar dahil yapılan ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının yüzde 100′ü oranında korumalı iş yeri indirimi yapılacak.
  23. İNTERNET YASAKLARI İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Telekominikasyon İletişim Başkanlığına (Tİ başvurarak doğrudan, içeriğe erişimin engellenmesini tedbirinin uygulanmasını isteyebilecek. İçeriğe erişimin engellenmesi kararı, en geç 4 saat içerisinde erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilecek. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a göre, internette yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği, haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlü olacak. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hizmetlere ilişkin trafik bilgilerini bir yıldan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla yükümlü olacak. Yer sağlayıcılık bildiriminde bulunmayan veya bu düzenlemedeki yükümlülüklerini yerine getirmeyen yer sağlayıcı hakkında TİB tarafından 10 bin TL’den 100 bin TL’ye kadar idari para cezası verilecek. ERİŞİM SAĞLAYICILARI BİRLİĞİ KURULACAK Erişim sağlayıcı, erişimi engelleme kararı verilen yayınlarla ilgili olarak alternatif erişim yollarını engelleyici tedbirleri almakla yükümlü olacak. Erişim Sağlayıcıları Birliği kurulacak. Birliğin merkezi Ankara olacak. Birlik; Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında yetkilendirilen tüm internet servis sağlayıcıları ile internet erişim hizmeti veren diğer işletmecilerin katılmasıyla oluşan ve koordinasyonu sağlayan bir kuruluş olacak. Birliğe üye olmayan internet servis sağlayıcıları faaliyette bulunamayacak. İNTERNET KAFELER TEDBİR ALMAK ZORUNDA Ticari amaçla olup olmadığına bakılmaksızın bütün internet toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimin engellenmesi ve kullanıma ilişkin erişim kayıtlarının tutulması hususlarında yönetmelikle belirlenen tedbirleri almakla yükümlü olacak. Bu düzenlemede belirtilen yükümlülükleri ihlal eden ticari amaçla toplu kullanım sağlayıcılarına, ihlalin ağırlığına göre uyarma, bin Türk lirasından 15 bin Türk lirasına kadar idari para cezası verme veya üç güne kadar ticari faaliyetlerini durdurma müeyyidelerinden birine karar vermeye mahalli mülki amir yetkili olacak. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ve özel hayatının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler, doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini isteyebilecek. Hakim, erişimin engellenmesine karar verebilecek. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, yer sağlayıcı tarafından en geç 24 saat içerisinde cevaplandıracak. Hakim, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, v.b şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle kararını verecek. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemeyecek. Hakim, bu madde kapsamında yapılan başvuruyu, en geç 24 saat içinde, duruşma yapmaksızın karara bağlayacak. EN GEÇ 4 SAAT İÇİNDE SİTE KAPATILACAK! Erişim Sağlayıcıları Birliğinin, erişim sağlayıcıya gönderdiği, içeriğe erişimin engellenmesi kararı en geç 4 saat içerisinde erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilecek. Sulh ceza mahkemesinin kararını süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, 500 günden 3 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, TİB’e başvurarak doğrudan, içeriğe erişimin engellenmesini tedbirinin uygulanmasını isteyebilecek. TİB, kendisine gelen bu talebi uygulanmak üzere Erişim Sağlayıcıları Birliğine bildirecek. Birlik, tedbir talebini en geç 4 saat içinde yerine getirecek. Talep daha sonra sulh ceza hakiminin kararına sunulacak. Hakim vereceği kararı en geç 48 saat içinde açıklayacak. Aksi halde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden kalkacak. ERİŞİMİ ENGELLEME KARARINI TİB BAŞKANI VERECEK! Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, doğrudan TİB başkanının emri üzerine erişim engellenebilecek. Bu karara karşı sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilecek. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar kurumlarının, hakim ve savcılar ise kendi muvafakati ile geçici olarak TİB emrinde görevlendirilebilecek. TİB personelinin, kanunlar kapsamındaki görevlerini yerine getirirken görevin niteliğinden doğan ya da görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı haklarında cezai soruşturma yapılması, Telekominikasyon İletişim başkanı için ilişkili bakanın, diğer personel için ise kurum başkanının iznine bağlı olacak. Özel bilgi ve ihtisas gerektiren konularda TİB sözleşömeli personel çalıştırabilecek. İnternet üzerinden faaliyetleri yurt içinden ya da yurt dışından yürütenlere, internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçları ile bildirim yapılabilecek. Özel öğretim kurumlarında, harp ve vazife malulü sayılanların ilk ve ortaöğretim çağındaki çocukları ile haklarında korunma, bakım ve barınma kararı verilen çocuklara öncelik tanınacak. SİBER GÜVENLİK KURULU KURULACAK Siber güvenlikle ilgili olarak alınacak önlemleri belirlemek, hazırlanan plan, program, rapor, usul, esas ve standartları onaylamak ve bunların uygulanmasını sağlamak amacıyla Siber Güvenlik Kurulu kurulacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a göre, kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından cep telefonu abonelik işlemi ya da elektronik kimlik bilgisine haiz cihazların kayıt işlemi yapılamayacak ve yaptırılamayacak; bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemeyecek, evrakta değişiklik yapılamayacak ve bunlar kullanılamayacak. Siber güvenlikle ilgili olarak kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından alınacak önlemleri belirlemek, hazırlanan plan, program, rapor, usul, esas ve standartları onaylamak ve bunların uygulanmasını ve koordinasyonunu sağlamak amacıyla Siber Güvenlik Kurulu kurulacak. Kurulda yer alacak bakanlık ile kamu kurum ve kuruluşları, üyelerinin temsil düzeyi Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek. Afet ve acil durumlarla ilgili olarak hazırlanan plan, program ve raporları onaylamakla görevli; Başbakan veya görevlendireceği Başbakan Yardımcısının başkanlığında, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı, Sağlık Bakanı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Kalkınma Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ile Orman ve Su İşleri Bakanı’ndan oluşan Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulu kurulacak. Bunun dışında ayrıca Başbakanlık Müsteşarı’nın başkanlığında; ilgili bakanlıklar ve STK temsilcilerinden oluşan Afet ve Acil Durum Koordinasyon Kurulu da kurulacak. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün teknik hizmetler sınıfına ait kadrolara, KPSS ( grubu puan sırasına göre ilk defa açıktan atanacak personel, alım yapılacak her bir unvan için boş kadro sayısının 3 katına kadar çağrılacak adaylar arasından sözlü sınav başarı sırasına göre atanacak. Otoyolların işletmesi, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı altında kurulacak bir şirkete devredilecek ve halka arz edilecek. Kanun çerçevesinde hisse satışı yönteminin uygulanmasına karar verilmesi durumunda; otoyollar ile bunlar üzerinde bulunan bakım ve işletme tesisleri ve varlıkların işletme hakları, imzalanacak işletme hakkı verilmesi sözleşmesi ile hiçbir bedel alınmaksızın, işletme hakkı verilmesi sözleşmesi yürürlük tarihinden itibaren yıl süre ile Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca kurulacak, anonim şirkete verilecek. Ayni sermaye konulması açısından, verilen işletme hakkı 1 milyar lira olarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca kurulacak olan şirketin sermayesine ilave edilecek. İşletme hakkının ilgili şirkete devrine ilişkin düzenlenecek sözleşmeler damga, veraset ve intikal vergisinden müstesna olacak. Kamu tarafından doğrudan veya kamu kaynakları kullanılarak başka bir kurum veya kuruluş aracılığıyla teşebbüslere herhangi bir şekilde mali fayda sağlayan uygulamaların izlenmesine yönelik yönetmelikler Hazine Müsteşarlığı’nca 3 ay içinde; devlet desteklerinin bildirimi ve denetlenmesine ilişkin yönetmelikler ise Devlet Desteklerini İzleme ve Denetleme Kurulu’nca 31 Aralık 2014 tarihine kadar yürürlüğe konulacak. 2 BİN 302 KADRO İHDAS EDİLECEK Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na, yurtdışı ve merkez teşkilatlarında kullanılmak üzere 2 bin 302 kadro ihdas edilecek. Sosyal Güvenlik Kurumu’na da 20 kadro verilecek. Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından AA’ya yapılan ödemeler, Hazine’nin veya AA’nın ajanstaki sermayeye iştirak taahhütleri bulunması halinde, öncelikle bu taahhütler için kullanılacak. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndaki 3 müsteşar yardımcısı sayısı 4′e çıkarılacak. Bakanlık yutdışı teşkilatı kurabilecek. Bakanlık, veri tabanında tutulan bilgileri kamu kurum ve kuruluşlarının yanısıra, mahalli idareler ve Türkiye Kızılay Derneği’ne de açabilecek. Bakanlığın taşra teşkilatında yer alan sosyal hizmet kuruluşları; Bakanlar Kurulu kararıyla il özel idareleri, belediyeler ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredilebilecek. Türkiye Diyanet Vakfı’na ait hastaneler, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na devredilecek. Talepte bulunan tabipler ve diş tabipleri, çalıştıkları ildeki Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun sağlık kurum ve kuruluşlarına memur olarak atanacak. Diğer personel ise sağlık kurum ve kuruluşlarında sözleşmeli personel statüsüne geçirilecek. Personele, memur ve sözleşmeli personel statüsüne geçirilmeleri sebebiyle, kurum ve vakıf tarafından ödeme yapılmayacak. TBMM Başkanlığı’na, 8′i aşçıbaşı, 7′si de şef garson olmak üzere 15 kadro ihdas edilecek. Kapatılan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü taşra teşkilatı tarafından 14 Haziran 1997 tarihinde yapılan personel alım sınavı sonucunda asil listede yer alan, ancak sınavın iptal edilmesi nedeniyle devlet memurluğuna atanamayan ya da devlet memurluğuna atanıp göreve başlatılmayan kişiler yeniden devlet memurluğuna atanabilecek.
  24. 25 soruda mevcut internet yasası ve getirilmek istenen yeni düzen 04.02.2014 1- Türkiye'de internet kullanımına ilişkin temel veriler neler? Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, ülkede internete erişim imkânı bulunan hanelerin oranı yüzde 49.1. Yani her iki evden birinde internete erişim var. Yine TÜİK saptamaları, 16-74 yaş arasındaki nüfusun yüzde 49'unun internet kullandığını, her dört kullanıcıdan üçünün de internette "haber, gazete veya dergi" okuduğunu gösteriyor. 2013 yılına ait bu oranlar, her yıl artış yönünde değişim gösteriyor. 2- İnternetle ilgili olarak TBMM Genel Kurulu gündemindeki yasa teklifi neden tartışma yarattı? Öncelikle teklifin yasalaşma sürecinde benimsenen yöntemden dolayı. Yaklaşık 40 milyon insanın hayatının ayrılmaz bir parçası olmuş internetle ilgili son derece önemli hükümler içeren bir yasa teklifi için internet yayıncılarının, haber sitelerinin, bilişim ve ceza hukukçularının, bu konuda görüşü önemli sivil toplum kuruluşlarının düşüncelerinin alınması beklenirdi. (Teklif bu yazı yayımlandıktan iki gün sonra TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı. Yazının bundan sonraki bölümünde geçen teklif ve tasarı ifadelerini "yasa" maddesi olarak okuyabilirsiniz). 3- Alınmadı mı? Hayır. Örneğin; T24'ün de temsil edildiği İnternet Medyası Derneği'nden, habercilikle ilgili son derece kritik hükümler içermesine karşın herhangi bir görüş sorulmadı. 4- Peki konu parlamentoda bağımsız bir yasa teklifi olarak mı gündeme getirildi? Hayır, bu da yapılmadı. Toplumun bütün kesimlerini, nüfusun yarısından fazlasını ilgilendiren internet düzenlemeleri, milletvekillerince bağımsız bir yasa teklifi veya hükümet tarafından bağımsız bir yasa tasarısı olarak gündeme getirilmedi. AKP milletvekillerinin yasa teklifi, yaklaşık 130 madde içeren bir "torba kanun"un içine itildi. 5- Torba kanun ne demek? Birbiriyle ilgisiz onlarca konu ve onlarca kanunda değişiklik yapan tek bir kanuna "torba kanun" deniyor ki, bu metinler genelde "torba" hacmini aşarak "çuval"a dönüşüyor. İnternet düzenlemesinin de içine yerleştirildiği son torba kanunun resmi adı, internet ve içerdiği onlarca konuyla ilgili olarak tek bir ipucu bile vermiyor. 36 kanun ve 7 kanun hükmünde kararnamede değişiklik öngören TBMM Genel Kurulu'ndaki metin, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" başlığını taşıyor. 6- Yani, internet düzenlemesi Bakanlar Kurulu'nun bu torba kanun tasarısı içinde mi TBMM'ye sevk edildi? Hayır! "Tasarı" TBMM'ye sevk edildikten sonra AKP milletvekillerinin “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif"i torba tasarıya monte edildi. Hükümetin TBMM'ye 102 madde olarak sevk ettiği torba kanun tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılan eklerle daha da büyüdü ve 130 maddeye yaklaştı. 7- İnternet düzenlemeleri bugüne kadar hangi kanunla yapılıyordu? Bu konudaki temel düzenleme, TBMM'de 4 Mayıs 2007'de kabul edilen, 23 Mayıs 2007’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve tam adı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” olan 5651 sayılı yasada bulunuyor. 8- Tartışma yaratan internet sitelerine erişim sadece bu yasaya dayanarak mı engelleniyor? Temel düzenleme 5651 sayılı yasa. Ancak Bilgi Teknolojileri İletişim Başkanlığı’ndan (BTK) aldığımız listeye göre, 5651 sayılı temel yasa dışında devlete erişim engelleme imkânı veren 8 yasa ile 1 KHK daha var. Bu yasaların adları ve ilgili maddelerinin numaraları şöyle: Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun Ek-4 üncü maddesi; Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin beşinci fıkrasının (k) bendi; Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümleri (eski kanunda 56 ve 58., yeni kanunda 54, 55 ve 56. maddeler); Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesinin 4. fıkrası; Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddeleri; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 101. maddesi; Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis Ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesi; Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. maddesi; Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 9, 76 ve 77. maddeleri. 9- Temel düzenleme olan 5651 sayılı yasa hangi noktalarda eleştiriliyordu? Temelde iki nedenle eleştirildi. Birinci eleştiri nedeni, internet sitelerine erişimin hangi durumlarda engelleneceğini düzenleyen "katolog suçlar"ın kapsamı oldu. ikinci neden de; bazı hâllerde idareye, yargı kararına gerek duymadan erişimi engelleme imkânı sağlayan düzenlemeydi. 10- Katolog suçlar ne, nasıl bir kapsamı bulunuyor? Katalog suçlar, 5651 sayılı yasada internet sitelerine erişimin engellenmesine dayanak olarak gösterilen “suç listesi”ni ifade ediyor. Bu listede sayılan “suç”ların işlendiğine kanaat getirilmesi durumunda idare ya da yargı internet sitesine erişimi derhal engelleyebiliyor. Katalog suçlar yasanın 8. maddesinde sayılıyor. “Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi” başlığını taşıyan bu maddede katalog suç olarak sayılan 8 fiilin 7’si Türk Ceza Kanunu’ndan aynen bu maddeye nakledilen fiiller. Bunlar; 1- İntihara yönlendirme, 2- çocukların cinsel istismarı, 3- uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımını kolaylaştırma, 4- sağlık için tehlikeli madde temini, 5- müstehcenlik, 6- fuhuş 7- kumar oynanması için yer ve imkân sağlama. TCK’da yer alan bu fiiller dışında Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar Hakkında Kanun’da yer alan suçlar da 8. maddede “katalog suçlar” arasında sayılıyor. Katalog suçlara ilişkin takibi BTK’ya bağlı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (Tİ yapıyor. Ancak katalog suçlar dışında kalan yayınlara ilişkin başvuru, ihbar ve şikâyetlere ilgili mahkemeler bakıyor. Örneğin “hakaret" suçuna ilişkin bir başvuru ile TİB değil, mahkemeler ilgileniyor. Bu nedenle bazen bir mahkemenin kapatma kararı aldığı bir siteden BTK veya TİB’in haberi olmayabiliyor. BTK yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bazı mahkemelerin aldığı kararlar arasında "Youtube'un erişiminin bütün dünyada engellenmesi" gibi, internetin doğasına aykırı hükümler de bulunuyor. 11- Mevcut yasaya göre, idare hangi durumlarda doğrudan erişimi engelleyebiliyor? Yayının yurtdışından yapılması durumunda idare, yani TİB, katolog suçlarda sayılan bütün durumlarda yayını doğrudan durdurabiliyor. Ancak yayın yurtiçinden yapılsa da eğer "müstehcenlik" ve "çocukların cinsel istismarı"na dair bir tespit varsa idare yine doğrudan erişimi engelleyebiliyor. 12- Bugüne kadar tartışma nerede odaklandı? "Müstehcenlik" tespitiyle erişimin engellenmesinde. Zira, yargının bile standart içtihad geliştiremediği (Yargıtay'ın bu konuda birbiriyle çelişen kararları var) tartışmalı bir konuda idareye takdir yetkisi tanınması sorunlu sonuçlar doğurdu, doğuruyor. Kimine göre estetik bir görüntü başkasına göre erotik, müstehcen veya pornografik bulunabiliyor. İnternette bedelsiz "aile" ve "çocuk" filtreleri bulunmasına rağmen tanımı çok tartışmalı olan müstehcenliğe "nerede görülürse görülsün yok edilmesi gereken bir tehdit" olarak yaklaşılması ve erişimi engellerken yargı kararı aranmaması ciddi sorunlar yaratıyor. 13- Mevcut yasanın uygulanmasından çıkan sorunlar Türkiye için nasıl bir görüntü doğuruyor? Türkiye internette giderek "yasakçı" eğilimleriyle öne çıkan bir ülke olarak değerlendiriliyor. Şu değerlendirmeler, Avrupa Birliği'nin Ekim 2013'te açıkladığı son Türkiye İlerleme Raporu'ndan: "Kamu görevlilerinin basın üzerindeki baskısının devam etmesi, yaygın oto sansür, eleştirel gazetecilerin işten çıkarılmaları, internet sitelerinin sık sık yasaklanması ve ifade ve basın özgürlüğünün uygulamada görsel işitsel alandaki düzenleyici makam tarafından ve yargının yaklaşımı nedeniyle engellenmesi dâhil olmak üzere, sorunlar devam etmektedir." (Sayfa 13) "İnternet sitelerinin orantısız kapsam ve süreyle yasaklanması devam etmiştir. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (Tİ, yasaklanan internet siteleri ile ilgili olarak, Mayıs 2009’dan bu yana bir istatistik yayımlamamıştır. Yasaklanan internet sitelerini takip eden bağımsız bir internet sitesinin Eylül (2013) ayında yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de 32 binden fazla internet sitesine erişim sağlanamamaktadır." (Sayfa 53) "İfade özgürlüğünü sınırlayan ve vatandaşların bilgi edinme hakkını kısıtlayan, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un Avrupa standartlarına uygun olarak revize edilmesi gerekmektedir." ( Sayfa 53) "İnternet kullanımını düzenleyen kanun, siyasi ve ahlaki olarak uygunsuz bulunan bazı LGBTI ve diğer bazı internet sitelerine karşı kullanılmıştır. Görevi yaptırmamak için bir memura karşı direnmeye ilişkin Ceza Kanunu hükmü, taciz suçlamalarına karşı çıkmak amacıyla sık sık kullanılmıştır. (Sayfa 60) 14- Mevcut yasa ve uygulamalar AB'nin Türkiye İlerleme Raporu'nda bu kadar eleştirilirken, TBMM gündemindeki torba kanun içinde daha da ileri sınırlamalar mı öngörülüyor? Tek kelimeyle evet. Mevcut yasada yapılmak istenen değişiklik konusunda iki temel sorun var. Birincisi; yargı kararına ihtiyaç duymadan idareye doğrudan tanınan erişim engelleme yetkisini alabildiğine artıracak hükümler öngörülüyor. İkincisi; internet kullanıcılarının bütün trafik bilgilerinin, istendiği anda idareye, yani TİB'e teslim edilmesi hükme bağlanıyor. 15- İdareye tanınan doğrudan erişimi engelleme yetkisi nasıl artırılıyor? Mevcut yasanın 9. maddesine yapılan bir ekle, bugüne kadar sadece "müstehcenlik" ve "çocukların cinsel istismarı" ile bir ölçüde sınırlı tutulan idarenin doğrudan erişim engelleme yetkisi son derece esnek ve tartışmalı kavramlarla alabildiğine genişletiliyor. Mevcut yasanın 9. maddesine "Özel hayatın gizliliğinin ihlaline bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde erişimin doğrudan başkanın (TİB Başkanı) emri üzerine engellenmesi başkanlık tarafından yapılır” hükmü eklenmek isteniyor. "Özel hayat" gibi, habercilikte herkes için değişik sınırları bulunan, yargının bile yıllardır standart ölçütler geliştirmekte zorlandığı bir kavram, yeni düzenlemeyle TİB ve TİB Başkanı'nın bir internet sitesindeki haberin veya görsel malzemenin doğrudan yayında kaldırılmasına gerekçe yapılmak isteniyor. Böylece, örneğin yolsuzluk iddiasıyla yürütülen bir soruşturmada hükümet üyesi olan babasıyla konuşan bir oğulun mahkeme kararıyla dinlenen telefon görüşmesine ilişkin haberlerin, yargı kararı olmadan, hükümetin atadığı bürokratlarca yayından kaldırılmasının yolu açılıyor. 16- Bu düzenleme, 2011 seçimleri öncesinde örneklerini gördüğümüz gizli çekilmiş özel hayat görüntülerinin, seks kasetlerinin yayınını derhal önleme amacına yönelik olamaz mı? İki nedenle olamaz. Birincisi; mevcut yasada idarenin zaten "müstehcen" olarak değerlendireceği yayınları derhal ve doğrudan durdurma yetkisi var. Bu noktada, mevcut yasada da yargı kararı aranmıyor ki, bu durumun da sorunlu olduğunu yukarda vurguladık. Kaldı ki, Başbakan Tayyip Erdoğan, söz konusu seks kasetlerinin yayını üzerine, "Orası onların özel hayatları değil, orası onların yatak odaları değil" diyebilmiş ve "özel hayatı" sadece yatak odasına bağlayabilmişti. 17- İkinci neden ne? Mevcut yasaya, yargı kararına ihtiyaç duymadan TİB'in doğrudan erişim engelleme yapması için eklenmek istenen hüküm, başlangıçta sadece "özel hayat" da demeyerek asıl hedefi vurguluyordu. Sınırları son derece tartışmalı olan bu kavramın yanı sıra "başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerine bağlı olarak" da TİB'in doğrudan erişim engellemesi yapmasına imkân sağlanmak isteniyordu. "Başkalarının hak ve özgürlükleri" ifadesi tasarı TBMM Genel Kurulu'na gönderilmeden önce Plan ve Bütçe Komisyonu'unda çıkarılmış görünüyor. Özetle, hükümetin atadığı bir bürokrat,"özel hayat" gibi sınırları çok esnek bir alanda ilgili gördüğü haberi ve görsel malzemeyi, üstelik yayını yapan internet sitesinden de habersiz olarak doğrudan yayından kaldırabilecek. 18- Buna karşı yargıda itiraz mümkün olacak mı? Evet. Ancak burada sorun, yeni düzenlemenin "yasaklamayı" sürecin başında temel hareket noktası olarak görmesi, yargıyı içerik engelleme aşamasında devre dışı bırakması. Yasaklamayı temel hareket noktası olarak gören anlayış, mevcut yasaya eklenmek istenen diğer düzenlemelerde de bulunuyor. 19- TİB'e doğrudan tanınan yetki dışında da yargı kararı olmadan yasaklama mı öngörülüyor? Evet. Yine mevcut 9. maddeye yapılmak istenen başka bir ekle, idarenin doğrudan engellemediği bir içerikte "özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler" başkanlığa doğrudan başvurarak erişimin engellenmesini isteyebilecekler. TİB, yani idare, burada sadece başvuru sahibinin "hakkın ihlaline neden olduğu öne sürülen ilgili yayındaki haberin-içeriğin adresini (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklamayı ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgileri" eksiksiz vermesine bakacak. Eksik yoksa TİB, "bu talebi uygulanmak üzere derhal (yeni kurulacak) erişim sağlayıcılar birliğine bildirecek ve erişim sağlayıcılar bu tedbir talebini en geç dört saat içinde yerine getirecek." Böylece, örneğin bir haberde "özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini" öne sürecek olanlar sadece TİB'e başvurarak söz konusu haberi yayından kaldırtabilecekler. Dikkat ederseniz, bu düzenlemede de bir yargı denetimi-kararı aranmıyor, içerik sağlayıcıdan, örneğin haber sitesinden savunma-görüş istenmiyor. Böylece, ilgili haber sitesinin kendi içeriğinden çıkarılan haberden ancak çıkarıldıktan sonra haberdar olabileceği bir düzen öngörülüyor. Bu hükümde yargı kararı, ancak bu yasaklamadan sonra devreye sokuluyor ve başvuru sahibinin 24 saat içinde sulh ceza hâkimine başvurarak karar çıkartması, aksi halde içeriğe konan tedbir kararının kendiliğinden kalkması öngörülüyor. Teklif, bu başvurularda hâkimin de en geç 48 saat içinde karar almasını öngörüyor. 20- İçerik sağlayıcıyı devre dışında bırakan başka bir düzenleme öngörülüyor mu? Evet. Yine mevcut yasanın 9. maddesinde yapılmak istenen değişikliğe göre, "kişilik haklarının ihlâl edildiğini iddia edenler, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebilecek" ki, benzer bir düzenleme içerik sağlayıcı ile sınırlı olmak üzere bugün de var. Teklifte, bu talebin içerik ve/veya erişim sağlayıcı tarafından en geç 24 saat içinde cevaplanması öngörülüyor. Ancak başvurunun yargıya yapılması durumunda, sulh ceza hâkimi içerik sağlayıcıdan savunma-görüş almadan ilgili içeriğin kaldırılmasına, bu tedbiri yeterli görmemesi durumunda bütün sitenin kapatılmasına karar verebilecek. 21- Yeni düzenlemede tartışma yaratan "trafik bilgileri"nin paylaşımı ne anlama geliyor? Trafik bilgisi, internet kullanıcılarının hangi siteleri, o sitelerde hangi sayfaları ne kadar süreyle takip ettiklerini, kimlerle temasta olduklarını içeriyor. Mevcut yasada, erişim sağlayıcıların (örneğin TTNET, Superonline vs.) bu bilgileri altı aydan az, iki yıldan fazla olmamak üzere saklaması ve gizliliğini muhafaza etmeleri öngörülüyor. Yeni düzenleme ile bu konuda iki kritik değişiklik öngörülüyor. Birincisi; trafik bilgilerini saklama süresi uzatılarak alt sınır bir yıla çıkarılıyor. İkincisi de, mevcut yasada olmayan bir şekilde, "başkanlığın (TİB'in) talep ettiği bilgileri talep edilen şekilde başkanlığa teslim etmek" yükümlülüğü getiriliyor. Böylece idare, yine yargı kararı olmaksızın, internet kullanan herkesin hangi siteleri, sayfaları ziyaret ettiğine, bu sayfalarda ne kadar kaldıklarına, kimlerle temasta olduklarına ilişkin bütün bilgileri istediği anda alabilecek. Mevcut yasada bu durum, sadece "faaliyetine son verecek içerik sağlayıcılar" için öngörülüyordu. 22- Yeni düzenlemeyle getirilmek istenen erişim sağlayıcılar birliği ne yapacak? Erişim sağlayıcıların tek çatı altında toplanması ve yayından çıkarma, yayın durdurma gibi mahkeme veya idare kararlarının artık bu birlikçe yapılması öngörülüyor. Böylece idare artık siteleri bizzat erişime engellemek gibi icrai bir süreçten ayrılarak, daha çok karar verici ve/veya tebliğ edici bir pozisyona çekilecek. Erişim ve yer sağlayıcılar, tebliğ edilen siteler için artık mevcut yasadaki ölçüt olan "teknik imkânlar elverdiğince" değil, her durumda 4 saat içinde erişim engellemekle yükümlü olacaklar, aksi halde yaptırımla karşılaşacaklar. Erişim sağlayıcılar, erişimi engellenen sitelere, DNS ayarlarını değiştirerek yapıldığı gibi, "alternatif erişim yollarını engellemekle" de yükümlü olacaklar. Erişim/yer sağlayıcılar için öngörülen yükümlülük ve yaptırımları, "ceza hukukunda sorumluluğun şahsi olduğu" ilkesine aykırı bulan hukukçular var. Erişim sağlama hizmeti için birliğe üye olmak koşul haline getirilecek. Birliğin tüzüğü de, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu'un (BTK) onayına tabi olacak. 23- Peki yeni düzenlemede hiç olumlu bir değişiklik yok mu? Var. Türkiye'de Youtube'un bile yasaklanmasına neden olan siteleri tamamen kapatma uygulaması, yeni düzenleme ile istisna haline getiriliyor. Yeni düzenleme, internet sitelerinde sadece ihtilaf konusu olan içeriğin, örneğin o site içinde adresi verilen (URL) haberin çıkarılmasını esas alıyor. Ancak ister yargı, ister idare tarafından içerik çıkarılmasına karar verilsin, bu süreçte içeriği sağlayanlara, örneğin haber sitelerine yer vermiyor, ihtilafın çözülmesinde onların görüşlerinin-savunmalarının alınmasını öngörmüyor. Siteler, genellikle ancak içeriklerinin engellendiğini öğrendikten sonra yargıya itiraz aşamasında sürece dahil olabiliyor. Yeni düzenleme, "içeriğin engellenmesinin hak ihlalini engellemediği zorunlu durumlarda" sitelerin tamamen de erişime kapatılmasına imkân sağlıyor. 24- Peki internette özel hayat ve kişilik haklarının yaygın ihlali de bir gerçek değil mi? Evet, bu da bir gerçek. Ancak getirilmek istenen düzene ilişkin sorun, haklarının ihlal edildiğini öne sürenlerin başvuruları üzerine yapılacak denetim değil. Bu denetimin yargı yerine idare tarafından da yapılmasının öngörülmesi ve idarenin yetki alanının, bir hukuk devletinde kabul edilemeyecek kavramlar ve ölçülerle alabildiğine genişletilmesi. Yeni düzenlemeyle hükümetlerin atadığı bürokratlar hükümetlerin talimatları, istekleri, ihtiyaçları doğrultusunda haber alma hakkı ve ifade özgürlüğünü çok geniş bir alanda kısıtlayabilecek duruma getiriliyor. Diğer yandan, yeni düzenleme ile görevle ilgili suçlardan dolayı TİB Başkanı hakkında soruşturma başlatmak bakanın, TİB çalışanları hakkında soruşturma başlatmak da TİB Başkanı'nın iznine bağlanarak, yeni bir dokunulmazlık alanı açılıyor. 25- Düzenleme bu haliyle yasalaşırsa Anayasa'ya aykırılık doğacak mı? Bu haliyle yasalaşırsa düzenlemenin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi yüksek bir olasılık. Zira basının sansür edilemeyeceğinden yargı yetkisine uzanan bir dizi alanda tartışmalı bir düzenleme karşısındayız. Diğer yandan Anayasa'nın 90. maddesi, "temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır" hükmünü içeriyor. Mevcut yasanın bile AİHM'de Türkiye'nin mahkûm edilmesine neden olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla yasanın uygulanmasında, yüksek bir ihtimal olmamakla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni esas alacak hâkimler de çıkabilir. Ancak, çok işletilmese de yargı için önemli bir ölçüt olan Anayasa'nın 90. maddesinin, internet içeriklerine erişim engelleme yetkilerini kullanırken idareyi durdurmayacağı açık. Düzenleme bu şekliyle yasalaşırsa, Türkiye, internet alanında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden yeni cezaların yoluna revan olacak gibi görünüyor... ______________________ Not: AKP teklifi, bu yazının yayımlanmasından iki gün sonra TBMMGenel Kurulu'nda kabul edilerek yasalaştı.
  25. İşte yeni internet düzenlemesinin tam metni, sorular ve cevaplar 05.02.2014 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da önemli değişiklikler öngören yasa TBMM'de kabul edildi T24 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’da önemli değişiklikler öngören torba yasa tasarısı içindeki AKP teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Sansür tartışmaları altında kabul edilen yasa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından kısmen veya tamamen veto edilmeden imzalanırsa yürürlüğe girecek.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.