evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Yukarida duzenleme yapamadim. Bu konudaki basliklardan biri sudur; http://www.turkish-media.com/forum/topic/290359-constructivist-epistemoloji-yapilandirmaci-bilgi/
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Unutmaki nasil insanoglu varligin ve gercek varligin gercekligini nasil metafizik ideolojik inancsal dogrular olarak tartisiyorsa; ayni tartismayi epistemoloji de bilgi ve ne oldugunu ve BILIMSEL/BILISSEL BILGININ NE OLDUGUNU epistemolojik teoriler olarak tartisiyor. Iste bu tartisma da benim teorim, yapilandirmaci epistemoloji; yani insanoglu yapilandirilmisligidir. Bu konudaki basliklarda
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Bilgi ve teorileri icin suraya bir goz at. http://www.turkish-media.com/forum/topic/296171-bilgi-felsefesi-ve-teorileri/
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Tam rayina oturtmusken bozma. Her bilgi bilimsel degildir. Cunku bilgiyi veren insanoglunun inanci ve metafizik ufku vardir. Zaten bilgi inancin gercegin ne oldugunu dogrulamasidir. Once bilginin TEK VEREN KAYNAGININ INSANOGLU OLDUGUNU ALGILARSAN VE PARALEL OLARAK INSANOGLUNUN FIZIK OTESI UFKUNU ALGILARSAN; INSANOGLUNDAN HER TURLU BILGININ VERILDIGINI DEALGILARSIN. Iste butun sorun da BU INSANOGLUNDAN CIKAN BILGILERDEN HANGISI BILIMSEL HANGISI IDEOLOJIK HANGISI ETIK HANGISI INANCSAL HANGISI GOZLEMSEL HANGISI OLGUSAL HANGISI TEORIK OLDUGUNU da bilimsel felsefenin ne oldugu ortaya koyar. Cunku bilimsel felsefe BILGI FELSEFESININ BILIMSEL OLANIDIR. Ideolojik inancsal varliksal v.s. olani degil. O yuzden bilgi ile bilimi ve bilgi cesitlerinden bilimsel/bilissel olan ile olmayan farkini iyi algilamak lazim. Cunku tartisma bigi uzerine degildir, ne tur bilginin bilimsel ve bilissel oldugu uzerinedir. Bunu da algilarsan benden bir aferin gelecek.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Aynen. Insanoglunun islevi alternatifsiz olarak bu acidan ikilidir. Hem kendine fenomen olarak gozlem verir, hem de kendinden ve diger gozlem aldigi fenomenlerden bilgi turetir. Yani gozlem veren olarak fenomenlerden sadece biridir, ama GOZLEMI BILGIYE CEVIREN OLARAK ALTERNATIFSIZDIR. Bu acidan bilginin alim kaynagi hem kendisi hem de her bir fenomen, verim kaynagi sadece kendisidir. Yani bilginin iki yonu olarak alternatifsizdir ve o yuzden bilgi insanoglu yapilandirilmisligidir. Burada insanoglunun her iki yonunu ve iki yonlu alternatifsizligini algilamak cogu sorunu cozer. Bilgi ile bilimsellik farkini da soyle aciklayayim. Bilgi felsefesi olan epistemoloji ayni metafizigin varlik ile ilgili herseyi ise, epistemoloji de bilgi ile ilgili herseydir. Iste bu bilgi teorileri acisindan hangisinin bilimsel oldugu konusu farklidir. Benim icin yapilandirmaci bilgi bilimsel ve bilisseldir. Ayrica her bilgi teorisi bilimsel oldugunu da soylemez. Dolayisi ile ben bilimsel ve bilissel bakis acisi olarak bilgiye yapilandirmaci ve insanoglu yapilandirmaciligi temelinde bakiyorum. Bence senin once bilgi felsefesinden kendine bir teori bulman gerekiyor. Bunun icin benim epistemolojinin teorileri basliginda teorilere bakabilir ve her bir teoriyi eger bilimsel bilgi olarak istiyorsan inceleyebilirsin.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Bunlasr benim degil ortak algilardir. Ah bir basliklariokusan bunlarin herbiri aciklaniyor. Istersen linkte verebilirim. Bunlar benim fikrim degil; cagdas algi. Bence bilim ile bilgiyi de simdilik ayiralim ve sadece bilgiye yogunlasalim. Cunku bilgi felsefesi ile bilimsel felsefe karisiyor. Yani sen bilgi ile bilimi ozdeslestiriyorsun, ayni materyalizm ile felsefeyi ozdeslestirdigin gibi.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Birincisi fenomen sadece madde degildir, "gozlem ve yansi veren" dir. onun tek ilk ve mutlak olarak sadece madde oldugu materyalizmin iddiasidir. Bilim fenomenin ne oldugu tartismasina girmez, sadece onu gozlemler. Ayrica bilgi fenomenden olusmaz, sadece tek bir fenomenden yani insanoglundan olusur. Fenomen bilginin turev kaynagidir, buna insanoglu dadahil. Ayrica bilimsel olmayan bilgi var tabi. Cunku bilgi inanc ile gerfcegin ne oldugunun dogrulanmasidir. Bilimsel bilgi ise gozlem ve olgu temeline dayanir.
-
Selam Millet
evrensel-insan şurada cevap verdi: adaacar başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımSitemize ve aramiza hosgeldin.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Tamam iste buradaki metafizik iki turludur hem VARLIK FELSEFESI hem de FIZIK OTESI VARLIK FELSEFESI.Burada materyalizm varlik felsefesinden sadece varlik olarak maddeyi alir ve indirger. Buradaki metafiziksel demek fiziksel olmayan varlik demektir. Cunku materyalizm fiziksel olmayan bir varligi kabul etmez, idealizm kasbul eder. Buraya bir goz at. http://www.turkish-media.com/forum/topic/291374-metafizik-ve-varlik-iliskisi/?do=findComment&comment=1015802
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Rica ederim bilgilenmek isteyene canim kurban. Bilimin tabani bilgidir, yani epistemoloji BILGI FELSEFESI.. Bilgide insanoglunun fenomenden turettigi turevdir. Bilimsel bilgiyi sonraya birakalim. Epistemolojide ki onun da bir suru teorik farkli yanasimlari vardir ve benimki yapilandirmaciliktir; bilgi inanc ile gercegin ne oldugunun dogrulanmasidir.
-
İyiki Dogdun Deniz…
Rica ederim. Yardimci olabildi isem, ne mutlu bana.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Materyalizm BIR FELSEFE DEGILDIR. METAFIZIGIN VARLIK IDEOLOJILERINDEN BIRIDIR. Maddeyi mustakil var olan varlik olarak ilkler, tekler ve mutlaklar ve sadece gercek varlik olarak nesnel gercekligi kabul eder. Ontolojik gerceklikcidir. Metafizik bir felsefe degil; felsefenin varlik ile ilgili dalidir. Buradaki karmasa sudur. Fizik otesi yani bilim kurgu masal hayal efsane miyoloji v.s. temelli varliklar ya da tanrinin varligi konu oldugunda varliga ya fiziksel yada fizik otesi yanasilir. Bu temelde materyalizm fizik temellidir. Iste insanoglunun yuzyillardir tartistigi materyalizm idealizm ideolojilerinin cekisme ve ispat tek ilk ve mutlak temelli kisir dongusu budur. Cunku idealistler fizik otesi varliklara da inanirlar. Materyalistler ise inanmazlar. Bilim dogrulardan ziyade herkesin ortak algisini ve kabulunu ortaya koyar yani olgu ve yine bunu herkesin kabul ettigi gozlem ile yapar. Bunun disinda kalan herkesi kapsamadigindan ideolojik ve inancsaldir gerceklik temelinde ustelik mutlaktir. Bilimdse ise bilimsel olarak varlik temel olmadigindan ne mutlak ne de suphe ne ilk tek vardir. Bilim bilimsel olarak surekli suregelen bir surecte gelisen yenilenen ve ilerleyendir. O yuzden sabiti yoktur. Sadece GECERLILIGI vardir. Bu da YANLISLANABILENE kadardir. Gecerliligi olgu yanlislanabilirligi gozlem saglar. Eger algi acisindan zor sa lutfen neresinin algilanamadigini belirtirsen aciklarim.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Evet, cunku yontemsel gerceklikte metafizigin tabani varliktir ve ondan yola cikar. Bilimin kullandigi ise epistemolojik yontemdir. Kendi indirgemeci determinist nesnel/oznel/kavramci bunyesinde ilkelidir. Ustelik bu ulke akilciligin inanci olan ilkligi tekligi ve mutlakligi kapsar. Klasik bilim temelini tamamen metafizige oturtuyordu ve bilim sadece mutlaklik ilklik teklik ve ispat uzerine idi,yani inanc ve ideolojikti. Modern bilim ise epistemolojiye yoneldi ve olgusal gecerlilik gozlemsel yanlislanabilirlik ile bilimdeki inancsal ve ideolojik akilci ilk tek mutlak inadindan determinizminden ve indirgemeciliginden ve de suphe/kesinlikten bilimi kurtardi. Iste bilimsel felsefe bu temeldedir. Metafizik ise FELSEFI BILIM yapar. Yani bilimi felsefi inanc ve ideoloji ile temellendirir. Bilimsel felsefe ise bilgisel ve bilissel olgusal ve gozlemseldir. Bir yerde akilciligin kesinligine ve suphesine karsidir. Natüralizm' iki farklı felsefik görüşte incelenir: Yöntemsel natüralizm (veya bilimsel natüralizm) ki bu epistemoloji üzerine yoğunlaşır: "Dünya üzerinde güvenilir bilgiyi edinmenin yöntemleri nelerdir?". Metafizik ve dini inançtan bağımsız, özellikle "bilgi" edinmenin pratik yöntemleriyle ilgili epistemolojik bir bakış açısıdır. Buna göre varsayımların doğal neden ve olaylara göre açıklanıp test edilmesi gerekir.[1] Gözlemlenebilir eylemlerin açıklamaları yalnızca doğal nedenlerle ilişkilendirildikleri sürece pratik ve faydalı olur (mesela "kesin işleyişler" buna örnektir, ama "şüpheli mucizeler" değil). Yöntemsel natüralizm modern bilimin temel prensibidir. Bazı filozoflar bu düşünceyi daha da genişleterek yöntemsel natüralizmin felsefenin de temel prensibi olduğunu söylemişlerdir. Bu bakış açısına göre bilim ve felsefe bir bütündür. W.V. Quine, George Santayana ve diğer bazı filozoflar da bu düşünceyi desteklemişlerdir. Metafizik natüralizm, (veya ontolojik natüralizm veya felsefik natüralizm) ontoloji üzerine yoğunlaşır: Bu bakış açısı daha çok varoluş ile alakalıdır: var olan nedir ve var olmayan nedir? Natüralizm "tabiat vardır ve bütün temel doğrular tabiatın doğrularıdır."[2] metafiziki pozisyonuna sahiptir. O yuzden bugun artik bilimdeki bilimsel yontem varligi ve ideolojik inanclarini dolayisi ile metafizigi icermez. Cunku YONTEM VARLIK YA NI FENOMENDEN DEGIL; GOZLEMDEN BASLAR. Bilimsel yöntem, en basit haliyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir: 1.Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi 2.Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi 3.Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması 4.Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması 5.(3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması Gordugun gibi fenomen onun varliksal bne oldugu v.s. tartismasi degil, onun gozlemi.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Istersen tamamen bastan basliyabiliriz. Metafizik-Felsefesin varlik konu ve kavramini isleyen tartisan ortaya koyan dalidir. Ontolojik teolojik olarak ikiye ayrilir. Ontoloji varligin ne oldugunu gercekte var olan varligin ne oldugunu tartisir. Teoloji tanrinin varligini tartisan dalidir. Ayrica metafizik tum bilim kurgu ve hayal urunu olan masal mitoloji efsane v.s. temellerin de varliklarini tartisan felsefenin dalidir. Evet burada neye neden itirazin varsa bildir. Cunku bunlardan sonra ontoloji ve teoloji temelinde mevcut olan varlik ideoloji ve inanclarinin resmini verecegim. Ayrica monist ve dualist gerceklik ve tanrinin varligi/yoklugu temelli resmini ve de tartismasnin kisir dongusunu aciklayacagim. Yani indirgemeci determinist nesnel/oznel/kavramci tartismasini. Burun bunlari da bilgisel bilimsel ve bilissel yapilandirmaci qua felsefesi ve ...e goresi temeli insanoglu olarak yapacagim.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Ben sitede baslik olarak her turlu kavram ve konuyu isliyorum. Evet anlasabilmek icin ortak noktada ve cagdas olarak bulusmak gerekiyor, o yuzden de kavramlarin felsefi dallarinin bilgi ve bilinci gerekiyor. Bu da neyin nerede ve nasil yazilacaginin olcutu. Ben butun tartismalari bilgisel bilimselve bilissel temelde yaparken; sen varliksal ontolojik temelde yapiyorsun ve boyle farkli kulvarlar olarak ortak noktada bulusamiyoruz. O yuzden soyle yapabiliriz. Once hangi felsefi temelde yazisacaksak onu saptariz. Mesela varlik, en azindan ortak bir noktamiz olur. Yalniz unutma hangi konuyu tartisirsak tartisalim benim bakis acim bilgisel bilimsel ve bilissel olacak ve seninki de varliksal ontolojik yani metafizik olacak. Yani sen varligi metafizik degerlendireceksin; bu da ideolojik inancsal ve dogrusal olacak ve buyuk bir ihtimalle nesnel materyalist indirgemeci ve determinist olacak; ben ise varligi bilgisel bilimsel ve bilisseldegerlendirecegim. Genel yapilandirmaci sorun ve bilimsel ve bilissel olmayan olacak.
-
Doğru, doğruluk, doğrulama
Cunku varlik felsefenin dali olan metafizigin bir konusudur. Bu cidan varligin her turlu sifati nesnel oznel kavramsal isimsel v.s. de metafizigindir. Buradaki metafizik varliksal ve ontolojik varligin ne oldugu ve gercek varligin ne oldugu tartismasidir. Metafizik kelime anlami olarak varlik otesi vefizik otesi demektir. Burada iki turlu algi vardir, birincisi varlik ile ilgili tum ideolojiler inanclar fiziksel degil zihinseldir. O yuzden de materyalizm idealizm pozitivizm v.s. varlik ile ilgili IDEOLOJILER FIKIRLERDIR. Bu anlamda fikir fizik otesi dir, fiziksel degil; zihinseldir. Metafizigin diger bir anlami da fizik otesi varliklar temelindedir. Yani inanclar mitolojiler, efsaneler, masal kahramanlari kisaca hayal urunu ya da bilimsel adiyle bilim kurgu urunu. Ben butun bunlari detayli olarak sitede acikladim hem de alintilariyla. Metafizik varlik iliskisi basligina bakabilirsin. Iste butun bu temellerde her turlu sifat diyelim nesnel hem varlik hem dogru hem de bilgi icin gecerlidir. O yuzden nesnel varlik nesnel dogru ve nesnel bilgi farkli uc felsefe dalinin konusudur. Sirasiyla metafizik, etik ve epistemoloji. Sorun zaten bu farklarin farkina varilamamasi ve bir kavram sifat ya da konunun corbalanmasindan kaynaklaniyor.
-
Milliyet'in "Yarattigi/Yasadigi" Deprem
Benim iktidarim TC tarihinde hic olmadi. Cunku simdiye kadar hic bir hareket ya da parti toplum ve farkli halklarinin hak ve ozgurlugunu ve de evrensel hukuk ile insan haklarini savunmadi. Yani hic bir donemde hic bir iktidarya da pari toplum ve farkli halklarinin yaninda yer almadi. Aksine etik farklari her zaman kendi politik cikarlari icin kullandi. O yuzden ben kendimi bildim bileli ve iktidar kimde olursa olsun bu mucadeleyi veriyorum. Benim bir ideoloji inancsal dogrum yok. Ben herkesiu her farki toplum ve farkli halklari ve onlarin refahi yasam standarti sosyal normal ve evrensel hukuk insan haklari temelinde yasayacak ve yasatacak olan bir devletten yanayim. Boyle bir devlet de TC tarihinde mumkun olmadi. Ustelik devlet olmadi, devlet sadece iktidarlarin elinde cikar temelli yonlendirim ve yaptirim araci olarak kullanildi. Buradan da anlasilacagi gibi, ben farklarin tanindigi bir butunlukten birlikten ve ulke toplum ve iktidari ve de devletinin emperyalist politikalar gutmemesinden ve sadece toplumu icin yasamalarindan yanayim. Bunun icin de savasimin bilgilendirme bilinclendirme ve bilime yonlendirme oldugunu soyluyorum. Her turlu cikar amacli savasa da karsiyim. Politika bolumune ve siyaset felsefesine bakarsan; hemen hemen her konu ve kavramdaki basliklari ve yazilari gorebilirsin. Oralarda hem TC tarihinde olanlar donemler verilensavasimlarin ne oldugu v.s. aciklaniyor. Bizim zamanimizda turk milliyetciligi ice degil disa donuktu. Yani yunanistan uzerine idi. Simdi ise ice donuk kullaniliyor. Kimin nerede ne zaman ve nasil boyle bir milliyetcilik savasimi verdigi de belirsiz. Cunku solda sag da kendi algi ve ideolojilerince ve inanclarinca bu savasi verdi. TC 80 oncesi 80 sonrasindan her konuda cok farkli bir yerdeydi. Etigin milli teklestirme ve turk dedirtmesinin yerini 70 ler ile beraber sunni ve arap islami 80 ler ile birlikte de kurd ve PKK aldi. Maalesef bunlarin hic biri ic dinamigin ve bilincin getirdigi olmadigi gibi, sadece ulke ve toplumu kaos icinde tutma adina emperyalizmin icten aldigi destekle tezgahladiklariydi. Menderesler, Ozallar, Demireller, Erdoganlar birden bire basinda cikip populestirilerek halkin gozu boyandi. Hic biri de ne ulke ne toplumu icin calismadilar. Hepsi emperyalizm dogrultusundaki amac ile yonlendirip kendi politik cikarlarini sagladilar. O yuzden TC benim destekledigim ya da destekleyecvegim bir parti ya da guc ya da iktidar ya da bir hareket yok. Cunku hepsi cagdisi hepsi birey bilincsiz hepsi ideolojik inancsal dogru cikarci, hepsi sekter ve askeri zihniyete sahip zorbaya bas vuran difgerini otekilestiren ve distalayan ustelik bilgisiz bilincsiz ve insanliktan uzak.
-
İyiki Dogdun Deniz…
Ben bunu bir baslikta aciklamistim. Turkiye'deki ilk ogrenci hareketlerinin temeli FKF yani fikir Klupleri Fedarasyonu dur ve o devirde ki Isci partisi destekli SSCB icerikli bir harekettir. Bilindigi gibi daha sonra kendi bunyesinde dallara ve fraksiyonlara ayrilmistir. Turkiye'deki en buyuk sorun, devamli kaos ve sicak savas icinde tutulan ulke ve toplumun bilinclenmeye bilgilenmeye, dusunmeye sorgulamaya v.s. vakit bulamadan ortamin da verdigi ivme ile kendini bir hareketin ortasinda yasamini da feda eden bir mucadelede bulmaktadir. Bu hareketlerin tarihi 60 sonlaridir ve zaten her durum gibi on yillik bir donemdir. Farkindaysaysan askerin iktidara gelis sureleri de 10'ar yillik ara iledir. 10 yil insanoglu omrunde belirli bir yer tutar ama tarihte cok kisa bir suredir. Eger 60 darbesi Ataturk'un rayina oturma darbesi ise; ne olmustur da bu gencler bir kac yilda ayaklanmis ya da ne olmustur da bu darbe tamtesini 10 sene sonra topluma ve ulkeye yasatmistir. Butun bunlar bir yerde olan herseyin bir doldurus ajitasyon orgutlenme temelli bir kaosu ayakta tutmak adina yapilan girisimler oldugunu gostermektedir. Denizler'in en buyuk sorunu halktan kopuk olusu ve destek gormeyisidir. Ayrica gerilla gorunumlu fakat tam bir gerilla tipi orgutlenememis bir hareketin; Milliyetci mi sosyalist mi icerigi de algilanamamistir. Cunku onlarin tam karsisinda olan "sag" hareket kendini milliyetci olarak lanse etmektedir. Bir yerde ortada SSCB ve ABD kutuplasmasinin mucadelesi gorunumu vardir. Buna bagimsizlik hareketi denemez. Cunku ulke isgal altinda degildir, sistem ya da rejim yikma hareketi de denemez. Cunku denizlerin cumhuriyete karsi bir soylemleri yoktur. Dolayisi ile ne bir bagimsizlik ne de bir devrim girisimidir. Peki nedir, o zaman? Bunun yanitini da onlari suclayip asanlar dile getirmislerdir, ama; bu da neden degildir. Ozaman tek akla gelen iktidarin gidisatina yonelik bir hareket oldugudur. Denizler 60 askeri darbesine karsilar miydi? bu da belirsizdir. Kisaca ozetlersek bugun oldugu gibi ABD'nin ulke ici ve disi politikalaerina yonelik bir harekettir. Bir yerde bugunku TGB hareketine benzetebiliriz. Farki TGB hareketinin daha bilincli ve kitlesel olmasi ve arkasinda desteginin (TV ve parti) bulunmasidir. Iste bu da bize TC tarihinde 1923'den sonraki her hareketin bagimsizlik hareketi olamayacagini ve de rejim degistirme hareketi olamayacagini gosterir. Olan sadece o anki iktidara ve hareket sol ile ABD'ye karsi bir hareket; hareket sag ise de bu harekete karsi bir misilleme oldugu ortadadir. Benim politika bolumundeki basliklarima bakarsan konu ile detayli baslik ve yazilari gorebilirsin.
-
ODTÜ ilk 100 içinde
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, dünyanın en ünlü 60 üniversitesi arasına girdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Times Higher Education tarafından ilan edilen “World Reputation Rankings 2013” listesinde dünyanın en ünlü 60 üniversitesi arasına girdi. ODTÜ, İngiltere merkezli kuruluş tarafından 04 Mart 2013 tarihinde duyurulan “Top Universities by Reputation” (En Ünlü Üniversiteler) sıralamasında yerini yükselterek bu yıl 51-60 bandında yer aldı. “World Reputation Rankings 2013”, tüm dünyadan yaklaşık 17.000 akademisyenin katılımıyla Mart – Nisan 2012 aylarında yapılan “Thomson Reuters’ 2012 Academic Reputation Survey” anketine dayanan, farklı coğrafi bölgeleri ve akademik disiplinleri temsil etmek üzere Times Higher Education ve Thomson Reuters tarafından 144 ülkeden seçilen deneyimli (ortalama çalışma süresi 17 yıl) ve bilimsel yayınlarıyla tanınan akademisyenlere gönderildi. “Dünyanın en güçlü 100 üniversite markasını” belirleme amacıyla yapılan ankette, katılımcılardan hem eğitim hem araştırma alanında “mükemmel” olarak tanımladıkları en fazla 15 üniversiteyi seçmeleri istendi. Ankette katılımcılara, “En başarılı mezununuzun lisansüstü eğitim için hangi üniversiteye gitmesini önerirsiniz?” gibi sorular yöneltildi. ODTÜ, geçen yıl Mart ayında ilan edilen “World Reputation Rankings 2012” sıralamasında “Dünyanın En Ünlü 100 Üniversitesi” listesine giren ilk ve tek Türk üniversitesi olmuş ve 91-100 bandında yer almıştı. Bu yıl da listeye Türkiye’den giren tek üniversite olan ODTÜ, listedeki yerini geçen yıla göre yaklaşık 40 basamak yükseltti. 2011 ve 2012 yıllarında da olduğu gibi, 2013 yılı listesinin üst sıralarında ABD, İngiltere, Japonya ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerin üniversiteleri bulunmakta. İtalya, İspanya, Hindistan, Avusturya, İrlanda, Yunanistan, Danimarka, Portekiz, Norveç ve Meksika gibi birçok ülkenin üniversitelerinin giremediği ve sadece 20 ülkenin temsil edildiği listede, ODTÜ, geçen yıla göre yükselerek dünyanın en ünlü 60 üniversitesi arasına girdi.
-
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez Kansere Yenik Düştü
7 Mart 2013 Chavez'in ölüm nedeni açıklandıYaşamını yitirmesiyle sevenlerini yasa boğan Hugo Chavez'in ölüm nedeni belli oldu. CARACAS (AA) - Venezuela'nın önceki gün hayatını kaybeden Devlet Başkanı Hugo Chavez'in ölüm nedeni kalp krizi olarak açıklandı. Cumhurbaşkanlığı Muhafızları Komutanı Orgeneral Jose Ornella, Chavez'in büyük acılar içindeyken geçirdiği ağır bir kalp krizi sonucu öldüğünü söyledi. Associated Press haber ajansına konuşan Ornella, Chavez'in son anları da dahil, son 2 yılını, kanserle 14 yıldan beri mücadele eden Chavez ile birlikte geçirdiğini anlattı. Ornella, "Chavez ölmeden önce büyük güçlükle dudaklarını oynatarak 'Ölmek istemiyorum. Lütfen ölmeme izin verme' dedi çünkü ülkesini çok seviyordu, kendisini ülkesi uğruna feda etti" diye konuştu. Chavez'in ölmek üzereyken kanserinin çok ilerlemiş seviyede olduğunu belirten Ornella, buna karşılık, kanserin Chavez'in akciğerlerine yayılıp yayılmadığı şeklindeki bir soruyu cevapsız bıraktı. Ölümünden bir gün önce hükümet tarafından yapılan açıklamada, 11 Aralık'ta Küba'da geçirdiği 4. kanser ameliyatının ardından solunum enfeksiyonu sorunu yaşayan Chavez'in, yeni ve ciddi bir solunum enfeksiyonuna yakalandığı bildirilmişti.
-
Gloria (Sarı Lale) İyi ki Doğdun..
Rica ederim. Aslinda o dilekler sadece dogum gunlerinde degil her gun insanoglunca biribirine dilenmesi lazim. Yalniz insanoglu o kadar cok biribiri ile savasmaya/bogusmaya alismis ki! bu dilekjleri o da hastirlarsa, sadece bu ozel gunlerde hatirliyor. Evet, soz verdim; geriye donus yok.
-
NUH TUFANINI YAZAN KİTAPLAR KUTSAL BİR KİTAP OLAMAZ
Bilemem iste boyle senin gibi Allah'ini kendi konusturan inanirtlar da biribirleri ile gecinemiyorlar. O da senin gibi kuran'a sirk kosuyor. Sebep varda senin inancinda yok. En guzel sebep bu masalin her masalda oldugu gibi zamandan muaf olmasi. "Bir varmis/bir yokmus. Dere tellal iken, pire bakkal iken; ben babamin besigini tingir mingir sallarken" diye baslayan masallar. Ayrica su Allah'iniz seytani neden yaratir, yarattigi seytani nasil hukmu altina alamaz ve birde yarattigi seytan la nasil inat gider v.s. eee masal bu ya icinde yok, yok, yersen!
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Dogru o da senin giibi gercek ile hayali ozdeslestirirse olacagi odur. Bahsettigin "o" kimdir bilmiyorum ama; burada olmayan birinin giyabinda konusmak pek etik degildir. Akil ve mantik onu gerektirmiyor. Akilve mantik sadece gozlemledigini degerlendiriyor ve okuzun ardinda buzagi aramiyor. Gorunen tek kel fizik otesinin ne akla ne mantiga uymadigidir. Iste insanoglu akli boyledir. Kendi ortaya attigi mantiksizliga kendi bir mantik kilifi bulur. Allah'inizin mekan ve zamandan muaf olmasi gibi. Buna inanan bir kisinin sosyo-psikolojik sorunu vardir. Cunku boyle birseyin olabilme olanagi mumkun degildir. Zaten o yuzden de bir temele dayanmayan inanctir. Pardon, korkuya ve suru psikolojisini dayanan inanctir.
-
Turk Milliyetciligi ve Uniter Devlet Savasimi
"Ne mutlu turkum diyene" kimin sozudur, kime denmistir ve neden denmistir? Yazilarini duyguya tasima cunku hazim sorunu ancak milliyetcilerde vardir. Kurdlerin ya da diger milliyetlerin varligini hazmedemezler. Uniter bir devlette birden fazla devlet oldugunu kim sana soyledi. Sirf bir seyi kabul etmemek adina denileni carpitmayalim. Kimse ozerklik ya da federe bir devletten bahsetmedi. Sorun da orda "DENIR" yani "olmaz" halbuki turk olunur, denmek sadece isteneni uygulamaktir, olmak ise bilincliliktir. Bunun kendisi bu istemi uygulamayanlara hak ve ozgurluk ihlali vardir. Cunku kimse kimseyi BIR SEY DEMEYE ZORLAYAMAZ. Temcit pilavina getiren ben degilim. Sen her yazilani bolunmeye ve ayrima getiriyorsun. Cunku yazilanlari sabit ve sahiplendigin ideolojik inancin ile degerlendiriyorsun. Onun bunyesine koyamayinca da tek bilinen bolunme olarak algiliyorsun. Benim hic bir yazimda ne bolunme ne de ayrilma yoktur. Bunlar niyet okumalar. Bakiyorum ilk defa turku koken ile birlikte kullandin. Ne demek koken? 1923 once boyle bir koken var miydi? neye gore vardi? Bir de lutfen ikidebir benim demediklerimi sanki ben demisim gibi sunma. Ben ozerklikten bahsetmedim.
-
Turk Milliyetciligi ve Uniter Devlet Savasimi
Eger olan milliyetlerin hak ve ozgurlugunden bahsetmiyorsa, bu zaten ayrimciliktir. Ha "Turkle kurd birarada yasayamaz" denmis, ha "kurd yok herkes turktur" denmis sonucta kurd ve turk farkini ayrima ya da distalamaya tasimak zaten boluculuktur. Bu boyle olmasa ABD ulkeyi bolmeye yonelemezdi PKK da yeseremezdi. Siyasette bir cumle vardir" siyaset bosluk tanimaz, sen doldurmazsan baskasi doldurur" diye iste bu bosluk farkli milliyetlere hak ve ozgurluk taninmamasi ve bunu kendi cikarina dolduran da emperyalizimdir.