evrensel-insan tarafından postalanan herşey
-
GERCEKTE TANRI YOKTUR
Insanoglu disinda baska bir soru soran ve cevap veren, insanoglu ustu bir guc mu var? Varsa bile bunu ortaya kim koyuyor, insanoglu degil mi? Bilirlik ya da bilmezlik kime/neye goredir? Bilen ve bilmeyen insanoglu disinda baska bir guc mu var? Hepsi bir yana insanoglu kendi disinda kalan bir guc ile nasil bir dialog kurabiliyor? Ben kuramiyorum, sen kurabiliyor musun? Yada insanoglu disinda ve bu guc disinda ucuncu bir ozellik mi var, yani dialogu kuran?
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Metafizik dogrulama-ilk, tek, mutlak, kesin v.s. akilcilik varlik indirgemeci determinist olarak on kabul, gercek bu on kabulun ideolojik inancsal gercegi Etik dogrulama-iyi, guzel, dogru v.s. yonlendirim/yaptirim Epistemolojik dogrulama-bilgi, bilginin ne oldugu Bilimsel dogrulama- bes duyu, gozlem, olgu, teori, teori test yanlislama/gecerlilik. Bilimsel dogrulama disinda kalanlarin yanlislanma olanagi yok, dolayisi ile bilimsel degil.
-
Kısaltma Açılımları Özelliği
Peki bilinen kisaltmalar otomatikman gozukecek mi, mesela; TBMM, NATO, BM, AB v.s.?
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Olmaz. O yuzden fenomenin gozlemi Hem de devamli idealizme degil, izmlerin guc otorite ve iktidar mucadelesine goturur. Cunku dogruluk savasimi vardir. Ben de demokrasi yoktur, hak ve ozgurlukler vardir bu da tum insanoglu icindir. Demokrasi parcasal siyasi ve gucedayanir, bir yuzu de diktatorluktur.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Birincisi dogrulamanin uclari bilgi olarak inanc ve gercegin ne oldugudur. Metafizik olarak bu dogrulama ve hepsinin ortak noktasi AKILCILIGIN ILKLIGINE TEKLIGINE INDIRGEMESINE DETERMINIZMINE MUTLAKLASMASINA baglidir. Burada inanc da gercek te varliksaldir. Materyalizm icin-madde/nesne Idealizm icin-dusunce/ozne Pozitivizm icin-kavram/isim. Yani metafizik tartismasinda 3 varlik 3 de gercek vardir. Onemli olan ise DOGRULAMANIN HEPSINDE DE AKILCILIGIN, ILKLIGIN, TEKLIGIN, MUTLAKLIGIN, DETERMINIZMIN VE INDIRGEMECILIGIN olmasidir. Iste o yuzden bunlarin hepsi bilgidir cunku bilgi inanc ile gercek arasindaki dogrulamadir. Iste bu DOGRULANAN Bilgi epistemolojide tartisilir ayni gercegin ne oldugu tartismasi gibi. Epistemoloji ayrica bilimsel/bilissel bilgi tartismasinin da tabanidir. Neyse gelince gorusmek uzere. Demokrasi konusu ise dogal degil zaten. Yani NUMENAL YETININ FENOMENLESTIRDIGI bir kavram.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Neyse sen yazilanlar uzerinde dusunedur, benim cikmam lazim. Gelince yanitlarina bakar, ona gore de yanitlarim.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Bak sana soyleizah edeyim; truth, yani gercegin ne oldugu tartismasi taaa Sokrates'ten bu yana AKILCILIGIN ILKLEYEREK TEKLEYEREK MUTLAKLASTIRARAK INDIRGEYEREK VE DETERMINIZE EDEREK hala tartistigi bir konudur. Metafizik gercegin ne oldugunu ortaya koymaz. INDIRGEDIGI TEKLEDIGI ILKLEDIGI MUTLAKLASSTIRDIGI v.s. varligi GERCEK VARLIK olarak one surer. varlikta. ilkleme tekleme mutlaklastirma v.s. tabanina gore;ya madde ya dusunce ya da kavramdir. Iste buradan da gerceklige varilir, yani ya nesnel ya oznel ya da isimseldir. Iste bu temelde bilgi olarak varlik ile gercek arasindaki IDEOLOJIK INANC BAGI nesnel/oznel ve isim ile dogrulanmistir. Bu tartisma bir kisir dongudur. Cunku BILIMSEL/BILISSEL degildir. Yanlislanamaz ve gozlemvermez. Yani ILKLIGIN TEKLIGIN MUTLAKLIGIN GOZLEMI DE YOKTUR, YANLISLANAMAZ DA. Ama bunlarin hepsi bilgidir. Cunku VARLIGIN INANCSAL IDEOLOJIK DOGRULAMASI ILE GERCEGE ULASILMISTIR. Bilgidir ama bilimsel/bilissel bilgi degildir. Simdi daha bir algilanir oldu mu?
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Demekki turkcemizi gelistirmek ve oeski "bu budur/degildir" aliskanliklarimizdan kurtulmak gerekiyor. Cunku truth ile reality ayni kavramlar degildir ve farklidir ve her ikisi de gercek uzerinedir. Iste o yuzden gercek varlik, her seyden once gercegin ne oldugu ortaya konmadan konamaz. Yani gercek varligi ortaya koyabilmek icin epistemolojik olarak gercegin ne oldugunu ortaya koymak gerekir. Iste gercek varlik o zaman o ortaya konan gercegin ne olduguna gore anlam ve icerik kazanir. Senin algindaki nesnellikte nesnel olan hangisidir, varlik mi yoksa gercegin ne oldugumu? Yani varlik mi nesneldir, yoksa gercek mi nesneldir? Burada yine bilimsel felsefe ile bilgi felsefesi karisiyor. inancin gercek ile dogrulanmasi bilgi felsefesidir, bilimsel felsefedegil. Epistemoloji de felsefenin bilgiyi ortaya atan dalidir, bilimi degil Bilginin bilimselligi ise farkli bir konudur ve yapilandirmaci epistemolojidir. Ne her bilgi bilimseldir, ne de bilimsellik sadece bilgidir. Bilgi ile bilimsellik ozdes degildir. Epistemoloji de bilginin ne oldugunu tartisir. Yani bilimsel, inancsal, ideolojik, varliksal v.s. diye ayirmadan. Ayni metafizigin madde dusunce kavram diye ayirmadan varligin ne oldugunu tartistigi gibi. O yuzden varlik tartismasi iki turludur; ontolojik ve teolojik ontolojik te iki turludur, mustakil var olan varlik ve gercek varlik. Epistemoloji tartismasi da iki turludur bilginin nasil dogrulandigi ve dogrulanan bilginin ne oldugu. Digeri sadece bilginin niteligini veren sifatlardir. Iste bu dogrulamada bilimsellik/bilissellik farklilasir.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Fikir fikri nasil dogrulayamaz. Demokrasi bir fikir degil mi, demokrasi fikrini yine demokrasi tanimi ile dogrulamiyor musun? Iste burada zaten dogrulama inanc ile gercek arasindaki bir kopru. Yani demokrasi inancini dogrulayarak somut duzen/sisteme tasiyarak gerceklestiriyorsun. Burada yine fenomenin varliksal tartismasina giriyorsun, yani fenomonolojiye. Oyuzden sayamayiz. Insanoglunun turettikleri ve somutlastirdiklari soyutlama ve fenomenlestirmedir. Fenomenlestirme, insanoglunun somutlastirdigidir. Mesela masa. Fenomeni anlatmak, fenomenolojidir; yani metafizik varliksal anlatim. Bilim fenomeni anlatmaz gozlemini anlatir. Gozlem tek basina degildir, olgu teori teori test de gereklidir, bilimsel acidan. Butun celiski gibi gorunen varlik ile bilgi farkinin ortaya konamamasi. Ben sana bir soru sorayim. Bilgi mi varliktir, varlik mibilgidir. Hangisi hangisini icerir? Bilgi bilgiyi dogrulamaz derken, neyi kastediyorsun; insanoglunun kavramsal bilgisi disinda baska bir bildirimi belirtimi ortaya koyumu var mi?
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Ayrica yazilani dikkatli oku. Orada varliksal gercegin iki turlulugunden degil; GERCEGIN IKI TURLULUGUNDEN BAHSEDILIYOR. Cumle su; Birincisi gercek kavrami iki turludur, varliksal gercek/gercek varlik (real existance)-metafizigin konusu indirgemeci determinist akilcidir. Gercegin ne oldugu tartismasi(truth)-epistemolojinin konusudur, yani inanc ile dogrulanan gercek.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Hatirlarsan sana naturalizmin iki farkli bakis acisini vermis ve bunlardan yontemsel olanin epistemolojik olani oldugunu izah etmistim. "Doga gercegi" burada doga eger fenomenin insanogflunca gozxlem ve yansi veren olarak adlandirilmisi ise, zaten benim dedigimdir. Yani gozlem ve yansi veren tabani farklarindan dolayi adlandirmak, doga, dunya, evren v.s. Bence surdan basliyalim. Sen gercek kavramini ne olarak kavramak yani bilisselligine varmak istiyorsun. Varliksal olarak mi, gercegin ne oldugu olarak mi, gercekci olarak mi gerceklik olarak mi? Senin yukaridaki tanimin fenomene isaret ediyor. Yalniz unutma-onun gozlem ve yansi vermesini alacak olan bir insanoglu varligi gerekir. Yani kavram ile o fenomeni ozdeslestirme O fenomeni gozleminden ya da o fenomenden akilci olarak bilgi turetilmesi gerekir. Yoksa, fenomende bilgi yoktur. Yani "doganin kanunlari" yoktur. Bu kanunlari dogaya onu gozlemleyen insanoglu olgusu bilgisi algisi kavrami ve numenal yetisi ile verir. Zaten burasi algilansa varligin bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugu algilanir. Cunku varlik insanoglunun algisina yansiyan ve gozlem veren soru isaretinin genel ismidir.
-
Noncognitivizm-Bilissel Olamama/Bilisselsizlik
Bugun noncognitivizm, yani farkindasizlik ve bilincsizlik bilimsel olarak cognitive science'da yani bilissel bilim de olgulasmis durumdadir. Bunu algilayabilmek icin bir ornek veriyorum. Diyelim bir kisi lise mezunu ve bu kisiyi diyelim ucak muhendisligi doktora toplantilarindan birine davet ediyorsunuz. Toplanti sonunda kisi size"bu neyin toplantisi yahu, ben hic bir sey anlamadim." diyor. Iste burada lise mezunu olan kisinin non gognitivizmi soz konusudur, yani kisi o toplantida konusulanlari algilayacak, bilince, farkindaliga, beyin numenal yeti duzeyine v.s. erismemistir. Burada kisini beyinsel ve fiziksel olarak bir sorunu yoktur ve "salak" ta "geri zekali" da v.s. degildir. Sadece bu duzeyde bir toplantida konusulanlari algilayacak kadar, bilgi, tahsil, egitim, ogretim, birikim, bilinc ve farkindalik duzeyine erismemistir. Bu su demektir. Konuda ornek verilen lise mezunu ya da yetiskin baska biri, eger bu toplantida bulunanlar gibi konu hakkinda kendini yetistirseydi, tahsil yapsaydi, bilgi, bilinc, birikim sahibi olsaydi; iste o zaman bu toplantidan o da bir seyler anlar ve hatta orada kendi beyin duzeyinde bulunan bilgi ve dusunceyi dile getirirdi. Noncognitivizm, bilimsel olarak gozlem veren, teorisi test edilmis ve olgu olmus bir algi cesididir. Buradan su sonuc cikar, eger bir kisi okudugu ya da kendisine soylenen bir seyi verildigi gibi algiliyamiyorsa ve bir sey anlamyor, soylenenlerden ya da okuduklarindan bir anlam cikaramiyorsa, o kisi adina orada o konuda/kavramda bir noncognitivizm sozkonusudur. Burada kisi okudugunu ya da dinledigini "suclayacagina" kendini sorgulamali ve eger hakikatan soylenen ve okunani algilamak istiyorsa da, konu/kavram hakkinda kendini yetistirmeli, bilgi edinmeli ya da olanak varsa okudugunu yazarina, soyleneni soyleyene kendi algisinca verilenin verildigi gibi algilanmasi adina kendi algisinca sorular yoneltmeli ve algilamaya calismalidir. Iste buradan yine emperyalist zihniyetin "bilimsel" olarak yeni bir cikari ve yonlendirimi ortayas cikar. Bu da kisileri iq eq v.s. testlerle kontrol edip, bu testler sonucu beyinlerin gelecekte onunu kesme olayidir. Mesela 16 yasinda ya da daha erken yasta boyle bir test sonucu ya da kisinin derslerinden aldigi not sonucu, kisinin gelecegini sanki bu durum kalici imis gibi degerlendirerek yonlendirir. Halbuki hic bir beyin sabit degildir ve buradaki noncognitivizm aldatmacasini da iyi algilamak gerekir. Bir gencin diyelim 12-13 yasinda ortaya koydugu ders notlari ve imtihan notlari ile diyelim fen derslerindeki basarisi, bu algi sorunu mumkun kilinmaz ve kisi tamamen farkli bir yere yonlendirilerek fen egitimi temelli tahsil olanaginin onu kapatilir. Iste bu kafatasi irkciligidir. Sonucta burada bir noncognitivizm ya da kalici bir noncognitivizm yoktur. Cunku bu bahsedilen genc, diyelim delikanlilik ya da bir gonul meselesinden derslere onem vermeye bilir, ya da okumanin ve bir tahsil edinmenin yasamdaki onemini algilayamayabilir. Yalniz bu durum hem kalici degildir, hem de noncognitivizm degildir. Cunku birincisi kalici noncognitivizm yoktur, ikincisi noncognitivizm olabilmesi icin beynin bilimsel yas ve algida olma durumu soz konusudur. Dolayisiyle butun bunlari degerlendirmeye koymadan kisinin gelecekte onunu kapatmak, onu o basarisizliga kalici mahkum etmek v.s. kafatasi irkciligidir. Sonucta o genc belki seneye, ya da iki sene sonra basarisiz oldugu diyelim fen de gereken basariyi saglayabilir. Iste noncognitivizm, beyinin fiziksel yapisi ile bagli degildir ve bunu boyle kabul etmek irkciliktir. Ayrica noncognitivizmin kisi eliyle konu ve kavramina gore ortadan kaldirilmasi her zaman numenal yetisini her yonuyle, yani bilgi, bilinc, birikim, deneyim, egitim, ogretim v.s. yoluyla gelistirmesi ya da kendi kendini sorgulayarak bilgi sahibi olmasi mumkundur ve tek gecerli yoldur. Noncognitivizmin diger bir yonu de yas ve yetiskinlik ile paraleldir. Gunumuzde evlilik ve cinsel iliski yasi bilimsel ve hukuksal olarak dunya da 16'dan baslar. Eger bir kisi bu yastan kucuk olarak istegi ile bile olsa bir cinsel iliskiye girdiginde bundan sorumlu tutulamaz ve onun ile cinsel iliskiye giren yetiskin cocuk seks istismari ve tecavuzden ceza alir. Iste burada bu 16 yasindan kucuk kisi icin cinsel iliski konusunda noncognitivizm gecerli degildir. Cunku bu cinsel iliskiyi algilayacak cognition henuz kendisinde yesermemistir. Yani cinsel iliskinin ne oldugu, sonuclari, hijyen yonu v.s. vucut olarak gelismis olsa bile beyin olarak gelismemistir. Tum bu aciklamalardan sonra her yetiskinin bir konu ve kavramdaki noncognitivizmi hem kalici degildir, hem de giderilmez degildir ve tamamen kisinin kendisinin bu konudaki her turlu kendini yetistirmesine baglidir. Noncognitivizmi kalici kilmak, eger fiziksel bir beyin ozurlulugu yoksa, irkciliktir. Yine ayni sekilde konu ve kavramina gore cognitionin olusmasi yas olarak ortada yoksa, o kisi noncognitive degildir ve yaptigi eylemden sorgulanamaz, suclanamaz. Iste burada aciklandigi gibi, normal bir beynin bir konudaki ya da kavramdaki noncognitivizmi, ne "salaklik/geri zekalilik" v.s. degil; sadece o konu ve kavrami algilayacak numenal yetiye erismemis olmaktir. Bunun da cozumu eger kisi isterse, kendisini o konu ve kavramda egiterek, bilgilenerek v.s. bu noncognitivizm den kurtulur. Cunku noncognitivizm hem bir yas hem de bir numenal yeti bilgi, bilinc, farkindalik, birikim, egitim, ogretim ve kendini yetistirim konusudur. Ne bir hastaliktir, ne de bir suctur. Sadece kisinin kendi beyin duzeyince bir konu/kavramdaki algilama yonunun yeterli bilgi, bilinc, farkindalik, birikim v.s. olarak kendine kazandirmamis olmasidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Cognitivizm-Bilissellik
Cognition, cognitivity temelli farkindalik ve bilissellik temelli kavramlarin dusunce fiili "to comprehend" e dayanir. To comprehend mastar hali olarak; kavramak, anlamak, idrak etmek, algılamak, -i anlamak, bilincine varmak, -i kavramak, demektir. Bunun ismi de comprehensiondur. Noncognitivizmin, bir acidan ifade olarak bilisselsizlik ve farkindasizlik temelli aciklamasi daha once yapilmisti. Burada noncognitivizmin, bilincli ve farkinda olarak idrak edilmemesi, kavranmamasi aciklanacak. Her seyden once bir beyin, bazi seyleri bilincli ve farkinda olarak algilayabiliyorsa ve kavraya biliyorsa, otomatikman bu kavrama ve algi ile bazi seylerinden kavranmasinin ve idrak edilmesinin mumkun olmadigini ve bunun mantik ve anlam disi oldugunu da ortaya koyar. Bu daha once aciklanan, bilincine erilmemis ve farkina varilmamis icerikli noncognitivizmin tamamen tersidir. Cunku burada bilincli ve farkinda olarak uygulanan bir noncognitivizm vardir. Iste boyle bir noncognitivizm, ilk basta bu bilinci ve farkindaligi kilan bir cognitivizm ile baslar. Buradaki konumuz ve kavrama, idrak etme, algilama v.s. olarak bilimselligin bilisselligi, farkindaligi, kavranmasi, algilanmasidir. Bir serbest dusunur, iki turlu serbest dusunurdur. Biri bireysel serbest dusuncesi oma, digeri de serbest dusunurluk. Genel anlasmdaki serbest dusunurluk bu site de aciklandi ve dusuncenin dogma, otorite ve alisilagelmis inanclar disinda bilime, mantiga ve nedensellige dayandigi soylenmisti. Bireyin serbest dusuncesi olmasi ise ozel ve bireye aittir. Yani birey bilim disinda metafizik/teolojik dusunmez. Iste basligin konusu da budur. Bu ne demektir? Teolojik olarak tanrinin varliginin tartismasi bir serbest dusuncesi olan adina, teolojik noncognitivizmdir. Yani tanri kavrami algilanacak, idrak edilecek, kavranacak ve anlam ifade edecek bir kavram degildir. Iste bu zihniyet, teolojik noncognitivizmdir. Yani tanri kavramini varliga ve inanca tasimanin bir anlami yoktur, cunku bu kavram idrak edilemez. Yani bu kavrami kabul ve/veya red etmek anlamsizdir. Iste bu temelde teolojik noncognitivizm; ateizmin anti mucadelesinden farklilasir, nonteizm olur. Burada ignostisizm pasif kalir. Nedeni de bu tanri kavrami ile ilgilenmemesidir. Yani bu anlamsizkavramdan banane der. Yalniz evrensel-insan zihniyeti dahil, serbest duusunurlugun bu konudaki hem bireysel hem de genel icerigi, aktiflik icermektedir. Iste bu aktiflik bu anlamsiz tanri kavraminin inancsal/varliksal ifade var/yok ve inanc inan/inanma tarafkarligi ve polemigi yerine; qua felsefei ile bu kavramin; insanoglu yasamindaki her turlu yasam, iliski, duzen, sistem ve kurumsallasmadaki numenal insanlastiramama sorunlarini ortaya koyar. Analitik ve kritik olarak bu teolojik noncognitive tanri kavraminin insanogluna yasattigi her turlu sorunun resmini verir ve dile getirir. Aslinda buradaki noncognitivizm, bilincli ve farkinda olarak her turlu "fizik otesi" doga ustulugu, dunya otesiligi, mistisizmi, mitolojiyi,yaratilis masallari ve efsanelerini, her turlu bu daldaki kahramanlari, insanoglu ustu tum dile gelenleri v.s. de anlamsiz bulma anlamindadir. Iste boyle bir teolojik/metafizik noncognitivizm bilinc ve farkindaliginin bas sarti bilimsel/epistemolojik/bilissel cognitivizmin bilincli ve farkinda olarak saglanmis ve erisilmis olmasidir. Bir yerde ateizmin, bu anlamsiz tanri kavramini red edisi, sanki boyle bir kavram idrak edilirmis te, red edilebilir iceriginde algilanir. Bu da bu algidaki disbelief temelli ve anti teizm temelli ateizmin, bilimsel cognitivizm bilinc ve farkindaligina beyin olarak henuz ulasamadigi ve bilimsel noncognitivizm yasadigi anlamindadir. Genelde klasik bilimin bilimselligi materyalizm ve ontolojiye dayandigindan ve ispat, kesinlik, sabit icerdiginden; modern bilimin supheci ve kesinlikci olmayan ustelik yanlislanabilir olan bilimsel idrakini henuz kavrayamamis olmasidir. Umarim 21. yuzyilimizda beyinlerin en saglikli ve zinde olma acisindan buyuk bir oneme sahip olan bu baslik ve yazi; verildigi gibi algilanir. Buradaki algidan kasit; noncognitivizmin cognitive ve noncognitive olma farkidir. Cunku cognitive noncognitivizm cagdas iken; noncognitive noncognitivizm cagin gerisindedir. Iste buradaki cagdaslik algisi da serbest dusunurlugun, hem genel hem de ozel icerigini idrak edebilmek ve bilimsel cognitiviteye cagdas olarak bilinc ve farkindalik ile erebilmekten gecer. yaziyi, daha bir comprehensible, yani idrak edilebilir kilmak adina, soyle bir ornek vermek uygun duser. Bugun dunyadaki cesitli tanrilara, dinli ya da dinsiz inanc besleyenler ve buradan teolojik varligin aklin dogruladigi inanca yonelenler acisindan, soyle bir cumle kurulabilir "tamam iste zaten tanri insanoglu beyni ile idrak edilemez." iste burada dile gelen noncognitivizm bilincsiz ve farkindasiz bir noncognitivizmdir. Cunku bu noncognitivizm tanrili olarak kendi de bir insanoglu turunun biri oldugu halde,hem insanoglu varliginin farkina ve bilincine varamamakta hem de insanoglunu kendi dahil bir insanoglu disi ve ustu guce teslim etmekte ve boyle bir guc karsisinda da kendini ve turunu caresiz ve beyin numenal yetisi olarak sinirli, bagimli ve gucsuz ilan etmektedir. Halbuki serbest dusunurlugun teolojik noncognitiviziminde, tanri kavraminin mantiksizligi, anlamsizligi vurgulanmakta ve bu kavram ile ilgili her turlu anlasm ve icerigin ve kurulacak her turlu olumlu/olumsuz bagin da bosa zaman kaybi, beyni bosubosuna yorma, anlamsiz bir polemik, kisir dongu tartismasi ve bilimsel cognitivizm acisindan da bilimselligin disinda kaldiginin bilinc ve farkindaligini vurgulamaktadir. Iste bu iki tanrisal noncognitivizm farki, qua felsefesi ile algilanirsa; yukaridaki yazinin da algilanmasi, beynin comprehensible, yani kavranabilir, algilanabilir, idrak edilebilir duzeyindeki bilinc ve farkindaliga erdiginin bir isaretidir. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
Bilgi (Yapilandirilmislik/Qua Felsefesi)
Bilginin, sosyal, fiziksel ve algi, bilinc, birikim, farkindalik, duzeyine ve zihniyet ufkunun, aklin inandigi dogruluk ufkunun sinirlarini asan, ozgurlugu ve sinirsizilgi temelinde de, bu ozelliklere ozgu, alisilagelmis, yerlesmis, otomatiklesmisin disinda kalan, matematiksel/mantiksal bilgi oldugunu v insanoglunu sistem, duzen, yasam ve iliski olarak yenileten, degistiren, gelistiren v.s. bilgi oldugunu dile getirmistik. Simdi bu temelde, bilginin nasil direk yansi olmadigini, yansiyanin kendi kendisini ortaya koyumu degil; onun yansi olarak bir algisal turevi oldugunu matematiksel/mantiksal bilgi ile ortaya koyalim. Once yanlis oncul (false premise) baslayalim. Yanlis oncul; Tum bilgi ya sezgidir, ya yansidir. Simdi de bu yanlis onculun, yanlis cikarimlarina ve sonuclarina bakalim. Buradan uc tane yanlis sonuc cikar. Birincisi; Metafizik (felsefenin varlik ile ilgilenen dali anlaminda), kaynagini yansidan alir. (Mantiksal Dogmatizm ve Spekulatif yapilandirmacilik (olusturmacilik)-Bilginin akilsal ufku) Ikincisi;Zihinsel sezgiye sahibiz. (Mistisizm ve Sezgicilik)-Aklin dogruladigi soyut Ucuncusu; Metafizige ( ontolojik taban olarak ortaya konan varlik, kesin olarak her ne ise) sahip degiliz (onun disinda baska hic bir sey, kesinlikle yok). (Empiricism, deneycilik, pozitivizm, olguculuk, objectivizm, nesnellik-Aklin dogruladigi somut. Simdi de dogru oncullere ve dogru cikarim, sonuclara bakalim. Birincisi; Metafizige sahibiz (Hayal gucumuz, dusuncemiz var) Ikincisi; Sezgimiz, algisaldir. Yani yansiyani, duyu, duyum ile algilariz. Ucuncusu; Yansisal bilgi turevlenmistir. Yani, yansi, algiya, kavrama ve yansitmaya donusturulmustur. Bu dogru oncullerin verdigi dogru cikarim ve sonuc ise; Metafizik (hayal gucu, dusunce, kavram) kaynagini, sezgisel olmayan ilk, birinci bilgiden alir. Yani, bilgi, yansinin ilk algi ile kavrama donusturulup yansitilmis olanidir. Bu da yapilan, gozlemsel analizve kritigin bir sonucudur. Bu sonucun verdigi ilk onemli algi; bilginin metafizigin ontolojik ve teolojik varlik tabanlarinin kesinligini bu olarak ortaya koyan ideolojilerle bir ilgisi yoktur. Bilgi, bu temelde inancsalliktan farklilasarak, bilimsel olarak gozleme, bu gozlemin teorisine, bu teorinin test edilebilmesine ve yanlislanabilirligine baglidir. Zaten bunun disindaki bilgi, bilimsel, bilissel degil; inancsal, dogrusal, kesin, akilsaldir. Iste bu temelde de, hem inancsal, hem de bilimsel bilgi; insanoglunun turevidir ve yapilandirilmistir. Bu yapilandirilmisligin da, kendi ideolojik, inancsal dogrusu ve bilimin dallarinin kendi paradigmalari temelinde bir on kabulu mevcuttur. Ayrica, bu yapilandirilmis inancsal ve bilimsel bilginin, evrensel ayniliktaki yapi ve isleyisini de, evrensel-insan zihniyeti yapilandirilmisligin bozucusu olarak ortaya koyar. Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evensel-Insan Zihniyeti
-
GÜNAYDIN
Yeni bir haftanin ilk gununde, gunun ilk gunaydini benden .
-
İtiraf Ediyorum
Bilgilendirme icin tesekkurler. Yazilarin "zor anlasilirligi" felsefi bilimsel bilissel ve bilgisel anlatimin kavramsal/ifadesel/cagdas anlatimi ve bu acidan kullanilan yazi dili ve uslubundan olabilir.
-
Evrensel-İnsan'a Sorular..
Birincisi gercek kavrami iki turludur, varliksal gercek-metafizigin konusu indirgemeci determinist akilcidir. Gercegin ne oldugu tartismasi-epistemolojinin konusudur, yani inanc ile dogrulanan gercek. Varliksal gercek-insanogluna gozlem ve yansi veren fenomendir. Epistemolojik gercek-kavramlardir. Gerceklik ise ya gercegin ne oldugunun ya da gercek varligin ortaya koyumudur. Yani reality. Realizm/realist te gercekci olandir. Ontolojik her turlu gerceklik (nesnel/oznel ve kavramsal varlik-isim) indirgemeci determinist ve mutlakcidir, bilimsel degildir. Constructed yani yapilandirmaci gerceklik ise sudur; Insanoglundan bagimsiz, insanogluna gozlem ve yansi veren bir gerceklik vardir; yalniz bu gercekligin ne oldugu, tanimi tarifi anlami icerigi ve her turlu bilgisi; insanoglu yapilandirilmisligidir.
-
Öcalan’ın yol haritası
Bu konuda sana son olarak iki bilimsel aciklama yapan video daha verecegim. http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=hZEvA8BCoBw#! Gerisi senin bilecegin.
-
Öcalan’ın yol haritası
Bana o iki ucagin o duzeydeki iki binayi nasil un ufak edebilecegini bilimsel olarak izah et. Iste konu bu. Buyur, bekliyorum.
-
Öcalan’ın yol haritası
Cunku bina iceriden cokertiliyor. Sen hic eski bir binanin imha edilisini gordun mu?
-
Öcalan’ın yol haritası
Bunlar yorum degil, fiziksel aciklamalardir.
-
Öcalan’ın yol haritası
Dedigim gibi ben olayin bilimsel yonune bakiyorum. Bilimsel yon de o iki binanin iceriden yerlestirilen patlayicilar ile cokertildigini soyluyor. Ucaklar sadece bu patlamalarin yapilabilmesinin tetikcisi.
-
Öcalan’ın yol haritası
Bilimsel olan yukaridaki cumledir. Oduzeydeki iki binayi hic bir iki ucak o sekilde cokertemez. Bilimsel olan budur.
-
Öcalan’ın yol haritası
Kusura bakma benden bu kadar, sana o kadar link verdim. Gerisi senin bilecegin is.
-
Öcalan’ın yol haritası
Anlasildi sen emperyalizm zihniyeti algilamakta zorluk cekiyorsun, ve ustelik sadece kendi inancin ile bir seyin olup olamayacagini degerlendiriyorsun ve algilanamayan nokta; Emperyalizmin kendi cikari icin yapmayacagi seyin olmadigi. Kendi askerini de harcar, kendi halkini da harcar. Cunku onlar icin insanoglu sadece bir mal ve maddedir. Konuyu bence bosuna uzatiyoruz. Cunku konu inanc degil, ortaya konan bilimsel gercekler. hic bir bina hic bir sekilde oyle bir carpma ile o sekilde un ufak olmaz ve cokmez. Ustelik dunyanin en guclu binalari olan ikiz kulerden bahsediyoruz. Yok, sen illada "beni bilimsellik ilgilendirmez, o binalari o iki ucak cokertmistir" dersen; bu bir inanctir ve bilimsel yani yoktur.