evrensel-insan

Türkiye Ali İsmail için direniyor: Ankara ve Antakya’da çatışma 14 Temmuz 2013 Yoğun bakımda olduğu Eskişehir’de 10 Temmuz günü hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ı anmak ve onu katledenlerden hesap sormak için tüm Türkiye’de yürüyüşler sürüyor. Antakya’da Abdullah Cömert ve Ali İsmail Korkmaz için halk direnirken, Eskişehir’de direnişin başladığı Eti Park, Ali İsmail Korkmaz Parkı olarak değiştirildi. Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ın saldırıya uğradığı yere “Katiller hesap verecek” çelengi bırakıldı. Antalya ve Antep’te anma etkinlikleri oldu. Ankara’da Ali İsmail için yürüyen Dikmenlilere polis saldırdı Ankara Dikmen’de bir barikat 01.11 Antakya’da polisin saldırıları sonucunda 6 kişinin yaralandığı, kafasına gaz bombası isabet eden bir yaralının durumunun ciddi olduğu öğrenildi. 01.06 Antakya Armutlu’da TOMA’lar, lazerler nedeniyle hareket edemiyor. 01.05 Eskişehir’deki eylem sona erdi. 01.03 Antakya Armutlu’da polisin gaz bombası ve ses bombası kullandığı saldırıları sürüyor, Armutlulular dağılmıyor, direniş sürüyor. 00.41 Ankara Kuğulupark’taki yaralıların 16′sının hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. 00.38 Antakya Armutlu’daki Semt Pazarı ve Gazi Mahallesi’nde polis akreplerden hedef gözeterek gaz bombası atıyor. Üç kişinin polisin attığı gaz bombalarının vücutlarına isabet etmesi sonucu yaralandığı öğrenildi. 00.30 Ankara Dikmen’de akrebin içerisindeki polis doğrudan insanları hedef alarak atış yapmaya başladı. Yaralananlar var. 00.20 Ankara Dikmen’e iki yeni TOMA geldi, çatışmalar sürüyor. Antakya Armutlu’da halk barikatlara çamaşır makinesi taşıyor 00.14 Antakya Armutlu’da yaralılar artıyor, evlerin bir kısmı revir olarak kullanılıyor. 00.13 Ankara’da Dikmen halkı ara sokaklarda barikatlar kurmaya başladı. 00.08 Kennedy Caddesi’ndeki polis saldırısında yaralananlar Kuğulu Park’ta. Yaralıların vücutlarında, kırmızı renkli gazlı su nedeniyle yanıklar olduğu belirtiliyor. 00.06 Ankara Kennedy Caddesi’nin Bestekar ve Gülten sokakları girişlerinde onar kişilik çevik kuvvet polisleri konuşlandı. Tunalı Hilmi Caddesi’nde de polisler var. 23.56 Eskişehir’de Toma ışıklarını söndürdü ve aynı anda Ali İsmail Korkmaz Parkı’na geçileceği anons edildi. Ali İsmail Korkmaz Parkı’na doğru yürünüyor. 23.54 Kennedy Caddesi’ndeki kitle büyük oranda dağılmasına karşın TOMA’lar ara sokaklarda yer yer kırmızı renkte ve gazlı su sıkmaya devam ediyor. 23.50 Ankara Dikmen’de 2 TOMA Ziraat Kavşağı’nda beklerken, bir akrep cadde üzerinde ilerleyerek ara sokaklara gaz atıyor. Cadde üzerindeki sağlı sollu tüm ara sokaklarda yüzlerce kişi “Hepimiz Ali’yiz, öldürmekle bitmeyiz”, “Burası Dikmen, buradan çıkış yok” sloganları atıyor. 23.38 Eskişehir’de oturma eyleminde Ali İsmail için şarkılar ve türküler söyleniyor, şiirler okunuyor, sloganlar atılıyor. 23.37 Ankara Dikmen’de akrepler, kendisini korumak için trafiğe karışıyor. 23.36 Antakya Semt Pazarı’ndaki çatışmalarda kadınlar polis saldırısına karşı sapan kullanıyorlar. 23.33 Ankara Dikmen’de TOMA’lardan birinin suyu bitti. 23.31 Antakya Armutluda Gündüz Caddesi’nde kurulan barikata halk mobilyalarını taşıyor. Barikat giderek güçleniyor. Caddenin kenarında bulunana evlerden sokaklara, gaz bombalarını etkisiz hale getirmek amacıyla kovalar atılıyor. 23.22 Antakya’da Semt Pazarı’ndaki çatışmalarda kadınlar polisin attığı gaz fişeklerini geri gönderiyor. 23.18 Ankara Kennedy Caddesi’nde 1-2 saatten bu yana bir araya gelen gruba polis TOMA’larla saldırıya başladı. Ankara Kennedy Caddesi 23.14 Dikmen’de TOMA’lardan sıkılan köpüklü su solunumda darlığa ve öksürüğe neden oluyor. Ankara Dikmen’den bir görüntü 23.14 Eskişehir Yunusemre Caddesi’nde basın açıklaması yapılıyor. 23.12 Evrensel Muhabiri Kadir Baziki’nin bildirdiğine göre, Antakya Armutlu’da yoğun gazdan etkilenenler 10′u geçti, 2′si ambulansla hastaneye götürüldü. 23.09 Eskişehir’de Ali İsmail’in saldırıya uğradığı yere çelenk bırakıldı. Ali İsmail’e saldıranların çıktığı fırına “Ali İsmail’i kim öldürdü” stickerları yapıştırıldı. Oturma eylemi sürüyor. Ali İsmail’in saldırıya uğradığı yere çelenk bırakılırken

Farki su toplumsal olarak toplumsal kisilik toplumun devletinin hukumetinin v.s. yonlendirim ve yaptirimlarini sahiplenir ve sabitler. Ayrica kendine sectigi ideolojik inancsal dogrulari vardir. Iste bilimin bilimselligi bunlara ters duatugunde cagdisi kalir. Ayni klasik bilimciler, yani bilimin temelini metafizik/varlik olarak alan bilimciler gibi. Konu toplumdan "soyutluk" degildir , bireysel bilinc olarak topluma kendi dusunce ve davranisini kabul ettirme soz konusudur. Toplumsal kisilikte ise kisinin kendi gorusu yoktur, toplumun bir kisminin gorusunu benimsemis ya da kabullenmistir. Evet bireysel bilinc bireyin kendi serbest iradesi ile kendini gelistirmesini saglar. Burada konu "soyutluk" degil; toplumda kendi olarak yer almak ve bunun toplum olarak kabul edilmesidir. Qua felsefesi konuyu kavrami disaridan sorguluyor. Yani kisi kendi konunun bir ideolojik inancsal dogru penceresinden bakmiyor. Soyle izah edeyim. Mesela turk milliligi bir farktir ve milli/etnik koken ayrimi bu farkin penceresinden yapilir. Bu qua felsefesi degildir. Bu kendi farkinin kendi farkin hakim ve ustunlugunde diger farklari degerlendirmektir. Qua felsefesinde ise, kisinin kendi farki ve goryusu yoktur. Sadece kavramin, konunun sorununun dile gelisi vardir. O yuzden notr algili ve disaridan bakis acilidir. Iste marxist de diger izmlere gore kendi farkidir ve bu farkin hakim vue ustunlugunde digerlerine bakis acisi qua felsefesi degildir. Yani kisi kendi her turlu ideolojik inancsal izmsel dogrularini katmadan sorunu degerlendirir , qua felsefesinde. Biri birey ozgur ve iradeli digeri toplum bagimli. Evrensel-insan zihniyetinde ideolojik inancsaldogruluk soz konusu degildir. Soz konusu olan bireyin evrensel ve insansal tur butunlugune gore sorunlarin dile gelmesidir. Yani gozlem pratik olarak aciklanir. Yapilandirmaci epistemoloji su an kabul goren felsefedir. Sen istersen "epistemoloji ve teorileri" basligindan-bilgi felsefesi digerlerini de incele. Iclerinden birini kendince bilimsel bulursan tartisiriz. Quafelsefesinde ideolojik inancsal dogru yoktur. Sadece tum resmin dogru penceresiz gozleminin sorununu dile getirmek vardir. Diagbnostik ve analitiktir.

Bak burdan basliyalim. "Gelismis ulkelerde devrimi yapmak zor, sosyalizmi getirmek kolaydir; geri kalmis ulkelerde ise devrimi yapmak kolay, sosyalizmi getirmek zordur" Marx'in yukaridaki sozunden ne algiliyorsun,aciklar misin?

Maalesef sinif bilincinden sonra bireysel bilinc ve bireyci akilcilik geliyor. Birey bilinci ve tursel duzeyi ondan sonra. Cunku sinif bilincinde kisi toplumsal kisilik sahibi. Ya insanlik mucadelesi? Sinif bilinci burjuvanin tezahurudur ve kapitalist sistemin urunudur. Bilince dayanmaz, ekonomik olanagin tanidigi yasam ve iliskiye dayanir. Sinifi da bilinc degil; ekonomik duzey belirler. Tamam iste, herkewsin ideolojik inancsal dogrusu kendine dogru, baskasina yanlis. Ekonominin getirdigi sinifsallik sistemin bir urunudur, bilincin degil. Bilimsel bilinc ise, bireysel bilinc ve ilerisi icin gecerlidir. Daha onceki duzeylerde ideolojik inancsal dogru cikari bilimsel bilinci onler. "Bir tek felsefenin dogrulugu" derken neyi kastediyorsun. Sonucta felsefe de dahil hersey insanoglu zihinsel insanligina gore.

23.12 Mis Sokak’ta yaklaşık yarım saattir akreplerle gaz ve plastik mermi ile müdahale var. 23.03 Ayhan Işık Sokak’a bir Akrep plastik mermi sıkarak girdi. 23.00 TOMA su sıkarak İstiklal’e daldı. 22.52 İstiklal Caddesi’nde “Hepimiz Ali’yiz öldürmekle bitmeyiz!” sloganı atılıyor. 22.34 Demirören AVM önünde bir kadın tacize uğradı. Tacizciye müdahale eden eylemcilerle çıkan arbede sırasında polis geliyor ve tacizciye müdahale eden Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi akademisyenlerinden Osman Erden, gözaltına alınıyor. Polis tacizciye dokunmazken eylemcilerden Osman Erden şu anda gözaltında. 22.33 Gezi Parkı’ndaki forum devam ediyor. 22.23 İstiklal Caddesi’nde ara ara toplanan eylemcilere polis saldırıyor. 22.15 İstiklal Caddesi’nde akrep aracı halkın üzerine sürüldü. 22.05 İstiklal girişinde, kolkola giren eylemciler, “Direne direne kazanacağız” sloganları atıyor. 21.15 Galatasaray’ı Tarlabaşı’na bağlayan sokağa çekilen eylemcileri polis art arda plastik mermi sıkarak kovaladı. 21.51 Mis Sokak’ta binaların ikinci katına kadar su sıkılıyor. Ara sokaklarda plastik mermili saldırılar sürüyor. 21:28 Kafasına yakın mesafeden gaz fişeği isabet eden bir kadın hastaneye kaldırıldı.

Günün “sivil” saldırganları: MADO çalışanı, ara sokak sopalıları… 13 Temmuz 2013 İstiklal Caddesi’ndeki yürüyüş sırasında polis saldırısından kaçan eylemciler ve basın emekçileri Ayhan Işık ve Sadri Alışık sokaklarında “esnaf” olduğunu iddia eden sivillerin saldırısına uğradı. Saldırılara, sicili benzer vakalarla dolu olan MADO’nun bir çalışanı da eşlik etti Tayyip Erdoğan’ın kışkırtıcı dili, polisin ve savcıların teşvikleri ve sivil polislerin provokasyonları sayesinde “sivil” kişilerce düzenlenen saldırılar artarak sürüyor. TMMOB ile dayanışma ve polis operasyonlarını protesto için düzenlenen basın açıklamasının ardından İstiklal Caddesi’ndeki yürüyüşte polis saldırısından kaçan eylemciler Ayhan Işık ve Sadri Alışık sokaklarında “esnaf” olduğunu iddia eden eli sopalı sivillerin saldırısına uğradı. Ayhan Işık Sokak’taki saldırıya daha önceki eylemlerde polis saldırısından kaçanlara kapılarını kapatan ve su dahi satmayan MADO’nun bir çalışanı da katıldı. Kavganın büyümesi üzerine yeniden MADO’ya kaçan saldırgan diğer çalışanlar tarafından sırtı sıvazlanarak içeri alındı. Bu MADO çalışanı da saldırıya katılarak 7-8 “sivil”in arasında kalan bir eylemciye tekme savurdu. Saldırgan eylemcilerin karşılık vermesi üzerine MADO’ya kaçarken, arkadaşları saldırganı sırtını sıvazlayarak karşıladı… İlk saldırı Ayhan Işık Sokak’ta İstiklal Caddesi’nde polisin TOMA, zırhlı personel taşıyıcı, gaz bombası ve plastik mermi kullandığı saldırıdan kaçan eylemciler ara sokaklara girince, Ayhan Işık Sokak’ta bir kişi polisin arkasında “Biz sokağımızı koruruz” diye seslendi ve esnafı kışkırtan konuşmalara başladı. Ayhan Işık Sokak’ta basın emekçileri hedef alınıp, esnaf kışkırtıldı… “Bunlar hep basın yüzünden, 40 gündür iş yapamıyoruz” diye konuşan saldırgan daha sonra basın emekçileriyle ve eylemcilerle tartışmaya başladı. Bunun üzerine tartışma büyüdü ve 7-8 kişilik bir grup yalnız yakaladıkları bir eylemciyi dövmeye başladı. Saldırıya cadde üzerindeki MADO’dan çıkan bir kişi de katıldı ve yerdeki eylemciyi tekmelemeye başladı. Diğer eylemcilerin ve basın emekçilerinin tepki vermesi üzerine MADO çalışanı dükkanına kaçtı. Arkadaşları ise geri dönen saldırganı sırtını sıvazlayarak karşıladı. Sadri Alışık Sokak’ta eli sopalılar Benzer bir saldırı da hemen yan tarafta yer alan Sadri Alışık Sokak’ta yaşandı. Aralarında La Bonita’dan çıkan eli sopalı kişilerin de bulunduğu bir grup saldırgan eylemcilere saldırdı. Saldırganlar içinde bir grup da eylemcilere soda şişeleri fırlattı. Gerilim sırasında neyden kaynaklandığı tartışmalı olan birkaç patlama sesi de duyuldu. Sadri Alışık Sokak’ta elinde tahta ve metal sopalar ve soda şişeleri bulunan bir grup “sivil” eylemcilere saldırırken… Polis saldırılarında aralarında ETHA muhabiri Ali Can Elagöz’ün de bulunduğu iki basın emekçisi yaralandı.

Türkiye Ali İsmail için direniyor 13 Temmuz 2013 Yoğun bakımda olduğu Eskişehir’de 10 Temmuz günü hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ı anmak ve onu katledenlerden hesap sormak için tüm Türkiye’de yürüyüşler sürüyor. Antakya’da Abdullah Cömert ve Ali İsmail Korkmaz için halk direnirken, Eskişehir’de de Ali İsmail Korkmaz’ın saldırıya uğradığı yere çelenk bırakılıyor. Antalya ve Antep’te de Ali İsmail için eylemler sürüyor 23.01 Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ın saldırıya uğradığı Yunusemre Caddesi’nde oturma eylemi yapılıyor. 22.54 Ankara’da TOMA’larla saldırı sürerken akreplerle Dikmen Caddesi üzerinden plastik mermi sıkarak ilerliyor. 22.50 Eskişehir’de Ali İsmail’in saldırıya uğradığı yere Yunusemre Caddesi’ne girildi. Polis dükkan kenarlarında dizilmiş bir şekilde bekliyor. En önde “Katiller hesap verecek” çelengiyle yürünüyor. 22.49 Ankara’da TOMA’lar halka saldırmaya başladı. 22.45 Ali İsmail için iki günden bu yana yürüyüşler yapan Dikmenliler, bu akşam yine sokağa çıktı. “Ali İsmail ölümsüzdür”, “Hepimiz Ali’yiz, öldürmekle bitmeyiz” sloganlarıyla İlker ve Sokullu’dan Ziraat Kavşağı’na gelindi. Kavşakta bekleyen TOMA’ların önünde eylem devam ediyor. Bir grup Dikmenli genç de TOMA’ların önünde birdirbir oynamaya başladı. 22.40 Eskişehir’de Ali İsmail’in saldırıldığı yere binlerce kişi yürüyor. “İsyan devrim özgürlük” sloganları atılıyor. 22.29 Eskişehir’de Adalarda yürüyüş devam ediyor. Karton bardakların içine mum konuluyor, yakılıyor ve Porsuk çayına bırakılıyor. 22.22 Antakya Armutlu Mahallesi’nde direnişçi sayısı artıyor. Halk kendini havai fişeklerle koruyor, TOMA’ların görüşünü engellemek için lazer tutuyor. Polis, binalara, çatılara gaz bombası ve tazyikli suyla saldırıyor. 22.14 Eskişehir’de halk, Eti Park’a geldi. Cep telefonları yukarı kaldırılarak karanlığa meydan okuyoruz sloganları atılıyor. Eti Park’ın ismi “Ali İsmail Korkmaz Parkı” olarak değiştiriliyor. Ali İsmail Korkmaz Parkı’nın açılışı yapılıyor. Eskişehir’de forumların yapıldığı Eti Park, Ali İsmail Korkmaz parkı olarak değiştirildi. Ali İsmail Korkmaz Parkı’nda Ali’yi anmak için toplananlar21.56 Eskişehir’de Doktorlar Caddesi trafiğe kapatıldı. Gezi direnişinde ölenler için sloganlar atılıyor, Taksim’e ve Antakya’ya selam gönderiliyor. 21.51 Antalya’da Cumhuriyet Meydanı’nda mumlar yakıldı, Ali İsmail için sloganlar atılıyor, türküler söyleniyor. 21.50 Antakya’da Armutlu Mahallesi’ne yürüyen halka polis saldırdı. Antakya’da Armutlu Mahallesi’ne yürüyen halk 21.46 Eskişehir’de Ali İsmail’in eli sopalılarca saldırıya uğradığı yere çelenk bırakmak için yürüyüş başladı. 21.36 Eskişehir’de Espark önünde meşaleler yandı. Ali İsmail için sloganlar atılıyor. 20.30 Antep’te Ali İsmail Korkmaz’ı anmak için halk Çamlık Parkı girişinde buluştu.

Sinif bilinci hem parcasaldir hem de sadece bu bilinci tasiyanin niteligi ile digerlerini nicelik yerine koyar, hem sinifsal baskidir, hem de insanoglu bilisselligi yoksunudur. Tamaman materyalist/marxist bir bakis acisinin tezahurudur. Zaten kapitalist sistem sinifsaldir, dolayisi ile siniflarin el degistirmewsi kimseyi kapitalist sistemden kurtarmaz. Kisaca hak ve ozgurluk olarak sinif uzerinde baski vardir. Yani proletarya diktatorlugu ile AKP diktatorlugu arasinda ideolojik inancsal dogrunun iktidari gucu ve otoritesinin zor kullanimi adina bir fark yoktur. Insanoglu egosal elbise olarak once toplumsal kisilik elbisesi giyer, sonra toplumu siniflara ayirarak sinif elbisesi giyer, sinif elbisesinden sonraki asama egonun turun birini bulmasidir. Yani ben bilinci, bireysel ve bireyci akilcilik, bencillik bananecilik iste burdan yeserecek olan birey bilinci hem insanoglu turunun mustakil var olan biri hem de tumunu kapsayan turu olarak; hem minimum da hem de maximum da bilincxine varir. Yani birlikten parcaliktan birsel butunluge kavusur.

Eger birey bilinci, batidaki bireyci akilciligin ve de bireysel ben bilincinin bilisselligi ile kazanilir ve tursel bilinc ile birlewstirilirse; zaten o zaman insanoglu kendi bunyesinde bir biri ile savasmanin anlamsizligini gereksizligini luzumsuzlugunu v.s. algilar ve "ben kendim icin ne istiyorsam, bunu ancak turum icin istersem ve tum turumun istemini karsilarsam, gerceklestirebilirim" temelli evrensel-insan zihniyetinin ilk asamasidir. Iste bu asamada artik insanoglu turunun birinin ve kendinin zihinsel ve davranissal insanlasmasi gerektiginin bilinci ni almis ve ve insanoglundan isana zihinselgeciste engel olan hangi ve ne egosal akilsal ayristiran savastiran bolusturen v.s. veri tabu ve deger var ise, bundan arinmis ya da arinmanin farkina ve bilincine varmistir.

'Sopalı esnaf' eylemcilere ve gazetecilere saldırdı 13.07.2013 21:54 Taksim'de TMMOB yasasını ve Gezi Parkı olaylarını protesto eden gruplara ellerinde sopa olan ve esnaf olduğu belirtilen kişiler saldırdı. Saldırıdan gazeteciler de payını aldı T24 Geçen hafta düzenlenen Gezi Parkı gösterileri sırasında eylemcilere saldıran ve Talimhane'de esnaf olduğu öğrenilen "palalı saldırgan" Türkiye'nin gündemine oturmuştu. Taksim esnafından olduğu belirtilen sopalı kişiler, bugün de göstericilere yönelik yaptığı saldırılarla gündeme geldi. Taksim Dayanışmas ve Türk Mühendis ve Mimar Odası Birliği'nin (TMMOB) çağrılarıyla İstiklal Caddesi'nde toplanan gruba polis bu akşam da müdahale etti. Müdahaleler sırasında ara sokaklara dağılan göstericilere ve gazetecilere bu kez de ellerinde sopa olan ve esnaf olduğu belirtilen kişiler saldırdı. İstiklal Caddesi'ne açılan bazı ara sokaklarda göstericiler ile esnaf arasında gergin anlar yaşandı. Bazı esnafların ellerinde sopalarla dükkanlarının önüne çıkıp göstericilere müdahale ettikleri görüldü. Göstericiler de bu kişilere tepki göstererek karşılık verdiler. Gazetecileri darp ettiler Ayhan Işık Sokak’ta iki kafeteryanın sahipleri ile çalışanları, polisten kaçarken sokağa giren eylemcilere tepki gösterdi. Burada arbede yaşandı. Gazetecilerin görüntü almasını engellemeye çalışan grup, sinkaflı küfürler ederek gazetecileri darp etmeye çalıştı. Olay yerine gelen polis gruba müdahale etti. Olayın duyulmasından sonra kalabalık bir eylemci grup Ayhan Işık Sokak'a girdi. Bu sırada sokaktan 2-3 el silah sesi duyuldu. Silah sesi ve yaralanan olup olmadığı konusunda bilgi alınamadı.

Yukaridaki basligi daha bir algilanir kilabilme adina; Marx'in bir deyisini hatirlayalim. "Gelismis ulkelerde devrimi yapmak zor, sosyalizmi getirmek kolaydir; geri kalmis ulkelerde ise devrimi yapmak kolay, sosyalizmi getirmek zordur" Marx yukaridaki soyleminde ne demek istemistir. "Gelismislik/geri kalmislik" derken neye isaret etmis neyi belirtmek istemistir. Yani gelisen ve geri kalan nedir? "Devlet eli ile kapitalizmi gelistirmek" ya da "devlet kapitalizmi" nedir, nerelerde ve neden gereklidir? Devrimi yapacak olan ile sosyalizmi getirecek olan arasindaki iliski/bag/celiski nedir, var midir? Marxizmi hayata gecirmek isteyen, Lenin, Mao ve Gerilla tipi devrimler hangi farklarla birbirlerindenfarklilasirlar. Trocki'nin Lenin'e olan itirazinin temelinde hangi zihniyet yatmaktadir? Son olarak; bir toplumu herhangibir ideolojinin inancin izmin etik degerin onculugu ustunlugu hakimiyeti ve iktidari temelinde tum topluma teklestirme olarak dayatmak, bir hak ve ozgurluk ihlalidir. Bu dayatma ortakliginda fasizm ile sosyalizmin farki nedir? Bu dayatmanin bir ideoloji inanc milliyet din/mezhep, sinif, zumre v.s. temelli tum toplumu icermeyen bir parca olmasi hepsinin ortak noktasi degil midir? Bugun gezi parki halk direnisi AKP'nin bu teokratik otokratik olarak sunni islami politik/ideolojik temelde tum topluma dayatmasina karsi cikmiyor mu? Bu dayatmayi proletarya yapmis olsa farki nedir? Evet, ben sosyalizm de sosyal ve birey bilinci olmadigini soyluyorum ve ideolojik bir izmin iktidar olarak tum topluma dayatilmasinin hak ve ozgurluk ihlali oldugunu ve de bu dayatmanin nedeninin sosyal ve birey bilinci tasimadigini soyluyorum. Herhangibir ideolojik/politik etik ve izm icerikli bir niteligin topluma hukumet devlet ve iktidar eliyle dayatilmasi, evrensel hukuk ve insan haklarina gore sosyal ve bireysel hak ve ozgurluk ihlalidir.

Konu ile ilgili bilgiler, su baslikta; http://www.turkish-media.com/forum/topic/311414-3-kopru-kacak-cikti-imar-planlari-iptal-edildi/?do=findComment&comment=1043518 Bence once oku, sonra yanit yaz.

'Kaçak köprü'ye tepki yağıyor Çevreciler kesilen ağaçların hesabını sormaya kararlı. haber.sol.org.tr - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'ın şaşaalı bir törenle 29 Mayıs'ta temelini attıkları 'Yavuz Sultan Selim' adı verilen İstanbul'un 3. köprüsü kaçak çıktı. Projede belirtilen alanın dışında yapıldığı gerekçesiyle köprüyle ilgili tüm imar planlarının 11 Haziran'da Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın imzasıyla iptal edildiği ortaya çıktı. Belgrad Ormanı Koruma Gönüllüleri Derneği Başkanı Abdülkadir Bilge 1 milyondan fazla ağacın kesildiğini, 5 milyonun üzerinde fidanın da yok edildiğini iddia ettiği proje için sorumluların cezalandırılmasını istedi. TEMA: 'Bu çapta bir proje ÇED'siz ve kaçak yapılamaz' TEMA Vakfı'ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada, Asya ve Avrupa kıtalarını ‘kaçak’ olarak birbirine bağlayacak olan 3. köprünün esastan da usulden de yanlış olduğu kaydedilerek şu görüşlere yer verildi: "Köprünün 1/1.5000 ölçekli Nazım ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı iptal edilerek yeni güzergaha göre tekrar yapılacak. Bu durum bir kez daha gösteriyor ki; bölgesel ve hatta ülkesel öneme sahip bu kadar geniş çaplı bir proje; plansız, ÇED’siz ve kaçak olarak yapılamaz!" '3. Köprü İstanbul'un ulaşımı için tehdit' İstanbul’un anayasası olarak kabul edilen, İstanbul 1/100 bin Ölçekli Çevre Düzeni Planı Raporu’nda, 1. ve 2. köprülerin kent makroformu (şekli) üzerindeki olumsuz etkilerinin ortaya konulduğu ve kentin kuzeye doğru gelişmemesi gerektiğinin açıklandığına dikkat çekilen TEMA açıklamasında, söz konusu raporun 3. köprüyü İstanbul ulaşımı için tehdit olarak değerlendirdiğinin de altı çizilerek, "Şimdi karşılaştığımız 3. köprünün güzergahının değişmesi ve imar planlarındaki revizyon; bölgesel ve hatta ülkesel ölçekte öneme sahip bir projenin plansız ve ÇED’siz yapılmaya çalışılmasının sonucudur. Peki bu durumda kesilen yüz binlerce ağacın, yok edilen doğal yaşamın açıklaması nedir?" ifadelerine yer verildi. '3. Köprü de 3. havaalanı da imar planında yok' Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Belgrad Ormanı Koruma Gönüllüleri Derneği Başkanı Abdülkadir Bilge ise 3. Köprü ve 3. havaalanının İstanbul'un Nazım İmar Planı'nda yer almadığına işaret ederek her iki projenin de keyfi olarak uygulamaya konulduğunu öne sürdü. 'Yine kaçak olacak devam edilecek' Kaçak olduğu ortaya çıkan 3. köprü için sivil toplum örgütlerinin açtığı davanın kaybedileceğinin anlaşılması üzerine olayın üzerini örtmek için böyle bir açıklama yoluna gidildiğini iddia eden Bilge, "1/1000 ölçekli imar planında yer almayan 3. köprünün yapımına yine kaçak olarak devam edilecek" görüşünü dile getirdi. 'Orman izni de yok' Belgrad Ormanı Koruma Gönüllüleri olarak başından beri 3. köprünün ÇED raporunun ve orman izinlerinin olmadığını gündeme getirdiklerini anlatan Bilge, "eğer orman izni olsaydı ilgili firmanın yüzde 3 oranında teminat yatırması gerekiyordu. Edindiğimiz bilgilere göre böyle bir teminat yatırılmış değil" diye konuştu. '1 milyonun üstünde ağaç, 5 milyon fidan yok edildi' 3. köprü için 1 milyonun üzerinde ağaç kesildiğini dile getiren Bilge, ıhlamur, kayın, çam, meşe ve kestane gibi türlerin kesilmesinin yanı sıra çalışmalar sırasında 5 milyondan fazla fidanın da yok edildiğini belirterek, "adeta yangından mal kaçırılır gibi çalışma yapıldı. Sonbahar beklenerek bu fidanlar civar belediyelerin sınırlarına nakledilerek kurtarılabilirdi. Yokedilen bunca ağaç için sorumluların cezalandırılmaları gerekiyor" görüşünü savundu.

Polis göstericilerden dağılamalarını istedi ancak eylem devam etti. Gruba biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edildi T24 Eskişehir'de Gezi Parkı eylemlerinde saldırıya uğrayarak hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın Hatay'daki cenaze töreninin ardından çıkan gerginlik dün de devam etti. Yaklaşık 300 kişilik bir grup akşam saatlerinde Armutlu Mahallesi'nde toplandı. Kalabalık sloganlarla Cumhuriyet Alanı'na doğru yürüyüşe geçti. Polis göstericilerden dağılamalarını istedi ancak eylem devam etti. Gruba biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edildi. Bir eylemcinin polise ateş açtığı iddia edildi. Yaralanan bir polis memuru hastaneye kaldırıldı. Olaylar sonrasında 1 eylemcinin gözaltına alındığı belirtildi. Ankara da olaylı geçti Başkent'te Gezi gerginliği devam ediyor. Gece yarısı Kennedy Caddesi'ni trafiğe kapatmak isteyen gruba polis müdahale etti. Bazı kadın eylemcilerin TOMA'ların önünde dans etmesi de dikkat çekti. Gece yarısı Kennedy Caddesi'nde toplanan gruba polis dağılmaları yönünde uyarıda bulundu. Buna rağmen yolu trafiğe kapatmak isteyen gruba polis tazyikli suyla müdahale etti. Ara sokaklara dağılan gruba biber gazı da sıkılarak tekrar toplanmalarına izin verilmedi. Bir süre sonra eylemciler dağıldı. Bu arada, bazı kadın eylemcilerin TOMA'ların önünde dans ettiği gözlendi.

Ankara'da ise Güvenpark'a yürümek isteyen mimar ve mühendisler Meşrutiyet Caddesi'nde kurulan polis barikatıyla durduruldu. Her iki kentteki eylemler devam ediyor.

Ali İsmail Korkmaz ve Abdullah Cömert için yürüyen Antakyalılara polis saldırısı (dakika dakika) 12 Temmuz 2013 Antakya’da 21.00′de Uğur Mumcu Meydanı’nda toplanan ve Abdullah Cömert’in de katledildiği yer olan Armutlu Mahallesi’nde Abdullah Cömert ve Ali İsmail için anma etkinliği yapan halka polis tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırdı. Antakyalılar buradan Sevgi ve Direniş Parkı’na nöbet tutmaya gidecekti 03.48 Çatışmalar bitti. Halk evlerine çekilmeye başladı. 10′a yakın hafif yaralı var. 01.21 Çatışmalar devam ediyor, sokaklar hala dolu. 00.08 5 kişi Akdeniz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumları ağır değil. 23.58 Polis sayısı ve şiddeti giderek artıyor. 23.23 Çatışmalar Armutlu Mahallesi girişi, Semt Pazarı ve Gazi Mahallesi’nde devam ediyor. Armutlu Mahallesi’nde halk polise zeytinyağı dolu balon, havai fişek atarak ve TOMA’nın camına lazer tutarak direniyor. TOMA’lar barikatı aşamıyor. 23.11 Polis evlerinin çatılarında olanları “Bekleyin yukarıdakiler geliyoruz” diyerek tehdit ediyor. Evlere gaz bombaları atılıyor. 23.03 1 kişi gözaltına alındı. Polisler akreplerle ara sokaklara girmeye çalışıyor. 22.59 Polis son 3 günün en sert saldırısını gerçekleştiriyor. Armutlu Mahallesi’ndeki barikatın önünde çevik kuvvet polisleri ve 4 TOMA bulunuyor. Çok sayıda sivil polis de var. 22.40 Polis yürüyüş sırasında Kapalı Spor Salonu’nun çevresinde Antakyalıların önünü kesip tazyikli su, gaz ve ses bombalarıyla saldırdı. Sendika.Org

Polis barikatı İstanbullular’ın yürüyüşüne engel olamadı (dakika dakika) 13 Temmuz 2013 İstanbullular TMMOB ile dayanışma ve Gezi direnişçilerini hedef alan polis operasyonlarını protesto için bir kez daha Taksim’de buluşuyor 21.16 Belediyenin iftar sofrasının etrafında eylemciler, “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları atıyor. 21.14 Demirören AVM önünde toplanan eylemcilere polis yeniden saldırdı. Ara sokaklara gaz ve plastik mermi sıktı. 21.11 Taksim Meydanı’ndaki iftara gelenler hızlı bir şekilde yemeklerini yeyip ayrılıyor. 21.10 Sadri Alışık Sokak’taki saldırganın Kampüsbeyoğlu’dan değil La Bonita’dan çıktığı öğrenildi. 21.03 Gezi Parkı’nda halk toplanıyor, belediyenin iftar sofrasının bulunduğu alan doğru slogan atıyor. 20.57 Demirören AVM önüne polis yeniden geldi. Plastik mermi sıkıyor. 20.53 Sadri Alışık Sokak’taki saldırının görgü tanıkları, Kampüsbeyoğlu adlı mekandan çıkan eli sopalı bir kişinin saldırdığını söylüyor. Sokakta toplanan eylemciler, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı. Bir süre sonra eylemciler İstiklal Caddesi’ne yürüdü. 20.45 Sadri Alışık Sokak’ta bir kişi eylemcilere saldırdı. Görgü tanıklarına göre silah çekti. Çıkan gerilimin ardında eylemciler bu sokaktan yürümeye başladı. 20.34 Ayhan Işık Sokak’taki gerilim bitti. Eylemciler, Demirören AVM önünde toplandı. Taksim Meydanı’ndan polis ve zırhlı araç Demirören AVM önüne geldi. Polis gaz atarak GS’ya indi. 20.30 Gezi Parkı’ndaki halk, belediyenin iftar sofrasını protesto ediyor. Halk, “İstiklal’e bak, insanlar yaralanıyor. Bu neyin iftarı?” pankartını açtı. 20.26 Ayhan Işık Sokak’ta gerilim sürüyor. Esnafın saldırısına uğrayan halk, tepki gösteriyor. 20.20 Ayhan Işık Sokak esnafından bir grup faşist esnaf polise, “Siz gidin biz sokağımızı koruruz” dedi. Basın emekçilerine ve eylemcilere saldırdı. Aralarında bir Mado çalışanının da bulunduğu esnafla çıkan kavganın ardından Mado çalışanı kaçtı, Mado’nun içine saklandı. 20.19 Demirören AVM içine de plastik mermi sıkıldı. Demirören AVM kepenklerini kapattı. 20.15 Pasajlarda toplanıp İstiklal Caddesi’ne çıkanlara polis saldırıyor. 20.14 Ayhan Işık Sokak’ta bie grup faşist ve esnafın basına saldırmasıyla çıkan gerilim sürüyor. Polis sokağa gaz bombası attı ve bir TOMA sokağa doğru ilerliyor. 20.12 Aralarında bir Mado çalışanının da bulunduğu bir grup esnaf basına saldırdı. Ayhan Işık Sokak’ta tartışma sürüyor. 20.07 Polis Ayhan Işık Sokak’a girdi, esnaf ve çevredekiler polise tepki gösteriyor. 20.06 Demirören AVM ile Ağa Camii arasındaki sokağa gaz bombası atıldı. Polis GS Lisesi tarafında toplanan eylemcilere yöneldi. 20.04 Bekar ve Mis Sokak’a gaz bombası atıldı. Demirören AVM karşısındaki sokağa polis plastik mermi atıyor. 20.02 Polis Büyükparmakkapı Sokak’a girdi, küçük kızıyla yürüyen bir vatandaş polise tepki gösterdi. Polis sokağa gaz attı, çevredekiler polise tepki göstermeye devam etti. 19.59 Zambak Sokak’a TOMA su sıktı. 19.58 Çevik kuvvet Taksim yönünden GS Lisesi’ne geldi. 19.56 TOMA su sıkarak GS Lisesi’ne doğru ilerliyor. Balık Pazarı’na kaçan eylemcilerin arkasından da su sıktı. 19.54 Küçükparmakkapı Sokak’a hem gaz hem ses bombası atıldı. Bir akrep Büyükparmakkapı’ya girdi. İstiklal Caddesi’neki TOMA Demirören AVM önünde duruyor. Kitle GS Lisesi’ne doğru çekildi. 19.53 İstiklal Caddesi’ndeki eylemcilere TOMA su sıktı, gaz ve ses bombası atılıyor. 19.51 Zambak Sokak’ın iki tarafında da çevik kuvvet polisi bulunuyor. Zambak Sokak’ın İstiklal tarafındaki TOMA da GS tarafına gidiyor. 19.48 İstiklal Caddesi üzerinde toplanan eylemciler “Sık bakalım..” sloganı atıyor. 19.43 İstiklal Caddesi’ne ara sokaklara dağılan kitle cadde üzerinde yeniden toplandı. Alkış ve ıslıklarla eylemciler slogan atmaya devam ediyor. 19.40 Sıraselviler’den giren polis Taksim İlkyardım Hastanesi önünde durdu. Gezi Parkı’nda da insanlar var ve parkın çeşitli noktalarına çevik kuvvet polisi yerleştirilmiş durumda. 19.36 Polis Meşelik Sokak’tan girerek Sıraselviler’e geçti. Çevik kuvvet ile araçlarla eylemcilerin üzerine yürünüyor. Eylemciler ara sokaklara çekilerek slogan atmaya devam ediyor. 19.33 Polis Meşelik ve Zambak sokağa girdi. Eylemciler polisi yuhalıyor. “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları atılıyor. 19.32 Polis hem Demirören tarafından hem de Taksim Meydanı’ndan eylemcileri sıkıştırıyor. Eylemciler ara sokaklara girdi. 19.31 Demirören AVM ile Fransız Konsolosluğu arası eylemcilerle dolu. “Zıplamayan Tayyip” sloganları atılıyor. GS Lisesi tarafından çevik kuvvet ile TOMA geliyor. 19.27 Kitle ile polis İstiklal girişinde karşı karşıya. Eylemciler polise “5 dakika içinde burayı boşalt” diyor. 19.25 İstiklal Caddesi’nin girişine gelen kitle polis barikatı ile karşılaştı. Eylemciler polise, “Gel gel” diyor ve polis yuhalıyor. 19.22 Kitle Fransız Konsolosluğu’na ulaştı. İstiklal’e çıkan noktada polis ve TOMA var. 19.20 İstiklal Caddesi’nde yürüyenler binlerce kişiye ulaştı. Binler Demirören AVM önünden geçerken “Demirören yıkılsın Tayyip altında kalsın” sloganları attı. “Hükümet istifa” sloganları ile kitle ilerliyor. GS Lisesi önünde barikat kuran polis dumura uğradı. 19.15 Yüzlerce kişi “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları ile Demirören AVM’ye doğru yürüyor. 19.14 Basın açıklamasının ardından eylemciler, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları ile polisin etrafından İstiklal Caddesi’nden yürümeye başladı. 19.08 TMMOB adına okunan basın açıklaması bitti. “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atılıyor. 19.01 GS Meydanı’ndaki kitle saat 19.00′a kadar sloganlarla eylemine devam etti. Saat 19.00′da TMMOB adına basın açıklaması okunmaya başladı. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube 2. Başkanı Süleyman Solmaz’ın okuduğu basın açıklamasında, Solmaz hiçbir yasal düzenlemenin TMMOB’yi susturamayacağını söyledi. Solmaz, “TMMOB halkın haklarına hizmet etmeye devam edecek” dedi. 18.44 Açıklamalar sürüyor. Eylemciler, sık sık “Hükümet istifa” sloganları atıyor. 18.20 GS Meydanı’na kurulan ses aracından direnişte hayatını kaybedenlerin isimleri anıldı. Kitle, “Yaşıyor” diyerek verdiği cevabın ardından, “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı. 18.07 Açıklamalar devam ediyor. Konuşmalarda, polisin, AKP’nin, valiliğin yürüyüşü engellediği söylendi ve meydandaki kitle polisi yuhaladı. “Katil polis defol” sloganları atıldı. 17.59 Muhçu’nun konuşması bitti. “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları atılıyor. 17.58 Eyüp Muhçu açıklamasında, “Bu yasa değişikliği gündeme geldiğinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile yapılan görüşmede, yasanın bir daha gündeme gelmeyeceği söylenmişti. Şimdi görüyoruz ki aradan geçen zamanda bir bakanın sözüne güvenilmiyor. AKP bir gece yarısı operasyonu ile yasayı geçirdi. Ama biz bu haksızlığa karşı Gezi ruhuyla, halkımızla birlikte meydan okumaya devam edeceğiz.” 17.54 Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu, AKP’nin geçirdiği yasa değişikliği ile ilgili açıklama yapıyor. 17.49 GS Meydanı’nda kalabalık giderek artıyor. Kadıköy ve Beşiktaş Forumları, Kartal Dayanışması ve GS Tek Yumruk GS Meydanı’nda.. 17.40 GS Meydanı’nda “Ali’nin katili AKP’nin polisi” sloganları atılıyor. 17.37 “TMMOB’yi size yedirmeyeceğiz”, “Susmayacağız” yazılı döviz ve bayraklar taşınıyor. “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atılıyor. 17.29 Kadıköy’den gelen kitle direnişte yaşamını yitirenleri anıyor. GS Lisesi önündekiler de “Yaşıyor” diyerek karşılık veriyor. 17.27 GS Meydanı’nda yüzlerce İstanbullu toplandı. GS Lisesi önünde iki TOMAve polisler var. Kadıköy’den gelen kitle ile GS Lisesi’ndekiler buluştu. “Sık bakalım..” sloganları atılıyor. 17.10 Karaköy’de vapurdan inen eylemciler Tünel’e doğru ilerliyor. 16.55 Yüzlerce kişi vapurda “Her yer Taksim, her yer direniş” diye slogan atıyor. 16.40 Diren Kadıköy pankartı arkasında bir araya gelen yüzlerce kişi, turnikelerden atlayıp parasız ulaşım hakkını kullanarak Karaköy iskelesine girdi.

13 Temmuz 2013 Taksim Meydanı bu cumartesi akşamı da direnişçilerle buluşacak. Bu kez gündem AKP’nin Gezi Direnişi’nin intikamını almak için hedef aldığı TMMOB ile dayanışma ve polis operasyonlarını protesto olacak TMMOB’nin çağrısıyla 17.30’da Galatasaray Meydanı’nda buluşulup Taksim’e yürünecek ve 19.00’da da burada bir basın açıklaması yapılacak. TMMOB İstanbul Koordinasyon Kurulu Bileşenleri’nden yapılan açıklama: “TMMOB’nin yetkilerini kısıtlayan torba yasayı ve Taksim Gezi Parkı direnişinde yaşanan gözaltıları protesto etmek için 13 Temmuz 2013 Cumartesi günü saat 17.30′da Galatasaray’da toplanılarak buradan yürüyüşle Taksim Meydanı’nda saat 19.00′da basın açıklaması yapılacaktır.” Sendika.Org

TMMOB’ye ilişkin düzenleme ne getiriyor? 13 Temmuz 2013 AKP’nin meclisten gece yarısı operasyonu ile geçirdiği torba yasayla TMMOB’nin vize ve onay yetkileri kaldırılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildi. Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı meslek odalarının yetkilerini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devreden yasa, AKP’li milletvekillerinin oylarıyla 9 Temmuz gecesi meclisten geçti. “Torba yasa” ile geçen önergeye göre, “harita, plan, etüt ve projeler, idare ve ilgili kanunlarda açıkça belirtilen yetkili kuruluşlar dışında meslek odaları dahil başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulamayacak, tutulması istenemeyecek.” Bu değişiklik hamlesine ilişkin olarak Politeknik’ten Pınar Hocaoğulları’nın görüşlerine başvurduk. Hocaoğulları AKP’nin TMMOB’ye yönelik saldırılarının yeni olmadığını ve AKP’nin mimar ve mühendislerin örgütlü mücadelesini kendi talan politikaları karşısında ortadan kaldırılması gereken bir engel olarak gördüğünü vurguladı. TMMOB’ye yapılan hamle yeni değil AKP’nin TMMOB’yi fiilen etkisiz kılma çabası yeni değil, 2012 yılında 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nun değiştirilerek, TMMOB’nin “yeniden düzenlenmesi” AKP’li yetkililerce farklı zeminlerde dile getirilmişti. Gece yarısı operasyonu ile geçirilen İmar Kanunu değişikliğiyle TMMOB’nin kamu yararı doğrultusunda kullandığı mesleki denetim yetkisini elinden almış oluyor. Neoliberal politikaları kurumsallaştırmak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AKP’nin, üçüncü iktidar döneminde kamuyu sermaye karşısındaki bütün savunma araçlarından yoksun bırakan neoliberal politikaları daha da kurumsallaştırmak için kurduğu bakanlıklardan biri. 2011 yılında bu bakanlığa bağlı olarak kurulan Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü, TMMOB’nin yetkilerini de barındırarak örgütlenmişti. AKP hükümetinin yürüttüğü talan politikalarının bir devamı niteliğinde olan TMMOB yasası ile, sermaye lehine kolaylıkla düzenlenen bir mekanizma yaratılmış olacak. Mühendisliği vasıfsızlaştırma hamlesi Hocaoğulları’na göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın TMMOB’den aldığı yetkileri antidemokratik bir şekilde tek merkezden yürütecek olması, mühendislik mesleğine bir saldırıyı da işaret ediyor: “Piyasa kurallarına ve siyasal iktidara bağımlılık esas alındığında mühendis de bilimi ve tekniği halkın değil siyasal iktidarın ve piyasanın çıkarları doğrultusunda kullanacak. Mesleğinin bilimsel, etik gereklerini yerine getiremeyecek. Kamusal sorumluluklarından iyice uzaklaşan mühendis, ücretliyse piyasada bir maliyet unsuru olarak ya da serbest çalışıyorsa işi iktidarla iyi geçinmesine tabileşerek her alanda güvencesizleşecek.” Toplumsal muhalefete saldırı “TMMOB, bilimi ve tekniği sermayenin değil halkın yararına sunma konusunda çaba sarf eden toplumsal muhalefetin etkin bileşenlerinden biri olarak AKP’nin saldırıları ile itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.” Hocaoğulları, söz konusu yasanın AKP’nin kent aleyhine yürüttüğü talan politikalarından bağımsız değerlendirilemeyeceğini belirterek, denetimin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda olması durumunda kente dair politikaların “kapalı devre” yürüyeceğinin de altını çizdi. Sendika.Org

Köprü için 245 bin ağaç kesildi AKP'li bakan açıkladı. Üçüncü köprü inşaatı nedeniyle yüz binlerce ağaç kesilmiş! Umut ERDEM / Hürriyet - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, üçüncü köprü inşaatı sebebiyle İstanbul’un Anadolu yakasında 93 bin 750, Avrupa yakasında 151 bin 371 adet ağacın kesildiğini açıklayarak, “Kesilen ağaçların 5 katı fidan dikilecektir. Dikimlere de başlanmıştır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Eroğlu’nun yanıtlaması üzere üçüncü köprü inşaatı ile ilgili bir soru önergesi verdi. İnce şu soruları yöneltti: “Köprü güzergâhı belirlenmeden ağaç kesimi yapıldığı doğru mudur? Viyadük yapımından neden vazgeçilmiştir? Güzergâh belirlenmeden ormana önce 100 metre girileceğinin açıklandığı, sonra 300 metre girileceği iddiaları doğru mudur? Güzergâhın bir şirkete ait olan arazi nedeniyle değiştirildiği ve ağaç kesiminin bu nedenle başlatıldığı yönündeki iddialar doğru mudur? 3. Köprü inşaatı nedeniyle bugüne kadar İstanbul’da hangi alanlarda kaç ağaç kesilmiştir? Güzergâhın belirlenmesinden sonra kaç ağaç kesilmesi planlanmaktadır?” 245 BİN 121 AĞAÇ KESİLDİ Bakan Eroğlu, İnce’nin önergesine verdiği yanıtta “ 3’üncü köprü güzergâhı Karayolları Genel Müdürlüğünce belirlenerek, Bakanlığıma iletilmiştir. Verilen bu güzergah dahilinde ormanlık alanlara rastlayan bölümler için izin verilip saha teslimi yapıldıktan sonra ağaç kesimi yapılmaktadır. Viyadük yapılmasından vazgeçilmemiş olup, tünel planlaması yapılmıştır” ifadelerini kullandı. Karayolları yol standartları dahilinde kazı, dolgu, şev durumuna göre yol platformu belirlendiğini ifade eden Eroğlu, “300 metrelik mesafeye koruma bandı da dahildir ve bantta ağaç kesimi mevzubahis değildir. Köprü inşaatı sebebiyle 245 bin 121 adet ağaç kesilmiştir” dedi. Bu arada Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da İstanbul 3. köprünün inşaatında hata olmadığını bağlantı yolları için küçük güzergâh değişiklikleri olduğunu söyledi. İşte Aydınlık Gazetesi'nin birinci sayfasında da yer alan o belge:

'Kaçak Köprü'de ikinci belge İptal edilen 'kaçak' 3. Köprü'yle ilgili Binali Yıldırım imzalı ikinci bir belge ortaya çıktı. Bekir Batu / Aydınlık - Yavuz Sultan Selim adı verilen 3. Boğaz Köprüsü projesinin iptal edildiği haberi gündeme bomba gibi düştü. 3. Boğaz Köprüsü'nün projede belirtilen yerin dışında yanlış bir noktada yapıldığının ortaya çıkması ve köprüyle ilgili tüm imar planlarının Bakan Binali Yıldırım tarafından iptal edildiğinin anlaşılması kamuoyunda şok etkisi yarattı. Şu ana kadar oluşan milyarlarca dolarlık maddi zararın yanısıra köprü ve bağlantı yolları güzergahında kalacak denilerek kesilen yüz binlerce ağacın da yok yere katledildiğinin anlaşılması büyük tepkiye neden oldu. Gün boyunca konuyla ilgili olarak Ulaştırma Bakanlığı'nın açıklama yapacağı hatta haberimizi yalanlayacağı konuşuldu ancak böyle bir olasılık neredeyse imkansız (!) çünkü dün yayınladığımız belgede bizzat Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın ıslak imzası bulunuyor. BU DA İKİNCİ BELGE Bugün de ikinci bir belgeyi okurlarımızın ve kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Ulaştırma Bakanlığı tarafından 3. Boğaz Köprüsü güzergâhı üzerinde bulunan 16 belediyeye gönderilen bu belgede projenin ve imar planlarının iptal edildiği açıkça belirtiliyor. Sadece bu durum projenin iptal edilmesiyle oluşacak maddi zararın boyutunun büyüklüğünü gösteriyor."

İranlı imam, internet sitesinde dini kaynaklara dayandırarak yer verdiği açıklamasında oruç tutmakla ilgili önemli ve bir o kadar ilginç bir fetva yayınladı T24 İran'ın üst düzey din alimlerinden Ayetullah Esedullah Beyat Zencani, susuzluğu giderecek kadar su içmenin orucu bozmayacağını iddia etti. Ayetullah Beyat Zencani, "Oruç tutup fakat susuzluğa dayanamayanlar, susuzluklarını giderecek kadar su içebilirler. Böyle bir durumda oruç bozulmaz ve kaza yapmaya da gerek yoktur" açıklamasında bulundu. Söz konusu din adamı Şiilikte en yüksek dini rütbe sayılan 'Taklit Mercisi' konumunda bulunuyor.

http://www.turkish-media.com/forum/topic/311414-3-kopru-kacak-cikti-imar-planlari-iptal-edildi/?do=findComment&comment=1043417

10 Temmuz 2013 Türkiye tarihinin en önemli yaşam ve demokrasi mücadelelerinden biri olan Gezi Direnişi; her türlü polis şiddetine, hukuksuz gözaltı ve tutuklamalara, sorumluluklarını üzerinden atmaya çalışan idarecilerin mesnetsiz, yalan beyanlarına karşın dayanışmamızın gücüyle büyümeye devam ediyor. Maalesef bugün yüreğimizi dağlayan bir kara haber daha aldık. Daha onurlu ve güzel bir dünya için mücadele ederken, Eskişehir’de 2 Haziran’da kimlikleri hala tespit edilmemiş eli sopalılar tarafından yaralanan, 8 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ı bugün (10 Temmuz) kaybettik. Yaşamsal taleplerimizi dillendirdiğimiz bu süreçte altıncı yurttaşımızı yitirdik. Acımız ve öfkemiz çok büyük. Onları asla unutmayacak ve uğrunda hayatlarını kaybettikleri mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bilindiği üzere 08 Temmuz Pazartesi akşamı, sürdürdüğümüz mücadelenin bir kazanımı olarak, ironik bir biçimde İstanbul Valisi tarafından açıldığı bildirilen Gezi Parkı’na giderken hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan Taksim Dayanışması temsilcilerimiz, 48 saatlik yasal gözaltı süresi bitmesine karşın halen savcılığa sevk edilmemişlerdir. Buradan bir kez daha belirtiyoruz; bu mücadele sürecinde gözaltına alınan ve tutuklu bulunan tüm yurttaşlarımız serbest bırakılmalıdır. Dayanışmamızın bugüne kadar yürüttüğü bütünüyle yasal, meşru, demokratik ve barışçıl mücadeleyi, sokaklar ve meydanlarda polis şiddetiyle bastıramayan iktidar, bileşenlerimizin temsilcilerini gözaltına alarak sürdürdüğü saldırılarına gece yarısı operasyonlarıyla, yani Meclisten geçirdiği torba yasayla bir yenisini daha eklemiştir. Tüm yaşam alanlarımıza ve kamuya dönük yağma politikalarına karşı TMMOB ve odalarının yıllardır yürüttüğü mücadeleyi etkisizleştirme yönünde bir adım daha atmıştır. Taksim Dayanışması bileşenlerimize yönelik bu çok yönlü saldırıları tasarlayanlar ve uygulayanlar şunu bilmelidirler ki dayanışmamız, mücadelesinden geri adım atmayacaktır. Buradan polis şiddeti, gözaltılar, tutuklamalar ve torba yasalarla mücadelemizi sekteye uğratmaya çalışanlara bir kez daha sesleniyoruz; Bütün dünyaya örnek olan dayanışmamızdan, taleplerimizden ve kazanımlarımızdan vazgeçmedik ve asla vazgeçmeyeceğiz. Geçtiğimiz Pazartesi günü gözaltına alınan dayanışma temsilcilerimize adliyeye sevk edildiklerinde destek olmak, tüm gözaltına alınanlar ve tutuklananlara sahip çıkmak için 11 Temmuz Perşembe saat 11.00’den itibaren Çağlayan Adliyesi’nde buluşuyor ve sürecin sonuna kadar bekleyişimizi sürdürüyoruz. Çünkü haklıyız, çünkü kararlıyız. TAKSİM DAYANIŞMASI


9 Temmuz 2013 Basına ve Kamuoyuna çağrımızdır, 08 Temmuz Pazartesi günü; İstanbul Valisi’nin Gezi Parkı’nın halka açıldığı beyanı üzerine Dayanışmamız, halkımızla birlikte aylardır sürdürdüğü meşru ve haklı mücadelesi sonucu kazandığı Parkı’na gitmek istemiş ancak yine polisin olağanlaşan şiddeti ile karşı karşıya kalınmıştır. Gelişmeleri ve gözaltlılara dair açıklamalarımızı dün gece bu sabah kamuoyuna duyurduk. Şunu baştan belirtmek isteriz ki; Taksim Dayanışması taleplerinden ve kararlılığından vazgeçmeyecektir. Dayanışmamızın 09 Temmuz Salı günü yaptığı toplantı notlarını basın ve kamuoyu ile paylaşıyor ve dayanışmaya yapılan saldırı, gözaltılar ve sonrasında yaşanan hukuksuzluğa karşı mücadelemizi halkımızla birlikte sonuna kadar sürdüreceğimizi duyuruyoruz. 1- Bu mücadele sürecinde gözaltına alınan ve tutuklu bulunan tüm yurttaşlarımızın serbest bırakılmalarını talep ediyoruz. 2- Gözaltında olan Dayanışma temsilcilerimizden ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinden Mimar Mücella Yapıcı’nın ev araması; savcı olmadan, atılı suçlama ve ne arandığına dair hiçbir bilgi olmadan yapılmaktadır. Hukuksuzluğa itiraz eden avukatlar ise çevik kuvvet çağrılacağı tehditlerine maruz kalmışlardır. Dayanışma bileşenlerimizden İstanbul Tabipler Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Beyza Metin, HDK Yürütme Kurulu Üyesi Ender İmrek ve Haluk Ağabeyoğlu’nun evlerinde de bu hukuksuz aramaların devam ettiği bilgilerini almaktayız. Basın emekçilerini bu hukuksuzluğu teşhir etmeye ve halkımızı bilgilendirmeye davet ediyoruz. 3- Taksim Dayanışması yalnız değildir. 09 Temmuz 2013 Salı akşamı yurdun ve İstanbul’un dört bir yanında gerçekleşecek forum ve etkinliklerde Dayanışmaya yapılan hukuksuz müdahale halkımızdan hak ettiği cevabı bulacaktır. 4- Saat ve günü daha sonra belirtilmek üzere, Dayanışma temsilcilerimiz adliyeye sevk edildiklerinde halkımızı birlikte durmaya ve tüm gözaltına alınan ve tutuklananlara sahip çıkmaya çağırıyoruz. 5- Dayanışmamızın hem bileşenleri hem de etkinlikleri bütünüyle yasal, meşru, Anayasa dâhilinde ve barışçı niteliktedir. Bu süre içinde haklarımızı kullanmamızı hukuksuz ve zorla engelleyen, kamuoyunu yanıltan, halka şiddet uygulayan bütün kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. 6- Bu süreç içinde yaptığımız bütün etkinlikleri halkımızla birlikte milyonlar olarak sahipleniyoruz. Eğer parkların, meydanların, kamusal alanların halka açılmasını istemek suç ise kendimizi ihbar ediyoruz. Halka uygulanan şiddetin durdurulmasını istemek suç ise kendimizi ihbar ediyoruz. Başta toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı olmak üzere, Anayasal haklarımızı kullanmak suç ise kendimizi ihbar ediyoruz. 7- Öte yandan, önce masa/sandalye terörü, arkasından inşaat ve kepçelerle ve arkasından polis saldırıları sonucu oluşan Taksim Esnafı’nın mağduriyetinden doğrudan ve açık olarak siyasi iktidar ve onun kamu görevlilerinin suçlu ve sorumlu olduklarını ilan ediyoruz. 8- Beş yurttaşımızın hayatını kaybetmesinden, binlerce insanın yaralanmasından, onlarcasının kalıcı sakatlıklarla karşı karşıya kalmasından doğrudan ve açık olarak siyasi iktidar ve onun kamu görevlilerinin suçlu ve sorumlu olduklarını ilan ediyoruz. Biz haklı, demokratik ve meşru taleplerimizi savunmaya devam edeceğiz. Gözaltına alıp yargılamaya çalıştığınız Dayanışma Temsilcileri değil, Anayasanın ve uluslararası insan hakları sözleşmelerinin tanıdığı haklar ve özgürlüklerdir. Haklarımız, özgürlüklerimiz ve dayanışmamızdan vazgeçmeyeceğiz. Dayanışma Temsilcilerimizin yanında halkımızla birlikte Çağlayan’da olacağız. Taksim Dayanışması