morbezelye tarafından postalanan herşey
-
Sizce...Cumhurbaşkanlığına Kim aday olmalı?..
Cumhurbaşkanlığı seçiminin nefesi ensemizde. Koca ülke iki isme teslim: Gül mü, Erdoğan mı olacak? Konuşulan, tartışılan sadece onlar. Muhalefet partileri çoktan bayrağı çekmiş. İkili arasındaki rekabete bel bağlamış; beklemedeler. Elin adamı Ankara’ya Büyükelçi yapacağı kişiyi bile aylar, hatta yıllar öncesinden belirliyor. Göreve başlamadan, Trabzon’a Türkçe öğrenmeye gönderiyor; haberimiz bile olmuyor. Yani işi böylesine sıkı tutuyorlar! Cumhur'un başını seçeceğiz, halimize bakın: iki kişiye mecbur, hatta mahkum bırakılıyoruz. Buna kimin ne hakkı var? Anlaşılan iş yine başa düşüyor. Gelin, adaylarımızı bizler açıklayalım. Kimdir sizce Cumhurun başına göstereceğiniz aday da aradığınız özellikler...
-
GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
- Zeki adam, güzel kadın
Öpüşmenin sakıncaları saymakla bitmez...- Sezen Aksu'nun Yunan besteci Giannis Karalis ile yaşadığı telif davası.
Dr. Mıchael Kuyucu yazdı: Sezen Aksu'nun Yunan besteci Giannis Karalis ile yaşadığı telif davasında sonuca doğru gelindi. 'Adı Bende Saklı' adlı bestesini kendisinden izinsiz kullandığı gerçekçesi ile Sezen Aksu'yu mahkeme veren Karalis mahkemeyi kazandı. Sezen Aksu mahkeme sonucunda Karalis'e kendisine ait bir beste hediye etmeyi teklif etti. Karalis ise bunu kabul etmedi ve 1 milyon avro istediğini söyledi. Bugüne kadar 7 bilirkişi raporu hazırlandığının, davanın sonuçlandığının ve Sezen Aksu’nun 1 milyon avro ödemeye mahkûm olduğunun altını çizen Karalis tazminatta ısrarlı. Sezen Aksu cephesi ise para vermeye yanaşmıyor, önce o dönem albümünü yayınlayan Universal Müzik'in bu parayı ödemesi gerektiğini söyleyen Aksu'nun ekibi daha sonra “Biz kimsenin hakkını elinden almadık, böyle bir nedenden dolayı bu kadar büyük bir tazminat verileceğini sanmıyorum” açıklamasını yaptı. Vallahi uzun lafın kısası ben her iki tarafı da haksız buluyorum. Şimdi sen bir bestecinin bestesini izinsiz kullan, sonra ona af niyetine kendine ait bir şarkını hediye et... Ne yapsın Yunanlı senin besteni... Adam da tonlarca beste ver, hem de en babasından. Karalis, Türkiye'nin Demir Demirkan'ı, çok başarılı bir rock besteci. Bu onun yaşadığı ilk sıkıntı değil, Karalis'in daha önce bir şarkısı daha izinsiz kullanılmıştı. Aşkın Nur Yengi'nin 'Sıramı Bekliyorum' adlı albümünde seslendirdiği 'Avare' adlı şarkı da Karalis bestesiydi. 'Adı Bende Saklı'nın Yunancasını söyleyen Dandis, Yunanistan'a 2005 yılında Eurovision birinciliğini getiren 'You Are My Number One' adlı bestenin sahibi. Yani ikisi de boş adamlar değiller. Hadi Sezen bir bestesini hediye etmeyi teklif ederek komik duruma düştü, peki ya Karalis? Bence Karalis de biraz olayı abarttı. Tamam haklı, onun bestesini ondan izin almadan kullandılar. Şarkı, yani 'Adı Bende Saklı' Türkiye'de büyük hit oldu, muazzam bir başarı ve satış getirdi. Ama 1 milyon avro da istenmez ki be kardeşim. Mahkemeyi kaybeden Sezen Aksu haksız, konuyu ben de çok iyi biliyorum, 'Adı Bende Saklı', Karalis'in bestesi. Şarkı ilk olarak Hristos Dandis'in 1990 yılında yayınlanan albümünde Yunanca 'Tipota' sözleri ile yayınlandı. Yani bilirkişi raporuna bile gerek yok, adam şarkıyı Sezen Aksu'dan yaklaşık sekiz, dokuz yıl önce yayınladı. Beste onun! O zaman bir tazminat hakkı doğuyor, bence bu işi 200-250 bin avroya bitirsinler mevzu da kapansın. Bu konu ulusal medyada fazla yazılmıyor, mümkün mertebe gizli tutuluyor, çünkü ulusal büyük popülist gazetelerde Sezen Aksu hakkında olumsuz bir şey yazmak neredeyse yasak. Minik Serçe'nin dokunulmazlığı var. Konu tatsız, bence Sezen Aksu şanına yakışan bir şekilde uygun bir rakamda anlaşsın ve bu konuyu kapatsın, çünkü bu temcit pilavı gibi uzayan konu onun gibi birisinin kariyerine yakışmıyor. TELİF KAVGALARI DEVAM EDİYOR Son günlerde kulağıma çok telif kavgası geliyor, dünyanın dijitalleştiği ve her şeyin artık şeffaflaştığı bir dönemde ülkemizde bu tarz telif kavgalarının olması çok garip. İşte bunlardan iki tanesi: Ata Demirer'in 'Eyvay Eyvah' film serisini hemen hemen herkes biliyor, bu filmde kullanılan iki şarkı son günlerde telif kavga konusu oldu. Selim Kızılcıklar'ın oğlu Murat Kızılcıklar, Ata Demirer’in 'Eyvah Eyvah' seri filmlerinde babasına ait bazı şarkıları izinsiz kullandığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuş. Kızılcıklar, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada Ata Demirer hakkında “bu fasulye yedi buçuk lira” ve “kara çalı gibi girdin aramıza” adlı şarkıları izinsiz kullandığı iddiasıyla, avukatları vasıtasıyla suç duyurusunda bulunduğu söyledi. Bir diğer telif kavgası ise Bülent Ersoy'un son günlerde televizyonlarda seyrettiğimiz meşhur Michael Jakcson dansı yaptığı reklam filmi hakkında. Reklamda kullanılan 'İtirazım Var' adlı şarkı Bülent Ersoy'un isteği üzerine kullanılmış, ancak şarkının yapımcısından izin alınmamış. 'İtirazım Var' adlı şarkının yer aldığı 'Ak Güvercin' adlı albümün yapımcısı Aziz Çorluk, şarkının reklam filminde kullanılmasında kendilerinden izin alınmadığı gerekçesi ile reklam filmini durdurma kararı aldı. Bunun üzerine reklam ajansı, yapımcı Aziz Çorluk’la 'İtirazım Var' adlı şarkını reklam filminden kullanılmasından doğan telif miktarını ödedi ve olay tatlıya bağlandı. Telif konusu bu ülkede hâlâ oturmadı, maalesef meslek birliklerinin çalışmaları güzel ama yetersiz. Hâlâ Avrupa kıtasında birim kişiye düşen en az telifi toplayan ülke Türkiye. Bu ülkede hâlâ meslek birliklerine para ödemeyen medya grupları var. Bu konuyu da ileride örnekleri ile açıklayağım. Özellikle MÜYAP'ın bu tarz konularda daha katı ve tavizsiz olması gerekiyor. Geçenlerde bir Yunan televizyonunda teliflerle ilgili bir belgesel izledim ve tek kelimeyle şok oldum. Taksilerden bile aylık 2 avroluk telif alıyor. Biz ise hâlâ radyo ve televizyonlardan telif alamıyoruz, sanatçılarımız ise “ben senden onu aldım, sen benden onu çaldın”, “çalmadım” gibi çağdışı konularla uğraşıyorlar... Yazık!- İnternet ve İfade Özgürlüğü Korkusu...
- Bok böceklerinin dünyası
- Bir Merminin Etkileri..
- Kafayı Bulmak..
- SİZ BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?..
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?.. Ben kendi şahsıma şöyle düşünüyorum... BÖYLE SEÇMENE BÖYLE BAKAN... BÖYLE BAKANA BÖYLE KAPAK... *** Kapak karikatürünü merak edenler buradan bakabilirler... http://www.turkish-m...946#entry974946- GÜNÜN KARİKATÜRÜ... (Kendi dilini oluşturmak için, karikatür, metafor yaparak kendine has bir anlatım dili oluşturuyor... :). :(. :|...)
BÖYLE SEÇMENE BÖYLE BAKAN... BÖYLE BAKANA BÖYLE KAPAK... İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in 5 TEDAŞ işçisinin ölümü üzerine ziyaret ettiği Erzurum'da kendisini gördüğüne sevindiğini belirten bir vatandaşa 'takla at' diyerek davul zurnayla oynatması tartışmalara neden oldu. Haftalık mizah dergisi Leman bu olayı bu haftaki sayısında kapağına taşıdı. İşte o kapak:- Meral Okay Hayatını Kaybetti.
"BU Kadın" neden böyle bir hitap kullanmak istedim daha sonra izah ederim. Evet "Bu Kadın" yani "O Kadın" yaşamını erken yitirdi gençti yaşı, kendince yapacağı daha bir çok şey vardı şüphesiz... Finalde yaptı ise geçmişten gelen değerleri doğrultusunda mirasını geleceğin aydınlanmasına, gençlerin bilim yoluyla gelişmesine katkıda bulunabilecek kurumlara bağışladı... Bakalım Hayatımın geri kalan parçası gitti diyen Sezen Aksu mal varlığını kimler arasında paylaştıracak? "O kadın", yani "Bu Kadın" bunu yapmak yerine sevaba girmek, cenneti garantilemek adına bağış yapması için ne yapması gerekiyordu? Kendi öz iradesi ile yakılmayı ve küllerinin bu dünyanın belli yerlerine serpilmesini isteyerek birilerinin inanç değerlerine aykırı davranmasaydı "O Kadın" mı olurdu? "O Kadın", "Bu Kadın" sonuçta hiç bir şey fark etmiyor.... Biz ne anlıyoruz... "Meral Okay".... Birilerine bu ismi dillendirmek zor geliyor... Eh Olsun o kadarcıkta canım... Ne yapsın İnsancıklar...!- Türkiye’de sağ iktidarlar, darbeler, atlar ve eşekler
Yazsan ne iyi olur aslında... Biz koyunlar bir şeylerin farkına varırız belki... Efendisine köle bir köpeğin bizi güdmesinden kurtulabiliriz belki?- GIDADA TAKLİT VE TAĞŞİŞ YAPTIĞI TESPİT EDİLEN FİRMALAR
Boşverin, bize bir şey olmaz... Acı patlıcanı kırağı mı çalarmış hiç? Biz ne radyasyonlu çay içenler gördük, adamlar turp gibi maşallah... At eti yedik, eşek eti yedik ne oldu hiç bir şey... Zeytin yağına fındık yağı kattılar ne oldu hiç bir şey. Olan paracıklarımıza oldu fındık yağını pahalıya almış olduk... Hangimiz sesini şöyle yüksek perdeden çıkardı da indi meydanlara? Yok demi? Farkında mı ki büyük çoğunluk? Akşam yatak, gündüz sokak, işi olanlar işe iş kazalarına, işi olmayanlar kahve köşelerine. Aklı başında durumun ciddiyetinin farkında olanlarda doğal sebze meyve pazarlarına. Şimdi moda bu pazarlar... "Her koyun kendi bacağından asılır nasılsa" Diğerlerimiz ne yapıyor?... Ne bulduysa onu yemek zorunda be kardeşim. Kim takar hormonluymuş değilmiş, sahteymiş...! Geçer bu yayınlarda merak etmeyin... İki görüntü bir kaç satır daha reyting yapmadı mı unutulur gider.. Aids vardı bir zamanlar ekranlarda popüler. Ne diyordu arkadaş" biz erkek milletiz bize bir şey olmaz" Biz kimlerin torunlarıyız" Erkek millet olan Atalarımızın".. Gelecek nesil kimlerin torunu olacak "Bizlerin" Eeee o halde...- MUHAFAZAKÂR SANAT İCRA HAZIRLIĞINDA
Muhafazakar bakış açısının tiyatro anlayışı ne olabilir? Bunun ne olduğunu burada açıklayacak muhafazakar bir arkadaş aranıyor...- "MEMLEKETİ AKP'YE BIRAKMAYACAĞIZ"
Asosyal ve apolitik toplumun algılaması ne yazık ki bu... Sınıf olarak haklarımızı savunanların laflarına her zaman karnımız tok... Aymazlığın bini bir para.- Değmesin yağlı boya!
- Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Hani biz insanlar "Kediler Ulaşamadığı Ciğere Mundar" dermiş diye fikir yürütürüz ya... Peki Kedi Ulaşabildiği Ciğere Ne der? Bu konuda bir fikri olan var mı?- SİZ BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?..
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?.. Türk Halkı bu oyunu Yuttu mu Acaba?- DÖRT+ÖRT+RT
Yorum yok yahu... Yok işte... Görünen köy kılavuz mu istermiş! "Onların gözü vardır görmezler, onların kulakları vardır duymazlar, onların dili vardır konuşmazlar!.." Günümüzün koşullarına uyarlayan ünlü düşünür.. R.T.Erdoğan... (T.C. İleri demekrasisinin Başbakanı?..)- Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ya Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?- SİZ BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?..
siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?..- Tiyatro olmasa...
Her gece saat dokuz'da dünyanın dört bir bucağında binlerce perde açılıyor. Her gece saat dokuz'da milyonlarca insan ışıklandırılmış bir sahneden kendi dünyasının, kendi sorunlarının yoğunlaştırılmış bir kesitini ilgi ile izliyor. Oyalanıyor; eğleniyor, heyecanlanıyor, düşünüyor, bilinçleniyor. Her günkü sürgit yaşamının akışı içinde tam fark edemediği, ya da edip de unuttuğu bazı ana sorunları yeni bir gözlükle görmeye başlıyor. Tiyatrolar insanlara «Koşun, bana gelin, size ilginç bir şeyler göstereceğim» derler. «Gelin, beni izleyin memnun kalacaksınız» derler. Bu alışkanlık yüzyıllardır sürüp gidiyor. Çünkü tiyatroda etli canlı oyunculardan, etli canlı seyircilere ve sonra yine o etli canlı seyircilerden etli canlı oyunculara geçen karşılıklı bir elektrik alışverişi vardır ki, bu aynı çatı altında aynı anda birbirini tamamlama ve karşılıklı etkileme olayı tiyatroya benzersiz bir toplumsal yaşantı niteliği kazandırır. İnsanoğlu doğa karşısındaki korkularından başlayarak yüzyıllar boyunca acılarını, sevinçlerini, ihtiraslarını, düşüncelerini, düşlerini, özlemlerini, taşlamalarını, dünya görüşlerini, savaşımlarını, her şeyini somutlaştırıp dile getirmiştir. Tiyatronun bunca yüzyıllardır varoluşu boşuna değildir, tiyatro, insan mayasının kopmaz bir öğesi, insandan ayrı düşünülemez bir gereksinmesidir. Doğada işlevini bitiren her şeyin varlığını sürdürebildiği görülmemiştir. Tiyatro sürüyorsa, sürecekse her devirde bir işlevi olduğundandır. «Tiyatro, iki kalas bir hevestir» sözü boşuna söylenmemiş... Tiyatronun mitolojik piri sayılan Dionisos'tan gelme bir coşkusu vardır. Bu coşku olmadan tiyatro çekici olamaz. Her gece saat dokuz'da dünyanın dört bucağında tiyatrocular ne oynarlarsa oynasınlar sahneden salona bu coşkuyu, bu gençliği, bu gücü, bu sağlıklı havayı estirirler. Her gece saat dokuz'da on binlerce perde dünya durdukça açılsın, dursun. Tiyatro olmasa, insanoğlu çok eksik, çok güdük kalırdı. Haldun Taner- Organ Bağışı?
Başınız sağ olsun... Hoş görü ve anlayışla yanıtladığın için teşekkürler.- KUR'AN'I NASIL OKUMALIYIZ?
Bunu böyle düşünüyor olmanı öz eleştiri yapmak olarak değerlendiriyorum... Bu forumda herkes biribirini sever, en azından bizler forumdaşız.. Ne dediğini ve ne amaçla dediğini sen kendin daha iyi biliyorsun öyle değil mi? "sana bir şey düşmüyor" lafın ve kalkıpta "insanları birbirine düşürme olarak algılama üretmen" her şeyi açıkça gösteriyor. Bu ittifakta sana yer yok kardeşim bak işine! Derdim ittifak değil, kimsenin arasını bozmak asla. Guruplaşma mantığıyla yaptığın her girişim ve diğerini ötekileyen yaklaşımın aslında kimseye yarar getirmeyeceğini bence aklından çıkarmamalısın... Bence bu "kırmadan konuşalım" uyarısında son derece haklısın... Burada foruma ilk üye olduğumda bana postalanan yönetim mesajında yazılanlar, karşılıklı yazışmalarda bu dediğinin olmaması için çok yerinde açıklamalarda bulunuyor. Herkesin bir kez daha kendini gözden geçirmesi açısından oraya bir göz atmakta yarar var... http://www.turkish-m...-sesini-duymak/ Birbirimizi incitip kırdıktan sonra bu yazışmaların anlamı ne olabilir ki?- Organ Bağışı?
Sevgili dennis, özür diliyorum. Kimdir bu seni rahatlatacak uzman kişiler? Sanırım sadece tıp uzmanı kişilerden söz etmiyorsun... Özür diliyorum çünkü kimse hakkında ön yargılı düşünmek değil derdim. Ama duruşun ve yaşamı ağırlıkla dinsel veriler üzerinden algılamalarla yorumlaman ister istemez işin bu tarafında düşündürdü bana... *** Ama yaşamın sona erdiğinde kendini çürümeye bırakmak yerine, bir başkasına yaşam vermenin ve düşüncelerinle olmasa da hücrelerinle yaşama devam ediyor olmanın ayrıcalığını göz ardı etmemek gerektiğini vurgulamak istiyorum... - Zeki adam, güzel kadın
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.
Navigation
Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın
Chrome (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions → Notifications.
- Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Select Site settings.
- Find Notifications and adjust your preference.
Safari (iOS 16.4+)
- Ensure the site is installed via Add to Home Screen.
- Open Settings App → Notifications.
- Find your app name and adjust your preference.
Safari (macOS)
- Go to Safari → Preferences.
- Click the Websites tab.
- Select Notifications in the sidebar.
- Find this website and adjust your preference.
Edge (Android)
- Tap the lock icon next to the address bar.
- Tap Permissions.
- Find Notifications and adjust your preference.
Edge (Desktop)
- Click the padlock icon in the address bar.
- Click Permissions for this site.
- Find Notifications and adjust your preference.
Firefox (Android)
- Go to Settings → Site permissions.
- Tap Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.
Firefox (Desktop)
- Open Firefox Settings.
- Search for Notifications.
- Find this site in the list and adjust your preference.