Legendary tarafından postalanan herşey
-
Ziya Paşa (1825-1880)
Ziya Paşa (1825-1880) Ziya Paşa1825'te İstanbul'da doğdu, 17 Mayıs 1880'de Adana'da yaşamını yitirdi. Ası ismi "Abdülhamid Ziyaeddin." Galata Gümrüğü'nde katiplik yapan Erzurumlu Ferideddin Efendi'nin oğlu. Bayezit Rüşdiyesi'ni bitirdi. Özel derslerle Arapça, Farsça öğrendi. Bir süre Sadaret Mektub-i Kalemi'nde çalıştı. 1855'te Mustafa Raşid Paşa aracılığıyla sarayda Mabeyn Katipliği'ne atandı. bu sırada Fransızca öğrendi. Ali Paşa sadrazam olunca saraydan uzaklaştırıldı. 1861'de Kıbrıs, 1863'te Amasya Mutasarrıfı ve Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye üyesi oldu. 1865'te Yeni Osmanlılar Cemiyeti'ne katıldı. Yeniden Kıbrıs'a atanınca 1867'de Namık Kemal ile birlikte Londra'ya kaçtı. Birlikte Yeni Osmanlılar'ın yayın organı olan Hürriyet gazetesini yayınladılar. Namık Kemal'in ayrılmasından sonra gazetenin sorumluluğunu üstlendi. 1870'te Cenevre'ye gitti. Ali Paşa'nın ölümünden sonra 1871'de İstanbul'a döndü. 1872-1876 arasında Şurayı Devlet üyeliği ve maarif müsteşarlığı yaptı. Anayasayı hazırlayan Kanun-i Esasi adlı kurumda görevlendirildi. 1'inci Meşrutiyet'in ilanından sonra 1877'de vezir rütbesiyle önce Suriye Valiliği'ne ardından Adana Valiliği'ne atandı. Adana'da yaşamını yitirdi. 2'nci Abdülhamit yönetimine karşı özgürlükleri ve meşrutiyeti savundu. Batılılaşma yanlısı, yenilikçi Tanzimat Edebiyatı'nın öncüleri arasında yer aldı. Namık Kemal ve Şinasi ile birlikte yeni Türk edebiyatının temellerini attı. Tür edebiyatının kendi geleneğine sahip çıkmasını istedi, şiir ve yazı dilinin halkın dili olması gerektiğini savundu. Şiirlerinde divan şiir biçimlerini kullandı; ama içerikte hak, adalet, uygarlık, hürriyet gibi temaları işledi. "Terci-i Bend" ve "Terkib-i Bend" isimli iki şiirinde ise insanın yargısı ve gerçeği kavramanın olanaksızlığı, Tanrı'nın mutlak egemenliği gibi metafizik konular üzerinde durdu. 1874-1875'te Arap, Fars ve Türk şairlerin şiirlerini "Harabat" adlı 3 ciltlik ansiklopedide topladı. Ziya Paşa Eserleri Başlıca Eserleri: Zafername (1868, düzyazı şiir) Rüya (ölümünden sonra, 1910) Veraset Mektupları (ölümünden sonra 1910) Eş'ar-ı Ziyâ (ölümünden sonra şiir, 1881) Şiir ve İnşa ( makale) Tercümeleri: Viardot'tan, Endülüs Târihi'ni, Cheruel ile Lavallee'den, Engizisyon Târihi'ni, J.J. Rousseau'dan Emil Moliere'den Tartuffe Türk Dili ve Edebiyatı
-
Hızlı okuma ve yöntemleri
HIZLI OKUMA Hızlı okuma için , okuma yanlışlarımızı düzelterek kendimizi hazırladık. Şimdi de hızlı okuma yöntemlerine geçmeden önce, düşünce olarak atmamız gereken adımlar var. a- Gözlerimizle aklımızı birlikte çalışmaya alıştırmak b- Bir metinde her sözcüğü okumak zorunda olmadığımıza inanmak c- Her metinin ya da kitabın aynı değerde olmadığını kabul etmek. Yani bazılarının zor, bazılarının kolay olduğunu bilmek d- Okuyacağınız her metin ve kitapta amaçlarınızın farklı olduğunu kabul etmek okuma hızınızı da buna göre ayarlamak gerektiğini bilmek. HIZLI OKUMA YÖNTEMLERİ Göz Devinimlerimiz: Daha hızlı okumak, etkili bir okuyucu olabilmek için gözlerimizle aklımızı birlikte çalıştırmaya alıştırmamız gerekiyor. Okuma sırasında, gözümüz satırlar üzerinde soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya (bazen aşağıdan yukarıya) göz sıçramaları ile ilerler. Okuma olayı, işte bu sıçramadaki duraklamalar (saplama) sırasında, yakalayabileceğimiz sözcük kümesini algılayarak , gerçekleştirilir. Bu yüzden hızlı ve usta bir okuyucu olabilmek için, göz sıçramalarını hızlandırmak, duraklama süresini kısaltmak, duraklama süresince çok sayıda sözcük görebilmek (4-5sözcük) yani görme yelpazemizi genişletmemiz gerekiyor. Bu üç özelliği kontrol etmek beynin işidir. Zihnimizin kotrolü dışında gerçekleşen sıçrama ve duraklamalardan görüş alanına girenleri algılamak olanaksızdır. Öyleyse aklımız sürekli emir veren, kontrol eden ve gönderilenleri algılayacak biçimde hazırlıkta ve işlerlikte olmalıdır. Sapmalar: Daha çok sayıda sözcük kümesini algılamak için; sözcük kelimelerinde gözün önce belli bir noktaya sapması, sonra bu saptığı noktanın sağından ve solundan mümkün olduğunca çok sayıda sözcüğü algılaması gerekir. Lezzetli ve Temiz yemekler yapan bir aşcıdır. Kolon Okuma: Günümüzde metinler gittikçe daha dar kolonlar halinde basılmaktadır. Gazetelerde dergilerde ve büyük magazinlerde bu kolonlara daha sık rastlanmaktadır. Bu kolonlar, ortalama 5-7 cm den oluşan sıfatlardan meydana gelmektedir. Dar kolanlar büyük bir gidiş- gelişi zorunlu kılan geniş satırlardan daha kolay gözden geçirilmektedir. Diğer yandan yukarıdan aşağıya doğru okuma dikkati daha çok uyarmaktadır. Dar kolonlar genellikle her satırda bir ya da iki sapmayı gerektirdiğinden, ritim konusunda büyük yarar sağlamaktadır. Göz Gezdirme: Görme yelpazemiz genişledikçe, metnin bütününü dikkatli bir şekilde görme, düşünceleri yakalama hızına da ulaşırsınız. Etkili okuyucu, metnin özelliklerine göre hızını ayarlayabildiği gibi, her metinle ilgili ihtiyaç ve amaçlarının farkı olacağını kabul eder. Amacını belirledikten sonra metnin bütününe yönelik yaptığı "Göz Gezdirme" Tekniği ile dikkatli bir okuma yapabilir. Göz gezdirme ile çok yüksek hızlar elde edersiniz. Neye ve nasıl göz gezdireceğimizi iyi belirlersek bu, hız kavrayışımızı düşürmez. Göz gezdirme, bir metni okumaya başlamadan önce yapılan "Göz atma" dan farklıdır. Göz gezdirme de amacımız belirli olduğu için daha dikkatli bir inceleme yaparız. Okunan metin çok kolay ve okuyucunun bildiği konuyu içeriyorsa göz gezdirme de yeterli bilgi edinilebilir. Etkili bir göz gezdirme davranışında; metin başlığı alt bakşlıkları, giriş ve ilk paragrafı, sonraki paragrafların ilk ve son cümleleri numaraları, büyük harfle ya da italik yazılmış yerleri son paragraf ve varsa özeti okumalıdır. Esnek Okuma: Okuma yöntemimizi ve hızımızı belirleme okuma amacımız ve metnin özellikleri önemli rol oynamaktadır. Etkili okumada okuyucu, her durumda uygun okuma tutumunu alabilmelidir. Uygun okuma tutumunu alabilmek, esnek okumayı gerektirir. Eğer günlük yaşamda karşımızı çıkan yeni bilgilerden gereğince ve uygun bir şekilde yararlanmasını bilmezsek, bir çok şeyi kaçırır, önemli bilğileri edinemeyiz . Ayrıca daha az zaman ayırarak yapacağımız okumayı, hem daha fazla zaman harcayarak yapar, hem de okuduğumuz metinden yeterince doyum alamayız. Oysa okuma hızını ve yöntemini, okuma amacına ve metnin özelliklerine göre ayarlayabilen, yani "Esnek Okuma" yapabilen bir okuyucu en kısa zamanda, en çok bilgiyi alabilir. Her gün karşılaştığımız yeni okuma durumlarını incelediğimizde, esnek okumayı daha iyi anlayabiliriz. Okunacak şeyler değişik türde olduğundan , bunları okuma amacımız da değişir. Farklı teknikler kullanırız. Örneğin güne gazete okuyarak başadığınızı düşünelim. Ancak zamanınız sınırlı, derse yetişmek durumundasınız. O zaman sadece başlıklara bakar ilginizi çeken haberlere de şöyle göz atarsınız. Okula gittinizde, derse girmeden önce eğer konu anlatacak iseniz, bildiğiniz şeyleri eleyebilmek için göz gezdirirsiniz. Bildiklerinizi atlar yeni bilgileri okursunuz. Öğleden sonra arkadaşınız size bir dergiyi verdi diyelim. İlginç bir makale var mı diye dergiyi tararsınız. İlginizi çeken bir makale bulduğunuzda, yeni bir bilgiye rastlamak için göz atarsınız. Akşam iyi bir film ya da program bulabilmek için gazetelerden programları tararsınız. Yarınki dersinizi hazırlama durumunda ise, metindeki herşeyi okumanız gerekmediği düşüncesinden hareketle kitabınızın o bölümüne göz atar, elde etmek istediğiniz bilgilere göre önemli başlık ve alt başlıkları belirlerseniz. Konusunu ana fikir ve ayrıntılarını araştırır, önemli kısımlar üzerinde daha fazla zaman harcayarak, ayrıntılar üzerinde daha hızlı geçerek ya da atlayarak okumanızı sürdürürsünüz. Gördüğünüz gibi, okuduğunuz bu çeşitli türden malzemelerin her birine göre okuma amacınız da farklı olacaktır. Yine malzemenin türüne göre yöntem ve hızınızıda değiştirmeniz gerekecektir. Eğer bunu uygun bir şekilde yapmayı başarırsanız esnek bir okuyucusunuz demektir. Esnek okuyucu, nasıl okuyacağına karar verirken, metinin türünü de dikkate alarak zaman zaman teknik değiştirebilir. Metin , açık bir dille yazılmış ve izlenmesi kolay bir anlatımı olduğunda, hızlı bir okuma yapılabilir. Ancak metin açık bir dille yazılmamış, anlatımı kolayca özlemeye elverişli olmadığında daha yavaş ve dikkatli bir okuma yapılabilir. Eğer bu şekilde esnek davranamazsak, amacımıza ulaşamadığımız gibi zamanımızı da boşa harcamış oluruz. Esnek okuyucu, okuma yöntemini kararlaştırırken zamanını dikkate alır. Örneğin bir metni ne kadar dikkatli okuması gerekirse gereksin, eğer yeterli zamanı yoksa, ya bir kısmı okur, bir kısmına göz atar ya da baştan sona dikkatle göz gezdirir. Ayrıca, eğer o anda fiziksel bir rahatsızlığı varsa, genel düşünceyi anlamak için sadece göz atar. Özetle esnek okuyucu, durumuna göre hızlarını bilen ve uygulayan kişidir. Kavrama ve Sezme: Görme, her sözcüğü anlamanız için yeterli değildir. Görme yeteneği, anlama, görme ve zihin yeteneklerinin bir sentezi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu, yazılı bir sözcüğü görür görmez tahmin ediliyor, taman olmadan profilini ve diğer özelliklerini tamamlıyor, böylece görüşünüzü kontrol etmiş oluyorsunuz. Okuma sürecinde, sözcükleri sadece görmek yeterli değildir. Aynı zamanda bir sözcüğü diğerinden ayırmak gerekir. Yazmada ise , dil bilgisi ve sözcükleri birleştirmede kullanılan bağlama kuralları etkili olmaktadır. Sonuç olarak okumak, soyut ve göze dayalı anlamlar üretmektir. Bu üretimi sözcüklerin doğru seçimi, sözcüklerin anlamları, tipleri, türleri ve yaptıkları belirlemektedir. İyi bir okuyucu olmak, sizin etkili okumanızı sağlayacak çeşitli teknikler uygulamanız gerekmektedir. Şimdi yapacağınız alıştırmalarda, okurken eksik bırakılan sözcüğü izleyen sözcüklerden tahmin etmeye çalışın. Böylelikle anlama ve sezme yeteneğinizi ğeliştirebelersiniz. UYGULAMA: Aşağıdaki kısa metinde boş bırakılan yerlerde konuşulması gereken sözcükleri düşünerek, kavrayarak bulup yazınız. Bu tür çalışmaları sık sık yaparsanız kavrama ve sezme gücünüz artar. Oğlumuz Karlı b.... şubat g..... doğmuştu. Babanın k.... verirken b.... tuhaftım. İsim a....., kamus b...... ne kadar b ..... gelmişti . O...... ışıl ı..... , kainat g..... manalı b..... kelime b..... istiyorum. S...... Ömer d....... Bu da o.....yakışmıştı. O...... tarihe girme b...... Ömer´in ikbaline layık, g...... İlk g...., i..... diş, i..... kelime, annesine doğru genç, g...... ve mes´ut a..... doğru i..... adım. Seçici Okuma: Bundan önceki bölümlerde etkili ve hızlı okumayı geliştirmek, okuma verimini arttırmak için bir takım stratejiler geliştirdik. Bu aşamadan sonra hedefimiz, okumaya, ayırdığımız zamanı daha verimli kullanabilmek, kısa zamanda daha çok bilği edinebilmek. Bu hedefe ulaşabilmek, hızlı ve seçici olmayı gerektiriyor. Aslında her okuma da seçici olunmalı. Ancak hızlı okurken buna daha çok ihtiyacımız var. Okumada önemli olan, yazarın iletmek istediği mesajı, okuyucunun yazılı sözcükler arasından bulup çıkarmasıdır. Daha önceki bölümlerde, yazarın düşüncesini kavramada etkili olan bir takım etkili okuma tekniklerinden bahsetmiştik. Bu tekniklerde hız , çabukluk, esneklik derecelerine nasıl ulaşacağımız, okumamızı nasıl düzelteceğimiz konularında yoğunlaştık. Ancak bu tür okumalarımızda gözümüz temel olan noktayı, bir çok ayrıntılarla birlikte kavrama durumunada kalabiliyordu. " Seçici okuma" adı altında şimdi açıklayacağımız teknikte ise, tüm ayrıntıya girmeden, daha az sözcük okuyarak, yazarın düşünce bütünlüğünü yoklamamız hedeflenir. Burada önemli olan her hangi bir metni mikroskopla incelemek değil, genel hatlarıyla bilmektir. Bu teknik, pratik okumamıza büyük yarar sağlamakta, bize zamandan kazandırmaktadır. Örneğin, 15 dakikada günlük gazeteyi okuyabelmek, üç saatte 500 sayfalık bir yapıtta bulunan bilgileri yakalamak gibi ... OKUMA HIZINI ENGELLEYEN,ANLAMAYI AZALTAN NEDENLERİ (YANLIŞ OKUMA ALAŞIKANLIKLARI)ORTADAN KALDIRIN Sesli Okuma: İlkokul çağlarında daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını zannederek geliştirdiğimiz ve okuma hızını önemli derecede yavaşlatan bir unsurdur. Ortalama konuşma hızı 200 kelime kadardır. Sesli okuduğumuz zaman kendimizi bu limite sınırlandırmış olur ve bu hızın üstüne çıkamayız. Oysa okuduğumuzu anlamak için kelimeleri dil ve kulak yollarından geçirerek beyine göndermemize gerek yoktur. Göz çektiği fotoğrafları dilimizden yüzlerce defa süratli olarak beyine göndermekte ve beyin almaktadır. Sesli okuduğumuz zaman 200 kelime 1 dakikayla sınırlandığı için okuma hızımız çok daha hızlı olan beyin kapasitemize yetişememekte, arta kalan beyin kapasetimiz, boşluğu başka düşüncelerle doldurmaya çalıştığından konsantrasyonumuz ve okuma etkinliğimiz azalmaktadır. İçinden sesli okumakda bir okuma türüdür. Her ne kadar bunda dudaklarımız kelimeleri tek tek telaffuz etmiyor ise de , ses tellerimiz kımıldıyor ve okuma hızımız 500 kelime 1 dakikayla sınırlıyoruz. Bunu önlemek için uzmanlar okurken çiklet çiğnemeyi öneriyorlar.(Gözle görme alışkanlığı edinene kadar) Okurken çiklet çiğneme temponuz hiç değişmezse bu yanlış alışkanlığı yenebilir ve gözle okumaya başlayabilirsiniz. Her kelimeyi okumak da okumayı yavaşlatan nedenlerden biridir. Başka dillerde de, Türkçe´de de cümle yapılarında anlam bir kaç kelimede toplanmıştır. Diğer kelimeler onları düzenli bir cümle halinde birleştirmek için kullanılmıştır. Ve, gibi, ile için v.s. gibi sıksık tekrarlanan ve okuduğumuzu anlamamamıza büyük katkısı olmayan bu kelimeleri her seferinde okumak, bize büyük zaman kaybettirir. Başlangıçta hangi kelimelerin gereksiz olduğunu doğru tespit ederek, okumadan atlamakta büyük güçlük çekecek, ama zamanla bu konuda da yetenek ğeliştirerek 300 kelimelik bir yazının 100 kelimesini okuyarak anlayabilirsiniz. Hızlı okursak anlayamayacağımızı zannetmek,okumamızı en fazla yavaşlatan en önemli psikolojik etken ve yaygın olan yanlış bir kanıdır. Kağnı arabaları satte 3-5 kilometreden hızlı gidemezdi. Otomobil bu hızı 100- 200 kilometreye çıkardı. Eskiden insanlar bu hızlara ulaşılabileceğini düşünmezlerdi. Biz de bu gün, yarın kabulleneceğimiz gelişmelere inanmıyor ve direnç gösteriyoruz. Dakikada 6000 kelime okuyarak 13 yaşında üniversiteye giren Mariel Aragon, dakikada 2500 kelime okuyarak A.B. D.´yi yöneten John Kennedy, hızlı okuyarak da daha iyi anlanabileceğinin kanıtlarıdır. Öyleyse bu şartlanmayı bir kenara bırakarak okuma hızınızı arttırın. Anlama hızınız başlangıçta düşecek, ama hızınız arttıkça eski derecenizi yakalayıp geçecek, daha iyi anlayacaksınız. Geri dönmek; bize en fazla zaman kaybettiren alışkanlık. Konsantrasyon eksikliğinden olur. Geri dönme imkanımız olduğu sürece de konsantrasyonumuz azalır. Öncelikle kendinize geri dönmeyi yasaklamalısınız. Geri dönme şansınızın olmaması konsantrasyonunuzu arttırır. Başlangıçta bazı paragrafları anlayamadığınızı hissedeceksiniz. Endişelenmeyin ve geri dönmeyin. Kendinize "Bugüne kadar geri dönerek okuduğum her paragrafı anladım mı? Şimdi hatırlıyor muyum?" diye sorun . Umarız cevabınız endişelerinizi yatıştırır. Göz eğitimsizliği; gözün satırlar üzerinde düzenli hareket edememesidir. Okuma eğitimini yetirence alamayan bir göz, satırlar üzerinde gezinir, durur. Sıçramalar ve duraklamalar düzenli olmaz. Kişi sık sık geri dönüşler yapar. Bu nedenle de satırdaki düşünceleri birbirlerine bağlayarak bütünleştirip anlamlandırmada zorlanır. Bunun için gözü, sürat ve çabukluk kazandırıcı bazı yardımcılarla eğitmek gerekir. Örneğin bir vasıtada giderken ilanları okuyarak ve varsa videoda 2-3 kat hızlandırılmış alt yazılı filimleri seyrederek küçük göz egzersizleri yapabilirsiniz. Başlangıçta yoğun kontrasyon nedeni ile başınız ağrıyacak , ama bir süre sonra alışacaksınız. Alt yazılı bir filmi normal hızında seyrettiğinizde size çok yavaş gelecek ve canınız sıkılacaktır. Pasif okumak; okuyacağınız yazıya zihninizi yönlendirmeden, anafikri, yazarın düşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamadan yapılan okumadır. Yazıyı ne amaçla okuduğunuzu bilmeden yapılan okumalar, okuma hızını düşürür. Dikkat yoğunlaşması olmadığı için de anlama olayı oluşmaz. O nedenle önce okunacak konuyu niçin okuyacağınızı belirlemeniz gerekir. Sonra bir ön okuma yaparak sorular belirlemek, soruları yanıtlamak için tekrar dikkatinizi yoğunlaştırarak yeniden okumak, etkili okumayı sağlar. Bilgi ve kültür düzeyi eksikliği; okuma hızınızı yavaşlatan en önemil nedenlerden biridir. Yeni edinilmek istenen bilgilerin iyi kavranabilmesi, daha önce o konu ile ilgili kavramların kazanılmış olmasına bağlıdır. Hiç temel bilgimizin olmadığı bir konuyu anlamak çok zordur. Temel olmadan inşaat yapılmaz. Yani bilgi ve kültür eksikliği, okunacak konunun anlaşılmasını zorlaştırdığı için,okuma hızı da düşer. Bunun için parçada geçen, anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamını öğrendikten sonra dikkatle okumanız anlamanızı kolaylaştırır. Okumanın ne anlama geldiğini iyi bilin; Okumak yalnızca sözcük kümeleri görmek değildir. Okumak yazarla aktif bir söyleşi şeklinde sürdürülen zihinsel bir süreçtir. Bu anlamda okuyabilmek için görmenin ötesinde zihinsel beceriler gereklidir. Bu zihinsel beceriler de öğrenme yolu ile gerçekleştirilebilir. Örneğin bir metne bir bakışta en fazla iki- üç sözcük algılayabilen bir okuyucu belirli bir eğitim programı sonucunda bir bakışta cümlenin ya da paragrafın tümünü algılayabilir hale gelir. Yine öğrenme sonucunda, sürekli olarak her okuma çabasında yazarla aktif bir söyeşi içinde yazarın görüşlerini açığa çıkarmayı öğrenerek etkin bir okuyucu olabilir. Okumanın gerçek amacı, anlamı çabuk ve doğru kavramaktır. Bu okumanın geliştirilmesi için, etkili okumanın temeli olan hız, kavrama ve bellek arasında bağ kurulmasını gerektirir. Okumada kavrama ile hız arasında yakın bir ilişkinin varlığı kabul edilmekte, kavramaya ilişkin becerilerin arttırılması hızlı okuma ile olası görülmektedir. Türk Dili ve Edebiyatı
-
George Grosz (1893-1959)
George Grosz (1893-1959) Berlin Dada Topluluğu kurucularından biri olan ressam ve grafikerGrosz, yüzyılımızın en önemli politik ressamı sayılmaktadır. Weimar Cumhuriyetinin toplumsal bozukluklarını satirik karikatürlerle ortaya çıkardı ve faşizm tehlikesine karşı uyarılarda bulundu. Georg Ehrenfried Gross Berlin li bir lokantacının oğlu olarak dünya ya geldi. Çocuk altı yaşındayken babası öldü. Annesi ailesini geçindire bilmek için önce terzilik yaptı. Geliri yetmeyince üç çocuğuyla birlikte Pomeranya ya taşındı ve burada alayın subay gazinosunu işletti. Oğlunun devlet memurluğunda ya da subay olarak kariyer yapabileceğini umuyordu. Ne var ki, çocuk onbeş yaşında bir öğretmenini tokatlayınca, okuldan atıldı, ve annenin planları suya düştü. Artık Gross için nefret ettiği çocukluğunun geçtiği çevreden çıkabilmek için, sanatçı olmaktan başka bir çıkar yol görünmüyordu. 1909 dan Sonra: Sanat Eğitimi; Gross Dresden ve Berlin de gördüğü sanat eğitimi sırasında yalnız karakalem resim derslerine girdi. Aralarında Simplicisshnus gibi satirik derginin resimleri ve afişler de olmak üzere, Gross değişik kaynaklardan kendine özgü bir stil geliştirdi. İlk dönem resimlerinde büyük kente duyduğu hayranlığı yansıtmakla beraber, işçi varoşlarındaki dünyayı da herhangi bir ahlaki kaygısı olmaksızın anlatmaktan geri kalmıyordu. 1914 ten Sonra: Savaşa Karşı; 1. Dünya Savaşı başlayınca topçu sınıfına alınmakla beraber Gross sağlık nedenleriyle 1915 te çürüğe çıkartıldı. Aynı yıl içinde tanıştığı Wieland Herzfelde ile çok üretken bir işbirliği geliştirdiler. İngiliz karşıtı propagandayı protesto etmek amacıyla adını George Grosz olarak İngilizleştirdi. Bundan böyle kendi kendine öğrendiği yağlıboya tekniğiyle deneylere girişti. Die Strasse (Sokak) (1915) ve Widmung an Oskar Panizza (Oskar Panizza ya İthaf) (1917/18) gibi tablolarında fütürizmin ve ekspresyonizmin etkileri görülmektedir. Biçimsel aspektler her zaman sanatının toplumsal fonksiyonundan sonra geliyorlardı. En çok sevdiği ifade aracı olan karikatürle, yükselmeye çalışan proleteryayı savundu ve savaşın çılgınlığına isyan etti. 1917 Ocak ayında Grosz ikinci kez askere çağrıldı. Üstlerinden birine el kaldırınca bir sinir hastalıkları hasta nesine yatırıldı ve Mayıs ayında ordudan çıkarıldı. Aynı yıl içinde çıkan litografi dosyası Berlin deki Dadaizm in ilk belgesi sayılmaktadır. Grosz 1919 da kendisi gibi düşünenlerle birlikte burjuva sanat anlayışına karşı savaşan Dada-Kulübünü kurdu. Aynı yıl içinde Komünist Parti ye girdi ve 1920 de eski üniversite arkadaşı Ev Peter ile evlenerek ondan iki çocuk sahibi oldu. 20 li Yıllar Neue Sachlichkeit (Yeni Nesnelcilik) Weimar Cumhuriyeti nin siyasal ve toplumsal sorunlarını çok sayılı dosyayla yorumlayınca, kendini sık sık mahkemelerde hesap verirken buldu. Böylelikle Ecce Homo ya (İşte İnsan) (1922) pornografik bir yapıt olarak el konuldu ve Grosz a l924 te kamu ahlakına saldırıda bulunmak tan dolayı 6000 RM (Reichsmark) tutarında bir para cezası verildi. Devletin bu önlemlerinden hiç etkilenmeyen ressam, Komünist dergilere makaleler yazdı, devrimci nitelikteki edebi yapıtları resimledi ve Erwin Piscator un Şvayk oyununa sahne dekorları yaptı. 20 li yılların ortasında giderek portre çalışmalarına yöneldi. Keskin karikatür niteliklerine karşın bu tablolarında yeni nesnelcilik gerçeğe sadık resimleme tarzına yöneldiği seziliyordu. Örneğin Alman Nasyonalistleri, askerleri ve darkafalı burjuvaları sergileyen Steckbriefe (Gıyabi Tutuklama Emirleri) adlı yapıtında olduğu gibi. Bu dönemin en ünlü yapıtı Die Stützen der Gesellschaft (Toplumun Destekleri, 1926) adlı tablosudur. Eva Grosz, circa 1940 - Galerie Henze & Ketterer 1933: Göç Etmesi Nasyonal Sosyalistler iktidara gelmeden birkaç gün önce, Amerika hayranı olan Grosz, New York a gitmek üzere vapura bindi. Ne var ki yeni yurdunda iş alamadı. Amerikan toplumuyla doğrudan doğruya bir ilişki kuramadığı gibi, Almanya da olup bitenler yüzünden sanatın bir propaganda aracı olabileceğine ilişkin inancını kaybetmişti. Eski ustaları incelemeye koyuldu ve geleneksel resim konularıyla yetindi. Alman uyruğundan resmen çıkarıldığı 1938 yılından sonra, Pieter Brueghel ve Hieronymus Bosch a dayanak yaptığı apokaliptik tablolarında ancak şifreli bir biçimde toplumsal eleştirilerine yer verdi. George Grosz, Amalie, 1922, Gouache, ink, and graphite on wove paper, Smart Museum of Art, University of Chicago, The Joel Starrels, Jr. Memorial Collection, Son çalışmaları olarak yaptığı yapıştırmalı resimlerle Grosz, Pop-Art elemanlarına öncülük etmiş oldu. New York taki Whitney müzesi l954 te Grosz için retrospektif bir sergi düzenledi. Almanya ya dönüşünü (1959), yapıtlarının kabul edilmesine karşın, kişisel bir yenilgi olarak gördü. Uzun yıllardan beri alkole bağımlı olan 65 yaşındaki sanatçı, aynı yıl içinde Berlin de solunum yetmezliğinden öldü. Yüzyılın 100 Ressamı, Yenibinyıl. Felsefe-Sanat Ekibi
-
Çocuk Edebiyati
Çocuk Edebiyatı Okul öncesi dönem çocuk edebiyatının genel hedefleri: 1. Çocukların ruhsal ihtiyaçlarını karşılamak, boşanma, güven, sevgi, sevilme, sevme, öğrenme, bir gruba ait olma, oyun, değişiklik ve estetiklik gibi ruhsal ihtiyaçlar 2. Çocukların değişik yaşlarda ilgi duydukları konuları göz önüne almak 3. Çocukların alıcı ve ifade edici dil gelişimlerine katkıda bulunmak 4. Çocuğun algı gelişimini desteklemek (görsel,işitsel ,dokunsal algı ) 5. Sosyal ve duygusal gelişimlerini desteklemek 6. Çocuğun zihinsel gelişimini katkıda bulunurken kavram gelişimini desteklemek 7. Çocuğa ilk kitap sevgisini aşılamak 8. Çocuğa ilk edebi ve estetik değerleri vermek 9. Çocukların gelişmekte olan iç ve dış dünyalarına katkıda bulunmak 10. Çocukları yaşam gerçeklerine hazırlamak 11. Çocukların yaratıcı güçlerini ,harekete geçirmek 12. Dinleme yeteneğini geliştirmek 13. Eleştiri yeteneğini geliştirmek 14. Kitabın eğlence ve bilgi kaynağı olduğunu öğretebilmek 15. İyi çocuk kitabı kavramını verilen uygun örneklerle kazandırmak 16. Çocuk kitaplarının türlerini tanıtmak 17. Çocuklara uygun fiziksel özelliklerde kitaplar sunmak 18.Hikaye ve masalları, kitap,renkli resimler,kukla, gölge oyunu, pandomim, çubuk figürler sembolleri gibi yöntemlerle anlatabilmek 19.Çocuklara uygulanan eğitim programlarını destekleyici özelliklere sahip kitaplar verebilmek Çocuk Edebiyatının Çocuğa Kazandırdıkları : 1.Basit eğlence için, 2.Mevcut durumlardan kaçmak için, 3. Hayal gücünü harekete geçirmek için, 4.Kendilerini anlamalarını sağlamak için, 5. Diğerlerini anlamalarını sağlamak için, 6.Dilinin doğasını anlamalarını sağlamak için, - dil gelişimini 2'ye ayırıyoruz. alıcı ve ifade edici dil gelişimi .çocuğun alıcı ve ifade edici dil gelişimi desteklenir,kelime haznesi zenginleşir.- 7.Diğer zamanları ve yerleri öğrenmek, 8.Bilgiyi araştırmak için, Çocuk Edebiyatı hakkındaki yanlış düşünceler: 1.Çocukluk döneminin insan yaşamında kısa bir yer tuttuğu bu nedenle de çocukluk tecrübelerinin önemsiz olduğu düşünülmüştür. Oysa bugün çeşitli etki ve biçimlendirmelere en yatkın olan bu devrenin kısalığından ötürü kötü eserlerle kaydedilmemesi gereken bir dönem olduğu bilinmektedir. 2. Bazı yetişkinler çocuk kitabını yetişkinlere hitap eden temanın basit biçimde ele alınmış baskısı olması gerektiğine inanırlar. Bu görüş çocuğu kendine özgü dünyası olan bir varlıktan çok minik bir yetişkin olarak kabul eder. 3. Çocuk edebiyatının yetişkin edebiyatından farklı olduğu düşünülmektedir. onlara göre kitabın edebi yanından çok ahlaki ve eğitici yönü önemlidir. Halbuki çocuk edebiyatı diğer edebiyat türlerinden ayrılamaz . Aynı değer yargılarından geçer.İyi bir çocuk kitabının sadece eğitici ve ahlaki değerler vermesi yeterli değildir.Edebi temelleri oluşturması da beklenir. Demek ki iyi bir çocuk kitabı çocuğun ilgi ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayan fakat her şeyden önce çocuğun zevkle okuduğu eserdir. 1932 yılında Paul Hazard iyi bir çocuk kitabının nasıl olacağı hakkında bazı prensipler ileri sürmüştür: 1.İyi bir eser sanatını ruhuna sadık kalmalı bilgileri doğru vermeli ,sade olmalıdır. Çocuklarda hayat boyu sürecek okuma arzusu uyandırmalıdır. 2.İyi bir kitabın çocukların seveceği biçimde resimleri bulunmalı, resimler çocuklara huzur ve mutluluk vermelidir. 3. İyi eserler çocuklara aşırı duyarlı değil ,hassas ve uyanık yapmalıdır. İyi eserler çocuklara doğada ve insanlarda var olan hiçbir şeyi küçümsememeyi öğretir. 4. İyi eserler oyununun yüksek değerine saygı gösteren eserlerdir. Bilgi veren kitaplar örtbas edilmeye çalışılmış ,gramer ya da fen kitapları olmamalıdır. Tersine bu bilgileri açıkça çocuğun ruhuna akıtacak , ileride gelişecek tohumu ekecek eserler olmalıdır. 5. İyi eserler gerçek ahlak kurallarını taşırlar. Fedakarlık, sadakat dolu bir sevginin sonunda ödülünü aldığı kıskançlık, çekememezlik ve aç gözlülüğün ne kadar çirkin ve değersiz olduğunu gösterirler. Çocuk Edebiyatında Çeşitlilik: 1. Tür bakımından 2. Biçim bakımından 3. Konu bakımından 4. Okuyucu bakımından Tür bakımından; a)Masallar b)Biyografiler c)Müracaat eserleri d)Şiirler ve fen kitapları e)Roman ve hikayeler f)Tiyatro eserleri g)Çizgi romanlar h)Resimli kitaplar Biçim Bakımından; Her kitabın kendine özgü bir biçimi vardır. Her kitap türünün özelliğine, okuyucunun düzeyine göre farklılık gösterebilir. Kitaplardaki biçim yönünden farklılıklar boy ,şekil ve resimlendirme özellikleridir. Kitaplar dikdörtgen, küçük ,kare,minyatür,iki kucak boyunda olurlar. Resimleri renkli veya siyah beyazdır, bazıları fotoğraflıdır. Konu Bakımından: Çocuğun doğumundan ölümüne kadar her türlü konuyu kapsıyor. Sevgi,ölüm,doğum , fedakarlık gibi. Türkçe/Türk Dili ve Edebiyatı
-
Jamie Foxx ,Eric Marlon Bishop (d. 13 Aralık 1967, Teksas)
Eric Marlon Bishop (d. 13 Aralık 1967, Teksas), Jamie Foxx olarak tanınan ABD'li erkek sinema sanatçısı. Kariyerine komedyen olarak başlayan ve yaptığı RnB albümleriyle başarılı bir müzisyen olduğunu da ispatlayan Foxx un sinemadaki en büyük başarısı ise ünlü müzisyen Ray Charles ın yaşam öyküsünü konu alan, 2004 yapımı Ray deki performansıyla kazandığı En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü . 1967 senesinde Texas'da doğan Amerikalı aktör ve müzisyen Eric Marlon Bishop, üç yaşındayken büyükannesinin teşvikiyle küçük yaşta müzikle ilgilenerek piyano eğitimi almaya başladı. 1980'lerde Los Angeles'a taşınarak müzikal kariyerine başlama kararı alan Bishop, 1989 senesinde bir kız arkadaşının davetiyle bir gece kulübünde sahneye çıkarak komedi tarzında bir performans sergiledi. İzleyicilerin ilgisini çekerek komedi şovlarına devam eden sanatçı, daha çok erkeklerin rağbet gösterdikleri gece kulüplerine seyirci çekmek amacıyla sahne ismindeki adını bir bayan ismi olan Jamie'yi ve Amerikan sinemasının önemli siyahi komedi sanatçısı Redd Foxx'a ithafen de soyadını Foxx olarak kullanmaya başladı. İlk başta 1988 "Coming To America" filminde ufak bir rol alan Jamie Foxx, 1992 senesinde de "Toys" adlı komedi filminde rol alarak ilk ciddi aktörlük deneyimini yaşadı ve 1993 - 1994 dönemleri arasında da "In Living Colour" adlı komedi dizisiyle de ismini bir nebze çevreye duyurabildi. 1994 senesinde "Peep This" adlı ilk albümünü yayınlayan Jamie Foxx, albümdeki tüm bestelerde şarkı yazarlığı yeteneğini kullandı. Bu albüm sonrasında sinema oyunculuğuna önem vererek "The Truth About Cats & Dogs" (1996) , "The Great White Hype" (1996) , "Booty Call" (1997) , "The Players Club" (1998) " ve "Held Up" (1999) filmlerinde rol alan Foxx, 1999 senesinde rol aldığı Oliver Stone filmi "Any Given Sunday" ile gerçek aktörlük çıkışını yakaladı. 2000 senesinde "Bait" adlı filmde oynayan sanatçı, 2001 senesindeki Michael Mann'in yönettiği "Ali" filmindeki rolüyle büyük beğeni topladı. 2001 senesinde MTV Video Müzik Ödülleri'nin sunuculuğunu üstlenen Jamie Foxx, 2003 senesinde Twista ve Kanye West ile "Slow Jamz" adlı parçada biraraya gelerek müzikal kariyerinde başarılı bir çıkış yakaladı. Bu parçayla Amerika single listelerinde zirveye yerleşen Foxx, aynı sene "Shade" filmiyle oyunculuk kariyerini sürdürdü. 2004 senesinde "Redemption: The Stan Tookie Williams Story" ve "Breakin' All The Rules" filmlerinde rol alan Jamie Foxx, aynı sene Tom Cruise ile başrollerini paylaştığı Michael Mann filmi "Colleteral" ile ilk kez Oscar'lara "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" dalında aday olarak gösterildi. 2004 senesindeki efsanevi müzisyen Ray Charles'ın hayatını anlatan "Ray" filminde sanatçıyı başarıyla canlandıran Jamie Foxx, bu rolüyle Oscar'lardan "En İyi Erkek Oyuncu" ödülüne sahip oldu. 2005 senesinde "Unpredictable" adlı 2. stüdyo albümünü Timbaland, Kanye West ve Babyface gibi önemli prodüktörlerle çalışarak yayınlayan Jamie Foxx, bu albümle Amerika listelerinde zirveye yerleşti. Albüme Ludacris, Mary J. Blige, Twista, Snoop Dogg, The Game, Kanye West ve Common gibi isimleri konuk müzisyen olarak bulunduran Foxx, albümüyle İngiltere listelerinde ise 9 numara olmayı başardı. Albümden "Unpredictable", "Extravangza", "DJ Play A Love Song" ve "Can I Take You Home" adlı parçaları single olarak piyasaya süren sanatçı, "Unpredictable" single'ıyla Amerika listelerinde 8 numara olmayı başardı. 2005 senesinde "Stealth" ve "Jarhead" adlı filmlerde rol alan Jamie Foxx, aynı sene Kanye West ile "Gold Digger" adlı parçada biraraya geldi. Bu parçayla bir kez daha Amerika single listelerinde 1 numara olan Foxx, 2006 senesindeki Grammy'lerden "En İyi Rap Performansı" ödülüne sahip oldu. Ayrıca parça, video klibiyle ödüllerden "Yılın En İyi Video Klibi" ödülüne layık görüldü. 2006 senesinde "Miami Vice" ve "Dreamgirls" filmlerinde rol alan Jamie Foxx, 2007 senesinde de "The Kingdom" adlı filmle sinema perdelerine yansıyacak. Filmografi 1992 Toys Baker 1996 The Truth About Cats & Dogs Ed The Great White Hype Hassan El Ruk'n 1997 Booty Call Bunz The Players Club Blue 1999 Held Up Michael Any Given Sunday Willie Beamen 2000 Bait Alvin Sanders 2001 Date from Hel.l Ali Drew 'Bundini' Brown 2003 Shade Larry Jennings 2004 Breakin' All the Rules Quincy Watson Collateral Max En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü'ne aday gösterildi. Ray Ray Charles En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü kazandı. 2005 Stealth Lt. Henry Purcell Jarhead Staff Sgt. Sykes 2006 Miami Vice Ricardo Tubbs Dreamgirls Curtis Taylor, Jr. 2007 The Kingdom Ronald Fleury 2009 The Soloist Oskarlı Oyuncu Biyografileri vikipedi
-
Jack Nicholson 22 Nisan 1937, Neptune, New Jersey,ABD
Jack Nicholson 22 Nisan 1937, Neptune, New Jersey, ABD 1958 yılında The Cry Baby Killer ile sinemaya adım atan Jack Nicholson, bugüne kadar seksenden fazla filmde rol aldı. . . Ayrıca senaryo yazdı, yönetmenlik ve yapımcılık yaptı. . . Oyunculuğunun ilk dönemlerinde küçük bütçeli filmlerde rol aldı. . . 1969 yılında yönetmenliğini Dennis Hopper'ın üstlendiği Easy Rider'daki George Hanson rolüyle Altın Küre ve Oscar'a aday gösterildi. Bir sonraki filmi Five Easy Pieces ile ikinci kez Oscar adayı oldu. . . Ardından 1970'de Cannes Film Fesivali'nde En İyi Aktör seçildiği Son Ayrıntı / The Last Detail, 1971'de Altın Küre'ye aday gösterildiği Carnal Knowledge adlı filmlerde oynadı. 1974'de Roman Polanski'nin Çin Mahallesi / Chinatown'undaki rolüyle Oscar'a bir kez daha aday oldu, İngiliz Bafta ve Altın Küre Ödülü'nü kazandı. . . Ardından Maria Schneider ile Yolcu / The Passenger'da, Warren Beatty ile The Fortune'da ve Ken Russell'ın Tommy'sinde oynadı. . . 1975 yılında Guguk Kuşu / One Flew Over the Cuckoo's Nest ile beşinci kez aday gösterildiği Oscar ödülüne kavuştu. Ayrıca bu filmle Bafta ve Altın Küre ödülünün de sahibi oldu. . . Bu dönemlerde Marlon Brando ile Bozgun / The Missouri Breaks, Robert De Niro ile The Last Tycoon, Jessica Lange ile Postacı Kapıyı İki Kere Çalar / The Postman Always Rings Twice, yönetmenliğini Stanley Kubrick'in üstlendiği Cinnet / The Shining ve Oscar'a aday olduğu Warren Beatty'nin filmi Kızıllar / Reds'de oynadı. . . Ardından ikinci kez Oscar ödülünü kazandığı Sevgi Sözcükleri / Terms of Endearment, Prizzi'lerin Onuru / Prizzi's Honor, Sonsuz Matem / Ironweed, Birkaç İyi Adam / A Few Good Men, Hoffa, Kurt / Wolf ve üçüncü kez Oscar'ı kazandığı Benden Bu Kadar / As Good As It Gets ve Sean Penn'in Söz / The Pledge adlı filmlerinde rol aldı. . . Son çalışması About Schmidt ile 12. kez Oscar'a aday gösterilen Jack Nicholson, bu filmle 'en fazla aday gösterilen erkek oyuncu' rekorunu geliştirdi. Filmde dul kaldıktan sonra geçmişini sorgulamaya başlayan bir adamı canlandıran ünlü aktör, Oscar'ı alırsa Katharine Hepburn'e ait olan 'en fazla Oscar kazanan oyuncu' rekorunu da egale etmiş olacak. . . Filmleri 2007 The Bucket List (Edward Cole) 2006 Köstebek Frank Costello 2003 Aşkta Herşey Mümkün Harry Sanborn 2003 Asabiyim Dr. Buddy Rydell 2002 Schmidt Hakkında Warren R. Schmidt 2001 Söz Jerry Black 1997 Benden Bu Kadar Melvin Udall 1996 Çılgın Marslılar James Dale, Art Land 1996 Akşam Yıldızı Garrett Breedlove 1996 Kan ve Şarap Alex Gates 1995 The Crossing Guard Freddy Gale 1994 Kurt Will Randall 1992 Hoffa James R. 'Jimmy' Hoffa 1992 Birkaç İyi Adam (film) Col. Nathan R. Jessep 1992 Kadın İstemesede Eugene Earl Axline, Harry Bliss 1990 Dedektif Jake Jake Gittes 1989 Batman The Joker 1987 Ironweed Francis Phelan 1987 Broadcast News - Bill Rorich 1987 Kasabanın Cadıları Daryl Van Horne 1986 Başbelası Mark Louis Forman 1986 Filin Çocuğu Narrator 1985 Prizzi'lerin Onuru Charley Partanna 1983 Sevgi Sözcükleri Garrett Breedlove 1982 Sınır Charlie Smith 1981 Kızıllar Eugene O'Neill 1981 Postacı Kapıyı İki Kere Çalar Frank Chambers 1980 Cinnet Jack Torrance 1978 Güneye Yolculuk Henry Lloyd Moon 1976 The Last Tycoon - Brimmer 1976 The Missouri Breaks Tom Logan 1975 Guguk Kuşu Randle Patrick McMurphy 1975 Talih Oscar Sullivan 1975 Tommy The Specialist 1975 The Passenger David Locke 1974 Chinatown Jake 'J.J' Gittes 1973 The Last Detail Billy 'Bad As.s' Buddusky 1972 Kral Marvin Gardens David Staebler 1971 A Safe Place Mitch 1971 Carnal Knowledge Jonathan Fuerst 1970 Five Easy Pieces Robert Eroica Dupea 1970 On a Clear Day You Can See Forever Tad Pringle 1970 The Rebel Rousers Bunny 1969 Easy Rider George Hanson 1968 Psych-Out Stoney 1968 Kafa "Production Assistant" (cameo) 1967 Cehennemin Melekleri Poet 1967 The St. Valentine's Day Massacre Gino, Hitman 1967 Vuruş Billy Spear 1967 Trip (senaryo) 1965 Ride in the Whirlwind Wes 1964 Cehennemin Kapısına Dön Burnett 1964 Flight to Fury Jay Wickham 1964 Ensign Pulver Dolan 1963 Terör Lt. Andre Duvalier 1963 The Raven Rexford Bedlo 1962 The Broken Land Will Brocius 1960 Studs Lonigan Weary Reilly 1960 The Little Shop of Horrors Wilbur Force 1960 Too Soon to Love Buddy 1960 The Wild Ride Johnny Varron 1958 The Cry Baby Killer Jimmy Wallace Oskarlı Oyuncu Biyografileri vikipedi
-
Goldie Jean Hawn (d. 21 Kasım 1945)
Goldie Jean Hawn (d. 21 Kasım 1945) Akademi Ödülü sahibi Yahudi asıllı Amerikalı oyuncu,yönetmen ve yapımcı. Kızı Kate Hudson 'da Oscar adayı olmuş bir aktrisdir. 1969 yapımı Cactus Flower ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarı'nı kazanmış, daha sonra 1980 yapımı Private Benjamin filmi ile En İyi Kadın Oyuncu Oscarı'na aday gösterilmiştir.24 yaş 137 günlük iken kazandığı En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscarı ile birlikte 2007 itibari ile bu ödülü en genç kazanan 6. kişidir. Gus Trikonis (1969-1976) ve Bill Hudson (1976-1980) ile evlilik yapmıştır. Oliver Hudson (doğum .1976), Kate Hudson (d. 1979) ve Wyatt Russell (d. 1986) adlarında üç çocuğu vardır. 1982'den bu yana Kurt Russell ile beraberdir. Filmleri 1968 The One and Only, Genuine, Original Family Band 1969 Cactus Flower Toni Simmons Akademi Ödülü - En İyi Yardımcı Aktris 1970 There's a Girl in My Soup Marion 1971 $ Dawn Divine 1972 Butterflies Are Free Jill Tanner 1974 The Sugarland Express Lou Jean Poplin The Girl from Petrovka Oktyabrina 1975 Shampoo Jill 1976 The Duchess and the Dirtwater Fox Amanda Quaid/Duchess Swansbury 1978 Foul Play Gloria Mundy 1979 Lovers and Liars Anita 1980 Private Benjamin Pvt. Judy Benjamin/Goodman Akademi Ödülü adayı - En İyi Aktris Seems Like Old Times Glenda Gardenia Parks 1982 Best Friends Paula McCullen 1984 Swing Shift Kay Walsh Protocol Sunny Davis 1986 Wildcats Molly McGrath 1987 Overboard Joanna Stayton/Annie Proffitt 1990 Bird on a Wire Marianne Graves 1991 Deceived Adrienne Saunders 1992 CrissCross Tracy Cross HouseSitter Gwen Phillips Death Becomes Her Helen Sharp 1996 The First Wives Club Elise Elliot Everyone Says I Love You Steffi Dandridge 1999 The Out-of-Towners Nancy Clark 2001 Town & Country Mona Miller 2002 The Banger Sisters Suzette vikipedi
-
Cahit Zarifoğlu (1940-1987)
Cahit Zarifoğlu (1940-1987) Cahit Zarifoğlu1940'ta Ankara'da doğdu. 7 Haziran 1987'de Ankara'da yaşamını yitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda muhasebeci, çevirmen, düzeltmen, teknik sekreter olarak çalıştı. Öğretmenlik yaptı. İlk şiir ve öyküleri lise öğrenciliği yıllarında Kahramanmaraş'taki yerel gazetelerde yayınlandı. Ardından İstanbul ve Ankara'daki dergilerde çıkan şiirleriyle tanındı. Kahramanmaraş'ta "Açı" adıyla bir sanat dergisi yayınladı.1976'dan sonra Ankara'da yayınlanan Mavera ve Edebiyat dergilerinin sürekli yazarı oldu. İlk şiirlerinde ikinci yeni akımının etkileri görülür. Madde-ruh çatışması, "Batı diktasına karşı Doğu protestosu" temalarını işledi. İlk şiir kitabı "İşaret Çocukları" 1967'de yayınlandı. Şiirlerinde dinsel inançları çerçevesinde ele aldığı Anadolu insalarınının acı, umut ve sevgilerini yansıttı. Son şiirlerinde ise İslamcı düşüncedeki insan sevgisi, toplumsal mutluluk anlayışını işledi. Yer yer gerçeküstü ögeler ve eski şiir kalıplarını uyguladı. Sohbet,Olcay Yazıcı,Türkiye,10 Mayıs 1986 "1940'ta Ankara'da doğdum. Rahmetli babam hakimdi. Bu vesile ile çocukluğum Güneydoğu'da geçti. İlkokula Siverek'te başladım. Maraş ve Ankara'da bitirdim. Ortaokula ise Kızılcahamam'da başladım, liseyi Maraş'ta tamamladım. Aslen Maraşlıyım. Ceddimiz 300 yıl kadar önce Kafkasya'dan Maraş'a gelip yerleşmişler. Bunlar üç kardeşmiş ve içlerinden birinin adı Zarif'miş. İşte bizim aile bu Kafkasyalı Zarif'ten geliyor. Daha çok bu sebeple olacak Kafkasya'yı çok seviyorum. Edebiyata lise yıllarında şiir ve kompozisyonlar yazarak başladım. Usta hikayeci Rasim Özdenören, şair Erdem Beyazıt, şair Alaaddin Özdenören ile aynı sıralarda okuduk. Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatını bitirdim. Öğrenciliğim sırasında çalışmak zorundaydım. Muhtelif gazetelerde sayfa sekreteri olarak çalıştım. Bu yüzden tahsilim biraz ağır aksak ilerledi. Bütün bunlar zarfında vazgeçmediğim,değişmeyen, istikrarlı bir yönüm vardı,o da şairliğim ve yazarlığımdı. Bir yerde çok titiz bir insanım,bir bakıma da hiç titiz değilim. Görünüşte bir düzensizlik içindiyim,ama her şey zihnimde benim de şaştığm bir disiplin ve düzen içindedir. Şu masanın halini görüyorsun.Çekmecelerde öyle. Ama söyleyin bir şey onu gözüm kapalı çıkarayım. Hayatımda öyle. Bir telaş içinde parçalanmış gibiyim. Ama saati saatine proğramlanmışımdır. Şiiri de ne zaman yazacağımı bilmiyorum.Memur gibi. Durum öyle gerektiriyor. Sezai Karakoç Ağabeyin yayınladığı Diriliş dergisinde şiirlerim yayınlandı. Ağabeyin sohbetlerinden ve yazdıklarından çok şeyler öğrendik.Her anlamda bizim hocamızdı. Yetişmemizde çok büyük faydası oldu. Sonra Nuri Pakdil ve arkadaşlarının yayınladığı Edebiyat dergisinde yazdım. 1976'dan itibaren ise ben, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören, Akif İnan ve Nazif Gürdoğan'nın kurucuları olduğu Mavera dergisinde şiirlerim, bir-iki hikayem, senaryo çalışmalarım, günlüklerim ve "Okuyucularla" ismini verdiğimiz sohbetlerim yayınlandı. Bir kaç yıldan beri ise roman çalışıyorum. Bunlardan ilki Savaş Ritimleri 1985'te yayınlandı. Ayrıca çocuk edebiyatı dalında kitaplar yazdım." Değişik dönemlerde ilkokul öğretmen vekilliği ve Almanca öğretmenliği yapan Cahit Zarifoğlu, 1976'dan itibaren TRT Genel Müdürlüğü'nde mütercim sekreter olarak görev aldı. Farklı gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı.Mavera Dergisi'ni arkadaşlarıyla birlikte yayımladı. Zaman Gazetesi ve Mavera dergisi'nde 'Okuyucularla' başlığıyla hayli ilgi toplayan ve bir 'mektep' özelliği taşıyan sohbet köşelerini düzenledi. 1983'te TRT İstanbul Radyosu'nda görev aldı. Radyo oyunları yazdı. 1984'te Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü'nü alan Zarifoğlu, 07 Haziran 1987'de Yâr'ine kavuştu. 'Yâr ile bayram iderler şimdi." Cahit Zarifoğlu Eserleri Şiir: İşaret Çocukları Yedi Güzel Adam Menziller Korku ve Yakarış Hikaye: İns Çocuk Hikayeleri: Serçekuş Katıraslan Ağaçkakanlar Yürekdede ile Padişah Küçük Şehzade Motorlu Kuş Kuşların Dili Çocuk Şiirleri: Gülücük Ağaçokul (Çocuklara Afganistan Şiirleri) Roman: Savaş Ritimleri,Ana Günlük: Yaşamak Deneme: Bir Değirmendir Bu Dünya Zengin Hayaller Peşinde Tiyatro: Sütçü İmam Türk Dili ve Edebiyatı
-
Bilgin Adalı (d. 11 Aralık 1944, Safranbolu)
Bilgin Adalı (d. 11 Aralık 1944, Safranbolu), Türk yazar, çevirmen ve yönetmen. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu nda radyo ve televizyon programcılığı konusunda öğrenim gördü. 1968-1976 yılları arasında TRT Ankara Televizyonu nun ilk yönetmenlerinden biri olarak Kurtuluş Savaşı, Atatürk ve Atatürk devrimlerini konu alan belgesel filmler, kültür ve sanat programları, çocuk ve gençlik programları hazırladı. Daha ilkokul öğrencisiyken öykü ve şiir yazmaya başlamıştı. Lise çağındayken, yazdığı öykü ve şiirler günün edebiyat dergilerinde yayınlanmaya başladı. 70 li ve 80 li yıllarda o dönemin izlerini taşıyan şiirler yazdı. 1976 da Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Sinema TV Bölümü nde Öğretim Görevlisi, daha sonra Bölüm Başkanı oldu. 1984 te üniversiteden ayrılarak İstanbul a gelen Bilgin Adalı bir süre çeşitli reklam ajanslarında reklam yazarı olarak çalıştı. Daha sonra, serbest reklam ve senaryo yazarlığı yaptı. Bilgin Adalı halen çocuklar ve gençler için kitaplar yazıyor, çeviri yapıyor. Bilgin Adalı Eserleri * Aşık Garip (Halk Hikayesi uyarlaması) 123 * Barışın Tarihçesi (Şiirler) * Yaralı Kuşlar Tanığı (Şiirler) * Bencil Dev (Çocuk Oyunu) * Belgesel Sinema (Araştırma) * Gün Dağların Ardında (Öyküler) * Güncel Türkçe Yazım Kılavuzu * Havşan Öyküleri (Çocuk Öyküleri - 2 cilt) * Zaman Bisikleti (Çocuk Romanı) * Geçmişten Gelen KonuklarZaman cocukromanı * Zamanda Kaza ( Zaman bisikleti 3 ) * Dünyamızın İlk Şafağı (Çatalhöyük Öyküleri - 1 - Çocuk Romanı) * Ateşin Çocukları (Çatalhöyük Öyküleri - 2 - Çocuk Romanı) * Bolluk ve Savaş (Çatalhöyük Öyküleri - 3 - Çocuk Romanı) * Mavi Gezegenin İlk İnsanları (Çocuk Romanı) * Dünya Artık Daha Güzel (Çocuk Romanı) * Çanakkale Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan) * Dede Korkut Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan) * Troya Savaşı ve İlyada Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan) * Odysseia (Çocuklar ve gençler için manzum destan) * Gılgamış Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan) * Kaledibi Sokağı (Roman) * Oğuz kağan Destanı (Çocuklar ve gençler için manzum destan) * Kariye Hazinesi (Çocuk Romanı) * Atlantis'in Çocukları (Çocuk Romanı) * Atlantis'in Çocukları 2 (Çocuk Romanı) * Protesto (Çeviri) * İyi Yaşamak İçin Yaratıcı Düşünmek (Çeviri) * İstanbullu Kız (Çeviri) * Beyaz Diş (Çeviri) * Eski Tüfekler (Çeviri) Türk Dili ve Edebiyatı
-
Russell Crowe (d. 7 Nisan 1964, Yeni Zelanda)
Russell Crowe, tam adıyla Russell Ira Crowe, (d. 7 Nisan 1964, Yeni Zelanda), Avustralyalı oyuncu. 2001 yılında Gladyatör filmiyle en iyi oyuncu Oscar'ını almıştır.American Gangster filminde ise Dedektif Richie Roberts karakterini canlandırmıştır. Yeni Zellanda doğumlu olan aktör Avustralya'da büyüdü ve oyunculuğa da burada çocuk denilebilecek bir yaşta başladı. "The Crossing" ve "Proof" gibi Avustralya dönemi filmlerinde oyunculuğunu ispatlayan Crowe, o yıllarda Avustralya Film Enstitüsü'nden çeşitli ödüller kazandı. Hollywood'a transfer olduktan sonra irili ufaklı rollerde baş gösterdi. Ancak onu dünya çapında tanınan bir yıldız yapan "L.A. Confidential" filmindeki sert, tutkulu polis tiplemesiydi. Sert, acımasız, güçlü erkek karakterleri canlandırmak için biçilmiş kaftan bir fiziğe sahip olmasına karşın, o zoru seçti ve "Insider"da tanınmayacak kadar fiziğini değiştirip, bambaşka bir rolle seyircinin karşısına çıktı. Bu ona ilk Oscar adaylığını getirdi. Üst üste iki yıl en iyi erkek oyuncu adayı olması onun doğru adımlarla ilerlediğini gösteriyor hiç şüphesiz. Filmografi * Oyuncu * Robin Hood (2010) Robin Hood * Devlet Oyunları · State of Play (2009) Cal McCaffrey * Tenderness (2008) Detective Cristofuoro * Yalanlar Üstüne · Body of Lies (2008) Ed Hoffman * 3:10 to Yuma (2007) Ben Wade * Amerikan Gangsteri · American Gangster (2007) Detektif Richie Roberts * İyi Bir Yıl · A Good Year (2006) Max Skinner * Cinderella Man (2005) Jim Braddock * Master and Commander: Dünyanın Uzak Ucu · Master and Commander: The Far Side of the World (2003) Kaptan Jack Aubrey * Akıl Oyunları · A Beautiful Mind (2001) John Nash * Yaşam Kanıtı · Proof of Life (2000) Terry Thorne * Gladyatör · Gladiator (2000) Maximus * Köstebek... · The Insider (1999) Jeffrey Wigand * Breaking Up (1997) Steve * Los Angeles Sırları · L.A. Confidential (1997) Bud White * Hızlı ve Ölü · The Quick and the Dead (1995) Cort Yapımcı * Robin Hood (2010) Filmleri * 3:10 Treni ( 19 Eylül 2009, 23.30 Show Tv ) (18 Eylül 2009) * Devlet Oyunları (State of Play) (8 Eylül 2009) * Yalanlar Üstüne (Body of Lies) (20 Nisan 2009) * "Yalanlar Üstüne": Orta Doğu'da casus oyunu (19 Aralık 2008) * Köstebek (The Insider) (1999), Kurt Kapanı (Wolf Creek) (2005) (5 Kasım 2008) * Amerikan Gangsteri (19 Mayıs 2008) * Oscar tahminleri: En İyi Erkek Oyuncu (21 Şubat 2008) * 3:10 To Yuma (19 Şubat 2008) * Amerikan Balonu (28 Ocak 2008) * Yeni filmlerin gişe rakamları hayal kırıklığı yarattı! (24 Ocak 2008) * "American Gangsteri": Raconun sonu (17 Ocak 2008) * Altyazı'nın yeni sayısı yine dopdolu! (4 Ocak 2008) * Brad Pitt yerine Russell Crowe (29 Kasım 2007) * "Oscar 2007"nin en iddialı 10 filmi (9 Eylül 2007) * R.Crowe ile L. DiCaprio aynı filmde (2 Temmuz 2007) * Köstebek (CNBC-e 22:00, 12 Haziran 2007) (10 Ocak 2007) * Gladyatör (Fox 23:00, 3 Şubat 2008) (18 Kasım 2006) * Russell Crowe ve Christian Bale, western yeniden yapımında rol alacak (7 Ağustos 2006) * Ang Lee'nin "Brokeback Mountain"i Oscar yarışında iyice öne çıktı (7 Ocak 2006) * Cinderella Man DVD (27 Aralık 2005) * Russell, Heath, Sienna, Monica ve diğerleri (8 Eylül 2005) * Gladyatör'ün devamı gelebilir (14 Temmuz 2005) * Gladyatör (Gladiator) DVD (21 Şubat 2005) * Master & Commander : Dünyanın Uzak Ucu DVD (23 Mart 2004) * Russell Crowe yine omuzundan sakatlandı! (3 Şubat 2004) * Master and Commander: Dünyanın Uzak Ucu (27 Kasım 2003) * Richard Burton yoksa Russell Crowe var! (15 Kasım 2003) * Russel Crowe baba olacak (21 Temmuz 2003) * Gladyatör (1 Mayıs 2003) * Russell Crowe sonunda muradına erdi (7 Nisan 2003) * Berlin, Berlin (8 Şubat 2003) * 2002'de neler izledik... (1 Ocak 2003) * Russell Crowe ile yüzyüze (19 Kasım 2002) * Russel Crowe Uslanmıyor (14 Kasım 2002) Bir Adaptasyon Daha! Amerika'dan bir Fransız filminin adaptasyonu geliyor! (30 Temmuz 2009) Russell Crowe, The Next Three Days filminde başrol oynayacak. Filmin özelliğiyse, 2008 yapımı (Aşk Uğruna) filminin adaptasyonu olacak olması. Lionsgate tarafından yapılacak filmin yönetmenliğini Crash'in yönetmeni Paul Haggis üstlenecek. Haggis'in senaryolaştıracağı filmin prodüksiyonuna eylül sonunda başlanacak. Daily Variety'e konuşan Haggis '' Bu dram için, olağandışı durumlarla karşılaşıp üstesinden gelebilen 'kişi'yi canlandırabilecek bir aktöre ihtiyaç vardı. Crowe ilk tercih oldu. Onu gladyatör olarak izledik, ama birçok rolde onu 'herkes'i temsil eden kişi olarak gördük.'' Crowe, şimdilerde Ridley Scott'un yönettiği Robin Hood filmi için çalışıyor. Oskarlı Oyuncu Biyografileri vikipedi beyazperde
-
Anthony Hopkins -d.31-12-1937-İngiliz Aktör
Anthony Hopkins -d.31-12-1937-İngiliz Aktör Gerçek Adı :Phillip Anthony Hopkins 1937 yılının son günü, bir fırıncının tek oğlu olarak dünyaya gelen Gal'li aktörün oyunculukla tanışması 17 yaşlarına denk düşer. Londra Royal Academy of Dramatic Arts'ta oyunculuğun inceliklerini öğrenen Hopkins, 1960'ta rol aldığı The Quare Fellow la ilk kez sahneye çıktı. Dört yıl boyunca bölge tiyatrosunda sahnelenen oyunlarda kendini gösteren aktör, Julius Caesar ile Londra seyircisiyle tanıştı. İngiliz tiyatrosunun klasik geleneğiyle yetişen aktör, bu gelenekle öfkeli genç adam görüntüsünü birleştirmeyi başarınca, gerek eski, gerekse de modern oyunlarda aldığı rolleri başarıyla canlandırdı. Aktörün sinemaya adım atışı, çoğunlukla söylenenin tersine 1968 yılında rol aldığı The Lion in Winter değil, 1967'de rol aldığı The White Bus filmiyle gerçekleşti. 1971 yılında Young Winston filminde canlandırdığı Lloyd George karakteriyle dikkatli bazı Amerikalı izleyicilerin gözünden kaçmamış olsa da, Hopkins'in Amerika'da da geniş kitleler tarafından tanınmaya başlaması1974 yılında bir televizyon dizisi olan QB 7 de aldığı Nazi yanlısı doktor rolü sayesinde oldu. Aynı yıl Equus ile Broadway ile tanışan Hopkins, 1977 yılında oyunun beyaz perdeye uyarlanması esnasında bu kez yönetmen olarak görev aldı. Takip eden yıllarda aldığı ciddi, asabi rollerle akıllarda yer eden aktörün bu yıllarda rol aldığı filmlerden bazıları; 1976 yapımı Audrey Rose ( ruhu bir başka çocuğun ruhuna transfer olan bir kızın takıntılı babası Elliot Hoover rolünde ), 1978 yapımı Magic ( ilk zamanlarındaki kadar başarılı olmayan vantrilok Corky rolünde ) ve 1982 yapımı Bounty ( iftiraya uğrayan Kaptan Bligh rolünde - filmde Mel Gibson da Fletcher Christian rolüyle kamera karşısına geçmişti ) idi. Pek çok televizyon dizisinde de rol alan Hopkins'in televizyonda canlandırdığı karakterler de çok çeşitliydi. Adolf Hitler, çocuk hırsızı Bruno Richard Hauptman, ve Notre Dame'ın Kamburu gibi rollerde yer alan aktör, 1991 yılında kendisine Oscar ödülü kazandıran Kuzuların Sessizliği filminde rol aldı. Jodie Foster ile başrolleri paylaştığı filmde cani Cannibal Lecter'ı canlandıran Hopkins, bu rolü canlandırmadaki başarısıyla, akıllarda ürpertici bir görüntü olarak yer etse de; sonraki yıllarda aldığı kibarlık, asalet ve insanlık örneği karakterleri de başarıyla canlandırdı. 1993 yılında The Remains of the Day de İngiliz Lordu Darlington'un disiplinli kahyası Stevens rolüyle kamera karşısına geçen aktör, 1993'te rol aldığı Shadowlands te de merhametli yazar C. S. Lewis karakterini canlandırdı. 1995 yılında Oliver Stone'un yönettiği Nixon daki Başkan Richard M. Nixon rolüyle izleyenlerin beğenisini toplarken, o yılın Oscar'larına da aday olarak gösterildi. James Ivory'nin Surviving Picasso filmindeki Pablo Picasso performansının ardından, 1997'de rol aldığı bir Spielberg filmi olan Amistad daki rolüyle Oscar'da bu kez En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında aday gösterildi. Bu başarının ardından, ' baba ' rolleriyle kamera karşısına geçen aktör, 1998 yılında rol aldığı Meet Joe Black te William Parrish karakterini, Mask of Zorro da da Don Diego de la Vega/ Zorro karakterini canlandırdı. Aktörün Mask of Zorro daki rol arkadaşları, Antonio Banderas ve Catherine Zeta-Jones idi. 1999 yılında Jon Turteltaub'un yönettiği Instinct te antropolog ve primatolog Ethan Powell rolünde yer alan Hopkins, 2000 yılında gösterime giren Grinç filminde etkileyici ses tonuyla öykücülük yapıyordu. Aktörün aynı yıl rol aldığı bir diğer film, John Woo'nun yönettiği, başrollerinde Tom Cruise, Thandie Newton ve Dougray Scott'un yer aldığı aksiyon/macera filmi Mission Impossible 2 filmi idi. 2001 yılında Kuzuların Sessizliği nin devamı olan Hannibal filminde bir kez daha Hannibal Lecter'ı canlandıran aktörün filmdeki rol arkadaşı bu kez Foster değil, Julianne Moore oldu. Hopkins'in son çalışmaları arasında Hearts in Atlantis ve The Devil and Daniel Webster yer alıyor. Ödüllerinden Bazıları 1971: Plays and Players London Theatre Critics Ödülü - Tiyatrodaki en iyi genç oyuncu 1973: Society of Film and TV Arts Ödülü - En iyi erkek oyuncu, War and Peace 1975: Drama Desk Ödülü, Başarılı performans, Equus 1976: Outer Critics Circle Ödülü - Mükemmel performans, Equus 1975: American Authors and Celebrities Forum Ödülü 1975/76: Emmy - Başarılı başrol oyuncusu, The Lindbergh Kidnapping Case 1977: Los Angeles Drama Critics Ödülü - En iyi erkek oyuncu, Equus 1980/81: Emmy - Başarılı başrol oyuncusu, The Bunker 1985: Plays and Players London Theatre Critics Ödülü - En iyi erkek oyuncu, Pravda 1985: Olivier Ödülü - En iyi erkek oyuncu, Pravda 1985: Moskova Film Festivali - En iyi erkek oyuncu, 84 Charing Cross Road 1991: New York Film Critics Circle Ödülü - En iyi erkek oyuncu, Kuzuların Sessizliği 1991: National Board of Review Ödülü - En iyi yardımcı erkek oyuncu, Kuzuların Sessizliği 1991: Chicago Film Critics Association Ödülü - En iyi erkek oyuncu, Kuzuların Sessizliği 1991 - Oscar - En iyi erkek oyuncu: Kuzuların Sessizliği 1991: BAFTA Ödülü - En iyi erkek oyuncu, Kuzuların Sessizliği 1993: Los Angeles Film Critics Association Ödülü - En iyi erkek oyuncu, The Remains of the Day and Shadowlands 1993: National Board of Review Ödülü - En iyi erkek oyuncu, The Remains of the Day 1993: BAFTA Ödülü - En iyi erkek oyuncu, The Remains of the Day 1997: Broadcast Film Critics Association Ödülü - En iyi yardımcı oyuncu, Amistad 1998: ShoWest Yılın Aktörü 1998: San Sebastian Premio Donostia Yaşamboyu Başarı Ödülü Filmlerinden Bazıları * The Wolfman (2010) * Fracture (2007) * Slipstream (2007) * Beowulf (2007) * All The King's Men (2006) * Bobby (2006) * Proof (2005) * The World's Fastest Indian (2005) * Alexander (2004) * Human Stain (2003) * Bad Company (2002) * Red Dragon (2002) * Hearts In Atlantis (2001) * The Devil and Daniel Webster (2001) * Hannibal (2001) * Titus (1999) * Instinct (1999) * The Mask of Zorro (1998) * Meet Joe Black (1998) * The Edge (1997) * Amistad (1997) * Nixon (1995) * Legends of the Fall (1994) * Dracula (1992) * Chaplin (1992) * Silence of the Lambs (1991) * The Bounty (1984) * The Elephant Man (1980) * A Bridge Too Far (1977) * The Looking Glass War (1969) Oskarlı Oyuncu Biyografileri Beyazperde
-
George Clooney (d. 6 Mayıs 1961 - Kentucky, ABD)
- George Clooney (d. 6 Mayıs 1961 - Kentucky, ABD)
George Timothy Clooney (d. 6 Mayıs 1961 - Kentucky, ABD) ABDli yönetmen, yapımcı ve aktör. 6 Mayıs 1961’de Amerika’nın Kentucky eyaletinde dünyaya geldi. Annesi güzellik kraliçesi olan Clooney’in babası Nick Clooney ise gazeteci, American Movie Classics programının sunucusu ve politikacıydı. George Clooney babasının mesleği dolayısıyla henüz çok küçük yaşlardayken setlerde zaman geçirmeye başladı. Lise eğitimi için Ohio’daki William Mason High School’a devam etmesine rağmen 1979’da Kentucky’deki Augusta High School’dan mezun oldu. Derslere pek ilgisi olmayan Clooney, sporla, özellikle de beysbolla ilgileniyordu. Aynı yıl eğitimini tamamlamadan bırakacağı Northern Kentucky University’ye kaydoldu ve 1981’de University of Cincinnati’ye devam etti. Ancak bu okuldan da mezun olamadan ayrıldı. Clooney eğitim hayatı boyunca kızlarla ve partilerle fazlasıyla ilgilendiği için başarısız ama popüler bir öğrenci oldu. Beysbol tutkusu devam etmesine rağmen Cincinnati Reds'lere kabul edilmeyince oyuncu olmaya karar verdi. Clooney’in aktörlüğe ilk adım atışı kuzeni Miguel Ferrer aracılığıyla gerçekleşti. 1982 yılında Los Angeles'a taşındıktan sonra filmlerde ufak tefek roller almaya başlayan aktör uzun süre daha iyi bir rol için çabaladı. O dönem The Facts of Life isimli dizide de rol alan aktör, ilk önemli çıkışını ülkenin popüler soap operası Roseanne’de Roseanne Barr’ın patronu Booker Brooks’u canlandırdığı rolüyle gerçekleştirdi. Ardından bir inşaat işçisini canlandırdığı Baby Talk ve sexy bir dedektif rolüyle izleyici karşısına çıktığı Sisters geldi. 1989’da aktris Talia Balsam’la evlendi. Clooney’in yıldızının parlaması ise 1994’te NBC için hazırlanan er dizisiyle oldu. Anthony Edwards’ın canlandırdığı Dr. Mark Greene’in en iyi arkadaşı ve ortağı rolü için seçilen Clooney, Dr. Doug Ross karakteriyle 1994’ten 2000 yılına kadar E.R.’da oynamaya devam etti. Clooney, E.R.’a devam ederken, bir yandan filmler için de kamera karşısına geçiyordu. Aktörün, Hollywood’daki ilk önemli rolü Robert Rodriguez’in yönetmenliğini yaptığı ve Quentin Tarantino’nun senaryosunu yazdığı From Dusk Till Dawn’la oldu. Filmin başarısını Michelle Pfeiffer’la başlıca rolleri paylaştığı One Fine Day ve Nicole Kidman’lı The Peacemaker takip etti. Clooney, 1993’te Talia Balsam’dan boşandıktan sonra bir daha asla evlenmeyeceğini açıkladı. Ancak Michelle Pfeiffer ve Nicole Kidman aktörün 40 yaşından önce baba olacağına dair 10 bin dolarına bahse girdiler. İki aktris de yanıldı ve ikisi de Clooney’e çekini gönderdi. 1997’de People Magazine dergisi tarafından yılın en seksi erkeği seçildi. Batman&Robin’den sonra 1998’de, daha sonra bir çok ortak projede birlikte çalışacağı yönetmen Steven Soderbergh’in filmi Out of Sight’ta Jennifer Lopez’le oynadı. NBC’yle E.R. için yaptığı kontratın bitmesine birkaç hafta kala Three Kings için kamera karşısına geçti. 2000 yılında tamamen film projelerine yoğunlaşmak için diziden ayrıldı. E.R. sonrasında aktörün başarısı O Brother, Where Art Thou? ve The Perfect Storm gibi filmlerle pekişti. 2001’de Steven Soderbergh’le olan ilk önemli ortaklığı start almış oluyordu: Ocean’s Eleven. Rat Pack’in çektiği 60’lı yılların klasiği Ocean’s Eleven’ın yeni versiyonunda birbirinden başarılı aktörlerle kamera karşısına geçti. Oyuncu aynı yıl Soderbergh’le Section Eight Productions isimli prodüksiyon şirketini kurdu. 2002’de yönetmenlik için kolları sıvayan George Clooney, TV prodüktörü Chuck Barris’in hayatını anlatan otobiyografik yapım Confessions Of A Dangerous Mind’ı çekti. Box office’te istenen sonucu getirmeyen film için sinema eleştirmenlerinin ve izleyicilerin düşünceleri de parlak olmadı. Joel Coen’in Intolerable Cruelty’sinde Catherine Zeta-Jones’la başrolleri paylaşan aktör için bu film de başarı ivmesini yükselten bir yapım olmadı. 2004’te serinin ikinci filmi Ocean’s Twelve için yine aynı ekiple kamera karşısına geçip, Danny Ocean rolüyle izleyicinin yüzünü güldüren bir performans sergiledi. Senaryosunu Grant Heslov’la birlikte yazdığı ve yönetmenliğini de yaptığı Good Night and Good Luck, akademi tarafından tam 6 dalda onurlandırıldı. Bu aktörün yönetmenlik kariyeri için oldukça önemli bir gelişme oldu. Aynı yıl Stephen Gaghan’ın yönetmenliğini yaptığı ve Amerika’nın Suudi Arabistan’la ilişkilerini petrol ve silah ekseninde masaya yatırdığı Syriana’daki Bob Barnes rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu oskarının sahibi oldu. The Good German’dan sonra 2007’de Oceans Thirteen için kamera karşısına geçti. George Clooney son olarak Amerika’daki gösterim tarihi 28 Eylül olarak açıklanan Michael Clayton’ın hayatını anlatan otobiyografik yapımda rol almıştır. George Clooney’in babası Nick Clooney bir dergiye verdiği röportajda hayatının yarısında Rosemary Clooney’in kardeşi olarak, diğer yarısında da George Clooney’ın babası olarak bilindiğini söylemiştir. Hayvanları çok seven aktörün 18 yıldır birlikte yaşadığı Max isimli domuzu 1 Aralık 2006’da ölmüştür. Bud ve Lou isimlerinde iki buldog köpeği vardır. Meraklısına... * People Dergisinde yaşayan en seksi adam seçildi (1997) * En iyi giyinen televizyon yıldızı seçildi (1997) * People Dergisinde Dünyanın en güzel 50 insanından biri seçildi (1996) * "Roman Saç kesimi"ni kazara ünlü yapmıştı. "From Dusk Till Dawn" filmi çekilirken Seth Gecko karakterinin daha çılgın görünmesi için saçını bu şekilde kestirmişti. Fakat saç kesimi daha sonra popüler olmuş ve olağan bir saç kesimi haline gelmişti. * Bazı röportajlarında miğde ülserinden uzun zamandır acı çektiğini söylemişti * Premiere'in 2002 Power 100 Listesinde 27. sıradaydı. * Filmlerinde sık sık soyguncu rollerinde görülür (örneğin; Out of Sight, Dusk Till Dawn, Three Kings, O Brother Where Art Thou?, Ocean's Eleven ve Welcome to Collinwood filmleri) * Premiere'in 2003 Power 100 Listesinde 29. sıradaydı. * Batman'i oynayan 6. aktör * People Dergisinin "En seksi 10 adam" listesinde 3. sıradaydı (2003) * Bir ropörtajda "Özel hayatımı başkalarıyla paylaşmayı sevmiyorum, eğer paylaşmış olsaydım özel olmazdı" dedi. OYUNCULUĞU 2004 : Ocean's Twelve 2003 : Intolerable Cruelty 2002 : Confessions of a Dangerous Mind / Tehlikeli Aklın İtirafları 2002 : Solaris 2002 : Welcome to Collinwood 2001 : Ocean's Eleven 2001 : Spy Kids 2000 : The Perfect Storm / Kusursuz Fırtına 2000 : O Brother, Where Art Thou ? / Nerdesin be Birader 1999 : Three Kings / Üç Kral 1999 : South Park: Bigger Longer & Uncut (seslendirme) 1998 : The Thin Red Line / İnce Kırmızı Hat 1998 : Out of Sight 1997 : The Peacemaker / Barışçı 1997 : Batman & Robin 1996 : One Fine Day 1996 : From Dusk Till Dawn / Günbatımından Şafağa 1994 : ER (TV Dizisi) 1994 : "Sisters" TV Dizisi 1993 : The Harvest 1992 : Unbecoming Age 1990 : Red Surf 1989 : "Roseanne" (TV Dizisi) 1988 : Return of the Killer Tomatoes! 1987 : Grizzly II: The Predator 1987 : Return to Horror High 1987 : "The Facts of Life" (TV Dizisi) 1984 : "E/R" (TV Dizisi) YÖNETMENLİĞİ 2002 : Confessions of a Dangerous Mind / Tehlikeli Aklın İtirafları YAPIMCILIĞI 2004 : Ocean's Twelve (executive producer) 2002 : Far from Heaven (executive producer) 2002 : Welcome to Collinwood 2002 : Insomnia / Uykusuz (executive producer) 2001 : Rock Star (executive producer) 2001 : Fail Safe (TV) (executive producer) 1999 : Kilroy (1999) (TV) ÖDÜLLERİ 2002 : National Board of Review - Special Achievement Award - Confessions of a Dangerous Mind 2001 : Golden Globe - Best Performance by an Actor in a Motion Picture - Comedy/Musical - O Brother, Where Art Thou ? 2000 : Golden Camera - Film and TV - International 2000 : Blockbuster Entertainment Award - Favorite Action Team - Three Kings 1999 : Screen Actors Guild Awards - Actor - Outstanding Performance by an Ensemble in a Drama Series - "ER" 1998 : Screen Actors Guild Awards - Actor - Outstanding Performance by an Ensemble in a Drama Series - "ER" 1997 : Screen Actors Guild Awards - Actor - Outstanding Performance by an Ensemble in a Drama Series - "ER" 1996 : MTV Movie Award - Best Breakthrough Performance - From Dusk Till Dawn 1996 : Academy of Science Fiction, Fantasy & Horror Films - Saturn Award - Best Actor - From Dusk Till Dawn Oskarlı Oyuncular Biyografileri &&&&&&& Ellen DeCeneres :aynı adıyla Warner Bros stüdyosunda gerçekleştirdiği talkshow programında, George Clooney'i stüdyosuna getirmek için çeşitli planlar kuruyor... Bunların arasında George'un stüdyosunun önüne kapan kurmak,en sevdiği yemeklerle donanmış masa hazırlamak,güzellik kraliçelerini getirmek ve akla gelmedik planlar..Şimdiye kadar başarılı olamasada azminde kararlı görünüyor.. The Miss America Contestants Surprise George Clooney!- The Ellen DeGeneres Show http://ellen.warnerb...2&submit=Search- Tiyatro Terimleri
Z Zenne Zenne eski dilde kadın demektir. Karagöz oyunundaki bütün kadınlara(kadın kılığına girmiş erkekler dahil) genel olarak Zenne denir. Bir elinde yelpaze , çiçek ya da şemsiye taşır. Oyunlarda genellikle genç zenneler gönül işlerinde koşar, yaşlı olanlar ise dırdırcı ve kocalarını usandıran tiplerdir (Karagözün karısı, Hacıvatın karısı) Klasik karagöz oyunlarında zenne isimleri: Salkım İnci, Şallı Natır, Nuridil, Dimyat Pirinci, Şekernaz, Yedi dağın çiçeği Hasırasıçtının kızı Rabiş, Cemalifer, Hürmüz Hanım, Dürdane Hanım, Şetaret (Arap halayık), Dilber, Nâzikter vs.- slm arkadaşlar bende bi meraba diyim dedim
Legendary şurada cevap verdi: melanqoliq başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz... Size de Merhaba- Nicolas Cage Doğum tarihi: 7 Ocak 1964 - D. yeri: Kaliforniya / A. B. D.
Biyografisini eklerken uzun süre bir filmini izlemediğini hatırlayıp,özlediğimi farkettim... Size katılıyorum Mouchette...Farklı bir çekiciliğe sahip. Dayanamadım,başlığa not da düştüm . Çoğu filmlerini defalarca izlemişimdir..- Nicolas Cage Doğum tarihi: 7 Ocak 1964 - D. yeri: Kaliforniya / A. B. D.
Nicolas Cage - Doğum tarihi: 7 Ocak 1964 - Doğum yeri: Kaliforniya / A. B. D. - Mesleği: Aktör Amerikalı aktör. Gerçek adı Nicholas Kim Coppola (doğ. 7 Ocak 1964) . 1995 yılında En İyi Aktör dalında Akademi Ödülünün sahibi olmuştur. Çocukken birçok oyun ve televizyon şovlarında yer alan Nicolas Cage, bir yaz tatili sırasında San Fransisco'daki Amerikan Konservatuarı'nda tiyatro eğitimi aldı. Los Angeles'ın kenar mahallelerinden birinde dünyaya gelen Cage, özellikle sürekli, depresyon geçiren annesinin ilgisizliğinden kaynaklanan kötü aile koşulları içerisinde büyüdü. Okuldan nefret ederek bir an evvel okulu bitiren aktör, ilk olarak kısa dönem TV dizilerinde oynadı. 1982 yapımı " Fast Times at Ridgemont High " filminde küçük bir rol alan Cage böylece sinemaya ilk adımını atmış oldu. Esas ismi Nicolas Coppola olan ve ünlü yönetmen Francis Ford Coppola'nin yeğeni olan Cage, amcasının " Rumble Fish " ( 1983 ) adlı filminde rol aldı. Aynı yıl kendisini yıldızlığa yükselten filmi " Valley Girl "de oynayan aktör, yine yönetmenliğini amcası Coppola'nın yaptığı ve başrolünde Kathleen Turner'ın da yer aldığı " Peggy Sue Got Married " adlı filmde rol aldı. Deneysel performansları tercih eden yetenekli oyuncu, stüdyo filmlerinden, medyatik gösterilerden ve Hollywood eleştirmenlerinden kaçmayı hep başardı. Cher ile birlikte rol aldığı Norman Jewison'un "Moonstruck" ( 1987 ) adlı dönemin aşk filmlerine yeni bir soluk getiren filmde oynadı. Bu filmdeki performansı ile Coen Kardeşlerin dikkatini çeken Cage, yönetmenlerin " Raising Rizona " adlı filminde yer aldı. Bu iki filmle giderek ünlenen aktör, 1990 yapımı " Vampire's Kiss " ve 1992 yapımı " Honeymoon in Vegas " adlı filmlerle çıkışını sürdürdü. Artık film başına 4 milyon dolar gibi yüksek rakamlar alabilen bir oyuncu haline gelen Cage, Mike Figgis'in bağımsız yapımı "Leaving Las Vegas" ( 1995 ) da düşük bir ücretle görev aldı. İntihar etmeye karar veren bir alkoliği canlandırdığı filmle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar Ödülü'nün sahibi oldu. Daha sonraki senelerde genellikle aksiyon filmlerinde izlediğimiz aktör, Sean Connery ile başrolü paylaştığı " The Rock ", mahkumlarca kaçırılan bir uçağın içerisinde azılı katillerle mücadele eden kahraman eski polisi canlandırdığı " Con Air ", John Woo'nun yönetmenliğini üstlendiği ve başrollerinde John Travolta'nın yer aldığı " Face/Off "ta rol aldı. Meg Ryan'ın da rol aldığı romantik bir film olan ve ünlü Alman yönetmen Wim Wenders'in " Wing of Desire " adlı filminden esinlenen " City of Angels " ile tarzını değiştiren Nicolas Cage, " Snake Eyes " filmiyle aksiyon filmlerine dönüş yaptı. "Nosferatu" adlı sessiz korku filminin yapılışını konu alan " Shadow of the Vampire "ile yapımcılığa yönelen Cage, 2000 yapımı " Gone in 60 Seconds " için 20 milyon dolar aldı Aktör, aynı yıl içinde çekilen " Aile Babası " isimli filmde, yoğun bir iş yaşamı ile güzel, huzurlu bir yuva arasında seçim yapmak zorunda kalan Jack Campbell karakterini canlandırdı. 2001 yılında " Corelli'nin Mandolini " isimli filmde 2. Dünya Savaşı sırasında bir Yunan adasında köyün güzeli Pelagia'ya aşık olan İtalyan askerini canlandıran aktörün son çalışmaları arasında " Ghost Rider ", "The Wicker Man " ve " World Trade Center " isimli filmler yer alıyor. . . Rol yeteneği, oynadığı karakterleri bize yansıtması,seyirciyi filmin içine alması olağanüstü ve bir o kadar da karizmatik :-) Favorilerimden... Filmleri 1982 Fast Times at Ridgemont High 1983 Valley Girl 1983 Rumble Fish 1984 Racing With the Moon 1984 The Cotton Club 1984 Birdy 1986 Peggy Sue Got Married 1986 The Boy In Blue 1987 Moonstruck (Ay Çarpması) 1987 Raising Arizona 1989 Time to Kill (Öldürme Zamanı) 1989 Vampire's Kiss 1990 Firebirds 1990 Wild At Heart (Vahşi Duygular) 1991 Zandalee 1992 Red Rock West (Red Rock Kasabası) 1992 Honeymoon In Vegas 1993 Deadfall 1993 Amos&Andrew 1994 A Century of Cinema 1994 Guarding Tess (Gönülsüz Koruma) 1994 Trapped In Paradise (Cennet'te Tuzak) 1994 It Could Happen To You (Size de Çıkabilir) 1995 Kiss of Death 1995 Leaving Las Vegas (Elveda Las Vegas) 1996 The Rock (Kaya) 1997 Con Air 1997 Face Off (Yüz Yüze) 1998 Snake Eyes (Yılan Gözler) 1998 City of Angels (Melekler Şehri) 1999 8 MM 1999 Bringing Out the Dead (Yaşamın Kıyısında) 2000 Gone In Sixty Seconds (60 Saniye) 2000 The Family Man (Aile Babası) 2001 Capt. Corelli's Mandoline (Yzb. Corelli'nin Mandolini) 2002 Windtalkers (Rüzgarla Konuşanlar) 2002 Sonny 2002 Adaptation (Ters Yüz) 2003 Matchstick Men (Üçkağıtçılar) 2004 National Treasure (Büyük Hazine) 2005 The Weather Man (Fırtınalı Hayatlar) 2005 Lord of War (Savaş Tanrısı) 2006 The Wicker Man (Lanetli Ada) 2006 World Trade Center (film) (Dünya Ticaret Merkezi) 2007 Ghost Rider (Hayalet Sürücü) 2007 Grindhouse 2007 Next Oskarlı Oyuncu Biyografileri- Meryl Streep Doğum 22 Temmuz, 1949 Summit, New Jersey, ABD
Meryl Streep - Gerçek İsmi : Mary Louise Streep - Doğum 22 Temmuz, 1949 Summit, New Jersey, ABD Evlilik Don Gummer - Önemli rolleri Sophie's Choice filminde Sophie Zawistowski The Devil Wears Prada filminde Miranda Priestly - Akademi Ödülleri - En İyi Kadın Oyuncu 1982 Sophie's Choice En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 1979 Kramer vs. Kramer - BAFTA Ödülleri - En İyi Kadın Oyuncu 1981 The French Lieutenant's Woman Meryl Streep (Mary Louise Streep adıyla d. 22 Haziran 1949) Film, televizyon ve tiyatrolarda canlandırmış, iki kere Oskar almış ABDli oyuncu. 14 adaylıkla Akademi Ödülü'ne en çok aday gösterilmiş oyuncu olmuştur. Kendi jenerasyonunun en saygı değer ve yetenekli aktrislerinden biri olmuştur. Sahnede tanınması ilk 1971'in The Playboy of Seville 'siyle (Sevilli Playboy) ve ilk televizyon ekranı bilinirliğiyse televizyon filmi, 1977'nin The Deadliest Season 'ı (Öldürücü Mevsim) , Julia ise bir filmde de bilinmesine neden oldu. The Deer Hunter (Geyik Avcısı) ve Kramer vs. Kramer 'daki (Kramer Kramer'a karşı) rolleriyle hem eleştirsel hem de reklam başarısı elde etti ve Oskar'a ilk adaylığı böylece gelmiş oldu, sonra da aldı. Oyuncu, New Jersey’de büyüdü. Vassar Koleji’nde drama okudu ve buradan mezun olduktan sonra Yale Üniversitesi’nin drama bölümünde güzel sanatlar alanında master yaptı. Rol aldığı ilk film, 1977 yapımı "Julia" oldu. Küçük ama önemli bir rol üstlenmişti. Ikinci filmi 1978 yapımı "The Deer Hunter", Streep’e en iyi yardımcı oyuncu dalında ilk Oskar Ödülü adaylığını getirdi. Bir sonraki yıl, Dustin Hoffman ile rol aldığı "Kramer vs. Kramer" filmiyle en iyi yardımcı kadın oyuncu Oskar’ını aldı. 1982’de ise, "Sophie’s Choice", oyuncuya en iyi kadın oyuncu Oskar’ını kazandırdı. Streep, beyazperdedeki hızlı yükselişinin yanında televizyon yapımlarıyla da parlıyordu. Mini dizi "Holocaust"taki rolüyle, 1978’de ilk Emmy Ödülü’nü aldı. 1980lerde Streep, "The French Lieutenant’s Woman" (1981), "Silkwood" (1982), "Out of Africa" (1985), "Ironweed" (1987), "A Cry in the Dark" gibi birçok başarılı yapımda rol aldı. 1984 – 1990 yılları arasında oyuncu, favori sinema oyuncusu dalında 6 kez "People’s Choice Ödülü"nü kazandı. 1990’da ise dünyanın en çok tercih edilen oyuncusu seçildi. 1990 yılından sonra Streep, rol çeşitliliğine gitti. "Postcards from the Edge", "Death Becomes Her", "The House of the Spirits", "The Bridges of Madison County", "The River Wild", "She-Devil", "Marvin's Room", "Music of the Heart" gibi filmlerde çok çeşitli karakterleri canlandırdı. "Music of the Heart" filmi içinse keman çalmayı öğrendi. Oyunculuk dışında, Streep, "The Simpsons Movie" ve "King of the Hill" animasyonlarında ve bir Steven Spielberg – Stanley Kubrick filmi olan "A.I."da seslendirme yaptı. 2002 yılından sonra "Adaptation", "The Hours" gibi ses getiren filmlerde ve Al Pacino ile birlikte "Angels in America" adlı mini dizide rol aldı. Bu dizideki rolü, oyuncuya ikinci Emmy Ödülü’nü kazandırdı. "The Devil Wears Prada" ise, oyuncuya müzikal veya komedide en iyi kadın oyuncu dalında 2007 Altın Küre Ödülü’nü kazandırdı. Streep, beyaz perde ve televizyon dışında birçok Broadway yapımında da rol aldı. 1976’da "27 Wagons Full of Cotton" adlı yapımla başladığı Broadway kariyerine Anton Chekhov’un "The Cherry Orchard" oyunuyla, "Happy End" gibi müzikallerle devam etti. Tiyatroda gösterdiği başarı da oyuncuya birçok prestijli ödül ve adaylık kazandırdı ancak beyaz perdedeki hızlı yükselişi sonucu sahnelere ara veren Streep, 2001’de tiyatroya dönüş yaptı. Anton Chekhov’un "The Seagull" oyununda, Philip Seymour Hoffman, Natalie Portman ve Sophie’s Choice’daki rol arkadaşı Kevin Kline, oyuncuya sahnede eşlik etti. Eylül 2006’da ise, bir Bertolt Brecht ürünü olan "Mother Courage and Her Children"da yine Kevine Kline’la rol aldı. Oyun öyle büyük bir başarı yakaladı ki, seyirciler yağmur altında saatlerce kuyrukta bekliyordu. Streep 3.5 saatlik oyunda şarkı da söylüyordu. Streep, gelmiş geçmiş en yetenekli ve tercih edilen oyunculardan biri olduğunu aldığı ödüllerle de kanıtladı. Sinema, tiyatro ve televizyon dallarında aday olduğu 100’ün üstünde ödülün 50’ye yakınını kazandı. Bunlardan 2 tanesi Oskar Ödülü oldu ve oyuncu halen Oskar’a en çok aday olan sanatçı ünvanını 13 adaylıkla elinde bulunduruyor. Bunlardan 3 tanesi en iyi yardımcı kadın oyuncu, 10 tanesi ise en iyi kadın oyuncu dallarında. Streep, Altın Küre Ödülü’nü en çok kazanan aktris ünvanını 5 ödülle Rosalind Russell ile paylaşıyor. Aynı zamanda Altın Küre Ödülleri’ne en çok aday olan ikinci oyuncu. (21 adaylık) Streep, "The Deer Hunter" filmindeki rol arkadaşı John Gazale ile nişanlandı ancak Gazale, 1978 yılında kanserden yaşamını yitirdi. Aynı yıl Streep, aktör Don Gummer ile evlendi. 4 çocukları oldu: 1979 doğumlu Henry, 1983 doğumlu Mamie, 1986 doğumlu Grace ve 1991 doğumlu Louisa. Mamie Gummer da, tıpkı annesi gibi bir oyuncu olmaya karar verdi ve ilk oyunculuk deneyimini 2005 yılında bir Broadway oyununda yaşadı. Meryl Streep’in Holloywood Ünlüler Kaldırımı’nda bir yıldızı bulunuyor. Demokrat Parti’nin taraftarı. 2001 yılında Norveç’teki Nobel Barış Ödülü’nün sunuculuğunu üstlenmiş. Oyuncunun başarısı, New York valisini bir "Meryl Streep Günü" yapmaya teşvik etmiş. Oyuncunun 2007’de vizyona girecek 6, 2008’de vizyona girecek olan 4 filmi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de ABBA grubunun müzikali "Mamma Mia!"nın sinema versiyonu. Birçok eleştirmen tarafından yaşayan en iyi sinema oyuncusu olarak gösteriliyor. Ayrıca rol yaparken her dili mükemmel bir şekilde konuşabiliyor. 1.68 metre boyunda. Helikopterlerden korkuyor. "Susam Sokağı" adlı çocuk klasiğinin Amerikan versiyonunda oyuncunun onuruna bir Meryl Streep karakteri konulmuş. Yale’de master yaparken Sigourney Weaver ile sınıf arkadaşıymış. Robert De Niro, Streep’in, birlikte çalışmayı en çok sevdiği oyuncu olduğunu söylüyor. Toyota Prius kullanıyor. Filmografi Yıl Yapım Rol Not 1977 Julia Anne Marie - 1978 The Deer Hunter Linda - 1979 Manhattan Jill - The Seduction of Joe Tynan Karen Traynor - Kramer vs. Kramer Joanna Kramer - 1981 The French Lieutenant's Woman Sarah/Anna - 1982 Still of the Night Brooke Reynolds - Sophie's Choice Sophie Zawistowski - 1983 Silkwood Karen Silkwood - 1984 Falling in Love Molly Gilmore - 1985 Plenty Susan Traherne - Out of Africa Karen Blixen - 1986 Heartburn Rachel Samstat - 1987 Ironweed Helen Archer - 1988 Evil Angels Lindy Chamberlain - 1989 She-Devil Mary Fisher - 1990 Postcards from the Edge Suzanne Vale - 1991 Defending Your Life Julia - 1992 Death Becomes Her Madeline Ashton - 1993 The House of the Spirits Clara del Valle Trueba - 1994 The River Wild Gail Hartman - 1995 The Bridges of Madison County Francesca Johnson - 1996 Before and After Dr. Carolyn Ryan - Marvin's Room Lee - 1998 Dancing at Lughnasa Kate 'Kit' Mundy - One True Thing Kate Gulden - 1999 Chrysanthemum Narrator - Music of the Heart Roberta Guaspari - 2001 Artificial Intelligence: Al Blue Mecha - 2002 Adaptation. Susan Orlean - The Hours Clarissa Vaughan - 2004 The Manchurian Candidate Eleanor Shaw - Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events Aunt Josephine - 2005 Prime Lisa Metzger - 2006 A Prairie Home Companion Yolanda Johnson - The Music of Regret The Woman - The Devil Wears Prada Miranda Priestly - The Ant Bully Queen - 2007 Dark Matter Joanna Silver - Evening Lila Wittenborn - Rendition - Lions for Lambs Janine Roth - Wanted - 2008 Mamma Mia! Donna - First Man The President - Doubt Sister Aloysius - Dirty Tricks Martha Mitchell - 2009 A Question of Mercy - g - d - Başlıca Filmleri Julia (1977) : The Deer Hunter (1978) : Kramer vs. Kramer (1979) : Manhattan (1979) : The French Lieutenant's Woman (1981) : Sophie's Choice (1982) : Silkwood (1983) : Falling in Love (1984) : Out of Africa (1985) : Plenty (1985) : Heartburn (1986) : Ironweed (1987) : A Cry in the Dark (1988) : She-Devil (1989) : Postcards from the Edge (1990) : Death Becomes Her (1992) : The House of Spirits (1993) : The River Wild (1994) : The Bridges of Madison County (1995) | One True Thing (1998) : Music of the Heart (1999) : The Hours (2002) : Adaptation. (2002) : Angels in America (2003) : The Manchurian Candidate (2004) | (Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events (film) Prime (2005) | The Devil Wears Prada (2006) Mamma Mia (2008) vikipedi Meryl Streep biyografi Oskarlı Oyuncular biyografileri- Julia Roberts (doğum. 28 Ekim, 1967, Georgia, ABD)
Julia Roberts (asıl adı Julia Fiona Roberts) (doğum. 28 Ekim, 1967, Georgia, ABD) ABD'li aktris. Betty Lou Bredemus ve Walter Grady Roberts'ın en küçük cocuğudur. Çocukluk hayali veteriner olmaktır, fakat gazetecilik eğitimi alır. İlk oyunculuk deneyimi kardeşi Eric ile beraber oynadığı Blood Red filimidir. Daha sonra bağımsız bir yapım olan Mystic Pizza ve 1989 ona ilk oscar adaylığını getiren Steel Magnolias filmleri gelir. Fakat asıl çıkışını ertesi sene çekilen Pretty Woman filmiyle yapar. Bu filmde Richard Gere'in canlandırdığı Edward Lewis karakterinin aşık olduğu 'Vivian Ward' adlı fahişeyi canlandırır. Roberts'ın değimiyle bu rol ile herkesin komşu kızı olmuştur ve bu rol sadece ona popülerlik değil aynı zamanda en iyi kadın oyuncu dalında 2. Oscar adaylığını da getirir. Daha sonra Flatliners,Sleeping with the Enemy gibi filmler ile Steven Spielberg'ün kancasında rol alır. Robert Altman'nın Player'ın da ufak bir rol üstlenir. Bu dönemden sonra Roberts Bir sesizliğe bürünür. Fakat 96 yılındaki Micheal Collins filminde Liam Neeson, Pelican Brief filminde ise Denzel Washington ile başrolü paylaşır. Aynı zamanda bir Woody Allen müzikali olan Everyone Says I Love You ile eleştirmenlerinde beğenisini toplar. 97 yılına gelindiğinde ise Cameron Diaz,Rupert Evertt gibi yıldızların kendisine eşlik ettiği My Best Friends Wedding filmini çeker. Film çok büyük bir gişe başarısı sağlar ve Roberts'ı Pretty Woman günlerine geri döndürür ardından gelen Mel Gibson ile Conspiracy Theory,Hugh Grant ile Notting Hill ve onu Richard Gere ile tekrar bir araya getiren Runaway Bride filmleri Roberts'ın gişe başarısını devam ettirip aynı zamanda kariyerini sağlamlaştırmasını sağlar. 2000 yılına gelindiğinde ise Roberts Steven Soderbergh'ün yönetmenliğini üstlendiği Erin Brockovich filminde rol alır. Bu film ile eleştirmenlerin çok beğenisi kazanan Roberts 3. kez oscara aday gösterilir ve sonunda heykelciğe ulaşır. Erin Brockovich sonrası Roberts America's Sweetharts ve Mexican filmlerini çekerek romantik komedi ağırlıklı filmler yapmaya devam eder. Fakat Full Frontal,Ocean's eleven ve Ocean's Twelve filmleriyle Soderbergh ile ortaklığını sürdürür. Son dönemde ise Mona Lisa Smile ve Closer filmlerinde rol alarak drama ağırlıklı filmlere yönelir. Filmleri Charlie Wilson's War (2007) Ant Bully (2006) (seslendirme) Ocean's Twelve (2004) Closer (2004) Mona Lisa Smile (2003) Confessions of a Dangerous Mind (2002) Full Frontal (2002) Ocean's Eleven (2001) America's Sweethearts (2001) The Mexican (2001) Erin Brockovich (2000) Notting Hill (1999) Runaway Bride (1999) Notting Hill (1999) Stepmom (1998) My Best Friend's Wedding (1997) Conspiracy Theory (1997) Michael Collins (1996) Everyone Says I Love You (1996) Mary Reilly (1996) Something to Talk About (1995) I Love Trouble (1994) Ready to Wear (Pret-a-Porter) (1994) The Pelican Brief (1993) The Player (1992) Sleeping With the Enemy (1991) Dying Young (1991) Hook (1991) Pretty Woman (1990) Flatliners (1990) Blood Red (1989) Steel Magnolias (1989) Baja Oklahoma (1988) Mystic Pizza (1988) Ödülleri Julia Roberts İncirlik'te, 7 Aralık 2001 - 1989: Altın Küre: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, Steel Magnolias 1990: Altın Küre: Bir Sinema Filminde En İyi Kadın Oyuncu (komedi ya da müzikal) , Pretty Woman 1991: ShoWest: Yılın Kadın Oyuncusu 1998: Halkın Tercihi: Bir Sinema Filminde En İyi Kadın Oyuncu 1998: ShoWest: Yılın Uluslararası Yıldızı 1998: Blockbuster Entertainment: Favori Kadın Oyuncu (komedi) , My Best Friend's Wedding 1998: Blockbuster Entertainment, Favori Kadın Oyuncu (suspense) , Conspleriracy Theory 1999: Blockbuster Entertainment, Favori Kadın Oyuncu (Drama) , Stepmom 2000: Halkın Tercihi: Favori Kadın Oyuncu 2001 - Oscar - En İyi kadın Oyuncu: Erin Brockovich Oscarli oyuncular Biyografileri- Robert Redford (doğum Charles Robert Redford, Jr. 18 Ağustos, 1936)
Robert Redford (doğum Charles Robert Redford, Jr. 18 Ağustos, 1936) Akademi ödülü (Oscar) sahibi artist, film yönetmeni, yapımcı, iş adamı ve model. Hollywood'un en büyük yıldızlarındandır. Erken dönem Santa Monica, Kaliforniya'da doğmuştur. Üvey kardeşi William babasının diğer evliliğindendir. 1954 yılında Van Nuys High School'u bitirmiş ve beyzbol bursu ile Colorado Üniversitesi'ne başlamıştır. 18 yaşında annnesinin ölümü nedeni ile başladığı içki problemi nedeni ile bursunu kaybetmişdir. Takiben Brooklyn'de ki Pratt Enstitüsüne başlayarak sahne tasarımı dalında çalışmaya başlamıştır. Halen Sundance, Utah'da ikamet etmektedir. İki kez evlenmiştir. Kariyer Redford'un en bilindik rolleri Butch Cassidy ve Sundance Kid, All the President's Men, The Sting, The Natural, The Way We Were, Out of Africa, The Great Gatsby filmlerindedir. Redford yönetmen olarak de Ordinary People, Quiz Show, The Legend of Bagger Vance, The Horse Whisperer, The Milagro Beanfield War, ve A River Runs Through It filmlerinde çalışmışdır. Ordinary People filminin yapımcılığını da üstlenmişdir. 1980 yılında, Redford'un yönettiği, Ordinary People, ona en iyi yönetmen Oscar'ını kazandırmış; 1994 yapımı Quiz Show, en iyi yönetmen adaylığını getirmiş, ancak Forrest Gump filmine karşı kaybetmiştir. Warren Beatty, Clint Eastwood, Mel Gibson, Richard Attenborough, ve Kevin Costner ile beraber, Redford en iyi yönetmen dalında Oscar alan aktörlerin arasında gelmektedir. 1950 lerin sonu ve 60'lı yıllarda Redford bazı televizyon programlarında rol almıştır. Bunlardan bazıları The Twilight Zone, Alfred Hitchcock Presents (üç farklı bölümde) , Maverick, Naked City, Route 66 ve Dr. Kildaredir. The Voice of Charlie Pont (ABC, 1962) dizisindeki rolü ile Emmy Ödülü'nde en iyi yardımcı erkek oyuncu adaylığı almıştır. Takiben Broadway sahnelerinde bazı roller almıştır. Broadway'deki başarılı dönemi sonrası daha büyük roller gelmiştir. Bisexuel bir film yıldızını canlandırdığı Inside Daisy Clover (1965) ve This Property Is Condemned (1966) bunlardan ikisidir. Aynı yıllarda Jane Fonda ile sahnede yakaladıkları sinerji The Chase ve The Electric Horseman (1979) filmlerinde kendini göstermiştir. Paul Newman ile oynadığı Butch Cassidy and the Sundance Kid (1969) filmi perdedeki imajının gelişmesinde önemli bir basamak olmuştur. Jeremiah Johnson adlı film sayesinde, Redford'un tipi, Berardi ve Milazzo'nun yarattığı ünlü İtalyan çizgi romanı Ken Parker'a esin kaynağı olmuştur. 2002 yılında Akademi onur ödülü'ne layık görülmüştür. Filmografi Aktör olarak Inside Daisy Clover (1965) - This Property is Condemned (1966) - The Chase (1966) - Barefoot in the Park (1967) - Butch Cassidy and the Sundance Kid (1969) - Tell Them Willie Boy Is Here (1969) - Jeremiah Johnson (1972) - The Candidate (1972) - The Hot Rock (1972) - The Sting (1973) - The Way We Were (1973) - The Great Gatsby (1974) - Three Days of the Condor (1975) - The Great Waldo Pepper (1975) - All the President's Men (1976) - A Bridge Too Far (1977) - The Electric Horseman (1979) - Brubaker (1980) - The Natural (1984) - Out of Africa (1985) - Legal Eagles (1986) - Havana (1990) - Sneakers (1992) - Indecent Proposal (1993) - Up Close & Personal (1996) - Spy Game (2001) - The Last Castle (2001) Yönetmen: Ordinary People (1980) - The Milagro Beanfield War (1988) - A River Runs Through It (1992) - Quiz Show (1994) Oskarlı oyuncular biyografi- Charlton Heston (d. 4 Ekim 1923 - ö. 5 Nisan 2008)
Charlton Heston (doğum adı; John Charles Carter) (d. 4 Ekim 1923 - ö. 5 Nisan 2008) Oskar Ödüllü ABD'li sinema, televizyon ve tiyatro oyuncusu. Daha çok kahraman rollerinde oynayan aktör, 1956 yapımı 10 Emir 'de (The Ten Commandments) Musa, 1968 yapımı Maymunlar Cehennemi'nde Albay George Taylor ve 1959 yapımı Ben-Hur filminde Judah Ben-Hur rollerindeki başarısıyla tanındı. 1950'li ve 60'lı yıllarda ırçılığa açıkça karşı çıkan bir avuç Hollywood oyuncusundan biriydi. Aynı zamanda sivil hakların savunuculuğunu da yapan Heston, ABD Başkanlarından Ronald Reagan'ın hem dostu hem de destekçisi oldu. Sanatçı, 1998-2003 yılları arasında silah sahiplerinin haklarını savunan ABD organizasyonu ulusal bir örgüt olan Ulusal Tüfek Birliği 'nin (National Rifle Association) başkanlığını da yürütmüştür. Biyografi İlk yılları Heston, Illinois'in bir kenti olan Evanston'da John Charles Carter adıyla doğdu. Annesi Lilla (Charlton), babası Russell Whitford Carter idi. Babası bir makine (değirmen) operatörüydü ve 1930 yılında aile Michigan'a taşındıktan sonra, 6 yaşındaki Heston, Charlton ismini kullanmaya başladı. 10 yaşına geldiğinde anne ve babası boşandı. Annesi daha sonra Chester Heston ile evlendi. Heston, İngiliz ve İskoç karışımıydı ve Fraser klanına mensuptu. Bu yeni aile Illinois'in Wilmette kentine taşındı ve Heston yeni soyadıyla New Trier Lisesine başladı. Oyunculuk kariyeri Heston, New Trier'in drama programına katıldı. 17 yaşında iken, 1941 yılında 16 mm'lik amatör bir öğrenci filmi olan Peer Gynt'de oynadı. Bu filmle tanıştığı yönetmen David Bradley ile arkadaş olan Heston, Bradley'in ekibine dahil olarak William Shakespeare'in Julius Caesar adlı eserinde Mark Antony rolünü oynadı. İkinci Dünya Savaşı'nda hizmetleri 1944 yılında Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri'ne katılan Heston, 2 yıl boyunca 12. Hava Birliği bünyesinde Alaska Aleut Adaları'nda B-25 Mitchell'da telsiz operatörü ve silahçısı olarak görev yaptı. Orduda çavuş olan Heston, görevine devam ederken 1944 yılında öğrenci Lydia Marie Clarke ile evlendi. Tiyatro ve televizyon Savaştan sonra, Heston eşi ile New York'ta apartmanlar grubu olan Hel-l's Kitchen 'a yerleştiler ve ikisi de model olarak çalışmaya başladılar. İki çocuk sahibi oldular. (Fraser Clarke Heston ve Holly Ann Heston). Heston ve eşi Lydia bir tiyatroda çalışmak için yollar ararken, 1947 yılında Asheville, Kuzey Karolayna'da bir oyunevine gittiler. 1948'de New York'a geri dönen Heston, bir Broadway gösterisi olan ve başrolünü Katharine Cornell 'in üstlendiği, Shakespeare'in Anthony ve Kleopatra eserinde bir yardımcı rol aldı. Bu arada televizyonda da şansını deneyen aktör, 1950'lerde CBS'nin televizyon dramalarında roller aldı ve başarılı bulundu. Film prodüktörü Hal B. Wallis'den Wuthering Heights adlı televizyon yapımı için teklif aldı ve kabul etti. Heston tiyatroda ise Macbeth, A Man For All Seasons, Antony and Cleopatra ve Julius Caesar oyunlarında başarılı performanslar sergiledi. Hollywood Heston, 1950 yılında ilk profesyonel sinema filmi Dark City ' de oynadı. Bu rolüne başarılı film yapımcısı Cecil B. DeMille tarafından seçilmişti. 1953 yılında yönetmen Billy Wilder'ın Stalag 17 filmi için ilk tercihi Heston olmasına karşın, rol William Holden 'a gitti ve bu oyuncu Oskar Ödülü kazandı. Ancak, yönetmen ve yapımcı Cecil B. DeMille aktörü 10 Emir filmi için düşünüyordu. Çünkü Michelangelo'nun Musa heykelinin Heston'a benzerliğinden etkilenmişti. Daha sonra, 1959 yapımı Ben-Hur filminde Judah Ben-Hur rolü için Marlon Brando, Burt Lancaster ve Rock Hudson düşünülmesine karşın, Heston role uygun bulundu ve sanatçı bu rolle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oskar Ödülü kazandı. Film 11 dalda Oskar ödülü kazanarak tarihi bir başarı yakaladı. Heston, tarihi ve epik roller almaya El Cid (1961), 55 Days at Peking (1963), The Agony and the Ecstasy (1965) ve Khartoum (1966) filmleriyle devam etti. 1965 yılında bir oyuncular birliği olan The Screen Actors Guild (SAG) başkanı olan Heston bu görevine 1971 yılına kadar devam etti. 1968 yılında çok başarılı bulunduğu Planet of the Apes filminde oynadı. 1970 yılında yine Mark Anthony rolünü Technicolor'ın Shakespeare uyarlaması Julius Caesar filminde canlandırdı. Bu filmde Heston'ın yardımcı oyuncuları ileride yıldızlaşacak olan aktörlerdi. Brutus Jason Robards, Octavius Richard Chamberlain, Casca Robert Vaughn, Cassius Richard Johnson, Caesar John Gielgud ve Portia Diana Rigg tarafından canlandırılmıştı. 1971 yılında bilim kurgu filmi Soylent Green 'de oynadı. 1972 yılında tiyatro kariyerinde oynadığı Mark Anthony karakterini bu kez Antony and Cleopatra filminde canlandırdı. Kleopatra rolünü Hildegarde Neil, Enobarbus rolünü ise İngiliz aktör Eric Porter canlandırmıştı. 1973 yılında başarılı bilim kurgu filmi The Omega Man 'de ve 1974 yılında afet filmi Earthquake 'de oynadı. 1973 yılında Kardinal Richelieu rolüyle Üç Silahşörler (The Three Musketeers) filminde oynayan aktör, bundan sonra yardımcı roller ve cameo olarak görev aldı. 1985 ila 1987 yılları arasında The Colbys tv dizisinde göründü. Bu arada oğlu Farrel ile birlikte yapımcılığını da üstlendiği 1990 yapımı Hazine Adası (Treasure Island) ve Her Devrin Adamı (A Man For All Seasons) televizyon yapımlarında rol aldı. 1992 yılında kablolu yayında ve videolarda gösterilen King James Version of the Bible 'da görev aldı. Video ve DVD sektöründe büyük başarı getiren bu yapım İncil'i konu edinmişti. 1993 yılında bir cameo rolle Wayne's World 2 filminde göründü. Aynı yıl Saturday Night Live 'de bulundu. Cameo rollerle Hamlet (1996), Tombstone (1993) ve True Lies (1994) filmlerinde göründü. L.A. Müzik Merkezi 'nde (Los Angeles Music Center) gösterilen Police Story, The Caine Mutiny Court Martial, ve Sherlock Holmes rolünde The Crucifer of Blood 'da oynadı. 2001 yılında yönetmen Tim Burton'un 1968 filminin yeniden yapımı olan Maymunlar Cehennemi'nde küçük bir rol aldı. Heston'ın son rolü, 2003 yapımı My Father, Rua Alguem 5555 filminde bir Nazi doktoru olan Josef Mengele karakteri idi. Politik aktiviteleri Heston 1956 ABD Başkanlık seçimlerinde Adlai Stevenson'ın, 1960 seçimlerinde ise John F. Kennedy'nin kampanyalarına destek verdi. 1963 yılında diğer oyuncu arkadaşlarıyla Vaşington'da sivil hakları savunan aktivitelerde bulundu. Martin Luther King Jr.'la görüştü. Irkçılığa karşı olduğunu yineledi. 1968 yılında senatör Robert F. Kennedy, diğer oyuncular Gregory Peck, Kirk Douglas ve James Stewart ile birlikte Başkan Johnson'ın Silahların Kontrolü Anlaşması'na destek oldular. Heston Vietnam Savaşı'na karşı olduğunu ve Richard Nixon'ı destekleyeceğini açıkladı. 1980'lerde Heston, politik çizgisini değiştirerek demokrat yanlısı olmaktan vazgeçip, cumhuriyetçiler tarafına yaklaştı.Cumhuriyetçilerin ve Cumhuriyetçi başkan adaylarının kampanyalarına destek veren sanatçı, Ronald Reagan, George H. W. Bush ve George W. Bush'un destekçisi oldu. Beyazların ABD'de bulunan diğer etnik unsurlar tarafından kuşatıldığını anlatan konuşmalarda bulundu. İspanyol onuru ve zenci onuru yanında aslolan beyaz adamın onurundan bahsedilmediğini savundu. 2000 yılında bireysel silahlanmaya destek veren NRA'nın başkanı sıfatıyla Bill Clinton yönetimine açıkça karşı olduklarını belirten konuşmalar yaptı. 2002 yılında Columbine Lisesi katliamını konu alan belgesel filmi Bowling for Columbine için yönetmen Michael Moore aktörle görüştü. Heston'ın agresif gözükmesinde ve görüşmeyi yarıda kesmesinde daha sonra Moore'un da hatasının olduğu yönünde yorumlar yapıldı. Aktörü zor duruma düşüren Moore, Heston'la görüşmesini belgeselinde çarpıcı bir şekilde kullanmaya çalışsa da bazı eleştirmenler, belgeselin ana fikrini bu olayın zayıflattığını ve ana fikre yardımcı olmadığını belirttiler. Heston'ın kürtaja, embriyo ve insan hücresi üzerindeki çalışmalara karşı olduğu bilinmekteydi. Hastalanması ve ölümü 1998 yılında NRA Başkanı seçilmesinden sonra Heston'a prostat kanseri teşhisi konuldu. Kanser tedavisi olarak radyasyon ve ilaç terapisi uygulandı. 2002 yılında Heston'da Alzheimer hastalığı belirtileri görüldü. Temmuz 2003 tarihinde George W. Bush tarafından sanatçıya Başkanlık Özgürlük Madalyası verildi. Mart 2005 tarihinde gazeteler, sanatçının hastalığı nedeniyle ailesinin şok olduğunu ve Heston'un kimi zaman yataktan çıkmakta zorlandığını yazdılar. Aktör, Ağustos 2005 tarihinde Los Angeles Hastanesi 'nde tedavi altında kaldı. Nisan 2006 tarihinde ilerlemiş hastalığı nedeniyle ailesi 2006 yılını sağ çıkaramayacağı konusunda endişelenmeye başladı. 84 yaşında olan sanatçının 5 Nisan 2008 tarihinde Beverly Hills Kaliforniya'daki kendi evinde öldüğü açıklandı. 64 yıldır beraber olduğu karısı Lydia sanatçının son nefesinde yanındaydı. Oğlu Fraser Clarke Heston ve kızı Holly Ann Heston 'da son anlarında destek oldu ve onlar sayesinde aktör yaşama bir müddet daha tutunmuştu. Ölüm nedeni zatürree olarak açıklandı.Ölümünü takiben George W. Bush ve eski ABD Başkanı Ronald Reagan'ın eşi Nancy Reagan basın açıklaması yaptı. Ölümünden bir hafta sonra 12 Nisan 2008 tarihinde Nancy Reagan ve Hollywood yıldızları Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger, Olivia de Havilland, Keith Carradine, Pat Boone, Tom Selleck, Oliver Stone ve Rob Reiner'ın da bulunduğu 250 kişinin katıldığı bir törenle defnedildi. İlk filmleriyle çocukluk yıllarımda tanıştım..Yıllar geçsede aklımda hep genç hali kaldı..Hiçbir zaman yaşlandığını kabul edemedim..Ta ki ölene dek... Bibliyografi Charlton Heston'ın yazdığı kitapların, hristiyanlığa dair bir kaçı dışında hepsi otobiyografik kitaplardır. * The Actor's Life * In the Arena: An Autobiography * The Courage to be Free * Beijing Diary * To Be a Man: Letters to My Grandson * Charlton Heston Presents the Bible * Charlton Heston's Hollywood: 50 Years in American Film with Jean-Pierre Isbouts Akademi Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu 1959 Ben-Hur Altın Küre Ödülleri Cecil B. DeMille Ödülü 1967 Lifetime Achievement vikipedi Ben-Hur 1959 10 Emir 1956 The Greatest Show on Earth 1952- Kirk Douglas (d. 9 Aralık 1916, New York)
Kirk Douglas, (Gerçek ismi:Issur Danielovitch Demsky (d. 9 Aralık 1916, New York) ABD'li aktör ve film yapımcısıdır. Douglas, "Spartaküs" gibi 20. yüzyılın en önemli filmlerine imza atmıştır. Aktör Michael Douglas'ın babasıdır. Sanatçı, AFI'nin düzenlediği "Tüm Zamanların En İyi Amerikan Erkek Sembolleri" listesinde 17. sırada yer almıştır. Gençlik Yılları Amsterdam New York’da doğdu. Annesi Bryna ev hanımı, babası Herschel ise serbest meslek sahibiydi. İkisi de şimdi Beyaz Rusya sınırları içerisindeki Gomel kentinden göçen Rus Yahudileriydi. Babasının kardeşi önceden göçmüştü ve kendisine Demsky soyadını almıştı, Douglas’ın ailesi de aynı soyadını benimsedi. Douglas bir süre Izzy Demsky olarak bilindi. Yoksul bir aileden gelen Douglas değirmen işçilerine soğuk yiyecekler satarak harçlığını çıkartır. Daha sonra gazete dağıtıcılığı dahil çeşitli işlerde çalışır. Altı kızkardeşiyle birlikte kalmaktadır ve evden hızla uzaklaşmak isteğiyle yanmaktadır. Lise yıllarında piyeslerde rol alır ve aktör olmak istediğini anlar. Okumak için parasız olmasına karşın St.Lawrence Üniversitesine bir yolunu bulup girer ve burs alır. Aldığı burs parasını geri ödemek için temizlikçilik ve bahçevanlık yapar. Ayrıca güreşe meraklıdır ve festivallerde para karşılığı güreşir. New York Drama Sanatları Akademisinde oyunculuk yetenekleri keşfedilir ve özel bir öğrenim bursu verilir. Sınıf arkadaşları arasında Lauren Bacall ve daha sonra eşi olacak Diana Dill vardır. Mezun olduktan sonra Broadway’de ilk rolünü aldı. Douglas ABD’nin 2.Dünya Savaşına girdiği 1941 yılı ile aldığı yaralardan dolayı ordudan ayrıldığı 1944 yılına kadar donanmada görev yaptı.Sınıf arkadaşı Diana Dill 1943’de Life dergisinin kapağı olduğu sayıyı gören Douglas donanmadaki bahriyeli arkadaşlarına onunla evleneceğini söyler ve Kasım 1943’de evlenir. Evliliklerinden 1944 yılında Michael Douglas dünyaya gelecek, çift ise 9 yıl sonra ayrılacaktır. Savaştan sonra Douglas New York’a döner ve radyo tiyatrosunda iş bulur. Arkadaşı Lauren Bacall sayesinde birkaç filmde rol alır ve beğeni kazanır. Önemli roller almaya başlar. Oyunculuk Kariyeri Douglas çevirdiği sekizinci film olan Şampiyon’da bencil ve sert bir boksörü canlandırı. Bu tür roller artık onun ayrılmaz bir parçası olacaktır. Başarılı olmak için biraz cesaretli olması gerektiğini anlar, film şirketleriyle yaptığı anlaşmları feshederek annesinin adı olan Bryna Yapım adlı bir şirket kurarak cesur işler yapmaya girişir. Douglas 1950 ve 60’lı yıllarda çok ünlü bir oyuncu olarak zamanın önde gelen kadın oyuncuları ile birlikte sahne almıştır, bunlar arasında Lauren Bacall, Barbara Stanwyck, Doris Day, Jeanne Crain, Rhonda Fleming, Virginia Mayo, Lizabeth Scott, Laraine Day, Jane Wyman, Eleanor Parker, Lana Turner, Kim Novak, Susan Hayward, Janet Leigh ve Jean Simmons sayılabilir. Aldığı birçok rol arasında 1951 yılındaki Along the Great Divide adlı filmdeki kovboy rolü için ata binmeyi ve silah kullanmayı öğrenecek ve birçok Western filmde başrolde oynayacaktır. Lonely Are the Brave (1962) filminde ise kovboy rollerinin zirvesindedir. Douglas ayrıca birçok farklı askeri rolde oynamıştır. Bunların arasında Top Secret Affair (1957), Paths of Glory (1957), Town Without Pity (1961), The Hook (1963), Seven Days in May (1964), In Harm’s Way (1965), Cast a Giant Shadow (1966), ve Is Paris Burning (1966) sayılabilir. En çok bilinen rolü ise Paths of Glory’deki Albay Dax rolüdür. Kirk Douglas’ın Vincent Van Gogh’un hayatını canlandırdığı Lu.st for Life (1956) filmi sanatçının iç çelişkilerini çok iyi yansıttığı için beğeni kazanmıştır. Douglas çok önemli aktörlerin rol aldığı Spartacus (1960) filminde hem oyuncu hem de yapımcıdır. Bu filmin bir özelliği de McCarthyci komünist cadı avının sonucu olarak kara listeye alınarak iş verilmeyen Dalton Trumbo’nun projede çalıştırılması ve isminin jenerikte geçmesidir. Filmin yönetmeni Paths of Glory filminde beraber çalıştıkları Stanley Kubrick’dir. Douglas’ın oynadığı rollerin hakkını verebilmek için yoğun bir şekilde odaklandığı ve yaptığı sanata büyük değer verdiği bilinmektedir. Yönetmen olarak ilk denemesi Scalawag (1973) çeşitli zorlukların yaşandığı bir süreçten sonra yayınlansa da beklendiği gibi olumlu eleştiriler almaz. Champion, The Bad and the Beautiful ve Lu.st for Life filmleri ile üç kez Oscar ödülüne aday gösteirlen aktör 1996 yılında aldığı sinema sanatına 50 yıllık katkı özel Oscar ödülü hariç bu ödülü kazanamamıştır. 2004 yılında Kaliforniya’da Palm Springs’de bir caddeye Kirk douglas Caddesi adı verilmiştir. Ayrıca kendisine 1981 yılında Başkanlık Özgürlük Ödülü, 1985 yılında Fransız Lejyon Donör nişanı ve 2001 yılında Ulusal Sanat Madalyası verilmiştir. Aile Hayatı Douglas iki kez evlenmiştir, ilkin 1943 yılında Diana Dill ile olan evliliğinden aktör Michael Douglas ve yapımcı Joel Douglas dünyaya gelmiştir. Çift 1951 yılında boşanmıştır. Douglas sonra 1954 yılında Anne Buydens ile evlenmiştir. Yapımcı Peter Douglas ve aktör Eric Douglas dünyaya gelmiştir. Eric Douglas 2004 yılında aşırı dozda uyuşturucudan hayatını kaybetmiştir.1991 yılında bir helikopter kazasından yara almadan kurtulur. Douglas 1996 yılında geçirdiği kalp krizi sonrasında konuşma yetisini kısmen kaybeder. Filmleri * The Strange Love of Martha Ivers (1946) * Out of the Past (1947) * Mourning Becomes Electra (1947) * I Walk Alone (1948) * The Walls of Jericho (1948) * My Dear Secretary (1949) * A Letter to Three Wives (1949) * Champion (1949) * Young Man with a Horn (1950) * The Glass Menagerie (1950) * Along the Great Divide (1951) * Ace in the Hole (1951) * Detective Story (1951) * The Big Trees (1952) * The Big Sky (1952) * The Bad and the Beautiful (1952) * The Story of Three Loves (1953) * The Juggler (1953) * Act of Love (1953) * 20,000 Leagues Under the Sea (1954) * The Racers (1955) * Ulisse (U.S. title: Ulysses) (1955) * Man Without a Star (1955) * The Indian Fighter (1955) * **** for Life (1956) * Top Secret Affair (1957) * Gunfight at the O.K. Corral (1957) * Paths of Glory (1957) * The Vikings (1958) * Last Train from Gun Hill (1959) * The Devil's Disciple (1959) * Strangers When We Meet (1960) * Spartaküs (1960) * Town Without Pity (1961) * The Last Sunset (1961) * Lonely Are the Brave (1962) * Two Weeks in Another Town (1962) * The Hook (1963) * The List of Adrian Messenger (1963) * For Love or Money (1963) * Seven Days in May (1964) * In Harm's Way (1965) * The Heroes of Telemark (1965) * Cast a Giant Shadow (1966) * Is Paris Burning? (1966) * The Way West (1967) * The War Wagon (1967) * Once Upon a Wheel (1968) (belgesel) * A Lovely Way to Die (1968) * The Brotherhood (1968) * The Arrangement (1969) * There Was a Crooked Man... (1970) * To Catch a Spy (1971) * The Light at the Edge of the World (1971) * A Gunfight (1971) * A Man to Respect (1972) * Scalawag (1973) * Posse (1975) * Jacqueline Susann's Once Is Not Enough (1975) * Holocaust 2000 (1977) * The Fury (1978) * The Villain (1979) * Saturn 3 (1980) * Home Movies (1980) * The Final Countdown (1980) * The Man from Snowy River (1982) * Eddie Macon's Run (1983) * Tough Guys (1986) * Oscar (1991) * Veraz (1991) * A Century of Cinema (1994) (belgesel) * Greedy (1994) * Diamonds (1999) * It Runs in the Family (2003) * Illusion (2004) Ayrıca Bakınız * Zafer Yolları (film) * Spartaküs (film) * Ace in the Hole (film) * Joseph Raymond McCarthy Ödülleri * En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar Ödülü, 1961 * En İyi Görüntü Yönetmeni Oscar Ödülü, 1961 * En İyi Sanat Yönetmeni Oscar Ödülü, 1961 * En İyi Kostüm Tasarımı Oscar Ödülü, 1961 * En İyi Film Altın Küre Ödülü, 1961 vikipedi- Harrison Ford (doğum:13 Temmuz 1942)
Harrison Ford (doğum:13 Temmuz 1942), Akademi Ödülü ve BAFTA Ödülü adayı, Altın Küre ödülü kazanmış Amerikalı sinema oyuncusudur. En çok orijinal Yıldız Savaşları üçlemesindeki esprili uzay pilotu Han Solo ve Indiana Jones serisinde canlandırdığı maceracı, azimli arkeolog, Indiana Jones rolleri ile tanınır. Ayrıca Ridley Scott'un 1982 tarihli kült bilim-kurgu filmi Bıçak Sırtı, Andrew Davis'in efsane TV dizisi The Fugitive'den uyarladığı Kaçak filmi ve yine yüksek gişe hasılatı kazanmış Air Force One, Tanık, Presumed Innocent ve Gizli Gerçekler gibi filmlerde rol almıştır. Gişeyi altüst eden the Extra-Terrestrial'daki küçük rolü filmin son kurgusunda silinmiştir. 1997 yılında Empire sinema dergisinin düzenlediği "Tüm Zamanların En Büyük 100 Film Yıldızı" listeisnde 1 numaraya oturmuştur. Eylül 2006'da, Ford'un rol aldığı filmlerin gişe hasılatı ABD'de yaklaşık olarak 3.1 milyar $, dünya çapında ise 6 milyar $ civarındadır. Bu rakamlar Harrison Ford'u, Tom Hanks'in ardından tüm zamanların en fazla gişe yapan 2. aktörü konumuna getirmiştir. Yine Empire dergisinin yaptığı "Tüm Zamanların En Seksi 100 Film Yıldızı" listesinde 15. sırada yer aldı. 1998 yılında "People" dergisi tarafından yaşayan en seksi adam şeçildi. Hayatı 13 Temmuz 1942'de radyo oyuncusu Dorothy Nidelman ve oyunculuk da yapan reklam ajansı yöneticisi Christopher Ford'un oğlu olarak Illionis, Chicago'da dünyaya geldi. Harrison küçüklüğünde izciydi. Maine East High School'da kızlar tarafından pasif ve başarısız bulunan Ford, WMTH-FM adlı radyoda çalıştı. Ford'un anne tarafından büyükannesi ve dedesi Anna Lifschutz ve Harry Nidelman Belarus kökenli, baba tarafından büyükannes ve dedesi olan Florence Veronica Niehaus ve John Fitzgerald Ford, Alman kökenli İrlandalı katoliklerdir. Üyesi olduğu Boy Scouts of America’da başarılı olan Ford, 1960 yılında Park Ridge, Illinois'teki Maine East High School okulundan mezun oldu. Üniversite eğitimi için Wisconsin'deki Ripon College okuluna gitti. Burada Sigma Nu isimli derneğe katılan Ford, kızlarla tanışabilme umudu adına okuldaki drama derslerine de katılıyordu. Brothers Gross isimli folk müzik yapan grupta da yer alan Harrison, eğitimini tamamlayamadan şehirden ayrıldı. Kariyeri 1964 senesinde Los Angeles şehrine gelen Ford, Clumbia Pictures'in "Genç Yetenekler" isimli programında küçük roller canlandıran Ford haftada 150 dolar maaş alıyordu. Bunları takiben ilk eşi olan Mary Marquardt ile evlendi. Sonra da ilk sinema filmi olan Dead Heat on a Merry-Go-Round'da rol aldı. Bu filmden sonra da Luv adlı yapımda rol aldı. A Time for to Kill adlı western türü filmde başrolü almadan önce, ilk oğlu Benjamin Ford doğdu. Universal Studios'un Gunsmoke, Ironside, The Virginian, The F.B.I., Love, American Style, ave Kung Fu TV dizislerinde oynayan Ford, sinema filmlerinde oynayamadığı için sıkkındı. İkinci oğlu Willard Ford 1969 yılında dünyaya gelince marangozluk yapmaya başladı.Aktör bu sebeple The Doors'un konserlerinde çalıştı. George Lucas evinin tamiri için Ford'u çağırınca aktöre de şans doğdu. Zira çıkış yapabileceği bir film arayan Ford, Akademi Ödülleri'ne aday olan American Grafitti filminde rol alınca sinemaya geri döndü. 1974 yılında The Godfather filmleri ile tanınan Francis Ford Coppola, Konuşma adlı yeni filminde başrolleri Gene Hackman ile Harrison Ford'a verdi. Harrison Ford'un oynadığı filmler içerisinde performansını en çok beğendiği yapım The Mosquito Coast adlı filmdir. En sevdiği ise Indiana Jones sersindeki karakteri. Bob Falfa American Graffiti filmi Ford için büyük bir şans oldu. Bu film ile Lucas ile tanışan aktör Yıldız Savaşları'ndaki rolünde önünü açmış oldu. Ayrıca bu filmden sonra Francis Ford Coppola ile çalışarak sülse yaptı. Han Solo Ford'un Han Solo'yu canlandırması aslında şans eseri oldu. George Lucas rol için Nick Nolte, Christopher Walken, Al Pacino, Richard Reyfuss, William Katt veya Billy Dee Williams (sonradan Lando Calrissian adlı karakteri canlandırdı) gibi isimleri düşünüyordu. Ancak Lucas tarafından oyuncu seçmelerinde sadece diyalogları okuması için işe alınan Ford diyalogları belli bir alaycılık ile okuyunca rolu kendisi aldı. Film hasılat rekorları kırınca Ford da bir süperstar oldu. İki devam filminde de rolü tekrarlayan Ford, Yıldız Savaşları: Bölüm V - İmparator filminde Lucas'a karakterini öldürmesini söyledi. Lucas da bu teklifi hiç düşünmeden reddetti. Indiana Jones Ford bu rolü de şans aldı. İlk başta Indiana Jones rolü için Dennis Quaid, Kurt Russell, Jeff Bridges, Powers Boothe ve Tom Selleck ile görüşülüyordu. Sonunda da Tom Selleck'te karar kılındı. Ancak aktörün o dönem Magnum P.I. dizisinde oynaması ve kast ekibinin Selleck'in bir kadının karşısında rahat görünmeyeceğini düşünmesi yüzünden başka seçeneklere gidildi. Steven Spielberg rolü Ford'a vermek istese de aktörle Yıldız Savaşları filmlerinde çalışan Lucas kendini tekrarlamak istemiyordu. Ancak baskılara dayanamayan Lucas rolü Ford'a verdi. Rick Deckard Yönetmenliğini Ridley Scott'un yaptığı bu bilim-kurgu filmi ilk vizyona girdiğinde eleştirmenler tarafından küçümsendi ve gişede istenen başarıyı elde edemedi. Yıllar sonra ise kült statüsüne ulaştı. Harrison Ford ise filmde Rick Deckard adlı replicant avcısı polis karakteridir. Ford, filmi çok karanlık ve kasvetli bir fantastik film olarak görüyor. Dr. Richard Kimble Andrew Davis'in aynı adlı TV dizisinden uyarladığı bu filmde Harrison Ford, karısını öldürmekle suçlanan Richard Kimble adlı karaktere hayat veriyor. Burada Ford'a, filmideki rolü ile Akademi Ödülü kazanan Tommy Lee Jones eşlik ediyor. Diğer İşleri Aktör 1985 yılında Peter Weir'in Tanık filminde canlandırdığı John Book rolü ile Oscar'a aday oldu. The Mosquito Coast (1986), ve Roman Polanski'nin Frantic (1988) adlı yapımlarda yeteneğini sergiledi. Ardından da Mike Nichols'un romantik draması Working Girl (1988)'te rol aldı. 2002'de Ford, Kaptan Alexei Vostrikov rolü ile National Geographic filmi K-19: The Widowmaker'da yer aldı. Ford, 90'larda Alan J. Pakula(Presumed Innocent ve The Devil's Own), Sidney Pollack(Sabrina), Robert Zemeckis(Gizli Gerçekler) gibi yönetmenlerle çalışmıştır. Reddetiği Roller Harrison, [2004] yılında Syriana adlı yapımda rol alması için yapılan teklifi geri çevirdi. Rolü kabul eden George Clooney ise Akademi Ödülü ve Altın Küre Ödülü kazandı. Ford ayrıca Oscar kazanan Trafik filmini ve David Cronenberg'in yönettiği Şiddetin Tarihçesi ve Mel Gibson'ın rol aldığı, bir Roland Emmerich yapımı olan Vatansever filmlerindeki rolleri de reddetti. Kişisel Hayatı Ford, babasını 1999'da, annnesini ise 2004 yılında kaybetti. 1964 yılında evlendiği Mary Marquardt ile 1979 yılında yolları ayrıldı. E.T. filminin senaristi olan Melissa Mathison ile 1983'te evlendi. Eşinin senaryosunu yzdığı "Kundun" filmi nedeni ile Tibet'e girişi yasaklandı. 1987’de üçüncü oğlu Malcolm Ford, 1990’da ise tek kızı Georgia Ford dünyaya geldi. Yüklü bir tazminat ile Mathison'dan da ayrılan Ford, 2004 yılından beri Calista Flockhart ile beraber. Flockhart ile Wyomin'de kendi yaptığı bir çiftlikte yaşıyor. Yaptığı bir araba kazası yüzünden çenesinde yara izi var. Ayrıca sinema kariyerinin başlarında geçirdiği bir kazadan dolayı takma diş takıyor. Ford tam bir demokrat ve Bill Clinton ile yakın arkadaş. ABD'de silah kontrolüne destek veriyor. Helikopteri bulunan Ford 2000 yılında evinin yakınlarında bulunan bir dağda neredeyse susuzluktan yaşama veda etmek üzere olan 20 yaşındaki Sarah George'ı helikopteriyle kurtardı. 2001 yılında en zengin aktör olarak Guinnes Rekorlar Kitabı'na girdi. Profesyonel arkeologlara yardım için çalışan Ford, çevre konusunda da oldukça bilinçli olduğu için, hayvanları koruma konusundaki en prestijli ödül olan Indianapolis Prize ödülünü kazandı. Boş zamanlarında, hobi olarak ustabaşılık yapıyor. Hava Araçları * De Havilland Canada DHC-2 Beaver (N28S) * Aviat Husky A-1B (N6HY) * Cessna Citation CJ3 (N5GU) * Beech Bonanza B36T3 * Cessna 208B Grand Caravan * 1929 Waco Taperwing * Bell 407 * Gulfstream II * Gulfstream IVSP * Pilatus PC-12 Ödüller ve Onurlar Akademi Ödülleri * Adaylık: En İyi Aktör, Witness (1985) BAFTA Ödülleri * Adaylık: En İyi Aktör, Witness (1985) Golden Globe Ödülleri * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Drama, Witness (1986) * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Drama, The Mosquito Coast (1987) * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Drama, The Fugitive (1994) * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Musical/Comedy, Sabrina (1996) * Kazandı: Cecil B. DeMille Award (2002) Scream Ödülleri * Kahraman Ödülü Kazandı (Han Solo ve Indiana Jones rolleri ile) (2007). Ödülleri Akademi Ödülleri * Adaylık: En İyi Aktör, Witness (1985) BAFTA Ödülleri * Adaylık: En İyi Aktör, Witness (1985) Golden Globe Ödülleri * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Drama, Witness (1986) * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Drama, The Mosquito Coast (1987) * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Drama, The Fugitive (1994) * Adaylık: En İyi Aktör - Motion Picture Musical/Comedy, Sabrina (1996) * Kazandı: Cecil B. DeMille Award (2002) Scream Ödülleri * Kahraman Ödülü Kazandı (Han Solo ve Indiana Jones rolleri ile) (2007) Saturn Ödülleri * Kazandı: En İyi Aktör, Kutsal Hazine Avcıları (1982) * Adaylık: En İyi Aktör, Indiana Jones: Kamçılı Adam (1985) * Adaylık: En İyi Aktör, Indiana Jones: Son Macera (1990) Bambi Ödülleri * Kazandı: En İyi Aktör, Hava Kuvvetleri Bir (1997) MTV Ödülleri * Kazandı: En İyi Aktör, Kaçak (1994) vikipedi- Hacı Bayram-ı Veli,(Ankara, 1352 - Ankara, 1429) Türk mutasavvıf ve şair.
Hacı Bayram Veli, (Ankara, 1352 - Ankara, 1429) Türk mutasavvıf ve şair. Doğum ismi, Numan bin Ahmed, lakabı "Hacı Bayram"dır. 1352 (H. 753) tarihinde Ankara'nın Çubuk Çayı üzerinde Zülfadl (Sol-fasol) köyünde doğdu. Hacı Bayram-ı Veli, 14. ve 15. yüzyıllarda Anadolu'da yetişti. Eserlerini Türkçe olarak yazarak Türkçe kulanımını Anadolu'da önemli şekilde etkiledi. Sultan Murad Han verdiği ünlü bir fermanda, Hacı Bayram-ı Veli'nin talebelerinin, yalnız ilim ile meşgul olmaları için, onların vergi ve askerlikten muaf tutulduğu bildirmiştir. Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u feth edeceğini II. Mehmed'in babası II. Murad'a bildirdiği rivayet olunur. Bir gün medreseye birisi gelerek; "İsmim Şüca-i Karamani'dir. Hocam Hamideddin-i Veli'nin selamı var. Sizi Kayseri'ye davet ediyor. Bu vazife ile huzurunuza geldim." dedi. O da, Hamidüddin ismini duyunca; "Baş üstüne, bu davete icabet lazımdır. Hemen gidelim." diyerek müderrisliği bıraktı. Birlikte Kayseri'ye yöneldiler ve Somuncu Baba diye bilinen Hamideddin-i Veli ile Kurban Bayramında buluştular. O zaman Hamideddin-i Veli; "İki bayramı birden kutluyoruz!" buyurdu ve ona Bayram lakabını verdi. Talebeliğe kabul etti. Din ve fen ilimlerinde yüksek derecelere kavuşturdu. Hacı Bayram-ı Veli, hocasının vefatından sonra Ankara'ya gelerek doğduğu köye yerleşti. Yeniden talebe yetiştirmekle meşgul oldu. Sohbetleriyle hasta kalplere şifa dağıttı. Talebelerini daha çok sanata ve ziraate sevk ederdi. Kendisi de geçimini ziraatle sağlardı. Açtığı ilim ve irfan ocağına, devrinin meşhur alimleri, hak aşıkları akın etti. Damadı Eşrefoğlu Rumi, Şeyh Akbıyık, Bıçakçı Ömer Sekini, Göynüklü Uzun Selahaddin, Edirne ve Bursa ziyaretlerinde talebeliğe kabul ettiği Yazıcızade Ahmed (Bican) ve Mehmed (Bican) kardeşler ile Fatih Sultan Mehmed Hanın hocası Akşemseddin bunların en meşhurlarıdır. Fatih'in babası Sultan İkinci Murad Han, Hacı Bayram-ı Veli'yi Edirne'ye davet edip, ilim ve manevi derecesini anlayınca, fevkalade hürmet göstermiş, Eski Cami'de vazettirmiş, tekrar Ankara'ya uğurlamıştır. Sultan İkinci Murad Han kendisinden nasihat isteyince; İmam-ı Azam'ın, talebesi Ebu Yusuf'a yaptığı uzun nasihatı yaptı: "Tebean içinde herkesin yerini tanıyıp bil; ileri gelenlere ikramda bulun. İlim sahiplerine hürmet et. Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster. Halka yaklaş, fasıklardan uzaklaş, iyilerle düşüp kalk. Kimseyi küçümseyip hafife alma. İnsanlığında kusur etme. Sırrını kimseye açma. İyice yakınlık peyda etmedikçe kimsenin arkadaşlığına güvenme. Cimri ve alçak kimselerle ahbablık kurma. Kötü olduğunu bildiğin hiçbir şeye ülfet etme. Bir şeye hemen muhalefet etme. Sana bir şey sorulursa ona herkesin bildiği şekilde cevap ver. Seni ziyarete gelenlere faydalanmaları için ilimden bir şey öğret ve herkes öğrettiğin şeyi belleyip tatbik etsin. Onlara umumi şeyleri öğret, ince meseleleri açma. Herkese itimad ver, ahbablık kur. Zira dostluk, ilme devamı sağlar. Bazan da onlara yemek ikram et. İhtiyaçlarını temin et. Onların değer ve itibarlarını iyi tanı ve kusurlarını görme. Halka yumuşak muamele et. Müsamaha göster. Hiçbir şeye karşı bıkkınlık gösterme, onlardan biri imişsin gibi davran." Hacı Bayram-ı Veli, ömrünün sonuna kadar İslamiyeti yaymak için çalıştı. 1429 (H. 833) tarihinde Ankara'da vefat etti. Türbesi kendi ismiyle anılan Hacı Bayram Camii'ne bitişik olup, ziyaret mahallidir. Vefatından sonra Bayramiyye yolunu talebelerinden Akşemsettin ve Bıçakçı Ömer Efendi devam ettirdiler. Hacı Bayram-ı Veli, Yunus Emre tarzında şiirler söylemiştir. Şiirlerinde "Bayrami" mahlasını kullanmıştır. Hacı Bayram-ı Veli'nin Sosyal ve Kültürel Hayattaki Rolü Hacı Bayram-ı Veli herşeyden önce bilim ve tasavvufu birleştirmeyi başarmış bir sufidir. İslamiyeti ilmi açıdan ele alarak iyice anlamış, önce profesör olarak medresede öğrenci yetiştirmiş sonrada tasavvuf hayatına adımını atmıştır. Tasavvuf felsefesi bakımından kendinden öncekilere göre bir yenilik getirmemiştir. Ancak mutasavvıf olarak dünyayı red ve terk yerine, onu imara yönelmiş etrafındakileri de teşvik etmiştir. Hacı Bayram-ı Veli'nin bu yanı devrine göre çok ileri görüşü simgeler. Hacı Bayram-ı Veli'nin etrafında okuma yazma bilmeyenler ve o devrin her çeşit meslek gruplarından insanlar bulunduğu gibi başta Akşemseddin olmak üzere Germiyanoğlu Şeyhi, Eşrefoğlu Rumi, Ahmed Bican, Yazıcıoğlu Muhammed gibi bilimadamları da bulunuyordu. Bu kadar farklı kültür gruplarını aynı potada eritmesi de büyük bir başarıdır. Müridlerini el emeği ile geçinmeye yani toprağı işlemeye ve el sanatlarına yönlendirmiştir. Kısacası herkese çalışma tavsiyesinde bulunmuş kendisi de buğday, arpa, burçak yetiştirerek onlara yaşayan örnek olmuştur. Bu şekilde müridlerini toprağa bağlı yaşamaya teşvik ederek Anadolu'ya Orta Asya'dan gelen Türk göçerlerin yerleşik hayata geçmesini sağlamış, Anadolu'da kalıcı Türk birliğinin sağlanmasında ve Osmanlı Devleti'nin medeniyet yolunda aşama kaydetmesinde önemli rol oynamıştır. Hacı Bayram-ı Veli'nin koyduğu imece usulü, yani hasadı bütün köylülerin katılımı ile ortaklaşa toplama yöntemi bugün bile hala Anadolu'da uygulanmaktadır. Anadolu'da ondan başka aynı etkiyi sağlamış bir mutasavvıf gösterilemez. Hacı Bayram-ı Veli'ye göre toplum iki ana kesime ayrılır: Zenginler ve yoksullar. Bu iki grubun arasında köprü kurulması ve yoksulların sosyo ekonomik güvenliğinin sağlanması görevini yaşadığı dönemde Hacı Bayram-ı Veli gerçekleştirmiştir. Mübarek aylarda müridleriyle beraber Ankara'nın ticari merkezlerinde dolaşır, dükkân sahiplerinden isteyenler zekat ve sadakalarını dervişlerin taşıdığı büyük bir torba içine atarlardı. Bu paralar bir yardım sandığında toplanır kimsesiz yaşlılara, dul bayanlara, öksüzlere, evlenemeyecek kadar fakir genç kızlara ve erkeklere, kitap alamayacak kadar fakir öğrencilere kısacası tüm ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı. Görüldüğü gibi günümüzün Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu, Bağkur gibi sosyal yardımlaşma organizasyonlarının temeli bundan beş buçuk asır önce Hacı Bayram-ı Veli tarafından atılmıştır. Hacı Bayram-ı Veli'nin güzel adetlerinden biri de tekkesinde sürekli bir kazan kaynatmasıdır ki bu adet kök olarak Orta Asya tasavvuf geleneğine, Hoca Ahmet Yesevi'ye dayanır. Tekkesindeki bu kazanda sürekli gece gündüz burçak çorbası kaynar; gelen geçen, zengin fakir, büyük küçük, kadın erkek herkes içerdi. Hacı Bayram Camii tekkesinde hergün sabah ve yatsıdan sonra zikir meclisleri kurulur, öğle namazından önce ve sonra başta müridler olmak üzere her gruptan insana tefsir, fıkıh, hadis, kelam hatta felsefi ağırlıklı tasavvuf dersleri verilirdi. Bu şekilde toplumun eğitimi de gerçekleştiriliyordu. Hacı Bayram-ı Veli Anadolu'da dil ve kültür birliğinin sağlanması için Türkçe eserler yazılmasında Leme'at ve Gülşen-i Raz gibi eserlerin Türkçeleştirilmesinde etkili olmuş kendisi de halkın anlayacağı dilden, Ahmet Yesevi geleneğine uygun olarak şiirler yazmıştır. Devrinde Arapça ve Farsça eser vermek revaçta iken, Hacı Bayram-ı Veli'nin halk ile diyalog kurabileceği Türkçe'yi tercih etmesi belli bir misyona delalet eder. Bu misyon Anadolu'da dil birliğinin sağlanması ve Türk kültürürün hakim olmasıdır. Türkçecilik akımı müridlerini de etkilemiş, bu sufiler özellikle Türkçe eserler vermişlerdir. Yazıcıoğlu Muhammed, Ahmet Bican, Eşrefoğlu Rumi gibi öğrencilerinin Envaru-l Aşıkin, Muhammediye, Müzekki'n Nüfus gibi eserleri Anadolu'da yıllarca kolaylıkla okunmuştur halkın elinden düşmemiştir. Hacı Bayram-ı Veli Camii Çilehanesi Bayramilik'te manevi olgunluğu elde etmek üzere kırk gün süre ile insanlardan ayrılıp küçük bir çile odasında kalıp Allah'ı düşünmek, ona ibadet etmek, onun isimlerini anmak, susmak, az yemek, az içmek gibi uygulamalar büyük önem arzeder. Burda amaç zihnin Allah düşüncesi üzerinde yoğunlaşma yeteneği elde etmesidir. Bu uygulamanın temelinde Peygamber Muhammed'in peygamberlik gelmeden önce Hira mağarasında bir süre insanlardan uzak kalması, yine onun Ramazan ayının son on gününde itikafa çekilmesi vardır. Çilehanenin biri caminin doğu kapısına açılan ancak şimdi ızgara ile kapatılan, diğeri ise son cemaat yerinin doğu köşesinde olmak üzere iki asıl girişi vardır. Ayrıca caminin içinden de merdivenli bir girişi bulunmaktadır. Günümüzde girişler son cemaat yerinden yapılmaktadır. Çilehanenin bulunduğu alan cami gibi dikdörtgen planlıdır. Ancak bu dikdörtgen düzgün kenarlı değildir. Taş duvarlar, beyaz badanalı ve sadedir. Süsleme yapılmamıştır. Her iki girişten merdivenle, harimin yaklaşık 1/10 büyüklüğündeki düzgün olmayan bir dikdörtgen şeklindeki odaya inilir. Bu odanın batısında, yarı büyüklüğünde ikinci bir oda daha vardır. Bu odalardan ilki çeşitli amaçlarla kullanılabilecek bir giriş, diğeri abdest odasıdır. Günümüzde bu odalar ibadet amaçlı kullanılmaktadır. Çilehanenin çile odaları ilk odaya açılan düzgün olmayan bir koridor boyu sıralanmışlardır. Bunlar dört tanedir. En sondaki çile odası mihrabın altına oldukça yakındır. Düzgün olmayan kare planlı bu odaların havalandırma bacaları vardır. Bu odaları Hacı Bayram-ı Veli ve öğrencileri Akşemseddin, Şeyh Eşrefoğlu Rumi ile tarikat üyeleri kullanmışlardır. Hacı Bayram-ı Velî'den Nasihatler Hiddet ve kin, hakîkatleri gören gözleri kör eder. Öfke, iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır. Hiçbir günâhı küçümsemeyin, çok çalışın. Boş gezenler, zengin bile olsa, arkadaşları şeytan, kalbleri şeytanın konağı olur. İnsanların fitnesinden kurtulmak istiyorsanız, çarşı ve pazarlarda sık sık bulunmayınız Dünyâ gamından, nefsin sıkıştırmasından hafifleyip kurtulmak istiyorsanız, kabristanları sık sık ziyâret ediniz. Ayıp ve kusurlarını gördüğünüz arkadaşlarınızın, komşularınızın, sırlarını ifşâ etmeyiniz. Çünkü gördüğünüz bu sırlar, size emânettir. Emânete hiyânet ise, çirkin bir harekettir. Emaneti koruyunuz. Hacı Bayram-ı Veli'den Bir Şiir örneği Bilmek istersen seni, Cân içinde ara cânı. Geç cânından bul ânı, Sen seni bil, sen seni. Kim bildi ef'âlini, Ol bildi sıfâtını, Anda gördü zâtını, Sen seni bil, sen seni. Görünen sıfâtındır, O'nu gören zâtındır, Gayri ne hâcetindir, Sen seni bil, sen seni. Kim ki hayrete vardı, Nûra müstagrak oldu, Tevhîd-i zâtı buldu, Sen seni bil, sen seni. Bayram özünü bildi, Bileni anda buldu, Bulan ol kendi oldu, Sen seni bil, sen seni. Kaynak:Hacı Bayram-ı Veli- Çin: Geleneksel Dans
Çin: Geleneksel Dans - George Clooney (d. 6 Mayıs 1961 - Kentucky, ABD)
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.