Legendary tarafından postalanan herşey
-
Koç Burcu Günlük Yorumu
İş hayatınızdaki hareketlenmeyle beraber sizin de keyfiniz yerine geldi. Bundan sonra daha da hareketlenecek ve yoluna girecek. İşleriniz planlarınızı gerçekleştirme fırsatı sağlayacak size. Kilo problemlerinizi yapacağınız kısa yürüyüşlerle çözebilirsiniz.
-
2010 YENİ YIL DİLEKLERİ
Sağlıklı,uzun ömürlü,çevresine faydalı ve renkli gözlü torunum olsun istiyorum,diliyorum
-
AŞK YENİDEN (Murathan Mungan)
İÇİMİZDEN EKSİLDİ Artık heyecanlandırmıyor beni garlar, peronlar, benzin istasyonları, uykulu mola yerleri, yabancılıklar, bilmediğin dağ rüzgarlarıyla ürpererek uyanmak bir gece vakti, dalgın bakışmalar sonra uykusuz sabahlarda indiğin sahil kasabası daha gövdene uyanmadan serin tuz, kıştan kalma dalgalar bir yerlerde beklediğini sandığımız büyük rüyalar galiba artık heyecanlandırmıyor kimseyi nicedir eksildi içimizden o çekip gitme duygusu eski neşesine bir türlü kavuşamayan kalbim saçıp savurdu buraya gelene kadar içindeki şarkıları şimdi gündelik hayatın sade gürültüsü, kuru düzeni kuşatırken sessizliğimi ardına saklandığım kelimeler kadar bir hayat ölmeden önce okunacak, yazılacak birkaç kitap. MURATHAN MUNGAN
-
AŞK YENİDEN (Murathan Mungan)
KIRMIZI kaypak manşetler, sağır katalogları, karnaval biletleri kendini tanımanın korkusu sürekli bir canlı yayındasınız girdabı olmayan yüreğin sireni duyulmaz elbet mekanlar lunapark, hayat çarpışan otomobiller görüntünün kumbarasında hafızanız beş kuruş alarma yakın hiçbir kırmızıya düşmemiş yolunuz Bindiğin düş atı yorulmuş oysa Üstündeki binici çoktan değişti sana sormadan Kendine uygun bir ayna bile bulamadan Kalakalırsın baktığın boşlukta Bakarsın baktığın kadarsın Bundan sonrası Geç kaldığın yerlerdeki korunma duyguna bağlı anlarsan, anlamanın anlamazsan, anlamamanın boşluğundasın İşte şimdi Kırmızı! MURATHAN MUNGAN
-
AŞK YENİDEN (Murathan Mungan)
LAVANTA Ordadır yazın eskittiği otlar arasında uzakta bir nehrin gürültüsünü kazar masmavi usturalar abanoz ağacına Ordadır uyuyan bir namlunun sessizliğiyle günün sabahlığında dudaklarının arasında bir ot, bir ıslık iz bırakmaz sisler gibi geçer ağaçların arasından varır kendini derinleştiren uçurumlara Ordadır, bir devin tavşan uykusunda aklında kımıldanan otlar, ağaçlar düşünü düşürdüğü sular yüzünü bıraktığı sular almamış zaman kalmış kireç altında çelimsiz bir kabuk başlamış yürek yarası ki ne zaman çarşılara çıksa silahsız onu vururlar göğsünde siyah bir yıldızla kalbinde kuruyan bataklık kırlara yakın durur, yanık kokulara serin çiy vakti çimenlerle konuşur ne zamandır çıkmıyor sokaklar açık artırıma ıssız bir kil ile gövdesini kateden bir ateştopu Kendini sakladığı sular altında ve son bir kez: ışık ve çamurda kaldı lavanta MURATHAN MUNGAN
-
Cate Blanchett -Doğum 14 Mayıs 1969 Melbourne, Avustralya
Catherine Élise Blanchett (d.14 Mayıs 1969) Oskar, iki kez BAFTA ve iki kez Altın Küre kazanmış Avustralyalı aktris. Elizabeth ve Elizabeth: Altın Çağ filmlerinde canlandırdığı İngiltere kraliçesi I. Elizabeth ve Peter Jackson'ın Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde canlandırdığı elf kraliçesi Galadriel rolleriyle bilinir. Ayrıca Katharine Hepburn'ü canlandırdığı Martin Scorsese'nin The Aviator (Göklerin Hakimi) filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazanmıştır. 2007 yılında Bob Dylan'ı canlandırdığı I'm Not There filmiyle 64. Venedik Film Festivali'nde Volpi Kupasını almıştır. (Volpi Cup) Bu filmle Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilen oyuncu karşı cinsi oynayıp Oscar'a aday olmuş 2. oyuncudur. Biyografi İlk yılları ve Kişisel hayatı Cate Blanchett 1969 yılında Melbourne, Avustralya'da doğdu. Blanchett henüz 10 yaşında iken babası Robert Blanchett kalp krizinden yaşamını yitirdi. Kardeşi Bob bilgisayar mühendisi, kız kardeşi Genevieve Blanchett ise sahne ve kostüm tasarımcısıdır. Blanchett 1997 yılında senaryo yazarı Andrew Upton ile evlendi. 2 çocukları vardır. Kasım 2007'de 3. çocuğuna hamile olduğu ve Nisan 2008'de doğması beklendiği açıklandı. Oyunculuk kariyeri 1993'de ilk önemli tiyatro deneyimi olan Geoffrey Rush 'da yer aldığı David Mamet'in Oleanna oyununda Carol karakterini, 1994-1995 yılları arasında ise Rush ve Richard Roxburgh ile başrolde olduğu Neil Armfield'ın yönettiği Company B yapımı Hamlet oyununda Ophelia'ı canlandırmıştır. Blanchett'in sinemada ilk önemli rolü Bruce Beresford'un yönettiği başrollerinde Glenn Close ve Frances McDormand'ın yer aldığı Paradise Road filmidir. 1998'de Ralph Fiennes ile başrolleri paylaştığı Oscar and Lucinda filminde Lucinda Leplastrier rolüyle Avustralya Film Enstitüsü'nün (Australian Film Institute) En İyi Kadın Oyuncu ödülüne aday gösterilmiştir. 1997'de ise Enstitü Thank God He Met Lizzie filmiyle ona En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü vermiştir. En bilinen rollerinden biri 1998 yılında Elizabeth filminde canlandırdığı I. Elizabethdir. Bu film ona ilk Oscar adaylığını getirmiş, ancak o sene ödülü Shakespeare in Love filmi ile Gwyneth Paltrow almıştır. Blanchett yine de bu rolü ile En İyi Kadın Oyuncu dalındaki BAFTA ve Altın Küre ödüllerini kazanmayı başarmıştır. Ertesi yıl The Talented Mr. Ripley filmi ile BAFTA En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'ne aday gösterilmiştir. 2000 yılında The Gift, 2001 yılında Bandits filmlerinde yer almış, Bandits ile En İyi Kadın Oyuncu - Müzikal/Komedi dalında Altın Küre'ye, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Screen Actors Guild Awards'a aday gösterilmiştir. Peter Jackson yönetmenliğinde sinemaya uyarlanan Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde elf kraliçesi Galadriel'i canlandırmış, film tüm zamanların en çok gelir getiren üçlemesi olmuş, serinin üçüncü filmi En İyi Film Oscar'ı dahil olmak üzere 11 Akademi Ödülü kazanmıştır. 2003 yılında Veronica Guerin filminde Veronica Guerin'i canlandırmış ve En İyi Kadın Oyuncu-Drama dalında tekrar Altın Küre2ye aday olmuştur. 2005 yılında Katharine Hepburn'ü canlandırdığı bir Martin Scorsese filmi olan The Aviator ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü almayı başardı. Blanchett daha önce Oscar almış bir aktör ya da aktris'i canlandırarak Akademi Ödülü'nü almayı başarmış ilk kişidir. 2006 yılında Babel filminde Brad Pitt birlikte rol almıştır. Aynı sene Judi Dench ile birlikte rol aldığı Notes on a Scandal filmi ile Yardımcı Kadın Oyuncu dalında tekrar Oscar ödülüne aday gösterilmiştir. 2007 yılında Bob Dylan'ın 6 farklı oyuncu tarafından canlandırıldığı I'm Not There filmi ile birlikte Venedik Film Festivalinde En İyi Aktris ödülünü aldı (Volpi Cup). Bob Dylan'ı canlandıran oyunculardan biri olan Blanchett bu film ile Yardımcı Kadın Oyuncu dalında bir Altın Küre kazanmıştır. Aynı yıl Elizabeth: The Golden Age filminde tekrar I. Elizabeth'i canlandıran oyuncu 65. Altın Küre Ödülleri'ne, 2008 BAFTA Ödülleri'ne ve Screen Actors Guild Awards 2008'e iki farklı kategoride; En İyi Kadın Oyuncu (Elizabeth: The Golden Age) ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (I'm Not There) ile aday olmayı başarmıştır. Oscar'a da iki farklı filmle aday gösterilen oyuncu Oscar tarihinde aynı yılda başrol ve yardımcı rol kategorilerinin ikisine birden aday olma başarısını gösteren 11. oyuncu olmuştur. Bunu başarabilen diğer oyuncular Fay Bainter, Teresa Wright, Barry Fitzgerald (aynı filmdeki aynı rolleri ile) Sigourney Weaver, Jessica Lange, Al Pacino, Emma Thompson, Holly Hunter, Julianne Moore ve Jamie Foxx'dur. Blanchett aynı zamanda daha önce Oscar'a aday gösterildiği rolünü (1998'de Elizabeth filminde I. Elizabeth) tekrarlayarak (2007 yılında Elizabeth: Altın Çağ) tekrar Oscar'a aday gösterilmeyi başaran 5 oyuncudan biridir. Bunu başarabilen diğer oyuncular ise Bing Crosby (Going My Way ve The Bells of St. Mary's), Paul Newman (The Hustler ve The Color of Money), Peter O'Toole (Henry II rolüyle Becket ve The Lion in Winter) ve Al Pacino'dur (Michael Corleone rolüyle The Godfather ve The Godfather: Part II) I'm Not There filmiyle Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilen oyuncu karşı cinsi oynayıp Oscar'a aday olmuş 2. oyuncudur. (İlk oyuncu ise 1983'de Linda Hunt) 2008 yılında gösterime giren olan Indiana Jones serisinin 4. filmi Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull'da Rus ajan Irina Spalko'yu canlandıran oyuncu ayrıca David Fincher'in yönettiği The Curious Case Of Benjamin Button filminde Brad Pitt ile başrolü paylaşmıştır. Akademi Ödülleri En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 2005 The Aviator BAFTA Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu 1999 Elizabeth En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 2004 The Aviator Altın Küre Ödülleri En İyi Kadın Oyuncu - Drama 1999 Elizabeth En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu - Sinema 2007 I'm Not There Filmografi 1994 Police Rescue 1996 Parklands Rosie 1997 Oscar and Lucinda Lucinda Leplastrier AFİ Adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu Thank God He Met Lizzie Lizzie AFİ ödülü: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Paradise Road Susan Macarthy 1998 Elizabeth Elizabeth I of England Akademi ödülü adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu Altın Küre ödülü: En İyi Kadın Oyuncu - Drama BAFTA Ödülü: En İyi Kadın Oyuncu Screen Actors Guild Awards adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu 1999 Bangers Julie-Anne The Talented Mr. Ripley Meredith Logue BAFTA adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Pushing Tin Connie Falzone An Ideal Husband Lady Gertrude Chiltern 2000 The Gift (film) Annabelle "Annie" Wilson The Man Who Cried Lola 2001 The Shipping News Petal Quoyle Charlotte Gray Charlotte Gray The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring Galadriel Screen Actors Guild Awards adaylığı: En İyi Oyuncu Kadrosu Bandits Kate Wheeler Altın Küre adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu - Komedi/Müzikal Screen Actors Guild Awards adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 2002 The Lord of the Rings: The Two Towers Galadriel Screen Actors Guild Awards adaylığı: En İyi Oyuncu Kadrosu Heaven Philippa 2003 The Lord of the Rings: The Return of the King Galadriel Screen Actors Guild Awards: En İyi Oyuncu Kadrosu The Missing Magdalena 'Maggie' Gilkeson Coffee and Cigarettes Herself & Shelly Veronica Guerin Veronica Guerin Altın Küre adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu - Drama 2004 The Life Aquatic With Steve Zissou Jane Winslett-Richardson The Aviator Katharine Hepburn Akademi Ödülü: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu BAFTA ödülü En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Screen Actors Guild Awards: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Altın Küre adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 2005 Little Fish Tracy Heart AFİ ödülü: En İyi Kadın Oyuncu 2006 Babel Susan Jones The Good German Lena Brandt Notes On A Scandal Sheba Hart Akademi Ödülü adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Screen Actors Guild Awards adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Altın Küre adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 2007 Hot Fuzz Janine küçük bir rol Elizabeth: The Golden Age I. Elizabeth Altın Küre adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu - Drama Screen Actors Guild Awards adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu BAFTA adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü adaylığı: En İyi Kadın Oyuncu I'm Not There Bob Dylan Volpi Cup: Venedik Film Festivalinde En İyi Aktris ödülü Altın Küre ödülü: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Screen Actors Guild Awards adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu BAFTA adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü adaylığı: En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 2008 Indiana Jones 4 Irina Spalko The Curious Case Of Benjamin Button Daisy 2010 Robin Hood Maid Marian çekim aşamasında 2011 North of Cheyenne duyuruldu The Dangerous Husband prodüksiyon aşamasında vikipedi ------------------------------------- Her işini düzgünce yürüten hem evine ailesine vakit ayıran, çocuklarını düzgünce yetiştirebildiği söylenen, tiyatrocu narin kişilik. Hem güzel, hem çalışkan, hem başarılı. her yönüyle şansın ondan yana olduğu çok belli. Rakiplerini rahatça geçerek çok kısa zamanda çok yol alabilen nadir insanlardan. Elizabeth filmlerinde çok başarılıydı. Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi (The Curious Case of Benjamin Button) Yönetmen: David Fincher Oyuncular: Brad Pitt Cate Blanchett Tilda Swinton Taraji P. Henson Julia Ormond Jason Flemyng Elias Koteas Josh Stewart Elle Fanning http://www.turkish-m...-hikayesi-2008/
-
Merhaba Arkadaşlar
Legendary şurada cevap verdi: ÖzcanKraL başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz
-
Acımak-Reşat Nuri Güntekin
Acımak-Reşat Nuri Güntekin Kitabın Adı:Acımak Kitabın Yazarı:Reşat Nuri Güntekin Kitabın Yazılma Yılı: 1928 Kitabın Yayınevi: İnkılap Kitapevi Kitabın Basım Yılı: 1998 Sayfa Sayısı:200 sayfa Kitabın Konusu: Acımak, duygusal bir romandır. Acımak’ta görevine bağlılığı ile tanınmış Zehra Hanım’ın trajik serüveni dile getiriliyor. Kitabın Özeti: Zehra, Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’da küçük bir kasabada öğretmenlik yapan, çevresince çok sevilen, hatırı sayılan bir insandır. Okulundaki öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmek için büyük gayret sarfeden en küçük hataları bile affetmeyen titiz bir kişiliğe sahiptir. Doğruluk, fedakarlık, manevi temizlik aşığı, haksızlığın, yalanın, bütün ahlaksızlıkların ve zaafların düşmanıdır. Kalbini bütün sevgi ve ümitlere kapamıştı. Başkalarının hayrı için işleyen bir makine gibidir. Bulunduğu kasabayı kendine vatan, okulu da bir aile ocağı yapmıştır. Maarif Müdürüne göre Zehra’nın, doğruluk,temizlik ve fedakarlık hastalığı onda insanlığın en kıymetli varlığını öldürmüştü; acımak kabiliyetini… Tevfik Hayri arkadaşı Şerif Halil’e yolun iki tarafına dikilmiş muntazam ağaçları göstererek, Zehra’nın ruhunu ve çocuklara verdiği terbiyeyi anlamak için bu ağaçlara bakmanın yeterli olacağını söyler. Zehra bahçede ne kadar cılız, çarpık ağaç varsa hepsini sökmüş, bütün emeğini kuvvetli ve güzel olanlara sarfetmiştir. Zehra, küçük bir çocuk olarak girdiği yatılı okuldan 15 yaşında çıktıktan sonra öğretmenlik mektebine kaydını yaptırır ve öğretmen olarak hayata atılır. Zehra, ufak tefek, kara kuru fazla güzelliği olmayan bir kızdı. Buna karşılık kuvvetli bir irade sahibiydi. Çok çalışmış, çok emek harcamış kısa sürede kendini kabul ettirmiş. Genç yaşında başöğretmenlik görevi verilmişti. Okulunu bütün imkansızlıklara rağmen kasabada görülmeye değer güzel bir yer haline getirmişti. Çocukları için her fedakarlığı yapardı; gerektiğinde minik bir çocuğun ayakkabısını bağlamak, kopuk bir düğmesini dikmek zor gelmezdi. Bu yüzden gerek kasaba halkı gerekse de amirleri tarafından sevilmekte ve takdir edilmektedir. Bir gün Maarif Müdürü Tevfik Bey’e bir telgraf gelir. Zehra’nın babasının ağır hasta olduğu bildirilmektedir. Zehra ölmek üzere olan babasını görmek üzere yola çıkar. Yol boyunca Zehra ailesini düşünür. İyi kalpli büyükannesini, şen tatlı bir kadın olan annesini, veremden ölen ablası Feriha’yı hüzünle hatırlar. Sarhoş, işsiz güçsüz, ailesiyle ilgilenmeyen, orada burada sürten kaba bir adam olan babası Mürşit Efendi de aklına gelir. Zehra, Mürşit Efendi’yi babası olarak kabul etmez ve soranlara babasının öldüğünü söylerdi. Hayatta kimsesiz kalmasının tek sebebi olarak babasını görürdü. İstanbul’a geldiğinde, Eyüp Sultan semtinde babasının akrabası Vehbi Efendi’nin evini bulur. Babasını, Vehbi Efendi sokakta çok kötü bir durumda bulmuş, acıyıp evine getirmiştir. Zehra eve geldiğinde babasının ölmüş olduğunu öğrenir. Bütün ısrarlara rağmen babasının kaldığı odaya girip onu görmek istemez. Zehra odasında yalnız kaldığı bir sırada ona babasından kalan sandığı verirler. Sandığı açan Zehra bir hatıra defteri bulur. Babası bu deftere bütün hayatını yazmıştır. Bütün gece boyunca defteri okuyan Zehra, gözyaşları içerisinde yıllarca nefret ettiği, görmek istemediği babasının nasıl birisi olduğunu anlamıştı. Bu defterde; Çok sevdiği büyükannesinin aslında müsrif ve insafsız bir kadın olduğunu, annesinin ise para ve lüks uğruna kocasına nasıl ihanet ettiğini öğrenir. Dost bildiği insanların acımasızlığını öğrenir. Dürüst,cefakar ve fedakar babasının hazin hikayesi Zehra’nın zihnini allak bullak eder. Mürşit Efendi, siyasal bilgiler mezunu olduğunu, Anadolu’nun bir çok kasabasında memuriyet yaptığını, içindeki vatan millet sevgisini, insanlara hizmet için doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamak için ne kadar çalıştığını, içindeki temiz duyguları ve karşılaştığı olayları yazmaktadır. Meveddet Hanımla yaptığı evliliği, ailesinin bitmek tükenmez bilmeyen arzu ve isteklerini yerine getirmek için bütün değerlerini yitirdiğini, tam bir yıkıma uğradığını yazmaktadır. Zehra, yıllarca arayıp sormak istemediği acımasızlıkla suçladığı babasının, kendisini kurtarmak, iyi ve ahlaklı yetiştirmek için annesinden ve yakınlarından ayırdığını anlamıştır. Zehra, defteri okuyup bitirdikten sonra gözyaşları içinde babasının yattığı odaya gider ve babasının paçavralar içindeki cesedine sarılarak af diler. Zehra birkaç gün sonra Anadolu’daki okuluna geri döner. Artık bir eksiği kalmamıştır. Çünkü ”acımayı” öğrenmiştir. Kitaptaki şahısların değerlendirilmesi Zehra: İyi bir öğretmen ayrıca azimli, dürüst, maddi ve manevi temizliğe çok önem veren bir insandır. Ancak acımayı bir zayıflık olarak görmektedir. Makbule Hanım: Zehra’nın büyükannesi, dindar görünüşünün altında kötü, acımasız ve müsrif bir kadındır. Meveddet Hanım: Zehra’nın annesi, para ve gösterişli hayat uğruna herşeyi yapabilecek yapıda, ailesini sefalete sürüklemiş bir kadındır. Mürşit Efendi: Zehra’nın babası, yeni kaymakam olduğu sıralarda dürüst, çalışkan ve azimli bir gençken yaptığı evlilikle bütün hayatını karartmış ve iradesini koruyamamış zayıf karakterli bir babadır. Feriha: Zehra’nın ölen ablası. Necip Bey: Hayırsever ve ince ruhlu olarak gözüksede bunları çıkarları için yapan birisidir. Şerif Halil Bey: Milletvekili, Tevfik Hayri Bey’in eski okul arkadaşıdır. Tevfik Hayri Bey: Maarif Müdürü, işini en doğru şekilde yapmaya çalışan birisidir. Kitabın Anafikri:İyi ve mükemmel bir insan olmak için dürüstlük,ahlak,fedakarlık kadar acıma duygusununda önemli olduğu anlatılıyor. Kitabın Yorumu:Ben bu kitabı beğenerek okudum. Bu kitap, hayattan örnekler alınarak yazılmış ve çok sayıda öğüt ve bilgi vermektedir. İnsanları dış görünüşleri ile değerlendirmemek duygusu uyandırıyor. kitapözetleri
-
Hep o Şarkı-Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Hep o Şarkı-Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kitabın Adı:Hep o Şarkı Kitabın Yazarı:Yakup Kadri Karaosmanoğlu Kitabın Yazılma Yılı: Ocak 1998 Kitabın Yayınevi: İLETİŞİM YAYINLARI Kitabın Konusu: Kitapta basit, sıradan hayat öykülerinin ardındaki insanların psikolojisi ustalıkla anlatılmaktadır. Kitabın Özeti: İlk Gönül Acılan: Ancak, babam ölümden de baskın çıktı. Beni öyle bir baskı altına aldı ki, tel kafeste kuş gibi çırpınmağa başladım. Tek tesellim, Cemil Bey’in şarkı söylerken duyduğum sesi idi. Cemil Bey, hayallerimin ve rüyalarımın tek nesnesi olmuştu. Bir gün rüyamda, Cemil Bey ile konuşurken, dadım üstüme geldi. Beraber sarılıp ağlaştık. Saadet Kırıntıları: Yine de, arada bir cüretli davranışlarım olmuyor değildi. Çocukluk arkadaşım Sıdıka vasıtası ile Cemil Bey’le sık sık olmasa da, arada sırada mektuplaşıyordum. Bazen tesadüfen de olsa birbirimizi uzaktan uzağa görebiliyorduk. Ah o uzaktan ya da yakından yüzünü görebilmiş olmam, benim için ne büyük bir mutluluktu, anlatamam. Ancak, bunlar ancak yaz günleri gerçek-leşebiliyordu. Kısmet Bu: Kış gelip de, Yah’dan konağa gittiğimiz zaman, manastıra kapatılmış kızlardan farkım kalmazdı. Bütün gün, sabahtan akşama kadar ümitsizlik içinde kıvranıp dururdum. Arada bir misafir geldiğinde, asık suratımla, en başta annemin huzurunu kaçırır, güler yüzlü olmam için, bin bir çeşit dil dökerdi. Dadım ise, her fırsatta “her şeyin başı kısmet” derdi. Önceleri bu lafa fazla ehemmiyet vermez, gülüp geçerdim. Ne kadar büyük bir laf olduğunu, nice olayları yaşadıktan sonra öğrendim. İşte bu anlayışsız kafam ile günün birinde Nafi Mollaların konağına, oğulları Ruknettin Bey’in eşi olarak gelin gittim. Nafi Bey Şeyhülislam, Ruknettin Bey ise Kazasker idi…Babam, bir yığın isteyenime red cevabı verirken, beni palas pandıras Nafi Molla Konağı denilen o cehennemin içine atmıştı. Bu konakta, neler gördüm, neler geçirdim: Ruknettin Bey’in beni katlettiği geceden sonra, bütün bu zenginlik ve ihtişam içinde dolaşan, sadece ve sadece hayaletim olacaktı. Gerçi o geceden sonra, onu bir daha kendime yaklaştırmadım. Bu irade kuvvetini İse, Cemil Bey’e olan aşkımdan alıyordum. Kaymbabam, oğlu ve karısından farklı idi. Bir kerecik olsun gülümsediğini görmememe rağmen, üzerimde daima güler yüzlü bir adam tesiri yapmıştır. Kaynanam, sesinin kalınlığı, vücudunun hantallığı ve oburluğu ile ne kadar kaba bir erkeği andırıyor idiyse, kaymbabam bütün tavır ve edalarında o kadar nazlı bir kadına benziyordu. Kayınbabamın, bu konakta en az benim kadar yalnız olduğunu hissetmem, ona karşı duyduğum sevgi ve saygıyı arttırmıştı… Geceli gündüzlü, hep anayla oğul arasında yaşamaya mahkumdum. Kocam, kaynanama çok benzerdi. Geniş paçalı donla-n,kadife hırkaları, işlemeli takkeleriyle bıngıl bıngıl dolaşırken arkadan bakıldığında, kocam tıpkı, kaynanamın aynısı idi. Nafi Molla Konağı: Bu konakta yemekten İçmekten, yatıp uyumaktan başka bir şey yok. Kaynanam, o zengin sofralarda bazen o kadar çok yiyip içiyordu ki, yorgun düşüp sofra başında uyuyakalıyordu. Kocam da aynen annesi gibi yer, içer ve uyuya-kalırdı. Ben de hemen elime bir roman alır okumaya başlardım. Okuduğum romanlarda Cemil Bey’i hep yanı başımda hayal eder, onunla beraber dünyayı dolaşırdım. Rüknettin Bey, artık kendisine karşı göstermiş olduğum soğuk hallere alışmıştı. Geceleri, sık sık yataktan ayrılıp gidiyor, ne zaman döndüğünün farkına varmıyordum. Bir gün yine böyle sessizce yanımdan kalkıp gidince, merakımı yenemeyİp, yavaşça takip ettim. Küçük Molla Bey ikisi Çerkeş, biri Habeşi üç genç hizmetçi kızın yattığı odaya girdi…Bir şey fark ettirmeden, gelip yatağıma yattım. Zeyrekli Fatma Hanım: Kaynanamın yanına gelip giden kadınlardan birisi de Zeyrekli Fatma Hamm’dı. Bu kadm, diğerlerine göre daha ağırbaşlı ve oturaklı duruyordu. Bir gün usulca yanıma sokulup “Cemil Bey’in selamı var” deyip, elime bir zarf sıkıştırdı. Uçarcasına yukarı çıktım ve mektubu bir çırpıda okudum. Mektup “Sevgili Münire” diye başlıyor, beni unutmak İçin alkole sığınmaktan tutunda, uzak yerlere gitmeye kadar, her şeye başvurduğu halde, bir türlü beceremediğini anlatıyordu. En sonunda da, Fatma Ha-nım’a güvenebileceğimi belirtiyordu. O gece, bu mektubu kaç kere okudum, kaç kere koynuma soktum çıkardım bilmiyorum. Zeyrekli Fatma Hamm’ın “yarın gidiyorum” demesi üzerine, onu hiç unutmadığımı belirten bir mektup yazarak gönderdim. Birkaç gün sonra gelen cevapta “Fatma Hamm’ın bir buluşma yeri ayarlayacağı” yazıyordu. Nitekim ayarladı da. Perşembe günü buluşacaktık. Haberi pazartesi vermişti. O üç günü nasıl geçirdim, bir ben bilirim. O sabah, bir gelin gibi süslendim. Tüm bu hazırlıklar, heyecan, bekleyiş neticesinde sadece ve sadece onunla iki saniye bakışabildik, o kadar. Bu kısa zaman süresi bile beni canlandırmaya yetmişti. Yeni Dünya: İki yıllık bir ayrılıktan sonra, Cemil Bey’le zaman zaman buluşmaya başladı. Lakin, aramızda herhangi bir birleşme meydana gelmedi… Bir gün, sır ortağım, hizmetçilerden Cenan yanıma gelerek, Habeş hizmetçinin Rüknettin Bey’den hamile kaldığı için evden çıkartıldığını, Rüknettin Bey’in bu seferde sık sık kendisini sıkıştırdığını söyledi. Hemen kafamda şimşekler çaktı, kurtuluş bunda diyerek, soluğu hemen bizim konakta aldım. Kapıda beni karşılayan Dadıma her şeyi bir bir anlattım. Kadıncağız olduğu yere çöküverdi. Annemin merdivenlerden indiğini görünce ona doğru koştum, sarılıp ağlaştık. Karar için, akşam babamı beklemeye karar verdik. Babam gelince, annem her şeyi anlatmış. Babam beni çağırarak, isteğimi sordu. Ne emrederseniz o, diye cevap verdim. “Artık yanımızda kalacaksın” deyince dünyalar benim olmuştu. Bir Dönüm Noktası: Artık evde, el üstünde tutuluyordum. Sanırım, fazla üzül-memem için böyle davranıyorlardı. Yalnız, babamın Cemil Bey konusunda, önceden beri neden bu kadar katı davrandığını çözememiştim. Biz yalıya geçtikten birkaç gün sonra, Cemil Bey’lerin yalısında da hareket başladı. Çok bir zaman geçmeden, gelip yerleştiler. Artık, Cemil Bey ile arada bir görüşebiliyorduk. Yalnız, bu buluşmalar içimizdeki susuzluğu gidermeye yetmiyordu. Bir gün, halamlara ziyarete gittim. Olanları anlatınca, halam çok üzüldü. Sonra da bana “Cemil Bey’le aranız nasıl” diye bir akramymışım gibi sordu. Çok şaşırmıştım. “Ben her şeyi biliyorum kızım” deyince rahatladım… Artık, halamın yardımları ile Cemil Bey’le sık sık buluşuyorduk. Yirmi Beş Yıl Sonra: Bütün bu yazdıklarımın üzerinden tam yirmi beş yıl geçmiş bulunuyor. Olup bitenler, şimdi bana bir rüya gibi geliyor…Bu dünyada artık hiç kimsem kalmadı. Sevdiklerim birer birer göçüp gittiler…Cemil Bey’den haber almayah neredeyse yirmi dört yıl oldu. Nasıl mı oldu? Neler mi oldu? Hatırlamaya çalışayım. Cemil Bey en son buluşmamızda, “Yarın akşam gelemezsem merak etmeyin” demişti. Sebebini sorduğumda “Yarın gelebilirsem söylerim” deyip gitti. İşte gidiş, o gidiş. Sonra, yazdığı mektupta her şeyi anlatmıştı, ancak neye yarar…Meğer, Saraydan Cemil Bey ile bir kızı evlendirmek istemişler. Cemil Bey kabul etmeyince, babası Hakkı Paşa’nrn tayinini Çıkarmışlar. Tabii Cemil Bey’in de. < Kahrolmuş, yıkılmıştım. Tek teselli kaynağım Halam Şahende Hanım idi. Bu şartlar altında, evimizi Fazlı Paşa’ya taşıdık. Halam da Laleli’ye taşındı. Halamın kızı Hasibe’nin daha Önce var olan hastalığı artmıştı. Çok geçmeden aramızdan ayrıldı. Hayat iyice çekilmez bir hal almıştı. Kaç sefer hayatıma son verme düşüncesi içinde oldum. Lakin, Cemil Bey’i bir kez daha görebilirim ümidi ile hep vazgeçtim. Bir gün babam, omuzları düşük, beli bükük, avurtları göçmüş, kamburu çökmüş bir vaziyette eve geldi. Bir daha da evden çıkmadı. Hatta Rüknettin Bey’in babası benim boş kâğıdımı dahi eve getirmek zorunda kaldı. Boş kâğıdını alınca, hemen halama koştum ve artık Cemil Bey ile evlenebileceğimi söyledim. Halam da “Acele etme, hele Cemil Bey bir gelsin” diyordu. Ben de her an bu hayalle yaşamıyor muydum? Ne yapıp, edip öğrenmeliydim. İlk fırsatta, Hakkı Pa-şa’Iarın yalısına gittim. Kimsecikler yoktu. Kapı komşuları Pakize Hanım’dan, Hakkı Paşa’nın çok Önceleri vefat etmiş olduğunu öğrendim. Cemil Bey ise bir yerlerde reji müdürlüğü yapıyormuş. Nerede diye heyecanla sorduğum soruya, “Metin ol kızım, duyduğum kadarı ile orada evlenmiş ve çoluk çocuğa karışmış, sen de daha genç ve güzelsin, kendine yeni bir hayat kurabilirsin” diye cevap verdi. Oradan nasıl ayrıldım, halamın yanına nasıl vardım bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey vardı ki, ben de artık halam gibi yaşlı bir kadındım…. Meğer feleğin çemberinden geçmek bu imiş. İnsana bir sabır, bir tevekkül geliyor… Ben bu haldeyken Moskof muharebesi oldu. Memleketin, altı üstüne geldi. Hiç bilmediğim, görmediğim geçim sıkıntıları baş göstermeye başladı. Babam bazı çalışanları çıkarmak zorunda kaldı. Ve babacığım, harp bitmeden bu dünyadan göçüp gitti. Bundan sonra çektiğimiz sıkıntılar yüz misline çıktı. Düşman Ayastefanos’a kadar geldi. Yakmaya bir parça kömür dahi bulamıyorduk. Bütün bu sıkıntılar içerisinde, gönül meselelerine yer mi kalır. Artık, sadece annemi düşünüyordum. Nihayet korktuğum başıma geldi. Anneciğim de Önce hastalandı, sonra İyice elden ayaktan düştü, bir gün de yüzündeki gülümsemesi ile aramızdan ayrılıp gitti. Yapayalnız kalmıştım. Halamların yanma taşındım. Hep O Şarkı, Fakat.: Bir gün halam, “bu böyle olmaz, biraz gayrete gelip ruhumuzun paslarını sümehyiz, diri diri mezara gömülmemeliyiz” dedi. Peki ne Halamın Bektaşi tarikatı üyesi olduğunu, bu yüzden babamla aralarının soğuk olduğunu duymuştum. Sırf merakımı gidermek için, onunla beraber bu toplantılara gitmeye karar verdim. 1 Hatta katıldığım ilk toplantıdan aklımda kalan şu mısra idi: “Uzak sanıp bağırma O senedir çağırma.” Bir gün halam, Vaniköy’deki Eşref Paşa yalısına davetli olduğumuzu söyledi. Gitmek istemiyordum. Ancak, ısrarlarını kıramayıp gitmeyi kabul ettim. Ziyafet yerinde, kadınlar üst katta yiyip içiyor, erkekler ise bahçede kurulu sofralarda bu işi yapıyorlardı. Pakize hanım, bahçedeki erkekleri tek tek isimlerini sayarak gösteriyordu. Bir ismi söylerken bana bakıp sesini kısmasının sebebini anlayamadım. Sonra, bahçede çalgılar çalınıp, şarkılar söylendi. Pakize Hanım, yanımıza gelip, şimdi söylenecek şarkıyı iyi dinlememizi söyledi. Müziğe kulak kabarttım. Evet, bu bizim şarkımızın müziği idi. Ama söyleyen kimdi? Allah’ım, hayır, olamazdı. Bu sesin sahibi o muydu?…Yığılmışım. Halama, sık sık Cemil Bey’i anlatmasını istiyordum. Ancak, anlattıkları kafamdaki Cemil Bey’le bir türlü uyuşmuyordu. O cıvıl cıvıl, korkusuz Cemil Bey’i değil, ürkek, sığıntı gibi duran birinin portresini çiziyordu. Bu geceden üç gün sonra, halamla oturduğumuz eve ziyarete geldi. Tam da halamın anlattığı gibiydi. Ürkek, sinmiş, hep sıkıntılı bir halde idi. Meğer beni görmek için değil, halamdan kendi mesleki haklarının iadesi için Eşref Paşa’dan ricada bulunması için gelmişmiş. Keşke hiç gelmeseydi. Keşke hiç görmeseydim. Hayalimde hep o yıllar öncesi Cemil Bey olarak kalsaydı. Şimdi bütün hayatım birdenbire anlammı yitirdi. Kötü olan önümdeki değil, arkamdaki boşluk. Sanki Cemil Bey ile hiç tanışmamışız, hiç sevişmemişiz gibi… kitapözetleri
-
Gülen Ada- Cevat Şakir Kabaağaçlı
Gülen Ada Cevat Şakir Kabaağaçlı Halikarnas Balıkçısı Kitabın Adı: Gülen Ada Kitabın Yazarı:Cevat Şakir Kabaağaçlı Halikarnas Balıkçısı Kitabın Yayınevi: Yeditepe Yayınları- İstanbul Kitabın Konusu: Parasıyla herşeyi elde edebileceğini düşünen bir adamın öyküsü Kitabın Özeti: Murat Kocadağ büyük bir Kaliferni şirketinin eksperidir. Kocadağ’ın tavırlarında ve sesinde sahip olduğu otomobillerin, emlakin ve paraların büyük tutarı sırıtmaktadır. Öyle gariptir ki insan onunla konuşurken bir insanla mı konuşuyor yoksa otomobillerle, emlakin ve arazilerle mi konuşuyor anlaşılmamaktadır. Kocadağ bir gün bir adaya gitmek ister. Bu ada ise çok garip bir adadır ve köylülerin değimiyle adamını seçmektedir. Kocadağ bir motor kiralar ve yanına Deli Davut adında birini de alarak adaya doğru yola çıkar. Adaya yaklaşmaya başlayınca adanın suları birden köpürür, göz gözü görmez olur. Kocadağ kanter içinde Deli Davut’u orada bırakarak kaçar gider. Kocadağ gider gitmez ada birden düzelir ve günlük güneşlik olur. Ada adeta gülmektedir. KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Murat Kocadağ: Sadece parasına güvenen ve dünyaya hakim olduğunu sanan biridir. Deli Davut: Mütevazi bir köylüdür. KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Anlatmak istediği düşünce bakımından okuyucuya faydalı, akıcı bir dille yazılmış klasik bir kitap. KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ: Halikarnas Balıkçısı lakaplı yazarımız Kabaağaçlı 1890’da doğdu. Ilköğretimini Büyükdede Mahalle Mektebinde, ortaöğretimini Robert kolejde yaptı. Oxford Üniversitesi’nde 4 yıl Yakın Çağlar tarihi okudu, üniversiteyi orada bitirdi. İstanbul’a dönünce Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazılar yazdı, kapak resimlerine süslemeler yaptı. kitapözetleri
-
Christopher Walken-31 Mart 1943 Quenns New York
Christopher Walken Gerçek İsmi : Ronald Walken Doğum tarihi: 31 Mart 1943 Doğum yeri: QuennsNew York Amerika Birleşik Devletleri Boyu 1. 91 cm Akademi Ödülleri En iyi yardımcı erkek oyuncu Kazandı: 1979 The Deer Hunter Aday: 2003 Catch Me If You Can Christopher Walken Akademi ödülü sahibi Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusu. Ödülü 1979 yılında en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında The Deer Hunter filmi ile ulaşmıştır. 2002 yılında Catch me If You Can filmi ile bir kez daha ödüle aday gösterilmiştir. Walken 1953 yılından itibaren 1002ü aşkın yapımda görev almış ve çeşitli ödüllere uzanmıştır. Walken, Queens New York'da doğmuştur. Babaı Alman, annesi ise İskoçya göçmenidir. Methodist kilisesi geleneklerine göre büyümüştür. Üniversite eğitimine başlamış ancak mezun olamamıştır. İlk olarak televizyonda çocuk oyuncu olarak görv almıştır. İlk çıkış filmi 1971 yılında Sean Connery ile oynadığı The Anderson Tapes olmuştur. İlk başrol oyununu ise The Mind Snatchers filmi ile yapmıştır. 1977 yılında Akademi ödülü sahibi Annie Hall isimli filmde rol almıştır. 1969 yılından beri Georgianne Walken ile evli olan sanatçının çocuğu yoktur. Filmografi 1969 Me and My Brother - 1971 The Anderson Tapes Çocuk - 1972 The Happiness Cage Çavuş James H. Reese - 1975 Valley Forge Hessian - 1976 Next Stop, Greenwich Village Robert - 1977 The Sentinel Ded. Rizzo - Annie Hall Duane Hall Woody Allen - 1978 Shoot the Sun Down Bay Rainbow - The Deer Hunter Nikonar 'Nick' Chevotarevich - 1979 Last Embrace Eckart - 1980 Heaven's Gate Nathan D. Champion - 1981 The Dogs of War Jamie Shannon - Pennies from Heaven Tom - 1983 Who Am I This Time? Harry Nash - Brainstorm Dr. Michael Anthony Brace - The Dead Zone Johnny Smith David Cronenberg - 1985 A View to a Kill Max Zorin - 1986 At Close Range Brad Whitewood Sr. - 1987 Deadline Don Stevens Nathaniel Gutman - 1988 The Milagro Beanfield War Kyril Montana - Biloxi Blues Çvş. Toomey - Puss in Boots Puss - Homeboy Wesley Pendergass - 1989 Communion Whitley Strieber - 1990 The Comfort of Strangers Robert - King of New York Frank White - 1991 McBain McBain - 1992 Mistress Warren Zell - Batman Returns Max Shreck Tim Burton - Day of Atonement Pasco Meisner - All-American Murder P. J. Decker - 1993 Scam Jack Shanks - True Romance Vincenzo Coccotti - Wayne's World 2 Bobby Cahn - 1994 A Business Affair Vanni Corso - Pulp Fiction Captain Koons - 1995 The Funeral Ray Tempio - Nick of Time Bay Smith - The Prophecy Gabriel - The Addiction Peina - Things to Do in Denver When You're Dead The Man with the Plan - Search and Destroy Kim Ulander - Wild Side Bruno Buckingham - 1996 Last Man Standing Hickey - 1997 Excess Baggage Raymond 'Ray' Perkins - Suicide Kings Carlo Bartolucci/Charlie Barret - Mousehunt Caeser, the Exterminator - 1998 The Prophecy II Gabriel - Illuminata Bevalaqua - New Rose Hotel Fox - Trance Uncle Bill Ferriter - Antz Cutter - 1999 Sleepy Hollow Headless Horseman - Kiss Toledo Goodbye Max - Sarah Plain and Tall: Winter's End Jacob Witting - Vendetta James Houston - Blast from the Past Calvin Webber - 2000 The Prophecy 3: The Ascent Gabriel - The Opportunists Victor 'Vic' Kelly - 2001 Joe Dirt Clem - The Affair of the Necklace Count Cagliostro - America's Sweethearts Hal Weidmann - Scotland, Pa. Lieutenant McDuff - 2002 Catch Me If You Can Frank Abagnale Sr. - Plots with a View Frank Featherbed - Poolhall Junkies Mike - Julius Caesar Marcus Portius Cato - The Country Bears Reed Thimple - 2003 Kangaroo Jack Salvatore 'Sal' Maggio - The Rundown Hatcher Peter Berg - Gigli Det. Stanley Jacobellis - 2004 Envy J-Man - The Stepford Wives Mike Wellington - Around the Bend Turner Lair - Man on Fire Rayburn - 2005 Wedding Crashers Bay Cleary - Domino Mark Heiss - Romance and Cigarettes Cousin Bo - 2006 Click Morty Adam Sandlerile Frank Coraci - Man of the Year Jack Menkan Barry Levinson - 2007 Balls of Fury Feng - Hairspray Wilbur Turnblad En çok başarılı filmleri 1 Wedding Crashers 209 milyon dolar 2 Catch Me if You Can 164 milyon 3 Batman Returns 162 milyon 4 Click 137 milyon 5 Hairspray 118 milyon 6 America's Sweethearts 93 milyon 7 Man on Fire 77 milyon 8 Mouse Hunt 61 milyon 9 The Stepford Wives 59 milyon 10 A View to a Kill 50 milyon Televizyon rolleri 1953 The Wonderful John Acton Kevin Acton 1954 The Motorola Television Hour: The Muldoon Matter 1 bölüm 1954 The Guiding Light Michael "Mike" Bauer #1 1954–1956 1963 Naked City Chris 1966 Hallmark Hall of Fame: Barefoot in Athens Lamprocles 1970 Hawaii Five-O Walt Kramer 1977 Kojak Ben Wiley Oskarlı Oyuncu Biyografileri vikipedi Walken Family Reunion
-
Geoffrey Rush (d. 6 Haziran 1951) Avustralya
Geoffrey Rush (d. 6 Haziran 1951) Avustralya'lı aktör. Queensland'ın Toowoomba kasabasında, Roy ve Merle Rush'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Aktörlük kariyerine Brisbane'de bulunan Queensland Tiyatro Ortaklığı'nda başladı. Queensland Üniversitesi'nin sanat bölümünü bitirdi. Üniversitede geçirdiği öğrencilik döneminde Mel Gibson ile aynı odayı paylaştı. 1996 yılında, Shine filminde oynadığı rol, Rush'a En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazandırdı. Sonraki yıllarda Shakespeare in Love ve Quills filmlerinde gösterdiği performans ona iki Oscar adaylığı daha kazandırdı. Karayip Korsanları üçlüsünde Kaptan Barbossa rolünü canlandırdı. 2005 yılında, Peter Sellers'i canlandırdığı Peter Sellers'ın Yaşamı ve Ölümü filmindeki rolü Emmy ödülüne layık görüldü. Filmografi # The Magician's Wife (2007) (söylenti) - Henri Lambert # Elizabeth: The Golden Age (2006) (çekimler sürüyor) - Sir Francis Walsingham # Karayip Korsanları 3 (2007) - Kaptan Barbossa # Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı (2006) - Kaptan Barbossa # Münih (2005) Mossad ajanı Efraim # Candy (2006) - Casper # Peter Sellers'ın Yaşamı ve Ölümü (2004) (TV) - Peter Sellers # Harvie Krumpet (2003) (ses) - Anlatıcı # Intolerable Cruelty (2003) - Donovan Donaly # Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti (2003) - Kaptan Barbossa # Nemo: Kayıp Balık (2003) (ses) - Nigel # Ned Kelly (2003) - Francis Hare # Swimming Upstream (2003) - Harold Fingleton # The Banger Sisters (2002) - Harry Plummer # Frida (2002) - Leon Trotsky # Lantana (2001) - John Knox # The Tailor of Panama (2001) - Harold 'Harry' Pendel # The Magic Pudding (2000) (ses) - Bunyip Bluegum # Quills (2000) - Marquis de Sade # House on Haunted Hill (1999) - Stephen H. Price # Mystery Men (1999) - Casanova Frankenstein # Shakespeare in Love (1998) - Philip Henslowe # Elizabeth? (1998) - Francis Walsingham # Sefiller (1998) - Inspector Javert # A Little Bit of Soul (1998) - Godfrey Usher # Oscar and Lucinda (1997) (ses) - Anlatıcı # Frontier (1997) (mini TV dizisi) - David Collins # Children of the Revolution (1996) - Zachary Welch # Mercury (1996) TV dizisi - Bill Wyatt # Shine (1996) - David (yetişkin) # Call Me Sal (1996) - Wal # Dad and Dave: On Our Selection (1995) - Dave Rudd # Twelfth Night (1987) - Sir Andrew Aguecheek # Starstruck (1982) - menejer # Menotti (1981) (TV dizisi) # Hoodwink (1981) 1. Dedektif vikipedi shine (1996) filminde piyano çalması sağlığı açısından sakıncalı paçoz David Helfgott'ın içerisinde piyano bulunan bi restorana ürkek tavırlarla girip,kılığından halinden tavrından dolayı bi dolu hakarete uğramasından sonra piyanoya oturup milleti kafadan koparttığı müzik. Bestecisi Nikolai Rimsky-Korsakov olup, çalmaya kalkanı epeyce bir hırpaladıktan sonra sonunda mutlu sona erişildiğinde sürekli çalma isteği uyandıran on altılık nota toplulukları silsilesiyle yazılmıştır. derseniz ki, "on altılık nedir, millet otuz ikilikleri çalıyor şakır şakır." o çalan millete derin saygı duyarız efendim ama parçanın temposu da hızlı olduğundan çalarken parmaklarınızı takip edemediğinizi söylersem mübalağa etmiş olmam... Shine - Flight of the Bumblebee http://www.turkish-m...-the-bumblebee/
-
Anna Paquin-24 Temmuz 1982 Winnipeg
Anna Paquin Gerçek İsmi : Anna Helene Paquin - Doğum 24 Temmuz 1982 Winnipeg, Manitoba, Kanada - Akademi Ödülleri - En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu 1994 The Piano Anna Helene Paquin (doğum. 24 Temmuz 1982) Akademi Ödülü kazanmış, Emmy ve Altın Küre'ye aday gösterilmiş, Kanadalı oyuncu. İlk oyunculuk deneyimi olan The Piano filmi ile 11 yaş 240 günlük iken En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazanmış, ve tarihte bu ödülü en genç kazanan ikinci isim olmuştur. 2007 yılında Bury My Heart At Wounded Knee ile Emmy'e aday gösterilmiştir. Filmografi 1993 The Piano Flora McGrath Oscar kazandığı film. - 1996 Jane Eyre Genç Jane Eyre - Fly Away Home Amy Alden - 1997 Amistad Kraliçe Isabella II - 1998 Hurlyburly Donna - Castle in the Sky Sheeta - 1999 A Walk On The Moon Alison Kantrowitz - She's All That Mackenzie Siler - All The Rage Annabel Lee - 2000 X-Men Rogue/Marie D'Ancanto - Almost Famous Polexia Aphrodisia - Finding Forrester Claire Spence - 2001 Buffalo Soldiers Robyn Lee - 2002 Darkness Regina - 25th Hour Mary D'Annunzio - 2003 X2 Rogue/Marie D'Ancanto - 2005 The Squid and the Whale Lili - 2006 X-Men: The Last Stand Rogue/Marie D'Ancanto - Margaret Lisa Cohen - 2007 Blue State Chloe - Mosaic Maggie Nelson seslendirme - Trick 'r Treat Laurie - Bury My Heart at Wounded Knee Elaine Goodale Eastman vikipedi ANNA PAQUIN
-
Michael Douglas, 25 Eylül 1944 New Jersey
Gerçek ismi: Michael Kirk Douglas Doğum tarihi: 25.10.1944 25.10.1944 Doğum yeri: New Jersey, ABD New Jersey, ABD Eğitimi: University of California at Santa Barbara (1968) Michael Kirk Douglas, 25 eylül 1944'de New Brunswick, New Jersey'de dünyaya geldi. Babası, Belarus kökenli New York doğumlu ünlü aktör Kirk Douglas, annesi ise Bermuda'lı aktris Diana Dill’di. Wallinford, Connecticut’taki prestijli ilkokul Choate Rosemary Hall’u bitirmesinin ardından Black Fox Askeri Okulu’na girdi. Santa Barbara’daki California Üniversitesi’nde drama eğitimi alan Douglas, New York’taki Neighbourhood Playhouse’a devam etti. Hem yapımcı hem de oyuncu olarak modern Hollywood filmlerine çifte güç katan Michael Douglas, babası Kirk Douglas’ın 1960’lardaki filmlerinde asistan yönetmen olarak işe başladı. 1960’ların sonunda birkaç filmdeki (Hail,Hero! -1969, Adam at 6 A.M. -1970, Summertree -1971) dönemin idealize genç adamlarını oynadığı rollerin ardından Douglas, The Streets of San Francisco adlı polisiye televizyon dizisinde Karl Malden ile başrolü paylaştı. 1972-1977 arasında ABC’de yayınlanan dizi, Douglas’ın iyice tanınmasını sağladı. 1975 yılında Milos Forman’ın One Flew Over The Cuckoo's Nest adlı filmi, yapımcılığını üstlendiği ilk film oldu. Gişede büyük başarı elde eden film, En İyi Film ödülü de dahil olmak üzere 5 dalda Oskar Ödülü aldı. Michael Douglas En İyi Film heykelciğini Saul Zaentz ile paylaştı. Arkasından 1979’da Jane Fonda’nın yapım şirketi IPC ile birlikte The China Syndrome filminin yapımını üstlendi ve aynı zamanda Jane Fonda ve Jack Lemmon’la birlikte filmde rol aldı. Romancing the Stone (1984) filmine kadar oyuncudan çok yapımcı olarak görülen Douglas, Kathleen Turner ve Danny De Vito ile birlikte oynadı bu filmdeki Jack Colton rolüyle oyunculuğunu da ispatlamış oldu. Aynı üçlü birlikte daha sonra Jewel of The Nile (1985) ve War of the Roses (1989) filmlerini çekti. Oyunculuğunda açıkça ortaya koyduğu bağımsız yapısı gözönüne alınarak kendi jenerasyonundaki diğer starlardan önde tutulan aktör, 1987 yılında Gordon Gekko rolünü canlandırdığı Oliver Stone filmi Wall Street ile En İyi Erkek Oyuncu dalında Oskar Ödülü’nün sahibi oldu. Aynı yıl Glenn Close ile birlikte Fatal Attraction’da yeralan Douglas, 1992 yılında Sharon Stone ile Basic Instinct (Temel İçgüdü) filminde oynadı. Bu başarılı filmdeki cinayet masası dedektifi Nick Curran rolüyle ününe ün kattı. 1998 yılında Stonebridge Entertainment adı altında kurduğu yapım şirketiyle, 1990 yapımı Joel Schumacher’in Flatliners ve 1992 yapımı Richard Donner’ın Radio Flyer filmlerinin yapımcılığını yaptı ve Nice, Fransa’daki Victorine Studios’un yeniden canlanması için uğraşlarda bulundu. 1994’de Michael Crichton’un çok satan romanından uyarlanan Disclosure (Taciz) filminde kadın patronu (Demi Moore) tarafından cinsel tacize uğrayan bir adamı canlandırdı. 1997’de Sean Penn ile oynadığı psikolojik gerilim The Game’in ardından, 1998’de Alfred Hitchcock klasiği Dial M For Murder’ın yeniden çekimi olan A Perfect Murder’da karısını (Gyweneth Paltrow)öldürmek için kiralık katil tutan bir adamı canlandırdı. 2000 yapımı A Song for David filminde nihayet babası Kirk Douglas’la çalışma fırsatı buldu. Michael Douglas’ın aldığı çeşitli ödüller 1975: Golden Globe, En İyi Film-Drama, One Flew Over the Cuckoo's Nest. 1975: Oscar, En İyi Film, One Flew Over the Cuckoo's Nest. 1980: Genie, En İyi Yabancı Aktör, Running. 1984: NATO Producer of the Year Award (Yılın Yapımcısı Ödülü) 1987: Oscar, En İyi Aktör, Wall Street. 1987: Golden Globe, En İyi Aktör, Wall Street. 1987: National Board of Review Award, En İyi Aktör, Wall Street. 1996: People's Choice Award, Special Tribute. Yapımcı ve Aktör olarak başarıları için. 1998: Cesar Award: Sinemaya katkılarından dolayı Onur Ödülü. 1998: Crystal Globe, Dünya sinemasına olan katkılarından dolayı Onur Ödülü. Michael Douglas, 20 Mart 1977’de Diandra Luker ile evlendi. 13 Aralık 1978’de Cameron isminde bir oğulları olan çift 23 yıl evli kaldılar. 2000 yılında Luker, Douglas’ın yokluğunu,kadınlara düşkünlüğünü ve oğluna iyi bir baba olamadığını öne sürerek ona boşanma davası açtı ve çift boşandı. Boşanmasının ardından 18 kasım 2000’de kendisiyle aynı gün (25 eylül) doğmuş olan ünlü aktris Catherine Zeta-Jones ile evlendi. Dylan Michael ( 8 ağustos 2000) ve Carys Zeta (20 nisan 2003) isminde iki çocuğu olan çiftin arasında 25 yaş fark var. Nükleer silahsızlanma için çalışmalar yürüten Douglas aynı zamanda Nuclear Age Peace Vakfı’nın bir destekçisi ve Ploughshares Fonu’nun da yönetim ekibinde çalışıyor. 1998’de Genel Sekreter Kofi Annan tarafından Birleşmiş Milletler Barış Elçisi olarak atanan Douglas, bir demokrat ve demokrat parti adaylarına sürekli bağışlar yapıyor. 11 Aralık 2003 yılında Oslo, Norveç’de Nobel Barış Ödülü’nün Shirin Ebadi’ye verildiği gecede, eşiyle birlikte ev sahipliği yapan Michael Douglas, 2006 yılında St Andrews Üniversitesi tarafından Onursal Derece ile ödüllendirildi. Filmografi 1966 Cast a Giant Shadow Cip Şoförü küçük rol 1969 Hail, Hero! Carl Dixon 1970 Adam at Six A.M. Adam Gaines 1971 Summertree Jerry 1972 Napoleon and Samantha Danny 1975 One Flew Over the Cuckoo's Nest Producer (Academy Award for Best Picture) 1978 Coma Dr. Mark Bellows 1979 Running Michael Andropolis The China Syndrome Richard Adams (aktör/yapımcı) 1980 It's My Turn Ben Lewin 1983 The Star Chamber Superior Court Judge Steven R. Hardin 1984 Romancing the Stone Jack Colton (aktör/yapımcı) 1985 A Chorus Line Zach The Jewel of the Nile Jack Colton (aktör/yapımcı) 1987 Wall Street Gordon Gekko Academy Award for Best Actor Fatal Attraction Dan Gallagher 1989 The War of the Roses Oliver Rose Black Rain Det. Çavuş Nick Conklin 1992 Basic Instinct Nick Curran Shining Through Ed Leland Oliver Stone: Inside Out kendini (belgesel) 1993 Falling Down William "D-Fens" Foster 1994 Disclosure Tom Sanders 1995 The American President President Andrew Shepherd 1996 The Ghost and the Darkness Charles Remington (aktör/yardımcı yapımcı) 1997 The Game Nicholas van Orton 1998 A Perfect Murder Steven Taylor 1999 One Day in September Narrator (belgesel) Get Bruce kendini (belgesel) 2000 Traffic Robert Wakefield Wonder Boys Profesör Grady Tripp 2001 Don't Say a Word Dr. Nathan R. Conrad In Search of Peace anlatıcı (belgesel) One Night at McCool's Mr. Burmeister (aktör/yapımcı) 2003 The In-Laws Steve Tobias It Runs in the Family Alex Gromberg Direct Order anlatıcı (belgesel) 2004 The Beautiful Country Man on TV Footage from Wall Street. Tell Them Who You Are kendini (belgesel) 2006 You, Me and Dupree Mr. Thompson The Sentinel Pete Garrison (aktör/yapımcı) 2007 King of California Charlie 2009 The Ghosts of Girlfriends Past Wayne Amca yapım aşamasında Beyond a Reasonable Doubt TBA yapım aşamasında Money Never Sleeps Gordon Gekko yapım aşamasında ---------------------------------------------------- Kirk Douglas ve oğlu Michael Douglas'ın belgesel filme konu olan hayat hikayeleri, acı tecrübelerle dolu. Michael Douglas, 'Babam sürekli film çeviriyordu, benimle ilgilenmedi' derken, kendisinin de büyük oğlu Cameron'a karşı aynı hatayı yaptığını itiraf etti. Baba Douglas, New York'un yoksul Yahudi göçmenlerinin barındığı küçük bir mahallede doğdu. Oğlu Michael Douglas'ın gözlerini açtığı dünya ise babasınınkinden çok farklıydı. Douglas ailesi artık mülteci mahallesinde değil, muhteşem bir villada yaşıyordu. Baba-oğul Douglas arasındaki farklılık yıllarca sürdü. Birbirlerine kızdılar, gücendiler. Hatta ilişkilerinin kopma noktasına geldiği günler de oldu. Ama her şeye rağmen, birbirlerine güçlü bir sevgiyle bağlı oldukları için aralarındaki sürtüşmeleri unutmayı başardılar. Michael Douglas biyografi vikipedi sinematürk intersinema
-
Forest Whitaker, (d.15 Haziran 1961)ABD
Forest Whitaker, (d. 15 Haziran 1961) Amerikalı sinema sanatçısı. Hayatı 2007 yılında en iyi erkek oyuncu dalında İdi Amin'i canlandırdığı Last King of Scotland filmiyle ödüle uzanmıştır. İri ve atletik cüssesi nedeni ile eğitiminin ilk yıllarında Amerikan futboluna yönelmiştir. Fakat daha sonra müzikle ilgilenmiş ve tenor olarak çalışmalarda bulunmuştur. Ancak nihayetinde Berkeley'de sahne sanatları dalında eğitimine başlamıştır. İlk filmini 21 yaşında çevirmişti ve adı "Fast Times at Ridgemont High" idi. Bu filminde bir Amerikan futbolcusunu canlandırıyordu. İkinci filmi Vision Quest'i bazı televizyon çalışmaları takip etmiştir. Nort and South filminin çekimi sonrası ilk büyük çalışmasını yapmış ve Paul Newman ile beraber "The Color of Money(1986)" filminde rol almışdı. Daha sonra Platoon, Stakeout, Good Morning Vietnam, Bird gibi beğeni toplamış filmlerde oynadı. İri cüssesi nedeni ile 'kibar dev' türü roller için biçilmiş kaftandı. Bir dönem de televizyonların çok tutlan dizisi Alacakaranlık Kuşağı'nda (The Twilight Zone) sunucu olarak gözüktü. Doksanlı yıllarda kamera arkasına da geçmeye başladı. Yaptığı filmlerin yanında Whitney Houston'ın müzik videosunu da çekti. Aktör Keisha Whitaker ile evli olan sanatçının bu evlilikden iki, önceki beraberliğinden de bir çocuğu bulunmaktadır. Vejeteryan olan sanatçı amblyopia denen bir göz rahatsızlığına sahipdir. Lost dizisindeki Sawyer rolü için önce o düşünülmüş ancak First Daughter filminin çekimleri nedeni ile bu proje uygulanamamıştır. Oskar aldığı Last King of Scotland filminin ön hazırlığı için bir ayını çekimler içinse üç buçuk ayını Uganda da geçirmiştir. Bu film ayrıca Whitaker'a Golden Globe, Screen Actors Guild , Satellite ve BAFTA ödüllerini kazandırmıştır. Filmografisi Oyuncu: # Fast Times at Ridgemont High (1982) # The Color of Money (1986) # North and South, Book II (1986) # Platoon (1986) # Günaydın Vietnam (1987) # Bird (1988) # Bloodsport (1988) # Diary of a Hitman (1991) # A Rage in Harlem (1991) # The Crying Game (1992) # Blown Away (1994) # Pret-a-Porter (1994) # The Enemy Within (1994) # Jason's Lyric - (1994) # Species (1995) # Smoke (1995) # Phenomenon (1996) # Ghost Dog: The Way of the Samurai (1999) # Battlefield Earth (2000) # Panic Room (2002) # Phone Booth (2002) # American Gun (2005) # The Last King of Scotland (2006) # The Shield (2006) # The Air I Breathe (2007) # Juan De La Torre Rocks (2007) Yönetmen: # Waiting to Exhale (1995) # Hope Floats (1998) # First Daughter (2004) vikipedi
-
Walter Matthau (1 Kasım 1920 ve 1 Haziran 2000) ABD
Walter Matthau, 1 Kasım 1920 ve 1 Haziran 2000 tarihleri arasında yaşamış Oscar ödüllü ABDli oyuncu. The Odd Couple filmindeki Oscar Madison rolü en bilinen rolüdür. Hayatı Rus-Yahudi bir göçmen ailesinin çocuğu olarak New York'ta doğmuştur. Orijinal soyadının Matuschansky olduğu iddia edilse de bu doğrulanamamışdır. Kayıtlarda ismi Walter John Matthowlarak geçmektedir. Gençliğinde New York'ta Yiddish tiyatrosuna katılmış ve bu sıralar sert bulduğu soyadını Matthau olarak değiştirmişdir. II. Dünya Savaşı yıllarında Amerikan Hava Kuvvetlerinde B-24 Liberator uçaklarında telsizci olarak görev yapmışdır. 1955 yılında ilk filmini Burt Lancaster ile beraber oynayarak çevirmiştir. Sonrasında birkaç western filmde oynamış ve yönetmenlik deneyimlerinde bulunmuşdur. 1965 yılında başlayan Odd Couple serisi filmlerde Jack Lemmon ile başlayan serüveni uzun yıllar devam etmiş ve pek çok filmde birlikte rol almışlardır. Bu arada 1966 yılında The Fortune Cookie filmi ile en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar'a uzanmışdır. Matthau iki kez evlenmiş ve iki eşinden birer çocuğu olmuşdur. Kalp krizi nedeni ile yaşamını yitirdiğinde 79 yaşındaydı. Ancak tüm vücuda yayılmış kolon kanseri ile karşılaşılmasına karşın bu ölüm raporuna yansıtılmadı. Filmografi * Atomic Attack (1950) (kısa film) * The Kentuckian (1955) * The Indian Fighter (1955) * Bigger Than Life (1956) * A Face in the Crowd (1957) * Slaughter on Tenth Avenue (1957) * King Creole (1958) * Voice in the Mirror (1958) * Ride a Crooked Trail (1958) * Onionhead (1958) * Gangster Story (1960) (+yönetmen) * Strangers When We Meet (1960) * Lonely are the Brave (1962) * Who's Got the Action? (1962) * Island of Love (1963) * Charade (1963) * Ensign Pulver (1964) * Fail-Safe (1964) * Goodbye Charlie (1964) * Mirage (1965) * The Fortune Cookie (1966) * A Guide for the Married Man (1967) * The Odd Couple (1968) * The Secret Life of an American Wife (1968) * Candy (1968) * Hello Dolly! (1969) * Cactus Flower (1969) * A New Leaf (1971) * Plaza Suite (1971) * Kotch (1971) * Pete 'n' Tillie (1972) * The Laughing Policeman (1973) * Charley Varrick (1973) * The Taking of Pelham One Two Three (1974) * Earthquake (1974) * The Front Page (1974) * The Lion Roars Again (1975) (kısa film) * The Gentleman Tramp (1975) (dokümenter) * The Sunshine Boys (1975) * Bad News Bears (1976) * Casey's Shadow (1978) * House Calls (1978) * California Suite (1978) * Portrait of a 60% Perfect Man (1980) (dokümenter) * Little Miss Marker (1980) * Hopscotch (1980) * First Monday in October (1981) * Buddy Buddy (1981) * I Ought to Be in Pictures (1982) * The Survivors (1983) * Movers & Shakers (1985) * Pirates (1986) * The Little Devil (1988) * The Couch Trip (1988) * JFK (1991) Senator Russell B. Long * Beyond 'JFK': The Question of Conspiracy (1992) (dokümenter) * Dennis the Menace (1993) * Grumpy Old Men (1993) * I.Q. (1994) * The Grass Harp (1995) * Grumpier Old Men (1995) * I'm Not Rappaport (1996) * Out to Sea (1997) * The Odd Couple II (1998) * The Life and Times of Hank Greenberg (1998) (dokümenter) * Hanging Up (2000) TV çalışmaları * Dry Run bölümü, Alfred Hitchcock Presents dizisi(1959) * Juno and the Paycock (1960) * Tallahassee 7000 (sadece 1961'de) * Awake and Sing! (1972) * Actor (1978) * The Stingiest Man in Town (1978) (ses) * The Incident (1990) * Mr. Lambert Remembers Love (1991) * Against Her Will: An Incident in Baltimore (1992) * Incident in a Small Town (1994) * The Marriage Fool (1998) vikipedi Jack Lemmon & Walter Matthau Sanatçı Jack Lemmon ın yaşamında ayrılmaz bir yer kaplayan meslektaşı Walter Matthau . Matthau ile ilk filmi ise 1966 yapımı "The Fortune Cookie" idi. Matthau bu filmle en iyi yardımcı oyuncu Oscar'ı aldı. İkili, perdede öylesine başarılı oldu ki, bundan sonra 6 filmde daha birlikte oynadılar. Blake Edwards'ın "Gül ve Şarap"ında alkolik, James Bridges'in "Dünyanın Kaderi"nde nükleer tehlikeye karşı savaşan uzman, Costa Gavras'ın "Missing- Kayıp" filminde bir Latin Amerika ülkesinde rejime muhalif olan oğlunu arayan acılı babayı canlandırırken komedyen yanını hiç göremezsiniz. "Garip bir çift "(The Odd Couple)en sevdiğim ve seyretmekten keyif aldığım,bir o kadar da beni güldüren filmi... Kaç kez seyrettiğimi hatırlamıyorum :-)
-
ANITKABİR ÖZEL DEFTERİ
ANITKABİR ÖZEL DEFTERİ Anıtkabir özel defteri, elektronik ortamda tüm vatandaşlara açıldı.... Bir çok kişinin merak ettiği, okumak için araştırmalar yaptığı, bu özel defter artık bir tık kadar yakınınızda... Anıtkabir Özel Defterini doldurarak Atatürk'e duygularınızı yazabilir ve tüm halkımızla paylaşabilirsiniz. Bugün Anıtkabir Özel Defterini İmzaladınız mı? Anıtkabir Özel Defterini İmzalamak için tıklayınız Anıtkabir Özel Defterini Oku Ayrıca ANITKABİR 'i üç boyutlu olarak gezebilirsiniz... Anıtkabir'i gezmek ister misiniz? O halde resme ya da bu yazıya tıklayın...
-
Huzur Evi!...
Mutluluğu gözlerinde görebiliyorsun İyiki ziyaret ettim diyebiliyorsun En korktuğum ziyreti çok güzel dile getirmişsiniz. Şimdi olamasa da ileride ziyarette bulunursan kesin manevi anne niteliğinde olacaktır... Daha çok ziyaret etmem gerektiğini anladım . Yaşanası Dünya'da neler oluyor diye etrafımıza baktığımızda manzara istenilen gibi olamıyor... Ders alabiliyorsak ne mutlu ,yoksa hayatın anlamı ne için geçerli demeden de edemiyoruz... İncelemeniz için teşekkür ederim Sevgili AED
-
Huzur Evi!...
farklı hikayeleri duymak mümkün haklısın birce... 55-60 yaşlarında bir karı-koca ile tanıştım,huzur evinin açıldığı ilk yıllar gelmişler (12 yıl önce) kendilerini dünyadan soyutlamışlar... çok az olsa da böyle kişiler de bulunuyor elbet Çalışan personeli de yakından inceleme olanağım oldu. Sorumluluklarını bilen kişiler bu da beni sevindirdi tabii ki Emin ol çoğu istemeden burada bulunuyor. incelemen için teşekkür ederim sevgili birce
-
güzel günler herkese
Legendary şurada cevap verdi: israil başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldiniz Sayın israil
-
Chicago Bulls galibiyeti hatırladı
Bulls Galibiyeti Hatırladı Gültekin Tezcan - Cuma, 18 Aralık 2009 Son 13 maçının 11’inden mağlubiyetle ayrılan Chicago Bulls sahası United Center’da konuk ettiği New York Knicks’i son çeyrekteki etkili oyunuyla 98-89 mağlup etti. Maça müthiş bir şut yüzdesi ve üçlük yağmuruyla başlayan New York, Harrington’ın 14 sayı kaydettiği ilk çeyreği 34-23 önde geçti. İkinci çeyrekte bulduğu şutları sokamayan New York karşısında Luol Deng önderliğinde toparlanan Chicago farkı eritti ve soyunma odasına girilirken 50-48’lik skorla sadece 2 sayı geridelerdi. Üçüncü çeyrek karşılıklı basketlerle geçilirken New York Knicks son çeyreğe 72-69 önde girmeyi başardı. Final periyodunda Derrick Rose ve çaylak Taj Gibson’ın etkili oyunuyla hücumları daha iyi değerlendiren Chicago sahadan 98-89 galip ayrıldı. Chicago'da Luol Deng ürettiği 24 sayı-13 ribaund-5 asistle maçın yıldızı olurken, John Salmons 20 sayı-7 ribaund-4 asist, Derrick Rose 18 sayı-6 asist, Joakim Noah 15 sayı-9 ribaunla maçı tamamladı. Maçın kritik anlarında önemli işler yapan çaylak Taj Gibson da benchten dahil olduğu oyunda 12 sayı-10 ribaund-2 blokluk katkı yaptı. New York'ta Gallinari, Duhon ve Harrington üçlüsü 18'er sayı üretirken, Wilson Chandler 13 sayı-7 ribaund-4 asist, David Lee de 13 sayı-8 ribaundla mücadele etti. Maç boyunca %36 gibi kötü bir şut yüzdesiyle oynayan Knicks aynı zamanda 47 üçlük denemesinde bulundu. NBAtr
-
İyiliğe Karşı Kötülük-Ezop masalları-Aisopos
Kitabın Adı:Ezop masalları Kitabın Yazarı: Aisopos Kitabın Yayınevi: Arkadaş Yayınevi / 100 Temel Eser İlköğretim Kitabın Basım Yılı: Aralık 2008 / 1. Baskı Sayfa Sayısı:96 Kitabın Konusu: Masal Özetleri Kitabın Özeti: İYİLİĞE KARŞI KÖTÜLÜK Avcılar peşinde, alageyik önlerinde bütün gücüyle kaçıyormuş. Alageyik bir bağa dalmış, asmalardan birinin altına saklanmış. Avcılar görmeyip geçip gitmişler. Alageyik tehlike geçince doğrulmuş. Taze, yeşil asmaya dayanamamış, başlamış kemirmeye. Hatır hutur yerken, sesi avcıların kulağına erişmiş. -Yakınlarda bir yerde bir av var galiba, demişler. Oklarını çıkarıp yaylarına geçirmişler, gerip gerip atmışlar. Okun biri alageyiğin yüreğini saplanmış ve yere yıkılmış. Ölürken: - Bunu hak ettim, demiş alageyik. Asmaya sığınıp canımı korudum, sonra onun iyiliğine karşılık tuttum yapraklarını, filizlerini yedim. İyiliğe karşı kötülük ettim. İyiliğe iyilikle karşılık vermeliyiz. kitapözetleri
-
Ayaklar mı boynuzlar mı? – Ezop masalları Aisopos
Kitabın Adı:Ayaklar mı boynuzlar mı? Ezop masalları Kitabın Yazarı: Aisopos Kitabın Yayınevi: Arkadaş Yayınevi / 100 Temel Eser İlköğretim Kitabın Basım Yılı: Aralık 2008 / 1. Baskı Sayfa Sayısı:96 Kitabın Konusu: Masal Özetleri Kitabın Özeti: Susuzluktan dili damağı kuruyan bir geyik, suya inmiş. Kana kana içmiş. Tam gidecek, sudaki yansımasını görünce durmuş. Aman Tanrım, o ne güzel boynuzlar, çatal çatal, ay ay. Geyikçik vurulmuş boynuzlarının güzelliğine, varsa yoksa boynuzlarım demiş, başka dememiş. Ama gözleri kalem bacaklarına erişince coşkunluğu duman olup uçuvermiş. Nerde ay çatalı boynuzlar, nerde o kalem gibi çırpı bacaklar … Kahırlanmış, kararmış. Kös kös durmuş. O, öyle dururken köşelerden bir yerden bir aslan harr diye bir fırlamış üzerine: geyikçik, tez toparlanmış ok gibi ileri atılmış. Ağır vücutlu aslan ne yapsa, geyik kısmının koşmasına yetişemez. Geyik, göz açıp kapayıncaya kadar şu başından ormanı buldurmuş. O korkuyla kaçarken ay çatalı boynuzları ağaç dallarına takılmış, yolunu engellemiş. Aslan da bir koşu yetişip geyiği oracıkta paralamış. Geyikçik son soluğunda: - Ah, ah! demiş. Bir de kalem gibi diye bacaklarımı karalıyordum, boynuzlarım gibi var mı diyordum. Karaladığımdan iyilik gördüm de, övdüğüm bana edeceğini etti işte! Ne demişler; “Hakkımızda neyin hayırlı olduğunu ancak Allah bilir. Yarattığı her detayda bir hikmet gizlidir.” kitapözetleri
-
Fitneci aslan – Ezop masalları Aisopos
Kitabın Adı:FİTNECİ ASLAN Ezop masalları Kitabın Yazarı: Aisopos Kitabın Yayınevi: Arkadaş Yayınevi / 100 Temel Eser İlköğretim Kitabın Basım Yılı: Aralık 2008 / 1. Baskı Sayfa Sayısı:96 Kitabın Konusu: Masal Özetleri Kitabın Özeti: Aç aslan çayırda otlayan, üç öküzü gözüne kesmiş: kesmiş ya, üçünden korkmuş. “Ben birini parçalarken öbür ikisi birlik olur, hakkımdan gelirler sonra,” diye düşünmüş. “En iyisi,” demiş, “Bunları ben birbirinden ayırayım” teker teker paralayım. Daha kolay olur benim için.” Öyle yapmış; aralarına girip fitneyi sokmuş, her birini öbüründen ayırmış. Sonra teker teker tenhada kıstırıp paralamış yemiş. Birlikten güç doğar. Birlik olundu mu düşmanlar çekinir, sokulamazlar. Akıllı kişi dediğin, dostlarının, akıl yoldaşlarının yanından ayrılmaz, kopmaz hiç. Güvenli olur. kitapözetleri
-
Huzur Evi!...
Çok eski bir tanıdığı ziyaret ettim. Nerede mi? HUZUR EVİNDE Huzur evini ilk ziyaretimdi ve neden daha önce gitmediğime hayıflandım. Bir tatlı söz,bir güler yüz görmek isteyen insanlarımızla dolu.Hepsi çok tonton , çok cana yakınlar.Geçmiş hayatlarından kopup istemeselerde yaşamak zorunda bırakılan tatlı ihtiyarlarla dolu. Ufak bir odaya hayatlarının geri kalan kısmını yayıp yaşıyorlar. Geride bıraktıkları uzun hayatın kokularını küçük odalarında duymak mümkün... Gözlerinde hem mutluluğu , hem hüznü görebilirsiniz...Kimisinin hiç ziyaretçisi yok...Kahve ve çay saatlerini heyecanla bekleyen çoğu , içeceklerinin yanında anılarını katık ediyorlar... Kimi dünyadan kaçıp inzivada,kimi bakacak kimsesi olmadığı için zorunlu bulunuyor. Kulakları az işitiyor ve duymak istediklerine hasret yaşıyorlar. Tanıdığımın odasında eski anlıları tazelerken uzaktan gelen ud un sesi ile dikkatim dağıldı. Tanışım aşağıda konser var istersen inelim dedi.Türk sanat müziğinin sesi suskun , mahzun binaya yayılıyordu. Acele aşağı indik.Toplantı salonunda sınıfı andıran arka arkaya dizilmiş koltuklarda oturan tonton yaşlılar karşılarındaki müzik grubunu zevkle dinledikleri yüzlerinden belli oluyordu. Yaşlı tonton nineyi aralarına alan grup, eski bir nağmenin sözlerini zor çıkan sesinden dinlemek için müzik aletlerinle eşlik ediyorlardı. Kimi el çırpıyor,kimi ise sadece dinlemeye çalışıyordu. Tabii istekte yapılıyor.Biraz ilerimdeki teyze , solist bayanı yanına çağırıp "çile bülbülüm çile" diye istekte bulundu. Kimbilir neler gizli çileli hayatında... Müziğin ritmi değişti çökertme ile oyuna kalkan solist , oyunuyla birkaç tontonu da oyuna çekti.Darbuka,gitar ve ud daha bir şen çalmaya başladı.Elinde olsa tekerlekli sandalyesinde oturan teyzenin kalkıp oynayasını yüzünde görmek mümkündü.Bir an da olsa müziğin notasında mutluluğu yakalamak onlarca çok kolaydı . Her şey bir tarafa, 35 yaşlarında babasını ziyaret sonrası dönüşünde gördüğüm bir beyin hangi yürekle lüks arabasına binip gittiği oldu.Baba Avukat oğluyla gurur duysa da oğlu babasını huzur evinde bırakacak kadar düşüncesiz... Belki de bu manzaralarla karşılaşmamak için huruz evinin yolunu bilmiyorum... İçim buruk, tekrar görüşme dileklerimi belirterek herkes ile vedalaşıp oradan ayrıldım...