Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

AED

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

AED tarafından postalanan herşey

  1. AED şurada yorum gönderdi AED'nın blog başlığı içinde AED'nin Blogu
    değerli @Aries, öykünün kahramanı <Nuri> günlük insan ilişkilerindeki yabancılaşmayı, sevgisizleşmeyi,alışkanlıklara tutsak olmayı,herşeyin maddileşmesini şakağında birden hissedince geçmişe sığınmakta..aynı zamanda çok unutulan fakat çok ihtiyacımız olan o <doğal sevgi>nin yaşamın en büyük anlamı olduğunu temalandırıyor.yazım tekniğinde virginia wolf,dostoyevski,amin maalouf beni en çok etkileyen yazarlar..kısaca demem o ki gelişme bölümü de sonuç bölümü de öykünün içinde var...Nuri günlük yaşamını bir an için yüzüstü bırakıp köye gitmesi, Zahideyi bulmak için değil kendini aramak için..onun 52 yaşında bir çamurlu suda ağlaması gerçek sevginin yitirilişine isyandır; yani öykünün sonucudur, incelemen için teşekkür ederim,sevgiler..
  2. AED şurada yorum gönderdi AED'nın blog başlığı içinde AED'nin Blogu
    sevgili @rina bu öyküye 2 günde yoğunlaştım ama 3 günde yazabildim.. <küçük aşklar,büyük dünyalar> dan daha çok emek istedi.. fragmanlar bir kaç kez değişti,taslak tema ve mesaj aynı kaldı.. gözlemlerime göre 40 ve üstü yaş kuşağında <geçmişe özlem > çok yoğun yaşanıyor.. kimbilir belki de geçmişte daha mutluyduk .. incelemenize teşekkür..
  3. AED şurada yorum gönderdi AED'nın blog başlığı içinde AED'nin Blogu
    teşekkür ederim.. siz keyif aldıkça daha bir emek sarfediyorum.. sevgiler @gün.dem
  4. AED şurada bir blog başlığı gönderdi: AED'nin Blogu
    Telefonun mesaj uyarısı çalınca mesajı açtı: <unutma , VOİLA açık kestane no.5.0> Karısıydı..saç boyası istiyordu…Of bu kadın hep böyleydi,ne anlardı kendisi saç boyasından.. Bu neyse de bazen ekmek için bile mesaj atıyordu..Üç marketin ortasındaydı halbuki evleri.. Bir keresinde kızmış ama kadın <canım gelirken alıver yolunun üstü hem açılmış olursun > diye yumuşatmıştı..Tam çıkmak için iş arkadaşlarına tek tek <iyi akşamlar >dağıtıyordu ki, Tokgöz Mustafa nın sesi duyuldu : <Nuri şu cipi ticariye çevirirsek vergi muafiyetimiz olur mu ? < bakayım Mustafa bey yeni bir tebliğ var mı,yarın bilgilendiririm ben sizi,iyi akşamlar> dedi ezik bir sesle. Bu cevaptan hoşlanmayan patron tepkisini hiçbir şey söylemeyerek gösterdi.. Tokgöz Mustafa inşaat şirketinin sahibiydi ama pek de tokgöz sayılmazdı.. Adam ellisindeydi her gün bir inşaat ihalesine giriyor Nuri ye karşı firmanın verebileceği teklifler hakkında tahminler soruyordu.. Adam paraya doymuyor kazandıkça daha da acıkıyordu.. Para tokgöze hükmediyor diye düşündü Nuri.. Terbiyesiz adam bir keresinde Nuri yi başka bir firmanın sahibi rolünde ihaleye teklif attırmıştı.. Adına <çantacılık> denen bu sistemde gerçek teklifin altında fiyat yazıyordu; güya Nuri nin temsil ettiği firma.. O ihaleyi de tokgöz inşaat almamışıydı,tokgöz Mustafa ağzı kulaklarında muhasebecisi Nuri ye bir kilo baklava getirmişti .. Belediye otobüsünde insan yüzlerine baktı Nuri..Kimse mutlu değildi.. İki üç liseli kız gülerek konuşuyorlar onun dışındakilerin mutsuzluğu haykırıyordu.. Yorgunluk,bezginlik insanlara yapışmıştı.. İndi otobüsten markete yakın..Yürüyen merdivenlerde, tam önünde bir genç kız popo sunun yakın plan gözünün önünü kapattığını gördü..Çok hoştu.. Dikkati çekmeden odaklandı..Kumaş parçasının altındakini hissetmek çok zor değildi; çünkü kız hem dar hem ince giyinmişti.. Bu genç bedene dokunabilmesi onu yaşayabilmesi imkansıza yakındı. Hem neden kendisi ile olsundu ki bu kız?..Hangi sebeple?.. Zengin değildi..Yaşı elliydi, karısı belliydi..Öyle bir karizma,yakışıklılık falan da olmadığına göre.. Bazen şehrin ücra yerlerde lüks arabalar içinde genç kızlarla, domuz gibi besili,vücut diliyle <bende para var> diyen kırk yaş kuşağından domuzcukları görüyordu.. Piyasa belliydi,genç bedene karşı para.. Ama Nuri, hakkını yemeyeyim, kim bilir bu kızın da gizemli bir dünyası vardır dedi kendine.. Bu dünyada Nuri nin olamayacağı kesindi ama .. Otuzlu yaşlardaki yasak aşkı ne demişti onu yüzüstü bırakıp giderken: <Mademki evlisin,yuvana dönmelisin>; <O zaman neden bu ilişkiyi yaşadın> diye bağıran Nuri ye kadın <bir arayış içindeydim, bir çeşit bunalım,kendime geldim,doğrusu bu > demiş Nuri kendisiyle oyuncak gibi gönül eğlendirildiğini düşünmüş, günlerce sersem gibi gezmişti., İşte her şey sona doğru geliyordu artık,evliliği hiç bir şeyin sorgulanmadığı rutine girmişti; yaş elli iki olmuş,kırışıklıklar yüzüne dolmuştu..Hayatta her şey boşmuş diye düşündü.. Neredeydi tüm dostlar,tokuşan rakı kadehleri,üç beş arkadaşla yapılan nataşa kaçamakları, daha yeni bir arkadaşının kalp krizinden ölüm haberini almamış mıydı? Oğlu bile evlenince kirişi kırmış ziyaretleri seyrekleşmişti.. Karısı süpürge-gün-yemek üçgenindeydi.. Mekik dokuyordu adeta..Küçük kavgalarında <hadi oradan süpürgeci> derdi karısına.. Beraber yatma ihtiyacı bile duyulmuyordu artık…Üzerine kitaplar yazılan hayat bu muydu..? Hepsi bu kadarcık mıydı? Birileri kandırıyordu insanları..Hayat bu kadar basitti aslında... Olağanüstü güzelliklerin gerçekleşmesi mucizeyken,herhangi bir bela ve rezilliğin seni bulması işten bile değildi ..Bütün şenlikler dağılmış, bağbozumu başlamıştı işte .. Markette insanlara baktı; hepsi böcekler gibi reyonları iğdiş ediyorlardı..hep alıyorlardı, sepetler kırmızı etlerle, makarnalarla, biralarla doluydu..En üste de koca paket tuvalet kağıdı koymayı unutmuyorlardı insansılar..Yani önce yiyip sonra boşaltmak için tam donanımlıydılar.. Hepsi tüketim hayvanı olmuştu. .<hoş geldiniz clup kart var mıydı efendim> Başını kaldırdığında genç bir kızın gülümseyen bir çift tatlı gözü ile karşılaştı.. <Siz yenisiniz galiba,ilk kez gördüm sizi> diye kekeledi Nuri.. <Evet efendim stajım yeni bitti>.. Görürsün gülümsemeyi tatlı kız ,defterin dürülür bir on yılda,belki de sinir sitemi bozulmuş, koca arama kervanında mutsuz biri olacaksın ; bakalım doğal gülümsemen ne kadar sonra sahteleşecek göreceğiz.. Kızdı kendine sonra,sana neydi,ne ararsa arasındı.. Sanki kendi aramıyordu.. Atıştırdı gergin gergin hazır bir şeyler evde.. Karısı komşuya inmiş gevezelik ediyordu.. Bilgisayarı açtı..<07 Nuri Koçak> < muhasebe-hukuk forum yönlendiriliyorsunuz.> Ciple ilgili vergi muafiyetini soru olarak bıraktı foruma..Çıkarken gördü iki kişi kavga etmişti forumda.Sen mi doğru biliyorsun yoksa ben mi gibisinden..Fakat küfür olmasa da ona yakın sertlikte laflar söyleyip sonunda <saygılar> yazıyorlardı..Diğeri de en ağır laflar söyledikten sonra <sevgiler> yazıyordu.. Demek böyleydi..İkiyüzlü hayat..İşte buydu.<ananı…..saygılar..> <bilmukabele ..sevgiler>.. Hayatın kuralları <admin> di işte..Kimse birbirini sevip anlamıyor,ama öyle gözüküyordu.. Öyle ki bu maskeleri taşımaktan kendileri de yorgundular… Uyuyamadı yatakta..Kalktı.. Dolaba baktı..Bir aydır içilmeyen rakı kalmıştı biraz..Aldı onu.. Biraz da meyve ile peynir buldu.. Salona geçti..Açmadı ışığı..İlk kadehi aldı..Kafası takılmıştı: <siz kim oluyorsunuz da benim uzmanım oldu…saygılar> <terbiyesizleşme,görgüsüz,eğitimsiz forumdaş..sevgiler> İkinci kadehi onu kırk yıl geriye götürdü..Şehir merkezinden iki yüz elli km uzaktaki köye.. Babası bu köyde öğretmenlik yapmış,Nuri de okulun gedikli öğrencisiydi.. Tek ve en önemli kare,Zahide idi..Nuri çelimsiz birinci sınıfken Zahide son sınıftı on üç yaşında.. Onu dersten sonra göle götürürdü..Köy dışındaki göle patikadan gidilir, Nuri, Zahide nin adımlarını takip eder onun bastığı yere basardı.Bu ikisine ait bir oyundu. Zahide bir süre sonra coşar Nuri yi kucağına alır göğsüne bastırır öper de öperdi.. Küçük bedeni Zahide ye sokulan Nuri,huzur içinde onun saçlarının kokusunu duyar, inmek istemezdi.,onu çeker kendine <örtmenin oğluuu,gurbanım benim>diyerek sarıp sarmalardı Zahide.. Ergenleşmenin başındaki bedeninde göğüsleri patlamış,saçları her iki tarafta örgülüydü Zahide nin;güneşten yanmış yüzünde dişleri her güldüğünde parlardı... Beraber göle dizkapaklarına kadar girerler,her tarafları ıslanınca dışarıda güneşe yatarlardı birbirlerine bakarak..Nuri topladığı gelincikleri Zahide nin eteğine bırakır, her geliş seferinde, yanağına okşardı Zahide. Bazen Zahide Nuri nin ıslanmış pantolonunu çıkarır çalılara asardı kuruması için..İç çamaşırı ile kalan Nuri de Zahide de rahatsız olmazlardı.. Okulda gözleriyle onu arardı Nuri,eğer bir gün görmezse.. Zahide onu oyun kalabalığının dışında yakalar, elinden tutar patikaya düşerlerdi..İki kişilik bu dünyada yalnızca sevgi vardı.. Hele kar yağdığında Zahide nin bastığı izlerin takibi Nuri için en güzel oyundu.. Nuri Zahide yi düşünde gördüğü bir sabah yatağından hemen kalkamamış, bedenindeki ilk uyanışını,Zahide yi düşünerek yaşamış,eli küçük bedeninde dolaşmış bacakları arasına inmişti..Sadece Zahide ve kendisi.. Ne güzel bir dünya olurdu..Bir keresinde annesi yorgandaki küçük hareketlenmeyi görünce Nuri kaskatı heykel gibi hareketsiz kalmıştı.. Kadeh ve yiyecekler ortada uyuyakaldı.. Otobüs ağır ağır yol alıyordu Anadolu bozkırında..Tokgöz ticariye çevrilen cip muafiyetini duyunca cumartesi izin isteğine bir şey dememişti Nuri nin....Heyecanlıydı biraz... Nuri otobüsten inerken kendini çok farklı hissediyordu.. Muhtarlığa doğru yürüdü; hiç bir şey hafızasındaki gibi değildi Nuri nin köy meydanı hariç..Her taraf hayvan pisliği kokuyordu,burada nasıl yaşanmıştı onca sene.. Muhtar okulun yıkıldığını ,yenisinin yapıldığını,gölün suyunun biraz çekildiğini söyledi.. Zahide diye birinin bilinmediğini ancak o tarihlerde Almanya ya çalışmak için bir çok köy delikanlısının gittiğini muhtemelen de birisinin babası olabileceğinden dem vurdu .. Yemeğe buyur ettiyse de kabul ettiremedi...Nuri yalnız adımlarla patikayı buldu.. O değişmemişti.. Önünde yürüyen Zahide yi hissetti biran; yürüyüş temposunu altı yaşındaki Nuri gibi yaptı..Kimseler yoktu ortalarda..Göle ulaştığında biraz heyecanlandı.. Gölün berraklığı azalmış suyun bir kısmı çekilmişti,ama yine de yüzeli metrekare lik bir göldü işte.. Oturdu göl kenarındaki toprağa .Kurbağalar kıyıdan suya zıplıyorlardı.. Çevredeki hayvan pislikleri üzerinde sineklerin vızıltısı doğanın sessizliğinde duyuluyordu.. Gökyüzüne baktı.. Zahide nin siluetini gördü;.<beni unuttun mu> diye soruyordu..<Her şeyimsin, unutamam ,unutamam Zahide m..> Nuri nin boğazı düğümlendi.. Ayağa kalktı ; çıkarmadan üstünden hiçbir şeyini göle adım attı.. Birkaç adım sonra çamurumsu göl suyu dizkapağındaydı..Çömeldi suyun içinde.. <Neden gittin Zahide,neden bıraktın beni?> cümlesi döküldü ağzından.. Suyun yüzeyini kucakladı..Birden hıçkırmaya başladı.. Akan gözyaşları gölün suyuna karışıyordu... Köy camisinden akşam ezanı yankılanıyor,köy hayvanlarının silueti ufukla birleşiyordu.
  5. AED şurada cevap verdi: sedelina başlık Forum Oyunları
    günaydın,, bu örgüden saksı çiçeği size..
  6. ortam iyice gerildi..forum topicleri bile bunu gösteriyor. 7000 yıllık birçok uygarlığın yurdu olmuş bu anadolu nun insanlarının birbirini boğazlayacağına inananların sayısı bile azımsanmayacak ölçüde.. demeye dilimiz varmıyor ama böyle bir içsavaşı isteyen çevreler maalesef var.. biraz yakın tarihimize bakalım ve süreci çok iyi okuyalım..özellikle kürt açılımı projesinin sahibi kimdir analiz edelim.. ++++ 1920 sevr anlaşmasında batı emperyalizmi osmanlıyı teslim almış anadolu halkının kendi meclisi bu anlaşmayı tanımamış ve emperyalizme karşı başkaldıran bu yoksul halk dünyada eşi görülmemiş bir kurtuluş savaşı vererek zafer kazanmıştır..sevr anlaşmasının haritasını ve maddelerini hatırlayalım.. ANTLAŞMA ŞARTLARI 1.Osmanlı ülkesi, İstanbul ile Anadolu'nun küçük bir bölümünden ibaret olarak kalacaktı. osmanlı evleti, eğer azınlıkların haklarını gözetmezse İstanbul da elinden alınacaktı. 2.Boğazlar tüm devletlere açık bulundurulacak ve uluslararası bir komisyon tarafından idare edilecekti. 3.Doğu Anadolu'da iki yeni devlet kurulacaktı (Ermenistan ve Kürdistan). 4.İzmir ve çevresi ile Batı Trakya; Yunanistan'a, 5.Antalya ve Konya yöreleri ile İç Batı Anadolu; İtalya'ya, 6.Suriye,Adana,Malatya ve Sivas çevreleri; Fransa'ya, 7.Irak ve Arabistan İngiltere'ye verilecekti. 8.Askerlik zorunlu olmayacak,asker sayısı azaltılacak ve orduda ağır silahlar bulundurulmayacaktı. 9.Azınlıklara geniş haklar verilecek ve kapitülasyonlardan bütün devletler yararlanacaklardı. Görüldüğü gibi daha 3. madde de emperyalist batı daha o tarihte anadolu da kürdistan ve ermenistan devleti kurulmasını istemektedir.emperyalizm neden kürdistan ve ermenistan devleti istemiştir.?galip gelen itilaf devletleri acaba kürtlerin ve ermenilerin isteklerine boyun mu eğmiştir?…hayır.. bölünmüş bir osmanlı nın kontrolü daha kolaydır da ondan.. ++++ cumhuriyet kurulduktan sonra osmanlı’ya büyük sadakat gösteren, milli mücadele’ye canla başla destek veren, sevr’i protesto edip Lozan’da ‘türklerden ayrılmak istemeyiz’ diyen kürtler arasından nasıl oldu da bir ‘kürt sorunu’ doğdu? bu sorunun cevabı, bir yönüyle kürt milliyetçiliği ile ilgili. osmanlı devletinin son döneminde ortaya çıkan kürt milliyetçiliği her ne kadar geniş kitleleri etkilemese de varlığını sürdürdü; cumhuriyet döneminde, özellikle de tek parti döneminde büyüdü. atatürk’ün milliyetçilik anlayışı, hiç kimsenin etnik kökenine önem vermeksizin, ‘türküm’ diyen herkesi eşit vatandaş kabul etme esasına dayalıydı. ancak uygulama her zaman böyle olmadı. tek parti döneminde kimi bürokratlar, etnik temelli bir türk milliyetçiliği geliştirdi. kürt sorununun kırılma noktası ise, 1925 baharında patlak veren şeyh said isyanı oldu. İsyan, kürtler arasında çok sınırlı bir destek buldu; bediüzzaman said nursi gibi önde gelen kürt din adamları isyana karşı çıktı. ama isyanı bastırmak ve “kökünden halletmek’ için başlatılan takrir-i sükun döneminde sert yöntemlere başvuruldu. (13 Şubat 1925), kısa sürede genişleyerek yaygın bir ayaklanmanın kıvılcımını oluşturdu. genç vilayetinin merkez kazası darahini'yi basarak (16 Şubat) valiyi ve öteki görevlileri esir alan Şeyh Said, halkı islam dini adına ayaklanmaya çağıran bir bildiriyle hareketi tek bir merkez altında toplamaya çalıştı. bu bildiride 'din uğruna savaşanların lideri' anlamına gelen mührünü kullandı ve herkesi din uğruna savaşa çağırdı. mistan ve botan aşiretlerinin desteğini aldıktan sonra genç ve çapakçur (bugün bingöl) üzerinden diyarbakır'a yöneldi. maden, siverek ve ergani'yi ele geçirdi. şeyh abdullah'ın yönettiği başka bir ayaklanma kolu da varto üzerinden muş'a doğru harekete geçti. varto'yu ele geçiren isyancılar, muş'a ilerledilerse de halktan toplanan yardımcı kuvvetlerle murat köprüsü civarında mağlup edilip, varto'ya geri çekilme¬leri sağlandı. gelişmeler üzerine hükümet doğu vilayetlerinde sıkıyönetim ilan etti (21 Şubat). ayaklanmacıların üzerine gönderilen ordu birlikleri kış ovası'nda Şeyh Said kuvvetleri karşısında tutunamayarak dyarbakır'a çekilmek zorunda kaldı (23 Şubat). ertesi gün elazığ'a giren gökdereli şeyh şerif yönetimindeki başka bir ayaklanma kolu kenti kısa süre de olsa denetim altına aldı. 7 Mart'ta Şeyh Said'in emrindeki 5000 kişilik bir kuvvet diyarbakır'a saldırdı.. TBMM hemen Takrir-i Sükun Kanunu'nu kabul ederek hükümete olağanüstü hal yetkileri tanıdı. ayaklanmayla ilgili yayınlara konan yasak daha sonra başka önlemleri de kapsayacak biçimde genişletildi. ayrıca ankara ve diyarbakır'da istiklal mahkemeleri kurulması kararlaştırıldı. bu sırada diyarbakır'ı kuşatma altına alan şeyh said kuvvetleri, hükümet kuvvetleri tarafından püskürtülerek geri çekilmeye başladı. geniş çaplı bir sevkıyatın ardından toplu saldırıya geçen (26 Mart) ve bir bastırma harekatıyla ayaklananların çoğunu teslime zorlayan askeri birlikler, İran'a geçmeye hazırlanan ayaklanma önderlerini boğlan'da (bugün Solhan) sıkıştırdı. şeyh şerif ve yanındaki bazı aşiret reisleri palu'da yakalanırken, Şeyh Said de Varto yakınlarında yakın bir akrabasının ihbarıyla carpuh köprüsü'nde ele geçirildi (15 Nisan 1925).ayaklanmayı destekleyen eski şuray-ı devlet reislerinden kürt teali cemiyeti reisi seyit abdülkadir ve 12 arkadaşı İstanbul'da tutuklanarak yargılanmak üzere Diyarbakır'a getirildiler. yargılanma sonucunda seyit abdülkadir ve 5 arkadaşı ölüme mahkûm olarak, idam edildiler (27 Mayıs 1925).diyarbakır'daki şark istiklal mahkemesi önceden verilen emre itaaten Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında da ölüm cezası verdi (28 Haziran). Cezalar, başta şeyh said olmak üzere, ertesi gün infaz edildi. bu tarihten itibaren 1930’ların sonuna kadar ‘bölge’de hemen her yıl ayaklanma yaşandı. türkler ve kürtler arasındaki birliği sağlayan müslüman kimliğine yapılan vurgunun azalması sorunun çözümünün en etkin yolunu da ortadan kaldırmış oldu. 1935 de vergi vermeyen ve kontrol edilmekte zorlanan kürt aşiretleri (ki bu aşiretler daha osmanlı döneminde 1847-1877-1885-1907-1911 yıllarında isyanları görülmektedir.) üzerinde genç merkezi hükümet kontrolu elinde tutmak için dersim yöresinin adını tunceli olarak değiştirdi ve yöre halkını istediği yere nakledebilecek yetkileri elinde tutan bir yasa çıkardı. bunun üzerine 1937 de 6000 kişiye ulaşan ocakzade (Ehlibeyt soyu) kökenli ve Şeyh Hasan aşiretine mensup olan Abasan aşireti reisi Seyit Rıza önderliğinde, asker ve vergi vermek istemeyen diğer aşiretlerce de desteklenen yeni bir ayaklanma patlak verdi. tarihte dersim isyanı olarak anılan ayaklanmayı Kureyşan aşireti başlattı. ayaklanmaya kureyşan aşireti dışında Haydaran, Yusufan ve Demenan aşiretlerinden de katılım oldu.sabiha gökçenin komuta ettiği 3 hava filosu uçağın katıldığı harekatla eylül 1937 de isyan bastırıldı. Abasan aşireti reisi Seyit Rıza ve 6 aşiret lideri idam edildiyse de 1938 de tekrar ayaklanma çıktı.ikinci bir harekatla bu ayaklanmada bastırıldı. .resmi rakamlar bilinmemekle birlikte avrupalı kaynaklar her iki dersim harekatında toplam 50.000 insanın öldüğünü kürt kökenli kaynaklar da 90.000 kişinin öldüğünü, uçaklara katliam emrini atatürkün değil İnönü nün verdiğini söylemektedirler.. yöre halkı 1938 de anadolunun birçok yerine sürülmüştür..bu konuda ihtilaf yoktur.. bugün.karadenizde,içanadoluda kürt kökenli insanların yaşaması bu nakillerin sonucu olmuştur.. türkiye cumhuriyeti döneminde tarihsel olarak kürt isyanları ve ve bu isyanlarını bastırılasını vermemizin nedeni orta yaş kuşakları bilgilendirmek.. 1984 eruh baskını ile başlayan PKK hareketi ve bugün konuştuğumuz kürt açılımı sürecine kadar olanlara(1984-2009) burada girmeyelim.. orta yaş kuşak bu süreci yaşadı.ancak PKK hareketine lojistik destek olarak ABD nin çekiç gücünü ve avrupanın PKK hareketine medyatik,lojistik birçok destek verdiğini yani sahneye bu dönemde çıktığını görüyoruz. ++++ yukarda ana hatlarını verdiğimiz kürt isyanlarından sonra , genç cumhuriyet mustafa kemalin de ölümüyle birlikte özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerine yatırımların yapılmadığı, kürtçenin yasaklandığı, o bölgenin kamu hizmetlerinin ihmal edildiği doğrudur ve birçok araştırmacı bu konuda birleşmektedir..artık bu konuyu devlet bile resmi söyleminde kullanmaktadır. 1980 li yıllarda <kürt yoktur karda yürürken kart kurt ses çıkaran dağ türkleri vardır> diyen profesörler türemiştir. daha sonra başbakan ve cumhurbaşkanı düzeyinde kürt realitesi tanınmış doğu sorunu kürt sorunu olarak dillendirilmiş kürtçe tv kanalı kurulmuş ve açılım aşamasına gelinmiştir.bölgedeki sıkıyönetimler,olağünstü hallerle birlikte ortaya çıkan jandarma baskısı ve devletin gizli örgütü olarak ileri sürülen JİTEM in bölge halkına çok sert davrandığı genel kabul görmektedir. araştırmacı prof.doğu ergil in 22 10.2009 da söylediğine göre yakılan köylerden yurtsuz kalan kürtlerin avrupa insan hakları mahkemesine açtığı davalar sonucu türkiye devletinin ödemek zorunluluğu ile karşı karşıya bulunduğu miktar 3 milyar dolardır.. hatalı yazım yoktur : 3 milyar dolar…. ++++ II.dünya savaşından sonra başını sovyetlerin çektiği sosyalist blok tüm dünyada ağırlığını ortaya koyduğundan ülkemiz işçi ve gençlik hareketi bu akımlardan çok etkilenerek <sınıfsız toplum>mücadelesine giriştiler..tüm dünyada sosyalist sistem ile kapitalist sistem arasında bölgesel,siyasal,bir mücadele yaşanırken sporda,uzayda da amansız bir rekabet vardı. ABD, yarı kapitalist, doğusunda da yarı feodal üretim ilişkilerinin sürdüğü ülkemizde 1970 yıllarda gelişen sol ve işçi muhalefetini bastırmak için o dönem görevlendirdiği MHP nin tek başına yetmeyeceğini anlayınca 12 eylül askeri cunta projesini hayata geçirdi.. O dönem amerikan yönetiminin askeri darbeyi öğrenince <bizim çocuklar başardılar> cümlesiyle hatırlanıyor..sendikalar ve siyasi partiler kapatılıp binlerce insan tutuklandı işkencelerden geçirildi.birçok idamlar infaz edildi..aynı işkencelerle tanışan MHP lilerin kafası o dönemde hangi safta yer aldıklarına ilişkin <dank> edecekti... ABD projesi askeri cunta, bir dönemi kapatmakla kalmamış aynı zamanda yeni dönemin yol haritasını ve temel parametrelerini oluşturmuştur. .en önemli iki parametre, temel hak ve özgürlüklerin çok kısıtlandığı yeni bir anayasa yapılması ve ılımlı islam modeli çerçevesinde tüm sosyal yaşamın ve kültürel alanların dincileştirilmesidir.. tarih sosyal yaşam anlamında geriye götürülmüş din referanslı AKP oluşturularak iktidara getirilmiştir.. ++++ bugün BOP (büyük Ortadoğu projesi)nin eşbaşkanı olan AKP hükümeti, siyasi geleceğini riske ederek <kürt açılımı> yaptığını söylemektedir.. proje tamamen ABD ye aittir.. afganistan ve ırak ta direnişi kıramayan ABD ırak batağında 5000 askerini yitirmiş çekilme aşamasındadır.bölgede oluşan yeni durum ABD bu projeyi oluşturma ihtiyacını doğurmuştur.proje ABD ye kuzey ırak kürt yönetiminin güvenliğini türkiye ye vermektedir. varılan "mutabakat", kuzey ırak’ta konuşlanan PKK’nin tasfiye edilmesi karşılığında kuzey ırak’taki "kürdistan özerk bölgesi"nin himaye edilmesi konusunda TSK’nın "ikna" edilmiş olmasıdır. "mutabakat"ın temel koşulu, PKK’nin kuzeyı Irak’tan çıkartılmasıdır. burada ABD "planı" bir kez daha devreye girer. "plan"a göre, PKK’nin tasfiye süreci ile ABD’nin askeri birliklerinin Irak’tan çekilmesi süreci eşzamanlı olarak yürütülecektir. turkiyede 18 ,ıranda 10, ırakta 5, suriyede 2 milyon olmak üzere toplam 35 milyon civarında nufusa sahip olan kürtler, yüzyılların verdiği acılar,uluslaşamama, feodal ekonomik düzen nedeniyle bu projeyi desteklerken, projenin ABD çıkarlarına daha çok hizmet ettiğinin farkındamıdırlar? evet farkındadırlar fakat bunu kabullenir görünmektedirler. ancak şu bilinmelidir ki bölgede güçler dengesindeki bir değişiklik, ABD’nin bir kez daha kürtleri yüzüstü bırakmasıyla sonuçlanacaktır. bu ABD "planı"nın bugün için konuşulmayan ikinci bölümü ise, ırak’tan çekilecek ABD askeri güçlerinin bir bölümünün güney doğuda konuşlandırılmasıdır. bu açıdan da, PKK’nin kuzey ırak’taki varlığı ABD’nin "askeri çıkarlarına" aykırıdır, dolayısıyla da tasfiye edilmesi gereken bir varlıktır. mevcut durum ve olay böyledir. tarihin bir cilvesi olarak projenin ABD patentli olduğunun farkına varan MHP, bunu açıkça deklere etmiş, ABD ankara büyükelçliği bunu yalanlamak zorunda kalmıştır. ++++ sonsöz şudur ki ABD nin kürt açılımı projesi türk ve kürt milliyetçiliğini de körüklemiş, siyasal partiler arenası toz duman olmuş,heran patlamaya hazır bir siyasal ortam oluşturulmuştur.. bu toprakların etnik kökeni farklı olan insanları ABD proje ve çıkarları ile değil kendi çıkarları ile projeler yapmalıdırlar..zaten burada verdiğimiz tarihsel kronoloji de göstermektedir ki sevr den sonra araya 2.dünya savaşı ve dünya sosyalist kampı girmiş,1980 lere gelindiğinde emperyalist ABD ve destekçisi AB <nerde kalmıştık > demiştir. notlar : 1- <şeyh sait isyanı >ve <dersim isyanı> tarihsel bilgileri ile sevr haritası vikipedia dan derlenmiştir. bu veriler dışında alıntı yoktur. 2-çalışma için 40 yakın site ve blog araştırılmış olup objektif kalınabilmesi için taraflı olduğu rakamların tutarsızlığından anlaşılan siteler yerine vikipedia verilerine bağlı kalınmıştır.
  7. AED şurada yorum gönderdi Aries'nın blog başlığı içinde Aries' Blog
    kalbinizin namelerini yalnızca siz bilmeyin.. lütfen yazılarınızı paylaşmayı esirgemeyin
  8. AED şurada yorum gönderdi AED'nın blog başlığı içinde AED'nin Blogu
    ilk yazım(bu forumdaki ilk yazım) yaşanmış olaydır.. bizzat yaşadığım apartmandaki çocuklar arasındaki gözlemin kaleme alınmasıdır. öyleki isimlerini bile değiştirmedim çocukların..üzerinde çalıştığım yeni yazı taslakları var.. değerli bir forum arkadaşımı kırmamak adına resmi de değiştirdim umarım beğeninizi alır. sevgiler..
  9. AED şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Hayvanlar Alemi
    güzel paylaşım..teşekkürler.. <kediler>topiğinde aktif katılacağım..
  10. bileşik kaplar gibi.. biz istekli olursak AB engeller çıkaracak, biz nazlanırsak onlar yaklaşacak.. ama artık AB dünyanın bir siyasi veya ekonomik aktörü değil.. türk sanat müziği unutuluyormu?
  11. eskisi kadar fanatik olmasam da yine gs lıyım.. 30 lu yaşlarda ali sami yendeki çoğu maça giderdim.. GS kulubünün geçmişini ve ilkelerini seviyorum.. taraftarlarının düzeyini..(bu fenerlilerin düzeysizliği olarak anlaşılmasın), 1905 de işgal altındaki istanbulda ali sami yen ve arkadaşlarının < işgal kuvvetlerinin takımlarını yenmek için > ana ilkesi üzerine kurmasını.. yenilsek de yine galatasaraylı olmaya devam edeceğim.. yenersek de hiç bir fenerliyi kızdırmayacağım..sevgiler..
  12. AED şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    rafting yapmaktır..
  13. bugün ben mutluluğun çok farklı bir şey olduğunu öğrendim..
  14. AED şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    haklısınız..editledim.
  15. AED şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    sorulara cevap verememektir
  16. AED şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Alt Forumu
    konuyu açan arkadaşa teşekkür ederim.. güzel ve düzeyli bir seçim.. evet kişisel <çocuk edebiyatı> gelişiminiz çok zengince olmuş sayın @mouchette.. şeker portakalı aslında bir <büyük >kitabıdır.. heidi bir başyapıttır.. Antoine de Saint-Exupery nin küçük prensini 1987 yılında tiyatrosunu yapmış oynamıştım.. şuna katılıyorumki şimdilerde özellikle çocukların kitaba ve araştırmaya olan ilgisi GOOGLE nin tuşları ile sınırlı.. ama edebiyattan kopmamak nerdeyse yaşamdan kopmamak ile eş anlamlı.. okumaya devam.. :
  17. aman sevgili @fuzuli grip deyince ortalık gerliyor...çok yaşayasın.. yaşamın içinde bir duruş göstermek bile bir siyasettir.. küresel ısınma bu kışı nasıl etkiler sence?
  18. AED şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    insanlardan çok çocukları mutlu etmeyi seviyorum.. gecenin tüm sessizliğinde ne yapmak istersin?
  19. sevilmezmi, pikniği severmisiniz?
  20. AED şurada cevap verdi: Radya başlık Forum Oyunları
    derinliğe,sesizliğe,aşka,.... DOKUNABİLMEKTİR..
  21. AED şurada cevap verdi: KiRaZ başlık Forum Oyunları
    sevgi insanın üretebildiği en yüce duygu ve yaşamın tek başına anlamı.. seni seviyorum,sevgiyi seviyorum,insanı seviyorum..
  22. mahalle baskısı vejeteryan olmama izin vermiyor.. bigün çocuğunun satanist olduğunu öğrendin,nasıl bir tepki gösterirsin?
  23. AED şurada yorum gönderdi rina'nın blog başlığı içinde rina's Blog
    çalışmanız analitik bir yaklaşımla çok güncel ama bir okadar da mahrem bir konuyla hesaplaşıyor. üstelik çok da cesurca..evliliğin tüm boyutunu sorgulamak o kadar kolay olmasa gerek..yazınızın kahramanı üstelik daha kendi evliliğinde bir sorun yokken yapıyor bu işi.. ve sonucu kabulleniyor: eksik birşeyler var.. yazınız işte bu noktada çok değerli.. maalesef toplumumuzda evliliklerin çoğunun içi boşalmış durumda..sadece zorunluluklar,alışkanlıklar, ve yakın çevreye vitrin olmak biraz da çocukların gelişimi kaygısıyla yürütülüyor.. her ne kadar finalde kahramanınız cesur bir karar veremiyorsada, şimdilik <teğet> geçiyor.. kaleminize sağlık..
  24. AED şurada yorum gönderdi AED'nın blog başlığı içinde AED'nin Blogu
    bende sizin çalışmalarınızı çok beğeniyorum..teşekkür ederim..

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.