Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Kimler ataizme meyillidir?


M€T€

Önerilen İletiler

Demek konu başlığı ve sayfa numarası veremiyorsunuz. O zaman kaynak konusu kapanmıştır.

 

Geçiniz efendim... "Ben falancanın yalancısıyım" diyemiyorsunuz da "iyi bak, iyi oku" diyorsunuz. Ayrıca o dergide 48 konu değil, 48 sayfa var... Hala durumu kurtarma çabasındasınız.

 

Sürekli yörünge ile uzaklığın aynı olmadığından bahsettiniz. Şimdi madem bir akademisyensiniz şuna cevap verin:

 

"Sapma 2,8 yerine 2,5 milimetre olsaydı, yörünge çok geniş olurdu ve hepimiz donardık; sapma 3,1 milimetre olsaydı, hepimiz kavrularak ölürdük. " ifadesindeki kalın yazılı ifade neyi anlatıyor?

 

Eğer uzaklığı ifade etmiyor ise güneş ışınlarının açısını mı ifade ediyor. Eğer öyle ise 0,3 mm sapma güneş ışınlarındaki açıyı kaç derece etkiler?

 

Eğer güneş ışınlarındaki açıyı da ifade etmiyor ise neye göre "donardık" ya da "yanardık" diyebiliyorsunuz?

 

Buyrun... İddia sahibi taraf olarak bunlara bir cevap verin. Eğer verebiliyorsanız...

 

Bu forumda binden fazla ileti yazdım. Kaynak verme amacı dışında kesinlikle copy-paste yöntemi kullanmadım. Düşüncelerim, ifadelerim bir başkasının yazılarından iktibas edilmiş değildir. H.Y sitelerinden aldığınız bilgileri copy-paste ettiğiniz halde bunu açıklayamayan siz, nasıl olur da beni copy-paste" ci olmakla itham edebilirsiniz?

 

Bilim ve Teknik Dergisi'nin Temmuz 1983 sayısında böyle bir ifade kesinlikle yoktur. Aksini iddia ediyorsanız buyrun sayfa numarası verin, ben de o sayfayı olduğu gibi buraya aktarayım. Görelim bakalım varmıymış, yokmuymuş...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Cevaplar 114
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Yazdıklarımın hiçbiri yalan değil yam yam inatlaşmayı bırak. İnatlaşmayla biryerlere varılamaz. Katılmak zorundada değilsin. Benlik meselesi yapma lütfen. narsistleşmeyede gerek yok.

 

Hiçbirşeyi kurtarma çabasında değilim. Dergiyi bu kadar kısa sürede ne çabuk okudun tek tek taradın yapma yahu hiç inandırıcı değilsin.....Derğide yokmuş !!! ( ki yazdıklarım bilimin malıdır derğinin değil hala anlatamadım...) Aynı günümüz siyasetinin muhalefet liderleri gibisin.

 

Bakınız yam yam yörünge uzaklıkla bağlantılıdır. Fakat uzaklık değildir. Uzaklığı etkileyen bir parametredir. Yörünge Dünyanın izlediği yoldur. Bu yolun her noktasında uzaklık değişkenlik gösterir. Astronomik çaplarda matematiği birazcık bilseniz ki ben akademisyen bir deprem muhendisi olarak size söyleyeyim isterseniz , böyle aklınızın alamayacağı çaplarda izlenen bir yörüngedeki sapmalar büyürse bunun uzaklık olarak karşılığıda çok büyük olur. Belki binlerce km.

 

Sen tuttun bu yazdığımı aaa bakın bizim akademisyene dünya ile güneşin arasındaki uzaklık değişmezmis eğer değişirse donarmışız şeklinde algılayıp , Alman bilim adamından örnekler verdin. Bu büyük bir hatadır.....

 

İşte sana cevap. Algılama seviyene inemiyorsam üzgünüm yam yam

 

HY siteleriyle verdiğim coğrafi bilgilerin ne alakası var. Bunlar bilimsel veriler. Sen şimdi oradan bulur bana kopyalarsın ama unutma orada yayınlanmış olması önemli değil. Bilim malı olan herşey heryerde yayınlanabilir.

 

Bilim ve Teknik Dergisi'nin Temmuz 1983 sayısında böyle bir ifade kesinlikle yoktur. diyorsun. bende hala ne çabuk inceledin diyorum. Koskaca bir degiyi 15-20 dakkada taradı.

 

Ki söylediklerim bilimim malıdır referans Bilim ve Teknik değildir......

 

Halin neye benzer bilirmisin yam yam arkadaşım. Büyük hadiselerin içersinde ufacık şeylere takılıp kalmaya. Artık ufkunu genişlet...

 

Yada kendini ve kaliteni tanımlaki senle öyle konuşalım..

 

Kısa bir örnek..:

 

Dünya’nın Güneş etrafındaki hareketi sırasında izlediği yola yörünge denir. Dünya’nın yörüngesinden geçen düzleme yörünge düzlemi veya ekliptik düzlem adı verilir. Bu bilgi yanlış mı..?

 

 

Dünyamız Güneş çevresinde dolanırken yumurta biçiminde bir yol izler. Bu yola dünyanın yörüngesi denir. Yerkürenin içinden geçip, kutupları birleştirdiği varsayılan eksen dünyanın yörüngesine dik değildir. 23,5 derece eğik durumdadır. Bu nedenle Dünya üzerindeki herhangi bir yere Güneşin ışınları yıl boyu aynı eğimle gelmez. Yılın kimi zamanları ışınlar dik olarak gelir. Bu yörelerde gündüzler uzun, havalar sıcak olur. Kimi zaman ışınlar eğik gelir. Bu durumda da gündüzler kısa, havalar soğuk olur. Bu sıcaklık ayrımları mevsimleri oluşturur. Bir yılda dört mevsim vardır. Bu bilgi yanlış mı...??

 

Dünya yörüngesi 939 milyon km uzunluğundadır. Dünya bu yörüngede ortalama 107.118 km/h’ten (saniyede 30 km) daha hızlı dönmektedir. Bu bilgi yanlış..mı?

 

Dünya’nın güneşe olan ortalama uzaklığı 149.5 milyon km’dir. Dünya’nın yörüngesi elips şeklindedir. Bu nedenle Dünya’nın Güneşe olan uzaklığı yıl içerisinde değişir. Bu bilgi yanlış mı...?

 

Evrenin görebildiğimiz kısmında 100 milyardan fazla galaksi mevcuttur ve küçük galaksilerde yaklaşık bir milyar, büyük galaksilerde ise bir trilyondan fazla yıldız bulunur. Bu yıldızların pek çoğunun gezegenleri, bu gezegenlerin de uyduları vardır. Tüm bu gök cisimleri çok detaylarla hesaplarla saptanmış yörüngelere sahiptir. Ve milyonlarca yıldır her biri kendi yörüngesinde diğerleriyle kusursuz bir uyum ve düzen içinde akıp gitmektedir. Bunların dışında pek çok kuyruklu yıldız da kendisi için tespit edilmiş olan yörüngede yüzüp gider. Yanlış mı...?

 

Güneş çevresinde dönerken öyle bir yörünge çizer ki, her 18 milde doğru bir çizgiden ancak 2,8 milimetre ayrılır. Dünya'nın çizdiği bu yörünge kıl payı şaşmaz; Yanlış mı...?

 

Ben büyük ve önemli bilgiler vererek kendimi anlatmaya çalışıyorum.. Sen hala nelere takılıp kalıyorsun yapma.....

 

 

Eğer yazdıklarımdan bir tanesinin yanlış olduğunu yetkin kurumlardan onay yazısı alarak ispat et ve yayınla sana bu konuda hak vereceğim yamyam buyur meydan....

 

 

Buyur dediğimi yapmadığın müddetçe artık bu konuyla ilgili sana ilave açıklama yapmayacağım...

 

 

Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

<<<İnsanların vereceği yanıtları olmayınca hep karşıdakinin kişiliği veya karekteri ile uğraşırlarmış...

 

Bugün yazdığın bir çok şeyde hep bunu gördüm arkadaşım başka şey yazmıyorsun karşıdakine sen şöylesin sen böylesin...

 

Bize anlatmak istediğin başka bir şey varmı? Bilgi? Paylaşım? >>>>

 

...

 

Sevgili erdoğan kardeşim yazmış olduğum ileti sayısı 30 yaklaştı lütfen önyargısız yazdıklarımı özellikle yazılar kısmını okurmusunuz. Orada bir sürü paylaşım ve bilgi vardır.

 

Ben kesinlikle yanlış bilgiler vermiyorum. YUkarda sordum sorduklarımın hangisi yanlış bilgi lütfen söylermisiniz.

 

Kimseye hakaret etmedim. Söylediklerim hakaret değildir. Tespittir. Bazen farkında olmadan yanlış kelime kullanmış olabilirim ki bunun içinde zaten özür diledim...

 

Neden yam yamın yazdıklarına ve yaptıklarına hiçbir şekilde karşılık vermiyor sessiz kalıyorsunuz. Benim söylediklerim zorunuza gidiyor anlayamadım.

 

Yazdıklarımın hepsinin arkasındayım. Buyrun çürütün....Üslubumun konusuna da açıklık getirdim...Buyrun kim yanıt vermektense insanların üzerine oynamaya devam ediyor siz cevap verin...

Bir çok soru sordum yazdıklarımla ilgili bir tanesine cevap verdiniz mi??

 

Lütfen önyargılı olmayalım sevgili erdogancığım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zamanla koşullar oluştukça gerçekler ıspatlanıyor bilim en büyük gerçeği ispatlamayı en sona bırakacak

çünkü en büyük gerçek öyle istiyor. Allahın varlığı bir gün ispatlanacak dünyanın sonu geldiği zaman. Biz dünayanın sonunun geleceğini biliyoruz bilimde biliyor. biz bilime inanmaksakta (sınırlı bilime inanıyoruz

sınırsız bilim sadece Allahındır.)Dünyanın sonunun geleceğini biliyoruz sence bize bunu öğreten kimdir?

Koşulları oluşturan zamanın gelmesini sağlayan kimdir. Zamanı durduramayan bilim geri alamayan bilim

zamanın gelmesini nasıl bekleyebilir? Kendi kendine duramayan kendi kendine geriye dönemeyen zaman nasıl olurda kendi kendine gelir? Bilim bunu ispatllayabiliyor mu? Bizde zamanı gelince her şeyin olacağına inanıyoruz ama o zamanı bir getiren var durduracak olan ve geriye alacak olan sonsuz kudret sahibi birinin Var olduğunu biliyoruz. Ona inanmak için ispatlanmasını beklemiyoruz. Siz ispatlanana kadar bekleyin. Sabreden derviş muradına ermiş. Beklediğinize değecek inanın onu ispatlayacak bilim. ona inacaksınız ama

sizin için çok geç olacak

 

 

Ama sıkışıncada Tanrının sonsuz bilimini(!) bırakıp...

İnsanoğlunun biliminde çare arıyorsunuz...

Bunun adına "kadirbilmezlik" deniyor bizde...

 

Sınırsız bilim dediğiniz tanrı bilimi ile...

Bu güne kadar neler yapabildiniz...

İnsanlık için neler yapabildiniz...

Sadece kişisel menfaatler...

Şarap ırmakları olan cennet garantisi...

Hayalciliğe devam...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili arkadaşlar ve Erdoğan kardeşim. Uyarıların için teşekkür ederim. Haklı olduğun noktalar var. Bende bugün bazı noktalarda hislerime kapılmış olabilirim.

 

Fakat yam yam arkadaşımız bana "vay benim akademisyenim" vs. tarzda ve bazı konularda kesin konuşarak meydan okur tarzdada konuşmamalıdır. Bizlerde insanız değil mi..

 

Evet şimdi gelelim konumuzu Artık kişiselleştirmeyi bırakıyorum bu konuyu ve lütfen herkesi objektif olmaya davet ediyorum...

 

 

Buyrunuz..

 

Dünyanın yörüngesi hakkında Bilim ve Teknik dergisinde benim sizlere aktarmış olduğum yazı vardır. Kimse asla böyle bir yazı yoktur diyemez. Dergiyi tamamen scan etsin göndersin yok diyen. Bir çok internet sitesinde de yazmış olguğum konu kaynak ismi verilerek alıntı yapılmıştır.

 

Evet Bilim ve Teknik dergisinin Temmuz 1983 yılında yayınlanan sayısı 188 nolu sayısıdır. Ve Bu sayıda size yazmış olduğum ibareler bulunmaktadır. Bir çok sitede bu ibareyi kaynak vererek yayınlamıştır. Mesela size bir örnek :

 

http://www.giresun.pol.tr/bveilko.htm

 

bu adreste bilimsel ve ilginç konular başlığı altında çoğunluğu Bilim ve Teknik dergisinden alınmış bilimsel yazılar yazmaktadır.

 

 

Benim yazmış olduğum alıntıyı buradan ve buna benzer bir çok siteden alabilirsiniz.

 

Sitede yazı:

 

( DÜNYANIN YÖRÜNGESİ

 

Dünya güneş çevresinde dönerken öyle bir yörünge çizer ki her 18 milde doğru bir çizgiden ancak 2.8 mm. ayrılır. Dünyanın çizdiği bu yörünge kıl payı şaşmaz, çünkü örneğin yörüngeden 3 mm. Iik bir sapma bile büyük felaketler doğururdu: Sapma 2.8 mm yerine 2.5 mm. olsaydı yörünge çok geniş olurdu ve hepimiz donardık, sapma 3.1 mm. olsaydı hepimiz kavrularak ölürdük.

 

Not: Yazı, Bilim ve Teknik dergisi sayı 188'den alınmıştır. )

 

yayımlanmaktadır.

 

Başka adreslerde verebilirim. Kaynak isteniyor ya..

 

Eğer hala inanmıyorsanız lütfen Bilim ve Teknik dergisine maille ulaşınız ve beni tekzip ediniz.. Bizde o zaman bütün bu sitelere düzeltme gönderelim olur mu ne dersiniz..?

 

 

Hiçbirşeyi kafamdan yazmamaya gayret ediyorum....

 

Saygılarımla

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neden yam yamın yazdıklarına ve yaptıklarına hiçbir şekilde karşılık vermiyor sessiz kalıyorsunuz. Benim söylediklerim zorunuza gidiyor anlayamadım.

 

"İşte sana cevap. Algılama seviyene inemiyorsam üzgünüm yam yam"

"Artık ufkunu genişlet..."

"Yada kendini ve kaliteni tanımla ki senle öyle konuşalım.."

"Kendini dar kalıplara sıkıştırmada ustasın."

"Bir defa orada fena çuvalladın artık kabul et.:"

"gerçekten ya sende anlayış problemi var yada önyargı duvarların çok yükselmiş."

"Sana ödev veriyorum."

"Tabiri caizse kaçak dögüşmeyi bırak oldumu.."

 

 

Sayın terapi, yukardaki cümleleri ben sana kullansam zoruna gitmezmi?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili bilimselci bu konu hakkındaki görüşlerimi söyleyerek konuyu kapattım ve yam yam arkadaşımın iddiaları hakkında gerekli açıklamayıda yaptım.

 

Ama isterseniz Bende yam yam arkadaşımızdan bu şekilde bir sürü alıntı yapabilirim. Mesela bir arkadaşa "sen bakckgroundunu yükseltte öyle gel" demişti...İsterseniz tek tek bulayım....

 

Eğer gerçekten dergide o ibareler yoksa lütfen ispat edin bizlerde bu bilgileri yayınlayan yerlere tekzipler gönderelim.

 

Dikkatini çekerim alıntı yaptığım yer Giresun emniyet müdürlüğü eğer bir yanlışlık varsa düzeltme yapmış oluruz ne dersiniz......

 

Eğer dergide bu yazı varsa da lütfen bu konudaki yorumlarınızı da gönderiniz...

 

 

Lütfen artık birazda diğer noktalara yoğunlaşalım derim ben. Mesela benim bugündür vermeye çalıştığım mesajlara.

 

ALLAH VAR. başlığı altında yazdıklarıma kulak verelim ne dersiniz...

 

Bir konuda hala beklemedeyim. Yazdığım yazılara bakarsanız sormuş olduğum bir çok soru var hala cevap alamadım.

 

Saygılarımla

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Ben bir önceki yazımda yazdığım cümleyi sizinde alıntı yapmış olduğunuz cümleyi Bilim ve Teknik derğisinden aldım."

 

Altı çizili olan kısım ne ifade ediyor sayın terapi? Bu ifadeyi kullabilmeniz için, dergiyi elinize almanız ve yazmanız gerekir. Aksi takdirde alenen yalan söylemiş olursunuz. Ben Bilim ve Teknik Dergisi'nin abonesiyim. İnternet sayfasından da (abonelere özel) tüm sayıların olduğu arşive ulaşabiliyorum. Sizin yaptığınız şeyin sadece bir alıntı olduğunu baştan beri biliyordum. H.Y ve şürekasının çarpıtmalarına da çok şahit olduğumdan, elimin altında olan kaynağa baktım. Temmuz 1983 sayılı dergide böyle bir ifadeye rastlayamadım. Yalnızca konu ile alakalı olabilecek şöyle bir ifade var :

 

"Bildiğiniz gibi Dünyamız, Güneş çevresinde elips bir yörünge çizer ve ona bir en yakın, bir de en uzak olduğu konumlar vardır. Çok kişi, mevsimlerin oluşu ile bu olayı birbirine karıştırır. Dünyamız 6 Temmuz saat 13 de Güneş'ten en uzak konumda bulunacak. Bu durumda Dünya-Güneş uzaklığı 152.104.977 km.dir"

 

Bu arada Bilim ve Teknik Dergisine'de mail göndererek, bazı internet sitelerinde derginin Temmuz 83 sayısı kaynak gösterilerek ilgili paragrafın bulunduğunu, bunun bahsi geçen dergide mevcut olmadığını ifade ettim ve bir başka sayıda olup olmadığını sordum. Sanıyorum konuyu netleştirecek cevap gelecektir. Ben hala o sayıda öyle bir ifadenin olmadığı konusunda ısrarcıyım.

 

Ancak siz bir özür borçlusunuz. Zira alıntıyı direkt olarak dergiden aldığınızı iddia ederek yalancı duruma düştünüz. Üstelik bir kaç mesaj önce "Ben müslümanım. Yalan söylemem" gibi ifafeler kullandığınız halde...Dahası hala da başka bir bilimsel kaynak göstermediniz. Tek söylediğiniz bunun bilimsel olduğu. Kanıtınız da, birebir görmediğiniz bir kaynak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

" Bu arada Bilim ve Teknik Dergisine'de mail göndererek, bazı internet sitelerinde derginin Temmuz 83 sayısı kaynak gösterilerek ilgili paragrafın bulunduğunu, bunun bahsi geçen dergide mevcut olmadığını ifade ettim ve bir başka sayıda olup olmadığını sordum. Sanıyorum konuyu netleştirecek cevap gelecektir. Ben hala o sayıda öyle bir ifadenin olmadığı konusunda ısrarcıyım. " diyorsunuz.

Sayın yam yam bu konu kainattaki düzen ve intizamdan bahsederken açılmıştı. Bu 1. İkinci olarak size daha başka bir sürü ifadeler yazdım düzenle alakalı onları görmemezlikten gelemezseniz bu 2. Ben Bilim ve Teknik dergisinden aldığımı ifade ederken vermiş olduğum adrese bakarsanız orada sadece bahsettiğim konudan değil daha başka konulardandan Bilim ve Teknik dergisi referans verilerek alıntılar yapılmıştır. Bu 3.

 

Alıntı yapmış olduğum yer bizzat Bilim ve Teknik olmasa bile farklı bir sitedir. Bu site HY ya ait bir site değildir olayları çarpıtmayalım bu 4

 

Eğer bu metin Bilim ve Teknik te yoksa sizden özür dilerim hiç problem değil ama bu kainatta düzen olmadığı manasına gelmez. Böyle yüzbinlerce kanıt verebiliriz. Konuyu sadece derğide var mı yok mu noktasına indirgemeyi doğru bulmuyorum.

 

Sizde bir çok siteden alıntı yapıyorsunuz direk kaynaktan değil bir çok siteden değil mi?

 

 

Son sözüm bizzat ortada kesin bir şey yokken bana yalancı demeniz hiç hoş değil bu arada. Verdiğim siteye girin bakın yazdıklarım aynen var.....O zaman o site yalancıdır. Gerekli girişimleri beraber yaparız merak etme..

 

Unutma şuan kesin olan 2 şey var. Ben alıntı yapılan siteyi kesin olarak veriyorum. Sen ise kendin ben hala ısrarcıyım diyorsun. Kesin emin değilsin.. Kesin emin olsan Bilim ve Teknik dergisine mail hadi atmazdın...

 

Sayın yam yam artık bu dar konulardan çıkalım konuşacak çok şey var.....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konumuz Evren deki düzen di değil mi hatırlamış olalım.

 

Sayın yam yam aşağıdaki şekilde bir katkıda bulunuyor saolsun.

 

"Bildiğiniz gibi Dünyamız, Güneş çevresinde elips bir yörünge çizer ve ona bir en yakın, bir de en uzak olduğu konumlar vardır. Dünyamız 6 Temmuz saat 13 de Güneş'ten en uzak konumda bulunacak. Bu durumda Dünya-Güneş uzaklığı 152.104.977 km.dir"

 

Yukardaki cümleler dahi müthiş bir düzenin ifadesi değilmidir. Dünya çizmesi gereken bu yörüngeyi nereden biliyor?

 

Güneş bunca km ötelerden bizim ve bütün canlıların hayatını devam ettirebilmesinin onun ısısına bağlı olduğunu nasıl anlıyor da bizi ısıtıyor.?

 

Yakıtını nereden alıyor..??

 

Güneş ay ve bütün yıldızlar desteksiz uzay boşluğunda müthiş bir hızla nasıl ilerliyor ve durabiliyor...?

 

 

Sorularıma mantıklı ve tutarlı cevaplar bekliyorum.

 

Buyrunuz Efendim....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konumuz Evren deki düzen di değil mi hatırlamış olalım.

 

Sayın yam yam aşağıdaki şekilde bir katkıda bulunuyor saolsun.

 

"Bildiğiniz gibi Dünyamız, Güneş çevresinde elips bir yörünge çizer ve ona bir en yakın, bir de en uzak olduğu konumlar vardır. Dünyamız 6 Temmuz saat 13 de Güneş'ten en uzak konumda bulunacak. Bu durumda Dünya-Güneş uzaklığı 152.104.977 km.dir"

 

Yukardaki cümleler dahi müthiş bir düzenin ifadesi değilmidir. Dünya çizmesi gereken bu yörüngeyi nereden biliyor?

 

Güneş bunca km ötelerden bizim ve bütün canlıların hayatını devam ettirebilmesinin onun ısısına bağlı olduğunu nasıl anlıyor da bizi ısıtıyor.?

 

Yakıtını nereden alıyor..??

 

Güneş ay ve bütün yıldızlar desteksiz uzay boşluğunda müthiş bir hızla nasıl ilerliyor ve durabiliyor...?

Sorularıma mantıklı ve tutarlı cevaplar bekliyorum.

 

Buyrunuz Efendim....

 

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Konumuz Evren deki düzen di değil mi hatırlamış olalım.

 

Sayın yam yam aşağıdaki şekilde bir katkıda bulunuyor saolsun.

 

"Bildiğiniz gibi Dünyamız, Güneş çevresinde elips bir yörünge çizer ve ona bir en yakın, bir de en uzak olduğu konumlar vardır. Dünyamız 6 Temmuz saat 13 de Güneş'ten en uzak konumda bulunacak. Bu durumda Dünya-Güneş uzaklığı 152.104.977 km.dir"

 

Yukardaki cümleler dahi müthiş bir düzenin ifadesi değilmidir. Dünya çizmesi gereken bu yörüngeyi nereden biliyor?

 

Güneş bunca km ötelerden bizim ve bütün canlıların hayatını devam ettirebilmesinin onun ısısına bağlı olduğunu nasıl anlıyor da bizi ısıtıyor.?

 

Yakıtını nereden alıyor..??

 

Güneş ay ve bütün yıldızlar desteksiz uzay boşluğunda müthiş bir hızla nasıl ilerliyor ve durabiliyor...?

Sorularıma mantıklı ve tutarlı cevaplar bekliyorum.

 

Buyrunuz Efendim....

 

Evet zaman zaman ben de internet sitelerinden alıntılar yapıyorum. Ve hemen hepsinde de alıntı yaptığım sitenin linkini veriyorum sayın terapi. Hiç bir zaman da elimde olmayan bir kaynağı elimdeymiş gibi gösterme çabasında da bulunmadım. Bu, en hafif ifadeyle sahtekarlık olurdu.

 

Bir deprem uzmanından beklenmeyecek sorular soruyorsunuz sayın terapi... Bu sorularınız, hakkınızda düşündüğüm bir akademisyen olmadığınız düşüncemi pekiştiriyor.

 

Gelelim sorularınıza

 

"Dünya çizmesi gereken bu yörüngeyi nereden biliyor" demişsiniz. İşte yanıtı :

 

Birbirleriyle kütle çekim ilişkisi olan iki kütle, ortak kütle çekim merkezinin etrafında dolanırlar. Yörüngelerin elips biçiminde olmasının temelinde de bu yatar...

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ett...=3&soru_id=3067

 

 

"Güneş bunca km ötelerden bizim ve bütün canlıların hayatını devam ettirebilmesinin onun ısısına bağlı olduğunu nasıl anlıyor da bizi ısıtıyor.?

 

Yakıtını nereden alıyor..??" Demişsiniz. İşte yanıtı :

 

Güneş, çekirdeğinde meydana gelen termonükleer tepkimeler sayesinde parlar. Güneş, büyük oranda hidrojenden oluşur. Çekirdekteki hidrojen atomları, basınç ve sıcaklığın etkisiyle tepkimeye girer. Dört hidrojen atomu çekirdeği birleştiğinde, bir helyum atomu çekirdeği ve bir miktar enerji ortaya çıkar. Ortaya çıkan bu enerji, Güneş’in yaydığı ısı enerjisidir. Güneş, bu şekilde yaklaşık 4,5 milyar yıl daha parlayacak.

http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ett...=3&soru_id=2631

 

Sanırım gerekli cevapları aldınız. Eğer bir akademisyen olsaydınız, bunları zaten biliyor olmanız gerekirdi. Özellikle de fizik alanında uzman olduğunuzu iddia ediyorsanız. Bahsettiğiniz düzen (!) için bir yaratıcıya gerek olmadığını anlayabilmişsinizdir umarım...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Son sözüm bizzat ortada kesin bir şey yokken bana yalancı demeniz hiç hoş değil bu arada.

 

İddia edilen paragrafı Bilim ve Teknik Dergisi'nden aldığınızı iddia eden sizdiniz sayın terapi.. Daha sonra da bunu dergiden almadığınızı, bir başka internet sitesinden alıntıladığınızı söylediniz. Böyle bir durumda ilk söylediğiniz "yalan" ın tarifi içine girmiyor mu?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet zaman zaman ben de internet sitelerinden alıntılar yapıyorum. Ve hemen hepsinde de alıntı yaptığım sitenin linkini veriyorum sayın terapi. demişsin sayın yam yam farkındaysan bende link verdim...

 

"Hiç bir zaman da elimde olmayan bir kaynağı elimdeymiş gibi gösterme çabasında da bulunmadım. Bu, en hafif ifadeyle sahtekarlık olurdu. diyorsun.. "Bende böyle birşey yapmadım sayın yam yam. Siteye gir bak eğer o sitede yanlış yayımlamışsa beraber uyaralım olurmu arkadaşım..Ordada diyor değil mi bilim ve teknik diye ....Gerçekten söylüyorum bir katkıda bulunmuş ve uyarmış oluruz eğer iddianız doğruysa kabul...

 

"Bir deprem uzmanından beklenmeyecek sorular soruyorsunuz sayın terapi... Bu sorularınız, hakkınızda düşündüğüm bir akademisyen olmadığınız düşüncemi pekiştiriyor. " diyorsunuz sizin görüşünüz sizi bağlar...

 

 

Gelelim sorularınıza

 

 

"Dünya çizmesi gereken bu yörüngeyi nereden biliyor" demişsiniz. İşte yanıtı :

 

Birbirleriyle kütle çekim ilişkisi olan iki kütle, ortak kütle çekim merkezinin etrafında dolanırlar. Yörüngelerin elips biçiminde olmasının temelinde de bu yatar... Şeklinde verdiğiniz yanıta karşı derim ki :. Bu ilişkiyi koyan Kim? [/b]

 

Nasıl oluyorda bu iki kütle bu şekilde bir çekim merkezi oluşturabiliyor ? Bana bizzat benimde savunduğum düzene ait açıklamalar yapmayınız. Bunlar halihazırda varedilmiş gerçeklerin bilimsel karşılığı. ben varoluşunu soruyorum sayın yam yam . Varolmuş halihazırda işleyen bir sistemin tanımını değil .Bana bunun nasıl olduğunu ispat edip açıklayınız.......

 

 

"Güneş, çekirdeğinde meydana gelen termonükleer tepkimeler sayesinde parlar. Güneş, büyük oranda hidrojenden oluşur. Çekirdekteki hidrojen atomları, basınç ve sıcaklığın etkisiyle tepkimeye girer. Dört hidrojen atomu çekirdeği birleştiğinde, bir helyum atomu çekirdeği ve bir miktar enerji ortaya çıkar. Ortaya çıkan bu enerji, Güneş’in yaydığı ısı enerjisidir. Güneş, bu şekilde yaklaşık 4,5 milyar yıl daha parlayacak." Demişsiniz....

 

İşte yukarda gene benim bahsettiğim düzenin bilimsel açıklaması. Ben bu açıklamaları ve tıkır tıkır işleyen sistemlerin anlatılmasını sormuyorum. Sayın yam yam. Ben Güneşin çekirdeğinde yer alan bu tepkimeler nasıl oluşmuş...? Güneşe bu hidrojen nereden gelmiş, Bu mükemmel enerji oluşturan DEV FABRİKA nasıl oluşmuştur. ? ben ısının nasıl oluştuğunu sormadım ki .Isı halihazırda işleyen sistemin bir ürünüdür..

 

Bunları geçiniz..... O fabrika nasıl kurulmuş ve tıkır tıkır nasıl işliyor onu anlatın bana görelim..?

 

 

"Sanırım gerekli cevapları aldınız. Eğer bir akademisyen olsaydınız, bunları zaten biliyor olmanız gerekirdi. Özellikle de fizik alanında uzman olduğunuzu iddia ediyorsanız. Bahsettiğiniz düzen (!) için bir yaratıcıya gerek olmadığını anlayabilmişsinizdir umarım... " Diyorsunuz....

 

Evet doğrudur. Ben dunları biliyorum. Bunları herkes biliyor. Deprem mühendisliği bizzat bu mükemmel düzenin bir parçasıdır. Mesela Zemin bizi hiç şaşırtmaz sayın yam yam. Zemin sınıfları bellidir. Ve her sınıf kendisine has özelliğini herderde gösterir şaşırmaz. Ki bu özellik zaten sınıflandırmanın temelini oluşturur...Buda benim katkım olsun...::))

 

 

Şimdi devamlı tekrar ediyorum sayın yam yam. Siz bana gözlemler neticesine keşfedilen, aslında keşfedilmeden çok öncelerde dahi tıkır tıkır işleyen sistemlerin nasıl işlediğini günümüz Bilimin tespitleri doğrultusunda aktarmışsınız. Ben bunu sormuyorum ki....

 

Bana bunların varoluşunu açıklayınız... Bir zahmet.....Halihazırda varedilmiş ve sistematik bir düzende işleyen ve kendisine takdir edilen vazifeyi yapan sistemlerin işleyişini bana anlatmayınız.... ( VAROLUŞU İZAH EDİNİZ::::)

 

 

Ama bence uğraşmayın. Açıklayamazsınız. Yapacağınız bütün açıklamalar temelde gidip GÖZLEMLERE dayanacak. İşte şu oluyo da ondan bu olayu vs vs.....

 

Varoluşu ancak Vareden açıklayabilir. Bizler gibi varedilmişler, ancak halihazırda hazır bulduğumuz sistemleri gözlemleriz. Başka hiçbirşey yapamayız.....Bu insanı aşan bir şeydir.

 

Lütfen ALLAH VAR başlığı altında "Evrende Herşey Anlamlıdır" yazıma bakınız. Bu konunun temel dinamikleri orada NET birşekilde açıklanmıştır...Devam da edecek inşAllah

 

 

Beni tatmin edemediniz sayın yam yam arkadaşım...Ama şu konuda teşekkür etmek isterim. Yüce Yaratıcı'nın koymuş olduğu muhteşem düzeni daha iyi tanımam noktasında büyük katkılarda bulundunuz yazdıklarınızla... Bu maksatla bol bol yazabilirsiniz. Bizlerde istifade ederiz..

 

 

Fakat Esas sorduklarıma malesef hiç cevap veremediniz..

Cevap bekliyorum.......

 

Saygılarımla

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yam yam.

 

"İddia edilen paragrafı Bilim ve Teknik Dergisi'nden aldığınızı iddia eden sizdiniz sayın terapi.. Daha sonra da bunu dergiden almadığınızı, bir başka internet sitesinden alıntıladığınızı söylediniz. Böyle bir durumda ilk söylediğiniz "yalan" ın tarifi içine girmiyor mu?"

 

Yalan aslında olmayan birşeyin işimize öyle geldiği için uydurulmasıdır temelde. Ben alıntı yapmış olduğum siteyi söyledim. Orasıda kaynak olarak Bilim ve Tekniği verdiğine göre bende tabiki Bilim ve Teknik dergisi dedim. Ne var bunda ortada yalan mı var.? Ki Orada başka birçok bilgi var diğer sayılarından alınmış...Yanlış mı?

 

Ama önceden de ifade ettiğim gibi eğer senin değerli katılımınla o metin Bilim ve Teknik te yoksa. Bu kesin ve net ispatlanırsa Bu benim yalancı olduğumu göstermez. Bu o siteleri bağlar.

 

Bende bu vesileyle çok daha dikkatli olurum. Bu da senin bana bir katılımın olmuş olur. Beraberce de bütün bu sitelere uyarıda bulunuruz oldumu.

 

Durum böyleyse eğer yalancı olan siteler olmuş olur. Biz ise beraber gayretlerimizle yalanı ortaya çıkaranlar oluruz. Yalancı değil ...!!!!

 

Bir ilave. O metinin yanlışsa eğer yapılacak çıkarım sadece bazı sitelerin yanlışlığının ortaya çıkarılmasıdır.

 

Benim savunduğum Evrendeki muhteşem düzenin varlığını o alıntıya indirgemek gibi bir hatayada düşmeyelim lütfen...

 

Yukarıda bahsettiğim konularda Ayrımı iyi yapmak lazım dimi sayın arkadaşım...

 

 

Saygılarıma...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yalan konusu paragrafın dergide geçip geçmediği ile ilgili değildi sayın terapi. Yalan konusu, sizin bu paragrafı bahsi geçen dergiden aldığınızı söyleminizdi. Anlamamazlığa gelmenizi anlayışla karşılayabiliyorum.Neyse bu konu fazla uzadı. Sizi de, okuyanları da artık bu konuda sıkmak istemiyorum . Gelelim asıl meseleye.

 

Size tam olarak sorularınıza denk gelen cevapları verdim. Ancak sizin amacınız başka. Belki de o sorulara gerekli cevapları veremeyeceğimi düşündünüz. Ancak sorularınıza cevap gelince 1 adım geriye çekilerek soruları değiştirdiniz. O zaman amacınıza uygun sorular sormasını bilmeniz gerekir. Daha bir kaç ileti önce bahsettim bu konudan. Teist arkadaşlar bir soru sorarlar, bakarlar ki soruya bir cevap gelmiş, bu sefer aldığı cevabın arkasından bir soru daha gelir ; "peki onu yaratan nedir" şeklinde.

 

Şimdi isterseniz genişçe bir değerlendirme yapalım. Önce sizin iddialarınızdan başlayalım...

 

Sizin iddianıza göre evreni ve her şeyi tanrı yaratmıştır. Tanrı önce yeri, sonra da gökleri (!)yaratmıştır.

 

2/29- O, yeryüzünde olanlarin hepsini sizin için yaratan, sonra göge yönelip onlari yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkiyla bilendir.

 

Oysa ki bu doğru değildir. Evren yeni hesaplara göre 14-15 milyar yaşındadır. Halbuki dünyanın yaşı 4,5 milyardır. Yani dünya, evrenden sonra oluşmuştur. Zaten iddianız daha burada çürümüş oluyor. Ancak ben yine de devam edeceğim...

 

21/30- İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?

 

Yok böyle bir şey... Bu tamamen eski ve çağdışı bir inanış. Gök ve yer hiç bir zaman bitişik değildi. Dediğim gibi, dünya evrenin oluşumundan yaklaşık 10 milyar yıl sonra oluşmuştur. Bazı aklıevveller bu ayeti Big Bang'e ateftmeye çalışırlar ama Big Bang ile bu ayetin yakından uzaktan alakası yoktur.

 

21/32- Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah'ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler.

 

Ne münasebet? Evren dünya için bir tavan değildir. Bu da tamamen gökyüzü için eski inançların ürünüdür. Göğün dünya üzerine bir tavan, bir kubbe olduğu inancı yüzyıllar öncesinde kaldı.

 

13/2- Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş'a kurulan, güneşi ve ayi buyrugu altina alandir.....

 

Göktavan inancından bir örnek daha... Gökleri (!) direkli ya da direksiz yaratamazsınız. Zira evren dünyanın üzerine bir tavan değildir.

 

22/65 ........İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.

 

Gökyüzü dünyanın üzerine nasıl düşebilir? Gökyüzü dünya için bir tavan mıdır?

 

 

Şimdi sayın terapi; yanlışlığı yüzyıllar önce tescillenmiş bu iddiaların sahibine nasıl olur da inanabilirsiniz? Hadi siz hepsine göz yumdunuz ve inandınız. Peki bizim inanmamızı nasıl beklersiniz?

 

Big Bang'den önce ne vardı bilmiyoruz ama, İslam'ın tanrısı olmadığından eminiz....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın yam yam yapamıyorsunuz. Beceremiyorsunuz. Çırpınıyorsunuz ama olmuyor. Malesef.

Bakınız size bir usül ögreteyim öncelikle.

 

Kur'anı Kerimi okurken herhangi bir ayeti herhangi bir mealden alıntı yaparak anlamaya ve anladıklarınızı da başkalarına kabul ettirmeye çalışmak acemice bir davranıştır. Ama siz malesef bunu büyük bir ustalıkla yapıyorsunuz.

 

 

Allah'ın indirmiş olduğu ayetler öylesine durup dururken indirilmemiştir. Hepsi bir olay neticesinde ve yaşanan bir hadise sonrasında indirilmiştir.

 

Mesela Örnek: Efendimize 14 asır önce bir insan gelip soruyor. Herşeyi Allah yarattı. Peki onu kim yarattı. O nasıl oluştu diye.. Kendi kendinemi tesadüfler le mi evrimler geçirerek mi ? Şeklinde

 

Bu soruya cevabı bizzat Allah Şu şekilde vermiştir.

 

1. De ki: O Allah birdir.

2. Herşey her halinde o Allah’a muhtaçtır; O hiçbir şeye muhtaç değildir.

3. O doğmamış, doğurulmamış,

4. Hiçbir şey Ona denk olmamıştır.

 

Hepinizin bildiği ihlas suresinin bir özetidir bu.

 

 

Şimdi ayetlere böyle bakmak durumundasınız. Öyle cımbızla birşeyleri çekip kafanıza göre meallere yorumlar katıp olayları çarpıtamazsınız.

 

Size soruyorum yam yam meal denen çeviriler ne kadar gerçeği yansıtabilir size..? Eğer arapça biliyorsanız ama kusursuz. O zaman bizzat metinlerden okuyunuz. Sonra birçok kitabı araştırınız tefsirleri sonra gelip çıkarımlarınızı paylaşınız...

 

Öyle ordan burdan 5-10 dakkada kopyala yapıştırlarla olmuyor yam yam

 

Buyrun sizi davet ediyorum. Bu kadar zekiyseniz elinizdede ilim varsa çıkınız akademi dünyasına tezler ortaya koyunuz. Tüm cihana tezlerinizi duyurunuz. Bu işin yolu açıktır. Buyrun sayın yam yam hodri meydan..

 

 

Siz daha ayetleri dopru okuyup yorumlayamıyorsunuz ki..Bu konuda ehil değilsiniz.

 

Artık bu yöntemden umudumu kestim. Cevap alamıyorum..

 

Hala bana bizzat kendi kaynaklarınızdan varoluşu tutarlı bir şekilde açıklayamadınız. Hala yukarda bahsettiğim metodlarla bana ayet yazıyorsunuz.

 

Bir önceki bir çok yazımda yazdığım yazılara ve sorduğum sorulara cevap istiyorum... Cevap..

 

Tekrar bir tanesini hatırlatayım. Hatırlatmaktan bile yoruldum:bizim dışımızda bir dünya vardır. Bizim inançlarımızdan, tahminlerimizden, arzularımızdan bağımsız, istesek de istemesek de varlığını bize zorla hissettiren ve ne düşünebileceğimiz, ne söyleyebileceğimiz, ne yapabileceğimiz konusunda bizi yönlendiren bir dünya olduğuna dair yaşam deneyimize dayalı "esaslı bir duyguya" sahibiz.

 

Yani ortada KOCAMAN BİR ESER var.. Bana bunu açıklayınız. O eserin nasıl çalıştığını değil. Nasıl oluştuğunu.

 

Daha çok sorum var...

 

Yeter artık ...Saadete gelin sayın yam yam

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yalan konusu paragrafın dergide geçip geçmediği ile ilgili değildi sayın terapi. Yalan konusu, sizin bu paragrafı bahsi geçen dergiden aldığınızı söyleminizdi. Anlamamazlığa gelmenizi anlayışla karşılayabiliyorum.Neyse bu konu fazla uzadı. Sizi de, okuyanları da artık bu konuda sıkmak istemiyorum . Gelelim asıl meseleye.

 

Size tam olarak sorularınıza denk gelen cevapları verdim. Ancak sizin amacınız başka. Belki de o sorulara gerekli cevapları veremeyeceğimi düşündünüz. Ancak sorularınıza cevap gelince 1 adım geriye çekilerek soruları değiştirdiniz. O zaman amacınıza uygun sorular sormasını bilmeniz gerekir. Daha bir kaç ileti önce bahsettim bu konudan. Teist arkadaşlar bir soru sorarlar, bakarlar ki soruya bir cevap gelmiş, bu sefer aldığı cevabın arkasından bir soru daha gelir ; "peki onu yaratan nedir" şeklinde.

 

Şimdi isterseniz genişçe bir değerlendirme yapalım. Önce sizin iddialarınızdan başlayalım...

 

Sizin iddianıza göre evreni ve her şeyi tanrı yaratmıştır. Tanrı önce yeri, sonra da gökleri (!)yaratmıştır.

 

2/29- O, yeryüzünde olanlarin hepsini sizin için yaratan, sonra göge yönelip onlari yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkiyla bilendir.

 

Oysa ki bu doğru değildir. Evren yeni hesaplara göre 14-15 milyar yaşındadır. Halbuki dünyanın yaşı 4,5 milyardır. Yani dünya, evrenden sonra oluşmuştur. Zaten iddianız daha burada çürümüş oluyor. Ancak ben yine de devam edeceğim...

 

21/30- İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?

 

Yok böyle bir şey... Bu tamamen eski ve çağdışı bir inanış. Gök ve yer hiç bir zaman bitişik değildi. Dediğim gibi, dünya evrenin oluşumundan yaklaşık 10 milyar yıl sonra oluşmuştur. Bazı aklıevveller bu ayeti Big Bang'e ateftmeye çalışırlar ama Big Bang ile bu ayetin yakından uzaktan alakası yoktur.

 

21/32- Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah'ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler.

 

Ne münasebet? Evren dünya için bir tavan değildir. Bu da tamamen gökyüzü için eski inançların ürünüdür. Göğün dünya üzerine bir tavan, bir kubbe olduğu inancı yüzyıllar öncesinde kaldı.

 

13/2- Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş'a kurulan, güneşi ve ayi buyrugu altina alandir.....

 

Göktavan inancından bir örnek daha... Gökleri (!) direkli ya da direksiz yaratamazsınız. Zira evren dünyanın üzerine bir tavan değildir.

 

22/65 ........İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.

 

Gökyüzü dünyanın üzerine nasıl düşebilir? Gökyüzü dünya için bir tavan mıdır?

Şimdi sayın terapi; yanlışlığı yüzyıllar önce tescillenmiş bu iddiaların sahibine nasıl olur da inanabilirsiniz? Hadi siz hepsine göz yumdunuz ve inandınız. Peki bizim inanmamızı nasıl beklersiniz?

Big Bang'den önce ne vardı bilmiyoruz ama, İslam'ın tanrısı olmadığından eminiz....

 

yazdığın bakara suresi 29,ayet yam yam yerin yüzü kaç katman

bak aynı doğrultuda başka bir ayet

 

Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın herşeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)

 

1. Kat: Litosfer (su)

2. Kat: Litosfer (kara)

3. Kat: Astenosfer

4. Kat: Üst manto

5. Kat: Alt manto

6. Kat: Dış çekirdek

7. Kat: İç çekirdek

 

gel gelelim enbiya suresi 30,ayete

 

Ayetin "birbiriyle bitişik" olarak tercüme edilen "ratk" kelimesi, Arapça sözlüklerde "birbiriyle iç içe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış" anlamlarına gelir. Yani tam bir bütün oluşturan iki maddeyi tanımlamak için bu kelime kullanılır. Ayette geçen "ayırdık" ifadesi ise Arapça "fatk" fiilidir ki, bu fiil bitişik durumdaki bir nesneyi yarıp, parçalayıp dışarı çıkması anlamına gelir. Örneğin tohumun filizlenerek topraktan dışarı çıkması Arapçada bu fiille ifade edilir.

 

Enbiya 32.

Göklerin tavan olması

32- Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. "Onları (gökleri) kovulmuş her şeytandan koruduk" (Hıcr15/17) âyetinde belirtildiği gibi, şeytanların saldırısından korumuş veyahut kendisine tayin edilmiş zamana kadar bozulup dağılmaktan korunmuştur. "Doğrusu gökleri ve yeri zeval bulmaktan Allah koruyup tutuyor. And olsun ki, zeval bulurlarsa, onları O'ndan başka kimse tutamaz. O şüphesiz Halîmdir, bağışlayandır." (Fâtır, 35/41) Onlar ise bunun (gökyüzünün) alâmetlerinden yüz çevirmektedirler. Gökyüzünde Allah'ın kudretini ve O'nun birliğini gösteren bunca delillerin gösterdiği gerçeklerden yüz çevirip geçiyorlar. (Elmalı hamdi yazır

 

 

 

Şimdi ayete tekrar bakalım. Ayette göklerle yerin birbiriyle bitişik, yani "ratk" durumunda olduğu bir durumdan bahsediliyor. Ardından bu ikisi "fatk" fiili ile ayrılıyorlar. Yani biri diğerini yararak dışarı çıkıyor. Gerçekten de Big Bang'in ilk anını düşündüğümüzde, evrenin tüm maddesinin tek bir noktada toplandığını görürüz. Diğer bir deyişle herşey, hatta henüz yaratılmamış olan "gökler ve yer" bile bu noktanın içinde, birbiriyle iç içe, ayrılmaz durumdadırlar. Ardından bu nokta şiddetli bir patlamayla yarılıp ayrılmaktadır.

 

Ra'd suresi 2,ayet

2- Allah O'dur ki, gökleri direksiz, dayaksız yüceltti. Ne yapmak ve yükseltmek için iskeleye, ne de manivelaya, ne de dayamak için direk dikmeye muhtaç olmadan sırf kudretiyle yaptı, yükseltti, kaldırdı ve orada tuttu, düşmesini önledi. Onları görüyorsunuz. Yani üzerinizde olan gökleri görüp duruyorsunuz: O büyük gök cisimleri öylece direksiz olarak duruyorlar, orada dönüp durduklarını da siz görüyorsunuz.(Elmalı Hamdi Yazır)

 

Gök yüzündeki cisimlerin havada asılı gibi durmasını oluşturacak sebeplerin elbette bir yaratıcısı vadır.

 

 

Hac suresi 65. ayet

Eğer öncekilerini anlarsan anlamk istersen biiznillah bunu da anlarsın zira o sen baktığında güneşi görmezmisin o nun öylece durmasını sağlayan elbette rabbindir sebepler yaratıcı değildir.Olamaz

 

bak yam yam terapi kardeşimin söylediklerinin üstüne haddim olmadan şunları söylüyorum

yam yam Kuran başka bir esere benzemez onu K onu anlamanın yolu ondan bişeyler bulsamda eleştirmeye çalışsam değildir.

Zira sen kurana saygı ile yaklaşığp hakka amaç için haka ulaşmak için kuranı açarsan o zaman kuran kendini sana açacaktır zira kalplerini mühürletmek isteyenler bunu anlayamazlar

bunu yaşadım ve anladım ki kuran kendini sana açması lazım eğer bunu becerirsen

BİSMİLLAHİRRAHAMNİRRAHİM de yetecektir aksi taktirde hiç bir yere varılmaz

elini çabuk tut çünkü ölüm yakındır insanların Allahı bilip onun sevgisine muhtaç olduklarını bilmeleri gerekir.

Anlamanın da yolu istemekten geçer.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben "saadet"teyim zaten. Sanırım " 'sadet' e gelelim" demek istediniz. Ancak ben hala asıl konudan bahsediyorum. Konudan sapmaya çalışan sizsiniz. Ayetleri yanlış yorumladığımı iddia ediyorsanız doğru anlamları/yorumları da getireceksiniz sayın terapi. Öyle işinize gelmeyince "yanlış yorumluyorsun" demekle yürümez bu işler. Şimdi bana tek tek izah edin bakalım; hangi ayeti ne şekilde yanlış yorumlamışım, neden? Bırakın artık bu basitçe oyunları... İşinize geldiğinde Kur'an evrensel, gelmediğinde arapça bilmeyenler dışında kimse anlayamaz. Üstelik günümüz arapçası ile 1400 yıl önceki arapça arasında yığınla fark varken. Üstelik henüz Kesre (Esre) nin kullanılmadığı 1400 yıl önce arapçasının....O zaman Kur'an okumanın ne anlamı var sayın terapi? O kadar insanın uğraşıp da Kur'an'ı kendi dillerine çevirmelerinin ne anlamı var? Sinirleniyorum böyle yapılınca yahu. "O ayet o anlama gelmez" miş...Çok biliyorsan hangi anlama geldiğini söyle de müslüman dünyası duaya boğsun seni... Amaç kimse Kur'an okumasın, herkes sağdan soldan öğrensin de, içinde yazılanlar ortaya çıkmasın. Çıkarsa da "O ayet o anlama gelmez" diye kıvırılsın... Offfff offffff.....

 

Hiç sıkılmadan bir de bana "Sayın yam yam yapamıyorsunuz. Beceremiyorsunuz. Çırpınıyorsunuz ama olmuyor. Malesef." gibilerinden acizlik örneği sergilemişsiniz.... :angry:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın ahirzaman; o saçmalıklara da yanıtlar verdik bu forumda. Gökler ve yerin ayrılma hadisesinin, 6 günde yaratılış olayının Tevrat'dan nasıl alındığını da gösterdik. Siz gelmiş hala bana Big Bang'den, litosferden, şundan-bundan bahsediyorsunuz. "Kur'an Mucizeleri" diye bir başlık var bu forumda. Hani sizin bakmadığınız, ya da işinize gelmediği için bakamadığınız başlık. Mucize diye nitelenen şaklabanlıklara tek tek cevap verdiğim başlık. Gidin o başlığı okuyun, sonra bana atmosferden, litosferden bahsedin...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Buyrunuz tek bir tanesini bile nasıl çarpıttığınızı ispatı. Ama siz gene birşeyler bulursunuz...Bu sizi son muhatap alışım bilesiniz...Artık vaktimi iman eden değerli kardeşlerimle paylaşımlara ayıracağım........Benim vaktim çok önemli yam yam.

 

Sayın yam yam diyor ki:

 

<<<< Sizin iddianıza göre evreni ve her şeyi tanrı yaratmıştır. Tanrı önce yeri, sonra da gökleri (!)yaratmıştır.

 

2/29- O, yeryüzünde olanlarin hepsini sizin için yaratan, sonra göge yönelip onlari yedi gök halinde düzenleyendir. O, her şeyi hakkiyla bilendir.

 

Oysa ki bu doğru değildir. Evren yeni hesaplara göre 14-15 milyar yaşındadır. Halbuki dünyanın yaşı 4,5 milyardır. Yani dünya, evrenden sonra oluşmuştur. Zaten iddianız daha burada çürümüş oluyor. Ancak ben yine de devam edeceğim... >>>>>

 

Bende derim ki : Yazdığınız ayetten önce evrenin sonra dünyanın yaratıldığını nereden çıkarıyorsun ki :

 

Buyurunuz okuyunuz arkadaşlar:

 

Bakara Suresi :29. Yerde ne varsa hepsini sizin için O yarattı; bir de semâya yönelip onu yedi gök halinde düzenledi. O her şeyi hakkıyla bilendir. (Bu da başka bir mealden alınma. Benzer konuda bilimselci arkadaşım ile de aynı sorunu paylaşmıştık. Oraya da bakılabilir.)

 

Açıklama: Gerek tefsir ve gerekse kelâm (tevhid) bilginleri yeryüzünün ve göklerin yaratılışından çokça söz ederler. Bunlardan hangisinin önce, hangisinin sonra yaratıldığını, ``istiva" ve "tesviye" terimlerinin ne anlama geldiğini uzun uzun anlatmaya çalışırlar. Fakat böyle yaparken "öncelik" ve "sonralık" kavramlarının insana özgü olduğunu, yüce Allah'a göre bunların bir değer taşımadığını unutuyorlar. Yine unutuyorlar ki, "istiva" ve "tesviye" kelimeleri sınırsızın imajını sınırlı insan idrakine yakınlaştırmaya yarayan iki terimden başka bir şey değildirler.

 

Daha devam edecektim ama zaman problemi isteyenler bilgili tefsircilerimize danışabilir.

 

İlave olarak: “Yedi” sözcüğünün kesin bir rakamı ifade edip etmediği konusu önemlidir. Çünkü yedi, yedi yüz gibi deyimler, çokluk ifade etmek üzere de kullanılmaktadır. Rakam olarak alınacak olursa, semâ’dan dünya semâsının kastedilmesi halinde atmosfer tabakaları, uzayın kastedilmesi halinde de gezegenlerden başlayan ve Güneş Sistemine, Samanyoluna, galaksi kümelerine ve daha ötelerine uzanan çeşitli tabakalar anlaşılabilir.

 

Her ne olursa olsun, âyet, bizim hayal sınırlarımızı bile aşan bir yaratılış alanından söz etmekte, bunu Allah’ın her şeyi kuşatan ilmine bağlamakta, Onun sınırsız ilmi ve kudretiyle yarattığı nimetlerin odak noktasında da insanı göstererek, bizim üzerimizdeki İlâhî lütufların büyüklüğünü hatırlatmaktadır.

 

Arapça bilmeden mealden alınan tefsir metinlerinde hata aramak yanlış bir metottur.

 

Mealler sadece iyi niyetle anlama çabasında olan insanlara yani bizlere yardım eder.

 

İnkar peşindeyseniz Arapça metinler üzerinde çalışınız. Tabi ki ciddi bir edebi dil bilgisi de lazım :

 

Diğer yazdığın şeylere yorum dahi yapmak istemiyorum artık. Her şey apaçık ortada. Olayların nasıl çarpıtıldığı da ortada, insanların nasıl yanlış yönlendirilmeye çalışıldığı da ortada..

 

Sorularımın nasıl cevapsız bırakıldığı da….

 

Artık asla cevap yazmayacağım..Ben niyeti ve maksadı çok iyi anladım. Apaçık delillerle mucizelerle de gelsek siz gene kendi mantığınıza göre bir şeyler bulursunuz.

 

Sen tercihini yapmışsın sayın yam yam bende sana tebliğimi yaptım. Tercihini gözden geçirmekte senin elinde geçirmemek te...

 

 

İnanan kardeşlerimizle paylaşımlarımızın devam etmesi ümidiyle..

 

Saygılarımla

 

Terapi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yam yamın mesajını okuyunca iletmek istedim.

 

Gene demiş ki:

 

"O zaman Kur'an okumanın ne anlamı var sayın terapi? O kadar insanın uğraşıp da Kur'an'ı kendi dillerine çevirmelerinin ne anlamı var? Sinirleniyorum böyle yapılınca yahu. "O ayet o anlama gelmez" miş...Çok biliyorsan hangi anlama geldiğini söyle de müslüman dünyası duaya boğsun seni... Amaç kimse Kur'an okumasın, herkes sağdan soldan öğrensin de, içinde yazılanlar ortaya çıkmasın. Çıkarsa da "O ayet o anlama gelmez" diye kıvırılsın... Offfff offffff....."

 

Uslübun neden bir anda değişti yam yam arkadaş. Sinirlenme. Rahat ol. Cevaplarını aldın. Amacın cevap almak degil mi?? yoksa Maksadın başka mı?. Cevap almak isteyen insan sinirlenmez. Cevapları aldıkça rahatlar...

 

yukarda sorduklarına cevabı ben mesajını okumadan zaten vermişim ama genede kopyalayayım.. yorulma::)

 

Arapça bilmeden mealden alınan tefsir metinlerinde hata aramak yanlış bir metottur.

 

Mealler sadece iyi niyetle anlama çabasında olan insanlara yani bizlere yardım eder.

 

İnkar peşindeyseniz Arapça metinler üzerinde çalışınız. Tabi ki ciddi bir edebi dil bilgisi de lazım :

 

Kızmayınız yam yam. Cevap veremediğiniz ve acziyete düştügünüz tüm konulara Yüce Yaratıcı'm tastamam doyurucu cevaplar veriyor.

 

O bana yeter. Siz kafanıza takmayınız sayın yam yam

 

Saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ama sıkışıncada Tanrının sonsuz bilimini(!) bırakıp...

İnsanoğlunun biliminde çare arıyorsunuz...

Bunun adına "kadirbilmezlik" deniyor bizde...

 

Sınırsız bilim dediğiniz tanrı bilimi ile...

Bu güne kadar neler yapabildiniz...

İnsanlık için neler yapabildiniz...

Sadece kişisel menfaatler...

Şarap ırmakları olan cennet garantisi...

Hayalciliğe devam...

Kızma bilimselci arkadaşım bak sonra bize seviyesiz falan derler ben sadece soruyorum. Şimdi 2 sorum daha olacak müsadenle . 1000 yıl önce bilgisayar niye icat edilmedi? yani doğa aynı doğa insan aynı insan

doğa ve insanın kural ve kanunlarında değişilik yok. İnsan beynini geliştiren şey nedir? bilimsel olarak. İnsan beynini bu derece çalışır hale getiren etken nedir? Bilginin ana kaynağı nedir.

2-Aynı anneden doğan aynı şartlarda beslenen büyüyen aynı koşullarada okuyan daha sayamadığım bir sürü aynı şartı paylaşan ikizlerden birinin ölüp birinin sağ kalması nasıl oluyor ?bilimsel olarak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.