Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

Ana ekranınızda anlık bildirimler, rozetler ve daha fazlasıyla tam ekran uygulama.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Bloglar

Seçilmiş Blog Başlığı

ben sana mecburum   Ben sana mecburum bilemezsin Adını mıh gibi aklımda tutuyorum Büyüdükçe büyüyor gözlerin Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum   Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor Bu şehir o eski İstanbul mudur? Karanlıkta bulutlar parçalanıyor Sokak lambaları birden yanıyor Kaldırımlarda yağmur kokusu Ben sana mecburum sen yoksun   Sevmek kimi zaman rezilce korkudur İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Yağan yağmurlarda ıslanmanın O vazgeçilmez tadı vardır ya, Hani sorsan anlatmanın da bir tarifi yoktur aslında Insanı başka bir mutlu kılar sanki, Bambaşka birşeydir işte, Gördün mü anlatamıyorum Tıpkı seninle olabilmenin, Mutluluğunu anlatamadığım gibi... Yağmur sonrası gökkuşağı, Hani belli belirsiz görünür de Doyamazsın bakmaya, Renkleriyle hayale dalarsın, Hiç sonu gelmeyen rengarenk hayallere.. Türlü efsaneler gelir aklına hani, Bir anda o efsaneler canlanır gözünde, Gördün
Yok Yere     Yalnızlığım kalabalık gitgide Soğuk günler gibi çekildim kentin sokaklarından Yoksa koruyamam bu sevinci, kılır kolum kanadım yoksa Hani yok mu ya, hani ne derler, hani işte yok yere Yalnızlığım yalnızlığım gitgide   Yığınları yerine koyuyorum sıradağları diziyorum ardarda Bunu ben ister miydim oysa hiç ister miydim Kapılarda kalmasaydım nsıl söylesem? Yarı yolda Hani yok mu ya, hani ne derler, hani işte yok yere Yalnızlığım kalabalık
Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.   Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.   Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi,
Misafir
Elimden doğruca, güzelce, iyice bir yazı mı çıkıyor? İğreniyorum! Hâlâ bu memlekette doğru, güzel ve iyi olanı savunma gayretimden, bu gayretin boşluğunu anlayamamak enayiliğinden iğreniyorum!   Olanlar ortadayken, hep bugünü yarına erteleyici ve gelmeyecek bir istikbale ısmarlayıcı "cek" ve "cak" edatlarından iğreniyorum!   (Perikles) gibi (Attik) Yunan medeniyetinin en haşmetli ve her şeyi tamam cemiyetinde, (Lirik) şiirin babası (Pindaros) şöyle der :"Meğer bütün bir ömür katırlara saman
Güneş salına salına gelmiş pencereme, Tatlı bir tebessümle uyandırıyor beni, Bilmiyorki gözüme hiç uyku girmeyen geceden Ne çok kelamım var … Yalnız geçen geceler bitmek bilmiyor , Bir de üstüne hatıralar beni boğuyur ya İşte o zaman geceye inat kapamıyorum gözlerimi Sırf sana inat geceye yenilmiyorum.. Kalkıp bir sigara yakıyorum salonun ortasında Derin bir nefes çekiyorum gecenin karanlığında Sigaranın ateşi gözlerini andırıyor Işıl ışıl yanıyor.. İşte sırf buna inat söndürüyorum
Bir deli özlem bu..         Özlüyorum seni, Yalansız bir özlem bu Dolansız, saf bir özlem. Yeni doğan bir çoçuğun Minicik elleri gibi Yumuşak ve mazlum bir özlem bu...   Gökyüzü kadar büyük Senin kadar yüce bir özlem bu...   Hasretten ağlayanan sevdalıların Yıllarca kavuşamayanların İki gün bile dayanılamayan bir özlem bu...   Ne yapacağini bilmeyen Telefonlar bekleyen Ağlayan, isyan eden Kendisini harap eden bir özlem bu...   Yolda yürürken Otob
Özledim     Bilemezsin neler gördüm ne düğümler çözdüm Çok yol aldım senden sonra, neler aştı gönlüm   Her şeye çözüm bulsamda kalbim hala senin sanki Aşkın bende çıkmaz sokak, çözülmeyen düğüm gibi   Sesini duymayı özledim, elini tutmayı özledim Yüzünü görmesem bile adımı söylemeni özledim   Bilemezsin neler gördüm ne dağları deldim Çok zor oldu senden sonra, neler aştı kalbim   Sesini duymayı özledim, elini tutmayı özledim Yüzünü görmesem bile adımı söylemeni özledi
Geçmişin izlerini taşıyan sen Yaranı deşip üzen ben Bir merhem olursa bu sözlerim Deşdiğim yarayı temizlerse yüreğim Gözlerime bak hasret dolu sevdiğim     Hasretine umut bağladığım yarenim Aşk yarası dille açılır Yürekle kapanır Yüreği yananın halini bir tek sevdası anlar Sevgi ile yıkanan rüyalar da Bir tek yareni damlar     Su ile sönen yangının ardın da külleri kalır Alır seni başka rüyalara daldırır Sen benim acıyı bilmediğimi mi Yüreğimin hiç yanmadığını mı sanırsın Bi
Du hattest Tränen im Gesicht als du ihm sagtest: "Ich Liebe dich!!!" Doch er glaubte dir nicht!!! Du gingst durch die Straßen dein Herz war leer und leben wolltest du nicht mehr!!! Du fingst an zu haschen und nahmst Heroin, du wurdest süchtig das alles wegen ihm!!! Doch deine Eltern wussten es bald und steckten dich in eine Jugendanstalt!!! Er hat eine andere, du merkst es kaum, denn du lebst wie in einem Traum!!! Du hörtest den Zug kommen und ließt dich fallen- ein TODESSCHREI!!!! Nun war
Uzaklardan bir yerden sesin geliyor Göremiyorum gözlerinin güzelliğini Bu hasret bana çok zor geliyor Kaldıramıyor gönlüm özlemini   Hasretinle dağları deleceğim Bu aşkla kendime geleceğim İnan bir ömrüm daha olsaydı Yine birtek seni seveceğim Uzak ne ki yanımda gibisin İçimdesin sanki alev gibisin Sen nesin bir melek misin İçimde kavrulan güneş gibisin   Özleminle uyanıyorum her sabah Yine sesini duyma telaşındayım Bir haber gelecek diye senden Yerimde duramıyoru
Birini sevdim hala aklımda, Soran olursa unuttum derim. Bilirim oda bunun farkında, Soran olursa unuttum derim.   Nerden başlasam bilemiyorum, Ona mutluluklar dilemiyorum, Ondan başkasını sevemiyorum, Soran olursa unuttum derim.   Ondan geriye bir resmi kaldı, Ben o resme bakar ağlarım. Bilirim kavuşmak uzak olsa da, Soran olursa unuttum derim.   Unutmak kolay olur mu bilmem, Bir daha dünyaya gelirsem, kimseyi sevmem. Ondan bir başkasına kalbimi vermem, Soran olursa unuttum der
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu; Baş tarafı geniş, ayak ucu dar. Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu, Yarın kendileri dolduracaklar.   Her yandan küçülen bir oda gibi, Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış. Sanki bir taş bebek kutuda gibi, Hayalim, içinde uzanmış kalmış.   Cılız vücuduma tam görünse de, İçim, bu dar yere sığılmaz diyor. Geride kalanlar hep dövünse de, İnsan birer birer yine giriyor.   Ölenler yeniden doğarmış; gerçek! Tabut değildir bu, bir tahta kundak. Bu ağır hediye
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünüyorsunuz; Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim: Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim Yalandır kaygısız olduğum yal
TÜRKMEN ÇAĞRISI   IRAK Türkmen Cephesi Başkanı Sadettin Ergenç, "Türkmenler'e verilen destek konusunda 2003'ten beri pasif döneme girildi" dedi. Ergeç, Kerkük'ü ele geçirmek için komplolar kurulduğunu, , 500 binin üstünde Kürdün bölgeye kaydırıldığını bildirdi. Ergenç, Türkiye'nin Türkmen gerçeğıine daha duyarlı davranmasını istedi.   Irak Türkmen Cephesi Başkanı Sadettin Ergeç, Irak'ın milli bir serveti olan Kerkük'e büyük oranda Kürt nüfusun kaydırıldığını belirterek, "Zamanımız çok dar
  • ohb
Sevdanın sırrına ermek istersen Coşkun bir ırmak ol akmayı dene Çektiğim acıyı görmek istersen Yüzüme bir kere bakmayı dene.     Pişmanlık acını dindirmediyse Yürek ateşini söndürmediyse Hiçbir şey geriye döndürmediyse Eski resimleri yakmayı dene.     Bütün suçu bana yükleme artık Istıraba çile ekleme artık Bir ömür içinde bekleme artık Gönül zindanımdan çıkmayı dene.   Sevgime beş para etmez diyorsan Kinim kolay kolay gitmez diyorsan Yaşattıklarım az yetmez diyorsan Dünyay
Sen küsüp giderken bir çift sözüme, Sessizce karşıma çıktı yalnızlık... Pişmanlık hissiyle yanan yüzüme, Beter ol der gibi baktı yalnızlık..   Dilimden düşünce o çirkin hece, Kapımı sen açtın bu zalim güce. Dört yanım karlı dağ oldu her gece Çığ gibi üstüme çöktü yalnızlık..   Ne kadar hasretsem bir tebessüme, O kadar muhtacım son nefesime. Ruhumda beliren her hevesime, Bir hüsran perdesi çekti yalnızlık..   Bu nasıl bir garez,bu nasıl bir kin? Serviler şehrini gösterir her gün?
Karlı bir akşamdı Ankara'da; Son kez elele yürümüştük, Bitmesin istediğimiz yola. Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık. Yazarsın bana demiştin. Bende yazarım sana sık sık. Ağlıyordum.... Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı. Elimi daha sıkı tuttun, Anlıyordun.... Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim, Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin, Kelebekleri kitap arasında kurutma, Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana, Kitaplarım sana emanet, İncitme kimsey

...

Sen gönlümün üzerinde, Sebepsiz bir rüzgar. Dalgalanır yüreğim, Çırpınır estiğin yöne doğru. Yazık ki sen hep Dalganı geçersin.   Senin estiğin yerde bu dalga, Hırçınlığımı sen yarattın. Nasıl hesap sorulur ki? Gözlerin poyraz, saçların lodos.   Ne sana dur denir, Ne de, ardın sıra çağlayan gönlüme. Yakınlaşsam diyorum, Yörüngene sığınsam. Beni çeksen kendine, Ve içinde yok olsam.     güvenç gül...
Bilmeliydim bir sabah çekip gidecegini bilmeliydim Ve sen daha kirmadan bu aşkin kalemini Ben herşeye eyvallah deyip Cekip gitmeliydim bu şehirden   Ben yakilacak adamim bu şehirde Sana böyle yandigim için Ben asilacak adamin bu şehirde Seni böyle sevdigim için   Oysa neleri ögretti hayat bana Sirtimdan vurulmayi Gülerken aglamayi Aç susuz yasamayi Daha neleri ögretti hayat bana Bir sana yalvarmayi ögrenemedim Birde seni unutmayi   Ben yakilacak adamim bu şehirde Sana böyle ya
Hüzün yıldızları parlıyor bugün gökyüzünde, Bu gece yine için için yanıyorum, Oturmuş seni düşünüp ağlıyorum, Seni, gidişini, sevişini, herşeyini... Unutamıyor işte seni şu yaralı kalbim, Yaptıklarını hatırlayıp, pişman oluyor... Seni düşünüyorum bu gece, karanlık gökyüzünde... Simsiyah gökyüzünde parlayan yıldızları seyrediyorum, Onları sana benzetiyorum, Kararmış kalbimin bir kenarında yanan meşale misali... Dedim ya, seni düşünüyorum bu gece, Beni sevdiğini, bana nasıl b

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Tarayıcı push bildirimlerini yapılandırın

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.