Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Derli Toplu Bir Ev Için...


Misafir birce

Önerilen İletiler

supurmek852631474ii7.jpg

 

 

Derli toplu bir ev için 15 dakika yeter

Hem derli toplu olmasını hem de size has olan kargaşanın yerinde durmasını mı istiyorsunuz?

 

İşte size önericeğimiz bu 5 ipucuyla dağınıklığın önüne geçip düzeni elinizde tutabilirsiniz...

 

Dolap ve çekmeceleri “temizlemek” işin en kolay kısmıdır. Bakım onarım mesai ister.

 

Kargaşa ve dağınıklıklarla mücadele günlük bir iştir ama hayatınızın tümünü ele geçirmek zorunda da değildir.

1. İpucu: Günde sadece 15 dakika evde fırtına gibi esin !

 

Gece yatağa girdiğinizde evinizin geri kalanını son derece derli toplu olduğunu bilmek inanılmaz güzel bir duygudur.

 

Fakat sizde belki fark etmişsinizdir, sabah uyandığınızda ve henüz bir kelime bile konuşmadığınız o anlarda

 

(bir yandan çay suyu kaynıyordur) gece yatmadan önceki saatlere nazaran çok daha enerjik olursunuz.

 

Günün hangi saati size daha çok uyarsa uysun, ayıracağınız 15 dakika yapmanız gereken tek şey eğilip almak,

 

katlamak ve kaldırmaktır.

 

Mutfak ve banyo tezgâhınızı boşaltın, tabak ve bardakları makineye koyun.

 

Yere yâda koltukların üzerine düşmüş ve unutulmuş her şeyi eğilip alın.

 

Evet, bu çorap ve oyuncak dağınıklığından çocukları ya da eşinizi suçlu tutmanız çok normal ama şimdi

 

onlarla kavga etmenin zamanı değil !

 

Eve gelen postayı okunacaklar ve okunmadan atılacaklar olarak ikiye ayırın ve atılacakları hemen atın.

 

Şu anda yaptığınız şey “temizlemek” değil sadece “toplamak”.

 

Dolayısıyla saydığımız hiçbir şey aşırı bir konsantrasyon veya zaman gerektirmiyor.

 

Sanki yakın bir aile dostunuz aramış ve yakınlarda olduğunu bildirmiş, birkaç dakika sonra size uğrayacağını

 

haber vermiş gibi davranmalısınız.

 

2. İpucu: Dağınıklığa En Çok Neyin Sebep Olduğunu Bulun

 

Eğer üzerinizden çıkan kıyafetlerinizi dolaba geri asmamanızın sebebi dolabınızın doluluğu

 

ve askıların yetersizliği ise, oraya derhal müdahale edip gereksiz kıyafetlerinizi vermeniz gerekmektedir.

 

Eğer gereksiz fatura ve ıvır zıvırdan masanızın rengini unuttuysanız bir tane kutu edinip tüm faturaları bunun içine

 

atmayı alışkanlık haline getirmelisiniz.

 

Dergileri ve katalogları dekoratif bir sepete yerleştirip onlara vakit ayırabileceğiniz bir yere

 

(mesela tuvalet veya küvetin kenarı) koymalısınız.

 

Bu sepet tepeleme dolduğunda, en eski dergiler çöpe gitmelidir.

 

Haziran ortasında “buzlanmaya karşı çözümler” manşeti ile çıkmış bir otomobil dergisini okumaya ihtiyacınız var mı ?

Eğer organize olmak için kutulara ve sepetlere ihtiyacınız varsa 4. ipucuyu okuyun.

 

3. İpucu: Minik Projeler Yaratın

 

Kimse tüm hafta sonunu kiler ya da dolap temizleyerek geçirmek istemez.

 

İşte bu yüzden haftanın her günü 1015 dakikalık vaktinizi minik temizlik projelerine ayırın.

 

Yani: Pazartesi 1 çekmece, Salı 1 raf, Çarşamba 1 dolap gibi.

 

Bunları yaparken de kendinizi kutlamayı unutmayın.

 

Hala yapmanız gerekenleri kendi kendinize hatırlatıp moral bozmayın !

4. İpucu: Bazı Şeyleri Atmanız Gerektiğini Artık Kabul Edin !

 

Senelerdir giymediğiniz kıyafetleri yardım derneklerine götürün.

 

Konuları sizi artık ilgilendirmeyen tüm eski kitaplarınızı okullara verin.

 

Asla kullanmayı hatırlamadığınız eski duş jelleri, şampuanları ve kremleri atın !

 

Çocuklarınıza oyuncaklarını ayırmaları konusunda yüreklendirin.

 

Onlara bu oyuncakları bulamayan fakir çocukları anlatın ve eski oyuncaklarını onlara hediye etmeyi öğretin.

 

Sadece sevdiğiniz süs eşyalarını ve bibloları saklayın, geri kalanlardan kurtulun.

 

Bu zor olacak biliyoruz ama yapmalısınız !

 

5. İpucu: Bir Bölgeyi Dağınık Bölge İlan Edin !

 

Evet, aynen öyle !

 

Adını “dağınık bölge” koyun. Evinizde bu dağınıklığı ve ıvır zıvırı kaldıracak bir köşe tespit edin.

 

O köşeye bir sepet, kutu ya da çekmece yerleştirin ve tüm atılmayan ama aynı zamanda kullanılmayan şeyleri buraya

 

koymayı alışkanlık haline getirin.

 

Ayda bir, oturun, kendinize sevdiğiniz bir içecek koyun ve bu dağınık bölgeyi ayıklayın !

Asla Bitmez (Off!)

 

Organize olma hayaliniz kesinlikle acayip derli toplu olacağınız anlamına gelmez.

 

Ama bu bir çeşit “iyileştirilmiş” hayat tarzıdır.

 

Eğer saatlerce konserve açacağını aramak zorunda kalmazsanız inanın çok daha stressiz ve kaliteli bir hayatınız var

 

demektir.

 

Eğer günde on beş dakika ayırmak bile size fazla geliyorsa on, hatta beş dakikayı deneyin.

 

Günde birkaç dakika bile hafta sonu saatlerce sürecek temizlik furyasından çok daha iyidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

Evinizde temizlikle uğraşırken doğal yöntemlerle ve fazla zaman harcamadan temizlik işlemini gerçekleştirmek istiyorsanız

 

önerilerimize göz atmanızda yarar var.

 

Çilek Temizlerken

 

Çileklerinizin üzerindeki kum ve toprağı temizlemek için ıslak bir muslin kumaşa sarıp ve birkaç kere hızla sallayın.

 

Çileklere bulaşan kum ve toprağın muslin kumaşa yapıştığını göreceksiniz.

Kavanozların Temizliği

Cam kavanozlarınızı temizlemek için içine patates kabuğu doldurun. Bir gün böylece beklettikten sonra ılık sabunlu suyla yıkayın.

 

Buzdolabındaki Çizikler

 

Buzdolabınızda küçük çizikler oluşmuşsa, bunları kapatmak için beyaz tırnak cilası kullanabilirsiniz.

 

Köfte Yoğurma

 

Köfte yoğurduktan sonra ellerinizin zor temizlenmesinden şikayetçiyseniz, yoğurma işlemine başlamadan önce ellerinizi ıslatın.

 

Çaydanlık Kireci

 

Çaydanlığınız daha geç kaynatmaya başladıysa içinde kireç tortusu oluşmuş demektir.

 

Bu kireci temizlemek için, çaydanlığınızın içine sirke koyarak 15 dakika kaynatın ve sonra bildiğiniz yöntemle temizleyin.

 

Sürahinin Dip Kiri

 

Sürahi gibi elinizin ulaşması zor olan derinlikte ve darlıktaki kaplarınızı temizlemek için içine bir avuç tuz ve sirke koyup, çalkalayın.

 

Bakır Kapları Parlatmak

 

Bakır kaplarınızı parlatmak için sirke kullanın. Bir bezi sirke ile hafifçe ıslatın ve kabınızı iyice ovun.

 

Bulaşık Yıkarken

 

Bulaşıklarınızı daha kolay yıkamak ve daha iyi sonuç almak için bulaşık suyunuza çamaşır suyu yerine bir kaşık sirke katın.

 

Parlaklığını Kaybetmiş Çelik Tencereler

 

Parlaklığını kaybetmiş çelik tencerelerinizi temizlemek için yumuşak bir bezi ılık sirkeye batırarak iyice ovun.

 

Sonra iyice durulayın. Yün bir bez yardımıyla silerek parlatın.

 

Kristallerin Parlatılması

 

Kristallerinizin ışıl ışıl parlamasını istiyorsanız, yıkadıktan sonra durulama sırasında sirkeli suya batırın.

 

Yıkamada Tuzlu Su Kullanımı

 

Sebzelerinizi her zaman tuzlu su ile yıkayın. Tuzlu su, sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.

 

Sürahiyi Parlatmak

 

Sürahinizi parlatmak için içini yarısına kadar parçalanmış gazete kağıdı ile doldurun.

 

için yarısına kadar yırtılmış gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak su doldurup sıkı sıkı sallayın.

 

Sararmış Teflon Tava ve Tencereler

 

Çok kullanılan teflon tava ve tencerelerin sararmasını önlemek için içine su, biraz da çamaşır suyu koyduktan sonra

 

ateşin üstünde kaynatın ve ardından önce sıcak, sonra da soğuk suyla iyice durulayın.

 

Dibi Tutan Tencere Temizliği

 

Pişirirken tencerenin dibi tuttuysa, temizleme işini bir sonraki güne bırakın.

 

Tencerenizin daha kolay temizlenmesi için bir gece tuzlu suda bekletin.

 

Yağlı şişelerin temizliği

 

Yağlı şişeleri temizlemek için önce yıkamak gerekir.

 

Sonra durulanan şişenin içine sodalı su koyarak sallamaya başlayın.

 

Beş dakika kadar sallanan şişe çalkalandıktan sonra bu sefer içine kahve telvesi ilave edin.

 

Bir sürede bu şekilde sallanan şişe kısa zaman sonra yağlardan tamamen temizlenmiş duruma gelecektir.

 

Kaynak: hayatifarket

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Mutfak eşyalarının üzerindeki etiket izlerini yok etmek için, üzerlerine mobilya cilası serpip yumuşak bir bezle silin

 

Fırınınıza sinmiş kötü yemek kokuları için; yemek yapmadan önce fırınınızın ortasına yarısı sirke yarısı su ile doldurulmuş bir tava koyun. Fırınınızı birkaç dakika için ısıtın daha sonra soğumaya bırakın.

 

Gömlek yakalarındaki kirleri gidermek için, gömleği makineye atmadan önce yaka kısmına sabun sürüp 15 dakika bekletin.

 

Tutkal lekelerini çıkarmak için, sirke ile ıslatıp, bol su ile durulanmalıdır.

 

Masanızın üzerine damlayan mumları çıkarmak için lekenin üzerine neft döküp 5 dakika bekleyin sonra nemli bir bezle silin.

 

Ellerdeki soğan ve sarımsak kokularını giderebilmek için yapılacak en iyi şey, haşlanmış patatesle ovmaktır.

 

Çay lekesi:

Pamuklu ve yünlülerde: leke taze ise, ılık suya batırılmış bir bezle ovulur.

Eskimiş ise, içine limon suyu katılmış ılık suda ıslatılmış bir pamuk parçası ile silinir.Ilık su ile çalkalanır.

 

Bir yerdeki sigara dumanını yok etmek için hemen mum yakın

 

Ütüde sararan elbise hemen oksijenli su ile silinirse sararan yerler kaybolur.

 

Kuru bakliyatları bir gece önceden ılık suya koyun ve haşlarken içine biraz karbonat ilave edin

 

Sürahinizin dibi kir tutmuş ise, içine bir avuç tuz ile sirke koyup çalkalayınız

Tertemiz olacaktır.

 

Buzdolabındaki nemi almak için, dolaba içi tuz dolu bir kap konur.

 

Pişirdiğiniz kek kalıbından çıkmıyor ise, kabın altına ıslak bir bez yayarak biraz bekletin

 

Konserve açıldıktan sonra cam kavanozda saklanırsa daha dayanıklı olur.

 

Kristallerin ışıl ışıl parlaması için, yıkadıktan sonra durulama sırasında sirkeli suya batırın. Bu işlem kristalleri parlatacaktır.

 

Sararan teflon tava ve tencerelerin içerisine bir miktar su ve birazda çamaşır suyu koyduktan sonra ateşin üzerinde kaynatın. İndirincede önce sıcak suyla daha sonra soğuk su ile iyice durulayın

 

Parlaklığını yitirmiş bir sürahiye eski görünümünü kazandırmak için yarısına kadar yırtılmış gazete kağıdı doldurun, üçte birine de sıcak suy doldurup sıkı sıkı sallayın

 

Dibi tutan tencereleri bir gece suda bekletin, tencere daha kolay temizlenecektir.

 

Musluklarınızı temizlemek için bez yerine eski bir naylon çorabı tercih edin sonuç daha mükemmel olacaktır.

 

karnı baharın haşlama suyuna bir miktar süt katarsanız kar gibi beyaz olduğunu, hem de kötü kokmadığı fark ederisiniz.

 

Kullandığınız salçaların bozulmamasını istiyorsanız üzerini düzleyerek biraz zeytin yağı ilave ederek uzun süre saklayabilirsiniz.,

 

Yumurta lekesini çıkarmak için önce soğuk suda bekletmeli sonra ılık sabunlu suda yıkamalısınız.

 

Pirinç ve bakliyatların saklanması için cam kavanozları tercih edin.

 

Balık kokusunu çıkarmak için yıkama suyunun içine bolca kahve telvesi atın.Sonra bolca durulayın.

 

Rafadan pişireceğiniz yumurtaların çatlamaması için kabın içine fincan tabağı koyarsanız,çatlamasını önlersiniz.

 

Domatesi kolay soymak için, bıçağın sırtıyla kabuklar, soyulacak yönün tersine sürtülür, veya kaynar suda bir dakika bekletilir.

 

Patlıcanların acısını almak için, soyunca tuzlu suda bekletilir.

 

Buzdolabından çıkardığınız yumurtanın akı ve sarısının birbirine karışmaması için hemen kırın.

 

Sebzeleri tuzlu suda yıkamayı alışkanlık haline getirin. Tuzlu su sebzeleri daha etkili ve çabuk temizler.

 

Sosislerin patlamasını önlemek için; fırın yada ızgaraya koymadan önce soğuk süte batırmanı yeterli olacaktır.

 

Çaydanlığınızın içinde biriken kireç tortusunu temizlemek için, 15 dakika kadar içinde sirke kaynatın

 

Taze ceviz lekesini elden çıkarmak içi, eller önce bir - iki dakika sirkeye batırılmış bir pamukla ovulur, sonra soğuk suyla ovulur ve yıkanır.

 

Çamaşırdaki pas lekesi için lekenin üzerine limon damlatılıp ütülenir.

 

Çikolata sosu hazırlanırken içine biraz kahve konursa tadı çok daha değişik olur.

 

Kuş üzümlerini ayıklamak için, onları bir avuç unla ovuşturunuz ve kalın delikli bir süzgece atınız. Unla beraber çöplerde düşer.

 

Zeytin yağı lekesini çıkarırken bir lokma ekmek içi yuvarlanıp lekenin üzerine gezdirilmelidir.

 

Soğanların üzerine biraz un serpilirse kavururken kararmaz.

 

Yemeğinizin tuzunu fazla kaçırınca tencereye birkaç parça çiğ patates atın, fazla tuzu çekecektir.

 

Soğan soymaya başlamadan önce parmaklarınızı sirkeye batırırsanız, soğan kokusunun elinize sinmediğini göreceksiniz.

 

Yumurtaları kolayca soymak için, kaynar sudan çıkardıktan sonra hemen soğuk suya tutulup biraz bekletilir.

 

Evde ortaya çıkan karıncaları yok etmek için kahve telvesi kullanmanız iyi sonuç verecektir.

 

Parlaklığını kaybeden çelik tencereler ısıtılmış sirke ile ovulup sonra iyice durulanır, ve bir bez parçası ile parlatırsanız tencereniz pırıl pırıl olur.

 

Etleri limon suyu ile pişirirseniz hem çabuk hem de lezzetli olur.

 

Mantar sotelenirken tencerenin kapağı açık olursa, hem mantarların suyunu vermesi hem de kararması önlenir.

 

Süte biraz karbonat atarsanız hem çabuk bozulmaz hem de kolay hazmedilir.

 

Ekmeğin küflenmemesi için ekmek kutusuna biraz tuz koymayı ihmal etmeyin.

 

Pastaların daha gevrek olması için hamurun içerisine bir çay kaşığı tuz atın (tatlı - tuzlu farketmez)

 

Bir kumaşı benzin yada başka bir leke çıkarıcı ile silmeden önce oldukça tuzlu bir su ile silerseniz leke çıkarıcı iz bırakmaz.

 

Eğer örtünüze meyve suyu dökülürse hemen tuz serpin ilk yıkamada çıkacaktır.

 

Ağız kokusu için kahve çekirdeği çiğneyin.

 

Cam tencerede yemek pişirirken kapağın buharlaşmaması için iç yüzeyi limon kabuğu ile silinir.

 

Teflon tavanızda oluşan lekeleri temizlemek için bir bardak suya iki çorba kaşığı karbonat ve yarım su bardağı sirke karıştırın. Bunu tavanızın içine dökün 10 dakika kaynatın.

 

Lavaboyu temizlerken tuzla bastırarak silince hem iyi temizler hem de kokuları giderir.

 

Uzunca bir süre kullanılmayan eski çaydanlıkların kötü kokusunu gidermek için içine bir parça kesme şeker koyun.

 

Pilavınızı tekrar ısıtırken bir kabın içine su koyup bu kabın üzerine pilav tenceresi koyularak ısıtılırsa pilav taneli kalır tazeliğini muhafaza eder.

 

Patates pişirirken suyuna bir kaşık sirke konursa hem rengi sarı kalır hemde daha lezzetli olur.

 

Halının rengini canlandırmak için en son suyuna sirke konur.

 

Çizik zeytin yağ ve limonla servis esilirse daha lezzetli olur.

 

Sütü ocağa koymadan tencere soğuk suyla çalkalanırsa süt kaynarken dibine yapışmaz.

 

Bulaşık suyunuza bir kaşık sirke katmakla bulaşıklarınızın daha kolay ve temiz yıkandığını göreceksiniz.

 

Renkli gömlekler yıkanmadan önce iki saat sirkeli suda bırakılırsa renkleri canlı olur.

 

Yoğurdu sulandırmak için tahta kaşıkla üstten almak gerekir.

 

Elbiselerin fermuarları yıkarken bozuluyorsa makineye atmadan önce kapatılır.

 

Kapılarınız veya çekmeceleriniz bir müddet sonra itsenizde çeksenizde kapanmaları zorlaşır. Kapınızın, çekmecenizin sürten kısmına vazelin sürün.

 

Baş ağrısı için: Kahve çekirdeğine limon suyu sıkın yavaş yavaş yiyin. (Birkaç tane)

 

Mantar kapaklı şişeleri yatık vaziyette saklamalısınız.

 

Sarap şiselerinin mantarını tekrar şişeye geçirmek için: Mantarı kaynar suyun içine atın.

 

İçkilere güzel tat ve görüntü vermek için: Buzu dondururken buz kabının içine kiraz, nane yaprağı, yeşil zeytin vs. koyup dondurun.

 

Buz dondururken: Suyu kaynatın, soğuyunca buz kalıplarına koyup dondurun. Buzlar daha canlı kristal gibi görünür. Kaynamış suda oksijen azalır... Buda buzun mat görünmemesini sağlar.

 

Dişlerinizi doğal temizleyin: Çileği ezin diş fırçanızın üzerine koyun diş etlerinize kompres yapın. Sonra dişlerinizi fırçalayın.

 

Küçük yanıklar için: Temiz bir süngeri hafifçe ıslatın buzdolabınızın derin dondurucu bölümüne koyun. Yanmış yerin üzerine hafif hafif kompres yapın.

 

Ağız kokusu için: Kahve çekirdeği çiğneyin.

 

Arı, sivri sinek sokmalarına karşı: Kesme şekeri hafif ıslatın sokulan kısmın üzerine hafifçe bastırın zehir’i alır ve kaşınmayı şişmeyi önler.

 

Fermuarlar sıkışırsa: Kurşun kalemle fermuar dişlerinin üzerini karalayın.

 

Gözlük camları: Gliserin ile silerseniz buğulanmadığını göreceksiniz.

 

Ayakkabılarınız ayağınızı sıkıyorsa: Bir bardak saf alkolü ayakkabınızın içine dökün. İyice derisine yedirin ve giyin. Derisi ayağınıza göre açılacaktır.

 

Cam sil ile deri ayakkabılarınızı silmeyi hiç denediniz mi?

 

Çiçekleriniz için, haşladığınız yumurtanın suyunu saksıya dökün.

 

Gülleriniz boyunlarını bükerse, ilk önce sıcak suya sonra soğuk suya batırın.

 

Sigara küllerini saksınıza koyarsanız yapraklardaki kurt böcek vs. yok edersiniz.

 

Kapılarınızı vs. cila yaparken: Cila olmamasını istediğiniz yerlere vazelin sürün buralara cila taşarsa bile kuruyunca çok kolay çıkarabilirsiniz.

 

Akü başları oksitlenirse cola sürerseniz oksitlenmeyi önlersiniz

 

Fareleri kaçırmak için nane yağını bir karton parçasının üzerine sürün farelerin geldiği yere koyun.

 

Boya fırçaları sertleşmiş ise kaynamış sirkeli suda bekletin yumuşadığını göreceksiniz.

 

Elinize uhu yapıştırıcı bulaşırsa, asetonla silin

 

Mangal ızgaranızı temizlemek zordur: Ilıkken cam sille temizleyin veya ılıkken nemli gazete kağıdına sarın bir müddet sonra sertleşmiş artıkların yumuşadığını göreceksiniz.

 

Boya kokusunu gidermek için iki büyük baş soğanı soyup ikiye bölün suyun içine atın bunu da kokulu odaya koyun.

 

Cam kırıklarını temizlersiniz fakat kıymıkları göremezsiniz bunu da temizlemek için ıslak pamuk imdadınıza yetişir.

 

Ağzı dar şişe kavanoz temizlemek için biraz deterjan biraz su bir kasık pirinç çalkalayın

 

Balık kokan tavayı limonla bir güzel ovalayın ve yıkayın.

 

Kesik limonu nasıl saklarsınız: Küçük bir tabağa toz şeker serpin, kesik tarafı şekerin üzerine gelecek şekilde koyun iki hafta limon kurumadan saklanır.

 

Ampülün üzerine biraz parfümünüzden sıkınız yakıldığında mis gibi kokar odanız.

 

Patates haşlarken: Haşlama suyunun içine bir kaşık margarin koyun patateslerin vitaminlerini kaybetmemiş olursunuz. Aynı zamanda patatesler daha çabuk.

 

Soyulmuş patateslerin kararmadan saklanabilmesi için: Saklanacak kabın içine su, bir tutam tuz koyun. Buzdolabında saklayın gerektiği zaman suyla yıkayıp kullanın.

 

Pastaların daha gevrek olması için: (tatlı*tuzlu farketmez): Hamurun içine bir çay kaşığı tuz atın.

 

Dereotonu saklamak için: Temiz bir havluya kaplayacak şekilde sarın, bu şekilde naylon torbaya koyup buzdolabına saklamaya bırakabilirsiniz.

 

Tazeliği gitmiş pörsümüş yeşillikleri canlandırmak için: İki kaşık limon suyu karıştırılmış buzlu su dolu kabın içine koyun 1 saat buz dolabında bekletin.

 

Yeşil sebzelere renk veren, klorofil maddesidir. Pişirdiğinizde sebzelerin bu yeşil rengi daha az kaybetmeleri için, önce bol buzlu suda bekleterek, klorofilin sabitleşmesini sağlayın.

 

Soğanları kızartmadan üzerlerine biraz un serperseniz, kavururken kararmazlar.

 

Börek üzerinin kızarması için üzerine yumurta sürülür, evde yumurta kalmamışsa, biraz yoğurdu bir yemekkaşığı yağla karıştırıp sürün, güzel bir renk olduğunu göreceksiniz.

 

Yeşil salata ve marulun yapraklarını yıkadıktan sonra bıçakla keserek doğramak yerine, elinizle koparın. Böylece vitamin kaybını önlemiş olursunuz.

 

Reçel yapacağınız meyvaları iyice yıkayıp kurulamalısınız. Karıştırırken mutlaka tahta kaşık kullanmalısınız. Şekerlenmeyi önlemek için limon tozu yerine, limon suyu kullanın. Kavanozlara koyduğunuzda iyice soğumadan ve üzerindeki hava kabarcıklarını kağıt havlu ile almadan kavonozun ağzını kapatmayın. Reçellerinizi serin ve karanlık yerde saklayın.

 

Çikolata sosu hazırlarken içine koyacağınız bir tutam tuz, çikolata sosunun kokusunu daha da belirgin kılar. Çikolata sosun içine biraz kahve eklediğinizde, tadının çok değişik olduğunu göreceksiniz.

 

Katı haşlanan yumurtaları kolayca soymak için, kaynar sudan çıkardıktan sonra hemen soğuk suya tutun ve bir süre soğuk suda bekletin. Su kabuğun gözeneklerinden girerek soymayı kolaylaştırır.

 

Mantar sote pişirirken, tencerenin kapağını açık bırakırsanız, hem mantarların su koyuvermesini hem de kararmasını önlersiniz.

 

Pişirip sakladığınız yumurtaları, çiğ yumurtalarla aynı yere koyuyorsanız, bunları ayırmanın en kolay yolu çiğ yumurtalar döndürdüğünüzde kolaylıkla dönmezken, pişmiş yumurtalar kendi ekseni etrafında rahatlıkla dönerler.

 

Tavuk eti çabuk bozulan gıdalardandır. Son kullanıcı olan müşteriye ulaşıncaya kadar hijyenik ortamlarda saklanması bir zorunluluktur. Denetim altında kesildikten sonra bakteri üretimine yol açmaması için +40 C’ de saklanmalıdır. Tavuk eti müşteri tarafından satın alındıktan sonra buzdolabında en fazla 1 gün bekletilip tüketilmelidir. Derhal tüketilmeyecek ise,temizledikten sonra tavuk plastik folyoya sarılarak derin dondurucuda bekletilebilir. Bu şekilde dondurulmuş etler *180 C’ de 3 ay kadar saklanabilir.Ayrıca, tavuk eti tahta et tahtası üzerinde kesilmemelidir. Siyah etten farklı olarak mikro organizmalara karşı daha dayanıksız olan tavuk etininmermer veya plastik üzerinde kesilmesi gerekir.

 

Yoğurttan daha fazla yararlanmak için suyunun atılmaması gerekir. Yoğurdun tüm vitamin ve mineralleri bu suda bulunmaktadır. Ayrıca, bu su yemeklere ekşi bir tat kazandırmak istenildiğinde de kullanılabilir.

 

Satın alınıp buzdolabında saklanan yeşil sebzeler bir süre sonra canlılıklarının yitirirler. Tekrar canlı hale getirmek için ise, yıkanıp 10*15 dakike kadar 2 litrelik suya katılmış 1 yemek kaşığı limon suyunda bekletilmesi yeterli olacaktır.

 

Ekmeğiniz durup dururken dolabında küfleniyorsa, ekmek kutusunu 15 günde bir sirkeli suyla silmek yeterlidir.

 

Evinizde mayonez yaparken zeytinyağ yerine susam yağı kullanın. Mayonezinizin daha uzun zaman bozulmadığını göreceksiniz.

 

Yeşil salatalık malzemelerinizi elinizle koparırsanız vitaminlerini öldürmezsiniz.

 

Balık çorbası yaparken:S uyunun daha lezzetli olması için balıkları en az 45*60 dakika kaynatın. Baş ve kuyruk kısımlarının en lezzetli yerleri olduğunu unutmayın.

 

Karnabahar pişirirken eve yayılan kokudan kurtulmak için pişirme suyuna bir parça tuz ve iki kaşık sirke ilave edip, suyun üzerinde köpük oluşumunu bekledikten sonra, içine sebzeleri atmayı deneyin. Evi saran kötü kokudan eser kalmadığını göreceksiniz.

 

Mutfağınıza sinmiş kızartma kokusunu yok etmek için ızgaranın üzerine defne yaprağı, ada çayı yaprağı ve kekik yaprağı koyun.

 

Sosislerin patlamasını önlemek için fırın ya da ızgaraya koymadan önce soğuk süte batırmanız yeterli olacaktır.

 

Meyvelerin arasına serpiştireceğiniz herhangi bir türden yapraklar onları uzun süre taze tutacaktır.

 

Nane, adaçayı ve çekilmiş cevizin pek çok yemekte kullandığınız beşamel sosa çok hoş lezzet kattığını biliyor muydunuz ? Fakat bu aromalı otları, sos pişip ateşin söndürülmesine yakın tencerenin içine ilave etmeye dikkat edin.

 

Bayat ekmeği ince ince dilimleyin üzerine az miktarda süt serpin ve kızgın yağda bir yüzünü kızartın. Ters çevirip üzerine domates ve taze kaşar peyniri koyun. Peynirler erimeye başlayınca üzerlerine kekik ve karabiber serpip sıcak sıcak servis yapın.

 

Sıkılmadan önce bir süre soğuk suda bekletilen portakalların daha fazla verdiklerini biliyor muydunuz?

 

Tavuk etinizin daha yumuşak, daha güzel kokulu ve daha lezzetli olması için pişirmeden önce tavuğu yarım limon ile iyice ovalayın ve sonra tavuğun üzerine ve içine rendelenmiş limon kabuğu koyun.

 

Portakalları sıkmadan önce yarım saat soğuk suda bekletirseniz sıktığınızda daha çok portakal suyu elde edersiniz.

 

Sarımsakların daha çabuk ezilmesi için cam bir kavanozda ve buzdolabında saklamanız yeterli olacaktır.

 

Patlıcan kabuklarını soyduktan sonra içine sirke ve çok az zeytinyağı konmuş suda bir süre haşlayın. Daha sonra istediğiniz küçüklükte dilimleyin ve pilav yaparken içine karıştırın.Göreceksiniz pilavınız çok leziz olacak.

 

Fırınınıza sinmiş kötü yemek kokularını temizleyip yerine güzel kokular bıraksın diye satın aldığımız o pahalı ürünler istediğiniz gibi ferah bir koku bırakmıyorsa, size daha pratik ve ucuz bir önerimiz var. Yemek yapmadan önce fırınınızın ortasına yarısı sirke yarısı su ile doldurulmuş bir tava koyun. Fırınınızı birkaç dakika için ısıtın. Daha sonra soğumaya bırakın. Fırınınız umduğunuzdan da güzel kokacak.

 

Eskilerin yöntemleri her zaman en iyi, en doğrudur. Bisküvilerin ve kurabiyelerin taze kalması için, teneke bir kaba koyun ve yanına bir avuç pirinç bırakın; bayatlama sorunu ortadan kalkacaktır.

 

Elmanın faydaları bitmez. Lahana yemeği yaptıktan sonra evinize sinen ve pencereleri açsanız da çıkarmayı başaramadığınız lahana kokusundan kurtulmak artık çok kolay. Bir elmanın kabuğunu soyup lahanın pişme suyuna ekleyin. Hem koku çabucak yok olacak, hem de lahananın hazmı daha kolay olacak.

 

 

Kaynak : http://www.evdekiler.com

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Elmanın faydaları bitmez. Lahana yemeği yaptıktan sonra evinize sinen ve pencereleri açsanız da çıkarmayı başaramadığınız lahana kokusundan kurtulmak artık çok kolay. Bir elmanın kabuğunu soyup lahanın pişme suyuna ekleyin. Hem koku çabucak yok olacak, hem de lahananın hazmı daha kolay olacak.

 

harika,ama bunları sadece bayanların değil erkeklerinde bilmesi gerekiyor değilmi ;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir erkeğin mutfağa göre konumu

Yazar Çağla Gürbüz

 

Yemek yapmak ve erkekler konseptlerini tek bir başlık altında buluşturduğumuz bu yazıda erkeklerin mutfağa ve yemeklere daha doğrusu yemek yapmaya karşı yaklaşımlarını irdeleyeceğiz. Bu ne kılıbıklık destekleyici feminist bi yazı ne de yemek hatun işi elinin kasıyla hatun işine karışma! yazısı. Bu erkekleri mutfaktaki hal ve hareketlerine göre değerlendirme mutfağa göre uygun koordinatlarda konumlama mümkün mertebe ya hatunu ya da mutfağı kurtarma yazısıdır ey sevgili okuyucu.

 

Mutfağa en uzak salon erkeklerinden başlayalım. Ortaya hiçbir eylem koymadıkları için sadece psikolojileri üzerinden konuşabilmemiz söz konusu olan en baskın gruptur bu. Bir erkek ki eğer sadece yemek yemek için giriyorsa mutfağa ya da su içmek için bilin ki o bir klasiktir. Bu klasik modeller aslında medeniyetlere işkence olsun diye form bulmuşlardır yaşamda, zira karşısındaki hatunu hayatı kolaylaştırmak için kendisine özel yaratıldığı gibi garip bir mantıkla hareket ederler genelde... Otoritedir ve her konuda olduğu üzere yemek yapma ya da yemek içeriğinin neler olması gerektiği konularında da söyleyeceği çok şey vardır. Anlattıklarını dinlesen sanırsın ki sarayda aşçıbaşı olarak çalışıyor. Ama gurmedir minimum bu arkadaşlar bilinçaltısal bi yerde... Aslında küçümsemeyelim bence durumu, padişah diyelim biz ona. Madem bu kadar biliyorsun niye kendi yemeğini kendin yapmıyorsun diye sorsanız alacağınız cevap büyük ihtimalle. “ben gerekirse 10 kişilik ziyafet sofrasını senden bile güzel donatırım, ama işte sen varken bana ne gerek var” olacaktır. Aslında onlar evin yükselen sesidir. Sistemin sağlıklı işleyişi için direktifler vermeyi kurallar koymayı uygun bulur çünkü. O fikir adamıdır. Biz bir takımız ve bu takımın beyni benim demektedir aslında bu fikir adamı. Hani işte bu voltran çocukları var ya. Sen elleri kolları ve bacakları oluştur ben de kafayı oluşturacağım mantığı yerleşik, işte onların büyümüş halidir bunlar... Her memeliyi yemek yapar sanan bu arkadaşları bi süreliğine bi inekle baş başa bırakmak caizdir zannımca.

 

Arada bir mutfağa girenleri vardır bunların... Sırf ne var ki bunda bu kadar şikayet edilecek gösterişi yapmak niyetli... Mesela bunlardan duyabileceğiniz sözler arasında şu vardır bi kere: “Of çok rahatlatıcı bi işmiş bu ev hatunluğu ya!!! Maydanoz yıkamak süper rahatlattı beni!!” Ama maydanozlar rahatlarından oldu kirli tencerede o ayrı tabi... Ha giden galonlarca suyun hesabını tutmuyorum bile dikkatinizi çekerim..

 

Bunların bir üstünde yaratıcı yeteneği olan ama idmansız tipler yer alır. Bu arkadaşlar güzel bir yemek yapmak için mutfağı baştan sona çirkin hale getiren adventurer ekolündendir. Bu ekol maceraperesttir... Yeni adımlar atmayı beceremeyecek olsa da atacak kadar gözü karadır.. Yaratıcıyım ben temel mantığıyla girişir her işe. Örneğin süt ve ketçap bile uyumlu olabilir, denenmelidir! Durdurak tanımaz bu pasaklı arkadaşların artlarında bıraktıkları yegane eserler içler acısı bir yemek ve talan olmuş bir mutfaktır. Hayır tezgaha salça dökülmesini anlarım ve anlayışla karşılarım ama o salçaların ocaktan 2 metre ötedeki mutfak camında yaşamına devam etmesini anlayamam ve “rendelendim ben” diyen bir havuç parçasının, havalandırmada çaydanlıktan gelen buharla buhar banyo yapmasını da anlayasım varsa kendimden şüphe duyarım.. Bu arkadaşlar “küçük bir oluşum için büyük bi talan girişimi” sonrasında masaya ne koyarsa koysun nezih nezih yemek mümkün müdür sorarım sana ey sevgili okuyucu... Aç kalırım daha iyi açıkçası.. Hem bunlar haiz oldukları yeteneksizlik sebebiyle bütçeye de zarardır zaten. Yani “patatesin kabuğu patatesin çapının yarısı kadardır” mantığı başka türlü açıklanamaz sanırım. Kovalayın bu tipleri süpürge ile mutfaktan!

 

Aynı pasaklı grubun bir diğer ayağını ise “beni ıssız adaya bıraksan sergileyeceğim performansı mutfakta da sergilerimciler oluşturmaktadır (survivor ekolü) Bu türde yukarıda bahsettiğim grubun aksine yaratıcılıktan eser yoktur. Zira bu arkadaşlar yemek yemenin yaşamlarını idame ettirmelerini sağlayacak bir aktivite, bir gereksim olduğunu düşünmektedirler. Hal böyle olunca yapmayı bildikleri yemek sayısı ikiyi üçü geçmez tabi. Hani etrafta “ben çok iyi spagetti bolonez yaparım” ya da “sana bir menemen yapayım da gör, menemen konusunda üstüme tanımam” diye gezen arkadaşlar vardır ya hani, işte onlar bu sınıfa girer. Yemek ihtiyacını gidermek için öğrenmiş oldukları bir iki kalem yemeği de (menemen ne derece yemektir tartışılır, ayriyeten nasıl cafcaflı isim verirsen ver o pişirdiğin spagetti bolonez bir makarnadır!) sürekli pişiriyor olmaktan kaynaklanan uzmanlıkları vardır. Olayları bunla sınırlıdır yani... Ha neticede mutfak dağılır mı dağılır.. Çünkü o menemeni yapmak için geliştirdikleri uzmanlaşma bulaşık yıkamada gelişmemiştir.. Ee niye gelişsin ki zaten?? Bulaşık yıkamak doğal bir ihtiyaç değildir!:) Süpürgeyle kovalamayın gerek yok.. Peynir ekmek en kökten çözümdür!

 

ImageVe gelelim yemeklerini yemeyi en sevdiğim gruba. Bunlar var ya bunlar bıdı bıdı etmedikleri sürece en sevilesidir bu saydıklarım içinde.. İnsan bunların yemeğini yiyince oha len olur.. Mutfakta bir karışıklı beklentisi içine girersiniz ama öyle değildir işte. Her şey bir hatun elinden çıkmışçasına düzenlidir mutfakta... Tiril tiril mutfakta, elinde bardak, henüz bastırdığı patlıcan tavaya dökmek üzere sulandırdığı salçayı homojenize etmekte olanından tut, soya soslu biftek yaparken mutfağı dağıtmamanın inceliklerini harfiyen uygulayanına… Ya da değil mutfak evin her köşesini hijyenik tutup üzerine bir de topkapı usulü pirzola dolması yapıp enginar nasıl güzel pişirilir anlatanına kadar pek çok sevilesi üyesi vardır… Ha bu tipler bıdı bıdı ediyorlarsa bilgiçlik düzeyinde maksimum misafirliğe gidilir bu elemanlara söyleyeyim şimdiden. Hiç girilmemelidir bu tipler için “hayatımın erkeki” muhabbetine, bi çöplükte iki horoz ötmez zira. Yemek olayını sen kadar başarılı yapabilecek hatta senden başarılı yaptığı durumlar olan bir erkeğin çenesi durmazsa harbiden durmaz, duramaz be güzelim. “Canım, neden bu salata sosuna kekik koymadın çok şık olurdu? “Spagettiyi andante seviyorum, beceremiyorsan söyle ben yapayım tatlım” derse kalırsın… Ha diyorsan ki ben zaten yemek yapmayı bilmem, onun dediği olur, ona eyvallah zaten de, bu sefer “istersen ben çocuk doğurayım, sen zahmet etme” argümanı kapıya dayanır kısa bir süre sonra bilesin.

 

Ayriyeten bu türün bir üstü vardır -ki kendini yemek olaylarına adamışı oluyor kendisi-, market alışverişi, dolaba yerleştirme gibi olayın tüm fazları onlar tarafından gerçeklenmelidir. İlk tür kadar abartı ve uçtur yani.. Hayır her şeyin aşırısı zarar o açıdan diyorum.

 

Aslında atla deve değil arkadaşlar... Yemek en nihayetinde... Yiyorsun ve doyuyorsun o kadar işte.. Yemek yapmayı iyi bilenler her daim takdir edilmelidir o ayrı. Ama şu anlattıklarımdan da çıkarabileceğiniz gibi bir erkeğin mutfakta olması her daim sakınca arz edebilecek bir olay. Salonda da otursa, mutfak demirbaşı olmuş da olsa... O yüzden naçizane fikrim bir erkek mutfağın etrafında ekliptik bi düzlemde dönmelidir. Gerektiğinde yakın gerektiğinde uzak koordinatları olmalıdır. Sağlıklı bir hatunun ve mutfağın sırrı bu koordinatlarda gizlidir zira…

 

Bu yazıyı annem bir süreliğine yanımızda olmayacak diye kendisine bakım işinde vekaleten görev alacağımı düşünen şirin ağabeyime ithaf ediyorum.. Hayır canım aç kalacaz iki hafta!

:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben de yumurtanın ve makarnanın bilimum çeşidini yapıyorum da nedense benden başka yiyen olmuyor. Oysa ki ben ölmedim, hayattayım hala :P

 

:lol::lol: ıyı hatırlattın ya domuzbagı senın eve gelırsek hazırlıklı geleılm aılelerımızle helalleselım :D :D

 

bayan arkadaslar cantalarınza yolluk olsun ha :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:lol::lol: ıyı hatırlattın ya domuzbagı senın eve gelırsek hazırlıklı geleılm aılelerımızle helalleselım :D :D

 

bayan arkadaslar cantalarınza yolluk olsun ha :D

Gelin gelin. Sonunda doğru düzgün mantı yiyeceğiz demek, hem ben de helva yaparım size :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gelin gelin. Sonunda doğru düzgün mantı yiyeceğiz demek, hem ben de helva yaparım size :D

mantı mı ? bırı mantı mı dedı yav ben onun zehırlısınıde yerım :wub:

 

ama pesıne helvamı yıyecek zamanım olursa helvamıda yerım :D bence helvayı mantıdan once yap kı belkı o zamana kadar yasayamayabılırız :D

 

hem sen hamurunu acabılecen mı :lol::lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 8 ay sonra...

 

Ipsos KMG’nin bir araştırmasına göre Türkiye’deki ev kadınlarının yüzde 96.2’si evini bir yardımcı olmadan kendisi yapıyor.

 

Şairin, ‘Ve kadınlar, bizim kadınlarımız: Korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle anamız,......,

 

yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve

soframızdaki yeri.......... sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde,

 

odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları

ve zilleriyle bizim olan kadınlar...’ dediği

Türk kadını ev temizliğinde de bütün sorumluluğu üstlendiği ortaya çıktı.

( burada ben günaydin diyorum )

 

 

Yüzde 96’sı yardım almıyor

 

 

Türk kadınlarının yüzde 96.2’si ev temizliğini hiçbir yardımcısı olmadan kendisi yapıyor. Ipsos KMG, Türkiye’yi temsil eden 6200 hanede gerçekleştirdiği

 

‘Ev Bakım Ürünleri Kullanım

 

ve Tutum Araştırması’ ile ev kadınlarının temizlik alışkanlıklarını ortaya çıkardı. Ipsos KMG Tüketici Panelleri

 

ve Medya Koordinatörü Kıvanç Bilgeman, araştırmada ortaya çıkan verilerin son derece ilgi çekici olduğunu söylerken, araştırmaya göre,

 

temizlik ürünlerini çoğunlukla kendi seçen ev kadınlarının üçte ikisi en az her gün mutfak ve tuvalet temizliği yapıyor.

 

 

Her renge eşit muamele

 

Türkiye’deki evlerin yüzde 48’inde elde yıkama yapılmazken, makinede çamaşır yıkayanların yüzde 64’ü ise haftada 3-4 yıkama yapıyor.

 

Makinedeki yıkamaları göz önüne alındığında ev kadınlarını koyu ve açık renklileri birbirinden ayırıyor ve eşit sayıda yıkama yapıyor.

 

Yarısı yumuşatıcı kullanıyor

 

 

Türkiye’de ev kadınlarının yüzde 49’u her yıkamada çamaşır yumuşatıcısı kullanırken yüzde 15’i ise hiç kullanmadığını söylüyor.

 

Yumuşatıcı kullanmayan kadınların büyük kısmı fiyatların yüksek olduğunu ve halihazırda kullandığı deterjanın koku verdiğini söylüyor.

 

Türkiye’de ev kadınlarının yüzde 46’sı çamaşır yumuşatıcısı miktarını belirlemek için ürünün kapağını kullanıyor.

 

Makine olsa da elde yıkıyor

Türkiye’deki evlerin yarısında bulaşık makinesi bulunuyor. Ancak bulaşık makinesi bulunan evlerin yüzde 26’sında bulaşıklar genelde elde yıkanıyor.

 

Bulaşık miktarı fazla olduğunda makine kullanılıyor.

En çok çamaşır suyunda market markaları tercih ediliyor

 

Ev kadınlarının önemli kısmı ev temizliğinde pek çok alanda (private lable) market markalı ürün kullandığını belirtiyor.

Market markalı ürün kullanma oranının çamaşır suyunda diğer temizlik ürünlerine kıyasla daha yüksek olduğu görülürken,

krem banyo/mutfak temizleyicilerde de ev kadınlarının büyük kısmı market markalı ürün tercih ediyor.

 

Türkiye’deki ev kadınlarının yüzde 58’i market markalı ürünlerin daha ekonomik olduğunu düşünüyor.

Yüzde 37’si ise markalı ürünlerle arasında kalite farkı olduğunu söylüyor.

Sadece 1/5’i market markalı ürünlerin kullanacakları yüzeye zarar vereceğini düşünüyor.

 

 

 

 

dd4d9c681fb.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bana gelen bir maili buradan paylaşmak istiyorum Sevgili Birce...:)

“ Hanımlar !!!

Unutmayın bir toz tabakası, altındaki ahşabı korur.

Bir ev mobilyaların üzerine ‘seni seviyorum’ yazılabildiğinde gerçek bir ev olur.

 

Yıllardır her haftasonu, ‘aman biri çıkıp geliverirse’ diye en az 8 saatimi her şeyin mükemmel görünmesine harcıyordum. En sonunda anladım ki, hiç kimsenin çıkıp geldiği filan yok; hepsi dışarıda hayatlarını yaşayıp eğleniyorlar!

Şimdi, insanlar ziyarete geldiğinde, kendimi evimin durumunu izah etmek zorunda hissetmiyorum.

İnsanlar, benim daha çok dışarıda hayatımı yaşarken ve eğlenirken ne yaptığımla ilgililer.

Bunu hâlâ keşfedemediyseniz, lütfen tavsiyelerime kulak verin.

 

Hayat kısa, tadını çıkarın!

 

Mecbur hissediyorsanız, temizlik yapın! Ama onun yerine; bir resim yapmak, bir mektup yazmak daha iyi değil mi? Kurabiye ya da bir kek pişirmek, toprağa bir tohum ekmek…

 

İstemek ve gereksinim duymak arasındaki farkı keşfetmek?

 

Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama bilin ki çok zamanınız yok. İçilecek bir kahve, yüzülecek bir nehir, tırmanılacak bir dağ, dinlenecek bir müzik, okunacak bir kitap, dedikodu yapılacak arkadaşlar, sürdürülecek bir hayat var…

 

 

Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama bilin ki, dünya gözlerinizi kamaştıracak güneş var. Dışarıda; saçlarınızın arasında gezecek rüzğarlar, karlar, sizi ısıtacak yağmurlar var ve bu gün bir daha yaşanmayacak.

 

Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama hep aklınızda bulunsun, yaşlılık bir gün gelecek ve bu çok da hoşunuza gitmeyecek. Bir gün bu dünyadan gittiğinizde -ki hepimiz mecbur gideceğiz- geride daha çok toz bırakacağız! “

 

Bu bilgiyi hayatınızdaki kadınlarla paylaşın. Topladıklarınız değil, nasıl bir yaşam yaşadığınıza dair dağıtabildiklerinizdir hayat. “

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

“ Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama bilin ki çok zamanınız yok. İçilecek bir kahve, yüzülecek bir nehir, tırmanılacak bir dağ, dinlenecek bir müzik, okunacak bir kitap, dedikodu yapılacak arkadaşlar, sürdürülecek bir hayat var…

 

Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama bilin ki, dünya gözlerinizi kamaştıracak güneş var. Dışarıda; saçlarınızın arasında gezecek rüzğarlar, karlar, sizi ısıtacak yağmurlar var ve bu gün bir daha yaşanmayacak.

 

Mecbur hissediyorsanız temizlik yapın, ama hep aklınızda bulunsun, yaşlılık bir gün gelecek ve bu çok da hoşunuza gitmeyecek. Bir gün bu dünyadan gittiğinizde -ki hepimiz mecbur gideceğiz- geride daha çok toz bırakacağız! “

 

süper tespitler. ama annelerimiz hep böyle değilmiydi. ev sürekli derli toplu ve her an misafir gelecekmiş gibi temizlik yapılırdı. sen yapmadığın zaman da "yarın öbür gün ele karıştığın zaman sana bişey demezler annesi bişey öğretmemiş derler" derdi hep.bu lafı duymayan yoktur aramızda. evden çıkıp biryerlere giderken bile ev temizlenmeden gidilmezdi. "evden sağ sağlim çıkıyoruz ama bakalım sağ salim dönebilecekmiyiz , cenaze olur , hastalık olur " lafını duymadan bir kere bile evden çıkıldığını hatırlamam. her şeyin bir püf noktasını bilirdi. onlarıda saatli maarif takviminin arka sayfalarını okuyarak ve onları bir torbada biriktirerek öğrenmişti ya o ayrı bir konu tabii :) ama yaşım ilerledikçe sanırım anneme benzemeye başlıyorum...garip garip püf noktaları filan öğretiyorum millete :P

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • Admin

Bende başka bir açıdan bakayım konuya:

ben çok düzenliyimdir ama evimi ayda bir temizlerim ve insanlar geldiğinde evin çok temiz derler.... Açıklama beklerler ama açıkladığımda çok düzenli olduğumdan temiz görünüyor dediğimde hep inanmayan bakışları gördüğümden artık o açıklamayıda getirmiyorum...

 

Yalnız düzenli dediğimide şöyle anlayın; Aldığım herşeyi veya kullandığım herşeyi aldığım yere anında geri götürür aynı şekilde bırakırım çoğu zamanda aldığım şeyin altını ve kendisini temizler bırakırım...

 

:)

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili birce aslında daha kestirme bir yol var. Evdeki erkeği ve çocukları attın mı :) ev hiç dağılmıyor. Yoksa her gün bu işleri söylene söylene yapmaya mahkunsun.

 

Evetttt işte buuuuu.....:lol:

 

süper tespitler. ama annelerimiz hep böyle değilmiydi. ev sürekli derli toplu ve her an misafir gelecekmiş gibi temizlik yapılırdı. sen yapmadığın zaman da "yarın öbür gün ele karıştığın zaman sana bişey demezler annesi bişey öğretmemiş derler" derdi hep.bu lafı duymayan yoktur aramızda. evden çıkıp biryerlere giderken bile ev temizlenmeden gidilmezdi. "evden sağ sağlim çıkıyoruz ama bakalım sağ salim dönebilecekmiyiz , cenaze olur , hastalık olur " lafını duymadan bir kere bile evden çıkıldığını hatırlamam. her şeyin bir püf noktasını bilirdi. onlarıda saatli maarif takviminin arka sayfalarını okuyarak ve onları bir torbada biriktirerek öğrenmişti ya o ayrı bir konu tabii :) ama yaşım ilerledikçe sanırım anneme benzemeye başlıyorum...garip garip püf noktaları filan öğretiyorum millete :P

 

Offff sanki annemin söylediklerini okudum...:D

 

Bende başka bir açıdan bakayım konuya:

ben çok düzenliyimdir ama evimi ayda bir temizlerim ve insanlar geldiğinde evin çok temiz derler.... Açıklama beklerler ama açıkladığımda çok düzenli olduğumdan temiz görünüyor dediğimde hep inanmayan bakışları gördüğümden artık o açıklamayıda getirmiyorum...

 

Yalnız düzenli dediğimide şöyle anlayın; Aldığım herşeyi veya kullandığım herşeyi aldığım yere anında geri götürür aynı şekilde bırakırım çoğu zamanda aldığım şeyin altını ve kendisini temizler bırakırım...

 

:)

Saygılar

 

Buna yüzde yüz katılıyorum işte...Gerçi çocuklu bir evde o söylediğin düzeni her zaman tutturamıyorsun ne yazık ki...Ama düzenli olmak gerçekten de temizliğin yarısıdır..:)

 

Bende daha düzenli olabilmek adına fazla eşyadan uzak dururum..Toz tutacak, tozunun alınması vakit alacak herşeyden kaçınırım..(Biblolar her türlü süs eşyası) Mutfağımdaki kapkacaklar kullanacağım kadardır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

pardon yanlışlıkla girmişim buraya ..

 

bir erkek olarak bu konu benim ilgi alanıma girmiyor ... :)

 

Gerçek mi bu...:huh:

 

Yoksa sen yukarıda bircenin resmini koyduğu erkeklerden misin...:huh:

 

Yok yok bu doğru olamaz...:D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

menschen-5586.gif

 

Hayır ben tatildeyim ..

 

Ohhh keyfe bak...:glare:

 

 

46822497.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.