Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EKONOMİK KRİZ KAPIDA


denizz

Önerilen İletiler

Ülkeler dış satım zorluklarını aşmak ve rekabet güçlerini üstün tutmak amacıyla paralarının değerinin düşmesine göz yumarlar. (Bakınız ABD)

Bunun tek amacı dış satımı artırmak amacıyla yapılan paranın devalüe edilmesi esasına dayanır.

Dış ticaret kavramlarıyla ne denli ilintili olduğu meçhul kişilerin kabaca bilgisiz yaklaşımlarına az biraz değinmek gerekiyor:)

İhracat yapan kuruluşların teşvik,iade veya uygun kredi yahutta ülkeye giren yabancı paraya uygulanan farklı kur uygulamarı

gibi yöntemler ekonomi alanında ihracatı destekleme devalüasyonu olarak nitelendirilir.

Uygu koşullar oluştuğunda eğer devam edecek gibiyse ve milli ekonomiye fayda sağlıyacağına kesin gözüyle bakılıyorsa,

TL nin değeri düşürülür.Aksi halde artar.Bu kural sizin öngörülerinize göre hareket etmez.

 

Paramızın yabancı paralar karşısındaki değer kayıpları yada yükselişleri günlük arz talrep ile belirlenir.Bunun anlamı ülekimizdeki paramızın

değer kazanması yada değer kaybetmesi ile orantılıdır.( şuan YTL çok değerlidir nitekim:) Küresel ekonomik varsayımlarda serbest kur politikası

hernekadar riskli gibi görünsede.Sağlam ve siyasete bağımlı olmayan merkez bankaları bu duruma müdahale edebilir ve kendi ülke paralarını

desteklerler.BUda iç piyasadaki dengeleri sağlamak amacını gütmektedir.

Türkiye bugüne kadar müdahil olunmadığı için spekülatif hareketlenmeler sonucunda TL üzerinde oynayabilmiştir.

Bir arkadaşımız filmin koptuğu yer dediği kavramda bakınız nasıldır.TL nin iç türkiyedeki değeri ile Frasadaki değeri arasındaki dalgalanmalar

bir takım farklı sonuçlar ortaya çıkarabilir.Ekonomideki makas açığı tabir edilen bir farklılık oluşabilir.Bu durum biriken kur eneinde sonunda fay gibi kırılabilir.Ve ani dalganmalar sonucu bir ileri iki geri kurlar olmak istedikleri yere otururlar.

 

Bir arkadaşımızın yaklaşımı üzerine yazıyorum bunu...Dünyada sadece ABD doları,Avrupa EURO su vede Japon yeni gerçek anlamda konvertibldır.

Bunun dışındaki ülkeler kısmen.Biz ise külliyen bu tek taraflı aşkın dışındayız....Bizim paramız istediğin kadar konvertibl de...Satacak malın üretecek

birşeyin olmadıkça hiç bir önemi yoktur.Vede filimi koparmayada hiçbir şekilde yetmez......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ülke ekonomisini ve piyasaları,

.

.

.

dalgalanma iç-dış ve kişisel borçluluğunun zirvesini yaşayan ülkemiz ekonomisini yerle bir edecektir.forum arkadaşlarımıza küçük bir hatırlatma olması temennilerimle. saygılar

 

Sevgili deniz,sıcak parayı bilimsel anlamda uzatıp uzatıp yazıyorsun..Ülkenin ekonomik konumu şu an için iç açıcı değildir.

Ancak bir kaç sene öncesine göre daha iyidir.Siyasal anlamda AKP bugünkü halk desteğini değerlendiremezse hepimize

yazık olur.BU millet bu halk bu kadar acıyı haketmiyor...O acı nemi bazıları bilmezler ama o acı halkın içinde saklı.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 5 ay sonra...

otobandandan önce son çıkışa 500 mt kaldı.abd ve avrupayı etkileyen finansman krizinin etkileri henüz ülkemize ulaşmadı.batıda,da krizin boyutlarının nereye varacağı henüz tam bilinemiyor.şu an ülke içinde tüm piyasalarda olağanüstü bir durgunluk yaşanıyor.çekler,senetler ödenemiyor,taahhütler yerine gelmiyor.küçük esnaf tamamen bitmiş, uzatmaları oynamakta.çiftçimiz zaten büyük oranda havlu attı,babadan kalma tarlaları-alıcı çıkarsa şayet-satma telaşında.cari açık rekor seviyede.ihracat ancak ucuz ithalatla ve çok cüzi bir katma değer yaratarak yapılabiliyor.bazı sektörler ise tamamen tasviye olmuş durunda.netice.bundan sonrası için olacaklar ve yapılması gerekenler.mart ayından sonra(belkide daha önce) finansal krizin dahada derinleşmesi ve etkilerinin türkiyeyi vurması riski çok yüksek. artık küresel likitidenin üzerinde hovardalık yapma devri sona erdi.bu durumun kurları yükseltmesi,sıcak paranın bir kısmının ülke dışına çıkması,borsanın 30000 li seviyelere düşmesi,banka kredilerinin kesilmesi ve açık kredilerin geri çağrılması,enflasyonun yükselmesi ve stagflasyon tehlikesi gibi sonuçları olucak..tüm bunlar kaçınılmaz ve yaşanılacak hadiseler.bir kaç küçük tavsiye.kapatabiliyorsanız banka kredilerinizi kapatın,yeni yatırımlara girmeyin,mümkünse işinizi bir miktar küçültün yada daha verimli çalışmanın yollarını arayın,tasarrufa azami özen gösterin, alım kararlarınızı erteleyin,kesinlikle emlak almayın,yeni kur risklerine girmeyin,ve mutlaka likit kalın.nakdin, üzerinde yazandan daha değerli olacağı bir devreye giriyoruz.nakitinizin kıymetini bilin.bu tedbirleri almanız şiddetle tavsiye olunur.yada siz bilirsiniz, hiç bir şey yapmayın.biz çok iyiyiz hiç bir şey olmaz diyen iktidara güvenin.tercih sizlerin efendim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

otobandandan önce son çıkışa 500 mt kaldı.abd ve avrupayı etkileyen finansman krizinin etkileri henüz ülkemize ulaşmadı.batıda,da krizin boyutlarının nereye varacağı henüz tam bilinemiyor.şu an ülke içinde tüm piyasalarda olağanüstü bir durgunluk yaşanıyor.çekler,senetler ödenemiyor,taahhütler yerine gelmiyor.küçük esnaf tamamen bitmiş, uzatmaları oynamakta.çiftçimiz zaten büyük oranda havlu attı,babadan kalma tarlaları-alıcı çıkarsa şayet-satma telaşında.cari açık rekor seviyede.ihracat ancak ucuz ithalatla ve çok cüzi bir katma değer yaratarak yapılabiliyor.bazı sektörler ise tamamen tasviye olmuş durunda.netice.bundan sonrası için olacaklar ve yapılması gerekenler.mart ayından sonra(belkide daha önce) finansal krizin dahada derinleşmesi ve etkilerinin türkiyeyi vurması riski çok yüksek. artık küresel likitidenin üzerinde hovardalık yapma devri sona erdi.bu durumun kurları yükseltmesi,sıcak paranın bir kısmının ülke dışına çıkması,borsanın 30000 li seviyelere düşmesi,banka kredilerinin kesilmesi ve açık kredilerin geri çağrılması,enflasyonun yükselmesi ve stagflasyon tehlikesi gibi sonuçları olucak..tüm bunlar kaçınılmaz ve yaşanılacak hadiseler.bir kaç küçük tavsiye.kapatabiliyorsanız banka kredilerinizi kapatın,yeni yatırımlara girmeyin,mümkünse işinizi bir miktar küçültün yada daha verimli çalışmanın yollarını arayın,tasarrufa azami özen gösterin, alım kararlarınızı erteleyin,kesinlikle emlak almayın,yeni kur risklerine girmeyin,ve mutlaka likit kalın.nakdin, üzerinde yazandan daha değerli olacağı bir devreye giriyoruz.nakitinizin kıymetini bilin.bu tedbirleri almanız şiddetle tavsiye olunur.yada siz bilirsiniz, hiç bir şey yapmayın.biz çok iyiyiz hiç bir şey olmaz diyen iktidara güvenin.tercih sizlerin efendim.

Önemli degil sayin Denizz önemli degil!Yakinda türban yasagi ve 301 kalkacak ya!Bayram etmemiz gerekirken böyle önemi olmayan karamsar konulara deginiyorsunuz!!Bakin disisleri bakanimiz ne demis;Türban tartismalari disardan Türkiye'nin imajini kötü gösteriyor.Hangi imajimiz kaldiysa.

Bir ülke ekonomisi o ülkenin tüm sorunlarinin üzerinde tutulmasi gereken bir olgu olmasina karsin maalesef bizim ülkemizde önem konusunda en alt siralarda yer almaktadir.Ekonomik kriz suni olarak gecistirilmektedir,ekonomik kriz yeni degil yeni olan ekonomik krizin seklidir.Mortgate krizi henüz asilmadi,Amerika para basiyor devamli,Amerika savasi devam ettirerek silah fabrikalarinin calismasi gerekliliginden bahsediyor.Amerikada meydana gelen ekonomik krizden en cok etkilenen ülkeler siralamsinda Türkiye gibi ülkeler en basta gelmektedir.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

kriz kapıdaydı,evin içine kadar girdi.akp nin ekonomik fiyaskosunu,ekonomik yapıda yarattığı tahribatı yaşayacağımız dönem artık başladı.masallar dünyasından gerçek hayata geçiş yapacağız.küresel likitidenin yüksek faizlerle ülkemize çekilmesi ve kredilerle patlatılan iç talebin yarattığı sanal dünyanın sonuna geldik.esnaf kardeşim önemli bir kısmınız iflas edicek,işçi arkadaş milyonlarcanız işsiz kalıcak,her toplumsal kesimin olumsuz etkileneceği en az 24 ay sürecek bir devredeyiz.istikrarcılar,kur arttmıyorcular,bu adamlar bu işi biliyorcular,ekonomik mucize yaratıldıcılar,kredi kullandım aman bi şey olmasın diyenler en acısıda tüm bunları görüp ülke ekonomisinin çökertildiğini ve teslim alındığını bile bile akp ye oy verenler bu dalga sizide yutacak.hayırlı işler

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Milli bir ekonomisi olmayan ülkelerin akibetleri ya yikimdir yada yüksek faizlerle krediler alip nesiller boyu borc ödemektir ki Türkiye Atatürk'ün ölümüyle baslayan bir borc sarmalinin icindedir.Atatürk'ün ölümüyle onun döneminde baslatilan ekonomik kalkinma programlari gelecege dönül planlarin hemen hepsi rafa kaldirildi ve milli olmayan bir ekonomiye gecildi.Tplu igenyi bile disardan alacak kadar sanayi fakiri olan Türkiye son yillardada yine kalkinma ve küresellesme kiliflari altinda tamamen yabanci sermayeye bagli bir duruma getirildi,yasalarla yabanci yatirimcilarin Türkiyedeki kazanclarini yurt disina transfer etme kolayligi getirilerek , Türkiye icin yapildigi söylenen yabanci yatirimlarin aslinda Türkiyeye hicbir faydasi olmadigi ortaya cikti,Yazar Dilipak'a bakarsaniz Türkiye aldi basini gidiyor ama Laikler TürkiYenin önünü kesmeye calisiyor.Halk böyle aldatilmaktadir.Yabanci yatirimcinin yarin bu ülkeden pilini pirtisini toplayip gitmeasi durumunda Türkiyenin hangi guruma düsecegi Dilipak veya AKP lilerin umurunda degildir.onlar günlük yasadiklari icin bugün bugüne yarinada ALLAH KERIMdir gözüyle bakmaktadirlar.Türkiye'nin topraklari satildi,yeralti zenginlikleri satildi,halkin vergileri ile kurulmus dünya capinda kurumlari satildi,Dogalgazimiz varken dogalaz satin almaktayiz,bir enetji politikamiz yok.Ama basbakan iscilerin is birakma eylemi icin YASA DISI diyebiliyor,ne komik degilmi?O zaman tüm dünyada is birakma eylemi yapmak yasa disi olmuyormu??

Okudugum bir habere göre Israil'le ticari iliskilerimizde Israil'in ihracat listesinde 10.siradaki Cin'in yerini biz almisiz.Yaptigimiz ihracat kendi milli ekonomimizin sonucu degildir,Kendimize ait ihrac ürünümüz yoktur,hepsi yabanci patentlidir.

Ekonomi disa bagimli oldugu icin cok hassas dengeler üzerindedir,Almanyada,Fransa'da,Italya'da veya baska bir yerdeki ekonomik kriz bizi aninda vurabilir,ama ne yazikki bastaki yönetimler halkimizi hep pembe resimlerle aldattilar,bu birazda halkimizin sucudur bence.Ekonominin iyi olmasinin halkimiza bir yarari yoktur,cünkü halkimiza yansimamaktadir,halk hala perisanlari oynamaktadir.Bir ülkenin kalkinmisligi insanlarinin refah seviyesinden anlasilir,insanlarin yüzde 90 i fakir ve gecinmekte zorlaniyorsa o ülkede kalkinmadan ve refahtan bahsedilemez.Kredi kartiyla zenginlik haciz memurunun kapiya dayanmasina kadar devam eder.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ekonominin çöktüğünü ve yansımasının tıpkı tsunami gibi bir süre sonra ve çok şiddetli olacağını anlamak için kahin olmak gerekmiyor...

 

Ak parti ve son 50 yılın kapitalist ekonomi politikasında vatandaşa kanıksatılan nelerdi?

 

1) Devlet kamu malına ve şirketlere sahip olmaz özelleştirme şart...

 

* yani Türkçesi devletin elinden bütün bu kıymetli arazileri ve malları çıkarmanın yolu, kimseyi uyandırmadan ancak böyl yapılır, devletin asli vazifesinin istihdam yaratmak olduğu unutturulur... (yağmalamanın adı özelleştirme...)

 

2) Tarım ve sanayileşmede dünya küreselleşti artık kendi kendine yetebilen ülke kavramı tarihe karıştı...

 

* yani ne, tarımı ve sanayisi bağımsız olan ülkeleri sömürmek zor, öyle ise tarımda ve sanayide dışa bağımlı hale getirilmeli ( fakirleştirmenin adı küreselleşme)

 

3) Borsa ülke ekonomisinin can damarı, eğer borsa çökerse öteki dünyayı görürsünüz

 

* yani ne, borsa demek kumarhane demek, birileri kar payı diyor ama aslı faiz, kodamanlar ve dünya devi holdingler geri kalanı sömürmek için borsayı kullanırlar (kaz yolmanın adı borsa)

 

v.s...

 

Ekonominin çökmemesi mucize, çünkü istihdam yok, yatırım yok, sanayi ve tarım bitti... Satılan (sözde özelleştirilen) ama gerçekte yabancılaştırılan her kamu malı ülkenin gider tablosuna yazıldı ama gelir yok, devlet politikası haline getirilen, özelleştirme gerçekte sömürülmenin diğer adı...

 

En basit tabirle bir evin ekonomisini idare eden gelir olmadan hiç bir şeyi işletemeyeceğini bilir, satılan malın yerine bişey konmuyorsa ve hala borç ödüyorsan kısa zamanda sıfırı tüketeceğin kesindir... borçlandırma ekonomisi ile nereye kadar?

 

bu kötü ekonominin tek nedeni var (kasıtlı ve bilinçli ihanet) çünkü sonuç itibarıyla fakirleşmiş ve ***** insanlara CUMHURİYETİ kötülemek kolay, aç insana kim ekmek götürüyorsa tanrısı odur... bu kötü gidişin tek sorumlusu gösterilir onada Cumhuriyet derler, sadaka yardımı ile dindar adam vatandaşı herşeye ikna eder... :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 6 ay sonra...

değerli dostlar.ülke ekonomisindeki sorunlar herkezi ilgilendirir.ancak .bu forumda yazan arkadaşların ya çoğu işsiz güçsüz,ekonomi ne olursa olsun onları ilgilendirmiyor.yada herkezin tuzu kuru,bana bir şey olmaz diye düşünüyor.dünya 100 yılın ekonomik krizini yaşıyor. başını abd,nin çektiği ,son 6 yıldaki finansal kredi genişlemesinin sanal teminat,gelir ve paralara dayandığı gerçeğinin ortaya çıkmasından beri yer yerinden oynuyor .kalemini ve aklını satmamış ,namuslu ekonomistler bu durumu 3 yıl öncesinde öngörmüştü zaten.bu krizi tahminlerinizin çok üzerinde yüksek bir maliyet ödiyerek yaşayacağız.akp,nin basiretsiz ve günlük ekonomi politikaları sonucu ülkemiz ve toplumumuz borç batağı icerisinde kaldı.sanayicimiz,iş alemimiz,çiftçi ve esnafımız borçlarını çevirmek için tekrar borç almak zorunda.yıllık elli milyar dolar cari açığın dışarıdan finanse edilmesi mecburiyeti var.bu kriz sonrası dünyada para muslukları kısıldığında piyasaların yeni borçlanma yapabilmeleri adeta imkansız olucak.reel sektörde müthiş bir iflas dalgası ülkemizi bekliyor.bu fırtınadan az yada çok etkilenmiyecek tek bir vatandaşımız dahi olamaz.lütfen bu konuya cok daha dikkatli yaklaşın.alabildiğiniz yada alabileceğiniz tedbirlerden kesinlikle taviz vermeyin.saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

MUSTAFA PAMUKOĞLU

Küresel Ekonomi Tetikçilerinin İtirafları

 

John Perkins, "Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabının girişinde şunları söylüyor: "Ekonomik tetikçiler (ET'ler), yerküre üzerindeki ülkeleri trilyonlarca dolar dolandıran yüksek ücretli profesyonellerdir. Dünya Bankası, ABD Uluslararası kalkınma Ajansı (USAID) ve diğer yardım kuruluşlarından büyük şirketlerin kasalarına ve gezegenimizin doğal kaynaklarını kontrol eden birkaç varlıklı ailenin ceplerine para aktarırlar. Kullandıkları araçlar arasında sahte finansal raporlar, hileli seçimler, rüşvet, zorbalık, seks ve cinayet bulunmaktadır. Oynadıkları oyun imparatorluklar kadar eski olmasına rağmen, günümüzdeki küreselleşme sürecinde yeni ve korkutucu bir boyuta ulaşmıştır. Nereden mi biliyorum; ben de bir ET idim."

 

Yazarın tanımı ile küresel ekonomide şirketokrasi egemen. Bugün ABD'de olan dev şirketler krizi bu gerçeği doğruluyor. ABD'de medya büyük uluslararası şirketlerin elindedir. NBC'nin sahibi General Electric, ABC'nin Disney, CBS'inki Viacom olup, CNN ise AOL Time Warner şirketler topluluğunun parçasıdır. Medya çalışanları bu sistemin yürümesi için yerlerini ve hadlerini bilirler. Gelen krizi net olarak ortaya koymayan medya yüzünden ABD'deki son çalkantılar şok etkisi yaratmış durumda. Bu nedenle küresel dünyada medyaya sahiplik sisteminin değişmesinin artık şart olduğu çoğu çevre tarafından belirtiliyor. Son günlerde çokça yaşadığımız Türkiye'deki kötü örnekleri de dikkate aldığımızda bunun bizim için de ne denli önemli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İletişim dünyasına şirketler sahipse zalimce uygulanan ekonomik sistem medya kanalı ile yönlendiriliyor. Sonra büyük iflaslar, ekonomik depremler şok etkisi yaratıyor.

 

Üretmeyen sadece küresel fonların cazip uğrak yeri olan ülke ekonomimizi daha bir yıl önce tüm medya muhteşem olarak sunmamış mıydı? Ülkenin roket hızı ile şaha kalktığını ballandıra ballandıra anlatmıyorlar mıydı? Petrole bağlı bir ekonomi, cari açığı tehlikeli sınırda ve finansmanı sıcak para ile yapılıyor, dış ve iç borçlar gayrisafi milli hasılaya neredeyse eşitlenmiş, kredi kartları ile ülke vatandaşı tüketim çılgınlığına girmiş, çocukların da ellerinde ek kredi kartları olmaya başlamış, kredi kartları ile müthiş bir sanal ve balon kaydi para yaratılmış ekonomiyi savunanlar ve sıcak para ile övünen bir ekonomiyi kırılgan olarak görenlere cahil diyenler yine bizim medyamız değil miydi? Ekonomiyle ilgili haber ve görüşleri izlerken kendimizi başka bir ülkede yaşıyor sanmıyor muyduk? Evet böyleydi; bunları bize sunan büyük grupların medyası idi.

 

Ekonomik tetikçi şu önerilerde bulunuyor: "Daha iyi bir dünya yaratmak için sahip olduğumuz şaşırtıcı fırsatları hemen sıralayabilirim: Herkese yetecek kadar yiyecek ve su; hastalıkları geçirip bugün milyonlarca insanı gereksiz yere etkileyen salgınları önleyecek ilaçlar; yaşamın gereklerini yerkürenin en ücra köşelerine bile götürecek ulaştırma sistemleri; okur-yazarlık oranını arttırıp, dünyadaki her insanın, diğer bir insan ile iletişime girebilmesine olanak verecek internet servislerinin sağlanması; farklılıkların giderilmesini sağlayarak savaşları gereksiz kılacak araçlar herkes için daha ekolojik ve verimli evler geliştirmek için kullanılabilecek, hem uzayın sonsuzluğunu hem de en minik atomaltı enerjiyi araştıran teknolojiler; yukarıdakilerin tümünü başarmak için yeterli kaynaklar ve daha birçok şey."

 

Ve şu soruları kendimize sormamızı istiyor:

 

- Neyi itiraf etmem gerekiyor? Kendimi ve başkalarını nasıl kandırdım? Nerede geciktim? Dengesiz olduğunu bildiğim sistemin içine çekilmeme neden izin verdim?

 

- Kendi çocuklarımın ve tüm çocukların, Kurucu Atalarımızın rüyasını, yaşam, özgürlük ve mutluluğu arama hakkı düşünü gerçekleştirmelerini sağlamak için ne yapacağım?

 

- Gereksiz açlığa son vermek; çocuklarımıza, obur veya dengesizce yaşayan insanlara, medyanın kendilerini nasıl kontrol ettiğini ve bizi mutluluk hayalleri ile avuttuğunu nasıl anlatacağım ve onları ikna edeceğim?

 

Bu kitabı okuyunca şunu düşündüm; bizde de ekonomik tetikçiler var mı, varsa ne zaman itirafta bulunacaklar, acaba şunları itiraf edebilecekler mi?

 

- Arkadaş ben medyayım, hükümetle işim var. Ticaretim için bazı zaman yağ yaparım, bazı zaman yerden yere vururum.

 

- Bizler de arsa spekülasyonu yaptık. İmar artışından yararlandık. Oluşan rantı birileriyle paylaştık.

 

- Ekonomiyi iyi göstermek zorundayız. Bunun için ciddi teşvik primi alıyoruz.

 

- Allah'la kandırdık, para topladık. Bu paraların büyük kısmını yoksul insanlara dağıttık. Ama bir kısmını da hizmet ücreti olarak biz aldık. Bu bizim hakkımız.

 

- Biz farklıyız; sosyal dayanışma içinde eğitim ve ticaret bizim önceliğimiz. Din ikinci planda. Bu iki hedefi gerçekleştirmek için ciddi ekonomik organizasyon kurduk. Havuza giren paralar gönüllü verilen paralar ve herhangi bir vergi kaybına ve yolsuzluğa yol açmıyor. Onun için bizden korkmayın!

 

- Büyük projeler, ihaleler, satın almalarda bize yardımcı olan insanlara elbette gelir dağılımı adaletini sağlamaya katkıda bulunmak için hediyeler verdik. Bundan doğal ne olabilir. Vermeseydik daha fazla zenginleşmemiz sizi rahatsız etmez miydi?

 

- Farkına vardık; tüketen ekonomiden üreten ekonomiye geçmemiz bizi kurtaracak.

 

- Medya sahiplik sisteminin değişmesi şart; medya çok şeyi yönlendirebiliyor. Bu nedenle tarafsızlığı sağlayacak sahiplik en uygunu.

 

Dünyada ekonomik tetikçiler itiraf ettikçe gerçekleri öğreneceğiz. Bekleyelim görelim...

 

pamukm6superonline.com

 

Cumhuriyet 23.09.2008

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

değerli dostlar.ülke ekonomisindeki sorunlar herkezi ilgilendirir.ancak .bu forumda yazan arkadaşların ya çoğu işsiz güçsüz,ekonomi ne olursa olsun onları ilgilendirmiyor.yada herkezin tuzu kuru,bana bir şey olmaz diye düşünüyor.

 

Siz bu iletiyi yazmadan 4 gün önce "İhracat Kasım'da Coştu" başlığı altında ithalat rakamlarımızın ne olduğu konusunda bir soru sordum. 1 tek kişi çıkıp rakam veremedi. Ben bu rakamı özellikle forum başlığını oluşturan ve o arkadaşımızın fikirlerinin türevlerini savunanlardan bekledim. Olmadı.

Düşündükçe sinirleniyor insan;

Cari açık nedir bilmezler

İthalat nedir sormazlar

İhracatı yandaş medya yazar, alıp alıp buralara yapıştırırlar

SGK'da hakları pul pul harcanır, haberleri bile olmaz (SGK'nın ne olduğunu bilenler arasında çekilişle bedava ciklet dağıtacağım hatta)

Dış ticaret açığı futbol terimi değilse nedir, merak bile etmezler

Varsa yoksa Nazlı Ilıcak Mehmet Barlas, tv kanalını bile değiştirmezler

Ondan sonra Metallica konserinde izdiham, İnönü'de 40bin kişi kuyruklarda sabahlasın

 

Benim yalnız ve güzel ülkem, kimileri senin uğrunda can verir şehit olur, kimileri senden haberdar bile değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Bir Türk devi daha battı !

"Türkiye’nin ilk elyaf üreticisi Sönmez Filament’in kapanmasından sonra bir kötü haber de Denizli'den geldi.

 

Kendi dinamikleri ve girişimciliğiyle yeterli devlet desteğini almayarak büyüyen kentlerden biri olduğu için ‘Anadolu Kaplanı’ ünvanını kazanan Denizli'de, 2 milyar dolara yaklaşan ihracat rakamıyla lokomotif sektör olan tekstil, krizden ağır yara aldı.

 

2001 krizinden sonra bankaların verdikleri kredileri zamanı gelmeden istemeleri yüzünden sıkıntıya girmeye başlayan tekstil sektörü, düşük kur, yüksek enerji maliyeti, vergi ve SSK primi oranlarının yüksekliği kıskacının yanı sıra 5084 Sayılı Teşvik Yasası'nın getirdiği haksız rekabet ve global kriz de eklenince ayakta duramaz hale geldi. Denizli'de son bir yılda işçi çıkararak küçülmeye giden bir çok firma yavaş yavaş üretimi durdurarak kapıya kilit vurmaya başladı.

 

Sektörde bir yılda 8 bin çalışan işsiz kaldı. 83 tekstil fabrikasının bulunduğu Organize Sanayi Bölgesi'nin ilk tekstil fabrikası olma özelliğini taşıyan ve 450 işçi çalıştıran, yılda 10 milyon doların üzerinde ihracat yapan Denteks Tekstil Fabrikası ile 1972 yılında kurulan 58 bin metrekare alanda faaliyet gösteren, 700 kişinin çalıştığı, yıllık ihracatı 25 milyon dolar olan Dempa Denizli Mensucat Sanayi ve Ticaret A.Ş., üretimi durdurarak kapıya kilit vurdu. Son altı ayda Atakan Tekstil, Atak Tekstil, İrem Tekstil, Bordo Tekstil ve Turkmar firmaları da üretimi durdurdu. Merkeze bağlı Göveçlik Beldesi'nde faaliyet gösteren ve Denizli'nin ilk iplik fabrikası olan Göveçlik İplik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise 850 kişinin işine son verip fabrikayı kapattı. Bazı fabrikaların ya çok sayıda işçi çıkardığı, ya işçilere ücretsiz izin verdiği ya da 4- 5 ay boyunca işçi ücreti ödeyemediği öğrenildi. Kapısına kilit vurulan fabrikaların Denizli tekstil ihracatındaki payının 100 milyon doların üzerinde olduğu belirtildi.

 

Tanınmış işadamlarından Atay Tekstil’in sahibi, Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Ağcabay’ın dolar kurunun aniden yükselmesiyle aldığı makinelerin borçları ikiye katlanınca evinde falçatayla boğazını keserek intihar etmesi ise yaşanan trajik tablonun son halkası oldu." (*)

 

Hamdolsun'muş.

2008 sonu itibariyle başgösteren ve 2009 yılında devam edeceği aşikar global krizin bizdeki önlemi bu biliyorsunuz. Diğer taraftan hükümetin 2009 bütçesinde vergi gelirlerinin %15 artacağı öngörülüyor. Global resesyondan bizim payımıza düşecek şey bu işte.

Krizde firmalar kapanıyor, işsizlik artıyor, ekonomik durgunluk sektörden sektöre sıçrıyor ancak vergi gelirlerinde artış olacakmış. Eli ömrünün bir döneminde kalem tutmuş, matematik bilen (ekonomi bilmesine gerek yok) herkes bunun ne denli ehliyetsiz kişilerin elinden çıktığını tahmin edebilir.

Bu ehliyetsizlik hükümetin her biriminde üstelik. Apronda deve kesilen memleket ile yıllık enflasyon tahminini %100 sapma ile sonuçlandıran merkez bankasının olduğu memleket aynı. Cerrahi uzmanı yerine yandaşlar arasından atanan veterinerin memleketi de aynı. Çocuklarının sefaletini dünyaya aktaran zihniyete "kusur bulan" bakanın istifa etmediği ve etmeyeceği memleket neresi sizce? Vatandaşı, gazeteciyi, sanatçıyı kovalayan liderlerin memleketi de aynı ülke değil mi? 76'lık dedelerin 14'lük sabilere tacizde bulunup, yandaşları tarafından korunduğu, din-iman-kitap makyajıyla hala ve hala yüceltildiği memleket de burası.

Vergi gelirlerinin artacağı söyleniyor, krizin fırsata dönüşeceği söyleniyor, manşetlerde ise sırayla batan şirketler listesi!

Hamdolsun!

Allah gemiciğimize zeval vermesin!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

durgunluk nedeniyle ekonomik faaliyetlerin yavaşladığı bir ortamda vergi gelirlerinin artacağını öngörebilmek mümkün değil.2009 geniş bir işsizlik dalgasının ayrıca uzun süreli bir resasyonun başlangıç evresi olucak.etkileri belkide 2010 yılı sonlarına kadar devam edicek olan krizin çeşitli derecelerde olumsuz etkilemiyeceği hiç bir türk vatandaşı olmıyacak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hamdolsun ekonomik kriz bizi nasıl da teğet geçmiş -_- En çarpıcı örnekler şöyle :

 

Çağdaş Kars Haber Gazetesi sekiz sütuna manşet atmış:

'Üç yılda dört bin esnaf kepenk kapattı'

Kars Esnaf Odaları Birliği ile Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kooperatifi Başkanı Zekeriya Bayraktar çarpıcı bilgiler vermiş:

"1999 yılından bugüne kadar dört bin esnaf kepenk kapattı. Şu anda Kars'ta 19 bin kayıtlı esnaf var. Ekonomik kriz olmasaydı, şu anda esnaf sayısı en az 25 bin olurdu. Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi'ne kredi almak için iki bin kişi kayıt yaptırdı. Ancak şu ana kadar bunlardan biri bile kredi kullanmadı. Esnafımız öyle bir durumda ki artık kooperatifin önünden geçmeye bile korkuyor. Daha önce kredi için kayıt yaptırıp da şu anda kredi talebinde bulunan bir esnaf bile bulamazsınız. Çünkü korkuyorlar."

Kars böyle de, yöresi farklı mı! Yakın zamana kadar Kars'ın ilçesi olan Ardahan'da yayımlanan Süzgeç Gazetesi'nin manşeti de 'Çile mevsimi geldi':

"Doğada her şeyin yenilendiği mevsim olan ilkbahar bölgemizde çilelerin yenilendiği mevsim olarak yaşanıyor ne yazık ki! Gübre ve motorin fiyatları el yakan seviyelere ulaşmış, yoksul çiftçi dekarını 8-10 milyon liraya tarla ektirmekte zorluk çekiyor. Çiftçiye doğrudan destek ödemesi ülke genelinde neredeyse tamamen bitmiş olmasına rağmen, çok az sayıda köyde arazi ölçümü yapılmış olduğu için hâlâ büyük çoğunluğun geçen yılki destekten yararlanması imkânı yok."

................................................................................

.................................................................................

.....................

 

Başkent’in en önemli mekanlarından biri olan Atakule’de esnaf kepenk kapattı. Esnaf adına açıklama yapan Mesut Ataseven, küresel ekonomik kriz karşısında diğer alışveriş merkezlerinin kira ve ortak giderlerde geçmiş ayları da kapsamak üzere indirime gittiğini anlattı. Ataseven, Atakule yönetiminin ise kiralara yüzde 19’a varan oranlarda zam yaptığını kaydetti.

 

Hurriyet

................................................................................

.................................................................................

.....................

 

Sanayide kriz tescillendi

11 Kasım 2008 -

 

Ağustos ayında yüzde 4’lük daralmanın ardından yüzde 5.5’lik düşüş, gerek özel sektör yatırımları gerek hane halkı harcamalarının ciddi şekilde azaldığını gösterdi. Uzmanlara göre Türkiye 2001 sonrası ilk eksi büyümeyi dördüncü çeyrekte görebilir.

 

Sanayi üretimi, bu yılın eylül ayında, bir önceki yılın aynı ayına oranla yüzde 55 azaldı.

 

Sanayi üretimi, 2007 yılının eylül ayında yüzde 2.5 artmıştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2008 Eylül ayı Sanayi Üretim Endeksi sonuçlarını açıkladı. 9 aylık ortalamaya bakıldığında toplam sanayi üretimi yüzde 2.5, madencilik yüzde 7.1, imalat sanayii yüzde 1.9; elektrik, gaz ve su yüzde 6.2 artış gösterdi. Geçen yılın aynı döneminde ise toplam sanayi üretimi yüzde 5.5, madencilik yüzde 11.4, imalat sanayii yüzde 4.7; elektrik, gaz ve su sektörü yüzde 9.7 yükselmişti.

 

Eylülde toplam üretim yüzde 5.5 geriledi, imalat sanayiindeki azalma ise yüzde 6.4

 

Eylülde toplam sanayi üretimi yüzde 5.5 geriledi, imalat sanayiindeki azalma ise yüzde 6.4 oldu. Analistlere göre ağustosta yüzde 4’lük daralmanın ardından yüzde 5.5’lik düşüş büyümenin ciddi oranda azaldığına işaret ediyor. Uzmanlara göre rakamlar özel sektör yatırımları ve hane halkı harcamalarının ciddi şekilde azaldığını gösterirken 2008 için büyüme beklentiden düşük olacak. 3. çeyrekte eksi büyüme çıkma olasılığı artmış durumda. Türkiye 2001 krizinden sonra ilk kez eksi rakamları görebilecek.

 

Cumhuriyet

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Krizin ilk 10 ayında kapanan şirket sayısı yüzde 50 arttı

 

Küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisinin giderek arttığı yılın ilk on ayında kapanan şirket ve işyeri sayısı 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 50 oranında artarak 41 bin 95’e ulaştı.

Aynı dönemde kurulan şirket ve işyeri sayısı 83 bin 946 ile geçen yılın yüzde 4.6 altında kaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kurulan kapanan şirket ve kooperatifler ile ticaret unvanlı işyerlerine ilişkin Ekim ayı istatistiklerini açıkladı. TÜİK’in yaptığı yazılı açıklamaya göre, Ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre kurulan şirket ve işyeri sayısı yüzde 19 azaldı ve 6 bin 20’ye geriledi. Açıklamaya göre, aynı dönemde kapanan şirket ve işyeri sayısı yüzde 40.3 oranında artarak 2 bin 498’e yükseldi.

 

Eveeeeet, halimiz budur.

Hala başbakan çıkıp "teğet geçti", "dersimizi çalıştık" , "hamdolsun" vs hikayeleri anlatsın dursun. Görünen köy klavuz istemiyor.

 

Bana ilginç gelen bu rakamları bilip, ısrarla başbakana yağcılık yapanlar var memlekette. Adamın gözü görmez, kulağı sağır duymuyor etmiyor ama yağ yakmaya gelince en önde. Kimden mi bahsediyorum?

 

"Başbakan 'Hamdolsun' demiş. Niye hamdolsun demesin ki? Biz hamd eden insanlarız. Ne var yani...'' diyen kişiden. Unakıtan'dan.

 

****

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"İş dünyası birkaç ay öncesine kadar "2001 krizinden tecrübeliyiz. Bu sefer ilk tasarrufu eleman çıkararak yapmayacağız" derken küresel krizin artan şiddetine daha fazla dayanamadı. Özellikle bankacılık, perakende ve otomotivde binlerce kişi işsiz kaldı.

 

Türkiye'de büyük firmaların beyin avcısı olarak tanınan şirketlerden Data Expert Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Altunkaya, Referans'a yaptığı açıklamada, bankacılık sektöründe yaklaşık 8 bin kişinin, perakendede ise 3 bin kişinin işine son verildiğini açıkladı.

 

2001 krizinde birçok beyaz yakalının işsiz kalacağını öngörerek "Anadolu İş Ortaklığı" projesini hayata geçiren Data Expert Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Altunkaya, yaklaşık bir aydır tüm sektörlerde işten çıkarmalar yaşandığını, çıkarmaların en yoğun olduğu sektörlerin başında ise perakende, bankacılık ve otomotiv yan sanayiinin geldiğini kaydetti. " (*)

 

Hamdolsun! dediler.

 

Biz ham eden insanlarız, ne olmuş ki? diye bir de desteklediler.

 

Dersimizi iyi çalıştık, bize birşey olmaz dediler.

 

Elektriğe, doğalgaza, akaryakıta, ekmeğe, pirince, ampule, pinpon topuna, incikten boncuğa herşeye enflasyon oranını 5'e, 10'a katlayıp zam yaptılar.

Bize birşeyler oluyor, size birşey oluyor mu bilemiyorum.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tam iletiyi bitirmişken, gözüm alttaki habere takıldı.

 

"Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bankacılık sektörünün de kreditörlerinin kredileri geri çağırmasıyla karşı karşıya olduğunu, mevduat sahiplerinin de mevduatlarını geri çağırabileceğini belirterek, "Bankaların kredi geri çağırmaması ve faiz artırmaması esas itibariyle zor" dedi." (*)

 

IMF'nin ümüğümüzü sıkacağı masabaşı esprilerine meze olurken, ülkemiz uzak diyarlarda gülünç duruma düşürülürken, içerdeki sesleri de duyuyorsunuz işte.

 

Siz de işi Allah'a havale etmeyi yeterli görüyor musunuz?

Bu mudur?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yaşım 26 oldu 11 senedir iş hayatındayım ekonomik krizin olmadığı bir dönem görmedim abicim...her sene daha kötüye gidiyor işler...işler açılıyor enflasyon canavarını çıkarıyorlar işler duruyor kriz başlıyor bunun ortası yokmu yaw :D televizyonda gazetede kriz var kriz var diye şişirdiler şişirdiler millet kabuguna çekildi kimsenin alışveriş ettiği yok kedi pokunu kahve yapıp ve ona birton para verip içenleri ayrı tutuyorum :D bence bu kadar yaygara yapılmasa işlerde haddinden fazla durmaz adam gelmiş bugün dükkana laminat parke bakıyor baktı baktı sonunda hele şu kriz bi geçsinde yaptırırız dedi :D bende içimden yüzüne karşı mezara laminant döşemiyoruz dedim :) çünkü bu kriz bitmez bu ülkede, devamlı var 30 sene öncede vardır şimdide var...hee bide bugün dükkanda otururken bi baktım hızla iftaiyeler ambulanslar falan dükkanın az ilersinde durdular merak ettim dışarı bi çıktım sinema seyircileri yerlerini almış bile büyük bi kalabalık yukarı doğru bakıyordu...adamın teki çıkmış vergi dairesinin çatısına kendimi intihar edicem diye bağırıyor :D borçları varmış abimizin kriz onuda vurmuş...o kadar bekletti bizi ama atlamadı yaşamak herşeyden güzelmiş demekki herşeye değermiş...eee akşama kadar boş duran biz cadde esnafınada kepenkleri kapatana kadar bugün yaşadığımız intihar şovunun macerasını anlatmak kaldı...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Örnekleri minimalize etmek mümkündür. Ancak ekonomik durumu ve dönemsel krizleri minimalize etmek, görmezden gelmek, faturayı mağdurlara çıkarmak mümkün değildir.

Yakın geçmişteki 2001 krizi için düşünürsek yazdıklarınız arasından doğru tespitleri cımbızlamak mümkün. Ancak dünya devlerinin, yıkılmaz sanılan ekonomilerin sarsıntısını laminat parkeye indirgemek mümkün değil.

Vatandaşın karnı hiç doymadı doğrudur, refaha çıkmamıştır doğrudur, vergi dairesinin çatısından atlamak isteyenlerse bitmeyecektir. Ancak olayları ve insanları birlikte değerlendirmek gerekir.

 

Borsa çıkarken nalıncı keseri gibi kendine yontan, düşerken TSK'ya-Ergenekon'a havale eden hükümeti es geçip mağdur ve mağrur vatandaşı vitrine koymak;

Dersimizi iyi çalıştık derken çalışılan dersin, 2001 krizindeki Kemal Derviş icraatlarından mütevellit olduğunu gizlemek, mümkün değildir.

 

Çalışılan dersten kasıt, bankacılık alanında yapılan düzenlemelerdir. Ekonomik hiçbir önlem alınmamıştır. Tüm dünya ekonomilerinin üst üste okunan verilerle küçülerek resesyon açıklamaları yaptığı dönemde, 2009 bütçesindeki vergi gelirlerinde %15 artış öngörebilmek mümkün değildir. Ekonomik önlem filan hikayedir, zamlar gerçektir, IMF'ye burada hava basıp orada elini sıkmak, memleketi elaleme güldürmek gerçektir.

 

Son tahlilde mümkün olan/olmayanlar arasındaki gezintimize şu cümle ile son verelim:

Şahsınızın mesajındaki özü anlamak da mümkün değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şahsımın mesajındaki özü anlama taylan abi, olayı laminat parkeye indirmedim sadece örnek verdim sonuçta bütün sektörler birbirine bağlıdır...kriz yazısını görünce yazmak istedim bişiler sen beni o kadar ciddiye alma :D

 

Ricanıza saygı duyarım ;)

 

Karşı fikri olan arkadaşlarımız buyursunlar yazsınlar.

Muhafazakar hiçbir arkadaşımızın iletisi okuyamadım bu başlıkta.

Umarım/Dilerim ki, iki kelam ederler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ülkeyi yönetenlerin görevlerinden birisi;halki galeyana getirmemek,kaos ortami cikmasini önlemek ve sagduyu cagrisi yapmaktir.Basbakan'in *HAMDOLSUN*unu bu anlamda alsak bile,bu onun küresel ekonomik kriz karsisinda takindigi umursamaz,secim yatirimli tavirlarini masum göstermez.Onca uzman kriz geliyor dedikce basbakan onlari azarrlar gibi cevaplarla olayin ciddi boyutunu gizlemekle kalmamis ayni zamanda benden baska kimse iyisini bilemez gibi bir yanlisin icine düsmüstür.Diyebilirim ki dünya üzerinde Türkiye disinda bu krize aman sende diyen baska bir ülke olmamistir.

Onbinlerce insanin issiz kalmasi,onca is yerinin ve fabrikanin kapanmasi bile basbakani tatmin etmemis olacak ki hala KRIZ var diyemiyor.

 

 

saygilarla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Son haftanın gazetelerindeki ekonomi bölümlerini şöyle bir karıştırdım, neler çıktı dersiniz?

 

  • Borsada devam eden satışlar endeksi 2004 yılına geri döndürdü. Gün içinde 22 bin 500'e kadar gerileyen endeks, bu seviyelerde de tutunmayı başaramadı. Özellikle son dakikalarda yoğunlaşan satış baskısı ile borsa günü yüzde 6.66 düşüşle 21 bin 929 puandan noktaladı. (19.11.2008)
  • Yılın ilk on ayında kredi kartı ve banka kartlarıyla yapılan harcama tutarı 153 milyar YTL'ye ulaştı.
    Bankalararası Kart Merkezi (BKM) kredi kartlarıyla ilk dokuz ayda yapılan harcamaların ayrıntısı ile Ekim ayındaki toplam harcama tutarını açıkladı. Buna göre ilk dokuz aylık döneminde kredi kartıyla toplam 137 milyar YTL, Ekim ayında da 16 Milyar YTL harcama yapıldı. Böylece on aylık kredi kartı harcaması 153 milyar YTL’ye ulaştı. 2008 yılının ilk dokuz aylık döneminde, yerli kredi kartları ile yurt içi ve yurt dışında yapılan işlemlerin cirosu bir önceki yıla oranla yüzde 35 artış gösterdi. Banka kartlarının yurt içi kullanımı cirolarında ise yine bir önceki yıla oranla yüzde 20 oranında bir artış elde edilerek, 115 milyar 922 milyon YTL’ye ulaşıldı. (yani bu ne demek? "Elde avuçta kalmadı, parasız pulsuz yaşıyoruz" demek, "olanı bitirdik ve olmayan paraya muhtacız" demek değil mi sevgili okur?)

  • Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) alınacak 3 bin maden işçisi için yapılan beden gücü sınavını kazanan 20 bin 814 kişinin, talih oyunlarındaki ikramiye dağıtımında kullanılan şans topları ile yapılan kura çekilişi başladı. 3 bin kişinin alınacağı sınava aslında kaç kişi başvurmuştu biliyor musunuz? 35.272 kişi, bunlardan da 1033'ü üniversite mezunu. Maaş mı? 1.175 YTL 4 kişilik aileyi yedirir,içirir,giydirir,gezdirir,barındırır,yatırım yaptırır, herşeylerini halleder. İnanmadınız mı? Ben de 35bin kişinin elenmesi için denenen yöntemlere inanamıyorum. Rezalet.
  • Elektrik tüketimine göre sanayi durdu!
    Kasımın ilk yarısında elektrik tüketimi geçen yıla göre yüzde 6.5 geriledi. Elektrik tüketimindeki azalma, düşüş trendine giren sanayi üretiminin kasım ayında daha da yüksek oranda gerileyebileceği anlamına geliyor.
    Ne biçim bir haber bu sevgili okur, böyle haberleri AKEPE sever mi? Bu elektriği evinize bile sokmayın derse şimdi başbakan? Bu elektrikle basılmış gazeteyi, çalışan bilgisayarı de almayın derse? Ne yaparız? Di mi?
  • İşten çıkarılan, işyeri kapanan sayısında rekor artış yaşanıyor
    Resmi işsizlerin sayısı 207 bin artıp 2 milyon 439 bine çıktı. İşsizlik oranı ise yeniden çift haneye yaklaştı. İşgücü dışında görünen 10 milyon 58 bin kişinin yüzde 6.2’si ise işten çıkarılmış ya da işyeri kapanmış görünüyor. İş aramayanlar ve eksik istihdam dahil edildiğinde ise Türkiye’de işsizlerin toplamı 4 milyon 956 bini, oranı % 18.6’yı buluyor.
    En az 3 çocuk diyoruz size, üüüüüüüüüüüüüüç! Hiç dinlemiyorsunuz ki siz bizi! Habire tutturmuşsunuz bir işten çıkma olayını, çıkıp çıkıp duruyorsunuz. Ne biçim vatandaşsınız siz be?
  • 500 binin üzerinde kişinin işsiz kaldığı tekstil ve konfeksiyon sektörüyle bankalar arasındaki kriz büyüyor. Yaklaşan Noel nedeniyle işleri yoğunlaşan firmalar, bankalardan yeni kredi alamazken yurtdışından gelen paralarının da kredi borçlarına karşılık bloke edilmesi yüzünden sıkıntı yaşıyor
    İHKİB ve TGSD, önceki gün işsiz sayısının 1 milyona çıkabileceğine dikkat çekerek, “Bankaların mevcut kaynaklarını kullandırılmasını sınırlayan düzenlemelere esneklik getirilsin. Bankaların Merkez Bankası’nda tuttuğu zorunlu karşılıklar esnetilerek, reel sektörün kullanımına sunulsun. Kredi geri ödemelerinde de esnek modeller yaratılsın” gibi önerilerde bulundu. Hamdolsun. Dersimize çalışmışız biz. Gördünüz işte ümük olayını.

Pekii ben de çok insafsızım herhalde. Hükümet bu arada hiç mi birşey yapmıyor ki?

Yapıyordur değil mi? Mutlaka yapması gerekir. Bakalım hükümet neler yapıyormuş, kim neler diyormuş.

 

  • Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, kamuoyunda 2-B’ler olarak bilinen orman vasfını yitirmiş arazilere yönelik çalışmaların, aşağı yukarı bittiğini belirterek, “Meclis’e yakında geleceğini ümit ediyorum” dedi. Ne oldi sevgili okur? Gözlerin mi doldi? Ne bekliyordun ki?
  • Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünyayı etkisi altına alan küresel krizle ilgili olarak, “Bu olay finans sektörünü alâkadar ettiği kadar, reel sektörü ve KOBİ’leri ilgilendiren bir konu. Kimse herşeyi hükümetten beklemesin. Hükümet kalkıp da herkesin boşalan kasasını dolduracak, böyle bişey söz konusu değil” dedi. Şimdi ne oldi peki? Aldın mı cevabıni sevgili okur? Onlar "Hamd eden" insanlar. Ya sen? Sen nesin? Ha bire isyan edensin. Yokmuş öyle devlet gelsin kasayı doldursunmuş falan. Anlamazsın sen bu işlerden. Git çocuğunu yap, kömürünü makarnanı ayarla, sana ne böyle şeylerden. Hayret birşey yaa.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

  • İZMİR'in Aliağa İlçesi'ndeki Petkim Petrokimya A.Ş.'nin Genel Müdürü Kenan Yavuz, dış talebin tamamen durması sonucu 3 ünitede üretime ara vermek zorunda kaldıklarını bildirdi. (*)

 

  • Vestel Elektronik, Whirlpool ile beyaz eşya alanında bir yıldan uzun zamandan bu yana yürüttüğü ortaklık görüşmelerine, küresel kriz nedeniyle ara verdi.Vestel Elektronik'in yılın ilk dokuz ayında konsolide net zararı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 344 artışla 132.1 milyon YTL oldu. (*)

 

  • Piyasalardaki olumsuz gelişmeler Mercedes Benz'in Türkiye'deki faaliyetlerini de etkiledi. Mercedes Benz'in Aksaray'da bulunan kamyon fabrikasında üretime beş hafta ara verildi. (*)

 

  • Goodyear'dan İMKB'ye gönderilen yazıda, global ekonomik koşulların sonucu olarak ortaya çıkan talep daralmasının devam ettiği belirtildi.
    Yazıda, yönetim kurulunun azalan talepler doğrultusunda artan stokları dengelemek üzere, normal şartlarda Kurban Bayramı tatili sebebiyle 7 Aralık 2008 tarihinde durdurularak 12 Aralık 2008 Cuma günü yeniden başlanacak olan üretimin, her iki fabrikada başlangıç tarihinin geciktirilerek 5 gün tamamen durdurulmasına ve üretimin 17 Aralık 2008 Çarşamba günü itibarıyla her iki fabrikada yeniden başlamasına karar verildiği bildirildi. (*)

 

  • Çimsa'dan Borsaya yapılan açıklamada, klinker stoklarını azaltmak amacıyla, şirketin Eskişehir Çimento fabrikasındaki mevcut iki üretim hattından ikinci üretim hattındaki üretim faaliyetlerinin 2 Ocak 2009 tarihine kadar geçici olarak durdurulduğu bildirildi. (*)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Geçtiğimiz hafta İtalya Başbakanı Berlusconi ile bir görüşmemiz oldu.

 

Siyasi ekonomik ve askeri alanda neler yapabiliriz bunu görüştük. italya ile ticaret hacmimiz 17 milyar dolara çıkardık. Sayın Berlusconi ile bu rakamı artırma konusunda mutabık kaldık. Enerji güvenlği konusu burada önemli bir yer tutuyor.

 

ABD'de de çok faydalı çalışmalar yaptık. Bizi orada yanlış anlatma yolunu seçenleri düzeltme olanı bulduk. BM temsilcileriyle üst düzey görüşmelerimiz oldu.

 

Daha sonra G-20 zirvesine katıldık. Tüm liderlerle bire bir görüşmlerimiz oldu. Liderlerle ilşkilerimizin nerede olduğunu ve devam eden krizi ele aldık. Her türlü tedbiri alma konusunda kararlılığımızı vurguladık. Gerekli mekanizmanın kurulması konusunda görüştük.

 

5 ilke çerçevesinde görüş birliği oluştu. Acil eylem planı detaylı olarak yayınlandı. Ülkeler uygulamalarını gözden geçirecek ve 30 Nisan 2009'da tekrar bir araya geleceğiz. Telaş ve acelecilikle değil sağduyu ile meselleri ele alıyoruz. Türkiye bu süreci en az zararla atlatacaktır. Bunun altını çiziyorum.

 

Kimse hükümeti köşeye sıkıştırmaya kalmasın. Şu ülkede bu var bizde niye yok demeye kalkmayın. Biz paketleri tüm taraflarla görüşüp açıklayacağız ama krizi fırsata çevirmek isteyen kimseye prim vermeyeceğiz.

 

Puslu havaları sevenlere fırsat verme niyetinde değiliz. Bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. Yalnışlar içinde dolaşanlara dürüst insanların hakkını yedirmeyiz.

 

Bu kriz AK Parti'nin çıkardığı bir kriz değildir. Krizin kaynağı ABD ve Avrupa'dır. Bizi de etkisine almıştır. Ancak bu krizi en az zararla atlatacağız. Öngörüler genel olarak bu yöndedir.Dayanışma ile krizin etkileri hızla atlatılacaktır.

 

Bizi polemiklerin içerisine çekmeye çalıştılar, aldırmadık. Yolumuza devam ettik. 2007 yılında en fazla yatırım çeken 23. ülke olduk.Krizin her kesime yansımaları oldu ama en fazla zararı yoksul kesim gördü. İşi gücü olmayan dar gelirli vatandaşıma sesleniyorum, git kaymakamlığa müracaatını yap, sosyal yardışlama fonundan yardımını al. Bizim fakir fukaranın yanında olmamızdan rahatsız olan muhalefet var. Siz fakir fukarayı dilenciliğe alıştıryorsunuz diyorlar. Bunlar on yılların sorunu. Siz fakir fukaranın adresini bulamadıysanız biz ne yapalım, biz bulduk yanındayız. Toplu konutta 330 bin inşaat yaptık. Biz sorumluluk mevkiinde olanlar duyarsız kalamayız, bugüne kadar gelenler kaldıysa bile.

 

Biz herşeyi tam manası ile çözdük demiyorum. 5 katrilyonu sosyal yardımlara ayırdık. Biz kömür ocaklarımızı harekete geçirdik, atıl duran nakliye araçlarını harekete geçirdik. 2 milyon 480 bin aile kömür yardımından faydalandı. Bu yardımlardan yandaşlarını yararlandırıyorlar diyorlar. ****. Bana bir şikayet gelsin, o kaymakamın yakasında ilk benim elim olur.

Grup konuşmasından bir kesit...

 

:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.