Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

HAMAS, KURULUŞ AMACINI GERÇEKLEŞTİRDİ.


Cordoba

Önerilen İletiler

Ulusal Filistin mücadelesini bir Taliban savaşına çevirmek için uğraşan Hamas sürekli "Tüm filistinliler kardeşimizdir, tek düşmanımız İsraildir" desede. beklediği fırsatın geldiğini düşünüp Filistinde iç savaş başlattı.

 

50 yıl boyunca Filistin direnişini yöneten. Filistinlilerin tüm dünyada bir kimlik kazanmasını sağlayan Yaser Arafat'ın ölmesi. El Fetih'in Mervan Barguti gibi büyük komutanlarının israil tarafından tutuklanmasından sonra Hamas artık zamanının geldiğini düşünüp Filistini afganistana çevirecek adımları atmaya başladı.

 

Gazze'de El fetih noktalarına saldırıp ele geçirmelerinden sonra. İlk iş olarak Yaser Arafat'ın karargahını basıp, onun resimlerini çiğneyerek parçalayarak poz verdiler.

 

camilerden "Kafir El Fetihliler ya hamasa teslim olun, yada evlerinizden çıkmayın " diye anonslar yaptılar.

 

El Fetih komutanı Grayyib'in evini basıp. Kendisine ve çocuklarının üstüne kurşun yağdırdılar. Grayyib saldırı devam ederken Filistin Televizyonuna bağlanıp "'Evime kurşun yağıyor, roket atıyorlar. Çocuklar ölüyor. Allah için ambulans gönderin'' gelen Ambulas Grayyib'i hastaneye götürürken Hamas militanları Ambulansı durduruyor ve ambulansın içindeki yaralı Grayybine kurşun yağdırıyor. Ölü bedenininden 41 adet kurşun çıkıyor.

 

Gazzeliler Grayyib'in öldürülmesini protesto etmek için sokaklara dökülüyor Hamas kalabalığın üstüne yaylım ateşi açıyor.

 

Hamasa ait olmayan tüm televizyon ve radyo binaları ateşe veriliyor.

 

 

İsrail saldırılarından hiçbir farkı yok dimi.

 

Kurulduğu yıllarda, Filistinde gençlerin gittiği Cafeleri günah diyerek bombalayan Hamas. Yaser Arafat'ın ve el fetihin gücü karşısında boynunu büküp. Kafasındaki misyonu hep ertelemişti. Şimdi zamanı geldiğini düşündüler. Ve silah zoruyla Gazzeyi ele geçirdiler.

 

Peki ne oldu ?

 

Kendilerini el fetihe karşı hemen destekleyeceğini sandıkları İran sessizliğe büründü. Gazzelilerin "Peki bize nasıl elektrik vereceksiniz, nasıl su vereceksiniz" soruları karşısında sesleri çıkmıyor. Arap Birliği Mahmut Abbas'ın otoritesine saygı göstermelerini isteyince. Gazze'yi silah zoruyla Filistinden koparıp arkalarına baktıklarında orada İsrail'i görünce çark etmeye çalıştılar.

 

Ama artık çok geçtir. Hamas gerçek yüzünü Filistinde ifşa etmiştir bu olanlarla. HAMAS kurulurken İsrail tarafından Filistinde iç savaş yaratması saikiyle desteklenmiştir el altından. Kendisi yıllardır bunu asla yapmıyacağı üstüne yeminler etsede. Fırsatını bulduğunu düşündüğü an yapmaya çalışmıştır.

 

Şimdi Gazzeyi Filistinden silah zoruyla kopardılar. Ancak umdukları olmadı. Filistin halkı, bol hastane bol okul vaatleriyle HAMAS oy vermişken, hiç bir şeyi çözemeyen HAMAS "Kafir El Fetih" sloganına sarıldı.

 

Hamas bu yaptığıyla sadece Gazze'yi değil artık kendisinide Filistinden tecrit etmiştir. 50 yıllırdır Filistin için savaşan El Fetihlileri katlederek İsrail'in bile çekinerek yaptığı katliamları icra ederek Kafasındaki Taliban zihniyetini Filistin topraklarında yaşatma düşleri sadece bir rüyadır. Ve artık bunun farkındadılar.

 

bir hafta boyunca Gazzede katliamlar yapıp. Çoluk çocuk demeden Filistinlileri katledip. Filistin ve İsrail arasında sıkışıp kaldıklarını anlayınca.

 

Filistin direnişinin önemli bir gücünü oluşturan Sürgündeki filistinlilerin Birer birer Filistini ve El Fetihi savunmak için batı şeriaya koştuklarını görünce.

 

El Fetih'in diplomatik gücü ve ilişkilerini kaybettiklerinde, Filistinlilere iki ekmek bile dağıtacak hiçbir kabiliyetleri olmadığını anladıklarında.

 

Yaser Arafat'tan sonra Filistin'in en büyük komutanı ve en çok sevilen lideri olan Mervan Barguti'Nin İsrail zindanından çıktıktan sonra yaratacağı gücü farkedince.

 

"Hadi gelin görüşelim, biz birlik istiyoruz, çatışma istemiyoruz" lafları Mahmut Abbas tarafından ciddiye alınmadığı gibi artık Militanları olmayan hiçbir Filistinli tarafındanda muteber değildir.

 

Sizden olmayanları öldürerek Gazzeyi kontrol edemezsiniz. 50 Yıldır İsrail'e karşı direnen Filistin halkı, Bu truva atı olan Hamas'la da mücadele etmeyi elbette başaracak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

hamas abd nin yardımıyla ve büyük çabasıyla bugün filistinde iç savaş başlattı. bir ülkenin bölünmesi için o ülkede iç savaş çııkartmak birinci koşuldur. bakın bu lübnanda ırakta şimdi de filistinde yaşandı. sıra bize gelecek ve başımızdakiler de onların her dediğine evet deyip boyun eğiyorlar. bizde başlayan iç savaş da giderek büyüyecek ve abdnin hayali bop gerçekleşecek böyle giderse...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Şu an itibariyle. Gazze şeridi Hamasın koyduğu şeriat kurallarıyla yönetilmektedir.

 

ABD bir kez daha bir aktörüyle oyununu sahneye koyuyor. baş rolde HAMAS.

 

 

el fetih ve hamas arasındaki temel farklar nedir.

aydınlatacak bir arkadaş yok mu? bizi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Farklarını hiç yazmayayım, ama benzer özellikleri var.

Biri Arafat'ın zehirlenmesine yardım etti, diğeri evini yağmaladı..

 

 

benzer olsaydı çatışmazdılar .

degil mi?.

vardır az da olsa farkları.

temel olmadan çatı olmaz.

 

Hamas'ın Gazze'de denetimi ele alması, özellikle Mahmud Abbas yönetiminin istihbarat merkezini ele geçirmesi bazı ülkeleri panikletti.

 

Filistin iç çatışmasının mimarı olan Muhammed Dahlan'ın istihbarat arşivleri bütün bölgeyi sarsacak nitelikte.

 

Şimdi sıkı durun! Açıklanan ilk belge gerçekten şok edici nitelikte.

 

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın "sağ kolu" Muhammed Dahlan, İsrail ile birlikte Yaser Arafat'ın öldürülmesinde yer aldı. İsrail istihbaratı Mossad ile ortak çalışan Dahlan, Arafat'ın zehirlenmesinde bizzat rol oynamış.

 

Nitekim, Hamas sıkıştırınca Dahlan ve adamlarını Gazze'den kaçıran da İsrail. Bu yönüyle Filistin'de bir iç savaş değil, İsrail ortaklarıyla Filistin halkı arasında bir savaşın varlığı açıkça ortaya çıkıyor. Gelelim Arafat'a.

 

Bana göre Arafat'ın zehirlenip öldürülmesinde sadece Dahlan değil, Mahmud Abbas'ın da rolü var. O günleri hatırlayalım. Arafat'ın tecrid edilişini, ABD ve İsrail'in Abbas'ı nasıl iktidara taşıdığını… 11 Kasım 2004'te resmi ölüm tarihi açıklanan Arafat'ın İsrail tarafından zehirlendiğini, Abbas modelinin Arafat'a nasıl dayatıldığını, bunu boşa çıkarınca da nasıl cezalandırıldığını en net ifadelerle yine bu köşede yazdım ve ağır ithamlara maruz kaldım. Göreceksiniz, Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri suikastinden de, belki yıllar sonra, benzer bir işbirliği çıkacak. Bakalım bu arşivden daha ne tür bilgiler öğreneceğiz.

bakalımmmm.

İbrahim Karagül

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

El Fetih, Arap Milliyetçisi, laik Baas geleneğinden gelir. Hamas ise kuruluş amacı şeriat devleti kurmak olan bir örgüttür.

 

El Fetih, tek tük eylemleri dışında sivil hedeflere yönelik eylem yapmaz. Askeri ve resmi israil hedeflerine saldırır.

 

Yani İsrail bir Hamas yöneticisini öldürünce Hamas misilleme olarak gider İsrailde bir otobüste veya kalabalık bir yerde intihar saldırısı yapar.

 

El Fetih ise, onu oluşturan bileşenlerden herhangi bir yöneticisi öldürülünce Suikastle cevap verir. Bir kaç yıl önce öldürülen FHKC yöneticisine misilleme olarak İsrail Turizm bakanını kaldığı otel vurması gibi.

 

El Fetih kendiliğindenci bir hareket olarka ortaya çıkmıştır. Ürdün ve İsrail arasında kalan Filistinde 60 lı yıllarda yerel gerilla gruplarının Yaser Arafat, George Habash gibi liderlerin bir araya getirmesiyle oluşmuştur.

 

Hamas ise, ABD nin islamı sovyetlere karşı kullanma projesi olan Yeşik Kuşak projesinde, el altından cia ve mossad ın desteğini alarak tamda Filistinde bir iç savaş din kavgası yaratması amacıyla desteklenmiştir. Tabi Hamas yıllarca İsraile karşı sert direniş göstermiştir bu çizgiyi aşarak. Ancak görünen o ki saikide Filistinde yeterli desteği kazanmaktır. Bu gün ise HAMAS bölgede İran'ın bir aktörü konumundadır.

 

El Fetih Bağımsız ve milli egemenliğe sahip Filistin amacıyla mücadele eder. Hamas ise Filistin topraklarında Şeriat kurmak amacıyla mücadele eder. Ki şu anda ele geçirdiği Gazzede Şeriat kurallarını uygulamaya başladı. Binlerce Filistinli Batı Şeriaya geçebilmek için İsrail sınırlarında bekliyor.

 

Trevize nin "Arafat'ın zehirlenmesine yardım etti" gibi kara çalma gayesi ise açık El Fetih düşmanlığının göstergesidir. Arafat El Fetih içerisinde hiçbir muhalife sahip olmadığı gibi. El Fetihte Arafat'ın ölmesi durumunda gerek Filistin içindeki gücünde gerekse dünyadaki diplomatik gücünde ne gibi zaafiyetler doğacağının farkındaydı elbette.

 

Gazzede militanlarını cami minarelerien çıkarıp. Filistini vareden, dünyaya Filistin kelimesini öğreten El Fetih'e "kafir el fetih" diye anonslar yaptıran Hamas tan farklı bir tarz değil. El Fetihe mesnetsiz kara çalma sevdası.

 

HAMAS bu gün silah zoruyla Filistini ikiye bölmüştür. Hiçbir Filistinlinin bugünkü derdi İslam devleti olmadığı gibi. Ulusal kurtuluş mücadelesi veren bir ülkede Şeriat kurma sevdasıyla bölücülük yapmak Hamas ın gerçekten kuruluş misyonunu hiç unutmadığının göstergesidir.

 

Hamas ne rüyalar görürse görsün. Filistin asla bir Afganistan olamaz. Şimdi Hamas Gazze sokaklarında elinde silahlarla şeriatçılık oynamaktadır. Katlettikleri El Fetih yöneticileri ve militanlarının kanlarının üstünde dansetmektedir. Hamas gazzelilerin başına İsrailden daha büyük bir bela olmaktadır.

 

Hamas yaklaşan seçimleri kaybedeceğini anladığı gün bir darbeyle Gazzeyi ele geçirme planını, El Fetihle önce anlaşma sağlayıp, beraber hükümet kurup. Ve ardından haince saldırarak gerçekleştirmiştir. Kendini sadece batı şeriadan değil, tüm filistinden dışlamıştır artık.

 

Yöneticileri öldürülünce, bakan sıfatı verdikleri tutuklanınca, kapısına koşacakları bir El Fetihte artık olmayacaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Cordoba, verdiginiz bilgilerde buyuk yanlisliklar var. Farkli kaynaklardan da yararlanmak olayi aydinlatacaktir.

 

El-Fetih'in Israil ve Amerika ile isbirligi icinde hareket ettigini butun dunya biliyor. Israil'i Filistin'de bunaltan, hareket alanini zaman zaman daraltan tek orgut, dogrusuyla - yanlisiyla Hamas'tir. Bugune kadar boyle oldu ve simdi de ayni sekilde devam ediyor.

 

Hamas iktidara geldikten sonra tum dunya Filistin'e acimasiz bir ambargo uyguladi. Hamas yogun ekonomik kriz icinde birakildi ve boylece halk cezalandirilmis oldu. Bu gercegi gormezden gelerek Hamas'in okul, hastane gibi sozlerinde durmadigini soylemek hic adil bir yaklasim olmayacaktir.

 

Zamaninda Amerika'nin hamiliginde Israil ile masaya oturanlarin banka hesaplari ortadadir. Nitekim el-Fetih'in tum tedirginligi de bu yondedir. Yuz milyonlarca dolarlik bir rantiye havuzudur sozkonusu olan, lutfen dikkat edin!

 

ABD'nin yeni stratejisi ic savas tezlerine dayaniyor. Bu yuzden ozellikle Lubnan ve Filistin'de bunu yururluge koymus durumda. Lubnan'da Hizbullah lideri, tum tahriklere ragmen Amerikan provokasyonuna gelmeyeceklerini soyluyor. Orada da Israil'in en buyuk engeli Hizbullah. Olaya seriatcidir, sudur, budur mantigiyla degil, gercekci olarak bakmak gerekiyor. Ve Hizbullah da surekli olarak Hamas'in arkasinda, en azindan sozlu olarak destek veriyor. Israil'in tehlikeli emelleri karsisinda dimdik duran bu iki orgutten birini, kalkip bir de Israil yanlisi olarak lanse etmek dunya gercekleriyle uyusmayan bir yaklasimdir, temelsizdir.

 

Peki Hamas neden ic savasa girdi? Cunku iktidara geldiginden bu yana hem Mahmut Abbas, hem de ABD ve muttefikleri tarafindan surekli olarak baslarina corap orulmeye calisildi. Gazze Ozel Kuvvetleri komutani Dahlan, hic durmadan kiskirtmaya devam etti. Hamas'a karsi, daha iktidara gelir gelmez, darbe gerceklestirmeye calisti. Basbakan Heine'ye suikast duzenledi, bakanlar kurulu toplantisi sirasinda hukumet binasina saldirdi... Tum bunlara ragmen Mahmut Abbas, Dahlan'i birakin engellemeyi, onu elestiren tek bir soz bile etmedi. Israil gazetesi Jarusselam, Dahlan'in bir gunde Hamas'i yok edebilecek gucte oldugunu sevine sevine yazdi. Tum bu haksizliklara ragmen Hamas, olayi hep alttan aldi ve uzlasmadan yana tavir takindi. Ama savas zaten baslatilmisti ve Hamas savasin icine girmek zorunda birakildi.

 

Simdi de Mahmut Abbas, Hamas'a karsi Israil'den acik acik destek istemekten cekinmiyor. Hamas'in sadece kendi iktidarlari icin degil, Israil icin de buyuk bir tehlike oldugunu hatirlatmaktan da geri kalmiyor: "Eğer İsrail Hamas'a karşı harekete geçmezse Gazze Hamasistan olacak! Bu durumda da İsrail büyük bir terör dalgasıyla karşı karşıya kalacak." Israil ise "keske Gazze'den cikmasaydik" elestirilerini tartisiyor.

 

Mahmut Abbas ve ekibi somurdukleri kaynaklarin hakkini yeterince veremediler. Dolayisiyla Filistin yeni oyunlara gebe durumda. el-Fetih ve Israil birlikteligi sahneye yeni oyunlar koymaya hazirlaniyor. Emperyalizmle savasan taraflarin dusunce ve inanclari realiteyi gormemize engel olmasin. Son olarak; tum dunyanin bildigi bir gercegin tersyuz edilmesi karsisinda da hayrete dustugumu belirtmeliyim. Daha iyi takip edilmeli diyorum...

 

Selam ile..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

benzer olsaydı çatışmazdılar .

degil mi?.

vardır az da olsa farkları.

temel olmadan çatı olmaz.

 

Elbette farkları benzerliklerinden fazla.

Senin yazdığın bilgilerin kaynağına atfen, El Fetih'in zehirlenme olayına katkısını gündeme getirmek istemiştim.

 

Bu gibi durumlarda -her ne kadar spekülasyona açık bir metod olsa da- Mahir Kaynak'ın yöntemini tercih ederim.

Amerika, İsrail ve BM kimi destekliyorsa, öbürünün haklı olduğunu düşünürüm.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hamas ise, ABD nin islamı sovyetlere karşı kullanma projesi olan Yeşik Kuşak projesinde, el altından cia ve mossad ın desteğini alarak tamda Filistinde bir iç savaş din kavgası yaratması amacıyla desteklenmiştir. Tabi Hamas yıllarca İsraile karşı sert direniş göstermiştir bu çizgiyi aşarak. Ancak görünen o ki saikide Filistinde yeterli desteği kazanmaktır. Bu gün ise HAMAS bölgede İran'ın bir aktörü konumundadır.

 

 

abd olmazdan evvel İslam vardı.

bu tür komik gerekçeleri yayanları iyi bilmek gerek.

her ne süretde olursa olsun İslami direniş bu zamanların ortaya çıkardıgı bir durum degil.

bazı şeyleri yerli yerine oturtmak lazım.

hamas İslamı bir direniş olarak kitlelere sunuyorsa; yok şu desteklemiş yok bu desteklemiş; bunların nihayetinde çokda önemi kalmaz.

desteklemiş anlamında söylemiyorum.

 

her neyse arafatı tasfiye eden irade abbas üstünden sonuç almaya çalışan bir iradedir bugün.

bu arada muhammed dahlanı iyi tahlil etmek gerek. her açıdan.

 

batı kendi köklerine ihanet ederek sterilir bir demokratik tercihin önünü en başından kesmişti.

batı derken tün anlamıyla abd, ab, israil anlamında söylüyorum.

demokratik tercihe tahammül göstermeyerek sonuç almaya çalışanlar, şimdi kalkmış filistinin bölünmesinde şikayet ediyorlar.

hadin ordan, iki ve çok yüzlüler sizi.

 

hamas, tüm bu iki yüzlülüklere ve her türlü sıkıştırmalara başından beri sabretdi, filistin halkının yararına.

 

şöylede söylenebilir, hamas hep haklı mı?.

hayır tabiki degildir, lakin abbas ve avanesi ise hiç haklı degiller, filistine ve halkına verecek ya da filistin halkını avutacak argümanları kalmadı artık.

 

el fetih anlamsız şekilde filistin davasını sadece kendisine şamil kılıyor, kılmak istiyor. uzun yıllarda başarılı olamamışken hala bunda inat ediyor.

ne sadece haması suçlayalım, ne de el fetih hep dogru yapıyor diyelim.

bu çok yanlış.

demokratik teamülleri dikkate alarak iktidara gelen hamas'ı daha baştan kabul etmeyerek ve sert ekonomik ambargo uygulayan batılı ikiyüzlü devletleri nereye koyacagız; şimdi bölünmeyi arttırmak için abd /israil dümen suyundan gidip el fetihe destek ve arka çıkarken hamasa köstek olmaya çalışan batı yüzsüzlügü, kendine yakışmayacak şekilde davranıyor ve abd/israil gemisine biniyor.

batı bu ikisinden farklı ve daha agır başlı olmalıydı, yazık...

 

tabi iktidar ve servetlerini zorbalara dayayan arap despotik rejimleride burada anmamak olmaz. hamas kadar demokratik teamüllere saygı gösterdiklerini gördünüzmü bu despot rejimlerin? tabiki hayır.

bunlarda ne hikmetse abbas ve dahlanı destekliyorlar.

 

şimdi bir düşünün.

filistinde yıllardır çözümsüzlük hakim, ama öyle ama böyle. herkes bunda hem fikir.

 

abbasa destek verenler ; abd/israil, batılı devletler, despot arap rejimleri, egerki bunlar haklıysa, bu sorunun önünde hamas var demekdir.

 

ee madem öyleyse yıllardır sahnede bunlardan başkasını gördünüz mü?

neden sorunu çözemediler?.

hamas daha yeni iktidar olmadı mı? (sayılmaz ama).

 

bu grup sorunu yıllardır çözemeyecek ve bunda hamas ve benzerlerini suçlayacaklardır.

valla bu iş bu kadar basit degil.

hamas neden oyların çogunu aldı.?

işte bu sayılan yozlaşmış ve bogazına kadar yolsuzlugu batmış yönetim ve onun destekçilerinin saesinde...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Cordoba, verdiginiz bilgilerde buyuk yanlisliklar var. Farkli kaynaklardan da yararlanmak olayi aydinlatacaktir.

 

El-Fetih'in Israil ve Amerika ile isbirligi icinde hareket ettigini butun dunya biliyor. Israil'i Filistin'de bunaltan, hareket alanini zaman zaman daraltan tek orgut, dogrusuyla - yanlisiyla Hamas'tir. Bugune kadar boyle oldu ve simdi de ayni sekilde devam ediyor.

 

Hamas'ın yaptığı intihar saldırıları İsrail'İ hiçbir zaman bunaltmamış, aksine israil'de daha önce israilliler tarafından bile lanetlenen Sharon iktidara gelmiş. Dünya kamuoyunda Filistine karşı beslenen sempatide kırılmalar yaratmış. Tüm dünyada "tankların önünde taşla duran Filistinli "imajı yerini, "sivillere yönelik intihar saldırıları düzenleyen terorist Filistinliler" imajın çevirmiştir. İsrail Hamas'ın sivillere yönelik eylemleriyle bir çok mazeret edinip, tamamen ırkçı bir politikaya bürünmüş. Hamas eylemlerine başlamadan önce marjinal bir hareket olan Likud partisi ise iktidara gelmiştir.

 

Boş lafa karın toktur. Hamas sivillere yönelik eylem dalgasından öncesindeki Filistin'in haliyle bugünkü Filistinin haline bakmak yeterlidir. Filistin mücadelesi Hamas'ın sivillere yönelik eylemleriyle dünyadaki desteğini önemli ölçüde yitirmiştir. Buda İsrail'in işine yaramıştır. Bu sayede israil Filistine karşı en sert politiklarını rahatlıkla uygulayabilmiştir.

 

 

Hamas iktidara geldikten sonra tum dunya Filistin'e acimasiz bir ambargo uyguladi. Hamas yogun ekonomik kriz icinde birakildi ve boylece halk cezalandirilmis oldu. Bu gercegi gormezden gelerek Hamas'in okul, hastane gibi sozlerinde durmadigini soylemek hic adil bir yaklasim olmayacaktir..

 

Gerçeği görmezden gelmek mi ?

 

Hamas okul hastane sözlerini neye güvenerek vermiştir peki. Filistin'in Gelirlerinin nelerden ibaret olduğunu bilmiyorsun sen herhalde. Filistin'in ticaret yaptığı tek ülke İsraildir. Yani filistin ürettiği üçbeş şey varsa onunda %99 unu İsrail'e satar. Filistin'in en önemli gelir kaynağı İsrailde çalışan Filistinlilerin, İsrail tarafından anlaşmalar gereği maaşlarından kesilen vergilerin İsrail tarafından Filistin'e ödenmesidir.

 

Bunun yanında yine diğer büyük geliri, BM güvenlik konseyi daimi üyesi devletlerin yaptıkları dotasyon ve subvansiyon bağışlardır. Bunların arasında en büyük pay ABD nindir.

 

Filistin bunlardan başka hiçbir gelir kaynağı yoktur.

 

Hamas okul hastane sözlerini ne üzerine vermiştir ? Filistin'in gelir kaynaklarını saydım üç ana kalem. Bunlardan başka ülkenin bir gelirimi var ?

 

Ülke içinde bir örgüt olarak İsrail'i tanımamak başkadır. Hükümet olarak tanımamak başkadır. Eğer sen ben İsrail diye bir devletin varlığını kabul etmiyorum ve onu resmi olarak tanımıyorum dersen. İsrail'le arandaki bütün anlaşmaları sen askıya almış olursun. Buna vergilerin ödenmesi anlaşmasıda dahildir.

 

Filistin birleşmiş milletler tarafından resmi olarak tanınmadığı için Filistine yapılan tüm yardımlarda İsrail üzerinden gönderilir. buna ABD nin yaptığı yardımlarda dahildir, arap ülkelerinin yaptığı yardımlarda dahildir. hepsi İsrail üzerinden gider anlaşmalar gereği.

 

sen yine yok kardeşim ben tanımıyorum dersen o yardımlarda gelmez.

 

Oturduğun yerden ona buna akıl vermek kolaydır. Peki ne yapsın Filistinliler taşmı yesin?. Sen çalışıp bir Filistinli ailemi besliyorsun. Slogan atmak dünyanın en kolay işi. Ama ülke yönetmek slogan atmaya benzemez. Dünyada bazı gerçekler vardır.

 

Hiçbir sanayisi ve kayda değer üretimi bulunmayan bir ülkedir Filistin. Filistinde yaşıyan milyonlarca Filistinli, hiçbir masaya oturmadan nasıl beslenecek. Varmı bu konuda bir fikrin ??

 

Hamas'ın resmi olarak İsraille tüm ilişkileri askıya aldığı tarihten sonra. Filistinde polisler doktorlarda dahil devlet memurlarının maaşı ödenememiş. gelirleri olmadığı için Filistinli yoksul ailelere, şehit yakınlarına Filistin hükümeti tarafından yapılan bütün yardımlarda durmuştur. Ve Filistinliler, karınlarını doyurabilmek için savaştıkları İsrail sınır kapılarında İsraile geçip çalışabilmek için kuyruğa girmişlerdir. Ne şanlı bir direniş politikası dimi. Filistinlileri düşmanlarına muhtaç etmek.

 

 

Zamaninda Amerika'nin hamiliginde Israil ile masaya oturanlarin banka hesaplari ortadadir. Nitekim el-Fetih'in tum tedirginligi de bu yondedir. Yuz milyonlarca dolarlik bir rantiye havuzudur sozkonusu olan, lutfen dikkat edin!

 

Hangi banka hesapları ortadadır ? ver örneğini mesela.

 

Arafat çok büyük bir servetlemi öldü? Hamas lideri rahmetli Ahmet Şeyh Yasin gibi milyonlarca dolarımı vardı ?

 

ABD'nin yeni stratejisi ic savas tezlerine dayaniyor. Bu yuzden ozellikle Lubnan ve Filistin'de bunu yururluge koymus durumda. Lubnan'da Hizbullah lideri, tum tahriklere ragmen Amerikan provokasyonuna gelmeyeceklerini soyluyor. Orada da Israil'in en buyuk engeli Hizbullah. Olaya seriatcidir, sudur, budur mantigiyla degil, gercekci olarak bakmak gerekiyor. Ve Hizbullah da surekli olarak Hamas'in arkasinda, en azindan sozlu olarak destek veriyor. Israil'in tehlikeli emelleri karsisinda dimdik duran bu iki orgutten birini, kalkip bir de Israil yanlisi olarak lanse etmek dunya gercekleriyle uyusmayan bir yaklasimdir, temelsizdir.

 

Hizbullah'mı hamasın arkasında. Bu mu senin gerçekçi bakışın. Onun içinmi Lübnan hükümeti, Hizbullahın desteğiyle Filistinli örgütlere karşı saldırıya geçti Lübnanda. Sen gündemi hiç takip etmiyorsun galiba. Hamas iktidara geldikten sonra, Lübnandaki filistin kampları Lübnan ordusu tarafından kuşatıldı. Hamas'un Filistinde bir sunni şeriat devleti kurma amacı, şii Lübnanda büyük bir rahatsızlık yarattı ve Lübnan Filistinlilere karşı saldırıya geçti. Lübnan ordusunun gücü Lübnandaki hizbullahın onda biri kadar bile yoktur. Hizbullah ne yaptı Lübnan ordusunun bu hareketini destekledi.

 

Hizbullahın en son isteyeceği şey, bölgede sunni ağırlıktır. Bu yüzden Lübnan ve suriye kapıları hep El- Kaide ile müslüman kardeşlere kapalı olmuştur.

 

Hizbullah hamasın arkasındaymış :) Açta biraz haber seyret dostum. Lübnan hizbullahın desteğiyle Filistinlilerle savaşıyor şu an.

 

Peki Hamas neden ic savasa girdi? Cunku iktidara geldiginden bu yana hem Mahmut Abbas, hem de ABD ve muttefikleri tarafindan surekli olarak baslarina corap orulmeye calisildi. Gazze Ozel Kuvvetleri komutani Dahlan, hic durmadan kiskirtmaya devam etti. Hamas'a karsi, daha iktidara gelir gelmez, darbe gerceklestirmeye calisti. Basbakan Heine'ye suikast duzenledi, bakanlar kurulu toplantisi sirasinda hukumet binasina saldirdi... Tum bunlara ragmen Mahmut Abbas, Dahlan'i birakin engellemeyi, onu elestiren tek bir soz bile etmedi. Israil gazetesi Jarusselam, Dahlan'in bir gunde Hamas'i yok edebilecek gucte oldugunu sevine sevine yazdi. Tum bu haksizliklara ragmen Hamas, olayi hep alttan aldi ve uzlasmadan yana tavir takindi. Ama savas zaten baslatilmisti ve Hamas savasin icine girmek zorunda birakildi

 

vay vay vay.

 

Hamas iktidara geldi. Filistini tüm gelir kaynaklarından etti. Buna sen "Dünya Filistine Ambargo uguladı" gibi şirin bir kılıf giydirmeye çalışsanda. Hem ben masaya oturmam, hemde ben israili resmi olarak tanımam diyip ondan sonra nasıl İsrailden Filistine gelmesi gereken paraları beklersin. bunuda senin dünya gerçekleri anlayışına bırakıyorum.

 

Hamas herşeyi eline yüzüne bulaştırınca, Filistinliler her normal insan gibi "yiyecek, su , elektirik, hastane , okul, benzin" diyince Filistinin sorunları bunlar değilmişte, islam devleti olup olmamasıymış gibi bu alana yöneldi. El Fetih'i "kafir" ilan etti.

 

HAMAS'ın Fikir babalığını yapan hiçbir arap ülkesi Filistin'in arkasında durmamaktadır. Dünyanın sayılı zengin ülkeleri arasında sayılan arap ülkelerinin Filistine yaptıkları yardımlar, batı ülkelerinin yaptığı yardımların %1'i bile değildir. HAMAS'ın fikir babalığını yapan arap ülkelerinin tümü Bölgede İsrail ve Amerikanın en yakın müttefikleridir zaten. Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri.

 

Lübnan savaşında İsrail'i destekleyecek kadar hemde.

 

Kendine ait hiçbir geliri olmayan Filistin elbette, ABD ve batı ülkeleriyle köprülerini atamaz. Bazıları islam birliği vs rüyaları görsede. Gerçek hayat bunun tam tersidir. İnsanlar acıkırlar, insanlar susarlar, insanlar hastalanırlar ve tüm bunlar para demektir. Bunun yoluda geliri olmayan bir ülke için diplomasi ve pazarlıktır.

 

Yok Filistin'in dev bir ordu kurup. İsraili haritadan sileceğini falan sanan varsa başka tabi.

 

 

Simdi de Mahmut Abbas, Hamas'a karsi Israil'den acik acik destek istemekten cekinmiyor. Hamas'in sadece kendi iktidarlari icin degil, Israil icin de buyuk bir tehlike oldugunu hatirlatmaktan da geri kalmiyor: "Eğer İsrail Hamas'a karşı harekete geçmezse Gazze Hamasistan olacak! Bu durumda da İsrail büyük bir terör dalgasıyla karşı karşıya kalacak." Israil ise "keske Gazze'den cikmasaydik" elestirilerini tartisiyor.

 

İşte nasılki Hamas Filistinde halkı El Fetih'e karşı yalanlarla kışkırtmaya çalışıyorsa . Arkadaşımızın tavrıda aynı. Bu sözü Mahmud Abbas söylemiş öylemi ? Senmi gerçeklerden bahsediyorsun. İsrailli İstihbaratçı Yaavic Amidror'un söylediği bir sözü. Mahmud Abbas söylemiş diyerek mi gerçeklerden bahsediyorsun ? Klasik iftira karalama taktikleri. ayıp diyorum ne diyeyim. Böyle yalanlarla hiçbir yere varılmaz.

 

 

Mahmut Abbas ve ekibi somurdukleri kaynaklarin hakkini yeterince veremediler. Dolayisiyla Filistin yeni oyunlara gebe durumda. el-Fetih ve Israil birlikteligi sahneye yeni oyunlar koymaya hazirlaniyor. Emperyalizmle savasan taraflarin dusunce ve inanclari realiteyi gormemize engel olmasin. Son olarak; tum dunyanin bildigi bir gercegin tersyuz edilmesi karsisinda da hayrete dustugumu belirtmeliyim. Daha iyi takip edilmeli diyorum...

 

El Fetih 50 yıl boyunca, Filistin mücadelesini onurla sürdürdü. Mısır gibi güçlü ordulara sahip ülkeler bile İsrail karşısında Pes ettiği halde. İsrail karşısında Filistin'İn kimliğini elli yıl boyunca korudu. Tüm dünyaya Filistin kelimesini öğretti. Filistinde sadece savaşan değil aynı zamanda, düşünen, ne için savaştığını bilen bilinçli bir kuşak yarattı. Dünya entelijansı arasında Filistine yüzbinlerce dost kazandırdı. Dünyada Filistinli olmayanların kurduğu Filistin lobileri oluşturdu.

 

Hamas iktidara geldi, Filistine açlık getirdi. Filistinlileri israil kapılarında kuyruğa girmeye muhtaç etti. Filistini dünyadan soyutladı. Filistin davası hem filistinde, hemde dünyada müslüman, hristiyan demeden bir çok insanın sempatisine sahipken, Filistin davasını bir şeriat devleti kurma savaşına çevirmeye çalıştı.

 

Mahmud Abbas'ın büyük gayretleriyle Tüm Filistinli grupların desteklediği geniş tabanlı bir hükümet kuruldu. Anlaşma ve iç barış sağlandı.

 

Ardından Hamas silahlarını kuşanıp Kafir El Fetih sloganlarıyla saldırıya geçti.

 

Şimdi gazzede milyonlarca insan aç. Binlerce İnsan İsrail sınır kapılarında İsraile geçebilmek için sınır muhafızlarına yalvarıyor. İnsanlardan kendi vatanından gazzeden kaçabilmek için uğraşıyor.

gerçekler bunlardır, oturduğu yerden tok karnıyla atılan sloganlar değildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bay Cordoba, benim uslubumla kendi uslubunu karsilastirirsan, slogani da asan bir fanatizmi sahsima karsi gosterdigin yaklasimda bulabilirsin. Insanlar mutlaka saygi duymasini ogrenerek tartismasini bilmeliler. Futbol takimi holiganligi yapmiyoruz burada arkadasim! Bildiklerimizi veya bildigimizi sandigimiz seyleri konusyoruz ve sayet yanlisliklar varsa, bunlarin duzeltilmesinin yolu edepten geciyor...

 

Yine bildi bilmedi, haber okudu okumadi turunden fanatizmlerle karsilasmamak icin Ortadogu'yu ve ozelde Filistin'i hep yakindan takip etmis bir gazetecinin yazisindan alinti yapacagim.

 

"HAMAS, tek başına iktidar olabileceğini anladığı andan itibaren, iktidarı El Fetih'le paylaşmaya hazır olduğunu ifade edip durdu. Bir kere bile olsun “Herkes benim iktidarıma paşa paşa boyun eğecek” demedi. Sürekli diyalog aradı, sürekli uzlaşma mesajları verdi. El Fetih'le anlaşmak ve ambargo mağduru Filistin halkını rahatlatmak adına ateşkes ilan etmekten, İsrail'le görüşmelerin sürdürülmesine yeşil ışık yakmaktan bile geri durmadı.

 

El Fetih bu jestlere 'sivil itaatsizlik'le cevap verdiğinde de uzlaşmacı tavrından vazgeçmedi HAMAS. Protesto gösterilerine ve grevlere uzlaşma çağrılarıyla cevap verdi. El Fetih lideri / Cumhurbaşkanı Abbas'ın güvenlik müşaviri ve özel birlikler komutanı Dahlan'ın Gazze'de başlattığı silahlı ayaklanma ve işlediği alçakça cinayetler karşısında bile itidalini kaybetmedi, birlik-beraberlik çağrılarına devam etti. Önceleri koalisyonu reddeden El Fetih “ulusal birlik hükümeti”nin gereğinden bahsetmeye başlayınca, hiç tereddüt etmeden, “biz hazırız” dedi. Görüşmeler başladı, uzun tartışmalardan sonra mutabakata varıldı, ama tam hükümet kurulacakken Abbas'ın ABD Dışişleri Bakanı'yla görüştüğü ve HAMAS'a verdiği sözden döndüğü haberi geldi.

 

Bu arada Dahlan Çetesi terörü tırmandırdı, Gazze sokaklarında asayiş bırakmadı, Refah sınır kapısından Gazze'ye yardım girmesini engelleyecek ve Başbakan Heniyye'ye suikast düzenleyecek kadar ileri gitti. Abbas teröre hâlâ ses çıkarmıyordu ama HAMAS yine de köprüleri atmadı, birlik-beraberlik söyleminden vazgeçmedi, diyalogu kesmedi, ulusal birlik arayışlarını ısrarla sürdürdü, El Fetih'le yine masaya oturdu, uzun tartışmalardan sonra yine mutabakata varıldı ve tam hükümet kurulacakken Abbas yine ABD Dışişleri Bakanı'nın talimatıyla davadan döndü.

 

Dahlan terörü devam etti… HAMAS'ın birlik-beraberlik çağrıları devam etti… Yeni bir müzakere süreci başladı…

 

Meşal, Heniyye, Abbas Mekke'de biraya gelip yeniden anlaştı ve nihayet birlik hükümeti kuruldu; kuruldu ama Dahlan Çetesi'nin terörü bitmedi. Abbas her fırsatta “HAMAS milisleri”ne yüklenip bunların silahsızlandırılmasını talep ederken bir kere bile Dahlan Çetesi'nin dağıtılabileceği yönünde bir işaret vermedi. Dahlan Çetesi, dağıtılmak şöyle dursun, HAMAS'ın ezilmesini isteyen ABD ve İsrail'in aralıksız silah sevkıyatıyla iyice palazlandırıldı. Son zamanlardaki yoğun silah sevkıyatının HAMAS'a bağlı güçler tarafından ortaya çıkarılması ve iyice tırmanan terörün HAMAS'a karşı bir genel taarruza dönüşmek üzere olduğunun anlaşılması üzerine, İzzeddin Kassam Tugayları seferber olup sorunu kökünden hallettiler. HAMAS, başka çaresi kalmadığı için giriştiği harekâtın El Fetih'le hesaplaşmaya matuf bir harekât olmadığını ortaya koymak için, Gazze'de kontrolü ele geçirir geçirmez, harekât sırasında esir aldığı El Fetih mensuplarını serbest bıraktı, Mekke Mutabakatı'na ve birlik hükümetine bağlılığının devam ettiğini duyurdu. Abbas'ın cevabı: “Bu kanlı teröristlerle konuşmam.”

 

Evet; Gazze ve Batı Şeria'ya 40 yıldır kan kusturan Siyonist işgal rejimine gülücükler dağıtarak dostluk elini uzatmakta hiçbir besi görmeyen Abbas, Dahlan Çetesi tarafından tutulduğu kurşun yağmurunun altında bile El Fetih'le diyalogdan vazgeçmemiş olan HAMAS'la konuşmayı şiddetle reddediyor!

 

Ve emperyalist manipülasyon odakları -HAMAS'ın Dahlan Çetesi'ne karşı topyekün taarruza geçmesini zorunlu kılan terör süreci hiç yaşanmamış gibi, Abbas'ın bu süreçteki aymazlığı (ihaneti?) kayıtlara geçmemiş gibi, Heniyye ve arkadaşlarının ısrarla yineleyip durduğu sağduyu çağrılarına kulak tıkanılmamış gibi, Dahlan Çetesi'ne mütemadiyen silah ve cephane sevkedilerek Gazze'de bir HAMAS'lı soykırımı hazırlığına girişilmemiş gibi, HAMAS'ın sabrı zorla taşırılmamış gibi- “ılımlı El Fetih”e karşı “fanatik HAMAS”ın “askeri darbesi”nden dem vuruyorlar. Yağma yok! Emperyalistlerin propaganda ahtapotu ne kadar yaman olursa olsun, HAMAS'ın yerden göğe kadar haklı olduğu gerçeğini yutamaz!

 

Kardeş kavgasından haz duymamız mümkün değil; ama Filistin'deki durumun Irak'taki “iç savaş”la kıyaslanamayacak kadar net olduğunu, kimin hangi davaya hizmet ettiğinin kesin olarak bilindiğini, akla karanın birbirinden ayrılabildiğini kabul edip, açıkça “HAMAS haklı, Dahlan-Abbas haksız” diyebilmemiz lazım. Aklını peynir ekmekle yememiş El Fetih kadroları bunu hiçbir komplekse kapılmadan söyleyebiliyorlar."

 

Hakan Albayrak

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tüm dünyada "tankların önünde taşla duran Filistinli "imajı yerini, "sivillere yönelik intihar saldırıları düzenleyen terorist Filistinliler" imajın çevirmiştir.

 

 

yok.

bu israil ve bölgenin enerji kaynakları için orada bulunan abd'nin temsil ettigi dünya.israilin abd'nin bu bölgede ileri karakolundan başka bir amacı yoktur. bu amaçda 'dini efsanelerle' oluşturulmuşdur. görünür devlet din temellidir ya da kaynagı dindir. ah zavallı 'modern' dünya.bu konuda da agzını bıçak açmıyor.

israilin bu zamana kadar kaç tane bebe denecek hayata kıydıgı malumdur.

neredeydi bu dünya, israil çoluk çocuk demeden katlederken bu 'sözde saygın dünya' ne işle meşguldü.

hamasın olmadıgı zamanlarda da israil böyleydi, abd de en büyük destekçisiydi. hiç ses vermiyorlardı.

 

durumlarında herhangi bir degişimde yok.

kalkacaklar filistinin bölünmesinde dem vuracaklar bu iki yüzlüler. hamasıda sebep gösterecekler....geçin bunları...

 

israil bölgede başından beri sivilleri hedef almaktayken, kim kalkıpta bu gerçegi gizlemeye çalışır..hangi sıfatla.

son lübnan savaşında israilin kaç sivi katlettigini ve bunların kaçının çocuk ve kadınlar oldugunu bilmiyoruz mu sanıyorsunuz.

 

israil yapınca savaş olacak, başkası yapınca terör olacak....ben bunu böyle kabul eden dünyayı kabul etmiyorum arkadaş..çok yüzlü olmak istemiyorum.

bütün sivillerin, bütün insanların yaşama hakkı korunmalıdır, sadece belli bir insan grubunun degil.

 

''AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ'' demiş Ziya Paşa, çok dogru bir söz.

 

Mahmud Abbas'ın büyük gayretleriyle Tüm Filistinli grupların desteklediği geniş tabanlı bir hükümet kuruldu. Anlaşma ve iç barış sağlandı.

 

 

demek ki hamas ve ona oy verip destekleyenler Filistinli degil.

ülkenin yarısını 'terörist' gören bir zihin, ne anlaşma saglayabilir ne de herhangi bir barış. aga babalarının ardında bakalım ne kadar dayanacak. ya da aga babaları bakalım Abbas ve avanesine ne kadar bir süre destek verecek.

görecegiz.

 

çok degil bir kaç ay sonra kim haklı kim haksız ortaya çıkar.

umarım bizim gibi düşünenler yanılır. umarım.

 

El-Fetih’te deprem!

 

Cuma, Haziran 22, 2007

 

Arafat’ın, Abbas’ın ‘sağ kolu’ olarak görülen fitneci Dahlan tarafından zehirlendiğinin ortaya çıkmasından sonra, el-Fetih örgütü ikiye bölündü.

El-Fetih örgütü liderlerinden ve İçişleri Bakanlığı'nın eski sözcülerinden Halid Ebu Hilal, El-Fetih'ten ayrıldıklarını ve “Fethu'l Yasir” (Yasir Arafat'ın Fetih'i) adında yeni bir parti kurduklarını belirterek, Muhammed Dahlan’ın yargılanmasını istedi.

 

Hamas'ın, Gazze’de Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın "sağ kolu" olarak görülen ve İçişleri eski Bakanı Muhammed Dahlan’ın karargâhında ele geçirdiği gizli belgeler, etkisini göstermeye başladı.

 

Hamas tarafından önceki gün açıklanan bir gizli belgede; el-Fetih örgütünün en önemli isimlerinden biri olan ve Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas'ın "sağ kolu" olarak görülen eski İçişleri Bakanı Muhammed Dahlan ve ekibinin, İsrail ile birlikte, Yasir Arafat'ın öldürülmesinde yer aldığı ortaya çıkmıştı. El-Fetih örgütü liderlerinden ve İçişleri Bakanlığı'nın eski sözcülerinden Halid Ebu Hilal, el-Fetih'ten ayrıldıklarını ve “Fethu'l Yasir” (Yasir Arafat'ın Fetih'i) adında yeni bir parti kurduklarını söyledi. Ebu Hilal, gerçek Yasir Arafat taraftarlarının kendi saflarında yer alacağını söyledi.

 

Mahmud Abbas'ın kararlarının kendilerini bağlamayacağını söyleyen Halid Ebu Hilal, el-Fetih hareketinin Gazze'de düzenlediği büyük bir toplantı ile “Fethu'l Yasir” adlı örgütü kurduklarını açıkladı. Fethu'l Yasir örgütü adına ilk açıklamada bulunan Ebu Hilal, Muhammed Dahlan ve taraftarlarının Filistin'e karşı işledikleri katliamları sert bir dille kınadı.

 

"DAHLAN YARGILANSIN"

 

Gazze'de bulunan el-Fetih liderleri, başta Mahmud Abbas'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Muhammed Dahlan olmak üzere işbirlikçilerin yargılanmasını istedi. El-Fetih liderlerinden Hüsam Udvan el-Kiyadi, yaptığı açıklamada; bu olaylar Batı Yaka'ya taşınmadan, Dahlan ve ekibinin derhal yargılanması gerektiğini söyledi.

 

Hamas’tan FKÖ’ye ret

 

“İşbirlikçi” Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın yeni hükümet kurma kararına destek veren Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Merkez Konseyi, bütün milis güçlerinin feshedilmesi çağrısında bulundu.

 

Hamaslıların yer almadığı el-Fetih ağırlıklı FKÖ Merkez Konseyi’nin Batı Yaka'da yapılan toplantısında, Hamas'ın İcra Gücü ve el-Fetih'e bağlı el-Aksa Şehitleri Tugayları da dahil bütün milis güçlerinin dağıtılması istendi. Konseyin karar metninde, Abbas'ın olağanüstü hal ilan ederek, Hamassız hükümet kurma kararı desteklenirken, Hamas'ın Gazze Şeridi'ni ele geçirmesi kınandı ve Hamas'a durumu çatışmalardan önceki hale getirmesi çağrısında bulunuldu. Konsey, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki askeri denetimi teslim etmesinden sonra devlet başkanlığı seçimi ve genel seçimlerin düzenlenmesi çağrısı da yaptı.

 

Hamas sözcüsü Ebu Zuhri, gayri meşru olarak nitelendirdiği Merkez Konseyi’nin kararlarını reddetti. Ebu Zuhri, "kendisi meşru olmadığı için konseyin aldığı karar ve yaptığı tavsiyelerin de yasa dışı ve gayri meşru olduğunu" söyledi. Konseyin erken seçim çağrısına da tepki gösteren Ebu Zuhri, Abbas'ı, geçen yıl Hamas'ı iktidara taşıyan parlamento seçimlerine karşı "darbe" yapmakla suçladı. Ebu Zuhri, görüş ayrılıklarını ancak diyalog ve meşru seçim sonuçlarına saygı göstererek çözebileceklerini de belirtti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Filistin’de laik proje bitti

 

 

Laik proje Filistin topraklarında tamamen yok oldu. Liberal laik proje 1948 yılındaki yenilgisiyle, sol laik proje ise 1967 yenilgisiyle sona erdi.

 

 

Filistin topraklarındaki İslâmi direniş ise bir gün dahi kesilmedi. 1935’teki İzzeddin El Kassam isyanı, 1948’de Müslüman Kardeşler hareketinin direnişi, İslâmi Cihad’ın 1948’den 1967’ye kadarki çalışması ve ardından bu çalışmanın tırmanması ve 1987’deki birinci intifada ile yeniden belirmesi...

 

İslâmi akımın direniş vitrininden bilinçli, zorunlu ve medyatik olarak uzaklaştırılması yenilginin sebeplerinden biriydi ve geniş kapsamlı bölgesel ve uluslararası komplonun bir parçasıydı.

 

HALKLARI HAREKETE GEÇİREN İSLAM

 

Aslında genel olarak ümmetin ve özel olarak Filistin halkının İslâmi vicdanı, çekişmenin İslâmi olduğunu netleştiriyor. Zira bizler taşlara değil, bir vicdanı, kültürü ve medeniyeti olan insanlara konuşuyoruz. Dolayısıyla insanlarla anladıkları şekilde konuşmak gerekmekte. Onurlu direnişçiler başka akımlardan da olsa şöyle bir kanaate ulaştılar: İnsanlar direniş projesine İslâmi vicdan kanalıyla katılmakta ve harekete geçmekteler. Çekişme tarihi ve belli başlı durakları boyunca bütün Filistin halk intifada ve ayaklanmalarında açıkça görülen buydu.

 

İSLAM, DİRENİŞİN STRATEJİK DERİNLİĞİDİR

 

Diğer yandan Filistin toprağının İslâm ve kutsal toprak olarak, iki kıbleden ilkini ve Harem ü Şerif’in üçüncüsünü içerdiğini dikkate alarak dini metin ve İslâmi anlamlarla irtibatlı kılınması, bu sunumu destekliyor ve çekişmeye geniş ve öz bir derinlik veriyor. Zira çekişme sadece Filistinlilerle sınırlı olamaz. Bütün Arapları ve Müslümanları da kapsamaktadır. Bu kartı ancak ahmaklar ziyan eder. Dolayısıyla İslâmilik her direniş hareketinin stratejik derinliğinin bulunmasının şartıdır.

 

ÇEKİŞME İSLAM İLE BATI ARASINDA

 

Öte yandan çekişmenin, Siyonist oluşumun ve savaşın yapısı İslâmi eğilime götürmekte. Zira çekişme İslâm ile Batı arasındaki tarihi çekişmenin bir parçasıdır. Bu çekişme Hz. Peygamber’in (s.a.v) hayatında başladı, Bizans devletiyle, Roma İmparatorluğu'yla, Endülüs’te, Osmanlı Devleti ile Avrupa arasında sürdü ve son olarak emperyalizm ve Siyonizm ile devam ediyor.

 

BATI'NIN İSRAİL’E DESTEĞİNİN GEREKÇESİ

 

Bu noktanın göz ardı edilmesi vahim sonuçlara götürür. Tarafsız bir yorumcu bana Batı'nın İsrail’e desteğinin askerî, ekonomik ve siyasî gerekçesinin ne olduğunu söylesin. Tek gerekçe İslâm’a olan düşmanlık. Zira İsrail batan bir ekonomi ve askerî şirkettir. Batı Arap dünyasındaki çıkarlarını İsrail olmadan daha iyi yollarla sağlayabilirdi. Bu mesele ancak Batı'nın haçlı vicdanıyla gerekçelendirilebilir.

 

BATI'YLA MÜCADELE İSLAMİ RUHLA OLMALI

 

Gerçekten de Batı'nın bütün işaretleri, açıklamaları ve hareketleri İslâm ve İslâm sembollerine düşmanlığa dair açık ve güçlü bir izlenim veriyor. Bu ise hiç kuşkusuz insanların vicdanına ulaşıyor. Buna verilecek doğal cevap ise denk bir karşı koyuş olacaktır. Konu haçlı zihniyeti meselesi olduğundan mücadelesinin de İslâmi ruha dayanarak yapılması gerekir. Aksi takdirde konu çatışmadan kaçmaktır. Bu ise büyük bir kayıptır.

 

(Dr. Muhammed Moro, el-Arap Gazetesi / Londra, 27 Haziran 2007,

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İşte Filistin'i felakete yeni bir Afganistan yenibir Irak olma yolunda ilerleten mantıkta budur.

 

Görüldüğü gibi bazı odaklar için, sorun Filistin'in israil işgali altında olması değil. Laik bir iktidara sahip olması ve şeriatın uygulanmıyor oluşu.

 

Geçen hafta El Kaidenin ikinci ismi, Yayınladığı video kasette, HAMAS'ı desteklemeye devam edeceklerini ancak tek şartlarının Hamas'ın bir an önce Gazze'de şeriatı uygulamaya başlaması olduğunu söylüyordu. Hamas'ta Filistinde şeriat devletinin ilk adımı budur diyerek, resmi binalardaki Filistin bayraklarını indiriyor ve yakıyordu. Dikkatinizi çekerim, İsrail bile kolay kolay cesaret edemezdi Filistin bayraklarını gönderden indirmeye. O bayraklarki Elli yıldır Filistin direnişinin sembolu.

 

Gazze bir yandan İsrail operasyonlarıyla kanarken, bir yandan yakıt, su, gıda gibi en temel ihtiyaçlar hiçbir şekilde karşılanamazken HAMAS neyin kavgasını veriyor ? Gazzedeki komutanı Ebu İsmail aracılığıyla açıklıyor "Gazze'de içki satmak ve içmek yasak". Evet içki yasağıyla Gazze özgürlüğüne kavuşuyor tüm dertlerinden kurtuluyor.

 

El Fetih'i İsrail'le masaya oturmakla suçlayan, El Fetih şemsiyesi altında "cesur çocuk" u oynayan HAMAS'ın Gazze komutanı Ebu İsmail star gazetesinde yayınlanan röportajında "Peki Gazze'nin sorunlarını nasıl çözeceksiniz ?" sorusuna ne cevap veriyor ? şunu :" İsrail bize bakmak zorunda". yani "nerede bu devlet" sloganı.

 

Dünyada ulusal kurtuluş mücadeleleri ulusal ve bağımsızlıkçı kimlikten çıkarılıp islam devleti vs amaçlarla mücadele etme çizgisine sokulunca hep ne olmuştur ?. Dünyada böyle bir başarı kazanan ulusal direniş var mı ?. Emperyalizmin elli yıllık oyunudur bağımsızlık mücadelelerini din kavgasına çevirir gerisi kolaydır.

 

Bakalım bağımslık mücadelelerini ulusal çizgiden "dini" çizgiye kaydıranların haline. :

 

Afganistan : Sovyetler Birliği işgalini gördü. 10 yıllık Sovyet işgali sırasında çatışmalarda ve rusların yaptığı katliamlarda 10-15 bin kişi öldü. Sovyetlerin çöküşü ve Afganistan işgalinin bitişinden sonra, Şeriatçı grupların kendi aralarındaki çatışmalarda bir yılda 4 milyon kişi öldü.

 

Irak : Irak artık direnişçilerin işgalcilerle olan savaşıyla değil. Şeriatçı grupların birbirleriyle olan savaşıyla anılıyor. Şeriatçı şii örgütler için, diğer şeriatçı örgütler ABD den daha büyük düşman. Sunni şeriatçı örgütler içinde şiiler ABD den daha fazla düşman. Birbirlerinin camiilerini bombalayacak kadar.

 

Cezayir: yıllarca Fransızlara karşı çok güçlü bir ulusal mücadele verildi. Fransızlar artık cezayiri terketmek zorunda kaldılar. Daha sonra ortalığa şeriatçı örgütler türedi ve Cezayirde iç savaş başladı. Görülmedik vahşette katliamlar yaptı taraflar. Ve yıllarca barbar Fransız lejyonerleriyle yola getirilemeyen cezayir. iş savaşlarla batıya bağımlı hale geldi.

 

Hindistan: Mahatma Gandhi'nin ulusal cephesi pasif direniş yöntemiyle Hindistan'ı bağımsızlığına kavuşturdu. İngilizler Hindistandan çekildikten sonra, Cinnah'ı desteklediler. Ve hindistan dini gerekçelerle ikiye bölündü. Ve Pakistan tam anlamıyla batının egemenliğine girdi. Pakistan kurulduğu günden beri ABD ve İngiltere'nin kuklasından başka bir şey olamadı. İngiltere isteyince parlemontayla ingilere isteyince askeri diktatörlükle yönetildi. Yanlış hatırlamıyorsam 60 yıllık tarihinde parlamentosu 10 yıldan fazla açık kalmamıştır. Ve böylece İngilizler bölgedeki en stratejik konumdaki sömürgelerini kaybetselerde Hindistanı ikiye bölerek bölgede kalabildiler.

 

İrlanda, Yüzyıllarca İngilizlere karşı bağımsızlık mücadelesi verdi. Eamon De Valeria liderliğindeki İranın zaferinden sonra bağımsız İrlanda devleti kuruldu. Ancak kuzey İngilizlerin elinde kalmıştı. Kuzey İrlandada yeniden İRA kuruldu ve mücadeleye devam etti. İngilizler artık bu mücadeleden bunalmış ve İngiltere Başbakanın koltuğunun altına dahi bomba yerleştirebilen İRA'dan yılmışlardı. Ne yaptılar çeşitli provakasyonlarla Kuzey İrlanda da protestan, katolik çatışması başlattılar. Ve Kuzey İrlandalılar için Kuzey İrlanda'nın katolikmi yoksa protestanmı olacağı İngiltereye bağımlı mı yoksa bağımsızmı olacağından daha önemli bir konu oldu. Ve protestanlar, protestanlık, katoliklerde katoliklik için savaşmaya başladılar. Sonuç Kuzey İrlanda inilterenin elinde kaldı.

 

Çeçenistan: Cahar Dudayev önclüğünde 1990 ların başında milli bir mücadele başladı. Dudayev yaşarken daha yalpalanmalar olsada, Dudayev'in ölümünden sonra Şamil Basayev'in güç kazanmasıyla bağımsızlık temasıyla yürüyen direniş, "şeriat devleti kurma" temasıyla yürümeye başladı. El-Kaide ile kurulan akrabalık neticesinde, beslan, kafa kesip videoya çekmeler, moskovadaki tiyatro baskını gibi, aynen El-Kaide yöntemlerine benzeyen eylemler başladı. Beslan katliam'ından sonra, dünyanın Çeçenistana olan tüm sempatisi kayboldu. Gerek siyasi görüş, gerek eylem tarzı, gerekse giyim kuşam olarak tam birer el-kaide militanına dönen çeçen direnişçiler, Çeçenistan içindeki desteklerini kaybettiler ve marjinal gruplar haline geldiler. Daha önce işbirlikçi diye çeçenlerin nefret ettiği Kadirov Çeçen tarihinin en çok destek gören lideri oldu. Ve çeçen direnişçi komutanları birer birer avladı. Milli mücadele temasında iken tüm çeçenlerin desteğini alan direniş, el kaide eksenle ve şeriat amaçlı hale gelince, tüm desteğini yitirdi ve sadece internette propaganda videoları yayınlanan güçsüz bir harekete dönüştü. Ruslar tüm çeçenistanı ele geçirdi.

 

 

daha örnekler sıralanabilir. kısacası :

 

"islam devleti kurma, şeriat vs amaçlarla verilen hiçbir direniş, hiçbir ülkede zafer veya bağımsızlık getirmemiştir. aksini iddia edene dünya tarihi ortadadır. Bu işler slogan atıp rüya görmeye benzemez"

 

Birde tersini yapanlara bakalım.

 

Türkiye: Tam anlamıyla çökmüş ve İngilizlerin egemenliğine girmiş Osmanlı İmparatorluğu topraklarında Mustafa Kemal Atatürk, yakın silah arkadaşları ve eski ittihat terakkiciler tarafından milli bir mücadele başlatıldı. Tamamen ulusal egemenlik, bağımsılıkçılık ekseninde olan, din devleti rüyaları falan içermeyen bir mücadele. Toplumun tüm kesimlerinden destek gördü. ve kati bir zafer kazandı. İşgal altındaki bir topraktan güçlü bir cumhuriyet kurdu.

 

Mısır: Birinci dünya savaşından sonra İngilizlerin egemenliğine giren ve Gayri Resmi ingiliz sömürgesi olan Mısır'da Laik ve Arap Milliyetçisi ( daha sonra bu hareket adını Baas olarak alacaktır) Cemal Nasır öncülüğünde düzenlenen ihtilalle önce ülkedeki ingiliz egemenliğine son verildi. Daha sonra bir rüya sanılan Süveyş Kanalının millileştirilmesi gerçekleştirildi. Daha bir kaç yıl öncesine kadar ingiliz hakimiyetinden bulunan Mısır ve ordusu Sina yarım adasını geri almak için adaya çıkarma yapan, İngiliz, Fransız ve İsrail birliklerini bozguna uğrattı ve sina yarım adasını topraklarında tuttu. Nasır ve daha sonra Enver Sedat liderliğinde Mısır güçlü ve bağımsız bir devlete dönüştü.

 

Suriye :Mısırda doğan laik ve milliyetçi Baas akımı Suriyeye sıçradı. Ve suriyede mısırda olduğu gibi petrollerin millileştirilmesi. İngilizlerin elinde olan tüm petrol imtiyazlarının iptal edilmesiyle Suriye devleti mutlak bir bağımsızlık kazandı. ve bugün halen Laik rejimle yönetilen Suriye bölgede ABD yi ve ingiltereyi en çok rahatsız eden devletlerdendir.

 

Irak: Laik ve arap milliyetçisi Baas hareketi Irak'a da sıçradı. Ve baas hareketi İngilizleri Irak'tan atıp. Bağımsız Irak devletini kurdu. Bu devlet 2003 te başlayan ABD işgaline kadar ayakta kaldı.

 

Filistin: İsrail devletinin kurulmasıyla, Ürdün ve İsrail arasında kalan topraklarda, Milli ve bağımsızlıkçı bir direniş başladı. Direniş sadece müslümanları değil bölgedeki hristiyan azınlığında desteğini aldı. Dünya müslüman bir toprakta, İsrail ve ABD ye intikam çağrıları yapan papazların konuşmalarını izledi. Direniş çizgisini milli ve bağımsızlıkçı bir çizgide sürdürdü. Müslüman kimliğini her zaman taşıdı. ancak hiçbir zaman amacını bir şeriat devleti kurmak gibi saiklere götürmedi. İsrail'in dünyada desteğini azaltmak için kendisine yüklediği "haçlı seferinin intikamını alıyorlar" propagandasını, gerek hristiyan azınlığın desteğiyle gerekse, George Habash gibi Hristiyan direniş liderleriyle çürüttü. Filistin mücadelesi elli yıl boyunca bir bütünlük arzetti. Batı ne kadar sessiz kalsada, İsrail ne kadar avantajlar elde etsede. Dünya kamuoyunda Filistin'lilerin haklılığı herzaman daim oldu. Ve bu destek Filistin için daima bir avantaj oldu. Kavuştuğu özerk statüyle Filistin tüm dünya tarafından gayri resmi olarak tanınır oldu. Yani milli mücadele, Bir kısmı ürdün bir kısmı resmi olarak İsrail topraklarında yaşıyan insanları bir devlet altında topladı ve dünyaya bunu tescil ettirdi, tanınmayı başardı. Hristiyan azınlığında Filistin mücadelesine tam destek vermesiyle, Kızılhaç gibi örgütler Filistin mücadelesine destek verdi.

 

Bir yanda, mescid-i aksaya kavuşmak için gözyaşı döken filistinli müslümanlar, bir yanda Kitaplarıyla Filistin mücadelesini tüm dünyaya anlatan Filistinli Hristiyan Edward Said, Filistin mücadelesinin bir din savaşı değil, bir ulusal kurtuluş mücadelesi olduğunu tüm dünyaya gösterdi.

 

Şimdi ne oldu, Filistin mücadelesi bu bütünlüklü, birleşik, ulusal tümdenliğe önem veren çizgisinden HAMAS eliyle, bir afganistan bir çeçenistan akıbetine doğru sürüklenmeye çalışılmaktadır.

 

Bazıları için bu kendi fikirleri açısında güzel sloganlara malzeme olabilir. Ancak onlar içinde çeçenistan, ırak, afganistan sadece slogandır. Zira çeçenistana, ıraka, afganistana bakıp şeriat rüyaları görenlerin, gerçeğin acımasız çarpıcılığıyla uykularından uyanırlar.

 

umalımki Filistin'de bu kabusa düşmesin, zafer yüzyıllık çabayla olabilir ama yenilgi herzaman bir günde gerçekleşir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arafat’ı Dahlan’ın öldürdüğü belgelendi

 

 

Hamas, Siyonist işbirlikçisinin gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Hamas’ın Gazze’de Filistin İçişleri eski Başkanı Muhammed Dahlan’ın karargâhında bulduğu bir gizli belge daha yayımlandı.

Yayımlanan belgede Arafat’ı Dahlan’ın öldürdüğü kesinleşti. İsrail Savunma Bakanı’na Filistin lideri Yaser Arafat’ın ölümünün yaklaştığını yazan Dahlan, Mofaz’a şu teklifte bulunuyor: “Şundan emin olun ki, Sayın Arafat artık son günlerini sayıyor. Fakat bırakın da bu işi sizin metodunuza göre değil, bizim metodumuza göre bitirelim.”

 

Terör devleti İsrail'e karşı en büyük ve etkin mücadeleyi veren Hamas, Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesinden sonra Filistin İçişleri eski Başkanı Muhammed Dahlan’ın karargâhında bulduğu bir gizli belgeyi daha yayımladı. Yeni belge, Filistin Güvenlik eski Bakanı Muhammed Dahlan’ın bakanlığı döneminde İsrail eski Savunma Bakanı Shaul Mofaz’a yazdığı ve Arafat’ın öldürülmesine karıştığını gösteriyor. Dahlan mektubunda, Filistin’e hâkim olan genel istikrarsızlık havasından bahsettikten sonra İsrail’le birlikte yaşama düşüncesini kabul etmeyenlerin kökünün kazınacağını söylüyor. İsrail Savunma Bakanı’na Filistin lideri Yaser Arafat’ın ölümünün yaklaştığını yazan Dahlan, Mofaz’a şu teklifte bulunuyor: “Şundan emin olun ki, Sayın Arafat artık son günlerini sayıyor. Fakat bırakın da bu işi sizin metodunuza göre değil, bizim metodumuza göre bitirelim.” Dahlan’ın mektubunda, İsrailli bakana Filistin Parlamentosu’ndaki bir çok bakanı teşvik veya şantajla kendisine çekmeyi başardığını yazdığı ve “Başkan Bush’un önünde verdiğim sözleri yerine getirmek için hayatımı vermeye hazırım” dediği görülüyor. Dahlan’ın Mofaz’a mektubu şu şekilde devam ediyor: “Meclis üyelerinin çoğunu teşvik ve şantajla kendi yanımıza çekmeyi ve onu (Arafat’ı) değil bizi desteklemesini sağlamayı başardık. Fakat sürprizlerden korkuyoruz. Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı diğer kurumlara gelince, bunların bitirilmesi ve tamamen içinin boşaltılması gerekmektedir. Neye mal olursa olsun Batı Yaka’da ve Gazze’de bunların toplanmasını önlemenizi dilerim. Bu bizim çıkarımıza olmaktan önce sizin çıkarınızadır.” Dahlan, İsrail Savunma Bakanı Shaul Mofaz’a yazdığı 13.07.2003 tarihli mektubunu, Mofaz’a ve Sharon’a minnetlerini sunarak noktalıyor.

 

 

KURU GÜRÜLTÜLERE BAKMAMAK LAZIM.

EL FETİH RAYINDAN ÇIKMIŞDIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hamas ile el kaide arasında kurulmak istenen ilişkiyi anlamıyor degiliz.

bu ilişkiyi amerikan/israil'in ve onların agzıyla konuşanların söyledigini de bilmiyor degiliz.

hamas ile el fetih arasında bir sorun yok.

asıl sorun el fetihin içinde bulunan amerikan/israil işbirlikçilerledir.

hamas Gazzede filistinin diger bölgelerinden ayrı bir 'devletcik' kurmaya da niyetli olmadıgını devamlı süretde açıklıyor.

ama aynı agızlar Filistini bölmek için Hamasın sanki böyle bir niyeti varmış gibi bir hava estiriyorlar.

haması köşeye şıkıştırmak isteyenlere ve onların agızlarına bir bakın, gerçek kendiliginden ortaya çıkıyor zaten.

amerika/israil, despotik arap rejimleri, ab'nin şahinleri...

valla bunlar bana hiçde güven vermiyor ve sırf İslama olan önyargılarımdan dolayıda iş bu emperyalistlerin agzını kullanmak mümkün degildir.

ama gelin görünki kraldan fazla kralcıları ikni etmek ne mümkün.

zavallı olanlar, yazık onlara.

selametler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten kraldan çok kralcıları dinlemek boş ya.

 

Gazzeyi ele geçirdikten sonra, "Gazzede İslam devletinin ilk adımıdır bu" diyen kim HAMAS.

 

Filistin'in ulusak bayraklarını tüm resmi binalardan indiren kim HAMAS

 

Gazze'yi ele geçirdikten sonra, Şeriat yasaları uygulayan kim HAMAS.

 

ondan sonra çıkıp ortaya, kraldan çok kralcılık yapmak için "HAMAS Filistin'i bölmeye çalışmıyor" demek neyin mantığı. HAMAS Filistin'i bölmüştür. Gazzede Filistin devletinin yasaları değil, HAMAS'ın koyduğu Şeriat yasaları yürürlüktedir. Resmi binalarda Filistin bayrakları dalgalanmamaktadır artık.

 

Gazze'nin özerk filistin devletine ait olduğuna dair hiçbir emareyi ortada bırakmamıştır HAMAS.

 

Sen hala neden bahsediyorsun ?

 

Hamas şöyle demiş. Banane ne söylediğinden ben yaptığına bakarım.

 

İşte HAMAS ın zihniyetinde olan bir gazetenin yalanları. Şimdi dersin bu adamlara azıcık şerefiniz varsa, gösterin o belgeyi diye. sesleri çıkmaz. Bu sefer belden aşağı saldırmaya başlarlar. Mesela ne olabilir, bir el fetihlinin çıplak resimlerini falan çekip yayınlarlar vs.

 

Bunların işleri güçleri budur yani iftira mesela yukarıda bir arkadaş ne demiş :

 

Simdi de Mahmut Abbas, Hamas'a karsi Israil'den acik acik destek istemekten cekinmiyor. Hamas'in sadece kendi iktidarlari icin degil, Israil icin de buyuk bir tehlike oldugunu hatirlatmaktan da geri kalmiyor: "Eğer İsrail Hamas'a karşı harekete geçmezse Gazze Hamasistan olacak! Bu durumda da İsrail büyük bir terör dalgasıyla karşı karşıya kalacak." Israil ise "keske Gazze'den cikmasaydik" elestirilerini tartisiyor.

 

Şimdi bu adama diyebilirsin, kardeşim *********, Bir İsrail İstihbarat şefinin dünya basınına verdiği bir demeç sırasında sarfettiği sözleri, alıp bunu Mahmut Abbas söyledi demeye.

 

ama sesleri çıkmaz. Çünkü amaçları çamur at izi kalsındır.

 

Aynı şeyi milli gazeteye sorarsın, "nerede öyle bir mektup, siz gördünüzmü" diye. onlarında sesleri çıkmaz.

 

Çünkü hiçbir zaman bel üstü mücadele etmeyi beceremezler.

 

El Fetih şemsiyesi altına saklanıp, intihar saldırıları düzenlemek kolaydır. Ancak iki haftadır İsrail'İn Gazze operasyonlarında gördüğümüz gibi. İsrail askerleri Gazzeye girince, ortalıkta bir tane bile HAMAS militanı yoktur. Tv kameralarına artistlik pozlar veren Hamas militanları bodrumlarda kuytu köşelerde saklanmaktadır. İsrail iki hafta boyunca Gazze'de hiçbir karşı ateşle ve direnişle karşılaşmadan operasyonlarını yapmış, elini kolunu sallıya sallıya geri dönmüştür. Son İsrail askeride Gazze'den çekildikten sonra, Hamas militanları ortaya çıkmış, ve "Alkol Yasağı" getirmişlerdir.

 

Hamas'ın savaşı Filistinlilerledir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bay Cordoba, haklisin arkadasim. Bir haberi iyice tetkik etmeden yorumlamisim. Saldirgan uslubun olmaysaydi konuyla ilgili daha duzeyli bir bilgilendirmeye gidebilirdik. Yazdigim hicbir konuda tarafgirlik yapmiyorum, her kesimin hakli ve haksiz buldugum yanlarini zamani geldikce elestiriyorum. Benim "taraf" olma gibi bir luksum yok. Hele holiganlasma asla! Ama dogru bildiklerimi de soyler yanlislarimin duzeltilmesine musade ederim.

 

Ne Filistin'de ne de Afganistan'da yasiyoruz. Dunyada olup bitenler hakkinda herkes kendi anladigini, dusunduklerini paylasiyor. Turkiye'yi de konusmuyoruz ki bu denli fanatik olalim. Hal boyleyken, kaynagini dahi belirtmeden ust uste dizdigin incilerin, ipten mahrum bir sekilde dagilip duruyorlar onumde. Savasi red eden, barisla bir halkin kurtulabilecegini savunan kimsenin uslubu degil seninki. Dupeduz saldirganlik, kin, nefret, asiricilik... kokuyor hersey.

 

El-Fetih'le ilgili takildigim konuya gelince.. Ben dahilo hickimse Fetih'in mucadelesini kucumseyemez, yadsiyamaz. Adil olan birisinin tavri degildir bu. Elestiriye konu olan kisilerdir, isimlerdir. Dahlan'dir, Abbas'tir. Bir diger elestiri ise; Amerika ve Israil'in planlarina yoneliktir.

 

Ortada o kadar buyuk laflar dolasiyor ki... Oncelikle bu buyuk laflara kaynak sun bay cordoba. Hangi haber kaynaklarinda geciyor iddialarin, onlari gorelim ve oyle tartisalim. Holiganca degil ama, dusmanca hic degil!

 

Selam ile..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Filistin bu duruma nasil getirildi? Ibrahim Karagul'den dinleyelim..

 

Hamas'ın Gazze'de ezici bir üstünlük sağlamasından, Batı Şeria'da etkin bir güç olduğunu göstermesinden sonraki sürece bakalım: Filistin halkının seçimine karşı ABD, İsrail, ?Filistin'in Karzaisi? olarak tayin edilen Mahmud Abbas'ın El Fetih grubu ve bazı Arap ülkeleri aynı safta buluştu. Önce ağır ambargo başlatıldı. Filistinliler açlıkla terbiye edilecek, Hamas çaresiz bırakılacak, diz çöktürülecekti. Başarısız oldu. Sonra iç çatışmalar başlatıldı. Tıpkı Irak'taki Şii-Sünni çatışması gibi. Sayısız ateşkes ilan edildi, Mekke Anlaşması yapıldı ve Ulusal Birlik Hükümeti kuruldu. Ambargo da, iç çatışma da, Mekke Anlaşması da Hamas'ı tasfiye etmek için bir süreç olarak uygulandı.

 

El Fetih, İsrail ve ABD omuz omuza Filistin'in bir kesimine savaş ilan etti. Mısır'dan, İsrail'den El Fetih'e silah yağdırıldı. Halk ambargo altında kıvranırken Abbas'ın kadrosuna milyonlarca dolar dağıtıldı. Ne de olsa o, Afganistan'da, Irak'ta, Lübnan'da oluşturulan yeni iktidar elitlerinden, kukla liderlerden biriydi. Çatışmalar yaşanırken İsrail Abbas'a her an yardıma hazır olduğunu açıklıyor, bu yardımı da yapıyordu. Çatışmalar sırasında İsrail kontrol noktalaları El Fetih militanlarına tamamen açıldı. Sonunda olan oldu, Hamas El Fetih'i Gazze'den çıkarttı.

 

Abbas, eline tutuşturulan programı harfiyen uyguluyordu. Hamas'ı yasadışı, seçimle işbaşına gelen temsilcileri hain ilan etti. Batı Şeria'da Hamas yanlılarına karşı İsrail ile birlikte operasyonlar başlattı. Olağanüstü hal kararı aldı. Ardından IMF ve Dünya Bankasın'dan, ABD ve İsrail'le işi ilişkileri olan Selam Feyyad'a hükümeti kurma görevi verdi. Tabi ABD'nin talimatıyla.

 

ABD, AB ve İsrail, Abbas yönetimine mali yardımlar başlatırken Gazze'yi ölüme mahkum etti. Demokratik seçimleri kimse hatırlamıyordu. Söz konusu olan direniş kanadının tasfiyesiydi. Direnişi de Hamas temsil ediyordu.

 

Lübnan'da aynı senaryo uygulanmadı mı? O zaman da Hizbullah İsrail'in ateş gücüyle tasfiye edilecekti, ABD, İsrail, Lübnan yönetimi ve bazı Arap ülkeleri tarafından. Büyük bir sürpriz yaşandı. İsrail rezil bir yenilgiyle geri çekilmek zorunda kaldı. Ardından ABD ve İsrail'in planladığı gibi Lübnan'a uluslararası güç yerleştirildi. Türkiye de asker gönderdi. Bu gücün amacı Hizbullah'ı silahsızlandırmaktı. Şu ana kadar başarılamadı. Ama Lübnan'da Şii Hizbullah'tan sonra Sünni Filistinliler de ayakta, çatışmalar sürüyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bay Cordoba, haklisin arkadasim. Bir haberi iyice tetkik etmeden yorumlamisim. Saldirgan uslubun olmaysaydi konuyla ilgili daha duzeyli bir bilgilendirmeye gidebilirdik. Yazdigim hicbir konuda tarafgirlik yapmiyorum, her kesimin hakli ve haksiz buldugum yanlarini zamani geldikce elestiriyorum. Benim "taraf" olma gibi bir luksum yok. Hele holiganlasma asla! Ama dogru bildiklerimi de soyler yanlislarimin duzeltilmesine musade ederim.

 

Ne Filistin'de ne de Afganistan'da yasiyoruz. Dunyada olup bitenler hakkinda herkes kendi anladigini, dusunduklerini paylasiyor. Turkiye'yi de konusmuyoruz ki bu denli fanatik olalim. Hal boyleyken, kaynagini dahi belirtmeden ust uste dizdigin incilerin, ipten mahrum bir sekilde dagilip duruyorlar onumde. Savasi red eden, barisla bir halkin kurtulabilecegini savunan kimsenin uslubu degil seninki. Dupeduz saldirganlik, kin, nefret, asiricilik... kokuyor hersey.

 

El-Fetih'le ilgili takildigim konuya gelince.. Ben dahilo hickimse Fetih'in mucadelesini kucumseyemez, yadsiyamaz. Adil olan birisinin tavri degildir bu. Elestiriye konu olan kisilerdir, isimlerdir. Dahlan'dir, Abbas'tir. Bir diger elestiri ise; Amerika ve Israil'in planlarina yoneliktir.

 

Ortada o kadar buyuk laflar dolasiyor ki... Oncelikle bu buyuk laflara kaynak sun bay cordoba. Hangi haber kaynaklarinda geciyor iddialarin, onlari gorelim ve oyle tartisalim. Holiganca degil ama, dusmanca hic degil!

 

Selam ile..

 

öncelikle uslupmuş ve taraftar olmamakmış. Şimdi bu arkadaşların kaynaklarına bakalım, Akit, Milli Gazete, Yeni Şafak gerçekten tarafsızlık adına şahane kaynaklar :)

 

Biri kalkar, Abbas şöyle demiş der. Yalan deriz çünkü yalandır.

 

Biri kalkar, Dahlan Arafat'ı öldürmüş, İsrail'e mektup yazmış, Belgelendi der. Hani belge deriz zira buda yalandır.

 

Benim anlattıklarımmı hangi haber kaynaklarında geçiyor ?

 

Hamas'ın Gazze'de Filistin devletinin bayraklarını indirmesimi ?

 

Hamas'ın "Gazze'de islam devletinin ilk adımıdır bu" beyanı mı ?

 

Hamas'ın Gazze'de Şeriat yasalarını uygulamaya başlaması mı?

 

İsrail'İn tarihindeki ilk kez karşı ateşle karşılaşmadan Gazze'de operasyon yaptığımı

 

Bunlarmı hangi haber kaynaklarında geçiyor ?

 

Tüm haber kaynakları, Hamas'ın kendisi ve gözleri olan herkes desem.

 

Zira ben iftiralarla, yalanlarla, fanatik taraftar basın organlarının ağzıyla konuşmam. Şu söylediklerimden birisini yalanlıyabilecek olanında her söylediğini kabul eder haklısın derim.

 

Birde "Filistin Halkı'nın tercihi" imiş. Filistin halkı Hamas'a. Filistin bayraklarını gönderden indir diyerekmi oy vermiştir. Yaser Arafat'ın evini yerle bir et. Tabloları üstünde poz ver. Gazze duvarlarında bulunan bütün resimlerine kurşun yağdır diyerekmi oy vermiştir.

 

Filistin devletini temsil eden herşeyi Gazze'de yok et diyerek mi oy vermiştir ?

 

Gazze'de Şeriat yasaları uygula. Yada Gazzede "İslam devleti" kur diyerekmi oy vermiştir ?

 

Sorun Filistin değil kişilermiş. Filistin bayrakları Dahlan'ı, Abbas'ımı temsil ediyorduda HAMAS hepsini indirdi.

 

Filistin devleti yasaları Dahlan'ı Abbas'ı mı temsil ediyorduda HAMAS onları askıya alıp yerine kendi yasalarını getirdi ?

 

Gazze'yi ele geçir. Filistin devletini temsil eden ne varsa hepsini yerlebir et. Bayrakları gönderden indir yerine kendi bayrağını as. Filistin devleti yasalarını askıya al kendininkileri uygula. Peki Gazze'yi nasıl yöneteceksiniz sorusuna "İsrail bize bakmak zorunda" diyerek karşılık ver.

 

Mahmut Abbas Hamasın arap devletleri tarafından bile yalıtıldığı bir dönemde. Onunla geniş tabanlı hükümet kurdu. Çıkıp tüm dünyaya "Bu geniş tabanlı hükümeti sindirmek zorundasınız " dedi. HAMAS ne yaptı. Hükümet kurulur kurulmaz. Fırsat bu fırsattır düşmanı uykuda basalım mantığıyla Gazzede saldırılara başladı.

 

Sen kalkacaksın silah zoruyla ülkenin bir bölümünü ele geçireceksin. Orada devletin bayraklarını indireceksin. Devletin yasalarını askıya alıp kendi yasalarını uygulayacaksın. Filistin devletinin resmi komutanlarının evlerini basıp. Çoluklarıyla çocuklarıyla birlikte katledeceksin. Ondan sonra ülkenin devlet başkanı seni yasadışı ilan edince. Bunun adı haksızlık olacak öyle mi ?

 

Ya siz bu mantığı insan mantığının neresine sığdırıyorsunuz ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçekten kraldan çok kralcıları dinlemek boş ya.

 

Gazzeyi ele geçirdikten sonra, "Gazzede İslam devletinin ilk adımıdır bu" diyen kim HAMAS.

 

Filistin'in ulusak bayraklarını tüm resmi binalardan indiren kim HAMAS

 

Gazze'yi ele geçirdikten sonra, Şeriat yasaları uygulayan kim HAMAS.

 

ondan sonra çıkıp ortaya, kraldan çok kralcılık yapmak için "HAMAS Filistin'i bölmeye çalışmıyor" demek neyin mantığı. HAMAS Filistin'i bölmüştür. Gazzede Filistin devletinin yasaları değil, HAMAS'ın koyduğu Şeriat yasaları yürürlüktedir. Resmi binalarda Filistin bayrakları dalgalanmamaktadır artık.

 

Gazze'nin özerk filistin devletine ait olduğuna dair hiçbir emareyi ortada bırakmamıştır HAMAS.

 

Sen hala neden bahsediyorsun ?

 

Hamas şöyle demiş. Banane ne söylediğinden ben yaptığına bakarım.

 

İşte HAMAS ın zihniyetinde olan bir gazetenin yalanları. Şimdi dersin bu adamlara azıcık şerefiniz varsa, gösterin o belgeyi diye. sesleri çıkmaz. Bu sefer belden aşağı saldırmaya başlarlar. Mesela ne olabilir, bir el fetihlinin çıplak resimlerini falan çekip yayınlarlar vs.

 

 

ya kardeşim sen neden bahsediyorsun.

nerede bu devlet bizim neden haberimiz olmuyor.

hani nerede bu devlet...

hadi, her şeyi bir kenera bırakdık da neden batı şeria bölünmüş olmuyor ve bölen elfetih işbirlikci abbas ve dahlan olmuyor..

 

gel seçimlere gir diyeceksin, ondan sonra seçilmişleri tanımayacaksın, iktidarı alavera dalavera vermeyeceksin, yasal hükümete darbe yapmaya kalkacaksın, agababalarında her türlü anti demokratik olarak engel olacak vb. vb. vb.

eee ondan sonra kalkacak birileri (abd, israil, batı, despot araplar vb...) neymiş hamas filistini bölmüş müş müşş.

hadi ordan filistin ne zaman birleşikdi ki.

 

abbas ve dahlan ve benzerlerinin filistine verecek bir şeyi yoktur ve el fetih bunları tasfiye etmelidir.

 

cordoba senin ve gibilerin derdi filistin ve oradaki terör devleti israilin zulümleri falan degil.

sizin derdiniz İslam, bu çok açık....

filistin bu süreçden sonra asıl tamlıgını saglayabilir ve ama işbirlikçilikle halkını satmakla degil.

siz haması bu duruma getiren süreçleri şöyle bir gözde geçirin ama klasik duydugumuz şeyleri tekrar edip durmayın.

 

Mahmut Abbas Hamasın arap devletleri tarafından bile yalıtıldığı bir dönemde. Onunla geniş tabanlı hükümet kurdu. Çıkıp tüm dünyaya "Bu geniş tabanlı hükümeti sindirmek zorundasınız " dedi. HAMAS ne yaptı. Hükümet kurulur kurulmaz. Fırsat bu fırsattır düşmanı uykuda basalım mantığıyla Gazzede saldırılara başladı.

 

 

dostum sen gerçekten herkesi kör, sagır mı sanıyorsun.

bu yazdıklarını hangi kaynaklardan alıyorsun.

şimdi şu İslam fobini bir kenera bırak.

 

senin bu yazdıgından abbasın ne kadarda uzlaşmacı bir kişi oldugunu sanacaklar.

yok böyle bir şey.

bu süreçde, demokratik süreçde hem abbasın hemde hamasın demeçlerine iyi bak bakalım kim uzlaşmacı kim degil.?

 

haması, ne abd ne ab nede maşa israil ve arap rejimleri, demokratik seçimleri kazanmasından buyana çekemediler.

görüntüyü kurtarmak ve biraz 'yontmak' için bir üddet ses çıkarmadılar. destek olmadılar hatta köstek oldular ama dedigim gibi görüntüye karışmadılar. demokratlar ya. ögütemeyincede sahneden atmak istediler...

aynı süreçleri türkiyede sık sık yaşıyoruz..

 

insanlar ne konuştuguna ve kimin agzından konuştuguna dikkat etmelidirler.

bir şeye olan kinimiz bizi adaletsizlik yapmaya itmemelidir.

 

ben bu forumda nedense ucundan kıyısından İslami bir görünürlük arz eden durumlara karşı İslamın dışındaki kişilerin nesnel yaklaşımlarını hiç göremedim...

hamas tabiki hep suçsuz degil ama buraya nasıl gelindi iyi bilmek lazım.

nihayetinde onlarda filistinli....

 

yanılmayalım ve yanıltmayalım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kim islam dışı ?

 

Sen kendini oturduğun yerden herkesten daha fazla müslümanmı sanıyorsun ?

 

Müslümanlığı dünyada bir tek HAMAS temsil ediyorda, onu eleştirenlerde kafir dimi.

 

Evet bu insanların mantığına göre bu böyledir. Bunun HAMAS'ın mantığından bir farkıda yoktur. Siz hamasımı eleştirdiniz o zaman islam düşmanısınız. Dünyada müslümanlığın temsilci hamas'tır, müslüman kardeşlerdir, el kaide dir. Onlara karşı olanlarda müslüman olamaz.

 

Şimdi bu vatandaş, önce fikir tartışması yapmaya çalışıyor. Ondan sonra aynı akit bilmem ne gazeteleri ağzıyla. Kendini tartışmada tek savunma tarzı bu "siz müslüman değilsiniz".

 

Ya merak ediyorum siz karşınızdakini kafir ilan etmeden tartışmayı hiç öğrenemeyecek misiniz ?

 

Adam kalkmış, bir kişi hakkında ağır ithamlar içeren iddiayı ortaya atmış. Yok Dahlan israile mektup yazmış Arafat'ı öldürecek diye. Biz ne diyoruz, varsa gururun iddianın arkasında durursun. "Belgeli" diyen adam paylaşır . Neredeymiş o mektup, kim okumuş ?

 

Vatandaş kendi fikriyatının klasik savunma yöntemine girmiş hemen "siz müslüman değilsiniz, siz islamın düşmanısınız"

 

Oturup linç çığırtkanlığı yapmadan tartışmayı becerebilmek üstün bir meziyet değildir. Kaldıki kimsede silah zoruyla tartışmak zorunda bırakılmıyor.

 

ya kardeşim sen neden bahsediyorsun.

nerede bu devlet bizim neden haberimiz olmuyor.

hani nerede bu devlet...

..

 

Filistin özerk bir devlettir. Birleşmiş Milletlerde temsil edilir. Ankarada Filistin Büyükelçisi vardır. Daha Filistin'in ne olduğunu bile bilmeyen. Filistin'e olan tek ilgili, Hamas Gazze'de şeriat uygulamaya başlayınca olan birisinin bunları bilmemesi gayet normal.

 

 

gel seçimlere gir diyeceksin, ondan sonra seçilmişleri tanımayacaksın, iktidarı alavera dalavera vermeyeceksin, yasal hükümete darbe yapmaya kalkacaksın, agababalarında her türlü anti demokratik olarak engel olacak vb. vb. vb.

eee ondan sonra kalkacak birileri (abd, israil, batı, despot araplar vb...) neymiş hamas filistini bölmüş müş müşş.

hadi ordan filistin ne zaman birleşikdi ki...

 

 

 

"Filistin başbakanı İsmail Haniye hükümet kurma çalışmalarının sona erdiğini duyurduktan kısa bir süre sonra hükümete iştirak eden bakanların nihayi listesini Mahmud Abbas'a sundu. Mahmud Abbas'ın listeyi onaylamasının ardından yaptığı açıklamada, listeden memnun olduğunu açıkladı. İsrail, İsmail Haniye'nin Abbas'a sunduğu yeni Filistin kabinesiyle görüşmeyi reddettiğini açıklarken, Beyaz Saray, İsrail ile müzakerelere olanak sağlaması için, Abbas'ı Orta Doğu Dörtlüsünün uluslararası taleplerine yanıt vermeye çağırdı. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa ise Haniye tarafından Mahmud Abbas'a sunulan yeni kabineden memnun olduklarını açıkladı. Musa, yaptığı yazılı açıklamada, yeni hükümetin kurulmasının ardından uluslararası toplumu Filistinlilere uygulanan boykotu kaldırmaya çağırdı.

"http://www.tgrthaber.com.tr/news_view.aspx?guid=6a1c74cc-3990-40fd-af5a-9bc6ff4f6b66

 

El Fetih tüm baskılara rağmen Hamas'la "birlik hükümeti" ni kurmuş. ve dünyaya bu hükümeti içinize sindirmek zorundasınız demiştir. Hükümet kurulduktan sonra ise, Hamas Gazzede isyan başlatmıştır. Filistin Hamas isyan başlatana kadar her zaman birleşikti. Bir gün bile ayrı olmadı. Derdi Filistinde İsrail zulmune son vermek değil. Filistinde şeriat devleti kurmak olan hamas piyasaya çıkana kadar.

 

Masaya oturacaksın, El Fetih'le birlik hükümeti kuracaksın anlaşacaksın. ertesinde başlıyacaksın saldırılara. Ondan sonra kim uzlaşmacı he.

 

Okuyacaksın öğreneceksin.

 

dostum sen gerçekten herkesi kör, sagır mı sanıyorsun.

bu yazdıklarını hangi kaynaklardan alıyorsun.

şimdi şu İslam fobini bir kenera bırak...

 

bak ben kaynaklarımı ve gerçekleri açık açık ortaya koyuyorum. sen önce medeniyet fobini bir kenara bırak. Senin gibi düşünmeyen herkesi kafir diye karalayan birisi asla müslüman olamaz. Elhamdülillah müslümanım. Kimsenin dinine sataşmayacak. sıkıştığım yerde karşımdakinin dinine saldırmayacak kadarda ahlaklı bir müslümanım.

 

 

ben bu forumda nedense ucundan kıyısından İslami bir görünürlük arz eden durumlara karşı İslamın dışındaki kişilerin nesnel yaklaşımlarını hiç göremedim...

 

Bende bu forumda bazı beyinlerin, Şeriatçılığa yapılan eleştirileri müslümanlığa yapılmış gibi göstermeye çalışıp. sıkışınca cevap veremeyince şeriatçılığı eleştirenlere "kafir" etiketi vurmak dışında bir kapasitelerini göremedim. Karşısındakileri islamın dışında ilan etmeye teşebbüs edecek kadar gözü dönmüş insanların müslüman olabileceğine inanmakta gerçekten zor.

 

Not: hala bol slogan atanın iddiasının arkasında durmasınıda bekliyorum. Belgeli ispatlı diye sıralanan yalanların ispatını gösterebilmek gerekir dimi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

NOT: Asagidaki yazi BBC'nin haber sitesinde yayinlanmis, BBC Ortadogu Editoru Jeremy Bowen'a aittir. Yazinin bir kismi tarafimdan Turkce'ye tercume edilmistir. Yazinin tamamini ve orjinal metnini http://news.bbc.co.uk/1/hi/world/middle_east/6755579.stm adresinden bulabilirsiniz.

 

Filistinliler icin hayati bir gundu.

 

Filistin Devlet Baskani Mahmut Abbas Hamas'in secilmis Basbakanini gorevinden azlederek sikiyonetim ilan etti.

 

Etkili bir karardi ama bu Hamas'in Gazze kanadi uzerinde pek etkili olamadi.

 

Kavga sonucunda Hamas'in maskeli militanlari Gazze'nin bircok bolgesini kontrol altina aldi.

 

Fetih'in oncu kuvvetleri yenilgiye ugradi ve Gazze'nin yonetimi ele gecirildi.

 

'Onemli adam'

 

Hamas militanlari Gazze'de savasi kazandi, cunku Fetih'e oranla daha tecrubeliydiler.

 

Fetih'in kendileriyle birlikte olacaklarini dusundukleri bircok guc savasin icinde yer almadi, bazilari uzak durdu.

 

Diger lokal Fetih liderleri de Hamas'la catismama taraftari oldular.

 

Hamas'a karsi sadakatle savasanlar Dahlan'in adamlariydi. Muhammed Dahlan; ABD'nin kendisinden Hamas'i alt etmesini umdugu kisi.

 

Fakat o da Gazze'de degildi ki adamlarinin basinda bulunsun. Fetih'in anahtar rolundeki hicbir kisinin bulunmamasi gibi.

 

Hamas Dahlan'in ofisinin kapisini kirip ofis masasini kursunladiginda, o saglik tedavisi icin Misir'da bulunuyordu.

 

Sonra Ramallah'a geri dondu, Mahmud Abbas'in yanina.

 

Dahlan'in ofisini kursunlayan kisi filme cekilmisti: "Bu Muhammed Dahlan gibi hain ********** adamlarin kaderidir!"

 

Sikiyonetimin siddeti durdurmasi gerekiyordu. Ancak olaylari daha kotuye dogru goturme riski de var.

 

Bazi Filistinliler, birlik hukumetinin son bulma seklinin devlet otoritesini

ve tam bagimsizliga giden yolda onemli unsurlari cokerteceginden korkuyorlar.

 

Bu unsurlarin umutlari, Israil Ordusunun son yedi yildaki saldirilari ve son olarak da Hamas'in secimleri kazanmasindan sonra Israil ve diger Bati ulkelerinin ekonomik yaptirimlariyla ellerinden alinmisti.

 

...

 

Olan, Dunya super guclerinin Hamas'i Filistin'den safdisi etme kararinin cokmesidir.

 

Gazze'de siddetin artmasina ve Filistinliler'in daha da bolunmesine neden olan ekonomik yaptirimlarin hedefi ya Hamas'i Israil'i tanimaya zorlamak ya da Hamas'i gucsuz birakmak amacina yonelikti.

 

Bu politikayla her iki amac da basarilamadi.

 

...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dahlan’ın Arafat’ı öldürdüğü belgelendi

 

Filistin'de binlerce belgeyi ele geçiren Hamas, Dahlan'ın Arafat'ı öldürdüğünü ortaya koyan belgeyi yayımladı.

04 Temmuz 2007 Çarşamba 12:07

 

Dünya Bülteni / Haber Merkezi'nden alinmistir.

 

Hamas, Filistin eski İçişleri Başkanı Muhammed Dahlan’ın karargahında ele geçirdiği bir gizli belgeyi daha yayımladı.

 

Yeni belge, Filistin Güvenlik eski Bakanı Muhammed Dahlan’ın bakanlığı döneminde İsrail eski Savunma Bakanı Shaul Mofaz’a yazdığı ve Arafat’ın öldürülmesine karıştığını gösteriyor.

 

Dahlan mektubunda, Filistin’e hâkim olan genel istikrarsızlık havasından bahsettikten sonra İsrail’le birlikte yaşama düşüncesini kabul etmeyenlerin kökünün kazınacağını söylüyor.

 

İsrail Savunma Bakanı’na Filistin lideri Yaser Arafat’ın ölümünün yaklaştığını yazan Dahlan, Mofaz’a şu teklifte bulunuyor: “Şundan emin olun ki, Sayın Arafat artık son günlerini sayıyor. Fakat bırakın da bu işi sizin metodunuza göre değil, bizim metodumuza göre bitirelim.”

 

Dahlan’ın mektubunda, İsrailli bakana Filistin Parlamentosu’ndaki bir çok bakanı teşvik veya şantajla kendisine çekmeyi başardığını yazdığı ve “Başkan Bush’un önünde verdiğim sözleri yerine getirmek için hayatımı vermeye hazırım” dediği görülüyor.

 

Dahlan’ın Mofaz’a mektubu şu şekilde devam ediyor: “Meclis üyelerinin çoğunu teşvik ve şantajla kendi yanımıza çekmeyi ve onu (Arafat’ı) değil bizi desteklemesini sağlamayı başardık. Fakat sürprizlerden korkuyoruz. Filistin Kurtuluş Örgütü’ne bağlı diğer kurumlara gelince, bunların bitirilmesi ve tamamen içinin boşaltılması gerekmektedir. Neye mal olursa olsun Batı Yaka’da ve Gazze’de bunların toplanmasını önlemenizi dilerim. Bu bizim çıkarımıza olmaktan önce sizin çıkarınızadır.”

 

Dahlan, İsrail Savunma Bakanı Shaul Mofaz’a yazdığı 13.07.2003 tarihli mektubunu, Mofaz’a ve Sharon’a minnetlerini sunarak noktalıyor.

 

İşte o gizli belge:

 

7446.jpg

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.