Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Sözde ulusalcılık özde abd'ciliğin iç yüzü...

 

Dün bir ihbarı değerlendiren Terörle Mücadele Şube Ekipleri, önceki gün sabaha karşı Çakmak Mahallesi'nde bulunan bir gecekonduya operasyon düzenlendiğini ve evde yapılan aramada 27 adet el bombası ile TNT patlayıcı kalıpları ve bol miktarda fünye ele geçirildiği belirtilmişti.

 

CUMHURİYET BOMBASIYLA AYNI

 

Gözaltına alınan ev sahibi Mehmet D., Mehmet D.'nin yeğeni Ali Y. bombaların emekli astsubay Oktay Y.'ye ait olduğunu söylediler. Kuvayi Milliye Derneği İstanbul Şube Başkanı olan Astsubay Y. de, güvenliğini üstlendiği sosyetik mekanda gözaltına alındı. Özel Harp Dairesi’nde görevli iken malUlen emekli olan Oktay Y.'nin evindeki aramada 4 adet silah ele geçirildi. Ele geçirilen el bombalarının Danıştay saldırısı öncesinde Cumhuriyet Gazetesi'ne atılanlarla aynı marka oldukları iddia edildi.

 

ULUSALCILARIN TANINMIŞ İSMİ

 

İstanbul polisin ayağa kaldıran ihbarın Trabzon Jandarma ihbar hattına yapıldığı öğrenildi. Trabzon Jandarma ihbar hattını arayan bir şahsın Ümraniye'de bir evin çatı katında el bombaları ve silahlar olduğunu ihbar ettiği, bombaların bulunduğu yeri ayrıntısıyla anlattığı ve bunun üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün operasyonu gerçekleştirdiği öğrenildi. Bu arada bombalı evde gözaltına alınan Ali Y.'nin polise önemli itiraflarda bulunduğu öğrenildi. Ali Y.'nin, Oktay Y. ve Mehmet D'yle sık sık bir araya gelip gizli toplantılar yaptıkları zanlıların, seçim öncesinde önemli bir siyasi kişiye bombalı saldırıda bulunacakları ifade edildi.

 

KERİNÇİZ İLE EYLEM ARKADAŞI

 

Mersin Devlet Hastanesi'nde çalışan Bekir Öztürk'ün kurucu genel başkan olduğu Kuvvai Milliye Derneği'nin İstanbul Şube Başkanı olan Oktay Y.'nin sık sık ulusalcı grupların eylemlerinde yer aldığı belirlendi. Avukat Kemal Kerinçsiz ve Danıştay Saldırısı davası sanıklarından emekli Yüzbaşı Muzzafer Tekin ile sık sık eylemlere katılan Oktay Y.'nin çeşitli gazete ve dergilerde yer alan yazılarında ise radikal milliyetçi söylemleri dile getirdiği kaydedildi. Oktay Y'nin başkanı olduğu derneğin basın sözcülüğü ise emekli Kurmay Albay Aziz Ergen yapıyor. Ergen, 2000-2001’de Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı yapmıştı.

 

ATABEYLER ÇETESİ’Nİ HATIRLATTI

 

Polisin Ümraniye'de yaptığı operasyon geçtiğimiz yılın mayıs ayında Ankara'da yapılan benzer bir operasyonu hatırlattı. 31 Mayıs 2006'da Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli bazı subay ve astsubaylar ile emekli TSK mensuplarının kullandığı belirlenen Ankara Eryaman'da bir eve yapılan operasyonda da, cephanelik bulunmuştu. Evde, çok sayıda silah, ismi PKK ile anılan C4 patlayıcı ve patlamaya hazır bomba düzenekleri, Danıştay baskınında kullanılan Glock marka tabanca ve bunlara ait MKE yapımı mermiler ele geçirilmişti. Kendilerine Atabeyler adını veren grubun hücre evi olarak kullandığı mekanda yapılan aramada çok sayıda patlayıcının yanı sıra, kontrgerilla çetesinin yemin metni, şifreli haberleşme sistemi ve Başbakan Erdoğan'ın Ankara Subayevleri'nde ikamet ettiği evinin ayrıntılı krokileri ele geçirilmişti.

 

 

 

Ümraniye'deki bir gecekonduda ele geçirilen el bombaları ve fünyelerin Danıştay saldırısının zanlısını azmettirdiği iddiasıyla yargılanan emekli subay Muzaffer Tekin ile bağlantılı olduğu öne sürüldü.

İstanbul polisi, kendisine ulaşan bir ihbar üzerine Ümraniye Çakmak Mahallesi, Güngör Sokak'taki gecekonduya bir operasyon düzenledi. Gecekonduda yapılan aramada, 27 adet el bombası ve fünyeler bulundu. Olayla ilgili olarak evde bulunan Mehmet Demirtaş ve yeğeni Ali Yiğit gözaltına alındı.

 

‘KIŞLANIN ÇÖPLÜĞÜNDE BULDUM’

 

Gözaltına alınan Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit adlı kişilerin yapılan sorgulamalarında, bombaların emekli özel harpçi Astsubay Oktay Yıldırım'a ait olduğunu itiraf ettikleri öne sürüldü. Zanlıların ifadeleri üzerine Oktay Yıldırım, güvenliğini üstlendiği sosyeteye ait ünlü bir mekanda gözaltına alındı. Oktay Yıldırım'ın adı, Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'ı azmettirdiği ileri sürülen Muzaffer Tekin'in yaralanmasından sonra sık sık hastaneyi ziyaret etmesiyle gündeme gelmişti.

 

Oktay Yıldırım Muzaffer Tekin gözaltındayken, “Sayın komutanım. Bu abdestle, bu namaz kılınmaz. Bu köprünün altından çok sular akacak'' diye bağırmış ve bu sözleri kayıtlara geçmişti. Oktay Yıldırım'ın bu bombaları Hasdal Kışlası'nın çöplüğünde bulduğunu söylediği de öne sürüldü.

 

FOTOĞRAFTA TEKİN'İ YANAĞINDAN ÖPÜYOR

 

Ümraniye'deki bir gecekonduya düzenlenen operasyonda ele geçirilen 27 adet el bombası ve fünyelerle ilgili olarak gözaltına alınan emekli astsubay Oktay Yıldırım, Danıştay saldırısıyla ilgili olarak çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan Muzaffer Tekin'i ilk tebrik edenlerden biriydi.

 

Yıldırım, adliye binasının kapısında Tekin'i kucaklayıp yanağından öperken görüntülendiği görüldü. Emekli Astsubay Yıldırım, Kuvay-ı Milliye Derneği'nin katıldığı eylemlerde de sıkça boy gösteriyor ve bu toplantılarda zaman zaman basın açıklaması yapıyordu.

 

alıntılayan bozan

  • Cevaplar 82
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Ulusalcıların ellerindeki patlayıcı maddeler kimden? Yerli malı yerliiiii....Yerli malı yurdun malı herjkes bunu kullanmalı değil mi?

 

Nazım Alpman'dan

 

 

Haberi veren gazetelerde hafif bir “mahcubiyet” var:

 

*İlginç gözaltı!

 

*Bombalarda ilginç isim!

 

*Tanıdık bombalar, tanıdık simler!

 

Bunlardan bir şey anlamak kolay değil elbette…

 

İçten içe bir yakınma vaziyeti söz konusu:

 

-Ah, ah bizim keratalar yine ne yaramazlık yapmışlar havası esiyor…

 

Ümraniye’de bir eve yapılan baskında 27 adet el bombası, TNT kalıpları, patlamaya hazır fünye ele geçiriliyor.

 

Patlayıcılar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de kullandığı Makine Kimya Endüstrisi (MKE) yapımı olduğu saptanmış durumda. Zaten “malların sahibi” de bu bilgileri doğruluyor:

 

-Bombaları Hastal Askeri Kışlası’nın çöplüğünden topladım!

 

İfadenin sahibi değerli bir vatansever… Kıvamında kahramanlıkları olan bir emekli asker:

 

-Kuvva-i Milliye Derneği kurucusu astsubay Oktay Yıldırım!

 

Operasyondan bir rastlantı daha çıkıyor:

 

-El bombaları Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının öz kardeşi!

 

Cumhuriyet gazetesi “kuvayi milliye ruhu” bakımından hiç kimsenin en ufak bir kuşku taşımayacağı kalibrede bir yayın organı olarak biliniyor. Fakat onun bahçesine atılan bombalar ile nereye atılacağı şimdilik bilinmeyen el bombaları da aynı damardan geliyor:

 

-Kuvva-i Milliye Derneği!

 

Bombalar ve patlayıcılar “iyi çocuklar bölüğünden” yetişmiş isimlerin kontrolünde…

 

Türkiye ise birden bire volkan hışmıyla yükselen “kırsal ve kentsel” terörün çaresini aramak için kıvranıyor.

 

Zirveler, zırvalar birbirini öpüyor.

 

Başbakan ülke içindeki 500 teröristi yakalayalım öncelikle diyor.

 

Ana muhalefet lideri ise çılgın bir arzuyla Kuzey Irak’a girmemiz gerektiğini belirtirken, Başbakan’ı da sınır dışına savuruyor:

 

-Aynı Barzani ve Talabani gibi konuşuyor!

 

Niye böyle yapıyor?

 

Partisini seçime hazırlıyor.

 

İktidara vuracak ki, kendi partisinin oyları yükselsin.

 

Neresine vuracak?

 

Gözü kapalı, nereye denk gelirse oraya…

 

Tıpkı “kör terör” diye adlandırılan durumdaki gibi.

 

Vizyona giren yine sistem tıkır tıkır çalışıyor.

 

Bir yandan demokratik sistem içinde seçime gidiliyor, diğer yandan bombalar patlatılıyor:

 

-Çok bombalı demokrasi işliyor!

 

alınyılayan bozan

Gönderi tarihi:

sözde ulusalcılık özde abd'cilik ile ilgili son gelişmeler

 

 

İstanbul Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarının nerede kullanılacağı hala belirlenemedi.

 

Bombaların sahibi Ulusalcı Kuvvai Milliye Derneği İstanbul il başkanı emekli astsubay Oktay Yıldırım, emniyetteki sorgusunda ifade vermeye yanaşmadığı belirtildi.

 

Ümraniye Güngör mahallesinde bulunan bir gecekonduda ele geçirilen 27 adet el bombası ve 18 adet fünye hala sırrını koruyor. Adeta cephaneliği andıran evin sahibi Mehmet D. ifadesinde el bombalarının ulusalcı Kuvvai Milliye Derneği İstanbul İl başkanı emekli astsubay Oktay Yıldırım'a ait olduğunu söylemişti. Bunun üzerine gözaltına alınan emekli astsubay Oktay Yıldırım ve Ali Y isimli zanlıların Terörle Mücadele Şubesindeki sorguları devam ediyor.

 

Sorguda, Emekli astsubay Yıldırım, bombaları Hasdal Askeri Kışlası'nın arkasında bulunan dere yatağında bulduğunu söyledi. Ancak bulduğu cephaneliği neden güvenlik güçlerine bildirmediği noktasına bir açıklık getiremedi. El bombaları üzerinde yapılan incelemede, bombalardan 18 tanesinin MKE, 3 tanesinin Alman yapımı ve 6 tanesinin NATO menşeli olduğu tespit edildi. Bu bombaların askeri cephanelikten çalındığına kesin gözüyle bakılıyor.

 

Terörle mücadele polisi yaptığı araştırmada ilginç sonuçlara ulaştı. İddialara göre el bombalarının bulunduğu muhafaza kutusunda üç adetinin eksik olduğu tespit edildi. Kayıp bombaların kullanılıp kullanılmadığı, kullanıldıysa nerede kullanıldığı, hala sırrını koruyor.

 

 

3 BOMBA KAYIP MI?

 

Yıldırım'dan ele geçirilen bombaların Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalarla benzerlik göstermesi ve gazete binasına yönelik saldırıda 3 adet bomba kullanılması dikkatleri bu noktaya çekti. Gazeteye atılan bombayla bu bombaların aynı olup olmadığı kriminal araştırması sonucu ortaya çıkacak.

 

İddiaları güçlendirecek bir gelişme de Ankara'dan geldi. Danıştay saldırısı sanıklarından Süleyman Esen'in avukatı Mehmet Ener bugün davanın görüldüğü 11. ağır ceza mahkemesine başvurarak Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarının nasıl temin edildiğinin araştırılmasını istedi. Cumhuriyet gazetesine bomba attığını itiraf eden Danıştay saldırısı sanığı Alparslan Aslan ilk ifadesinde el bombalarını Süleyman esen'in temin ettiğini söylemiş daha sonra ise bu ifadesini yalanlamıştı. Avukat Mehmet Ener bundan önce de iki defa mahkemeye başvurarak el bombalarının menşeinin araştırılmasını istemiş fakat bu talebi dikkate alınmamıştı.

 

Poliste çok fazla ifade vermeyen ulusalcı eylemlerin baş aktörü Emekli astsubay Oktay Yıldırım'ın ilişkileri mercek altına alındı. Bombaların neden Ümraniye’de bir evde tutulduğu bir eylemde kullanılıp kullanılmayacağı henüz netleşmiş değil. Ancak Oktay Yıldırım'ın www.kuvvaimilliye.net adresli internet sitesinde yazdığı son yazısı bazı eylemlerin habercisi gibi.

 

İşte Yıldırım’ın yazdıkları

 

ANKARA'DA, ULUS MEYDANINDA, ULUSA KARŞI, TÜRK ULUSUNA KARŞI BİR SALDIRI YAPILDI. YENİLERİ VE BELKİ DAHA FAZLA ZARARA YOL AÇANLARI YAPILACAK. YENİ BOMBALAR PATLAYACAK MEMLEKETİN KALBİNDE. BELKİ YENİ CİNAYETLER İŞLENECEK VE SUİKASTLAR YAPILACAK YENİ KAOSLAR İÇİN.

 

 

alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:

Gunumuz dunyasinda "taraf" olmak ve o dogrultuda tavir belirlemek hayli riskli bir istir. Oylesine kaygan bir zemin ki; dusunceniz ve tavirlarinizla gercekte neye hizmet ettiginizden emin olamiyorsunuz. Bazi korku, kaygi ve hassasiyetler uzerinden tehlikeli bir oyun oynaniyor Turkiye'de. O yuzden sloganlari sahiplenmeden once iyi dusunmek gerekiyor. bozan'in yaptigi alintilar bu yonuyle de okunmali.

 

Bu toplum butun siyasi hesaplarin otesinde baglarla baglidir birbirine. Bu dokuyu yillardir bozmaya calisanlar var. Her kesimden kafatasci, bagnaz ve iliklerine kadar kin ve nefret dolu cevreler atesle oynamakla kalmiyorlar, insanlari da o atese dogru surukluyorlar. Boylesi zihniyetlere devletin degisik kademelerinde de rastlanabiliyor. Hassasiyetlerimiz kullanilmaya uygun oldugu surece bu gibi insanlik dusmanlari soylemlerini daha mesru(!) bir zemine getirebilecek ve cesaretleneceklerdir. Evrensel insani degerlerle ters dusen dusunceler pratige dokuldukce, tahmin bile edemeyecegimiz acilarla yuzlesebiliriz. Bu tur fikirlerin uc noktalarda nereye varabileceklerini dusunmek bile insani urpertmeye yetiyor.

 

Yakin tarihimize bakildiginda, aslinda sadece bombalarin degil, senaryolarin butununun tanidik oldugu gorulecektir. Bizler her seferinde bu numaralari yuttugumuz icin, her yeni donemde cok da fazla degisiklige ugramadan yeniden uygulamaya sokuluyorlar. Evet, bunlarda vicdan bulunmaz! Ama halk olarak bizlerin de artik bu oyunlari bosa cikaracak bilinc duzeyine cikmamiz sart. Aksi taktirde yanibasimizda nice degerler solup gidecek...

 

Selam ile..

Gönderi tarihi:

Bulanık mantık...

 

İlk defa Bilim ve Teknik de gördüm daha sonra siyasi komplolar üzerinde çokca tespit ettim;toplumsal olay ve olgularda sezdim...

 

Yaşam bana bunu fısıldadı diyebilirim...

 

Nasıl mı bu mantık???

 

Bir şey Aristo mantığında olduğu gibi ya Z ya Z değildir olarak ele alınmıyor;0 ve 1 keskin çizgilerle ayrılmamış...

 

Ne kadar 0 ne kadar 1 karşımızdaki, olaya böyle bakılıyor...

 

Ve görüyorum ki günümüz olaylarını aydınlatmak gelişen mantık anlayışından geri kalarak mümkün olmuyor...

 

Maalesef bunu idrak edemeyenler sarmış vaziyette etrafı;"bir yerde bize zarar verildiyse bu onlardandır" deniliyor;kimse düşünmüyor "ne kadar onlardan ne kadar bizden" diye!!!

 

Dost-düşman

mı???

Ne kadar dost ne kadar düşman mı???

 

:zorro:

Gönderi tarihi:

Mantık hatası başka birşey mantık oyunu çok başka. Satrançta bir sonraki hamleyi kestirmek her zaman mümkün değil. Karşınızdaki oyuncuyu iyi tanımanız ve satrancı iyi bilmeniz sonucu etkiler. Türkiye'nin üzerinde satranç oynayanlar kirli amaçlarını gerçekleştirmek için hileye başvuracaklar biz gözümüzü oyundan biran başka bir yöne çevirdiğimizde taşları yerinden oynatacaklar. Bu bariz şekilde ortada.

Gönderi tarihi:

burada bahsedilen şahıslar ve dernekler ulusalcıları temsil etmez. bu şahısları tanımıyorum, bu derneklere üye değilim. cumhuriyet gazetesini ben bombalamadım.

 

çıkıp bu durumu burada ulusalcı kimliğiyle tartışmalara katılan arkadaşlara mal edecek nitelikteki yazıları sağdan soldan kopyalayıp buraya taşımak polemik yaratmaya çalışmaktan başka bir şey değildir.

 

sizin ulusalcılara söyleyecek bir şeyiniz olamaz. önce kendinizi aklayın. madem bu kadar çok şey biliyorsunuz cumhuriyet gazetesinde yazı yazan aydınların da faillerini bulup burada bizimle paylaşın. bunları da ben merak ediyorum. ortamı kuru gürültüyle ateşe vermek kolay.

Gönderi tarihi:

Sayın Rua dikkat ediyormusunuz pkk ve bölücülere tek kelime söyleyemeyenler hedefe ulusalcıları koyuyor bunu sormak lazım neden?

 

ulusalcıların ne oldukları belli ne istediklerinide ifade ediyorlar peki bu neüdüğü belirsiz kimseler neden her fırsatta ulusalcıları karalamak için gayret gösteriyor. Bunların öncelikli rakipleri onlar olduğu için olabilirmi, kimler bu ulusalcılar ve hangi çıkar yolları kapatılmış, mesnetsiz atıp tutmak buna denir.

 

İrticai faliyette bulunarak takiye yolu ile dereyi geçene kadar dayı modunda bulunanların niyeti üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.

Gönderi tarihi:
sözde ulusalcılık özde abd'cilik ile ilgili son gelişmeler

İstanbul Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombalarının nerede kullanılacağı hala belirlenemedi.

 

Bombaların sahibi Ulusalcı Kuvvai Milliye Derneği İstanbul il başkanı emekli astsubay Oktay Yıldırım, emniyetteki sorgusunda ifade vermeye .

.

.

.

ANKARA'DA, ULUS MEYDANINDA, ULUSA KARŞI, TÜRK ULUSUNA KARŞI BİR SALDIRI YAPILDI. YENİLERİ VE BELKİ DAHA FAZLA ZARARA YOL AÇANLARI YAPILACAK. YENİ BOMBALAR PATLAYACAK MEMLEKETİN KALBİNDE. BELKİ YENİ CİNAYETLER İŞLENECEK VE SUİKASTLAR YAPILACAK YENİ KAOSLAR İÇİN.

alıntılayan bozan

 

bakın, bu sayın arkadaşımız ulusalcıların en yumuşak noktasını bulmuş özde abdciymiş aslında ulusalcılar. bunu söylerken mantığı şu; "şimdi bir şey söyleyeceğim, bomba gibi düşecek; bizim karşı cephedekilerde bu lafı duyunca ağzına geleni söylerler nasıl olsa. ben de bu durumdan yararlanır onları sözleriyle toplumu galeyana getirmek, kutuplaşmalara neden olmak, saldırganlık yapmak vs. gibi şeylerle suçlarım. bu tartışmanın da galibi ben olurum."

 

sayın bozan, siz bozupta yapmayanlardan olmayın. bu işler size birşey kazandırmaz. yok ben illede birşeyleri bozacağım, yoksa rahat etmem diyorsanız, önce sizin başınızın üstünde çevirilen oyunları bozun. türkiye üzerinde bozulması gereken oyun çok. bunları görün, sonra onları hepbirlikte bozarız. ben de size kendi adıma bu konuda birliktelik sözü veriyorum.

Gönderi tarihi:
Sayın Rua dikkat ediyormusunuz pkk ve bölücülere tek kelime söyleyemeyenler hedefe ulusalcıları koyuyor bunu sormak lazım neden?

 

ulusalcıların ne oldukları belli ne istediklerinide ifade ediyorlar peki bu neüdüğü belirsiz kimseler neden her fırsatta ulusalcıları karalamak için gayret gösteriyor. Bunların öncelikli rakipleri onlar olduğu için olabilirmi, kimler bu ulusalcılar ve hangi çıkar yolları kapatılmış, mesnetsiz atıp tutmak buna denir.

 

İrticai faliyette bulunarak takiye yolu ile dereyi geçene kadar dayı modunda bulunanların niyeti üzüm yemek değil bağcıyı dövmek.

 

değerli BlackCADY, işte bunların niyeti aynen bu: bağcıyı dövmek. ama anlamadığım ve hiç anlayamayacağımı düşündüğüm birşey var. nedir yaaa, kazancın nedir? şunu çıkıp bana söylesin biri. ne kazanacaksın sen arkadaş bu işten. açık net yanıt istiyorum bak bu kadar basit. benim çıkarım şudur desin.

ben ulusal solcu olarak derdimi anlatıyorum. herkesin benim gibi ulusal solcu olmasını beklediğim yok. kimseyle düşmanlığım yok. neyse derdimi samimiyetimle anlatıyorum. gizlim saklım yok. herşey ortada söylediğimle yaptığım örtüşmüştür herzaman.

 

dereyi geçene kadar dayı modundaysalar bunlara yazıklar olsun yahu. bütün çabaları bu mu?

 

ben soruyorum bu arkadaşlara: siz dere misiniz, dayı mısınız, yoksa köprüyü geçecek olan mısınız?

Gönderi tarihi:

Susurluktan daha büyük olay!!!! bazı Emekli paşalar, patlayıcılar, Cumhuriyet gazetesi...Silah/tetikçi/basın...hepsi burada....

 

 

ABD ve onun yerli işbirlikçisi olan darbeciler..

 

Patlayıcılarla yakalanan emekli astsubay Oktay Yıldırım Reina'ya emekli paşaların güvenlik şirketinden yollanmış.

Reina'nın işletmecisi Koçarslan, patlayıcılarla yakalanan emekli astsubay Oktay Yıldırım'ın emekli paşalar Tüzüner ve Kurtaran'ın sahibi olduğu güvenlik şirketi tarafından Reina'ya gönderildiğini söyledi

 

Cumhuriyet Gazetesi'ne düzenlenen saldırıda kullanılan patlayıcılarla seri numaraları uyuşan taarruz tipi el bombalarıyla yakalanan emekli astsubay Oktay Yıldırım'ı Reina'da, emekli paşaların görevlendirdiği anlaşıldı. Emekli paşalar Baha Tüzüner ve Atilla Kurtaran'ın sahibi olduğu İstanbul Güvenlik şirketinin, Yıldırım'ı ünlü eğlence mekanında görevlendirdiği ortaya çıktı.

 

İşletmeci Mehmet Koçarslan, "Ben Oktay Yıldırım'ı tanımam, İstanbul Güvenlik'le muhatabım" dedi. Ümraniye'de bir gecekondunun çatısında, 27 adet taarruz tipi el bombası ile TNT kalıpları ve fanyeler elegeçirilmişti. Gecekonduda oturan Ali Yiğit, patlayıcılarla ilgisinin olmadığını, evin sahibi Mehmet Demirtaş da mühimmatın, askerdeyken komutanı olan Oktay Yıldırım'a ait olduğunu söylemişti. Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, evinde bulamadıkları Oktay Yıldırım'ı, güvenlik müdürü olarak görev yaptığı, Ortaköy'deki ünlü eğlence merkezi Reina'ya baskın yaparak gözaltına almışlardı.

 

ŞİRKETLE MUHATABIM

 

Reina'nın işletmecisi Mehmet Koçarslan, Drtaköy'deki eğlence merkezinde Mayıs ayında, güvenlik müdürü olarak göreve başladığı belirtilen Oktay Yıldırım'la ilgili olarak, Yeni Şafak'a açıklamalar yaptı.

 

Reina'nın Ortaköy, Kuruçeşme ve Ziya Restoran'daki tesislerinde çalışan 35 güvenlik elemanının, emekli paşalar Baha Tüzüner ve Atilla Kurtaran'ın ortakları arasında yer aldığı İstanbul Güvenlik şirketi tarafından temin edildiğini anlatan Mehmet Koçarslan, "Benim muhatabım İstanbul Güvenlik'in yöneticisi, emekli albay İsmail Oğuz Aydın'dır. Ortakları arasında iki saygın paşanın bulunduğu, yasayla kurulmuş, bünyesinde bin elemanı bulunan, çok ciddi çalışan bir güvenlik şirketi bu. Sizin gazetenin temizlik işini yapan şirketiyle yaptığınız anlaşma gibi bir anlaşma yaptığımı düşünün" dedi. Koçarslan, "İşe aldığınız kişilerle ilgili güvenlik sabıka araştırma yapmıyor musunuz" sorusuna, "Burada işe başlayan elemanın kimliğine bakmıyorum ki. Son olayların patlamasından sonra telaşa kapılıp araştırdık. İsmen ya da şahsen tanımadığım Oktay Yıldırım, bir süre önce işe başlayan 15 kişinin arasındaymış. Yıldırım'ı ne olarak görevlendirdiler bilmiyorum" yanıtını verdi.

 

Koçarslan, eski polis Güniz Akkuş'un tehditleri hakkında da şunları söyledi: Bana iki yıldır, Hz. Hüseyin'e yapıldığı kadar eziyet yapıldı. Bu insanlar, bir sürü eğlence merkezinde bedava yiyip içmişler, tehdit etmişler. Kimseden ses çıkmamış. Ben vatandaşlık görevimi yapıp suç duyurusunda bulundum. Hala ufak tefek tehditler oluyor ama kaale almıyoruz."

 

AKLANSA DA İŞİNE SON VERECEK

 

İstanbul Güvenlik'in yöneticisi Emekli Albay İsmail Oğuz Aydın, Oktay Yıldırım'ın Mayıs ayı başında, güvenlik müdürü olmarak görevlendirilmek üzere işe alındığını belirterek, "Deneme mahiyetinde, danışma kurulu kararıyla işe başlattığımız bir arkadaşımız. Resmen çalışmıyor. 2 aylık deneme süresi sonunda, uygun bulursak güvenlik müdürü yapacaktık" dedi. "Bu haberler bizi de çok şaşırttı" diyen İsmail Oğuz Aydın, "Şahsın faaliyetleri hakkında hiç bilgimiz yoktu" dedi. Suçsuz bulunsa dahi Oktay Yıldırım'ın işine son vereceklerini açıklayan Aydın, "Bu tarz konulardan özenle kaçınıyoruz" dedi. Aydın, "Siz Oktay Yıldırım'ın son birkaç yıldır sürekli ulusalcı faaliyetlerde en ön safta bulunduğunu bilmiyor muydunuz" sorumuza da "Ben sadece, Şemdinli'deki olayla ilgili bir yazısını biliyordum. Bu yazı gazetelerde çıkmıştı. Diğer faaliyetlerini bilmiyordum" cevabını verdi.

 

Tehditleri bitirmeye gelmişti

 

Reina'nın güvenlik sorunu, geçtiğimiz yıl motosiklet tutkunu eski polis Güniz Akkuş'un tehditleriyle gündeme gelmişti. Polislikten atılan ve Polat Towers'ta 2 bin 500 dolara kiraladığı rezidansta kalan 28 yaşındaki Güniz Akkuş'un, 20 kişilik haraç çetesiyle başta Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan olmak üzere, iş ve eğlence dünyasının önde gelen isimlerini tehdit ederek haraç topladığı iddiaları ortaya atılmıştı. Oktay Yıldırım'ın, birkaç yıldır Reina'ya yönelik tehditleri bitirmek için emekli paşalara ait güvenlik şirketi tarafından yönetici olarak görevlendirildiği belirtiliyor.Koçarslan Akkuş'tan şikayetçi olmuş ve içinde polislerin olduğu çete çökertilmişti.

 

Güvenlik şirketi emekli paşaların

 

İstanbul Güvenlik Anonim Şirketi'nin Yönetim KUrulu Başkanı Emekli Korgeneral Baha Tüzüner. Başkan Vekili ise yine emekli korgeneral olan Atilla Kurtaran. Terörle mücadelede etkin görevlerde bulunan Tüzüner, Korgeneral rütbesiyle Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığı'ndan emekliye ayrıldı. Atilla Kurtaran ise 2001'de Harp Akademileri Komutan Yardımcılığı görevinden emekli oldu. Şirketin yönetim kurulu üyesi ve Genel Müdürü emekli piyade albay İsmail Oğuz Aydın, 2000'de emekli olduktan sonra, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde Özel Güvenlik Müdür Yardımcılığı yaptı. Diğer yönetim kurulu üyeleri de Jandarma Kıdemli Binbaşı Selahaddin Milli, inşaat mühendisi Emin Tatlıoğlu, emekli Piyade Kurmay Albay Yücel Yükselcan ve emekli astsubay Salih Gürsel Uluç.

 

 

alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:
değerli BlackCADY, işte bunların niyeti aynen bu: bağcıyı dövmek. ama anlamadığım ve hiç anlayamayacağımı düşündüğüm birşey var. nedir yaaa, kazancın nedir? şunu çıkıp bana söylesin biri. ne kazanacaksın sen arkadaş bu işten. açık net yanıt istiyorum bak bu kadar basit. benim çıkarım şudur desin.

ben ulusal solcu olarak derdimi anlatıyorum. herkesin benim gibi ulusal solcu olmasını beklediğim yok. kimseyle düşmanlığım yok. neyse derdimi samimiyetimle anlatıyorum. gizlim saklım yok. herşey ortada söylediğimle yaptığım örtüşmüştür herzaman.

 

dereyi geçene kadar dayı modundaysalar bunlara yazıklar olsun yahu. bütün çabaları bu mu?

 

ben soruyorum bu arkadaşlara: siz dere misiniz, dayı mısınız, yoksa köprüyü geçecek olan mısınız?

 

Sayın Rua

 

Bugün Türkiye'de Ulusalcı Sol ve Ulusalcı Sağ gerçekleri görmüş ve Türkiye'nin Fethullah Gülen'ci çevreler tarafından hangi uçuruma çekildiğini anlamış bulunuyor. Önce Vatan diyen bu insanların karşısında önce ideoloji diyenler var. Türkiye'nin bölünmesi için büyük çaba gösteren bu kimseler için Ulusalcılar en büyük tehlike. Başbakanlarının ağzıyla konuşuyorlar o kimlerin ağzıyla konuşuyor malum Barzani ve Bush. Amerikan gizli servisi Türkiye'deki ulusalcı akımın önünün kesilmesi için ne gerekiyorsa yapılması talimatını veriyor Türkiye'nin başbakanı bu talimat gereğince şehit cenazelerinde partisine ve hükümete karşı tepki gösterenlerin Türkiye'yi bölmek isteyenler olduğunu söylüyor. Buna ancak onlar gibi olanlar inanır Türk Milleti gerçekleri görüyor ne kadar çaba gösterseler bunu değiştiremezler. Barzani'de Bozan arkadaş gibi Türkiye'nin en büyük sorununun Ulusalcılar olduğunu söyledi. Askeri birliklerimizi işgalci gibi gösteren bu adamlar aynı şeye hizmet ediyor. Susurluktan daha karmaşık olan işte bu. Etnik ayrışım ayağı ve dini ayrışım ayağı. Sonuçta ikiside ideolojik ayrışma.

 

Bunların önünü ne keser Ulusalcı akım. Milli şuur. İşte çok net bu saldırmaların nedeni işte bu. Atatürk milliyetçiliği ve laiklik etnik ve dini ideolojinin önünü keser, uniter devleti koruma amacındaki Ulusalcı düşünce bu oyunu bozar.

 

Net bir şekilde ortada Ulusalcılar Türkiye'de dini ve etnik ayrışma istemiyor toprak bütünlüğünün korunmasını önemsiyor. Diğerleri sadece piyon. Özde Amerikancı olanlar Türkiye'nin bölünmesinden yana olanlarken nasıl olurda Milli birlikten ve toprak bütünlüğünden yana olanlar Amerikancı olurlar, yoksa Amerika'nın işine gelen Türkiye'nin bölünmemesimidir?

 

Bu forumda bir kaç isim var bunların neye hizmet ettiğini anlamak çok zor değil.

Gönderi tarihi:

Bitirin şu kökten laikçi terörü daha fazla kan akmasın, analar ağlamasın....

İttihat ve Terakki partisinin kökten ulusçuluğunu kullanarak osmanlıyı parçalayan dış güçler şimdi de kökten ulusalcıları kullanarak bu ülkeyi yıkmak istiyor, soruyoruz, kökten ulusalcı ve laikçi terör ne zaman duracak...

 

 

 

 

işte bir örnek;Yıldırım, hemen hemen bütün ulusalcı eylemlerde de boy gösteriyor. Ele geçirilen el bombaların Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan el bombasıyla benzer özellikler taşıması da dikkatleri bu noktaya çekmiş durumda.

 

Oktay Yıldırım, emekli Astsubay. Orduda özel harpçi olarak görev yaparken malulen emekli oldu. Şimdi Kuvvai Milliye Derneği Kurucular Kurulu Üyesi ve 'kuvvaimilliye' internet sitesinin yazarı. Aynı zamanda Derneğin İstanbul İl başkanı. Türkiye onu bu son operasyondan önce bazı televizyon kanalllarında uzman konuk olarak gördü. Oktay Yıldırım, daha önce İstanbul'da yapılan hemen hemen bütün ulusalcı eylemlerde boy gösterdi.

İstanbul'da Taksim Gümüşsuyu'ndaki AB Bilgi Merkezi önünde 6 haziran 2006 tarihinde yapılan AB'ye Hayır mitinginde Oktay Yıldırım başrolde. Yıldırımın yanında Ulusalcı Avukat Kemal Kerinçsiz ve adı Danıştay Saldırına karışan gözaltına alınıp serbest bırakılan Emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk'te hemen yanıbaşında.

 

İstanbul'da 20 Temmuz 2006'da Kıbrıs Barış harekatının 32. yıldönümü kutlamalarında Oktay Yıldırım yine dikkatleri çekiyor. Yanında avukat Kemal Kerinçsiz ve Danıştay saldırısında adı geçen ve intihar girişiminin ardından tutuklanıp serbest kalan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin bulunuyor.

 

Silahlı üzerine ölme-öldürme yemin görüntülerinin ardından 11 Şubat 2007 tarihinde emekli Astsubay Oktay Yıldırım'ında katıldığı dernek binasında bir basın açıklaması yapılıyor. Ümraniye'de ele geçirilen el bombaların sahibi olduğu iddia edilen emekli astsubay Oktay Yıldırım hukuk dışı hiçbir girişimde rol almadığını açıklıyor.

Bu ilginç birliktelikler dikkat çekerken Yıldırım'dan ele geçirilen el bombalarının Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan el bombasıyla benzer özellikte olduğu belirlendi.

 

alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:

Laikçi terörmü, literatüre yeni bir kavram mı girdi?

 

Bozan arkadaş sen ne anlatıyorsun lafontenden masallarmı?

Gönderi tarihi:

Laikçi ulusalcı teröre bir tokat da Engin Ardıç'tan...

 

 

 

 

 

 

Hayır, haber orada değil, çünkü çarpıcı, şaşırtıcı, olağanüstü hiçbir yanı yok. Sıradan bir ilişkiler yumağı: Ümraniye’de bir “safe house”da yirmi yedi el bombasıyla yakalanan ve gözaltına alınan emekli astsubay, adı Danıştay saldırısına karışan emekli yüzbaşıyla resim çektirmiş, yanlarında bir de emekli albay var, Kuva-yı Milliye Derneği başkanı... Hani üyelerine silah üzerine ant içtiren “sivil” toplum örgütü! Albay da zaten Özel Harp Dairesi başkanlığından emekli...

 

Danıştay’da adam vuran ve Cumhuriyet Gazetesi’ne bomba atan “şeriatçıların” kokusu buralardan geliyor!...

Onları tanıştıran bir özel harekât uzmanıdır, Susurluk olayında adı geçiyor...

Bu arada, Hrant Dink olayını kaşıyan bazı avukatlarla da ilişkileri var...

 

Vallahi yeni bir Oliver Stone filmi seyreder gibiyiz ha! Tommy Lee Jones kimi oynuyor, Joe Pesci hangisi olur, Kevin Bacon kime denk düşer, filmde Gary Oldman var mıdır, onu ben bilemem.

 

Bütün bunlar çok olağan şeyler. Emekli paşaların kurduğu Atatürkçü Düşünce Derneği’nin “sivil toplum örgütü” sayılması kadar olağan.

 

Elbette bu olaylara da “birkaç çılgın arkadaş kendi başına işgüzarlık etmiş, bizi bağlamaz” denilecektir.

 

Fakat ben gazeteci olmadığım için burada çarpıcı bir haber göremedim. Zaten gazeteci olsaydım arkadaşlarla birlikte adım adım Anadolu’yu gezer, hangi kasabada hangi parti önde gidiyor, ona bakardım.

 

Yazar olduğum için (evet, bendeniz Türkiye’nin özel şartları gereği kendine gazeteci süsü vermiş bir yazarım), başka bir şeye takıldım:

 

Emekli astsubay, genelkurmay başkanına mektup yazmış. Hilmi Özkök’le “Hilmi Bey” şeklinde dalga geçer gibi Yaşar Büyükanıt’a da “Yaşar Bey” diyememiş tabii, kısaca “paşam” diye sesleniyor.

 

Ve diyor ki: “Irak yakına geldi paşam... Sonra değil Kerkük’e, Selanik’e, hatta Fizan’a bile gideriz paşam... Gider, yarım kalmış hesapları kapatırız paşam...”

 

Gazeteci olmadığım için ben haberi bu cümlelerde gördüm.

 

Bu bir OSMANLI REFLEKSİ’dir. Ya da bir İTTİHATÇI refleksi.

 

Bürokrasi, herhalde Recep Tayyip Erdoğan’ı ve partisini birçok şeyin yanında Osmanlı olmakla da suçlamaktadır ama kendisi Osmanlı’nın daniskası.

 

Misak-ı Milli sınırları da “derin devleti” kesmiyor, çok eski defterleri açmak istiyorlar.

 

Bunu göremezseniz, Kıbrıs meselesinin niçin asla çözülmeyeceğini de anlayamazsınız.

 

Çünkü biz Kıbrıs’ı “aldık”... Her ne kadar buna barış harekâtı falan gibi dünya kamuoyunu yatıştırmaya yönelik isimler takmış olsak da, “aldığımız” için vermeye yanaşmayız.

 

Çünkü bu ülke 1699 yılından beri toprak verdi, 1699 yılından beri!

 

Kendimizi en başarılı saydığımız gün bile Musul’u ve Kerkük’ü verdik, içimize oturdu.

 

1974 yılında ilk kez bu süreci tersine çevirdik ve bir kısmıyla yetinmek zorunda kalsak da, Kıbrıs’ı aldık. Aslında, geri aldık! “Oh be, hele şükür be!” dedik.

 

Onun için ne Türkiye Cumhuriyeti bölünür ne de Kıbrıs’tan çekiliriz. Avrupa Birliği’ne de giremeyiz, girmeyeceğiz, hem onlar sokmayacaklar hem de biz kapıyı vurup gideceğiz.

 

Bu uğurda çok kan dökülmüştür, daha da dökülecektir.

 

Bu uğurda her yol denenecektir.

 

İttihatçılar son derece kararlıdırlar. Seçim meçim hikâyedir.

 

Ağustos ve eylül aylarında korkunç şeyler bekleyiniz.

 

Ufukta beliren “ulusalcı” yönetime başarılar dilerken, gazeteci olmadığım için ne zaman ve nasıl iktidara geleceklerini değil, asıl ondan sonra atacakları adımları merak ederim. Bakalım nereye kadar ulusalcılık edebilecekler, nerede durmak zorunda kalacaklar?

 

Şu Selanik ve Fizan gibi açılımlara, otoriter ve totaliter müttefikleri Rusya ve Çin’in ne diyeceğini de merak ederim tabii! Yoksa Baku, Aşkabad, Bişkek, Taşkent gibi yerlerden iş çıkmayacağını anlayınca mı ibre başka yerlere döndü?

 

 

alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:

ulusalcılığın ne olduğunu ve bu ülke için ne ifade ettiğini anlamak istiyorsan. güneydoğuda görev yaparken evine, bayrağa sarılı tabut içerisindeki cansız bedeni ve 2 bavuluyla dönen diyarbakır doğumlu şehit binbaşımızın tüm gazetelerdeki fotorafına bakarak anlayabilirsin bozan efendi.

Gönderi tarihi:

Bir insanın ulusalcı olmayıp ne olmayı seçeceğini merak ediyorum .

 

Sayın Bozan siz milliyetçi değilsiniz, ulusalcı değilsiniz hatta bunlara şiddetle karşısınız peki siz nesiniz?

Ülkesine bağlı bütün insanları eleştiriyorsun onları olmadık şeylerle itham ediyorsun ama denizzin dediği gibi bu vatan uğruna şehit olanlara kelle diye hitap eden adamın yaptığı hiç bir fiili eleştiremiyorsun. Sayın başbakanda ulusalcılardan rahatsız, milliyetçilik ilkel kalmıştır diyecek kadar bu duygudan uzak aynen oda sizin gibi.

 

Yoksa sizdemi başbakanın danışmanısınız Cüneyd Zapsu ve senin aranızda bir fark göremedim.

Gönderi tarihi:

Patlayıcılarla ulusalcı mı olunur, bu ülkeyi kurtarmak bombacılara mı düştü, yazık size yazık...

 

 

 

Askeriyenin çöplüğünde bomba bulan bu bombaları ümraniyede patlamaya hazır halde saklayan Ulusalcı terör zanlısı gözaltına alındı...

 

Danıştay saldırısı ve Ümraniye'de çok sayıda patlayıcı ele geçirilen gecekondu baskını ile gündeme gelen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin İstanbul'da gözaltına alındı. Gecekondu baskına ilişkin soruşturma da ise 3 kişi adliyeye sevkedildi.

 

İstanbul Ümraniye'de bir evde ele geçirilen patlayıcılarla ilgili olarak emekli astsubay Oktay Yıldırım gözaltına alınanlar arasında.

 

Oktay Yıldırım'ın, Danıştay saldırısı soruşturmasında adı geçen emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile uzun yıllar birlikte görev yaptığı belirtiliyor.

 

Emekli astsubay Oktay Yıldırım'ın Muzaffer Tekin ile birlikte görüldüğü kareler de mevcut.

 

Danıştay saldırısı ile ilgili gözaltına alınan Tekin, serbest bırakıldığında, kendisini karşılayanlar arasında Oktay Yıldırım da vardı.

 

Amaç TSK'yı yıpratmak"

 

Gecekondu baskınında gözaltına alınan emekli Astsubay Oktay Yıldırım ile ilişkisi konuşulan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, dün kameraların karşısına geçmiş ve Yıldırım ile uzun yıllar birlikte görev yaptıklarını belirterek, bu olayların Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak için gündeme getirildiğini söylemişti.

 

Tekin'e göre, tüm bu olaylar bir kurgunun parçası. Tekin, Yıldırım'ın evinde bulunan el bombalarının da kullanılamaz halde olduğu görüşünde.

 

Ümraniye'deki bir gecekonduya düzenlenen operasyonda ele geçirilen 27 adet el bombası ve fünyelerle ilgili olarak gözaltına alınan emekli astsubay Oktay Yıldırım, Danıştay saldırısıyla ilgili olarak çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılan Muzaffer Tekin'i ilk tebrik edenlerden biriydi.

 

Yıldırım ve Tekin'in birlikte görüldüğü fotoğraflar bir kaç gündür medyanın gündemindeydi.

 

alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:

VATANSEVER AVI BAŞLATILDI

Polis, hükümete isyan edenleri savcılığa şikayet ediyor...

 

BaŞbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Hükümeti protesto edenleri yakalayın” talimatı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü harekete geçirdi. Polis, Şırnak’ta şehit düşen Piyade Er Hasan Güreşen için Levent Camii’inde düzenlenen törende slogan atanlar hakkında savcılığa şikayette bulundu.

 

Şehit yakınlarını polise takip ettirdi

Burası Ankara ise Kocatepe Camii...Birkaç gün önce Şırnak’ta şehit olan Binbaşı Ramazan Armutçuoğlu için cenaze törenine katılanlar, AKP üyelerini protesto etti. Başbakan ise bu görüntüleri, edep dışı olarak değerlendirip protestocular hakkında soruşturma açılması talimatını verdi.

 

 

Soruşturmaya rağmen tepki

Başbakan’ın tehditlerine aldırmayan vatandaşlar, İstanbul’daki cenaze töreninde yine AKP iktidarına protesto etti

 

İki şehidi daha cennete uğurladık

Hakkari’de mayın patlaması sonucu şehit olan Piyade Kıdemli Binbaşı Murat Özyalçın ile Elazığ’da güvenlik güçleriyle teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Onbaşı Cihan Kızıltaş için Levent Camii’nde tören düzenlendi. Şehit Piyade Kıdemli Binbaşı Murat Özyalçın ile Jandarma Uzman Onbaşı

Cihan Kızıltaş’ın Türk bayrağına sarılı naaşları, Levent’teki Afet Yolal Camii’ne getirildi. Burada musalla taşına konulan şehit cenazelerinin başında askerler tören boyunca sırayla nöbet tuttu.

 

Gözyaşı sel oldu

Şehit Binbaşı Murat Özyalçın ve Onbaşı Cihan Kızıltaş için Cuma namazı sonrası cenaze namazı kılındı. Daha sonra Onur Kıtası tarafından omuzlara alınan şehit cenazeleri top arabasına konuldu. Top arabasının arkasında Murat Özyalçın’ın eşi Serap, babası Nurettin,annesi Hayriye ile çocukları Özge, Ezgi ve Utku ile Cihan Kızıltaş’ın babası Orhan ve annesi Havva Kızıltaş ile dire aile fertleri, kol kola girerek kortej oluştururken, arkalarında da protokoldekiler yerlerini aldı. Kıdemli Binbaşı Murat Özyalçın ile Jandarma Uzman Onbaşı Cihan Kızıltaş’ın naaşları bir süre kortej eşliğinde top arabasında taşındı. Buradaki yürüyüşün ardından şehit cenazeleri Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Cenaze törenine katılan İçişleri Bakanı Osman Güneş, eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, milletvekilleri Turhan Çömez, Lokman Ayva ve Mustafa Özyürek, şehit ailelerine başsağlığı diledi.

 

Babam neden gelmedi?

Şehit Binbaşı Murat Özyalçın’ın 4 yaşındaki oğlu Utku’nun, annesine “Babam neden gelmedi?” diye sorması duygulu anlar yaşanmasına sebep oldu. Bu arada, bir süre önce Şırnak’ta şehit olan Hasan Güreşen’in babası Nuri Güreşen de, Kızıltaş ve Özyalçın ailelerine baş sağlığı dileğinde bulunarak kendilerini teselli etmeye çalıştı. Öte yandan, cenaze namazını kıldıran İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, şehitlik mertebesinin önemini anlatarak, “Geleneklerimizde ve dinimizde cenazelerin nasıl kaldırılacağı bellidir. Buna göre cenazeler musalla taşına konur ve defnedilir. Birbirimizi üzmeyelim. Başkaları tarafından yanlış anlaşılabilecek hareket ve tavırlardan kaçınalım” dedi.

 

 

Şehit Hasan Güreşen’in babası Nuri Güreşen’de şehitlerin cenazesine katılarak tabutları öptü.

 

Engellemeye çalıştılar

Cenaze töreninde vatandaşlar, terör örgütünü protesto ederken, hükümet aleyhine sloganlar attı. Şehit cenazelerinin top arabasına yerleştirilmesi sırasında sloganlarını sürdürerek korteje girmeye çalışan vatandaşlara polisin izin vermemesi üzerine, kısa süreli bir arbede yaşandı.Cenaze töreninin yapıldığı caminin bahçesine protokol üyeleri, şehit yakınları ve gazeteciler dışındakiler alınmazken, cenaze namazına cami içerisinden katılmak isteyenler iki güvenlik kontrol noktasından arandıktan sonra içeriye alındı. Cenaze törenine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile kuvvet komutanları da birer çelenk gönderdi

Gönderi tarihi:

Patlayıcılarla yakalanan sözde ulusalcı özde abd'ci terör zanlılarına bir tokat da Birand'dan

 

 

TSK’yı asıl bunlar yıpratıyor...

 

Bazı emekli subaylar, hatta mafya kırıntıları kendilerine görev biçiyorlar. Yasadışı eylemlere giriyorlar. Yakalanınca “Askerin itibarını zedelemek için üstümüze geliyorlar” diye feryat ediyorlar.

 

Yine eski yıllara dönüyoruz.

 

Terör kabarıyor, buna karşılık önlemler dizisi artıyor. Cenazeler siyasi mitinglere dönüşüyor. Kimi emekli subay, kimi mafya kırıntısı kişiler dernek kurup, vatan adına etrafı bombalamaya başlıyorlar. “Ya sev, ya terk et” edebiyatı yeniden yaygınlaşıyor.

 

İç kapatıcı bir manzara.

 

İşte en son örneklerinden biri daha,

 

Ümraniye’deki bir gecekonduda bulunan el bombalarının sahibi diye, Kuvva-i Milliye Derneği İstanbul Şube Başkanı Oktay Yıldırım sorguya çekiliyor.

 

“Ben bunları, Hasdal Askeri Kışlası’nın çöplüğünde buldum” demiş. Üstelik 30 bombalık sandıktan 3’ü eksik. Onlar da, Cumhuriyet Gazetesi’ne atılan 3 bomba ile aynı kaynaklı...

 

Sanki çocuk kandırıyor.

 

Kim bu Yıldırım?

 

Danıştay saldırısıyla gündeme gelen emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin’i sorgusu sonrası yanaklarından öperek kucaklayan kişi. Besbelli silah ve ülkü arkadaşları.

 

Muzaffer Tekin’in açıklaması bir harika...

 

Bu olayın, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmak amacıyla düzenlendiğini söylüyor. Oysa, TSK’yı asıl yıpratanlar kendileri.

 

İnanılır gibi değil... Genelkurmay Başkanlığı bu tip kişiler ve derneklerle ilişkileri kestiğini açıkça göstermelidir. Zira bunların her yasa dışı girişiminin faturası askere kesilmektedir. Genelkurmay’dan ses çıkmadıkça veya ikna edici bir tutum görülmedikçe, iki grup sürekli şekilde irtibatlandırılacaktır.

 

 

 

alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:

ŞAK ŞAK SERBEST PROTESTO YASAK!

Erdoğan kendisini alkışlattırdığı cami avlularını şehit yakınlarına dar ediyor..

 

Cuma namazı AKP’nin şovuna döndü

Başbakan Recep Erdoğan’ın Siirt’te cuma namazını kıldığı Hacı Abdülhakim Sancak Çarşı Camii’nin avlusu, adeta miting alanına döndü. Kendisi için sevgi gösterisinde bulunup, partisi lehine slogan atanlara el sallayıp, gülücükler fırlatan Erdoğan’a Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile AKP milletvekili adayı Ertuğrul Günay da eşlik etti.

 

 

Cenaze namazı barikatla engellendi

Hakkari’de mayın patlaması sonucu şehit olan Piyade Kıdemli Binbaşı Murat Özyalçın ile Elazığ’da girdiği çatışmada şehit olan jandarma Uzman Onbaşı Cihan Kızıltaş, Levent’teki Afet Yolal Camii’nde düzenlenen cenaze namazının ardından toprağa verildi. Güya tedbir alan polis, avluya girmek isteyenleri engellemek için elinden geleni yaptı.

 

Böyle rezalet görülmedi

Şehit cenazelerine katılan Büyük Hukukçular Birliği ve Atatürkçü Düşünce Dernekleri’nin de aralarında bulunduğu bazı sivil toplum kuruluşları hakkında Başbakan Erdoğan’ın talimatı ile soruşturma başlatıldı

 

Şehit cenazelerine katılan vatandaşların AKP Hükümeti’ni protesto etmesiyle başlayan gerilim Başbakan Erdoğan’ın hamleleri ile tırmanmaya devam ediyor. Daha önce protestoları “edep dışı” niteleyip ağır eleştirilerde bulunan Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla bu kez de vatansever avına çıkıldı. Erdoğan’ın protestolarla ilgili soruşturma açılsın” talimatı üzerine İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü harekete geçti. Müdürlük, Şırnak’ta şehit olan Piyade Er Hasan Güreşen için 11 Haziran’da Levent Camii’inde düzenlenen törende hükümet aleyhine protesto gösterisi düzenleyen kişi ve sivil toplum kuruluşları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu.

 

Görüntüleri de verdiler

T.C. İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü üst yazısı ve Güvenlik Şube Müdürü İlyas Burunak imzasıyla Başsavcılığa verilen dilekçede, şehit Piyade Er Hasan Güreşen için Levent Camii’nde düzenlenen tören hatırlatılarak şunlar kaydedildi: “Cenaze ile birlikte gerek yakın komşuları gerekse katılımcılardan oluşan yaklaşık 450 kişilik bir grup içersinde, belirli şahıslar tarafından yönlendirildiği düşünülen yaklaşık 75 kişilik bir grup tarafından dövizler taşındığı, slogan atıldığı tespit edilmiştir.” İstanbul Emniyet Müdürlüğü, dilekçe ekinde verdiği bir tutanak ve cenaze töreninin görüntüleri ile de hakkında soruşturma açılmasını istediği kişi ve kuruluşları işaret etti.

 

Grubu yönlendirdiler

Emniyet’in Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu dilekçe ekinde aynen şunlar kaydedildi: “09/06/2007 tarihinde Şırnak ilinde şehit olan Piyade Er Hasan Güreşen’in 11/06/2007 günü Beşiktaş Levent Camii’nde yapılacak cenaze törenini bir takım gruplarca protesto edileceği değerlendirildiğinden aynı gün diğer birimlerle birlikte saat 12.00 itibariyle gerekli emniyet tedbirleri alınmış, cenaze töreninin yakınları ile birlikte yaklaşık (450) kişinin katıldığı, bir grup içerisinde (70-75) kişilik bir grubun ellerinde tespit tutanağında belirtilen dövizleri taşıdıkları, daha önceden biz görevlilerce bilinen Beşiktaş Ülkü Ocakları yetkilisi Nazim-Fatma oğlu 1971 Gürün doğumlu Sivas-Gürün-Eskibektaşlı nüfusuna kayıtlı Metin Kılıç’ın diğer Ülkü Ocakları mensupları, Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri, Büyük Hukukçular Birliği üyeleri olduğu değerlendirilen kişilerce grubun yönlendirildiği slogan atmaların sağlandığı tespit edilmiştir.” (İmza: Başkomiser Hasan Gül-Komiser Yardımcısı Ramazan Orkun Altınışık- Polis Memuru Şeref Akbaş)

 

Tek tek sloganlar yazıldı

Cenaze törenin gerçekleştirildiği gün, İstanbul Emniyet Müdürlüğü mensupları tarafından hazırlanan tespit tutanağında ise, törene yaklaşık 450 kişinin katıldığı ifade edildi. Grup içerisindeki 70-75 kişinin belirli kişiler tarafından yönlendirildiği iddiasına yer verilen tutanakta şunlar kaydedildi: Belirli şahıslar tarafından yönlendirildiği düşünülen grubun ellerinde “Sayın Başbakanım bunlar kelle değil, bunlar kahraman şehitlerimiz”, “Mehmetçik dağlarda şehit olup can verip yatıyor. Başbakanın oğlu Bilal 2 milyon dolarlık yatında yan gelip yatıyor”, “Sayın Başbakan oğlunuz sağlam olmasına rağmen neden çürük raporu alıp askere gitmiyor bu millet bunu da bilsin”, “Sayın Başbakan oğlunuz Ofer amcasından gemi alırken sağlam oluyor askere gitmeden mi çürükleşiyor”, “Başbakan dini siyasete alet etme şehitlere sahip çık asker yan gelip yatmıyor can verip yatıyor”, “İdam geri gelsin ********** uygulansın” şeklindeki pankartlar taşınmış ve “ Irak’ı basarız Barzani’yi asarız. Kahrolsun PKK, şehitler ölmez vatan bölünmez, kahrolsun PKK işbirlikçisi AKP, Kahrolsun şehide kelle diyene. Satılmış hükümet, hükümet istifa, Tayyip oğlunu göndersene askere, askere uzanan eller ********, hepimiz askeriz PKK’ya yeteriz, vatan sana canım feda” şeklinde slogan atıldığı tespit edilmiştir.

 

 

Bizi sindirmeye çalışıyorlar

Büyük Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Kemal Kerinçsiz, soruşturma talebine ateş püskürdü. Başlatılan incelemenin amacının şehit cenazelerinde oluşan duyarlı tepkinin bastırılmasına yönelik olduğunu belirten Kerinçsiz, “Amaçları bizleri sindirmek. Ceza davaları açarak bu tepkileri ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunları neden yaptıkları çok açık ortada” şeklinde konuştu.

 

Görmezden geliyorlar

Şehit cenazelerinde vatandaşların tepkilerinin kendiliğinden ortaya çıktığını belirten Kerinçsiz, “Bu tepkiyi görmemek, ötelemek istiyorlar. Bunu başaramayacakları ortada. Son günlerde bir söz var, bu olaylar o sözü hatırlatıyor: Bu iktidar cami avlularında doğdu, orada bitecek. Bu iktidar din sömürüsüyle iktidara geldi. Ancak şimdi şehit cenazelerinden dolayı büyük bir tepki ile karşı karşıya. Bunu bir rant aracı olarak kullanamıyor, çünkü vatandaşın inanılmaz bir tepkisi var. Bu nedenle tepkiyi batırmak istiyorlar” diye konuştu.

 

Alkışlardan memnun kaldı

Başbakan Recep Erdoğan’ın Siirt’te cuma namazını kıldığı Hacı Abdülhakim Sancak Çarşı Camii’nin avlusu, adeta miting alanına döndü. Kendisi için sevgi gösterisinde bulunup, partisi lehine slogan atanlara el sallayan Erdoğan’a Hüseyin Çelik ile Ertuğrul Günay da eşlik etti. Akşam saatlerine doğru halka hitap eden Erdoğan, “Cami avlularını siyasi istismar alanı haline çevirenlere de ben sadece yazıklar olsun diyorum” dedi.

 

Şehit yakınlarını polise takip ettirdi

Burası Ankara ise Kocatepe Camii...Birkaç gün önce Şırnak’ta şehit olan Binbaşı Ramazan Armutçuoğlu için cenaze törenine katılanlar, AKP üyelerini protesto etti. Başbakan ise bu görüntüleri, edep dışı olarak değerlendirip protestocular hakkında soruşturma açılması talimatını verdi.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.