Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Mitinkler azınlığın çıkar savaşı!


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Le Monde: Cumhuriyet mitingleri azınlığın çıkar savaşı

 

Le Monde'dan ilginç iddia: Cumhuriyet mitingleri azınlığın sesi, askerler organize ediyor. Gazeteye göre, Türkiye'deki krizin ardında dinî sebeplerden çok ekonomik çıkarlar ve güç paylaşımı mücadelesi var.

 

 

AK Parti'ye karşı gösteri yapan laik cephenin, kendilerini "uyanmakta olan sessiz çoğunluk olarak gördüklerini; fakat aslında azınlık olduklarını" bildiren gazete, "üstelik bu kesimin eylemlerinin, emekli bir darbeci general tarafından yönetilen Atatürkçü Düşünce Derneği gibi sivil dernekler kılıfı altında askerler tarafından tasarlandığını ve organize edildiğini" yazdı. Türkiye'deki gelişmeleri yakından izleyen Le Monde'un pazar-pazartesi nüshasında, "Atatürk'ün torunlarının irkilişi" başlığıyla yayınlanan analizde, uzmanlara göre Türkiye'deki krizin, dinden çok "eski Kemalist elitlerle, yeni AK Partili elitler arasındaki ekonomi dahil iktidar paylaşımından" kaynaklandığı ifade edildi.

 

Askerlerin de dahil olduğu Kemalistlerin, eşi örtülü bir AK Partilinin cumhurbaşkanı olmasının Cumhuriyet'i tehdit eden, daha önce görülmemiş bir tehlike arz ettiği" gerekçesiyle harekete geçtikleri belirtilen makalede "bunun, Kemalistlerin, önceden elde ettikleri yerleri korumak için olduğu" yorumu yapıldı. Alarm zillerinin toplumun az bir kesimi tarafından dikkate alındığını yazan gazete, TESEV araştırmasını kaynak göstererek 2006 yılında Türklerin ancak dörtte birinden azının laikliğin tehlikede olduğunu düşündüğünü belirtti. Kemalistlerin verdiği "tehlike işaretinin", toplumun büyük kısmında etkili olmadığına dikkat çeken analize göre, "toplumun çoğunluğu", "kadınların başlarını örttüğü taşra ve banliyöler, AK Parti'nin kendisini daha iyi temsil ettiğini, işsizlik ve yolsuzlukla daha iyi mücadele edeceğini düşünerek gösteri yapmayan ve rövanşı sandıkta almayı bekleyen kesimler".

 

Laiklik gösterilerinin, yine de "beklenmedik bir coşku" ortaya çıkardığını yazan gazete, "bunu iyi hisseden" AK Parti'nin ilk seçim mitinglerini bu yüzden dolayı bayrakların altında yaptığına dikkat çekti. AK Parti'nin farklı akımlarından oluştuğu ve bunlardan birisinin "İslamcı" olduğu belirtilen makalede, buna mukabil parti yöneticilerinin provokasyona gelmediği ve laikleri korkutan yerel kadrolarını ılımlaştırdıkları kaydedilerek "Bunu hiç kimse, onlardan daha iyi yapamaz, özellikle de ordu ve bunu (ordunun) üst hiyerarşisi de biliyor." deniyor. 22 Temmuz'da yapılacak olan ön seçimlerde AK Parti'nin oy kaybedebileceğini ve hükümeti başka bir partiyle kurabileceğini ileri süren gazete, yeni meclisin "bir uzlaşı cumhurbaşkanı seçebileceğini" ve bunun da krizi çözeceğini ya da en azından erteleyeceğini yazdı.

 

Öte yandan Türk siyasetinde "askerin ipoteğinin" hâlâ devam ettiğini belirten gazete, ordunun Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmasını engellemek için "hukuk müdahalesi kılıfı altında" demokratik olmayan bir müdahalede bulunduğunu ve bunun sandıkta kamuoyuna nasıl yansıyacağını kimsenin bilmediğini yazdı.

 

alıntılayan bozan

Gönderi tarihi:

Otoriter laiklerin istediği, gücü elde tutmak

 

AB değerlerine veya İsrail'le ittifaka bile karşı çıkmayan AKP'ye muhalefet, partinin 'İslami gündemi'nden değil, laikler ve ordunun gücünü kaybetmek istememesinden kaynaklanıyor. AKP seçimi kazanırsa ne olacağı meçhul - Radikal'den Le Monde Haberi -

 

Turkiye'de bir kesimin surekli olarak kendini devletin sahibi ve halkin efendisi konumunda gorme aliskanligi var. Otoriteleri sarsilmaya baslandigi an Ataturk'u anti demokratik dusuncelerine kalkan yaparak topluma korku asilamaya kalkarlar.

 

Bu toplum hep birseylerden korktu; bolunmekten, rejim degisikliginden, irticadan korktu. Bir dilin konusulmasindan, o dilde sarki soylenmesinden, roman, siir yazilmasindan korktu. Renklerden, isimlerden korktu. Komsularindan korktu. Yeni dusuncelerden, acilimlardan, felsefeden, edebiyattan, tarihinden korktu. Demokrasiden, insan haklarindan, herkesin esit ve hur olmasi gerekliliginden... Bu korkular yuzunden birileri konumlarini pekistirip durdu ama halk olarak agir bedeller odedik, odemeye devam ediyoruz.

 

Yalan yanlis bilgilerle zihinleri zehirlenen, tektiplestirilen bir guruh ise sultacilarin koltuk degnekleri oldular. Her olaya bir gazetenin ve kendinden menkul ideolojinin penceresinden bakan bu kesim, etrafindaki herseye baliklama atlar durur; anlamadan, dusunmeden, olcmeden, tartmadan... Dusunme yetenekleri birtakim kaliplarla sinirlandirilmistir. Bu kalibin disina cikmalari adeta mumkun degildir. Agir bir lumpen havasi hakimdir sadece. O yuzden bu kesimin AKP gibi partilere teveccuh eden oldukca buyuk bir halk kesiminin dertlerini anlamalarini bekleyemeyiz. Surekli ezilmis, hor gorulmus, egitimden mahrum birakilmis, zenginlikleri talan edilmis bu halkin yonelimlerini seriat ozlemleri gibi sig bir dusunceyle, ufuksuzlukla aciklamaya kalkarlar ancak. Sanirim bu dar paradigmalar birkac on yil daha bu ulkenin gelismesinin onundeki en buyuk engel olmaya devam edecek.

 

Gazetenin tesbiti son derece yerinde. Laikligin elden gittigi falan yok, elden giden sultalaridir. Olan; anti demokratik yollarla yonetilmis, burokrasinin acimasiz vahsetinden bikmis toplumsal yiginlarin kendi ulkesine, Cumhuriyetine ve degerlerine sahip cikmaya baslamasi karsisinda alarm zillerini kusananlarin cirpinislaridir. Korkuttuklari kesim de bu yolda onlari yine yalniz birakmiyor.

 

Selam ile..

Gönderi tarihi:

O zaman size bir şey sorayım:Otoriteyi elinde tutamayan devlet devlet midir???Devlet bu söz ettiklerinizle özdeşmişse artık otorite de onlara ait değil midir???Yani kendi anlayışıma bir türlü uyduramadığım şu özgürlük ve devlet bağıntısını biraz fazlaca hayali kurmuyor musunuz???

 

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Dışarıdan Türkiye daha net görünüyor derlerdi de inanmazdım:)

Bu yazıyı okuyunca hak verdim.

:clover::clover:

 

Evet disardan cok net görüyoruz...

 

ülkemizi yöneten partinin binasinin ruhsatsiz oldugunuda görüyoruz ,,bizi yönetenlerin evlerinin ruhsatinin olmadigina,da görüyoruz...........

 

Ama o mitinglerin ruhsati var onuru var serefi var.....onlarin laik cumhuriyeti var..

 

ama ülkemizde öyle dip noktalar varki ...yesil sermaye adamin ayagindaki ayakkabisini eline veriyor

 

bütün parasini soyuyor..soyulanlar etrafta gece gündüz agliyor.......param gitti diye

 

ama secim yaklasti ....o kiseler ne olduysa birden canlandilar..!!!

bengene onlara vericem oyumu diyor hemde gözümün icine sokarak

 

parmagini....

 

artik denecek laf kalmadi...önemli olan yüzde seksen olan cumhuruyet sevgisi

dolu insanlarimizla bir arada mutlu olmaya calismak.

 

Le Monde..masallah oda birtane o herkesden önce ülkeleri bölüyor

haritalarda ...o zaten buralarda meshurdur...

memleketimin insani nerden bilsin ...

bak hemen nasilda avliyor.

 

buda dibin dip noktasi.

 

:shuriken: yamyam frankfurt

Gönderi tarihi:

Esasen, Mustafa Kemal (ve çevresi) tarafından oluşturulmuş bir ideoloji yok. Olması da mümkün değildir. Aslında Atatürkçülük olarak da ifade edilen, Osmanlı-T.C geleneğinin bir devamı olan ‘devletperestliğin’ yeni adıdır. Devlet dogması yaratmanın, ‘yeni koşullarda’ devleti kutsamanın-fetişleştirmenin bir aracıdır. Zaten kimi zaman Kemalizm, çoğunlukla da Atatürkçülük olarak sunulan söylem, 1930’ların faşizm benzeri rejimini meşrulaştırıp-kabullendirmek amacıyla oluşturulmuş ve hiçbir iç tutarlılığı olmayan bir dizi “ilkeden” oluşmaktadır. Oysa, ideolojinin eyleme önceliği olması gerekir. İdeoloji “ex-post” olarak oluşturulmaz. Hızla dönemin faşist rejimlerine “benzemeye” yönelen tek parti diktatörlüğü, devletin bekası için yapılanları “ilkeleştirmiştir”. Atatürkçülük veya Kemalizm, son tahlilde, tek parti program ve pratiğinin, devletin ve toplumun tamamını temsil eder biçimde sunulmasıdır.

Fikret Başkaya

Gönderi tarihi:
Otoriter laiklerin istediği, gücü elde tutmak

 

AB değerlerine veya İsrail'le ittifaka bile karşı çıkmayan AKP'ye muhalefet, partinin 'İslami gündemi'nden değil, laikler ve ordunun gücünü kaybetmek istememesinden kaynaklanıyor. AKP seçimi kazanırsa ne olacağı meçhul - Radikal'den Le Monde Haberi -

 

Turkiye'de bir kesimin surekli olarak kendini devletin sahibi ve halkin efendisi konumunda gorme aliskanligi var. Otoriteleri sarsilmaya baslandigi an Ataturk'u anti demokratik dusuncelerine kalkan yaparak topluma korku asilamaya kalkarlar.

 

Bu toplum hep birseylerden korktu; bolunmekten, rejim degisikliginden, irticadan korktu. Bir dilin konusulmasindan, o dilde sarki soylenmesinden, roman, siir yazilmasindan korktu. Renklerden, isimlerden korktu. Komsularindan korktu. Yeni dusuncelerden, acilimlardan, felsefeden, edebiyattan, tarihinden korktu. Demokrasiden, insan haklarindan, herkesin esit ve hur olmasi gerekliliginden... Bu korkular yuzunden birileri konumlarini pekistirip durdu ama halk olarak agir bedeller odedik, odemeye devam ediyoruz.

 

Yalan yanlis bilgilerle zihinleri zehirlenen, tektiplestirilen bir guruh ise sultacilarin koltuk degnekleri oldular. Her olaya bir gazetenin ve kendinden menkul ideolojinin penceresinden bakan bu kesim, etrafindaki herseye baliklama atlar durur; anlamadan, dusunmeden, olcmeden, tartmadan... Dusunme yetenekleri birtakim kaliplarla sinirlandirilmistir. Bu kalibin disina cikmalari adeta mumkun degildir. Agir bir lumpen havasi hakimdir sadece. O yuzden bu kesimin AKP gibi partilere teveccuh eden oldukca buyuk bir halk kesiminin dertlerini anlamalarini bekleyemeyiz. Surekli ezilmis, hor gorulmus, egitimden mahrum birakilmis, zenginlikleri talan edilmis bu halkin yonelimlerini seriat ozlemleri gibi sig bir dusunceyle, ufuksuzlukla aciklamaya kalkarlar ancak. Sanirim bu dar paradigmalar birkac on yil daha bu ulkenin gelismesinin onundeki en buyuk engel olmaya devam edecek.

 

Gazetenin tesbiti son derece yerinde. Laikligin elden gittigi falan yok, elden giden sultalaridir. Olan; anti demokratik yollarla yonetilmis, burokrasinin acimasiz vahsetinden bikmis toplumsal yiginlarin kendi ulkesine, Cumhuriyetine ve degerlerine sahip cikmaya baslamasi karsisinda alarm zillerini kusananlarin cirpinislaridir. Korkuttuklari kesim de bu yolda onlari yine yalniz birakmiyor.

 

Selam ile..

Neymis Antidemokratik düsünceler söylesenizde bizde bilsek,isterseniz size yardimci olayim antidemokratlikla ilgili olarak.Örn;Yüzde 34 le mecliste egemenligi gaspetmek antidemokratiktir.Halka sorulacak seyleri degilde sorulmayacak seyleri götürenler antidemokrattir.Örn;Türkiyede parlamenter sistem var iken sirf kendi adamlari cumhurbaskani olsun diye halki kulllanarak anayasaya karsi gelmek antidemokratiktir.Türkiyede baskanlik sistemi yoktur dolayisiyle cumhurbaskanini halk secsin demekle bu is olmaz,kimseyi kandiramzlar kendilerine tapanlar disinda.Türkiye insani egitimsiz birakilmistir bu antidemokratik bir uygulamadir Türkiyeyi bugüne kadar sagci yönetimler idare etmistir demekki sagci yönetimlerde bir antidemokrat olma hastaligi vardir.Türkiye de bugüne kadar gericilerin verdigi bir mücadele vardir ki bu milli mücadele günlerindede ayni kesim tarafindan verilmekte idi.Laiklige karsi savas LAIKLIGIN kaldirilmasi ve bir Islam devletinin kurulmasi savasini vermek antidenokratik bir savastir cünkü ülkede ic baris tehlikededir ve kardes kavgasi körüklenmektedir.

Laikligin elden gitmedigi tespitini yapan gazete takiyyecidir.Bugün laiklige karsi verilen bir savas vardir bugüm Türkiyeyi yönetenlerin gecmistesabikalari vardir laiklige karsi söylemleri belgelerlesabittir.Türkiyede laiklik tehlikededir hemde bugüne kadar oldugundan daha fazla.Bu tehlikeyi hasir alti göstermeye calisanlar laikligi ortadan kaldirmayi hedeflemis olanlardir.Laiklige karsi verilen savasta TSK taraftir ve laikligi savunmayi kendisine görev sayar iste bu görev nedeniyle TSK ya saldirilmaktadir,bu saldirilarda antidemokratiktir cünkü saldirilan kurum anayasal bir kurumdur ve anayasada görevleri belirtilmistir.Türk ordusu laikligi ve Türkiyeyi tehlikede gördügü her an anayasal hakkini kullanacaktir.

Laiklige yapilan saldirilarin basinda Laik düzeni savunanlari gücü ellerinde bulunduran kesim olarak göstermektir ki bu cok büyük bir iftira ve saldiridir.Türkiye Cumhuriyeti laik bir cumhuriyettir ve Laikligi savunanlarin bu Cumhuriyete bagli olmalari kadar dogal olan birsey yoktur.Laikligi savunanlar ise Türkiyedeki ATATÜRKCÜ KESIMDIR.Laiklige karsi olanlar ise Atatürk ilke ve inkilablarina karsi olan gerici yani dinci kesimdir.Atatürkcü kesimi gücü ellerinde bulunduranlar diye hayiflanir gibi lanse etmek bu güclere kin kusmaktan farkli birsey degildir.Tabiiki Atatürke bagli olanlar güclü olacaklardir,o güc sayesinde Türkiye Cumhuriyeti düsman isgalinden kurtulmus ve bugünkü bagimsiz Türkiye kurulmustur,Atatürke karsi olanlar ise 80 küsur yildir halki kandirmaya ve Türkiyenin siyasi rejimini mollalara teslim etme savasi vermektedirler.Iste sizin veya bir baskasinin antidemokratik diye mangalda kül birakmamasinin ana nededi budur.

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.