Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Takılmışım Bir sen'e öyle hızlı geçmişki zaman sensiz farkında bie değilim yılların boşa geçmedi elbette ömür seninle dolu dol yaşadım her bir saniyeyi şimdi saat sensizliği on geçiyor su akıp gitmekte ömürden tek tek ayrılan zaman gibi bense takılmışım bir sen'e saymaktayım yerimde... bakma bu kederli satırlara gözlerim hala ıslak değil ellerim titremiyor eskisi gibi öyle eskiden kalma bir alışkanlık işte hani sen öğretmiştin ya! vakti geldiğinde çekip gidersem üzülme diye attım bütün geceleri koynuma ne olur ne olmaz gelmiyor sabahların bitmiyor gecelerin şimdi saat sensizliği beş geçiyor rüzgar deli gibi esmekte bense takılmışım bir sen'e saymaktayım yerimde... hatırladın değil mi aşk bahçemizi? güzel günler üzerine ettiğimiz yeminleri bitmesin diyerek ağladığın günleri tebessüm ederek göz bebeklerim olduğun ve haykırdığın anı sevgini kulaklarımda hala hiç bitmeyeceğini sandığım soluğun bitecekmiş meğerse! meğerse sendeki bu ateş saman aleviymiş on altı yaş heyecanı belkide şimdi saat hiç bir haltı geçmiyor yağmurunda yağacağı yok zaten bense takılmışım bir sen'e yürüyorum durmadan bilmediğim bir meçhule... 16 Ocak 2005 Pazar 00:45 Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Tutacağım Gözlerinden Sen varsın az ötemde Biliyorum az ileride Uzansam biraz daha tutacağım gözlerinden Bir liman aralığı uzaklığın Biliyorum gemileri de yaktım zaten Dönüş yok az kaldı tutacağım gözlerinden. Işık tükendi karardı eylül bizimle birlikte Derinlere yolculuk var bu gece Hazırlan sevdiğim uzaklara yolculuk bu gece Az ötemdesin biliyorum az uzağımda Bir kapı açıklığında Açılsa biraz daha tutacağım gözlerinden. Ağustos bitiminde eylül başlangıcında Yaz sonunda güz başında Bir yaprak dökümünde ağaçların Sararmış yaprakları aşkımız gibi Dökülmeye yüz tutmuş yüreklerimiz Biraz daha dökülse tutacağım gözlerinden. Dinle uzaktan gelen müziğin sesini Ritminde saklı ezgimiz bizim Sus ve dinle kalbimin atışlarını Ağır ağır eylüle çalan bedenim Aksak hazin bir rüzgarla savrulmakta Savrulsa biraz daha tutacağım gözlerinden. Biliyorum sevdiğim az ötemdesin Yıldızlar kadar yakınsın gecelerime Düşler kadar sıcak bakışların Eylüldü dökülüyordu yaprakları aşkımızın Ben topluyordum yerden bakışlarını Ah, az kaldı biraz daha toplasam tutacağım gözlerinden. Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Tutuldum Kaldım Suskunum Sana gitme demeyeceğim Git de demiyeceğim Gözlerime dalgın özlemlerin Yüreğime kırgın sevinçlerin ölüsü sinecek biliyorum Çıkılmaz yollar gibi yokluğun Zamanı alıp götürecek avuntum Seni seviyorum demeyeceğim Sevmiyorum da demeyeceğim Hayallerle süslü geçmişin tenhalığında Yazılmayan Akla gelmeyen sözlerin yazgısında Son bulacak yorgunluğum Yutkunmak istedikçe boğacak coşkum Seninleyim demeyeceğim Sensizim de demeyeceğim Ve ben sana seni bildiğim içinde inanmadım Bilmediğim için kandım, kandım Kanadım Şimdi yalnızım Korkusuz değilim ki Herşeyi anlıyayım Herbir şeyde beni anlasın Sana aldandım demeyeceğim Gecikiyor dün artık Köşesi bir Düzlüğü dağınık Kafam olmuş karma karışık Sana unuttum demeyeceğim Unutmadım da demeyeceğim İçimde Çok derinlerde barınır gibisin Suçun,cezan bitmiş gitmemişsin Koca ömür tükenmiş sen tükenmemişsin Sana özledim demeyeceğim Özlemedim de demeyeceğim Sağır eder bu sessizlik Çığlık atıyor gölgemde kimsesizlik Sitem olur dilimde çaresizlik Sana öldüm demeyeceğim Yaşıyorum da demeyeceğim Yönünden kaçan rüzgarlar misali Yağmur olup ırmağa düşen damla emsali Uzun ömürler dileyeceğim kendime Sana hoşçakal demeyeceğim Dostçakal da demeyeceğim Sana hiçbirşey söylemeyeceğim TUTULDUM KALDIM SUSKUNUM Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Tutuldum sana... Nasıl oldu bilmiyorum, Ama zamansız olduğunu biliyorum. Adını duymak, seni düşünmek, hayal kurmak Bütün vücudumun titremesine neden oluyor. Ve sen ne bana ne de kendine bir şans tanımıyorsun. Seni içime gömmekten başka şansım yok. Sen, Gözlerimdeki ışık, gülücüklerimdeki tebessüm, Gözyaşlarımdaki serinlik, ellerimdeki dokunuş, Sesimdeki titreme, yüreğimdeki kilitli sızı oldun. Ne unutabilir ne de senin olabilirim... Yüreğimi titreten gizli aşkım... seni seviyorum bitanem ... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Tutunamıyorum Tutunamıyorum Kurumuş bir yaprağın dalındaki son hali Engel olamıyorum Yaş akacağı zaman göz kapağının yetersiz kalması gibi Sana geliyorum Bir yağmur damlasının mahkûm kaderi Denizin gökle kucaklaştığı sınırdayım YOK OLMAM an meselesi... sensiz yok olmak istemiyorum seda Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Uçurum Çiçeği Biz seninle imkânsız sevdanın iki kuluyduk Ve iki yakası hiç kavuşmayacak Birbirine sevdalı uçurumduk Ayaklarımız yanarken karlarda Bir avuç güneşimizle Toprakta zamansız yeşermeyi umduk Zaman durmayacak elbette Yalnızlığı dolduracak yüreğimize Susacak umutlarımız, Ayrılık ket vuracak dilimize Yaşayacağız belki de ayrı kentlerin sabahında Ama....Ama aynı güneş doğmayacak gözlerimize Sırtlarımız yoklukta hep nemli duvarlara yaslanacak Boğazımızda düğümlenecek sevdaya yazılmış satırlar Belki de hep susacak.... Kim bilir belki de bir aksam Solgun uçurum çiçekleri düşecek ellerimize Güneş kamaştırsa da gözlerimizi Yüreklerimiz hep kuytularda içli içli ağlayacak Acılarımızı harmanlayacağız mevsimlerde Gözlerimizi arayacağız hep ıssız köşelerde Bihaber yaşasak ta yaban ellerde Hep şarkımız çalacak ayrı düşmüş dillerde Ayrı kentlerin soluğunu alsak da İnadına yaşatacağız sevgimizi ayrılsak da Takvimler düşerken asırlara Uçurum çiçekleriyle ayrılığımız yazılacak baharlara Ölüm gelene kadar yalnızlık çalacak kapımızı Unutmak için birbirimizi Kim bilir kaç gece yakacağız anılarımızı Ama... ama hiç unutulmayacak yeminlerimiz Sen unutsan da beni uçurum çiçeği Ben sonuna kadar yaşatacağım ölümsüz sevdamızı. Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Ucu Yok Sevdamın Seni bir hayat boyu sevebilirim ben.. Ölümün beni bu dünyadan ayırdığı son nokta, İşte oraya kadar.. Belkide ondan sonrası da var benim için; Seni kara toprakta bembeyaz kefenle bile sevebilirim ben.. Duyguların bittiği yer yok benim için; Seni bir çiçeğin gözünde, Seni bir çocuğun elma şekerinde, Seni,sen benden uzaktayken bile sevebilirim ben... seni ben sen yokkende severim .... askım Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Unutamadım Unutmak istedim seni Bir baskasindan hoslandim Onu sevmeye calistim Ama olmadi, unutamadim seni Unutmak kolaymi sanki Kolaysa sen unut beni Ben beceremedim Unutamadim seni Sensiz gecmiyor saatler Dakikalarsa, onlar sanki durmus gibi Ya sanyeler, onlar dahada beter Sanki hayatta unutmaktan daha zor olani yokmus gibi Bos bos hayallerden cikip gelmeni bekliyorum Sokaklardan ayak seslerini duyuyorum Bir umut var icimde, geleceksin biliyorum Seni ne yapsam yapiyim unutamiyorum nasıl unuturum geceler boyu sevişmelerimizi .... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 uykunda öpüyorum seni Uykunda ağlıyorsun... Uykunda öpüyorum seni... Korkmadan ağlıyorum seninle... Senin için bir şey yapamayışıma, seni bu dünyada yapayalnız, kimsesiz bırakışıma ağlıyorum... Senin için gerçeklik yok, bu hayat, bu hayatın kuralları yok... Kendine nasıl derinden ve katıksız inanıyorsan, bu hayata, bu insanlara da öyle inanıyorsun... Bunu sana ben anlatamam. Bak bu sensin, bak bu da hayat, bu da kuralları; bak, insanlar seni aslında nasıl görüyor, yok bu hayatta duygularının karşılığı, diyemem. Seni sevginden uyandıramam... Yıllar önce senin olduğun yerdeydim ben de. Tam orta yerde. Benim de saçlarım sevecen bir kardeşlik kokardı. Herkese koşarken açıkta kalırdı öldürülmeye en açık, en savunmasız yanlarım. Nereme bıçak saplanırdı bilmezdim, ama hep yersiz kanayan o zavallı saçlarıma dostluklara gölge düşürüyor, diye kızardım...Umudu ürkütüyor diye yaralarıma kızardım... Ben en çok beni yaralayanlara koşar; bir suç, bir yanılgı varsa, çoğunu omuzlamak için kendimden vazgeçerdim... Sırf sevgiler bitmesin, sırf hayatın sevinci gölgelenmesin, dostlukların son günü gelmesin diye üstüme alırdım bütün günahları, bütün yanılgıları, geçmiş ve gelecek bütün kötülükleri... Sevginin umutları sürsün diye, göze alırdım kalbime akıtılacak zehirleri... Göze alırdım eksik yaşanmış bütün sevgilerin tanığı ve sürgünü olmayı... Sonra baktım kimsesiz ve tesellisiz ölüyorum... Gördüm kendimi nasılsa. Gördüm anısız ve habersiz öldüğümü... Son kez baktım etrafıma, bir yakın, bir içten ses, bir kardeş kokusu aradım kendime. Bağlanmak istedikçe öylesine kopmuştum ki insanlardan, öylesine çok sevmiş, öylesine çok inanmıştım ki, nasıl oldu bilmiyorum, içimden bir kötülük, bir acımasızlık; içimden zavallı bir intikam duygusu çıkartıp, o yaralı kendimi, beni ben yapan o kimsesiz sevgimi o boşluktan çekip aldım... Aldım onu ve korumaya başladım.. O yaralı, o parçalanmış, o kimsesiz sevgimi, kötülükle, acımasızlıkla, hırsla, kıskançlıkla korumaya başladım... O da yetmedi, yazmaya başladım sevgili. Yazmaya... Ne hissedersem, ne hissedeceksem, hayatımda ne varsa, her şeyi yazmaya başladım... Yazmak, acılardan, aşklardan, yitirişlerden, itilip kakılmalardan kurtulmanın en geçerli yolu oldu benim için... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Uzaktaki Sen Bilirim ki artık onun gözleri benim için Issız bir gece vakti Çok ama çok uzaklardaki Bir şehrin ışıkları gibidir Sürekli ona doğru koşmama rağmen Hiç bir zaman sokaklarında koşamayacağım Ve hiçbir zaman ona ulaşamayacağım Ama olsun ; Ben yine bu şehrin gözyaşlarına kapılıp Sana aldanırım. ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Uzaksın Bana Sahipsiz gönlümü almak istemezmisin. Hissetmek istemez misin sevgimi Yazmışım seni her parçama Sigaramın her nefesinde Aldığım her nefeste Kokladığım her çiçekte Bütün hayalimde sen varsın Sanki her zaman benimlesin Ne olur hep yanımda olsan Sevginden birazcık tatsam Rüzgar getiriyordu kokunu bana Kuşlardan alıyordum haberini Uzak kalma benden Diz çökmüş bekliyorum seni Zamanın içinde kaybolmuş gibisin sanki Yıldızlara sordum, ağaçlara sordum Taslara sordum ve kuşlara sordum Dediler ki o gelmez sana Sormaz olaydım. Bütün umutlarım yıkıldı bir anda Gecelerin karanlığında kayboldum. Artik aydınlatmıyordu yıldızlar yolumu Bulamıyordum kaybettiğim umutlarımı Sevginle büyüttüğüm çiçekler Soldular birer birer. Susamışlardı onlar da sana En az benim susadığım kadar. ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Uzaktan Sevmek Zamanın birinde bir sevdiğim vardı. Öyle çok sevmiştim ki. Yaklaştığı her an korktum. Sevgimi çalacak diye... Öyle çok uzaktan bakmışım ki gözlerine. Yaklaştığı her an daha bir güzelleşti. Öyle çok hayalini kurdum ki. Baktım ki hayal olmuş her şey. Öyle çok sevmediki beni. Ve öyle çok aldandımki dokunuşlarına. Onu hissettiğim her saniye İçimde yaşattığım her an Daha bir sevdim,daha bir aldandım. Şimdi öyle uzakki bana Her zaman olduğu gibi değil. Daha uzak,yüreğimin cennetinde. Öyle iyi birisiydiki merhum Sırf ben onu sevmeyeyim diye uzaktaymış meyerse Sırf benim için bakmamış gözlerime. Halbuki bilememiş. Uzaktan sevmek,sevmelerin en güzeli diye... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yağıyorum Biliyormusun ? En güzel aşk, Son kez söylenendir. Bugün yağıyorum üstüne, İçimde ne varsa sen... Her susuşumun bedeli, Sen olup kalmak olacak. Bir yaprağın ucunda Su damlası gibiyim. Koylarına dağılmış, Tutungaçlarım var. Islak düşlerim senle.. Sanki haykırışlarım ve Geç kalmışlığımın Çığırtkan ezgisi gibi. Ardıma koyduklarım Yıkık sevda öykünmeleriymiş. Labirentlerde dolaşmayı , Aşk sanmaksa çaresizlik. Bugün; Yağan yüreğimin Her damlası aşkınla dolu. Utangaç bakışlarıma dökülense Benim son gerçeğim ... Biliyorsun artık; En güzel aşk, Senle çok kez yaşanandır. Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yağmur Damlası Ben küçük bir su damlasıyım. Gökten yağarım, tenlerinize usulca, Bazen de sertçe dokunurum. Ürkersiniz ama küçük bir su damlası diye aldırmazsınız. Devam edersiniz nefes almaya. Toprağa dokunurum, filizlendirir, çiçek açtırırım. Bunu bir kulun yaptığını düşünürsünüz. Hoyratça yaklaşır koparırsınız dalından tazecik çiçeği. Düşünmezsiniz akan kanları Denizlere düşerim suyuna tuz katarım Kirletirsiniz, hatta ta? yığınlarıyla kapatmaya çalışırsınız. Ben küçük bir yağmur damlasıyım. Hayatınıza hayat katarım Bazen isyan edersiniz bana... Bazen de ellerinizi semaya kaldırıp dua edersiniz küçük bir yağmur damlası için. Kimi zaman beni görmek istemezsiniz, Bana isyan eder bir de tokat atarsınız. Ama hiç düşünmensiniz benim ne olduğumu... Ben küçük bir yağmur damlasıyım... Hayatınıza hayat katarım Bana muhtaçsınız... Ben küçük bir yağmur damlasıyım.. Alıntı
Φ fantastico Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Bugün; Yağan yüreğimin Her damlası aşkınla dolu. Utangaç bakışlarıma dökülense Benim son gerçeğim Evet , mükemmel, diyecek birşey bulamıyorum; alıp götürürüyorsun bilmem !! biryerlerlere bazen bir ümitsizlik doluyor , bazende bir umarsamazlık , bazen de bir çaresizlik kaplıyor heryerimi.... Yayınevleri var derlesen şiirlerini, kitap evet bir şiir kitabı, baş sayfayı görür gibiyim...Baş sayfa siyah beyaz olmalı ,enine dar boy ölçüleri normal olmalı, kiabın başında senden bahsetmeli, çünkü merak ettim okuyanlarda merak eder diye düşünüyorum, yada önce bir kaç dergide yayınlamalı şiirlerini, isim yaparsan yayınevleri hayır demez.. Yada bir kaç radya kanalı daha sonra birkaç dergi ve en sonda kitap basılır ne dersin? bunu senden bekliyorum , lütfen bu şiirleri okuyan herkez destek mesajlarını bekliyorum melonss,a Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Bugün;Yağan yüreğimin Her damlası aşkınla dolu. Utangaç bakışlarıma dökülense Benim son gerçeğim Evet , mükemmel, diyecek birşey bulamıyorum; alıp götürürüyorsun bilmem !! biryerlerlere bazen bir ümitsizlik doluyor , bazende bir umarsamazlık , bazen de bir çaresizlik kaplıyor heryerimi.... Yayınevleri var derlesen şiirlerini, kitap evet bir şiir kitabı, baş sayfayı görür gibiyim...Baş sayfa siyah beyaz olmalı ,enine dar boy ölçüleri normal olmalı, kiabın başında senden bahsetmeli, çünkü merak ettim okuyanlarda merak eder diye düşünüyorum, yada önce bir kaç dergide yayınlamalı şiirlerini, isim yaparsan yayınevleri hayır demez.. Yada bir kaç radya kanalı daha sonra birkaç dergi ve en sonda kitap basılır ne dersin? bunu senden bekliyorum , lütfen bu şiirleri okuyan herkez destek mesajlarını bekliyorum melonss,a tesekkür ederim yzdıkların için ben izmirden melons şiir yazmayı severim sanırım bu bana babamdan kaldı onunda vardır böle şiirleri .. kitap işine gelince 600 e yakın şiirim var ama su ana kadar düşünmedim sanırım düşünmüyorumda bunalr benden cocujklarıma kalıcak Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Göz Yasima Degermi Hani O Saf düslerin bulusdu bir yer vardir Kalbmi derler bilmem söküp atilar Yokluk hisediyorum büyük bir derinlik Kayip mi oluyorlar bilmem.. Hani hic hisetmedim degil... Hisetirmediler diye degil... Oyaladilar mi desem ne desem Kendim bilmiyorum ki basima gelenleri Gözlerim boyaliymis meger Tozpembe renklerle icim icime sinmiyordu Bir Gülüsün icin ben neler vermedim Neler feda etmesdim... Meger neler Kaybetmisim... Bir Cicek takmisim Aklima onun yolluna giderken neler ezmisim aslinda O yolla Degmez olan Cicek Kaybolmus Dönüsde Ezilenleri gördüm yeniden Filizlenirken ama boynulari Büküktü bana Karsi bakmiyorlardi... YARABBIM neler yaptim ben Hayatimda Adam olmaya calisdim ama ne Kazandim Avucum bos kafam Agir Kalbimse Kayip... Benden ne olsun bu Saaten sonra Benden ne olacak senden sonra birdaha Yüzüne bakamam ki Gözlerim baksada bile Sakilan Gururumu grömesin sen tabi... Gözlerimin boslunu Hisedersen Ses cikartma sadece sunu bil ki ölümlü Dunya Sen herseyimi öldürdün Gün gelecek ki seni de öldüren cikacak karsina Hani demistim ya baska bir Sen hic birzaman olmadi... Doru... Beni hic birzaman beni böylesine yikan Beni böylesine maf eden olmadi Bazen gecenin Sesizligin sinir üzerime Aglamiyorum ama... Yapoz gibi döküldüm Hisediyorm o ayni Gecelerde sana kurdum Düsleri Hayaleri teker teker gömüyorum Unutamam.... Unutmayi bilmedim icin SEVMEYIDE bilmiyordum Sen ögretmistin nedenini bilemiyorum ama.... Heralde beni ilk defa yerde görmek icin Aferim Aferim basara bildin bundan önce baska bir Sen yoktu beni Bu duruma sokan benimle böylesine Dalga gecen Benimde korkum vardi ama... Sen gercek birsey degilmisin ki var olmayandan neden korkmusum ki.... Sence senin Adin bir Göz yasima Degermi Sen icimde bir OK olmusun Tüyünde Adin yazili nereye ceksen Kan kayibi Bu OK icimde kalsa raht durmas Tüyünden asagi damlar Cansiz Kani Cansiz Göz yaslarim yanliz Akiyorlar yapa Yanliz Sence senin ismin Birtanesine Degermi ...bilemiyorum... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Lanet Olsun... Akan Göz Yaslarima Seni Kattim Hos Koksun Diye.... Dalinda diken Gibi Battim Yüregime Ama Ama ne bir Damla Kanim Akti nede Canim Acidi.... Ama Yüreg Kin nefret Kan Kust be Bebegim.... Acan Güllerine Degil Ucup Giden Kokularina lanet Olsun... Nedir Ulan Nedir Senin askin Serefi Illeti gercek adi nedir... Ask Dedin Sana Kalbimi Verdim sevda dedin yüregimi verdim yetmedi yetmedi can deseydin onuda alirdin benden... ...Lanet Olsun Lanet Olsun... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Sen Benim Her Seyimdin Sen gözlerimdin benim Hiç tükenmeyen bir pınar misali Süzülürken damla damla sular Bazen ılık, yüreğinin sıcaklığında Bazen buz kesmiş, kartal bakışlarında Bakarken bazen, yıldız parlaklığında Sen gözlerimdin benim. Sen sözlerimdin benim Dilimden dökülen bir çağlayan misali Ve yatağına sığmayan bir nehir Bazen bir çığlık sessizliğimde Bazen bir sitem haykırışlarımda Dökülürken dilimden, uçurumdan dökülür gibi Sen sözlerimdin benim. Sen ellerimdin benim Rüzgarlarınla doldurduğun bir yelken misali Bir sağa çekersin beni, bir sola Bazen savurursun açık denizlere Bazen vurursun acımadan kıyılarına Başıboş dümensiz, kapılacakken girdaplara Sen ellerimdin benim. Sen yüreğimdin benim Ritimsiz çalan bir saat misali Çalışıyorsun tik tak tik tak Bazen ileri gidiyorsun koşar gibi, Bazen geri kalıyorsun, sanki yorgun Ha durdu, ha duracak hala sana vurgun Sen yüreğimdin benim. Sen herşeyimdin benim Düşlerim, ümitlerim,geleceğim Ellerimdin, gözlerimdin ve yüreğim Bazen kapılsamda umutsuzluklara Bazen kızsamda yüreğim alev alev Sen ne görürsün beni. ne duyarsın Yine de sen herşeyimdin benim Ve yine de herşeyimsin. Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 SENİ O SANMISTIM S essini o kadar cok özledimki! E ller bu özlemin duygusnu anlyamazlar! N eyle dindire bilirim sensizliyin hastertini I nan sana olan askimi kimseye veremeyecegim! O kada sensiz yalnizliklar icindegimki! S ana nasil anlata bilsem yalnizligin acisini! A glayan gözyasarimi sevdana bagisladim! N e umudum nede tutunacak dalim kalmis! M erhametle doneveksen sevdama dönme sakin! I intiltmem sana gururumu askinin karsisinda! S u dunyada varligini gerekirse uzaklaran severim! T ek sana olan sevdam kaderime karsi kucuk dusmesin! I nsanlar hic bir zaman anlayamayacaklar sana olan sevdami! M ezara kadar askin yügregimde bir sir olarak girecektir kara topraklara.... AGLADIM Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Sensiz bir ağladım biliyormusun Usul usul sessiz sessiz... Kimsesiz ve yanlız ve bedbaht ve caresiz ağladım işte boş boş bakareken duygulandım sayarım seni andım biliyomusun gözyaşlarım düşerken mazgala sanki gidişin gibiydi benden öteye uzağa... kendine bir ihanet yolu çizmiştin oysaki sen gidiyordun bense hala seviyordum gitmeni sevmiyordum oysa kalmıyordunki yanımda bir başkasına ait bir yürek nasıl çarpıyordu benim avuçlarımda... nasıl bir aşkmış anlayamadım seviyorum seni nedensiz unutmadım biliyomusun aslında niye niye bilmiyorum seni hala seviyorum bi sevda aldım gecen gün üç beş kurus bedelle odemesi ölümüne bir bedel siz can kaldı elimde bir seyyah sevdaları... seni toplamazki bedenim sarar toprakta bir ayyuka çıkarken seni görmeler vardır aslında unurtulmaktan gecen bir sevda..! ki gorulmemiş dunyada ama sen yoksun gittin neden ? ihanet buyusu kaplamış avuçlarımda bir can kalmış kifayetsiz amansız amaçsız bi beden kimsesiz ve sensiz ve yolsuz… Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 SENİ SEVİYORUM DE bişi takılır boğazımaa anlatmak istesem sana baktığımda yüreğimdekileri ama anlatmak istediğime yetmezz kelimeler hiçbişey benzetemem o güzelliğine yetmez sayfalar yüreğimin anlatmak istediğini anlatamaz kalemim zamanla alıştım bu hastalığa yayılmış bütün korkularım bütün umutsuzluklarım sensizliklerim sessizliklerim.... bütün vücuduma elim ayağım tutmaz gözüm görmezz ve nedense tek ihtiyacım sadece iki kelime yeter ki bi kere seni seviyorum de ben seni seviyorum çünki .... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 AGLADIGIMI KİMSEYE SÖYLEME!!!! Ağladığımı kimseye söyleme…… Onlar beni güçlü biliyor Onlar beni en zor günümde bile ayakta biliyor Ben aslında gülerek geçirdiğim her günün akşamı evde ağlarken, Onlar benim içimin sızladığını, yüreğimin yandığını bilmiyor…….. Ağladığımı kimseye söyleme ……… Onlar beni kral biliyor Onlar ben kızdım mı dünyayı yakacak insan biliyor… Ben aslında onun gizlerine bakmaya bile kıyamazken, Onlar benim bir K I Z uğruna üzüleceğimi tahmin bile etmiyor… Ağladığımı kimseye söyleme …. Onlar beni ağlamaz biliyor…. Onlar beni…. Üzüldüm bulunduğum şehri bulutlar kaplar biliyor.. Ben aslında odama kapanıp sitem duygusuyla bir köşeye sinerken, Onlar beni hiçbir şeyin sarsacağını akıllarının ucundan bile geçirmiyor…. Ağladığımı kimseye söyleme .... Onlar bunu hiç bilmiyor… Onlar için ben en sağlam köprülerden daha sıkı bağlıyımdır hayata… Ben aslında ölümle yaşam arasındaki ince çizgide bir o yana bir bu yana giderken, Onlar hala benim için hayatın büyük bir hayal kırıklığı olduğunu bilmiyor… ve ben sana ağlıyorum askım ........ Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Aşk, Uydurduğumuz En Güzel Yalan! Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti. Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti. “Bana kalan, Beni kalansız bölen bu şehir. Ah! bu şehir, yalan şehir” demek isterdim; ama yalan olan sendin. Benim yarattığım, inanmak için yıllarımı harcadığım kocaman bir yalandın sen. Gerçek olduğunu gördüm. Sen gittin... Aslında içimden giden sevgili değildi. Ben sadece, yalanıma inanmıştım. O, gerçekti... Aşk bitmişti. Düşünüyorum da acaba aşk, ruhumuzun derinliklerinde yaratılan koca bir yalan mı? Şiirde, müzikte ya da sözde, nerede aşk varsa orada bir de yalan yok mu? Aşk ve yalan, güzel ile çirkin, iyi ile kötü gibi birbirini besleyen, değiştiren ve dönüştüren; biri olmadan diğeri varolamayan ya da anlamsız kalan evrimin temel dinamiklerinden ikisi olabilir mi? Ya da aşk, yalana sesdeş mi? “Seni seviyorum” derken, aslında içimizde yarattığımız en güzel yalana övgüler mi düzüyor, kendimize olan hayranlığımızı mı dile getiriyoruz? “Bir gün içimden gittin, anladım.” Aşk, uydurduğumuz en güzel yalan! Ve aşk, yalan varsa aşktı. İnsanın doğasında var. Doğrular ne kadar da az cezbeder bizi. Yasaklı ya da yanlış ne varsa, yaptıklarımız hanesine yazmak isteriz. Durduralamaz bir dürtüdür bu. Yalanı bazen istem dışı kullanırız. Söyleyen biz değilizdir ama, söyleten ta kendimizdir. İçimizdeki yasaklı kimliktir O: Mülkiyet duygusu ve egosu olağanüstü gelişmiş; ihtiraslı, doyumsuz ve aşka her zaman hazır. Pembedir, mavidir ve daha çok kırmızı. Cıvıl cıvıldır, yerinde duramaz. Yaz gibidir: Islak ve sıcak. Zaafları vardır, yasak ve güzel olan herşeye. O cennetteki en güzel meyveyi tadan, ilk ihaneti gerçekleştirendir. Kısacası O, yaşayan tarafımızdır. En güzel anılarımız, en heyecanlı anlarımızdır... Bir gün içimden gittin, anladım. Nereye ve neden gittiğin değildi önemli olan... Kiminle gittiğin, hangi havayı soluduğun, hangi şehrin, hangi sokağında yürüdüğün önemli değildi. Sen içimden gitmiştin... İçimde ne varsa bana ait, seninle gitmişti. Renklerim, ruhumdaki yaz, güneşim gitmişti. ...................................................................................... Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Mavi Gözler İlk doğduğu günden beri herkes onun gözlerine bakar, ‘ne güzel gözleri var’ derdi. Gerçekten de güzel bir kız çocuğuydu. Mavi gözleri, altın sarısı saçları ve sevimliliği gittiği her yerde herkesin dikkatini çekerdi. Her seferinde herkes onun mavi gözlerine imrenir, mavi gözlerle ilgili övücü sözler söylerlerdi. Annesi onu dizine yatırır, ‘mavi gözlüm’ diye severdi. Günler geçtikçe kız mavi gözlerinin bir ayrıcalık olduğunu; güzelliğinin, kendisi ile ilgilenilmesinin sırrının mavi gözleri olduğunu keşfetti. Henüz üç-dört yaşlarında idi. Her arkadaşının göz rengine bir kusur buldu. Gözleri maviden başka olanlarla dalga geçiyor, onların gözlerini alaya alıyor ve en kötüsü gözlerinin maviliği ile büyükleniyordu. Annesi çalışan bir kadındı, işe gittiğinde onu kreşe bırakıyordu. Çocuk anne sıcaklığını duyamamanın ezikliği ile sürekli ağlıyordu. Bakıcıları ne kadar iyi de olsalar annenin yerini tutamıyorlardı tabiî. Günlerden bir gün yine annesi onu kreşe bırakıp işe gitti. Çocuk arkasından ağlamaya başladı. Bir türlü susmak bilmiyordu. Diğer çocuklar ve bakıcılar bundan rahatsız oluyordu. Bakıcılardan biri küçük kızın mavi gözlerinden dolayı kaprise girdiğini, onlarla övündüğünü biliyordu. Ağlayan kızın yanına geldi ve ona, ‘tatlım, eğer ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Dakikalardır ağlayan kız bir anda susuverdi. Bakıcının gözlerine bir daha baktı. Arkadaşlarının gözlerine bir daha baktı. Ayrıcalıklı olmanın mavi göz olduğunu yeniden hatırladı. Bakıcıya emin olmak için sordu: - Gerçekten ağlarsam mavi gözlerim kahverengi mi olur? - Evet, hem de sonsuza kadar. Mavi gözlü kız ne zaman ağlamaya kalksa ona hep, ‘mavi gözlerinin kahverengi olacağı’ hatırlatıldı. Bu durumu annesine söylediklerinde annesi de bir kahkaha attı. Çocuk evde ağlamak istediğinde annesi, ‘ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Kısa bir zaman sonra bu durum çocukta bir saplantı oldu. Ve mavi gözlerini kaybetmemek için yıllarca ağlamadı. O ağlamadığı için herkes mutlu idi. Kreşteki bakıcılar o ağlamadığı için daha fazla kahkaha atmaya zaman buluyorlardı. Annesi o ağlamadığı için evdeki işlerini kolay yapıyor, makyajına daha fazla zaman ayırıyordu. Yıllar geçip gitti, kız büyüdü, serpildi, mavi gözleri, sarı saçları ile güzel bir kız oldu. Artık yirmi yaşlarına gelmişti. O mavi gözlerinden, sarı saçlarından dolayı bütün gözler her zaman olduğu gibi ondaydı. Annesi onun bu güzelliği ile gurur duyuyordu. Bir bahar sabahı uyandıklarında mavi gözlü kızın annesinin hasta olduğu anlaşıldı. Doktor doktor gezdirdiler, derdine bir türlü çare bulamadılar. Gitmedikleri doktor kalmadı. Kadın mavi gözlü kızının gözleri önünde eriyordu. Ama mavi gözlü kız annesinin bu durumuna üzülmesine rağmen gözlerinden bir damla yaş gelmiyordu. Birgün mavi gözlü kızın babası bir komşularının tavsiyesi ile ermiş bir adama götürdü hasta kadını. Ermiş, kadına bakınca ‘bu derdin sadece bir çaresi var’ dedi. ‘Üç gün üç damla göz yaşı içecek. Dördüncü gün ayağa kalkacak’ dedi. Herkes sevindi. ‘Bundan kolay ne var’ dediler. ‘Birimiz ağlarız içiririz göz yaşımızı’ dediler. Ermiş, ‘kolay gibi görünüyor ama o kadar kolay değil, bu göz yaşı mavi gözlü olan kendi kızının gözyaşı olacak’ dedi. Eve geldiklerinde mavi gözlü kızın gözyaşını istediler. Annesini çok seven mavi gözlü kız onu kurtarmak için ağlamak istedi günlerce, aylarca ama gözünden bir damla yaş gelmedi. Mavi gözlerini kaybetmemek için yıllardır ağlamamıştı. Bu sebepten ağlamayı unutmuştu. Mavi gözlü kız bir türlü ağlayamıyor, günler geçtikçe annesi gözlerinin önünde eriyip gidiyordu. Topu topu üç damla yaş çıkaracaktı gözünden. Ama olmuyordu. Bir gün günbatımında kadın kızını yanına çağırdı. Kızının dizine kafasını koydu. Açık pencereden batan güneşi görebiliyordu. Bir ‘ah’ çekti. ‘Ben ölürsem üzülme kızım. Suçlusu sen değilsin. Ben senin gözyaşlarını kurutarak kendi ölümümü kendim hazırladım. Ben öldükten sonra birgün ağlamanı dilerim’ dedi. Kız annesinin bu sözlerinden o kadar duygulandı ki gözleri dolmuştu. Her an ağlayıp, annesini kurtarabilirdi. Biraz daha zorladı kendisini ve gözlerinden bir damla yaş süzülerek yanaklarından akmaya başladı. Yanaklarından süzülen damlalar annesinin dudaklarına düştüğünde dizinde soğuk bir bedenin varlığını hissetti sonra. Mavi gök yüzünü siyah bir örtü kaplamış, artık gün batmıştı. ............... birce ye gelsin Alıntı
Φ melonss Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Mavi Gözler İlk doğduğu günden beri herkes onun gözlerine bakar, ‘ne güzel gözleri var’ derdi. Gerçekten de güzel bir kız çocuğuydu. Mavi gözleri, altın sarısı saçları ve sevimliliği gittiği her yerde herkesin dikkatini çekerdi. Her seferinde herkes onun mavi gözlerine imrenir, mavi gözlerle ilgili övücü sözler söylerlerdi. Annesi onu dizine yatırır, ‘mavi gözlüm’ diye severdi. Günler geçtikçe kız mavi gözlerinin bir ayrıcalık olduğunu; güzelliğinin, kendisi ile ilgilenilmesinin sırrının mavi gözleri olduğunu keşfetti. Henüz üç-dört yaşlarında idi. Her arkadaşının göz rengine bir kusur buldu. Gözleri maviden başka olanlarla dalga geçiyor, onların gözlerini alaya alıyor ve en kötüsü gözlerinin maviliği ile büyükleniyordu. Annesi çalışan bir kadındı, işe gittiğinde onu kreşe bırakıyordu. Çocuk anne sıcaklığını duyamamanın ezikliği ile sürekli ağlıyordu. Bakıcıları ne kadar iyi de olsalar annenin yerini tutamıyorlardı tabiî. Günlerden bir gün yine annesi onu kreşe bırakıp işe gitti. Çocuk arkasından ağlamaya başladı. Bir türlü susmak bilmiyordu. Diğer çocuklar ve bakıcılar bundan rahatsız oluyordu. Bakıcılardan biri küçük kızın mavi gözlerinden dolayı kaprise girdiğini, onlarla övündüğünü biliyordu. Ağlayan kızın yanına geldi ve ona, ‘tatlım, eğer ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Dakikalardır ağlayan kız bir anda susuverdi. Bakıcının gözlerine bir daha baktı. Arkadaşlarının gözlerine bir daha baktı. Ayrıcalıklı olmanın mavi göz olduğunu yeniden hatırladı. Bakıcıya emin olmak için sordu: - Gerçekten ağlarsam mavi gözlerim kahverengi mi olur? - Evet, hem de sonsuza kadar. Mavi gözlü kız ne zaman ağlamaya kalksa ona hep, ‘mavi gözlerinin kahverengi olacağı’ hatırlatıldı. Bu durumu annesine söylediklerinde annesi de bir kahkaha attı. Çocuk evde ağlamak istediğinde annesi, ‘ağlarsan mavi gözlerin kahverengi olur’ dedi. Kısa bir zaman sonra bu durum çocukta bir saplantı oldu. Ve mavi gözlerini kaybetmemek için yıllarca ağlamadı. O ağlamadığı için herkes mutlu idi. Kreşteki bakıcılar o ağlamadığı için daha fazla kahkaha atmaya zaman buluyorlardı. Annesi o ağlamadığı için evdeki işlerini kolay yapıyor, makyajına daha fazla zaman ayırıyordu. Yıllar geçip gitti, kız büyüdü, serpildi, mavi gözleri, sarı saçları ile güzel bir kız oldu. Artık yirmi yaşlarına gelmişti. O mavi gözlerinden, sarı saçlarından dolayı bütün gözler her zaman olduğu gibi ondaydı. Annesi onun bu güzelliği ile gurur duyuyordu. Bir bahar sabahı uyandıklarında mavi gözlü kızın annesinin hasta olduğu anlaşıldı. Doktor doktor gezdirdiler, derdine bir türlü çare bulamadılar. Gitmedikleri doktor kalmadı. Kadın mavi gözlü kızının gözleri önünde eriyordu. Ama mavi gözlü kız annesinin bu durumuna üzülmesine rağmen gözlerinden bir damla yaş gelmiyordu. Birgün mavi gözlü kızın babası bir komşularının tavsiyesi ile ermiş bir adama götürdü hasta kadını. Ermiş, kadına bakınca ‘bu derdin sadece bir çaresi var’ dedi. ‘Üç gün üç damla göz yaşı içecek. Dördüncü gün ayağa kalkacak’ dedi. Herkes sevindi. ‘Bundan kolay ne var’ dediler. ‘Birimiz ağlarız içiririz göz yaşımızı’ dediler. Ermiş, ‘kolay gibi görünüyor ama o kadar kolay değil, bu göz yaşı mavi gözlü olan kendi kızının gözyaşı olacak’ dedi. Eve geldiklerinde mavi gözlü kızın gözyaşını istediler. Annesini çok seven mavi gözlü kız onu kurtarmak için ağlamak istedi günlerce, aylarca ama gözünden bir damla yaş gelmedi. Mavi gözlerini kaybetmemek için yıllardır ağlamamıştı. Bu sebepten ağlamayı unutmuştu. Mavi gözlü kız bir türlü ağlayamıyor, günler geçtikçe annesi gözlerinin önünde eriyip gidiyordu. Topu topu üç damla yaş çıkaracaktı gözünden. Ama olmuyordu. Bir gün günbatımında kadın kızını yanına çağırdı. Kızının dizine kafasını koydu. Açık pencereden batan güneşi görebiliyordu. Bir ‘ah’ çekti. ‘Ben ölürsem üzülme kızım. Suçlusu sen değilsin. Ben senin gözyaşlarını kurutarak kendi ölümümü kendim hazırladım. Ben öldükten sonra birgün ağlamanı dilerim’ dedi. Kız annesinin bu sözlerinden o kadar duygulandı ki gözleri dolmuştu. Her an ağlayıp, annesini kurtarabilirdi. Biraz daha zorladı kendisini ve gözlerinden bir damla yaş süzülerek yanaklarından akmaya başladı. Yanaklarından süzülen damlalar annesinin dudaklarına düştüğünde dizinde soğuk bir bedenin varlığını hissetti sonra. Mavi gök yüzünü siyah bir örtü kaplamış, artık gün batmıştı. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.