Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

KARAYİP KORSANLARI Karayiplerin çılgın korsanları

 

 

 

chris.gif ^Herkesin Fanı olduğu bir film vardır,benimki de Karayip Korsanları chris.gif Katılanınız varsa toplaşalım konuşalım.Her fikre açığız

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

İzlediğim fantastik filmler içerisinde en çok beğendiğim filmdir Karayip Korsanları,iki serisinide vizyona girer,girmez izledim şimdi sanıyorum 25 mayısta 3.sü oynayacak sabırsızlıkla bekliyorum.

Eğer gerçekten eğlenmek istiyorsanız kaçırmayın derim,genelde ilki çok tutan seri filmlerin ikincisi pek tutulmaz fakat Karayip Korsanlarında bu durum söz konusu değil belki tam kadro aynı ekibin rol almasıdır filmi bu denli başarılı kılan.

Kostümleri,doğa manzaraları,film müzikleri,yarı insan yarı deniz canlısı şeklindeki yaratıkları,ve özellikle kaptan Jack Sparrow'un( Johnny Depp) muthiş mimikleri harika bir görsel şölen....

Gülme krizine tutulup aynı anda heyecan yaşamak için oldukça ideal bir film.

İçinizdeki çocuğu mutlu etmek istiyorsanız mutlaka izleyin...

 

 

8883001.jpg

 

1264002.jpg

 

3386003.jpg

Gönderi tarihi:

Orlando Bloom'u Yüzüklerin efendisinde sevmiştim. Keira'yı, gözlerini kapkara boyadığı Adrien Broddy'le olan filmiyle. Jonny, makas eller...Ne filmdi o...Geçenlerde de şişman annesinin naaşını herkesten gizlemek için evini ateşe verdiği filmde tekrar bir daha sevdim. Chow Yun Fat...Ona hastayım...Sırf o var diye geçenlerde çok uzun ve içinde golden flower gibi bir kelime geçen filme gittim. Beni yanılttı biraz kızgınım. Kurşun geçirmez, kaplan ve ejderha, hele bir de kumarbaz filmi vardı. Bu filmi belki de en fazla o ve sürmeli Jonny için seyredeceğiz...

 

Ve Hollwodd yine bizi avlayacak. Lanet olsun, emperyalizme lanet okuyup da onun damarlarındaki kanı daha da kuvvetle aktırmak için ağına düşüyoruz ya...

Gönderi tarihi:
Orlando Bloom'u Yüzüklerin efendisinde sevmiştim. Keira'yı, gözlerini kapkara boyadığı Adrien Broddy'le olan filmiyle. Jonny, makas eller...Ne filmdi o...Geçenlerde de şişman annesinin naaşını herkesten gizlemek için evini ateşe verdiği filmde tekrar bir daha sevdim. Chow Yun Fat...Ona hastayım...Sırf o var diye geçenlerde çok uzun ve içinde golden flower gibi bir kelime geçen filme gittim. Beni yanılttı biraz kızgınım. Kurşun geçirmez, kaplan ve ejderha, hele bir de kumarbaz filmi vardı. Bu filmi belki de en fazla o ve sürmeli Jonny için seyredeceğiz...

 

Ve Hollwodd yine bizi avlayacak. Lanet olsun, emperyalizme lanet okuyup da onun damarlarındaki kanı daha da kuvvetle aktırmak için ağına düşüyoruz ya...

 

Haklısın hemde bilinçli bir şekilde düşüyoruz tuzağa,Amerikanın sinema sektörüne verdiği önemi oturup anlatacak değiliz birbirimize ve sektör sayesinde dünya piyasasına hükmedişinide...

Ama yapıyor bee abi adamlar varmı bunlara alternatif bir ülke sineması?Yok.

Hani Demirelin bir sözü vardıya "petrol vardıda bizmi içtik"yani bizim ülkemizdede yapıldıda bizmi gitmedik.....

Neyse bu konu tartışılır,ama ben sinemaya gidince bir tercih yapmam gerekirse,üzgünüm ama yine usa imzalı filmleri tercih ederim...

  • Admin
Gönderi tarihi:

Sadece küçük bir ekleme yapayım, Amerikada konuşulan bir konu hakkında: Türk sinema sektörü son zamanlarda yaptığı filmlerle kendi ülkesinde holywood'u sollayan tek ülke olarak gösteriliyor...

Aslında film çekmenin kolaylaşması önümüzdeki yıllarda hollywood'a çok zor anlar yaşatacak gibi geliyor bana.

Bilmem siz ne düşünüyorsunuz...

 

Özellikle bu izlediğiniz filmlerin çoğu sahnesi 'animated' animasyon olduğundan dolayı artık filmler setlerde değil bilgisayarlarda şekilleniyor...

 

Sorun hollywoodun yenilmez olmadığı yaptığı değil, sorun Amerikanın her konuda olduğu gibi bu sektörde de en iyileri holywood çatısı altına transfer etmesi ve sistemin bir parçası yapması... Bilmem siz ne düşünüyorsunuz bu konuda... Bu konu hakkında sayfalarca yazı yazılabilir ama, aması var...

Gönderi tarihi:

Bizim ülkemizde Amerikan filmlerinin sollanması biz iyi filmler çekiyoruz diye değil,zaten mukayese bile edilemez,vizyona giren yeni Bir Türk filmi için görsel ve yazılı basının desteği inkar edilemez her türlü reklamı ve filmde ki her sahneyi bir şekilde halkın önüne seriyorlar ama dedikodularla ama gerçeklerle dolayısı ile ilgi çekiyor,buraya kadar iyi peki ya sonrası?izlendikten sonraki yorumlar!!!

Hemen her filme mutlaka siyasi bir ideoloji sokmaya çalışanlar,küfretmeyi espiri zannedenler,oyunculuğun zerresinden anlamayan mankenleri toplayıp sırf bununla prim yapmaya çalışanlar,oysaki role göre,oyuncu değil,oyuncuya göre rol vermek gerektiğinin farkında bile değiller..

Bilgisayar ortamında film çekilmesine karşı değilim gerçeği yansıtıp,yansıtmamasıdır önemli olan,Yüzüklerin Efendisi mesela bir çok yerde bilgisayar hilelerine başvurulan bir film,sonuç?tabiki muhteşem,okuduğum bir kitabın ilk kez kafamdaki tasvirine uygun bir film izledim demiştim.Özellikle büyücü Gandalf'ta şok olmuştum hayalimde nasıl çizmişsem onu görmüştüm filmde,işte bu emektir bu gerçeği ekrana yansıtmaktır....

Bence eski Türk filmleri yenilerinden çok daha güzel,yenisini izleyecek yerde oturup eskiyi tekrar izlerim daha iyi...

 

Neyse gerçekten başka topic altında olsa uzun bir tartışma olurdu ama arkadaşımıza haksızlık etmeyelim.....

 

Karayip Korsanları-dünyanın sonunu izleyip yorumlarımı buraya ekleyeceğim...

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

doğum günümde izledimm... cok da sevdim... Her iri ayrı güzel serilerin, bunun da digerlerinden farkı yoktu... gerçi johny deepi gorene kadar geçen ilk zamanları var ya filmin o aralarda biraz gözümü dinlendirmişim farkına varmadan :w00t: sonra sevgili johny'm cıkınca nihayetinde ortaya soyle koluma vurulan hafif bir dirsekle uyandırıldım, pardon gözlerimi dinlendirmekten vazgectimm... sonra tabii gözler faltaşı :w00t: seviyorum bu adamı ben yaaaa... en berbat filmini bile izlerim ve kotu demem, bundan eminim artık... karayip korsanlarındaki haline bayılıyorum, hareketleri, duruşu herşeyiyle mükemmel bir sanatcı o :) ve o film onun sayesinde bu kadar ayakta duruyor... Keira ve Orlando Bloom daha sonra geliyo tabii ki.... Orlandoya geince, yüzüklerin efendisinde as'ımdı kendisi, bu filmde as'ım olmasa da yakışıyor filme... Keira benim için Love Actually filmiyle doğmuştur, ben oyle tanıdım ilk kendisini, hayran olmuştum onaaa... hala da hayranım, çok güzel ve çok sempatik bir sanatçı... Bu filmdeki tüm karakterler mükemmel.... Film ayrıca mükemmel... Johny deep en mukemmel :clover::lol:

Gönderi tarihi:

Film idam sahneleri ile başlıyor ve boyu ipe uzanmayan küçük bir çocuğun özgürlük şarkısı,sözleri çok güzeldi ama aklımda kalmadı.......

Bu seride sanki kaptan Jack Sparrow ( Johnny Depp) biraz ikinci planda gibi,Elizabeth Swann(Keira Knightley)daha ön plana çekilmiş,savaş sahneleri mükemmel özellikle Jack Sparrow ve ahtopot dönüşmüş Davy Jones’un bire bir yaptıkları kılıçla dövüş sahnesi harika en heyecanlı yerinde öyle güzel komiklikler septirilmiş ki gülmekten kırılıyorsunuz,ben en çok Jack Sparrow'un kısa dürbünü ve kırılan kılıcının sahnesine güldüm....

Komedi,aksiyon,heyecan hepsi bir arada bu kadar güzel işlenebilirdi,mutlaka görmelisiniz.

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Nedendir bilinmez, insan doğasında hep yaşadığı mekânlardan, tanıdığı yüzlerden uzak, yabancı ortamlarda kısa süreliğine de olsa adrenalini yükseltecek bir maceranın içerisine dalıvermek isteği güçlü bir şekilde bulunmaktadır. Bu isteği; yeteneklerimizle yüzleşmek, günün monotonluğundan uzaklaşmak, doğal yaşamla bütünleşmek, farklı kültürlerle tanışmak şeklinde tanımlasak ta sonuçta hayata bağlanmamızı kolaylaştıran temel içgüdülerimizden biridir bu. Avcılık, sörf, dağcılık, balıkçılık türü uğraşlarımız hep bu ihtiyacın giderilmesine yönelik. Fakat çoğumuz çeşitli sebeplerden dolayı bu tür uğraşlara yeterince zaman ayıramıyor. Erkekler, kahvehanelerde kadınlarımız ev ortamlarındaki sohbetlerinde bu özlemlerini teskin etmeye çalışsalarda görmenin, olayı yaşamanın zevkini vermiyor tabii olarak. İşte sinema tam bu nokta da devreye giriyor. İnsan zekâsı işe maddi boyutu ve pragmatizmi de katarak sanal ortamlarda özlediğimiz dünyanın kapılarını aralıyor bizlere. İyi de ediyorlar, yoğun tempolu mesai saatlerinden sonra sevdiklerimizle birlikte evlerimizde bir yandan yudumladığımız çaylar, öte yandan çocuklarımızın meraklı ve ısrarlı sorularına verdiğimiz isteksiz cevaplar arasında ekran başında geçirdiğimiz birkaç saatlik zaman, üzerimizden günün yorgunluğunu aldığı gibi gelecekte çocuklarımızın hatıralarında unutamayacakları anılar da bırakmaktadır.

İlk bölümlerini zevkle izlediğimiz Karayip Korsanları adlı film, “ Dünyanın Sonu ” serisiyle sinemaseverlerin beğenisine sunulmuş. Korsan tiplemesinde Johnny Deep’in performansını korsan türü filmlerin tutkunu olarak şahsen ben mükemmel buluyorum. Sınır tanımayan gözü pekliği ve uçarılığı kıvrak bir zekâ ile bütünleşerek aranan tiplemeye uygun bir görüntü veriyor. Keira Knightley isimli hanım oyuncu maceraya atılmaya hazır, aristokrasinin soğuk ve duygusallıktan uzak katı kurallarından bunalan eğitimli bir saraylı karakterini, kadınsı duyarlılığın tüm zarafetini usta oyunculuğu ile bütünleştirerek performansında sergiliyor. Aksiyonun film boyunca bunaltıcı olmadan dengelendiği seri, özellikle çocuk izleyiciler için hazırlanmış imajı bırakıyor. Teknolojinin sinema dünyasında da alabildiğince yaygın olarak kullanıldığı günümüzde, güçlü senaryolarla desteklenmiş şiddetten uzak akıl dolu filmler görmek istediğimizi yönetmenlere hatırlatmak umarım biz izleyicilerin en doğal bir talebi olarak algılanır. En içten saygı ve sevgilerimle…

  • 15 yıl sonra...
  • Admin
Gönderi tarihi:

Karayip Korsanları: Jack Sparrow Neden Korkunç Bir Korsandı?

Disney sürekli olarak yeni içerik yayınlasa da (bir sonraki Star Wars serisi Andor gibi), Karayip Korsanları serisinin açılış dakikaları hala Disney'in şimdiye kadar ortaya koyduğu en iyi yazılardan bazıları. Kaptan Jack Sparrow (Johnny Depp hala yasal bir dramada olmasına rağmen altıncı bir film için geri dönebilir) batan korsan botundan geriye kalanlarla Port Royal'e gitti. Saygın İngilizler ve Majestelerinin Donanmasından askerlerle dolu limanda varlığını hissettirmesi uzun sürmedi.

AA10NjuQ.img?w=768&h=384&m=6&x=369&y=122

Jack Sparrow yeni bir gemiye el koymak için Port Royal'deydi, ancak Elizabeth Swan bayılıp yüksek bir kuleden okyanusa düştüğünde bu planlar (muhtemelen işe yarayacaktı) suya düştü. Korsan ya da değil, Jack Elizabeth'in düştüğünü görünce harekete geçti ve onun hayatını kurtardı. Yine de hiçbir iyilik cezasız kalmaz çünkü Amiral Norrington geldi ve onu korsan olduğu için tutuklamaya çalıştı. Mesele şu ki, Jack ve Commodore arasındaki kısa etkileşim, o sırada izleyicilerin fark ettiğinden çok daha fazlasını ifade ediyordu.

Norrington, Jack'i gözaltına alırken, etkilerini inceledi: Fazladan mühimmatı olmayan tek bir tabanca, kuzeyi göstermeyen bir pusula ve yarı yarıya tahtadan yapılmış olmasını beklediği bir kılıç. Bundan sonra, Norrington basit bir açıklama yaptı, "Şüphesiz, şimdiye kadar duyduğum en kötü korsansın." İlk bakışta Norrington, Jack'in yakalanması, gemisi olmayan ve erzak yetersizliği olan bir kaptan olduğunu iddia etmesiyle dalga geçiyordu. Ancak, yorum bundan çok daha derindi.

Birkaç film sonra, Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu, Jack Sparrow'un erken kariyerine, 2011'in önceki romanı Karayip Korsanları: Özgürlüğün Bedeli tarafından kutsanan silinmiş bir sahnede değindi. Olay yerinde Jack, East India Trading Company'nin amiral gemisinde bulunan kötü niyetli Cutler Beckett ile sohbet etti. Beckett, korsan lordları ve yaklaşan toplantılarının yeri hakkında ayrıntılı bilgi istedi, ancak olan tek şey geçmiş hakkında bir konuşmaydı.

Karayip Korsanları filmlerindeki olaylardan önce Jack Sparrow, EITC'nin bir parçası olarak Beckett için çalışmıştı. Yine de, Beckett'in şirket için köle taşıma emrini reddettiğinde kovuldu. Beckett, itaatsizliğinden dolayı Jack'i korsan olarak damgalamıştı. Jack, Beckett gibi olmaktansa korsan olmayı tercih edeceğini açıkça belirtti.

Jack'in Norrington ile konuşmasına geri dönün. Amiral, özellikle, "Şüphesiz, şimdiye kadar duyduğum en kötü korsansın" dedi. "… Daha önce hiç görmedim" demedi ve bu önemli. Jack aslında farkı da not aldı. Norrington'ın Jack Sparrow'u duymuş olması, ilk etapta neden damgalandığını tam olarak bildiği anlamına geliyordu.

Norrington, Jack'e korkunç bir korsan dediğinde, çok fazla alt metin vardı. İlk olarak, Jack'e ince bir iltifat ediyordu çünkü ona göre kötü bir korsan iyi bir adamdır. Yine de, donanmaya karşı görevi nedeniyle Jack'e tam olarak iltifat edemez veya onu serbest bırakamaz. O bir subaydı ve Jack bir korsandı. Bu yüzden Jack'i tutuklayıp idam etmekle yükümlüydü. Ek olarak, Beckett ilk Karayip Korsanları filminde görünmese de yine de Norrington'dan üstündü ve Jack'i serbest bırakarak Beckett'ı kızdırmak kötü bir kariyer kararı olurdu. Ayrıca Vali Swan ona Jack'i tutuklamasını emretmişti. Bu nedenle, Norrington'ın yorumları gerçekten Jack'e yönelik bir kazı değildi; Norrington'ın görevini yapmakla Jack Sparrow'un aslında başından beri haklı olduğunu bilmek arasında nasıl darmadağın olduğunu gösterdiler. Tabii ki, Jack korsan benzeri şeylerden payını aldı - Cesurları devre dışı bırakmak ve çalmak gibi - ama her şeye rağmen, hayranlar onun tipik, kana susamış bir korsan olmadığını biliyorlardı.

Kaynak: CBR

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.