Φ muki Gönderi tarihi: 6 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 6 Mart , 2007 Kuran'in bircok ayetinde dua edenin duasina cevap verildigi yaziyor. Yalniz, bugun okudugum ilginc bir yazi var ve bu yazi The American Heart Journal'da yayinlanmis bir yazi. Ve elde bulunan istatiksel kanilar da bu yaziyi dogruluyor. Yazida diyor ki: Yeni kalp ameliyati olmus bir hastaya dua edilmis veya edilmemis bir etkisi yok. Ancak, hastanin kendisi icin dua edilisinin dusuncesi hasta uzerinde etkili oluyor: Onun icin dua ediliyor olmasi dusuncesi hastada tibbi komplikasyonlari artiriyor, hem de hatiri sayilir derecede. Uzun zamandir beklenen tibbi bir arastirmanin sonuclari, dualarin olasi gucune limon suyu sıkmıs gibi gozukuyor. Uc manastirin rahip ve rahibelerinin kendileri icin dua ettigini bilen %18 hastanin postoperatif komplikasyonlara (kalp enfarktusu, kalp sektesi) maruz kaldigini, bu rahip ve rahibelerin kendisi icin dua ettigini bilmeyen hastalarin ise komplikasyonlara maruz kalma yuzdesinin 13 oldugu belirtiliyor. En fazla postoperatif komplikasyonlar kendileri icin dua edenlerin oldugunu bilen hastalardan olusuyor. Diger tarafta kendileri icin birisinin dua ettigini bilen hastalarin % 59'unda komplikasyonlar meydana geliyor, kendileri icin bir kisinin dua ettigini bilmeyen hastalarda bu yuzde sayisi 51. Bu arastirma 10 sene boyunca suruyor ve 1802 hasta olmak sartiyla 6 klinikte incelemeler yapiliyor ve kendi cinsinde yapilan en duzgun arastirma olarak goruluyor. Sonuclar en cok hristiyan dua etme destekcilerini/taniticilarini rahatsiz ediyor ve inceleme Dr. Herbert Benson baskanligi altinda yurutuluyor olup, sonuclar en cok bu doktoru vuruyor, zira bu doktor Boston'da bulunan Mind/Body Institute'nin baskani ve "şefaatçi dua"nin hastayi koruyuculuguna inananlardan biri. Benson daha once de kendi dindar teorisini dogaclama yoluyla incelemis olup sonradan boyle bir bilimsel arastirmayi kabul etmis bulunuyor. Bir bilim insani olarak tanriya kufreder sonuclari kabul etmis olmasina ragmen, bu arastirmanin dua arastirmasinda soylenecek son soz olmadigini da sozlerine ekliyor. Evet, sizler ne dusunuyorsunuz dua hakkinda. Dualar kabul goruyor mu? Goruyorsa neden goruyor. Gormuyorsa acaba kalpten inanarak dua mi etmiyoruz. Ve hakikaten dualar kabul gormus olsaydi dunyada bu kadar kotuluk olurmuydu. Dusunsenize, Hitler doneminde mesela, bu adami dualari ile menetmek isteyen milyonlarca insan vardi herhalde. Ama bu insanlarin dualari neden duyulmadi? Neden Hitler gene de yapacagini yapti ve onca insanin canina kiydi. Dualarin gucu neden yari yolda birakti insanlari. O zaman edilen dualar kabul gormus olsaydi onca milyon insan oldurulemezdi. Simdi de dua edebiliriz. Allah'im su buzullari eritme, ozon tabakasini basimizdan eksik etme, iklimleri normale donustur, Bush'u bas belasi olmaktan menet. Ne bileyim edilecek daha bir suru dua var. En iyisi biz hemencecik baslayalim, belki duyan ve kabul eden olur! Alıntı
Φ Aurelius Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 ben doktor olsaydım daha farklı bir deney yapardım anlamak için.. bir grup müslüman hastaları alır ve onlara sizin için hergün kiliside papazlar dua ediyor derdim.. sonra hristiyan hastaları alır onlar içinde hergün hocalar sizin için camide dua ediyor derdim. araya bir de yahudileri katardım.. hangisinin duası daha fazla tutarsa işte bu gerçek din derdim Alıntı
Misafir ipek Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 8 Mart , 2007 Kuran'in bircok ayetinde dua edenin duasina cevap verildigi yaziyor. Evet, sizler ne dusunuyorsunuz dua hakkinda. Dualar kabul goruyor mu? Goruyorsa neden goruyor. Gormuyorsa acaba kalpten inanarak dua mi etmiyoruz. Ve hakikaten dualar kabul gormus olsaydi dunyada bu kadar kotuluk olurmuydu. arkadaşım duanın kabulu allahın takdirine kalmıştır yani her yapılan dua gözle görülen sihirli bir güc gelip olusuzlugu gidermez yani örnek vermek gerekirse hastanın iyileşmesi tibben zorlaşmıştır iyi olması için dua edildiginde öğle bir durumla karşılaşılırki ya bir farklı tedavi ya farklı hekim yada farklı hastane bunun gibi yada beklemedik sebebler ortaya çıkabilir bazen duyarız az daha hastayı kurtaramayaçaktık falanca hekime ras gelmeseydik işte bu allahın takdiri şunu belirtiyim bu durum olumsuzlukla da sonuclana bilir saygılar ben doktor olsaydım daha farklı bir deney yapardım anlamak için.. bir grup müslüman hastaları alır ve onlara sizin için hergün kiliside papazlar dua ediyor derdim.. sonra hristiyan hastaları alır onlar içinde hergün hocalar sizin için camide dua ediyor derdim. araya bir de yahudileri katardım.. hangisinin duası daha fazla tutarsa işte bu gerçek din derdim Siz doktor degilsiniz zannedersem saygılar Alıntı
Φ diğer ben Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 Evet, sizler ne dusunuyorsunuz dua hakkinda. Dualar kabul goruyor mu? Goruyorsa neden goruyor. Gormuyorsa acaba kalpten inanarak dua mi etmiyoruz. Ve hakikaten dualar kabul gormus olsaydi dunyada bu kadar kotuluk olurmuydu. Dusunsenize, Hitler doneminde mesela, bu adami dualari ile menetmek isteyenmilyonlarca insan vardi herhalde. Ama bu insanlarin dualari neden duyulmadi? Neden Hitler gene de yapacagini yapti ve onca insanin canina kiydi. Dualarin gucu neden yari yolda birakti insanlari. O zaman edilen dualar kabul gormus olsaydi onca milyon insan oldurulemezdi. Simdi de dua edebiliriz. Allah'im su buzullari eritme, ozon tabakasini basimizdan eksik etme, iklimleri normale donustur, Bush'u bas belasi olmaktan menet. Ne bileyim edilecek daha bir suru dua var. En iyisi biz hemencecik baslayalim, belki duyan ve kabul eden olur! sayın muki Bir konuda görüş belirtmeden önce o konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmanız gerektiğini sanırım siz de çok iyi biliyorsunuz:) Ama olsun unutkanlık işte arada bu tür konuları gözden kaçırabiliyoruz değil mi? Bu nedenle bu konuda naçizane yardımcı olmaya çalışayım. Dua etmenin bir adabı vardır. Her dua kabul olacak diye bir kaide yoktur. Eğer her dua kabul ediliyorsa o zaman hepimiz ölmemeyi isteyelim böyle bir şey mümkün mü? Yani duanın kabul edilecek nitelikte olması gerekir. Ya da isteğimiz için gerekli çabayı sarfetmeden, sebeplere yapışmadan yapılan bir duanın kabul olması mümkün mü? Siz O Yüce Yaratıcı'nın sizin kadar düşünemediğini mi zannediyorsunuz???? Böyle bir durum söz konusu bile olamaz. O herşeye kadirdir. Yapılan bir dua mantıklı, sebepler oluşturulmuş olsa bile kabul olmayabilir. Ama bu demek değildir ki yapılan dua boşa gitmiştir. "Yeryüzünde, mâsiyet veya sıla-i rahmi koparıcı olmamak kaydıyla Allah'tan bir talepte bulunan bir Müslüman yoktur ki Allah ona dilediğini vermek veya ondan onun mislince bir günahı affetmek suretiyle icabet etmesin. " Yapılan dua, duayı eden kişi açısından hayırlı olmayabilir. Kur'an-ı kerimde, "Dua edin, duanızı kabul ederim", hadis-i şerifte ise "Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten haya eder" buyurulmuştur. (Tirmizi) Dualar kaşılıksız değildir. Bu dünyada ya bir belayı def eder ya da hayırlı bir olaya sebep olur, bu dünyada olmazsa ahirette mükafatını bulur. Allahü teâlâ, Kıyamette, duası dünyada kabul edilmeyen kula "Dünyada ettiğin duana karşılık şu sevapları veriyorum" buyuracak, o kadar çok sevap verecek ki, o kimse, "Keşke dünyada hiçbir duam kabul edilmeseydi" diyecektir. (T.Gafilin) Sözün özü: Duam kabul edilmedi demek ve her duanın kabul edileceğini sanmak yanlıştır. Dualar gerekli şartlara sahip oldukta sonra gerisi Allah'a bırakılmalı ve hayırlısı istenmelidir. İsteğin gerçekleşip gerçekleşmemesi duanın kabul edilmemesi manasına gelmez. Allah-u Teala hiçbir duayı(gerekli şartları sağlamış olan) geri çevirmez, o dua eninde sonunda sahibine bir fayda olarak geri döner. Biz müslümanlar böyle inanırız... Muhabbetle.... Alıntı
Φ olivera02 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Kuran'in bircok ayetinde dua edenin duasina cevap verildigi yaziyor. Yalniz, bugun okudugum ilginc bir yazi var ve bu yazi The American Heart Journal'da yayinlanmis bir yazi. Ve elde bulunan istatiksel kanilar da bu yaziyi dogruluyor. evet sende et dua sende bul şifa kıskanıyorsun galiba senin inandığın o putlardan bulamadın galiba şifa bu da sana kapak olsun şüheda varmı allahtan başka yaratıcı.. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Bu kadarda olmaz.. Arkadaşlar dikkatli okuyun, bu deneyde duanın kabulü ölçülmemiş.. Burada yapılan tek şey deneklerin psikolojik durumlarının metebolizmaya ne kadar yansıdığının ölçümüdür.. Dikkat ederserniz, birinci grup hastalara kendileri için dua edildiği telkin edilmiş.. Diğer hastalara ise bu telkinde bulunulmamış.. Konuyu açan arkadaşımız, alıntıladığı yazıyı okursa kendiside bunu görecektir.. Saygılar.. Alıntı
Φ Shatin Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 Bu kadarda olmaz..Arkadaşlar dikkatli okuyun, bu deneyde duanın kabulü ölçülmemiş.. Burada yapılan tek şey deneklerin psikolojik durumlarının metebolizmaya ne kadar yansıdığının ölçümüdür.. Dikkat ederserniz, birinci grup hastalara kendileri için dua edildiği telkin edilmiş.. Diğer hastalara ise bu telkinde bulunulmamış.. Konuyu açan arkadaşımız, alıntıladığı yazıyı okursa kendiside bunu görecektir.. Saygılar.. Çok güzel söylemişsin. fikrine sağlık. Tıpkı bir insana her dakika yüzün solgun görünüyor dedidiğinde akşama kendini yatakta bulması gibi bir olay bu. inançlı birine senin için dua ediliyor dersen psikolojik olarak rahatlayacaktır bu insan ve bu psikolojisindeki olumlu gelişme hastalığına da yansıyacaktır mutlak. Bunun örnekleri dünya üzerinde çok fazla. Dua kabul olmuş olmamış mevzusu değil yani yazıda yazılan. xlark tades'in de dediği gibi olumlu psikolojinin metabolizma üzerindeki etkisi olur olsa olsa Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 Dua kabul olmuş olmamış mevzusu değil yani yazıda yazılan. xlark tades'in de dediği gibi olumlu psikolojinin metabolizma üzerindeki etkisi olur olsa olsa Kesinlikle katılıyorum Alıntı
Φ Aurelius Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 duanın gücü.. İbn-i bilemem kimden rivayet edilmiştir ki o da bilşmem kimen rivayet etmiştir..şudur ki: evet bu insanın psikolojisini iyi yönde motive etmesinin meyvesi ki gerçekten kendinizi çok iyi kandırmalısınız.. yani tamamen hipnotize olmalısınız.. duanız kabul olacaktır.. ben bilmem kimi bunu yaparken gördüm duası kabul oldu Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 duanın gücü..İbn-i bilemem kimden rivayet edilmiştir ki o da bilşmem kimen rivayet etmiştir..şudur ki: evet bu insanın psikolojisini iyi yönde motive etmesinin meyvesi ki gerçekten kendinizi çok iyi kandırmalısınız.. yani tamamen hipnotize olmalısınız.. duanız kabul olacaktır.. ben bilmem kimi bunu yaparken gördüm duası kabul oldu İbn-i bilmem kimi bilmemde, demek motivasyonla senden bağımsız olan dış dünyayı yada kişileri istediğin şekle yönlendirebiliyorsun öylemi.. Buna inanıyorsunda, Allah'a inanmıyorsun, bu nasıl bir iş..? Alıntı
Φ Aurelius Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 olur hemen kendimi motive eder inanırım.. ama inan kendimi çok motive ettim, çok uğraştım, araştırdım kitabı çok okudum. daha da motive olayım diye, sahte huzurla birlikte .yalvardım yakardım.içten içe nedenleri de sorguladım ama en sonunda kendimi kandırmaktan vazgeçtim. demek motivasyonla senden bağımsız olan dış dünyayı yada kişileri istediğin şekle yönlendirebiliyorsun öylemi.. istediğim kişileri değil buna meyilli olan kişileri.. herkes hipnoz olamaz ya da herkes inanmaz ancak insan kabul ederse kendi kendini inandırıır.. Alıntı
Φ allahkulu Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 ------------------------------------------------------------------ 11 Haziran 1991 tarihli Sabah Gazetesinin 8. sayfasında yayınlanan şu haberi dikkatle okuyalım: "GELECEĞİN SAVAŞLARI TELEPATİK OLACAK Sovyetler Birliğinin ünlü bilim adamı Vlail Kaznatcheev, insan beyninin telepati yoluyla savaşları etkileyebileceğini belirtti. Prof. Kaznatcheev, dâhilerin çalıştığı, Novossibirsk Akademisi bünyesinde kurulan özel bir laboratuvarda çalışmalarını sürdürüyor. MOSKOVA - Sovyet Bilimler Akademi si'nin en saygın üyelerinden biri olan Profesör Vlail Kaznatcheev insan beyninin, bedeninin bulunduğu noktanın çok uzağın da yer alan, insanlar, düşünceler ve elek tronik donanımlar üzerinde etkili olabileceğini belirtti. Birçok kişi tarafından deli saçması olarak nitelendirilen bu görüşü ispat etmek için yoğun bir çalışmaya giren Kaznatcheev, ülkesi Sovyetler Birliği'nde büyük ilgi görüyor. Kendisine Sovyet dahilerinin yetiştirildiği Novossibirsk Akademisi bünyesinde her türlü donanıma sahip bir laboratuvar ve araştır malarında yardımcı olacak asistanlar tahsis eden hükümet, Kaznatcheev'in araştırmalarından çok şey bekliyor. KGB Koruması Kaznatcheev'in araştırmalarının en büyük özelliği insan beyninin telepatik gücünü bir silâh olarak kullanmaya çalışması. Ona göre sırf düşünce gücüyle bilgisayar sistemlerini, havaalanlarının radarlarını hatta modern teknolojinin geliştirebileceği her türlü silâhı etkisiz kılmak mümkün. Bu araştırmaları son derece yakından izleyen ve denetleyen hükümet, Kaznatcheev'in CIA tarafından kaçırılmasını engellemek için KGB'nin en yetenekli ajanlarını seferber etmiş durumda. Ünlü bilimadamı görüşlerini çok basit örneklerle açıklıyor: `Eğer çalıştığınız bilgisayar aniden arızalanırsa suçu üretici firmada aramayın. Sizin stres içinde olmanız, ya da çalışırken biraz da olsa sinirlenmeniz aletin teknik donanımını etkileyebilir. Çünkü sıradan bir insan beyni, en üstün bilgisayardan daha güçlüdür ve insan bazen farkında olmadan doğanın kendine verdiği güçleri kullanabilir.' Kaznatcheev'e göre eğer insan çok uzun zamandan beri görmediği birini yoğun olarak düşünürse ve o sıralarda ondan bir telefon, ya da mektup alırsa bu şans olarak nitelendirilmemelidir. Bu doğrudan, insanın yoğunlaştırdığı düşünceleri ile düşündüğü kişiyi etkilemesidir. Kaznatcheev, son olarak Sovyet televizyonunda katıldığı bir programda laboratuvarında bulunan bir bitkiyi uzun uzun gösterdi ve programı izliyenlerden 1 saat süreyle sadece bu bitkinin gelişimini düşünmelerini istedi. Sonuç gerçekten şaşırtıcıydı, bitki çok kısa zaman zarfında akıl almaz bir gelişme sergiledi. İşte Kaznatcheev'in araştırmalarının temelinde de, düşünce gücünün sonsuzluğunu yakalamak yatıyor. İnsanın bilinçaltına ulaşmayı amaçlayan parapsikolojiyi bilimle birleştirerek araştırmalarını sürdüren Kaznatcheev, bulgularının düşmanın teknik donanımını felç etmek açısından ileride çok önemli sonuçlar vereceğini, ancak bunun bir silâh olarak değil, savaşları engelleyecek caydırıcı bir etken olarak kullanılmasından yana olduğunu belirtiyor." a. hulusi / dua ve zikir --------------------------------------------- daha öncede iletmiştim ama kural hatası olmuş çıkarılmış yorum: nasıl motivasyon hipnoz telapati vs. beyin gücünün dışa vurumuysa duada öyledir diye düşünüyorum. allah hepimizin ilmimini artırsın sevgiler, saygılar. Alıntı
Φ Aurelius Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 24 Mart , 2007 Siz doktor degilsiniz zannedersem saygılar (ipek) evet doktor değilim.. bir varsayım ve sonucunu merak etttim.. arkadaşım duanın kabulu allahın takdirine kalmıştır yani her yapılan dua gözle görülen sihirli bir güc gelip olusuzlugu gidermez yani örnek vermek gerekirse hastanın iyileşmesi tibben zorlaşmıştır iyi olması için dua edildiginde öğle bir durumla karşılaşılırki ya bir farklı tedavi ya farklı hekim yada farklı hastane bunun gibi yada beklemedik sebebler ortaya çıkabilir bazen duyarız az daha hastayı kurtaramayaçaktık falanca hekime ras gelmeseydik işte bu allahın takdiri şunu belirtiyim bu durum olumsuzlukla da sonuclana bilir saygılar rastlantı demek, ilginç... aynı olaylar dua etmeden dini olmayan insanların başına da gelebilyo.. gerçekten ilginç kendin söylemişsin zaten.. rastlantı..saygılar.. Alıntı
Misafir ipek Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 rastlantı demek, ilginç... aynı olaylar dua etmeden dini olmayan insanların başına da gelebilyo.. gerçekten ilginç kendin söylemişsin zaten.. rastlantı..saygılar.. arkadaşım Aurelius kim olusa olsun her duası kabul olacak diye bir kural yok herhangi bir olumsuzluk yada allahtan istekte bulunmak üzere yapılan duanın ne zaman nerde kabul olacakmı olmıcak mı bunları bizim bilmemiz mümkün degil ayrıca duanın kabul olması tabiki yabi raslantı yabi tesadüf yada bu bir mücize durumlarla olusuzluğun gitmesi duanın kabul olması demektir saygılar Alıntı
Φ Aurelius Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 arkadaşım Aurelius kim olusa olsun her duası kabul olacak diye bir kural yok herhangi bir olumsuzluk yada allahtan istekte bulunmak üzere yapılan duanın ne zaman nerde kabul olacakmı olmıcak mı bunları bizim bilmemiz mümkün degil ayrıca duanın kabul olması tabiki yabi raslantı yabi tesadüf yada bu bir mücize durumlarla olusuzluğun gitmesi duanın kabul olması demektir saygılar Sevgili İpek, Yine kendin söylemişsin kabul olacak mı olamayacak mı bizim bilmemiz mümkün değil diye..duanın gücü nerde kaldı? bu bilinmezlik yerine kendin düşünüp de olumsuzluğu gidermeye çalışmak daha iyi değil midir? saygılar.. Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 "Cocukken her aksam yatmadan once Tanri'ya bana bir bisiklet vermesi icin dua ederdim. Bir gun Tanri'nin calisma tarzinin bu olmadigni anladim. Ertesi gun gittim kendime yeni bir bisiklet caldim ve her aksam yatmadan once Tanri'ya gunahlarimi affetmesi icin dua ettim." Al Capone Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 Allahım! «Akidemi» «sorunlarım»in elinden kurtar ve koru! Rabbim! Bana sorumluluktan kaçan inanç ucuzluğuna karşı dayanma gücü ver! İlahî! Akli ve bilimsel olgunluğum anında bile beni taassuba düşürme! Duyarlılık ve aydınlık faziletinden mahrum kılma! Ya Rabbi! Beni sürekli bilgili ve uyanık kıl ki, bir kimseyi yada bir düşünceyi olumlu, olumsuz- iyice tanımadan önce bir yargıya varmayayım. Allahım! Egoizm, çekememezlik ve kıskançlıkla karışmış cehalet ve başıboşluğumu, düşmana savaş, dosta saldırı aracı yapma! Rabbim! Benliğimin; şöhreti olmam istenen benliğin kurbanı durumunu bana verme! Allahım! Benim ruhumda, «insanlık»ta ihtilafı, «düşünce»de ihtilaf ve «ilişki»lerdeki ihtilaf ile karıştır ki, bu üç temel şeyi birbirinden ayrı tanıma gücünü bulamayayım. İlahî! Beni garaz, kin, kıskançlık nedeniyle zulmün oyuncağı yapma! Ya Rabbi! Egoistliği benden uzaklaştır ve egoizmi kaldır ki, başkalarının egoistliğini görüp eziyet çekmeyeyim! Allahım! Bana imanda «mutlak itaati» bağışla ki, dünyada «mutlak isyan» içinde olayım! Rabbim! Bana «kavgacı ve inatçı» bir takvayı öğret ki, sorumluluğun çokluğu arasında kaybolmayayım. Beni «perhizkar, münzevî takvadan koru ki, tenhalık ve uzlet köşelerinde gizlenmeyeyim! İlahî! Beni ideallerinin mutluluğuna çekme! Büyük ızdırapları, sonsuz gamları, ilginç tuhaflıkları benim ruhuma da tattır! Lezzetlerini hakir kullarına verirken benim canıma da aziz dertlerini bağışla! Rabbim! Düşünce ve duygularımı düşük bir ortamda tutma ki, alçak açıkgözlüğe, bela getirici adiliklere ve insanlara azıcık benzeyen pisliklere yönelmeyeyim. «Aldanmış» büyükleri daha çok seven, «aldatılmış» küçüklere daha çok ilgi duyanlardan kıl! Allahım! Beni insanlığın dört büyük zindanı olan «tabiat», «tarih», «toplum» ve «benlik»ten kurtar! Sen, ey yaratıcı! Beni yaratmışsın. -Benliğini, benliğimin yaratıcısı bilirim. Başka da değil- Öyleyse benliği çevreye, çevreyi de benliğe uyarlayabileyim, uygulayabileyim! İlahî! Toplumumu «kitap, adalet ve demir -silah ve teknik-»den oluşan üç sağlam ve sağlıklı temel üzerinde kurmam; gönlümü, «hakikat, güzellik ve hayr»dan ibaret üç kaynaktan doyurabilmem için bana yardım et! Ya Rabbî! «Rousseau»ya ilham ettiğin şu sözü asla aklımdan çıkarma: «Ben senin -halk- ve inancının düşmanı olsam da, senin ve' inancının özgürlüğü uğruna canımı fedaya hazırım.» Rabbim! Dostoyevski'nin ağzından döktürdüğün şu delili, aydın . ve düşünürlerin gönlüne de ulaştır: «Eğer Allah yoksa her şey muhal dir. Dünya anlamsız, yaşam hedeften yoksun ve insan bomboş demek tir. Anlamdan yoksun insan, sorumluluktan da yoksundur.» Allah'ım! Sevdiğin herkese öğret ki; aşk, yaşamaktan iyidir. Daha çok sevdiklerine de; sevmenin aşktan üstün olduğunu bildir! İlahî! Beni bırakma! Çünkü; İslam'a olan imanım, Peygamber'e ve al'ine olan sevgim, beni, din kisvesi altında tutucu bir saldırgan ve gerici eylemlerle uyumlu bir kişi yapabilir. Çünkü özgürlüğüm, halkın köleliğine neden olabilir. Çünkü «dinim», bir «dinî görüntü» ardında gizlenebilir, gömülebilir. Çünkü halk beni, taklid olunan biri, ya da taklitçi yapabilir. Çünkü «hak bildiğim» şeyleri «kötü biliyorlar» diye gizleyebilirim. Allahım! Senin Peygamberinin İslam'ı ile Ali'nin tavrı, «hayır» sözcüğüyle başlamıştır, bunu biliyorum. Ey Muhammed'i gönderen! Beni, «her şeye evet»çi bir tavır takınanlardan eyleme! ALİ ŞERİATİ Alıntı
Φ Aurelius Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 muki Cocukken her aksam yatmadan once Tanri'ya bana bir bisiklet vermesi icin dua ederdim. Bir gun Tanri'nin calisma tarzinin bu olmadigni anladim. Ertesi gun gittim kendime yeni bir bisiklet caldim ve her aksam yatmadan once Tanri'ya gunahlarimi affetmesi icin dua ettim." Al Capone ne diyelim olayı çözmüş.. Alıntı
Misafir ipek Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Sevgili İpek,Yine kendin söylemişsin kabul olacak mı olamayacak mı bizim bilmemiz mümkün değil diye..duanın gücü nerde kaldı? bu bilinmezlik yerine kendin düşünüp de olumsuzluğu gidermeye çalışmak daha iyi değil midir? saygılar.. arkadaşım sana şöyle deyim allahın takdirine kimse karışamaz ve bilemez yani şimdi allahım bana bisiklet ver bakıyoysun sabah kapıda bisiklet var olabilir mi böyle bişey yok çalışıcak çabalıcak parası yok ise para biktiricek ve bisikleti almayı düşünücek ama bu esnada olağan üstü bir durumla karşılaşır da bisiklet sahibi olursa da allahın takdiri bisiklet parasıyla uğraşırken bütün sermayesini yitirse oda allahın takdiri kısaca şu yönden de söyleyim müslüman çalışkandır ve çalışmalıdır çalımadan çaba götermeden olmaz Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 kısaca şu yönden de söyleyim müslüman çalışkandır ve çalışmalıdır çalışmadan çaba götermeden olmaz müslümanların durumu ortada olmasına rağmen böyle bir söylem ilginç. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 müslümanların durumu ortada olmasına rağmen böyle bir söylem ilginç. Belirli toplumların durumu ortadadır; bugün gayet aydın bir çok Müslüman mevcut; şu genellemelerden ve her gördüğünüz doğu devletinin gerçek İslam diye göstermekten vazgeçin artık; fazla kasıtlı olmaya başladı bu... Alıntı
Misafir ipek Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2007 müslümanların durumu ortada olmasına rağmen böyle bir söylem ilginç. o kadar çok müslüman varki gereği gibi islamiyeti yaşayıp insanlağa her yönden hizmet veren durumu ortada derken neyi yada neleri kasdettiniz bilemiyorum Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Belirli toplumların durumu ortadadır; bugün gayet aydın bir çok Müslüman mevcut; şu genellemelerden ve her gördüğünüz doğu devletinin gerçek İslam diye göstermekten vazgeçin artık; fazla kasıtlı olmaya başladı bu... ali01, evet belirli toplumların durumu ortada, müslümanlarda bu toplumlardan bir kısım, müslümanların çok gelişmişmiş özgürlük ve refah seviyesi üst noktadatır diyebileceğin bir müslüman toplum var mı ? petrol zengini arap dünyası bile gelişmiş değil batıya göre ! bunu kasıtlı olarak söylemiyorum, siz kendiniz muhakeme edin o kadar çok müslüman varki gereği gibi islamiyeti yaşayıp insanlağa her yönden hizmet veren durumu ortada derken neyi yada neleri kasdettiniz bilemiyorum ipek, aydın müslümanlar tabiki vardır, ama ben müslüman toplumlardan bahsediyorum, müslüman toplumları aydınlatmayan aydın müslüman tek başına bir etken olamaz. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 ali01, evet belirli toplumların durumu ortada, müslümanlarda bu toplumlardan bir kısım, müslümanların çok gelişmişmiş özgürlük ve refah seviyesi üst noktadatır diyebileceğin bir müslüman toplum var mı ? petrol zengini arap dünyası bile gelişmiş değil batıya göre ! bunu kasıtlı olarak söylemiyorum, siz kendiniz muhakeme edin Arkadaşım başındakiler mehdi falan mı bu ülkelerde; hangi İslamla yönetiliyor bunlar; o kadar farklı anlayış varken siz nereden ayırdediyorsunuz "bu tam İslami" yönetim diye; bir kere Arap devletleri batı tarafından kuruldu, biraz da tarihi takip edin bakalım neler göreceksiniz... İslam toplumlarla özdeşleştirilemez, anlamak mı istemiyorsunuz ne, elinizde tek malzeme o kaldı herhalde!!! Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 İslam toplumlarla özdeşleştirilemez, anlamak mı istemiyorsunuz ne, elinizde tek malzeme o kaldı herhalde!!! islam dinini sorgulamıyorum bu konuda, vurguladığım konu "müslüman toplumlar şu an geri durumdalar", gerçek budur ve etkenleri edilgenleri müslümanların günümüzde geri kalmış durumda olduklarını örtbas etmez. Çünkü güçlü toplum akıllı toplum, ÇOK ÇALIŞAN toplum (yada insan) zaten geri kalmaz kendini ezdirmez, dolayısıyla etkenlerden, aklıyla bilgisiyle ve gücüyle yararlanmayı ve lehine çevirmeyi bilir ! saygılar Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.