Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

CAMİLERDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİ..


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

30 Mayıs 2000 tarihli Hürriyet gazetesindeki Camilerdeki Terör Örgütü başlıklı makalesinde Muharrem Sarıkaya şu bilgileri veriyor:

 

MGK, 28 Şubat kararlarıyla Kur'an kurslarının Diyanet ve Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde yürütülmesini hükümete 'tavsiye' ettiğinde bazı kesimler ayağa kalkıyor.

Hatta, bu kararlara tepki gösterenler arasında, merkez sağ partilerden bazı milletvekilleri de yer alıyor.

Ancak, iki yıl sonrasında bugün ortaya çıkan gerçekler, 28 Şubatla alınan bu kararların ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor.

Bunu anlamak için Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin Hizbullah terör örgütü hakkında hazırladığı iddianamedeki 'Örgütleme Modeli1 ara başlıklı bölümde anlatılanları okumak yetiyor.

 

Hizbullah, ilk örgütlenmesini kitabevleri kurarak başlatıyor.

1980'li yılların sonuna gelindiğinde ise camiler mekânı oluyor.

Örgüt, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından başlatılan 'gönüllü imamlık' uygulamasını fırsat biliyor.

Güneydoğu'daki camilere yöneliyor.

Örgüt elemanlarının ifadelerinden hazırlanan İddianamede, Hizbullah'ın camileri örgüt yuvası haline dönüştürmesinin ilk adımı şöyle aktarılıyor:

"Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gönüllü imamlık uygulamasından faydalanan örgüt, imamı olmayan tüm camilere kendi adamlarını yerleştirdi..."

 

Hizbullah bununla da kalmıyor.

Diğer cami ve mescitlerdeki resmi imamları gerek sindirme yöntemiyle, gerekse iyi ilişkiler kurarak pasifize ediyor.

Kısa sürede Güneydoğu Anadolu bölgesindeki camileri hâkimiyeti altına alıyor. 1994 yılına gelindiğinde sadece Diyarbakır'daki 162 cami ve mescitten 90'ında örgütün yapılanması tamamlanıyor.

 

Akşam ve yatsı namazları sonrası, camiler örgütün siyasi eğitim çalışmasının yapıldığı yuvalar haline dönüşüyor.

Bunların hepsi de 'dini eğitim altındaki masumane çalışmalar' olarak gösteriliyor.

Temel dini bilgileri öğrenmesi için Kuran kurslarına gönderilen çocuklara önce İslami bilgiler içeren kitaplar veriliyor.

Bu dersler sırasında örgüt adından kesinlikle söz edilmiyor.

 

Öğrenciler, ders gruplarına ve yaşlara göre ayrılıyor. Her grubun başına da 'muhasebe elemanı' adı verilen bir lider konuluyor.

Bir süre sonra bu çalışmalar, piknik, spor müsabakaları gibi sosyal aktivitelerle destekleniyor.

Dönem bitiminde muhasebe elemanı, öğrencilerin davaya yatkınlıklarını belirten bir raporu ve çizelgeyi cami sorumlusuna aktarıyor.

Çizelgede eğitimin ikinci aşamasına geçecek öğrenciler sıralanıyor.

İkinci aşamaya geçilecek öğrencilerden özgeçmiş raporları alınıyor. Hatta özgeçmişlerin doğruluğu konusunda istihbarat çalışması yaptırılıyor.

 

İkinci aşama eğitime geçişte, öğrenci örgüte davet ediliyor ve kabul edip etmeyeceği soruluyor.

Daveti kabul etmeyen aday ise şu sözlerle uyarılıyor:

"Bu daveti unutacaksın. Bir süre örgüt seni takip edecek, aksine hareketin halinde sen de, ailen de cezalandırılır..."

Kabul edenler ise bir daha dönüşü olmayan yola ilk adımı da atıyor.

Önce siyasi, ardından askeri eğitim...

İslam'ı daha iyi anlayıp vecibelerini doğru yerine getirmek için masumane başlayan dini eğitimin sonunda ortaya çıkan ölüm makineleri...

Bu iddianameyi gördükten sonra, "28 Şubat Kararları"nı daha iyi okumak gerekiyor.

 

kaynak:Türkiye Cumhuriyeti çökerken..

Gönderi tarihi:

Jandarma Genel Komutanlığının Hizbullah Terör Örgütü ve Diğer irticai Faaliyetler adlı raporundan, Fethullah Gülen'le ilgili bir bölüm aşağıya aynen alınmıştır:

"Unutmamalı ki F.Gülen'in nihai hedefi ve rüyası, Türkiye liderliğinde İslam Birliği ve tanrının sözünü topluma egemen olmasını sağlamaktır.

Şifre, kendisinin ifadesi ile üç kademelidir. İman, hayat, iktidar. Said Nursi onlara göre imani dirilmeyi sağlamıştır. İçinde bulunulan safha ise imanı hayata geçirme ve yaşama safhasıdır. 'Altın Nesil' de iktidarı sağlayacaktır.

Cemaatın tüm çabası Türkiye'deki siyasal ve ekonomik güç dengesinde söz sahibi olmak ve ranta ortaklıktır.

İnsanlara yaklaşılırken 'Liberal İslam' anlayışı ile hareket edilmekte ve İslam'ın siyasal yüzünü göstermekten çok tüm insanları kucaklayan bir hoşçjöriı felsefesi olduğu lanse edilmektedir.

Üniversiteleri hedef alan çalışmalarında cemaatın herhangi bir şekilde Türkiye'de laik demokratik düzeni bozmaya yönelik bir maksadının olmadığı bilakis Türk insanını eğitme hamlesi olduğu tezi işlenir.

Bu maksatla Türk Cumhuriyetlerinde açtıkları okulların ve orada yetişen çocukların Türk kültürünü nasıl öğrendikleri konusunda hazırladıkları video kasetler kullanılır. Bu okullardaki gençlere rehberlik faaliyetleri adı altında cemaat öğretisinin verildiğinden hiç bahsedilmez.

 

Örgütlenme ve cemaate

adam kazandırma esasları:

Cemaat tek tip insan yetiştirme gayreti içindedir. Gerçi 1990'larda tahminlerin ötesinde büyüdüğü için bu amaç biraz sekteye uğramıştır.

Hedef kitle; ortaokulun son sınıfındaki ve liselerdeki öğrencilerdir. Çünkü bir gencin en cahil olmakla beraber en idealist olduğu devir bu çağdır.

Çocuğun aile durumu ve kişisel durumuna göre aylarca dinle ilgili hiçbir şey söylenmeyebilir. Yapılan şey bu gençlere bir abi gibi davranmak, ona derslerinde yardımcı olmak ve geleceğe ait planlarda yol göstermektir. Uygun ortam oluştuğunda cemaatin öğretisi verilmeye başlanır.

Genç, evinde ne kadar sorunluysa başarı oranı o kadar yüksektir.

İlk hedef büyümedir. Bunun da yolu okulların etrafında örgütlenmeden geçer.

Büyümenin iki yolu vardır: Okuyan gençler ve esnaf.

Gençler, cemaatın insan kaynağını; esnaflar ise lojistik ve para kaynağını oluşturur.

F.Gülen'e göre cemaatin lokomotifi Anadolu insanı ve himmetidir. Hiçbir dış katkı yoktur.

Belli bir zamana kadar cemaatin ana hedefi 'eğitim' olduğu için hep öğretmen yetiştirmeye çalışmışlardır. Cemaat büyüdükçe bu ihtiyaç yerini diğerlerine bırakmış, bugün sanatçısından mühendisine kadar toplumun her kesimini yetiştirme gayreti içindedirler. Ama ağırlık halen eğitim ve öğretmenler üzerinedir. Çünkü gençlerle buluşan tek meslek gurubu öğretmenliktir.

Harp okullarına ve askeri liselere sokulacak çocuklar gizlilik içersinde eğitilir. Bu çocuklar özel evlere giderler. Cemaat içindeki sorumlular dışında inanlar bu evlerin ne yaptığını bilmezler. Çünkü Cemaatın örgütlenemediği tek kurum askeriyedir. Son olarak İzmir Maltepe Askeri Lisesinden 3, Balıkesir Astsubay Okulundan 2 öğrencinin Işık evlerinde Nur eğitimi aldıkları, okulda dikkat çekmemek için abdest yerine teyemmüm etmeleri, namazı gözle kılmaları, oruç tutmamaları, konusunda talimat aldıkları okul bitene kadar kendilerinden bir şey beklenmediği tespit edilmiştir.

Eğitim, Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültesindeki teşkilatlanmaları çok üst düzeydedir.

Üniversiteye hazırlanan gençlerin kendi dershanelerine gitmelerini sağlamaya çalışırlar. Üniversiteye hazırlık dershaneleri en verimli çalışan organlardır. Buralara büyük insan kaynağı ve parasal destek yapılmıştır. İstanbul'da FEM dershaneler, İzmir'deki Akyazılı bunlara birer örnektir.

Dershane binaları çok fonksiyonludur. Buralarda örgüt toplantıları da yapılır. Ayrıca, F.Gülen'in ikamet ettiği yerlerden biri de Altunizade FEM dershanesidir. Burada kendisine tahsisli bir oda vardır.

Ev ile hazırlık dershanesi ilişkisi çok önemlidir.

Cemaatın 90'lı yıllarda çok güç kazanmış diğer önemli bir organı da öğretim kurumlarıdır. Okullar yatılı olduklarından öğrencilere çok daha etkili olmaktadır.

Bu okul ve dershanelerdeki eğitim seviyesi, diğer okul ve dershanelerden daha yüksektir. Çünkü kadrolarında işi para için değil inandıkları için yapan bir çok gönüllü vardır.

Özellikle Fen liselerindeki örgütlenme çok önemlidir. En zeki çocukları yetiştiren bu okullar, cemaat için çok uygun bir genişleme sahası oluşturur.

Çocukların lise çağında hafta sonları gördükleri ilgi ve sıcak ev yemekleri bu çocukları cemaat elemanı yapmak için yeterlidir.

Bahsedilen evlerin dışında üniversite öğrencilerine hitap eden evler de vardır. Bunlar üniversitelerde yeni başlayan insanlara hizmet verir. Bu evlerin ilk amacı, cemaatın aktif elemanları yerine 'sempatizanlarını' yaratmaktır. Çünkü Fethullahçılar bu cemaatin belli bir zaman sonra 'cemiyet-toplum' olacağını hesaplarlar.

Işık evlerine arada bir, daha üst seviyeden 'abi'ler gelir ve cemaatın son durumu hakkında olsun, teşvik edici yüreklendirici konuşmalarda bulunurlar. Monotonluğu yok etmek ve her cemaat elemanının yukarıyla olan temasını kuvvetlendirmek için bu önemlidir.

Empoze edilen fikir ve düşünceler:

Fethullah Gülen'i ve cemaati tanıtan kasetlerde ve verilen vaazlarda sık sık yinelenen temalar kısaca şunlardır:

Türk insanı son yüzyılda İslamın özünden uzaklaşarak materyal ve ruhsal bağlamda geride kalmıştır. Tanrı inancından uzaklaşmak bu dünyada mutsuzluk ve tatminsizliği, öteki dünyada ise cehennem hayatını getirir. Türk insanını bu hatadan kurtarmak görevi ise yeryüzünde bu cemaatin omuzlarına Tanrı tarafından verilmiştir.

Harcadığınız her nefeste İslam dinine uygun yaşamalısınız.

Fen ilimlerini ve teknolojiyi öğrenmek gerekir. Ama bunun da amacı gelişme değil, Tanrı'ya daha çok yaklaşmaktır.

Yaşamın amacı, dolaylı veya dolaysız Tanrı'ya hizmettir.

Cemaatin dışında bir hayat cehennemdir. Ve cemaattan çıkan da bir daha iflah olmaz ve cehennemliktir.

Cemaatte hiyerarşik yapı:

Cemaatin muazzam bir hiyerarşik yapısı vardır ve Türkiye'de askerden sonra en iyi teşkilatlanmış örgüttür.

1990'lara kadar ana cemaat birimi onların 'dershane' veya 'ışık evleri' dediği, öğrencilerin ve onların 'abi'lerinin kaldığı evlerdir. Cemaatin 'iyi' elemanları hep buralarda yetişmektedir.

Her 'dershane' ve 'ev' bir bölgeye bağlıdır.

Her ev hacmine göre 5-6 kişiden oluşur ve evlere kimlerin dağıtılacağı 'Bölge İmamları' tarafından belirlenir.

Ayrıca her evin bölge imamları tarafından tayin edilmiş bir imamı vardır. Ev imamları genellikle yaşça daha kıdemli insanlardır.

Evlerde hayat özetle şöyledir:

Evin birincil amacı 'adam kazanmak' ve yeni kazanılan insanlara cemaat öğretisini empoze etmektir. Bu fonksiyonu yitiren evlerin kadrosu dağıtılır.

İkincil amaç, evde kalanların kendilerini cemaat öğretisi paralelinde devamlı yetiştirmeleri,

Üçüncül amaç da barınacak bir yer tedarik etmektir.

Evin her türlü ihtiyacı cemaat tarafından karşılanır.

Her evin sorumlu olduğu özel bir misyonu vardır.

Ev sakinlerinin hizmet dışı sokakta dolaşması tasvip edilmez. Çünkü sokak günahlarla doludur.

Hedef kurum ve kuruluşlar:

F.Gülen'e göre askeriye, mülkiye-hukuk ve eğitim, teşkilatlanması gereken ilk üç kurumdur.

Üst düzey bürokratlarla sıkı ilişkiler kurmak, içişleri ve polis teşkilatına sızmak cemaatin vizyonu içindedir.

Spor dünyasını bile ihmal etmeyen cemaat, özellikle Galatasaray Futbol Kulübündeki aktiviteleri ile biliniyor. Bu küçük örnek cemaatin politika belirleyicilerinin vizyonlarının genişliği ve hedeflerinin derinliğini göstermektedir.

Boğaziçi, ODTÜ ve Bilkent gibi üniversitelerde örgütün fakülte düzeyinde yapılanması kuvvetli değildir. Fakat bu üniversitelerde asistan veya doktora çalışması yapan cemaat mensupları mevcuttur.

YÖK ve MEB'in 5-6 sene önce bazaltını proje ile yeni üniversitelerin kadro ihtiyacını karşılamak için yurt dışına binlerce öğrenci gönderilmiştir. Bir öğrencinin devlete maliyeti senede 40.000 Amerikan dolarıdır. Her fırsatı değerlendirmekte usta olan cemaat bu fırsatı da çok iyi kullanmıştır. Yurt dışına gönderilen bu öğrencilerin çoğunluğu bu cemaate mensuptur.

Özel Üniversiteler bazında Fatih Üniversitesi onlarındır.

 

Gelir kaynakları ve sermaye gelişimi:

Esnaflar üzerindeki örgütlenme özellikle 90'larda artmıştır. Şu anda muazzam bir finansal güçleri vardır. 50 milyar dolara ulaşan İslami sermayenin % 50'sinin F.Gülen cemaatinin destekleyicilerine ait olduğu değerlendirilmektedir.

İlk zamanlarda esnaf teşkilatlandırılmamıştı. Bunların fonksiyonu cemaate parasal ve lojistik destek vermekti. Para toplama olayına 'himmet' denir ve en büyük yardım da Ramazan ayında toplanır. Cemaatin üst bir elemanı gelir, duygusal bir konuşma yapar ve insanlar bir sonraki ramazan ayına kadar verilmek üzere para veya mal taahhüt öderler.

Yeni bir strateji ile esnaf biraraya getirilmiş ve 1996 yılında İstanbul'da İŞHAD (İş Hayatı Dayanışma Derneği) oluşturulmuştur. Bu dernek ile esnafın eğitimi ve biraraya gelmesi sağlanmıştır.

Türk Cumhuriyetlerinin iş potansiyelinde en büyük pay onlarındır.

Anadolu Kaplanları denilen yerli girişimcilerin önemli bir kısmı Fethullahçıları destekler. Aralarında güçlü bir iş ortaklığı ve bilgi transferi vardır. Bu dayanışma dış ticarete de yansımıştır.

 

İbadet:

Evlerde namazlardan sonra sürekli ya Nur Risaleleri ile Fethullah Gülen'in kaleme aldığı kitaplar okunur ya da kasetler dinlenir veya izlenir. Sabah, akşam, yatsı namazları bunun için en uygun vakitlerdir.

 

Basın ve yayın faaliyetleri:

Medyanın öneminin farkında olan cemaat, bu konuda hem basın yayın elemanı yetişmesini teşvik etmekte, hem de finansman sağlamaktadır.

Zaman gazetesi, Samanyolu TV, Sızıntı, Yeni Ümit dergileri gibi 14 dergi, 25 radyo bu konudaki teşebbüslerindendir.

 

Cemaatin geleceği:

Türkiye'de silahlı kuvvetler olmasaydı, bugün hayalini kurdukları İslam devletini tesis etmiş olacaklardı. Şu anda Türkiye'de Fethullahçılar'la askerler arasında gizli bir satranç oynanmaktadır. Cemaatin askere bakışı bellidir. Askerliği her fırsatta övdükleri halde büyümeleri için önünde tek engelin de askerlik kurumu olduğunun farkındadırlar.

Yakın geçmişte Refah Partisi vo yandaşlarının uğradığı akıbetten ders alarak radikal davranmanın ne zararlar getirdiğini görmüş ve 'hoşgörü' felsefe ve politikasını cemaatin amblemi olarak lanse etmişlerdir. Analiz ve araştırmadan uzak Türk halkı ve küçük burjuvavisi bu maskeye hemen inanmış ve çabuk verilmiş kararlarla 'ılıman İslam' olarak gördükleri örgütü desteklemişlerdir. Ama örgütün diğer bütün dinci örgütlerden daha akıllı olduğunun ve kritik güce ulaşana kadar bu 'hoşgörü' maskesini taktiğinin farkında değildir."

Gönderi tarihi:

20 BİN HİZBULLAH SEMPATİZANI ARAMIZDA

 

Hizbullah tehlikesinin asıl düşündürücü yönü, Emniyet Genel Müdürü'nün verdiği bir başka rakamda yatıyor.

 

Aydıner, 2000 yılında yapılan operasyonlar sırasında Hizbullah arşivinin ele geçirildiğini hatırlatarak, şöyle konuşuyor:

 

‘‘Bu bilgisayar kayıtlarında örgüte katılmak için dilekçe ve biyografi veren 20 bin kişinin ismi bulunmuştur. Bunların hepsi kanun karşısında örgüte üye olma aşamasında ya da örgüte üye kişi durumuna düştü. Hepsi deşifre edilmiş oldu ve bizim açımızdan hedef konumuna geldi.’’

 

Peki, bu 20 bin kişi hakkında geçen üç yıl içinde ne yapıldı?

 

Aydıner, şöyle yanıtlıyor:

 

‘‘Bunlardan 14 binini yakalayıp işlem yaptık. Bunlar içinde eylemlerde kullandıkları askeri aparatlar da vardı, cami görevlileri gibi farklı konumda olanlar da. Biyografi vermiş olanların büyük bir kısmı bugün serbest. Çünkü dilekçe verirken teşebbüs halindeydiler. Biliyorsunuz, Topluma Kazandırma Yasası da zaten terör örgütlerine girip de suç işlemeyenlerin serbest bırakılmasını öngörüyor.’’

Gönderi tarihi:

bu sebeplerden dolayı diyanet devlet kontrolünde olmalı ve kuran kursları ya da diğer inançlara mensup olanların ibadethaneleri kontrol altında olmalı. aksi halde kapalı kapılar ardında neler empoze ediliyor, çocukların beyinleri nasıl yıkanıyor haberimiz olana kadar uzun zaman geçiyor. hocaların, imamların görevi ibadet yaptırmaktır ama bazı camilere devlet imam dahi atayamıyor çünkü cami cemaati kendi hocasını kendisi seçmek istiyor... orada konuşulanlar ve anlatılanlar din değil çünkü... militan yetiştiriyorlar...

Gönderi tarihi:

Sevgili frozen sana soruyorum..

Bu ülkede hafif bir güç ellerine geçse..

Bu bahsettiklerin karşısında oluşabilecek potansiyeli düşünebiliyormusun dostum...

Ya da ülkemizin sosyal yaşantısının alabileceği seyri...

Saygılar..

Gönderi tarihi:

bir kısım din tacirlerinin yapmak istediğide bu ama laik Türkiye Cumhuriyeti buna müsade etmez.

din kullanılamaz kişilere etiketlenemez sahiplenilemez herkes inanmakta özgür.

tehlikeli olan dincilerdir güçlenmelerinin sebebide beyinlerinin kullanılmıyor olmasıdır.

birileri doldurur birileri saldırır.

hatta Allah'ın askeri sanarlar kendilerini.

bu kafalar tehlikelidir ve toplum buna dikkat etmelidir.

bu zihniyete sahip olanlar aynı dine mensup olsalar bile kendileri gibi düşünmeyen ve hatta giyinmeyenleri

dinsizlikle itham ederler. tek dindar kendileridir der ve paraya para demezler.

bir bakarsınız cübbeliler sadrazam gibi giyinir ve sadrazam gibi yaşar ama değirmenin suyu cemaattir.

saf insanların sömürülen duyguları ve paralarıdır.

bir inançlı olarak bu tür insanların yaşam tarzlarını onaylamıyorum din samimiyetle ve tevazu ile yaşanır

şekline bürünüp yaşayan ancak masal anlatır peşlerine de bir sürü saf takılır

Gönderi tarihi:
bir kısım din tacirlerinin yapmak istediğide bu ama laik Türkiye Cumhuriyeti buna müsade etmez.

din kullanılamaz kişilere etiketlenemez sahiplenilemez herkes inanmakta özgür.

tehlikeli olan dincilerdir güçlenmelerinin sebebide beyinlerinin kullanılmıyor olmasıdır.

birileri doldurur birileri saldırır.

hatta Allah'ın askeri sanarlar kendilerini.

bu kafalar tehlikelidir ve toplum buna dikkat etmelidir.

bu zihniyete sahip olanlar aynı dine mensup olsalar bile kendileri gibi düşünmeyen ve hatta giyinmeyenleri

dinsizlikle itham ederler. tek dindar kendileridir der ve paraya para demezler.

bir bakarsınız cübbeliler sadrazam gibi giyinir ve sadrazam gibi yaşar ama değirmenin suyu cemaattir.

saf insanların sömürülen duyguları ve paralarıdır.

bir inançlı olarak bu tür insanların yaşam tarzlarını onaylamıyorum din samimiyetle ve tevazu ile yaşanır

şekline bürünüp yaşayan ancak masal anlatır peşlerine de bir sürü saf takılır

:clover:

Gönderi tarihi:
Sevgili frozen sana soruyorum..

Bu ülkede hafif bir güç ellerine geçse..

Bu bahsettiklerin karşısında oluşabilecek potansiyeli düşünebiliyormusun dostum...

Ya da ülkemizin sosyal yaşantısının alabileceği seyri...

Saygılar..

 

evet düşünebiliyorum...zaten çabalarımız bunun olmaması adına...

Gönderi tarihi:

evet düşünebiliyorum...zaten çabalarımız bunun olmaması adına...

Teşekkür ediyorum sevgli frozen...

Bu benim için yeterli bir cevaptı...

Temennim bu ortak çabalar karşısında birbirimizi biraz daha iyi anlıyor olmamızdır...

Sevgi ve saygılarımla..

Gönderi tarihi:

Teşekkür ediyorum sevgli frozen...

Bu benim için yeterli bir cevaptı...

Temennim bu ortak çabalar karşısında birbirimizi biraz daha iyi anlıyor olmamızdır...

Sevgi ve saygılarımla..

 

benimde temennim budur...birbirimizi sınıflandırmadan...belli kalıpların içine sokmadan...kısaca bölünmeden parçalanmadan anlayabilmemizdir birbirimizi....

 

Gönderi tarihi:

Benim arastirdigima kadar eskiden bugüne kadar bizim herhangi bir din savasin icinde olmadigimiz.,.görülüyor

SIMDIYE KADAR BÜYÜMEK .,.,VEDE KENDIMIZI KORUMAKLA GECMIS YILLARIMIZ,.,.,kendi ,,!!! kendimizede düsman olmamisiz

vede kendi icimizde birseyleri yikmagada kalkismamisiz.,.,.!!!,.ama son günlerde gelisen olaylar,.,

biraz tuhaf sekilde gelisiyor,.,.NEDEN ACABA.,.,bu ülkeyi dedelerimiz kurmus.,.düsmanda yok icimizde NE OLDU BIZLERE.,.

Ama aklima sayin degerli hocamiz .,.,.!!.,makina mühendisi.,.Sayin necmettin erbakanin bir sözü geldi.,.,!!!

KANLIMI OLACAK KANSIZMI,.,.!!! .,.,nedemek istemisti acaba,.,.herhalde .,.,birseyler sezdiki.,.bunu ülkeme anlatti.,.,

nede olsa ermis,.,.yani zamaninda ülkemize uyarmis.,.,

Bu sözün arkasindaki ,.,.karanlik gücler kimmis .,.,.birtürlü meydana cikarilmadi.,.,.bu sözlerden önce ülkemizde herhangi,.

bölünme tehlikesi yoktu.,.,BENCE BU SÖZLER TEKRAR INCELENMELI,.,.Sayin hocamiz sagligi yerindeyken yardimlarini esirgememeli.,.,!!!

 

Bu arada,da Rahmetlik ,.Sayin Bülen Ecevitle.,.,Alparslan Türkesi aniyorum,.,huzur icinde uyusunlar.,.,cünkü en azindan,.!!!

onlar böyle bir lafi telafüz edecek kadar kücülmediler.,,.bu vatani bölmek icin .,.,o karaktere sahip olmadilar.,.,

Gerci arastirmalarimda yaniliyor olabilirim.,.,!!! :excl: acaba bu laf kime ait ne demek istenmis.,.,

 

Saygilar

:shuriken: yamyam frankfurt

Gönderi tarihi:
Bu arada,da Rahmetlik ,.Sayin Bülen Ecevitle.,.,Alparslan Türkesi aniyorum,.,huzur icinde uyusunlar.,.,cünkü en azindan,.!!!

onlar böyle bir lafi telafüz edecek kadar kücülmediler.,,.bu vatani bölmek icin .,.,o karaktere sahip olmadilar.,.,

Gerci arastirmalarimda yaniliyor olabilirim.,.,!!! :excl: acaba bu laf kime ait ne demek istenmis.,.,

 

Saygilar

:shuriken: yamyam frankfurt

 

valla dostum yalnız şuda var, o saydıklarından biri öyle bir lafı telafuz etmemiş olabilirde. Ama kanlı olması için elinden gelen herşeyi yaptığıda aşikar değilmi

 

tabi eğer Türkeş'in komando kampları kurup. oraya kabul edilen 16-20 yaş arası gençlere, yakın dövüş, silah, iple adam boğma teknikleri, sabotaj eğitimlerini, geçişin kanlı olması haricinde bir amaçla vermediğini varsayarsak o ayrı :)

Gönderi tarihi:
valla dostum yalnız şuda var, o saydıklarından biri öyle bir lafı telafuz etmemiş olabilirde. Ama kanlı olması için elinden gelen herşeyi yaptığıda aşikar değilmi

 

tabi eğer Türkeş'in komando kampları kurup. oraya kabul edilen 16-20 yaş arası gençlere, yakın dövüş, silah, iple adam boğma teknikleri, sabotaj eğitimlerini, geçişin kanlı olması haricinde bir amaçla vermediğini varsayarsak o ayrı :)

 

Merhaba ,.Sayin CYRANO.,,.

Tabikii benim o kadar birikimim yok ,.ben ginede arastirarak birseyleri kavramaya calisiyorum,,.benim anladigim kadar

80.yillara kadar.,.,sag,sol gencleri,.,.,KURTARILMIS VATANI KURTARMAK ICIN,., SOKAKLARA DÖKÜLMÜS.,.

O dönemde .,.,girmek istedigimiz Avrupa birligi ,.,ikinci dünya savasindan cikmis .,enkaz icindeki Avrupa,.,kollari sivamis

Vatan kurtarmak,tan cok.,Ülkelerini,.,onarima,.,hizla kalkinmaya yönelmisler,.,Cünkü calisarak güc toplarsin,.

Demekki,.,bir anlayis tarzi,.,bir yasam tarzi,.,MEDENIYET,..,.

Ama o dönemde ,.,Vatan millet sakarya derken..,.,birileride.,.Bize birakilan..,.MEDENIYETININ,.,icine nasil ederiz diye.,.,

Türkiyemizin heryerine kamplar ,.kurmaya calismis.,.,acaba bunlar.,.,sakin,,.,o dönemin,.AKINCILAR,.,diyemi.,kesenler.,.,diyemi.,,sakallilar.,.,diyemi,.,.birileri,,.yavas yavas.,.,ayrik otu gibi,.yurdumuzun

heryerine.,.kök salmis,,.öyle bir kök salmiski,.,o ayrik otu temizlenecegine,,.

Sayin ecevitin.,.,bile.,.,hayranligini.,.,uyandirmis,.,tahmin ediyorum.,,.o sahis.,da,.,Amerikada.,!!!

CÜNKÜ BIZIM SIYASETIMIZ VATANI KURTARMAKDA ,,!!!,.degil.,.,

olsa olsa icine etmek.,.,.

 

Saygilar

 

:shuriken: yamyam frankfurt

Gönderi tarihi:

dönemin jandarma genel komutanına sorulunca hizbullah bahsi ;

'' hangi hizbullahı soruyorsunuz, iki tane hizbullah var ; biri güney lübnanda siyasi-askeri hizbullah, birde güneydoguda dini duyguları yüksek vatandaşların pkk terörüne karşı oluşturdugu hizbullah''

diye cevap verdigi malum.

 

aslında oluşan birşey yoktu daha dogru ifade ile 'oluşturulan' bir oluşum vardı ve miadı dolduguna karar verilince ipi çekilen bir oluşum oldugu bellidir.

 

28 şubatın nasıl bir 'irtica' hayallerinde gerçekleştirildigi bugün daha bir gerçek olarak temayüz ediyor.

yalanlarla, dolanlarla ve medya kullanılarak üretilen hayali senaryolarla neyi nereye kadar götüreceklerdi ki.

 

varolan; engellenebilir, bastırılabilir, ötelenebilir lakin yok edilemezdir.

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

AGUSTOS 1997 tarihli Milliyet gazetesinin haber sahifesine baktim,haber basligi *CUMA EYLEMI DALGA DALGA*diye verilmisti.Ve 8 yillik egitimi cuma namazindan cikanlarin nasil protesto ettigini görüntülemisti.

*Allah-ü Ekber* diye tekbir getiren topluluk,polise saldiriyor,carsafli kadinlar evlerin balkonlarindan polise birseyler firlatarak saldiriyorlar.özellikle Sultanbeyli,Bagcilar,Esenler ve Üsküdar(Basbakanimizin beldesi)bu eylemlerle sarsildi.

Bu haberi okuduktansonra,28 Subat'taki tarikatci yapilanmaya karsi ordunun ayar yapmasinin *hesabi sorulsun*diye bugünlerde konusanlarin sokaklara dökülenlerin hala ayni insanlar olduklarini gördüm ve demekki 10 yilda Türkiye bir adim dahi atmadan geri dönmeye basladi dedim.

10 yil önce Cumhuriyete saldiranlar bugündeayni seyi yapmaktadirlar.10 yas genc olanlar 10 yas yaslandilar baska birsey degismedi.

Üstelik 10 yil önce Türkiyenin bölünme tehlikesi bugünkü kadar acik degildi ve demokrasi kilifina sokulamiyordu.

O dönemlerde Erbakan modasi vardi simdi de Erdogan modasi var.Umuyorum ki Türkiye oldu bittilere getirilmeden bu modalar sona erer ve Türkiyenin vitrininden sonsuza dek silinir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
*Allah-ü Ekber*

saygilarla

 

 

tüm bu cuma eylemlerinde kaç kişi öldü, yaralıların sayısı kaçtı ve maddi hasar hangi boyutlardaydı...

 

selamlar.

Gönderi tarihi:

Allahü Ekber anlami büyük bir sözdür,Allah büyüktürle is bitmiyor.Camiden namaz kilipta harp edecek gibi meydanlara firlayanlar kiminle harp etmek icin haykiriyordular acaba.Düsmanlari kimdi.Camiler Allahin evleridir.Camilerde insanlarin inanclarini sömürerek onlari savasa hazirlayanlar Müslümanlar adına konusmasinlar.Müslümanligin ne oldugunu önce ögrenip ondan sonra harp nizamina gecilir.Devlete karsi eylemler yapanlar sonuclarinada katlanabilmelidirler.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Allahü Ekber anlami büyük bir sözdür,Allah büyüktürle is bitmiyor.Camiden namaz kilipta harp edecek gibi meydanlara firlayanlar kiminle harp etmek icin haykiriyordular acaba.Düsmanlari kimdi.Camiler Allahin evleridir.Camilerde insanlarin inanclarini sömürerek onlari savasa hazirlayanlar Müslümanlar adina konusmasinlar.Müslümanligin ne oldugunu önce ögrenip ondan sonra harp nizamina gecilir.Devlete karsi eylemler yapanlar sonuclarinada katlanabilmelidirler.

 

saygilarla

 

 

size sordugum soruyu cevaplasanız önce. söyledikleriniz başka bir şeyle alakalı

 

tekrar soruyorum,

 

tüm bu cuma eylemlerinde kaç kişi öldü, yaralıların sayısı kaçtı ve maddi hasar hangi boyutlardaydı...

 

 

terör ve camiyi yan yana getiren zihnin iyi niyetinden şüpheliyim.

 

selamlar

Gönderi tarihi:

Bana bu soruyu hangi anlamda sordugunuzun farkindayim,bununla nereye varmak istediginizi biliyorum ama böyle bir kistas sonuca götürmez,ortada gercekler var,gerceklerde insanlarin düsmana saldiracak gibi camilerden firlamalariydi.

terörlecamiyi yanyana getiren zihniyetin inancindansüpheliyim demissiniz.Yine keliomeoyunu yapiyorsunuz,heralde bekliyorsunuz ki ben evet ikiside birbiriyle esdegerdir diyeyim ama ben öyle demiycem.Camiler Allahin emridir ve Camilerde Allaha ibadet edilir güzel sohbetler yapilir,müslümanlik anlayisi budur.Eger camiler insanlari devlete farkli görüstekilere kiskirtmak icin kullaniliyorsa,Allahinda ayetinde zikrettigi gibi orasi Allahin evi olamaz.Yoksa insanlar Cuma namazi kilarken biran önce namaz bitsinde disari firlayip haykiralim diye acelemi ediyordular.

Insanlar devlete karsi yönlendirildiler ve yönlendirenlerde camilerin icindeydiler.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Bana bu soruyu hangi anlamda sordugunuzun farkindayim,bununla nereye varmak istediginizi biliyorum ama böyle bir

saygilarla

 

 

kilisede, sinagogda, üniversitelerde, evlerde vb. her yerde olacak durumlardan yola çıkmak abesdir ve niyet önyargılı, bilgisizlikden kaynaklanır.

 

evlerdeki terör örgütleri

kiliselerdeki terör örgütü

sinagogdaki terör örgütleri

üniversitelerdeki terör örgütü..........bunu bu şekilde uzatmak mümkündür.

 

 

ne yapacaksınız peki, kafanızdaki sorunun çözümü nedir.

 

bak sevgili politika uzatmanın anlamı yok, bu başlıgı açan arkadaş saf bir önyargıyla yapmış bunu ve bu kesin.

 

kalkıpda aynı agızla bunun üstüne yapılacak yorumlarda absürt kaçar.

 

selamlar.

Gönderi tarihi:
kilisede, sinagogda, üniversitelerde, evlerde vb. her yerde olacak durumlardan yola çıkmak abesdir ve niyet önyargılı, bilgisizlikden kaynaklanır.

 

evlerdeki terör örgütleri

kiliselerdeki terör örgütü

sinagogdaki terör örgütleri

üniversitelerdeki terör örgütü..........bunu bu şekilde uzatmak mümkündür.

ne yapacaksınız peki, kafanızdaki sorunun çözümü nedir.

 

bak sevgili politika uzatmanın anlamı yok, bu başlıgı açan arkadaş saf bir önyargıyla yapmış bunu ve bu kesin.

 

kalkıpda aynı agızla bunun üstüne yapılacak yorumlarda absürt kaçar.

 

selamlar.

sayın aslan 34

 

saf bir önyargıyla açmadım bu başlığı...ard niyet aramadan gerçeklere odaklansanız bunu sizde görebilirsiniz..camilere girip bu eylemleri yapanları ki geçmiş örnekleriyle doludur..kınayacağınıza olayı farklı yerlere çekmek hoş değil...

terör her yerde evet

ama camilerin içine kadar bile sızabiliyor...

Gönderi tarihi:

sayın aslan 34

 

saf bir önyargıyla açmadım bu başlığı...ard niyet aramadan gerçeklere odaklansanız bunu sizde görebilirsiniz..camilere girip bu eylemleri yapanları ki geçmiş örnekleriyle doludur..kınayacağınıza olayı farklı yerlere çekmek hoş değil...

terör her yerde evet

ama camilerin içine kadar bile sızabiliyor...

 

 

hayır hayır

cami ön plana alınıp anlatılmak istenen bellidir.

 

bende soruyorum elinizdeki istatistikler nelerdir.

 

milyonlarca insanın ibadet ettigi mekanları biraz daha duyarlı ve saygı çerçevesinde degerlendirin.

 

insanların en saçma fikirlerine saygı istedigi bir zamanda, cami gibi yüzmilyonları ilgilendiren mekanları daha dikkatli konu edinmek lazım.

 

kabul etmiyorum ben bu hezeyanları kimse kusura kalmasın.

Gönderi tarihi:
Sanirim buna en iyi cevabi gene politika vermis;

yani senin kabul edip etmemen cok onemli olmuyor burada olanlari goruyoruz ve Frozen dedigi gibi bunlar camilerden cikiyor... kimsenin hepsi bunu yapiyor dedigi yok ama onlara yuva oluyorlar...

 

Tarikatlara yuva olduklari gibi...

 

 

o zaman sayın politikanın muhatab oldugu soruya siz cevap verin ;

 

tüm bu cuma eylemlerinde kaç kişi öldü, yaralıların sayısı kaçtı ve maddi hasar hangi boyutlardaydı...

 

buyrun siz cevap verin.

Gönderi tarihi:
hayır hayır

cami ön plana alınıp anlatılmak istenen bellidir.

 

bende soruyorum elinizdeki istatistikler nelerdir.

 

milyonlarca insanın ibadet ettigi mekanları biraz daha duyarlı ve saygı çerçevesinde degerlendirin.

 

insanların en saçma fikirlerine saygı istedigi bir zamanda, cami gibi yüzmilyonları ilgilendiren mekanları daha dikkatli konu edinmek lazım.

 

kabul etmiyorum ben bu hezeyanları kimse kusura kalmasın.

 

Sayin aslan34,ben bu yigininortasinda ezilmekten zor kurtuldum ve bunlar Allahin evinden yani Camiden Cuma namazini kildiktan sonra meydana firlayan ve haykiran yiginlardi,eminimki ellerinde kesici aletler olsa idi Beyazit meydaninda kan gövdeyi götürebilirdi.yapmayin gercekten ayip oluyor,burada camilere kimse laf etmiyor,camileri insan yiginlarini devlete karsi yönlendirmek icin kullananlardir söz konusu olan.Kiliseler sinagoglar üniversiteler filan demissiniz,ne alaka onu anlamadim.Terör terördür.Sinagogtada olsa camidede olsa sokaktada olsa terördür.Bu eylemleri bütün Türkiye gördü bunlar yalan degil.Müslümanligi kendinize özel olarak görmeyiniz ve müslümanlik adina yapilan yanlisliklari dile getirenleride hemen farkli kimliklere sokmayiniz.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sayin aslan34,ben bu yigininortasinda ezilmekten zor kurtuldum ve bunlar Allahin evinden yani Camiden Cuma namazini kildiktan sonra meydana firlayan ve haykiran yiginlardi,eminimki ellerinde kesici aletler olsa idi Beyazit meydaninda kan gövdeyi götürebilirdi.yapmayin gercekten ayip oluyor,burada camilere kimse laf etmiyor,camileri insan yiginlarini devlete karsi yönlendirmek icin kullananlardir söz konusu olan.Kiliseler sinagoglar üniversiteler filan demissiniz,ne alaka onu anlamadim.Terör terördür.Sinagogtada olsa camidede olsa sokaktada olsa terördür.Bu eylemleri bütün Türkiye gördü bunlar yalan degil.Müslümanligi kendinize özel olarak görmeyiniz ve müslümanlik adina yapilan yanlisliklari dile getirenleride hemen farkli kimliklere sokmayiniz.

 

saygilarla

 

 

yapmayın sayın politika;

 

''ellerinde kesici alet olsa idi'' bütün cevabınız bu mu? yani bu şekilde olmazki.

 

tamam ben size cami konusunda hak veriyorum ama diyorum ki madem camilerdeki terörden bahsedildi somut bir şeyler söylensin ki ; yani öyle hayali senaryolar ya da geneli ilgilendiren sakat yaklaşımlar yanlıştır.

size söylemesem bile niyetleri bozuk ve saf önyargılı insanlar, sorunları çarpıtarak hiçde alakasız yerlere gidiyorlar..

bu türden zihni çıkarımların 'iyi niyetli' olmadıgını anlamak için müneccim olmaya da gerek yok sanırım.

 

yoksa müslümanda olsa herkes insandır ve yanılabilir, hata edebilir.

ama uslup meselesi ve bilerek çarpıtma var.bu kabul edilir degil.

somut verilerle konuşalım ve mesela 'hizbullah' adlı örgütün nasıl birileri tarafından kurgulandıgı ve buna 'cahilane' alet olan müslümanlar vardır.

sorunları temelden degerlendiren yaklaşımlar itibarlıdır yoksa sadece 'Nasreddin Hoca'yı suçlu görmek. pes dogrusu.

 

selamlar

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.