Φ katakuta Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Şu bilimi baz alıp sürekli yazıp çizen arkadaşlara birşeyler söylemek istiyorum.Neden bilimsel yazılar yazıp insanların kafalarında ki soruları netleştirmiyorsunuzda kendi doğrularınızı savunurken kuranın ayetlerinden yararlanıyorsunuz? Ben bir yıldır bu forumdayım hiç bir ateistin burda bilimsel makaleler yazdığına şahit olmadım,bilim kelimesini sadece dine karşı kullanıldığını görüyorum onun dışında kimse kalkıpta bilimsel bir yazı yazmıyor. Gerçi ben hiç bir atesitin dini konular dışında yazdığınıda görmedim ya neyse......................... Yukarıya bakın lütfen,ne yazıyor ? ''Dini konular'' değilmi? Bu bölümde elbetteki kuranın ayetlerinden bahsedeceğiz. Forumun ''bilim dünyası'' diye bir bölümü daha var.Bilimsel konuları merak ediyorsanız,oraya tıklayın lütfen Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Bu durumda maddenin ezeli olması ve tesadüfler hakkında ne düşünyorsunuz.. Sayın kralx, Al sana meydan. Açıkça yazıyorum, kendi düşüncem de değil, bugünkü veriler ışığında madde ezelidir. Al çürüt. Neye başvurusan başvur. Formül getir. Teori getir. Ne getirisen getir. Bilimsel olsun. Hurafe olmasın. Madde yok edilemiyorsa, var da edilemez. Dolayısı ile, ebedidir ve ezelidir. Benim iddiamın bir dayanağı var: İnsanların yaptığı deneyler, milyonlarca, binlerce yıllık tecrübe. Senin ezeli olduğunu iddia ettiğin şey herneyse, onun ezeli olduğuna dairhurafe dışı tek bir kanıt/örnek, adı ne olursa olsun birşey getir. Saygılar. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mart , 2007 Sayın kralx, Al sana meydan. Açıkça yazıyorum, kendi düşüncem de değil, bugünkü veriler ışığında madde ezelidir. Al çürüt. Neye başvurusan başvur. Formül getir. Teori getir. Ne getirisen getir. Bilimsel olsun. Hurafe olmasın. Madde yok edilemiyorsa, var da edilemez. Dolayısı ile, ebedidir ve ezelidir. Benim iddiamın bir dayanağı var: İnsanların yaptığı deneyler, milyonlarca, binlerce yıllık tecrübe. Senin ezeli olduğunu iddia ettiğin şey herneyse, onun ezeli olduğuna dairhurafe dışı tek bir kanıt/örnek, adı ne olursa olsun birşey getir. Saygılar. Sen bir harikasın "Beyin uyaran" Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 niye harikaymış. her degişime ugrayanın bir başı vardır ve her başlangıcı olanın da sonu vardır. devamlı şekil degiştiren madde nasıl ezeli olsun ki Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 niye harikaymış. her degişime ugrayanın bir başı vardır ve her başlangıcı olanın da sonu vardır. devamlı şekil degiştiren madde nasıl ezeli olsun ki Madde ezelidir. Değişime uğramanın bir başlangıcı (nicel değişim) olabilir. Çok uzun zaman sonra da madde nitelik değiştirebilir. Anack bütün bunlar maddenin yoktan var olması değildir. Madde hiçbir zaman yok olmayacağı gibi, yok ikende var olamaz. Maddenin yok olma fikri inançtır, masaldır. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Şimdi, bildiğimiz manada madde'den önce iki şeyden birisinin olma ihtimalini düşünelim: -Madde başlangıçlıdır, maddeden önce sadece Tanrı vardır. -Madde başlangıçsızdır, maddeden önce maddenin enerji formu vardır. Bilim'in özelliklerinden hatırlarsak: en amiyane tabir ile bilim "Gözüyle Gördüğü" şeyleri ele alır. Ve devamlı olarak Tümden Özele/Makrodan Mikroya doğru bir araştırma içersindedir. Şimdi şöyle bakalım, Bilimin madde hakkındaki yorumu şu olsaydı eğer: "Madde başlangıçlıdır, ondan önce Tanrı vardır" Ne yapması gerekirdi? Çok basit bir mantık: Tanrı'nın varlığını kanıtlayacak otoriteler geliştirmesi, kollara ayrılması ve Tanrı üzerinde deneyler yapması... Oysa her zaman söylüyorum ve aksi ispat edilemiyor: Tanrı bilim ile ispat edilemez. Bilim bu düşünceyi temel aldığı vakit, Tanrı'nın varlığını aramaya koyulur ki sonsuza kadar da ispatlayamaz. Çünkü Tanrı bilimin ele alacağı gibi bir maddesel varlık değildir. Eğer bilim'in Tanrı'yı ispatlayacağı düşünülüyorsa, Tanrı'nın incelenebilen şeyler gibi bir özellik sergilemesi yani incelenebilir olması gerekir. Ve şu ayrıntı var: Bilim için "Düşünceler/Felsefeler" sadece ve sadece bir sonraki adım hakkında fikir veren şeylerdir. Yani Bilim, Felsefeleri sonraki adımı nereye atacağı hususunda kullanır, adımı atacağı yeri temellendirince artık Felsefenin o görüşlerine ihtiyacı kalmaz ve yeni görüşler bekler. Yani kullandığı sav'ı artık yasalaştırmıştır ve geride bırakmıştır. Burada söylemek istediğim şu: Bilim için "Madde başlangıçlıdır" bilgisi sadece bir görüşten ibarettir. Ve bilim şu an maddenin başlangıçlı olduğunu değil başlangıçsız olduğunu, madde'den önce maddenin bir formu olan Enerjinin var olduğunu ispatlayabilmektedir. E doğal olarak ta diğer görüşü kabul etmemektedir. Çünkü o görüşü yasalaştıramamaktadır. Yasalaştırdığı görüşe inanması ise kaçınılmazdır. Ayrıca, daha maddenin başlangıcının olduğunu ispatlayamazken bilim, nasıl olacakta "Maddeden önce Tanrı vardır" gibi bir sonraki adıma geçecek? Bilim hiç bir zaman bu adımı atamayacaktır, bu çok belli. Çünkü Madde'nin bir başlangıcı var ise, madde'den önce olan ne vardıysa onu da bilmek isteyecektir. Lakin onun "Tanrı" olduğu söylendiğine göre ve bilimde Tanrı'nın varlığı ya da yokluğu ile alakadar olmadığına göre elbette ve pek doğaldır ki Madde'yi Ezeli kabul edecektir. Kısaca; Bilim için Madde ezelidir. Ancak şu vardır birde: Tanrı hakkındaki görüşler hurafe midir? Tanrı hakkındaki görüşler Felsefe olarak nitelendiriliyor, adı ister bir din adı olsun, isterse bireye bağlı bir görüş olsun... Benim anlayabildiğim kadarıyla aşama şöyle: 1- Bilim sadece ve sadece Var Olanı ortaya koyuyor. 2- Materyalizm bu verileri ele alıp yorumlayarak Bilim'in sonraki adımı nereye atabileceği hakkında görüş bildiriyor. 3- Bilim Materyalizm'in sunduğu adım savlarından olurunu alıp yasalaştırıyor yani ispatlıyor... Bu, ikisi arasındaki şey sürekli bir etkileşim halinde... 4- Bilim Felsefesi de bu ikisinin yöntemlerini ve doğruluklarını sürekli denetleyerek, ele aldıkları bilgilerin güvenilirliklerini denetleyerek bunların çığırından çıkmamalarını, yani amaçlarını aşmamalarını veyahut şöyle ifade edeyim; en basit tabiri ile Maddesel olmayan şeylerin varlığını kanıtlama çabasına girmemelerini sağlıyor. Bu üç kavram birbirleri ile içiçe ve zincirleme bir varlık gösteriyorlar. Tıpkı "Yasama, Yürütme, Yargı" gibi birbirlerini denetleyen üç güç var ortada. Burada ise Theos/Tanrı görüşlerine geçerek şu yargılar elde ediliyor: 5- Ateizm; Bilim, Materyalizm ve Bilim Felsefesinin "İspatlarını" ele alarak: "Tanrı Yoktur/A-Theos" yargısına/görüşüne varıyor. 6- Teistler; Bilimin kanıtlama çabasına bile girmediği/giremediği manevi varlıkların "yokluğunun"da ispat edilemediğini düşünerek onları var kabul ediyor. 7- Kimi Felsefeler Bilim'in Tanrı'yı ispat edemeyeceğini düşünerek Bilim'in "Tanrı"yı hiç bir şekilde yasalaştıramayacağını düşünüyor. 8- Kim Felsefeler yine Bilim'e de dayanarak Bilim'in Tanrı'yı bilemeyeceğini (agnostisizm) düşünüyor. 9- Deizm... 10- Panteizm... vs... vs.. vs. Bu şekilde gidiyor... Sonuçta "Bilim"in inceleme alanına girmeyen her yargı "Felsefe/Görüş" olarak kalıyor. Buna; "Tanrı"dan tutun "Maddeden Önce Tanrı Vardı" görüşüne kadar her yargı dahildir. Saygılarımla... Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 madde ezelidir dolayısıyla yoktan var edilemez bu da dini yanlışlar çünkü dine göre yoktan vareden Allah'tır ama madde öyle demiyor incelebildiğimiz şey ne ? madde elimizde inceleyebildiğimiz bir şey varken ve yokedilemiyorken neden herşeyi yoktan var eden Allah'tır diyelimki duyu organlarımızla algıladığımız maddeye enerjiye mi inanacağız, hayallere mi ? bu neden bilim Yaratıcıyı incelemeyez demek biraz yanlış bir mantık yürütmek oluyor evet bilim Allah'ı doğrulayamaz ama maddenin ezeli olduğunu doğrulayabilir buda Allah' bu şekilde yanlışlar dini olarak tabi, yoksa biz zaten bir tanrı olabileceği fikrine katılabiliriz ama dinlerdeki gibi değil Yani incenlenmeyen birşey inecelenen birşeyle yanlışlanabilir Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Madde ezelidir.Değişime uğramanın bir başlangıcı (nicel değişim) olabilir. Çok uzun zaman sonra da madde nitelik değiştirebilir. Anack bütün bunlar maddenin yoktan var olması değildir. Madde hiçbir zaman yok olmayacağı gibi, yok ikende var olamaz. Maddenin yok olma fikri inançtır, masaldır. maddenin ezeli ve sonsuz olduğu bilimsel ve deneysel bir yöntemle nasıl ispatlanıyor. maddenin degişimi ise müdahalesiz nasıl mümkün olur, şuursuzun, akıl almayacak bir şuura dönüşmesi nasıl mümkündür. ezeli oldugunu varsaysak bile maddenin, ezeli bir haraket ettiricisinin de olması muhakkakdır. hiçbir deney kendi alanı olan maddi varlıkların dışına çıkıp madde ötesi bir varlık hakkında olumlu veya olumsuz bir yargı ortaya koyamaz. en fazla deney yöntemiyle madde ötesi bir varlığın ispatlanamayacağı ileri sürülebilir; ama olmadığı hakkında bir fikir yürütülemez, yürütemez çünkü sezgisel bilinç bu alanda devreye girer, hikmetin kapısı her zaman açıktır. işin özü degişime ve bozulmaya devamlı suretde açık olanın 'ezeli' mertebesine çıkarılması akli ve vicdani olmaktan çok duygusal bir tepki gibi.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 ezeli oldugunu varsaysak bile maddenin, ezeli bir haraket ettiricisinin de olması muhakkakdır. ezeli bir hareket etttiricisininde, bir hareket ettiricisi olması muhakkaktır, bu mantık sonsuza kadar gider sınır koyarsak oyun bozanlık yapmış oluruz, kafamıza göre argümanı sınırlamış oluruz. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Madde ezeli değildir, ebedide değildir.. Termodinamik yasaları ve big-bang maddenin sonsuza kadar gitmeyeceğinin açık delilidir.. Evren ya içe çökecek, yada genişlemeye bağlı yoğun ısı sonucunda yok olacaktır.. Big-bang maddenin ezeli olmadığının en açık delilidir ve en bilimsel delilidir.. Saygılar.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Madde ezeli değildir, ebedide değildir..Termodinamik yasaları ve big-bang maddenin sonsuza kadar gitmeyeceğinin açık delilidir.. Evren ya içe çökecek, yada genişlemeye bağlı yoğun ısı sonucunda yok olacaktır.. Big-bang maddenin ezeli olmadığının en açık delilidir ve en bilimsel delilidir..Saygılar.. Big Bang da, başlangıçta "SONSUZ YOĞUNLUKTA ENERJİ" olduğu varsayımı vardır. Yani maddenin enerji boyuyunun sonsuz yoğunluktaki hali. Maddenin ezeli olduğunun kanıtıdır. Saygılar. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Big Bang da, başlangıçta "SONSUZ YOĞUNLUKTA ENERJİ" olduğu varsayımı vardır. Yani maddenin enerji boyuyunun sonsuz yoğunluktaki hali. Maddenin ezeli olduğunun kanıtıdır. Saygılar. Bu sadece bir varsayımdır.. Oradaki sonsuz yoğunluktaki enerjinin ezelden beri var olduğuna dair hiç bir bilimsel veri yoktur.. Saygılar.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Bu sadece bir varsayımdır..Oradaki sonsuz yoğunluktaki enerjinin ezelden beri var olduğuna dair hiç bir bilimsel veri yoktur.. 1. Oradaki sonsuz yoğunluktaki enerjinin olağanüstü ve bilinçli bir güç tarafından yoktan var edildiğie ilişkin hiç bir bilimsel veri yoktur. 2. En azında bir teori var o enerjinin oraya nasıl toplandığına ilişkin: Big Cruch teorisi. Evren geriye kapanacağı ve Big Bang noktasına varacağı iddia ediliyor bu teoriye göre. Bir geriye gidiliyor ve Big Bang öncesinde de bir Big Crunc olduğu ve enerjinin o şekilde yoğunlaştığı ileri sürülüyor. Saygılar. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 18 Mart , 2007 En azında bir teori var o enerjinin oraya nasıl toplandığına ilişkin: Big Cruch teorisi.Evren geriye kapanınca aynı noktaya varacağı iddia ediliyor bu teoriye göre. Bir geriye gidiliyor ve Big Bang öncesinde de bir Big Crunc olduğu ileri sürülüyor. Evet yokluğa geri dönüş.. Dedimya madde sonsuz değildir diye.. Yukarda bende aynını yazdım, içe çökme olayı yani.. Saygılar.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Evet yokluğa geri dönüş..Dedimya madde sonsuz değildir diye.. Yukarda bende aynını yazdım, içe çökme olayı yani.. Saygılar.. Sonsuz yoğunluktaki enerji tyokluk değildir. Enerji maddenin başka bir formudur. Madde enerjiye dönüşüyor, enerji maddeye. Yoktan varolma, veya varken yokolma sözkonusu değil. Saygılar. Alıntı
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Benim anlayabildiğim kadarıyla aşama şöyle: 1- Bilim sadece ve sadece Var Olanı ortaya koyuyor. 2- Materyalizm bu verileri ele alıp yorumlayarak Bilim'in sonraki adımı nereye atabileceği hakkında görüş bildiriyor. 3- Bilim Materyalizm'in sunduğu adım savlarından olurunu alıp yasalaştırıyor yani ispatlıyor... Bu, ikisi arasındaki şey sürekli bir etkileşim halinde... 4- Bilim Felsefesi de bu ikisinin yöntemlerini ve doğruluklarını sürekli denetleyerek, ele aldıkları bilgilerin güvenilirliklerini denetleyerek bunların çığırından çıkmamalarını, yani amaçlarını aşmamalarını veyahut şöyle ifade edeyim; en basit tabiri ile Maddesel olmayan şeylerin varlığını kanıtlama çabasına girmemelerini sağlıyor. Bu üç kavram birbirleri ile içiçe ve zincirleme bir varlık gösteriyorlar. Tıpkı "Yasama, Yürütme, Yargı" gibi birbirlerini denetleyen üç güç var ortada. Sayın boşig, Son değerlendirmelerin çok güzel. Ancak yukardaki katılmadığım şey; Bilim felsefesi ile materyalist felsefeyi ayrı birer felsefeler olarak göstermen. Ayrılabilmeleri için farklı anlamlar taşıması gerek. İkiside felsefe, ikiside maddeci, ikiside maddenin hem pozitif bilimlerce hem de sosyal bilimlerce değerlendirileceğini, ayrı düşünülemeyeceğini, maddeyi anlamanın ancak bu şekilde mümkün olacağını savunmaktadır. İkiside madde dışı, ruhsal olgularla ilgilenmez ve ilkeleri gereği algılamaz/algılayamaz. Pozitif bilimlerin ilkelerine bağımlıdırlar. Bu durumda ikisi farklı birer görüş değildirler. Bilim felsefesi maddecidir. Materyalist (maddeci) felsefe de maddecidir. Doğayı aynı mantıkla tanımlarlar. İkisinin de kısa adı "felsefe"dir. Toplumu yanıltan idealist felsefe yaklaşımıdır. İdealistler, sözüm ona kendi felsefelerini (metafizik) bilimin içerisine sokma amacı ile, sanki bu iki felsefeyi ayrı imiş gibi empoze etmeye çalışmaktadırlar. Tüm bilimlerin hareket noktası maddedir, madde olmak zorundadır. Bu yüzden ayrı bilim dalları, "bilim" başlığı altında değerlendirilmelidir. Selamlar. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Bu sadece bir varsayımdır..Oradaki sonsuz yoğunluktaki enerjinin ezelden beri var olduğuna dair hiç bir bilimsel veri yoktur..(xlark tades) hayır yanlış oradaki maddenin ezelden beri var oduğu, medde vaya enerjinin yok edilememesiyle deneylenmiştir (en azından önemli bir bilimsel bir veri ışığında bu sonuç düşünülmüştür) bilimsel veri olmayan şey ise, madde veya enerjinin sonradan olduğudur, yani maddenin - enerjinin yoktan varolduğu konusunda bilimsel bir veri yoktur, ezeli olduğu konusunda belimsel bir veri vardır. kavramları ters çevirmeyiniz. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Bilimsel olarak doğrulanmış "TEORİ"??????????????????????????????. Peki hani kanıt yok. Linklere takılmadan senaryo yapmadan somut bir delil yok. Bu işin ehilleri için gereğinden fazla kanıt vardır sayın sarıgöl... Sorun, sizlerin koşullanmışlıklar ve aldatılmışlıklar içerisinde bu kanıtları "kanıt" olarak kabul etmemenizdir. Evren'i surekli açılıp kapanan bir mürekkep balığı gibi düşünüyorlar. Aç kapa,aç kapa. artema. Tamam açılıp kapanıyor'da bu açılıp kapanmada "evren" tesadüflermi rol oynuyor yoksa açan kapayan varmı. Ülkemdeki tv yayınlarının bir an önce düzeltilmeye ihtiyacı var... Baksanıza, insanımız araya reklam koymadan iki çift laf edemez hale geldi... Bu koşullanmışlıklar içinde big bang ve big crunch'ı bir musluğa benzetmenize şaşmıyorum sayın sarıgöl... Ah ah, çokca reklam izlemek yerine, biraz da astrofizik ile ilgilenseydiniz böyle olmazdı... Big bang yoktan var olma değilse yani bu işin bir öncesi birde sonrası vardı (dikkat vardı?) diyorlar denirse birde açılıyor,kapanıyor,açılıyor,kapanıyor deniyor peki bu açılır kapanmada, öncesinde, sonrasında zaman, varmı,mekan varmı yani bu kadar muhteşem olaylar oluyor aç kapa bunlar kendiliğindenmi oluşuyor "EVREN" düşünüyormu bir aklı varmı yoksa tesadüflermi rol oynuyor bu oluşumlarda falan,filan ya siz bana bakmayın işte öylesine bir senaryo "TEORİ" ürettim ama kendimde inanmıyorum. Size biraz fikir vermesi açısından bir şeyler yazayım... Bir faydası olacağını sanmıyorum ama, en azından bilimin bu konuda ne dediği hakkında bir fikriniz olur. "Zaman" konusunu size şöyle izah edeyim ; Kütleçekimi arttıkça zaman yavaşlar. Kütleçekimi sonsuza yaklaştığında ise zaman durur. Big bang 'den hemen önce kütleçekim etkisi sonsuz olduğundan, bu esnada zaman kavramı yoktur. Big Bang'den sonra ise zaman işlemeye başlamıştır. Zaman görelidir sayın sarıgöl... Şu an bizim için işleyen zaman süreci, bir başka yerde bir başka referans noktası için aynı olmayabilir. Örneğin big bang anındaki "zamansızlık" şu an için karadeliklerin tekillik noktası için de geçerlidir. Bugün herhangi bir karadeliğin tekillik noktasında da zaman kavramı yoktur; çünkü burada da kütleçekimi sonsuzdur. O yüzden siz "zaman" kavramına pek takılmayın.... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Sayın Bilimselci, öncelikle ikisini birbirinden ayrı göstermek istemediğimi bilmenizi isterim. Zaten yazıda özellikle vurguladum ki; "Bilimsel bir süreçte "Bilim" "Materyalist Felsefe" ve "Bilim Felsefesi" zincirleme bir ilişki içersindedirler ve ayrılamazlar. Buna dair bir yazı hazırlıyordum aslında... Ancak yukardaki katılmadığım şey;Bilim felsefesi ile materyalist felsefeyi ayrı birer felsefeler olarak göstermen. Ayrılabilmeleri için farklı anlamlar taşıması gerek. İkiside felsefe, ikiside maddeci, ikiside maddenin hem pozitif bilimlerce hem de sosyal bilimlerce değerlendirileceğini, ayrı düşünülemeyeceğini, maddeyi anlamanın ancak bu şekilde mümkün olacağını savunmaktadır. İkiside madde dışı, ruhsal olgularla ilgilenmez ve ilkeleri gereği algılamaz/algılayamaz. Pozitif bilimlerin ilkelerine bağımlıdırlar. Bu açıdan aksini söylemiyorum. Bu üç nüve birbirlerini denetlerler. Kopamazlar. Neyse ayrı bir yazı yazmak yerine burada kısaca belirteyim: Benim ayrı olarak ele almamın nedeni; -Materyalizm'in "Bilim"in atacağı adımları irdelemesi açısından, -Bilim Felsefesinin'de "Bilim"in yöntemlerini incelemesi açısındandı... Yoksa temel olarak bunlar birbirlerini beslerler, buna bir şey demiyorum. Mesela şöyle söyleyeyim; Yeni bir konu açıldı mesela "Duaların Gücü" adında... Mesela orayı takip ederseniz diyor ki: "Kendileri için dua edildiğini bilen kimseler." Yani "Dua" soyut bir kavram ve pozitif maddesel bir kavram olmadığı için Materyalist Felsefe böyle bir şeyin etkisinin araştırılabilmesi için kişilerin "Haberdar Edilmesi" sürecini öngörmüştür ve psikolojik olarak ele almıştır. Yani kişiler kendileri için dua edildiğinden haberdar edilmişler ve buna göre moralleri ve durumları incelenmiş, iyileşmeler takip edilmiştir. Çünkü Materyalist görüşte "Dua" diye bir kavram zaten var olmadığı ve incelenemediği için ispat Maddesel olan yöne kaydırılmıştır ve Psikoloji Bilimine aksettirilmiştir, bu Bilim Dalının ele alması uygun görülmüştür. Yani Materyalist Felsefe bir yön/yol/adım tayin etmiş, Bilim'de o açıdan araştırmasını sürdürmüştür. Yine konuda bir süreçten bahsediliyor: 10 yılda 1802 hastanın takip edildiği söyleniyor. Bu da Süreç açısından araştırma için değişkenlerin, yöntemlerin, zamanın, deneklerin, ortamın uygunluğunun belirlenmesi açısından "Bilim Felsefesi"nin yönlendirmesi ile olmuştur. Aslında bunları o konuda daha ayrıntılı yazacaktım. Çünkü o deney Psikolojide kullanılan önemli bir deneydir. Ve aşağıda özellikle kırmızıladığım alıntınız açısından İstismar edilen bir deneydir. Oysa o deneyleri yapan Bilim Dalı (Psikoloji) ve Bilim'i yönlendiren temel Felsefeler irdelendiğinde, aslında gerçek amacın neyi ispatlamak olduğu ortaya çıkıyor. Bu durumda ikisi farklı birer görüş değildirler. Bilim felsefesi maddecidir. Materyalist (maddeci) felsefe de maddecidir. Doğayı aynı mantıkla tanımlarlar. İkisinin de kısa adı "felsefe"dir. İkisinin de apayrı, birbirinden kopuk yaşayabilen Felsefeler olduklarını söylemiyorum Sayın Bilimselci. Aksine; Bilim, Materyalist Felsefe ve Bilim Felsefesi bir sehpanın üç ayağıdır. Biri olmazsa masa ayakta duramaz. Ancak; Materyalist Feslefe aynı zamanda Bilim'in atacağı adımları da irdelerken, Bilim Felsefesi'de aynı zamanda Bilim'in yöntemlerini ve kullanılan yöntemin/materyallerin araştırma konusuna olan uygunluğunu irdeler. Bu açıdan Nesnel bir araştırma için birbirlerini denetleyerek sağlam ve güvenilir bir sonuç ortaya koyarlar. Toplumu yanıltan idealist felsefe yaklaşımıdır. İdealistler, sözüm ona kendi felsefelerini (metafizik) bilimin içerisine sokma amacı ile, sanki bu iki felsefeyi ayrı imiş gibi empoze etmeye çalışmaktadırlar. Tüm bilimlerin hareket noktası maddedir, madde olmak zorundadır. Bu yüzden ayrı bilim dalları, "bilim" başlığı altında değerlendirilmelidir. Ben her zaman söylüyorum, İnanç bir duygudur... Ve İnanca bağlı hiç bir kavram, Bilim ile ispat edilemez... Bilim inançtan tamamen bağımsız olmalıdır. Beni kastetmediğinizi biliyorum ancak yine de söylemek istiyorum; Materyalizm, Bilim Felsefesi ve Bilim birbirinden ayrılmaz bir bütünlük sergiler. Metafizik Felsefe, daha en baştan Fizik Unsurları "İdea"dan sonra gördüğü için Bilim'i araç olarak bile kullanamaz bence, bırakın ki birde Bilim'i kendisine dayanak noktası yapsın!!! İdea'yı ispat edemez Bilim ile... Yani kısaca Materyalist Felsefe ile Bilim Felsefesinin "Hareket Noktasının" ve "Dayanak Noktasının" farklı olduğunu kesinlikle söylemiyorum. İkisi de dediğiniz şeylerden hareket ederler. Maddeden hareket ederler. Ancak Bilim'e olan katkıları farklılık ve ancak birbirlerine bağımlılık gösterir diye düşünüyorum. "Zaman" konusunu size şöyle izah edeyim ; Kütleçekimi arttıkça zaman yavaşlar. Kütleçekimi sonsuza yaklaştığında ise zaman durur. Big bang 'den hemen önce kütleçekim etkisi sonsuz olduğundan, bu esnada zaman kavramı yoktur. Big Bang'den sonra ise zaman işlemeye başlamıştır. Zaman görelidir sayın sarıgöl... Şu an bizim için işleyen zaman süreci, bir başka yerde bir başka referans noktası için aynı olmayabilir. Örneğin big bang anındaki "zamansızlık" şu an için karadeliklerin tekillik noktası için de geçerlidir. Bugün herhangi bir karadeliğin tekillik noktasında da zaman kavramı yoktur; çünkü burada da kütleçekimi sonsuzdur. O yüzden siz "zaman" kavramına pek takılmayın... Sayın Yam_yam; Aslında bu "Zaman" konusunu daha anlaşılır bir şekilde, uygun bölğme ayrı bir konu açarak ve basite indirgeyerek açıklarsanız ben çok sevinirim. Çünkü çok meraklıyım ben bu "Zaman" konusuna ancak hep araya formüller giriyor ve beni deli ediyor Sadece Sosyal Bilimlerle ilgilenmek, bazen böyle yetersizlikler doğurabiliyor ne yazık ki Saygılarımla... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Sayın Yam_yam;Aslında bu "Zaman" konusunu daha anlaşılır bir şekilde, uygun bölğme ayrı bir konu açarak ve basite indirgeyerek açıklarsanız ben çok sevinirim. Çünkü çok meraklıyım ben bu "Zaman" konusuna ancak hep araya formüller giriyor ve beni deli ediyor Sadece Sosyal Bilimlerle ilgilenmek, bazen böyle yetersizlikler doğurabiliyor ne yazık ki Saygılarımla...[/b][/font][/size] Bu isteğinizi en kısa sürede yerine getirip, bilim bölümü içerisinde bir başlık açacağım sayın boşig... Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Sonsuz yoğunluktaki enerji tyokluk değildir.Enerji maddenin başka bir formudur. Madde enerjiye dönüşüyor, enerji maddeye. Yoktan varolma, veya varken yokolma sözkonusu değil. Saygılar. Oradaki o andaki o çok yoğun maddenin ezeli olduğu sadece bir inanç mı.. Yada bana bir kanıt bir delil göstersene.. Teorik bir kanıt göstereceksende, o teoriyi destekleyen bilimsel dayanımlar nelerdir.. Madde yok edilemez diye savunma olmaz.. Madde geriye doğru gittiğimizde, big-bang öncesindeki enerji haline gideriz.. O enerjinin sonsuzdan beri var olup olmadını nereden biliyorsun.. Saygılar.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Oradaki o andaki o çok yoğun maddenin ezeli olduğu sadece bir inanç mı..Yada bana bir kanıt bir delil göstersene.. Teorik bir kanıt göstereceksende, o teoriyi destekleyen bilimsel dayanımlar nelerdir.. Madde yok edilemez diye savunma olmaz.. Madde geriye doğru gittiğimizde, big-bang öncesindeki enerji haline gideriz.. O enerjinin sonsuzdan beri var olup olmadını nereden biliyorsun.. Sonsuz yoğunluktaki enerjinin yoktan var edildiği inanç. Benim söylediğim şey inanç değil. Bilimsel Teori. O Enerji sonsuzdan beri orda değildi, Big Crunch Teorisine göre. O enerji o noktaya gelmeden önce başka bir evren vardı. O evren Çöktü ve sonsuz yoğunluğa ulaşuıncaya kadar içine kapandı. Sonra yine patladı ve açıldı. Böyle diyor Big Crunch Teorisi. Sonsuz yoğunluktaki enerjinin o noktaya "nasıl geldiğini açıklayan şey" is Big Crunch Teorisi. Şimdi evren büzülüm geri kapanacaksa, ve sıfır noktasına varacaksa, yani sonsuz yoğunluktaki enerji konumuna gelecekse, yani yeni bir Big Bang noktası oluşturacaksa, bu demektir ki, Big Crunch Teorisi Bing Bang öncesinde o enerjinin nasıl oluştuğunu açıklayan bir teoridir aynı zamanda. İnanç değil yani. Big Bang'a ve Big Crunch teorileri senin için ne kadar makbul? Teorilerde neyi nereye kadar kabul ediyorsun ? Yarısını alıp yarısını red mi ediyorsun? Saygılar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 ezeli bir hareket etttiricisininde, bir hareket ettiricisi olması muhakkaktır, bu mantık sonsuza kadar gider sınır koyarsak oyun bozanlık yapmış oluruz, kafamıza göre argümanı sınırlamış oluruz. bir hareket ettiriciye gidelimde isterse sonsuz zaman alsın. ( nihayetinde varacagı yer ''Mutlak akıl '' )... asıl oyun bozanlık, işin kolayına kaçıp şuursuzun ''ezeli'' addedilmesi. Tanrı'yı düşünmek sonsuz zaman alabilir, ama deger. ( ne saçma oldu degil mi? sonsuz zaman)( zamanda sonlu) neyse O'nun dışında kalan her şey potansiyel sonludur. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Big Bang'a ve Big Crunch teorileri senin için ne kadar makbul?Teorilerde neyi nereye kadar kabul ediyorsun ? Yarısını alıp yarısını red mi ediyorsun? Öncelikle "Big Crunch" teorisi hangi mantığa göre, tekrar big-bang'ı tetikliyor anlamış değilim.. Plastik top misali, zıplayacağını yada büzülüp takrar şiddetle patlayacağını mı sanıyorsun.. Buna delilin nedir.. Teorileregelince.. Akılcı teorilere her zamntarafımdır.. İdeolojik zorlama teorilere karşıyım.. Saygılar... Alıntı
Φ 16yıldız Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 O enerji o noktaya gelmeden önce başka bir evren vardı. O evren Çöktü ve sonsuz yoğunluğa ulaşuıncaya kadar içine kapandı. Sonra yine patladı ve açıldı.Böyle diyor Big Crunch Teorisi. Sonsuz yoğunluktaki enerjinin o noktaya "nasıl geldiğini açıklayan şey" is Big Crunch Teorisi. Şimdi evren büzülüm geri kapanacaksa, ve sıfır noktasına varacaksa, yani sonsuz yoğunluktaki enerji konumuna gelecekse, yani yeni bir Big Bang noktası oluşturacaksa, bu demektir ki, Big Crunch Teorisi Bing Bang öncesinde o enerjinin nasıl oluştuğunu açıklayan bir teoridir aynı zamanda. Buraya kadar tamam da ; Önce Big Bang mi yoksa Big Crunch mı vuku buldu ? Tavuk Yumurta misali. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.