Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2009 Yazar Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2009 Kroki yiyen suikastçı Yerseniz artık. Ağzında lokma varken suikast yapılmaz... Suikast krokisi subayın ağzında. Albay krokiyi çiğnerken basıldı. Binbaşı krokiyi yutmaya çalıştı. Isırırken kroki koptu. Krokiyi boğazından çıkardılar. Suikastçı krokiyi yedi. * Yersen... * “Valla biz vurduk” demelerine rağmen, şakır şakır asker vuranların PKK’lı olduğuna inanmıyorlar, suikastla suçlanan yarbaylar onuruna yediremeyip kendi kafasına sıkıyor... Bunlar hâlâ mahalleden geçen subayların peşinde. * Bakın, neymiş o suikastçının adı? E.Y.B. Olsa olsa, Embesil Yani Bu’nun kısaltılmış hali herhalde! * Çünkü, sanırsın, Mısır piramitlerinin gizemli dehlizlerinde yaşıyor Bülent Arınç, nerde oturduğu bilinmiyor... Halbuki, o mahalleye her gün önünde arkasında vaiyynn diye bağıran eskortlar, korumalarla geliyor, kapısının önünde de polis kulübesi var, anaokulundaki çocuğa sor, aha şurası diye göstersin... Ama bizim albay suikastçı, elinde krokiyle adres arıyor iyi mi! * (Kestane ağacına sırtını ver, 20 adım yürü, pastane var orda, dön ordan, ver sırtını pastaneye, 20 adım yürü, kestane ağacı göreceksin, arkasına sotalan filan.) * Üstelik, manifaturacıda Kalaşnikof var, sokağı tarıyor; bu arkadaş albay olmuş, suikast yapacak, tabancası bile yok. * Şöyle bi diyalog mesela... - Kimi vurcaz komtanım? - Arınç’ı. - O kim? * Reflü olduk gari, her Allah’ın günü gazete mutfaklarına kurulan darbe marbe ziyafetlerini kimse yemiyor... N’aapsınlar, tatlı niyetine, mahalleden geçen subayları “Kroki yiyen suikastçı” diye servis etmeye başladılar... Yerseniz artık. YILMAZ ÖZDİL HÜRRİYET Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2010 Ewan 22 yaşına o sene basmıştı, kendinden emin çok zeki ve çok çekici bir genç adam olmanın asaletini taşıyordu. 10 gün sonra Kore'deki bir savaşa katılmak üzere İngiltere'den ayrılacaktı, hiçbir şeyden korkmuyordu ama duygusallığı nedeniyle, ülkesinden ayrılma fikri zor geliyordu ona. Ağır adımlarla büyük kütüphaneden içeriye girdi, bir kitap alıp oturdu ve okumaya koyuldu. Gerçekten de çok güzel temalara değinmiş etkileyici bir kitaptı elindeki, ama daha da güzel olanı kitabı daha önce başkasının da okumuş ve bazı yerlere notlar almış olmasıydı. Okuyanın notlar aldığı bölümler Ewan'i da derinden etkiliyor, notları okudukça sarsılıyordu. Kim olabilirdi bu? Hemen kütüphane memuresine gitti ve daha önce kitabı okuyan kişinin kim olduğunu öğrendi. Holly adında bir kadındı, adresini aldı ve eve varır varmaz bir mektup yazdı: 'Büyük Kütüphanede bir kitap okudum. Eklediğiniz notlar karşısında hayranlık duyduğumu belirtmeliyim. 10 gün sonra Kore'ye gidiyorum, sizi tanımak ve sizinle mektuplaşmak istiyorum. Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.' Holly'den olumlu cevap geldi ve mektuplar ardı arkasına yazılmaya başlandı. Her yeni mektupta birbirlerinden biraz daha etkileniyor, yüreklerini birbirlerine biraz daha açıyorlardı. 2 sene bu şekilde geçip gitti. Ewan ve Holly birbirlerine belki binlerce mektup yazmış, her mektuptan ayrı tatlar almışlardı. Ewan'ın ülkeye geri dönme zamanı gelmişti, son mektubunda Holly'i görmek istediğini yazdı. 'Ancak seni tanıyabilmem için bana bir resmini gönder lütfen' diye ekledi. Holly buluşmayı kabul etti fakat resmi göndermedi. 'Resmin ne önemi var ki? Bizi ilgilendiren kalplerimiz değil mi? Yakama kırmızı bir çiçek takacağım.' dedi. Günler birbirini kovaladı ve Ewan ülkeye döndü. Trenden indiği ilk anda gözleri Holly'i aradı. Bir müddet bakındı, sonra kalabalığın arasından şimdiye dek gördüğü en güzel kadın belirdi. Uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteşem bir kadındı. Kadına doğru bir adım attı, ama yakasında hiç bir şey yoktu. Kadın gözlerine baktı ve 'Merhaba denizci, benimle gelmek ister misin?' diye sordu. Tam o sırada güzel kadının omzunun üzerinden, yakasında kırmızı çiçek olan kadını gördü. Kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösüsü ve kalın bilekleriyle öylece duruyordu. Ewan şaşkındı, az önce hayatında gördüğü en güzel kadından bir teklif almıştı ancak karşısında da yüreğine aşık olduğu kadın duruyordu. Kendini toparladı ve yanından geçen dünyalar güzeli kadına aldırmadan ilerledi. Elinde Holly'le birbirlerini tanımalarını sağlayan kitap vardı. Elini uzattı, 'Merhaba Holly' dedi gözlerinin içi gülerek. 'Pardon' dedi kadın. 'Ben Holly değilim. Az önce buradan geçen sarı saçlı mavi elbiseli bayan yakama bu çiçeği taktı ve bunun hayatının sınavı olduğunu söyledi. Sizi garın çıkışındaki cafe'de bekliyormuş...' Hayata Değer Bir Yaşam, Sevmeye Değer Bir Aşk, Dostluğa Değer Bir Arkadaşlıktan Asla Vazgeçme..!! Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2010 Insanlarin çogu kaybetmekten korktugu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layik görmedigi için. Düsünmekten korkuyor, sorumluluk getirecegi için. Konusmaktan korkuyor, elestirilmekten korktugu için. Duygularini ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktugu için. Yaslanmaktan korkuyor, gençliginin kiymetini bilmedigi için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birsey vermedigi için. Ve ölmekten korkuyor aslinda yasamayi bilmedigi için. W.SHAKESPEARE “Makul kişiler kendilerini dünyaya uyarlarlar; makul olmayanlar ise dünyayı kendilerine uyarlamakta ısrar ederler. Bu nedenle tüm ilerlemeler, makul olmayanlar sayesinde gerçekleşir.” G. Bernard Shaw “İnsanoğlu savaşa son vermelidir. Yoksa savaş insanoğluna son verecektir.” John F.Kennedy “Dünyanın en yoksul insanı, paradan başka hiçbir şeyi olmayandır.” Schopenhauer “Derinlemesine hasta bir topluma uyum sağlamak bir sağlık ölçütü değildir.” Krishnamurti "Zekanın sınırı vardır, aptallığın sınırı yoktur." Albert Einstein "Akıl yeryüzünden kalksa bile, hiç kimse akılsız olduğuna inanmaz." Sadi “İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.” Montaigne "Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz eleştirin, basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin." T. Nelson “Köpeğe atılan bir kemik yardımseverlik değildir. Yardımseverlik, en az köpek kadar aç olduğunda etini onunla paylaşmaktır.” Jack London “Dünya kötülük yapanlar nedeniyle değil, seyredip de hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yer.” Albert EİNSTEİN “Ezenlerin elindeki en güçlü silah, ezilenlerin aklıdır.” Steven BIKO Gerçek nedir? Gerçek benim! Michel de Montaigne Bir insanın özgürlüğü, kendine karşı yapılanlara takındığı tavırda gizlidir. Jean Paul Sartre Dünya düşünenler için bir komedi, hissedenler için bir trajedidir. HORACE Karısı güzel olan adam mutlu olur. Güzel olmayan ise filozof. SOKRATES Hayatta işlediğimiz hataların çoğu; düşünmek gerektiği yerde hislerimizle, hissetmek gerektiği yerde düşüncelerimizle, hareket etmemizden kaynaklanır. Anonim Benim en iyi bildiğim şey, hiçbirşey bilmediğimdir. Sokrates Universitaeten sind schöne Misthaufen, auf dem gelegentlich einmal eine edle Pflanze gedeiht. Albert Einstein Her lafa verecek bir cevabım var, lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Mevlana Celaleddin-i Rumi I'd rather be hated for who I am, than loved for who I am not. Kurt Cobain The great enemy of the truth is very often not the lie: deliberate, continued, and dishonest; but the myth: persistent, persuasive, and unrealistic. J.F.Kennedy Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir.Bunu herkes yapar.Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir;akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur. W.Bolith “İnsanların dünyasının değersizleşmesi, nesnelerin dünyasının değer kazanması ile orantılı olarak artar.” Karl Marks Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2011 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2011 "5 yaşındaki Trabzonlu bır çocuğun dolmuşta annesıne dedigi gibidir belki de hayat ; hem vuruysin hem ağlama diysin..." )))) 1 Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2013 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2013 .. holographic romance.. hologram: Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2013 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2013 brahman;bireysel ruh..olarak anlaşılabilir..belki..Cenab-ı Allah'ın..Vâcib ve..Teala oluşu ile..kâinatın biran'da ortaya çıkışı gibi..bu arada..yaşam ve hayat..kavramlarını..eşanlamlı olarak kullanmayınız..farklı iki boyutun..ifadeleridir onlar..bir anlamda..görünen ve görünemeyen..iç içe iki boyut.. .. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2013 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2013 .. @@servetkklt gel sen.. bu kafayla bana mürid ol çocum.. bak ne acip-garip dahi işler yaparıh.. crass action.. he mi.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.