Φ suheda Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Gel sen yoksun bütün sokaklarına kar yağıyor ömrümün nefesim üşüyen bir gelincik ayazı bütün geceler aysız durmadan bir ezgi savruluyor dudaklarında gecelerin hüznün uzayan saçlarında kimsesizliğim kanıyor yağmalanmıs bir ömrün ortasından sızarak yaralı gölümün ırmaklarına doluyor gel her gece bır deprem oluyor ey çağlayan bir suda yittirdiğim menekşe gözlü kız seslen bana nerdesin, hangi uzak şehirdesin bir rüzgÃ?¢rın kanatlarına vursam duyulur mu sesim gel erişilmez uçurum diplerinde kaldı özleyişler yaralı ceylanlar sekiyor bakışlarımda tomurcuklar öksüz, serçeler dilsiz her durakta boynu bükük bir çocuk üşüyor ve ben bu yağmurlar dolusu yalnızlığımla bütün bulutlardan sana koşuyorum gel yürekler boş, bakışlar anlamıyor beni her akşam vakti, el ayak sesleri çekilirken caddelerden vurup yüreğimi narlı sevdalara yıldızlara ağladığımı kimse bilmiyor kimse bilmiyor, her gece dudağımda bir şiirin kanadığını ey yavru bir kuş gibi düşlerimin arasından uçup giden uçarı kız yaşım on beş idi, yüz oldu, binyüz oldu yaşlandım yaşamadan aşkı ve baharı farkında değilim şimdi, geçen günlerin değişen mevsimlerin yağan karlar altında kaldı kalbim gel geçmiş bahar sokaklarına çıkar beni bahçesi tarumar bir çiçeğin kirpiğindeyim bir kar çölünün ortasında bir insan mahşerinin içinde yapayalnız her bakışta bir hüzün, her hüzünde bir bakış kanamada bir sonsuz rüzgar başladı gittiğin yerde gel gel bahar sokaklarına çıkar beni yıldızları sömüş bir gecenin sayfalarında ışıksızım özlemler damıtıyorum durmadan karanlığın yapraklarına kalbimin üstüne üstüne yağıyor kar, göçüp gitti kuşlar çoktan ve ben bölüp iklimlere o sevda tılsımı türküleri işleyip alnımın çizgilerine tel tel kalbimi sana rehin tutuyorum gel hasret ki yolları kanamalı ağır bir hüzündür geçip giden günlerin terkisinde rüzgÃ?¢r koyaklarını yitirdi, sözcükler büyüsünü her mısrada çığlık çığlık yüreğim gel ömrümün bütün sokaklarına kar yağıyor şimdi alıntı Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Sevgili Diloş hakkımda ki güzel düşüncelerin için çok teşekkürler. Aynı sıcaklığı bende sende buluyorum arkadaşım,hislerimiz karşılıklı Sevgiyle kal KÜÇÜK MUTLULUKLAR Küçük derelerdir büyük nehirleri oluşturan Küçük mutluluklar, küçük, küçücük derelerdir Büyük nehri ararken üzerinden atladığın Arkana dönüp de bakmadığın Küçük mutluluklar Çıtır çıtır Kızılay simitidir, çayın yanında Aniden radyoda karşına çıkan şarkı Kar yağınca tatil olan okul Başarılı bir rejimin birinci günü Sokakta sevebildiğin kedi Yürüyen güvercinin kafası Tenekedeki fesleğen Kurumuş çamaşırlar, bir kış ikindisi Geri gelen elektrik Babanın hikayeleri Annenin yemeği Tamir ettiğin alet Yeşil t-shirtün, yatarken giydiğin Bir dostun başarısı, neler çektiğini bildiğin Elini sımsıkı tutan minik el Dudağında ıslık yürüdüğün yol Birden çıktığın yolculuk Sana açılan kapılar Sana kapıyı açanlar Hoş gelenler Hoş buldukların Yalnız kalabilmek - dilediğinde Kavuşabilmek - özlediğinde . . . (Gerisini ve milyonlarca satırı boş bırakıyorum; kendi küçük mutluluklarını yazman, bundan da küçücük bir mutluluk duyman dileğiyle...) Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 canım sarmaşığım..biricik müttefikim ve sevgili Ra_dya..çok teşekkür ederim güzel ve anlamlı şiirleriniz için.. ve..evet Ra_dya daha sık görüşelim canım.. mutluluk üzerine yazdıkların çok ama çok güzel teşekkürler arkadaşım.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Aşk sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler nicedir bir pencereden deniz güzel değil nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden sen gel de... bizi yeni vakitlere çıkar İlhan Berk Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Dıloşum..seni çok seviyorum SAKLA YAMALARINI KALBİM ne gül ne yarın! gül, küle karılmış günlerin tortusunda yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda sakla yamalarını kalbim... insanlar büyüdükçe günler kısalırlar günlerimiz gibi aşklarımız da yittikleri duraklarda kalırlar sakla yamalarını kalbim... kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla yürü, arkana bakma, ama umursa bazen anılara en çok yakışan elbise birkaç damla gözyaşıdır unutma... Yılmaz Odabaşı Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Aşk sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler nicedir bir pencereden deniz güzel değil nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden sen gel de... bizi yeni vakitlere çıkar İlhan Berk Dıloşum..seni çok seviyorum SAKLA YAMALARINI KALBİM ne gül ne yarın! gül, küle karılmış günlerin tortusunda yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda sakla yamalarını kalbim... insanlar büyüdükçe günler kısalırlar günlerimiz gibi aşklarımız da yittikleri duraklarda kalırlar sakla yamalarını kalbim... kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla yürü, arkana bakma, ama umursa bazen anılara en çok yakışan elbise birkaç damla gözyaşıdır unutma... Yılmaz Odabaşı vazgeçilmezlerim benim.. öyle çok seviyorum ki sizi.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 26 Nisan , 2007 Ben daha çok seviyorum bikerem Nadasa bıraktığım aşklar Hasatta gelin olacak düşlerimdir… Yağmur yorgunu bakışlarda Ürperimsi dokunuşlarla gelen Sevda öykünmelerime inat Aşklarımı nadasa bıraktım… Havalanmalı gönlüm Güneşi fark etmeli çiyi özlemeli Savrulmalı rüzgarla Polen olmalı eceye adak Kış geçmeli üzerimden Kaplanmalı gelinlikle her yanım Düş görmeliyim yeni sürgünlere Belki de şaraba çanak Toprak testilerde deme durarak Bahara kaçmalı gönül Yıllar argın ben hala sargın olsam da Usumda sular durulmuş sevda akislerinde… Uğul uğul haykırımlar sarıyor zirveyi Dönemeçlerinde hep iştahlı sevişmeler Rüzgar akıyor sözüllerimden Gök uzantısı gözlerine Sevinç dağıtımlarım sürmekte Hüzün damla damla eriyor yüreğimde Köz üzeri kül sarmasına dönük Yürek nilüferlerinde çırpınıyor duyumsamalarım Burçak tarlasında sarı çiçek olma beklentisinde Rüzgara asi yağmura duyumsuz Kara çırılçıplak meydan okunacak Ve kuzuladığında bahar çığlıkları Muhacir aşklara açılmış ilikler İnci tanesi gözyaşı düğmelerine kavuşacak Alıntı
Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 KADIN ŞAİRLER AŞKTAN BAHSETTİKLERİ ZAMAN Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Mangalın küle mahcubiyeti artar Divitlerin ucu eğrilir akıtmaya başlar hokkalar Ayırır denizin kibrini bin parçaya ünlü keman Donup kalır kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Kefesi kibrit çöpü hissiyle ağdırılan terazi Duyulur arş-ı âlâda ipsiz birinin çürümüş tahta perdelere Attığı yumruk tangır tungur Kala kalır açık kalır tentürdiyot şişesinin kapağı Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman İşitmek istemezsin çığlık istemezsin ah ü enîn Nedir bu dersin ciyak ciyak Sırası mıydı şu öğle vakti. Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Kilidiyle kırk yıldır nikâh altında kalan defter yanar Kilit kalır nikel kilit alevlerin büktüğü nikel kilit Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Akvaryuma dalıp gitmek sırası bir türlü bize gelmez Biblonun boyasındaki çatlağı fark ederiz Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Bir bahane uydurup baklacılar konserine gitmeyiz.. İsmet ÖZEL.. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Bugün; Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama Yarım saat erkene kurulsun saatin Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin.. Penceri aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart Çek kızarmış ekmek kokusunu içine Bak güzelim kahvaltının keyfine.. Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle... Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de. Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık. Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa. Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak. Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al.. Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok darda iken kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı? Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi? Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara. Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor.. Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak.. Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.. Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun.. Saklama tabakları, bardakları misafire Sizden ala misafir mi var bu dünyada Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının.. Gece evinde, dostların olsun Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun... Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun? Ama en önce ve illaki sağlık olsun! Kucak dolusu sevgiler Diloşuma .... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Diloşum... burdamısın? Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Ben daha çok seviyorum bikerem Nadasa bıraktığım aşklar Hasatta gelin olacak düşlerimdir… ... demek sen daha çok seviyorsun...kanıtla bakalım.. şiir muhteşemdi yine..hele girişteki şu iki mısra.. KADIN ŞAİRLER AŞKTANBAHSETTİKLERİ ZAMAN Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Mangalın küle mahcubiyeti artar ........... Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Bir bahane uydurup baklacılar konserine gitmeyiz.. İsmet ÖZEL.. bu durumda arkadaşım..baklacılar konseri size hayal.. şiir çok güzel teşekkür ederim.. Bugün; Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama Yarım saat erkene kurulsun saatin ... Kucak dolusu sevgiler Diloşuma .... redblack..sen ne tatlı şeysin ya.. gerçekten...ne güzel bir şiirimsi bu böyle.. tazeliyor insanı..çok sevdim..seni de öyle.. benden de sana kucak dolusu sevgiler tatlım benim.. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Yaşadığımı işitmek istiyorum Bir ses uzaktan yakından ya da içimden Düşen yaprak örneğin Kağıt hışırtısı olsun Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı Bir inilti derinden Damlayan su Bir elektrik düğmesi çıt diye Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ses Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı görmek istiyorum Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden Sesindeki pırıltıya Gözündeki ışıltıya benzer Bir kibrit çakımı Bir yanıp sönse yeter Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak Ya da gün batımı pembesi dudak Bir yıldırım hızında çizilsin Bir şimşekçe yazılsın karanlığım Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen Bir yıldız parlayıp sönen Dişlerinin aydınlığını İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ışık Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı duymak istiyorum Bir ısı uzaktan yakından ya da içimden Tenine ilk dokunduğum zamanki Elini ilk tuttuğum Yüreğimi kanatlandıran o titreşim Kanı geçiyor kanıma sandığım Öyle bir değdin ki varla yok arası Ve yanarken ateşten ellerim Yatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlik Ve sevgiyi sende bulduğum ilk O ılıklığa değinmek yerine Uzak düşlerde olsa da yeter İçindeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir değini Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı koklamak istiyorum Bir koku uzaktan yakından ya da kendimden Kulak memelerinde şebboy Saçlarında o koku Ki öptükçe öpüldükçe büyüyen Her yel estikçe getirir düşlerime Koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi Bir yel esmiş mi esmemiş mi Bir kıpı dal oynasa Bir yaprak kıpırdasa Duyulur duyulmaz olsa da İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir koku Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Yaşadığımı tatmak istiyorum Bir tat ki uzaktan yakından ya da kendimden Ağzımda dilimde damağımda Bir buruksu mutluluk sandığım Salt benim diye aldandığım Kendi yalanlarıma kandığım Arttı yaşadıkça duyduğum acı Yitirmemek için o acıyı çoğaltırım İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir tat Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde, Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını, Dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak; Yeni insanlarla `tanışmalı, yeni keşifler yapacak.... Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli! Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir, Kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı. Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri; Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; Gördüğünü hissedebilmeli! Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce, Değerli olabilmeli hayat! İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için! Başkasının yerine koyabilmeli kendini; Ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli! Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli! Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz kalarak! Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden, Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine... Güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını... Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; Öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın! Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği; Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu Olmayı beklememeli! Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; Bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı! Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç Çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, Neşesizdir kahkahaların; Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların... Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için... Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli! Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere... Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için! Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak! Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi; Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin; Zaman bulabilsin; Bir teşekkür, bir elveda için... Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten; Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan! Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi... Zamanın ninnisiyle, uykuda geçirmemeli hayatı...! can dündar umarım tarzımı beğenirsin sevgili diloş Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 hakkında hiç yanılmamışım egzorsist.. tarzını da çok sevdim..şiirlerini de.. güzel bir kazanımsın benim için..mutluyum bu sebepten.. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 bu sözlerin beni onure etti sevgili diloş bende en az senin kadar mutluyum şimdi Alıntı
Φ KesKiNkAleM Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gözlerimiz Gözlerimiz şeffaf temiz damlalardır. Her damlada demire can veren dehamızın bir küçücük zerresi vardır.. Şeffaf temiz damlalarıyla gözlerimiz bir umman içinde o kadar birleşti ki, kaynıyan suda buzu nasıl eritirsiniz, işte biz de birbirimizde öyle kaybolduk. Yükseldi gözlerimizin şaheseri demire can veren dehayı bulduk. Şeffaf temiz damlalarıyla gözlerimiz, bir umman içinde birleşmeseydi eğer, her zerre dağılsaydı başka bir yere, dinamolarla türbinleri çiftleştirerek, çelik dağları suda kof bir kelek gibi döndüremezdik.. Ve gözlerimizi yakan gecenin ateşini şamasız kibrit gibi söndüremezdik.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Dilooooooooş Ne haber, bir şarkı var dilimde de dolandı birden şöyle ki yar saçların lüle lüle yar benziyor beyaz güle o gül benim hayatımdır ölürümde vermem ele Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 Dilooooooooş Ne haber, bir şarkı var dilimde de dolandı birden şöyle ki yar saçların lüle lüle yar benziyor beyaz güle o gül benim hayatımdır ölürümde vermem ele Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Kız bütün gece güldüm kendi kendime yoksa ben delümüyüm? Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 sağ kolum ahum,defterime yazarak beni şereflendirdik gerçekten...bende iade-i ziyarette bulanıyım dediydim...zaten aristokraside bunu gerektirir... benim çekirdek kadar küçük dünyama ilk önce muşmula olarak girdin sonra ahududu oldun en sonundada kendini sağ kolum yapmayı becerdin..efferim gıı.. bu büyük sorumluluğu en başarılı şekilde yerine getireceğinden hiç şüphem yoktur... der ve aşağıdaki şiiri zat-ı'na armağan ederim...kendine iyi bak...sen bize lazımsın... Yılların ağırlığını birden atabilsem Hafifleyebilsem kolayca keşke Bir minik çocuğun uçurtması olsam. Rüzgar çıtalarımı kırarmı,direklerin tellerine takılırmıyım, Yaramaz bir çocuğun sapanından çıkan taş Yüreğime saplanır mı demeden. Uçabilsem keşke... Sağnak yağmurda gökyüzüne bakarak yürüyebilsem, Çimenlerin üzerinde çıplak ayakla koşabilsem, Karın yağdığı ilk gün çocuklar gibi neşelenebilsem, Çarparken sokak lambasına kar tanelerini Sıcak odamın penceresinden Naftalin kokulu anılarımla izleyebilsem. Ve...Buğulu camlara resim yapabilsem hala Yüklemezdim yılların ağırlığını fersiz gözlerime Yine bir gün daha devrilecek Bugünün ağırlığı da eklenecek hamal yüreğime Ve biten günün gün batımının hüznünü yaşayacağım yine Bazen çok uzaklara dalıp gideceğim Bazen yanı başımda bulacağım düşlerimi Karanlık sokaklarda yürürken, adımlarımı sayacağım... Nazire Balcılar Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 selam sevgili diloş günün güzel geçiyordur umarım Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Canım buralardamısın... Bugün bende çiçek verem sana... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Kız bütün gece güldüm kendi kendime yoksa ben delümüyüm? o ne şüphe şikerim.. yalnız ne derler bilirsin..delü delüyü gözünden şıp deyin anlarmış..benim seni anladığım gibi.. sağ kolum ahum,defterime yazarak beni şereflendirdik gerçekten...bende iade-i ziyarette bulanıyım dediydim...zaten aristokraside bunu gerektirir benim çekirdek kadar küçük dünyama ilk önce muşmula olarak girdin sonra ahududu oldun en sonundada kendini sağ kolum yapmayı becerdin..efferim gıı..bu büyük sorumluluğu en başarılı şekilde yerine getireceğinden hiç şüphem yoktur... der ve aşağıdaki şiiri zat-ı'na armağan ederim...kendine iyi bak...sen bize lazımsın... Yılların ağırlığını birden atabilsem Hafifleyebilsem kolayca keşke Bir minik çocuğun uçurtması olsam. Rüzgar çıtalarımı kırarmı,direklerin tellerine takılırmıyım, Yaramaz bir çocuğun sapanından çıkan taş Yüreğime saplanır mı demeden. Uçabilsem keşke... Sağnak yağmurda gökyüzüne bakarak yürüyebilsem, Çimenlerin üzerinde çıplak ayakla koşabilsem, Karın yağdığı ilk gün çocuklar gibi neşelenebilsem, Çarparken sokak lambasına kar tanelerini Sıcak odamın penceresinden Naftalin kokulu anılarımla izleyebilsem. Ve...Buğulu camlara resim yapabilsem hala Yüklemezdim yılların ağırlığını fersiz gözlerime Yine bir gün daha devrilecek Bugünün ağırlığı da eklenecek hamal yüreğime Ve biten günün gün batımının hüznünü yaşayacağım yine Bazen çok uzaklara dalıp gideceğim Bazen yanı başımda bulacağım düşlerimi Karanlık sokaklarda yürürken, adımlarımı sayacağım... Nazire Balcılar aristokrasi gereklerini en güzel şekilde uygulayan benim haşmetlu..eşsiz çekirdek babam.. ne büyük mutluluk seni buralarda görmek..havası değişmiş buraların..heryer mis gibi çekirdek kokuyor.. dün söylemesi ayıp turfanda karpuz yedik..karpuz çekirdekleri seni yere göğe koyamadılar...gerçi söz konusu sendin..söylenenler azdı bile..senin sağ kolun olmaktan duyduğum gurur hergeçen gün artmakta...bugün üzüm çekirdeklerini teftişe çıkıciim..görev başındayım anlıyacağın.. şiir bir harika..sen ünyanın en duygusal çekirdek babasısın..bu kesin.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 selam sevgili diloş günün güzel geçiyordur umarım egzorsist..sevgili arkaşım..çok teşekkür ederim..ne güzel çiçekler bunlar.. Canım buralardamısın... Bugün bende çiçek verem sana... burdayım,yes..papatya ruhlu arkadaşım.. teşekkür ederim..çiçekleri çok sevdim ama seni daha fazla.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 Bende seniiiiiiiiiiiii Diloşuuuuuuuuuuuuuuummmmmmmmm ... Bir üzümlü kek yaptım ki sorma, barnaklarını yirsen bacım... okuldan geleyim bir çay koyayım kuzucuklarımla beraber yiyelim... sende gelebilsen kişke Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.