Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

insanın özgür iradesi yoktur


kursatotcu

Önerilen İletiler

o göz illumianti tarikatının semboludur, piramidin içindeki göz. 1 doların şeklini veren başkan olan Wilson Illumianti üyesidir.

 

konuda daha önce söylemiştim. kral güzel belirtmiş.

 

iradesi olmayana sınav olmaz. irade yoksa günahta olmaz. zaten kuranda belirtildiği gibi irade sahibi olmayanlar " akıl hastaları, geri zekalılar, otistikler vs" ibadetten muaftırlar, onalra günahta yazılmaz.

 

günümüzde illüminati nin gücünü bilmeyen yok. ama herseyi ezoterizm gibi yaklasımlarla acıklamanız biraz yanlış.komplo teorilerine zaten illüminati izin verir. bundan sonraki mesajım da benim 2 yıl önce yazmış olduğum bi yazı var. ama artık komplo larla değil bilimsel verilerle uğraştığım için bana fayda verebilecek pratik olgularla ilgileniyorum.

 

bir de : timaş yayınlarına özellikle aydoğan vatandaş' ın bu tür kitaplarına pek güvenmeyin.

soner yalçın: kendisi müthiş bilgilere sahiptir ama yazdığı kitaplarda ki kişiler gercek olyalar ise uydurma. buna da fazla güvenmeyin.

aydoğan vatandaş : bu konuda en güvenilir isimdir. ve o yahudilerin genelini değil sadece inisiyasyon( din öğretici güç) lcuların niyetleri üzerine çalışmalar yapmıştır.

 

secret organizations / gizli örgütler

Gerçektende gördüklerimizin arkasında büyük komplolar üreten , dünyayı ele geçirme arzusunda olan, faşist ruhlu gizli örgütler var mı? Gerek Afrika’ nın muhtelif bölgelerini, gerek Balkanlar’ı gerekse Ortadoğu’ yu felaketlere sürükleyen bu örgütler mi? Görünüşe bakılırsa bunlar doğru. Ve onları bu faşist ruhlu eğilime iten sebep ise, kendilerini diğer ırklardan üstün görmeleri ve diğer ırkların kendi ırklarına hizmet için varolduklarına inanmalıdır. Bölgelerde dönen entrikalara bakıldığında perdenin arkasında Museviler ve Hristiyanlar olduğu görülür. Ezilen kesim ise Müslümanlar olduğuna göre bu bir dinler arası savaş yada henüz savaşa başlangıç olarak gözümüze çarpmaktadır. Bu yeni bir süreç değil yüzyıllardır süren bir din ve medeniyetler çatışmasıdır. Örneğin İngilizler’ in doğu zenginliğini sömürmek için verdiği çaba ve gösterdiği ikiyüzlü siyaset hiç kimse tarafından unutulmayacak derecede malum. Anadolu’ da ise bu örgütlerin su yüzüne çıkması ise 1600’ lü yılların başına denk gelir. İzmir ve civarında toplanan Sabetaylar kendilerine bir önder seçerek ayrılıkçı bir kitle oluştururlar hatta kendilerine bir Mesih seçip 1666 yılında baş kaldırırlar ancak kısa bir sürede sorun halledilir. İşte Anadolu’ daki ilk Musevi örgüt bu şekilde belirir. Daha sonra Osmanlı hakimiyeti iyice zayıflayınca binlerce Musevi ve Hristiyan başta İstanbul olmak üzere Anadolu’ nun her köşesine birer ajan misali yerleşirler. Teşkilatlanmalarını siyasi boşluklardan yararlanarak kurarlar sırada Osmanlı ekonomisi zayıf düşürmek vardır. Bir Osmanlı hanedanı ekonomiyi kurtarmak için Avrupa’ dan borç ister. Avrupa’nın en karanlık ancak en güçlü ailesi olan Rotschild’ler Osmanlı ’ya seve seve borç verirler çünkü devlet artık emperyalist Avrupa’ nın pençesine düşmüştür. Rotschild ailesi Avrupa’ daki doğu düşmanlığının adete başını çeker. Üzülerek belirtmeliyimki bu durum hala sürmektedir. Çünkü bu ve buna benzer örgütlerin çıkarları nedeniyle ne tarım ürünlerimizi, ne madenlerimizi, ne de sanayimizi (savunma sanayisi dahil)istediğimiz gibi kullanabiliyoruz. Bütün bu kaynaklarımızın bir kısmını bilinçsizce kullanıp büyük kısmını ise değerini bilmeden ucuza satıyoruz. Sebep batının isteklerine boyun eğmek zorunda olmamız sonuç ise liberalizm adı altındaki ezen ezilen ilişkisi!! Sadece ülkemizde değil artık tüm dünyada bir efendi köle anlayışı var ve bu durum daha uzun yıllar süreceğe benziyor. Efendiler kefesinde yer alan ABD ve AB (Avrupa Birliği) dünyayı ele geçirme planlarını çoktan hazırlamış, kalanlara düşen görev ise batının gösterdiği yoldan yürümek. Buna dur deyip ve engellemek; batıyı ve bir silah gibi kullandığı örgütleri yakından tanıyıp karşılarına ulusal bir direniş olarak çıkmakla mümkündür. Bunları zor da olsa kamuoyuna sunup ona göre tedbirler almak başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere zorda kalan uluslara kısmen de olsa yardımcı olacaktır. Bu gizli örgütlerin temel amaçlarını şu şekilde belirtebiliriz. 1- Tek bir dünya dini oluşturmak 2- Tek bir dünya hükümeti kurmak 3- Tek merkezli bir dünya dini oluşturmak Şimdi bu örgütleri kısaca tanıyalım. Rotschild Ailesi 1774’ te Mayer Amschel Rotschild tarafından kurulan aile kısa sürede tefecilik ve bankerlik sayesinde ün kazanmış ardından ülkeler arasında savaşlar çıkararak her iki tarafında finansörü olmuştur. Özellikle Napolyon savaşları ve Fransız ihtilali sırasında asker sevkiyatı ve altın kaçakçılığı sayesinde kara paralarına para katmışlardır. Galip ülkelerden faizle parsını geri alan Rotschild’ ler yenilen ülkelerin ise verdiği borca karşılık tarım ürünlerini ve madenlerini sömürmüştür. Savaş sonrası dönemlerde ise Avrupa’ ya yayılarak ülkeler arası para akışını kontrol etmişlerdir. 1800’ lü yıllardan bu yana dünyanın en zengin bir o kadar da en karanlık örgütü bu ailedir. Bilinen en büyük şirketleri ise BP ve Royal Dutch Shell’ dir. Ortadoğu petrol bölgelerini ele geçirmek isteyen batı; bu ve benzeri aileler sayesinde kendi şirketlerine daha ucuz petrol sağlamaya çalışmaktadır. Ama bunu yasa dışı yollara başvurarak ve gücüne güvenerek yapmaktadır. Rockefeller Ailesi Kurucusu John Davison Rockefeller olan ailenin şu an ki lideri David Rockefeller’ dir. Ailenin bireyleri genelde ABD siyasetinde önemli görevlerde bulunmuşlardır. BM (Birleşmiş Milletler) ve Unicef gibi kuruluşları finanse etmişlerdir. Ailenin şirketi olan Exxon Mobil perde arkası işler sayesinde büyüyerek 2000 yılında dünyanın en büyük şirketleri arasında birinci sırada yer alıyordu. Yakın ilişkiler kurduğu Morgan Ailesi ise daha çok petrol bölgelerine ve sömürülecek diğer alanlara ulaşım yolları ve diğer alt yapı düzenlerini sağlamakla efendilerine kara para kazanmada uşaklık etmektedir. CFR (Counsil of Foreign Relations) Dış İlişkiler Konseyi 5 Ağustos 1919 yılında Paris barış konferansıyla sona eren 1.Dünya Savaşı’ nın ardında ülkeler arası ilişkileri kontrol altına almak ve ortaya çıkan problemleri çözmek için kurulmuş ancak zamanla emperyalist ülkelerin çıkarlarına hizmet eden bir birim olmuştur. Rockefeller ler bu komisyona 1927 yılında katılmıştır. Pearl Harbor baskınını önceden bildiği fakat silah satmak ve savaş alanında yeni koloniler kurmak için bu bilgiyi gizlemiş olduğu bilinmektedir. Öte yandan ABD üniversitelerinin çoğunda etkin CFR üyeleri bulunduğundan bu okullarda örgütün ideolojileri hakimidir ve eğitimlerinde kendi öğretileri de müfredat içindedir. Yine Princeton üniversitesinde çıkarılan Foreign Affairs (Dış Olaylar) dergisi dünyanın en saygın dergileridir; ki ABD siyasetinin izleyeceği politikalar öncelikle bu dergide yayınlanır. Hatta her yıl yapılan en zengin şirketler sıralamasını bu dergi düzenler.11 Eylül sonrası Irak ve Afganistan hareketleri düzenlenmeden önce bu dergide yapılması gereken siyasi ekonomik manevralar yer almıştır. Sırada ise Sudan’ a yapılacak muhtemel hareket dergi gündeminde yer almıştır. Yine bu dergide sıkça makale yazan Samuel Hantington’ un Medeniyetler Çatışması adlı kitabını ABD’ nin doğu medeniyetlerini sindirme politikasına karşı zemin hazırlamak ve bunu kamuoyuna meşru göstermek için yazdığı da akademisyenlere göre bir gerçektir. Hantington ayrıca CFR’ nin 3300 kadar sürekli üyesinden biridir. Trilateral (Üçlü) Komisyon 1973 yolında David Rockefeller ve Zbigniev Brzezinski tarafından kurulmuştur. Oluşturmak istedikleri gizli dünya devletinin ekonomik ve politik kararları bu komisyonda alınmaktadır. ABD, AB (Avrupa Birliği) ve Japonya’ nın devlet adamlarının çoğu bu komisyona üyedir. New York, Londra ve Tokyo’ daki borsalar denetimleri altındadır. Üye olan şirketler ise Coca Cola, Fiat, Royal Dutch Shell, Sony Bank of Rotschild , Siemens, ve General Electric / Motors gibi dev dünya şirketleridir. IMF üst düzey yöneticisi olan Stanley Fischer bu komisyonun daimi üyesidir. Bu şirketler hangi ülkenin ne zaman ve nasıl sömürüleceği planlarını yapar. Daha sonra Sudan’ daki gibi suni problemler sayesinde kasıtlı iç çatışmalar çıkararak terör bahanesiyle ülkeye yapılması gereken müdahalelerden medyada sıkça bahsedilir, hemen ardından emperyalist efendilerin paralı askerleri silahlarının kullanmaya başlar. Bilderberg Komisyonu İlk defa Hollanda ’daki Bilderberg otelinde toplandığı için bu adı almıştır. 1954 te kurulan bu örgüt BM, NATO, IMF, OECD ve Dünya Bankası gibi kuruluşların yöneticilerini bünyesinde toplayıp dünyadaki ekonomik dengeleri kontrol eder. Gerçekten de bu komisyon şu an dünya hükümeti görevini üstlenmiş ve bunda da gayet başarılılar. Sonuçta dönüp baktığımızda bu tip örgütler emperyalist ülkelerle ve şirketlerle yakın ilişki içerisindedir. Bunu şöyle açıklayabiliriz. Türkiye’de IMF tarafından acilen bir tütün yasası çıkarılması istendi. Yasa çıkar çıkmaz British American Tobacco ile Koç Holding yönetimi İzmir’ de ortak bir tütün işleme fabrikası kuracaklarını açıkladılar. Bu zamanlama bir tesadüf olmasa gerek. Aynı şekilde yine acilen çıkarılan şeker yasası sonrası fabrika üretimleri kısıtlandı ve bir ABD şirketi olan Cargill ,Türkiye’ ye önemli miktarda şeker yatırımı yapacağını açıkladı. 1946 yılından beri başımıza bela olan IMF Türk ekonomisi ile adeta oyun oynadı. Sürekli Türkiye Cumhuriyeti aleyhine çalışarak sık sık sonu felaketle biten devalüasyonlara sebep olmuş; Türk siyasilerini de istediği zaman ihya, istediği zaman tepetaklak etmiş, istediği zaman da iktidara getirmiştir. Yakın zamanla ilgili başka bir örnek verecek olursak merkez bankası eski genel müdürü Gazi Erçel’ in de 2001 şubat krizi öncesinde krizin olacağını haber alarak parasını dövize çevirmiş ve % 60 gibi yüksek miktarda kara para kazanmıştır. Gazi Erçel’ in de dünya ekonomisini yönlendiren Bilderberg komisyonu toplantılarına sürekli olarak katıldığını da göz önünde bulundurursak durumun Türkiye açısından ne kadar vahim olduğu ortaya çıkar. Böyle önemli görevlerde olan kişiler niçin bu toplantılara katılırlar? Burada aldıkları kararlar nelerdir? Bunun bize etkisi nedir? Bunlar bize niye açıklanmaz? Niçin hesap sorulmaz? Gerçekten de bunları anlamak zor. Görüldüğü gibi bu örgütler içerden de işbirlikçiler bulup; özellikle ulusal bütünlüğünü sağlamaya çalışan ülkelerin ekonomisini sömürmektedir. Durum sadece Türkiye’ ye mahsus değil. Örneğin Darfur’ da kasıtlı olarak iç savaşlar çıkarıldı. Şimdi burada terör kol geziyor diye ABD müdahalesi söz konusu. Bunu sürekli gündemde tutan bir emperyalist kanalı olan CNN, operasyonların haklılığını göstermek için uluslar arası boyutta zemin hazırlıyor. Irak’ta da olduğu gibi Sudan’ da da ırk, din ve etnik özelliklerden bağımsız olarak yeni bir düzen kurulmak istenecektir. ABD bunu demokrasi ve insan hakları adı altında yaptığını söyleyecek. Ama bunun asıl sebebi bölgedeki petrolü gasbetmek için bölgeye yerleşmek. Bunu yakında hep birlikte göreceğiz. Uluslar arası bazda petrol ticaretini ve kullanımını sağlayan şirketler ise Royal Dutch, Shell, BP, Exxon Mobil ve Gazprom gibi şirketlerin son yıllarda adeta siyasilerimizin özelleştirdiği ve keyfine ve çıkarına göre kurallar koyduğu dış siyasetimiz sayesinde Türkiye deki istihdamları sürekli artmaktadır. Böylece ülkemizde yapmak istedikleri aleyhimizdeki faaliyetleri kolaylaşmaktadır. Ve bu sorun kolay halledilecek gibi değil. Çünkü bu şirketlerin arkasında ABD, İngiltere, İtalya ve Fransa gibi emperyalist ülkeler var. Bu gibi sorunları faydamıza olacak şekilde sonuçlandırmak için. Kuva-i Milliye gibi bir güç oluşturmalıyız. Şu an için “ Türk Ulusu Birliği” ni düşünen her insan Atatürk gibi bir önderi beklemek gibi bir avuntu içindedir. Ancak beklemek yerine bir an önce kenetlenip milli bir güç için odak noktaları kurmalı; ardından da bilinçsizce hareket eden toplulukları bilgilendirmeli ve onların harekete geçmesi için güvenli bir mekanizma oluşturmalıyız. Elbette bunlar kolay değil, ancak biz bu cumhuriyetin kanunları çerçevesinde sonuna kadar savaşmalıyız. İç ve dış tehditler ancak bu sayede yok olabilir. Emperyalist güçlerin tehditkarlığını söndürmenin yolu budur. Bunu başarabilmek için Avrupa tipi yapıdan kurtulup özümüze dönmek gerekir. Özümüzün temelinde olan Türk Ulusu ve Türk Hakimiyetidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

madem insanın özgür iradesi yoksa said nursinin hataları başlığın niye?iradesi olmayanın hatasıda olamaz insanın irdesini iptal edersen geriye tek bir irade kalır oda allahın iradesi sen bu sefer şöyle demiş olursun haşa allahın hataları demiş olursun ki o hatadan münezehtir onda eksiklik olmaz said nursi hatası dersen bu seferde attığın başlığa ters düşeceksin çünkü o zamanda insanın özgür iradesini kabul edeceksin ne dersin

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Insanın özgür iradesi var mıdır ? Yoksa irade sırf Tanrısal mıdır ?

 

Hristiyanlık açısından olaya bakarsak, Incil'de, Isa Mesihin daha önce Tanrı tarafından çizilmiş bir kaderi yaşamış olduğunu görürüz. Yani olması gereken olmuştur.

Mesih, çarmıha gerilmeden önce, St.Petrus'a, Bu gece horoz ötmeden sen beni 3 defa inkar edeceksin demiştir. Öyle de olmuştur. Yani, "yazılmış olanı -kaderini -" yapmıştır.

 

Bunun yanında, iyi olmak, inançlı olmak, kötülük yapmamak ve bunun sonucunda, Tanrısal yargı ile karşılaşılacağı söylenmiştir ki bu ifade, şahsi iradeyi gösterir.

 

Zaman bir boyuttur, evrenin her yerinde farklı akmaktadır. Mesela ışık hızıyla, uzay seyahati yapan bir dede, dünyaya döndüğünde torunundan daha genç olabilir.

 

Yani, eğer Tanrısal bir kavram varsa "zaman" boyutunu içinde barındırması lazım ki, hem başlangıç, hem son zaten içinde mevcut olsun. Yok ferdi irademizle, akan zamanda eylemler yapıp, yargılamak için, sonucunu bekleyen bir Tanrısal kavram mevcuttuysa, yani zamanın içinde akan bir süreçteyse bu, zamanın etkilerinin Tanrıda da -yaşlanma, değişme gibi - görülmesi gerekir ki bu zaten, eşyanın tabiatına aykırıdır.

 

Bu kavramın, zamandan ayrı, onu içeren bir yapıda olması gerekmektedir.

 

Zamanın başı ve sonunu barındıran Tanrı, zaten yarattığı an, yaradılanın fiillerini de, "kader" denilen

sonuda biliyor. Yani eylemi yapan, özgür irademizle gene bizizdir ama zaman kavramının sonuda O'nda mevcut olduğundan, bizim yaşadığımız anın ötesinide biliyor denilebilir. Şimdi eğer biliyorsa neden yargılanacağız, adalet ilkesi nerede sorusu akla geliyor.

 

Bence, Tanrı sevgi ve şefkat doludur.

 

Bir baba nasıl ki çocuklarını ateşe atmazsa, ilahi güçte sonuçta böyle bir yargıya bizi uğratmayacak kadar sevecendir, sevgi doludur. Evlat ne yaparsa yapsın Baba affeder.

 

Net yargı belki de şudur ; Nasıl yargılarsan, öyle yargılanacaksın.

 

Zaten, evrensel denge ve matematikte bunun üzerine kurulu değil mi ? Tanrı kavramı olsun olmasın, ne ekersek onu biçmez miyiz ?

 

 

SaNTo...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

madem insanın özgür iradesi yoksa said nursinin hataları başlığın niye?iradesi olmayanın hatasıda olamaz insanın irdesini iptal edersen geriye tek bir irade kalır oda allahın iradesi sen bu sefer şöyle demiş olursun haşa allahın hataları demiş olursun ki o hatadan münezehtir onda eksiklik olmaz said nursi hatası dersen bu seferde attığın başlığa ters düşeceksin çünkü o zamanda insanın özgür iradesini kabul edeceksin ne dersin

alakası yok evet ona da bu hatayı yaptıran allahtır ama bu fiili yapan yani üzerinde taşıyan nursidir ben bu fiilleri nursiye nispet ettim.

tekrarlıyorum kim ki özgür irade var der, o adam bu işleri bilmiyordur bu kadar basit.

 

 

Zaman bir boyuttur, evrenin her yerinde farklı akmaktadır. Mesela ışık hızıyla, uzay seyahati yapan bir dede, dünyaya döndüğünde torunundan daha genç olabilir.

 

cevap: ne biliyon

 

Yani, eğer Tanrısal bir kavram varsa "zaman" boyutunu içinde barındırması lazım ki, hem başlangıç, hem son zaten içinde mevcut olsun. Yok ferdi irademizle, akan zamanda eylemler yapıp, yargılamak için, sonucunu bekleyen bir Tanrısal kavram mevcuttuysa, yani zamanın içinde akan bir süreçteyse bu, zamanın etkilerinin Tanrıda da -yaşlanma, değişme gibi - görülmesi gerekir ki bu zaten, eşyanın tabiatına aykırıdır.

 

Bu kavramın, zamandan ayrı, onu içeren bir yapıda olması gerekmektedir.

 

cevap: allahta yaşlanma olmadığına delilin nedir?

Bence, Tanrı sevgi ve şefkat doludur.

cevap: ne biliyon

 

 

soruma yanıt vermedin ki.

bida soruyom:"koç dedi: "EVET ALLAHIN İRADESİ İLE OLUR.KIZINA TECAVÜZ EDEN.

ALLAHIN İRADESİ İLE AMA ALLAHIN RIZASI DAHİLİNDE DEĞİL."

cevap: demek kızına tecavüz edenin bu fiilini allahın iradesi ile olduğunu kabul ediyorsun? o halde şu soruma yanıt ver: peki şahıs bu eylemi yani tecavüz eylemini yapmadan önce mi allah bu eylemi irade etmişti yani dilemişti? cevap bekliyorum devamını getirecem.

not: rica ediyorum bu arkadaşın vereceği yanıta diğerleri de yorum yapsın. onun dediği lafı diyorlar mı demiyorlar mı ? eğer demiyorlarsa neden olduğunu anlatsınlar."

 

irade konusuna gelince 50 sefer anlattım forumlarda bunu ve bunu iddia ettikten sonra yüzlerce defa "felsefe, din felsefesi" kitaplarında bunu gördüm. dediğim gibi yani iradesi yoktur. onun ilmi ise fiili bir bilgi yani belirleyici ve etkileyici ve de zorlayıcıdır.

hala zahirciliği ( dış anlamlara bağlılık, insanbiçimci ilah anlayışı savunumu) sürdürüyorsunuz. biz bu yollardan geçmedik mi sanıyorsunuz? biz kelam okumadık mı, diyorum ki : kelam kitapları da zahiricilikten kurtulamadı. insanbiçimci bir ilah anlatımı mevcut kelamda. bunu anlayın ve dediklerimi anlamıyorsunuz diye ben mi suçlu olacağım yani? oku meşşailik, ibn sina ve farabinin anlatımlarında bunlar var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı dediği için biz yapmayız !

Biz yaptığımız için Tanrı bilir.

 

Zamanın bir boyut olduğu fizik teoremlerince ispatlanabilmektedir. Yalnız henüz bunu hayata geçirebilecek

teknoloji mevcut değildir.

 

Birde, evrendeki denge içinde iyilik ve kötülük kavramı izafidir. Bir çita, bir karacayı avladığında, iyi ve kötü yoktur. Olması gereken olmuştur. Doğada yavrularını yiyen canlılarda mevcuttur. Dünya üzerinde ki çok sayıda canlı türünün yok olmasına neden olmuş, insan ırkı, paylaşımsız bütün canlı türlerinin varlığını tehdit etmeye devam etmektedir.

 

İnsan türü, tüm diğer canlı türlerine düşmanlık ettiği gibi, kendi türü içinde, birbirine en büyük zararı veren türdürde aynı zamanda. Bir anda kapışıp, dünya savaşlarında görüldüğü gibi milyonlarca kendi türünü öldürür.

 

Bir atom en basit deyimle ; Nötron, Proton ve Elektrondan oluşur. Yani + , - ve nötrden oluşur.

Yaşam ve doğanın her safhasında bu denge bence mevcuttur.

 

 

SaNTo...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Selam arkadaslar,

 

Slm herkesin üzerine olsun.

 

( Külli irade - cüzi irade ) yani iki varlik sözkonusu mu ???

 

1. Oysa Allah ü teala Ihlas suresinde kendini tarif ettigi gibi ( deki O ahad olan Allah tir ) .

2. La ilahe illallah cevrisini biz eger ister kavram olsun ister vücud sahibi olsun Allah tan baska ilah yoktur anliyorsak , elbette zaten ( baska ) iki varliga isaret ediyoruz farkina varmadan.

 

Oysa Kelime i tevhid in manasi söyle olmasi gerekiyor ( La ilahe ) - ilah yok , ( illa ) sadece Allah var .

Ilah , insanin medet umdugu her tür düsünce ve objeye verilen isim musemma dir .

 

Allah ismi ile isaret edilen varlik AHAD , yani öyle bir tek ki , kendisinin disinda hic bir varlik olmasi mümkün olmayan , dogmamis , dogurmamis , bölünemez , parcalanamaz olan bir varliga isaret eder .

 

Birseyler cagristiriyomu bu yorum sizlerde acaba ?

 

Insan denilen varlik kendini et beden olarak algiladigindan , tüm olaylara sadece 5 duyusu ile yaklastigindan varligindaki sebebi hakikattan mahrum yasamakta.

 

Simdi düsünelim hep birlikte ;

Bizim aleme bakisimiz ve varsaydigimiz hersey gözlerimizin su anki görme yetenegi kadardir .Oysa

icinde bulundugunuz odanin tavanini kaldirsaniz ve dev bir teleskop merceginden odaniza baksaniz , acaba odanin icinde bulunan esyayi nesneleri ve hatta koltuklarin üstünde oturan insanlari nasil görür ve algilariz ???

 

Sübhesiz az önce varsaydigimiz hersey birer atom ve molekül den ibaret oldugunu farkederiz.

 

Evrende cogul olarak algiladigimiz hersey aslinda gözleimizin 4000 ile 7000 anström görme yetenegimizden kaynaklanan bir algilama seklidir.Sana teleskopla bakildiginda ( wave ) dalga boyundan baska bir sey degilsin aslinda. Esasen bu durumu bizler her aksam yatagimiza yattigimizda Rüya denilen olayla anliyabiliriz.

Insan rüyasinda da kendini et beden ve 5 duyusundan ibaret sayar ve herseyi hisseder .Uyandiginda ise herseyin bir algilama oldugunu farkeder.

 

Insan , hayvan , esya , nesne , madde , hersey birer isimden ibaret oldugunu daha nasil anlatabilirim sizlere.

 

Bir Okyanusu düsünün , icinde sayisiz yasayan canli türleri ile.Birde o okyanusun dalgalarini düsünün.

Her bir dalga boyu farkli yansir gözümüze.Kimi uzun ,kimi enli,kimi yüksek,kimi hizli,kimi siddetli vs.

 

Simdi siz o dalgalarin varligindaki hakikatin sadece bir okyanus oldugunu bile bile nasil bir cogulluktan bahsedebilirsiniz ??? O isimlerle andigimiz degisik dalgaboylari aslinda birer mana oldugunu esasen var olan sadece bir okyanus oldugunu anlayabildi isek eger , meselelere bir adim daha yaklastiniz demek.

 

O Ahad olan Allah , zerrelere bölünemez ,ondan bir parca ayrilamaz,ona bir parca ilave edilemez olan öyle bir teklikki ,öyle bir vahdeti vücudki ,evrenler ve evren ici evrenlerde heryerlerde sadece onun isim ve manalari mevcudtur,Ondan gayri vücud sahibi olan bir varlik yok.Sadece var olan O.

 

Bugünün bilim isigina bakiyorsunuz, herseyin özde bir dalgaboyu oldugu ve bir enerjiden ibaret oldugunu savunuyorlar.Dolayesi ile maddecilik anlayisinin iflas ettigini bilim artik kanitlamistir.

 

Eger herseyin özü bir enerji boyutu ise , ki bu enerjide bölünemez parcalanamaz boyutta oldugu da kesindir.

 

Su mana cikiyor karsimiza ,varligimizin hakikati sadece tek olusu ,kesinlikle cogulluk diye algiladigimiz hersey birer isim den ibarettir.

Bu da su demek IKI AYRI IRADEDEN BAHSEDILEMEZ ANLAMINDADIR !

 

Lütfen evrende bulundugumuz noktayi da ele alirsak ki söyle ;

 

Bir kac tane uydusu olan Günes sistemi icinde yasamaktayiz . Hacmi icinde yasadigimiz dünyadan 1.303.706 defa büyük olan Günes.

Ve bu günes sistemi gibi 400 milyar yildizi icinde barindiran ( Samanyolu ) . Dev bir galaxi degilmi ?

Merkezden 32.000 Isik yili uzakliginda . Ne demek biliyormusunuz ?

 

Bir arac düsününki 1 saniyede 300.000 kilometre hiz yapiyor x 60 saniye

x 60 dakika

x 24 saat

x 365 gün = 1 ISIK YILI

x 32.000 isik yili , akliniz alabiliyormu ???

Bizim dünya senemize göre bi kac milyon sene sonra Samanyolu galaxisine gelmis bulunuyoruz .Yaklasik 13,6 milyar yasinda olan bu galaxi

2,5 milyon Isik senesi yolu mesafesi uzakligi olan komsusu Andromeda Galaxisine saniyede 120 ile 300 km hizla kavusacagi ana dogru ilerlemekte.

 

Yaklasik 500 milyon Isik yili uzakligindaki Chartwell Galaxisinden bahsetmeyecegim sizlere uzayin derinliklerinde kaybolmamaniz acisindan.

Milyarlarca dünya senesi kadar süren bu yolculuk sonrasi bulundugunuz noktadan geriye bir baksaniz . Birakin icinde yasadiginiz dünyayi,birakin ait oldugunuz Günes sistemini , ve birakin tüm bu uydularla ait oldugunuz samanyolu galaxisini dahi görebilecekmisiniz ? veya varligini ( zi ) kabul edebilecekmisiniz ???

 

Ve bu kadar zaman sonra dünyaniza geri dönmeye yönelseniz ,acaba dünyaniz ve ait oldugu uydular yerinde olacaklarmi ???

Aradan milyarlarca ve milyarlarca seneler sonra.

 

 

Bak dostum ,

Günes her gün senin icin dogup batmiyor. Dünya 365 gün süren günese olan yolculugunu senin hatirin icin yapmiyor.Günes 255 milyon sene süren Samanyoluna yolculugunu senin hatirin icin yapmiyor.Samanyolu 2,5 milyon ISIK YILI sürecek olan yolculugunu Andromedia ya senin hatirin icin yapmiyor.

 

Onlar herdaim seyahat halinde idiler senin yeryüzüne geldiginde. Sen kendini bu dünya yasaminin icinde buldun.

Din sana icinde yasadigin sartlari kosullari haber vermek icin gelmistir.

Günes birimi zamanina göre 8,6 saniye yeryüzünde yasamis olan insan ölümü tattiktan sonra icinde yasiyacagi boyutlara karsi dünyada iken enerjini toplasin diye Allah Resulü olan Hz.Muhammed tarafindan haber ediliyorsun.

 

Sunulan ibadetler her biri senin icin birer teklif tir . Diler alirsin uygularsin, hem dünyada hemde ölüm öteki sonsuz hayatinda icinde olacagin sartlara göre gerekli olan enerjini saglarsin.

Dilersen almaz hem dünyada hemde ölüm öteki hayatinda karsilasacagin olaylara pasa pasa katlanirsin.Tercih senin . Sistem bu .

Sunulan tüm ibadetlerin yukarida bir tanriyi hosnud icin degil ,tamamen kendi icinde yasadigin ve yasiyacagin sartlarda bagisikligini kazanman icin gerekli olan ibadetlerdir.

 

Hem ;

Farzedelimki yukarida bizleri yeryüzüne imtihan icin göndermis bir tanri var ve bu tanri süpernovada veya herhangi bir galaxi büyüklügünde biryelerlerde.

Simdi iyi bir düsünelim sözüm o bilimsel yaklasamayanlara aslinda , bu tanri senin kildigin namazdan , tuttugun oructan, kestigin kurbandan, yaptigin ibadetten ne kadar etkilenir bir düsünün ??? Bu kadar uzakliktaki galaxilerden birinden bakildiginda SEN diye birsey varmiki imtihan olasin ???????????

 

Farzetki vücudunda trilyonlarca hücrelerden bir tanesi isyan etti , bundan sen ne kadar etkilenirsin ?

Veya senin ona karsi isyanin onu ne kadar etkiler ??? Lütfen.

 

Evren ici evrenlerin yaninda bir bakteriden de daha kücük boyutumuza ragmen kendimize ait bir özgür iradeden söz etmemiz ne kadar bilimsel ve mantikli olabilir ???

 

Bu noktada Allah ü tealanin bizlere haddimizi bildiren bir kac ayetini sizlere aktarmak istiyorum :

01. ALLAH ISTEMEDIKÇE SIZ ISTEYEMEZSINIZ!.. (Insan-30)

 

02. HALBUKI SIZI DE YAPAGELDIGINIZ SEYLERI DE ALLAH YARATMISTIR!.. (Saffat-96)

 

03. YERYÜZÜNDE VEYA NEFISLERINIZDE SIZE ISABET EDEN BIR MÜSIBET , BIZIM ONU YARATMAMIZDAN EVVEL , MUTLAKA BIR KITAPTA YAZILMISTIR . BUNU , ÖNCEDEN MUKADDER VE YAZILI OLDUGUNU BILIP; ELINIZDEN ÇIKAN SEYLERDEN DOLAYI ÜZÜLMEMENIZ VE ELINIZE GIREN ILE DE SEVINIP SIMARMAMANIZ IÇIN (açikliyoruz)!.. ALLAH DÜNYALIKLA BÖBÜRLENENI SEVMEZ" (Hadîd-22/23)

 

04. YÜRÜR HIÇ BIR MAHLUK HARIÇ OLMAMAK ÜZERE HEPSINI ALNINDA ÇEKIP YÜRÜTEN O'DUR!.. (Hud-56)

 

05. DE KI : HEPSI DE KENDI PROGRAMLARI DOGRULTUSUNDA (Sakûllerinde) FIILLER ORTAYA KOYARLAR. (Isra-84)

 

06. DILEDIGINI YAPAR. (Bürûc-16)

 

07. BIZ HER SEYI KADERIYLE HALKETTIK!.. (Kamer-49)

 

08. Nisa sûresi 79. -SANA GELEN HER IYILIK ALLAHTANDIR, SANA ISABET EDEN HER KÖTÜLÜKTE KENDINDENDIR

 

09. Bir evvelki 78. âyette de: "-EGER ONLARA BIRiYILIK DOKUNSA; -BU ALLAH KATINDANDIR! DERLER... EGER ONLARA BIR FENALIK DOKUNSA; BU SENIN YÜZÜNDENDIR!. DERLER.. DE KI; HEPSI ALLAH KATINDANDIR."

BU KAVME NE OLDU KI BIR SÖZ ANLAMAZ OLDULAR

 

10. Âraf sûresi 34 ve Nahl sûrelerinin 61 âyetleri:

  "ECELLERİ GELDİĞİ ZAMAN NE BİR AN GERİ BIRAKILABİLİRLER, NE DE ÖNE ALINABİLİRLER.."

 

11. ALLAH" YARATTI SİZİ DE, YAPTIKLARINIZI DA!."Ali İmran, 6:

 

12. Yunus 99: "Eğer rabbın dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi de iman ederlerdi."

 

13. Yunus, 100 : "Her nefs "ALLAH"'ın izni ile ancak iman edebilir."

 

14. İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor? Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? (Kıyamet Suresi, 36-37)

Hayır, göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur, tümü O'na gönülden boyun eğmişlerdir. (Bakara Suresi, 116)

 

Evet, bizde, "ALLAH’A RAGMEN", bir is yapabilecek potansiyel mevcut mu?

Yoksa bu ayetler masal mi anlatiyor ???

 

Simdi ister istemez bi kac soru geliyor insanin aklina :

 

Sual:

Madem ki benim kaderim önceden yazılmış, olacak olan olacak, olmayacak olan da olmayacak, öyle ise ben de hiçbir şeyle uğraşmam, boş otururum!?..

 

Cevap:

Şayet boş oturmak için varedilmiş isen, ancak o takdirde bu dediğini gerçekleştirebilirsin. Aksi takdirde, ne iş için yaratılmış isen, o iş sana kolay gelecek ve mutlaka o işi yapmaya devam edeceksin!..

------------------------------------------------------------------------------------------

Başka bir sual:

Allah benim Cehenneme gitmemi takdir etmiş ve cehennemliklerin işini bana kolaylaştırmış ise, bunda benim suçum ne?..

 

Cevap:

Mülk sahibi mülkünde dilediği gibi tasarruf eder!.. Sen nasıl mülkün saydığın şeyde dilediğini yapmak istiyor ve

bundan engellenirsen, benim hürriyetim nerede diye isyâna başlıyorsan; Allah da kâinatın mutlak meydana getiricisi olarak mülkünde dilediği gibi tasarruf etmektedir. Hiç bir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın!..

-------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Peki Allah bana cebren bu işi yaptırmıyor mu?!..

          

Cevap 1:

Cebbar olan Allah dilediğini yapar ve bundan dolayı da kendisine sual sorulmaz!

 

Cevap 2:

 Esasen Allâh sana yaptırıyor diye bir şey sözkonusu değildir. Çünki gerçekte -sen’ diye bir varlık yok ki!.. -Sen’ ancak bir isimden ibaretsin!.. -sen’ ancak 5 duyunun hayal âleminde oluşturduğu bir varlıksın!.. -sen’ var kabul edilen bir izafî birimsin!..

Şayet sana hücre boyutunda baksak, sayısız hücrelerden ibaret bir kütlesin!..

Işık boyutunda baksak, renk renk ışıksın!..

Beyin yapın ve programın itibariyle seyretsek, belli bir görevi ortaya koymak için çeşitli özelliklerle programlanmış bir kozmik robotsun!.. Ama ne var ki bütün bunlarla beraber, özün itibariyle kâinatın herhangi bir yerinde mevcut olan tüm özelliklere de sahipsin!..

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Benim kendi varlığım olmadığına, varlığımın O’ndan başka, ayrı bir varlık olmadığına göre, cehennem niye olsun ve ben niye yanayım?..

 

Cevap:

Şu anda da aynısın ve gerek maddî ve gerekse manevî sayısız yanışlar içerisindesin. Öyle ise şu anda nasıl maddî ya da mânevî yanışlar sözkonusu ise, ölümötesi yaşamda da aynı şekilde yanışlar sözkonusudur!..

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Ben de, madem ki kaderim yazılmış, ibâdet etmiyorum!.. Nasıl olsa, cennetlik isem cennete gideceğim, cehennemlik isem cehenneme gideceğim.

 

Cevap:

Allah cennet için yarattığına cennetliğin amelini nasib eder, cehennem için yarattığına da cehennemliklerin amelini. Sen hangisi için isen onun ameli sana kolay gelir!.. Zaten senden ne tür amel çıkıyorsa, sen, o senden çıkan amelin neticesine ulaşacaksın!..

---------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Dua kazayı defeder!.. Bu kaderin değişmesi değil midir?..

 

Cevap:

Kazayı defedecek dua  dahi takdirdendir!..

---------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Peki irade-i cüzüm yok mu benim?...

 

Cevap 1:

Ne Kur’ân-ı Kerîm’de ne de bildiğimiz kadarıyla hadîs-i şerîflerde -iradei cüz’ diye bir tâbir geçmez!

 

Cevap 2:

Varlığın tümüyle O’ndan oluşu itibariyle, her zerrede kendi boyutlarında O’nun iradesi mevcuttur ve o mutlak irade sahibidir.

Senin basiretini örten perdeyi kaldırmayı dilerse, görürsün ki sana ait olduğunu sandığın her şey O’na aittir!.. Mutlak irade’nin senden çıkışı halinde aldığı isimden başka bir şey değildir Cüzi irade.

Gerçekte, "cüz-i varlık" yoktur ki; "cüz-i irade olsun!... Evren tek bir varlıktır...

------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Öyle ise bendeki tüm eksiklik, kusur ve yanlışlar da O’na aittir!..

 

Cevap:

Saydığın tavsifler, var sandığın varlığa nisbetle kabul edilmiş "izafî" tavsiflerdir. Gerçekte ne senin var sandığın varlıkların O'ndan ayrı birer varlıkları vardır; ne de eksik, noksan, kusurlu olan bir şey!..

-------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Varlıktaki bir takım süflî şeylere de o mu diyeceğiz?

 

Cevap:

Süflî şeyleri gören göz sahibi için, süflî şeyler o değildir!.. Basîret sahibine göre ise zaten böyle şeyler sözkonusu değildir. Zirâ onların beyni gözlerine tabi değil; gözleri beyinlerine tabidir. Gördükleri kadar düşünmek derekesinden düşünebildikleri kadar görmek mertebesine yükselmiş ve sonunda da varlıkların olmayışını idrak derecesine ulaşmışlardır.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Dediklerinin büyük bir kısmını anlayamıyorum. İçimden reddetmek de gelmiyor, öyle ise ne yapayım?..

 

Cevap:

İlim öğren!..ilmin yaşı yoktur!..ilmi araştır ve nerede kimden olursa olsun gerçeğin ilminin talibi ol!.. Kıyâmet gelmedikçe ilim yeryüzünden kalkmış olmayacaktır.ilmi daima kaynağından araştır.

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in buyurduklarını bir yandan yap, diğer yandan da ilim gözüyle hikmetlerini araştır. Zirâ Allah bir kimsenin hayrını dilemiş ise, onu dinde anlayışlı kılar!.. Daima hikmet peşinde ol. Dedikodu ile saatlerini harcama.

---------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Bu dediklerine kafam çalışmıyor..?

 

Cevap:

Öyle ise sadece Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in dediklerini tatbik etmeye çalış; başkalarına da ayakbağı olmamaya gayret et!..

------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Kaderimde varsa ilme çalışmak çalışırım. Ama, kaderimde varsa o ilme ermek, zaten çalışmasam da bana gelir!?..

 

Cevap:

Her şey bir sebeble halk olmuştur. O şeye erişeceksen, önce sana onun sebebine tutunmayı nasib eder ve sonra da o şeyi nasibeder!.. Yok zaten kaderinde o şeye ulaşmanı yazmamış ise, bu takdirde o şeyin sebeblerine yapışmak sana güç gelir, çalışmazsın ve neticede de o şeyden mahrum kalırsın.

------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Peki bir kısım âyet ve hadîslerde kişinin yaptıklarının karşılığını alacağını anlatıyor. Yapmazsan alamazsın diyor, bu kişinin elinde bir şeyler olduğunu göstermez mi?..

 

Cevap:

Kişi kendisinden çıkan fiillerin neticesine erecektir. Müsbet ya da menfi!.. Ama kendisinden çıkanlar da Tek ve Mutlak varlığın takdir ettikleridir, bu da başka bir gerçek!..

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Sual:

Ben ne yaparsam, onun neticesine erecek miyim?..

 

Cevap:

Hakkında ne takdir edilmiş ise, o neticeye ulaşacak fiilleri ortaya koyacak ve ona ulaşacaksın!..

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Islam Dini insanin yeryüzüne gelis sebebini iki yönde ele alarak haber vermektedir.

1. insanin yaradanini tanimasi icin , kendindeki Halife olusunu idraki ile ilahi kuvveleri idrak edip sonsuz sinirsiz boyutlarda yaradanina ermesi icin insana teblig edilmistir.

2. insanin kendi boyutunu tanimasi , icinde yasadigi evrenleri dolayesi ile sart ve kosullarini idrak edip ,hem yasamakta oldugu hemde ölüm ötesi hayattaki evrensel boyutlarda karsisina dizilecek olaylara karsi bagisiklik kazanmasi icin teblig edilmistir.

 

Kainatta bir senaryo geregi gibi hersey bir ISIM - MANA - FIIL den ibarettir .

FIIL in sebebi MANAdan dolayidir,

MANA nin sebebi ISIM den dolayidir ,

ISIMLER , Allah `ü tealanin sayisiz isim leridir.

Söylede diyebiliriz ,seyreden kendisine sadece O dur.

Sen ,ben , onlar ve hersey birer ilimden ibaretiz ve hicbir zaman aslinda varolmamis varliklariz .

 

Siz nasil bir film izlerken icindeki figuranlarin sahsiyetlerini elestirmiyor iseniz ki, izlediginiz sadece islenen bir konudur ve bir yazari senaristi vardir.

Ve bu filmde oyniyan figuranlarin nasil film icindeki fiillerini elestirme haklari yok ise , ki önemli olan onlar degil, ayni bu sekilde bizler ve evrenler esasen yoktan varedilip sadece Allah in ilahi isim ve manalarinin oyunculariyiz. VE ONA YAPTIKLARINDAN SUAL SORULMAZ .

 

CÜNKI BÖYLE BIR MUHATABINIZ YOK....

 

Ben insanlari ve cinleri sadece bana ibadet etsinler diye DEGIL , ya sadece bana kulluk yapsinlar diye yarattim , buyuruyor.

ALLAH ´in KULLUK ICIN YARATTIGI BIR BIRIMIN , O NA RAGMEN BIR KULLUGUNU YERINE GETIRMEMESI DÜSÜNÜLEMEZ .

BU TÜR DÜSÜNCE ALLAH `IN KUDRETINE SINIR GETIRMEYE KALKISMAK DEMEKTIR ...

 

BIRIMIN ( BENIM KENDIME AIT ÖZGÜR BIR IRADEM VAR ) demesi ALLAH BIR YERE KADAR TASARRUF SAHIBI , VE BURADAN ITIBAREN BENIM TASARRUFUM SÖZ KONUSU DEMEKTIR . Bu tür düsünce den uzak durulmasi tavsiye olunur.

 

ADEM arapca bir kavram ,ve tercümesi türkce olarak YOK demektir, hic bir zaman varolmamis bir birimin kendi iradesinden sözedilemez.

Irade TEK tir ,bu tek olan irade de sadece ALLAH a aittir.

 

Sonsöz olarak bizler mana denizinin dibine dalmadan hic bir gercegi göremeyiz . Isim , mana ve fiil aleminde dalgaboylari ile ugrasip 8 bucuk saniyelik ömrümüzü heba etme yerine, mana denizine dalip herseyin hikmetini idrak edip kullugumuza devam etmeliyiz .

 

Senin 70 senelik ömür dedigin sey bu dünyanin zaman birimine göredir . Ölüm denen ani tatdiktan sonraki zaman ise Günes sisteminin zaman birimine tabi olacaksiniz.

Bu dünya da 3 bes dakikalik zevkler icin ölüm ötesinde milyarlarca sene sürecek güzel hayatlari KUMARA BASMAYA DEGMEZ . YA DOGRU ISE DEDIKLERIM ???

 

( YOK tan HIC BIRSEY VAR EDILEMEZ , VAR OLAN HIC BIR SEY DE YOK OLMAZ )

 

Saygilar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaratmak ancak Allah’a mahsus olduğundan o malumun da Allah tarafından yaratılacak olması lazım gelir. Böyleyken, Allah yoktan

.

.

.

çtan yedirtti. Onlar da mecburen yediler. Bu sefer onları, yedikleri için cennetten çıkarttı. Sonuç olarak Allah’ın, şeytan’a, Hz. Adem’e secde etmesini emretmesi de teklif-i mala yutaktır. Çünkü o Allah’tan bağımsız amel etmeye muktedir değildi. İşte cebr düşüncesinin varıp dayanacağı hususlardan bir örnek. İşte bundan dolayı kişiler çoğunlukla cebr anlayışını kabul etmiyorlar veya etmemek için her çareye başvuruyorlar kitabın tamamı şu adrestedir. ( islamdakader.cjb.net )

merhaba yazdıkların(kelimelerin bir çoğunu anlamamakla beraber)özür dileyerek söylüyorum bana epeyce saçma ve komik beldi bunları, söylediğine göre kuranda yazılanlardan alıntı yaparak yazmış olmana ise sevindim çünki her yazdığın benim anladığım kadarıyla birbiriyle çelişiyor insanın özgür iradesi yoktur çünki herşeyi ona allah yaptırır sonrada e ozaman içkiyidemi allah içirtiyor demişsin ve gayet güzel söylemişsin bence çünki evet madem kuranda yazıyor böyle olmak zorunda buna benim ekliyeceğim şeye gelirsek özgür iradenin ne olduğunu önce anlamak gerekir bildiğim kadarıyla dinin kabul ettiği kader meselesinin kabul görmesi insanın her konuda günahsız ve cezalandırılamaz olmasını gerektirir ve kabul etmezsek ancak şöyle bir sebep gösterebiliriz tanrı herşeyi bilemez harşeyi yapma gücüne sahip değildir nedenide işte bu kader meselesidir eğer herşeyi bilirse insan ömrüne hiç gerek kalmaz direk kimin alnına ne istiyorsa yazar ve kimini cehennem kimini cennet bekler .ama buda dine aykırı olur çünki o herşeyi bilmelidir gücü sınırsız olmalıdır. tekrar irade meselesine gelirsek tanrı özgür iradeye sahipmidir acaba?eğer yukarda yazdığım herşeyi bilme meselesi doğruysa o zaman sahiptir çünki herşeye kendi karar verir ama budurumda yukarda yazdığım çelişki çıkar ortaya, eğer herşeyi yapma yetisine sahip olmadığını kabul edersek o zaman özgür iradeye sahip olabilir yapılanların sorumluluğu onda değildir çünki ama birde şöyle bi sorun varki daha büyük tanrı insan varolduğu için vardır eğer insan olmasaydı tanrı gereksiz olurdu yada evrende bizim bilmediğimiz başka varlıklar içinde olabilir peki böyleyse tanrı evrene insandan sonra gelmelidir ama tanrıyı yaratabilmek içinse daha büyük bir güce ihtiyaç vardır. bunu kabul etmezseniz tanrının var olma sebebi nedir diye soriim eğer canlıdan önce geldiyse canlının var olma sebebide meçhul tabi ,yani daha sıralanabilecek birsürü sorunla her ucu sorunlu değnek bu iş.kitaplarda yazılanları biraz fazla ezberlemişsin gibi geldi bana

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Selam arkadaslar,

 

Slm herkesin üzerine olsun.

 

( Külli irade - cüzi irade ) yani iki varlik sözkonusu mu ???

 

.

.

.

.

( YOK tan HIC BIRSEY VAR EDILEMEZ , VAR OLAN HIC BIR SEY DE YOK OLMAZ )

 

Saygilar.

merhaba arkadaşım baya emek verip yamışsın bu kadar şeyi iide olmuş ama bir düşnüversen acaba o geriye baktığında hiçbirşey göremiyecğim uzaklık şimdi ayrıntılarını anlattığın uzaklıktan fazlamıdır yani onları göremeyeceksen eğer bilmemkaçbin ışık ylı uzaklıktaki galaksileri nasıl görüyorsun bunları görmeden bilim varlığını kanıtlamadan zaten inanamazsın bu yüzden bak bunları kabul etmezdin şimdide tanrıyı kabul etmiyorsun ama slında oda var gibi bi sonuç çıkıyo galiba ama bunlar kanıtlanmış olaylar o yüzden tanrı için sebep gösterilemezler bilim bir şeyi ne zaman kanıtlarsa o zaman öğrenirsin
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Yaratmak ancak Allah’a mahsus olduğundan o malumun da Allah tarafından yaratılacak olması lazım gelir. Böyleyken, Allah yoktan .

.

.

.

etmemek için her çareye başvuruyorlar kitabın tamamı şu adrestedir. ( islamdakader.cjb.net )

esselam aleykum birader söyle bir dur ve iSMi ADL'gözden geçir ve yazd1klarInI birdaha düsün sence bir tezat olmuyormu???????????

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlkin şu bilimsel konuyu inceliyelimde özgür irade varmı yokmu tartışalım.

 

YAŞAM

Kozmik güçler beynimizi yönetiyor!

 

Rating Değeri

 

Rating vermek, yorum eklemek ve başkalarının yorumlarını okumak için tıklayın!

 

Kozmik bilim, bio enerji, sağlıklı yaşam gibi konularda uzman olan Azerbaycan Kozmik Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Dr. Ahmet Maranki ilginç açıklamalarıyla ilgileri üzerine topladı. Beynin ve zihnin uzaktan kozmik güçler tarafından kontrol edildiğini iddia ediyor. Radyo dalgalarıyla nelere tesir edebiliriz? Tusinami, kasırga, deprem, tesla projesi neleri kapsıyor? İşte gizli kalmış çalışmalarla ilgili şok edici bilgiler;

Doğru yaşıyor muyuz?

Bu yatırımlar 70 bin kişiye iş olanağı sağlayacak

Para mutluluk getirmiyor

 

 

Kozmik bilim, bio enerji, sağlıklı yaşam gibi konular üzerinde uluslararası alanda çalışmalar yapan Azerbaycan Kozmik Araştırmalar Enstitüsü'nden Kozmik Bilim Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, hayatın sırları, sağlıklı yaşam ve dünyada gizli kalmış çalışmalarla ilgili şok edici bilgiler verdi.

 

Kozmik bilim, bio enerji, sağlıklı yaşam gibi konular üzerinde uluslararası alanda çalışmalar yapan Azerbaycan Kozmik Araştırmalar Enstitüsü'nden Kozmik Bilim Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, hayatın sırları, sağlıklı yaşam ve dünyada gizli kalmış çalışmalarla ilgili şok edici bilgiler verdi.

 

Maranki, Türkiye'de açılan kuyuların hepsinde petrol olduğunu ifade etti.

Samsun'da İlkadım Belediyesi tarafından verilen "Kozmik Bilim ve Kozmik Bilinç" konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ahmet Maranki, kozmik bilimin akıl sahiplerine, yani aklını kullananlara ve düşünenlere hitap ettiğini, kozmik bilincin ise kainat kitabını ilim ve fen noktasında okumak olduğunu söyledi.

 

Konferansında izleyenleri şaşırtan ve ilgisini çeken konulara değinen Ahmet Maranki, dünyanın büyük bir patlamayla oluştuğunu ve bu patlamayla devamlı bir enerjinin yayılıp genişlediğini, genişlemeyle birlikte ise yeni bir enerji ortaya çıktığını dile getirerek, "Kainatın bu hareketlilikle beslenmesi kozmik bilime göre bu enerjiyle bağlantılıdır. Bu gördüğümüz genişleme ve yayılan enerji bütün kozmosu etkilediği gibi dünyamızı da etkiliyor.

 

Yaratıcı diyor ki; 'Sizin göremediğiniz ama her zaman bedeninizde ve çevrenizde enerji ve canlılar var. Bizim görünmez vazifeli yaratıklarımız var' diyor. Bu kozmik güç beynin uzaktan kontrolünü sağlayabiliyor. Bu çok önemli. O canlılar bizim etrafımızdaki enerjidir. Bu enerji topraklanmadığı takdirde birçok hastalıklar bizi beklemektedir. Etrafımızda oluşan enerjiler canlıdır ve yaratıktır. Dinin emri de bunu gösteriyor. Bu çok önemlidir" dedi.

 

İlk defa dünyada bir elin yaydığı enerjileri tespit ettiklerini, vazifeli yaratıkların şu anda boyutta, her şeyin etrafında olduğunu, bilimsel olarak yüz milyon katrilyon canlılı 10 üzeri 16 milyon kalındığında etrafı koruyan canlılar bulunduğunu, bunların bilimsel olarak görüntülendiğini, enerji diye bilinen bu canlılardan koruma alanı oluştuğunu kaydeden Maranki, "Düşüncelerimize göre, etrafımızdaki enerji şekil değiştirmektedir. Kötü bakarsanız enerji alanınız kötü olur. Bunları iyi düşünün, etrafımızdaki canlılar tüm yaptıklarımızı kontrol merkezine iletiyor. Orada bir eksi veya artı veriliyor. Mesela 100 eksiniz olduğunda bir yere çarpabilir, bin tane olduğu zaman başka bir şey olabilir" uyarısında bulundu.

 

Radyo dalgalarının, televizyonların, gazetelerin, bu iletişim araçlarında bulunan görüş ve fikirlerin, alışveriş yapılan dükkanların, bulunulan yerlerin, görüşülen insanların hepsinin beyne etkileri bulunduğunu ve bu etkilerin insanların genlerini aktifleştirdiğini veya pasifleştirdiğini, şehvet odaklarını arttırıp azalttığını ifade eden Maranki, dünyada herkesin izlendiğini ileri sürdü.

Evet, uzaktan zihin, beyin kontrolü mümkün. Radyo dalgalarıyla nelere tesir edebiliriz? Tusinami, kasırga, deprem, tesla projesi neleri kapsıyor? Gölcük depremi proje aksaklığı olabilir mi? Kozmoza hakim olan her şeye hakim olur mu? Gölcük depremi tesla projesiyle bağlantılı. Sordum, bağlantılı olduğunu söylediler. Nevada 51 bölgedir. Uydular görüntülüyor, orijinal resimlerdir. Basit ama hakikatler bunlar. Gözetleniyoruz."

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

dedi: Bir şey daha

Ateizme göre herşeyin bir sebebi yoktur. Mesela materyalist felsefeye göre madde ezelidir ve sebepsizce vardır.

_ cevap: elbette bu kadar basit değil! siz ezeli madde dediğiniz de ne kasdedildiğini düşünüyorsunuz acaba? heyula mı? "heyula" şekilsiz madde demek olur ki onu aristo dedi. oysa materyalzmde madde ezeli dendi ama bununla tek birmadde kasdedilmedi. şu kasdedildi. madde ezelidir yani şu günümüzden geçmişe doğru silsile olarak geri gidilirse bu silsilenin başlangıcına ulaşılamaz. yani bu silsile başlangıçsızdır,sonsuzdur derler ve bunu anlatmak için de madde ezelidir derler. yoksa aristonun dediği gibi değil.

ve yine ateizme göre sebepsiz bir şey meydana gelmez ve bu determinizmi beraberinde getirir.

 

ben zaten determinist değilim, bu determinizmin dolayısıyla ateizmin ne noktalara vardığını size anlatıyorum

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

irade iki şeyden birini tercih etme o halde insanın nasıl iradesi olmazki özgür irade olmazsa o zaman insan yaptıklarından sorumlu tutulamaz o zaman bu söylediğiniz şeriata aykırıdır çünkü insanlar yaptıklarından sorumludur çünkü her insanın nefsi vardır iyiyide kötüyüde çirkinide güzelide haklıyı haksızıda bilir bu durumda bildiği şeylerden elbette insan sorumlu tutulacak

bak sen okula gidersin okulda öğretmen sana sınavda ne soracak öğrettiği şeylerden öğretmediği şeylerden soru sormaz öylemi öyle o halde biz bu alemde bildiklerimizden sorumluyuz

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yaratmak ancak Allah’a mahsus olduğundan o malumun da Allah tarafından yaratılacak olması lazım gelir. Böyleyken, Allah yoktan varederek istediği şekli, vasfı vererek yaratacağı şeylere, nasıl tesir etmez denir? ”Allah dilediğini yaratır, seçer. Onların seçim hakkı yoktur.” (Kasas 68) Bu öyle bir üç kağıttır ki, niceleri bunu yutmuş ve yutmaktadır. Onlar ise bu lafla sanki; kasdedilen malum kendi kendine meydana geliyormuş ya da gelecekmiş gibi, Allah ile bütün bağı bu noktada kesiyorlar ve olmuş bitmiş bir olayın (ya da olacak bitecek bir olayın) Allah tarafından hiçbir etki olmaksızın algılanıp, farkına varılarak Levhi Mahfuza yazılmasından ibarettir diyorlar. Böylece kendilerince; hem imanın şartı olan kadere inanıp, hem de cebr inancını inkar edici bir görüşü benimsiyorlar. Kendilerini kandırıyorlar!

 

*** Kur’an’da biz hem cebr ayetlerini hem de özgürlüğün olduğunu akla getiren ayetleri görüyoruz. Önümüzde üç seçenek var; ya bu ayetleri hiç te’vil etmeden direk alıp o şekil bir kader anlayışı oluşturacağız, bu batıldır. Çünkü kişi aynı anda hem bir şey yapmaya mecbur olup, hem de özgür olamaz. Geriye kalan iki seçenekten birincisinde ihtiyar ayetlerinin zahirini (görünüşte) alıp cebr ayetlerini te’vil edeceğiz. İkincisinde ise cebr ayetlerinin zahirini alıp özgürlüğün olduğunu akla getiren ayetleri te’vil edeceğiz. Biz (Bakara 286.) ayetteki ”Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla yük yüklemez” ifadesinin mutlaka te’vil edilmesi gerektiğini söyledik. Çünkü güç üstünde yük yüklemenin (teklif-i mala yutak) caiz olduğunu akli ve nakli delillerle ispatladık. Hep tekrar ettik; Ebu Leheb’in cehenneme atılacağı Tebbet suresinde vardı ve Ebu Leheb kafir öldü. Kur’an’ın Levhi Mahfuzda olduğunu ayetlerden öğrendik, o halde Levhi Mahfuz da Ebu Leheb’in kafir ölüp cehenneme atılacağı vardır. Halbuki levhi mahfuz ”Yeryüzünde ve nefsinizde başınıza gelen hiç bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta olmasın” (Hadid 22) buyurularak açıklandığına göre musibetler yaratılmadan evvel levhi mahfuza yazılmıştı. Demek ki Ebu Leheb yaratılmadan, Kur’an Hz. Peygambere nazil olmadan önce, cehenneme gideceği hükmü yazılmıştı. Halbuki Ebu Leheb’e iman etmesi emredilmişti. O nasıl imanlı ölecek? Ve iman edemeyeceğini bile bile Ebu Leheb’i iman etmekle sorumlu tutmak teklif-i mala yutak olur. Binaenaleyh ”Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla yük yüklemez” ayetinin te’vil edileceğini anlamış olduk ve teklif-i mala yutak caiz olunca zaten sonuç olarak cebr düşüncesi kabul edilmek durumunda kalınır. Çünkü Maturidiler ve Mutezililer “teklif-i mala yutak caiz değildir” demişlerdir. Biz bu ayeti te’vil etmek durumunda kalıyorsak, anlarız ki bütün özgürlüğü çağrıştıran ayetleri te’vil etmek zorundayız. Dolayısıyla bizim için, cebr ayetlerinin zahirini alıp, özgürlüğü çağrıştıran ayetleri te’vil etmekten başka yol kalmıyor.

 

*** İnsanların bazısı Amentüyü söylerken, “Bilkaderi Hayrihi Ve Şerrihi Minallahu Teala” diyor. Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğini ifade ediyor. Peşine bunlara dense ki: “İçki içmekte haram olup, şerdir. Peki o zaman o da mı Allah’tan, yani içkiyi zorla Allah mı içiriyor?” Bu sefer ekseri insanlar lafı değiştiriyorlar “Hayır” diyorlar.

 

*** Şeytanın da esasen kendi yaptıklarında özgürlüğü yoktur. Çünkü o cindir ve amelini yaratamaz. Allah meleklere ve cinden olan İblis’e, Adem’e secde etmelerini emretti. Ve İblis’in secde etmesini dilemedi, onda isyanı yarattı; bu sefer iblis mecburen secde edemedi. Bunun üzerine Allah onu azarladı ve onu cennetten kovdu. Sonra Allah Adem ve Havva’ya cennetteki belirlenmiş ağaçtan yemelerini yasakladı, eğer yerlerse zalim olacakları şeklinde tehdit etti. Fakat onların yemelerini irade etti ve onlara zoraki yasaklanmış ağaçtan yedirtti. Onlar da mecburen yediler. Bu sefer onları, yedikleri için cennetten çıkarttı. Sonuç olarak Allah’ın, şeytan’a, Hz. Adem’e secde etmesini emretmesi de teklif-i mala yutaktır. Çünkü o Allah’tan bağımsız amel etmeye muktedir değildi. İşte cebr düşüncesinin varıp dayanacağı hususlardan bir örnek. İşte bundan dolayı kişiler çoğunlukla cebr anlayışını kabul etmiyorlar veya etmemek için her çareye başvuruyorlar kitabın tamamı şu adrestedir. ( islamdakader.cjb.net )

kader

soru:madem,herşey bir kader defterinde yazılı ve herşey ona göre oluyor.o halde insanlar niçin cehenneme gidiyor?

cevap:evet herşey bir kader defterinde yazılı ve herşey ona göre oluyor.ama,defterde yazılı olduğu için o şey olmuyor.

mesela;meteroloji uzmanı,uydudan gelen fotoğraflara bakarak geleceği görebilmektedir.(bir insan ne kadar yükseğe çıkarsa hem görüş alanı genişler hemde geleceği görebilir.)uzman görüyor ki,Türkiye”nin batısından yağmur bulutları geliyor.bulutların hızını ve yönünü hesaplıyarak,hemen defterine şunları yazıyor,”yarın türkiye bulutlu ve yağışlı olacak”.bulutların gelmesine bir gün var.bir gün sonra türkiye bulutlu ve yağışlı olsa;acaba meteroloji uzmanı bir gün önceden deftere,bu olayı yazdığı içinmi olaylar oluyor,yoksa uzman olayları uydudan önceden gördüdemi yazdı.doğru cevap,gördüde yazdı.yazdığı için olaylar olmamakta,fakat olayın öyle olacağını önceden görüp yazmıştır.

mesala,aklı başında bir kişiyi, siz sırtınıza alsanız,nereye gitmek istersen seni oraya götüreceğim deseniz,diyelim ki iki yol var biri,tehlikeli yol, öteki tehlikesiz yol.siz baştan o kişiye uyarıda bulunarak her iki yolun durumunu anlatsanız buna rağmen,o kişi beni tehlikeli yoldan götür dese,o tehlikeli yolda başına bir kaza gelse ,size diyebilirmi ki,bak senin yüzünden başıma bu kaza geldi diyemez.çünkü kendi iradesiyle tehlikeli yolu seçmiştir.götüren değil,isteyen suçludur.(güç ve kuvvet yalnız Allah”tandır.bunu felç olanlar daha iyi bilir.)

Götüren Allah”tır,tehlikeli yolda gitmek isteyen,insan suçludur.

 

 

Allah;

 

birzaman gayet zengin bir ressam,sergi açmak istemiş,fakat sahnenin gerisinde durmuş kendisini konuklara göstermemiş.konuklara hertürlü ikramı yapmış.sergiyi gezen misafirler,harika resimlere bakmışlar,ne kadar güzel resimler diyerek aralarında konuşurlarken birisi, ressamı göremediği için, acaba bu resimler nasıl olmuştur diye bir soru ortaya atmış.bir kısım insanlar,bu resimler kendi kendine olmuştur demişler.bir kısım insanlar resimleri tabiiyyat kanunlarının yaptığını iddia etmişler.bir kısım insanlar ise resimleri,resmi meydana getiren,boya,fırça, tablo birlikte bu resmi kafa kafaya vermişler meydana getirmiştir demişler.bir kısım insanlar ise,harika resimleri bir ressam tarafından yapılabileceğini söyleyerek,kendilerine ikramda bulunan ressamı içeriden,alkışlar ile davet edip,kendisiyle tanışmış ve teşekkür etmişler.işte biz o ressama Allah diyoruz.ressamdan farkı, gerçek ve canlı resimler yaratmasıdır.bir köyde bir muhtar,bir ülkede,bir padişah olur.İki olursa kargaşa çıkar.O halde Allah”ta tek olmalıdır ve tekdir.Akıl bunu gerektirir.

 

 

 

Soru:Peki,Allah”ı kim yaratmıştır?sorusu(şeytanın insanları kandırmak için sorduğu sorudur) genellikle insanların kafasının karışmasına yol açmış,bu soruda takılıp kalmışlardır. İnsanların bu sorunun cevabını bulmaya çalışması,nafiledir.Çünkü, diyelimki bir saraya girmek için yüz kapı var,ama bir kapı kapalı ve sarayın sahibi ancak o kapıyı açabilir ve anahtarda sadece ondadır.Dışarıdan saraya girmeye çalışan biri,açık doksandokuz kapının herhangi birinden içeri girebilir.Fakat kapalı kapının önünde durup o kapıyı açamayınca,bu saraya girilemez diyemez,Çünkü diğer doksandokuz kapı açıktır.Aynen öylede,Allah”ı kim yaratmıştır,sorusu kapalı bir kapıdır.O kapının anahtarı sadece ondadır.Allah”a inanmak için doksandokuz kapı açıktır.Ama inat edip,kapalı kapının önünde durmak ve saray sahibini inkar etmek ve açık kapıdan saraya girmemek akıl karı değildir.Peki Allah yoksa,bu kainatı kim yaratmıştır, bu kainat nasıl olmuştur,yani yukarıdaki harika resimler nasıl olmuştur,sorusunun cevabını inat edenlerin vermesi gerekir.

 

İlmin kapısı Hz.Ali şöyle der,”Varsayalım ki inanmayan inat edenlerin dediği gibi Allah,ahiret,cennet,hesap kitap, vs.yok.Ne inanana bir şey olur,nede inanmamakta inat edene.Ama ya varsa,”inanana yine bir şey olmaz ama inanmamakta inat eden; işini şansa bırakmış olur ki buda akıl karı değildir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tevekkül ve dua

bir çifçi,evvela(önşart);ürün almak için,1-toprağını nadasa koyacak,

2-toprağını sürecek,tohumu dikecek,3-sulayacak.vb.fiili dua edecek.

Sonra; Allah”a ,ürün vermesi için kavli(sözlü) dua edecek.Çünkü bir afet gelir ürünü alıp götürebilir.Çekirge ve sel afeti gibi.Her duaya cevap verilir, fakat her dua kabül edilmeyebilir.Yani dua eden kişi için o istediği kendisi hakkında hayırlı olup olmadığını dua eden bilemez.O halde duam niye kabül edilmedi diye,üzülmemeli, Allah”a küsmemelidir.Bir anne ve baba hiçbirzaman çocuğunun kötülüğünü istemediği için ,her istediğinide yapmaz .Çünkü terbiyeye muhtaç çocuğunu,hayata alıştırır.Burası cennet değil ,dünyadır.Bu dünyada her istediğimizi elde edemeyiz.Her istediğimizi yapamayız.

 

Şeytan,

Şeytan ise,insanın apaçık bir düşmanıdır,Mahlukatı,

Allah”a düşman etmek için fırsat kollar.İnsan,şeytan”dan herbakımdan üstündür.Fakat şeytan”ıda hafife almamak gerekir.Biz şeytanın inadına,cennete gitmek için ve onu kızdırmak için çalışmalıyız.Yoksa şeytanın oyununa gelip,Allah”a

Düşman olmamalıyız.Yoksa şeytanın maskarası oluruz.Cennet ucuz olmadığı gibi,cehennemde lüzümsuz değildir.Kendi cocuğunuzun cehenneme girmesine vesile olan şeytanın herhalde,cennete girmesine kimse razı olamaz.Haksız yere sizi öldüren kisinin,elini kolunu sallayarak gezmesine kimse razı olmaz.Elbetteki ceza lüzümsuz değildir.Zaten zalim bu dünyadan ceza görmeden gitmektedir.Yani hesap mutlaka olmalıdır.Yoksa mazlum bu dünyadan mahsun gitmekte,zalime ise bu dünyada hiçbirşey olmamaktadır.Buda haksızlıktır.Yani bir ahiret olmalıdır ve vardır da.

 

 

 

 

 

 

Din,

Her semavi hak dinler,İnsanlığın maddeten ve manen yükselmesini,ileri gitmesini savunur.İslam,bir lokma bir hırka felsefesine karşıdır.Yarın ölecekmiş gibi, ahirete, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya teşvik eder,İki günü aynı olan ziyandadır,düşüncesini savunur.Tek ilah vardır.O ilahın adı Allah”dır. Zerrece Allah”a imanı olan herkez cennete girecektir.

İslamPeygamberi Hz.Muhammed”tir.Kitabı Kuran-ı Kerim”dir.Bir Müslüman,hem incile,hem Hz.isa”ya, hem,tevrata, hem Hz.musa”ya,tüm semavi kitap ve peygamberlere inandığı için zaten din değiştirmesi akıl karı değildir.

 

 

 

Namaz,

İslam dininin direğidir.Bir insan,Allah”ın benim namazıma ihtiyacı yoktur,demesi,hasta birinsinin,doktara “ey doktor senin ilaca ne ihtiyacın var demesine benzer ki,Allah”ın bizim namazımıza elbetteki ihtiyacı yoktur,bizim namaza ihtiyacımız vardır.Bedenin havaya ve suya ihtiyacı olduğu gibi, ruhunda manevi gıdaya ihtiyacı vardır.

 

Ruh nedir

Ruh insanın aslıdır,kendisidir.Fakat dünyadaki işleri yapabilmesi için bedene de ihtiyacı vardır.Ruh katiyen bakidir.Ey insanlar,baki bir aleme gideceksiniz,o halde hazırlıklı olun.Ölüm,ruhun bedenden çıkması ve berzah alemine gitmesidir.Yoksa ölüm yokluk ve hiclik değildir.Kim yok olmak isterki,Ezeli ve ebedi bir Allah”ın ,sevgili mahlukatıda ebedi olmalıdır.Fakat mahlukatın ebediliği bizatihi değil,Allah”ın dilemesiyledir.Ey sevgili ruh,bunun için şükretmeli değilmisin.

 

 

SONUÇ :

Allah,birdir, hiçbirşeye ihtiyacı yoktur,ne birbaşkası onu yaratmıştır nede onun bir cocuğu vardır.Onun eşi ve benzeri yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

şuna dikkatinizi çekerim :excl::excl:

cehennem..ateş..ceza vs..

Allah'ı ve kitabını her türlü kötü noktadan bakmaya azmetmiş kişilere hitaben soyleyeceğim:

bana bir adım gelene,koşarak gelirim diyen bir yaratıcı

annenın çocuğuna duyduğu şefkatten kuluna daha çok şefkatli olan bir yaratıcı

her surenın başına''rahman ve rahim Allah'ın adıyla''yazan yaratıcı

beraat kandilinde 1 senelik günahlarınızı afederım dıyen bir yaratıcı

onun için ağlayan gözü yakmam diyen bir yaratıcı

içten yapılan küçük bir amel bile günahları afettırır diyen bir yaratıcı

neden hep işinize gelen yönleri görmekte kararlısınız anlamıyorum!!bir saat Onu düşündüğünüzde 1sene ibadet etmiş gibi kabul ediyor

bütün şefkatinide önumuze sermişken neden hep yasakladıklarıyla meşgul oluyoruz

bır amir çalıştığımız işyerınde herşey yasaklayabılıyor,ona uyuyoruz

ama Allah'ın yasakları neden bu kadar ağır gelıyor anlamıyorum

ben O nu seviyorum ve ınsana sevdiğinın isteklerını yapmak ağır gelmezde

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

o göz illumianti tarikatının semboludur, piramidin içindeki göz. 1 doların şeklini veren başkan olan Wilson Illumianti üyesidir.

 

konuda daha önce söylemiştim. kral güzel belirtmiş.

 

iradesi olmayana sınav olmaz. irade yoksa günahta olmaz. zaten kuranda belirtildiği gibi irade sahibi olmayanlar " akıl hastaları, geri zekalılar, otistikler vs" ibadetten muaftırlar, onalra günahta yazılmaz.

 

1 dolardaki göz masonların gözü..Dünyayı biz idare ediyorz demek için ordalar :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

şuna dikkatinizi çekerim :excl::excl:

cehennem..ateş..ceza vs..

Allah'ı ve kitabını her türlü kötü noktadan bakmaya azmetmiş kişilere hitaben soyleyeceğim:

bana bir adım gelene,koşarak gelirim diyen bir yaratıcı

annenın çocuğuna duyduğu şefkatten kuluna daha çok şefkatli olan bir yaratıcı

her surenın başına''rahman ve rahim Allah'ın adıyla''yazan yaratıcı

beraat kandilinde 1 senelik günahlarınızı afederım dıyen bir yaratıcı

onun için ağlayan gözü yakmam diyen bir yaratıcı

içten yapılan küçük bir amel bile günahları afettırır diyen bir yaratıcı

neden hep işinize gelen yönleri görmekte kararlısınız anlamıyorum!!bir saat Onu düşündüğünüzde 1sene ibadet etmiş gibi kabul ediyor

bütün şefkatinide önumuze sermişken neden hep yasakladıklarıyla meşgul oluyoruz

bır amir çalıştığımız işyerınde herşey yasaklayabılıyor,ona uyuyoruz

ama Allah'ın yasakları neden bu kadar ağır gelıyor anlamıyorum

ben O nu seviyorum ve ınsana sevdiğinın isteklerını yapmak ağır gelmezde

 

Seni yürekten kutluyorum

 

:flowers:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.