Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Başkent’te devam eden 17. Milli Eğitim Şûrası’nda 4’e karşı 66 oyla “katsayı adaletsizliğine son verilsin” kararının alınması YÖK'te, Eğitim-Sen'de, CHP'de ve zenginler kulübü TÜSİAD'da hazımsızlığa yol açtı. Ömer Sabancı başkanlığındaki TÜSİAD, eğitimin bütün taraflarının temsil edildiği Şûra’da alınan bu kararın “siyasi” olduğunu ileri sürdü. Şûra’da alınan bu kararın ardından TÜSİAD’tan yapılan açıklamada, “Siyasi iktidarların, eğitim sistemini ilgilendiren konularda değişiklik istekleri olabilir. Ancak eğitim sistemini derinden etkileyecek konuların, siyasi iktidarın etkisinin hissedildiği değil konunun akademik ve pedagojik düzlemde tartışılabileceği ortamlarda ele alınması gereklidir. Bu çerçevede, Milli Eğitim Şûrası siyasete alet edilmemeli. Yarın(bugün) toplanacak Şûra Genel Kurulu’nda ve Cuma günü gerçekleşecek kapanışta, konular siyasi mülahazalardan arındırılarak ve ülkenin insan kaynağı ihtiyacı göz önünde tutularak ele alınmalıdır” ifadelerine yer verildi. Ömer Sabancı başkanlığındaki TÜSİAD, Köşk’ten geri dönen konuyla ilgili yasal düzenlemeye de karşı çıkmış ve meslek liselilere üniversite yolunun açılmasını “yersiz” olarak nitelendirmişti.

 

TÜSİAD NEDEN KARŞI?

 

Bilindiği gibi, 30 Temmuz 1998 tarihli YÖK Genel Kurulu'nda kabul edilen mevcut üniversiteye giriş sistemiyle ilgili dönemin kurul üyesi Mümin Köksoy, gazetemizde yer alan açıklamalarında, mevcut üniversite giriş sınavının TÜSİAD’ın isteği üzerine yürürlüğe konduğunu belirtmişti. Prof. Köksoy, sinsi planı şöyle ifşa etmişti: “Bu plan TÜSİAD’a aittir. Meslek liselilerin önünün kapanmasını içeren bu uygulamayı TÜSİAD istedi. Amaçları, düzenlerine çomak sokacak Anadolu çocuklarının kaliteli bir okula yerleşmesinin önünü kapatırken, kendi çocuklarının yüksek mevkilere gelmesidir. Bugün TÜSİAD, Türkiye'de bir kaymak nüfusu temsil ediyor. Sermayesiyle, yaşamıyla... Dolayısıyla Anadolu çocuklarının kaliteli bir okula gelmesinin önü kapanıyor…”

 

MÜSİAD: HAZIMSIZLIK

 

Konuyla ilgili olarak Vakit’e konuşan MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, “Bunu istemeyenler bu yasaktan faydalananlardır. Bunu istememek hazımsızlıktır” dedi. Bolat, şunları kaydetti: “Milli Eğitim Şûrası’nın toplanmasını geçen yıl yayınladığımız eğitim raporunda istemiştik. Ve toplanmış olmasını son derece olumlu karşılıyoruz. Şûra’da eğitimle ilgili karar vericiler, uzmanlar bir araya geldiler. İş dünyası açısından baktığımız zaman, katsayı uygulaması İmam Hatip Liseleri’nin önünü kapatmak için uydurulan bir araçtı. Ama hem İmam Hatiplilere hem de meslek liselilere büyük zarar verdi bu uygulama. Bunun değiştirilmesi aklın yoludur. Katsayı uygulamasının kaldırılması gerekmektedir. Çünkü gençler düz liselerden diplomalı ama işsiz bir şekilde mezun olur hale geldi. Vasıfsız ve işsiz olarak mezun oluyorlar. Her yıl 1.7 milyon gencin katıldığı üniversite sınavında sadece az sayıdaki öğrenci üniversiteli olabiliyor. Katsayı uygulamasındaki haksızlık, meslek liselerine olan ilgiyi ortadan kaldırdı. Sadece üniversite hayali olmayanlar meslek liselerini tercih eder oldu. Katsayı uygulamasının kaldırılması tavsiye kararı çıkarsa bundan memnuniyet duyarız. Bunu istemeyenler bu yasaktan faydalananlardır. Bunu istememek hazımsızlıktır.”

 

YÖK VE EĞİTİM-SEN

 

17. Milli Eğitim Şûrası'nda, YÖK Üyesi Prof. Dr. Türkan Saylan ve Eğitim Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer'in de aralarında bulunduğu bir grup "ÖSS-ortaöğretim" konusunun ele alındığı alt komisyonda önceki günkü oylamada kabul edilen "herkes üniversiteye eşit koşullarda girsin" önerisinin, yeniden oylanmasını talep ettiler. Talebin reddedilmesi üzerine Dinçer, toplantıyı terk etti.

 

17. Milli Eğitim Şûrası'nın "ÖSS-Ortaöğretim" konusunun ele alındığı alt komisyonu, dünkü çalışmalarına tartışmalarla başladı.

 

Toplantının açılışında Komisyon Başkanı Bahçeşehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Asım Saçlı, komisyonun önceki gün başlayan öneriler üzerindeki oylamasına dün de devam edeceklerini söyledi.

 

Eğitim Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer, önerge verdiklerini belirterek, işleme konulmasını talep etti. Dinçer, YÖK Üyesi Prof. Dr. Türkan Saylan'ın imzasının da bulunduğu önergeyi okudu. Önergede, önceki gün "herkes üniversiteye eşit şartlarda girsin" ifadesiyle formüle edilen katsayı uygulamasının kalkmasını öngören öneri için yapılan oylamada üye olmayanların da oy kullandığı ileri sürülerek, yeniden oylama yapılması istendi.

 

Komisyon Başkanı Saçlı'nın, önceki gün 4 karşı 66 oyla kabul edilen öneriye "bilmeden ancak birkaç kişinin oy kullanabileceğini", bu nedenle sonucun değişmesinin mümkün olmadığını söylemesi üzerine Dinçer, tepki gösterdi. Şûra Genel Sekreter Yardımcısı Halil Aşıcı, Şûrada oy kullanma kurallarının belli olduğunu, sadece tabii ve seçimle gelen üyelerin oy kullanabileceğini, müşahit üyelerin oy kullanamayacağını belirterek, "Müşahit üyelerin oy kullandığını zannetmiyorum. Dolayısıyla bir oylama yapılmasına gerek yok" görüşünü dile getirdi.

 

Dinçer ise üye olmayanların oy kullandığını gördüğünü ileri sürdü.

 

Bu sırada Dinçer ile Komisyon Başkanı Saçlı arasında da tartışma yaşandı.

 

Tartışmanın ardından Komisyon Başkanı Saçlı, her şeye rağmen önergeyi işleme almak zorunda olduğunu belirterek, önergenin işleme alınıp alınmamasını oylattı.

 

12 kişinin önergenin işleme alınması yönünde oy kullanması üzerine, önergenin reddedildiği açıklandı. Dinçer, ayağa kalkarak, "Bu karar üzerine bu komisyonda çalışma olanağım kalmamıştır. Kararı protesto ediyorum ve toplantıyı terk ediyorum" diyerek, salondan ayrıldı... Bu tavır, Dinçer'in nasıl bir "eşitsizlik ve adaletsizlik yanlısı" olduğunu da gözler önüne serdi.

 

Dinçer, daha sonra da, 17. Milli Eğitim Şûrası Genel Sekreterliği'ne bir dilekçe sunarak, Şûranın tarafsızlığına gölge düşürüldüğünü ileri sürdü. Dinçer dilekçesinde, katsayı ile ilgili önerge oylamasının geçersiz sayılmasını istedi. Dinçer'in tavırları ile Şûra üyeleri tarafından "milli mutabakatı hazmedemedi" şeklinde değerlendirildi.

 

YÖK'ÜN TAVRI İDEOLOJİK

 

Bu arada; Milli Eğitim Şûrası’nda 4’e karşı 66 oyla katsayı adaletsizliğinin kaldırılması kararının alınması, milli mutabakat olarak değerlendirildi. Eğitimciler Birliği Sendikası Genel Yönetim Kurulu Üyesi Şaban Abak, “Eğitim hemen bütün taraflarının temsil edildiği 17. Milli Eğitim Şûrası’nda alınan bu karar bir milli mutabakattır. Şûra kararı YÖK’ün tutumunun antidemokratik, ülke ve millet gerçeğiyle kavgacı, ideolojik kaynaklı olduğunu bir kez daha tescil etmiştir” dedi.

 

BAYKAL DA "KATSAYI ZULMÜ"NÜN

 

DEVAMINI İSTEDİ

 

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 17. Milli Eğitim Şûrası'yla ilgili olarak, "Bugünkü Şûranın hedefi, amacı; maalesef eğitimi, kendi siyasi bekleyişlerine göre, yeniden yapılandırmak, şekillendirmek" şeklinde konuştu.

 

Baykal, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ilgili ilgili ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

 

Bir gazetecinin, devam eden 17. Milli Eğitim Şûrası'nda alınan bazı kararlara yönelik sorusu üzerine, Baykal, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, "Sorun çözen değil, üreten bakanlık haline dönüştüğünü" öne sürdü.

Gönderi tarihi:

her zaman eşitlik isteyenler işine gelmeyince eşitsizlik ister oldu.

 

Değerli Osmanlı,

 

Elmalarla armutlar ne zamandır eşit oldu. Bence sen demagoji yapıyorsun...

 

Selamlar... Tektürk

Gönderi tarihi:

şu net çizgiyi görmek lazım bence, kardeşim onlar meslek lisesi, endüstri meslek lisesine ya da imam-hatiplere gidenler ileride ne olmak için oraya gidiyor, imam olacaksan, ilahiyat istiyorsan al sana fırsat, hem ona dair eğitim alıyorsun, lisene dair üniversite bölümlerine girmende kolaylık gösteriyorlar... ha ama yok ben başka bir yer istiyorum diyorsan niye oraya gittin, kendine kötülük yaptınsa bunu niye eşitsizlik olarak gösteriyorsun? sen istediğin bölüme gidemiyorsan ben de imam olamıyorum, ha dersen ki sen de imam olabil, o zaman da kendi lisemde aldığım eğitim ilahiyat fakültesine uymayacağı için yarım imam olup çıkıcam, aslında bu durumum elitsizlik olduğunu savunanların durumunu gösteriyor..

e tabi siyasi nedenlerle her yere gereksiz bir sürü okul açarsan sonuç böyle olur...

eğitim sisteminin şu andaki durumundan ben de memnun değilim ve bu her zaman sınıfta tartışma konusu oluyor ancak yine de nerden gelirsen gel- ne olmak istiyorsan ol anlayışı çok yanlış bence...

Gönderi tarihi:

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 17. Milli Eğitim Şurası Genel Kurulunda alınan kararın, katsayı uygulamasının kalktığı anlamına gelmediğini kaydederek, ''alanlarıyla ilgili bölümleri seçen öğrencilere ek puan verilmesi öngörülüyor'' dedi.

Çelik, katsayıyla ilgili kararın alınmasının ardından yaptığı açıklamada, ''kararın ne anlama geldiğini'' anlattı.

 

Şura Genel Kurul kararıyla ''katsayı uygulamasının kalkmadığını'' kaydeden Çelik, şunları söyledi:

 

''Diyelim ki Ticaret Lisesi alan olarak eşit ağırlıklı puan türüne giriyor. Öğrenci, eşit ağırlıklı puan türüyle girilen bir okula gittiği zaman 0.8 katsayısı ile çarpılacak, ancak kendi alanıyla ilgili bir bölümü tercih ederse ek puandan yararlanacak. Örneğin Anadolu Teknik Lisesi'nin makine bölümünden mezun bir öğrenci üniversitede makine mühendisliği bölümünü tercih ettiği zaman alanıyla ilgili olduğu için ona ek puan verilecek. Yani, orta öğretim başarı puanı hem 0.8 katsayısıyla çarpılacak hem de ek puandan yararlanacak. Yani avantajlı durumda olacak. Bu, teşvik etmek amacıyla yapılacak.''

 

Orta öğretimde alan belirlemesi yapılacağını ifade eden Çelik, şu bilgileri verdi:

 

''Biz Anadolu Teknik Lisesi'nin alanını, ders ağırlığına göre belirleyeceğiz. Anadolu Teknik Lisesi sayısal alan olarak kabul edildiği zaman buradan mezun olan öğrenciler sayısal puanla girilen bütün okullara 0.8 katsayısıyla girecek, ancak kendi alanlarıyla ilgili bölümlere gittikleri zaman ek puan alacaklar. Alanları dışındaki bir bölüme yine sayısal puanla giderlerse diğer adaylar gibi diğer bütün bölümlere normal girebilecekler.

 

Örneğin, İmam Hatip Lisesi'nin alanını sözel olarak belirledik. Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin alanını da eşit ağırlıklı olarak belirledik. İmam Hatip Lisesi mezunu alanıyla ilgili bölüme giderse ek puandan yararlanacak. Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu da eşit ağırlıklı bölümlere normal adaylar gibi gidebilecek ama İlahiyat'ı tercih ederse o zaman ek puan alacak.''

 

 

16.11.2006

Gönderi tarihi:

aslında şöyle yapmak lazım,dini agırlıklı liseler açmak ,yada bütün okullarda din derslerinin sayısını artırmak lazım, hem bu imam hatip meseleside kalkar hemde ikibaşlı bir sistemiymiş gibi duran bu mesele halledilmiş olur.( yada şöylede yapılabilir;imam hatip okullarının ismini degiştirebiliriz)bence imamlıgı da bir meslek olarak görmek ne kadar dogrudur...o da ayrı ya..

Gönderi tarihi:

meslek liselerini istedikleri bölümlere göre belirleyenler o bölümü ne için okuyorlar ne için seçiyorlar torna tesviye okuyan bir adam liseyi bitirip nasıl tıp fakültesine giremiyorsa imam olmak isteyenlerde imam olacaklar. olmayacaklarsa o zaman istedikleri liseyi seçmekte özgürler.

 

sonra kalkıp adaletsizlik var demek tam anlamıyla demagojidir. düz liseye gitmesini kimse engellemiyor insanın. din adamı olmak için okuyorlarsa amenna yok başka bişey içinse o zaman bi zahmet ona uygun lise belirlesinler. bu blöf artık görülmüştür arkadaşlar. :excl:

Gönderi tarihi:

imam hatip okulları neden açıldı ,belki imam yetiştirmek için ,ancak ihtiyaçtan fazla yıgılma olmasını nasıl açıklarız,bazı velilerin çocugunun fenni ilimler yanında dini ilimlerde almasını istiyor olabilir.peki diger okullarda din dersi yokmu...var tabiki,ama yeterli degil,daha fazlasını isteyen veliler ve cocukları mevcut demek ki...bir de şu var.İslamda din adamı diye bir tabir yok aslında...belkide mesele burdan kaynaklanıyor olabilir,en iyisi bütün liselerde din derslerinin saatlerini seçmeli olarak artırmak ...

Gönderi tarihi:

evet bu olabilir sayın aslan34

seçmeli din dersi olmalı.

ama okullarda verilen seçmeli de olsa din dersleri çok yetersiz olacaktır.

ben imam hatip mezunu değilim ama dini bilgim az sayılmaz.

yani isteyen bu eğitimi dışardan da alabilir.

yetiştirilen her öğrencinin din adamı olması zaten beklenemez, din arzu edilirse öğrenile bilen bir kavram.

hatta arzu ile öğrenilirse daha da faydalı ve sağlam.

ama meslek liselerinde tercih edilen bölümün yüksek eğitimini almak daha mantıklı ve uygun olacaktır.

aksi taktirde konunun akıbeti meçhul olacaktır.

Gönderi tarihi:

şuna kesinlikle katılıyorum sayın keskinkalem,meslek (zanaatkar olmak için) lisesine giden kesinlikle aynı meslek dogrultusunda gitmelidir.işin tabi yoluda budur, her şey isteyerek yapılırsa verimli olur.okullarda seçmeli verilecek din derslerinin tabiki aman aman artırılması degil istenen ama mevcud da yetersiz kalıyor.acizane bende imam hatip de okumadım ama İslami bilgim bu okula gidenlerden daha iyi oldugu kesin ...sorun bu da degil yani her imam hatip okuluna gidenler ,bazılarının büyüttügü gibi de degildir.mesele lise egitimindeki bu çift başlıklı durumu ortadan kaldırmak...ideolojik saplantılarla hem gençlerin hemde ülkenin gelecegini karartmamak....meslek liselerine gereken önemi vermek,din derslerinin seçmeli ve tatmin edici olması ve imam hatip okullarının arada kalmış durumunu düzeltmek...saygılar

Gönderi tarihi:

ihtiyaçtan fazla imam hatip okulu var olunca ve ülkede irticai unsurlar tehdit oluşturuyorsa, bir kısım grupları devletin güvenlik kademeleri tehlikeli buluyorsa o zaman "dini" eğitim almakta, din adamı olmakta, sorun olacaktır.

 

kavram kargaşası yaşıyoruz, ülkemizde bu gibi sorunların istenirse çok kolay çözülebileceğine inanıyorum. yeterki niyet ve samimiyet olsun. camilerde imama ihtiyaç var, din eğitimi aldırmak isteyen ailelerin çocuklarını eğitecek din adamlarına da ihtiyaç var ama bu rakam ihtiyacın üzerinde olursa sorun teşkil ediyor.

 

ancak kız öğrencilerin imam hatiplerde okumasının mantıklı ve gerçekçi bir açıklaması yok. bu kafa karışıtırıyor. bir kadın imam olamazsa, imam hatipte okumasının ne anlamı var. yok mesele dini eğitim alması ise bunu okul dışında da alabileceğini az önce belirttik.

 

meselenin özünde netleşmemiş cevaplar var. bu cevapları da eğitimli insanlar verecek.

 

selametle

Gönderi tarihi:

şu net çizgiyi görmek lazım bence, kardeşim onlar meslek lisesi, endüstri meslek lisesine ya da imam-hatiplere gidenler ileride ne olmak için oraya gidiyor, imam olacaksan, ilahiyat istiyorsan al sana fırsat, hem ona dair eğitim alıyorsun, lisene dair üniversite bölümlerine girmende kolaylık gösteriyorlar... ha ama yok ben başka bir yer istiyorum diyorsan niye oraya gittin, kendine kötülük yaptınsa bunu niye eşitsizlik olarak gösteriyorsun? sen istediğin bölüme gidemiyorsan ben de imam olamıyorum, ha dersen ki sen de imam olabil, o zaman da kendi lisemde aldığım eğitim ilahiyat fakültesine uymayacağı için yarım imam olup çıkıcam, aslında bu durumum elitsizlik olduğunu savunanların durumunu gösteriyor..

e tabi siyasi nedenlerle her yere gereksiz bir sürü okul açarsan sonuç böyle olur...

eğitim sisteminin şu andaki durumundan ben de memnun değilim ve bu her zaman sınıfta tartışma konusu oluyor ancak yine de nerden gelirsen gel- ne olmak istiyorsan ol anlayışı çok yanlış bence...

ben de ayynen yazdıklarınıza katılıyorum..bir de şu tusiad ın planı cok celişkili geldi bana.çünkü kimse meslek lisesine gitmek için zorlanmıyorki..cocuk bogaziçine gitmek isterken calısırken ve kazanamazken bunun sorumlusu okudugu meslek lisesi mi..gitmeseydi..tusiad dakiler bunu dusunucek yastalar bence.bilmem anlatabildim mi..sozun ozu arkadaslar,kim bu ülkeyi içten bolmeye calışıyorsa liseleri,zengin anadolu cocugu ayrımını kullanarak..vs.vs. bilsin ki karşısında ben varım,biz varız,ataturk gençliği var.biz bu ulkeyi altın tepsiyle almadık,kusura bakmasınlar.saygılar.

Gönderi tarihi:

ben de ayynen yazdıklarınıza katılıyorum..bir de şu tusiad ın planı cok celişkili geldi bana.çünkü kimse meslek lisesine gitmek için zorlanmıyorki..cocuk bogaziçine gitmek isterken calısırken ve kazanamazken bunun sorumlusu okudugu meslek lisesi mi..gitmeseydi..tusiad dakiler bunu dusunucek yastalar bence.bilmem anlatabildim mi..sozun ozu arkadaslar,kim bu ülkeyi içten bolmeye calışıyorsa liseleri,zengin anadolu cocugu ayrımını kullanarak..vs.vs. bilsin ki karşısında ben varım,biz varız,ataturk gençliği var.biz bu ulkeyi altın tepsiyle almadık,kusura bakmasınlar.saygılar.

babam çocuk esirgeme kurumunda yetişmiş.ancak okadar cok calısırmıs ki..sonunda üni.yi de devlet bursuyla okudu,ingiltereye araştırma gorevlisi olarak yirmi yaşında devlet bursuyla gitti,ve dönünce boğaziçi üni.de profesörlüğe kadar yükseldi..simdi soyleyin bana,boyle bir oksuz yetim yoksul zeki çalışkan anadolu coçuğunu ozamanın hangi siyaseti durdurabilirdi..meslek lisesi mi tusiad mı..şimdinin boyle calışkan hedefli çocuklarını kim durdurabilir..şimdi bunları babamı övmek için yazmadım..yazılıp çizilenleri şimdi iyice degerlendirirsiniz umarımm

 

haa bi de aklıma gelmişken yazayım,diyelim dört yıl imamhatiplisesinde okudum,bir de dört yıl ilahiyat fakültesinde,tam sesiz yıl din eğitimi aldıım.iyi,güzel..ancaak,değilmi ki hukuk eğitimi dört yıl..bu yıl daha yeni beş yıla cıkarıldı.bir de korkunc boş gecen zorunlu bir yıllık staj var,bosubosuna bir staj yılı.staj demeye bakmayın siz,eğitim cokcok azdır stajda..hakimsavcılık sınavını kazanırsan iki yıl staj..altı yılda hukukcu olunuo da bunlar hiiic konusulmuor.

Gönderi tarihi:

meseleyi saga sola egip bükmenin bir anlamı yok.burda önemli olan bir kısım vatandaşın çocuklarına ilmihal derecesinde dini bilgiyi vermek istemesidir (aslında modern egitim kurumlarının dini az önemser olarak görmesi sorunun başlangıcıdır). imam hatiplerde zamanla bu gözle görülen okullar olmuşlardır.sistemin bunların önünü kesmek için buldugu çare ise ilerde önemi daha bi anlaşılacak meslek liselerinin önünüde kesmiştir.(4 yıl elektirik bölümünde okuyan bir ögrenci bu meslegin altyapısını en ince ayrıntısına kadar ögreniyor,ama ünüversitede elektirik mühendisi olamıyor. onun yerine düz liseye giden ve elektirikle alakası yalnızca dügme açıp kapamak olan bir ögrenci elektirik mühendisi olabiliyor) katsayı magdurlarının böylece kendi mesleklerinde ilerleme şansları azalmaktadır.enteresan olan dier uygulama bu çocukların okudukları süre boyunca müfredatlarının büyük kısmını oluşturan meslek dersleri ile ilgili ÖSS de soru olmamasıdır. imam hatiplerin önünü kesmek için çıkarılan ve adil olmayan bu sistem bütün meslek liselerini vurmuştur.....imam hatip okullarınıda meslek lisesi olarak degerlendirmemek lazımeger meslek lisesi olarak yer etmişse bunu degiştirmek gerekmektedir....bunun çaresi ise mevcut din derslerinin daha içerikli ve saatlerini arttırmakla olabilir...tabiki seçmeli olması kaydıyla,kimseyide istemedigi bilgilerle donatmak demokratik degildir. ...... kızların imam olabilir mi olamaz mı meselesi ise bu tamamen bu okulların yapısından kaynaklanmaktadır...kız erkek ayrı olması,başı kapalı egitime müsait olması bu nedenlerin en önemlisidir. yapılması gerekenler gerçek meslek liseleri ile düz denilen liselerin birbirinden tamamen ayrılmasıdır..imam hatip okullarını ise kaldırabilirler tabi vatandaşın ihtiyaçlarına cevap vermek kaydı ile............her üniversiteyi bitiren bir meslek sahibi olmuyormu, meslek olarak zanaatkarlık kast ediliyorsa doktorlukda nihayetinde bir zanaat degil mi, yani bunların da ayrımı önemli aslında ...

Gönderi tarihi:

Bu imamhatipleri kapatmak için daha neyi bekliyorlar. :excl:

Arkadaş buradan imam yetişmiyor,resmen gerici ****** yetişiyor.

Ve salıyorlar onları hukuk,siyasal vs.yüksek okullara.

Sonrasında olan bu ülkenin geleceğine oluyor...

Kapatın gitsin nasılsa oradan mezun olanlar imam mimam olmuyor...

Gönderi tarihi:

öncelikle selamlar. Ben şunu sormak istiyorum neden imamhatipli yada meslek liseli birisi fen bilimleri ve diğer bilimleri öğrenmemelidir. eğer öğrenmelidir diyorsanız neden farklı uygulamalar tabiidir imam hatipli yada meslek liseli birisi bu bilimleri öğrenince ülkeye ne gibi zararları olur herkes istediği ilim ve bilimi öğrenmekte özgür değilmidir eğer şöyle düşünüyorsanız madem diğer bilimlerle igileniyor normal liselere gitsinler yani seçme hakkın tektir öğrenme hakkın da tektir fazla bir şey öğrenemezsin bence yanlış bir düşünce ilimin ve bilimin sonu yoktur buna insanları teşvik etmek daha iyi diye düşünüyorum tarihimizde bunun örnekleri çoktur ALİ KUŞÇU'lar İBNİ SİNA'lar vs bu arada bende meslek lisesi mezunuyum ve mesleğimi sadece staj döneminde yaptım birde o yaşlarda hayat genelde toz pembedir ve hayatınızla ilgili önemli kararlar alırken ailelerin etkiside büyük oluyor birde bakıyorsunuzki sevmediğiniz bir bölümde sevmediğiniz bir işle uğraşmanız gerektiği söyleniyor ne kadar başarılı olunabilir sorgulamak lazım daha sonrada önünüze engeller çıkıyor ve siz seçiminizi bir kere yaptınız başka bir bölümle ilgilenemezsin gibi komik şeyler :)

Gönderi tarihi:

yani bence mesele dönüp dolaşıp sistemin Din ile ( tabiki İslam dini ile) ilişkisinde tıkanıp kalacaktır...buda öyle kolay aşılacak bir mesele gibi durmuyor.....sağcı iktidarların bu okulları oy ugruna çogaltma meselesi tamamen sistem görüşüdür,bu okulları halk desteklemektedir,bunun böyle olmadıgını söylemek bu işlerin içinde olmamak la aynıdır....ama şu vardır; burdan sağcıların daha çok oy aldıgı malumdur ama bu demek degil ki sayılarının artması bundandır,gerçegi görmemezlikten gelemeyiz...buda milletin talepleridir...

Gönderi tarihi:

imam hatipler kapatılırsa ne olur?

imam ya da hatip olmak isteyenler herhangi bir düz liseyi bitirdikten sonra yüksek eğitimlerini ilahiyat fakültelerini tercih ederek ilahiyatçı, imam ya da hatip olamazlar mı? olursa ne olur?

madem bu bu okullarda okuyan çocuklar ahmet hakanın da dediği gibi hayatları boyunca "biz farklıyızı" yaşamak zorunda bırakılıyorlar öyle ise bunu çözmek ve bu çocuklara diğer çocuklardan farklı olmadıklarını göstermek daha dürüstçe olmaz mı?

ve imam hatiplerde okuyan gençlerimiz bu ikilemi yaşamaktan kurtulmazlar mı?

Gönderi tarihi:

akp imam hatip meselesinde neden bu kadar ısrarcı acaba milletvekillerinin çoğunluğunun, bakanların büyük çoğunluğunun imam hatipli olması etkenmidir? :) ya da aile eşraflarının buralarda okuyor olması konuya karşı daha mı duyarlı kılıyor kendilerini...

 

din eğitimi almak için imam hatibe gitmek şartmıdır? ancak memlekete imamda gereklidir. ancak imam olmak için okula gidenlerin daha sonra başka alanlara kaymalarının mantıklı bir açıklaması yoktur. ama bu yüzden mesele siyasi bir çerçeveye çekilmek isteniyor. din düşmanı gösterilmek istenenler var...

Gönderi tarihi:

din egitimi almak için tabiki imam hatipe gitmek şart degil ama nerden alınacak mesele de bu degil mi? çocugunu imam hatibe gönderen veliler imam olsun diye degil,normal egitiminin yanında dini bilgisinide alsın diye yolluyorlar.zamanında şu yada bu sebepten açılmış olsada bu okulların şimdiki durumu budur.mevcut liselerde din derslerini istenilen düzeye getirdigimiz zaman bu sorun kendiliginden kalkar.....hem böylece gerçek meslek liseleride rahat bir nefes almış olur...

Gönderi tarihi:

sayın aslan

 

haklısınız liselerde din eğitimi daha verimli olsa iyi olur. ancak çocuğuna din eğitimi vermek istemeyen ailelelerde var farklı mezheplerde olanlar ya da bir inanca mensup olmayanlar...

 

o yüzden bence seçmeli din dersi olmalı ama bu seçmeli din dersi çok daha kapsamlı bir eğitim olmalı. iki sure öğretmek ya da abdest nasıl alınırdan ziyade olmalı. felsefesi öğretilmeli, tasavvuf öğretilmeli, değerli ilim adamlarının öğretileri ve yaşam öyküleri öğretilmeli. kısaca dinin düşünceye verdiği önemde öğretilmeli. cemaat olmak dışında bireysel insan olarak düşünsel gelişimi geliştirilmeli...

 

selamlar

Gönderi tarihi:

sayın sardunya.....ben zaten başından beri dinin seçmeli olmasını söylüyorum ki bu vicdanlar açısından makul olanıdır,kimseye istemedigi bir düşünceyi (hele de din söz konusuysa)vermek kimsenin haddine degildir.din derslerinin daha kapsamlı olmasıda dogrudur istenendir.......hatta daha ileri gidersek laik bir devletin dinlere tamamen tarafsız kalması gerekir,ben zorunlu din ögretimininde kaldırılmasını isterim(diyanetide ekleyebiliriz) çünkü dini kabulde zorlama olmaz olamaz daha dogrusu olmaması lazımdır,bu samimiyet için önemlidir ( ki din büsbütün samimiyet içerir)...........ama bu alanı sivil ve özel alana (dini) bırakmayı en başta istemeyen laik sistemin kendisidir,biras espiri gibi olacak ama ; inanın bunu da kendi bekası için yapıyor....

Gönderi tarihi:

sayın aslan

 

son cümleniz hariç diğerlerine katılıyorum çok paralel düşünüyoruz. ancak laikliğin bekası buna bağlı değildir. inançtaki samimiyet için bu elzemdir. inanç özgürlüğü, inancı yaşama özgürlüğü laikliğe bağlıdır. ülkemizin gelmiş olduğu konum bugün laikliği tartışılır kılıyor bunu son derece sakıncalı buluyorum. çünkü bunu tartışmaya açmanın altında yatan çok farklı talepler var. o yüzden gözardı etmemeliyiz diye düşünüyorum. bütün bu meseleleri aşmanın en akılcı yolu tam anlamıyla demokrasi ve sosyal adalettir...

 

genel anlamda birbirine çok yakın düşüncelere sahibiz. teşekkür ediyorum paylaşımınız için...

 

selamlar

Gönderi tarihi:

ben tşk ederim son bişi; laikligin bekasını kast etmedim sadece bunun rantını devşirenleri söylemek istedim....saygılar...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.