Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Acaba böylemi,saygı değer canraşit.

Evet Efendim, bir şeyin bilinmemesi onun yok olduğu anlamına gelmez. Var olduğu anlamına da gelmez.

  • Cevaplar 1,1b
  • Görüntü 102,9b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Most Popular Posts

  • Misafir meraba
    Misafir meraba

    Diğer arkadaşlar ne der bilmiyorum ama, benim adıma karar vermen doğru değil. Ayrıca tartıştığın insanla muhatap olma yerine diğer insanları söz konusu edip tartışmaya çekmen de doğru değil. Arkadaşım

  • .. sevgili @@pach of neo..   bi gün bi sucu kişi.. adı yanılmıyorsam yunus idi.. gene çok gevezelik yapıyordum o ara ki,, bi soru sordu:   "Kaç Allah vardır?"   hangi sözümden bu soruyu sorma

  • @@pach of neo günah mı çıkarıyorsun? 

Gönderi tarihi:

 RASGELE VE ŞANŞ" 

 

Ve; DNA..

 

Dr. Colin Patterson Dr. Patterson, Londra'da bulunan İngiliz Tabiat Tarihi Müzesi'nde, kıdemli taşılbilimci (paleontolog) olarak görev yapmaktadır. "Evolution" (Evrim) isimli eserin yazarıdır. Dünya'nın en başta gelen Yontma Taş Devri uzmanı olarak tanınmaktadır. Dr. Patterson, Amerikan Tabiat Tarihi Müzesi'nde, 5 Kasım 1981 günü, evrim teorisi uzmanlarından oluşan bir gruba konferans verdi. Bu konferansta, meslektaşlarına, hep beraber hayatlarını adadıkları bu bilimsel teorinin, tamamen bir spekülasyon olduğunu; teoriyi destekleyecek yeterli deliller bulunmadığını, kendisinin teori konusundaki fikirlerinin değiştiğini, ima etme cesaretini gösterir ve şunları söyler:

EVRİM: "BİLGİ TAŞIMAZ VE BİLGİ KARŞITIDIR"
"Geçen yıl aniden bir şeyi kavradım. 20 yıldan fazla bir sûredir, evrim üzerine çalıştığımı düşünmüştüm. Bir sabah uyandım ve sanki gece bir şey olmuştu. Birden düşünmeye başladım. Bu evrim zırvası üzerine, 20 yıldır çalışmaktaydım, ama bu konuda bildiğim tek bir şey bile yoktu. Bu kadar uzun bir süre, yanlış yolda gidebileceğimi fark etmek tam bir şoktu. Bu sebeple, son birkaç haftadır birçok kişiye ve farklı gruplardan insanlara basit bir soru sordum. 'Bana evrim hakkında bildiğiniz bir şeyi, tek bir şeyi, doğru olan tek bir şeyi söyleyebilir misiniz?' dedim. Aldığım tek cevap sessizlikti. Sorunun cevapsız bırakılması, evrimin hiçbir bilgi taşımadığı, taşıyorsa bile bunu benim henüz duymadığımı göstermektedir. Bu salonda bulunan birçok insan, sanırım itiraf edecektir ki; eğer son birkaç yıl içinde bu konu hakkında düşünmüşseniz; evrimi bir bilgi olarak görme noktasından, bir inanç olarak kabul etme noktasına gelmişsinizdir. Biliyorum ki bu düşünce, benim için geçerli olduğu kadar, birçoğunuz için de geçerlidir. Evrim sadece hiçbir bilgi taşımamakla kalmaz, bir bakıma bilgi karşıtlığı da içerir."
Alıntı.

 

Şimdi; İlk DNA nasıl oluşmuştur...
DNA'da mutasyon zararlımıdır,yararlımıdır...
Mutasyon geçiren herhangi bir organ veya canlı mesela "GÖZ" aynen bir sonraki nesile aktarılabilinirmi...
Mutasyon sonucunda DNA'ya yeni bilgi eklenirmi...

 

Ve bu yazdıklarımın matematiksel bir alt yapısı varmıdır..

 

Şimdilik.

Gönderi tarihi:

Evrim teorileri nelerdir?

1- Katastrofizm (Kıyamet Kuramı)

2- Lamarkizm (Lamarck’ın Evrim Kuramı)

3- Darwinizm (Darwin’in Evrim Teorisi)

4- Modern Sentetik Teori

5- Sıçramalı Denge Teorisi (Punctuated Equilibrium)

6- Kladistizm (Cladistics)

7- Ortak Yaşam Teorisi (Mitokondri Teorisi)

8- Karmaşıklık Teorisi

9- Panspermia Hipotezi

10- Heteretrof Hipotezi

11- Ototrof Hipotezi

Evrim teorisi hangi temeller üzerine oturtulmuştur?

1- Evrim her zaman gerçekleşir.

2- Evrim tersine döndürülemez (Louise Dolla Kuralları). Bazı genetik yapılar veya özellikler sahip oldukları eski durumlarını kopyalama yoluyla günümüze eski halleriyle dönebilirler ama baz aldıkları genler artık aynı yapıya sahip değillerdir.

3- Evrimin son bir hedefi yoktur veya herhangi nihai bir amaca yönelik değildir.

4- Evrim, eko sistemlerinden moleküler yapılarına kadar organizmaların tüm seviyelerinde çalışır

Evrim teorisi'nin varolduğuna dair ortaya sunulan kanıtlar nelerdir?

1- Jeolojik zamanlar ve yaşamın başlangıcı.

2- Hastalıklar.

3- Genler.

4- Arafosiller.

5- Amfib canlılar.

Kaynak: evrimteorisi.nedir

 

Burada "MATEMATİKSEL" bir alt yapı varmıdır.

Gönderi tarihi:

Yer çekimi bir "TEORİ" mi,yoksa kanunmu..

 

 

300px-Spacetime_curvature.png

 

Uzay-zaman bükülmesinin iki boyutlu çizimi. Maddenin varlığı, uzayzamanın geometrisini değiştirir. Bu bükülmüş geometri yerçekimi olarak tanımlanır. Şunu göz ardı etmemek gerekir ki, şekildeki beyaz çizgiler uzayın bükülmesini değil, bükülmüş uzayzamana uyarlanmış koordinat sistemini temsil eder. Zîrâ düz bir uzayzamanda beyaz çizgiler de doğrusal olurlardı.

 

 

burada "MATEMATİK" varmı..

Gönderi tarihi:

Gercekte  bir yaratici varmi, yokmu ben bilmiyorum. Kesinlikle bildigim sey,  Kurani [sozde] gonderen Allahin,  bu yaratici[var sa] olmasi imkansiz. Bu yuzden, yaratici varmi yokmudur konularinin genellikle [Allah] ile karistirilmasi yanlis. Insan yalniz Kurani okumakla bunu kolayca goruyor. Ama, bir yaratici [eger varsa] kavramini insanlarin algiliyabileceklerini hic sanmiyorum.  Bilhassa, Muhammadle ilgili sahsi isleriyle ugrasmasi ona hic yakismiyor. Ama Muhammede cok yakisiyor. Boyle yaraticiyi kendisine yakistiran din adamlari  her yerde var. Her ulkede var. Bunlara dolandiricilar derler.

Gönderi tarihi:

Matematik alt yapısı olmayan hiç bir "şey" yoktur ki evrim teorisinin olmasın. Elinizi yumruk yapıp bir parmağınızı serbest bırakırsanız bir parmağınız serbest kalmıştır. Bir parmağı daha serbest bırakırsanız iki parmak serbest olur, geriye üç bükülü parmak kalır. Bir tavuk bir yumurta yumurtladığında bir yumurta yumurtlamıştır. Bir daha yumurtlarsa iki yumurta eder. Hidrojen atomunun bir protonu, bir elektronu vardır. İki proton ve elektron olunca helyum olur. Ağaçta 218 elma varsa, 38 i yere düşerse ağaçta 180 elma kalır. 

 

Matematik doğanın dilidir. Matematikten ilgisiz hiç bir şeyin olmasının bir yolu yoktur. 48 kromozomumuz vardır, başka canlıların başka sayılarda kromozomları vardır. Her bir el ve ayağımızda beşer parmak vardır. Omurgalılarda beş parmak kural derecesinde yaygındır. Beş parmağı olmayan omurgalı hangisi diye düşünsem, aklıma hiç biri gelmiyor. Kuşların kanadında, balinaların yüzgeçlerinde bile beş parmak kemiği vardır. Hiç bir şeyi matematikten soyutlamanın bir yolu olamaz.

Gönderi tarihi:

Dr. Colin Patterson Dr. Patterson,

 

Efendim, bunun bir sahtekarlık olduğu ortaya çıkmıştı. Dr. Colin Patterson'un kendi ifadesi:

 

I was too naive and foolish to guess what might happen:  the talk was taped by a creationist who passed the tape  to Luther Sunderland... Since, in my view, the tape was obtained unethically, I asked Sunderland to stop circulating the transcipt, but of course to no effect.  There is not much point in my going through the article point by point.  I was putting a case for discussion, as I thought off the record, and was speaking only about systematics, a specialized field. I do not support the creationist movement in any way, and in  particular I am opposed to their efforts to modify school curricula.  In short the article does not fairly represent my views.  But even if it did, so what?  The issue should be resolved by rational discussion, and not by quoting  'authorities,' which seems to be the creationists' principal mode of argument."  (Letter from Colin Patterson to Steven W.Binkley, June 17, 1982).

    

 

Yani, diyor ki;

 

Ne olabileceğini sanmışım ki  çok saf ve akılsızmışım:

 

Görüşme  bir yaradılışçı tarafından kayda alındı ve Lutfer Sunderland’a gönderildi…O yüzden, ses bandı bana göre " ahlaksızca " elde edildi. Lutfer Sunderland’a piyasada bandın kopyasının dolaşmasına  engel olmasını rica etmiştim, fakat tabii ki herhangi bir etkisi olmadı ricamın. O ses bandı nokta nokta incelenirse benim ifadelerimde böyle bir gidiş yoktur.

 

Kayıt-dışı olduğunu sanarak ben bir tartışmayı ortaya koydum ve yalnızca spesifik bir konu hakkında  yöntemsellikten bahsediyordum. Yaratılışçı hareketi herhangi biçimde desteklemedim ve desteklemiyorum. Onların okul müfredatını değiştirme çabalarına karşıyım. O kısa yazıda benim görüşlerim dürüstçe anlatılmamış. Ama sanki öyleymiş gibi verilmiş, neden böyle ? Konu benim akıllı tasarımı sorgulamam olmalıydı ve yaratılışçıların ilkesel delili şeklinde olması için gösterilen; “ kaynaklar “ daki alıntılar ile değil.

Gönderi tarihi:

Şimdi; İlk DNA nasıl oluşmuştur...

 

Bu Evrim teorisinin konusu dışındadır. Abiyogenez'in konusudur.

Gönderi tarihi:

DNA'da mutasyon zararlımıdır,yararlımıdır...

 

Bazı mutasyonlar ölümcül ya da çok zararlıdır. Bu mutasyonlar anında elenir. Bazıları sessiz ve önemsizdirler. Bazen bir mutasyon kesinlikle avantajlıdır, bu nadirdir ama olabilir. Sessiz olmayan ve elenmemiş mutasyonların hemen hepsi, ne tamamen avantajlı ne de yıkıcıdır. Mutasyon biraz farklı bir protein üretir, ve hücre ve canlı organizma biraz farklı çalışır. Bir mutasyonun zararlı veya faydalı olması çevreye bağlıdır, ikisi de olabilir.

 

Eğer bunun hakkında düşünürseniz, hayatın şu şekilde işlemesi gereklidir, mutasyonlar (genetik maddedeki değişimler) her zaman oluyor. Ortalama bir insanın 50 ila 100 arası mutasyonu vardır ama yaklaşık 3 tanesi kayda değerdir, fiilen bir proteini değiştirirler. Eğer bu mutasyonlar zararlı olsalardı, yaşam kısa sürede sona ererdi.

 

Çoğu mutasyon düzenli olarak ne zararlı ne de yararlı olmasına rağmen, belirli bir çevre içinde zararlı ya da yararlı olabilir. Çevreler sürekli değişim halindedir ve bir popülasyonun her üyesi, diğerlerinden biraz daha farklı bir çevrede yaşar. Bazı organizmalar yaşar, bazıları yaşamaz. Bazıları ürer, bazıları üremez. Hem yaşayıp, hem üremeyi başaran canlıların genleri aktarılır. Organizmada çevreye göre elverişli olan her farklılık gelişir.

 

Mutasyonların çevreye bir tepki olarak ortaya çıkmadığını anlamak önemlidir, sadece meydana gelirler. Gayet sıklıkla bir mutasyon bir popülasyonda meydana geldikten sonra kaybolur, çünkü organizmanın dölü yoktur veya mutasyonu dölüne aktarması vuku bulmamıştır; mutasyonun yararlı olsa bile bu olabilir. Bazen bir mutasyon popülasyon içinde, herhangi bir avantaj sağlamadığı halde şans eseri yerleşebilir; bu genetik sürüklenme olarak bilinir.

 

Mutasyonların bir kerelik ortaya çıkmadığının bilinmesi de önemlidir. Nadiren oluşurlar ama bir tür içinde tekrar tekrar olmayı sürdürürler. Mutasyon etki olarak elmadan bir lokma almaktan daha fazlasını ifade eder; eğer ilk görüldüğü zaman ortaya çıkmasa bile başka bir şansı olur. "

 

 

http://www.makaleler.com/bilim-makaleleri/mutasyonlar-zararli-midir.htm
Gönderi tarihi:

 "MATEMATİKSEL" bir alt yapı varmıdır.

" Kaos Teorisi (tamamen matematiksel modelleme kökenli olan bir bilim dalı), Evrim'e mükemmel bir şekilde uyarlanabilmekte ve uyuşmaktadır. Bunun sebebi, daha önce Oyun Teorisi ile ilgili yazımızda da açıkladığımız üzere, Evrim'in bir doğa gerçeği olması ve doğal olarak diğer bilim dallarıyla da pek çok farklı ve tahmin edilemez gibi gözüken biçimde desteklenmesinden kaynaklanmaktadır. Evrim, dinamik bir sistem olan canlılık üzerine etkiyen bir diğer dinamik sistemdir. Dolayısıyla Evrim de, canlılık ve canlılar arası ilişkiler de Kaos Teorisi'nin sınavlarına tabi tutulabilecektir...

 

...temel olarak Kaos Teorisi'nin Evrim üzerinde uygulamalarını böyle özetleyebiliriz (bu arada bu alanda çok ciddi matematiksel hesaplamalar dönmektedir, bunları öğrenmek için üniversite düzeyinde kapsamlı bilgiler gerekir). "

http://evrimagaci.org/makale/166/
Gönderi tarihi:

Efendim, bunun bir sahtekarlık olduğu ortaya çıkmıştı. Dr. Colin Patterson'un kendi ifadesi:

 

I was too naive and foolish to guess what might happen:  the talk was taped by a creationist who passed the tape  to Luther Sunderland... Since, in my view, the tape was obtained unethically, I asked Sunderland to stop circulating the transcipt, but of course to no effect.  There is not much point in my going through the article point by point.  I was putting a case for discussion, as I thought off the record, and was speaking only about systematics, a specialized field. I do not support the creationist movement in any way, and in  particular I am opposed to their efforts to modify school curricula.  In short the article does not fairly represent my views.  But even if it did, so what?  The issue should be resolved by rational discussion, and not by quoting  'authorities,' which seems to be the creationists' principal mode of argument."  (Letter from Colin Patterson to Steven W.Binkley, June 17, 1982).

    

 

Yani, diyor ki;

 

Ne olabileceğini sanmışım ki  çok saf ve akılsızmışım:

 

Görüşme  bir yaradılışçı tarafından kayda alındı ve Lutfer Sunderland’a gönderildi…O yüzden, ses bandı bana göre " ahlaksızca " elde edildi. Lutfer Sunderland’a piyasada bandın kopyasının dolaşmasına  engel olmasını rica etmiştim, fakat tabii ki herhangi bir etkisi olmadı ricamın. O ses bandı nokta nokta incelenirse benim ifadelerimde böyle bir gidiş yoktur.

 

Kayıt-dışı olduğunu sanarak ben bir tartışmayı ortaya koydum ve yalnızca spesifik bir konu hakkında  yöntemsellikten bahsediyordum. Yaratılışçı hareketi herhangi biçimde desteklemedim ve desteklemiyorum. Onların okul müfredatını değiştirme çabalarına karşıyım. O kısa yazıda benim görüşlerim dürüstçe anlatılmamış. Ama sanki öyleymiş gibi verilmiş, neden böyle ? Konu benim akıllı tasarımı sorgulamam olmalıydı ve yaratılışçıların ilkesel delili şeklinde olması için gösterilen; “ kaynaklar “ daki alıntılar ile değil.

  

 

 

Ama yanlışlıklar rağmen, evrim hakkında Patterson merkezi soru açıkça geldi:

Ama konuşmadan bir cümle doğru yeniden, ve belki de diğerlerinden daha kaydedildi. Cümle retorik bir soru oldu, ben bir yaratılışçı kaynak (Johnson 1991, s.10) dan alıntı: 'Bana evrim hakkında bir şey, doğrudur herhangi bir şey söyleyebilir misiniz?'

Evrim hala filogenetik akıl birincil belirleyicisi olarak kabul edilir, çünkü soru hala önemli, Patterson, savunuyor. Ama evrim hakkında Patterson'un agnostisizm - bugün devam ediyor - 1981 yılında ifade, "Ben yirmi yıldır bu şeyler üzerinde çalışma olmuştu ve bu konuda biliyordu bir şey yoktu".

 

Gönderi tarihi:

Bu Evrim teorisinin konusu dışındadır. Abiyogenez'in konusudur.

Evrim teorisinin dışında imiş ve abiyogenez'in konusu imiş..

Ne; dna nasıl oluştu sorusu..

Peki; abiyogenez konusu olsun..

Cevabı; "BİYOGENEZ" fazla üzerinde durmaya değmez..

 

 

 

Nasıl olur da sonsuz denecek kadar çok birtakım küçük varyasyonlar, eğer bu varyasyonlar salt raslantı ise, evrimin birbirinden bağımsız iki kolu üzerinde aynı planı izlesin? Evet, nasıl olur da tek tek alındığında hiçbir işe yaramayan birtakım varyasyonlar iki kolda da doğal seleksiyonla aynı sıra veya düzende korunarak biriktirilmiş olsun?

Henri Bergson.

 

original.gif

Gönderi tarihi:

Bazı mutasyonlar ölümcül ya da çok zararlıdır. Bu mutasyonlar anında elenir. Bazıları sessiz ve önemsizdirler. Bazen bir mutasyon kesinlikle avantajlıdır, bu nadirdir ama olabilir. Sessiz olmayan ve elenmemiş mutasyonların hemen hepsi, ne tamamen avantajlı ne de yıkıcıdır. Mutasyon biraz farklı bir protein üretir, ve hücre ve canlı organizma biraz farklı çalışır. Bir mutasyonun zararlı veya faydalı olması çevreye bağlıdır, ikisi de olabilir.

 

Eğer bunun hakkında düşünürseniz, hayatın şu şekilde işlemesi gereklidir, mutasyonlar (genetik maddedeki değişimler) her zaman oluyor. Ortalama bir insanın 50 ila 100 arası mutasyonu vardır ama yaklaşık 3 tanesi kayda değerdir, fiilen bir proteini değiştirirler. Eğer bu mutasyonlar zararlı olsalardı, yaşam kısa sürede sona ererdi.

 

Çoğu mutasyon düzenli olarak ne zararlı ne de yararlı olmasına rağmen, belirli bir çevre içinde zararlı ya da yararlı olabilir. Çevreler sürekli değişim halindedir ve bir popülasyonun her üyesi, diğerlerinden biraz daha farklı bir çevrede yaşar. Bazı organizmalar yaşar, bazıları yaşamaz. Bazıları ürer, bazıları üremez. Hem yaşayıp, hem üremeyi başaran canlıların genleri aktarılır. Organizmada çevreye göre elverişli olan her farklılık gelişir.

 

Mutasyonların çevreye bir tepki olarak ortaya çıkmadığını anlamak önemlidir, sadece meydana gelirler. Gayet sıklıkla bir mutasyon bir popülasyonda meydana geldikten sonra kaybolur, çünkü organizmanın dölü yoktur veya mutasyonu dölüne aktarması vuku bulmamıştır; mutasyonun yararlı olsa bile bu olabilir. Bazen bir mutasyon popülasyon içinde, herhangi bir avantaj sağlamadığı halde şans eseri yerleşebilir; bu genetik sürüklenme olarak bilinir.

 

Mutasyonların bir kerelik ortaya çıkmadığının bilinmesi de önemlidir. Nadiren oluşurlar ama bir tür içinde tekrar tekrar olmayı sürdürürler. Mutasyon etki olarak elmadan bir lokma almaktan daha fazlasını ifade eder; eğer ilk görüldüğü zaman ortaya çıkmasa bile başka bir şansı olur. "

 

tavus-kusu-tuyundeki-tasarim-ve-darwinin

 

 

 

Alıntı

 

 

 

“…Şimdilerde ise doğadaki bazı belirgin yapılar beni çok fazla rahatsız ediyor. Örneğin bir tavuskuşunun tüylerini görmek, beni neredeyse hasta ediyor. “ (Pat Shipman, “Doubting Dmanisi”, American Scientist, Kasım-Aralık 2000, s. 491)

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Ben bu yabancı bilimcilerden yapılan rivayetlere hiç bir zaman inanmıyorum. Bunlar evangelistler tarafından yapılan sahtekarlıklar ve nurcu, adnancı gibi bazı dış irtibatlı kanallar ile aynı sahtekarlıklar evangelistlerden birebir tercüme edilip burada yayınlanıyor.

 

Tavus kuşunun tüyleri elbette evrimin sonucudur. Birikimli seçilim çok sağlam açıklanmış bir mekanizmadır. Buna hiç bir biyolog aklım ermiyor demez. Bunda akıl ermeyecek bir şey yok. Gri güvercinler yetiştirir ve sürekli olarak daha açık grileri bir tarafa, daha koyu grileri bir tarafa ayırarak üretimi sürdürürsek, kısa süre sonra rasgele mutasyonlar bu yapay seçilimle birikir ve bir tarafta simsiyah, bir tarafta bembeyaz güvercinler elde ederiz. Doğada ise bu seçilim besin, üreme ve düşmanla rekabet konusundaki çok çetin mücadelelerin sonucunda ortaya çıkar. Yalnızca en başarılı olanlar hayatta kalır ve yaralı mutasyonları sonraki kuşaklara aktarırlar. Yararsız mutasyonlar kısa sürede, zararlı mutasyonlar derhal yok olur. Çünkü rekabet şansı yoktur.

 

Gönderi tarihi:

" Kaos Teorisi (tamamen matematiksel modelleme kökenli olan bir bilim dalı), Evrim'e mükemmel bir şekilde uyarlanabilmekte ve uyuşmaktadır. Bunun sebebi, daha önce Oyun Teorisi ile ilgili yazımızda da açıkladığımız üzere, Evrim'in bir doğa gerçeği olması ve doğal olarak diğer bilim dallarıyla da pek çok farklı ve tahmin edilemez gibi gözüken biçimde desteklenmesinden kaynaklanmaktadır. Evrim, dinamik bir sistem olan canlılık üzerine etkiyen bir diğer dinamik sistemdir. Dolayısıyla Evrim de, canlılık ve canlılar arası ilişkiler de Kaos Teorisi'nin sınavlarına tabi tutulabilecektir...

 

...temel olarak Kaos Teorisi'nin Evrim üzerinde uygulamalarını böyle özetleyebiliriz (bu arada bu alanda çok ciddi matematiksel hesaplamalar dönmektedir, bunları öğrenmek için üniversite düzeyinde kapsamlı bilgiler gerekir). "

 

-http://evrimagaci.org/makale/166/-

 

 

 

Bildiğiniz gibi Dünya, bütün canlılığı ve cansızlığı ile birlikte, dinamik bir sistemdir. Kaos Teorisi'ni doğuran hava durumundan (iklimden) tutun da, av-avcı ilişkilerine, Evrim'in kendisine, canlıların sosyal hayatına, su/buhar döngüsüne kadar pek çok sistem tamamen dinamiktir. Hiçbir canlı olduğu gibi kalmaz, sürekli evrimleşir. Doğa, sürekli değişdir. Kıtalar sürekli hareket eder. Biz, kısıtlı algılarımızla her şeyin "mükemmel ayarlı" olduğu yanılgısına düşer, etrafımızdaki pek çok şeyin var olduklarından beri sabit ve değişmez olduklarını sanarız. Halbuki, Antik Yunan'da yaşayan Heraklietos'un MÖ. 500'lü yıllarda tespit ettiği gibi, gerçekte, "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir".

 

İşte Kaos Teorisi (tamamen matematiksel modelleme kökenli olan bir bilim dalı), Evrim'e mükemmel bir şekilde uyarlanabilmekte ve uyuşmaktadır. Bunun sebebi, daha önce Oyun Teorisi ile ilgili yazımızda da açıkladığımız üzere, Evrim'in bir doğa gerçeği olması ve doğal olarak diğer bilim dallarıyla da pek çok farklı ve tahmin edilemez gibi gözüken biçimde desteklenmesinden kaynaklanmaktadır. Evrim, dinamik bir sistem olan canlılık üzerine etkiyen bir diğer dinamik sistemdir. Dolayısıyla Evrim de, canlılık ve canlılar arası ilişkiler de Kaos Teorisi'nin sınavlarına tabi tutulabilecektir.

 

 

 

 

Oyun Teorisi'ne ve biyolojik, evrimsel uygulamalarına dönecek olursak... Evrimsel Oyun Teorisi'ne göre, bir bireyin bir konu hakkında aldığı karar veya bir konuya gösterdiği tepki/davranış/ilgi ve bunun sonuçları, bireyin sadece kendisini değil, beraber yaşadığı ve aynı çıkarı güden / amaca sahip olan bireylerin tümünü ve onların aldığı kararları etkileyecektir. Bu şekilde, bir popülasyondaki bireylerin şahsi kararları bir yana, grup içerisinde alınan kararların tamamı, grubun tümünün ve grup bireylerinin şahsi başarısını etkileyecektir. Bu "karar"dan kasıt yalnızca insanların hayatlarında aldıkları kararlar olarak düşünülmemelidir: insanın da bir hayvan türü olduğu unutulmadan, belli bir zeka seviyesine sahip olan ve hatta olmayan tüm canlıların yaşantıları içerisinde gösterdikleri davranışların tamamı göz önüne alınmalı ve Evrimsel Biyoloji ışığında incelenmelidir. Yani bir saksağan kuşunun erkek seçiminden tutun da, bir toprak solucanı popülasyonunun toprak içi organizasyonuna kadar her şey Evrimsel Oyun Teorisi dahilinde incelenebilir ve birer "karar" özelliği taşır.

 

 

Görüldüğü üzere atraksiyonların haddi hesabı yok, saksağanın,eş seçimi,solucanın populasyonu, evrimsel oyun planına dahil yani; "MATEMATİKSEL ALT YAPI" ne saksağan,matematik ile eş şeçiyor..

Bu arada "İNSAN" da bir hayvan türü olduğundan,hayvanlara bir kıyağı oluyor, (saksağan ve solucan,bu yazıda geçtikleri için) evrimsel oyuna dahil ediliyorlar..

 

6517d1168641411-solucan.jpg

Solucan..

Saksağan'a gerek yok.

 

 

 

Şimdi doğadan birkaç örnek verelim: Mesela, neden hayvanların günümüzde olduğundan çok daha fazla saldırgan olmadığını düşündünüz mü? Neden aslanlar, belli bir alana sahip olduktan sonra, ellerindeki alanı yeterli bulurlar ve daha geniş alanlar elde etmek için komşu aslanların bölgesine girmezler? Neden insanların kimi zaman evrimleşmiş ama gelişmemiş zekalarından kaynaklanan kibirlerinden ötürü hırsla ve tamah ile yaptıkları gibi, daha fazla toprak, daha fazla para, daha fazla güç istemezler? Bunu açıklamanın tek ve en güçlü yolu Evrimsel Biyoloji ve Oyun Teorisi'ni bir çatıda birleştiren Evrimsel Oyun Teorisi'dir. Aslanlar, bir noktadan sonra daha fazla ilerlemezler, çünkü bir noktadan sonra civar alanlardan gelecek saldırılara karşı yapılması şart olan savunmalar ve yeni alanlara yapılacak saldırıların getirileri, aslanların savaşırken harcayacakları enerji ve kaybedebilecekleri hayatlarından çok daha değersiz bir hale gelmektedir. Dolayısıyla bir noktadan sonra, aslanlar "karşılıklı oyun stratejisi" dahilinde ilerlemeyi keser ve barış içerisinde, Nash Dengesi dahilinde yaşarlar. Ancak denge bir noktada, herhangi bir sebeple bozulursa, denge Doğal Seçilim ile sağlanacaktır. Buradan da, Doğal Seçilim'in bir doğa gerçeği olarak nasıl karşımıza çıktığı ve Evrimsel Biyoloji'deki önemli rolü anlaşılabilecektir.

 

Aslan; alanını korur,çok doğru, ve komşu aslanların bölgesine girmezmiş, ( belgesellerde gördüklerimiz,aslan kavgaları şaka demekki) aslında bu olay çok daha su götürür, bu itibarla evrimsel biyoloji ve oyun teorisi ( daha matematik görmedik)  bize doğal seçilimin, doğal oyunu olaraktan,oynanırmış.

Gönderi tarihi:

Öncelikle teoriler ispatlanmaz. Çünkü; bilimde teorilerin ispatlanma / ispatlanmama durumu yoktur. Bilimde teoriler için kıstas geçerlilik / geçersizlikdir. Big Bang geçerli bir teoridir.

 

Ayrıca, konu teknoloji eksikliği değildir:

 

" Evrenin geçmişte nasıl olduğunu ancak evrenin uzak bölgelerini gözlemleyerek anlayabilmekteyiz, evrende ne kadar uzak bir bölgeyi gözlemleyebilirsek, evren tarihinde de o kadar uzak bir geçmişe gidebilmiş oluruz. Fakat günümüzde görebildiğimiz şey doğrudan doğruya Big Bang'ın ilk döneminin kendisi değil, evren tarihindeki bu sıcak aşamanın ışıklı yansıması diyebileceğimiz “kozmik arkaplan ışıması”dır. Bu ışıma esas olarak tekbiçimli olup her yönde gözlemlenebilmektedir ki, bu, Big Bang’ın gözlemleme olanağı bulduğumuz bölgelerde son derece homojen bir tarzda meydana geldiğini göstermektedir. Bakışlarımızı asla Big-Bang’ın ilk haline kadar götüremeyecek olmamızın nedeni, ilksel evrenin, yüksek yoğunluğundan dolayı, donuk ışımalı oluşudur; tıpkı Güneş’in merkezini doğrudan göremeyecek oluşumuz, ancak onun yüzeyini gözlemleyebiliyor oluşumuz gibi... " ( tr.wikipedia.org )

sana sadece tek bir örnek vereceğim bu sana yeter sevgili dostum. 16. yüzyıldada dünyamızın yuvarlaş olduğu bir toeriydi.am şimdiki zamanda dünyamısın yuvarlak olduğu ispatlanmış durumda..laughing.gif yani senin anlıyacağın tabirle teknolojiye bağlı olarak ispatlanabilir teoriler vardır..yada ispatlanması mümkün olmayan.

 

teoriler vardır sevgili dostumoriginal.gif ..iyice araştırmanı tavsiye ederim.

 

teorinin ispatlanması için tek geçerli yol teknolojiden geçer. sevgili dostum saygılaroriginal.gif ..

 

 

evrenin geçmişte nasıl olduğunu anlamak için 2 yol vardır..1. si 1 milyon yıl bekleyip teknoloji sayesinde evreni fethetmek tıpkı dünya örneğinde verdiğim gibi............

 

 

 

2. si ise 14 milyar yıl geri gitmekoriginal.gif ..bu bir insan için imkansız olduğu için biliyorsunuz zamanda geri gitmek imkansız ......rolleyes.gif

 

 

bir zaman makinanız varsa ve ışık hızını aşarsanız .einsteininde dediği gibi zaman paradoksunu kırabilirsiniz sevgili mirim..

 

YANİ BİR ZAMAN MAKİNASI

 

  varsa elinde geleceği gidip önemli veriler elde edebilirsiniz sevgili arkadaşlar.şimdi anladınızmı?ne kadarzor olduğunu küçücük bir ispatın bile.??? 

Gönderi tarihi:

ayrıca sevgili dostum eğer teknoloji olmasaydı.bu bilgi birikimine nasıl sahip olacaktın?hiç düşündünmü?teknoloji olmasaydı bırakın evreni araştırmayı,daha nasıl bir varlık olduğunun

 

farkına bile varamazdın..bunun farkındamısın?thumbsup.gif

Gönderi tarihi:

teknolojiye bağlı olarak ispatlanabilir teoriler vardır

 

Teoriler ispatlanmaz. Yalnızca bulgular ve gözlemlerle desteklendiği ölçüde geçerliliğini korur.

 

Mesela A noktasından B noktasına bir yolculuk söz konusu olsa ve ben bu yolculuğun hangi güzergahtan yapıldığını bilmesem, bu A'dan B'ye nereden ve nasıl gelindiğini açıklamak için ben bir güzergah teorisi kurarım. A-B arasında çeşitli istasyonlarda çekilmiş resimler bana birer bulgu olur. Bu bulgular eğer teorimidestekliyorsa teorim geçerli olur. Başka bulgular ortaya çıkması durumunda ise bu bulgular teorimi desteklediği ölçüde teorim geçerliliğini sürdürür.

 

Big Bang de mevcut bulgu ve gözlemlerle desteklenmeye devam eden geçerli bir teoridir. Big Bang başlangıcının gözlenememesi ise, tıpkı güneşin çekirdeğini gözleyemeyişimiz gibi, yoğun homojen kozmik ışıma nedeniyledir. Teknoloji ile ne kadar uzağı gözlersek gözleyelim, yine sabit homojen ışıma ile karşılaşacağımızdan asla o anı ve yerini gözlemleyemeyiz. Onun için Big Bang evrenin belli bir anında, belli bir yerinde gerçekleşmiş bir patlama değildir. Teoriye göre, Big Bang nedeniyle uzay-zaman birlikte var olmuştur.

Gönderi tarihi:

Nasıl olur da sonsuz denecek kadar çok birtakım küçük varyasyonlar, eğer bu varyasyonlar salt raslantı ise, evrimin birbirinden bağımsız iki kolu üzerinde aynı planı izlesin? Evet, nasıl olur da tek tek alındığında hiçbir işe yaramayan birtakım varyasyonlar iki kolda da doğal seleksiyonla aynı sıra veya düzende korunarak biriktirilmiş olsun?

Henri Bergson.

Henri Bergson Bilim Adamı değil, İdealizm felsefesini savunan bir filozoftur. Ve o Darwinin teorisininin mekanizmasını " Yaşam Gücü " ile açıklamış. Teoriden yana ama açıklaması farklı. Modern Evrimsel Sentezden sonra bu açıklamalar gözden düşmüştür.

Gönderi tarihi:

Hayırlı bayramlar,

 

Mutasyonlar, canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar ve yer değiştirmelerdir. Mutasyonlar DNA'yı oluşturan nükleotidleri tahrip eder ya da yerlerini değiştirirler. Çoğu zaman da hücrenin tamir edemeyeceği boyutlarda birtakım hasar ve değişikliklere sebep olurlar.

Dolayısıyla mutasyon, hiç de sanıldığı gibi canlıları daha gelişmişe ve mükemmele götüren tılsımlı bir değnek değildir. Mutasyonların net etkisi zararlıdır. Mutasyonların sebep olacağı değişiklikler ancak Hiroşima, Nagazaki veya Çernobil'deki insanların uğradıkları türden değişiklikler olabilir: Yani ölüler, sakatlar ve hilkat garibeleri...

Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi rastgele bir etki ancak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:

Mutasyonlar küçük, rastgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu dört özellik, mutasyonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceklerini gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebilecek
rastlantısal bir değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı.
Bir kol saatinde meydana gelecek rastgele bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır.
Bir deprem bir şehri geliştirmez, ona yıkım getirir.
1(alıntı)

Gönderi tarihi:

Mutasyonun canlının genlerini yapılandırıp düzenlediği ve geliştirdiği şeklinde bir iddia yoktur. Mutasyon, yapılandırma ve geliştirme işini seçilimle birlikte yapar. Bir canlının üreme hücrelerine genetik yapısı (çok büyük ölçüde aynen) kopyalanır. Kopyalama sırasında olasılık hesabı dahilinde farklı kopyalamalar olur. Farklı kopyalama, genetik şifreyi değiştirdiği için, yeni oluşan bireyde yapısal bir değişikliğe yol açar. Bu değişiklik zararlı etki yaparsa, bu yeni birey rekabet edemez ve ölür. Mutasyon da onunla birlikte yok olur. Yararsız bir değişime yol açarsa durumunda atasına göre bir değişiklik yapmaz. Ama yararlı bir mutasyonsa, diğer yararsız ve zararlı mutasyonlar geçiren yeni bireylere göre rekabet gücü elde ederek hayatta kalır, ürer, mutasyon kalıcı olur.

 

Bu mekanizmanın sürekli çalışması, yararlı mutasyonların seçilimini sağlar. Milyonlarca yılda birikimli seçilim, türleşmelere yol açar. Dünyada canlılığın başlangıcı olan 3,5 milyar yıl önce tek bir arkaebakteri türü vardı, başka canlı yoktu varsayalım. Her on milyon yılda birikimli seçilimle türleşmenin yeni bir tür ortaya çıkardığını varsayalım. On milyon yıl sonra dünyada iki bakteri çeşidi oldu. Yirmi milyon yıl sonra dört. Otuz milyon yıl sonra sekiz ve kırk milyon yıl sonra onaltı.

 

Her on milyon yılda tür sayısı ikiye katlanıyor. 3,5 milyar yılda oluşacak tür sayısı 3500000000/10000000 sayısının üs olarak yazılacağı 2 dir. Yani 2350. Bu 224349...... ile başlayan 100 basamak daha ilave edilecek bir sayıdır. Yani 106 basamaklı bir sayı. Yani trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon kere trilyon. Dünyada oluşacak canlı türü sayısı bu kadardır. Bu sadece tür sayısı, canlı bireyi sayısı değil. Bu türler petrol, kömür ve doğal gaza, kirece dönüşmüş durumda. Milyarlarca ton çıkarılıyor, bitmiyor. Evrim sonucu günümüze kalan tür sayısı en başarılı olmuş türler. Diğerleri doğal seçilimle ortadan kalkmış.

 

Evrim, türleri böyle yaratmıştır. Türleri yaratan tanrı değil, evrimdir. Tanrı diye bir şey, yoktur.

Gönderi tarihi:

Mutasyonun .................

Bu da evrimin matematik temeline örnek olmuş oldu.

Gönderi tarihi:

Mutasyonlar küçük, rastgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. 

 

"

Genetik sürüklenme ya da Sewall Wright etkisi, evrimsel sürecin temel mekanizmalarından biri. Bir popülasyonda kuşaktan kuşağa, tümüyle şansa bağlı olaylar sonucu genlerin Bir karakter üzerinde aynı ya da farklı yönde etkili olan iki veya daha fazla genden her birinin sıklıklarının değişimidir.

 

Genetik sürüklenme, küçük bir grup canlının genetik havuzunda tamamen şans eseri oluşmuş değişikliklerdir.[1] Genetik sürüklenme bir popülasyondaki genetik bir karakteristiğin yok olmasına ya da güçlü olanın hayatta kalmasından ve alellerin değerinden "bağımsız olarak" yaygın hale gelmesine neden olur.[1] Popülasyonda üremeyi gerçekleştiren canlıların sayısı arttıkça, genetik sürüklenmenin etkisi azalır. Bu durum yazı-tura örneğine benzer. Art arda iki kere tura gelmesi doğal karşılanırken 20 kere tura gelmesi tuhaftır. Yazı-tura işlemi tekrarlandıkça, turaların oranı 0.5'e yaklaşır.[2]

 

Genetik sürüklenmenin etkisi en çok, bir canlı türünün kaderi birkaç bireye bağlı olduğunda ortaya çıkar. Bu duruma kurucu prensibi (İng: Founder principle) denir. Göl, ada gibi izole olmuş ortamlara rüzgar veya başka canlıların vücudu gibi herhangi bir vasıtayla ulaşan tohumlar ve hayvan türleri, genellikle ulaştıkları yeni ortamda koloniler oluştururlar. Bu birkaç kurucu bireydeki alellerin görülme sıklığı, genellikle geride bıraktıkları popülasyondaki lokusların çoğundan farklıdır. Bu farklılıklar, yeni ortamda türeyen popülasyon üzerinde uzun süreli evrimsel etkiler yaratırlar. Hawaii Adaları gibi takımadalarda görülen tür çeşitliliğinin, birbirine temas eden anakaralardan fazla olmasının nedeni, kurucu prensibidir.[2] "

 

( tr.wikipedia.org )

Gönderi tarihi:

Ben bu yabancı bilimcilerden yapılan rivayetlere hiç bir zaman inanmıyorum. Bunlar evangelistler tarafından yapılan sahtekarlıklar ve nurcu, adnancı gibi bazı dış irtibatlı kanallar ile aynı sahtekarlıklar evangelistlerden birebir tercüme edilip burada yayınlanıyor.

 

Bu Evangelistlerin sahtekarlıkları bununla kalsa yine iyi. Hatırlarsanız Irak'ın işgalini meşrulaştırmak  için Kimyasal Silah bulundurduğu yalanı da, El_kaide'yi bulundurduğu yalanı da bunlara ve bunların siyasi temsilcisi Cumhuriyetçi parti başkanı ABD Başkanı  G.Bush'a ait:. Irak'da 2 milyona yakın insanın öldürülmesi ve yüzlerce kadına tecavüz edilmesini onların bu sahtekarlıkları neden oldu ve meşrulaştırdı.

 

İşin tuhafı, kendi kurduğu El-Kaide'yi örnek göstererek İslam dinini terör dini ilan eden bu Evangelistlerin Evrim konusundaki çarpıtma ve sahtekarlıklarına Müslümanların ezbere balıklama atlamaları.

Gönderi tarihi:

( daha matematik görmedik)

" ...temel olarak Kaos Teorisi'nin Evrim üzerinde uygulamalarını böyle özetleyebiliriz (bu arada bu alanda çok ciddi matematiksel hesaplamalar dönmektedir, bunları öğrenmek için üniversite düzeyinde kapsamlı bilgiler gerekir). "

http://math.uchicago.edu/~shmuel/Network-course-readings/Yule.pdf

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.