Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar hepinize selamlar.

 

Konu başlığı ilk bakışta sizlere mantıksız gelebilir.

Zira çocukluğumuzdan beri biliyoruzki, herkezin evinde de bulunan, bildiğimiz islam kitabına Kuran denir.

Ancak ben bu basit sorunun cevabını yinede burada, özellikle dindar arkadaşlara sormak istiyorum.

Çünkü asıl soracağım sorular bu soruma alacağım cevaplardan sonra gelecek.

 

Ben kendi kendime Kuran nedir sorusuna şöyle cevaplar veriyorum.

islam dini inanışına göre, Allahın İslam peygamberi aracılığı ile insanlara iletmek istediği tüm bilgilerin içinde bulunduğu kitabın tamamına Kuran denir.

 

Kuran bir kitap olduğu için, elle tutulan ve gözle görülen bir maddedir.

Nasıl ki, okullarda okutulan tüm kitapları görebildiğimiz ve tutabildiğimiz gibi; kuran da onlar gibi elle tutulur ve gözle görülür bir maddedir.

 

Kuranı sayfalara ayırırsanız, kuran olma özelliğini kaybeder. Zira parçalara ayrıldıktan sonra gördüğünüz ve tutabildiğiniz maddeler Kuran değil onun parçalarıdır.

Bu yüzdende o parçalara Kuran veya Kuranlar diyemeyeceğimiz için, onlara olsa olsa Kuran parçaları diyebiliriz ama tekil bir manada Kuran diyemeyiz.

 

Tekrar ediyorum; onlara Kuranlar diyemeyiz. Sayıları birden fazla olacağı için, Kuran da diyemeyiz.

Sadece Kuran parçaları diyebiliriz.

 

Umarım buraya kadar tamamdır.

 

Başka bir yöntemle; Kuranı surelere göre ayırırak, parçalar haline getirirsek; ona yine Kuran diyemeyiz fakat Sureler diyebiliriz.

Ayetler halinde parçalara ayırırsak eğer; o zamanda Ayetler diyebiliriz.

 

Gördüğünüz gibi buraya kadar herşey, herkezin anlayabileceği gibi basit, bilimsel ve tamamen mantıksal bir anlatım.

 

Bütün bunlara bakarak; "Kuran bir kitaptır" diyebiliriz.

Ne var elimizde? Bir madde.

Nedir o madde? bir kitap.

Nedir o kitabın adı? kuran-ı kerim.

 

Normalde olay bundan ibaret olması lazım.

Ama gelgelelim, bu topicteki ilerleyen bölümlerde, olayın basit mantıktan kaçılarak devam ettiğini göreceksiniz.

"Kuran bir kitaptır" ama deyip vıdı, vıdı bir şeyler yazanlar olacak.

"Kuran aslında mecazi bir anlamdır, sadece kitap diyemezsiniz" dedikten sonra bir sürü anlamsız yazılar yazanlar olacak.

Yani Kuran'ın ne olduğunu muğlakta bırakacaklar.

Yani sizin yıllardır bir kitap olarak bildiğiniz Kuran, çeşit çeşit başka anlamlara çekilecek.

 

 

 

Benim tüm dindar, islamcı veya Atesit veya dinsiz arkadaşlardan ricam şudur.

Herkez kendi anladığı manada Kuran neye denir sorusunu burada çok basitçe açıklasın.

 

Yanlız sizlerden ricam cevaplarınızı yazarken aşağıdaki maddeleri göz önünde bulundurunuz:

 

1- Hiç detaya girmeden ve hiçbir yerden alıntı veya örnek vermeden yazınız.

2- Basit bir anlatımla tek bir cümle veya 2 cümle ile yanıt veriniz.

3- Başka anlamlar aramayınız, Kuran kelimesinden ne anlıyorsanız onu yazınız.

 

 

Sevgili arkadaşlar,

Yazımda bilgi eksikliği veya yanlış bir fikrim veya kanım varsa lütfen şimdiden belirtiniz.

Kuran nedir? konusundaki yorumum yanlışsa lütfen bunuda şimdiden belirtiniz.

Benim yorumlarım şunlardır:

1- Kuran bir kitaptır.

2- Kuran bir kitabın veya başka birşeyin parçalarından biri değildir, bir bütündür.

3- Kuran bir din adı değildir, din kitabıdır.

4- Kuran islam dinine ait bir kitaptır.

5- Kuran kelimesi mecazi bir anlam değildir, gerçek anlamda mevcut olan bir kitabın veya kitapların adıdır.

 

 

Not: Özellikle islamcı veya dindar arkadaşlar bu metnimi lütfen dikkatli okusunlar ve yapacakları itirazları şimdiden sunsunlar.

Zira konu ilerdedikten sonra yapılan itirazları, mantık dışı ve direk olarak din koruma amaçlı itirazlar olarak değerlendirebilirim.

 

 

 

Tüm mutluluklar, benden önce sizlerin olsun.

En derin sevgilerimle.

  • Cevaplar 109
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Sevgili arkadaşlar,

Almak istediğim cevapları kısa istedim diye sakın diğer fikirlerinizi yazmamazlık etmeyin.

Ben sadece sorduğum soruların cevaplarını kısa ve öz olarak istedim.

Konuya ek fikirleriniz varsa, onlarıda sorumun cevabından bir kaç satır aşağıda yazın, bende keyifle okurum.

 

Ayrıca en çok merak ettitiğim cevaplar islamcı veya dindar arkadaşların cevapları olmasına rağmen, Ateist ve dinsiz arkadaşların cevaplarıda konunun hızlı ilerlemesine katkıda bulunacaktır.

Bu yüzden onlardan da destek bekliyorum.

 

 

Tekrar sevgilerimi sunarım.

Gönderi tarihi:

1)Dorduncu bir kitaptir

2)Muslumanlarin inancidir

3)yazilanlarla yapilanlarin uyusmadigi tek kitaptir...

kimilerine gore gore cokk onemli yada degersiz

bana goreyse;

celiskiler butunudur

laf oyunlarinin butunu

insanlari yola getirme yolu ama pek ise yaramayan

sadece agizda kalan bir kelime....

Çok teşekkür ederim, değerli La_bohéme,

 

"Dorduncu bir kitaptir" demişsiniz.

Kitapda bir madde olduğuna göre öyleyse Kuranda bir maddedir öyle değilmi?

 

Diğer arkadaşlar, lütfen bu aşamada sayın La_bohéme i eleştirecek bir şey yazmadan konunun dağılmamasına katkıda bulununuz.

Topicteki ilerleyen zamanlarda eleştirmenizi daha uygun görüyor ve rica ediyorum.

 

Anlayışınız için çok teşekkür ederim.

 

Herkeze dost sevgilerimle.

Gönderi tarihi:

Sayın Evrensel

 

Bana göre kuran tanımı;

 

Kuran muhammedin zamanın şartlarına göre allah vahyi diye insanlara sunduğu,kendi sıralamasına göre şu ayeti şurdaki sureye ekleyen bunu da diğerinin yanına katın diyerek oluşturduğu ancak muhammedin ölümünden sonra tekrar bir sıralama ile iyice karıştırılan ayetler ve sureler bütünüdür.

 

Kendisi dahi kitap haline getirmeyi düşünmediği için çok uzun süre ortalıklarda kalmış,aslı yakılmış,ebubekir tarafından toplatılması düşünülen,Osman zamanında tamamlanabilen bazı sureler (fil suresi,felak,nas,) Bazı sahabelerin mushafında olmayan,değişmez allah koruması altında olduğu zannedilen ancak haccac denen kişinin bin tane elif ekletmekle öğündüğü,

 

Allah ın kendi isminin dahi arapçasında ALLLAH şeklinde yazılabildiği

 

Sümer kaynaklarındaki efsanelerden tevrat,incil ve zerdüşt dininin karması çelişkiler yumağı bir kitaptır.Ancak ne hikmetse içindeki çelişkiler müfessirler tarafından cilalanmaya çalışılsada akıllı bir beynin tek,tek çelişkileri çıkarabileceği,fakat eyrisi ve doğrusu ile araştırırsan dinden çıkılacağından korkulan sonsuz cennet,sonsuz cehennem vaad eden bir kitaptır.

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:

bir kitaptır.

Katkılarınız için çok teşekkür ederim sevgili Saklıgerçek,

 

Diğer arkadaşlarada sorduğum gibi sizede müsadenizle bir ek soru soracağım.

Kitap olduğuna göre bir maddedir öyle değilmi?

 

 

-----------

Değerli arkadaşlar,

Bu topicte konu varmak istediğim hedefe gelmeden, lütfen birbirinizi eleştirmeyin, sadece kendi fikirlerinizi yazın.

Bu isteğim sadece bir ricadır, kısa bir süre sonra eleştirilerinizi almaktan herkez keyif alacaktır bundan emin olabilirsiniz.

Bu isteğimin sebebi konuyu dağıtmamaktır.

Anlayışınız için şimdiden yürekten teşekkürlerimi sunarım.

 

Konuyu okuyan diğer arkadaşlar,

Lütfen sizlerde katkıda bulunun, özellikle teist arkadaşlar tuzak bir soru olduğunu düşünüp, cevap yazmamayı yeğliyorlar.

Ben dürüst bir insanım, bu yüzdende bu sorumun yada sorularımın gerçektende tuzak bir soru olduğunu şimdiden size belirmekte bir sakınca görmüyorum.

Tuzak bir sorudur ama, inanç sisteminizi gözden geçirerek, kendinize duyduğunuz saygının derecesini bizlere ve kendinize göstermeniz açısından cevaplamanız gereklidir.

Bu yüzden iletilerinizi, cevaplarınızı sunmaktan kaçınmayınız.

 

Tekrar teşekkürler.

Gönderi tarihi:

soyut olan vahyin,o sonsuz manaların elbisesi,göründüğü yer,belki sizin deyiminizle maddeye büründüğü haldir,ama kur'an özü itibariyle madde değildir,bu çok saçma!,çünkü bir kitapta asıl olan onun sayfaları,yada içindeki kelimeler değil o kelimelerin ifade ettiği manadır.sonsuz bir ilimden gelir,küllinin cüz'ide göründüğü yerdir kur'an,güzelliğin zuhur ettiği yer,Hakkın,Adil-i mutlakın bütün esma ve sıfatıyla tezahür ettiği yerdir.aptalların çelişki zannettiği biraz aklı olanların ikliminde huzur bulduğudur kur'an.kur'an aşktır.varlığın varlığa ilan-ı aşkıdır.kur'an hiçbirşey olamamışları herşey yapandır,hiçbirşey olmamakta ısrar edenleri cehenneminde yakıp varlığa katandır kur'an.

Gönderi tarihi:

Kur'an ve diğer kutsal olarak addedilen kitapların içeriği, o devirdeki toplumların sosyal yaşamını, yaşam içerisindeki ahlak anlayışını yansıtmaktadır.

 

Kendisinin peygamber olduğunu iddia eden, ayrı milletlere ait bazı uyanık insanlar,

toplumdaki ahlak yapısını, ayrıca kendilerinden de birşeyler katarak,

bu sosyal yaşamdaki kuralların bir yaratıcı tarafından gönderildiğini iddia etmişlerdir.

Bu kuralları da, biribirlerinden kopya edegelmişlerdir.

 

Kurallar, şimdiki yasa kitapları gibi sonradan "kutsal" addedilen kitaplarda toplanmışlardır.

İçeriği temelde metafizik görüşlerden kaynaklanan sosyal ve teolojik(din) felsefeleridir.

 

Ama asıl gayeside, çalışan ve emekçi kesimin o tarihteki hakim sınıfa kayıtsız şartsız itaati için hazırlanmıştır.

Kaldıki içeriğinin tümü, özel mülkiyete ve efendiliğe iteati ve bu unsurların kutsallığından bahseder.

Fakirliğe saygılı olunmasını, bu inancın da diğer dünyada değerlendirileceğini vaadetmektedir.

 

Hükümlerin/kuralların toplandğı kitap tabiiki kesinlikle bir maddedir.

Bilimsel olarak madde olabilmenin özelliklerini taşımaktadır.

 

Selamlar..

Gönderi tarihi:

tabiyki bir maddedir..!!!

 

kitap haline getirilmek suretiyle kütle kazandırılmış,maddeleştirilmiştir.

 

Hükümlerin/kuralların toplandğı kitap tabiiki kesinlikle bir maddedir.

Bilimsel olarak madde olabilmenin özelliklerini taşımaktadır.

 

Değerli arkadaşlar,

Yukarıdaki arkadaşların ve benim görüşlerime göre kuran bir maddedir.

Çünkü içinde her ne yazarsa yazsın, kendisinin var olduğu bir gerçektir.

Onu elle tutabiliriz ve gözle görebiliriz.

Boşlukta yer kaplayan bir kütleye ve ağırlığa sahiptir.

Gerçek hayatımızda var olan bir nesnedir.

 

Kuran bir kitaptır.

Kuran bir kitabın adıdır.

 

Az sonra konunun nereye geleceğini göreceksiniz.

Bu topice bir hayli girilmiş olmasına rağmen, İslamcı, dindar veya müslüman arkadaşlar malum nedenden dolayı görüşlerini sunmamayı yeğlemişler.

 

Topici ziyaret edenler arasında, sadece enkas arkadaşımız fikrini yazabilecek kadar cesaret göstermiş, kendisine teşekkürlerimi sunarım.

 

Birçoğu konunun nereye gideceğini bilmediği için, basitçe, "Kuran bir kitaptır, kitap olduğu için bir maddedir" diyememiş.

 

Birazdan konu açıklığa kavuşacaktır.

İlgi ve alakanıza çok teşekkürlerimi sunarım.

Gönderi tarihi:

Değerli arkadaşlar,

 

Şimdi konuya bir açıklık getirelim.

 

Kuran bir Kitaptır dedik.

 

Kitap ise bir maddedir.

 

Kitaplar günümüzde kağıt üzerine yazılır.

 

Kimileri ciltler halinde ( Örneğin ansiklopediler ) , kimileri ise tek bir cilt halinde derlenir.

 

Kuran tek bir ciltlik, başlıbaşına bir bütün olan bir kitaptır, devamı veya öncesi yoktur.

Hiçbir kitabın bir eki veya ilavesi değildir, başlıbaşına derlenmiş olan bir kitaptır.

 

Zaten kuran kelimesi, ekli, katlı-katlanmış, derli manalarını içerir ve bu manada da kendisinin gerçektende bir kitap olduğunu belirtir.

Zaten içinde de kendisini bir kitap olarak nitelendirir.

 

Günümüzde bir kitabın nasıl yazıldığını biliyorsunuz.

İlk önce içine yazılacaklar bilgisayarda veya kağıtlar üzerine yazılır ve tüm yazılacaklar bitirildikten sonra derlenir (Düzenlenir) ve bir kapak(cilt) içinde toplanır.

 

İslam peygamberi döneminde ise, şimdiki gibi kitap basım ve hatta kağıt teknolojisi olmadığı için, kuran şimdiki şartlara göre yazılamamıştır.

 

İslam kaynaklarına göre, Kuran Muhammede vahiy olarak indirildiği zamanlarda, içindeki tüm sureler ve ayetler hurma yaprakları deri ve kemik vs. gibi maddeler üzerine yazılmıştır.

Tüm vahiyler tamamlandığında ise, elde kalanlar bu parçalardır. Yani hurma yaprakları deri ve kemik vs. gibi maddeler.

Bu nedenle o parçaları o haliyle, şimdikine benzer bir şekilde normal bir kitap haline getirmeye zaten imkan yoktur.

Bir kitap düşününki, bir sayfası hurma yaprağı, diğer sayfası kemik, bir başka sayfası deri, taş vs. Tabiki böyle bir şey teknik olarak imkansız yada mantıksızdır.

Dolayısıyla vahiy olan bu ayetlerin toplamına o devir için bir kitap diyebilmek biraz zor oluyor.

Fakat mantık olarak, yani kitap mantığı olarak, onların tamamı bir sandık içine yerleştirilebilir ve o sandığı içindekilerle birlikte bir bütün olarak bir kitap olarak nitelendirebiliriz.

 

Veya bu bir sandık değilde başka bir şey olabilir.

Yani maksat ona ilkel bir şekilde bile olsa bir kitap diyebilmek.

 

Bu aşamada, itiraz edenler olabilir. "Neden illaki kitap deme zorunluluğu olsunki" diyenler çıkabilir.

Fakat eğer ona bir kitap demek şart değilse bile, yinede ve mutlaka toplamına bir isim verebilmek için, onu derlemek ve biraraya getirmek gerekir.

Yani bir bütün oluşturmak şarttır. Aksi halde bir ismi olamazdı.

Hadi diyelimki o dönemde kitap değildi, ama mutlaka ki bir bütündü ki ona Kuran olarak bir isim verilebildi.

 

Bir bütündü diyorum, çünkü vahiyler tamamlanmıştı. Zira vahiyler tamamlanmadan önce sadece sureler ve ayetler vardı ama tamamlanmamış olduğu için Kuran henüz yoktu.

 

Buna göre henüz tamamlanmamış haline ne adlar verebiliriz?

1- Sureler. 2- Ayetler.

Neden? çünkü henüz kuran oluşturulmamıştır.

Yani henüz Kuran yoktur.

 

Şimdi gelelim son noktaya, Kuran eğer Allahın gönderdiği bir kitap olmuş olsaydı, Allah henüz Kuran diye bir şey yokken, sanki kuran diye bir kitap veya bir bütün varmış gibi bahsedermiydi?

 

Şimdi sizlere henüz Kuran denen birşey yokken; Allahın Kurandan bahsettiği bazı ayetleri örnek veriyorum:

 

Bakara(*) Sûresinin 97 . Ayetinde:

De ki: “Her kim Cebrail’e düşman ise, bilsin ki o, Allah’ın izni ile Kur’an’ı; önceki kitapları doğrulayıcı, mü’minler için de bir hidayet rehberi ve müjde verici olarak senin kalbine indirmiştir.”

 

Dikkat ederseniz Allah yukardaki ayette henüz Kuran yokken Kurandan bahsettiği gibi, aynı zamandada indirmiştir derken geçmiş zaman eki kullanarak sanki Kuran tamamlanmış gibi bir ifade kullanıyor.

Ve yine dikkat edinki Ayetler demiyor, Surelerde demiyor, Kuran diyor.

Oysaki o ayet indiğinde henüz Kuran inmemiş durumdaydı.

Dahada detaya gireceğim ama şimdilik birkaç ayet daha örnek verelim.

 

Bakara(*) Sûresinin 185 . Ayetinde:

(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.

 

Yine ayet veya sure kelimesini kullanmıyor, ramazan ayında Kuranın tamamı indirilmiş ve bitmiş gibi bahsediyor.

 

Âl-i İmrân(*) Sûresinin 58 . Ayetinde

(Ey Muhammed!) Bunu (bildirdiklerimizi) biz sana âyetlerden ve hikmet dolu Kur’an’dan okuyoruz.

 

Burada durum dahada vahim, çünkü ayetlerden bahsedilmiş olduğu halde yinede Kurandan bahsediyor. Yani Kuran varmış gibi vurgulanıyor.

Üstelik ayetlerin ve Kuranın ayrı ayrı şeyler olduğu tastikleniyor ve ayrıcada Kuranın varlığından söz ediliyor.

Üstelik "indirilecek olan Kuran" falan da denmiyor, direk olarak sanki o anda Kuran vermış gibi sözediliyor.

 

Nisâ(*) Sûresinin 82 . Ayetinde:

Hâlâ Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.

 

Bakınız burada da sanki tamamlanmış bir kuran varmış gibi söz ediliyor.

Üstelik sanki Kuran tamamlanmış ve derlenmiş vede bazı insanlara dağıtılmış bir kitapmış gibi değerlendiriliyor.

 

 

Enfâl(*) Sûresinin 32 . Ayetinde:

Hani onlar, “Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir” demişlerdi.

 

Bakınız, yine burda sanki kuran tamamlanmış ve birilerine dağıtılmış ve kimileri inanmamış gibi anlatılıyor.

Oysaki bu ayetin indiği zaman kuran henüz tamamlanmamış ve kimseye de dağıtılmamıştır.

 

 

Sevgili arkadaşlar,

Kuranda bu şekilde Kurandan bahseden birçok çelişkili ayet vardır.

http://www.diyanet.gov.tr/kuran/result.asp...&Submit.y=4

 

Yukarıdaki adresten diyanetin sitesine girerseniz, bunların yüzlercesini görebilirsiniz.

 

Gördüğünüz gibi Kuran bir kitaptır.

İslami kaynaklara göre muhammedin ölümünden çok sonraları yazılmıştır.

Yukarıda bahsi geçen ayetler ise; Muhammedin sağlığında indirilmiştir !

Kurandaki kurandan bahseden ayetleri okuduğunuzda sanki Kuran Muhammed zamanında yazılmış ve hatta dağıtılmış olarak anlatıldığını görürsünüz.

İslami kaynaklara, hadislere, alimlere bakarsanız, Kuran Muhammedin ölümünden sonra yazılmıştır.

 

Zaten Muhammed ölmeden Kuranın bir kitap haline getirilmemiş olması dahi başlı başına bir çelişkidir.

İslami anlatımlara göre Kuranın muhammed döneminde yazılamamış olmasının sebebi muhammedin ölmesine 2 gün kalasıya kadar vahiy inmiş olmasıdır.

Yani vefatına 2 gün kalasıya kadar Kuran tamamlanmamış olduğu için Muhammed kuranı yazıp, derleyip, toparlayıp dağıtamamıştır.

Oysaki herşeye gücü yeten Allah, pekala muhammedi bir kaç yıl daha yaşatacak kadar güce sahip olmalıydı.

 

Üstelik, yine islami kaynaklara göre, Kuranı yazma fikri Allaha veya Muhammede ait değil, sonrasındaki bir takım insanlara aittir.

 

Üstelikte bu insanların Kuranı yazmak istemelerinin sebebi muhammede inen vahiylerin zamanla, kulaktan kulağa değişime uğramamasıdır.

Üstelikte Muhammedin, "Ben ölürsem Kuranı yazınki değişmesin" diye bir vasiyeti de yoktur.

Üstelikte İslama göre Allahın da "Kuranı yazın" diye bir ayeti veya isteğide yoktur.

 

Madde kelimesinin neden bu kadar üstünde durduğuma gelince; şöyle anlatayım.

İslamcı arkadaşlar bu yazıma itiraz sunarken, her zaman mecbur kaldıkları gibi işi mecazi anlamlara çekecekler.

Yok efendim, Kuranda allahın bahsettiği kuran kelimesi, bildiğimiz kuran manasında değilde şu manada kullanılmıştır diyecekler.

 

Yani adı Kuran olan somut bir maddeyi, soyut bir manaya çekecekler.

Onu her zamanki gibi, ruhlar alemine, bilinmezliklere sürükleyecekler.

Basit mantıktan uzaklarda, mecazi anlamlarda anlatacaklarki, ortalık bulansın, kafalar karışsın.

 

 

Hurafelerden uzak, mutlu bir yaşam sizlerin olsun.

En derin sevgilerimle.

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar hepinize selamlar.

 

Konu başlığı ilk bakışta sizlere mantıksız gelebilir.

Zira çocukluğumuzdan beri biliyoruzki, herkezin evinde de bulunan, bildiğimiz islam kitabına Kuran denir.

Ancak ben bu basit sorunun cevabını yinede burada, özellikle dindar arkadaşlara sormak istiyorum.

Çünkü asıl soracağım sorular bu soruma alacağım cevaplardan sonra gelecek.

 

Ben kendi kendime Kuran nedir sorusuna şöyle cevaplar veriyorum.

islam dini inanışına göre, Allahın İslam peygamberi aracılığı ile insanlara iletmek istediği tüm bilgilerin içinde bulunduğu kitabın tamamına Kuran denir.

 

Kuran bir kitap olduğu için, elle tutulan ve gözle görülen bir maddedir.

Nasıl ki, okullarda okutulan tüm kitapları görebildiğimiz ve tutabildiğimiz gibi; kuran da onlar gibi elle tutulur ve gözle görülür bir maddedir.

 

Kuranı sayfalara ayırırsanız, kuran olma özelliğini kaybeder. Zira parçalara ayrıldıktan sonra gördüğünüz ve tutabildiğiniz maddeler Kuran değil onun parçalarıdır.

Bu yüzdende o parçalara Kuran veya Kuranlar diyemeyeceğimiz için, onlara olsa olsa Kuran parçaları diyebiliriz ama tekil bir manada Kuran diyemeyiz.

 

Tekrar ediyorum; onlara Kuranlar diyemeyiz. Sayıları birden fazla olacağı için, Kuran da diyemeyiz.

Sadece Kuran parçaları diyebiliriz.

 

Umarım buraya kadar tamamdır.

 

Başka bir yöntemle; Kuranı surelere göre ayırırak, parçalar haline getirirsek; ona yine Kuran diyemeyiz fakat Sureler diyebiliriz.

Ayetler halinde parçalara ayırırsak eğer; o zamanda Ayetler diyebiliriz.

 

Gördüğünüz gibi buraya kadar herşey, herkezin anlayabileceği gibi basit, bilimsel ve tamamen mantıksal bir anlatım.

 

Bütün bunlara bakarak; "Kuran bir kitaptır" diyebiliriz.

Ne var elimizde? Bir madde.

Nedir o madde? bir kitap.

Nedir o kitabın adı? kuran-ı kerim.

 

Normalde olay bundan ibaret olması lazım.

Ama gelgelelim, bu topicteki ilerleyen bölümlerde, olayın basit mantıktan kaçılarak devam ettiğini göreceksiniz.

"Kuran bir kitaptır" ama deyip vıdı, vıdı bir şeyler yazanlar olacak.

"Kuran aslında mecazi bir anlamdır, sadece kitap diyemezsiniz" dedikten sonra bir sürü anlamsız yazılar yazanlar olacak.

Yani Kuran'ın ne olduğunu muğlakta bırakacaklar.

Yani sizin yıllardır bir kitap olarak bildiğiniz Kuran, çeşit çeşit başka anlamlara çekilecek.

Benim tüm dindar, islamcı veya Atesit veya dinsiz arkadaşlardan ricam şudur.

Herkez kendi anladığı manada Kuran neye denir sorusunu burada çok basitçe açıklasın.

 

Yanlız sizlerden ricam cevaplarınızı yazarken aşağıdaki maddeleri göz önünde bulundurunuz:

 

1- Hiç detaya girmeden ve hiçbir yerden alıntı veya örnek vermeden yazınız.

2- Basit bir anlatımla tek bir cümle veya 2 cümle ile yanıt veriniz.

3- Başka anlamlar aramayınız, Kuran kelimesinden ne anlıyorsanız onu yazınız.

Sevgili arkadaşlar,

Yazımda bilgi eksikliği veya yanlış bir fikrim veya kanım varsa lütfen şimdiden belirtiniz.

Kuran nedir? konusundaki yorumum yanlışsa lütfen bunuda şimdiden belirtiniz.

Benim yorumlarım şunlardır:

1- Kuran bir kitaptır.

2- Kuran bir kitabın veya başka birşeyin parçalarından biri değildir, bir bütündür.

3- Kuran bir din adı değildir, din kitabıdır.

4- Kuran islam dinine ait bir kitaptır.

5- Kuran kelimesi mecazi bir anlam değildir, gerçek anlamda mevcut olan bir kitabın veya kitapların adıdır.

Not: Özellikle islamcı veya dindar arkadaşlar bu metnimi lütfen dikkatli okusunlar ve yapacakları itirazları şimdiden sunsunlar.

Zira konu ilerdedikten sonra yapılan itirazları, mantık dışı ve direk olarak din koruma amaçlı itirazlar olarak değerlendirebilirim.

Tüm mutluluklar, benden önce sizlerin olsun.

En derin sevgilerimle.

"Kuran bir kitaptır" ama deyip vıdı, vıdı bir şeyler yazanlar olacak.

 

Benim tüm dindar, islamcı veya Atesit veya dinsiz arkadaşlardan ricam şudur.

Herkez kendi anladığı manada Kuran neye denir sorusunu burada çok basitçe açıklasın.

 

Yukarıda yazılı ifadelerde kimse bir anormallik görmüyormu?

Bakınız kelimeleri tek tek yazalım,dindar,islamcı veya ateist veya dinsiz....

Birkere kavramlar arasındaki ilişkiden yoksun biri ortaya kuran konusunu atıyor ve tartışmak istiyor.

Peki bunu yaparken karşımızdaki insandan bir liyakat beklememiz gerekmiyormu?

İnsanların kutsal saydığı değerlere saldırıken bir şeye çok dikkat etmeliyiz.

Bu konunun üstesinden gelebilirmiyim.. Hayır Evrensel buna muktedir değilsin.Öncelikle

islamcı veya dindar kelimesine bakalım.Veya kelimesi size ne ifade ediyor.Başkalaşımcılığı değilmi?

Peki islamcı ve dindar kelimesi ne kadar anlamlı duruyor...Hiçbir şekilde.Ancak kendisinden sonra

fikir beyan edecek arkadaşlarımı vıdı vıdı yapmakla suçlamak,***** ***** etmek demektir.Böyle

bir hakka sahip değilsiniz evrensel..Büyük bir heyecanla insanların inançlarına saldırmakta serbest

olabilirsiniz. Yukarıdaki yazınzınızı önce detaydan genele ulaşım metoduyla çözmeye çalıştım.

Bunun anlamı sorunsaldır,(türkçedeki karşılığı derdin ne ? dir) detaydan genele ulaştığımda

sizin sadece ****** ****** aracı olduğunuz sonucunu çıkarttım.Gerçekten dinleri sorgulayan

birisi olsaydınız önce meramınızı akıllıca anlatabilme yetisine sahip olurdunuz.

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:

Ama farkindaysan dedigin konu kuranida incillestirir yani burdaki arkadaslar surekli incilin

degistigini soluyolar ama senin yazdiklarinda bana bunu cagristirdi...

Evet, çok değerli la_bohéme,

Doğru bir tespit.

Kuran da tıpkı incil gibi değiştirilmiştir.

Hemde bir kere değil, defalarca değiştirilmiştir.

Ancak benim burada en çok dikkat çekmek istediğim ve ispatladığım şey, kuranın değiştirilmiş olduğundan çok, onun Allah kelamı olmadığı ve insanlar tarafından düzmece olarak yazıldığıdır.

Buna göre islam dini de bir düzmecedir ve bir aldatmacadır.

 

Zaten sizde aşağıda aynı şeyden bahsetmişsiniz:

olmayan bir seyden olmus gibi bahsetmek bence gercekligini kaybettirir

Evet sizinde dediğiniz gibi, olmayan birşeyden, sanki varmışcasına bahsetmek, mantıksızlıktır.

Böyle bir mantıksızlığıda, yüce diye tabir edilen Allah değil, ancak insanlar yapabilir.

Buda islam dininin Allah denen bir varlık tarafından gönderilmediğinin en ala ispatıdır.

 

Değerli yazınızda bu konudaki başka çarpıklıklarada değinmişsiniz, teşekkür ve taktirlerimi sunarım.

 

Bir diğer ve yeniden dikkat çekmek istediğim nokta ise şudur;

Diyelimki Allah daha Kuran yokken, kuranda Kurandan bahsederken, yazılacak olan kurandan bahsediyor!

Neden öyleyse indirilecek Kuran demiyorda sanki daha önce indirilmiş bir Kuran gibi bahsediyor?

Üstelik, indirilmiş olması bir yana, indirimi bitmiş ve çoğaltılıp dağıtılmış gibi bahsediliyor?

 

Acaba daha tamamlanmamış, yarım ve eksik bir Kuranmı peygamper tarafından dağıtılmıştı? Böyle mantıksız bir sistem olurmu hiç?

Daha yazılması bitirilmemiş bir kitap dağıtıma sunulurmu?

 

Sevgili arkadaşlar,

gördüğünüz gibi bu 98% i müslüman denen bir ülkede bu topice şu ana kadar 132 kişi girmiş.

Hiçbir müslümanım diyen bu sorulara cevap vermeye cesaret edememiş.

Cevap yazmadan yanıt yazanlar ise, daha öncede yapacaklarını söylediğim gibi, sadece vıdı, vıdı yapmışlar.

Üstelik vıdı vıdı yaparken, konunun yanına bile yaklaşmamışlar.

 

Bu gerçeklere rağmen, kim cehennem korkusuyla, Ebeveynlerinin dayatmasıyla kendisini kandırmaya çalışırsa çalışsın, bilsinlerki bizide kandıramayacaklar.

 

Daha yüzlerce mantık hatası var, ama anlamak istemeyene anlatamazsınız.

İnanınki ömründe Kuran kadar çelişkili ve mantığa aykırı bir kitap görmedim.

Neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.

İçindeki bir çelişkiyi bile okurken, başka çelişkilerde daha çıkıyor.

Sağduyu ve mantıkla, korkuya kapılmadan kim okursa okusun dinden çıkar.

 

Okuyun arkadaşlar bu kitabı, okuyun.

Yüreğinizle, dürüstlüğünüzle okuyun.

insanca mantığınızla okuyun, kimseden korkmadan okuyun.

Anam babam bu dinde, eşim dostum bu dinde, ben nasıl çıkarım demeden okuyun. bakalım inanabilecekmisiniz?

Allah varsada size verdiği mantık kafanızın içinde, onun verdiği mantıkla okuyun.

 

Sayın dinci arkadaşlar,

Bana "eleb-i künni vesellem ya lahudi munni" gibi cevaplar yazmayın, benim arapçam biraz kıttır vede felsefem Arapçaya zıttır.

Siz bana düz bir mantıkla ve Türkçeyle bu mantıksızlığın nerden geldiğini açıklayın.

 

Kuranın ve islamın yakalanmasına katkıda bulunan tüm vatanseverlere teşekkür ve minnetlerimi sunarım.

nokta.

Gönderi tarihi:

Eğer bi konuyu tartışıyorsanız hele ki bu dinle ilgili bi konuysa tüm duygularınızı bi kenara bırakmak gerekir.Belli ki aranızdan çoğu katmanlarına öyle gömülmiş ki aynı şeyleri tekrar edip duruyorlar.Kur'an bir kitaptır,bir maddedir çok doğru bu yüzden tebrik ediyorum bunu çözebilen arkadaşlara ama burda Kur'an nın içeriği önemlidir.Kur'an'ın ne olduğunu tanımlarken amacını,ne yazdığını ele almamız gerekir.Kur'an Yüce Allah'ın biz insanlara kim olduğumuzu,neden yaratıldığımızı kısacası bize yol göstermek için HZ.Muhammed(s.a.v) aracılığıyla gönderilmiş kitaptır.Kur'an kitap olarak inmedi bu da doğru teker teker ayetler olarak inmiştir.O dönemde okuma yazma bilen çok az kişi vardı.HZ.Muhammed'in döneminden sonra yazılması gayet normal.

 

La_boheme Kur'an da çelişkiler olduğunu söylemiş,acaba sen Kur'an ı okudun mu ki bence okumadın çünkü arapça bilmediğini söyliyorsun amdem öyle bilmediğin bi şey hakkında nasıl böyle bi tespit yaptın söyler misin?

Gönderi tarihi:

Hz.Muhammeti nasıl bir devrin şahsiyeti sayabilirsiniz.? Yada romeo ve jullieti nasıl bir devrin öyküsü

sayabilirsiniz. Hz.Muhammet ve Kur'an dünden bugüne büyük ahlaki değerler taşımışlardır.Peki

her zaman 1-0 maça başlıyoruz çünkü bu dinden ve allahın varlığından uzak kişiler ne yapıyor

Kendilerini bilimin kollarına bırakıyorlar.Bilimde bizim bildiğimiz kadardır ancak.Yarın 400

yıl yada hadi 200 yıl sonra bilim.Arkadaş bugüne kadar söylenen bütün bilimsel değerler bir bir

çürümüştür.Düne kadar evrenin varolmasını ancak bildiklerimizle açıklıyorduk.Ancak bu gün

bildiklerimiz bu evrenin bir yaratıcısı var derse ne olacak.Bakınız inanç çok farklı bir kavram

bilimsel değerlere her zaman saygıyla ve kayıtsız bir öngörüyle kabule varız.Ancak bu gün bu

forumdaki ateist arkadaşlarda şunu görmek mümkün.El kitapları Turan Dursun,birazda İlhan Arsel.

Ben Çanakkale ve Kurtuluş savaşalarını incelerekn bir şey çok dikkatimi çekti. Asla dünyanın en

büyük donanmasına karşı kıçı kırık topçu savaşıyla yada piyade savaşıyla üstün gelemezdiniz.

Bu üstünlükte o elleri öpülesi,o aziz hatıraları önünde saygıyla eğilisi insanların inanılmaz bir inanç

ve iman duyguları vardı.Vatan=Namus kavramıyla ölüme gitmekten bir kez bile çekinmediler.

Şimdi burada bizi vıdıvıdı yapmakla suçlayan arkadaş eminimki elinde cigarası yeni yeni turan

dursun-ilhan ersel kokteylleri yapacak bize.vıdıvıdı etmeyen ve gerçekleri suratımıza bir şamar

gibi vurup duranlar bilmelilerki. Maneviyat olgusundan uzak kalan bir insan asla gerçekte kendi

değerlerinin farkında olmayacaktır.Sizlerde varolun,sizlerde bu forumda düşüncelerinizi ifade

edin.Bilinki bizim için kıymetlisiniz.

Gönderi tarihi:

Kuran vahiyler topluluğudur.Onu kitap olarak adlandıranlar bizleriz.

"Kuran bir kitaptır" ama deyip vıdı, vıdı bir şeyler yazanlar olacak.

"Kuran aslında mecazi bir anlamdır, sadece kitap diyemezsiniz" dedikten sonra bir sürü anlamsız yazılar yazanlar olacak.

 

Sizin üslubunuz beni geren,sinirlendiren bir üslup.Eğer üslubunuza uyacak olursak buraları kokudan geçilemez hale gelir herhalde..

 

Karşılaşmamak dileğiyle..

Gönderi tarihi:

KUr'an orjinal hali sadece arapça,diğerleri insanların yorumundan dolayı ufak tefek farklılıklar olabilir ancak temelde ki fikir aynıdır.Bu mücizeler o dönemde yapılmış ama günümüzde olan mücizelerde var

Gönderi tarihi:

Evet bunuda ogrenmek istiyorum??Neden mucizeler muhammedin doneminde kalmis?

Dahada önemlisi sevgili la_bohéme, niye bu kadar çarpıcı mucizeler olmuşsa, bu kadar çok inanmayan insanlarda olmuş.

Adam güya inananları kovalıyor, o anda deniz yarılıyor ve inananlar denizin içine kaçıyor.

Kovalayanlarda denizin yarıldığını görmesi bir yana, yarılan denizin içine kendide girerek kovalamaya devam ediyor.

"Denizde yarıldı, üstelikte ben bunu sadece görerek değil, içine bile girerek hissettim" deyip imana gelmiyorda inanmayanları kovalamaya devam ediyor.

İnsan akılsız olurda bu kadarmı akılsız olur? Hangi insan böyle birşeyi gördükten sonra iman etmez?

Onuda bırakın, bu insanların daha önce tepesine gökten alev topları yağmış, o zamanda inanmamışlar.

Kendinizi o insanların yerine koyun, inanmamazlık edebilirmiydiniz?

Dahasıda var.

Bırakın inanmayanları, bu kadar mucizeye rağmen, denizin içinden geçen, gökten yağan alev toplarını gören, gökten yağan ekmekleri yiyen inananlar arasından bile bu kadar mucizeye rağmen hala inanmakta şüpheye düşenler oluyor.

İnsan mantığına sığacak şeylermi bunlar?

Bugün deniz yarılsa ve içinden geçilse bir tane ateist kalırmı acaba?

Saygılarımla.

Gönderi tarihi:

selamlar

öncelikle evrensel arkadaşımızın irdelediği konuya değinmek istiyorum.

kuran kelime anlamı olarak "okunan" demektir. kurandaki ayetlerde bu anlamda geçmektedir.

bu anlam göz önüne alındığında irdelediğiniz ayetlerde bir yanlışlık göremezsiniz. kitapta kuran gördüğünüz yerlerde okunan bir şey düşünürseniz anlam kaybetmez. tabiki kuran ister yazıya dökülmüş bir şeyi okumak olsun, ister vahyin niteliği açısından kalbe fısıldanan ( örnek için veriyorum yoksa vahyin niteliği içinm değil) bir şeyi okuyarak tekrar etmek olsun tüm okumaları kapsar

 

 

sonra konu dışına çıksakta fransız arkadaşımızın eleştirilerine:

 

 

ve solermisiniz nasil bir ahlaktir ki bu babasiz cocuk doguran bir kadini taslarlarken onunla ayni pisligi yapan adama bisey olmuyo...

 

günümüzde insan egoları ve yorumları ile oluşturulmuş geleneksel elçi modeli ile kuranda bahsedilen elçi modeli yine elçinin kendisine iftira edilerek oluşturulan hadisler ışıgında birbirine karıştırılmaktadır. kişiler kendi yorumlarına, çıkarlarına dayanak bulmak için elçiyi kullanıyor, çogu zamanda elçi ilahlaştırılıyor.

bu yüzden geleneksel islam ve elçiyi , kurani islam ve elçiden ayrı tutmak gerekir. ve yine bu yüzdendir ki hadislere dayalı anlatılan kulaktan dolma rivayetlerle elçi yargılanması kurana göre yanlıştır. aynı 9 yaşındaki biriyle gerdeğe girdiği yalanı gibi

 

 

"Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir" (en-Nûr, 24/30).

 

buda kadinlarin niye kapanmasini gosteren bir ayet ne yaziktirki musluman erkeklerinin cinsel duskunlugu

kadinlarin kapanmasina yol acmis....Bu nasil bir dindirki o donemde kendi dininden bir insana kotu gozle bakiyon demekki muslumanlar gercekten irz dusmaniymiski kadinlari carsafa turbana mahkum etmisler...

 

ayet her iki cinsinde karşı cinse cinsel çekiciliği olan bölgelerini göstermemesi gerekliliğinden bahseder. bir ayrım yoktur. ayrım denilecekse bu ayrım, kadınların daha fazla cinsel çekicilik sağlayan anatomik bölgelere sahip olmasıdır

 

syg

Gönderi tarihi:
ama anlamadigim konu tanri dunya cok kotu ,insanlarda ahlak kalmamis diye bunu yapmis....

ama simdi yine nuha ihtiyac yok mu sizce sayin evrensel???

cunku benim gorusume gore inanmayanlar nuhun doneminden daha fazla ve insanlar

butun kavramlara su anda cok kotu yaklasiyo....

yani eger tanri nuha bundan dolayi gorev verdiyse simdide gelmesi gerekiyo???

 

tevratın ilgili kısmına bir daha göz atarsanız Allah " bir daha insan soyunu bu şekilde yok etmeyeceğini " söylediğini okuyabilirsiniz.

 

syg

Misafir Zıplayan Dana
Gönderi tarihi:

Sanırım bir çok kişi gibi ben de bu tartışmanın nerye gideceğini merak ettik ve bu yüzden de sadece okumayı tercih ettik.Ama benim sabrım bu kadarmış...

Müslümanlığı biraz bilen ya da az buçuk bunun ile ilgili kitap okuyan ya da az buçuk Gramer bilen herkes bu tartışmanın manasızlığını kavramıştır.

 

KUR'AN-I KERİM,çok net anlamda bir ÖZEL İSİMDİR.

Bu isimden hareketle bir yere varacaksanız bu saçma bir tavırdır.

 

Ha...,içeriği ile bir yere varmak istiyorsanız daha akli argümanlar,daha da Ku'ran'dan hareketle ve mümkünse başka kaynaklardan beslenerek bir yerlere varmanız gerekmektedir.

 

Sayın HOARA'ya gelince...:

"Mümin erkeklere söyle: Gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için daha temizdir" (en-Nûr, 24/30).[/b]ayet her iki cinsinde karşı cinse cinsel çekiciliği olan bölgelerini göstermemesi gerekliliğinden bahseder. bir ayrım yoktur. ayrım denilecekse bu ayrım, kadınların daha fazla cinsel çekicilik sağlayan anatomik bölgelere sahip olmasıdır
Ayetteki sözden hareket edersek,insanın ne zaman ve neden cinsel çekicilik ve cinsel istek duyacağı kişiden kişiye değişeceği gibi, yere ve zamana göre de değişir.Kimi bir gözden yada bir elden hatta ayaktan -ki fetişizm diyorlar- etkileneceği gibi; bazan de Mayolu kişiler görmek kişide istek uyandırmayabilir.

Bir bayan da erkeği görünce, bacaklarını-bakışlarını-yüzünü-elini-,bundan etkilenebilir; o halde erkekler de kapansın.

Bence senin dediğin yorum;kadınların cinse çekicilik sağlayan anatomik bölgelere sahip olması, daha ziyade bireylere sapık gözüyle bakan bir bakış açısıdır.Yani,toplumsal hayata katkı sağlamayan bir bakış açısıdır bu.Şii İran'da kapanma farklı bir şekilde oluyor,o zaman buradakiler onlardan daha mı müslüman?

 

Kapanma ya da bunun gibi şeyler toplumsal yorum ve bakış açısı ile ilgilidir.Ku'ran'da geçen KAPANMA'nın ne olduğunu tam olarak bilemiyorum ama bu okumaya göre değişiyor herhalde,zira aksi halde farklılıklar olmazdı.

Gönderi tarihi:
Ayetteki sözden hareket edersek,insanın ne zaman ve neden cinsel çekicilik ve cinsel istek duyacağı kişiden kişiye değişeceği gibi, yere ve zamana göre de değişir.Kimi bir gözden yada bir elden hatta ayaktan -ki fetişizm diyorlar- etkileneceği gibi;

 

ortak değer olarak bakıldığında kuranda mahrem yerlerden bahsedilir. bu mahrem yerlerinde nereler olduğu

herkez tarafından bilinmektedir. bahsettiğin fetişizm durumu ise anormaldir. ve ayette kendiliğinden görülenler hariç diyerek bu tip sapık karşı cinse karşı bir şey yapılamayacağı ışığı verilmektedir.

 

 

bazan de Mayolu kişiler görmek kişide istek uyandırmayabilir

 

ee işte mayolu denize girlmeyecek demek ki

 

Bir bayan da erkeği görünce, bacaklarını-bakışlarını-yüzünü-elini-,bundan etkilenebilir; o halde erkekler de kapansın.

 

tekrar mahrem yerleri düşünürsek evet erkekte mahrem bölgesini kapatacak. zaten kapatmaktadır. kadınlar içinse biraz daha fazla çaba gerekiyor. hepsi bu . ha konuyu başörtüsüne getirecekseniz kuranda başörtüsü yoktur

 

Bence senin dediğin yorum;kadınların cinse çekicilik sağlayan anatomik bölgelere sahip olması, daha ziyade bireylere sapık gözüyle bakan bir bakış açısıdır.

 

yanılıyorsun . dekolte her kadın veya erkeği ister istemez etkiler. bundan sakınmak gerektiğini söylüyor ayet

 

syg

 

öncelikle istemeden seni kırdığımı farkediyorumki sana fransız derken alay ederek aşağılamak kastım yoktu

nickini dogru yazamamaktan endişelenip espirili yaklaşayım istemiştim

 

 

sayin Hoara konuyu nerden aldiniz pek anlamadim

yada sizde kafaniza gore gelen yerleri aldiniz yada hic okumadiniz...Bilemem...Yorum yapaiyorum...

Konuyu

 

konuyu genel ahlak üzerine yazdığınızı biliyorumda birilerinin elçiyi yüceltmesi karşısında sizinde elçiyi haksız yere eleştirmenizdeki hatayı göstermek istemiştim

 

syg

Gönderi tarihi:

konu dağılıyor evrensel e ayıp olacak ama

 

elçi geleneksel öğretilerde belirtildiği gibi dokuz yaşındaki bir kızla gerdeğe girmemiştir

kuranda taşlama cezası yoktur kaldı ki böyle bir çıkarım yapılsa bile bu erkeğe de kadına da eşit uygulanmalıdır. bu ayrım yada ahlaksızlık töresel uygulamaların ayıbıdır kuranın yada elçinin değil

 

ahlak hakkında söylediklerinize özellikle göreceli oluşuna katılıyorum. kuran ahlakı en mükemmel ahlaktır ve dinsizler ahlaksızıdr demek fazla iddalı bir sözdür. Ancak biz inananlara göre kuran ahlakı nankör insanlık için en olgun veya uygun ahlak anlayışıdır. ahlak insanlığı disipline etmek için vardır diyerek söylüyorum bunu. dikkat ediniz kuran ahlakı diyorum. bir başkasına göre kuran ahlakı bazı noktalarda eleştirilebilir. dogaldır ama bu eleştirilerde değişen, yozlaşan değer yargıları ile yapılmaktadır.

 

syg

Gönderi tarihi:

Benim için son derece kışkırtıcı bir konunun içinde buldum kendimi.(Bir ayağımda pranga :D ) nasıl

yazcıam bilmiyorum.Admin eski hatalarımı affedebilirmisin :D

 

Hz.Muhammet " Birbirini sevemiyenler asla gerçek bir mü'min olamaz" demiş...

 

sevgili boheme burada yüksek bir ahlak duygusu yada vurgusu hissetmiyormusunuz.

Yada " Komşusu açken tok uyuyanlar bizden değildir" de bir sosyolojik olgu gözünüze

hiçmi çarpmıyor.Buradan bunu gibi binlerce örnek yazabilrim.ama sanırım benim gibileri

dövmek istiyorsunuz.Oysa ben size üzümde ikram etmiştim. :D

Gönderi tarihi:

Benim için son derece kışkırtıcı bir konunun içinde buldum kendimi.(Bir ayağımda pranga :D ) nasıl

yazcıam bilmiyorum.Admin eski hatalarımı affedebilirmisin :D

 

Hz.Muhammet " Birbirini sevemiyenler asla gerçek bir mü'min olamaz" demiş...

 

sevgili boheme burada yüksek bir ahlak duygusu yada vurgusu hissetmiyormusunuz.

Yada " Komşusu açken tok uyuyanlar bizden değildir" de bir sosyolojik olgu gözünüze

hiçmi çarpmıyor.Buradan bunu gibi binlerce örnek yazabilrim.ama sanırım benim gibileri

dövmek istiyorsunuz.Oysa ben size üzümde ikram etmiştim. :D

 

1.

Sevgi insan değerleri üzerine değilde Mü'minlik üzerine kurulu ise doğru olamaz.

Kaldıki müslümanlık diğer inançlıları da sevmeyin(dost edinmeyin) demektedir.

2.

Tolumun bir kesimini aç diğerini tok kabul edip, bununda yerleşik olmasını sağlamak bir sosyal ayıptır.

Kaldıkı "zekat" mefhumu (farz) böyle bir ayıbı devamlı kılmaktadır. Toklar, açlar olsunki zekatta olsun.

Bu ayıp ortadan kaldırılırsa, zekat ta ortadan kalkacaktır.

Gönderi tarihi:

1.

Sevgi insan değerleri üzerine değilde Mü'minlik üzerine kurulu ise doğru olamaz.

Kaldıki müslümanlık diğer inançlıları da sevmeyin(dost edinmeyin) demektedir.

2.

Tolumun bir kesimini aç diğerini tok kabul edip, bununda yerleşik olmasını sağlamak bir sosyal ayıptır.

Kaldıkı "zekat" mefhumu (farz) böyle bir ayıbı devamlı kılmaktadır. Toklar, açlar olsunki zekatta olsun.

Bu ayıp ortadan kaldırılırsa, zekat ta ortadan kalkacaktır.

kur-anın"dost edinmeyin"dediği o yahudiler,eğer biraz edebiyattan anlar ve bütünlüğü bozup parçalamazsanız "müslümanlara karşı kafirlerle işbirliği yapan yahudileri kastettiğini"anlarsınız.çünkü böyle bir dostluk o kişilerin casusluğunu göze alacak olursak ve müslümanlar arasına fitne sokacağını göz önünde bulundurursak bir enayilik olur.bu yüzden allah mü'minleri bu enayilikten men etmiştir.yoksa orda dindar ehli kitaptan bahsetmez,ayetin başına ve sonuna bakılırsa bu görülür.eğer onlardan bahsetmiş olsaydı başka bir ayette "gelin ortak bir kelimeye "lailahe illallah" demezdi.kafirler toplum düzenine ,bütün faziletlere küfürleriyle büyük bir darbe vurdukları için(başka bir zaman küfrün mahiyetini açıklarken anlatırım)onları dost edinmek zaten imkansızdır.ama sadece tebliğ edilir,din bütün güzellikleriyle anlatılır,sonra inkarı ısrar ediyorlarsa bıraklır.zaten fikir büsbütün zıt olunca hangi dostluktan bahsedilir.kabul edinki inanmayan biri; eksi kutuptadır,yapıcı değil yıkıcı düşünür,bu zaten küfrün bir karakteridir.çünkü o varlığın varlığını inkar etmiştir,niçin varlığı düşünsün varlığa dair bir endişesi olsun, keyfine göre yaşar.keyfini ilah edinir,çünkü varlıkta aciz olan bizler mutlak bir nokta-i istinada mecburuz,yani dayanak noktasına .bu eğer sonsuz bir ilah olmazsa sınırlı şeyler olacaktır haliyle,bu hakikatler bittecrübe sabittir.

 

gelelim 2.bölüme,hegel'in diyalektik ilkesini bilirmisiniz?kainatta zıtlar vardır ve zıtların sürekli bir şekilde çarpışması,hayatın adeta motoru gibidir.her ne kadar marx gelip onu materyalistleştirdiysede bu aslı itibariyle doğru bir fikirdir,islam ise bu zıtları tevhid potasında eritip sistemde en güzel yere oturtmak ister.zıtları hepten kaldırmak diye birşey sözkonusu olamaz, ki denendi ve başarısızlıkla sonuçlandı.bu konuda daha geniş bir zamanda size inşaallah farklı açıklamalarda yapacağım .şimdilik bu kadar.

saygılar

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.