Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Evet dostlarım,yaşlanıyormuyum nedir? Bir acaip geriye dönme tutkusu,bir garip özlem var bende...Kimi hüzünlü,kimi tatlı bir sürü yaşanmışlık geri tepiyor beynimde.. "Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler Tek bir söz bile söylemeye hakkım yok" diyen ozan ne güzel söylemiş Sanki eskilerde herşey daha bir anlamlıydı..daha coşkuluydu insanlar ve yaşadıklarımız daha sahiciydi.. Şimdi isterim ki...ben gibi hisseden-ki bu dostlarla hicrilerimiz üç aşağı beş yukarı birbirini tutacaktır-şööle bi eski yıllara dönüş yapalım..ne dersiniz? Benim çocukluğumda evimiz sobalıydı..tek bir odada yanardı maalesef..çok soğuk günlerde tuvalate gitmek bir kabustu bu yüzden fakat o meretin yaydığı sıcaklığı hatırlayın lütfen..bir benzerine rastladınız mı?üstünde kestane,altında patates pişirirdik..kardeşimle ikimiz sobanın olduğu odada yatardık..ışıklar söndüğünde sobanın közü tavanda ve duvarda değişik şekiller oluştururdu..anlamlandırmaya çalışırdık..büyülüydü sanki sıcacıktı..ve dokunulmazdı..yanlışlıkla dokunmaya gör izi kalırdı Var mı sizinde anılarınız bu hususta??? Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yav arkadaşlar başlıkta; "Biz eskiden eskiden su içerdik testiden" demek istedimdi ama sonuca bakın hüsran! düzeltilmiyorda... Herneyse... Bakın aklıma Örovizyon(özellikle ve itina ile okundukları gibi yazılacaktır) Şarkı Yarışması geldi... Allahım o nasıl bir gerilimdi..aylar öncesinden gün sayılırdı..derken büyük gün..önce ülkemizin jüri üyeleri tanıtılırdı..ardından Semiha Yankı'nın Seninle Bir Dakikası'ndan başlanılarak yıl yıl katılan parçalarımız ve aldıkları skorlar yer alırdı..derken..yarışma başlardı..kaçıncı sıradaydık bu sene?..nefesler tutulurdu..evet,sıra bizimdi kabaran milliyetçi damarlarımıza pres uygularken Garo Mafyan eşliğindeki orkestramız çalmaya başlardı..şarkımız iyi de olsa kötüde kalbimiz küt küt ataraktan ve birkaç sallanan Türk bayrağına nemli gözlerimizde asılı duran coşkuyla bakaraktan seyrederdik..bizden sonra çıkan ülkelerin şarkılarından beğendiklerimiz olurdu olmasına da çaktırmazdık.. en iyisi bizimki miydi ne? (İşteee Operaaaa....heyecan fırtınası...en süperi buydu bence zati öroviyon tarihinde en berbat şarkılar bölümünde haklı yerini almıştır) Gelirdi puanlama faslı... Battaniyenin altına tek sıralı safta toplanılmış (ki niyeyse hep öyle hatırlıyorum)eller yumruk olmuş gergin bir biçimde bekleşirdik...bir ülke..iki ülke..beş ülke..puanlamasını yapmış olurdu..fakat biz aynı halet-i ruhiyede bekleşir olurduk zira bir Allahın kulu da şaşırıp Türkiye'ye oy vermezdi..Puanlamanın ortalarına doğru sıralamadki sonunculuğumuzu bazen gelen ses bozardı ; -Törkiy du points..!!! Allaaaaahhh...sanırsınız bir cenk olmuş ve biz kazanmışız...çocuklar gibi sevinirdik...niye? Niye mi sonunculuktan kurtulduk diye tabii... Artık yarışımız sıralamanın son saflarını tutan üç ülke arasında olurdu... Yarışmanın sonlarına doğru sıra teselli sözcüklerine gelirdi doğal olarak... -Canım tamamen politik! Şarkıya oy verilmiyor..baksana x ülkesi bile ne kadar oy aldı...yazık yazık..bi daha ki sene seyretmiycem!!! Bir dahaki sene aynı battaniye ve aynı kadro ekranın başına ip gibi dizilirdik..nefeslerimizi tutmuş olaraktan... Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Diloş şimdi sen Semiha Yankının eurovisyona katıldığı tarihi hatırlıorsan Alıntı
Φ figgaro Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 olmaz olur mu..geçmişin gümbürdemeleri her dem oluyor..çocukluk..biz bir havluda(ninemin evi) üç kız kardeşin çocukları olaraktan aynı yerde büyüdük..tüm teyze çocukları..neler yapmadık ki..ninemin evi bahçeliydi..meyve ağaçları filan..tüm çocuklar aynı yerde yatardık..yaz günleri ise damda yatardık..geceleri gökyüzünü seyrederekten.eski biraz daha imeceydi..samimiyet biraz daha..dahada anlanırdı halden..insan gülen..dahada gülen..çekinmeden gelen..burkulmadan giden..eski daha da insandı..dahada az bozulmuş..Sevgi abla..Hamza dayı..yün eğiren Emine nine..her dem şeker olurdu cebinde..geldimi akla şekerinin tadı da ağıza gelen..emine nine.. ..eskiden bizim evde siyahbeyaz televizyon vardı..(hatırlarım..)uçan kazı izlemek için koştura koştura bütün kuzenler bizim eve gelirdik..allahım allahım ..o işitme engelliler haber bülteni biterde ardından başlar çizgi filmimiz diye kimseler kalkmazdı yerciğinden..heeyt gidi günler..Tarsus un o yeşil arsalarında..parklarında..şelalerinde azmı oynadık..az mı tuttuk balık..ya Diloş kaldım yine alık alık...işyerinde de nerelere götürdün beni..kim getirecek şimdi.. Alıntı
Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Eskiler dedin mi,e bide ben geldim mi kenara çekilip yol vermek gerek.. Tv henüz tek kanalken,her evde tv yok iken ve tv ler akşam saat 17.00 de istiklal marşımızla açılırken.Hafta da bir gün türk filmi olurdu.Hanımlar bir evde toplaşır (Beyler kahvede seyretmeyi tercih ederdi çoğu zaman) Bi yandan çekirdek çitlerken bi yandanda ağlar,filmin kötü karakterine belalar okurlardı.HAtta ''Mahalle ağızlı'' tabir edilenler küfür bile ederlerdi.Onca ağlama,sinir harbi ve küfürden sonra evlere dağılırken; --Ne güzel filmdi,ne eğlendik derlerdi.. Biliyorum çünkü;kahveye gidebilecek kadar büyük değil ama hanımlarla oturmayı da kendime yedirecek kadar küçük değildim.Ben de o gün aldığım kavutu(leblebi tozu)şekerler bi köşede tozuta tozuta yerdim.Sonrasında evde elime geçirdiğim ve bu yaşımda çoğu şeyi onarabilmeme temel olan elektrikli ev eşyalarımızı açar içini bırkalayıp kapatırdım. En büyük zevkti uludağ gazozla finger bisküvi yemek.Türk lokumunu iki petibör bisküvi içinde sıkıştırıp sandviç (TDK da bu şekilde yazılmış..) yapmak ki hala ara ara yaparım ne güzel şeylerdi.. Daha var da arkadaşlar da bişeyler yazsın.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Diloş şimdi sen Semiha Yankının eurovisyona katıldığı tarihi hatırlıorsan Çok Sevgili Gece Yağmuru Sanırım bu düşüncenden hareketle bir parmak hesabı içindesin..yorma kendini zira parmak sayın bu hesap için yeterli diil Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Zaten komşu ülkeden parmak ithal ediyoduk Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Çok Sevgili Gece Yağmuru Sanırım bu düşüncenden hareketle bir parmak hesabı içindesin..yorma kendini zira parmak sayın bu hesap için yeterli diil kankimin el ve ayak parmaklarının yanında benim el parmaklarımı da verseydik yeter mi yetmesse benim ayak parmaklarımı da feda edicem Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Kıs kankim burası nostaljik bi topic katletmeyelim Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 kıss sen tek başına katlederken iyi ama Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 kankimin el ve ayak parmaklarının yanında benim el parmaklarımı da verseydik yeter mi yetmesse benim ayak parmaklarımı da feda edicem Ha bak o zaman olur Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 kankimin el ve ayak parmaklarının yanında benim el parmaklarımı da verseydik yeter mi yetmesse benim ayak parmaklarımı da feda edicem Ha bak o zaman olur Minecim:lol: Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Kıs kankim bis yavaş yavaş müsade isteyelim ev sahibinden :lol: Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Ha bak o zaman olur Minecim hadi yaaaa Kıs kankim bis yavaş yavaş müsade isteyelim ev sahibinden kıss kankim ev sahibeside halinden memnun baksana cvp falan yasmış bana Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 olmaz olur mu..geçmişin gümbürdemeleri her dem oluyor..çocukluk..biz bir havluda(ninemin evi) üç kız kardeşin çocukları olaraktan aynı yerde büyüdük..tüm teyze çocukları..neler yapmadık ki..ninemin evi bahçeliydi..meyve ağaçları filan..tüm çocuklar aynı yerde yatardık..yaz günleri ise damda yatardık..geceleri gökyüzünü seyrederekten.eski biraz daha imeceydi..samimiyet biraz daha..dahada anlanırdı halden..insan gülen..dahada gülen..çekinmeden gelen..burkulmadan giden..eski daha da insandı..dahada az bozulmuş..Sevgi abla..Hamza dayı..yün eğiren Emine nine..her dem şeker olurdu cebinde..geldimi akla şekerinin tadı da ağıza gelen..emine nine.. ..eskiden bizim evde siyahbeyaz televizyon vardı..(hatırlarım..)uçan kazı izlemek için koştura koştura bütün kuzenler bizim eve gelirdik..allahım allahım ..o işitme engelliler haber bülteni biterde ardından başlar çizgi filmimiz diye kimseler kalkmazdı yerciğinden..heeyt gidi günler..Tarsus un o yeşil arsalarında..parklarında..şelalerinde azmı oynadık..az mı tuttuk balık..ya Diloş kaldım yine alık alık...işyerinde de nerelere götürdün beni..kim getirecek şimdi.. Figgaro...yazdıkların bana Yeni Türkü'nün ezgilerinden şu mısraları anımsattı; Evvel zaman içinde dostlar Ağaçlara ev kurardık Tatlı bir düş içinde Bir yere bir göğe bakardık Gönlümüz kuş gibiydi dostlar Dünyaya kanat açardık Tutsak değildik zamana Başına buyruk yaşardık Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman Ay büyülüydü yakamoz deniz Ardından koştuğumuz son bahardan Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman Artık dönemesek de geriye Ardından koştuğumuz o zamandır O zaman bu zamandır dostlar Ne ister neyi özleriz Denizini arayan akarsulara benzeriz Pencereler bırak açık kalsın Geceleri yağmurlar yağsın Günebakan düşlerimiz yağmur sesiyle çoğalsın Ayrıca kal biraz o zamanlarda...ne mahsuru var...ruhun tazelensin fena mı? Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 hadi yaaaa kıss kankim ev sahibeside halinden memnun baksana cvp falan yasmış bana Memnunun tabii...niye olmayayım?Ninesinin dizlerinin dibinde cıvıldaşan iki yaramaz ama bir o kadar da sevimli torunları misali heheheehe Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 O zaman sen kal ben gidiyom kankim Nine mi Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Eskiler dedin mi,e bide ben geldim mi kenara çekilip yol vermek gerek.. Tv henüz tek kanalken,her evde tv yok iken ve tv ler akşam saat 17.00 de istiklal marşımızla açılırken.Hafta da bir gün türk filmi olurdu.Hanımlar bir evde toplaşır (Beyler kahvede seyretmeyi tercih ederdi çoğu zaman) Bi yandan çekirdek çitlerken bi yandanda ağlar,filmin kötü karakterine belalar okurlardı.HAtta ''Mahalle ağızlı'' tabir edilenler küfür bile ederlerdi.Onca ağlama,sinir harbi ve küfürden sonra evlere dağılırken; --Ne güzel filmdi,ne eğlendik derlerdi.. Biliyorum çünkü;kahveye gidebilecek kadar büyük değil ama hanımlarla oturmayı da kendime yedirecek kadar küçük değildim.Ben de o gün aldığım kavutu(leblebi tozu)şekerler bi köşede tozuta tozuta yerdim.Sonrasında evde elime geçirdiğim ve bu yaşımda çoğu şeyi onarabilmeme temel olan elektrikli ev eşyalarımızı açar içini bırkalayıp kapatırdım. En büyük zevkti uludağ gazozla finger bisküvi yemek.Türk lokumunu iki petibör bisküvi içinde sıkıştırıp sandviç (TDK da bu şekilde yazılmış..) yapmak ki hala ara ara yaparım ne güzel şeylerdi.. Daha var da arkadaşlar da bişeyler yazsın.. TAURUSMUTİS Harika bir paylaşım teşekkür ederim... Birde yazlık sinemalar varmış.. insanlar bir ellerinde mendil bir ellerinde çekirdek maaile giderlermiş.."Hıçkırık" tipi bol bol romantizm ve acı kokan filmler..benim milat oralara kadar uzanmıyor tabii.. annem anlatır ağlayarak döner aynı filmi yine de üç kez seyredelermiş.. Leblebi tozlarını sanki hatırlıyorum ama hayal meyal..tadını unutmadım ama... Sizin mahallenizede macuncular gelir miydi?Şöyle rengarenk herbiri bambaşka lezzette... Tombik oynarmıydınız sizde mahallecek..anneniz babanızda katılır mıydı? Sonra..bir uçurtman oldumu yarıştırdığın? Uçan kaz evet hatırlıyorum..peki sen Şeker Kız Candy'i anımsarmısın?Hani Anatonio'ya aşık olan... Dallas ki bir döneme damgasını vurmuştur..Sanki gizli bir anlaşma varmışcasına dizi başladımı bizim elektrikler kesilirdi..gaz lambasını yakardı bizimkiler..önce bi kızılır söylenilirdi ardından sohbet başlardı ufaktan..ilerlerdi...bilmeceler,fıkralar derken kahkalar...birden ışıklar gelirdi..Dallas bitmiş olurdu çoktan...ışığın gelmesiyle Tv açıldığından muhabbette bitmiş olurdu... böyle zamanlarda için için üzülürdüm ışıkların geldiğine.. Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Memnunun tabii...niye olmayayım?Ninesinin dizlerinin dibinde cıvıldaşan iki yaramaz ama bir o kadar da sevimli torunları misali heheheehe yaramas ve sevimli kankim diloş bisi tarif ediyo O zaman sen kal ben gidiyom kankim kıss gitme işte ne güsel hikayeler anlatıyo diloşcum Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Efet bisi tarif edio sırıt kankim Kıs geliris yine hikayeleri okumaya Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 geliris demi kankim kıss kankim bisim nostaljik bi hikayemis yuk mu anlatacak Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yuk Bis yeni nesilis kankim Ama istiyorsan Süper Starı anlatabilrsin Yada Eski Remazanlarıııı Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 **Nostalcik bir makale'm dir..Böyle katılayım dedim.. Sayın Hi-Fi Fanlarım, Foremanlarım... Bir "YAVRİ" nin ukala olmasında, daha doğrusu ukala dediğimiz TİP'in meydanlara zıplamasında rol oynattıran en önemli factor, o ZIP'ımızın ZİHİN FAKİRİ...oluşudurdur!... ..ANCAAAAK... "Bu lakin derin mevzulu hikiyi vefasını ve bu duyarlı mesiliyi gidikçe'sinde mefumdan uzaklaşan toplum mesilisi gidik'sinde anlamamalıyız efendim!...." Üstteki paragrafta "To talk aggresively; to talk in an inappropriate way.." tecnic characteristic kullanılmış olup, "YAVRİ" bu bağlamda CİVAR-MÜSTAKİM' de bulunan tüm lügatları berheva etmiştir!... Çevre gürültü kirliliği'nin sebebi budur, sayın fanlarım... Korkmayınız-da..acı acı gülümseyiniz.. Pestenkerani'dirler.. Nekroz devresi semptom belirtileridir.. Taharrüşe uğramış haldedirler.. Eyi günleeeer!... Eylenelim Yavrileeeer... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 yaramas ve sevimli kankim diloş bisi tarif ediyo kıss gitme işte ne güsel hikayeler anlatıyo diloşcum Evet...sizi tarif ediyorum afacan kankiler ara sıra uğrayın daha size anlatacak hikayem,masalım çoookkk Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Ekim , 2006 **Nostalcik bir makale'm dir..Böyle katılayım dedim.. Sayın Hi-Fi Fanlarım, Foremanlarım... Bir "YAVRİ" nin ukala olmasında, daha doğrusu ukala dediğimiz TİP'in meydanlara zıplamasında rol oynattıran en önemli factor, o ZIP'ımızın ZİHİN FAKİRİ...oluşudurdur!... ..ANCAAAAK... "Bu lakin derin mevzulu hikiyi vefasını ve bu duyarlı mesiliyi gidikçe'sinde mefumdan uzaklaşan toplum mesilisi gidik'sinde anlamamalıyız efendim!...." Üstteki paragrafta "To talk aggresively; to talk in an inappropriate way.." tecnic characteristic kullanılmış olup, "YAVRİ" bu bağlamda CİVAR-MÜSTAKİM' de bulunan tüm lügatları berheva etmiştir!... Çevre gürültü kirliliği'nin sebebi budur, sayın fanlarım... Korkmayınız-da..acı acı gülümseyiniz.. Pestenkerani'dirler.. Nekroz devresi semptom belirtileridir.. Taharrüşe uğramış haldedirler.. Eyi günleeeer!... Eylenelim Yavrileeeer... Sevgili İNTERLOCK Nostaljik makalen çok güzel.. bununla beraber yok mudur hatırlatıkça içini titreten ya da tatlı tatlı gülümseten anıların?Olmaz mı vardır elbet!Ama onları paylaşamayacak kadar çok sevmende bir seçenek.. Her nasıl istersen öyle olsun.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.