Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Soykırımı tanıyın’

Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, Türkiye’yi Nazi Almanyası’yla kıyaslayarak “AB üyeliği öncesinde Ermeni soykırımını tanınmalıdır” dedi

 

 

01.10.2006

 

 

 

Fransa lideri Jacques Chirac, iki günlük Ermenistan ziyaretinde Türkiye’yi yerden yere vurdu. Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’la birlikte başkent Erivan’daki soykırım anıtını ziyaret ederek çelenk bırakan Chirac saygı duruşunda bulundu... 2001 yılında Fransa’nın Ermeni soykırımı iddialarını resmen tanımasına zemin hazırlayan ve 2004’te soykırım iddialarını AB şartı olarak Türkiye’nin önüne koyan Chirac, dün “Türkiye’ye, Nazi Almanyası’nın yaptığı gibi tarihinin en karanlık sayfasıyla yüzleşmelidir. Geçmişteki trajik hatalarıyla yüzleşen uluslar büyür” dedi. Chirac sözlerine şöyle devam etti: Türkiye AB üyeliğinin gerçekleşmesi için Ermeni soykırımını tanımalı mıdır? Bana sorarsanız evet...

 

İNKAR YASASINI DA SAVUNDU

Fransa Cumhurbaşkanı ayrıca, 12 Ekim’de Fransız Meclisi’nde gündeme gelecek olan “Ermeni soykırımını inkar yasasını” savundu. Chirac, Fransa’nın sözde Ermeni soykırımını tanıdığını bir kez daha hatırlatmak istediğini belirterek, “Bu yasa, her türlü ayrımcılık, nefret ve ırkla ilgili şiddet kışkırtmasını kınamaktadır” şeklinde konuştu. Sosyalist Parti tarafından sunulan yasa tasarısı “Ermeni soykırımı yoktur” diyenlerin 1 yıl hapis veya 45 bin euro para cezasına çarptırılmasını öngörüyor.

 

Türkiye’ye 3 uyarı

* Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü Camiel Eurlings: Türkiye, Avrupa kulübüne girmek istiyorsa kurallarına da uymalıdır. Reformların hızı çok büyük derecede azaldı. Kıbrıs’la (Rum) ilgili olarak gümrük birliği protokolünün uygulanmalıdır. Top artık Türkiye’de...

 

* Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni: Türkiye’nin AB süreci uzun ve güç olacak. Türkiye öncelikle hem iç konularına ilişkin reformlara hem de komşularıyla ilişkilerinde değişikliklere gitmeli... AB’nin ön şartları ve kriterlerine uyması gerekiyor. Rumlar’a limanlar açılmalıdır.

 

* Rum lider Tasos Papadopulos: Türkiye, AB üyesi olmak istiyorsa Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Kıbrıslı Türkler ayrılıkçı hareketleri artık bir kenara bırakmalıdır. Adada tek gelecek ve tek halk var.

 

AZNAVOUR KONSER VERDİ

Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, eşi Bernadette ve Fransız Bakanlar soykırım anıtına karanfiller ve çelenk bıraktıktan sonra Ermeniler için saygı duruşunda bulundu. Ünlü Ermeni asıllı Fransız sanatçı Charles Aznavour da Ermenistan’ın başkentinde bir konser düzenledi.

 

TÜRKİYE KARŞI ATAĞA BAŞLADI

Türkiye, “Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasına” ilişkin yasa tasarısı öncesinde harekete geçti. Diplomatik kanallar aracılığıyla Fransa’ya, Türk halkının “Fransız mallarını boykot etme” ihtimali, Fransız firmalarına “kamu ihale” yasağı olasılığı hatırlatılıyor.

 

Haber: Zeynep GÜRCANLI

Gönderi tarihi:

Bir kaç sene evvel tam tarihi hatırlamyorum..1 partinin daweti üzerine ABD'nin en ünlü tarihçisi Ankaraya ge3lmişti V Ermeni meselesi ile ilgili Ankarada bir konferans vermişti..

 

ABD'li bu bu profesörün adı Prof.Justin Mıccarthy V bu profesör ankarada konferansta diyor ki ''Ermeni katliamı V soykırımı diye bir Ş yoktur..Bu yalan V iftiradır..Bu soykırımın olmadığını dünyaya vargücünüzle anlatmalısınız''

 

Ama bizim içimizde ki bazı hainler N diyor ''Soykırım oldu Şu kadar Ermeni öldürüldü..Türkiyedde Can güvenliği yok,otobüsle KArs'a gidemiyorum..''BU cümleyi söyleyen kim??? oRHAN PAMUK İSMİNDE BİRİSİ kim bu birisi 2,3 roman yazmiş Türk halkını satmiş Topladığı paralar ile ABD ''ye gidip birkaç ödül almak için soykırım iddialarını ortaya atmiştir...

 

Orhan pamuk'a V bu Soykırımı tanımamızı isteyen kişilere şu soruları sormak gerek..

 

_15 Mart 1921'de sadrazam Talat paşayı Berlin de kim şehir ettti???

 

-Sadrazam sait Halil paşayı 06 Aralık 1921'de Romada Kim şehit etti??

 

-Bahriye Nazırı Cemal paşayı 21 temmuz 1921''de Tifliste Kim şehit etti???

 

-harbiye Nazırı Ömer paşayı 04 Agustoss 1922 de Tacikistanda kimler şehit etti??

 

M.kemal Attatürk öldükten sonra bu güne kadar yaklaşik 68 yıldır tam anlmıyla iyi bir yönetim maalesef ülkemiizn başina geçemedi V bizleri savunamadı..

 

Dolayısıyla bugüne kadar ülke yönetimine gelenlerin 1 çoğu Ülke insanının refahını sağlayacağina.. Ülkemizin Enternasyonel arenada uradığı haksizkıları savunacagına Ülke kaynaklarını V milli kaynakları yakınlarına yegenlerine V kendi çewrelerine hep peşkeş çekti..

Ülke kaynakları çarçur edildi 1 çoğu hep kendi göbegini şişirdi..krizler çıktı..İç V dış borçlar günden güne arrttı..

 

V Yönetim Olarak İnsanlarımızın üzerine 60,70 yıldır maalesef 1 GÜNEŞ doğmadı..

 

SayGıLar..

Gönderi tarihi:

Orhan Pamuk,Elif Şafak ve bunlara benzer soyu sopu belli olmayan neye ve kimlere hizmet ettikleri aşikar kişiler ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşabiliyorsabu ülkede Fransa Cumhurbaşkanı'nın bu yaklaşımı sergileme cürretini gösterebilmesi kimseyi şaşırtmaz şaşırtmamalı.

Gönderi tarihi:

AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesİ Olli Rehn, Şöyle buyurdu:

 

* 301. maddeyi yumuşatın, yetmez içini boşaltın, o da yetmez, Türk’e küfürü serbest bırakın. Bu bir AB kriteridir.

 

* PKK’ya karşı silahlı mücadeleyi bırakın. Sosyal, kültürel, özellikle siyasi çözüm yolu bulun. Bu bir AB kriteridir.

 

* Gümrük Birliği Ek Protokolü’nü uygulayın. Limanları vakit geçirmeden Rumlara açın. Bu bir AB kriteridir.

 

* Sİvİl-ordu ilişkileri demokratikleşti-rilmelidir. Avrupa’da ordu, sivil

denetim altındadır. Bu bir AB kriteridir.

 

* Heybelİada Ruhban Okulu’nu açın. Patrik Bartholomeos, derhal ekümenik ilan edilsin. Bu bir AB kriteridir.

 

* Sadece Ermeni yetmez, Pontus ve Süryani soykırımını da tanıyın. Atatürk’ü artık unutun. Bu bir AB kriteridir.

 

AK üyesi Lord Russel

şöyle buyurdu:

 

* Bİr sonraki nüfus sayımında Kürtlerin sayısı tam olarak belirlensin.

 

 

* Kürtçe öğrenim imkanı yaratılıp, üniversitelerde Kürtçe dil dersleri verilsin.

 

 

* Kürt ailelerin mevcut dil ve öğrenim imkanları hakkında bilgi verilsin.

 

 

* Kürt kültürünün tanıtımını sağlayacak merkezler kurulsun. Dernekleri tanınsın.

 

MÜZAKERELERİN BAŞLANGIÇ YIL DÖNÜMÜNDE MİLLETİN SABRINI DENEDİLER

 

AB yine sıraladı!..

 

Rehn: Limanları Rum’a açın, 301.maddeyi kaldırın, reformlara hız verin, Terörle Mücadele Yasası’ndaki kısıtlamaları kaldırın

 

Kretschmer: İfade özgürlüğü ve dini özgürlükler konusunda reformlar yapın, sivil-asker ilişkilerine bir an önce çekidüzen verin

 

Dün iki AB komiseri ayrı ayrı açıklama yaparak Türkiye hakkında yazılacak olan ilerleme raporu öncesinde gerçekleştirilmesini istedikleri değişiklikleri bir kez daha açıkladılar. İlk açıklama AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’den geldi. Rehn Türkiye’nin AB sürecinin yavaşladığını, Türkiye’nin ek protokolle ilgili yükümlülüklerini yerine tam olarak getirmesini beklediklerini belirtti.

 

9. paketi övdü

Rehn, Türk-İş tarafından düzenlenen bir sempozyumda yaptığı konuşmada, TBMM’de görüşülmeye devam eden 9. uyum paketinin geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Refomlar açısından bir sonra atılması gereken adımın ifade özgürlüğünün AB standartlarına taşınması olacağını belirten Rehn Türklüğü aşağıladıkları gerekçesiyle bazı gazeteci ve aydınlara yönelik davaları hatırlattı.

 

301. maddeyi kaldırın

Komisyon olarak yeni TCK’nın hazırlanma sürecinde kendi fikirlerinin de göz önünde bulundurulmasını istediklerini hatırlatan Rehn, temyiz mahkemesinin Hrant **** davasında bu ülkede ifade özgürlüğünü tehdit altına alan bir içtihat oluşturduğunu söyledi. Rehn, şunları kaydetti: “Bu konuda pozisyonumuzu net ortaya koyduk. Bu AB siyasi kriterlerinden biridir. Bizim ortak demokratik değerlerimizin bir parçasıdır. AB içinde temel haklara saygı göstermeyen bir ülke olmasını düşünemiyorum. 301. maddede yapılacak bir değişiklik Türk vatandaşlarının da çıkarına olacaktır.

 

Terör şiddetle çözülmez

Rehn, bunun yanı sıra başka bazı alanlarda da acil değişikliklere ihtiyaç olduğunu belirterek, bu alanları kadın hakları ve dini özgürlükler olarak sıraladı. Türkiye’nin terör nedeniyle çok acı çektiğinin farkında olduğunu söyleyen Rehn, şiddetin sorunları çözemeyeceğini ve Güneydoğu’daki sorunun sadece güvenlik yaklaşımıyla ele alınmayacağını ifade etti.

 

Limanları açın

Rehn, terörle mücadele yasasının getirdiği bazı kısıtlamalar konusunda endişeli olduklarını söyleyerek, bu yasanın terör suçunu belirsiz olarak tanımladığını ve ortaya net bir çerçeve koymadığını kaydetti. Rehn, girişim yapılabilecek alanlara Gümrük Birliği Ek Protokolü konusunun da dahil olduğunu söyledi.

 

Soykırımı sorusunu es geçti

 

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın açıklamaları ile ilgili olarak, “ortada yanlış anlaşılma var, biz diyaloga açığız” diyen Rehn, bir gazetecinin “Fransa’da Ermeni soykırımı yoktur diyenin cezalandırılmasını öngören yasa tasarısı ifade özgürlüğünü kısıtlamıyor mu” sorusuna cevap vermekten kaçındı.

 

Bunlar da daha önceki istekler

 

Avrupa Parlamentosu (AP), Hollandalı Hıristiyan Demokrat Parlamenter Camiel Eurlings tarafından hazırlanan Türkiye Raporu’nda ise, Rehn ve Kretschmer’in dayatmalarına ek olarak şu isteklerde bulunulmuştu

 

* Süryani ve Pontuslu Rumlara soykırımı uyguladığınızı kabul edin

 

* Ankara Kürt sorununa siyasi bir çözüm bulmak amacıyla DTP’yle temasa geçsin

 

* Üyelik yolundaki bir ülke olarak geçmişinizle yüzleşin (sözde Ermeni soykırımına işaret ediliyor) Ermenistan’la diplomatik ilişki kurun, ekonomik ambargoyu kaldırın, sınırları açın

 

* Yüzde 10 olan seçim barajını düşürün. Kürt kökenli partiler de dahil olmak üzere daha geniş temsil sağlayın

 

* Temel hak ve özgürlükler alanında sınırlı ilerleme sağlandı. Dini özgürlükler konusundaki taahhütleri yerine getirin. Heybeliada Ruhban Okulu’nun açın, azınlıklara mülk edinmenin yolunu açın.

 

* Alevileri azınlık olarak tanıyın. Din dersini seçmeli hale getirin

 

Ordunun rolü

zamanla değişecek

 

AB’den gelen ikinci açıklamayı ise AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer yaptı. NTV’nin sorularını yanıtlayan Kretschmer, siyasi kriterlerde ilerleme sağlanmasının önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin bu konuda yapması gereken çok şey bulunduğunu söyledi. “İfade özgürlüğü, dini özgürlükler, kadın-erkek eşitliği ve son günlerde yoğun bir şekilde tartışılan sivil-asker ilişkileri gibi konular büyük önem taşımaktadır. Türkiye’nin bu alanlarda daha fazla ilerleme kaydetmesi gerekmektedir” diyen Kretschmer, “Türkiye’nin bu konularda ilerleme göstermesi lazım” dedi.

 

AB’de durum farklı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın dün Harp Akademileri Komutanlığındaki açıklamalarına ilişkin soruya cevaben Kretschmer, AB’nin sivil-asker ilişkileri konusundaki pozisyonunun açık olduğunu belirterek, kendisinin bu konudaki görüşlerini daha önceden TESEV’in toplantısı sırasında dile getirdiğini, Orgeneral Büyükanıt’ın da konuşmasında kendi görüşlerini ifade ettiğini söyledi. Orgeneral Büyükanıt’ın, “Türkiye’de ordunun farklı bir role sahip olduğu” yönündeki sözlerini hatırlatan Kretschmer, şunları kaydetti: “Ortada iki farklı pozisyon, iki farklı görüş var. Komutanlar da TSK’nın AB’deki ordulardan farklı olduğunu söylediler. Bu durumun müzakere süreci içinde değişip değişmediğini göreceğiz. Ordu-sivil ilişkileri AB sürecinde önem taşımaktadır. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Ben bunun mümkün olduğunu düşünüyorum.”

 

APKM, Kürt raporunu

bugün görüşecek

 

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) genel kurulu, İngiliz parlamenter Lord Russel-Johnston tarafından hazırlanan, “Kürtlerin Kültürel Durumu” konulu küstah raporu bugün tartışarak oylayacak. Uzmanlık komisyonunun talebi doğrultusunda, daha önce cuma günü tartışılacağı bildirilen rapor, yarının gündemine alındı. Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de yaşayan Kürtlerin kültürel durumunun ele alındığı raporda, “Kürtler, dünyanın devletsiz en büyük uluslarından biridir” ifadesi kullanılıyor. “Kültürel ve dil farklılıklarının Avrupa mirasını zenginleştiren bir unsur olduğu” belirtilen raporda, “bu unsurların kişilerin ve ülkelerin kimliklerini güçlendirdiği” görüşüne yer veriliyor.

 

AKPM raporunda, bahsi geçen ülkelere Kürtlerin kültürlerinin korunması konusunda yardım yapılması çağrısında bulunuluyor. Raporda, Avrupa Konseyi üyesi Türkiye ile birlikte İran, Irak ve Suriye’ye Kürt dil ve kültürünü, “mücadele edilecek bir tehdit olarak değil kendi ülkelerinin mirası gibi tanımaları ve bu konuda gerekli önlemleri almaları” tavsiye ediliyor.

 

Türkiye’ye gaz verin

Raporun sonuç bölümünde, “Türkiye’yi, ‘Kürt konusunu’ sadece güvenlik açısından değil, daha geniş anlamda değerlendirmesi için cesaretlendirmek gerekir” ifadesi kullanılıyor. Lord Russel’en raporunda ayrıca şu isteklerde bulunuyor: Bir sonraki nüfus sayımında Kürtlerin sayısı tam olarak belirlensin. Kürtçe öğrenim imkanı yaratılıp, üniversitelerde Kürtçe dil ve edebiyat dersleri verilsin. Kürt ailelerin mevcut dil ve öğrenim imkanları hakkında bilgi verilsin. Kürt kültürünün tanıtımını sağlayacak merkezler kurulsun. Kürt kültür dernekleri resmen tanınıp, desteklensin.

Gönderi tarihi:

AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesİ Olli Rehn, Şöyle buyurdu:

 

* 301. maddeyi yumuşatın, yetmez içini boşaltın, o da yetmez, Türk’e küfürü serbest bırakın. Bu bir AB kriteridir.

 

* PKK’ya karşı silahlı mücadeleyi bırakın. Sosyal, kültürel, özellikle siyasi çözüm yolu bulun. Bu bir AB kriteridir.

 

.

.

.

Türkiye’ye gaz verin

Raporun sonuç bölümünde, “Türkiye’yi, ‘Kürt konusunu’ sadece güvenlik açısından değil, daha geniş anlamda değerlendirmesi için cesaretlendirmek gerekir” ifadesi kullanılıyor. Lord Russel’en raporunda ayrıca şu isteklerde bulunuyor: Bir sonraki nüfus sayımında Kürtlerin sayısı tam olarak belirlensin. Kürtçe öğrenim imkanı yaratılıp, üniversitelerde Kürtçe dil ve edebiyat dersleri verilsin. Kürt ailelerin mevcut dil ve öğrenim imkanları hakkında bilgi verilsin. Kürt kültürünün tanıtımını sağlayacak merkezler kurulsun. Kürt kültür dernekleri resmen tanınıp, desteklensin.

 

Copy-paste modasına uydunuz galiba sardunyam :D degerli fikirlerinizi göremeyince şaşırmışlığımı lütfen mazur görün.

Ne üzücü diyemiyeceğim ne yazık ki.İktisadi gelişmenin politik gelişmeyi açacağını yıllarca hiç düşünmedik.Güçlü olmanın silahlarla olmayacağını,üretimle,yatırımlarla,yeni iş kaynakları üretmekle olacağının hesabını da yapamadık.Yani biz Çinliler kadar bile olamadık.

Yıllarca gırgır dergisinde ihrac edilen mallara ait karikatürlere güldük.Kendi geleceğimize güldüğümüzü nereden bilebilirdik?

En güzel yörelerimizi turizm atılımı adına katlettik.Tüm kanalizasyonları kıyı şehirlerimizde denize bağlayan biz değil miydik?

Kirletmediğimiz yada fabrika koymadığımız herhangi bir körfezimiz var mı?

Hangi kültürü geliştirebildik yada destekledik?

Herkes Efes'i bildiği halde efes halkının yetişkinlerinin kendilerini asarak yeni kuşaklara yer açtıklarını ve onun için tarihi lahitlerde yazan:

"Ephesoslular isterim ki hiç tükenmesin zenginliğiniz

Ki böylece çıksın gün yüzüne değersizliğiniz"

eleştirisini anlatabildik.

Birçok şeyi yapmadık.

Gün geldi onlara ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı.Ne olursa olsun dedik.Alın bizi dedik

Yakında herkes ingilizce konuşacak derlerse neden kızalım.

Biz bunu hakettik.

sevgilerimle,

Gönderi tarihi:

bazen copy-paste de yapmak gerekebiliyor sayın gugukçuk :) bizler fikir üretmek için fikirleri dinlemek zorundayız tabi bu başkalarının fikrini olduğu gibi almak demek değil. kafamızda sentez yapabilmek. ülkemizin ab ye uyum adı altında pek çok anlaşmanın altına imza attığını bilmiyormuyuz?

 

sayın sardunyama teşekkür ediyorum bu yazıyı bizlerle paylaştığı için. :clover:

 

selametle

Gönderi tarihi:

dogru olani onlarin (su anda fransizlar) anladigi dilden konusmak....

 

Selamlar,

Ben yurt disinda master egitimi alan bir ogrenciyim. Hemen hergun Turkiye'deki ve TR'la ilgili gelismeleri Milliyet gazetesinden takip etmeye calisiyorum. Haberler hakinda yorum yaziyorum gazeteye ama nedense yayinlanmiyor.

Ben de dusuncelerimi aktarabilecegim bir forum ararken burayi buldum. Umarim uzun bir birlikteligimiz olur. Herkese saygilar.

Haberlerde son gunlerde cikan Fransa haberlerine yorumlarim:

 

--"Oğuz Satıcı: Fransızlar böyle bir hataya müsaade etmeyecektir" Kaynak: Milliyet ( http://www1.milliyet.com.tr/2006/10/09/son/soneko49.asp )

- Edecekler. Cunku oy toplamak adina yapiyorlar. Mayis'ta oylanacakti aslinda ertelediler. Neden? Cumhurbaskanligi secimine daha yakin olmak icin.

 

--"Dışişleri kaynaklarına göre ''soykırım'' tasarısı kabul edilecek" Kaynak: Milliyet ( http://www1.milliyet.com.tr/2006/10/09/son/sonsiy13.asp )

Ismi belirtilmemis bir Disisleri yetkilisinin aciklamalar: "Yasa tasarisi kabul edilirse ilişkiler yeniden gözden geçirilecek."

- Henuz gozden gecirilmemis yani :)

 

--TBMM’de Cezayir konusunda Fransa’ya karşı bir teklif verildiğini duyduklarını belirten Dışişleri yetkilisi, "hem de Fransa’nın yaptığının aynısını biz yaparsak artık onlara ’yanlış ve vahim bir hata yapıyorsunuz’ diyemeyiz"

-Kimseye birsey dememiz de gerekmiyor. Onlar bilmiyorlar mi yanlis yaptiklarini. Biliyorlar. O nedenle Sarkozy'e bir basin toplantisinda sorulan "bu yasa, dusunce ozgurlugune ters degil mi?" sorusuna cevap vermekten kaciniyor. Artik dunyaya adalet dagitma doneminde degiliz. Kim hangi dilden anliyorsa, onlara o dilde seslenmek gerekir. Bize yumrugunu gosterene hala gul vermek durumunda degiliz.

 

--"Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jean-Baptiste Mattei, Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy’nin Cumartesi günü Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile telefon görüşmesi yaptığını hatırlatarak, bu görüşmede, Douste-Blazy’nin yasa teklifini hükumet olarak desteklemediklerini Türk meslektaşına ilettiğini söyledi."

- Dalga mi geciyorsunuz? Dışişleri Bakanı Philippe Douste-Blazy "desteklemiyoruz" diyor, iktidardaki Halk Hareketi Birliği lideri ve İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy destekliyor ???? Avrupadan, Turk halki ve hukumeti bu kadar mi salak gorunuyor?

 

SONUC:

Fransa'da bu yil Ermenistan yilidir. "Ermeni kulturunu anlama... yili". Bence Turkiye gelecek seneyi "Cezayir'i anlama ve soykirimi anma yili" ilan etmeli. Bunu hemen yapip, dunyaya duyurmali. Cezayir soykirimini anlatan heykel dikilmeli ve her yil anma toreni yapilmali. Turkiye, Fransa'nin (ya da herhangi bir ulkenin) cumhurbaskanligi secimleri mezesi degildir. Bu, cumlu aleme bildirilmeli. Hala "yasa tasarisi meclisten gecerse, iliskilerimizi gozden geciririz" mantigindan cikilmali. Illa yuzumuze yumruk mu yememiz gerekiyor, onlem almak icin?

Biz onlara "aman o yasayi cikarmayin, yok sunu yapmayin" diyecegimize, onlar gelsin bize yalvarsin. Sonra da Sarkozy'in bizden istedigi gibi salak isteklerde bulunalim onlardan.

 

Saygilar

Gönderi tarihi:

Kardesim ne tutturmusuz bir Cezayir sarkisini,yani Cezayirdeki soykirimlami misilleme yapacaginizi düsünüyorsunuz bu bence cok büyüyk bir safdilliktir.Neden Türkiye Cumhuriyeti parlementosu acilen bir yasa cikartarak,*Ermeni soykirim olmustur*demeyi suc kapsamina alamiyor,yani Cezayirde soykirimi kabul etmenin Türk insaninin Fransada kabul edilebilecek olan yasadan koruyacagini mi saniyorsunuz,muhatap biziz yani Türkler,o zaman yapacaginiz misilleme Türkleri koruma altina alabilecek bir misilleme olmalidir,önemli olan Fransiz ve diger ülke vatandaslarinin ve hatta kendi icimizdeki Ermeni soykirim yandaslarinin agizlarinin kapatilmasidir.

saygilarla

Gönderi tarihi:

fransadaki oylama neden bu kadar büyütüldü anlamıyorum daha önca kabul eden ülkeler varken

Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Belçika, Fransa, İsviçre, Slovakya, Hollanda, Polonya, Almanya, Litvanya.

Kanada, Arjantin, Uruguay, Venezüella,Rusya ve Lübnan.

 

nitekim fransada kabul edenler kervanına katıldı.

 

peki Türkiye ne yapıyor HİÇBİRŞEY öyle oturdukları yerden ahkam kesmekle olmuyormuş.

 

biz A.B kapısında bizi alın ne olursa olsun razıyız diye yalvarmaya devam edersek arkasından daha neler neler gelecektir.

Gönderi tarihi:

AKP sözde Ermeni soykirimi ile ilgili olarak kacak oynamaktadir,düsününki Avrupa Birligi ve son dönemde Fransa sözde Ermeni soykirimini bize karsi acik acik bir baski araci olarak kullanmaktadirlar.yani mevcut bütün karsi belgelere ragmen hem Ermeni soykirimini kabul etmisler ve hemde olmamistir demeyi de suc kapsamina almis veya almaya calismaktadirlar.Buna karsin bizim AKP li farkli hükümetimiz ne yapmaktadir veya ne yapmaya calismaktadir;sanki Türkiyenin hükümeti degilde Cezayir hükümetiymis gibi Fransaya güya gözdagi veriyormus gibi*bak sen o yasayyi cikarirsan bende bu yasayi cikaririm diyor.*kardesim birakinda Cezayir kendilerine yapilan soykirimin hesabini kendileri sorsunlar ve sende elinden geliyorsa onlara arka cik.Ama oyun bizim üzerimizde oynanmakta dolayisi ile Türkiyenin karsisinda Fransa var,ve Türkiye Fransa ile acik güresmek durumundadir.bu öyle bir güres olmaliki Fransayi örnek alacak veya Fransanin örnek aldigi ülkeler icinde bir vizyon olusturmalidir.Fransada böyle bir yasa kabul edildiginde,orada yasayan hemsehrim x Ermeni soykirimi olmamistir diyecegi icin yaka paca hapse atilacak ve para cezasina carptirilacak,ama Fransiz vatandasi Henry gelecek Antalya sahillerinde güneslenirken yeri geldiginde;siz Türkler Ermenileri katlettiniz diyip 32 disini gösterecek veya parmagini sizi gidi siziler anlaminda salliycak.bu gercekten düsündürücü bir durumdur.

-Bence AKP böyle kacak güresmekle,1-Türkiye Cumhuriyetini kücük düsürmektedir,2-Sözde Ermeni soykirimini tanimaya acik bir kapi birakmaktadirki(bunu AB ilerde dahada genisleterek,sözde Pontuslu Rumlara soykirim,Kürtlere soykirim)gibi sözde iddialarada yer vererek Türkiye üzerindeki dinmek bilmeyen oyunlarni oynamaya devam edeceklerdir.

Eger bu günlerde cok farkli haberler duyar ve farkli olusumlar yasarsak sakin sasirmayin.

saygilarla

Gönderi tarihi:

orhan pamukta gazetenin yazdığı gibi ne tesadüftür ki bugün nobel ödülü almış......

 

kendisi çok mutluymuş,amanda ödülü kazanan ilk türkmüşte,çoookk çookk iyi bir yazarmışta...vs...vs...vs

 

ben neden sevinemiyorum acaba.

Gönderi tarihi:

Kardeşim, bırakın ya protestoymuş, Fransız karşıtlığıymış falan... hepsi hikaye... göreceksiniz bak, Fransızlar yasayı kabul etti ya, Cumhur başkanı Jak Şirak (Türkçe yazımını her zaman tercih ederim) paşalar gibi imzaıcak haftaya falan... o kadar konuşuyo ya bizimkiler, zerre kadar bişey yapmıcaklar... görürsünüz bak... Yine Fransızlar ihaleler verilcek, yine Fransa ile ilişkiler devam etcek... Niye? çünkü bizim millet artık bitmiş... ölmüşüz... Fransa bunu çok iyi biliyor... sadece Forumlarda konuşup konuşup susacağımızı çok iyi biliyor... Başbakanımızı bile sadece konuşmayı becerebildiğini (o da gaflarla dolu) çok iyi biliyor... Türk halkının harsi bozulmuşluğa saplandığını çok iyi biliyor... bırakın canım, yok oy kaygısıyla kabul etmişler de, yok seçim olcakmış ta... alakası yok... Fransa da 500 bin Ermeni var, bunların anca 300 bini ya seçmendir ya değildir... kaç milyonluk koskoca fransa'da 300 bin ikişinin oyu için mi yapıldı bu? zerre kadar alakası yok... bi o kadar Türk var orda? onlar niye gözardı edildi o zaman... Bakın A. Taner Kışlalı'nın çok güzel bir lafı vardır "Türkiye'nin her zaman %10luk bir Hain Kadrosu vardır." der... Atatürk ise daha iddialı söylemiş "Dahili ve Harici düşmanlar olacak... Yöneticiler, şahsi menfaatlerini işgalcilerin amaçları ile birleştireceklr... Gaflet, Dalalet ve hatta Hıyanet içinde olacaklar" demiş... Tayyip'in oğlu nerede yaşıyor ve nerede çalışıyor.. Tayyip'in işi ne ve ortaklıkları neler? icraatlerine bakın!!! Asker bile dil uzatıyor... Danışmanı, PKK'lı Zapsu Fındıkçı... o kazansın diye milletin emeğini sömürüyorlar... Yani Yöneticiler Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet içindeler... Siz Başbakan asmış bir ülkesiniz, ancak henüz 50 yıl geçmişken Devleti Bölmeye yeltenmiş bir adamı asamıyorsunuz? siz mi Fransaya tepki göstereceksiniz... Ya sizin başbakanınız, tepki göstermeyi "Pislik" olarak nitelendiriyo... tepki verilmemesini istiyo? partisi mi tepki verecek, ya da çoğunlukta olduğu hükümet mi? Bakın Osmanlının devlet olarak tamamen bittiği gün ne zamandır biliyo musunuz? Abdülhamit'e, yani devlete Suikast düzenleyen Ermeni Komitacıları YargılaYAMADIĞI ve AFFETTİĞİ gündür... Siz bugün, devleti yıkmaya kalkışmış birini yargılayamıyorsunuz... kimse demesin "Apo" yargılandı diye... hepsi oyun, düzmece... Yagılama ancak Hakedilen ceza uygulandığında son bulur... Ama sizin yagınızda satılmış... niye? adam, Atatürk'ün "Türk Milletinin Karakteri Yüksektir, Zekidir, Çalışkandır" dediği o yüce milleti, Atatürk'e karşı ayaklar altına almış, hakaret etmiş kimseleri çok kolay affediyorsunuz... öyle ki o milletin Başbakanı, mahkemeden bir gün önce mahkumu arayıp, karara tesir ediyor ve serbest kalmasına neden oluyor... öyle ki adaletiniz Avrupa güdümünde... bu mu adalet... Mülkümüzün temeli bu mu? güvenilir adalet bu mu? zerre kadar bu devletin hiç bir kuruma güvenim yok benim... Askeriye hariç tabi... Gözüm kapalı hizmet edeceğim tek yerdir ve hep öyle kalacaktır... Ancak şu var ki, Bizim millet hakediyor kardeşim... müstehak... niye müstehak olduğunu göreceksiniz ilerde... Amerika yıllarca anamızı ağlattı, hala lozan'ı imzalamış ve tanımışdeğil Abd... ama bakın sokaklara, herkes Abd bayraklı tişörtlerle dolaşıyor... yakında da Fransız bayraklı tişörtler giyeceğimizden adım gibi eminim... Millet Fakru Zaruret içersinde harap ve bitap düşürülüyor... üç kuruşa muhtaç bırakılıyor... Türk olmak gurur duyulacak bir mefhumken, artık ayaklar altına alınıyor... Bayrağımız yakılıyor, "yok efendim provakasyon o, bişii demeyin" deniyor ve yakan çocuk bırakılıyor... ya kardeşim, görün yaaa... o bayrağı yakan çocuk, yarın dağa çıkacak... Dağdan inen adam işsi bırakılmıyor, estetik ameliyatları yapılıyor, iş imkanları sağlanıyor ama şehit ailelerine, kardeşlerine iş imaknı sağlanmıyor? kim ölüyor peki bu devlet için? dağdan inen mi, orduda ölen mi? kim kardeşini feda ediyor? şehit aileleri değil mi? Diyarbakırda, belediye başkanı, belediyede Kürtçe konuşma kararı alıyor... Anayasaya açıktan karşı çıkıyor... peki yapıldı mı hakkında soruşturma, anayasa mahkemesi dava açtı mı? hemde bu adam, Roj teve için Danimarkaya imza göndermiş bir adam ve o davadan yagılanırken bunu yapıyor... ani devlete diyor ki, "sen beni nasılsa affetcen, al sana bi kere daha balta vurayım, ondan da affet, nasılsa senin milletinin aklı çalışmıyor.". adam sonuna kadar haklı... Başbakan çıkıpta tek bir kelime söylemiyor bu konuda... aksine partisi pkk yandaşı dolu... en baş pkk'lı da danışmanı yapmış zaten... Bırakın kardeşim... Bitmiş bu millet... siz, ben herkes dahil... Bende burda konuşmaktan fazla bişey yapamıyorum.. çünkü, eline bayrağı alsan, yolsa bağıra bağıra tek başına yürüsen ne oluyo biliyo musunuz? FİŞLENİYOSUNUZ.... ne ananız, ne babanız, ne çocuğunuz, ne kardeşiniz... hayatınız mahvoluyor... niye? milletini savunduğun için... hergün "Biji Apo" diye slogan atıyor pkk aileleri, açık açık bölücülük yapıyor... onlara zerre ceza vermezler... ama gidin, o sloganlar atılırken dayanamayıp, çekin bakayım silahınızı ne oluyo? kim deniyecek? hepimiz biliyoruz sonucu: ya orda öldürür sizi polis, yada ömür boyu hapis... Oysa bakın Ermeni bir komitacı, bizim büyükelçiyi şehit edince akıbeti ne oldu? yargılandığı ülke de (isviçremiydi neydi) "Milli Hislere Kapılıp, işlediğinden dolayı Beraat"... peki noldu bu adama? ülkesine gitti ve uçaktan iner inmez Ermenistan başbakanı karşıladı bunu ve Milli Kahraman ilan etti... Bizim başbakan napıyo peki? ben söyliim, Şehit Ailesinin feryadını dinlemek onu rahatsız ediyo... Şehit askere "Yan Gelip Yatma" diyo... Şehit babasını, feryat ettiği için mahkemeye verip 11 ay hüküm giymesini sağlıyo... başka ne mi yapıyo? kendi Askerinin anasının feryadını, telefonda dahi dinlemezken, tahammül edemezken, dışişleri bakanını, İsrail'in kaçırılan ama kurtulan askerlerine "GEÇMİŞ OLSUN"a gönderiyo... Arkadaşlar... görün artık görün... Türkiye Cumhuriyeti 10 Kasım 1938'de saat 9:15te YI-KIL-DIIIIII... artık geride kalanlar, A. Taner Kışlalı'nın belirttiği %10luk Hain çetesinin bitirmeye çalıştığı mirastan başkası değil... "Ya İstiklal, Ya Ölüm" demedende bişey olacağımız yok... Bugün deseler, "Gelin MUharebeye, Ceng Edelim" gitmeyen kan kussun, ama Gaflet ve Dalalet içindeki bir yönetici mi bunu diyecek? Bunları hakaret olarak algılayıp, silmeyin sayın Admin... Bunlar Atamızın tespitleridir... ve ben Atamızın tespitlerinin vukuu bulduğu günlerde yaşamaktan utanç duyuyorum... en acı tarafı ise, Tayyip'in, Atatürk'ün betimlediği kişi olmaktan utanç duymaması ve hala o Yüve makamda yüzü kızarmadan durabilmesidir... Her şeye rağmen içimdeki umudu yitirmemeye çalışıyorum ve bu milletin ikinci bir Kurtuluş Savaşı vereceği günü bekliyorum... Umarım Tekrar, Kuva-i Milliye olduğumuz günü görebiliriz... Uyanma günü geldi arkadaşlar... Bakın Çörçil ne diyor zamanında "Anadolu'da Bir Canavar Uyuyor, Uyandırmayın, Tüm Planlarınızı Bozar"... O Millet, Bu Millet... ve Uyanacağı günü dört gözle bekliyorum...

 

haaa... bide şu vaar... Sizin öyle bir aydın kitleniz var ki... "Türkiye Soykırım Yaptı" diyebiliyoe ve diyenleri sonuna kadar destekliyor... ancak "Fransa Anti-Demokraik" bir karar aldığı zaman, hiç birinden tepki yok? niye? medyasından, yazarına kadar, hemen hepsi, A. Taner Kışlalı2nın o %10luk dilimindeler çünkü... Öyle Gurbetçilriniz varki dışarıda... Hıristiyan Demokrat partisi üyesi... ama öyle nankör ki bunlar, sırf aday olabilmek için, kabul ediyorlar Sözde Ermeni Soykırımını... belki aralarında 3-5 kişi çıkıyor kalbul etmeyen... biz ise hala bunlar bağrımıza basıyoruz "Gurbetçi" diyerek... siz Kıbris için şehit veriyorsunuz, Kıbrıslılar bugün sizden nefret ediyorlar, hemde karınlarını siz doyurduğunuz halde... Kimse aksini iddia edemez, çünkü orda yaşadım, biliyorum... Sizn öyle Anayasa Mahkemeniz var ki, Belediye başkanı, Anayasaya aykırı olarak, Resmi Dairede İkinci dil uygulaması başlatıyor, ama mahkeme dava AÇMIYOR... yıllar önce Başbakan asıyorsunuz, bölücü adamı ASMIYORSUNUZ... Başbakanınız sömürdükçe sömürüyor, ............. ............ milleti, ama hala gözü kapalı destekçileri oluyor, hatta o kadar düşüyor ki bu destekçileri, Tayyip'e "Atatürk Gibi Adamsın" diye tezahüratta bulunma cüreti gösteriyorlar... O yüce insanı, Atatürk'ü aşşağılayorlar... Bu millet adam olmaz... Kadın açık açık Türklere Hakaret ediyor, ertesi gün, başbakının beraat ettirmesi yetmiyor, birde kitaplarına satış rekoru kırdırıyoruz... Beş para etmez romanları olan Orhan Pamuk, sırf Türklüğe hakater etti diye, ulusal Yazar seçiliyor, düzence ile ödül alıyor ve kendisini kutluyor, gurur duyuyoruz... Yazıklar olsun bize... Bir çoktan, şüheda fışkıracak olan o toprakları ezip çiğnedik... altımızda binlerce kefensiz yatana ihanet ettik... başımıza ne gelse yeridir... üzgünüm, hakettik... Ab diyor ki; Atatürkçülüğü bırakacaksınız, bizim gibi olacaksınız, domuz eti sattıracaksınız... şöyle yapacaksınız, böyle yapacaksınız...

Islahat ve Tanzimat fermanı ne idiyse, AB Uyum Paketleri aynısıdır, inanmayan, gitsin incelesin...

Duyun-u Umumiye ne diyse, IMF ve Dünya Bankası aynısıdır, inanmyan, gitsin baksın...

Ermeni Suikastçiler Osmanlıda nasıl affedildiyse, Apo'da öyle olacak, isterseniz, gidin bakın...

Osmanlı'da yöneticiler nasıl çocuklarını dışarı yollayıp, millleti savaşa sürüklüyo idiyse, AKP aynısını yapıyor, iseterseniz gidin bakın... Düşmanla öyle ittifak halindeler, şahsi menfaatlerini, işgalcilerin amaçları ile öyle birleştirmişler ki, Tayyip'in oğlu Dünya Bankasında çalışıyor, danışmanı yabancılarla koyun koyuna ortak...

ya Osmanlı'nın çöküşü ile, Türkiye'nin bugünkü hali birebir örtüşmektedir... Örnek çok... öyle ki bu örnekler öyle böyle, çok basit örnekler değil... Osmanlının Devlet olmasının vasıflarını ortadan kaldırmış ve yıkılmasına sebep olmuş en önemli örneklerdir... İnanmayan gitsin baksın... Bitiridiler kardeşim bu güzelim ülkeyi... Allah belalarını versin hepsinin... yiye yiye bişey bırakmadılar... sömürdüler resmen milleti... isteyen inanmasın, ama bakın, gidin Tarih okuyun, özümseyin ve Atatürk'ü biraz olsun anlayın, idrak edin; göreceksiniz... 10 Kasım 1938'te yıkılmış Cumhuriyetin Türk Milleti, varoluşlarının son demlerini yaşıyor... göreceksiniz... Uyanmadığımız sürece, uyandığımızda, elimizde zerre kadar toprak parçası kalmadığını göreceksiniz... Benim şahsi fikrimdir, Ordu'nun darbe yapmasını herşeyden yeğ buluyorum... çünkü topraksız ve milletsiz kalmaktansa, gelişme olgusunda 10yıl 20yıl geri gitmek kar sayılmalıdır... Kaldı ki, Askeri bir Millileşme hiç bir zaman bu milleti, şu ana gitmekte olduğu kötü sonra daha kötüye götürmeyecektir... Kimse "Aman efendim Demokrasi var, hak var, hukuk var " demesin... Demokrasinin ne olduğunu çok iyi görüyorum ben bugün Türkiyede... bakın halinize? Demokrasi işte o... İşsiz Milyonlarca üniversiteli, Bölünmek üzere olan bir devlet, ses çıkaramayan-koyun gibi güdülen bir millet, satın alınmış güvenlik teşkilatları (asker hariç), yolsuzluk yapan her kesimden insan, ahlaksızlık, yan kesicilik, öğrencinin öğretmenine yaptığı *********likler... bakın... her anımızda o çok övülen demokrasiyi görebilirsiniz... Bugün yaşadığımız demokrasi, ABD'nin Irak'a silahla götürdüğü demokrasinin aynısıdır... ben bu demokrasiye karşıyım, yanlış anlamayın...

Gönderi tarihi:

 

“Hepimize çağrı..."

Fransa'nın başını çektiği ve Hollanda'nın da katıldığı Soykırımı İnkar Yasa Tasarısına karşı Türkiye'nin koyacağı tepkinin tarzı,

 

ülkemizin demokratik kimliği ve AB yoluna ilişkin önemli kazançlar sağlamaya aday.

 

İşe, bir de bu yönünden bakmak, öfkeyle kalkıp zararla oturmak yerine,

 

serinkanlı ve Türkiye'nin demokratik açılımlarını güçlendirici yönde,

 

bu saçma sapan girişime karşı koymak gerekiyor.

 

***

 

Aslında, tam da bu bakımdan, Fransa'nın cumhurbaşkanı adaylarından, Nicolas Sarkozy gibilerine müteşekkir olmalıyız.

 

Fransa ve Hollanda'nın, çifte standartları daha iyi ortaya konulamazdı;

 

Türkiye'nin demokratik açılım yapması için daha uygun bir fırsat yaratılamazdı.

 

***

Soykırımı İnkar Yasası

 

yani Hayır, Ermeni soykırımı olmamıştır diyeceklere hapis cezasını öngören bir hukuki düzenleme peşinde koşan iki ülkenin,

 

Fransa ve Hollanda'nı n AB Anayasasını referandumda reddederek, AB'yi büyük bir çalkantının içine sokan

 

ve özellikle Türkiye'yi etkileyecek genişlemenin önünü kesen iki ülke olduğunu unutmamalıyız.

 

 

Dolayısıyla, bu iki ülkeye karşı verilecek mücadele, hem Türkiye'nin hem de AB'nin kendisi için verilecek bir mücadele olacaktır

 

ve Türkiye, bu aptalca yasa tasarısı sayesinde manevi üstünlük sahibi olabilecektir.

 

 

Nitekim, Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan'ın ve ondan da önemlisi soykırım olduğuna inanan

 

Türkiye Ermenisi vatandaşımız Hrant Dinkin Fransa'ya gidip bu suçu işleyeceklerini açıklamaları çok çarpıcıdır.

 

 

Bu tavır -özellikle Hrant Dinkinki- Türkiye'nin eline, tüm Avrupa'da ve ötesinde yankılanacak anlamlı bir koz veriyor.

 

 

Ama, mesele, bu tasarının Fransa ve Hollanda'da yasalaşıp yasalaşmamasının ötesinde...

 

AB'nin ileri gelen ülkelerinin faşizan sapmalara uygun siyaset ortamında,

 

Bu gibi ülkeler, böyle yasalar peşinde koşarlarsa, düşünce ve ifade özgürlüğü nerede kalır?

 

Türkiye'den bu yönde talepte bulunmaları ne derece haklı olabilir?

 

***

 

Türkiye'nin kendi tarihiyle yüzleşmesi isteniyor.

 

Kendi tarihiyle yüzleşmeyen bir ülkenin, AB'de yerinin olamayacağı vurgulanıyor.

 

Ama, tarihiyle yüzleşmekten kasıt, acaba Ermeni soykırımını kabul etmekle eş anlamlı olmuyor mu?

 

Tarihimizle yüzleşirken, ya birçoğumuz, buna soykırım denemeyeceği sonucuna varırsak ne olacak?

 

Dolayısıyla, tarihinizle yüzleşin demek, bir dayatma halini almış oluyor.Böyle bir durumda, tarihimizle yüzleşmemize gerek kalmaz.

 

Bazı Avrupalılar, bizim yerimize bizim tarihimizi akıllarınca yazsınlar, bize sunsunlar, biz de kabul edelim.

 

Bu saçmalığın başka bir anlamı yok.

 

***

 

Nicolas Sarkozy, Başbakan Tayyip Erdoğan'a partisinin yasa tasarısından desteğini çekmesi için şartlar koşuyor:

 

1. Ermeni soykırımı iddiasının araştırılması yönünde kurulmasını önerdiğiniz komisyona tarihçilerden başkaları da katılsın;

 

2. Düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan 301. maddeyi kaldırın;

 

3. Ermenistan-Türkiye sınırının açılmasını sağlayın.

 

 

Peki, bunların, bu şartların Ermeni soykırımı ile ne ilgisi var?

 

Bu şartlar yerine getirildiğ i takdirde, şayet soykırım olmuşsa olmamış sayılarak,

 

Fransa'da soykırımı inkar ceza tehdidinden çıkarılacak mıdır?

Demek ki, soykırım konusu bir tarihi olgu ya da ilke konusu olmaktan ziyade bir siyasi pazarlık konusu.

 

Bu kadar mankafa bir siyaset adamının Fransa'nın cumhurbaşkanı adayları arasında yer alması,

 

Fransa için çok talihsiz bir durum sayılmalı.

 

Sarkozy'nin danışmanı milletvekili Patrick Deveciyan ise tasarıda değişiklik yapılmasının mümkün olduğunu,

akademisyenlerin muaf tutulabileceğini söylüyor. Yani, doçent, profesör gibi bir sıfatınız varsa

soykırım olmamıştır derseniz, ceza yemeyeceksiniz;

ama yazar, düşünür, romancı, berber, şoför vs. iseniz, aynı şeyi söylerseniz Fransa'da hapsi boylayacaksınız.

Böyle bir hukuk anlayışı olabilir mi?

 

***

 

Şimdi, isimleriyle uluslararası planda Türkiye namına önemli yankılar yaratan değerlerimizin,

 

örneğin Orhan Pamuk'un, Elif Şafak'ın ve hatta Legion d'honneur sahibi Yaşar Kemal'in çıkıp

 

Ermeni soykırımı olmamıştır diye ilan etmelerinde yarar var. Olmadığına inanıp inanmamaları önemli değil;

 

Fransa'ya ve Avrupa'daki takipçilerine bu tür bir düşünce ve 'kanaat' suçu işleyerek ders verilmesi için.

 

Hrant Dinkinki gibi yapmalılar.

 

Türkiye'nin AB ufkundan yana olan tüm önde gelen isimlerin de bir ortak çıkışla bu suçu işlemeleri,

 

böyle bir ortak davranış, hele yukarıdaki isimlerin katılımıyla beslenirse,

 

AB içinde Fransız parlamentosundan daha güçlü bir iz bırakacaktır...

 

Ancak, Türkiye'nin kendi kamuoyunda bu konunun özgürce tartışılmasını tehdit altında tutan

 

tüm anti-demokratik ceza kanunu hükümlerini ayıklaması da şart.

 

Türkiye'yi demokratikleştirdikçe ve Fransa ve Hollanda gibilerine benzememeye başladıkça,

 

bu mücadeleyi Avrupa sathında kazanır...

 

Cumartesi günü, 1999 yılında çalıştığım Washington'un itibarlı araştırma kuruluşu Wilson Center'ın Avrupa kökenli mensuplarının her iki yılda yaptığı, bu kez İstanbul'da yapılan Türkiye ve AB konu başlıklı toplantısında konuşmacıydım. Otuz küsur, çeşitli Avrupa ülkelerinden, aralarında parlamenterler, diplomatlar ve akademisyenler bulunan bir topluluğa, konuşma sırasında sordum:

 

Örneğin, Türkiye'de liberal ve demokrat görüşlere sahip biri olarak tanınan ben, bir 'trajedi' hatta 'katliam' olduğu kanısında olsam ama 'soykırım' olduğunu kabul etmesem ve bunu Fransa'da açıkça ve yüksek sesle ilan etsem; Fransızlar beni hapse atacak, öyle mi? Avrupalı dinleyiciler gülüştüler. Toplulukta bulunan bir Hollandalı büyükelçi, Merak etmeyin, bu yasa Hollanda parlamentosundan geçmeyecek diye bağırdı.

 

Umarım dedim.

Alıntı: Özcan SOYSAL

 

 

Gönderi tarihi:

sayın gecekuşu :clover:

 

dünya tarihinde böyle bir saçmalık görülmemiştir. bir yasa çıkarıyorsunuz ve sözde demokratik bir ülkesiniz fikrinizi Fransanın aldığı kararla açıkça söylemek hakkına sahip değilsiniz aksini düşünsenizde "evet soykırım yapılmıştır" diyeceksiniz.

 

medeni avrupaya bakın, özgürlükten sözedenlere bakın insan haklarından sözedenlere bakın ve bakıp düşünün bu avrupada birliğe girmek istiyormusunuz? bir insanı iftira ile tutuklayıp ona söz hakkı vermeden idam edeceksiniz ve bu adalet olacak ha vay beee

Gönderi tarihi:

sayın gecekuşu :clover:

 

dünya tarihinde böyle bir saçmalık görülmemiştir. bir yasa çıkarıyorsunuz ve sözde demokratik bir ülkesiniz fikrinizi Fransanın aldığı kararla açıkça söylemek hakkına sahip değilsiniz aksini düşünsenizde "evet soykırım yapılmıştır" diyeceksiniz.

 

medeni avrupaya bakın, özgürlükten sözedenlere bakın insan haklarından sözedenlere bakın ve bakıp düşünün bu avrupada birliğe girmek istiyormusunuz? bir insanı iftira ile tutuklayıp ona söz hakkı vermeden idam edeceksiniz ve bu adalet olacak ha vay beee

 

Sayın 'KesKiNkAleM';

 

Bana kalırsa, dünya tarihinde bu türden yaklaşımlar her dönem yaşanmış...

 

Tarih,edebiyat, öykü ve efsane kitapları ve çeşitli dönemlere dair söylentiler bunları hep anlatıyor...

 

İşin aslı bir ileri bir geri insanlık tarihi hep olumlu noktaya doğru ilerliyor...

 

Bu türden yaşanan olumsuzluklar gerçekleri bulmamızda olumlu etkilerde yapıyor...

 

Fransız devrminde döneminin ve günümüzün en önemli bilim adamlarından birini de

 

döneminin gerçeklerini haykırdığı için giyotine göndermişlerdi...

 

Her dönem kraldan çok kralcılar ve popilist yaklaşımlar oluyor ve olacakta...

 

Bence burada bize düşen kendimiz, ulusumuz ve tüm insanlık için doğru çıkarımları bulabilmemizde...

 

Avrupa birliğine elbetteki ihtiyaımız yok...

 

Ama Avrupa birliğinin insanlığa kazandırdığı doğru çıkarımlara sadece bizlerin değil tüm ulusların ihtiyacı var...

 

Ben bu pencereden bakmaya çalışıyorum...

 

Birilerini, ( onların konumunu,yaşamını, ve elde ettikleri kazanımları ) ulaşılmaz görüp,

 

tavizler üzerine günlük politika ve yaklaşım gösterenleri anlamak bir yana hiç tasvip etmiyorum...

 

Sevgili 'KesKiNkAleM'... Yazılarınızı dikkatli , ilgili ve önemsiyerek takip ediyorum...

 

selamlar

 

 

  • 2 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Sözde Ermeni soykirim yalanlarina karsi Türkiye'nin pasif davranisi ve özellikle medyanin Orhan Pamuk yaygaralari Avrupa kulislerinde Türk ulusunun aleyhinde ki gelismeleride körüklemektedir.Daha dün Almanya'nin sol parti üyesi bir zamanlar sosyal demokrat partinin önde gelen isimlerinden olan Oskar Lafontaine,Türkiye'yi sert bir dille elestirerek Ermeni soykirimini tanimasi gerektigini söyledi.AB hristiyan-Demokrat sözcüsü ise Türkiye'nin AB üyesi olamiyacagini ancak imtiyazli ortaklik verilebilecegini söyledi.Bütün bu gelismelere ragmen Türkiye Cumhuriyeti hükümeti yaklasan secimin calismalarini yapmakta,bagis veya vergi paralari ile sözüm ona Bayram ve Yilbasi kutlamalari icin afisler hazirlatip Türk bayragi altinda duygu sömürüsü yapmaktadir.Türkiyenin gündemini sun'i olarak degistirip asil hayati konulardan uzaklastirma cabalari bütün gücü ile devam etmektedir.Kuzey Kibrista sinirlar kaldirilmakta ve adim adim Kuzey KIBRIS Ab nin üyesi Türkiye ve Türk düsmani Rumlara teslim edilmeye calisilmaktadir.Bu bir dalkavukluk politikasidir.Bu politika göstermektedirki Türk hükümeti gayesine ulasmak icin vermeyecegi taviz olmayacaktir.Ilerde Ermenistan kapisinin acilmasi ve hatta sözde soykirimi belirli sartlarda taninmasi,gündeme gelirse kimse sasirmasin.Kerkük bir Türkmen ili olmaktan cikarilali cok oldu ama bizim basbakan hala Kerkükte oldu bittiye izin vermeyecegiz diyebilmektedir.Bu gündem degistirme degilde nedir.

Yasar Kemal'in Orhan Pamuk'un onlardan önce bilinen daha bircok isme Avrupanin kol kanat germesi bosuna degildir.Yasar Kemal'in kim oldugunu artik tanimayan kalmadi ve onu kimlerin alkisladigida ortadadir.Orhan Pamuk'un da kim oldugunu yakin gecmiste ögrendik,ve Türkiye medyasinin malum kesimlerinde müthis bir Orhan Pamuk kampanyasi vardir.Onun aldigi nobeli öne cikarip Pamuk'un reklamini yapanlar bilinizki onun soykirimla ilgili söylediklerini destekleyenlerdir.Onlarin sadece yürekleri yetmedigi icin nobeli paravan olarak kullanmaktadirlar.Ülkesini satanlara verilecek cok ödüller ve bu ödülleri verecek malum cevreler hep mevcuttur.

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.