Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Türkler ‘evrim’e en az inanan millet


Multi

Önerilen İletiler

Türkler ‘evrim’e en az inanan millet

32 ülkesi arasında yapılan Evrim araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’, evrim teorisine en az inanan ülke. Türkiye'den sonra halkı evrime en az inanan ülke ise Amerika oldu.

Uluslararası bilim dergisi Science, 2005 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve 32 Avrupa ülkesinde yaptığı evrim araştırmasının sonuçlarını yayınladı.

 

Bu ülkelerde yaptığı araştırmada, kişilerin “insan, hayvanların daha erken zaman türlerinden gelişmiştir” tezine “doğru, yanlış” ya da “emin değilim” cevaplarından birini vermeleri istendi.

 

Araştırmaya katılanlar arasında, evrime en az inananların Türkler olduğu ortaya çıktı. Dergi, 2001 yılında aynı soruyu Japonya’da da sormuştu. Araştırmaya katılan Türklerin yarıdan fazlası evrime inanmadıklarını söyledi.

 

Türkiye’nin ardından evrime en az inanan ülke Amerika oldu. Science dergisine göre evrime en çok inanan ülke ise İzlanda oldu. İzlanda’yı Danimarka, İsveç ve Fransa izledi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar..

Şunu çok açık ve net idda ediyorum..

Evrim teorisinin kurucusu Darwin de dahil olmak üzere..

Yer yüzünde düşünebilien hiç bir insan gerçekte evrim teorisine inanamamaktadır.

Ama düşünmeden kabüllenmeleri müstesna..

Düşündüğü halde evrim teorisini savunanlar ise bilinki gerçekte inançsızlık yada diğer sosyal sebeplerden dolayı varoluş'a bir kılıf ihtiyacı hissettikleri içindir..

Dün gece kafama bir şey daha takıldı..

Acaba dişi ve erkek ayrımı evrimin hangi aşamasında oluştu..

Bilirsiniz döllenme olmadan çoğalma olmaz..

Bunun için ise bir dişi ve bir erkek lazım..

Acaba bazı hücreler rastgele mutasyonlarla rastgele dişiyi bazı hücrelerde rastgele mutasyonlarla erkeğimi oluşturmuşlar..

Rahim döl yatağı yumurtalık siperm erkek üreme organı vs vs nasıl iradesizce böyle olması gerektiğini bilmiş yada olmuştur..

Offf sorusu bile bir acayip cevabı nasıl olur bu sorunun..

 

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar..

Şunu çok açık ve net idda ediyorum..

Evrim teorisinin kurucusu Darwin de dahil olmak üzere..

Yer yüzünde düşünebilien hiç bir insan gerçekte evrim teorisine inanamamaktadır.

Ama düşünmeden kabüllenmeleri müstesna..

Düşündüğü halde evrim teorisini savunanlar ise bilinki gerçekte inançsızlık yada diğer sosyal sebeplerden dolayı varoluş'a bir kılıf ihtiyacı hissettikleri içindir..

Dün gece kafama bir şey daha takıldı..

Acaba dişi ve erkek ayrımı evrimin hangi aşamasında oluştu..

Bilirsiniz döllenme olmadan çoğalma olmaz..

Bunun için ise bir dişi ve bir erkek lazım..

Acaba bazı hücreler rastgele mutasyonlarla rastgele dişiyi bazı hücrelerde rastgele mutasyonlarla erkeğimi oluşturmuşlar..

Rahim döl yatağı yumurtalık siperm erkek üreme organı vs vs nasıl iradesizce böyle olması gerektiğini bilmiş yada olmuştur..

Offf sorusu bile bir acayip cevabı nasıl olur bu sorunun..

Saygılar..

 

Cevabı zannettiğin gibi "acayip" değil kralx... Cevabını verelim de, kafana takılan şey seni daha fazla rahatsız etmesin...

 

"Bundan yaklaşık 1.5 milyar yıl öncesine kadar canlılarda erkek ve dişi kavramı yoktur, çünkü böyle bir ayrım yoktu. Her hücre ayrı bir bireydi ve mitoz ile bölünerek çoğalmaktaydı. Bunlarda kalıtım aynen aktarılmakta ve böylece aynı hücreye ait klonlar oluşmaktaydı."

..............

 

"Bir gün, hücrelerde yaşamsal öneme sahip bir proteini yapan genetik materyalin bir kısmı bir hücreye bir kısmı ise diğer hücreye geçti. Bundan sonra artık bu yaşamsal proteinin yapılabilmesi için genetik bilginin tamamlanması, yani genetik materyalinin dağıldığı 2 hücrenin yan yana gelmesi, böylece genetik materyallerini birleştirmeleri gerekti. İşte ilk defa bu olay ile iki farklı eşem yani erkek-dişi ayrımı ortaya çıktı."

 

Devamı için : http://www.androloji.info/volvox.php

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Türkler ‘evrim’e en az inanan millet

32 ülkesi arasında yapılan Evrim araştırması sonuçlarına göre, Türkiye’, evrim teorisine en az inanan ülke. Türkiye'den sonra halkı evrime en az inanan ülke ise Amerika oldu.

Uluslararası bilim dergisi Science, 2005 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve 32 Avrupa ülkesinde yaptığı evrim araştırmasının sonuçlarını yayınladı.

 

Bu ülkelerde yaptığı araştırmada, kişilerin “insan, hayvanların daha erken zaman türlerinden gelişmiştir” tezine “doğru, yanlış” ya da “emin değilim” cevaplarından birini vermeleri istendi.

 

Araştırmaya katılanlar arasında, evrime en az inananların Türkler olduğu ortaya çıktı. Dergi, 2001 yılında aynı soruyu Japonya’da da sormuştu. Araştırmaya katılan Türklerin yarıdan fazlası evrime inanmadıklarını söyledi.

 

Türkiye’nin ardından evrime en az inanan ülke Amerika oldu. Science dergisine göre evrime en çok inanan ülke ise İzlanda oldu. İzlanda’yı Danimarka, İsveç ve Fransa izledi.

 

Şaşmam, 32 ülke arasında kitap okuyup bilgi edinen en geri ülke de TÜRKİYE.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar..

Şunu çok açık ve net idda ediyorum..

Evrim teorisinin kurucusu Darwin de dahil olmak üzere..

Yer yüzünde düşünebilien hiç bir insan gerçekte evrim teorisine inanamamaktadır.

 

Ho ho ho... Aç biraz gözünü kralx... Kaldır artık kafanı şu H.Y saçmalıklarından. Biraz bilim dünyasına bak bakalım neler oluyor...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ho ho ho... Aç biraz gözünü kralx... Kaldır artık kafanı şu H.Y saçmalıklarından. Biraz bilim dünyasına bak bakalım neler oluyor

 

Bakıyorum ve görüyorum arkadaşım..

Zaten gördüğüm için yazıyorum..

Yukarda erkek dişi olaynı nede güzel açıklamşsın öyle..:)

Yürekli ol ve itiraf et sen o yazdılarına ve o verdiğin linke innamıyorsun dimi..:)

Neymiş...Bir gün, hücrelerde yaşamsal öneme sahip bir proteini yapan genetik materyalin bir kısmı bir hücreye bir kısmı ise diğer hücreye geçmiş..

Güzel bir irade..

O güne kadar hücre hiç düşünmemişmiş..

Canlılığın üremesine ihtiyaç olduğunu..

Bir anda aklına gelmiş ve geçivermiş..

Ama iyi akletmiş helel olsun o ilk hücreye sevglili ilk atamıza..:)

Yoksa biz olmucaktık :(

Kısacası bir varmış bir yokmuş..

Evvel zaman içinde......

Bilimsel masal..

Yada bilmin masalsı yanı..

Yada bilimsel komedi..

 

 

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bakıyorum ve görüyorum arkadaşım..

Zaten gördüğüm için yazıyorum..

Yukarda erkek dişi olaynı nede güzel açıklamşsın öyle..:)

Yürekli ol ve itiraf et sen o yazdılarına ve o verdiğin linke innamıyorsun dimi..:)

Neymiş...Bir gün, hücrelerde yaşamsal öneme sahip bir proteini yapan genetik materyalin bir kısmı bir hücreye bir kısmı ise diğer hücreye geçmiş..

Güzel bir irade..

O güne kadar hücre hiç düşünmemişmiş..

Canlılığın üremesine ihtiyaç olduğunu..

Bir anda aklına gelmiş ve geçivermiş..

Ama iyi akletmiş helel olsun o ilk hücreye sevglili ilk atamıza..:)

Yoksa biz olmucaktık :(

Kısacası bir varmış bir yokmuş..

Evvel zaman içinde......

Bilimsel masal..

Yada bilmin masalsı yanı..

Yada bilimsel komedi..

Saygılar..

 

Madem kabul etmeyeceksin de, ne diye cevap isteyip bizi de uğraştırıyorsun arkadaşım? "Ben buna inanmıyorum ; bilim ne derse desin" dersin olur biter...

 

Sanırım sen cevap gelmeyeceğinden bahisle böyle bir soru sordun, baktın ki olmadı, "tukaka"...

 

Olmuyor kralx....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne bilmicem cevap gelmiceni ya..:)

Bire bir cevabının böyle olacağını biliyorum...

Zaten başka türlü bir cevap veremezdinki..

İşte asıl bu cevabı senden duymak için sordum..

Aramızda az buçuk hücreden amino asitlerden atomdan elektrondan biyolojiden anlayan varsa..

Olayın traji komikliğin görsün istedim..

Sende mükemmel bir şekilde gösterdin..

Can alıcı nokta burası..

"Güzel bir irade..

O güne kadar hücre hiç düşünmemişmiş..

Canlılığın üremesine ihtiyaç olduğunu..

Bir anda aklına gelmiş ve geçivermiş.."

Bunu yazdırmış oldun bana..

Teşekkürler..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Zaten dikkat edersen cevabı "Bir gün,.." le başlıyor.. masallar da öyle başlar.. bir gün bir hücre varmış.. canı tesadüfen bölünmek istemiş.. sonra sıkılmış neden ben tekim demiş.. iki tane olayım demiş.. ve böylece cinsiyet oluşmuş.. bunu kargalara söylesen gülerler yam yam amca.. ya nasıl inanabiliyorsunuz buna... ayrıca hangi bilim kitabında geçiyor.. bilimsel kanıtı var mı? direk masal.. zaten "bir gün,.." le başlıyor.. kendi diyor ben masalım diye..

 

 

Bilimselci kardeş,

 

şuna emin ol abd deki okuma oranı izlanda dan kat kat fazladır.. mesele okumak değil ne okuduğunu bilmek..

 

saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

evet evrime az inanan demiyelim gerçek müslüman olupta hiç inanmayanlar işte bizler onlarız ben asla evrime inanmıyorum ister geri kalmış deyin ister farklı birşey İnsanın Yaratıcısı ve her şeyin yaratıcısı tesadüfler değil, alemlerin Rabbi olan, Üstün ve Güçlü, Yüce Allah'tır. Evrimcilerin bunu kabullenmek istemeyişleri, gerçeği değiştirmez.Onlar fosillerini toplamaya devam etsinler...

 

saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neye inanıp neye inanmadığınız sizleri bağlar. Bir cevap istediniz getirdik. Şimdi de "armudun sapı üzümün çöpü" bahaneleriyle karşı çıkıyorsunuz. Oradaki yazı elbette "Bir gün" diye başlayacaktı... Yoksa "Milattan Önce 16 Temmuz 1.499.743.652 saat 14:30 " gibi bir tarih mi bekliyordunuz?

 

H.Y sağolsun bilimsel verileri çarpıtmayı milletin içine işlemiş... Kralx sanki hücre o güne kadar çoğalmıyormuş da, o günden sonra çoğalmaya başlamış gibi bir anlam çıkarmış.. Halbuki orada, o zamana kadar hücrenin mitoz bölünme yoluyla çoğaldığı ifade ediliyor. Dahası erkek dişi ayrımına neden olan olay da açıkça anlatılıyor...

 

Çok biliyorsanız çıkar "Bu olay biyolojik açıdan mümkün değildir, çünkü..." diye başlayan cümleler kurarsınız. İşin asıl ironik tarafı, masallarla yaşadığınız halde, inancınız dışındakilere masal gözüyle bakmanız. Eeeee kılavuzu karga olanın....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Neye inanıp neye inanmadığınız sizleri bağlar. Bir cevap istediniz getirdik. Şimdi de "armudun sapı üzümün çöpü" bahaneleriyle karşı çıkıyorsunuz. Oradaki yazı elbette "Bir gün" diye başlayacaktı... Yoksa "Milattan Önce 16 Temmuz 1.499.743.652 saat 14:30 " gibi bir tarih mi bekliyordunuz?

 

H.Y sağolsun bilimsel verileri çarpıtmayı milletin içine işlemiş... Kralx sanki hücre o güne kadar çoğalmıyormuş da, o günden sonra çoğalmaya başlamış gibi bir anlam çıkarmış.. Halbuki orada, o zamana kadar hücrenin mitoz bölünme yoluyla çoğaldığı ifade ediliyor. Dahası erkek dişi ayrımına neden olan olay da açıkça anlatılıyor...

 

Çok biliyorsanız çıkar "Bu olay biyolojik açıdan mümkün değildir, çünkü..." diye başlayan cümleler kurarsınız. İşin asıl ironik tarafı, masallarla yaşadığınız halde, inancınız dışındakilere masal gözüyle bakmanız. Eeeee kılavuzu karga olanın....

 

evet bir şeyi iyi bil kralx çıkardığı anlam dediğin şeyin aslı var bu fosilleşmiş beyinlerinizi değiştirinde doğruyu görün.

Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz? (Nahl Suresi, 17)

HÜCRE ZARININ SEÇİCİ-GEÇİRGEN ÖZELLİĞİ, HİÇBİR TESADÜFİ SÜREÇLE AÇIKLANAMAZ. BU ÖZELLİK SONSUZ AKIL VE İLİM SAHİBİ RABBİMİZ'İN HER VARLIKTA TECELLİ EDEN KUSURSUZ SANATIDIR.

 

Hücre zarının dış ortamı tanıması, hücrenin ihtiyaçlarını saptaması, hücreye girecek maddelerin zararlı olup olmadığını ayırt edebilmesi ve bu seçimlerde hiçbir hata yapmaması canlılık açısından bir zorunluluktur. Kimyasal reaksiyonların, fizik kanunlarının tesadüf eseri, şuursuz yağ ve proteinlerden oluşan bu incecik zara, böyle şuurlu bir seçicilik kazandırmayacağı açıktır.

 

Evrimcilerin bu konudaki taraflı yorumlarına bir örnek olarak ünlü evrimci biyolog Hoimar Von Ditfurth'un ifadelerine bakabiliriz:

 

... hücrenin bir yanda kendisini dış dünyaya kapama ama öte yanda gene bu dünyaya açık tutma zorunluluğu bulunmaktadır... Dışa hem açık hem kapalı bir sınır oluşturabilmenin yolu, alabildiğine "uzmanlaşmış", üstün yeteneklerle donanmış bir bağlantı oluşturabilmekten geçer. Seçici, ayıklayıcı işlevleri çok iyi yerine getirebilen bir bağlantı olmalıdır bu. Hücre için gerekli maddeler ve enerji miktarı hücreye kolaylıkla ulaşabilmeli, ama aynı zamanda cansız dış dünyanın istikrarsızlıkları, dalgalanmaları, hücre içindeki biyokimyasal süreçleri hiçbir şekilde etkilememeli, bunları bastırıp bozacak boyutlara ulaşmamalıdır. Başka deyişle: Hücre, dış dünyanın ve doğal çevrenin değişik ve çeşitli özelliklerini herhangi bir yoldan ayırt edebilecek ve onları seçebilecek durumda olmalıdır. Dış dünyanın etmenleri, ister doğrudan madde, isterse de enerji biçiminde olsunlar, hücrenin ayakta kalması için gerekli olan ihtiyaçlar listesinde yer almadıkları sürece, dışta bırakılabilmelidirler... Gerçekten de hücrenin (daha doğrusu evrimin) burada çözmek üzere önüne koymuş olduğu görev, paradoks bir ilişkiyi tanımlamaktadır. Ama bu görev halledilmeden de bildiğimiz kimyasal ve fiziksel nedenlerden ötürü, hayat diye bir şeyin var olması söz konusu olamazdı. Eh, bugün hayatta olduğumuza ve iş buralara kadar vardığına göre, demek ki evrim bu çelişik durumun da içinden çıkmayı becermiştir... Evrimin burada başvurduğu çözüm ya da daha doğrusu uzlaşma yolu, yarı-geçirgen diye çevirebileceğimiz "semipermeable" zarı, hücre kabuğu olarak geliştirmek olmuştur. Gerçi yarı-geçirgen teriminin, incecik hücre zarının o şaşırtıcı yetenek ve becerilerini yansıtmakta oldukça zayıf kaldığını da buradan söylemeden edemiyoruz...82

 

 

HÜCREDEKİ KOMPLEKS TASARIMIN KÖR TESADÜFLER SONUCU OLUŞTUĞUNU İSPAT ETME ÇABALARI, BOŞ BİR UĞRAŞIDAN, VAKİT KAYBINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR...

 

Tesadüf iddialarını bilimsel yaklaşımın temeli kabul ederek, bilimin rotasını yanlış yönde belirleyen bilim adamları, bilimin insanlığa getireceği nice faydaların gecikmesine, bilgi, vakit ve maddi imkanların ise boş amaçlar uğruna harcanmasına sebep olmuşlardır. Yıllarca milli servetleri akıtarak "evrendeki mükemmel düzen tesadüfen oluşabilir mi?" sorusuna yanıt aramış, fakat her defasında tesadüf iddialarının imkansızlığını pekiştirecek yeni bir delil elde ederek Allah'ın yaratma sanatındaki harikalıklara daha yakından şahit olmuşlardır.

 

Ünlü evrimci bir yandan hücre zarındaki kompleks, şuurlu s eçim mekanizmasından bahsederken, bir yandan da zorlama evrim açıklamaları yapmaktadır. Hiçbir bilimsel delil öne sürmeden, "Eh, bugün hayatta olduğumuza ve iş buralara kadar vardığına göre, demek ki evrim bu çelişik durumun da içinden çıkmayı becermiştir..." gibi dogmatik bir yaklaşım sergilemektedir. Buradaki ifadeler evrimcilerin bilim anlayışları açısından da bir örnek teşkil etmektedir. Çünkü evrimciler bilimsel bulgular doğrultusunda sonuç çıkarmak yerine, evrimi tartışılmaz bir dogma kabul ederek yorumlarda bulunmaktadırlar. Eğer Ditfurth'un söylediklerini daha açık bir dille yazmak istersek, "eh, bugün hayatta olduğumuza ve evrim teorisi dışında da hiçbir açıklamayı kabul etmeyeceğimizi baştan belirlemiş olduğumuza göre" gibi bir cümle kurmamız gerekir. Bir kez daha ortaya çıkmaktadır ki, evrim teorisinin tek dayanağı, -bilimsel deliller değil- bu teoriye felsefi nedenlerden dolayı duyulan inançtır.

…İşte bunları (yaratıp düzene koyan) Allah sizin Rabbinizdir; mülk O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız ise, 'bir çekirdeğin incecik zarına' bile malik olamazlar. (Fatır Suresi, 13)

 

Doğu da Allah'ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir. (Bakara Suresi, 115)

 

Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur. (Bakara Suresi, 107)

De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin?.. (Ahkaf Suresi, 4)

Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir… (Kassas Suresi, 68)

 

 

SAYGILARIMLA..fosillere tapanlar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ne zaman ki bilimsel yayınları H.Y yerine bilimsel kaynaklardan takip edersiniz, işte o zaman sizinle aynı dilden konuşmaya başlayacağız. Sahtekarlıklarla dolu bir siteden yapılan copy-paste lerle yeterince uğraştım. Artık bu zırvalıklara ayıracak vaktim yok...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gen teknolojisinde büyük ilerlemeler varken, evrim teorisini, bazı kesimlerin, kendi çıkarları için çarpık felsefe olarak tanımlayıp, topluma anlatmanın bir anlamı yok...

Gelecek bilimde...

Kendinizi yırtsanızda, paralasanız da, karalasanızda bunun hiç faydası yok bence...

Bu gün gibi gerçek...

Ve bir siz kadar yaşamda yer edinilen varlığınızla ilişik...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

50 yıl sonra evrimin tartışılmasına bile gülecek insanlar

 

Evet öyle... 50 yıl sonra dinler evrim teorisini de ihtiva edecekler. 50 yıl sonra Kur'an'dan 2 ayet bulunup, evrimin 1450 yıl önce Kur'an'da yazdığı bunun ise gerçek bir mucize olduğundan dem vurulacak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gen teknolojisinde ilerleme kaydeden bilim adamlarının inançlı kimseler olduğunu düşünüyorum...

Ama öyle ilginçtirki..

Bilimle uzaktan yakından alakası olmayan ve sadece inançsızlığa destek için geliştirilen kanıtsız bir teori, nasıl oluyorda bir teknolojiyi sahipleniyor..

Gen teknolojisinin gelişimi evrim teorisinin hangi tezini ıspatladı..

Yeni bir gen üretilebiliyormu..? hayır..

Genlere herhangi bir ekleme yapılabiliyormu..? hayır...

Ee o halde..???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gen teknolojisinde ilerleme kaydeden bilim adamlarının inançlı kimseler olduğunu düşünüyorum...

Ama öyle ilginçtirki..

Bilimle uzaktan yakından alakası olmayan ve sadece inançsızlığa destek için geliştirilen kanıtsız bir teori, nasıl oluyorda bir teknolojiyi sahipleniyor..

Gen teknolojisinin gelişimi evrim teorisinin hangi tezini ıspatladı..

Yeni bir gen üretilebiliyormu..? hayır..

Genlere herhangi bir ekleme yapılabiliyormu..? hayır...

Ee o halde..???

 

Bilimle uzaktan yakından alakası olmayan ve sadece inançsızlığa destek için geliştirilen kanıtsız bir teori, nasıl oluyorda bir teknolojiyi sahipleniyor..

 

aynen öle bende bu sorunun cevabını istiyorum .

saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.