Φ diloş Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 diloşum aşağıdaki sözler felsefem... teşekkür ederim birtanem iyi bak yüreğinin aynasına Sana kalmış kendini bağışlaman Sardunyam..yüreğimizin aynasında gördüklerimiz korkutabilir bizi bazen...insanın kendiyle yüzleşmesi kadar yıpratıcı bişey olamaz...ve kendini bağışlamanın mümkün olmadığı durumlarda..kendini unutman gerekebilir Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 aysel benmi oluyorum diloşbaşından gitmemimi istiyorsun yoksa yoksa sen başkasını mı buldun? Aysel git başımdan hala burdamısın aysel aysel sen laftan anlamıyon mu bir kıtlık söz konusu galiba anlayışında aysel? başkasını bulmak mümkün mü? ..sen varken ...aramadım da zati Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Nietzsche’nin sevgilisi Salome’ye gönderdiği bir mektuptan : Öyle bir hayat yaşıyorum ki , Cenneti de gördüm , cehennemi de Öyle bir aşk yaşadım ki Tutkuyu da gördüm ,pes etmeyi de. Bazıları seyrederken hayati en önden, Kendime bir sahne buldum oynadım. Öyle bir rol vermişler ki , Okudum okudum anlamadım. Kendi kendime konuştum bazen evimde, Hem kızdım hem güldüm halime, Sonra dedim ki "söz ver kendine" Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin, Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin, Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin. Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayati seyredersin. Öyle bir hayat yaşadım ki , son yolculukları erken tanıdım Öyle çok değerliymiş ki zaman, Hep acele etmem bundan, anladım... aramıza kutuplardan katılan sevgili dostum...okurmusun bu adamı?...1882'lerde şöyle demiş;"beni öldürmeyen şey, güçlendirir!"... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Sardunyam..yüreğimizin aynasında gördüklerimiz korkutabilir bizi bazen...insanın kendiyle yüzleşmesi kadar yıpratıcı bişey olamaz...ve kendini bağışlamanın mümkün olmadığı durumlarda..kendini unutman gerekebilir farkındayım farkındalığının... ve onu çok seviyorum... başkasını bulmak mümkün mü? ..sen varken ...aramadım da zati arama zati, ararsan gözünü oyarım Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 17 Ocak , 2007 Anlattı erenler: Bir bahar değil, Aşıkın ömründe bin bahar varmış. Hicranla ağaran bu saçlar değil, Savgisiz kalan kalb ihtiyarlarmış... Sorardım sırrını hiç düşünmeden: 'Bu fani gönlümün sevinci neden?' Beni günden güne meğer genç eden Daima değişen maceralarmış! Gönlümde kovalar eskiden beri Sarışın kumralı,kumral esmeri. Dolmadan boşalmaz birinin yeri. Gönlümde,anladım,her dem baharmış F.N.Camlibel Alıntı
Φ xminex Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Bir haykırış bu, duymayacağını bile bile.. ne işim var diyorum bu saatte bu arada, sana olan bu sitem niye?? canımı acıtmaya alıştım ben peki bu özlem niye.. dudaklarının bi başka ismi telaffuz etmesi kötü.. bi başka isim için koşman bütün yolları, geçmen engelleri ve ben öyle durmuş sana bakarken beni hatırlamaman çok kötü.. neden bütün şarkılar sana yazılmış, neden köşedeki çicekçi senin için satmakta çiçekleri, neden filmlerdeki bütün jönler sana benzemekte, neden senin için ağlatmakta beni babam ve oğlum filmi, neden seni görüyorum her duyduğum seste.. neden gözüm ve gönlümsün?? çekip gitme sırası bende... ama aklım hep geride kalacaksa hangi yol beni götürür senden uzaga?? senin geçtiğin yollar benden izler taşımıyor muydu, adım yazılı değil miydi tabelalarda, aynaya baktğında gördüğün yüz benim değil miydi, ya yüreğinin yarısı ne zaman çekip gitti benim ellerimden.. sen erken gittin ben geç farkettim.. bana geceler kaldı,adını bağıra bağıra yazdığım duvarlar, kırıp attığım camlar kaldı, bazen kollarımı kesmekte o kırılan parçalar ama acıya alışmışcasına acı vermemekte, ağrıyan yerlerim.. bana çarpmasın bundan sonra kalbinin parçaları, yüzünü yaklaştırma bu kadar yüzüme ve nolur okşama ellerimi, gideceksen git tamamen, gideceksen dudaklarını al,ellerini götür,bakışlarını çevir uzaklara.. gideceksen benim bi suçum yok bilesin.. kalacaksan, yarim ol,yarenim ol.. kalacaksan benim ol.. gözlerim ol,ellerim ol bende içeri gir,ruhum ol! hoşgeldin lerim bitti, hoşçakal diyecek gücüm kalmadı.. ama gel sen,hep gel.. gidişler iki kişilik olsun, gideceksen eğer, ben kalamam ardında sana bi zararım olmaz ben yanında giderim.. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Çöle kıyısı olan kentlerin limanları sıkıcı olur kuş uçar gemi geçmez, kervan zaman içinde. böyle kentlerde insan fırtına gibi sever, sevdiği için ağlamayı. hangi türküde sevmekten bahsedilse ben hicaz olurum elimi ıslatır elinin teri ziyan olurum seni sevmekle ıslanır akşam sefalarım hangi türküde sevmekten bahsedilse bu çölde ben 'şair burada yaşadığı kenti çöle benzetiyor'da bahsedilen şair olurum günün güzel geçsin ablacım Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 farkındayım farkındalığının... ve onu çok seviyorum... arama zati, ararsan gözünü oyarım bu iletiler nedir diloş ve sardunyam delileri ....sardunum sen kimi çok seviyon ve diloşne demek oluyor bütün bu saçmalıklar....arama marama ben yokken iyi yağlanmışsınız bakıyom karşılıklı Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 farkındayım farkındalığının... ve onu çok seviyorum... arama zati, ararsan gözünü oyarım bende senin,farkındalığımın farkında olma farklılığını seviyorum ne dediğimi anlayan olduysa elime mum diksin ayrıca burnuma bir tehdit kokusu geliyor...bana ha...tehdit ha...adıyla sanıyla silahşör diloşum ben göz oymak falan...talihsiz sözler bunlar... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 bu iletiler nedir diloş ve sardunyam delileri ....sardunum sen kimi çok seviyon ve diloşne demek oluyor bütün bu saçmalıklar....arama marama ben yokken iyi yağlanmışsınız bakıyom karşılıklı kıskanç şey nolucak ...ayrıca kimi çok sevdiği belli bence... evet..yokluğunda birbirimize iyice kenetlendik... var mı itirazın??? Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 kıskanç şey nolucak ...ayrıca kimi çok sevdiği belli bence... evet..yokluğunda birbirimize iyice kenetlendik... var mı itirazın??? yok silahşörüm...ben zati aranızda değilidimki...sen ve sardunyam tam birbirinize göresiniz....tencere kapak olayı.. ayrıcana kıskanmam için bir neden yok...alt tarafı iki deli kırkpınarda nolcek.. Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 yok silahşörüm...ben zati aranızda değilidimki...sen ve sardunyam tam birbirinize göresiniz....tencere kapak olayı.. ayrıcana kıskanmam için bir neden yok...alt tarafı iki deli kırkpınarda nolcek.. demek beni bu kadar çok seviyosun! Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 demek beni bu kadar çok seviyosun! nası yani Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 nası yani anladında anlamamazlıktan gelirsin ... yaw...Sardunyam nerde yahu???...ses ver canımın içi.. yoksa bu hain Frozen ikimizi çekemedi de ayağını mı kaydırdı senin??? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Bir haykırış bu, kalacaksan benim ol.. gözlerim ol,ellerim ol bende içeri gir,ruhum ol! hoşgeldin lerim bitti, hoşçakal diyecek gücüm kalmadı.. ama gel sen,hep gel.. gidişler iki kişilik olsun, gideceksen eğer, ben kalamam ardında sana bi zararım olmaz ben yanında giderim.. seni sevmekle ıslanır akşam sefalarım hangi türküde sevmekten bahsedilse bu çölde ben 'şair burada yaşadığı kenti çöle benzetiyor'da bahsedilen şair olurum günün güzel geçsin ablacım canlarım teşekkür ederim çok nasiksiniz egzorsist günüm güzel geçti gerçekten teşekkür ederim canım kardeşim... minexim şiirin çok güzel defterimi renklendirdi meleğim sağol... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 bu iletiler nedir diloş ve sardunyam delileri ....sardunum sen kimi çok seviyon ve diloşne demek oluyor bütün bu saçmalıklar....arama marama ben yokken iyi yağlanmışsınız bakıyom karşılıklı biz saçmalarız arada sen bakma bize fevkaladenin fevkim benim. ben en çok kimi seviyom söylemem... bu bir sır bende senin,farkındalığımın farkında olma farklılığını seviyorum ne dediğimi anlayan olduysa elime mum diksin ayrıca burnuma bir tehdit kokusu geliyor...bana ha...tehdit ha...adıyla sanıyla silahşör diloşum ben göz oymak falan...talihsiz sözler bunlar... eline mum diktim şimdi kim ebe olcek? ararsan oyarım gözünü, arayamazsın diloşum, duygusalım, silahşörüm... ama ettik bir kere talihsiz bir söz sen bağışlayıver canım anladında anlamamazlıktan gelirsin ... yaw...Sardunyam nerde yahu???...ses ver canımın içi.. yoksa bu hain Frozen ikimizi çekemedi de ayağını mı kaydırdı senin??? ya bankalarda işim vardı ve bütün gün dışardaydım koşturdum anlıycan iki gözüm... benim ayağım kolay kaymaz, zira yaş tahtaya nadir basarım... birisi bize kırkpınarcı, tencere kapak gibi laflar etmiş sanki? şahsen hiç yakıştıramadım ama eğer biz tencere ve kapaksak bunu söyleyende kulbudur... zuhahaha kendini bizden soyutlayamazsın frozenim çünkü biz somut gerçekleriz ama doğada çok az bulunuruz Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 18 Ocak , 2007 iyi..ben de ablam nirlerde ,yoksa mutfaga bugun de o mu takildi diyecektim.. gunun guzel gecmisse no problem,ama bizi buralarda yalniz birakma,gece yap o banka islerini lutfen Alıntı
Φ xminex Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 canımın içii ablamm... buu güsell şiir sanaa... SEVGİ DUVARI sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi kumkapı meyhanelerine dadandık önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi aramızda görevliler ekipler hızır paşalar sabahları açıklarda bulurlardı leşimi öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri çöpçülerin elleriyle okşardın beni yalnızlığım benim süpürge saçlım ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Can YÜCEL Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Yüzyıllar önce yüzyıl uyuyan bir prenses varmış ,bir büyücünün zulmününesaretinde kimbilir belki olabilecek bir uyanışı beklemiş yüzyıl boyunca. İşte o masal; Her masalın ,her söylencenin uzun uykusundan bir uyanma vakti vardır. Ve o gelmeden girişilen her eylem bir serüven yalnızlığı olarak kalır.Öyle anılır. Ve yüzyıl sonra vadesi erişip bir prens çıkmış ortaya.Masalın ve yüzyılın kendisine verdiği bu görevi seve seve üstlenmiş; zaten uyuyan güzel hakkında yüzyıldır söylenegelenlerin etkisinde daha onu görmeden deliler gibi tutulmuş ona.Kendisine verilmiş misyona mı,uyuyan güzele mi aşık olduğunu ayıredemeyecek kadar toymuş o zamanlar.Böylelikle hayranlığın ,sevginin,sevdanın,aşkın,cinselliğin ve beraberliğin bir kulak dolgunluğu olduğunu birkez daha görüyoruz "Bizim"sandığımız birçok duygunun,düşüncenin,değerin ve doğrunun içimize usul usul işlenmiş bir kulak dolgunluğu olduğunu... Ve prens dudaklarında yüzyıldır beklettiği öpücüğüyle birlikte saraya doğru yollandı. Masalına kahraman olma zamanı gelmişti. Prensesin odasına geldi.Prenses uykusunun içersinde batık bir gemi gibi gizemliydi.Uykusuyla bütünlenmiş güzelliğine,efsanesinin güzelleştirdiği yüzüne uzun uzun baktı Prens.Çok uzaktan ,çok uzaklardan,tam yüzyıl sonrasından baktı. Sonra kararını verdi: Aradan yüzyıl geçse de uyandırmayacaktı onu. O gün gelse de. Uyandırdığında bu sevdanın,bu büyünün,bu tılsımın bozulacağını biliyordu çünkü; bir bakış,birkaç söz,bir dokunuş herşeyi bozacaktı.Sevmek suskunluktu, sevmek kesin sessizlikti,sevmek uzaklıktı,sevmek dokunamamak,erişememek, sevişememekti. Ya da yüzyıldır böyle öğretilmişti sevmek. Gözlerini açar açmaz ,yüzyıldır gördüğü düşlerin anımsayamadıklarından ve o düşlerin tümünden,sızıya benzer bir duygu olacaktı kalakalmış olan. Biliyordu bu sızı hep olacaktı.Kaldı ki,o düşlerin tümüne eğemen olan ortak motifler,zaman zaman,yani yaşadıkça;yaşamını,ilişkilerini yoklayacaktı elbet. O düşlerin tümü anımsanmak içindi.Sonsuz bir anımsayıştı herşey;anımsayış ve unutuş.Ömrünün bundan sonrası düşlerinde gördüklerini yaşamakla geçecekti.İnsan uzun uykulardan sonra yalvaç bir yalnızlığa uyanıyor. Aradan yüzyıl geçtikten sonra hiçbir uyanış mutlu olamaz. Benim için artık çok geç kalmış bir sevgi bu,ben seversem yüzyıl öncesinin sevgisiyle seveceğim,o severse, beni üzerinden yüzyıl geçmiş bir sevgiyle sevecek.Aramızda kaç takvimin uzaklığı duruyor.Bir öpücük,yalnızca bir öpücük bu uzaklığı kapatmaya yeter mi? Sevgi, Zehirli bir düşün,büyülü sözcüğü... Öte yandan sevmek göze almaktı,sonuna dek gitmekti,gidebilmek yürekliliğiydi. Biliyordu prenses uykusundan uyandığında,ya da uyanır uyanmaz onu eskisi kadar sevmeyecekti.Çünkü sevmek sessiz ve tek başına birşeydi.Sevmek yalnızlıktır.Onu eskisi kadar sevemeyeceğinden korkuyordu.Onu uyandırmaktan korkuyordu. Eskisi kadar sevemeyecekti,belki de hiç sevemeyecekti.Çünkü arada o orman, o karanlık,o geçit vermez,o giz olmayacaktı artık.İşte odasında duruyordu. Duman inceliğinde bir boşluk dolanıyordu yüreğini. Arada ne ormanın, ne de yüzyılın karanlığı olmadan onu nasıl sevebilirdi?Bu kadar büyük sorumluluğu yüklenebilirmiydi?Sevmenin zahmetini,birlikte omuzlanacak olan zahmeti yüklenebilirmiydi? Paylaşmaya,tartışmaya,özveriye,anlayışa gereksinen iki kişilik ilişkiyi göğüsleyebilir,götürebilirmiydi? Sevmek imkansızlıktı. Kendimizde beslediğimiz,kendimizde büyüttüğümüz,kendimizde saklı duran bir şeydir sevmek.O hep bizdedir,bizledir,usul usul biriktiririz onu,içimizde yığılı durur.Ve günün birinde ansızın karşımıza biri çıktığında sanırız ki içimizden boşalıveren bütün bu duyguları o taşımıştır bize. Sevmek,kendi kendimizi büyülemektir; kendi kendimize yaptığımız büyü. Oysa yeniden başlayacaktır arayışlar,pişmanlıklar,yanılgılar.Herşey "tamamlanmak" içindir.Çoğu kez ölümün tamamlayıcı ellerine dek aynı umut, aynı arayış,aynı çırpınış ve aynı perişanlıkla sürükleniriz. Gözümüz arkada kalmıştır. Ansızın anladı ki uyuyan güzelin kendisini değil,masalını seviyordu Prens. Masalın bittiği yerde hayat başlar. Murathan Mungan Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2007 birisi bize kırkpınarcı, tencere kapak gibi laflar etmiş sanki? şahsen hiç yakıştıramadım ama eğer biz tencere ve kapaksak bunu söyleyende kulbudur... zuhahaha kendini bizden soyutlayamazsın frozenim çünkü biz somut gerçekleriz ama doğada çok az bulunuruz [/b] ne güzel konuşmuşsun Sardunyam..şiir gibi bana diycek bişey bırakmamışsın...ağzına sağlık canım Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 21 Ocak , 2007 siyahx canım kardeşim teşekkür ederim ne güzel bir resim... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2007 Murathan Mungan'ın masalını sevmedin galiba... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2007 upppsssssssssssssss afedersin diloşum sevmez olurmuyum teşekkür ederim bu güzel dostluğun ve vefalı kalbin için... Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 22 Ocak , 2007 Papatya Tarlası Bir papatya tarlası düşün.. İlkbahar ayı.. Ve sen, onun yanından gecen yolda yürüyorsun... Ve o papatya tarlasında bir papatya dikkatini çeker.. Binlercesinden birisidir ama sen, onun yanına gidersin.. Onda seni çeken bir şeyler vardır. O papatyayı olduğu yerden koparırsın.. Sadece senin olsun istersin, sadece senin.. Öleceğini düşünmeden. Ve gidersin o tarladan... İçindeki şiddetin durduramadığı bir bencillik ama bir o kadar güzel ve hapsedici. İşte bu TUTKU... Yine o tarlanın kenarındaki yolda yürüyorsundur.. Yine milyonlarcası arasında bir tanesi seni çeker.. Yaklaşırsın, yanına gidersin o papatyanın.. Gözlerin başkasını görmez olur o an. Onun için her şeyi yapmak istersin... Dokunmak istersin.. Dokunamazsın, orda, onunla ölmek istersin. Ama birden hafif bir rüzgar eser ve bir başka güzel çiçek kokusu gelir burnuna.. Dayanamazsın onun kokusuna.. Unutturur her şeyi bir anda ve o kokunun geldiği yöne gidersin.. O papatya orda kalmıştır, yüreğinin bir kenarında.. Paylaşılmamıştır bi çok şey.. Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona.. İşte bu AŞK... Yine o yoldasın.. Papatya tarlasının yanından gecen.. Ve yine bir papatya ... Milyonlarcasının içinde seni çeker.. Gidersin yanına.. Orda kalakalırsın.. O hiç ölmesin diye her şeyi yaparsın.. Tüm gücünle onunla olmak istersin.. Oradan seni koparacak hiç bir güç olmadığına inanırsın.. Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalırsın... İşte bu da SEVGİ... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.