Φ katar Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2006 Teşekkürler Lilac gerek kalmadı. Alıntı
Φ LilaC Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2006 Teşekkürler Lilac gerek kalmadı. rica ederim Alıntı
Φ katar Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2006 Sevgili Çiğ tanesi sen çizgi grafikte allah yazısını görüyor musun? Konumuz bu! Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2006 Ben Rabbimi sadece burda değil, her yerde görüyorum.... Asıl bu ateistler Allah'a inanmama cesaretini nerden buluyor... Allah eğer gerçekten yoksa,hiç birimize birşey olmaz Ama Allah varsa---ki hiç şüphesiz var---,işte ozaman inanmayanlara ÇOK YAZIK!!.... Ateistlerin bu cesareti nerden geliyor?? İşte ben bu cesaretin nerden geldiğini göremiyorum... ****** *******... Ateistler hayatı boyunca bu Hz.Ali'nin sorusuna biraz kafa yorarlar umarım... Sizin esas konunuz bu olmalı... Kalın sağlıcakla... Alıntı
Φ dogville. Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2006 [ Ayet-süre grafiğinin çizgi grafiğini de çıkardım. Şimdi Allah yazısını görüyor musunuz? Acaba inanmayanlar mı mucizeyi göremiyor, yoksa inanmak isteyen arkadaşlar mı öyle görmek istiyorlar. Şimdi Allah yazısını gören arkadaşlara soruyorum, bu grafiği Allah yazısına benzettikten sonra bir milyon farklı yazıya da herhalde benzetilir. bende pasta grafiğini çıkarayım mı bu işlere inanmasamda emeğe saygı duyuyoruım Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2006 Sevgili arkadaşlar uzun zamandır yapmayı düşündüğüm bir grafik çalışmamı sizlerle paylaşıyorum.. Dikey düzlemde ayet uzunluklarını ve yatay düzlemde sure sıralarını grafik ortamına yansıttım.. Ortaya çıkan sonuç bu.... Ben hayretler içinde kaldım.. Hiç bir şekilde ne ayet uzunluğunda nede sure sıralamasında bir oynama yapılmamıştır.. Tetkik etmek isteyen arkadaşlar rahatça bunu yapabilir.. Emeğe saygı.. --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- sevgili kralx emeğine saygı gösteriyorum tabiki de ben bunu daha önceden sanki biliyorum görüncede hatırlamam bunu anımsattı bana %51 biliyorum yinede teşekkürler Alıntı
Φ nizamulmulk Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Kral X'i yaptığı çalışma dolayısıyla tebrik ediyorum. En azından emek vererek Böylesi bir çalışmanın altına imza atmış. Yalnız gerek ÇELAKIL'ın kitaplarında geçen gerekse de önceki dönemlerde bir takım müslümanlarca da dile getirilen ve mucizevi olarak nitelendirilen bir çok husus dine zarar vermektedir. Söz konusu çalışmalar doğrudan dine mal edilmemekle birlikte dinsel kılıfa büründürülmektedir. oysa ki Çelakıl'ın kıyamet ile ilgilli söylediklerinin tutmaması bir anlamda kendi görüşlerinin iflası anlamına gelecektir. Kaldı ki kralX kardeşimin sunduğu grafikte Allah yazısı ancak görmek isteyenlerin biraz da zorlamayla görebilecekeleri bir yazıdır. Allah Azze ve celle Yarattığı her MAhluka imazısını atmıştır. Bu kadar mucizeyi göremeyen birinin söz konusu grafikteki Allah yazısını görmesini bekleyemezsiniz herhalde. Ayrıca inanan insanların bu tip çalışmalarla imanlarının artacağına inanmayanlarınsa bu tip çalışmaları görünce secdeye kapanacaklarına ise kesinlikle inanmıyorum. bunu sizlerde takdir edersiniz herhalde. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Asıl bu ateistler Allah'a inanmama cesaretini nerden buluyor... Allah eğer gerçekten yoksa,hiç birimize birşey olmaz Ama Allah varsa---ki hiç şüphesiz var---,işte ozaman inanmayanlara ÇOK YAZIK!!.... Sevgili Berker18, dinlere inanan birçok kişinin dinlere neden ve nasıl inandıklarını çok güzel açıklamış. Söylediği çok doğru ve bir hayli genel bir felsefe. Belki farkında olarak veya olmayarak dürüstçe içinden gelen sesi dile getirmiş. Dine inandığım zamanlar bende aynen onun gibi düşünüyordum. Ateistler bu cesareti nerden buluyor diyordum. Eğer tanrı yoksa hiçbirimize birşey olmaz, yani hem ateistler ve hem dindarlar hiçbirşey kaybetmez. Ama varsa, tek kaybeden Ateistler olur diyordum ve bu yuzden de Ateist olmayı ****** diye nitelendiriyordum. Bu yüzden de dinde bulduğum şüpheli yerleri içime gömüyor, yok farzediyordum yada kendime göre farklı yorumlandırıp, mantıklıymış gibi düşünmeye çalışıyordum. En sonunda kendimi daha fazla kandıramadım, kendimi aldatarak bir ömür geçiremezdim çünkü. Eğer kendimi kandırmaya devam etseydim, kendime olan saygımı yitirecektim. Gerçi birçok kişinin yaptığı gibi, kendime saygı duyma kriterlerimi de kendim yaratıp; yine de kendime saygı duyup avunabilirdim ama bu da kendimi kandırmak olurdu. Çünkü kendini kandıran bir insanın, kendisine -geçerli saygı kriterleriyle- saygı duyması da mümkün olmuyordu. Sonunda Ateist olmadım ama dinsiz oldum. Bu şekilde de kendimi kazandım. Yani dine inanarak kaybedilecek birşey yok mantığının geçersiz olduğunu anladım. Ya bir kul olacak, hayatımı içimde şüphelerle birlikte bir dine bağımlı ve kısıtlı olarak geçirecektim veya ben olabilme şansına sahip olacaktım. Emin olmadan kul olarak yaşamaktansa ben olarak yaşamayı şeçtim. İşte cesaret buradan kaynaklanıyor. Biz dinlere inanmayan insanlar olarak, kazanıp kaybetme olgusunu bu dünyada değerlendiriyoruz. Kaybedeceğimiz şeyler de kazanacağımız şeyler de gerçek dünyadadır. Tam tersine dinlere inanıp, ona göre tüm hayatını teslim eden kişileri çok cesur buluyoruz. Tanrı varsa-yoksa mantığına dönersek, yoksa durumunda dine teslim edilmiş olan bir ömüre nasıl olupda hiç acımadıklarına şaşırıyoruz. ****** *******... Dinler insanlara daha bebekken, çocukken bir bilgisayar programı gibi yüklenir. Hiçkimse dinsizken bir dinde mantık bularak din seçmemiştir. Ancak Ateistler ve dinsizlerin hepsi bir dinden gelmedir. Devamına gerek yok sanırım. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Belli mi olur belki birinin ihtiyacı böylesidir de imanı artar. Ben Çelakıl'ın pek çok sözüne de inanıyorum, Kuran'ı gönderenin onun içerisinde böyle insanı hayrete düşürecek bilgiler vermesinden daha doğal ne olabilir ki. Mesela elemetlerin kod numaralarının belirlenmesi bence harika. Tabi isteyen buna da inanıp inanmamakta serbest. Kimine göre bu imkansız kimine göre imkanlı. Yine tercih, illaki tercih. Selamlar Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 26 Temmuz , 2006 sevgili evrensel; dinler insana daha bebekken program gibi yüklenir, doğru diyosun, ve ben de zamanında ATEİST OLDUM bunu biliyormusun?? kendime göre birçok sebebim vardı, örneğin cuma namazında bi imam hutbe de aynen şöyle demişti: "Dünya güneşe bir milimetre yaklaşırsa dünya yanar, dünya güneşten bir kilometre uzaklaşırsa dünya donar"-----halbuki hepimiz biliyoruz dünyanın güneşe 6 milyon km yaklaşıp uzaklaştığını.... veya dedem bana derdi ki: "her yağmur tanesini bir melek atar " derdi... yağmurun yoğunlaşmadan kaynaklandığını hepimiz biliyoruz... bunun gibi bir sürü sebep işte.... uzun bi süre ateist kaldım... ama sonra bazı sebepler gördüm... bu insanların bizim islam dini hakkında yanlış bilgiler vermesi, veya bilimle çelişen şeyler iddia etmesi bizim Rabbimize toz konduramaz... o onların yanlışı... İSLAMIN DEĞİL... anlatabildim heralde Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Onların yanlışı da olmayabilir aslında... Mesela Dünya nın yörüngesiyle ilgili söylenmiş olabilir... Ve yine yağmurun herbir damlası birbirinden bağımsızdır;yine her kar tanesinin birbirinden farklı olduğu da bilinir... Neyse lafı uzatmayayım sen yine de hemen suçlamaya gitme... Regaib Kandiliniz mübarek olsun bu arada... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Sevgili Berker, Aslında evrensel'inde söylediği şeylerde doğruluk payı var, bir dine mensup olan ailelerde doğan çocuklar %99 o dini öğrenip, o dine mensup oluyorlar. Sonra çeşitli sebeblerden dinlerini değiştirebiliyor hatta dinden çıkabiliyorlar. Bir insanın inancını terketmesinden daha zor birşey olduğunu sanmıyorum. Eğer bir inanca sahipseniz, çok gerçekçi ve çok etkili sebeblerden dolayı o inancı terkedersiniz, yani gördükleriniz, duyduklarınız ve kendi içsel sorgularınız etkili olur. Toplumun yanlışları etkili olur. Ateistliği seçenlerin çoğunun da bu zorluğu yaşadıklarını düşünüyorum, hayatlarında karşılaştıkları ne gibi sebeblerden ötürü onların bunu seçtikleri kişiye göre değişiklik gösteriyor. Ama ben bir özeleştiri yaptığımda acaba bizim hiç mi suçumuz yok diye soruyorum. Bakış açıları farklı olduğundan ve sordukları sorulara istedikleri cevabı toplumun büyük kesiminde bulamadıklarından ötürü inançsızlığa geçiş yapıyorlar. Ben kendi adıma böyle bir kıyaslama yapmam, yani toplumun büyük kesiminin Allah'ı ve gönderdiği dini hakkıyla anlayamamaları yüzünden ben dini sorgulamam, o insanların düşüncelerini sorgularım. Selamlar Alıntı
Φ berker18 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 sardunyam kardeşim aynı şeyi diyoruz aslında ben de senin dediğini diyorum Ben kendi adıma böyle bir kıyaslama yapmam, yani toplumun büyük kesiminin Allah'ı ve gönderdiği dini hakkıyla anlayamamaları yüzünden ben dini sorgulamam, o insanların düşüncelerini sorgularım ben de bunu kastediyorum... ali kardeşim, ben kimseyi suçlamıyorum, sadece aşırı yobaz olunmaması gerektiğini söylüyorum demişsinki; Ve yine yağmurun herbir damlası birbirinden bağımsızdır;yine her kar tanesinin birbirinden farklı olduğu da bilinir... müslüman olmamın sonsuz sebeplerinden sadece biride bu zaten.... şimdi anlaştık heralde.. Alıntı
Φ sıfırsın gözümde Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Yani dine inanarak kaybedilecek birşey yok mantığının geçersiz olduğunu anladım.Ya bir kul olacak, hayatımı içimde şüphelerle birlikte bir dine bağımlı ve kısıtlı olarak geçirecektim veya ben olabilme şansına sahip olacaktım. Emin olmadan kul olarak yaşamaktansa ben olarak yaşamayı şeçtim. İşte cesaret buradan kaynaklanıyor. Biz dinlere inanmayan insanlar olarak, kazanıp kaybetme olgusunu bu dünyada değerlendiriyoruz Sevgili evrensel peki şu an senin sen olduğundan eminmisin? Hayatında dini kurallar yoksa toplumsal kurallardamı yok, vicdani kurllardamı yok. Bunların hiç biri yok diyelim.Kanunlar yokmu, hangi bir insan kendisini yaşıyor? Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 ali kardeşim, ben kimseyi suçlamıyorum, sadece aşırı yobaz olunmaması gerektiğini söylüyorum demişsinki; Ve yine yağmurun herbir damlası birbirinden bağımsızdır;yine her kar tanesinin birbirinden farklı olduğu da bilinir... müslüman olmamın sonsuz sebeplerinden sadece biride bu zaten.... şimdi anlaştık heralde.. Anlaşmışız zaten temelde... Ama ben lafı uzatmak istemesem de şuna değinmek istiyorum... Arkadaşım özellikle yaşadığımız dönemde nedense herkes birilerine hemen yobaz,cahil,geri kafalı damgası vuruyor;halbuki kendi bilgileri ne kadar;halbuki pek çok insan pek çok anlayış getirebilir... Benim tepkim bu genel zihniyete;gördüğün gibi geçmişten eleştirdiğin noktalar bile ele alınınca nasıl da daha farklı anlaşılabiliyor ve içimizdeki konumu değişebiliyor... Bu olay güzel bir örnek olabilir diye düşündüm... Sevgiler... Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 örneğin cuma namazında bi imam hutbe de aynen şöyle demişti: "Dünya güneşe bir milimetre yaklaşırsa dünya yanar, dünya güneşten bir kilometre uzaklaşırsa dünya donar"-----halbuki hepimiz biliyoruz dünyanın güneşe 6 milyon km yaklaşıp uzaklaştığını. Bu bir hocanın fikridir, hocalar neticede birer insandır yanılabilirler. Ama diyelimki, islamı lanse eden bir kişi bunu söylediği için şüpheye düşmüştüm, o zaman şüpheye düşmeniz gereken şey islam olmalıydı tanrının varlığı veya yokluğu değil. veya dedem bana derdi ki: "her yağmur tanesini bir melek atar " derdi... yağmurun yoğunlaşmadan kaynaklandığını hepimiz biliyoruz... Burada ise dedenizin bir hatası olmuş kuranda hiçbir zaman "her yağmur tanesini bir melek atar" diye birşey yok. Dolayısıylada bu sebeple gerçek bir ateist olmanıza imkan yok. Kaldı ki, islamda böyle birşey olmuş olsaydı bile bu yine islamın çelişkisi olurdu, tanrının varlığı veya yokluğuyla ilgisi olmazdı. Oysaki Ateist olmak Tanrının varlığına inanmamaktır. Tanrının varlığına inanmakla, onun bir din gönderip göndermediğine inanmayı birbirinden ayırmak gerekir. Din gerçekse tanrıda gerçektir, din yalansa tanrıda yalandır diyemeyiz. Zaten dikkat ederseniz asıl rahatsızlık konusu dinlerdir. Herhangi bir kişinin tanrı vardır veya yoktur demesi bir başkasını rahatsız etmez. Rahatsız edici bulunan dindir, çünkü din insanların yaşam düzenini kendine göre düzenlemeye taliptir vede tehditkardır. Tanrı varsada yoksada tehlikesizdir ama dinler tehlikelidir çünkü insanlara sadece bireysel öğütler sunmaz aynı zamanda toplumsal düzenin de ona göre kurulmasını emreder. Buna göre de o dine inanmayanlar da bundan rahatsız edici bir şekilde etkilenir. Seygiyle kalın.. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Sevgili evrensel peki şu an senin sen olduğundan eminmisin? Hayatında dini kurallar yoksa toplumsal kurallardamı yok, vicdani kurllardamı yok. Bunların hiç biri yok diyelim.Kanunlar yokmu, hangi bir insan kendisini yaşıyor? Sevgili dostum, size hitap ederken nick'inizi kullanmak istemediğim için bağışlayın. Laik ve demokratik bir ülkede kanunlar insan özgürlüklerini ve yaşam tarzını kısıtlayıcı değildir. Tam tersine başkalarını rahatsız etmeme koşuluyla özgürlüklere imkan verme amaçlıdır. Dolayısıylada aklı başında hiçbir kendisini de koruyan kanunlardan rahatsızlık duymaz. Toplumsal kurallar gelince, mantıklı olanlara severek uyarım bunlarında hiçbirisi benim özgürlüklerimi, yaşam tarzımı veya kişiliğimi elimden almaz. Mantıksız olanlara da uymam, uymadım diye de kimse beni buna zorlayamaz. Yine kişiliğimden ve benliğimden ödün vermem. Insanın vicdani kuralları ise insanı rahatsız etmez, kişiliğini veya özgürlüğünü elinden almaz, tam tersine ona kişilik, özgürlük ve mutluluk kazandırır. Ayrıca ben kendim zaten kuralcı bir insanım, kendim için de iyi bir yaşam için kendime kurallar koyarım. Kuralcı bir insan için yukarıda bahsettiklerinizin hiçbiri zaten problem olmaz bilakis memnuniyet verir. Ancak yatak odama dahi girip karışan, beni robotlaştıran, hayatımın her alanını etkiyeyen 1400 yıl öncesinin otoritesine de katlanıp, kişiliğimi hiçe sayamam. Ben yoksam, benim yerime bir kul varsa, buna katlanamam, katlanmam da istenmemiştir zaten. Sorularınıza çok teşekkür ederim, İyi dileklerimle. Alıntı
Φ sıfırsın gözümde Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Ben yoksam, benim yerime bir kul varsa, buna katlanamam, katlanmam da istenmemiştir zaten. Sayın evrensel işte olayın özü bu son cümleniz. Bir sınavın yanıtı bu. Birşeyleri kazanmak için elbette bir zahmet çekmeniz gerekecek. Ben çekemem diyorsunuz ve bana göre sınava girmeden eleniyorsunuz. Dikkat edin "bana göre" diyorum..! Ben teşekkür ederim. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2006 Zaten dikkat ederseniz asıl rahatsızlık konusu dinlerdir. Herhangi bir kişinin tanrı vardır veya yoktur demesi bir başkasını rahatsız etmez. Rahatsız edici bulunan dindir, çünkü din insanların yaşam düzenini kendine göre düzenlemeye taliptir vede tehditkardır. Tanrı varsada yoksada tehlikesizdir ama dinler tehlikelidir çünkü insanlara sadece bireysel öğütler sunmaz aynı zamanda toplumsal düzenin de ona göre kurulmasını emreder. Buna göre de o dine inanmayanlar da bundan rahatsız edici bir şekilde etkilenir. Seygiyle kalın.. Sevgili Evrensel Dinler tehlikelidir diyorsun, din bir yoldur,o yol nasıl tehlikeli olabilir, ama insanlar tehlikelidir dersen orada sana katılırım. Dini yaşayan ve yaşatan insanlardır. Allah ise tehlikelidir, çünkü Rahmeti kadar Şiddetide vardır, ama o şiddeti bu dünyada göremeyebilirsiniz. Zaten amaç burada sınanmaktır, birbirimizle sınanıyoruz. İnanmakta veya inanmamakta özgürüz, bunu ifade etmedede özgürüz, taki özgürlüğümüz birbirimizin mahremiyetine mudahale edinceye kadar. İnanmıyorsan sen bilirsin, o senin özgür iradene kalmış, gün gelir aradığın mantıklı yanıtı bulursun belli mi olur. Her milletin anayasal hukuku da var ve onlarda toplumsal öğütler sunar, şimdi bundandarahatsızlık mı duymamız gerekiyor. Din yoldur, Allah'a götürür yani sonsuz saadete, yani insanın en çok ihtiyacı olan şeye, sonsuzluğa... Dinleri savaş sebebi yapanlar insanlar olmuşlardır. Her savaşın kendine has sebeb/sonuçları var. İslamda sana biri saldırmadıkça kimseye saldıramazsın. Selamlar Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Sayın evrensel işte olayın özü bu son cümleniz. Bir sınavın yanıtı bu. Birşeyleri kazanmak için elbette bir zahmet çekmeniz gerekecek. Ben çekemem diyorsunuz ve bana göre sınava girmeden eleniyorsunuz. Dikkat edin "bana göre" diyorum..! Ben teşekkür ederim. Kıymetli dostum, Dediğiniz çok doğru, bahsettiğiniz sınava girmeden elenmiş oluyorum. Ancak unutmayınızki, mevzubahis sınav sadece dinlerin içinde geçen ve var olduğu söylenen bir sınavdır. Eğer dinlere inansaydım tabiki bu sınava da inanmak durumunda kalacaktım. Fakat ben dinlere inanmadığım için bahsettiğiniz sınavın varlığınad da inanmıyorum. Modern hayatta çok hoş ve mantıksal sınavlara zaten hepimiz giriyoruz. Kazandığımız sınavların ödüllerini de alıyoruz. Teolojik sınavlar ise var olduğu varsayılan sanal sınavlardır. Bilimsel yanı yoktur. Sevgiyle kalın.. Alıntı
Φ Evrensel Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Sevgili EvrenselDinler tehlikelidir diyorsun, din bir yoldur,o yol nasıl tehlikeli olabilir, ama insanlar tehlikelidir dersen orada sana katılırım. Çok sevgili Sardunyam, Forumlardaki daimi ılımlı, uyumlu ve şefkatli tavırlarınız için size çok teşekkür ederim. Bu tavrınızla, birçok kişiye örnek olarak nezakete katkıda bulunuyorsunuz. Değerli dostum, din neden tehlikelidir onu anlatayım; Din laik devletçilik anlayışı tarafından bastırılmış bir otoritedir. Dinler sadece kişiyi hedef alarak kişinin kendisine özel kurallar getirmez. Aynı zamanda toplumsal yaşam için gerekli gördüğü kanunlarını koyar ve aynı zamanda da toplumsal hukuku belirler. Yani toplumun yönetilmesine hakim olduğunu ilan eder. Hiçbir din, "ben kişiye has kurallar koyarım, toplumsal kurallar beni ilgilendirmez" demez. Oysaki devletçilik de toplum yönetiminde bir başka otoritedir. Devlet de derki; "Toplumsal kuralları ben koyarım, toplum benim kural ve kanunlarıma göre yönetilir". Aynı dinde olduğu gibi hiçbir devlet de "ben toplumsal yaşama karışmam" diyemez. Üstelik bu iki otorite aralarında yetki paylaşımına da girmezler, tüm konularda kuralları kendisinin koyduğunu ilan ederler. Dolayısıyla bir iki başlılık ortaya çıkar. Dinlerdeki toplumsal kurallar yetmediği için laik devletçilik ortaya çıkmıştır. Üstelik laik devletçilik anlayışı dinlerdeki kurallara hiç uymayan ve hatta o kurallara aykırı olan binlerce kanun çıkartmıştır. Örneğin evlenme, boşanma, miras ve ceza hukukumuz islama ve diğer dinlere tamamen aykırıdır. Bu sadece bizim ülkemizde değil, laik rejimlerin olduğu tüm ülkelerde böyledir. Standart halk, her ne kadar din hukukunu benimsemiş olarak gözükse bile, gerçekte dinlere aykırı dahi olsa laik devlet hukukunun kendisini daha iyi yönettiğine inandığı için devlet hukukunu tercih eder. Modern kanunlarımızın dini kanunlara aykırı olduğunu düşünmek bile istemez, düşünmeye mecbur kaldığı zamanlarda ise, "dindeki kanunlar o zamanın şartlarına göreymiş" der çıkar işin içinden. Buraya kadar hiçbir sorun ve hiçbir tehlike yoktur, herşey yolundadır. Din toplumsal hukuku belirliyor fakat, halk devletsel hukuku seçiyor. Tehlike yok yani. Ancak sorun şu ki, burada göz ardı edilen ve şeriatçılar tarafından gözden kaçmayan bir başka husus vardır. Dinlerin hiçbirisi "ben bu kuralları şimdiki zamana göre koydum" demez. Tam aksine "benim koyduğum kurallar, tüm zamanlar için geçerlidir ve yeterlidir" der. İşte tehlike tam burada başlıyor. Yukarıda bahsettiğimiz ılımlı halkla birlikte aynı zamanda ılımsız olan, şeriat yanlıları da vardır. Onları da bir şekilde hak vermemek de mümkün değildir. Çünkü din, "tüm kuralları ben koyarım ve bu kurallar kıyamete kadar geçerlidir" der. Bu kişilere diğer islam ülkelerinin halini örnek gösterdiğiniz zaman, "onlar gerçek islamı uygulamıyorlar, ben gerçek islamı uygulatacağım ve asr-saadete ulaşacağız" derler. Birileri, birilerini islamı çarpıtmakla suçlar fakat bunu söyleyenlerin de hiçbirisi tek bir yorumda birbirleriyle de tamamen anlaşamazlar. Dinlerde tek bir kitap olduğu söylenir fakat yoruma açık olduğu için kimsenin dini bir diğerine tamamen benzemez. Dinlerin yoruma açık olması da tamamen doğaldır, çünkü tüm yaşam kuralları tek bir ciltlik kitapta toplanmıştır. Oysaki hukuk, yorumlara olabildiğince kapalı olması durumundadır. Binlerce ciltlik kanun kitapları olmasının sebebi de budur. Özetleyelim şimdi, "dinler toplumsal kural koyucudur, bu yüzden tehlikelidir". Insanlar çarpıtıyor demeyin, çünkü insanların çarpıtması da doğal bir sonuçtur. Sebebini ise bu satırlarımda yazdım. Allah ise tehlikelidir, çünkü Rahmeti kadar Şiddetide vardır Ben tanrıya inanırım fakat din kitaplarında anlatılan sanal tanrıya değil, gerçek bir tanrının varlığına inanırım. Gözle görülür, elle tutulur bir tanrıya inanırım. Benim için evrenin tamamı tanrının ta kendisidir. Bu yüzden de doğaya uyumlu davranan hiçbir kişi için, hiçbir tehlike görmüyorum. Dinler tanrıyı sizin bahsettiğiniz gibi tanımlar, fakat öyle bir tanrının varlığı sadece bir teoridir. Bir varsayımdır, sadece bir bildirimdir. Gerçek ise adı üstünde olan (Adına dikkat edin) gerçektir. Bize her gerekli olanı nasılki gerçekte arıyorsak, tanrıyı da sanal anlatımlarda ve teorilerde değil, gerçekte aramalıyız. Nasılki, fala,rüya yorumlarına, astrolojiye inansak da, gerçek hayatımızı ona göre yönlendiremezsek, hayatımızın en değerli yönü olan, ve hatta kişiliğimizi belirleyecek kadar önemli bir konuyu da doğa dışı olaylara göre belirlememeliyiz. Zaten amaç burada sınanmaktır, birbirimizle sınanıyoruz. Buda dinin içinde kalan, dinin kendi iddiasıdır. Buna inanmak için önce dinin gerçek olduğuna inanmak gerekir. İnanmıyorsan sen bilirsin, o senin özgür iradene kalmış, gün gelir aradığın mantıklı yanıtı bulursun belli mi olur. Temenninizdeki iyi niyetiniz için içten teşekkürlerimi sunarım. Size şimdi bende içten birşey söyleyeceğim. Ben dinlere inanmamakla birlikte aslında keşke dinler gerçek olsaydı diye arzu ederim. Zira dinler insanlara akibetini bildirir ve bu yüzden insanlarda bir doyum sağlar. Aslında dinlere karşı olduğumu söylerim ama benim bu konuda çok daha derin fikirlerim de vardır. Bu yüzden de kendim için dinleri gereksiz görsemde, ihtiyacı olan insanlar için gerekli görürüm. Zaten dinler insanlık tarihinden bu yana insan doğasında yerini bulmuştur bunu inkar etmemek gerekir. Eğer din insanlar için gereksiz birşey olsaydı, milyonlarca yıl insanın doğasında kendini barındıramazdı. Ancak şuda bir gerçekki, dinlere ihtiyacı olmayan insanlar da vardır. Ve bu tür insanların dinden sıyrılması yine insanlık için bir ihtiyaçtır. Benim hedefim ise bu tür insanları yakalayıp, onlara yardımcı olmaktır. Yoksa, zaten dünyadaki tüm insanların bir anda dinden çıkmasını bende beklemem, ve hatta istemem. Dinden çıkmaya uygun insanın çıkması iyidir fakat uygun olmayanların da makul koşullarda dinde kalması gerekir. Bu bir doğal süreçtir. İnsanoğlu zaman içinde çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçmiştir. Zaman geçtikçede dinlerden tamamen uzaklaşacaktır. Ancak bunun birden bire olması ne beklenir, nede tercih edilir. Uzun yıllar içersinde gerçekleşmelidir. İnsanoğlu henüz buna topyekün hazır değildir. Dinleri savaş sebebi yapanlar insanlar olmuşlardır. Her savaşın kendine has sebeb/sonuçları var. Peki dinler hangi insanlar için gönderilmiştir ? İnsanları topyekün düzene alamayan bir harekete tanrısal bir hareket diyebilirmiyiz ? Doğada herşey mükemmeldir, doğadaki herşey amacına ulaşmıştır. Peki amacı tüm insanları düzene sokmak isteyen din neden amacına ulaşamamıştır? Neden doğadaki herşey kadar, dinde mükemmel olamamıştır ? Dinde mükemmeldir diyeceksiniz, ama bu dini aksaklıkların sebebi nedir öyleyse ? Din neden ideale ulaşamıyor ? ( İnsanlar yüzünden demeyelim, çünkü bu da bu sorunun içinde). İslamda sana biri saldırmadıkça kimseye saldıramazsın. Din bir ilaç ve derman olarak görülür. Bir ilacı içtiğiniz zaman hasta oluyorsanız, o ilacın içinde mutlaka yanlış birşeyler vardır. Sadece ilacı analiz ederek içinde ne var diye bakar, sonrada içinde kötü bir madde yok diye içmeye devam ederseniz zararlı çıkarsınız. İlacın verdiği netice veya yan etkileri, ilacın içinde olan maddelerden daha gerçekçidir. Balık ve yoğurt bazen zehirlenmelere yol açar derler. Oysaki balık da yoğurt da insan için en faydalı yiyeceklerdir. Bunun dışında, insana en faydalı olan maddeleri kullanarak, bir insanı öldürecek kadar güçlü bir zehir bile yapabilirsiniz. Bir fabrikanın içinde hangi malzemeler olduğu fazla önemli değildir. Önemli olan o fabrikanın ürettiği mamullerin kalitesidir. Bir şeyin uygunluk ve geçerliliğini kanıtlamak için, deney yapılır. Deneyde öngörülene değil, sonuca bakılır. Çünkü hedef yolun ortası değil sonucudur. Dinde de hedef sonuç olduğuna göre, sizde sonuca bakmalısınız. En iyi dileklerimle.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Sevgili Evrensel Yazını okudum, çok detaylı ve gayet anlaşılır ifadeler... Ne yazıkki birazdan yolduluğa çıkacağım ve sana karşılık cevap yazamayacağım. Yazını irdeleyip, değerlendirerek cevap yazmak istiyorum. Kişisel yapımla alakalı güzel sözlerine teşekkür ediyorum, insan olarak konuşmanın, tartışmanın, araştırmanın, paylaşmanın önemi çok. Hoşgörü hepimize gerekli. Sevgiyle kal Evrensel Alıntı
Φ Thebeliever Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Selamun Aleykum, Krazl x Calismalarindan dolayi tesekurler Eline Saglik.. Ama bunu aylar oncesinde yabanci (Ingilizce) web sitesinde gormustum.. Sen once baskalarida denemis ve Onlarda paylasimlarini sunmuslardi.. Allah herkezin emeginden razi olsun, Selametle Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Aleykümselam Kardeşim web sitesinin adını belirtirsen ya da bağlantı falan eklersen her şeye muhalefet edenlere de sağlam bir cevap daha gelmiş olur... Sevgiler... Alıntı
Φ Thebeliever Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2006 Aylar oldugu icin hatirlamiyorum hangisi diye, Ama isterseniz tekrar arastirabilirim, sanirim, Allah'in delillerini sunan resimlerin gosterildigi sayfalardan biriydi.. Din konusunda Turk sayfalarina ve forumlarina daha yeni yeni giriyorum.. Cunku yurtdisina ciktiktan sonra dinimizin ve turklugumuzn degerini daha iyi anladim.. arastirip ogrenmeye basladim.. Ingilizce daha fazla kaynak bulurum dusuncesiyle vede konustugum kisiler genelde yabanci oldugu icin genelde ingilizce web sayfalarinda geziniyordum.. Eger tekrar gorursem web sitesinide sizleride gonderirim Selametle.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.