Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 Demekki hepimiz aynı haltı!! yemişiz.. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 heheheeeeeeeeeeee ya dilek dılesem bu kadar olmazdı.. siz izlemediniz o dehayı dıye üzülüodum evet aynı haltı yemişsinizz keh kejh Alıntı
Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 25 Kasım , 2006 Önceden kek yapardın canımıniçi tadından yenmezdi,ya bunu naapcaz.. Alıntı
Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2006 Gül gül sen..başına gelecek var.. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 İşte bir şiir Beğenen herkese gelsin benden ayırt et deseler sarı laleden ayıramayacağım tek çiçek PAPATYA Koskoca bir bahçede Demetler içinde bir papatya. Aşık olmuş, yanmış, tutuşmuş Ak sakallı bahçıvana... Bir ümit bekliyormuş. Yüzlerce çiçeğin arasından Onunla, sadece onunla Saatlerce ilgilenmesini. Buz gibi suyunu Sadece ona döksün istiyormuş... Sadece ona değsin makası, Sadece ona gülsün dudakları. Kıskanıyormuş bahçıvanı Kırmızı güllerden, Sarı lalelerden, Mor menekşelerden. Papatya, sadece bahçıvan için açıyormuş, Bembeyaz yapraklarını... Bir gün, Aşkı öyle büyümüş ki, Papatya yapraklarını taşıyamaz olmuş. Eğilivermiş boynu. Toprağa bakıyormuş artık. Bahçıvanın sadece sesini duyuyormuş Ayaklarını görüyormuş. Bunada sükür diyormus. Yetiyormuş ona, bahçıvanın varlığını hissetmek. Zaman akıp gidiyormuş. Papatya bahçıvanın yüzünü görmeyeli çok olmuş. Ne var sanki boynumu kaldırsa Bi kerecik daha görsem yüzünü diyormuş. Yanıp tutuşuyormuş... Ve işte bir gün.. Bahçıvan papatyaya doğru yaklaşmış. İncecik bedenini ellerinin arasına almış. Elindeki sopayı, köklerinin yanına, toprağa sokmuş Bir iple papatyanın gövdesini bağlayıvermiş sopaya. Papatya o an daha çok sevmiş bahçıvanı. Hâlâ göremiyormuş onu, Ama bedeni kurtulmuş. Uzun bir müddet sonra, Bahçıvan uğramaz olmuş bahçeye. Gelen giden yokmuş... Kahrından ölecekmiş papatya. Ama işte bir sabah, Hortumdan akan suyun sesiyle uyanmış. Derin bir oh çekmiş. Çılgıncasına sevdiği bahçıvan geri gelmiş. Birden, kendisine doğru gelen iki ayak görmüş. Bu onun delicesine sevdiği bahçıvan değilmiş. Başka birisiymiş. Adamın elinde bir de makas varmış. Papatyanın kafasını kaldırmış yukarıya doğru Ne güzel açmışsın sen öyle demiş. Bu gencecik, yakışıklı bir delikanlıymış. Gözleri gök mavisi, saçları güneş sarısıymış... Ama gövden seni taşımıyor demiş. Elindeki makası papatyanın boynuna doğru uzatmış Ve bir hamlede başını gövdesinden ayırmış. Papatya yere düşerken hatırlamış sevdiğini, O ak saçlı, ak sakallı, yaşlımı yaşlı bahçıvanı hatırlamış. Bir de o gencecik, yakışıklı delikanlıyı düşünmüş, Ve o an anlamış, neden o yaşlı bahçıvanı sevdiğini. O, her şeye rağmen, papatyaya emek vermiş. Belki, ona hiç bir zaman güzel olduğunu söylememiş, Ama onu aslında hep sevmiş. Papatya anlamış artık. Sevgi; emek istermiş... Yere düştüğünde son bir kez düşünmüş sevdiğini, Teşekkür etmiş ona içinden.. Son yaprağı da kuruduğunda, Biliyormuş artık... Gerçek sevginin, söylemeden, Yaşamadan ve asla kavuşmadan Varolabileceğini... Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 ÇİÇEKLE SUYUN HİKAYESİ Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için. Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, su'ya aşık olmuştur. İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, "Sırf senin hatırın için ey su" diye... Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı birşeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur. Günler ve aylar birbirini kovalalar ve çiçek acaba "Su beni seviyor mu?" diye düşünmeye başlar. Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle... Halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz. Çiçek, suya "Seni seviyorum der. Su, "Ben de seni seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve çiçek yine "Seni seviyorum" der. Su, yine "Ben de" der. Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler... Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya "Seni seviyorum." der. Su da ona "Söyledim ya ben de seni seviyorum." der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Yataklardadır artık çiçek. Su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine... Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; "Seni ben, gerçekten seviyorum." Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye...Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Sonra şöyle der doktor: "Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden birşey gelmez." Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki: "Çiçeğin bir hastalığı yok dostum... Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için" der. Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece "Seni seviyorum" demek yetmemektedir... Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Biliyormuş artık... Gerçek sevginin, söylemeden, Yaşamadan ve asla kavuşmadan Varolabileceğini... yardan ayrı kalmasını ben bilirim demiş barış manço Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 yardan ayrı kalmasını ben bilirim demiş barış manço kız sen benim canım mısın beeee? Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 kız sen benim canım mısın beeee? anlamadım Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 anlamadım sen anladın onu... hee anladın sen Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 çatlaklar ne yapıyonuz bakem Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 ara ara gelip çatlıyoruz Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 çatlaklar ne yapıyonuz bakem ben mi? heeeçç helva kesiyördüm elimde galmışşş sedoş ta beynir kesiyödü Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 nıye mıknatıs gibi delileri çekiyimmm ha niyeeee,bu saatte helvaylen peynirin ni işi var he ne işiiiii varrr anlamiyimmmm anlamiyimmmm Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 işten geldim çoh yorgunum şöyle köpüh banyosu yapıcım, ingilizce de nası diyiler, biraz daha yalnızlık... çoh sıkıyosun beni. offf Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 nıye mıknatıs gibi delileri çekiyimmm ha niyeeee,bu saatte helvaylen peynirin ni işi var he ne işiiiii varrr anlamiyimmmm anlamiyimmmm sen beni aşaa mı göriyörsüünnn hani ölümüne kankaydikk Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 anladın sen onuuuuuuuuuuuuuuu Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 he gangayık nassılım? Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 tam süper olmuşsun Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 sardınyım niyı gızlenıyursun,yoksa bızlen olmaktan utanırmıyırsın Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 6 Aralık , 2006 nisantaşının sosyetik delusuyum öyle herkeslen görülemem yaww Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.