Φ Radya Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 Pişşşşşşşşşşşşşştttttttttttttttttttttttt Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 Alkol İkindisi Biz ne zaman içsek, Köfte geç gelir Ve oturur muhabbetin terkisine Çıplak bir efkar sözcüğü Biz ne zaman içsek, Sabah akar meycinin cebine Günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan Biz ne zaman içsek, İç değilizdir aslında. Dışımızda bronz bir akşam sözcüğü, Çırıl bir efkar sözcüğü Delikanlı kıvamında sevda değilse de Tabansız sevişmelerdeki el değmemiş pişmanlık Biz ne zaman içsek, iç değilizdir aslında. Bu alkol ikindisi şiirle Şimdi burda açılsaydın Adımın baş harfi gibi Belki ağustos kokardı ağustos Sen, Fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara Senine boyuna sevilmiş sen Yalanı sevdasından büyük sen Bir bil-sen. Biz ne zaman içsek seni düşünüyoruz Genzimizde göl gözyaşları Biz ne zaman içsek, İç değilizdir aslında. Dışımızda bronz bir İzmir akşamı... Yılmaz Erdoğan Alıntı
Φ sayman22 Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 seni görünce , yıllardır göremeyipde birden karşıma çıkmış bir dostu görürcesine mutlu oldum teşekkürler gloria.. Alıntı
Φ Yayamaz Kayımca Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2008 Gloria................ bakkk sana ne getirdimm............amma zor hazırladım..olsun deger ama ..................................... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de Aykırı anlamlar arayıp durma güz biter sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur cellat olur her gece Her gece yeniden bir talan başlar acı ses olur, ses deli bir yağmur eski bir eylüle gireriz böylece Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim, sokağı devriyeler basar bir de gülüşün eklenir kimliğime nerelerdesin gloria Alıntı
Φ godzilla Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 66. SONE Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. William SHAKESPEARE Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 seni görünce , yıllardır göremeyipde birden karşıma çıkmış bir dostu görürcesine mutlu oldum teşekkürler gloria.. Ben de seni görunce vallahi aynı hissi yaşadım canım ya Çok mutlu oldum, çok sevindim, gitme yeniden olur mu? Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 Gün biter gülüşün kalır bende anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır yarım kalan bir şiir belki de Aykırı anlamlar arayıp durma güz biter sular köpürür de kapanmaz gülüşünün açtığı yara uçurum olur cellat olur her gece Her gece yeniden bir talan başlar acı ses olur, ses deli bir yağmur eski bir eylüle gireriz böylece Sığındığım her yer adınla anılır ben girerim, sokağı devriyeler basar bir de gülüşün eklenir kimliğime nerelerdesin gloria Canım egzocummm, şiir dostum benim, şiirlerinle gelmişsin yine beni mutlu etmeye, mutlu olmaya ihtiyacım oldugunu tahmin ettin de geldin dimi yine Bir de gülüşün eklenir kimliğime... Gülüşü... Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 19 Eylül , 2008 66. SONE Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. William SHAKESPEARE GOGO aleminin second numaralı uyesi Seni seviyorum ben yaaa.. Seni çok seviyorum vallahi Ne guzel bir şiirmiş bu... Ha anladım hepiniz bir oldunuz beni bu gece aglatmak istiyorsunuz Ağlamayacağım ya bananeee... ama şu son iki mısra var yaaaa Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Godzilla ve Rua'nın sayfasında burma tatlılarından başlayan özlemin o kadar güzek ki Gloria,bana da yakın bir zamanda yitirdiğim çok sevgili arkadaşımı hatırlattı.Diyarbakır'da en çok sevdiğim arkadaşımdı;bu şehirden ayrılacağım zaman ardıma bakıp bir şehirle bütünleştireceğim tek kişi ve şu an en çok özlediğim.O aramızdan çok erken ayrıldı.Bende onun özlemini,onun en çok sevdiği ve en güzel yaptığı çiğ köftelerde anarım.Burma tatlısı demişken,Diyarbakırdan ayrılmadan sana da göndereyim.Sevgiler! Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Teşekkur ederim Mavi'm, hiç aklıma gelmezdi bir gun babaannemi bu tatlıyla anacağım Ne ilginç değil mi? Bir resmin, bir kokunun, bir şarkının, bir mekanın, bir şiirin bize hatırlattıkları... Bazen kimseye hiçbirşey ifade etmeyen bir nesne, bir kişiye neler çağrıştırıyor, o kşiyi alıp nereden nerelere götürüyor... Geçmişe yolculuk illa zaman makinesiyle mi olur, geçmişe yolculuk bunlarla da oluyor... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Ve ne kadar acı değil mi;sevdiğimiz insanları onlardan kalanlarla hatırlamak.Kimi zaman bir caddede yürürken kimi zaman en sevdiği yerken kimi zaman sadece onu özlerken bile ondan kalanlarla içimizin acıması...özlemek çok güzel,güzel olduğu kadar can acıtıcı...Bende arkadaşımı senin yazdıklarında buldum Sarı Lalem. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2008 Ve ne kadar acı değil mi;sevdiğimiz insanları onlardan kalanlarla hatırlamak.Kimi zaman bir caddede yürürken kimi zaman en sevdiği yerken kimi zaman sadece onu özlerken bile ondan kalanlarla içimizin acıması...özlemek çok güzel,güzel olduğu kadar can acıtıcı...Bende arkadaşımı senin yazdıklarında buldum Sarı Lalem. özlem, duyguların atlatılması en zor olanı... Asla bitmiyor sanırım... Hiç beklemediğin bir anda, tam da unuttun sanırken, gunlerce, aylarca, yıllarca aklında bile yokken, bir anda gelir ve yerleşiverir beyninin taaaa içine... Atmak istersin atamazsın, kaçmak istersin kaçamazsın... Özleneni koklamak, duymak, tatmak, görmek istersin, ona dokunmakistersin, hem de delicesine... Hele bir de kaybetmişsen, asla dokunamayacak, asla göremeyecek, asla duyamayacaksan işte o zaman özlem bilinen en büyük acı olur... Bunu bilmek de ölmektir... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2008 özlem, duyguların atlatılması en zor olanı... Asla bitmiyor sanırım... Hiç beklemediğin bir anda, tam da unuttun sanırken, gunlerce, aylarca, yıllarca aklında bile yokken, bir anda gelir ve yerleşiverir beyninin taaaa içine... Atmak istersin atamazsın, kaçmak istersin kaçamazsın... Özleneni koklamak, duymak, tatmak, görmek istersin, ona dokunmakistersin, hem de delicesine... Hele bir de kaybetmişsen, asla dokunamayacak, asla göremeyecek, asla duyamayacaksan işte o zaman özlem bilinen en büyük acı olur... Bunu bilmek de ölmektir... Sevgili arkadaşım, özlemi bu kadar anarken,onun acısını bu kadar yüreğinde yaşarken nasıl olurda kelimelere sığındı çaresizlikl.Ne kadar güzel anlatmışsın onun acısını...görmek,sıkı sıkı sarılmak isterken onun yanında olamayışın,hele ki onun bu dünyada nefes alamayışı. sayfalara anılar adına ne varsa yazılır ya,özlem anıların en büyük adıdır;dönersin düne...özlersin dünü.Özlem bir anda düne dönüşür,çekip kurtalasım dersin...batarsın yine özleme... tam bunları yaşarken ve dün bir tatlıdan açılan özlem bahsini,özlediklerimle kendimi kandırmaya çalışırken...işte tam bu sırada;ben çok sevdiğim o arkadaşımın bana hediye ettiği mp3'de onun seçtiği şarkıları odamın an kuytu köşesinden çıkardım.Gece saat 1.00 gibi,Diyarbakırın benim için en güzel olduğu o an,onun seçtiği şarkıları dinledim. eskiden olsa ağlardım;o an ağlamadım...düşünemedim,nefes alamadım...ikinci şarkıdan sonra dinleyemedim...sabaha kadar uyuyamadım...özlemin bu kadar can acıttığını,kendisiyle sevgi ve nefrete dönüştüğü o andan kalan bir Pazar gününden Gloriacım tüm bunları sana yazdım. bu arada bu özlem bana neyi öğretti biliyormusun sarı lalem;ölümden korkmadığımı...biliyorum ki beni öleceğim zaman gideceğim yer yoklukta olsa beni bekleyen bir canım var... sevgiler! Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2008 Sizler özleme dair ne güzel şeyler yazmışsınız böyle,duygulandırdınız beni Ben de oğlumu çok özledim Ama gelmek üzere,biraz sonra kucaklıyacam onu inşallah Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2008 Sizler özleme dair ne güzel şeyler yazmışsınız böyle,duygulandırdınız beni Ben de oğlumu çok özledim Ama gelmek üzere,biraz sonra kucaklıyacam onu inşallah Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 24 Eylül , 2008 Sevgili arkadaşım, özlemi bu kadar anarken,onun acısını bu kadar yüreğinde yaşarken nasıl olurda kelimelere sığındı çaresizlikl.Ne kadar güzel anlatmışsın onun acısını...görmek,sıkı sıkı sarılmak isterken onun yanında olamayışın,hele ki onun bu dünyada nefes alamayışı. sayfalara anılar adına ne varsa yazılır ya,özlem anıların en büyük adıdır;dönersin düne...özlersin dünü.Özlem bir anda düne dönüşür,çekip kurtalasım dersin...batarsın yine özleme... tam bunları yaşarken ve dün bir tatlıdan açılan özlem bahsini,özlediklerimle kendimi kandırmaya çalışırken...işte tam bu sırada;ben çok sevdiğim o arkadaşımın bana hediye ettiği mp3'de onun seçtiği şarkıları odamın an kuytu köşesinden çıkardım.Gece saat 1.00 gibi,Diyarbakırın benim için en güzel olduğu o an,onun seçtiği şarkıları dinledim. eskiden olsa ağlardım;o an ağlamadım...düşünemedim,nefes alamadım...ikinci şarkıdan sonra dinleyemedim...sabaha kadar uyuyamadım...özlemin bu kadar can acıttığını,kendisiyle sevgi ve nefrete dönüştüğü o andan kalan bir Pazar gününden Gloriacım tüm bunları sana yazdım. bu arada bu özlem bana neyi öğretti biliyormusun sarı lalem;ölümden korkmadığımı...biliyorum ki beni öleceğim zaman gideceğim yer yoklukta olsa beni bekleyen bir canım var... sevgiler! Özlem be, özlem yürek yangını olmuş içimizde de haberimiz yok, haberleri yok... Özlenen bu kadar çok, bu kadar delice özlendigini bilse kalkar gelir be canım... Kalkar gelir, hem de nereden olsa kalkar gelir... Dayanamaz da gelir... Özlem ölümden korkmadığımı öğretti demişsin ya, ne guzel bi laf etmişsin... Ölümden korkmamak için çok sebep var bu hayatta... Öldük de öldüğümüzü mü gördük kü korkalım zaten... Bazen ölüm yumuşacık geliyor bana...Ölürsün, sevdiğin için ölürsün, özlediğin için ölürsün, dayanamadığın için ölürsün... Ölürsün, ölmemekle kalmaz, ölmeyi de özlersin... Ölmek de özlem kimi zaman... Ölmeyi özlemek de özlem... Biliyor musun, hiç duydun mu, Romalılar, birisi öldüğüne bunu tanıdıklarına söylemek için, "o öldü" ya da "o artık yaşamıyor" demezlermiş, "YAŞADI" derlermiş... Ne güzel bir ifade değil mi? YAŞADI... Yaşadım mavi... Yaşadım ben, bazen daha fazlasına gerek yok diyorum... Daha fazla yaşamaya gerek yok diyorum... Yaşadım, gördüm, sevdim, özledim, daha da sevmek istemiyorum, daha da özlemek istemiyorum... Hayatı sevdim, annemi sevdim, babamı sevdim, kardeşlerimi, dostlarımı, arkadaşlarımı sevdim, hayatımı paylaştığım insanı, insanları sevdim, doğayı sevdim, kuşları, börtü böceği sevdim, en çok da sevdiğimi sevdim, Fazlasına gerek yok gibi geliyor... Bir gün öldüğümde arkamdan kimse "ÖLDÜ" demesin istiyorum çünkü ben YAŞADIM... "Sana senden daha değerli gelecek bir şey olabilir mi?" işte yıllarca bu soruyla mücadele ettim... Artık etmiyorum, çünkü bu sorumun cevabı var artık... "Sana senden daha değerli gelecek bir şey olabilir mi?" EVET... OLABİLİRMİŞ... OLABİLİYORMUŞ... SEN, SANA DEĞERLİ OLANIN GÖZÜNDE HİÇ AMA HİÇ DEĞERLİ OLAMASAN DA, ASLA HAKETTİĞİN DEĞERİ GÖREMESEN DE, AKSİNE SANA KENDİNİ SON DERECE DEĞERSİZMİŞ GİBİ HİSSETTİRSE DE, O YİNE DE SANA, SENDEN DAHA DEĞERLİ GELEBİLİYORMUŞ... YANİ OLABİLİYORMUŞ MAVİ'M... İŞTE BU SORUYU AŞTIĞINDA DA İNSAN ÖLÜMDEN KORKMAMAYI ÖĞRENİYOR... ÖĞRENDİM... ARTIK KORKMUYORUM... UMURSAMIYORUM DA... BİRİLERİ ARKAMDAN ÖLDÜ DEMEYECEK BİLİYORUM... ÇÜNKÜ BEN NİHAYETİNDE SADECE YAŞADIM... YAŞAMANIN ANLAMINI VE AYNI ZAMANDA ANLAMSIZLIĞINI ÖĞRENEREK YAŞADIM.... Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Yaşadım mavi... Yaşadım ben, bazen daha fazlasına gerek yok diyorum... Daha fazla yaşamaya gerek yok diyorum... Yaşadım, gördüm, sevdim, özledim, daha da sevmek istemiyorum, daha da özlemek istemiyorum... Hayatı sevdim, annemi sevdim, babamı sevdim, kardeşlerimi, dostlarımı, arkadaşlarımı sevdim, hayatımı paylaştığım insanı, insanları sevdim, doğayı sevdim, kuşları, börtü böceği sevdim, en çok da sevdiğimi sevdim, Fazlasına gerek yok gibi geliyor... Bir gün öldüğümde arkamdan kimse "ÖLDÜ" demesin istiyorum çünkü ben YAŞADIM... "Sana senden daha değerli gelecek bir şey olabilir mi?" işte yıllarca bu soruyla mücadele ettim... Artık etmiyorum, çünkü bu sorumun cevabı var artık... "Sana senden daha değerli gelecek bir şey olabilir mi?" Olmazmııııı tabi ki olur Yaşadım diyorsun,hayırrr sen daha yaşamadın... Bak şimdi; Göğsüne böyle ufacık başlar bastırmadan, Dünya'yı kucaklar gibi, onları kucaklamadan Basket topu yutmuş gibi ortalarda gezinmeden Süt süt kokmadan Sabahlara kadar ateşi düşsün diye beklemeden Nasıl yaşadım dersin http://www.turkish-media.com/forum/index.php?autocom=blog&blogid=635&showentry=4902 Alıntı
Misafir taurusmutis Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Okudum,okudum,okudum... Çok kararmış buralar ve sarı lale seslenişi artık benim tekelimde değil.. Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Ağlat benii Radya, ağlat... Ben yaşadım... Daha da sevmek istemiyorum dedim, özlemek istemiyorum dedim... Cunku eger bir kez daha seversem ve özlersem bu yükün altından kalkamayacağımı sen benden çok daha iyi biliyorsun... Çocuk istemiyorum, hiçbişi istemiyorum... Sadece istediğim tek bişi var artık hayatta, yeni şeyler değil, gözüm yok yenilerinde, bende olanlar, benimle olanlar benimle kalmaya devam etsinler, istediğim bu... Ben onları kırmamak ,çin elimden geleni yapıyorum, yaparım da... Üzmemek için son derece özen gösteriyorum, gösteririm de ama ne olurrrrrr onlar da artık beni kırmasınlar... Üzmesinler... Boyle oldugunda canımın nasıl acıdığını bir bilen sensin... Sen beni anlarsın... Radya, ben bana değer verdiğini söyleyip de, beni önemsediğini söyleyip de canımı acıtmaktan haz alan insanlardan yoruldum artık... Radyaaaa, midem kaldırmıyor artık benim bunları... Oynayan insanlardan sıkıldım ki ben ilişkilerimi oyunlar üzerine kurmam sen bilirsin... Radyaaaa, ben çocuk muyummm? Radya ben çocuk muyum da insanlar beni çocukmuşum gibi kandırmaya çalışıyorlar, neden yalan söylüyorlar... Neden dürüst olamıyorlar Radya... İnsanız dimi? İnsanız evet, doğarız, emekleriz, yürürüz, yeriz, içeriz, seviniriz, üzülürüz, ağlarız, severiz, aşık oluruz, büyürüz, yaşlanırız ama gerçeklerden neden kaçarız Radya? Sevmiyorsan sevmiyorsundur, başkasına aşık olmuşsan başkasına aşık olmuşsundur, mutsuzsan artık mutlusundur ama neden bunlar söylenmekten korkulur... Çok mu zor, seni artık istemiyorum hayatımda demek... Değil radya!!!! Değil, kabahati başkalarının üstüne atmadıktan, karşındakini anladıktan, sorumluluklarını bildikten, hatalarını farkedip, kabullendikten, herkese hakkını verdikten sonra özgürsündür git gidebildiğin yere... Ama kendin olarak git... Kendini kabullenmiş olarak git... Önce kendini affet, sonra ben seni affedeyim, en son da Allah affetsin dimi Radya? Neden Allah beni affetmesin kiiii? Ben ne yaptım kiiiiiiii? Karıştı, karman çorman oldu biliyorum, cozuttum yine, ne gelirse yazdım işte... Bugun olanlar, dun olmuşlar, yıllar önce olmuş olanlar hepsi birbirine girdi Allah beni affetsinnnn.... Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Okudum,okudum,okudum... Çok kararmış buralar ve sarı lale seslenişi artık benim tekelimde değil.. Canımmm, Sarı lale senden kaldı bana... Bir çığ gibi, senden dağıldı herkese... An oldu ben Gloria'yı unuttum, sarı lale oldum Senin tekelinde kalamadı doğru ama ne guzel işte, ne guzel yakıştırmışsın demek ki herkes benimsedi bu hitabı... Ben sarı laleyi cok seviyorum... Teşekkür ediyorum Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Ağlat benii Radya, ağlat... Ben yaşadım... Daha da sevmek istemiyorum dedim, özlemek istemiyorum dedim... Cunku eger bir kez daha seversem ve özlersem bu yükün altından kalkamayacağımı sen benden çok daha iyi biliyorsun... Çocuk istemiyorum, hiçbişi istemiyorum... Sadece istediğim tek bişi var artık hayatta, yeni şeyler değil, gözüm yok yenilerinde, bende olanlar, benimle olanlar benimle kalmaya devam etsinler, istediğim bu... Ben onları kırmamak ,çin elimden geleni yapıyorum, yaparım da... Üzmemek için son derece özen gösteriyorum, gösteririm de ama ne olurrrrrr onlar da artık beni kırmasınlar... Üzmesinler... Boyle oldugunda canımın nasıl acıdığını bir bilen sensin... Sen beni anlarsın... Radya, ben bana değer verdiğini söyleyip de, beni önemsediğini söyleyip de canımı acıtmaktan haz alan insanlardan yoruldum artık... Radyaaaa, midem kaldırmıyor artık benim bunları... Oynayan insanlardan sıkıldım ki ben ilişkilerimi oyunlar üzerine kurmam sen bilirsin... Radyaaaa, ben çocuk muyummm? Radya ben çocuk muyum da insanlar beni çocukmuşum gibi kandırmaya çalışıyorlar, neden yalan söylüyorlar... Neden dürüst olamıyorlar Radya... İnsanız dimi? İnsanız evet, doğarız, emekleriz, yürürüz, yeriz, içeriz, seviniriz, üzülürüz, ağlarız, severiz, aşık oluruz, büyürüz, yaşlanırız ama gerçeklerden neden kaçarız Radya? Sevmiyorsan sevmiyorsundur, başkasına aşık olmuşsan başkasına aşık olmuşsundur, mutsuzsan artık mutlusundur ama neden bunlar söylenmekten korkulur... Çok mu zor, seni artık istemiyorum hayatımda demek... Değil radya!!!! Değil, kabahati başkalarının üstüne atmadıktan, karşındakini anladıktan, sorumluluklarını bildikten, hatalarını farkedip, kabullendikten, herkese hakkını verdikten sonra özgürsündür git gidebildiğin yere... Ama kendin olarak git... Kendini kabullenmiş olarak git... Önce kendini affet, sonra ben seni affedeyim, en son da Allah affetsin dimi Radya? Neden Allah beni affetmesin kiiii? Ben ne yaptım kiiiiiiii? Karıştı, karman çorman oldu biliyorum, cozuttum yine, ne gelirse yazdım işte... Bugun olanlar, dun olmuşlar, yıllar önce olmuş olanlar hepsi birbirine girdi Allah beni affetsinnnn.... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Sarı Lalem... okuyabiliyor musun sana ait tüm yazılanları...,okuyabiliyor musun yaşadıklarını...? özlem içinde acıyı barındırır.Canın acıyor...anlıyorum...özlem içinde çelişkileri barındırır.Anlayamıyorsun kendini...anlıyorum... özlem ikimizde de ölüme meyadan okuyuşa dönüştü...biliyorum ki ölümle korkutmayan gidenlerdi...çoğu değil,hepsi zamansız olan! Sarı Lalem, ben şimdilik susuyorum...çünkü özleminle kendi özlemimi yaşıyorum.Radya özlemimizi sıcacık duygularla belgelemiş diyecekken belgelemeyen yakarışları hatırlıyor,tekrar susuyorum... Sarı Lalem, sevmişsen ve özlemişsen...özlemi bu kadar acı çekerken koklamışsan...özlemnle özlemim olmuşsan...sadece susyorum...bırakalım Sarı Laleler özlemimizi o güzel yüreği ile doludizgin yaşasın...yaşlarla ifade edilen olsada ... Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2008 An gelir işte böyle canımız acı ile dolar, herşey, yaşamak da dahil bize ağır gelir, işkenceden farksız gibi... An gelir hiçbirşey yokmuş gibi davranılır, yüzünü gülen bir maske takarsın ve sadece o maskeyi çıkardığında gözündeki yaş gözle görülür hale dönüşür. Halil Cibran'a sarmaşık gibi dolaşıktım zaten, daha da sıkı sarıldım bugunlerde... Okuyorum, okudukça feyz alıyorum... "Hala alınacak feyzler varmış demek ki hayatta" diye acı acı gülümsüyorum sonra... Diyor ki; "Kadın, yüzünü tebessümle peçeleyebilir." Vayyyy diyorum ardından... Oysa ki ben hiç cinsiyete göre ayırmazdım , "yüzünde tebessüm, içinde acı olanları".. Hiç de dikkat etmemiştim bunun kadınlara mahsus bir özellik oldugunu... O söylemiş, ben de az önce okumuşum, şimdi ise düşünüyorum, EVEEET diyorum, tabii yaaaa, ben daha önce hiç yüzünde tebessümün bu kadar aşırı durduğu bir erkek görmedim ki... Benim gördüklerim hep kadındı... Bir kadın hatırlarım, geçmiş zamanımdan... Yüzünde kocaman kocaman tebessümler olurdu hep... Onu daha ilk gordugumde anlamıştım, içinin de kocaman kocaman acılarla kaplı oldugunu... Sonra tanıştık, sonra çok sevdik birbirimizi, ayrılmaz olduk, içinde olduğunu tahmin ettiğim o acılarını da gördüm sonra... Ben de onun gibiyim biliyorum, siz de onun gibiyseniz bilirsiniz zaten gülerken birden ağlamanın nasıl birşey oldugunu Onu da özledim, şimdi uzağımda... Çok çoook uzağımda... Artık yüzündeki gülümseme daha sakin yani sır verir gibi değil artık gülümseyişi... Çünkü mutlu artık... Hayatımın ikinci baharı dediği çok mutlşu bir hayat sundu ona Tanrı... Onun tanrısı Seviniyorum onun için, mutluluk denilen şeyden vazgeçmişken, onu bulabilmek özel insanlara mahsus birşeydir biliyordum... O gerçekten özel bir insan ve mutluluk onun hakkı... Hak verilmez alınır, derler ama kimi zaman verilebiliyormuş da demekki... Gelelim bana... Ben bu zamana kadar olanca inancımla kendimin özel olduğunu hissedenlerdendim... Oysa biliyordum aslında inanç denilen şeyin batıldan başka bir şey olmadığını... Ve nitekim, hayat bunu bana bir kez daha gösterdi... Hayat denilen şey oyunlardan ibaretmiş ve hiç tercih etmesem de bir oyunda rol almak bana da kısmetmiş Oynandı bitti... "Oynandı bitti" dedim de aklıma geldi, çocukluğumdan hatırlıyorum, bir tekerleme vardı, belki siz de hatırlarsınız, artık eve gitme vakti geldiğinde bu tekerlemeyi tuttururduk dilimize... Evli evine Köylü köyüne Evi olmayan Sıçan deliğine... Özel olmak bana mı kalmış ki beee... Gunlerdir yazıyorum, herşey Mavi'min Godzi'ciğime sunduğu bir burma tatlısı ile başladı aslında... Bir burma tatlısı beni aldı ve şu ana dek getirdi... An, hayatı sorgulayış, özümü arayış anı... Bana göre çok şey var yazdıklarımın içinde, yılların bitiremediği veya çözemediği, üst üste biriktirdiği, bana sunduğu veya benden götürdüğü bir çok şeyin hesabı... Anlayacağınız hayata karşı birikmiş hesabım var ve ben borçlu kalmak istemiyorum... Kara kaplı defterleri açıldı hayatımın, "bir bakkal defteri gibi" de diyebiliriz buna... Ne almışım, ne kadar vermişim, kaçının üzerine çizik atmışım, kaçı hala çizilecek şekilde bekliyor... Ne kadar borcum var hayata, ödemiş miyim, ödeyecek miyim, ödeşmiş miyiz yoksa? Yani son birkaç gundur yazdıklarım kısa vadeli hesaplarım değil aslında, uzun vadeli birikimlerim... Buraya yazdıklarımla belli bir kişiden veya belli bir olaydan bahsetme kaygısı taşımıyor, herşeyden dem vuruyorum... Toplam sonuca ulaşmaya çalışıyorum anlayacağınız... Geliriyle, gideriyle, netiyle, brütüyle TOPLAM SONUÇ... Umarım sonunda bu sonucu elde edeceğim, şu ana kadar olanlar ARA TOPLAM halihazırda Lütfen beni yanlış anlamayın, lütfen yazdıklarımın altında bunlardan hariç bir anlam aramayın... Üzülürüm... Özlem üzerine düştüm, aşktan bahsettim, ayrılıklardan konuştum ama bunlar sorunun kendisi değil aslında, bunlar sorunumun yan kolları... Bunlar denize dökülen ırmaklarım yani... Hesaba başlarken, Halil Cibran'ın bir sözünü eklemiştim bu yazının başına, şimdi yine onun bir sözüyle ara veriyorum yazdıklarıma; ARA TOPLAM: "Acınız aslında içinizdeki doktorun, hasta yanınızı iyileştirmek için sunduğu "ACI" ilaçtır. Doktorunuza guvenin ve verdiği ilacı sessizce ve sakince için; Çünkü size dert ve haşin de gelse onun elleri "görülmeyenin" şefkatli elleri tarafında yönlendirilir." Ben bu cümlede yazılanlara inanmak istiyorum... Acıyı, bana içimdeki doktorun, içimin kırılan, dökülen, incinen yerlerini iyileştirmek için verdiğine inanmak istiyorum... Ama inanmaktan da korkuyorum artık Ben hala yaşıyorum, yaşadıklarımı başkaları da yaşıyor, aynı olmasa da tıpatıp benzemese de görüyorum ki Mavi'm beni hissediyor, Radya'm ise her zaman hissetti... Hisler karşılıklıymış derler ya evet sizi de ben çok iyi hissettim... Uzağımdasınız biliyorum ama çok yakınıma gelmiş gibi oldunuz... Gözümden akan yaşları gördünüz biliyorum, ben de sizinkileri gördüm... İkiniz de tüm samimiyetinizle, tüm içtenliğinizle yanımda oldunuz... Kimi zaman Radya'mın bir kaç ileti öncesi yaptığı gibi gelecekten bahsettiniz bana, kimi zaman Mavi'min sustuğu gibi sözlere gerek yok, herşey anlaşılır halde zaten dediniz. Daha da önemlisi ne biliyor musunuz, siz ikiniz bana yalnız olmadığımı ve yalnız bırakılmadığımı hissettirdiniz... Çok daha önemlisi de ne biliyor musunuz, tüm bunları yazdıkça kendimi yine değer verilen biri gibi hissetmeye başladım... Teşekkür ederim, benimle kaldığınız için çok çoook teşekkür ederim... ***Al işte, bunlar, dönüp dönüp bakacağım, unutmamak üzere buraya bıraktığım kulağıma küpelerim... Umarım bu küpeler tekrardan asılmaz kulaklarıma, yoksa bu defa alır o kulakları, tavandan aşağı asarım Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 27 Eylül , 2008 gloria duygularını paylaşan daha çok kişi vardır eminim ki... sayfanı okudukça hüzünlendim. şimdiden iyi bayramlar dilemek istedim... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.