Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Nightwish


kralx

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 104
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Hocam sende de suç var grafikere çözünürlüğü düşük çiçek verilir mi hiçççççç :D

 

Çözünürlüğü düşük çiçeği nereye koysun bu kız suda yaşamaz vazoda durmaz falanda filan yani :D

Dimi yani Eren..:D

 

Bol çözünürlüklü bi resim sana :)

 

flower-picture-2.jpg

Sende baya bi büyük çiçek koymuşsun Eren...:w00t:

Baksana boyutu küçültülmüş..:D

 

Teşekkür ederimm..:)

Gözlerim kamaştı renginden..:blink::lol:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sensizlik vuruyor gönlüme

Bir sana dayanamam birde o tatlı gülüşüne

Şimdiyse yokluğuna mahkum bu sonbahar günü

Rüzgar esiyor gönlüme

Başka acı var mı aşktan öte

Sensizlik yakar gönlümü

Yorulmuş kalbim ağlar halime

Bu ne hayal nede masal

Sensizlik öldürür beni

Simdiyse sensizliğe mahkum bu sonbahar günü

Bitmişse her şey unut beni

İşte veda ediyorum sana

Bir çift beyaz kanatla

Acı içinde

Bir sana dayanamam bide o tatlı gülüşüne

Tıpkı kalbimin attığı su saniyede bile

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sensizlik vuruyor gönlüme

Bir sana dayanamam birde o tatlı gülüşüne

Şimdiyse yokluğuna mahkum bu sonbahar günü

Rüzgar esiyor gönlüme

Başka acı var mı aşktan öte

Sensizlik yakar gönlümü

Yorulmuş kalbim ağlar halime

Bu ne hayal nede masal

Sensizlik öldürür beni

Simdiyse sensizliğe mahkum bu sonbahar günü

Bitmişse her şey unut beni

İşte veda ediyorum sana

Bir çift beyaz kanatla

Acı içinde

Bir sana dayanamam bide o tatlı gülüşüne

Tıpkı kalbimin attığı su saniyede bile

 

:clover:

:crying: Teşekkür ederim tatlış..:)

 

sevgiler yesimcim :)onlyforrrydv1.gif

:kiss::flowers:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öğrenmek için sabır gerekir,zaman gerekir.Tecrübelileri izlemek gerekir.Zaman kişiye göre kısalabilir ama,öğrenmenin esası değişmez..

 

İşte aşağıda yazacağım bu hikayede konu,öğrenmenin değişmeyen esasıdır..

 

Genç bir adam,değerli taşlara ilgi duyduğundan,bu işi yapmaya karar vermiş.

 

__Bu işi yapacaksam,değerli bir ustadan ders almalıyım..Diye düşünerek,o çevredeki en ünlü mücevher ustasını bulmuş ve yanına gitmiş.Usta bir süre sonra onu kabul etmiş..

 

__Anlat bakalım,seni dinliyorum..Demiş.Genç adam heyecanla;Bu işe gönül verdiğini,iyi bir mücevherci,taş ustası olmak istediğini anlatmış.Sükunet içersinde genç adamı dinleyen usta,hiçbir şey demeden gencin eline bir değerli taş koymuş ve;

 

__Bu taş YEŞİM taşıdır.Şimdi avucunu kapa ve 1 sene boyunca sakın ha açma.1 sene sonra yine gel..Demiş.

 

Genç adamın şaşkın bakışları altında yerinden kalkarak,odayı terketmiş.Evine dönen genç,merakla bekleyen anne babasına durumu anlatmış ve anlam veremediği bu duruma;

 

__Ya 1 sene nasıl böyle dururum,hem bana çok soğuk davrandı hem de böyle anlamsız,gereksiz birşey yaptırdı.Ustalık kaprisi buysa bari baştan yapmasaydı.. diye söylenmiş.Ama elini açmamış..

 

Her önüne gelene ustasını çekiştiriyor ama yinede avucunu açmıyormuş.Gece yarı uyanık şekilde yatıyormuşki taş avucundan düşmesin.Her işini tek elle yapmaya başlamış aynı nedenle.1 sene böyle büyük bir çabayla geçmiş ve gün gelmiş..

 

Ustasının yanına heyecanla gitmiş,birsüre sonra ustası onu kabul etmiş,genç adam heyecanla:

 

__Dediğini yerine getirdim usta,elimi hiç açmadım taş burada..Demiş.Elini uzatarak avucunu açmış,taşı göstermiş..Usta sakin bir sesle:

 

__Şimdi sana bir taş daha vereceğim ve bu taşıda 1 sene boyunca elinde taşıyacaksın..Demiş.Bunu duyan genç adamın sakinliği yerini öfkeye bırakmış ve bağırıp çağırmaya başlamış.Yaşlı ustayı bunaklıkla,hiçbirşey bilmemekle suçlamış.Kendinden yardım isteyen birine bukadar eziyet etmesinin delilik olduğunu söylemiş.Hastasın sen demiş..

 

O böyle bağırıp,hakaretler ederken,usta sessizce eline taşı sıkıştırıvermiş.Öfkeden yüzü kıpkırmızı olan genç taşı hissedince susmuş....Taşı biraz daha sıkmış ve:

 

__BU TAŞ YEŞİM TAŞI DEĞİL Kİ USTA..Demiş..

 

Evet hikayemiz burada bitiyor..:)

 

Anladık demi ne anlatılmak istenildiğini..;)

Taşın değerinden önemlidir,dokunduğumuzu hissedebiliyor olmak..

Ve hatırladık değil mi..

Herbirimizin ellerinde değerli taşlar var..

Aman!! Sakın açmayın ha süreler dolmadan

Benim de açmadığımı biliyorsunuz

Düşmeyesiniz diye avuçlarımdan.. :wub::hug::clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlkokul 5. sınıf son dönem karnelerimizi alırken, ilk olarak sınıf öğretmenimden duymuştum bu hikayeyi..:)

Şimdi o geldi aklıma..

Teşekkür ederim babacım..:hug:

Sen hep beni böyle şaşırt olur mu?..:)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

küçük prensten küçük bir bölüm..umarım sizde benim kadar çok seversiniz... :)

 

 

 

“Günaydın” dedi tilki.

 

“Günaydın” dedi küçük prens kibarca. Ama etrafına baktığında kimseyi göremedi.

 

“Buradayım! Elma ağacının altında.”

 

“Sen kimsin? Çok güzel görünüyorsun.”

 

“Ben bir tilkiyim.”

 

“Gel, birlikte oynayalım. Öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens.

 

 

 

 

 

“Seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben evcil bir hayvan değilim.”

 

“Buna çok üzüldüm” dedi küçük prens. Ama biraz düşündükten sonra: ”Evcil ne demek?” diye sordu.

 

“Anladığım kadarıyla burada yaşamıyorsun” dedi tilki, “kimi arıyorsun?”

 

“İnsanları arıyorum,” dedi küçük prens, “ peki ama ‘evcil’ ne demek?”

 

“İnsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. Tam bir baş belasıdırlar. Bir de tavuk yetiştirirler. Tüm işleri bundan ibarettir. Sen de mi tavuk arıyorsun?”

 

“Hayır, ben arkadaş arıyorum. Ama ‘evcil’ ne demek?”

 

“Bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘Bağ kurmak’ anlamına gelir.”

 

“Bağ kurmak mı?”

 

 

 

“Evet. Örneğin, den benim için sadece küçük bir çocuksun. Diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. Sana ihtiyacım da yok. Aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. Bana ihtiyaç duymuyorsun. Ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak Sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.”

 

“Anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “Bir çiçek var. Sanırım o beni evcilleştirdi.”

 

“Olabilir. Dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki.

 

“Ama bu çiçek dünyada değil.”

 

Tilki şaşırmıştı. “Başka bir gezegende mi?”

 

“Evet.”

 

“Peki orada avcılar da var mı?”

 

“Hayır, yok.”

 

“Bu çok ilginç. Peki ya tavuklar?”

 

“Hayır. Tavuklar da yok.”

 

“Eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. Sonra kendini anlatmaya başladı:

 

“Yaşamım çok monotondur. Ben tavukları avlarım, avcılar da beni.

 

 

 

Bütün tavuklar birbirine benzer. Bütün insanlar da öyle. Bu yüzden biraz sıkılıyorum. Ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. Senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. Ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. Ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. Şu ekin tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğday benim hiçbir işime yaramaz. Bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. Buna üzülüyorum. Ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. Altın renkli saçların var senin. Ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. Ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim.

 

Sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi.

 

“Senden rica ediyorum. Lütfen beni evcilleştir!” dedi.

 

“Elbette” dedi küçük prens. “Ama pek fazla vaktim yok. Yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.”

 

“Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!”

 

“Ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens.

 

“Çok sabırlı olman gerekiyor. Önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. Ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. Sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. Ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.”

 

Ertesi gün küçük prens yine geldi.

 

“Her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim.

 

 

 

 

 

Ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır.

 

“Gelenek nedir?”

 

“Bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. “Bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. Örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. Perşembeleri kızlarla dansa giderler. Bu yüzden de Perşembe benim için harika bir gündür. Üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. Ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil yapamayacaktım.”

 

Böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. Ve ayrılma vakti geldiğinde “Ah! Sanırım ağlayacağım” dedi tilki.

 

“Bu senin hatan” dedi küçük prens. “Ben sana zarar vermek istemedim. Seni evcilleştirmemi sen istedim.

 

“Doğru, haklısın” dedi tilki.

 

“Ama ağlayacağını söyledin!”

 

“Evet, öyle.”

 

“O halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.”

 

“Hayır, oldu. Buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. Şimdi git ve güllere bir kez daha bak. O zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. Sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde, sana hediye olarak bir sır vereceğim.”

 

Küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti.

 

“Hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. Çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. Ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara. “Siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. Dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. Ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.”

 

Güller bu duyduklarına çok bozuldular.

 

“Evet, güzelsiniz. Ama boşsunuz. Sizin için kimse yaşamını feda etmez. Yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. Ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. Çünkü ben onu suladım. Ve onu camdan bir korunakla korudum. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. Tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm.”

 

Bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü.

 

“Elveda” dedi.

 

“Elveda” dedi tilki de. “Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.”

 

“Temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. Öğrendiğinden emin olmak istiyordu.

 

“Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens.

 

“İnsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. Gülüne karşı sorumlusun.

 

“Gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. Sonra yoluna devam etti.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yeşimcimmm.... :hug:

bayramını ve yeni yılını kocaman kutluyorumm canımm... :clover:

hepp mutlu olman dileklerimle... :clover:

Canımmm..:hug: Sağol seninde yeni yılın ve bayramın kutlu olsun..:flowers:

 

:crying: bayramın kutlu olsun

 

:huh:

 

Ağlama yf benide ağlatacaksın..:crying::lol:

 

Sağol elektro..:D Seninde bayramın ve yeni yılın kutlu olsun..;)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

- İki şey, seni 'vasıflı insan 'yapar:

 

1- İradeye hakim olmak

 

2- Uyumlu olmak.

 

- İki şey, seni geri bırakır:

 

1- Kararsızlık

 

2- Cesaretsizlik.

 

- İki şey, senin ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:

 

1- Baskın yeteneği bulmak

 

2- Cidden sevdiğin işi yapmak.

 

- İki şey, başarının sırrıdır:

 

1- Ustalardan ustalığı öğrenmek

 

2- Kendini güncellemek.

 

- İki şey, başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:

 

1- Niyetin saf (halis) olması

 

2- Ruhsal farkındalık.

 

- İki şey, seni milyonlarca insandan ayırır:

 

 

1- Problemin değil çözümün parçası olmak

 

2- Hayata ve herşeye yeni (özgün, farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek.

 

- İki şey 'kalitesiz insan'ın özelliğidir:

 

1- Şikayetçilik

 

2- Gıybet, dedikodu.

 

- İki şey, yanlış yapmanı engeller:

 

1- Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek

 

2- Kul hakkından korkmak.

 

- İki şey seni gözden düşürür:

 

1- Laf kalabalığı

 

2- Kendini övme, vazgeçilmez gösterme.

 

HAYATTA KENDİNE HANGİSİNİ YAKIŞTIRIYORSAN ONU YAP..

AMA UNUTMA Kİ BU DÜNYANIN TEKRARI YOK..

 

:clover:paylaşmak istedimm..kendine iyi bak YEŞİMCİM... :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

öyle çok “sevdiğim” var ki...

çocukların gözlerini sevdim... içimde huzuru, mutluluğu yaşattığı için...

dinmeyecek sanılan fırtınaları sevdim... yaşamın her döneminde, savaşmam gerektiğini öğrettiği için...

başarısızlıkları sevdim... başarıya giden yolu gösterdikleri için...

geceleri sevdim... tüm günümü nasıl geçirdiğimi değerlendirme olanağı verdiği için...

insanların sorunlarını dinlemeyi sevdim... yaşamın gerçeklerini görüp, daha olgun insan olacağımı bildiğim için...

duyulan eksiklikleri sevdim... her şeye sahip olmanın, insanı ne kadar mutsuz ettiğini bildiğim için...

sabahın erken saatlerinde çalan çalar saatimin sesini sevdim... bana bugün de yaşama olanağı verildiğini gördüğüm için...

buzlu yollarda yürümeyi sevdim...yaşamda da atılan yanlış bir adımın, insana ne denli acı vereceğini anımsattığı için...

uzaklıkları sevdim... özlemlerin duyguları pekiştirdiğini bildiğim için...

yaşamın renklerini sevdim... yaşanılan tüm duyguları tablolara döktüğü için...

bir şeylere inanmanın mutluluğunu sevdim...kendimi iyi duyumsadığımda, yanımda olacak insanların varlığını bildiğim için...

her ne olursa olsun bir şeyin bittiği için üzülmek yerine yaşandığı için sevinmeyi sevdim... üzüntülere liman olursak, mutluluğun başka yerlere demir atacağını bildiğim için...

sevmekten ve sevilmekten korkmayan insanları sevdim... sevme ve sevilmenin yapaylıktan değil, doğallıktan geldiğini bildikleri için...

arkadaşlarımla geçirdiğim zamanları sevdim... içten bir sohbetin, tüm ağrılara iyi geldiğini bildiğim için...

ve sevdiklerimin ellerini tutmayı sevdim...avcumun içine bıraktığım yüreğime dokundukları için...

 

SENİİ DEE ÇOOOK SEVİYORUMMM TATLIŞIMM.. :hug:

SENİİ KENDİMEEE ÇOOKK YAKINN HİSSETMEMİİ SAĞLADIĞINN İÇİNN.... :hug:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.