Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

insanların kaderini çizen tanrının kaderini kim çiziyor ? deli saçması diyecekler ama zaten inanç'sızım tanrıya karşı ne derlerse desinler the end god 

Gönderi tarihi:

"Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar.Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek ona şöyle bağırmak hakkımızdır: "bunca mutsuzluğu ve bu üzüntüyü ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?"
 

Schopenhauer

Gönderi tarihi:

@@binyamin, güzel bir soru;

 

Bazı insanlar görüntünün beyinlerinde oluşan elektrik sinyallerinden ibaret olduğuna kanaat getirseler de, başka bir algının, örneğin dokunmanın farklı olduğu hissine kapılabilirler. Bir şeye dokunarak veya onu koklayarak maddenin gerçeğine ulaşabildiklerini zannedebilirler. Ama aslında yine, beyinlerindeki elektrik sinyallerinden başka bir şeyi algılamazlar.

 
Elimizde bir şeye dokunduğumuzda, gerçekte o şeye dokunmayız. Sürekli hareket halinde olan atomlar arasında kimyasal bir bağ kurulur, fakat bu iki atom da birbirine asla “dokunmaz”. Dolayısıyla dokunduğumuzu zannettiğimiz bir şeye fiziksel anlamda hiçbir zaman dokunamamışızdır. Bu gerçekte oluşmayan dokunma hissi sonucunda yalnızca elimizdeki atomlar titreşir ve bir elektrik akımı başlatırlar. Bu elektrik akımı ise beyinde dokunma merkezine doğru yol alırlar. Buraya ulaştıklarında “yorumlanırlar”. İşte bu bir mucizedir. Çarpışma da aynı şekilde beyinde oluşur.
 
Rüyayı düşünürseniz, Allah bunu çok güzel bir örnek olarak yaratmıştır.
Gönderi tarihi:

Sinyalleri beyne ileten sinirler, beynin kendisi de olmaz madde olmazsa. Üstelik maddeden yansımadan o sinyaller de oluşmaz. Madde üzerinden maddenin aslında olmadığını açıklamak komik olmuyor mu? Beyne yapay rüya gördürdüğünüzü varsayın. Bunun için sinyal üreteci bir bilgisayar kullanacaksınız ve beyin - bilgisayar arayüzü. Bunlar da hep madde olacak.

 

Evreni simüle etmek için evrenden daha karmaşık ve gelişkin, organize bir bilgisayar sistemi gerekir. Evreni yaratmak varken evreni simüle eden bir bilgisayar yaratmak öyle mantıksız olur ki, bunu ancak HY gibiler hezeyan şeklinde düşünebilir. Ben bu HY akıllarına uyanların olmasından hayrete düşüyorum. Demek teknoloji geliştikçe dindarlar buna uyum sağlamakta çok zorlandıkları için hepten dengeyi kaybedecekler.

 

Ne yapsalar dini koruyamazlar. Din giderek inandırıcılığını kaybedecek. Bundan kurtuluş yok. İnanan ancak hezeyanlara inanabilen kişiler olacak. Din can havliyle yılana sarılmış durumda. Son çırpınışları bunlar... Binlerce yıl geriye gidip Platon öğretilerine bile can simidi gibi sarılması bunu gösteriyor.

 

Platon şöyle demişti: Mağarada sırtları dış dünyaya dönük oturan kişiler sadece gölgelerinin duvarda yansımasını görürler. Gölgeleri varlık sanırlar. Aslında asıl varlıklarını görmemektedirler. Kavramların mükemmel karşılıkları ruhlar alemindedir. Gördüklerimiz eksik gölgelerdir. Ruh bedenden kurtulunca gerçeği görür. 

 

Bu mistik, uyuşturucu, felç edici, zehirli bir fikirdir. Bu fikre kapılan soğukta uyuşmuş sinekten farksız olur. Yaşıyor sayılmaz.

Gönderi tarihi:

Ortadoğu'da bırakalım tanrı inancını, cin inancı bile bir tuhaftır. Batı ülkelerinde cinler muziplikler yapan küçük yaramaz yaratıklar olarak tasvir edilir. Ortadoğuda ise cinlerin insanlara büyük kötülükler yapan korkunç, saldırgan, çok tehlikeli ve güçlü yaratıklar olduğuna inanılır. Bununla da yetinmeyip çok daha güçlü, çok daha korkunç, şeytani cinler olan ifritler de icat edilmiştir. Bu inançlar hep Kuran'da geçer. Ama Kuran'da bir peri kavramı göremezsiniz. Böyle korkunç olmayan inançlar işe yaramadığı için Ortadoğu'da yoktur. Ortadoğu'da işe yaraması için bir inancın korkunç olması şarttır. 

 

 

Gerçek şu ki sen Allah 'ın ayetlerini şeytanla bir araya gelerek yanlış yorumluyorsun. Halbuki Allah'ın ayetlerini sana yorumla diyen olmadı. ağzına alma. inanmak yada inanmamak senin bileceğin iş. ama işin vahim ötesi hali şudur ki, kalpleri henüz inanca açılmamış bazı insanlar senin bu yazılarını görüp senin bu işleri gerçek anlamda bildiğini zannediyorlar.

 

Arkadaşlar, yukarıda yazılanlara göre cinler müslümanlarca kötü saldırgan kişiler olarak söylenir. Halbuki aşağı cin süre meali vardır. bir de orayı okuyun.

 

5. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık.

6. Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı.

7. Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.

8. Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk.

9. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor.

10. Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?

11. Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk.

12. (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız.

13. Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar.

14. İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır.

15. Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır.

16. Şayet doğru yolda gitselerdi,onlara bol su verirdik.

 

münafikun süresi 4 - Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar?

5 - Onlara: "Gelin, Allah'ın Resulü sizin için mağfiret dilesin." denildiği zaman başlarını çevirirler ve onların, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün

6- Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onları bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış bir toplumu yola iletmez.

Gönderi tarihi:

Bir insan bir insana kendisiyle aynı fikirde olmadığı için "dayanmış kereste" derse, bu ağır bir hakarettir. Hiç bir insanın hiç bir insana böyle deme hakkı olduğunu kimse düşünmez. Herkese göre bu söylenemeyecek bir sözdür ve bunu her kim söylerse hakaret kendine geri döner.

 

Gel gelelim, bu sözü bir allah yaratıp o söyledi bana diye söylersen, bir çok bilgisiz kişi hikmetli bir vecize duymuş gibi sallanmaya başlar. Hatta vecde gelip "allaaaah" diye bile bağırabilir. Meczupta akıl olmaz. Hiç düşünmez ki bunu allahın söylediği yalanını uydurmak, bunu söyleme hakkını vermez. Bunu düşünecek kapasite yoktur.

 

İşte bu durum, allah uydurmasını bazı uyanıkların tepe tepe iyice sömürmesine yol açıyor. Biz diyoruz bunu deseler, kimse takmayacak. Ama allah diyor dedikleri zaman bilgisizler etraflarında pervane olacak, bunu çok iyi biliyorlar.

 

Sömürmenin en iyi yolu, allah uydurması ile aldatmaktır. 

 

Kuran'da cin suresi adı verilmiş bölümde ise benim söylediklerimi yanlışlayan bir şey göremiyorum. Görünmeyen, yanı başına sokulduğunda haberinin olmadığı akıllı varlıklar düşüncesi ister istemez korkutucudur. Buna inananların korkmaması için bir yol göremiyorum. Görünmezlik iksiri keşfedilmiş, birileri bunu içip tamamen görünmez oluyormuş, dibine gelse göremiyormuşsun diye bir söylenti yayılsa, korkutucu olmaz mı? Olur. Bir farkı yok.

Gönderi tarihi:

Gerçek şu ki sen Allah 'ın ayetlerini şeytanla bir araya gelerek yanlış yorumluyorsun. Halbuki Allah'ın ayetlerini sana yorumla diyen olmadı. ağzına alma.

 

Müslümanlar veya diğer inananlar, farklı dinlerin tarılarının söylediklerini veya hükümlerini nasıl yorumlamaya hakları varsa, müslümanların tanrısının söyledikleri de, farklı inananlar tarafından yorumlanabilir.

 

Birilerinin yorumlama hakları varken, diğerlerinin yorumlama hakları yok olamaz. İnsan mantığına terstir.

Gönderi tarihi:

Müslümanların işi gücü insanları ayrıştırmak, ötekileştirmek. "Sen allahtan bahsetme, sen Kuranı eleştirme, sen fikrini söyleme, çünkü sen inanmıyorsun!" Fakat bu mümkün değil. İnsanları öteki yapmanın gerçekte bir yolu yok. En azından hepimiz aynı atmosferi soluyoruz. Aynı suyu içiyoruz. 

 

Kuran ayetleri ve allah inancı da sadece müslümanları etkilemiyor. Tüm insanları etkiliyor. İnanç ve ifade özgürlüğümüze zarar veriyor. Dolayısıyla bizi etkileyen, yaşantımıza olumsuz etkileri olan bu etken konusunda elbette söz söyleme hakkına sahip oluyoruz. 

 

Bu olumsuz etkiler olmasa, dinden allahtan Kurandan tek kelime bahsetmezdim. Aklıma bile gelmezdi.

Gönderi tarihi:

@ democrossian "Evreni simüle etmek için evrenden daha karmaşık ve gelişkin, organize bir bilgisayar sistemi gerekir. "

 

cümleniz doğru bir yaklaşım, işte tam da anlatmak istediğim bu.

insan yapımı bir bilgisayarın bilgileri simule ettiğine inanıp evrendeki tüm mucize işleyişin sebebini kabul etmemek bir mucizedir.

Bu şunu söylemeye benzer,

bilgisayarı insan kurmadı, kabloyu,ekranı,hafıza kartı ve tüm bilgileri ayrı ayrı kaplara koyduk kendiliğinden biraraya gelip bilgisayar oluverdi....buna inanabilir misiniz?

Gönderi tarihi:

bilgisayarı insan kurmadı, kabloyu,ekranı,hafıza kartı ve tüm bilgileri ayrı ayrı kaplara koyduk kendiliğinden biraraya gelip bilgisayar oluverdi....buna inanabilir misiniz?

 

Evrim böyle bir şey değil. Evrim bir seferde pat diye oluveren bir olay değil ki böyle olsun. Evrimde değişim ve seçilim vardır. Çok da uzun süre ister. Başarısız bileşenler eleniyorsa ve başarılı bileşenler seçiliyorsa evrim olur ve işe yarar sonuçlar ortaya çıkar. Yeterince uzun sürede başarılı bireyler oluşur. Canlılarda bu hayatta kalma rekabeti şeklindedir. 

 

Evrende ise, sayısız seçenek arasında dünya uygun şartları sağlamıştır. Uygun şartlara sahip olamayan sayısız gezegende hayat olamamıştır.

 

Evren de oluşmuş tek evren olamaz. Bunun için hiç bir neden olmadığı gibi, durduk yerde niye belli bir anda evren olsun? Evrenler de canlılar gibi doğar, büyür, ölür ve evrimleşir. Bu döngü sonsuzdur. Başı sonu yoktur. Var edilmedik ve yok da edilemeyiz. Süreçler sonsuz biçimde tekrarlar. Başı sonu yoktur. Çünkü olamaz. 

 

Var edilmediğimiz, yok da olamayacağımız için tanrı olmadığı gibi, tanrıya ihtiyacımız da yok...

Gönderi tarihi:

öncelikle bir müslüman olarak üzerime düşen görevdir;  sözlerinizin hiçbirinin Allah katında kaybolmayacağını bilerek yazın lütfen, acizliğimizi hastalıklarda ya da başımıza gelen kötü bir olayda farkederiz, aynen firavun'un benim kimseye ihtiyacım yok en büyük benim deyip sonra boğulurken acz içinde iman ettiğini haykırması gibi.. 

 

evrimle ilgili yazdıklarınızdan Charles Darwin'in kuzeni Francis Galton ve oğlu Leonard Darwin'in ortaya attığı "öjeni" kuramını desteklediğinizi anlıyorum, yani insan ırkının ıslah edilmesi için sakat ve hasta insanların öldürülerek ayıklanması ve sağlıklı bireylerin çoğalması... bunu destekliyorsunuz

 

 

 

 

Gönderi tarihi:

Olmayan bir şeyden hiç bir korkum yok. Elle gelen düğün bayram. Onu geçelim.

 

Darwin'in öjeni ile bir alakası yoktur. Darwin "doğal seçilim" den bahseder. Öjeni ise yapay seçilimdir. Darwin öyle bir öngörüde bulunmamıştır. Doğada da yapay seçilim yoktur. O yüzden Darwin'in öyle bir şeyden bahsetmiş olması olanağı yok. Eğer "Türlerin Kökeni" nden sonra "Irkların Gelişimi" diye bir kitap yazsa ve doğal seçilimi yapay seçilime çevirse, haklı olurdunuz. Öyle bir kitap yazmadığına göre suçlamanız haksız.

 

Ha tabii firavun masalı da düzmece. Öyle bir şey yok. Hiç bir aklını yitirmiş, yarılmış sulara girmez. İnsan masal uydururken bir mantığı olan bir şey bari uydurur. Bu masalda mantığın izi bile yok...

Gönderi tarihi:

Ha tabii firavun masalı da düzmece. Öyle bir şey yok. Hiç bir aklını yitirmiş, yarılmış sulara girmez. İnsan masal uydururken bir mantığı olan bir şey bari uydurur. Bu masalda mantığın izi bile yok...

 

Aslında tam olarak uydurulmuş demeyelim de, zamana uyarlanmış diyelim.

 

Musa'nın denizi yarması ve Yahudilerin geçmesinden sonra Firavun ordusu geçerken denizin kapanıp Firavun ve ordusunun boğulması hikayesi, eski Mısır mitolojisindeki "Çok tanrılı Amon dinine karşı ortaya çıkan ve Zerdüştlükten sonra dünyanın ikinci tek tanrılı dininin tanrısı Firavun Akhenaton tarafından Anadeniz'in ikiye ayrılması" hikayesinin Mısır'dan göç eden halka uyarlaması. Çünkü Mısır efsanesi, Yahudi göçünden çok daha eski.

Gönderi tarihi:

Hayır efendim, uydurulmuş tabii. İlk kim uydurmuş ben nerden bileyim? Yani insan bir durup düşünür bu masala inanmadan önce. Deniz yarılsa, ikiye ayrılsa, o duvar gibi suların arasına deli bile girmez yahu! Bunun uydurulmuş olduğu her halinden belliyken, yok firavun bulunmuş da, secde ediyormuşmuş da diye rivayetler çıkmaz mı bir de! 

 

Öyle dizleri çekik bir sürü mumya var. Lahitlere koyma geleneğinden önceki zamanlarda, mumyaları küpe koyarlar ve dizlerini o şekilde bükerlerdi. Olay sadece bu. Bunun fotoğraflarını çekip dergilerde yayınlayıp propagandalar yapmalar... Artık ne diyeyim. Bu resmen sahtekarlık. Bu kadarı da olmaz. Din ticareti insanları bu hallere getiriyor.

Gönderi tarihi:

Hayır efendim, uydurulmuş tabii. İlk kim uydurmuş ben nerden bileyim? Yani insan bir durup düşünür bu masala inanmadan önce. Deniz yarılsa, ikiye ayrılsa, o duvar gibi suların arasına deli bile girmez yahu! Bunun uydurulmuş olduğu her halinden belliyken, yok firavun bulunmuş da, secde ediyormuşmuş da diye rivayetler çıkmaz mı bir de! 

 

Öyle dizleri çekik bir sürü mumya var. Lahitlere koyma geleneğinden önceki zamanlarda, mumyaları küpe koyarlar ve dizlerini o şekilde bükerlerdi. Olay sadece bu. Bunun fotoğraflarını çekip dergilerde yayınlayıp propagandalar yapmalar... Artık ne diyeyim. Bu resmen sahtekarlık. Bu kadarı da olmaz. Din ticareti insanları bu hallere getiriyor.

 

 

Bununla ilgili tam şurada çok enfes bir tartışma olmuştu :D göndereyim sizi oraya :D 

Gönderi tarihi:

@@Archi bu verdiğin örnek şöyle demeye gelir ki bu çok komik olur insanoğlu ilk rahme düştüğünde pat diye birden doğuyor mu orada belirli bir süreç oluyor 

belirli bir değişim evrim oluyor pat diye olmuyor!!! işte sizin  dediğiniz gibi kablolar ekranlar ve hafıza kartları gibi ayrı kaplara koyup birden birleşmiyor 

 

süreç ve evrim olmak zorunda güçlü olabilmek için doğa şartları vardır tanrı olmaksızın 

Gönderi tarihi:

yine yaratılışı ispatlayan başka bir örnek vermişsiniz:

 

 

Ey insanlar, eğer dirilişten yana bir kuşku içindeyseniz, gerçek şu ki, Biz sizi topraktan yarattık, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyo), sonra yaratılışbiçimi belli belirsiz bir çiğnem et parçasından; size (kudretimizi) açıkca göstermek için. Dilediğimizi, adı konulmuşbir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz. Sonra sizi bebek olarak çıkarıyoruz, sonra da erginlik çağına erişmeniz için (sizi büyütüyoruz). Sizden kiminizin hayatına son verilmekte, kiminiz de, bildikten sonra hiçbir şey bilmeme durumuna gelmesi için ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilmektedir. Yeryüzünü kupkuru ölü gibi görürsün, fakat Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir, kabarır ve her güzel çiftten (ürünler) bitirir. (Hac Suresi, 5)

 

Ayette bir insanın yaratılış aşamaları tarif edilmektedir.

Birinci aşama olan toprak, insandaki temel mineralleri ve elementleri içeren hammaddedir.

İkinci aşama ise bu elementlerin, anne karnındaki yumurtayı döllemek için gerekli yapıya ve genetik bilgiye sahip olan spermleri içeren ve Kuran'da karmaşık bir su tabiriyle tarif edilen menide biraraya gelmesidir. Kısacası insanın temel hammaddesi topraktır. Toprağın özü, bir damla menide o insanı meydana getirecek bir şekilde toplanmıştır. Ayette bu "su" aşamasının hemen ardından insanın ana karnındaki gelişim aşamaları belirtilmiştir.

Oysa evrim teorisi, canlılığın sözde kendiliğinden suda başlamasından insanın ortaya çıkması arasında milyonlarca farazi aşama (ilk hücre, tek hücreliler, çok hücreliler, omurgasızlar, omurgalılar, sürüngenler, memeliler, primatlar vs. ve bunların sayısız ara aşamaları gibi) olduğunu var sayar. Ayetteki sıralamada ise hiçbir şekilde böyle bir mantık ve tarif olmadığı çok açıktır. İnsanın bir damla su halinden sonra alak haline geldiği bildirilmektedir.

Dolayısıyla, çok açıktır ki ayette bir insanın anne karnından önceki, anne karnındaki ve doğduktan sonra yaşlılığına kadar devam eden yaratılış aşamaları tarif edilmektedir.

Gönderi tarihi:

Hayır şimdi o firavun diye verdikleri mumya, secde durumunda bile değil. Nasıl secde yapıldığını ateist olsak da biliyoruz. Öyle yan gelinip secde yapılmaz. Buz adam Ötzi de kafirlerle cihat ederken şehit olmuştur zâhir...

Gönderi tarihi:

bu mumyaya benzer durumlar bulundu olay bence az yer kaplasın diye ayaklarını içe doğru çekmişler 

 

artık şu deniz yarıldı efsanesi yutturmaya kalkmayın 

 

eğer ibrahimi dinler bu olayı doğruluyorsa kesin yanlıştır 

 

çünkü 3 büyük din'in sadece bu noktada anlaştığını görebiliyoruz neden? çünkü bildiğin üçüne'de yarıyor bu bilgi 

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.