Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

ismailix

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    31
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ismailix - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Gerçek şu ki sen Allah 'ın ayetlerini şeytanla bir araya gelerek yanlış yorumluyorsun. Halbuki Allah'ın ayetlerini sana yorumla diyen olmadı. ağzına alma. inanmak yada inanmamak senin bileceğin iş. ama işin vahim ötesi hali şudur ki, kalpleri henüz inanca açılmamış bazı insanlar senin bu yazılarını görüp senin bu işleri gerçek anlamda bildiğini zannediyorlar. Arkadaşlar, yukarıda yazılanlara göre cinler müslümanlarca kötü saldırgan kişiler olarak söylenir. Halbuki aşağı cin süre meali vardır. bir de orayı okuyun. 5. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık. 6. Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı. 7. Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı. 8. Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk. 9. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinlemek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor. 10. Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi? 11. Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- türlü türlü yollar tutmuştuk. 12. (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah'ı âciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız. 13. Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar. 14. İçimizde, (Allah'a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır. 15. Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır. 16. Şayet doğru yolda gitselerdi,onlara bol su verirdik. münafikun süresi 4 - Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar? 5 - Onlara: "Gelin, Allah'ın Resulü sizin için mağfiret dilesin." denildiği zaman başlarını çevirirler ve onların, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün 6- Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onları bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış bir toplumu yola iletmez.
  2. bu yazı senin şahsi fikirlerine mi ait yoksa bir yerden mi aldın?
  3. kehf 29 - Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryad edip yardım isteseler, erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir. O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!
  4. zariyat 10 - Kahrolsun (o fikir adına) kendi tahminlerini ileri sürenler! 11 - Onlar bir sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar. 12 - Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar. 13 - O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür. 14 - Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte sizin acele istediğiniz budur!" denecektir. 38 - Musa'nın kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik. 39 - Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirmiş, onun hakkında: "Bu bir sihirbazdır, ya da bir delidir." demişti. 40 - Nihayet biz onu ve ordularını yakalayıp hepsini denize attık. Firavun ise o sırada (inadından dolayı pişmanlık duyarak) kendi kendini kınıyordu.
  5. senin bir parmağını kesenin, sen gidip kulağını mı kesersin. Nur- 32 - Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir. 33 - Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allah, lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunanlardan (köleler ve cariyelerden) mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde (hürriyete kavuşmalarında kendileri için) bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. Allah'ın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin. Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zor altında bırakırsa, bilinmelidir ki, zorlanmalarından sonra Allah (onlar için) çok bağışlayıcı ve merhametlidir. MÜKÂTEBE : İki veya daha fazla kişinin herhangi bir konuda karşılıklı olarak yazışmaları; bir köle veya cariyeyi kazancı hususunda derhal, kölelik ve esaretten kurtulması hususunda daha sonra ödenmek üzere belli bir meblağ karşılığında hürriyetine kavuşturmak için yapılan anlaşma ve yazışma. Buna "kitabet" de denir. Mükâtebe akdi îcab ve kabulle gerçekleşir. Sahibi kölesine, - Bana şu kadar meblâğı ödersen, hürsün der; köle de bunu kabul ederse, mükâtebe akdi gerçekleşmiş olur. Köle bu miktarı ödeyinceye kadar, köle ve hür statüsü arasında bir konum kazanır. Yani hürriyete adım atmıştır, ama kölelikten de tam manâsıyla kurtulmamıştır. Çünkü Rasûlüllah (s.a.s): "Her hangi bir köle ile yüz okka üzerine kitabet akdi yapılır ve köle bunun on okkası hariç, diğer miktarını ödemiş olursa (hepsini ödeyinceye kadar) köle olmakta devam eder" (İbni Mâce, Itk, 3).
  6. Hz. Ömer, elinde bir kısım Tevrat parçaları ile Peygamber Efendimiz (sav)'a gelip şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü! Zurayk oğullarından bir arkadaşımdan alıp getirdiğim bir kısım Tevrat" Hemen Allah Resulü (sav)'ın yüzünün rengi değişti. Bunun üzerine ezan rüyasında kendisine gösterilen Abdullah bin Zeyd, Hz. Ömer'e: "Allah senin aklını başından mı aldı? Allah Resulü (sav)'in rengine bak, nasıl kızardı?" dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: "Rab olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı, peygamber olarak Muhammed'i, önder olarak Kur'an'ı kabul edip hoşnut olduk" Hz. Ömer'in bu sözü üzerine Allah Resulü (sav) çok memnun oldu. Üzüntüsü gitti ve şöyle buyurdu: "Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer Musa aranızda olup da beni terk edip ona uysaydınız, apaçık bir sapıklığa düşerdiniz Ümmetler içinde siz benim nasibimsiniz, peygamberler içinde ben de sizin nasibinizim" bakara 285 - Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır." dediler. Şahsi görüşüm kuran da musevilerin ve yahudilerin çok geçmesiyle alakalı, Allah yahudileri önceleri kendi katında üstün kıldı. ama yahudiler bu üstünlüğü kaldıramadılar. önce Hz Musa 'dan Allah ı kendilerine göstermesini istediler, sonra kendilerince inançlarına inaç katmak için putlar yaptılar. ve şirke düştüler. Burada müminlerin hataya düşmemesi için örnekler var. Allah a nankörlüğün sonu ne olacağını gösteriyor. ki zaten oldu. Allah tarafından lanetlendiler. Kuran da çelişki yoktur. Çelişki senin beynin, kalbin ve şeytan arasındadır. Sen önce evrene bak. bunları üstün bir güç yaratmış olacağına inan. Sonra bu üstün gücün. neler yapmaya kadir olduğuna inan. Sonra Rabbimin izniyle arkası gelecektir.
  7. esir ve kulla ilgili olarak Pakistan Tarihini okumanı tavsiye ederim. yukarıdaki ayet değil. Hadis-i Şerif (Hz. Muhammed (S.A.V.) sözü)' dir. iyi yaşamak yahut kötü yaşamak. Peygamberim iyi yada kötüyü imamlı yahut kafir olarak sınflandırmıştır. senin düşünmediklerini düşünmeye başla. Çünkü ne zaman öleceğini kimse bilmez. Ansızım ölmüşsündür. Hz. Ali (ra)''a bir gayri Müslim gelip; “Ey Ali siz Müslümanlar öldükten sonra bir hayatın olduğuna inanıp, onun için namaz kılıyor, oruç tutuyor ve dininizin diğer emirlerini yapıp yasaklarından sakınıyorsunuz. Bizler de ölümün bir yok oluş olduğuna inanıp hiç bir şey yapmıyoruz. Şayet bu ölüm yok oluşsa bu kadar eziyetiniz boşa gitmeyecek mi?” Hz. Ali (ra); “Önce sizin dediğinizin doğru olduğunu düşünelim. Öldükten sonra bir hayat yoksa şayet, o zaman sizde öldükten sonra bir şey görmeyeceksiniz biz de, Dünyada yaşadıklarımızla kalırız… Ya bir de bizim dediğimiz doğru ise, o zaman biz yaşantımız doğrultusunda cenneti kazanacağız siz de inkarınız için cehennemde yanacaksınız” dedikten sonra adam hemen iman edip İslam şerbetinden tatmış oluyor.
  8. hepsini okur musun. Yasin 7. Ayet : Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minun Anlamı : Andolsun ki onların çoğunun üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler. 8. Ayet : İnna cealna fı a'nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun Anlamı : Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar. 9. Ayet : Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun Anlamı : Hem önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler. 10. Ayet : Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun Anlamı : Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar. 11. Ayet : İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım Anlamı : Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele. 12. Ayet : İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamim mübiyn Anlamı : Gerçekten biz ölüleri diriltiriz, onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Zaten biz her şeyi açık bir kütükte, bir "imam-ı mübin"de (ana kitapta, yani Levh-i mahfuzda) sayıp tesbit etmişizdir. 13. Ayet : Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun Anlamı : Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti. 14. Ayet : İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun Anlamı : Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de (onları) üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz." dediler. 15. Ayet : Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey'in in entüm illa tekzibun Anlamı : Onlar da: "Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler. 16. Ayet : Kalu rabbüna ya'lemü inna ileyküm le murselun Anlamı : Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz." 17. Ayet : Ve ma aleyna illel belağul mübın Anlamı : "Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir." 18. Ayet : Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym Anlamı : Onlar dediler ki: "Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur." 19. Ayet : Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun Anlamı : Peygamberler de şöyle cevap verdiler: "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi (uğursuzluğa uğradınız)? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz." 20. Ayet : Ve cae min aksal medıneti racülüy yes'a kale ya kavmittebiul murseliyn Anlamı : O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve: "Ey kavmim! Uyun o elçilere!" 21. Ayet : İttebiu mel la yes'elüküm ecrav vehüm mühtedun Anlamı : "Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir." 22. Ayet : Ve ma liye la a'büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun Anlamı : "Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz." 23. Ayet : E ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey'ev ve la yünkızun Anlamı : "Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar." 24. Ayet : İnnı izel le fı dalalim mübın Anlamı : "Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum." 25. Ayet : İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun Anlamı : "Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni." 26. Ayet : Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya'lemun Anlamı : (Sonra ona) "haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi!" 27. Ayet : Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn Anlamı : "Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını." 28. Ayet : Ve ma enzelna ala kavmihı mim ba'dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn Anlamı : Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de değildik. 29. Ayet : İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun Anlamı : Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler. 30. Ayet : Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun Anlamı : Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardı. 31. Ayet : Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun Anlamı : Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp gelmiyorlar. 32. Ayet : Ve in küllül lemma cemiy'ul ledeyna muhdarun Anlamı : Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza getirilmişlerdir. 33. Ayet : Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye'külun Anlamı : Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar. 34. Ayet : Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a'nabiv ve feccerna fiyha minel uyun Anlamı : Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık. 35. Ayet : Li ye'külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun Anlamı : (Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye (yaptık). Hâlâ şükretmeyecekler mi?
  9. senin vereceğin örnekler bana böyle bir inanış yüklemez. 63-MÜNAFİKUN: 5- Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl olup da döndürülüyorlar? 6 - Onlara: "Gelin, Allah'ın Resulü sizin için mağfiret dilesin." denildiği zaman başlarını çevirirler ve onların, büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün 7- Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onları bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, yoldan çıkmış bir toplumu yola iletmez.
  10. @@binyamin senin inandıkların sana benim inandıklarım bana, Allah muhafaza şöyle bir durumla karşılaşırsan tepkin ne olacak, bir gece saat 1 veya 2 herkes yatıyor. zifiri karanlık. sende yatmaya çalışıyorsun yatağın içinde. sonra birden zerzele oldu. 10 sn bilemedin 15 sn sürdü. yatağın üstünde bir sağa bir sola gidip gelir gibi oldun. bu kadar kısa sürede aklına ilk gelen ne olur. mantığın sana neyi gösterir.
  11. Şüphesiz, Allah katında tek din, İslâm'dır."(Âl-i İmran Sûresi, 19) Maide - 54 - Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah'ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir.
  12. @@democrossian savunmasız bir insana tekme atmalarını, yargılanmaması gerektiğini söylemedim. İslam da bunu söylemez. Esirlerinize iyi davranın, yediğiniz yedirin, içtiğinizden içirin diye buyuruyor. Eğer ehli sünneti oradaki insanlar yerine getirseydi. Ehli sünneti sadece tekmeleyenler için değil. Kaddafi içinde geçerli yerine getirmiş olsaydı. bu şekilde belki olmazdı. İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür (Hz. Muhammed (S.A.V.) imanlı yaşarsa imanlı bir şekilde ölür, imansız yaşarsa imansız bir şekilde ölür.
  13. @@gloria islam dini özgürlüktür. Özgürlüğü insana gerekirse hicret yapması gerektiğini söylerek her türlü vermiştir. ve Allah nankörleri sevmez. Senin özgürlük dediğin tanım, haşa Allahın emirlerine karşı gelmek ise o özgürlük değil, şirktir. Nasıl çevrende yaşının senden küçük olduğunu bildiğin birinden daha zeki olduğunu hissediyorsan. nasıl ki tahsil olarak sen odtü yü bitirmişsen, biri de gümüşhane üniv. bitirmişse aynı bölümleri, sen kendini ondan daha akıllı hissediyorsun. Neden seni ve evreni sıfırdan yaratan kudretli bir gücün sana hakim olmasını istemezsin, ondan haşa daha akıllı olduğunun düşüncesini taşırsın. bir video linki paylaşıyorum. dinle ve islamda özgürlüğün ne demek olduğunu biraz olsun idrak et. Anlaman için gerekirse 2 kere dinle. http://www.youtube.com/watch?v=MsEDpKp2BvM
  14. @@gloria evet cariye yanlış duymadın. Senin çevrende tüm kızların annesi babası mı var. Çevremizde yardıma muhtaç kız çocuğu olsun, erkek çocuğu olsun bir sürü var. Bunlara sahip çıkan bir el olmadığı takdir de Allah muhafaza yüzlerce örneklerini gördüğümüz, küçük yaşlarda zina kadını oluyor, esrara uyuşturucuya bağlı olarak vücudunu satıyorlar. yada erkekler için orada burada tiner çeken çocuklar oluyor. Bizler evlerimizde sıcak yataklarımızda yatarken, çevremizde görmeye bile tahamül edemeyeceğizi, hatta gördüğümüzde ayıpladığımız binlerce insan kimin yatağı olduğunu bilmediği yerlerde sabahlıyorlar. İslam dini erkeğe gerekirse sahip çıkabileceksen çok eşlilğin kapısını açarak kadına bu şekilde sahip çıkıyor. ya senin mantığın nasıl sahip çıkıyor. ?
  15. sen neye inanmakta zorluk çekiyorsun. yada senin bilim dediğin aklının kullanmada kastın nedir.? örnek verir misin. rica etsem? kal sağlıcakla.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.