Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Allah kaldıramayacağı kayayı yaratabilir mi ?


HOMOERECTUS

Önerilen İletiler

bakın sayın ****** arkadaşım ben yeğime diyorumki hadi gel senle bilek güreşi yapalım o da bana diyorki

 

tamam dayı ama ben yencem

 

küçüklüğümde ben abimi bilek güreşinde yenerdim bu benim güçlü oluşumdan veya abimin güçsüz oluşundan değil sadece ben küçük olduğum içindi

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bakın sayın ******* arkadaşım ben yeğime diyorumki hadi gel senle bilek güreşi yapalım o da bana diyorki

 

tamam dayı ama ben yencem

 

küçüklüğümde ben abimi bilek güreşinde yenerdim bu benim güçlü oluşumdan veya abimin güçsüz oluşundan değil sadece ben küçük olduğum içindi

 

 

sayın yeniçeri arkadaşım

 

yanlış anlaşılma ihtimalini düşünüyordum fakat kimin yanlış anlıyacağaını merak ediyordum teşşekkürler

maksat (bişey yarıştırmak değildi)

buarada ben nasıl sana forum isminle hitap ediyorsam sende öyle yapmalısın .......

 

saygılarımla

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bakın sayın ****** arkadaşım ben yeğime diyorumki hadi gel senle bilek güreşi yapalım o da bana diyorki

 

tamam dayı ama ben yencem

 

küçüklüğümde ben abimi bilek güreşinde yenerdim bu benim güçlü oluşumdan veya abimin güçsüz oluşundan değil sadece ben küçük olduğum içindi

 

 

Sevgili yeniçeri ,

 

Arkadasımızın niyetinin ne oldugunu bilmeden direk böyle bir şekilde uslub taknman hiç hoş değil...

 

Ki , niyeti her ne olursa olsun..

 

Bu kimsenin kimseye hakaret hakkı oldugunu göstermez...

 

Selam ve dua ile....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili yeniçeri ,

 

Arkadasımızın niyetinin ne oldugunu bilmeden direk böyle bir şekilde uslub taknman hiç hoş değil...

 

Ki , niyeti her ne olursa olsun..

 

Bu kimsenin kimseye hakaret hakkı oldugunu göstermez...

 

Selam ve dua ile....

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar bu konu kopmuşmu yoksa biryerlerden kırpılmışmı..

Konu başlığıyla iletiler arasında küçücük bir alaka bile bulamadım.. :)

 

Allah'ın kendisinin kaldıramayacağı taşı yarataması muhaldir "olmaz"..

Bu başlık bu topicde daha önce vardı..

Günlerce yazdık...

Bu tip sorulardan maksat kafa kartıştırmak aklı çıkmaza sokmaktır..

Böyle bir soru sorulamaz, böyle bir soru yoktur.. çünki böyle bir olay yoktur olamaz da..

Kaplumbağa-tavşan yarışı gibi paradokstan ibarettir...

 

Şimdi bu soruya yaratamaz desek, dicekler ki, hani Allah herşeye kadirdi..

Yaratır desek, dicekler ki, hani Allah herşeye kadirdi o çok güçlüydü kaldıramayacağı taş da varmış.. (haşa)

Bu bir paradokstur.. bütün paradokslar kelime oyununa dayanan anlamsız boş şeylerdir..

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu soruyu

bir zamanlar ateist olan arkadaşım

bana sormuştu bir sitede de ben görmüştün sonrada şöyle diyorlar yaratır dersen böyle böyle yaratamaz dersen böyle böyle

kendileri sorup cevaplıyorlar foruma yazamamak da ayrı bir konuydu tabi

anlaşılan popüler bir soru

 

şimdi düşünelim yerdeki küçüçük mahlukat karınca kendinin kaç katını kaldırıyor?

hele bu soruyu kainatın rabbi için sormak o kadar saçmadır

 

sonra kudret anlamına gelince

Allahtan yüce yoktur olsa o Allah olmazdı

 

selametle inşallah

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaşlar bu konu kopmuşmu yoksa biryerlerden kırpılmışmı..

Konu başlığıyla iletiler arasında küçücük bir alaka bile bulamadım.. :)

 

Allah'ın kendisinin kaldıramayacağı taşı yarataması muhaldir "olmaz"..

Bu başlık bu topicde daha önce vardı..

Günlerce yazdık...

Bu tip sorulardan maksat kafa kartıştırmak aklı çıkmaza sokmaktır..

Böyle bir soru sorulamaz, böyle bir soru yoktur.. çünki böyle bir olay yoktur olamaz da..

Kaplumbağa-tavşan yarışı gibi paradokstan ibarettir...

 

Şimdi bu soruya yaratamaz desek, dicekler ki, hani Allah herşeye kadirdi..

Yaratır desek, dicekler ki, hani Allah herşeye kadirdi o çok güçlüydü kaldıramayacağı taş da varmış.. (haşa)

Bu bir paradokstur.. bütün paradokslar kelime oyununa dayanan anlamsız boş şeylerdir..

Saygılar-sevgiler..

 

Saçma olan böyle bir soru değil, tanrı kavramına yüklenen anlamdır. Eğer "sonsuz güçlü" diye bir kavram ortaya atarsanız elbette paradokslar olacaktır. Bu paradokslar kendince anlamsız değil, yüklenilen kavramın anlamsız olmasındandır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Saçma olan böyle bir soru değil, tanrı kavramına yüklenen anlamdır. Eğer "sonsuz güçlü" diye bir kavram ortaya atarsanız elbette paradokslar olacaktır. Bu paradokslar kendince anlamsız değil, yüklenilen kavramın anlamsız olmasındandır.

 

 

Evet çok haklısın "yüklenen anlam" değil, "Allah'ı gerçekten tanıyamamanın doğurduğu "büyük bir hezeyan" olan bu soruyu sormak gerçekten abesle iştigal olmuş......::)))

 

Doğru sorular doğru cevaplara götürür, öncelikle sorgulamaya sorularımızdan başlamak gerekir....Acaba doğru soru sormayı biliyor muyuz ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Saçma olan böyle bir soru değil, tanrı kavramına yüklenen anlamdır. Eğer "sonsuz güçlü" diye bir kavram ortaya atarsanız elbette paradokslar olacaktır. Bu paradokslar kendince anlamsız değil, yüklenilen kavramın anlamsız olmasındandır.

 

Bir parodoks için sonsuz kudret referans gösterilmesi şartmı ki, tanrıya yüklenen gücün sonsuz olamasının saçma olduğunu söylüyorsun..

Allahın gücü elbette sonsuzdur..

Bakın kardeşim aklı başında bir adam olarak düşünün ki, bu bir paradokstur.. pa ra dooooooooksss....

Anlaşıldımı...

Paradoks nedir olmayan yada olması mümkün olmayan, yok olan, anlamsız olan bir şeyi olmuş, olabilir yada anlamlı gibi göstermektir..

Kaplumbağa-tavşan yarışındaki paradoksta kaplumbağaya yada tavşana yüklenen saçma bir kavram varmı ki, paradoks olmuş...??

Bir paradoks daha sunalım.. "her fıkrasına gülünen" bir kişi, "asla hiçbir fıkraya gülmeyenin" birinin "güleceği" bir fıkra anlatabilir mi..?

burada sorun öznede değil nesnede... anlatabiliyor muyum? bu soruya evet de hayır da denemez.... burada mantıksal olarak saçma olan ve var olması aklen imkansız olan "her fıkrasına gülünen" adam mı yoksa "hiçbir fıkraya gülmeyenin" "güleceği" fıkra mı?

 

Bu tür sorulara inguistik illüzyon denir.. Ve içi boştur.. Yani ortada var olan birşey yoktur.

Allahınkaldıramayacağı taş, mantıksal olarak var olamaz... "her taşı kaldırabilenin kaldıramayacağı taş"...

Allah masa olmayan bir masayı yaratabilir mi kardeş? evli olan bekar bir adamı? ağzına kadar dolu olan tamamen boş bir bardağı...* gibi...

Lütfen böyle zeka ürünü olduğu sanılan fakat iyi düşünülürse tam aksi olan ucus sorularla Allahın kudretini sorgulamaya kalkmayınız.. Çünki çok komik görünüyor.. :)

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bir parodoks için sonsuz kudret referans gösterilmesi şartmı ki, tanrıya yüklenen gücün sonsuz olamasının saçma olduğunu söylüyorsun..

Allahın gücü elbette sonsuzdur..

Bakın kardeşim aklı başında bir adam olarak düşünün ki, bu bir paradokstur.. pa ra dooooooooksss....

Anlaşıldımı...

Paradoks nedir olmayan yada olması mümkün olmayan, yok olan, anlamsız olan bir şeyi olmuş, olabilir yada anlamlı gibi göstermektir..

Kaplumbağa-tavşan yarışındaki paradoksta kaplumbağaya yada tavşana yüklenen saçma bir kavram varmı ki, paradoks olmuş...??

Bir paradoks daha sunalım.. "her fıkrasına gülünen" bir kişi, "asla hiçbir fıkraya gülmeyenin" birinin "güleceği" bir fıkra anlatabilir mi..?

burada sorun öznede değil nesnede... anlatabiliyor muyum? bu soruya evet de hayır da denemez.... burada mantıksal olarak saçma olan ve var olması aklen imkansız olan "her fıkrasına gülünen" adam mı yoksa "hiçbir fıkraya gülmeyenin" "güleceği" fıkra mı?

 

Bu tür sorulara inguistik illüzyon denir.. Ve içi boştur.. Yani ortada var olan birşey yoktur.

Allahınkaldıramayacağı taş, mantıksal olarak var olamaz... "her taşı kaldırabilenin kaldıramayacağı taş"...

Allah masa olmayan bir masayı yaratabilir mi kardeş? evli olan bekar bir adamı? ağzına kadar dolu olan tamamen boş bir bardağı...* gibi...

Lütfen böyle zeka ürünü olduğu sanılan fakat iyi düşünülürse tam aksi olan ucus sorularla Allahın kudretini sorgulamaya kalkmayınız.. Çünki çok komik görünüyor.. :)

Saygılar-sevgiler..

 

Soruya zaten kendin cevap vermişsin kralx... Ancak her zamanki gibi değerlendirmeyi yine kendine çekmiş, yanlış yapmışsın...

 

Asla hiç bir fıkraya gülmeyen bir kişi var ise, her fıkrasına gülünen bir kişi yoktur... Siz her iki kişiyi de var sayıp, soruyu anlamsız kılmışsınız... Birinin varlığı, diğerinin varlığını anlamsız kılar.

 

Diğerleri de öyle... Eğer kaldırılamayacak taş var ise, her taşı kaldırabilen tanımlaması doğru değildir.

 

Bu durumda tanrının iki ayrı gücünün olduğunu varsayalım..

 

1- Yaratma gücü

2- Bir ağırlığı kaldırma gücü

 

Bu ikisinin de sonsuz güçlü olması gibi bir durum söz konusu olamaz. Zira birinin varlığı diğerini geçersiz kılacaktır. Sizin hatanız, "fıkra" analojisinde olduğu gibi her iki olguyu da geçerli saymanız... Halbuki öyle değil... Biri, diğerinin varlığını geçersiz ya da anlamsız kılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet çok haklısın "yüklenen anlam" değil, "Allah'ı gerçekten tanıyamamanın doğurduğu "büyük bir hezeyan" olan bu soruyu sormak gerçekten abesle iştigal olmuş......::)))

 

Doğru sorular doğru cevaplara götürür, öncelikle sorgulamaya sorularımızdan başlamak gerekir....Acaba doğru soru sormayı biliyor muyuz ?

 

Sorudan önce yüklenilen kavramların doğruluğunu tespit etmeniz gerekir. Her iki olgunun da var olduğuna inanırsanız, elbette soru size paradoksmuş gibi gelecektir. Ancak "olgulardan birinin varlığı, diğerini geçersiz kılar" tespitini yapabildiğiniz zaman paradoksun nedenini anlayacaksınız...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bu konuda sınırsız deliller varken deriz ki . Aklımızı başımıza alıp biraz mantıklı muhakeme yapabilirsek sadece aşağıdaki sözler bizler için yeter de artar bile...

 

 

“Bir iğne ustasız olmaz, bir harf katipsiz olamaz. Nasıl bu muhteşem kainat sahipsiz ve ustasız olur? Elbette bu muhteşem kainatın bir sahib-i ebedisi, bir malik-i ezelisi vardır. Semada yıldızlar kadar, zeminde çiçekler kadar Allah’ın varlık ve kudret delilleri okunmaktadır. Bütün mevcudat, Allah’ın sanatıdır, düzgün, ölçülü ve mükemmel olarak yaratılmışlardır. Elbette sanat, sanatkarını gösterir, eser ustasından haber verir.”

 

( ----Sözler----)

 

Hiç mümkün müdür ki? Allah yok demek. Allah olmasaydı hiçbirşey olmaz dı. O varlığı zorunlu olan Zat'tır.

 

 

İlaveten Bir alıntı yapalım...

 

Soru : Bazı çevrelerce , “Allah kendisinden büyük bir varlık yaratabilir mi?” şeklinde bir soru ortaya atılıyor. Bu soruya nasıl cevap vermemiz gerekir?

 

Cevap:

Soru çelişkili bir mantık oyunudur ve tek kelimeyle demagojidir. “Allah’tan büyük” ve “yaratmak” kavramları birlikte sunulmuş ve sonucu olmayan bir soru ortaya atılmıştır. Allah’ın büyüklüğü denilince çok şeyler hatıra gelir. Meselâ, bunlardan birisi ezeliyettir. Allah ezelîdir, varlığının evveli yoktur. Buna göre soru şöyle oluyor: Allah kendisinden daha önce var olan bir mahluk yaratabilir mi?

 

Büyüklüğün bir yönü de sonsuz kudrettir. Buna göre soru şu şekli alır: Allah kendi sonsuz kudretinden daha fazla kudrete sahip bir mahluk yaratabilir mi? Yaratılan, sonradan olmuş olacağından onun için ezeliyet düşünülemeyeceği gibi, yaratılan bir varlığın kudreti de sonradan verilmiş olacağından böyle bir kudretin sonuz olması da muhaldir. Buna göre soru, bir cevap almaktan çok zihin bulandırmaya yönelik bir oyundur. Bu sorununun bir cevabı olamayacağını soru sahipleri de pek ala bilmektedirler.

 

Bu soruyu çeşitli yönlerden incelemek mümkündür.

 

Birincisi, soruda çelişki söz konusudur. Bu soruyu soranlar, yaratıcı ve bir olan Allah’tan, varlığı muhal olan bir ortak yaratmasını istiyorlar. Sonra mahluk olacak o yaratığın yaratıcıdan daha büyük olabileceğine ihtimal vermekle, apaçık bir çelişki sergiliyorlar.

 

Yaratılanla yaratıcının hiçbir cihetle birbirine benzemeyeceği açık bir gerçektir. Bir insan, yazdığı kitaplara ve bir usta ortaya koyduğu eserlere benzemeyeceği gibi, Allah da mahlukatına hiçbir cihetle benzemez.

 

İkincisi, bu soruda, hayal ile gerçek birbirine karıştırılmıştır. Hayalen gökyüzündeki koca güneşin gelip cebimize girmesi mümkün olduğu hâlde, bu olayın gerçekleşmesini akıl kabul edemez.

 

Üçüncüsü: Bu soru ile, yaratılması düşünülen varlığın şu anda mevcut olmadığı kabul edilmektedir. Hayal edilen varlığın yaratılması, Allah’tan beklenmekte, böylece Allah’ın yaratıcı olduğu, o hayalî varlığın ise mahlûk olacağı kabul edilmektedir. O hayalî varlığın yaratılması, Allah’tan istendiği gibi, onun büyüklüğü, gücü, dirayet ve azameti de Allah’tan istenmektedir.

 

Bu öncüllerden, Allah’ın nihayetsiz büyük, yegâne yaratıcı, ezelî ve ebedî mutlak kâdir olduğu; o mevhum varlığın ise yaratılmaya muhtaç, aciz, zelil, miskin olduğu sonucu çıktığı hâlde, tam tersine o hayalî varlığın Allah’tan büyük olup olmayacağı sorulmaktadır.

 

Soru ile yapılmak istenen kıyas, çelişkili hükümlere dayandırılmıştır. Dolayısıyla, bu sorunun iddia olma vasfı yoktur. Meselâ “Sonsuzdan daha büyük bir sayı yazılabilir mi?” sorusu, böyle çelişkili bir varsayıma dayanır. Bu sebeple hiçbir ilmî değere sahip değildir. Çünkü sonsuzdan büyük bir sayı olamaz ki, böyle bir soru sorulabilsin. Eğer sonsuz sınırsız bir büyüklüğün sembolü ise, hiçbir rakam, sonsuz ile kıyaslanamaz. Sonsuzdan büyük bir rakam düşünülse, o zaman da sonsuzluk gerçeği ortadan kalkar. Sonlu bir rakamın, sonsuzdan büyük olma çelişkisi ve imkânsızlığı ortaya çıkar. Bu soru da çelişkili kıyaslardan olduğu için mantıkça ve ilim bakımından hiçbir kıymeti yoktur.

 

Bu soru ile, bir yazarın, yazmış olduğu kitaba, kendi bilgisinden daha fazla bilgi koyması, güneşin kendi ışığından fazlasını bir su damlacığına vermesi gibi bir muhal talep edilmektedir. “Allah, kendinden daha büyük bir varlık yaratabilir mi?” sorusu, “Allah kendi kemâlinden daha fazlasını, bir mahluka verebilir mi?”, “Yarattığı o mahluk kâmil, kendisi eksik olabilir mi?” anlamına gelir. İlim adamları, üç çeşit varlık mertebesi olduğundan söz ederler. Vacip (olması zaruri), mümkin (olup olmama ihtimali aynı olan), mümteni (varlığı imkânsız).

 

Mesela bir heykel ve onu yapan heykeltıraş düşünelim. Heykele nispetle heykeltıraşın olması vaciptir. Yani hiçbir heykel heykeltıraş olmadan olmaz (İğnenin ustasız, harfin katipsiz olamayacağı gibi.). Bu heykel yapılmadan önce, heykeltıraş için onu yapıp yapmamak mümkindir. Yani isterse yapar isterse yapmaz. Heykeltıraşa nispetle heykelin daha usta, daha yetkin, daha güçlü, daha bilgili olması ise mümtenidir.

 

Eğer yukarıdaki soru bağlamında vücut mertebelerini ele alacak olursak, Allah’ın varlığı vaciptir. Yaratılmış ve yaratılacak olan her şeyin vücudu mümkin, Allah’ın şeriki, benzeri ve eşinin bulunması ve herhangi mahlukun kendisinden büyük ve güçlü olması ise mümtenidir. Bu soru ile Allah’ın yaratacağı o mahlukun “mümkin” olması kaçınılmaz iken, onun vacip olması hatta bu noktada daha ileri bir varlık mertebesine sahip olması istenmektedir.

 

Soruyu soran kimse “büyüklük” kavramını da yanlış yorumlamaktadır. Allah’ın büyüklüğü yarattıklarına nispetle ortaya çıkan bir büyüklük değildir. Bütün isimleri ve fiilleri sonsuz olan Allah’ın zatı hiçbir mahluka benzemediği gibi, büyüklüğü de mahlukatın büyüklüğüne benzemez, ölçüye girmez, tasvire sığmaz, takdirle bilinmez. Mahlukatın büyüklüğü birbirine göredir, Allah’ın büyüklüğü ise sınırsızdır, nihayetsizdir.

 

 

Mehmet Kırkıncı

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uzun lafın kısası, olmayan olmayacak olan muhal şeylerden bahsediyoruz..

Bu hiç birimize hiç bir şey kazandırmadığı gibi, vakit kaybından dolayı zarardır..

Önce inanç meselesini halledelim..

Eğer Allaha iman ederseniz sorun yoktur, onun sınırsız gücünü ve kudretini er geç idrak edeceksiniz..

Yok iman etmezseniz, zaten sizin için olmayan varlık için sorulan; "kendisinin kaldıramayacağı bir taşı yaratabilirmi" sorusu abestle iştikaldir.. boştur..

 

 

 

Saygılar-sevgiler..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Uzun lafın kısası, olmayan olmayacak olan muhal şeylerden bahsediyoruz..

Bu hiç birimize hiç bir şey kazandırmadığı gibi, vakit kaybından dolayı zarardır..

Önce inanç meselesini halledelim..

Eğer Allaha iman ederseniz sorun yoktur, onun sınırsız gücünü ve kudretini er geç idrak edeceksiniz..

Yok iman etmezseniz, zaten sizin için olmayan varlık için sorulan; "kendisinin kaldıramayacağı bir taşı yaratabilirmi" sorusu abestle iştikaldir.. boştur..

Saygılar-sevgiler..

 

:clover:

 

Bunlar sadece vakit kaybı...

 

Alınan tavırlardan belli ki kimse karsısındakinin düşüncesi üzerinde empati kurmayacak...

 

Bu noktada paylaşımın pek bir anlamı kalmıyor..

 

Saglıklı bir paylaşım için her iki tarafında tüm önyargılarından sıyrılması gerekir...

 

AKsi halde..........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada (en azından bizim açımızdan) bir önyargı söz konusu değil. Bu konu ile ilgili düşüncelerimizi yazarken bir önkabulümüz yok. Yani yola "Tanrı yoktur" dan çıkmıyoruz. Yukarıda da ifade etmiştim. Sizler birarada bulunması mümkün olmayan 2 kavramı biraraya getiriyor ve bunun sonucunda oluşan paradoksları da, "kafa karıştırmak için kasıtlı yapılan kelime oyunları" olarak varsayıyorsunuz.

 

Tekrar ediyorum... Ortaya çıkan paradokslar, Allah'a yüklemiş olduğunuz anlamların geçersiz olmasından kaynaklanıyor. Yaratma gücü sonsuz ise, kaldırma gücü sonsuz olamaz... Kaldırma gücü sonsuz ise yaratma gücü sonsuz değildir. Kralx'in verdiği örneği hatırlayın...

 

Her fıkrasına gülünen bir kişi var ise, hiç bir fıkraya asla gülmeyen bir kişi yoktur. Ya da tam tersi... Zira birinin varlığı, diğerinin varlığını kısıtlar ya da yok eder... Siz her iki olguyu da var sayıyor ve soruyu anlamsız sayıyorsunuz. Ama her iki olgunun var olması mümkün değildir....

 

Yani tam da Kralx'in dediği gibi : "Ağzına kadar dolu olan boş bir bardak var" diyorsunuz....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Kendinize göre haklı olabilirsiniz...

 

Fakat bu mevzular bir iki laf oyunuyla halledilip kabul yada red edilecek mevzular değil...

 

Gerçekçi sonuçlara da bu tür yaklaşımlardan ulaşılamaz...

 

"Laf oyunu...." Ben de bundan bahsediyorum. Burada bir laf oyunu yapılmıyor... Yeterince açık yazdığımı sanıyordum ama görüyorum ki hala anlaşılamamış...

 

Gerçekçi sonuçlara ne tür yaklaşımlarla ulaşabiliriz? Söyleyin de, biz de bilelim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Laf oyunu...." Ben de bundan bahsediyorum. Burada bir laf oyunu yapılmıyor... Yeterince açık yazdığımı sanıyordum ama görüyorum ki hala anlaşılamamış...

 

Gerçekçi sonuçlara ne tür yaklaşımlarla ulaşabiliriz? Söyleyin de, biz de bilelim...

 

 

Hadiseleri tamamıyla her yönüyle bir bütün olarak ele alır açıklayabilir ve çözümleyebilirsek işte o zaman gerçekçi sonuçlara ulaşabiliriz sevgili yam yam

 

saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Soruya zaten kendin cevap vermişsin kralx... Ancak her zamanki gibi değerlendirmeyi yine kendine çekmiş, yanlış yapmışsın...

 

Asla hiç bir fıkraya gülmeyen bir kişi var ise, her fıkrasına gülünen bir kişi yoktur... Siz her iki kişiyi de var sayıp, soruyu anlamsız kılmışsınız... Birinin varlığı, diğerinin varlığını anlamsız kılar.

 

Diğerleri de öyle... Eğer kaldırılamayacak taş var ise, her taşı kaldırabilen tanımlaması doğru değildir.

 

Bu durumda tanrının iki ayrı gücünün olduğunu varsayalım..

 

1- Yaratma gücü

2- Bir ağırlığı kaldırma gücü

 

Bu ikisinin de sonsuz güçlü olması gibi bir durum söz konusu olamaz. Zira birinin varlığı diğerini geçersiz kılacaktır. Sizin hatanız, "fıkra" analojisinde olduğu gibi her iki olguyu da geçerli saymanız... Halbuki öyle değil... Biri, diğerinin varlığını geçersiz ya da anlamsız kılar...

 

yam yam kardeşim senin gerçekten zeki bir insan olduğunu görebiliyorum bana şimdi zeki olduğunu açıklamak yerine fikirlerin varsa onları söylesene aristo gibi sorulara soruyla karşılık vermek bir cevap ve sonuç üretmez idealar dünyasını biliyor musun veya hiç araştırdın mı orası her varlığın mükemmeliyette olduğu bir yer olarak kabul edilir. uzay dahilinde yoktur ama bir varlık kavramı vardır. yani olağan iki şey var olabilir. ama birlikte olmayabilir iki elma, üç armut daha iki elma ve üç armut eder. bence sen ateist değil materyalist sin

"Laf oyunu...." Ben de bundan bahsediyorum. Burada bir laf oyunu yapılmıyor... Yeterince açık yazdığımı sanıyordum ama görüyorum ki hala anlaşılamamış...

 

Gerçekçi sonuçlara ne tür yaklaşımlarla ulaşabiliriz? Söyleyin de, biz de bilelim...

burada da senin materyalist olmandan doğan bir sınırın var bağımsız ve rahat düşünemiyorsun kendine kurallar koymuşsun felsefe çözmek için değil bilineni aktarmak içindir(bence). bilmek bilmektir.bir şeylerin kabullenilmesidir. gördüğün veya senin dayanak noktası olarak koyduğun algılarınla kavrayabildiğin herşey bilmeyi meydana getirir insanların ortak olarak görülen algıları vardır bazı insanlar bazı algıları daha sık kullanırlar. bazıları zekası ile kurduğu kuralları dayanak kabul eder bazıları da kendilerine has duygularıyla bazı dayanak bulurlar ve bazıları da sadece gördüklerini tanımlarlar. ama her insanda bu duygular vardır. zekasını kullanarak dünya inşa edenler abartırlarsa gerçeklikten koparak paranoya dediğimiz rahatsızlığa girerler. bazıları da duygularını abartarak kontrollerini tam olarak sağlayamazlar ve güvenlerini kaybederek birilerinin kendilerini kontrol etmelerine muhtaçtırlar(örnek din ve duygu sömürücülerinin kullandığı yöntem). bir kısım insan da sadece gördüklerine inanarak olayın gidişatından olayın sonuçlarını saptayamadıkları için intihar riskleri artar(taşın gidişatından taşın düşeceği yeri saptayamama sendromu) yani insanların kendilerini iyi bilerek böyle şeyleri takıntı haline getirmeden abartmadan nasıl istiyorlarsa nasıl mutlu oluyorlarsa hayatın tadını bilerek planlarını mantıklı yapabiliyorlarsa kendilerine olan güvenleri varsa ve herhangibir inançları varsa herşey onlara mutluluk verebiliyorsa ne güzel abi bırakın bunları da önünüze bakın biraz da zeka ispatlandığında değil de kullanıldığında varlığı yarar getirir

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

Merhaba Arkadaşlar.

 

Allahın olmadığını zaten müslümanlarda itiraf ederler, nasılmı ?

 

Bakalım şimdi onlar allahı nasıl tanımlıyor

 

Allah, mekan tutmaz,zaman geçmez,cisim değildir,kütle değildir,yoğunluk değildir,başlangıcı ve sonu yoktur,görünmez (niye acaba :D ) hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, şey değildir (ne demekse)

 

Şimdi düşünelim, tüm bu vasıflamalar,var olan bir şeyimi yoksa olmayan bir şeyimi tanımlıyor ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.