Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajının tam metni: “Bu son değil, yeni bir başlangıçtır”

21 Mart 2013

 

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın beklenen mesajı Diyarbakır’daki Newroz kutlamasında Kürtçe ve Türkçe okundu.

Mesaj ilk olarak BDP’li vekil Pervin Buldan tarafından Kürtçe okundu. Ardından Türkçesi Sırrı Sürreya Önder tarafından okundu.

Öcalan’ın mesajı şöyle:

“MAZLUMLARIN ÖZGÜRLÜK NEWROZU KUTLU OLSUN

Selam olsun bu uyanış, canlanış ve diriliş günü olan Newrozu en geniş katılım ve ittifakla kutlayan Ortadoğu ve Orta Asya halklarına…

Selam olsun yeni bir dönemin miladı ve gün ışığı olan Newrozu büyük bir coşkuyla ve demokratik bir hoşgörüyle kutlayan kardeş halklara…

Selam olsun demokratik hakları özgürlük ve eşitliği rehber edinen bu büyük yolun yolcularına…

Zağros ve Toros dağ eteklerinden, Fırat ve Dicle nehir vadilerine; kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından tarım, köy ve şehir uygarlıklarına ANAlık eden halkların en eskilerinden olan Kürtler sizlere selam olsun…

Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla, dinlerle, mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan, birlikte inşa eden Kürtler için Dicle ile Fırat, Sakarya ve Meriç’in kardeşidir. Ağrı ve Cudi Dağı, Kaçkar ve Erciyes’in dostudur. Halay ve Delilo, Horon ve Zeybek’le hısım-akrabadır.

“Batılı emperyalist müdahaleler baskıcı ve inkarcı anlayışlar…”

Bu büyük medeniyet bu kardeş topluluklar, siyasi baskılarla harici müdahalelerle grupsal çıkarlarla birbirlerine düşürülmeye çalışılmış hakkı, hukuku, eşitliği ve özgürlüğü esas almayan düzenler inşa edilmeye çalışılmıştır.

Son iki yüz yıllık fetih savaşları batılı emperyalist müdahaleler baskıcı ve inkarcı anlayışlar, Arabi, Türki, Farisi, Kürdi toplulukları ulus devletçiklere, sanal sınırlara suni problemlere gark etmeye çalışmıştır.

Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor

Sömürü rejimleri, baskıcı ve inkarcı anlayışlar artık miadını doldurmuştur. Ortadoğu ve Orta Asya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Birbirlerine karşı kışkırtıcı ve köreltici savaşlara ve çatışmalara dur diyor.

Newroz ateşiyle yüreği tutuşan, meydanları hınca hınç dolduran yüz binler, milyonlar artık barış diyor, kardeşlik diyor, çözüm istiyor.

İçinde doğduğumuz çaresizliğe, bilgisizliğe, köleliğe karşı bireysel isyanımla başlayan bu mücadele her türlü dayatmaya karşı bir bilinci, bir anlayışı, bir ruhu oluşturmayı amaçlıyordu.

Bugün görüyorum ki, bu haykırış bir noktaya ulaşmıştır.

“Kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri bırakılmışlığa her türlü baskı ve ezilmeye karşı”

Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe veya gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız ezilmişliğe, bilgisizliğe, haksızlığa, geri bırakılmışlığa her türlü baskı ve ezilmeye karşı olmuştur.

Bugün artık yeni bir Türkiye’ye, yeni bir Ortadoğu’ya ve yeni bir geleceğe uyanıyoruz.

Çağrımı bağrına basan gençler, mesajımı yüreğine katan yüce kadınlar, söylemlerimi baş-göz üstüne diyerek kabul eden dostlar, sesime kulak kesilen insanlar;

“Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor”

Bugün yeni bir dönem başlıyor.

Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor.

Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor; demokratik hakları, özgürlükleri, eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor.

“Mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı”

Biz, onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik. Bu fedakarlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı.

“Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun” noktasına geldik. Yok sayan, inkar eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor.

Silahlı unsurlar sınır ötesine

Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir.

Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum.

Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır.

Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır.

“Tüm halkların ve kültürlerin eşit, özgür ve demokratik ülkesinin oluşması için”

Kürdistan ve Anadolu tarihine yaraşır şekilde tüm halkların ve kültürlerin eşit, özgür ve demokratik ülkesinin oluşması için herkese büyük sorumluluk düşüyor. Bu Newroz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Türkmenleri, Asurları, Arapları ve diğer halk topluluklarını da yakılan ateşten kaynaklı özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi öz eşitlik ve özgürlük ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum.

Kapitalist moderniteye karşı demokratik modernite

Saygı değer Türkiye halkı;

Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır.

Gerçek anlamında, bu kardeşlik hukukunda fetih, inkar, red, zorla asimilasyon ve imha yoktur, olmamalıdır.

Kapitalist Moderniteye dayalı son yüzyılın baskı, imha ve asimilasyon politikaları; halkı bağlamayan dar bir seçkinci iktidar elitinin, tüm tarihi ve de kardeşlik hukukunu inkar eden çabalarını ifade etmektedir. Günümüzde artık tarihe ve kardeşlik hukukuna ters düştüğü iyice açığa çıkan bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin Ortadoğu’nun temel iki stratejik gücü olarak kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum.

“Kucaklaşma ve helalleşme zamanı”

Zaman ihtilafın, çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin, kucaklaşma ve helalleşmenin zamanıdır.

Çanakkale’de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler; Kurtuluş Savaşı’nı birlikte yapmışlar, 1920 meclisini birlikte açmışlardır.

Ortak geçmişimizin önümüze koyduğu gerçek; ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM’nin kuruluşundaki ruh, bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır.

Kadınlara, işçi sınıfına, tüm ezilenlere ve sistemden dışlananlara çağrı

Tüm ezilen halkları, sınıf ve kültür temsilcilerini; en eski sömürge ve ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatları ve diğer kültürel varlık sahiplerini, işçi sınıfının temsilcilerini ve sistemden dıştalanan herkesi çıkışın yeni seçeneği olan Demokratik Modernite Sistemi’nde yer tutmaya, zihniyet ve formunu kazanmaya çağırıyorum.

Ortadoğu ve Orta Asya kendi öz tarihine uygun, bir çağdaş modernite ve demokratik düzen aramaktadır. Herkesin özgürce ve kardeşçe bir arada yaşayacağı yeni bir model arayışı, ekmek ve su kadar nesnel bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Bu modele yine Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasının, ondaki kültür ve zamanın öncülük etmesi, onu inşa etmesi kaçınılmazdır.

Tıpkı yakın tarihte Misak-i Milli çerçevesinde Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Milli Kurtuluş Savaşı’nın daha güncel, karmaşık ve derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz.

“Büyük felaketlere uğramış halkları, sınıfları ve kültürleri de alarak bir model inşa etmeye çalışıyoruz”

Son doksan yılın tüm hata, eksiklik ve yanlışlıklarına rağmen bir kez daha yanımıza, mağdur edilmiş, büyük felaketlere uğramış halkları, sınıfları ve kültürleri de alarak bir model inşa etmeye çalışıyoruz. Tüm bu kesimleri; eşitlikçi, özgür ve demokratik ifade tarzının örgütlenmesini gerçekleştirmeye çağırıyorum.

Misak-i Milli’ye aykırı olarak parçalanmış ve bugün Suriye ve Irak Arap Cumhuriyeti’nde ağır sorunlar ve çatışmalar içinde yaşamaya mahkum edilen Kürtleri, Türkmenleri, Asurileri ve Arapları birleşik bir “Milli Dayanışma ve Barış Konferansı” temelinde kendi gerçeklerini tartışmaya, bilinçlenmeye ve kararlaşmaya çağırıyorum.

“Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine gider”

Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan “BİZ” kavramının genişliği ve kapsayıcılığı dar, seçkinci iktidar elitleri eliyle “TEK”e indirgenmiştir. “BİZ” kavramına eski ruhunu ve pratiğini vermenin zamanıdır.

Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz. Ayrıştırmak isteyenlere karşı birleşeceğiz.

Zamanın ruhunu okuyamayanlar, tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler, uçuruma sürüklenirler.

Bölge halkları yeni şafakların doğuşuna şahitlik etmektedir. Savaşlardan, çatışmalardan, bölünmelerden yorgun düşen Ortadoğu halkları artık kökleri üzerinden yeniden doğmak, omuz omuza ağaya kalkmak istiyor.

“Aydınlanmacı, eşit, özgür ve demokratik değerler”

Bu Newroz hepimize yeni bir müjdedir.

Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor.

Batının çağdaş uygarlık değerlerini toptan inkar etmiyoruz.

Ondaki aydınlanmacı, eşit, özgür ve demokratik değerleri alıyor kendi varlık değerlerimizle, evrensel yaşam forumlarımızla sentezleyerek yaşamlaştırıyoruz.

Yeni mücadelenin zemini fikir, ideoloji ve demokratik siyasettir, büyük bir demokratik hamle başlatmaktır.

Selam olsun bu sürece güç verenlere, demokratik-barış çözümünü destekleyenlere!

Selam olsun halkların kardeşliği, eşitliği ve demokratik özgürlüğü için sorumluluk üstlenenlere!

Yaşasın Newroz, yaşasın halkların kardeşliği!

İmralı Cezaevi 21 Mart 2013

Abdullah ÖCALAN.”

 

Gönderi tarihi:

Bu mesaj ana olarak iki konu ve kavramda degerlendirilebilir.

 

Bolunme mi, yoksa birlikte yasam cagrisi mi?

 

Neden Diyarbakir'da Newruz Kutlamasi icin toplanan kitlenin hic birinde ve mitingi duzenleyen komiyede Turk bayragi yoktu da, sadece PKK bayragi vardi?

Gönderi tarihi:

Tamamen bir shov gösterisine ve meydan okumaya döndürülen bu kutlama aslinda Türkiye'nin teslim olusunun da bir resmi idi.

 

Ic Isleri Bakani'nin özellikle Öcalan Posterlerinin acilmamasi talimatina ragmen meydanda yüzlerce Apo posteri vardi,canli yayinda da Öcalan saatlerce gösterildi.Meydanda olmayan iki sey vardi:

 

1-Devlet yani Güvenlik Gücleri

2-Devlet yani Türk Bayragi

 

Buradan cikarilabilecek sonuc sudur:

 

1-Biz Kürd'üz,Kürdistan'in baskentinde kutlamamizi yapiyoruz bize Türk Devleti talimat veremez.

2-Biz Kürd'üz,Kürdistan'da eger biz istersek Türk bayragini lütfen acariz,bize Türk Devleti bu yönde talimat veremez.

3-Burasi Kürdistan'dir,aPO bizim liderimizidir onun posterlerinin acilmasi bizi ilgilendirir.

 

Evet bu yukaridaki maddelerin isiginda saklanamayan gercek Türkiye'nin bölünme sürecinin miladi bugün yasandi.

Öcalan'in belirttigi;bu son degildir baslangictir sözü cok büyük bir önem tasimaktadir.Bunun anlami biz sadece burada Kürdistan'in kurulusuna attigimiz adimi kutlamiyoruz,Kürdistan'in sinirlari garanti altina alinana kadar mücadele edecegiz.Bizi bu basit tavizlerle durduramazsiniz artik.

 

Basbakanin her önemli olayda oldugu gibi yurt disina kacmasi cok manidardir.Bunun anlami da eger yarin ülkede cok ciddi bir buhran basgösterirse basbakanin ülkede durmayip yurt disina cikacagi demektir.Ihanet icinde olanlarin korkmalari cok normaldir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Haftalar oncesinden Turk televizyonlarinda gazetelerinde carsaf carsaf yer aldi Imralidan mektup gelecekte BDP nevruz bayraminda bu mektubu okuyacak diye basliklar atildi bende acikcasi biraz yusuf yusuf oldum, niye yalan soyleyim simdi teroristlerin istekleri saymakla bitmeyecek. Bugun ise geldigimde merakla internetten turk gazetelerine bakiyorum acaba ne demis neler istemisler diye saatler 12ye gelince terorist basinin mektubu okundu agzim iki karis acik kaldi. 

Kendi kendime bu dangalaklar 30-40yildir sirf bunlari istemek icinmi onca gencin canina hic acimadan kiydilar. Turkiye Cumhuriyetine askerlik yapan kurt kokenlilere satilmis, kurt kokenli olup kurtce konusmayanlara asimile olmus kurt diyorlardi.

Evrensel insan arkadas miting alaninda Hic turk bayraginin olmadigindan yakiniyor bence tam isabet olmus neden derseniz Ay yildizli al bayrak oyle her yerde olmamali herseye oyuncak olmamali. 

Terorist basi kendini direnisci olarak gostermekte neye karsi direnisci cehalete, baskiya, bilgisizlige, haksizliga karsiymis ee ozaman bende soruyorum simdi dogu ve guneydoguda halka kim baski yapiyordu ? her gosterilerde cocuklarin ellerine taslari kim tutusturuyordu ? Benmi halka her seferinde baski yapip kepenk kapattiran kimdi benmi ? Yaa kardesim bu adam bu mektubu yazarken kafasi yerindemiydi hucresinde ot falanmi cekmis napmis :)) yillardir kurtlerin bagimsizligini savunan okullarda illlaki turkcenin yaninda kurtcede olsun demiyorlarmiydi bunlar yoksa benmi hayal goruyordum hadi onu gectim ozerklige kadar gidiyordu. Ee ustune ustelik yeni anayasada yeni anayasa demiyorlarmiydi eee bugunku mektupta Kurtlerin hic bir hakkini istememis ustune ustelik yeni anayasaya gerek yok 1924 anayasasi yeterli madem 1924 anayasasi yeterliydi 40 yil neden onca cana kiydiniz neden onca eve ates dusurdunuz ? Bir digeri ise dogu ve guney doguya ozerkli bolgesel yonetim diyorlardi bugunku mektubunda misaki milliyeden soz ediyor Evrensel insanda sormus acaba bu mektup bolunmemi yoksa birlikte yasamami bence bolunmeden cok kuzey irakla birlesme gibi gozukmekte.

Diyarbakirda o alanlari dolduran onca insandan tek biri cikipta demiyor yaw kardesim siz bunlar icinmi bunca yil ulkede kan akitip durdunuz. Birde mektubunda sunuda diyor elinde silah olanlar ulkeyi terk etsin acaba simdi kaci kurulu duzenini birakipta ulkeyi terk edecek merak ediyorum bir diger merakim ise PKKya finansmanlik yapan avrupadaki vatandaslar peki onlar ne olacak hic birsey olmamis gibi hayatlarinami devam edecekler?

Onu bunu bilmem 40 yildir kandirilan Turkiye Cumhuriyeti vatandaslaridir etnik kokeni her ne olursa olsun 40 yil kandirildik. Eger yakinda terorist basinin devletin adami oldugunu duyarsak hic sasirmayalim bir defasinda bir yerde okumustum cunku. Aynen soyle yaziyordu PKKnin kuruldugunun ilk yillarinda polisler terorist basini yakaliyorlar daha sonra Askeriyeden birisi geliyor ve polislere bu bizim adamimiz bizdendir diyip birakiyorlar. Turkiyede hic birseye sasirmayacaksin  :D

Gönderi tarihi:

MonDieu arkadas,seninle pek yildizimiz barismadi ama su yukaridaki yazini okuyup sana hak vermemek mümkün degil.muhakkak ki benim tarafimdan bazi kisimlarda düzeltme yapmak gerekiyor diye düsünüyorum.

 

Hatirlarsaniz,Basbakanin cok önemli bir konusmasi vardir.Basbakan kendisine PKK ile ve Öcalan'in yakalanisi ile ilgili soru soran gazeteciye söyle diyordu:"SAYIN ÖCALAN öldürdügü KELLE'ler nedeniyle cezalandirildi.Burada SAYIN VE KELLE sözcükleri cok önemlidir.Farkindaysaniz son günlerde gerek yandaslarda gerek bu islerle ugrasan isimler arasinda Öcalan'dan hep SAYIN diye bahsederler.Sehitlerin adi sani unutulmus konu bile edilmiyor artik.Yani sanki onca insan yasamamis ölmemis gibi bir durum cikarttilar ortaya.

 

Daha da önemlisi:PKK'nin siyasi uzantisi olan PKK'lilarin partisi BDP'nin bir vekili saniyorsam Kisanak olacak:"O askerler bosuna öldüler,bosuna kollarini,bacaklarini,gözlerini kaybettiler."diye bir konusma yapmisti gecenlerde.

 

Canakkale'de basbakan sehitler üzerine konusurken PKK'lilarin öldürdügü askerlerimizi degil Canakkale Savasinda sehit olan askerlerimizden bahsediyordu.Cünkü Canakkale Savasi esnasinda Osmanli henüz yok olmamis askerlerde Osmanli askeri sayiliyordu.Cumhuriyetin ilanindan sonra hayatini terörle veya savasla kaybeden askerlerimiz cogusu tarafindan hala sehit olarak kabul edilmemektedir.

 

Basbakanin ben BALDIRAN ZEHIRI icerim diye kelleyi ortaya koydugu bu ne anlama geldigi bilinmeyen baris  süreci belli ki AKP tarafindan AB/D'nin baskilariyla verilmis olan tavizlerin sonucudur.Basbakan anlasilmayan bir inatla bu yolda gitmekte ve dolayisiyla mantikini calistirabilen herkes bu sürecin arkasinda farkli birseylerin oldugudur.Yani bu öyle siradan bir ates kes silah birak olayi degildir.Burada TÜRKIYE üzerinde cok ciddi oyunlar oynanmaktadir.

 

Sizin sordugunuz;40 senedir onca cana niye kiydiniz sorusu yerinde bir sorudur ama "bunlar icin mi onca cana kiydiniz"diye olayi biraz hafife almaniz yerinde

degildir.

 

Dünkü gövde gösterisinde devletin ortada olmayisi,basbakanin kinaye yapar gibi TÜRK BAYRAGI OLMAMASINI YADIRGADIM gibi bir söz söylemesi ve buna karsi Osman Baydemir'in "BASBAKAN IYI NIYETLI"tanimlamasi bana cok farkli bir espriyi cagristiriyor.Neden Türk bayragi yoktu sorusuna Baydemir sunu demek istedi:Biz orada Kürtlerin kurulacak olan devletinin ilk adimi atiyoruz basbakan bayraktan bahsediyor basbakan  iyi niyetli.!!

 

Basbakanin bir sözü vardir.Amacima ulasmak icin papaz elbisesi bile giyerim.demistir.Bu söz yandaslar tarafindan basbakanin cok basladigi isi sonuna kadar götürmekte kararli oldugu ve bu yolda hicbir engeli tanimayacagi seklinde yorumlandi.Halbuki basbakan bu sözüyle:Ben TÜRKIYE'YI Pazarlamak icin gerekirse Baris güvercini bile olurum demek istemisti.Ve nitekim basbakan dolu dizgin Baris diye yoluna devam ederken onu güvercin olarak görmek isteyenlerde güvercinlere yem atanlara benziyorlar.

 

Türk Bayragi'nin orada olmamasi bence de isabetli olmustur.Ancak Devlet orada olmaliydi.Devlet"bak arkadas sen gövde gösterisi yapiyorsan bu benim sana tanidigim tolerans kapsami icindedir.Yani sen basibos degilsin "mesajini vermesi gerekirken,devlet Ankara'da HSYK'yi protesto etmek isteyen partili veya degil yurttaslari gazlamakla mesguldü.Yani devlet GÜNEYDOGUYU terketmis Ankara'ya odaklanmistir.

 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sinirlari icersinde dünkü gövde gösterisi bana Kürdistan'in artik gerceklesmis oldugunu anlatmaya yetti.Buna baris degil ihanet en uygun sözcüktür.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Burada aslinda farkina varilmasi gereken Ocalan ve Kandil'in ne oldugu ne icin var oldugu ile; kurd halki varligi onlarin milliyet hak ve ozgurlugu farkidir.

 

Buradan bir kac sonus cikar.

 

PKK teror orgutu ve amaclari

 

BDP siyasetinin PKK iliskisi ve Kurd halkini ne konuda temsil ettigi

 

Kurd halkinin kendi varligi ve ne istedigi.

 

O yuzden konulari degerlendirirken; farklarin farkina vararak degerlendirelim. Cunku bunlar arasinda bag olabilir, ama hic biri digeri ile ayni ya da ozdes degildir. Cozum temelleride hem devlete, hem hukumete hem tum topluma ve hatta dis guc ve odaklara baglidir.

Gönderi tarihi:

MonDieu arkadas,seninle pek yildizimiz barismadi ama su yukaridaki yazini okuyup sana hak vermemek mümkün degil.

 

Ben de aynı düşünüyorum.

Yalnız burada bir şeyi atlıyoruz, şu anda iki cambaz bir ipte oynuyor, bakalım kim düşecek? Başbakanın bu kadar yetkiye rağmen doymadığını, tek yetkili olmak istediğini yani Güney Amerika modeli bir başkanlık istediğini sağır sultan biliyor. Yeni anayasa ile ne siyasi partiler kanunu, ne %10 barajı, ne dokunulmazlık hiç biri gündeme gelmeyecek. Beklediğimiz ilk dört maddenin değiştirilmesi yani rejim değişikliği. Bu bir tarafın hayali...

Diğer tarafın hayali de bence söylediklerinde var. Ulus devlete karşı, siyasi beklenti var, Kürdistan, özgürlük,... bunlar pek de masum beklentiler değil. Parlamento kararı deniyor, parlamentonun karar alması için bir savaşın ve savaşan tarafların olması gerektiği bazı yetkililerce söyleniyor. Eğer pkk nın taraf olduğu kabul edilirse Cenevre Sözleşmesine göre esir muamelesi görerek serbest kalacakları konuşuluyor.

Gönderi tarihi:

Burada aslinda Ocalan ve Karayilan olarak hedef, TEROR SIFATINDAN MESRU SIFATINA YUKSELMEKTIR.

 

Bu konuda PKK sureci ile ilgili yeni bir baslik acacagim.

Gönderi tarihi:

Abdullah Öcalan mesajında belirttiği gibi, çıkar ve siyasete başlar. Millet meclisine gidince o da Kürt halkını unutur. Milletvekilliğini yaşamaya, rahatına bakar.

 

Olan yine Türk halkı ve milletvekillerinin sosyal yaşam farklılığı gibi olur. Bu böyle gelmiş böyle devam edecektir. Taa ki insanlar bilinçlenip, hiç bir insanın diğerine göre imtiyazlı olmadığını anlayıp kavrayana kadar.

Gönderi tarihi:

Abdullah Öcalan mesajında belirttiği gibi, çıkar ve siyasete başlar. Millet meclisine gidince o da Kürt halkını unutur. Milletvekilliğini yaşamaya, rahatına bakar.

 

Olan yine Türk halkı ve milletvekillerinin sosyal yaşam farklılığı gibi olur. Bu böyle gelmiş böyle devam edecektir. Taa ki insanlar bilinçlenip, hiç bir insanın diğerine göre imtiyazlı olmadığını anlayıp kavrayana kadar.

Bu yazının altına imzamı atarım ama kanıma dokunuyor be...

Gönderi tarihi:

Burada aslinda farkina varilmasi gereken Ocalan ve Kandil'in ne oldugu ne icin var oldugu ile; kurd halki varligi onlarin milliyet hak ve ozgurlugu farkidir.

 

Buradan bir kac sonus cikar.

 

PKK teror orgutu ve amaclari

 

BDP siyasetinin PKK iliskisi ve Kurd halkini ne konuda temsil ettigi

 

Kurd halkinin kendi varligi ve ne istedigi.

 

O yuzden konulari degerlendirirken; farklarin farkina vararak degerlendirelim. Cunku bunlar arasinda bag olabilir, ama hic biri digeri ile ayni ya da ozdes degildir. Cozum temelleride hem devlete, hem hukumete hem tum topluma ve hatta dis guc ve odaklara baglidir.

BDP nin pkk yı, pkk nın da Kürtleri temsil ettiği hükümet ve onun destekçileri tarafından kabul edildi sanırım. Kürt sorunu diye başlattıkları süreci teröristlerle masaya oturarak halletmeye çalışmaları bunun en açık delili değil mi?

Gönderi tarihi:

BDP nin pkk yı, pkk nın da Kürtleri temsil ettiği hükümet ve onun destekçileri tarafından kabul edildi sanırım. Kürt sorunu diye başlattıkları süreci teröristlerle masaya oturarak halletmeye çalışmaları bunun en açık delili değil mi?

Burada teror sifatindan taraf mesruluguna gecis sureci onemlidir. Kurd halkini parlementoda kimin ve neyin temsil edecegi ya da kurd halkinin istemi ile onu temsuil etmeye soyunanlarin isteminin cakisip cakismayacagi surecin gelisiminde ve TC Devlet ve hukumetinin attigi adimlarda daha bir net algilanacaktir.

Gönderi tarihi:

Burada teror sifatindan taraf mesruluguna gecis sureci onemlidir. Kurd halkini parlementoda kimin ve neyin temsil edecegi ya da kurd halkinin istemi ile onu temsuil etmeye soyunanlarin isteminin cakisip cakismayacagi surecin gelisiminde ve TC Devlet ve hukumetinin attigi adimlarda daha bir net algilanacaktir.

Devlet ve hükümet farklı şeyler mi?

Gönderi tarihi:

Ayrica unutmamak gerekir ki; kurd halkinin evrensel hukuk insan haklari ve hak ve ozgurlukler savasimini ne TC Devleti ne de kurd politik arenasi saglayamaz. Ustelik hak ve ozgurlukler savasimi farklarin farki algisindaki tum farkli halklarin dayanismasi ve istemi temelinde olur. Bu da basta birey bilinci ve bireyi icin var olan devlet yapilanmasi ve isleyisi demektir. Cunku politik bir tarafi olan bir devlet toplumu kucaklayamaz. Bu ister etik olarak milli ister dini bir taraf olsun. Sonucta devletin tarafi ve taraf hakimiyetinin ustunluk ve iktidari tam da sorunun temelidir ve ayrimciliktir. Bir FARKIN DEVLET ELIYLE HAKIMLIGININ USTUNLUGUNUN IKTIDARInin diger farklari ayirdigi anlamini tasir. 

Gönderi tarihi:

Devlet ve hükümet farklı şeyler mi?

Olmasi gerekendir. Cunku hukumet politiktir, devlet ise toplumunun devletidir.

 

Turkiye'de ise gostermelik te olsa burokratik olarak farkli gorunumdedir. Cunkudevleti iktidar her turlu amacina alet ederek kullanabilir, ama hukumet olarak parlementer bir ortaklik soz konusudur. Bu ortaklik yoksa hukumet istedigini politik guc olarak pek uygulayamaz.

 

Zaten Basbakan da bundan yakinmakta ve topu hukumete atmaktadir. Sonucta mesruluk ve diplomasi devletin degil; hukumetin tekelindedir.

Gönderi tarihi:

Olmasi gerekendir. Cunku hukumet politiktir, devlet ise toplumunun devletidir.

Hükümet ve devlet deyince iki ayrı kurum gibi algılanıyor halbuki bizde devlet hükümetin tekelinde olan bir kurum. Bu nedenle sormuştum.

Gönderi tarihi:

Hükümet ve devlet deyince iki ayrı kurum gibi algılanıyor halbuki bizde devlet hükümetin tekelinde olan bir kurum. Bu nedenle sormuştum.

Iste sorun da tam burda. Bunun nedeni Turkiye'nin serbest kapitalist rekabet donemi yasayamamis olmasi ve birey bilincine erisememis olmasidir. Bu nedenle TC de hic bir zaman bir devlet yoktur ve olamamistir. Sadece iktidarlarin politik cikarina hizmet eden bir yonlendiren yaptiran kurum olmustur ve bu yonlendirim ve yaptirim da her iktidar ile degiserek toplum ve farkli halklarinin normal sivil sakin yetisimi saglanamamistir.

 

Bir devlet "soyle yap/boyle yapma" derken; iktidar degisince devlet tam tersini soylemekte ve boylece saglikli zinde tutarli bir yetistirim egitim ve ogretim saglanamamakta; tum bunlar bilincsiz bir politik tartisma karmasasinda ve bilicsiz oy vermede sonuclanmaktadir.

Gönderi tarihi:

Biz burada Kürdistan'in kuruluyor olmasindan bahsederken birileri hala hak ve özgürlük sloganlari esliginde dünkü gövde gösterisini mesru kilacak tarzda bir yaklasim sergiliyor.

 

BDP Kürtleri degil PKK'yi temsil etmektedir ve zaten onlarin mecliste rahatca calisabilmeleride PKK'ya AKP hükümetinin vermis oldugu mesruiyete dayanir.Biz hala birbirimizi aldatmaya calisiyoruz.BDP asla bir KÜRT PARTISI olmamistir.BDP veya daha öncesi DTP veya Hadep veya veya herneyse tamamen PKK terör örgütü'nün siyasi kolu olarak mecliste calismistir.AKP'nin iktidar olmasiyla PKK mesruiyet kazanmistir bizim yanildigimiz nokta budur.Yani PKK meclistedir.

 

PKK'nin mecliste oldugu söylendiginde o günlerde meclis baskani olan Bülent Arinc "ben mecliste PKK göremiyorum"demistir.Yani daha acik yazmam gerekirse AKP-CHP-MHP bile bile PKK'yi mecliste kabul etmislerdir.Bugün se artik PKK meclis icinde siyasi terör estirmeye baslamistir.Eger bir Sirri Sakik MHP baskanina "sen bu saatten sonra ancak Sayin Öcalan'in paltosunu vestiyere götürürsün "diyebilmisse bunun adina siyasi terör  denir.Ayni terörü mecliste basbakan Erdogan yani AKP yapmaktadir.AKP ile BDP'nin CHP ve MHP'ye yaklasimi aynidir.

 

BDP Kürdleri temsil etme yetkisini almamistir,BDP'ye verilen oylar ortadadir.Bunun anlamida BDP'ye oy vermeyen KÜRD vatandaslar diger partilere oy vermislerdir cünkü onlar BDP'nin kendilerini temsil etmedigini BDP'nin PKK oldugunu bilmektedirler bu nedenle oylarini kimse kusura bakmasin ama Türklerin partilerine vermislerdir.Eger burada Kürdlerin hak ve özgürlükleri diye sloganlastirilmis cümleler kuruluyorsa benim buna karsi Türklerin partileri demem cok yerindce bir tespit olur.Eger ayrimcilik yapiliyorsa bunu bizde yapariz.

 

TC bir devlettir siz bunu kabul etmesenizde bu bir vakiadir.VE TÜM DÜNYA TÜRKIYE CUMHURIYETI DEVLETINI TANIMAKTADIR.Burada TC devlet olamamis diyerek aslinda söylenmek isteneni biliyoruz.Türkiye Cumhuriyeti bir devlettir ve devletligini dünyaya kabul ettirmistir.Vermis oldugu bagimsizlik savasi ile devletligini kanitlamistir.Türkiye Cumhuriyetine devlet olamamis diyerek kendinden makul saplantilara ancak kendiniz inanirsiniz.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Iste sorun da tam burda. Bunun nedeni Turkiye'nin serbest kapitalist rekabet donemi yasayamamis olmasi ve birey bilincine erisememis olmasidir. Bu nedenle TC de hic bir zaman bir devlet yoktur ve olamamistir. Sadece iktidarlarin politik cikarina hizmet eden bir yonlendiren yaptiran kurum olmustur ve bu yonlendirim ve yaptirim da her iktidar ile degiserek toplum ve farkli halklarinin normal sivil sakin yetisimi saglanamamistir.

 

Bir devlet "soyle yap/boyle yapma" derken; iktidar degisince devlet tam tersini soylemekte ve boylece saglikli zinde tutarli bir yetistirim egitim ve ogretim saglanamamakta; tum bunlar bilincsiz bir politik tartisma karmasasinda ve bilicsiz oy vermede sonuclanmaktadir.

Yapmayın, devlet olmak için serbest piyasa mı uygulanması gerekiyor? Şöyle bir baktım da devletler yönetim şekline göre monarşik, oligarşik, teokratik ve demokratik diye ayrılıyormuş. Yani bunların hepsinde piyasa ekonomisi mi uygulanıyor? Devlet yoktur demiyelim de, iyi kötü bir yönetim sistemi var tam anlamıyla bir demokrasi uygulanmadı dersek sanırım daha doğru olur. Netice de Siyasi otoritenin şekillendirdiği bir devlet olsa da bir devlet var. İnsana değer veren bir devlet mi, bence de dediğiniz doğru devleti korumayı ön plana alan bir yönetim. Buna rağmen devlet yapısı korunamadı, önceden kısmen iktidarların yönlendirdiği devlet şimdi tamamen iktidarın isteğine göre hareket eder duruma gelmiştir.

Gönderi tarihi:

Biz burada Kürdistan'in kuruluyor olmasindan bahsederken birileri hala hak ve özgürlük sloganlari esliginde dünkü gövde gösterisini mesru kilacak tarzda bir yaklasim sergiliyor.

Bu yukaridaki cumlen hangi mesaja ya da yazara yonelik, aciklar misin? Sonucta yasanmis bir olay vardir ortada. Senin bes duyun almiyorsa bu kimsenin sorunu degil. Yasanmislik zaten mesruluktur. Bunun aksini dusunmek hayal aleminde yasamak demektir. Sen kabul etsen de etmesen de ortada bir senin kabulunden bagimsiz bir yasanmislik vardir. Zaten bunu algilasan ayaklarin dunyaya basacak. Sen kendi ideolojinin inancinin dogrusunu gordugun ile karistiriyorsun. Yasanmislik acidir ve senin ideolojik inancsal dogruna da uymayabilir. Yalniz bunu olmamis gibi algilamak, sosyo psikolojik bir sorundur.

Gönderi tarihi:

Yapmayın, devlet olmak için serbest piyasa mı uygulanması gerekiyor? Şöyle bir baktım da devletler yönetim şekline göre monarşik, oligarşik, teokratik ve demokratik diye ayrılıyormuş. Yani bunların hepsinde piyasa ekonomisi mi uygulanıyor? Devlet yoktur demiyelim de, iyi kötü bir yönetim sistemi var tam anlamıyla bir demokrasi uygulanmadı dersek sanırım daha doğru olur. Netice de Siyasi otoritenin şekillendirdiği bir devlet olsa da bir devlet var. İnsana değer veren bir devlet mi, bence de dediğiniz doğru devleti korumayı ön plana alan bir yönetim. Buna rağmen devlet yapısı korunamadı, önceden kısmen iktidarların yönlendirdiği devlet şimdi tamamen iktidarın isteğine göre hareket eder duruma gelmiştir.

O sadece devlet ile hukumet arasindaki iliski de devletin oturmusluk surecinde normal sivil ve tarafsizliginin hukumet politikalari ile degistirilmesinin zorlugunu vurgulamak icindi. Iste batinin farki da buradadir. Yasanmislik baskadir, tepeden bir seyi getirmek baskadir.

 

Bunas en guzel ornek, kapitalizm ve devlet kapitalizmidir. Biri yasanmislik, digeri devletin getirdigidir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.