Misafir meraba Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2013 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2013 bilgi ile ilgili diger basliklara da bir goz at. Yıllar var ki okuyorum. Tabi hepsi değişik yazarların fikirleri. Ama ortak kanaatim şöyle. Senin de söylediğin gibi: "Burada denmek istenen, insanogluna yansiyan ve gozlem veren bir fenomen olmadikca ve bu algilanamadikca ve de algilanan insanoglunca kavram ile ozdeslestirilip yansitilmadikca bilginin olamayacagidir." Evrensel-İnsan Bunca yazışma bu kanaatımı değiştiremedi. Hala nesnel tanımın dışında bilgi olamayacağını düşünmekteyim. "Gerçek" tanımını ise çok kez daha değişik okumuştum/biliyordum. Neyse biraz ara verelim bakalım. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2013 Gönderi tarihi: 2 Ocak , 2013 Yıllar var ki okuyorum. Tabi hepsi değişik yazarların fikirleri. Ama ortak kanaatim şöyle. Senin de söylediğin gibi: "Burada denmek istenen, insanogluna yansiyan ve gozlem veren bir fenomen olmadikca ve bu algilanamadikca ve de algilanan insanoglunca kavram ile ozdeslestirilip yansitilmadikca bilginin olamayacagidir." Evrensel-İnsan Bunca yazışma bu kanaatımı değiştiremedi. Hala nesnel tanımın dışında bilgi olamayacağını düşünmekteyim. "Gerçek" tanımını ise çok kez daha değişik okumuştum/biliyordum. Neyse biraz ara verelim bakalım. Gercek ile ilgili ayri bir baslik var. Sonucta gerceklik bir insanoglu yapilandirilmisligidir ve her bir tabana gore gerceklik degisim gosterir. O yuzden de tartismalidir. Bilim ise, bilimsel olarak gercegi degil; olguyu ortaya koyar. Eger basliklari bulabilme zorlugu yasarsan, bildir; ben sana link verebilirim. Mesela basliklarin birinde onlardan birinde nesnel bilginin indirgemeci olarak olamayacagi aciklaniyor. Cunku bilginin ilk ayagi ve ortaya koyani insanoglunun bir numenal yeti turevidir bilgi. Bu da insanoglunun oznel zihinsel yetenegidir. Bu olmadan bilgi ortaya konamaz. O yuzden bilgi, hem insanoglu hem de onun beyni, dusuncesi kavrami hem algisi hem de kendi dahil gozlem ve yansi veren fenomen tabanidir. Bunlarin biri olmazsa bilgi olmaz. Bu da bilginin sadece tek bir kavrama yani nesnele indirgenemeyeceginin bir aciklamasidir. Dedigim gibi, ne zaman hangi baslikta istersen ve neyin bilgi ve dusuncesini paylasmak istersen; orada yapabilirsin. Cunku senin ile yazismak, lakabim adina hem bilgilerin gozden gecirilmesi ve tazelenmesi hem de yanitlarina paralel olarak farkli bir sorgulama sagliyor. Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Sonucta gerceklik bir insanoglu yapilandirilmisligidir. Keşke önce temel kavramlarda mutabık kalabilsek. Mesela yukarda "gerçek"i tüm felsefe akımları gibi tanımlamıyorsun. Yoksa gerçeğe "lik" eki takınca insanoğluna mı mal ediyorsun? Böyle olunca da yazıların zor anlaşılır oluyor. Sende kavramlar farklılaşabiliyor. Tüm felsefe akımları "gerçek"i insanoğlu yapılandırılmışlığı dışında, "Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan.", "Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak, var olan.", "Bilinçten bağımsız olarak var olan." olarak tanımlıyor. Sen ise yukardaki gibi "insanoğlu yapılandırılmılığı" olarak tanımlıyorsun. Bana göre insanoğlu yapılandırılmışlığı, kavram, bilgi ve teknolojidir. Böyle olunca da genelde tartışma ve paylaşımlar sağlıklı olmuyor. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Keşke önce temel kavramlarda mutabık kalabilsek. Mesela yukarda "gerçek"i tüm felsefe akımları gibi tanımlamıyorsun. Yoksa gerçeğe "lik" eki takınca insanoğluna mı mal ediyorsun? Böyle olunca da yazıların zor anlaşılır oluyor. Sende kavramlar farklılaşabiliyor. Tüm felsefe akımları "gerçek"i insanoğlu yapılandırılmışlığı dışında, "Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan.", "Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak, var olan.", "Bilinçten bağımsız olarak var olan." olarak tanımlıyor. Sen ise yukardaki gibi "insanoğlu yapılandırılmılığı" olarak tanımlıyorsun. Bana göre insanoğlu yapılandırılmışlığı, kavram, bilgi ve teknolojidir. Böyle olunca da genelde tartışma ve paylaşımlar sağlıklı olmuyor. Birincisi gercek kavrami iki turludur, varliksal gercek-metafizigin konusu indirgemeci determinist akilcidir. Gercegin ne oldugu tartismasi-epistemolojinin konusudur, yani inanc ile dogrulanan gercek. Varliksal gercek-insanogluna gozlem ve yansi veren fenomendir. Epistemolojik gercek-kavramlardir. Gerceklik ise ya gercegin ne oldugunun ya da gercek varligin ortaya koyumudur. Yani reality. Realizm/realist te gercekci olandir. Ontolojik her turlu gerceklik (nesnel/oznel ve kavramsal varlik-isim) indirgemeci determinist ve mutlakcidir, bilimsel degildir. Constructed yani yapilandirmaci gerceklik ise sudur; Insanoglundan bagimsiz, insanogluna gozlem ve yansi veren bir gerceklik vardir; yalniz bu gercekligin ne oldugu, tanimi tarifi anlami icerigi ve her turlu bilgisi; insanoglu yapilandirilmisligidir. Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Birincisi gercek kavrami iki turludur, varliksal gercek-metafizigin konusu indirgemeci determinist akilcidir. İşte kavrama ve anlama zorluğu hemen burada başlıyor. Burada varlıksal gerçeğin iki türlü olduğunu tanımlamak için ilk cümleni yazmışsın ama, daha ilk cümlen insanı saatlerce hatta günlerce düşündürüyor. Zira felsefe akımlarının tümü yukarda yazdığım gibi tanımlıyor. Dikkate de almıyorsun. Tekrar alıntılayayım: "Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan.", "Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak, var olan.", "Bilinçten bağımsız olarak var olan." Buradaki gerçek sadece doğa gerçeği. Diğerine ise insanın yapılandırdığı gerçek deniliebilir mi bilmiyorum. O halde kolay anlaşılabilmesi için; doğa gerçekleri ve insanın yapılandırdığı gerçekler olarak ayrılabilir. Zira haksız da sayılmazsın. İdeoloji, kavram, bilgi ve teknolojinin de var olan bir gerçek olduğunu yadsıyamam. Ama benim için çok önemli olan da şu: Doğa gerçeği bilginin doğrulanması için bir ölçü. Bilimsel bir ölçü. Kaldı ki bazı yazılarında buna sen de değiniyorsun. Cevabımı ancak yetiştirebildim. Ayrılmak zorundayım zira. Bu son iletinin diğer kısımlarına dönünce cevap vereceğim. Not: "Gerçek" kavramını net olarak kavramak benim için çok önemli. Üstün körü geçiştirmek istemiyorum. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 İşte kavrama ve anlama zorluğu hemen burada başlıyor. Burada varlıksal gerçeğin iki türlü olduğunu tanımlamak için ilk cümleni yazmışsın ama, daha ilk cümlen insanı saatlerce hatta günlerce düşündürüyor. Zira felsefe akımlarının tümü yukarda yazdığım gibi tanımlıyor. Dikkate de almıyorsun. Tekrar alıntılayayım: "Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan.", "Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak, var olan.", "Bilinçten bağımsız olarak var olan." Buradaki gerçek sadece doğa gerçeği. Diğerine ise insanın yapılandırdığı gerçek deniliebilir mi bilmiyorum. O halde kolay anlaşılabilmesi için; doğa gerçekleri ve insanın yapılandırdığı gerçekler olarak ayrılabilir. Zira haksız da sayılmazsın. İdeoloji, kavram, bilgi ve teknolojinin de var olan bir gerçek olduğunu yadsıyamam. Ama benim için çok önemli olan da şu: Doğa gerçeği bilginin doğrulanması için bir ölçü. Bilimsel bir ölçü. Kaldı ki bazı yazılarında buna sen de değiniyorsun. Cevabımı ancak yetiştirebildim. Ayrılmak zorundayım zira. Bu son iletinin diğer kısımlarına dönünce cevap vereceğim. Not: "Gerçek" kavramını net olarak kavramak benim için çok önemli. Üstün körü geçiştirmek istemiyorum. Hatirlarsan sana naturalizmin iki farkli bakis acisini vermis ve bunlardan yontemsel olanin epistemolojik olani oldugunu izah etmistim. "Doga gercegi" burada doga eger fenomenin insanogflunca gozxlem ve yansi veren olarak adlandirilmisi ise, zaten benim dedigimdir. Yani gozlem ve yansi veren tabani farklarindan dolayi adlandirmak, doga, dunya, evren v.s. Bence surdan basliyalim. Sen gercek kavramini ne olarak kavramak yani bilisselligine varmak istiyorsun. Varliksal olarak mi, gercegin ne oldugu olarak mi, gercekci olarak mi gerceklik olarak mi? Senin yukaridaki tanimin fenomene isaret ediyor. Yalniz unutma-onun gozlem ve yansi vermesini alacak olan bir insanoglu varligi gerekir. Yani kavram ile o fenomeni ozdeslestirme O fenomeni gozleminden ya da o fenomenden akilci olarak bilgi turetilmesi gerekir. Yoksa, fenomende bilgi yoktur. Yani "doganin kanunlari" yoktur. Bu kanunlari dogaya onu gozlemleyen insanoglu olgusu bilgisi algisi kavrami ve numenal yetisi ile verir. Zaten burasi algilansa varligin bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugu algilanir. Cunku varlik insanoglunun algisina yansiyan ve gozlem veren soru isaretinin genel ismidir. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Ayrica yazilani dikkatli oku. Orada varliksal gercegin iki turlulugunden degil; GERCEGIN IKI TURLULUGUNDEN BAHSEDILIYOR. Cumle su; Birincisi gercek kavrami iki turludur, varliksal gercek/gercek varlik (real existance)-metafizigin konusu indirgemeci determinist akilcidir. Gercegin ne oldugu tartismasi(truth)-epistemolojinin konusudur, yani inanc ile dogrulanan gercek. Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Hatirlarsan sana naturalizmin iki farkli bakis acisini vermis ve bunlardan yontemsel olanin epistemolojik olani oldugunu izah etmistim. "Doga gercegi" burada doga eger fenomenin insanogflunca gozxlem ve yansi veren olarak adlandirilmisi ise, zaten benim dedigimdir. Yani gozlem ve yansi veren tabani farklarindan dolayi adlandirmak, doga, dunya, evren v.s. Bence surdan basliyalim. Sen gercek kavramini ne olarak kavramak yani bilisselligine varmak istiyorsun. Varliksal olarak mi, gercegin ne oldugu olarak mi, gercekci olarak mi gerceklik olarak mi? Gerçek olarak elbette. Çünkü gerçekçilik te bana göre fikirlerin gerçekle özdeşleşmesi ile mümkün. Burası çok önemli. Fikir, fikirle doğrulanamayacağına göre, fikiri doğa gerçeğinden başka doğrulayacak şey olabilir mi? Senin yukaridaki tanimin fenomene isaret ediyor. Evet kavramları böyle netleştirelim. Fenomene hemen baktım çok net olarak şu taınm var: Felsefede somut, algılanabilr ve denenebilir olay ve nesne demektir. Bu durumda kavramları, bilgileri, ideolojileri fenomenden sayabilir miyiz? Zira onlar da insana yansıyor, yansı veriyor. Ama diğer taraftan bilgiyi ideolojiyi doğrular özellikleri yok. Burasını açıklarmısın? Yalniz unutma-onun gozlem ve yansi vermesini alacak olan bir insanoglu varligi gerekir. Yani kavram ile o fenomeni ozdeslestirme O fenomeni gozleminden ya da o fenomenden akilci olarak bilgi turetilmesi gerekir. Yoksa, fenomende bilgi yoktur. Yani "doganin kanunlari" yoktur. Bu kanunlari dogaya onu gozlemleyen insanoglu olgusu bilgisi algisi kavrami ve numenal yetisi ile verir. Burada farklı düşünmüyoruz zaten. İnsanoğlu fenomenden numenal yetisiyle bilgi üretir. Başka kaynak yok. Fakat, başka bir başlıkta sezgi ile de bilgi(!) üretildiğini yazmışsın. Burada bir anlaşmazlığımız var. Ben buna bilgi demiyorum. Zira doğrulayıcı kaynak(fenomen yok). Yada fenomeni anlatıyor olsa bile, fenomenin dinamikliğiyle örtüşmüyor, özdeşleşmiyor. Sadece gözlemle tanımlıyor. Dweney olmadığı için gözlem yanılabilir. Veya yalan olabilir. Zaten burasi algilansa varligin bir insanoglu yapilandirilmisligi oldugu algilanir. Cunku varlik insanoglunun algisina yansiyan ve gozlem veren soru isaretinin genel ismidir. Bak hala insanoğlu varlığa insanoğlu yapılandırılmışlığı diyorsun. Artık kesin ayırmamız gerekiyor. Benim için(tanımlara göre) varlık, gerçek, doğa gerçeği, fenomen, madde(insan da dahil), teknoloji birer fenomendir. Ama "kavram, bilgi, ideoloji"nin fenomen olduğunu/olmadığını belirlemeliyiz. Ben sadece insanoğlunun ürettiği kavram da dahil bilgiyi doğrulayacağı nesnellik arıyorum. Bilgiyi doğrulayacak başka şey olamaz. Geçmişte örnek kutsal kitabı göstermiştin. İyi ama kutsal kitap nesne olmasına rağmen içindeki de bilgi. Bilgi bilgiyi doğrulamaz. Fenomen olarak kabullenemem. Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Ayrica yazilani dikkatli oku. Orada varliksal gercegin iki turlulugunden degil; GERCEGIN IKI TURLULUGUNDEN BAHSEDILIYOR. Dikkatli okusam bile, daha önceki bilgilerimden dolayı çözümlemek oldukça zor. Bunu yazılarında sen de belirtmişsin. Mesela bu yukardaki cümlendeki varlıksal gerçek ile, gerçek, benim için farklı kavramlar değil. Zira felsefe sözlüklerinde her ikisinin de aynı tanımları var. Türçenin eksikliğini tartışamayız burada. Zira bizim paylaşımımız devamlı Türkçe oluyor. Kaç kez soyut kalabiliriz bu eksiklikten? Cumle su; Birincisi gercek kavrami iki turludur, varliksal gercek/gercek varlik (real existance)-metafizigin konusu indirgemeci determinist akilcidir.Gercegin ne oldugu tartismasi(truth)-epistemolojinin konusudur, yani inanc ile dogrulanan gercek. Buradaki cümlen de net olarak anlaşılmıyor. Gerçek kavramı iki türlüdür dedikten sonra, Gerçeğin tanımları(altlarını ayrı ayrı çizerek ayırdıkların) bana "gerçek"le örtüşen tanım olarak tatmin etmiyor. Bunlar felsefe bilimsel bilgi değil. Anlayan beri gelsin. Yani gerçek kavramı için şunu mu kullanmamız gerek; epistemolojinin konusudur, yani inanc ile dogrulanan gercek, Gerçeğin ne olduğu tartışması beni doğru bilgiye, yani gerçekle(doğa gerçeği) özdeş bilgiye götürmeli. Epistemolojinin konusu inançla gerçeğin doğrulanması ise, ben böyle epistemolojiyi ne yapayım? İnançla(fikirle) gerçek doğrulanır mı? Bu idealizmdir, rasyonalizmdir, akılcılıktır, aklın ilkciliğidir. Sonuç karmaşa yani.. Kavramları farklı anlıyor yada kullanıyoruz. Kavramlar için yanılmayayım diye sürekli felsefe sözlüklerine bakıyorum. Kendime göre tanımlamıyorum yani. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gerçek olarak elbette. Çünkü gerçekçilik te bana göre fikirlerin gerçekle özdeşleşmesi ile mümkün. Burası çok önemli. Fikir, fikirle doğrulanamayacağına göre, fikiri doğa gerçeğinden başka doğrulayacak şey olabilir mi? Fikir fikri nasil dogrulayamaz. Demokrasi bir fikir degil mi, demokrasi fikrini yine demokrasi tanimi ile dogrulamiyor musun? Iste burada zaten dogrulama inanc ile gercek arasindaki bir kopru. Yani demokrasi inancini dogrulayarak somut duzen/sisteme tasiyarak gerceklestiriyorsun. Evet kavramları böyle netleştirelim. Fenomene hemen baktım çok net olarak şu taınm var: Felsefede somut, algılanabilr ve denenebilir olay ve nesne demektir. Bu durumda kavramları, bilgileri, ideolojileri fenomenden sayabilir miyiz? Zira onlar da insana yansıyor, yansı veriyor. Ama diğer taraftan bilgiyi ideolojiyi doğrular özellikleri yok. Burasını açıklarmısın? Burada yine fenomenin varliksal tartismasina giriyorsun, yani fenomonolojiye. Oyuzden sayamayiz. Insanoglunun turettikleri ve somutlastirdiklari soyutlama ve fenomenlestirmedir. Fenomenlestirme, insanoglunun somutlastirdigidir. Mesela masa. Burada farklı düşünmüyoruz zaten. İnsanoğlu fenomenden numenal yetisiyle bilgi üretir. Başka kaynak yok. Fakat, başka bir başlıkta sezgi ile de bilgi(!) üretildiğini yazmışsın. Burada bir anlaşmazlığımız var. Ben buna bilgi demiyorum. Zira doğrulayıcı kaynak(fenomen yok). Yada fenomeni anlatıyor olsa bile, fenomenin dinamikliğiyle örtüşmüyor, özdeşleşmiyor. Sadece gözlemle tanımlıyor. Dweney olmadığı için gözlem yanılabilir. Veya yalan olabilir. Fenomeni anlatmak, fenomenolojidir; yani metafizik varliksal anlatim. Bilim fenomeni anlatmaz gozlemini anlatir. Gozlem tek basina degildir, olgu teori teori test de gereklidir, bilimsel acidan. Bak hala insanoğlu varlığa insanoğlu yapılandırılmışlığı diyorsun. Artık kesin ayırmamız gerekiyor. Benim için(tanımlara göre) varlık, gerçek, doğa gerçeği, fenomen, madde(insan da dahil), teknoloji birer fenomendir. Ama "kavram, bilgi, ideoloji"nin fenomen olduğunu/olmadığını belirlemeliyiz. Ben sadece insanoğlunun ürettiği kavram da dahil bilgiyi doğrulayacağı nesnellik arıyorum. Bilgiyi doğrulayacak başka şey olamaz. Geçmişte örnek kutsal kitabı göstermiştin. İyi ama kutsal kitap nesne olmasına rağmen içindeki de bilgi. Bilgi bilgiyi doğrulamaz. Fenomen olarak kabullenemem. Butun celiski gibi gorunen varlik ile bilgi farkinin ortaya konamamasi. Ben sana bir soru sorayim. Bilgi mi varliktir, varlik mibilgidir. Hangisi hangisini icerir? Bilgi bilgiyi dogrulamaz derken, neyi kastediyorsun; insanoglunun kavramsal bilgisi disinda baska bir bildirimi belirtimi ortaya koyumu var mi? Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Dikkatli okusam bile, daha önceki bilgilerimden dolayı çözümlemek oldukça zor. Bunu yazılarında sen de belirtmişsin. Mesela bu yukardaki cümlendeki varlıksal gerçek ile, gerçek, benim için farklı kavramlar değil. Zira felsefe sözlüklerinde her ikisinin de aynı tanımları var. Türçenin eksikliğini tartışamayız burada. Zira bizim paylaşımımız devamlı Türkçe oluyor. Kaç kez soyut kalabiliriz bu eksiklikten? Demekki turkcemizi gelistirmek ve oeski "bu budur/degildir" aliskanliklarimizdan kurtulmak gerekiyor. Cunku truth ile reality ayni kavramlar degildir ve farklidir ve her ikisi de gercek uzerinedir. Iste o yuzden gercek varlik, her seyden once gercegin ne oldugu ortaya konmadan konamaz. Yani gercek varligi ortaya koyabilmek icin epistemolojik olarak gercegin ne oldugunu ortaya koymak gerekir. Iste gercek varlik o zaman o ortaya konan gercegin ne olduguna gore anlam ve icerik kazanir. Senin algindaki nesnellikte nesnel olan hangisidir, varlik mi yoksa gercegin ne oldugumu? Yani varlik mi nesneldir, yoksa gercek mi nesneldir? Buradaki cümlen de net olarak anlaşılmıyor. Gerçek kavramı iki türlüdür dedikten sonra, Gerçeğin tanımları(altlarını ayrı ayrı çizerek ayırdıkların) bana "gerçek"le örtüşen tanım olarak tatmin etmiyor. Bunlar felsefe bilimsel bilgi değil. Anlayan beri gelsin. Yani gerçek kavramı için şunu mu kullanmamız gerek; epistemolojinin konusudur, yani inanc ile dogrulanan gercek, Gerçeğin ne olduğu tartışması beni doğru bilgiye, yani gerçekle(doğa gerçeği) özdeş bilgiye götürmeli. Epistemolojinin konusu inançla gerçeğin doğrulanması ise, ben böyle epistemolojiyi ne yapayım? İnançla(fikirle) gerçek doğrulanır mı? Bu idealizmdir, rasyonalizmdir, akılcılıktır, aklın ilkciliğidir. Sonuç karmaşa yani.. Kavramları farklı anlıyor yada kullanıyoruz. Kavramlar için yanılmayayım diye sürekli felsefe sözlüklerine bakıyorum. Kendime göre tanımlamıyorum yani. Burada yine bilimsel felsefe ile bilgi felsefesi karisiyor. inancin gercek ile dogrulanmasi bilgi felsefesidir, bilimsel felsefedegil. Epistemoloji de felsefenin bilgiyi ortaya atan dalidir, bilimi degil Bilginin bilimselligi ise farkli bir konudur ve yapilandirmaci epistemolojidir. Ne her bilgi bilimseldir, ne de bilimsellik sadece bilgidir. Bilgi ile bilimsellik ozdes degildir. Epistemoloji de bilginin ne oldugunu tartisir. Yani bilimsel, inancsal, ideolojik, varliksal v.s. diye ayirmadan. Ayni metafizigin madde dusunce kavram diye ayirmadan varligin ne oldugunu tartistigi gibi. O yuzden varlik tartismasi iki turludur; ontolojik ve teolojik ontolojik te iki turludur, mustakil var olan varlik ve gercek varlik. Epistemoloji tartismasi da iki turludur bilginin nasil dogrulandigi ve dogrulanan bilginin ne oldugu. Digeri sadece bilginin niteligini veren sifatlardir. Iste bu dogrulamada bilimsellik/bilissellik farklilasir. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Bak sana soyleizah edeyim; truth, yani gercegin ne oldugu tartismasi taaa Sokrates'ten bu yana AKILCILIGIN ILKLEYEREK TEKLEYEREK MUTLAKLASTIRARAK INDIRGEYEREK VE DETERMINIZE EDEREK hala tartistigi bir konudur. Metafizik gercegin ne oldugunu ortaya koymaz. INDIRGEDIGI TEKLEDIGI ILKLEDIGI MUTLAKLASSTIRDIGI v.s. varligi GERCEK VARLIK olarak one surer. varlikta. ilkleme tekleme mutlaklastirma v.s. tabanina gore;ya madde ya dusunce ya da kavramdir. Iste buradan da gerceklige varilir, yani ya nesnel ya oznel ya da isimseldir. Iste bu temelde bilgi olarak varlik ile gercek arasindaki IDEOLOJIK INANC BAGI nesnel/oznel ve isim ile dogrulanmistir. Bu tartisma bir kisir dongudur. Cunku BILIMSEL/BILISSEL degildir. Yanlislanamaz ve gozlemvermez. Yani ILKLIGIN TEKLIGIN MUTLAKLIGIN GOZLEMI DE YOKTUR, YANLISLANAMAZ DA. Ama bunlarin hepsi bilgidir. Cunku VARLIGIN INANCSAL IDEOLOJIK DOGRULAMASI ILE GERCEGE ULASILMISTIR. Bilgidir ama bilimsel/bilissel bilgi degildir. Simdi daha bir algilanir oldu mu? Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Fikir fikri nasil dogrulayamaz. Demokrasi bir fikir degil mi, demokrasi fikrini yine demokrasi tanimi ile dogrulamiyor musun? Iste burada zaten dogrulama inanc ile gercek arasindaki bir kopru. Yani demokrasi inancini dogrulayarak somut duzen/sisteme tasiyarak gerceklestiriyorsun. Önce bu "doğrulama" kavramının içinden çıkalım. Ben iddia ediyorum ki doğa gerçekleri olmadan fikirler doğrulanamaz. Bilim de zaten budur. Demokrasiden bahsetmişsin. İrdeleyelim o halde. 1- İnsanların sosyal yaşamlarını(yaşam mücadelesinin ayrıntıları) gözlenmeden demokrasi fikri olur muydu? 2- Saptırılan demokrasi fikirlerini(ideolojilerini) yeniden doğrulamak için yaşam mücadelelerinin ayrıntıları gözlemlenmemeli mi? 3- Demokrasi fikirleri eğer insan fikirleri ile doğrulanacaksa bu bizi idealizme götürmez mi? Mesela falan filozofa, filan siyasiye, yada peygambere götürmez mi? 4- Senin için demokrasiyi doğrulama zorunluluğu oluştu.. Kimi veya neyi referans alacaksın? Ölçün, kaynağın ne olacak? Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Neyse sen yazilanlar uzerinde dusunedur, benim cikmam lazim. Gelince yanitlarina bakar, ona gore de yanitlarim. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Önce bu "doğrulama" kavramının içinden çıkalım. Ben iddia ediyorum ki doğa gerçekleri olmadan fikirler doğrulanamaz. Bilim de zaten budur. Demokrasiden bahsetmişsin. İrdeleyelim o halde. 1- İnsanların sosyal yaşamlarını(yaşam mücadelesinin ayrıntıları) gözlenmeden demokrasi fikri olur muydu? 2- Saptırılan demokrasi fikirlerini(ideolojilerini) yeniden doğrulamak için yaşam mücadelelerinin ayrıntıları gözlemlenmemeli mi? 3- Demokrasi fikirleri eğer insan fikirleri ile doğrulanacaksa bu bizi idealizme götürmez mi? Mesela falan filozofa, filan siyasiye, yada peygambere götürmez mi? 4- Senin için demokrasiyi doğrulama zorunluluğu oluştu.. Kimi veya neyi referans alacaksın? Ölçün, kaynağın ne olacak? Birincisi dogrulamanin uclari bilgi olarak inanc ve gercegin ne oldugudur. Metafizik olarak bu dogrulama ve hepsinin ortak noktasi AKILCILIGIN ILKLIGINE TEKLIGINE INDIRGEMESINE DETERMINIZMINE MUTLAKLASMASINA baglidir. Burada inanc da gercek te varliksaldir. Materyalizm icin-madde/nesne Idealizm icin-dusunce/ozne Pozitivizm icin-kavram/isim. Yani metafizik tartismasinda 3 varlik 3 de gercek vardir. Onemli olan ise DOGRULAMANIN HEPSINDE DE AKILCILIGIN, ILKLIGIN, TEKLIGIN, MUTLAKLIGIN, DETERMINIZMIN VE INDIRGEMECILIGIN olmasidir. Iste o yuzden bunlarin hepsi bilgidir cunku bilgi inanc ile gercek arasindaki dogrulamadir. Iste bu DOGRULANAN Bilgi epistemolojide tartisilir ayni gercegin ne oldugu tartismasi gibi. Epistemoloji ayrica bilimsel/bilissel bilgi tartismasinin da tabanidir. Neyse gelince gorusmek uzere. Demokrasi konusu ise dogal degil zaten. Yani NUMENAL YETININ FENOMENLESTIRDIGI bir kavram. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Önce bu "doğrulama" kavramının içinden çıkalım. Ben iddia ediyorum ki doğa gerçekleri olmadan fikirler doğrulanamaz. Bilim de zaten budur. Demokrasiden bahsetmişsin. İrdeleyelim o halde. 1- İnsanların sosyal yaşamlarını(yaşam mücadelesinin ayrıntıları) gözlenmeden demokrasi fikri olur muydu? 2- Saptırılan demokrasi fikirlerini(ideolojilerini) yeniden doğrulamak için yaşam mücadelelerinin ayrıntıları gözlemlenmemeli mi? 3- Demokrasi fikirleri eğer insan fikirleri ile doğrulanacaksa bu bizi idealizme götürmez mi? Mesela falan filozofa, filan siyasiye, yada peygambere götürmez mi? 4- Senin için demokrasiyi doğrulama zorunluluğu oluştu.. Kimi veya neyi referans alacaksın? Ölçün, kaynağın ne olacak? Olmaz. O yuzden fenomenin gozlemi Hem de devamli idealizme degil, izmlerin guc otorite ve iktidar mucadelesine goturur. Cunku dogruluk savasimi vardir. Ben de demokrasi yoktur, hak ve ozgurlukler vardir bu da tum insanoglu icindir. Demokrasi parcasal siyasi ve gucedayanir, bir yuzu de diktatorluktur. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2013 Metafizik dogrulama-ilk, tek, mutlak, kesin v.s. akilcilik varlik indirgemeci determinist olarak on kabul, gercek bu on kabulun ideolojik inancsal gercegi Etik dogrulama-iyi, guzel, dogru v.s. yonlendirim/yaptirim Epistemolojik dogrulama-bilgi, bilginin ne oldugu Bilimsel dogrulama- bes duyu, gozlem, olgu, teori, teori test yanlislama/gecerlilik. Bilimsel dogrulama disinda kalanlarin yanlislanma olanagi yok, dolayisi ile bilimsel degil. Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Iste bu temelde, bir seyin evrensel onay kazanmis olmasi demek, onun biliminin dalina gore, bilimsel olarak ta ki yanlislanana kadar, gecerliligi, yani kabul/red karsitliginin gecersizligi demektir. Yanlislanabilirligi de, yine gozlem, deney v.s. ile, ortaya konacak yeni formulun v.s. evrensel onay alarak gecerliligi, eski halinin gecerliligini gecersiz kilmak demektir. -http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7027-evrensel-olmak-kavram-ve-evrensel-onay-kazanmak-olgu-farki/- Bilimsel doğruların yanlışlanabilirliği hangi koşullara bağlıdır? Benim şu bildiklerim doğru mu? Doğru ise başka koşullar var mıdır? Yeni teknolojik gelişmelerle(keşifler) edinilen yeni bilgiler, yeni bulgular, değişik zaman ve mekan, evrenin bilinmezlerinin bilinir olması hali(yeni bilimsel bilgi). Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Bilimsel doğruların yanlışlanabilirliği hangi koşullara bağlıdır? Benim şu bildiklerim doğru mu? Doğru ise başka koşullar var mıdır? Yeni teknolojik gelişmelerle(keşifler) edinilen yeni bilgiler, yeni bulgular, değişik zaman ve mekan, evrenin bilinmezlerinin bilinir olması hali(yeni bilimsel bilgi). Fen bilimlerinde, yeni bir bilgi edinmek için kullanılan yaklaşım tarzı, yöntemdir. Bilim adamları bu yöntemle, zaman içinde bilgilerin üst üste binmesiyle evrendeki olayların doğru ve güvenilir bir betimlemesini yapmayı amaç edinirler. Bilimsel yöntem, en basit haliyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir: Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması (3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması Tam tutarlılık sağlandığı zaman hipotez, gözlemlerin açıklanabilip yeni akıl yürütmelerin yapılabileceği bir kuram haline gelir. Böylelikle bir fenomen türünü açıklayan kolay anlaşılır ve tutarlı bir önermeler grubu oluşturulmuş olunur. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 "Beyaz kugu/siyah kugu" ornegini hatirliyor musun? Olmasi gerekenler; teori teorinin test edilebilmesi gozlem ve olgu. Yeni elde edilen bulgular ve onlar ile ilgili bilgiler teori duzeyinde ise teorisi test edilebiliyor ve gozlem veriyorsa ya da MANTIKSALOLABILIRLIK OLASALIGI GOZLEME YATKINSA" bilimseldir. Mesela bugun ne big bang ne de ondan onceki sabit durus teorileri gozlem vermemistir. Oyle oldugu halde, big bang teorisinin zamansal evrenin yasi temelindeki patlama olarak gozlem vermesi uzerine yapilan calisma (Higgs Bozonu/CERN Deneyi) mantiksal olabilirlik olasiligi olarak bilimseldir. Diger teori ise teori ve teknik gelisim ve post modern gelisim temelinde artik bilimsel kabul gormemektedir. Cunku evrende boyle bir gozlem olmadigi gibi, evrendeki fenomenal hareket bu teoriyi bir yerde yanlislamaktadir. Iste bu temelde teori ya da varsayim duzeyindeki bir bilimsel hipotez, baska bir hipotez ve teori ile bilimsel mantiksal olabilirlik olasiligi acisindan ya da teknik gelisim ile yanlislanabilir. Sorularina yanit oldu mu? Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Son cümlendeki "teknik gelişim" benim "teknolojik gelişmeye" denk galiba. Diğer "bir bilimsel hipotez, baska bir hipotez ve teori ile bilimsel mantiksal olabilirlik olasiligi" nı da kabul ediyorum. Ben bunu belirtmemiştim. Tabi sonuçlanması da önemli. Söylemek/sormak istediğim, senin de şemalarla gösterdiğin, sonuç ta belirlenen KURAM(bilimsel bilgi), yanlışlanabilir değil midir? Yanlışlanamaz demek bilimsel olmadığına göre, gelecek için, belirttiklerim yanalışlanabilirlik için birer koşul değil midir? Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Son cümlendeki "teknik gelişim" benim "teknolojik gelişmeye" denk galiba. Diğer "bir bilimsel hipotez, baska bir hipotez ve teori ile bilimsel mantiksal olabilirlik olasiligi" nı da kabul ediyorum. Ben bunu belirtmemiştim. Tabi sonuçlanması da önemli. Söylemek/sormak istediğim, senin de şemalarla gösterdiğin, sonuç ta belirlenen KURAM(bilimsel bilgi), yanlışlanabilir değil midir? Yanlışlanamaz demek bilimsel olmadığına göre, gelecekte benim belirttiklerim yanalışlanabilirlik için birer koşul değilmidir? Tabiki yanlislanabilirdir bu kuramin gecerliligi iki turlu yanlislanir. Ya gozlem deney v.s. kurama uymaz. Yani kuram test edilemez. Ya da big bang olayinda acikladigim gibi baska bir kuramin gozlem ve deney mantiksal olabilirligi daha bilimsel olarak ortaya konur. Kuram teori demektir. Olgu ise KURAMIN GOZLEM VERMIS OLANIDIR. Olgu, bilimsel verilere dayalı, kanıtlanabilir özellikteki bilgidir. Olgu; nesnel ve irade dışı olumlardır ve sık sık olay ile karıştırılır. Tarafsızdır, Nesneldir, Yoruma açık değildir, İstenç (irade) dışıdır, Bir süreç belirtir, Herkes tarafından kabul edilmiştir. Karşıt örnekler: Atatürk 1881 yılında doğmuştur:(Olgu değil olaydır.) Türklerin ilk sözlüğü Divan-ı Lugat-it Türk'tür:(olgu değil olaydır.) Atatürk 19 Mayıs 1919'da Samsuna çıkmıştır:(Olgu değil olaydır.) Türkiye'nin başkenti Ankara'dır:(Olgu değil olaydır.) Atatürk 10 Kasım 1938'de vefat etmiştir: Olgu değil olaydır.) Uygun örnekler: Suyun 99 derecede kaynayıp 100 derecede buharlaşması, olgudur ama falancanın kilosu olaydır. Işığın hızı, olgudur ama falancanın saniyedeki hızı, olaydır. Yer çekimi, olgudur. Canlıların üremeleri, olgudur ama falancanın üremesi, olaydır. Kisaca bilimsel olgu artik kuram ya da teori degiuldir, cunku hem gozlem verir hem de kurami test edilebilir. Alıntı
Misafir meraba Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Yahu bunları biliyorum. Onlarca kez konuştuk. Benim öğrenmek istediğim; 1- Kuramın(bilimsel yasa) yanlışlanabilirliğinin olup/olmadığı (Geçmişte bir arkladaşla tartışmıştık. O, kesin yanlışlanamaz olduğunu savunmuştu). Mesela her hangi bir fizik, kimya kanunu.. 2- Bilinmez mekanlardaki (mesela uzay, evren) yeni bulgular, yanlışlanabilirlik için bir sebep midir? Orada yapılan bilimsel bulgular dünya koşullarındaki kuram'a alternatif midir? Bu nedenle de bilimsel kuramlar da mekana ve zamana göre göreli olmuyor mu? Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Mesela ornek verelim; Celik paslanmaz- Bu bir bilimsel teoridir. Eger; Celik denen metal ve pas denen olgu bir araya gelmiyorsa ve bu gozlemlenmisse, olgudur. Ne zamana kadar? Taki bir celigin paslandigi gozlemlenene kadar. Boyle bir gozlemde; celik paslanmaz cumlesi artik bilimsel degildir ve yasamayan gecersiz bir bilgidir. Dolayisiyle olgu olmaktan da cikar, sadece bu cumlede israr edenler acisindan onlarin akillarinin kendilerince dogrulayarak gerceklestirmesi olarak kalir dolayisi ile bunun bilimsel olmadigini bilen ile kisir dongu olarak tartisir durur. Her sey maddedir. Bu bilimsel bir teori degildir. Cunku maddenin KESIN OLARAK NE OLDUGU ORTAYA KONAMAMISTIR. Ustelik "her" gibi bir ISTISNASIZ GENELLEME de gecerli degildir. Ayni "ilk/tek olan maddedir ve madde mutlaktir" da oldugu gibi. Hem ilklik teklik gozlem vermez, hem maddenin ne oldugu madde olarak degil gozlem olarak ortaya konur hem de bu cumle kesinlik icerdiginden bilimsel yanlislanabilmeye terstir. Iste o yuzden GOZLEMIN VEREN TABANI FENOMENIN NE OLDUGU TARTISMASI METAFIZIK, VARLIKSAL, ONTOLOJIK TEOLOJIK V.S. olarak bilimsel degildir. Neyin olgu neyin kuram v.s. oldugu cesitli orneklerle gosterilebilir ve BUGUNUN OLGU VE KURAMI YARIN GOZLEM ILE YANLISLANABILIR. Iste eski klasik yani metafizik tabana dayanan bilim ile bugunku bilimin farki tam da FENOMENIN NE OLARAK VE KESIN OLARAK DEGIL; ONUN GOZLEMININ OLGUSAL GECERLILIK VE GOZLEMSEL YANLISLANABILIRLIK OLARAK ORTAYA KONMASI farkidir. Klasik bilim, felsefi bilim olarak ideoloji ve inanc icerirken; modern bilim bilimsel felsefe olarak determinizm indirgemecilik kesinlik ilklik teklik v.s. icermez. Yani modern bilimin BILIMSELLIGINDE IDEOLOJI INANC VE AKILCILIK YER ALMAZ. Alıntı
∞ evrensel-insan Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Gönderi tarihi: 20 Mart , 2013 Yahu bunları biliyorum. Onlarca kez konuştuk. Benim öğrenmek istediğim; 1- Kuramın(bilimsel yasa) yanlışlanabilirliğinin olup/olmadığı (Geçmişte bir arkladaşla tartışmıştık. O, kesin yanlışlanamaz olduğunu savunmuştu) 2- Bilinmez mekanlardaki (mesela uzay, evren) yeni bulgular, yanlışlanabilirlik için bir sebep midir? Orada yapılan bilimsel bulgular dünya koşullarındaki kuram'a alternatif midir? Bu nedenle de bilimsel kuramlar da mekana ve zamana göre göreli olmuyor mu? Tabiki vardir, olmazsa zaten bilimsel olmaz. Olabilir de olmayabilirde. Bilimsel olgular kuramlar ve bilgiler genelde NSA yani "normal sartlar altinda" dir. Sartlarin normalin disina cikarsa gecerliligini yitirir. Buradaki bir alternatifsizlik soz konusu. Yani uzay sinirsiz ve sonsuzlugunda uzaya gore esamesi okunmayan bir samanyolunda ona gore bir anlam tasimayan bir gunes sisteminde onun da INSANOGLUNA GORE bilinen tek gezegeni dunyada ve yine dunya uzerindeki o kadar fenomenden sadece INSANOGLUNA GORE butun bu gecerlilik ve yanlislanabilirliktir. Yarin birgun dunyadan baska bir fenomen, ya da gunes sisteminden baska bir gezegen, ya da samanyolundan baska bir sistem ya da baska bir yildiz kumesi .... bunyesinde INSANOGLUNA ALTERNATIF VE DIALOG KURABILEN baska bir sey cikarsa; o zaman bu yeni dialog ile neyin ne oldugu tekrar gorusulur v.s. Evet hersey goreceli ve degiskendir. Cunku bir ....e goresi vardir. En temel .... gorede; Herseyin INSANOGLUNA VE ONUN GOZLEMINE ALGISINA KAVRAMINA BILGISINE DILINE FELSEFESINE BILIMINE INANCINA IDEOLOJISINE V.S. GORE oldugudur. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.