Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Evrensel-İnsan'a Sorular..


Misafir meraba

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 148
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Yani yanlışlanamayan kuram olarak ışık hızı mı kaldı demek istiyorsun?

 

Yanlışlanamadığına göre Tanrı ışık olmasın? smile.png

Tanri olamaz. Cunku gozlem veriyor. Yanlislanamamasi gozlemsel ya da ortaya atilan teorilerin mantiksal olabilirlik olasiliginin bulunmamasi.

 

Tabi ki panteistler gibi, sen de eger bir tanri ariyorsan ve bunu aklinin inandigi dogrulama olarak gerceklestiriyorsan, yani isik ile tanrini ozdestiriyorsan, senin icin olabilir tabi ki neden olmasin. :)

 

Biliyorsun en son S.Hawking aradigi tanrisini "bilim yasalari tanri olabilir" diyerek bulmustu. Yani teori/kuram=tanri yapmisti. 

 

O yuzden konu tanrida degil, AKLIN TANRILASTIRMA EYLEMINDE. Akil bundan kurtulamiyor ve arinamiyorsa; elbet kendine dogruladigi kendinin inandigi ve kendince gerceklestirdigi bir tanri bulacaktir. Yoksa rahatsiz olur.

 

Tek cozum AKLIN TANRI ARAMAMASI VE TANRILASTIRMA EYLEMINE IHTIYAC DUYMAMASIDIR. Yoksa teolojik olarak herkes aradigi tanrisini bulur ya da yoklar aklinca rahat eder.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabi ki panteistler gibi, sen de eger bir tanri ariyorsan .

 

Öyle bir tanrı arayışım yok. Arasam bulabilmem de imkansız. Benden önce binlerce tanrı bulunmuş. Şimdilik onlarla yatıp kalkıyoruz. Yetiyor bize.. smile.png

 

Işık konusuna gelince; belki yeni teknolojilerle hızını çok mikro boyutlarda yeniden tespit edebilirler. Bu şekilde bilinen ışık hızı yanlışlanmış olacaktır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Öyle bir tanrı arayışım yok. Arasam bulabilmem de imkansız. Benden önce binlerce tanrı bulunmuş. Şimdilik onlarla yatıp kalkıyoruz. Yetiyor bize.. smile.png

 

Işık konusuna gelince; belki yeni teknolojilerle hızını çok mikro boyutlarda yeniden tespit edebilirler. Bu şekilde bilinen ışık hızı yanlışlanmış olacaktır.

Olabilir. Gecenlerde bu konuda zaten bir "Yanlis alarm" verildi. Inanirlarin da para psikoloji astroloji v.s. gibi pseudo scince yani sozde bilim olarak ortaya attiklari var zaten.

 

http://en.wikipedia.org/wiki/Tachyon

 

http://tr.wikipedia.org/wiki/Takyon

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Serbest Dusunurluk-Free Thinking
http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7006-serbest-dusunurluk-free-thinking/

Yeni bir konu:

Bu konuda dikkatimi çekenler. Soracaklarım;

"Eger, bir dusunur, herhangibir konuda konuya belirli sabitlerle ve bunlara inanarak yanasiyorsa; serbest dusunemez."
"INANCIN OLDUGU YERDE, SERBEST DUSUNCE OLAMAZ."

Diyorsun ve arkasından;

"serbest dusunceye beyni yatkinlastirmak icin; durmaksizin ve dogrulamaksizin, sorun temelinde herseyi nedenleme-sorgulama."

Formülünü gösteriyorsun.

İyi de, aklını başkalarına kiraya vermiş insanlar(inananlar), serbest düşünce cesaretini gösteremez ki.. Onların algıları(fikirler) değişmezdir, kutsaldır. Düşünmelerine, nedenlemelerine, sorgulamalarına engeldir. Hatta çoğunlukla ömür boyu engeldir.

Yukarda belirttiğin gibi, inançlar, kişilerin bu bu engeli aşamalarına engel olacağına göre, engeli aşmanın formülü nedir? Başka bir serbest düşünürün etkisi olabilir mi? Bu da hemen aklıllara serbest düşünmeyi öncülleştiren eğitim kurumlarını getiriyor.

Bu nitelikteki kurumları da sömürü düzenler engellediğine göre, kişinin başına taşın düşmesini mi bekleyelim? smile.png

Bu bilinci kazanma nasıl olur? Kişiselmidir, toplumsalmıdır?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Herseyden once bilinc acikligi gerekir. Yani konu ve de kavramda aklin bilincalti sartlanmisliginin imaninin sarsilmis olmasi gerekir.

 

Ikincisi bilgi ve dusunebilme duzeyi adina konu ve kavramda noncognitivizmi tasimamak, ya da bunun farkinda olmak gerekir.

 

Ucuncusu serbest dusunulecek konu ya da kavramda, bilincalti da olsa bir rahatsizlik, zarar ya da sorun algisi gerekir.

 

"Evrimci ve devrimci sorgulama" bu bilincin nasil kazanilacagini acikliyor.

 

En onemlisi birey bilincini almis olmak, ya da farkinda olmak gerekir.

 

Serbest irade gerekir ve neyi neden ve nasil oyle yaptiginin dusundugunun bilinc ve farkindaligi gerekir.

 

Tabiki bilimsel bilissel dusunebilme ufku gerekir.

 

Bu konuda en onemli kisim; kisinin kendi dusunce ve konuya kavrama egilim temelinde ona ilgi duymasi, onemsemesi ya da ondsan etkilenmesi gerekir.

 

Kisaca serbest dusunce, beynin sorun yasadigi zaman olanaklidir. Beyin her turlu duzeyinden kendini mutlu, huzurlu memnun v.s. hissediyorsa, uyuyor demektir. Ilk uyku uyaricisi da bu olumlu hissin olumsuz bir icerik algisi olmasidir.

 

Bir konu ya da kavramin bilinc ve farkina varmak demek; onun sorun oldugunu algilamak demektir. Yani bir anti yada a ya da non teist, teizmin bilincinde ve farkindadir. Ya da milliyetci olmayan birisi, milliyetciligin bilinc ve farkindadir. Iste burada bilinc ve farkinda olmak SORUNU ALGILAMAKTIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Serbest dusuncenin farkina varmak ve bilincine ulasabilmek icin, once imzada belirtilen konulari algilamak ve uygulamak gerekir.

 

bu asamadan sonra, farkiuna ve bilincine varilan konu ve kavramin sorunlarini ortaya koymak gerekir.

 

Iste serbest dusunurlugun bilisselligi ancak bundan sonradir. Yani kendinde zihniyet ve davranis olarak uygulama.

 

Mesela ben birey olarak her turlu etik ve metafizik konularinda serbest dusunurum.

 

Yani varliksal, inancsaal, ideolojik, dogrusal, yaratilissal, ve akila dogumdan itibaren verilen her turlu etik yonlendirim ve yaptirimlar ve de bunlarin duzeni sistemi kurum ve kuruluslari konusunda.

 

Burada etik kisaca "insanoglu bir arada nasil yasar?" sorusunun sosyo-psikolojik icerigidir.

 

Dini milli siyasal ahlaki, toresel, an ananevi, kulturel, tarihsel v.s. konularini kapsar.

 

Iste serbest dusunurluk hem bireysel hem de ortaya koyum olarak bu konu ve kavramlara insanoglunun nasil ve neden teslim oldugunu ve sorununu ortaya koyar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Yazılarınızı ilgiyle okuyorum.

 

Qua felsefesini ortaya atan siz misiniz bilmiyorum fakat açıklamalarınızdan anladığıma göre  (cognitivizm)' i tekrar felsefe düzeyine indirerek noncognitif bir tartışma yolu açıyormuşsunuz diye anladım ben. Ne düşünüyorsunuz bu konuda? Ben mi yanlış anlamışım?

 

Cognitive düşünceyi noncognitif bir sürecin içine sokmak, tüm bunların kendi içinde çelişmesine sebep olmaz mı? (Kavramsal olarak)

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Burada yazildigi sekilde aciklayan benim. Qua felsefesini Paul Kurtz "eupraxsophy" makalesinde kullasnmistir. Bu makale sitede vardir.

 

Ayrica "qua being qua" olarak tarihte cesitli filozoflar konuya deginmistir.

 

Benim getirdigim ana fark ise, Qua qui farkidir. Yani bu algilanamayan farkin acikliga kavusmasidir.

 

Cognitivizm, bilissel bilim olarak kullanilmaktadir. Non cognitivizm ise bu beynin bir konudaki idrak etmesinin, algilamasinin ve kavramasinin noksanligi anlamindadir. Buradaki noksanlik, ya yeteri kadar bilgilenmemekten ya da beyni ufuk olarak tikayan aklin sinirlarini asamamaktan, yani yeteri kadar bilinclenememekten kaynaklanmaktadir.

 

 

Konu felsefeye indirgemek degil; aksine bilimselligi felsefeye tasimaktir. Zaten bilimsel felsefenin bilissellik gerektirdigi de burdan algilanir.

 

Konu ile ilgili asagidaki basliklari okursaniz, daha bir detayli bilgi edineceginizi umuyorum.

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/293793-cognitivizmnoncognitivizm-kavrami-beyinde-sahiplenmebulundurma/

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/293547-bilimsel-cognitivizm-ve-teolojikmetafizik-noncognitivizm-farki/

 

http://www.turkish-media.com/forum/topic/293546-noncognitivizm-farkindasizlikbilissel-olmama-durumu/

 

Cognition, bir seyi kavramak, idrak etmek ve algilamak oldugundan, burada bunun kavranamamasi, idrakedilememesi ve algilanamamasi bir engeldir. Bu da noncognitivizmdir. Kisinin bir konu ya da kavramdaki noncognitivizmini asmasi bunu asamak istemi ve asamamasinin bir sorun olarak kisice algilanabilmesi ile mumkundur.

 

Burada eger bir tartisma varsa, o da cognitivizmin yani bilisselligin, beynin onu almaya acik olmasi konusudur. Iste bir konu ve kavramda verilenin algilanamamasinin nedeni noncognitivizmdir.

 

Yukaridaki verilen uc baslikta bu konunun yeteri kadar aciklandigini dusunuyorum.

 

Eger hala sizce aciklanmasi gereken varsa, isterseniz yine bu baslikta dile getirebilirsiniz.

 

Sorulariniz ve ilginiz icin, tesekkurler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

evrensel-insan, 05 Ağu 2013 - 06:07 tarihinde , dedi kisnapback.png

Birincisi fenomen zaten insanoglundan bagimsizdir. Dunya da bir fenomendir. Ikincisi ise fenomen hakkindaki her turlu ortaya koyumun bir insanoglu yapilandirilmisligini soylemektir. O yuzden fakat vardir. Ayrica epistemoloji bilgi demektir. Vaarlik ise metafizigin konusudur. Cunku metafizige gore varlik, ontolojiktir. Epistemolojiye gore de bilgiseldir. Bu bilgiyi de insanoglu fenomene verir. Kisaca bilgi turemesi icin ortada bir fenomen vardir, iste insanoglu tum bilgiyi bu fenomenden turettigi icin gerceklik yapilandirilmistir. Buradaki konu ayrica varlik degil; gecekliktir. Yani varliksal gerceklik degil; bilgisel gerceklik ve yapilandirilmisligi.

Efendim yazdıklarınızda tutarsızlıklar var.

1- Fenomen zaten İnsanoğlundan bağımsız ise, neden alıntıda Yapılandırmacılara göre öyle olduğu özellikle vurgulanmış. " Bilindiği gibi " falan denebilirdi.

2- İlk cümlede fenomenin kendisinden bahsediliyor, bilgisinden değil. Kendisinden bahsedilen Fenomen varlığa ilişkin değil midir ? Bu bir numen ( öz ) olduğu iddiası değil midir ?

Yani, ilk cümle Fenomenin varlığı hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koymaz mı ?         
 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Efendim yazdıklarınızda tutarsızlıklar var.

1- Fenomen zaten İnsanoğlundan bağımsız ise, neden alıntıda Yapılandırmacılara göre öyle olduğu özellikle vurgulanmış. " Bilindiği gibi " falan denebilirdi.

 

Birincisi yapilandirmaci epistemoloji, bilimsel bilgi felsefelerinden biridir.

 

Bilginin epistemolojik olarak algisi gercegin ne oldugunun inanc ile dogrulanmasi oldugu temelinde; yapilandirmaci epistemoloji gercegin ne oldugunun (truth) ve gercekligin(reality) metafizik ve ontolojik degil; yapilandirilmis oldugunu soyler.

 

Iste bu temelde insanoglunun iradesinden bagimsiz bir gercekligin oldugunu, fakat bu gercekligin; anlaminin iceriginin taniminin kisaca her turlu bilgisinin yapilandirilmislik oldugunu soyler ve ontolojik gerceklik yerine, yapilandirilmis gercekligi savunur. Cunku gerceklik insanoglu tarafindan yapilandirilmistir.

 

Fenomene gelince; fenomen bilimin bilimsel olarak insanoglu algisina gozlem veren tabanidir.

 

2- İlk cümlede fenomenin kendisinden bahsediliyor, bilgisinden değil. Kendisinden bahsedilen Fenomen varlığa ilişkin değil midir ? Bu bir numen ( öz ) olduğu iddiası değil midir ?

 

Fenomen bilgi felsefesinin bilimsel felsefesinde insanoglu algisina yansiyan ve gozlem veren tabandir. Yani gorungu ya da 5 duyu ile algilanabilen hersey. Varlik olarak varligin ne oldugu metafizigin ontolojik/teolojik alaninin tartismasidir. Bilim bu temelde fenomeni taban olarak alir ve gozlemini algilayarak kavramsal bilgiye tasir. Fenomenin ne oldugunu bilim bilimsel olarak metafizxik/ontolojik taban (madde/nesnel, dusunce/oznel ve pozitif/isim) in ideolojileri ya da inanclari olarak ve kesin bir sekilde ortaya koymnaz. Sadece ondan insanoglunun turettigi bilgiyi ortaya koyar.

 

Numen ise uc farkli anlam ve iceriktedir.

 

Kant'in ortaya koydugu sekliyle (thing in itself) fenomenin karsiti yani oz

 

Insanoglu beyninin soyutlama yetileri; dusunce, zeka, akil, hafiza, bilinc v.s. yani bilissel bilim

 

Numenal degerler; Insanoglunun goruntu vermeyen duyumsal olarak ortaya koydugu her turlu deger. Bata etik ve estetik degerler. Kisaca soyut kavramlar.
 

 

 

Yani, ilk cümle Fenomenin varlığı hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koymaz mı ?

 

Fenomen bir kac cesittir.

 

Insanoglu numeno kavramsal ve sosyo-psikolojik neuro kimyasal yapisi ve isleyisi olan fenomen

 

Insanoglu algisina gozlem veren ve insanoglu olmayan fenomen

 

Tamaman insanoglunun somutlastirdigi fenomen.

 

Fenomen gozlem verdigi surece daimidir ve insanoglu bu gozlemden ne algilarsa onu kavramsal bilgiye cevirir. Bu temelde insanoglunun algisi ve kavramsal bilgisi de daimidir. Ayrica hem fenomen hem de insanoglu algisi ve kavramsal bilgisi sinirsizdir yanlislanabilir degisebilir gelisebilir kisaca ortada her iki kapsamda da "bu budur/degildir" determinizmi kesinligi mutlakligi v.s. yoktur.

 

Boyle bir ortaya koyum sadece iderolojik inancsal bir dogru olur ve sadece dogrulayani baglar.

 

         
 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yapilandirmaci epistemolojinin yapilandirilmisliginin temeli varliga degil bilgiye dayanir. Onun icin insanoglu sadece gozlemini ortaya koyabilir. GOZLEMI VEREN FENOMEN TABANINI FENOMENIN ADINA VE KENDISI OLARAK ORTAYA KOYAMAZ. Burada gozlem vardir, inanc yoktur. Zaten insanoglu olmadan bir sey ortaya konamayacagi icin her ortaya konan ucludur. Yani varliksal temellerden hepsini ve ayrilmaz bir sekilde icerir. Madde, dusunce ve kavram. Insanoglu ve bu uc yetisi olmadan hic bir sey ortaya konamaz. Ortaya konan da sadece kavramsal bilgidir, varligin kendisi degil.

Fakat bu söyledikleriniz Yapılandırmacı Epistomolojiye uymuyor.

 

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds, but knowledge of the world is always a human and social construction.[1] Constructivism opposes the philosophy of objectivism, which embraces the belief that a human can come to know the truth about the natural world not mediated by scientific approximations, with different degrees of validity and accuracy. ''

 

( eng. Wikipedia )

Cumle koyulastirdiginiz yerde bitmiyor ve soyle devam ediyor. dunyanin bilgisi HERZAMAN insan ve sosyal yapilandirilmisliktir. Benim dedigim ile de celismiyor. Insanoglundan bagimsiz olan ve insanogluna gozlem veren bir fenomen algida !? isareti vara donusuyor. Insanoglu kendisine gozlem veren ve var olarak algiladigi bu fenomene bir kavram veriyor, mesela agac. Iste ondan sonrada bu agac uzerine bilgi turetiyor. Bu bilgi agactan degil onun gozleminden turetiuliyor. Agac fenomenin kendisi degil; insanoglunun ona verdigi bir addir. Dolayisi ile benim dedigim ile celisen bir sey yok. Yani insanoglu fenomeni degil; onun gozlemini ortaya koyar. Buradaki agac fenomenin kendisi degil, adidir. Ayni alinti benim konu ile ilgili basligimda da var ve ben o baslikta bunu cok dahas detayli acikladim. Cunku buradan GERCEGIN ONTOLOJIK DEGIL; YAPILANDIRILMIS OLDUGU ORTGAYA CIKIYOR. Yapilandiran da biz insanoglu kendi yetimiz ile ustelik bize gozlem veren fenomen ile bir dialog kurmadan, sadece kendi monologumuz ile.

Efendim, alıntıdaki ilk cümlede ontolojik bir sav var. İlk cümlede dünyanın bilgisinden değil, dünyadan söz ediliyor ve onun ( varlığın ) insan zihninden bağımsız bir gerçekliği olduğu iddia ediliyor Yapılandırmacılar tarafından. Siz ise varlık konusuna hiç girmeden ( bir şey söylemeden ) yalnızca bilgi temelli görüşünüzü ifade ediyorsunuz ve bu tabii ki Yapılandırmacılarla çelişmiyor. Uyumsuz olan ise ilk cümledeki sav. Ben bunu göstermek için bilhassa koyulaştırmıştım. Yoksa elbette daha sonra gelen cümleleri okumamış değilim.

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''

 

Yani Yapılandırmacılarla uyumsuz olduğunuz nokta bilgi konusunda değil, varlık konusunda. Ya da herhangi bir uyumsuzluk yok ve siz de dünyadan söz ediyor ve onun ( varlığın ) insan zihninden bağımsız bir gerçekliği olduğu iddia ediyorsunuz.

Hayir efendim, ontolojik bir sav yok. Epistemolojik bir sav var. O yuzden cumle "fakat" ile devam ediyor. Cunku eger okumaya devam ederseniz, yapilasndirmaci epistemoloji ONTOLOJIK GERCEKLIGI DEGIL; YAPILASNDIRILMIS GERCEKLIGI ORTAYAS KOYAR.

 

Tabi bunun icin once metafizigin ontolojisinin sinirlari disina cikilabilmesi gerekir. Yapilandirmaci epistemoloji adi ustunde ontolojik degil; epistemolojik bakis acisidir.

 

Kisaca.

 

Herhangibir fenomen, insanoglu fenomeni olmadan kendini kendi adina ortaya koyamaz. Cumle bu. Eger aksini soyluyorsaniz, ispat edin diyemiyecegim. Cunku siz bir insanoglu oldugunuzdan sizin ispatiniz gecmez. Ispat sadece baska bir turun acisindan olur. Bunu da o turun aciklamasi gerekir. Eger siz arabuluculuk yapacaksaniz, o zaman da o tur ile kurdugunuz ortak dialogu aciklamaniz gerekir.

 

Yukarida acikladim. Ufkunuzu metafizigin varliksal tikanikligi disina cikarabilirseniz algilayabileceginizi umuyorum. Yani insanoglu fenomeni olmadan hic bir fenomenin ortaya konamayacagini.

Efendim, elbette insanoğlunun varlık hakkındaki bilgisi insanoğlu zihninde insanoğlu tarafından yapılandırılmış olan bilgidir. Bununla bereber neticede tüm bu bilgi algılara ( 5 duyu ) dayalıdır.

 

Ancak bunun böyle olması, fenomenin varlığın kendi hakkındaki bilgisinin tümünü verdiği anlamına gelmediği gibi, vermediği anlamına da gelmez.

 

Eğer, feonomenin varlığın kendi hakkındaki tüm bilgisini vermediğini iddia ediyorsanız, 5 duyu ötesi ( eğer varsa ) duyulara sahip olan farklı bir tür olmanız gerekir. O yüzden ben de size bunu ispat edin diyemeyeceğim. Çünkü, siz de farklı bir tür değilsiniz.

 

Ki ben varlığın kendi hakkındaki tüm bilgisini verdiği iddiasında değilken yazdıklarınız yalnız benim düşüncemi anlamadan fikir yürütmek olmuş.

 

Onun için net bir şekilde bir kere daha ifade edeyim :

 

Ben varlığın kendi hakkındaki tüm bilgisini ne verdiği iddiasındayım, ne de vermediği iddiasındayım.

 

Şimdi,

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''

 

( Yapılandırmacılara göre, dünya insanoğlu zihninden bağımsızdır ) cümlesi,

 

Fenomenin varlığın hakkındaki tüm bilgiyi vermediğini iddia eden ontolojik bir savdır. Fakat ile devam eden ikinci cümle epistomolojik bakışı ortaya koyar. Yoksa neden '' fakat '' desin ?

 

“ but knowledge of the world is always a human and social construction. “

 

( fakat dünyanın bilgisi her zaman bir toplumsal ve insansal yapılandırmadır. )

 

 

Devamında da, Yapılandırmacıllığın objektivizmin karşıtı olduğu söyleniyor. Bu sav da ontolojiktir. Karşıtı Subjektivizmdir.

 

“ Constructivism opposes the philosophy of objectivism, which embraces the belief that a human can come to know the truth about the natural world not mediated by scientific approximations, with different degrees of validity and accuracy. ''

 

İşte, eğer siz, bu ilk cümledeki ve yukarıdaki paragraftaki görüşte değilseniz ( benle aynı düşünüyorsanız ), Yapılandırmacılarla ters düşmüşsünüz demektir. Dolayısıyla Yapılandırmacı Epistomoloji felsefesine sahip değilsiniz demektir.

Hayir efendim. Bilgi sadece duyusal degildir, ayni zamanda duyumsaldir da. Mesela "ne guzel cicek" cumlesindeki "guzel" duyusal degil, duyumsaldir. Gozlemin disinda aklin turettigi tum bilgiler genelde duyumsaldir. Yani gozlem vermeyen bilgiler.

 

Insanoglu disindaki fenomen, insanoglu fenomenine bilgi vermez algi ve gozlem verir. Bilgi insanoglunca fenomenden turetilir. Yani insanogluna aittir. Zaten fenomen de gozlem de algi da kavram da sinirsizdir. Yoksa bilgi ne degisir ne yanlislanabilir ne eskir ne de gelisebilirdi. Iste o yuzden fenomenin kendisinin ne oldugu ortaya konamaz, sadece bilgisi ortaya konur. Fenomenin ne oldugunu ortaya koymak tartismasi, metafizigin ontolojik tartismasidir.

 

Yukarida duyumsal bilgiyi izah ettim. Burada bilgiyi veren fenomen sadece insanogludur.Buradaki "otesi" degildir, olan sadece insanoglunun iki farkli algisidir. Duyusal ve duyumsal. Duyumsal olan bilgi bilimsel bilgi degildir, cunku gozlem vermez. Ama mutlaka bu bilgi de fenomenden turetilir. Bu fenomen direk ya da indirek olabilir. Mesela cicegin guzeli ile fikrin guzeli farki.

Efendim, Soyut ve Somut bilgiden, Normatif ve Pozitif değerlerden daha önce bahsetmiştim.

 

Normatif değerlerle, Pozitif değerleri karıştırmamak gerekir. Ölçülemeyen, Sevgi, Ahlak, Onur, Üzüntü, İyi, Kötü, Güzel gibi kavramlar ölçülemedikleri için soyuttur, olması gerekeni tayin edene göredir, subjektiftir, özneldir, duyumsaldır, kişiden kişiye değişir. Normatif değerlerdir.

 

Bilimin konusu Somut Bilgidir. Varlık hakkında söz ettiğim bilgi ise elbette Duyusal / Somut bilgidir. Onun güzel-çirkin olması falan gibi duyumsal değildir. Zaten bilimi ilgilendiren fenomen dediğimiz şey de gözlem ve algı ile somut bilgi verendir.

 

Ve aynı zamanda söz ettiğim bu somut bilgi de elbette insanoğlu zihninde yapılandırılmış bir bilgidir. Yoksa, soyut bilginin insanoğlu zihninde yapılandırılmış duyumsal, öznel olduğu zaten bilinen bir şeydir, bu tartışmalı bir konu değildir ve duyumsal ( soyut ) bilgi zaten bilimin konusu değildir ve bu nedenle tartışmamızın da dışındadır.

 

Yeni olan Bilimin elde ettiği somut bilginin ( duyusal ) de aslında varlığa ait olmadığı, insanoğlu zihninde yapılandırılmış olduğudur.

 

Efendim, elbette insanoğlunun varlık hakkındaki bilgisi gözlem ve algı ( 5 duyu ) ile insanoğlu zihninde yapılandırılır. Ona bakarsanız gözlem ve algıyı da fenomen vermez, insanoğlu alır. İnsanoğlu bu gözlem ve algı insanoğluna aittir.

 

Fenomenin ne olduğunu ortaya koymak için ( ontolojik tartışma yapmak için )de bilgi gerekir. Bu bilgi de fenomenden türetildiği için 5 duyu ile elde edilen gözlem ve algıya dayanır.

 

Dolayısıyla Bilginin ne olduğu ortaya konmadan varlık tartışılamaz ve insanoğlunun, varlık hakkındaki zihninde kendisi tarafından yapılandırılmış olan bilgisinin 5 duyuya dayalı olması, fenomenin varlığın kendi hakkındaki bilgisinin ( gözlem ve algısını ) tümünü verdiği anlamına gelmediği gibi, vermediği anlamına da gelmez.

Birincisi fenomen zaten insanoglundan bagimsizdir. Dunya da bir fenomendir. Ikincisi ise fenomen hakkindaki her turlu ortaya koyumun bir insanoglu yapilandirilmisligini soylemektir. O yuzden fakat vardir. Ayrica epistemoloji bilgi demektir. Vaarlik ise metafizigin konusudur. Cunku metafizige gore varlik, ontolojiktir. Epistemolojiye gore de bilgiseldir. Bu bilgiyi de insanoglu fenomene verir. Kisaca bilgi turemesi icin ortada bir fenomen vardir, iste insanoglu tum bilgiyi bu fenomenden turettigi icin gerceklik yapilandirilmistir. Buradaki konu ayrica varlik degil; gecekliktir. Yani varliksal gerceklik degil; bilgisel gerceklik ve yapilandirilmisligi.

 

Burada da karistirdiginiz ontolojhik objektivizm/subjektivizm ile epistemolojik objektivizmdir. Bilgi de objektivizm yoktur. Cunku bilgi insanoglu olarak bir subjeyi icerir. Dolasyisi ile nesnel bilgi insanoglu subjesi olmadan mumkun degildir. Dedigim gibi felsefenin konu dallarini karistiriyorsunuz. Epistemoloji bilgi dali, metafizik varlik dalidir. Siz varliktan bakip bilgiyi degerlendiriyorsunuz. Ayrica yukarida yapilandirmaciligin neden objektivizme karsi oldugu aciklaniyor. Oyuzden benim adima soylediginiz sey sizin adiniza gecerli. Yani ters dusen sizsiniz. Bu arada, varliksal ideolojilerden hangisini savunuyorsunuz, mustakil var olan varlik-materyalizm, idealizm, pozitivizm. Gercek varlik-objektivizm, subjektivizm ve nominalizm (isimcilik)

Buraya bir aciklik getirirseniz, sizi daha iyi algilarim.

Efendim yazdıklarınızda tutarsızlıklar var.

 

1- Fenomen zaten İnsanoğlundan bağımsız ise, neden alıntıda Yapılandırmacılara göre öyle olduğu özellikle vurgulanmış. " Bilindiği gibi " falan denebilirdi.

 

2- İlk cümlede fenomenin kendisinden bahsediliyor, bilgisinden değil. Kendisinden bahsedilen Fenomen varlığa ilişkin değil midir ? Bu bir numen ( öz ) olduğu iddiası değil midir ?

 

Yani, ilk cümle Fenomenin varlığı hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koymaz mı ?

Birincisi yapilandirmaci epistemoloji, bilimsel bilgi felsefelerinden biridir.

 

Bilginin epistemolojik olarak algisi gercegin ne oldugunun inanc ile dogrulanmasi oldugu temelinde; yapilandirmaci epistemoloji gercegin ne oldugunun (truth) ve gercekligin(reality) metafizik ve ontolojik degil; yapilandirilmis oldugunu soyler.

 

Iste bu temelde insanoglunun iradesinden bagimsiz bir gercekligin oldugunu, fakat bu gercekligin; anlaminin iceriginin taniminin kisaca her turlu bilgisinin yapilandirilmislik oldugunu soyler ve ontolojik gerceklik yerine, yapilandirilmis gercekligi savunur. Cunku gerceklik insanoglu tarafindan yapilandirilmistir.

 

Fenomene gelince; fenomen bilimin bilimsel olarak insanoglu algisina gozlem veren tabanidir.

 

 

 

Fenomen bilgi felsefesinin bilimsel felsefesinde insanoglu algisina yansiyan ve gozlem veren tabandir. Yani gorungu ya da 5 duyu ile algilanabilen hersey. Varlik olarak varligin ne oldugu metafizigin ontolojik/teolojik alaninin tartismasidir. Bilim bu temelde fenomeni taban olarak alir ve gozlemini algilayarak kavramsal bilgiye tasir. Fenomenin ne oldugunu bilim bilimsel olarak metafizxik/ontolojik taban (madde/nesnel, dusunce/oznel ve pozitif/isim) in ideolojileri ya da inanclari olarak ve kesin bir sekilde ortaya koymnaz. Sadece ondan insanoglunun turettigi bilgiyi ortaya koyar.

 

Numen ise uc farkli anlam ve iceriktedir.

 

Kant'in ortaya koydugu sekliyle (thing in itself) fenomenin karsiti yani oz

 

Insanoglu beyninin soyutlama yetileri; dusunce, zeka, akil, hafiza, bilinc v.s. yani bilissel bilim

 

Numenal degerler; Insanoglunun goruntu vermeyen duyumsal olarak ortaya koydugu her turlu deger. Bata etik ve estetik degerler. Kisaca soyut kavramlar.

 

 

 

 

Fenomen bir kac cesittir.

 

Insanoglu numeno kavramsal ve sosyo-psikolojik neuro kimyasal yapisi ve isleyisi olan fenomen

 

Insanoglu algisina gozlem veren ve insanoglu olmayan fenomen

 

Tamaman insanoglunun somutlastirdigi fenomen.

 

Fenomen gozlem verdigi surece daimidir ve insanoglu bu gozlemden ne algilarsa onu kavramsal bilgiye cevirir. Bu temelde insanoglunun algisi ve kavramsal bilgisi de daimidir. Ayrica hem fenomen hem de insanoglu algisi ve kavramsal bilgisi sinirsizdir yanlislanabilir degisebilir gelisebilir kisaca ortada her iki kapsamda da "bu budur/degildir" determinizmi kesinligi mutlakligi v.s. yoktur.

 

Boyle bir ortaya koyum sadece iderolojik inancsal bir dogru olur ve sadece dogrulayani baglar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Iste bu temelde insanoglunun iradesinden bagimsiz bir gercekligin oldugunu, fakat bu gercekligin; anlaminin iceriginin taniminin kisaca her turlu bilgisinin yapilandirilmislik oldugunu soyler ve ontolojik gerceklik yerine, yapilandirilmis gercekligi savunur. Cunku gerceklik insanoglu tarafindan yapilandirilmistir.

 

Efendim, constructivist epistemology maddesinden alıntıladığım paragrafın ilk cümlesinde fenomenin kendisinden bahsediliyorbilgisinden değil

 

“ Gerçeklik

 

Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak nesnel dünyada bulunan varlıklardır. Yani nesnenin kendisidir.Genellikle doğruluk kavramı ile aynı anlamda kullanılmaktadır fakat felsefede bu iki kavram farklıdır. Doğruluk bilgiye ait bir özelliktir ve özneye bağımlıdır ama gerçeklik ancak nesnel dünyaya ait bir varlığın özelliği olabilir. Nesnel dünyada var olan ama bir insan tarafından algılanmamış bir şey yine de gerçektir. Bilgi ile gerçeğin uyumu bilginin doğruluğunu sağlar.

 

( tr.wikipedia )

 

 

Kendisinden bahsedilen Fenomen varlığa ilişkindir. Bu bir numen ( öz ) olduğu iddiasıdır.

 

 

Numen (Noumenon) veya Ding an sich, yani "kendinde olan şey", Kant felsefesinde fenomenin ötesindeki bilinemez ve tanımlanamaz "gerçeklik", "gerçek bilgi" manasındadır. Bilginin imkânı ya da imkânsızlığına yönelik düşünceler çerçevesinde, özne'nin ilişki kurduğu nesnenin görüntüsünün ardındaki gerçek özünü tanımlama çabası olan numen, somutun ifade bulduğu "fenomen"'in karşıtı olup, varoluşsal özü ifade eder. Herhangi bir varlığın algımızdan bağımsız, kendi içinde oluşur.  "

 

( tr.wikipedia )

 

 

Yani, constructivist epistemology maddesinden alıntıladığım paragrafın ilk cümlesi, Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır.

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''

 

( en.wikipedia )

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

Efendim, constructivist epistemology maddesinden alıntıladığım paragrafın ilk cümlesinde fenomenin kendisinden bahsediliyorbilgisinden değil.

 

Nerde bahsediyor. Daha once verdigin alintilar ve benim sana acikladiklarim, gerceklik uzerine; fenomen uzerine degil. 

 

“ Gerçeklik

 

Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak nesnel dünyada bulunan varlıklardır. Yani nesnenin kendisidir.Genellikle doğruluk kavramı ile aynı anlamda kullanılmaktadır fakat felsefede bu iki kavram farklıdır. Doğruluk bilgiye ait bir özelliktir ve özneye bağımlıdır ama gerçeklik ancak nesnel dünyaya ait bir varlığın özelliği olabilir. Nesnel dünyada var olan ama bir insan tarafından algılanmamış bir şey yine de gerçektir. Bilgi ile gerçeğin uyumu bilginin doğruluğunu sağlar.

 

( tr.wikipedia )

 

Kime neye gore bu aciklama? Buradaki aciklama ontolojik aciklamadir, epistemolojik degil. Biz ise epistemolojiden bahsediyoruz.

 

Sana daha once de soylemistim. Varlik metafizigin/ontolojinin konusu, bilgi de epistemolojinin diye. Epistemolojiye gore varlik bir bilgidir.

 

 

 

Kendisinden bahsedilen Fenomen varlığa ilişkindir. Bu bir numen ( öz ) olduğu iddiasıdır.

 

 

Varliga iliskin olan hersey bir bilgidir, buna varligin kendisi de dahil. Fenomen bilimin gozlem veren tabanidir. Bu fenomen, metafizigin fenomenoloji felsefesindeki fenomen degildir. Fenomen de varlik degil; gorungudur.

 

 

 

 

Numen (Noumenon) veya Ding an sich, yani "kendinde olan şey", Kant felsefesinde fenomenin ötesindeki bilinemez ve tanımlanamaz "gerçeklik", "gerçek bilgi" manasındadır. Bilginin imkânı ya da imkânsızlığına yönelik düşünceler çerçevesinde, özne'nin ilişki kurduğu nesnenin görüntüsünün ardındaki gerçek özünü tanımlama çabası olan numen, somutun ifade bulduğu "fenomen"'in karşıtı olup, varoluşsal özü ifade eder. Herhangi bir varlığın algımızdan bağımsız, kendi içinde oluşur.  "

 

( tr.wikipedia )

 

Bunu ben yukarida izah ettim zaten.

 

 

 

 

Yani, 
constructivist epistemology maddesinden alıntıladığım paragrafın ilk cümlesi, Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır.

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''
 

( en.wikipedia )

 

Hala ayni hatada israr ediyorsun. Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nerde bahsediyor. Daha once verdigin alintilar ve benim sana acikladiklarim, gerceklik uzerine; fenomen uzerine degil.

Bu ifade size ait değil mi efendim ? Yapmayın artık bu kadar da olmaz

 

Birincisi fenomen zaten insanoglundan bagimsizdir. Dunya da bir fenomendir.

 

Kime neye gore bu aciklama? Buradaki aciklama ontolojik aciklamadir, epistemolojik degil. Biz ise epistemolojiden bahsediyoruz.

 

original.gif 

 

Wikipedia’ya göre :

 

 

Epistemoloji

 

Temel Kavramlar

 

Doğruluk

 

Bilgi, öznenin nesne ile kurduğu bağdan çıkan üründür. Bu bağa ise bilgi aktı denir. Bilinç sahibi bir varlık olan insanın nesneye yönelmesi ile bilgi oluşur. Bilginin, bilginin alındığı nesne ile çakışması ve uyumu doğruluktur. Doğruluk; algılar, kavramlar, bilimsel kuramlarla nesnel gerçek arasındaki uygunluktur. Fakat doğru bilginin imkânlılığı felsefe tarihinin en büyük sorularından biridir....Burada bir örnekle konuyu izah etmek gerekirse "altın sarıdır" ve "altın madendir" diye iki önermemiz var burda ilk önermede altının sarı olması doğru veya yanlış olabilir ama altın madendir önermesi doğrudur zira nesnenin uygunluğu söz konusudur. Bir de bir nesnenin doğru olabilmesi için aranan iki şart vardır. anlamlılık ve tutarlılık/geçerlilik. Anlamlılık: Önermenin anlamlı olması bir nesneye işaret etmesidir. Mesela "koyun moyun" ikilemesinde "koyun" anlamlı bir kelimedir ama "moyun" anlamsızdır zira bir nesneye işaret etmez ondan doğruluğundan veya yanlışlığından söz edilemez. Tutarlılık: bir önermenin bir defada doğrulanabilir olması yani yargıya bir defa uygunluğudur. geçerlilik ise; tutarlı olan önermenin her durumda doğrulanabilir olmasıdır. Mesela "madenler metaldir" önermesi tutarlıdır zira metal olan madenler vardır ancak tüm madenler için geçerli değildir bu önerme. "madenler yer kaplar" önermesi ise hem tutarlı hem de geçerlidir.

 

Gerçeklik

 

Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak nesnel dünyada bulunan varlıklardır. Yani nesnenin kendisidir.Genellikle doğruluk kavramı ile aynı anlamda kullanılmaktadır fakat felsefede bu iki kavram farklıdır. Doğruluk bilgiye ait bir özelliktir ve özneye bağımlıdır ama gerçeklik ancak nesnel dünyaya ait bir varlığın özelliği olabilir. Nesnel dünyada var olan ama bir insan tarafından algılanmamış bir şey yine de gerçektir. Bilgi ile gerçeğin uyumu bilginin doğruluğunu sağlar.

 

Temellendirme

 

Ortaya atılan bilgilerin dayanak noktasıdır.Felsefede birçok bilgi ortaya atılır bu bilgilerde çeşitli yollarla temellendirilir. Felsenin doğuşunda büyük bir etkiye sahiptir

 

Mantık

 

İçinde bulunduğumuz evrenin, doğanın henüz tamamını keşfedemediğimiz ilkeleri ve yasaları vardır. Aynı şekilde bilgiler arasında da bu tür bir ilişki vardır. Düşüncelerin de arasındaki ilişkiyi düzenleyen ilke ve yasalar vardır. Mantık düşünmenin temel yasalarını arar ve saptar. Mantık bilginin içeriğinin doğruluğu ile ilgilenmez, bilgiler arasındaki ilişkilerin doğruluğu ile ilgilenir.

 

( en.wikipedia )

 

 

Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.

Gerçeklik

 

Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak nesnel dünyada bulunan varlıklardır. Yani nesnenin kendisidir.Genellikle doğruluk kavramı ile aynı anlamda kullanılmaktadır fakat felsefede bu iki kavram farklıdır. Doğruluk bilgiye ait bir özelliktir ve özneye bağımlıdır ama gerçeklik ancak nesnel dünyaya ait bir varlığın özelliği olabilir. Nesnel dünyada var olan ama bir insan tarafından algılanmamış bir şey yine de gerçektir. Bilgi ile gerçeğin uyumu bilginin doğruluğunu sağlar.

 

Bilginin imkânı ya da imkânsızlığına yönelik düşünceler çerçevesinde, özne'nin ilişki kurduğu nesnenin görüntüsünün ardındaki gerçek özünü tanımlama çabası olan numen, somutun ifade bulduğu "fenomen"'in karşıtı olup, varoluşsal özü ifade eder. Herhangi bir varlığın algımızdan bağımsız, kendi içinde oluşudur.

 

( tr.wikipedia )

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''

 

( en.wikipedia )

 

 

Türkçesi : Yapılandırmacılara göre, dünya insan zihninden bağımsızdır.

 

 

Demek ki, iddia ettiğinizin aksine, o alıntının yukarıdaki ilk cümlesinde geçen “ Dünya “ fenomen değil, numen anlamında kullanılmıştır.

 

Dolayısıyla, ilk cümle Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır efendim, bu çok açık ve net ! Bunu görmeniz lazım artık.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Bu ifade size ait değil mi efendim ? Yapmayın artık bu kadar da olmaz

 

Evet bana ait, yalniz siz ne yazikki hala fenomen ile gerceklik farkini algilayamamissiniz.

 

 

original.gif 

 

Wikipedia’ya göre :

 

 

Epistemoloji

 

Temel Kavramlar

 

Doğruluk

 

Bilgi, öznenin nesne ile kurduğu bağdan çıkan üründür. Bu bağa ise bilgi aktı denir. Bilinç sahibi bir varlık olan insanın nesneye yönelmesi ile bilgi oluşur. Bilginin, bilginin alındığı nesne ile çakışması ve uyumu doğruluktur. Doğruluk; algılar, kavramlar, bilimsel kuramlarla nesnel gerçek arasındaki uygunluktur. Fakat doğru bilginin imkânlılığı felsefe tarihinin en büyük sorularından biridir....Burada bir örnekle konuyu izah etmek gerekirse "altın sarıdır" ve "altın madendir" diye iki önermemiz var burda ilk önermede altının sarı olması doğru veya yanlış olabilir ama altın madendir önermesi doğrudur zira nesnenin uygunluğu söz konusudur. Bir de bir nesnenin doğru olabilmesi için aranan iki şart vardır. anlamlılık ve tutarlılık/geçerlilik. Anlamlılık: Önermenin anlamlı olması bir nesneye işaret etmesidir. Mesela "koyun moyun" ikilemesinde "koyun" anlamlı bir kelimedir ama "moyun" anlamsızdır zira bir nesneye işaret etmez ondan doğruluğundan veya yanlışlığından söz edilemez. Tutarlılık: bir önermenin bir defada doğrulanabilir olması yani yargıya bir defa uygunluğudur. geçerlilik ise; tutarlı olan önermenin her durumda doğrulanabilir olmasıdır. Mesela "madenler metaldir" önermesi tutarlıdır zira metal olan madenler vardır ancak tüm madenler için geçerli değildir bu önerme. "madenler yer kaplar" önermesi ise hem tutarlı hem de geçerlidir.

 

Gerçeklik

 

Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak nesnel dünyada bulunan varlıklardır. Yani nesnenin kendisidir.Genellikle doğruluk kavramı ile aynı anlamda kullanılmaktadır fakat felsefede bu iki kavram farklıdır. Doğruluk bilgiye ait bir özelliktir ve özneye bağımlıdır ama gerçeklik ancak nesnel dünyaya ait bir varlığın özelliği olabilir. Nesnel dünyada var olan ama bir insan tarafından algılanmamış bir şey yine de gerçektir. Bilgi ile gerçeğin uyumu bilginin doğruluğunu sağlar.

 

Temellendirme

 

Ortaya atılan bilgilerin dayanak noktasıdır.Felsefede birçok bilgi ortaya atılır bu bilgilerde çeşitli yollarla temellendirilir. Felsenin doğuşunda büyük bir etkiye sahiptir

 

Mantık

 

İçinde bulunduğumuz evrenin, doğanın henüz tamamını keşfedemediğimiz ilkeleri ve yasaları vardır. Aynı şekilde bilgiler arasında da bu tür bir ilişki vardır. Düşüncelerin de arasındaki ilişkiyi düzenleyen ilke ve yasalar vardır. Mantık düşünmenin temel yasalarını arar ve saptar. Mantık bilginin içeriğinin doğruluğu ile ilgilenmez, bilgiler arasındaki ilişkilerin doğruluğu ile ilgilenir.

 

( en.wikipedia )

 

 

Gerçeklik

 

Gerçeklik bilinçten bağımsız olarak nesnel dünyada bulunan varlıklardır. Yani nesnenin kendisidir.Genellikle doğruluk kavramı ile aynı anlamda kullanılmaktadır fakat felsefede bu iki kavram farklıdır. Doğruluk bilgiye ait bir özelliktir ve özneye bağımlıdır ama gerçeklik ancak nesnel dünyaya ait bir varlığın özelliği olabilir. Nesnel dünyada var olan ama bir insan tarafından algılanmamış bir şey yine de gerçektir. Bilgi ile gerçeğin uyumu bilginin doğruluğunu sağlar.

 

Bilginin imkânı ya da imkânsızlığına yönelik düşünceler çerçevesinde, özne'nin ilişki kurduğu nesnenin görüntüsünün ardındaki gerçek özünü tanımlama çabası olan numen, somutun ifade bulduğu "fenomen"'in karşıtı olup, varoluşsal özü ifade eder. Herhangi bir varlığın algımızdan bağımsız, kendi içinde oluşudur.

 

( tr.wikipedia )

 

'' According to constructivists the world is independent of human minds ''

 

( en.wikipedia )

 

 

Türkçesi : Yapılandırmacılara göre, dünya insan zihninden bağımsızdır.

 

 

Demek ki, iddia ettiğinizin aksine, o alıntının yukarıdaki ilk cümlesinde geçen “ Dünya “ fenomen değil, numen anlamında kullanılmıştır.

 

Haala ayni yanlis algi. Fenomen ile gercekligi ayni algilama hatasi. Tabiki dunya insan zihninden bagimsizdir, cunku bir fenomendir.

 

Dolayısıyla, ilk cümle Fenomenin varlık hakkındaki tüm gözlemi ve algıyı vermediğini ortaya koyar. Ve bu ortaya koyuş ontolojik bir iddiadır efendim, bu çok açık ve net ! Bunu görmeniz lazım artık.

Fenomen ile gerceklik ayni sey degildir.

 

Ilki bilimsel olarak algiya gozlem veren tabandir.

 

Ikincisi insanoglu yapilandirilmisligidir.

 

http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7012-gercek-hakikat-gerceklik-gercekcilik-neyin-gercek-oldugu/

 

Yapilandirmaci epistemoloji- Bilgi felsefesi olarak gercekligin yapilandirilmis oldugunu soyler.

Yapilandirmaci epistemoloji-Bilimsel felsefe olarak fenomeni algiya gozlem veren taban olarak alir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Birincisi fenomen zaten insanoglundan bagimsizdir. Dunya da bir fenomendir.

Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.

Fenomen ile gerceklik ayni sey degildir.

original.gif 

 

Yahu beyefendi, bu cümlelerin hepsi sizin.

 

Gerçekten kavram kargaşasını göremiyor musunuz ?

 

Aynı cümle için farklı yorumlar. Ne diyeyim artık.

 

Kaldı ki, ben fenomen ile gerçeklik aynı şey demiş değilim. Bunu nerden çıkardınız.original.gif

 

Söylediğim şey; o cümlede insan zihninden bağımsız denen dünya numendir, fenomen yada gerçeklik değil.

 

Numen iddiası da ontolojik bir iddiadır.

 

Metafizik Naturalist görüşte birisi için dünya fenomeni gerçekliktir. Yani, objektivizm savunulur.

 

Alıntıdaki cümle ise, varlık konusunda subjektivizm içeriyor.

 

Daha ziyade idealizme yakın.

 

Çünkü, varlığın insanoğluna tüm bilgisini vermediğini iddia ediyor. Fenomen eşit değildir Numen diyor.

 

Bu da varlık hakkındaki gerçekliğin fenomenin ötesinde olduğu iddiasıdır.

 

Siz de bunu iddia etmediğiniz için Yapılandırmacılarla ters düşüyorsunuz ontoloji açısından. 

 

Sizin görüşleriniz bu konuda Sofizme yakın aslında.

 

Şimdi anlaşılmıştır artık, umarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

original.gif 
 

 

 

Yahu beyefendi, bu cümlelerin hepsi sizin.

Gerçekten kavram kargaşasını göremiyor musunuz ?
 
Aynı cümle için farklı yorumlar. Ne diyeyim artık.
 
Kaldı ki, ben fenomen ile gerçeklik aynı şey demiş değilim. Bunu nerden çıkardınız.original.gif
 
Söylediğim şey; o cümlede insan zihninden bağımsız denen dünya numendir, fenomen yada gerçeklik değil.

 

Gorungusu olan ve insanoglu algisina gozlem veren, dunya fenomendir. Numen gozlem vermez, sadece algilanir.
 

 

Numen iddiası da ontolojik bir iddiadır.
 
Metafizik Naturalist görüşte birisi için dünya fenomeni gerçekliktir. Yani, objektivizm savunulur.
 
Alıntıdaki cümle ise, varlık konusunda subjektivizm içeriyor.
 
Daha ziyade idealizme yakın.
 
Çünkü, varlığın insanoğluna tüm bilgisini vermediğini iddia ediyor. Fenomen eşit değildir Numen diyor.
 
Bu da varlık hakkındaki gerçekliğin fenomenin ötesinde olduğu iddiasıdır.
 
Siz de bunu iddia etmediğiniz için Yapılandırmacılarla ters düşüyorsunuz ontoloji açısından. 
 
Sizin görüşleriniz bu konuda Sofizme yakın aslında.
 
Şimdi anlaşılmıştır artık, umarım

 

Dedigim gibi epistemolojik bir bakis acin yok. Ben sana numenin uc farkli anlam ve icerigini daha once verdim.

 

Benim degerlendirdigim, insanoglu temelli numenal yeti ogeleri yani bilissel bilim ve insanoglu beyninin yarattigi turettigi numenal degerler.

 

Bu farki algilarsan zaten, Kant'in numen farkini da algilarsin.

 

Yapilandirmaci zaten bilgi felsefesidir, metafizik/varlik felsefesi degil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dedigim gibi epistemolojik bir bakis acin yok. Ben sana numenin uc farkli anlam ve icerigini daha once verdim.

 

Benim degerlendirdigim, insanoglu temelli numenal yeti ogeleri yani bilissel bilim ve insanoglu beyninin yarattigi turettigi numenal degerler.

 

Bu farki algilarsan zaten, Kant'in numen farkini da algilarsin.

 

 

Gorungusu olan ve insanoglu algisina gozlem veren, dunya fenomendir. Numen gozlem vermez, sadece algilanir.

Efendim, farkındaysanız Kant’ın Ontolojik manada aldığı Numeni üzerinden değerlendirme yapıyorum. Bunu inkar etmiyorum ki. Hala 3 anlamı anlatıyorsunuz. Biliyoruz efendim bunları.

 

Burada söz konusu olan yani yorum yaptığım o cümledeki anlam. Sizin bakış açınızı zaten biliyoruz. ( Yoksa, ben de “ SEN “ mi demeliyim şimdi bilemedim. Her neyse ) Sizin bakış açınızı bildiğimiz için de o cümle ile çeliştiğinizi söylüyoruz.

 

 

Yapilandirmaci zaten bilgi felsefesidir, metafizik/varlik felsefesi degil.

Olabilir bu neyi değiştiştirir. Yapılandırmacıların ontolojik bakış açısı olmadığının kanıtı o cümlede. Yok, yanlış yazılmış diyorsanız, Wikipediaya üye olun değiştirmeye çalışın.

 

 

 

Ayrıca, bu cümlelerde bir tuhaflık, tutarsızlık yok diyorsunuz yani, emin misiniz ? Bir daha düşünün bakalım. Acele etmeyin, düşünün öyle yazın, ben beklerim.

 

Birincisi fenomen zaten insanoglundan bagimsizdir. Dunya da bir fenomendir.

Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.

Fenomen ile gerceklik ayni sey degildir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

Efendim, farkındaysanız Kant’ın Ontolojik manada aldığı Numeni üzerinden değerlendirme yapıyorum. Bunu inkar etmiyorum ki. Hala 3 anlamı anlatıyorsunuz. Biliyoruz efendim bunları.

 

Burada söz konusu olan yani yorum yaptığım o cümledeki anlam. Sizin bakış açınızı zaten biliyoruz. ( Yoksa, ben de “ SEN “ mi demeliyim şimdi bilemedim. Her neyse ) Sizin bakış açınızı bildiğimiz için de o cümle ile çeliştiğinizi söylüyoruz.

 

Ben sivil ve samimidil kullanirim. Saygi sinirlari disina cikmadiktan sonra sen de istersen siz yerine sen kullanabilirsin.

 

 

Olabilir bu neyi değiştiştirir. Yapılandırmacıların ontolojik bakış açısı olmadığının kanıtı o cümlede. Yok, yanlış yazılmış diyorsanız, Wikipediaya üye olun değiştirmeye çalışın.

 

Hayiryapilasndirmaciligin gerceklik uzerine ontolojik bir yapilanma olamayacagini soylemesi ve gercekligin ontolojik degil; yapilasndirilmislik oldugunu ortaya koymasi. Kisaca varlik bir kavramsal bilgidir.

 

 

 

 

Ayrıca, bu cümlelerde bir tuhaflık, tutarsızlık yok diyorsunuz yani, emin misiniz ? Bir daha düşünün bakalım. Acele etmeyin, düşünün öyle yazın, ben beklerim.

 

evrensel-insan, 05 Ağu 2013 - 06:07 tarihinde , dedi kisnapback.png

Birincisi fenomen zaten insanoglundan bagimsizdir. Dunya da bir fenomendir.

evrensel-insan, 07 Ağu 2013 - 00:43 tarihinde , dedi kisnapback.png

Oradaki aciklama FENOMENE YONELIK DEGIL; GERCEKLIGE YONELIK ACIKLAMADIR.

 

evrensel-insan, 07 Ağu 2013 - 09:48 tarihinde , dedi kisnapback.png

Fenomen ile gerceklik ayni sey degildir.

 

Dunya bir fenomendir ve insanoglu algisina gozlem verir.

Evet yapilandirmaci epistemoloji bilgi felsefesi olarak gercekligin ontolojik degil; yapilandirilmis oldugunu soyler.

 

Evet ayni sey degildir. Gerceklik yapilandirilmis iken; fenomen gorungu veren ve algilanan herseydir.

 

Dunya bir fenomendir ve hakkindaki her turlu ortaya koyum gerceklik dahil; insanoglu yapilandirilmisligi olan kavramsal bilgidir.

 

Yapilandirmaci epistemolojinin bilimselligi, bilginin fenomende olmadigindadir. Yani dunyada bilgi yoktur, bilgi insanoglunun gozlemi algilamasi ve onu kavramsal olarak donusturmesidir.

 

Insanoglu turu disinda hic bir fenoimende bilgi yoktur. Insanoglu fenomeni de fenomenin kendisini degil; bilgisini ortaya koyar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Düzeltme : Doğrusu " Yapılandırmacıların ontolojik bakış açısı olduğunun kanıtı o cümlede. " olacak.

Degildir. Sadece bilgi felsefesi olarak gercekligin ontolojinin degil; bilginin konusu oldugunu ortaya koymaktir.

 

Yukarida, 92 nolu mesajda  link verdim, okursaniz ne demek istendigini algilarsiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ben sivil ve samimidil kullanirim. Saygi sinirlari disina cikmadiktan sonra sen de istersen siz yerine sen kullanabilirsin.

Efendim, ben benden izin aldığınızı hatırlamıyorum. Ve bu dil açıkçası biraz “ kaba “ duruyor, benim algım bu yönde. Ayrıca, Sivil demek Medeni / Uygar demektir. Kahvehane hitabı değil.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hayiryapilasndirmaciligin gerceklik uzerine ontolojik bir yapilanma olamayacagini soylemesi ve gercekligin ontolojik degil; yapilasndirilmislik oldugunu ortaya koymasi. Kisaca varlik bir kavramsal bilgidir.

 

Dunya bir fenomendir ve insanoglu algisina gozlem verir.

Ben size yardımcı olayım:

 

Birinci cümleniz, alıntıdaki ilk cümle dunya bir fenomendir ve insanoglu zihninden bağımsızdır.

 

İkinci cümleniz, alıntıdaki ilk cümle fenomene yönelik değil, gerçekliğe yöneliktir.

 

Şimdi, bu iki cümle çelişmiyor mu ?

 

“ Bir şey hem odur hem de değildir “ gibi. ( Çelişik Mantık )

 

Bilmem anlatabildim mi ?

 

İkimizde biliyoruz ki Fenomen ile gerceklik ayni sey değildir. O ayrı.

 

O halde, alıntıdaki ilk cümle, fenomene mi yöneliktir yoksa gerçeğe mi ?

 

Zira, yukarıdaki ilk cümlede fenomene yönelik bir yorum var.

 

yukarıdaki ikinci cümlede ise, gerçekliğe.

 

Hangisini ciddiye alayım ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.