Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Bir kaç gündür gözlüyorum ve anlıyorum ki sual edilmiş mes'ele hakkında forum sakinleri ve fanlarım tarafından vazıh bi işaret ortaya konulamamıştır. Sebebi mucibi nedir? Şudur: Çünki bu güne kadar kimse adı geçen nazariyeyi vazıh ifade edememiştir. İkon'unuz olarak, durumdan vazife çıkarmış bulunmaktayım, şöyle ki: Açıklı-yorum: Einstein'in, "Hususi İzafiyet Nazariyesi": Biribirine nazaran hareket eden sistemlerdeki rasıtların hareketleri cihetindeki tul mesahaları itibarile ittifak edemediklerini meydana koyar. Bu keyfiyet, kütle mesahasındaki fikir ittifaklarını hiçe saymış olmaktadır. 1) Einstein'in birinci mevzuası şudur: Mekân dahilinde bi cismin muntazam hareketini, bu cisim üzerinde yapılan mesaha ameliyesi ile takdir etmek imkânsızdır. 2) Einstein'in ikinci mevzuası budur: Mekân durumunda, ziya sür'ati, ne rasıt ne de menbaın sür'atine tâbi değildir. Bu mühim zat buralara nasıl gelmiştir? O, zamanı "dördüncü buut" olarak kabul etti. Böyle olunca da ortaya "mihaniki bi mekân" çıkmaktadır. Bu nazariyenin ardı-sıra istidlâl edilen bi çok mes'eleler, bilhassa felsefî nokta-i nazardan çok enteresan ve mühim olmuştur ve bu gün dahi ve forumumuzun zaman-mekânı aralığında dahi çeşitli istidlâller yapıla-gelmektedir.. Bakınız! Ne kader basit bi nazariyedir bu. Bebeler bile anlamıştır ben anlatınca değil mi efendim? Teşekkür ederim. İkonınız: @@@İNTERLOCK .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Bakınız!Ne kader basit bi nazariyedir bu. Bebeler bile anlamıştır ben anlatınca değil mi efendim? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 işte!. bakınız bu gördüğünüz sıfat; bi anlamış çucuk ifadesi olmaktadır.. kendüsüne teşekkür eder ve.. alkışlarız... .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 işte!. bakınız bu gördüğünüz sıfat; bi anlamış çucuk ifadesi olmaktadır.. kendüsüne teşekkür eder ve.. alkışlarız... .. yok efendim valla ben o alkışı haketmiyorum.. bişey anladysam arap olayım demek istemiştim ben.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 .. bakınız efendim.. forum sakinlerimiz.. ne büyük bi tevazu.. ne derin bi müsamaha.. ne lâtif yüz ifdeleri.. söylenecek hiç bi söz kalmadı.. sözün dahi bittiği yer .. izafî bi zaman-makân aralığı.. sayın kendimin ne mütiş bi ikon olduğunu.. şu saat ben bile sökmüş bulunuyorum.. asıl algış bna olsun.. eferin bana.. interlock'a.. .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 oynamıyorum ben, ben zaten ölüyüm yokkum ki ben Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 eeweet! ama.. ama örtmenim.. "ölüler de oyuncak oynarlar.." imza: kıdemli ölü.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Çok severim ben bu şarkıyı... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2012 .. karıştı sayılar.. yine de benimle oynar mısın? sen orada burada ben burada orada hadi gel bugün birlikte kahvaltı edelim hadi gel bugün birlikte beyoğlunda gezelim neskahve içelim üç sinemaya girelim boğaza gidelim vapurla kanlıcaya inelim yanda oturup pudra şekerli yoğurt yiyelim ama bikaseye birlikte tek kaşıkla yiyelim kuledibine eskicilere sataşmaya ya da eyüpte leylek seyretmeye aval aval tellibabaya adağa zuhuratbabaya taş yapıştırmaya mezartaşına gidelim isimler takalım sen dummy ben dumbo idiot olalım birazcık moron biribirimize hadi müzik dinleyelim duymadan kimse .. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2012 .. Bİ FİRAVUN MASALI ANLAT BABA; İÇİNDE HİKSOSLAR OLSUN.. ilk firavun ne mené bi adamdır? mö 3400 de zuhur eden deccalmidir? bu menés kişisi süslüydü pirayendi miyankökü severdi yerdi hububata bit düştü mü çok kızardı tıyneti bozuktu ondandı belkim de sekara düşmüştü mamasını yirkene bile yerlere uzanır öyle ziftlenirdi etrafa çok kötü örnek olmuş bir kerataydı lunatic olabilirdi belki? neyse bu firo adamı hakafitah şehrini inşa ettirince grek komşularımız bu mené isimden egypte ism-i muğlak'ını istidlal etmiş idiler "sakırgalar bastı tarlayı da aman alışkanlık oldu bana saatin tıkırtısı ay çıktı güneş batınca bana ben görmesemde ay görür belli güneşi pabuçlarını çıkar çerçeveme girerken ne olmaz ne olmaz boş yere endüklenme piston boşluğundan.." pharaohun 13. ailesi de mefat ettikte endikasyon vahit tebeddülü mütekabili 14. ailede ve kuvve-i muharrike ölçüsünde aynıyla hasıl oldu hemencik ardından hiksos'lar teşrif etti!. hiksoslar kimdiler? benim canım yörüngedaşlarım bu important bir sorudur çünkü ithal bir konu olup sözümüz mecalisten dışarı olmaktadır yane gocunucak bişey yoktur! hiksos/hycsos'ler "ey! kavm-i türk" idiydiler ölle de deller ben yalancısıyım da küçük hoca'ya sormalı.. üstlerinde koyun postları vardı ata binerlerdi gözleri çekikti egypt'te 600 yıl kaldılar bakınız elektron küplerim ilim, kanuni bir tarif olup asla reçete değildir bilgisi mucibince ve şimdi bağlıyorum fuzuli ile; "ne dersin ruzigarım böyle mi geçsin küçük hanım benim cânım efendim sevdiğim devletli sultanım!." .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 .. THE JOHN OLIVER'S CHIP.. bi elimde dondurmalı gazozum bi elimde pervane tahtalarım aura-show akışına kapılmış hayalet gibi sürükleniyorum tahvillerimin dönersermayesinde bin milyon yıl! hep sıyırarak geçip-durmuşum büsbütünün parçalarından ah! bugün farkına vardım üzgünüm şimdi satışa sunuyorum dostlar extrem idealarımı düşük fiyattan geçmiş-sezon kolloid eriyiğinden dağlarda gizli maden özlerinden gölgelerden sıyrılıp styxe gidiyorum ta topuklarıma dek yıkanmaya sığınmam sintineye bilginiz olsun ne de saklanırım kabakların köküne Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ delifırtına Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 .. fırtına gene deli esiyor bugün.. ben gemimi kuytu bi limana ya da bilinmeyen denizlerin kuytu adalarında bi loş koya demirleyeyim.. bulunamazlığa demirliyeyim görünmeyeyim artık diyorum işte o rüzgâr gene geliyor hem esip-savurarak acıtarak.. gird i bâdlar yaratarak çok acıtarak çok acıtarak.. .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 eser geçer o, siz ona bakmayım efendim..sizi üzdüyse ben onun kulaklarını çekivereyim... onu bende sevmiyom zaten.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 21 Temmuz , 2012 bunca zamandır efendim.. kendisi ile.. az da olsa bi hak-hukuk.. oluşmuş.. neylersiniz ki.. ne atarsınız-ne satarsınız.. o öyle işte.. gene bi geldi.. pîr geldi.. kısmayınıs oncaza örtmenim.. kulanı da çekmeyinis rica edeyim.. saten imitasyon bi küpe infeksiyon yapmış.. canı da yanıyomuş.. belkim de ondandır bu tehevvürü.. afediniz.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Temmuz , 2012 .. bu kez gulliver'in gemisi.. kendi sanal aleminde ve yıldızların altında.. ve ay.. .. 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2012 .. manifest the expression of the subconscious mind catas-trophy I decided yani karar verdim diyom ben benim hedef kitleye kafa atıcam tos atıcam dipçik bilem atıcam kararlıyım yavaş yavaş atıcam tüketicem yine atıcam yayım yayım yayılıcam gerilicem bi boynuz daa atıcam to poke one's wing into everything viranelerde domuz arıycam belki bulcam bulursam perhaps hedefe vurucam kafa atıcam kaçsa da tüyse felan asmalara saklansa vinelere delikler açsa saklansa halter atıcam kaldırmıycam işte atıcam sona çekicem rezil şey yüzkarası o jaketler kaldımı yaw milattan öncesi fosil evcil çavdar hizibi kontrolsuz kalkışçı tuhaf şey yalan böcükümsü hem romcu sefroş seni bulcam tos atıcam tos atıcam dipçik vurcam dirsek atıcam bulcam hey siz! araya girmeyiniz lûtfen be asma sığırı!. ben gidiyom tropi yapıcam birinç olucam ganimet kazanıcam işte iyne olmuycam ekranda gözükücem boy göstericem işmar yapıcam yayılıcam gidiyom ben kedimi de alıcam hem troposferde ralli yapıcam birinç olmaya gidiyom ben.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Radya Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2012 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Temmuz , 2012 sözün bittiği kavuşaklardan bi yer! artık bundan sonra esintiler başlar.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2012 gemi; ümit burnu'nda.. dün gece kargo-bark ümit burnundan dönerken köşeyi ay yoktu gökyüzünde ve bu arada sintinede çalıhorozları kanataltlarında kan emen hayaletler ileydiler ve bu arada ben sana aşk kokulu çiçekli kibar doğrulama ifadeli teşekkür mektupları yazıyordum ve bu arada eşzaman kimliklerli büro memurları olumluyorlardı resital deklarasyonları itiraf etmek zorundayım va bu arada birgün yalancı salkımları görebildiğimizde ezberimde var sözveriyorum oltayı suyun dibinden yukarı doğru çekeceğim of! usandım senetsiz gaflardan pelerin giymişliğinle sen gölgelerde yalnızca güzelsin Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2012 Bîdar Bey Vâkıa'sı and accusation mystery: 1949 Yılında ve Üsküp'te dünyamıza bi absurd veled geldi. Nominal değerini BÎZAR olaraktan betimlediler. Ancak, agâh büyükbaba'sı, bi zaman sonra bu ad'ı deniştirdi. Nedeni bilinemedi.. Nedendi? Açıklı-yorum; Bu idbar-Bîdar evlâdımız daha ufacık bi bebe iken, validesinin düşünde vizyon olarak ortalığa çıkmış, dahi kendisine; "Sayın Annem, lûtfediniz ve Büyükbaba' cığıma arzediniz. Adım, Bîdar olarak tekmil edilsin. Reca edeceğim, efendim.." demiş idi.. Very very years ago.. Bîdar büyüdü, neşv-ü nemâ buldu, fekat durup-durup "Ben Bîdar'ım, ben Bîdar'ım.." diyerekten söylenir olmuştu.. Ve aceba moron'mu idi? O aralar durumun üzerinde ebeveynleri pek durmadılar.. Ve bi gün, Bîdar, önceki bi hayat'ından bahsetmeye, hem de ayrıntıları ile tarif etmeye başladı!.. -Her şuur, geleceğin peşin oluşudur. -Her eylem, gelecek üzerine bir bindiriştir. -Görünüm Tozu; Dejavu konsept senaryosunun Temel Motif'idir. Bîdar'ın, Seda ile tesadüf kanalında bir araya gelişi, beyinde sadece geceyarı'ları salgılanan melatonin hormonu tetiklenmesi neticesi ortaya çıkmış olabilecektir.. Yılanbalığı her ne kadar bi balık ise de, başında bulunan lob'lar yardımı ile, karada da teneffüs edebilmektedir. Ve işte bu olgudan senkron, Bîdar; Seda ile mezkûr boyutta materyalize durumdadır. Olabilecektir.. midir? Bu çok şaşırtıcı bi teori'mdir!.. Netice olarak; -Seda fenomenal, tele-vizyonal katastrof'unun gazının alınması gerekebilecektir.. Muhtemelen.. -Bu gaz alış tarihi "2012" olarak kayda bağlanmıştır.. "Uçsun uçsun Ebabil Kuşları, Bırakınız atsınlar taşları.." Marduk yada Murdoch egemen Rupert merkezi, tüm medya sistemlerini o tarihe gadden zapt ve rapt altına alabilecek ve sonacığıma, "KAPATTIM SİZİ!." diyebilecektir.. Bu arada "Ad-el-aide" kavram/konsept'inin irdelenmesi öngörülür.. Son-uç olaraktan; Seda'dan kurtuluş, belki de Bîdar veled'inin boş-hoş satisfact işlerinin yükün-üşer vaziyetlerinden kaynak bulan LOST organizmik turizm sektörünün kaynaklarını kurutmak suretiyle nihayet bulacaktır! I Hope so; all being well.. Öptüm! .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 25 Temmuz , 2012 vodoo-loa'cılar gecenin bi nısfında; "güm bede güm güm" ritmi uyarınca kös davullarının zarlarını estetik tokmaklama ile tedirgin ederler! niçün böylesi bir ritüele gereksinim vardır? loa'mız; gecelerimizin bazı bölümleri olan uyku vaziyetlerinde düşümüze giren ve ma'sum zihnimizi stilize raks hareketleriynen temazüc oluşturup teşevvüşler ile dağıtan bir güzel ve güzel olduğu kadar vamp hatunumuzdur! loa'mız; "hemen ve hep bana tapınınız!." der ve bazenleri tapmışızdır da bilememişizdir uyutmuştur acınıyoruz bize yazıktır! netice olaraktan; onbir ay üzerinde meş'um bir sulta kuran rama-dan kuşağında mara ve zalım kızları (entellektüel bilgi notu; furia'lar) umulmadık gece seanslarında/suarede loa kisvesinde düşlerimize giricek ve bizleri aldatmak içün herbişileri kucurlıyacıktır! maazallah.. neuzü-billâh.. işte loa'yı kovucu olan canımız herbişimiz vodoo'cularımızı sevelim koruyalım geldikçelerde onlara yenikuruş'larımızdan verebilelim her ne kadar sülâle boyu ve sıra ile ve yüzlerinde id-i-otic bir ifade ile; "valla o, ben değilim bak benim vesikam va ha! belki sıfatlarımız benziyo!" felan kelâmları ile bezdirip tırtıklıyor idiyseler de?! sonuç olarak: "vodoo-loa" sözcüğünden türemiş "davul" sözcüğünü literatürümüze katarak bizi uyaran müstesna kişilikler kadîm dostlarımız "houngan ve mambo" larımızı şükran ile ve ürpererek anıyor hepimizin mübarek ramadan'ının loa'sız geçmesini diliyorum .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2012 BU GÜN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUMUZ; OLİMPİYAT NEDİR? NE DEĞİLDİR? TARİHSEL ANILAR VE MEÇHUL UMUMİ ESASLARI İLE GÜNÜMÜZ KIR PİKNİKLERİ- OLİMPİK EQUIPMENT İLİŞKİLERİ : Olimpiade kelimesi neyi anlatır bizlere? Şunu anlatır; Bilindiği üzere Babil Devri'ne gelinciye kadar herbi kimsemiz aynı lisanı kullanır idi. Ve bu kelimemiz de Babil öncesine dayanır. O vakıtlar askeriyye'ye verilen önem daha çok piyade sınıfına aitti. Ve bu nedenle sık sık talim-terbiye eğitimleri yapılır idi. Bu suretle daha alim, bilgili ve agâh yayalar yetişmesi sağlanırdı. Bahsini ettiğim talimler, geniş kırlık sahalarda tatbik edilir ve bu sırada sahanın etrafı yüzlerce meraklı seyirci tarafından doldurulur ve bu kişilerimiz piyade adamlarının en güzel işler yapanını dakikalarca algışlar idiydiler. Anlaşıldığı üzere kelimemiz anlaşılmıştır. Olimpiade; "Talim Piyade ya da Alim Piyade" fenomenal işlevinin kod adı olmaktadır. Açıkça ortaya çıkartıyor ve tarihe notumuzu düşüyoruz.. Bakınız, Odisse'nin bir kahramanı şöyle demiştir; "Bir adam için en büyük şeref ellerini ve ayaklarını talim etmektir." İlyada'da tasvir olunan bu cemiyyet; güleş, ayak koşusu, cirit v.s. oynuyordu ve bu maksatla beden talimleri yapılırdı ve buna dinî bir mahiyyet dahi verilmiş idi. Sonunda Atlet-izm oldu! Atletizm Ayinlerinin en mühimi Olimpiade Oyunları'dır. Bu oyunlara: Olympiade Games, ve mabetlerine de Gymnase denir. (h.a. s: 517 tarihi ve gizli arşiv belgelerimiz) Gymnase kelimesi; Çıplak anlamına gelen Gumnas'tan türemiştir; bununla beraber atletlerimiz, Don giyerler. Hatta yanlarına yedekte alır, sırt çantalarına koyarlar. Ne olmaz-ne olmaz kabilinden. Emniyyettir, eyidir.. Mazide, o vaktın meşhur atleti Pausanias'un koşarken lâstiği kopan donu düşmüş, hem mahcub olmuş hem yarışı kaybetmiş, karizmayı da çızıktırmış idi. Yüzümüz kızarmıştır. Çaktırmadan mütebessimiz.. Atlet kelimesi; Yunanca Athlos kelimesinden gelir ki, Haslet demektir. Kavramın ifade ettiği anlam, mezkûr genç yavrumuzun yaradılıştan yetenekli, yani Hormonsuz olaraktan yetiştirilmiş olduğu, meçhûl kimyevi maddeler ilen dopinglenmemiş, dahi çok önemlisi, Gymnase'ye çıktığı vakıtlarda, eliyle-gözüyle acüp-macüp garip işveler yapmadığı, cıvık-mıvık megalo moronluklara tevessül etmediği, ile kimsecikleri aşağılamayan demek oluptur.. Yorumumdur.. Tartışılır.. Atina Jimnozları, Aristo düşünürümüzün Lykeon'u, Eflâtun'un Akademia'sı kadar şöhretli okullar idiydiler. Meşhurlardı.. Jimnoz Okullarında türlü işler dönerdi. Koşu, sıçrama, çelik-çomak, güleşme, aşık atma, çember çevirme, hokkabazlık, cambazlık, raks ve çalgı yarışmaları, kadınlar arası çuval yarışı, yoğurt yeme yarışı yapılırdı.. Yumruk güleşi Pugilat ve bilek güleşi de tedris olunmakta idi. Çok tetkik ettim. Doğrudur. İnanırım. Teşkilatlı ilk olimpik işler Jesus'un doğumundan evvel statiko oluşturmuş olup, İÖ.776 olarak ifade bulur. İhtimalî olaraktan 12 Asır ve en möhim-vahim vakıalar ile bile kesilmeden devam etmiştir. Meselâ misâl; Termopil muharebesi ile bir çok yaya zevat iştigâl buyururkene, olimpik işler fiiliyata devam etmiş, tribunler hep dolmuştur!. O zamanlardan antik bir olimpik programı elimde mavcuttur: 1-Evvelâ stad boyunca (180 metro) ayakla koşulacak. 2-Gidip-gelme koşusu. (muallâk mesafe) 3-Esas koşu. (4600 metro) Kabl-el milât 708'de ilâve olunan bir kaç yarışma daha vardır: 4-Pentathlon 5-Yumruk güleşi 6-Dört atlı araba yarışı 7-Gladyo ve Aslanlar ile olay inzimam etmiş, neşv-ü nemâ bulmuştur. Bütün bunlardan biz de geri kalmadık fanlarım. İstanbul, Sultan Ahmet Okmeydanı'nda nice yarışmalar yapmıştık. Amma o zamanlar buralara Bizans deniyordu. Bu günlere gelindiğinde bizler halâ olimpik erkinliklerimize ısrarla devam etmekteyiz. Serbest oyunlarımız el an mevcuddur, ayrıcana yapılmaktadır da.. Şöyle ki; -Top, ip, file, sepet vesaitli oyunlar. -Musıkî ilen yapılan Rond. -Çocuk rakısları. -Adalara tenezzühler, -Yıl sonu fabrika gezilerimiz. -Kır yemeklerimiz, -Kebab-zeytinyağlı dolma, -Salımcak, ip atlamak, yakar top, -Körebe, dokuztaş, istop, -Evcilik ve bağlı olarak doktorculuk. -Bu arada fikir terbiyesi muhabbetleri, -Akıl oyunları, beyin fırtınaları, -Aynanın önü-arkası. -Kolaydan, güç olana; -Malûmdan, mechûle, -Basitten, mürekkebe gitmek suretiyle bizler her daim tenevvü hasıl eder, dikkat etmişizdir. Son olarak: Önerilerimiz olubilecektir; -Mimik ve ritm eğitiminizi ihmâl etmeyiniz. -Selülite faideli olduğunu unutmayınız. -Gül yaprağını hasseten teneffüs ediniz. -Tohumlu hüceyreler istimâl ediniz. -Çayır Otu örneğimizdir ve -Neciliye fasilesinden olup, semirtir. Mühim ve en son not: Kırsal Stadyomlarda piknik faaliyetlerinizde, mazlum ve mahcub Kene haşeremizin cabbar zalımlarca çaktırmadan nazık tenlerine sürülüvermiş olan, göze görünmez biyolojik viruslu tehlükeleri ve eşzamanlı olaraktan dahi, Kırımı-kongoyu unutmayınız. Eyi günler dilerim ayrıcana By .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2012 meditasyon nedir? ne değildir? tatbiki mümkün müdür? açıklı-yorum; önce sevgili biksularım şu nokta eyi bilinmelidir ki şindiye kadar bilinenler bilinmemektedir! anca ve şimdi bilinebilinecektir! şöyle ki; meditasyon hevaya girmektir fekat bu heva asla ambiyans olmayıp atmosferik hevasıdır ve bu nokta-i nazar önemlidir ikinci nokta-i nazar ki şudur; atmosferikimiz ise bicik atomcuklarımızın seyr-ü sefer yaptığı ambiyanstır bilinmelidir amma tatbik için hanki atmosferik heva müsait olcektir? ansver; akdeniz bölge hevası olcektir! niçün? bikoz; meditasyon "med" ile başlamaktadır bunda bu işaret mevcuttur* ve itirazı olabilicek va'mıdır? yoktur! bu mühim mevzuat hep gözden kaçmış bendeniz gurunuz yakkalayane kadder yapılan tatbikatlar semere verememiştir bundandır şindi siz avaneme sırrı verdim heman akdeniz hevasına gidiniz ortamın babında uygun bir muhatab(e) bularak muhabbet bağı kurunuz (komünikasyon) muhabbet bağısına girince -tercihan akşam vakitleri uygun olabilicektir- iyonlaşma gerçek olur umarım dip-not ilmî mevzuatı: iyonlaşma ateşli kişiliklilerimizin ve biribirisinin ile hüceyresi cidarlarından tacizî anlamda işaretleşmeleri mevzuatıdır! bazen sakıncalar doğurabilicekse de klinik deneylerimizde ender sayıda tesbit edilmiştir yan etkileri pek azdır scotoma dan korununuz! atom üzerine sigorta yapıyorum; benim canım atomlarım türlü çeşit atomlarım pürüzlüsü kancası düzü eğri büğrü atomlarım hiç birisi ögelerin asla sınırlayamaz şekillerini nasıldır ve ne olduklarını micik cüce atomlarım ateş küre atomdur hava su başka başka somdur hem somaktır mütevazi atomlarım daire pergele muhtaç daire mekan oluşturur buncayızdan doğar küre cimcimi küre atomlarım müzik sanat dalıdır olmasa ne olurdu şu demek ki anlayana olmaz olmaz atomlarım maskaracık atomlarım her bişiyin evveli maddenin minik işleri işbu noktada maddeciler madde de kavurur birileri aklını şaşırır aleme vereceksen talkını yemiyesin yeşim salkımı zerre zerre kenderin arz u semast cinsi hodra her yeke cun kehrubast hamiş: med: mediterranean .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2012 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2012 .. İbrahim Ethem bir gece, en nadir kürklere ve ipeklere boğulmuş, yatağında uyurken, sarayın damında bir tıkırtı duydu. Kulak verdi. Çatıda sert bir ayak sesi.. Haykırdı: "Kimdir o? Kim var damda?" Ses geldi: "Yabancı değil.. Bir katar deve kaybettim, damda onu arıyorum!" Sultan daha keskin, daha kızgın bağırdı: "Ey insan, kaybolan develeri sarayın damında mı arıyorsun?" Yine ses geldi; heybetli, derin ve tane tane: "Ey gaafîl, sen de Allah'ı, ipek ve atlas kaftanlar içinde, inci ve altın tahtlar üzerinde mi arıyorsun? İbrahim Ethem yatağından sıçradı, adamlarını çağırdı, her tarafı arattı; kimseler yok.. Sabaha kadar uykusuz, yatağında çırpındı durdu. Sabahleyin divan kurulur kurulmaz, birdenbire içeriye heybetli bir adam girdi. Kimse bu adama, kim olduğunu, ne istediğini soramadı. Sultan, düşünceler içinde kendinden geçmiş, sordu: "Ne istiyorsun, dileğin ne?" "Yolcuyum, buraya konmaya geldim." "Burası benim sarayım, han değil.." "Senden evvel burada kim vardı?" "Babam.." "Ya ondan evvel, ondan da evvel?" "Atalarım.." "Birinin göçüp öbürünün konduğu yer han değil de nedir?" Ve adam, hızla geriye dönüp divan odasından çıktı, gözden kayboldu. .. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.