Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2006 -"Space" ne anlama gelmektedir? ..valla biçok anlama gelmektedir.. ..uzay boşluğu anlamına gelir.. ..pazar-piyasa anlamında da kullanılır..mış.. ..ben sözlükün yalancısıyım..da.. ..şimdi.. ..sorunsallık buradadır.. -nedir "inter rogation?" -bakınız bu noktada da..erşilmez ikon'unuzun.. .."inter'ini" görürsünüz! ..kalmıştır "rogation" .."prayer"..demektir.. .."dua"..demektir..ve.."ibadet" demektir.. -şimdi n'olmuştur?. ..şu olmuştur; .."soru" kelimesi.. .."kalb'in dua'sı" demektir.. **sonuç şudur; -"space" nin ne olduğunu bilmek için, ..kalben dilemeli ve dua ederek, bilgiyi aramalıdır..da.. ..vel ev öğrendik.. ..ne olacaktır? ..o da sizin "sorunsalınızdır.." ..reca ederim.. ..sayın fanlarım.. ..kutsal yaratıklarım..canlarım.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 23 Ekim , 2006 -TÜM FORUM SAKİNLERİNİN..VE.. ..FAN'LARIMIN.. ..MÜBAREK BAYRAMLARINI KUTLAR.. ..HAYIRLARA.. ..GÜZELLİKLERE.. ..SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNE.. ..VESİLE OLMASINI DİLERİM.. ..HAYDİ BAKALIM.. ..SAYGI VE SEVGİLERİMLE.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2006 -Sevgili ve saygın Fanlarım.. -Canımız bilgiç kişiliklerimiz.. -Entellektüel adaylarımız.. -Bu son hitap cümlemi irdelediğinizde, şüpheye düşebileceğiniz kanaati birden bende uyanmıştır..ve.. -Bu sebeb-i sâik ile, dahi kendinizi basit bir kontrol sonucunda "entellektüel" pastal katmanının bir köşeciğine koyvermeniz umudunu taşıyaraktan..ve.. -Son uç olarak; a) Ağırlık b)Hacim c)Kütle ..kavramlarının ne ifade ettiği hakkındaki yüskek bilinç israkiniz muvacehesinde olarak.. -Bir anket hazırlamış bulunmaktayım..efendim.. -Ancak, mezkûr ankete cevap, bu sahifelerede vermeye kalkıp ta, çevreyi kirletmeyiniz.. abuk işler yaparaktan karizmayı çızıktırmayınız.. ..naçiz ve nahif bir uyarıdır..Kabul edip-etmeyeceğiniz hususu da, beni pek memnun kılmayabilecektir.. -Entellektüel kişimisinizdir? Anket soruları: 1-Radyo tekerrürleri nedir? 2-Niçün karımca heyvanatları, inek beslemektedirler? 3-Nasıl oluyorda, bir yengeç mahlûku ilen yahut pavur simetriki, sert bir kabuk içerisinde büyür? 4-Arı uçarı, nasıl vız vız ses çıkırttırmaktadır? 5-Modülasyon nedir ve ne olmayabilmektedir? 6-Su altında balıklar-Nasıl nefes alırlar? 7-Hangi birleşik sebebler mucibince ve LÛT ummanında balık yüzerleri yaşıyamamaktadır? 8-Yumurtanın kabuğu, nedir? 9-Dünyamız içeriki muhteviyatında kaç möhim.. ..Kolumbiya..vardır? ..ve.. ..günün spesiyalitik sualidir: 10-Hayat eksiri veya Ab-ı Heyat sıvı içeceği..ilen.. 10-Filosof taşı veya phılosophıa Stone'u.. ..işte bunlardan maksat nedir? -Canım okur-yazar'larım.. ..saygı ve sevgi bendendir.. ..alkışlarınızla efendim.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 27 Ekim , 2006 -KUMSAL BOYLARINDA ÇIPLAKLIK SENDROMSAL VA SANATSAL KARŞILAŞTIRIMLARI.. -Cıbıldak'lık ilen, cıscıbıldaklık arasındaki oransal ilişkinin boyutları ve genel yapı kapsamında bireysel bilinçlilik sosyal içerikliliği bağlamında şu soruyu ele almak ve soyunmanın hangi sınır temel alınarak anlaşılıp-uygulandığının iç geçirten duygu bükünlülüğü üzerine bir araştırmamı siz forum dahilindeki fanlarıma aktarmak üzere yazmaya başladığımda, karşıma birden şu adaptasyon kalıtsal evrimi sınırlarının da kafatası hacmi ile bu hacim- selliğin, çocuğumuzun doğumu ile ilintili bazı bıngıldaksal ve bağlı olarak dıngıldaksal bir problemi de ortaya çıkarabileceği hususu çıkmıştır.. -Öyleyse, hominid kafatası hacmi ölçümü yapmak üzere, F.K. mizi müşahede altına alarak, bir müdet seyretmeliyiz. -Bazen de teşhis amacı güdülerek derinden gözlemlemeliyiz.. -İhtisas alanında üstünlük dereceniz, cıbıldaklığın sınırlarını belirleyeceğinden, siz sayın fanlarımın bir karara varasıyadan evvel kalıtsal vurumculuklarını ileriye iterek bidaha bidaha irdelemelerini, zekâ evrimleri sağdan sola varsayımlar ile desteklemelerini tavsiye olarak öneririm.. -Teşekkür eder, araştırma sonuçlarınızı bir lapor halinde bildirirseniz mutlu olurum fanlarımız.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 30 Ekim , 2006 *İYİ SAATTE OLSUNLAR.. -Vaktiyle İstanbul'da bir kambur adam varmış. Zavallı, fakir olduğu için uzun müddet hamama gidememiş. -Nihayet bir gün eline beş on kuruş geçmiş. O akşam hemen hamama giderek temizlenmeyi düşünmüş ve düşündüğünü yapmış. -Hamama gidince görmüş ki kendisinden başka müşteri yok. "-Oh ne ala, rahat rahat yıkanırım," diyerek kurnanın başına geçmiş, yıkanmaya başlamış. -Fakat biraz sonra hamama bir takım mahluklar girmiş. Orta yerde "-ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA," diye haykırarak zıplamaya başlamışlar. -Bu hali gören kambur adam, korkmuş, ne yapacağını şaşırmış. Biraz etrafına bakındıktan sonra o da ayağa kalkmış, "-ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA," diyenlerin arasına karışarak onlarla birlikte hem zıplamış, hemde "- ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA, diye haykırmış. -Mahluklar, hiç itiraz etmeyerek, kendileriyle birlikte haykıran ve zıplayan kambura acımışlar. Onu kucaklayarak hamamın kubbesine doğru fırlatmışlar. Kambur, tekrar aşağı düştüğü zaman bakmış ki etrafta kimseler yok. Yalnız bu kadar da değil, arkasındaki kamburu da yok olmuş. Admacağız tabii çok sevinmiş, dışarı çıkarak hamamcının parasını vermiş, sapasağlam bir delikanlı halinde evine dönmüş. -Tesadüf olacak ya, ertesi akşam başka bir kambur aynı hamama gitmiş. Hamamda yine başka müşteri yokmuş. İçeriye girip yıkanmaya başlamış. Derken mahluklar hamama dolmuşlar. Bir akşam önceki gibi "- ÇARŞAMBA'DIR ÇARŞAMBA," diye haykırıp zıplamaya başlamışlar. -Kambur adam; "nasıl olur," demiş, "bugün çarşamba değil perşembe, niçin çarşambadır çarşamba diye haykırıyorsunuz?" -Kamburun bu itirazına mahluklar fena halde hiddetlenmişler, onu kucaklayarak hamamın kubbesine doğru fırlatmışlar. -Adamcağız nefes nefese aşağıya düştüğü zaman bakmış ki hamamda kimseler kalmamış. -Yalnız bu kadar da değil, kamburunun üstüne bir kambur daha konmuş. -Adam, o zaman neye uğradığını anlamış, hamamdan ağlayarak çıkmış, doksanlık bir ihtiyar gibi iki büklüm evine dönmüş.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Kasım , 2006 ey, dost! n'oluyor şimdi? haydi çıkar şapka'yı da (-da eki burada, "yansıma"..dan geçişsiz fiil türeten ek olarak kullanılmıştır..) düz gel! düzgün gel! düzel gel! düzlet gel! düzelt gel! ey dost! (bu defa , yok) bırak çuhadar yapsın "o işleri" o işler- bu işleri cerrah cerhetsin mahz-ı hakikatleri.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 -Bigünlerde küçük bir Dalton Kardeşimiz vardı. -Kırlarda cıbık cıbık koşar oynardı..Neşeliydi çünki o..Çiçekler toplardı da, böceklere verirdi.. -Tabiat Ana onu severmişti..Sonadan öğrendim.. -Fekat bir gün acı haber kapısını çalmıştır.. -Ağı ören kaderdi..Bunu herkeş bilir ve arasonuç çıkmıştır, şudur; -Kader bir ömürböcek heşaratı gibi bişi olmakta bulunmaktadır..Durumun mantıksal varsıllığı hali ifade anca böyle eder.. -Ve dişi ömürböcek heşaratıdır..Örgüyü dişi örer genel teamül kaidesine göre, baz ve esas alınan değer, bir aksiyom olarak bize teoriler üretme primitif faideleri sahasını açmaktadır.. -Nise..Gelelim acı haber ne idiydi? -Daltoncuk, bigün annecine hedaye almıştır.. -Ve çorap almıştır. -Vermişti. -Anne çorabı aldı da, baktı, kaşını kaldırdı.. -Dediki; Dalto!.. (Neden böyle dedi? Çünkü oğlcuna kısaca böle dermiştir..Lâtife yapardı..) ..evet.. -Dalto' dedi.. -"Niçün evlâdım, ben gibi kocakarıya pempeçik ve Mücde çorabı almışsın? -Ne gerekçesi vardı yavrum? -Hem bayram deil, seyran heç deilken.. ..demiştir..hatta demiştir; -A benim Avarel'im..demiştir..acındırmıştır.. -Bu arada Dolto'nun dili bişey oldu..Konuştu, fekat aa o ne?.. sade pep pep sesi çıkmaktadır.. -Dalto meramını ifade edemedi..Anca dedi ki; "Annecim,o çorap pempe deil ki.. 86 ve 3 no. Müçdedir..Böle boz gibisi pohtan bi renktedir.. Anacım sana yakışanı almışım ben.." dedi.. -Küçük co güldü o sıra ve dedi; -"Abi be çorap pempedir.." -Konu-komşu da ölle diyince, anlaşılan şu olmuştur; -Mutlu bir çocuklu olan Dalto'muz..ah! ne yasık ki bir "renk körüsü" dür.. -Mutluluğu çöktü oan..arkadaşlar.. --Bütün hayallerinin çünkü başka renk olduğunu anlamıştır Dalt'.. -Çıkarılan bilgi ; -Sizler, renk körlü şeysine, niçiün Daltonisma dendini çözdünüzdür.. -Öğrendiniz.. ..Ben de vazifeyi ifada gecikmedim..Hayattayım.. ..Teşekkürler.. Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 2 Kasım , 2006 seni cok sewiyorum diye çıglıklar attı genc kadın duwarın dibinde elinde otlu çifte sarmayı yarılayan adam hı ne ne dedin der gibi yaparak öfkeli debdebelerin kurgusal ufkunda burgaçsal anılar biriktirmeye basladı benim hiç karıncam olmadı dedi adam kıza oysa senin babanın atom karınca fabrikası war cigaralıgın gırtlagı yakan kısmı eli yakan kısma dayandı kesif bi nefes çekti etinde yanan bi kıwılcım son darbeyi de wurdu askın çileli gergeflerine iste bööle dedi adam kadına çileli bi ömrün törpülenmis yanıyım ben entel zamanlarda yasamak hep bize düştü... bitti... Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 6 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 6 Kasım , 2006 -aranan buzağı; buzağı nedir? bilinmeden.. -öküz’ün altında aransa da,bulunabilinir mi? ..sorunsalı irdelemi.. -bağlaşık cazibe’nin yardakçılığında, ve üşersel buzsul ortamda, kin ya da garez bir teras oluşturur.. -teras, belli bir skalalar bütünüdür.. -ayrıca, amerikalılar arası yayın birliği içerisinde, şöylede söylenebileceği gibi; “güneş’e serdiğimizde isyanımızı!.” (devam edeyim); ..feyezan oluşmuştur!. ..ancak, bolluk ne yöndedir? -düşünsel alanlarda olabileceği gibi, -ki bu temel olasılıktır- -diğer olasılık; -güneş’in zevale döneceği an’daki yüksek ısı derecesi olabilecektir.. -durum, muhtemeli aşmış, akdeniz’e ulaşmış, dahi donanımlı sefineleriyle umman’a açılmıştır.. -asma bahçeler’den; -”avını bekleyen ve yanına yaklaştığında, hemen üzerine atlayıp-parçalayan canavar..” heyakili bab’ında racî bir durum oluşmuştur.. ..eşdeğerlilikleri ap açıktır.. -İşte böyle bakıldığında; -öküz ve buzağı ilişkisi çözülebilinir mi? -Heyakil, aynı zamanda “bahçeler” ile, bir de eşanlamlılık taşımaktadır.. -senkronizasyon, bu skalalarda da ka’ale alınacaktır.. -ağaçlık,çimenlik ve bol sulu mezkûr bahçelerde-bostanlarda.. ..süs, zinet geyinmiş bazı güzel, yakışıklı ancak soğuk ve duygusuz zat-ı muhterem zevat ilen karşılaşılabilinir.. -sizlere yol gösteren benedenizin irşad görevi bu noktada hitam bulur.. -anlaşılan ya anlaşılmıştır..de ötesini bilemem.. *sonnot-hamişi; bu heyakil zevat’ın pek yakininde ve o zevata bağımlı/ünsî zevat ta bulunabilir!. ..bence kesin vakidir.. ..bu nokta..aman..ciddiye alınız-dır.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2006 ŞİİRİN SAHİBİ "ROOTS'TA..KARDELEN795.. TANIMAM..AMA..OKUYASINIZ İSTEDİM.. İZİN ALDIM.. inceden.. yarim inceden.. sesin gelir; perdeden, üşüyen minik serçeden.. dolanır dilim, şaşar mevsim; bilinmez bilirim.. inceden.. yarim inceden.. kesilir soluğum, uyanır bütün kaçaklar ya beni, ya seni tenhada vuracaklar karanlıkta kalmış bütün toplananlar; ulaşılmaz bilirim.. inceden .. yarim inceden.. uzak bir ihtimâl; tutsan kolumdan, savursan gittiğin yola sessiz bir limanda uyansak o mayhoş sabaha gözlerime insen, eşgaline yar olsam aldığın nefes, attığın bakış olsam inceden.. yarim inceden.. sevsen, gel! desen.. saklanırız hem geceden, hem gündüzden.. güneş doğar,güneş batar hiç yakalanmayız bilirim..yeter ki gel desen.. inceden .. yarim inceden.. bana sessizce bir gel desen.. YAŞANMASI YASAK OLAN AŞKLARA.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 -Sevgili THE_BOSS -Az-buz değil..efendim.. -çook SIKICISINIZ..üstelik.. ..niçün? ..artıkın bu tür zevzeklikleri.. ..kimesnecüklee..dinlemeyyolaa. ..annadın-ızmı? ..benim.. ..artık pek rastlanmayan türden.. ..sevgili, kibar vee.. "İNSAN".. ..arkadaşım-kardeşim-dostum.. ..sen gel herzaman kirlet.. ..sayfaları.. ..elbet bitemisleyen bulunuur.. -Gelelim bugünki konumuz mevzuatına; ..ütü.. ..niçün “o alet” e.. ..mezkûr ad verimiştür? ..bu bir sorun olup, ..eyice anlaşılmadıkta, ..yeni karagaşalar yaratabilir.. ..durum sakıncalıdır.. ..açıklama vacib olmuştur.. ..her hangi dıştan gelen bir ortama.. ..veya uyarıya.. ..tereddüdsüz uyum sağlayan..ve.. ..armoni oluşturan..hatta arttıran.. ..dahi..usule uygun..yapan.. ..a.. ..durumunu anlatan bir .. ..ibare olarak..kullanılmış.. ..oluptur.. ..ve.. ..bu bağlamda.. ..ütü.. ..gizil olarak.. ..”ütü’yü yapan” olarak’ta kullanılabilinir.. (interlock Dedi: on Ekim 29, 2006 at 13:40) ..ve.. ..bir anlamda.. ..dişi varlıklar.. ..uyum sorunlarının.. aşırılığı nedeni ile- ki bu fıtrat gereğidir..bir b.. atma.. ..asla değildir- ..askerlik yapmaları.. ..şiddet ile sakıncalar yaratacaktır!.. ..dişilerin.. ..kendileri “ütü” olduğundan.. ..”ütü’lemeleri.. ..naçizane.. ..önerilir.. ..mersi.. Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 saygılar inter abe............ Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 uzak bir ihtimâl; tutsan kolumdan, savursan gittiğin yola sessiz bir limanda uyansak o mayhoş sabaha gözlerime insen, eşgaline yar olsam aldığın nefes, attığın bakış olsam inceden.. yarim inceden.. sevsen, gel! desen.. saklanırız hem geceden, hem gündüzden.. güneş doğar,güneş batar hiç yakalanmayız bilirim..yeter ki gel desen.. inceden .. yarim inceden.. bana sessizce bir gel desen.. YAŞANMASI YASAK OLAN AŞKLARA.. gel diyecek yüreği göstersen Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 10 Kasım , 2006 konu başlığı: vatandaş ve ilâveten İstanbul trafiği.. ..n'de çevre ilişkileri işliği.. -trafik ile.. balık yahnisi arasında kurulacak elâka sarmısağın, Aristo ile hacle bağlamında; Üsküdâr'a giden "kâtib," in kuş gibi ıslık sesi çıkartması hadisesidir.. -ya'nî; mes'ele böyle bir basitçe anlatımdır.. anlatılabilinmiştir.. -bu arada, tatsız kazalar oluşabilir.. for example olaraktan; çay dökülebilir..üzerinize.. ıslanabileceksinizdir.. üzerinizi temizlerken (senkronize) başakalarının da "pis" ini temizleyecek ve bunu becerir iken çevrenize mut'lu gülücükler ile göz süzüp.. ..supuk bir vision oluşturabilecek.. ..sinizdir.. âh! İstanbul İstanbul olalı böyle bir İstanbul olduğunu, ve de böylesine bir seyr-ü sefer boyutu bulunduğunu bilmezdi..bilmiştir! eyi de olmuştur.. ..tur.. ..Pek sayın ustam Made.. ..saygı ve sevgilerimi sunarım..efendim ..sedelina.. ..bir gün bir yürekli..bilecek seni.. ..umarım.. Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2006 evet çekirge... yıllık izin siyasi bi doktrindir. insanı yoldan çıkarır. komünist(böle mi yazılıyodu?)damarını morartır akabinde karaoğlanın ölümünde bile derin bi mana aratır. ülkemin hususi vukuatları nedense hep ben izindeyken vuku buluyor.orhan pamuk nobel aldığında da ben izinliydim misal... allı yeşilli takalar uğurlanırken de... neyse bi de şiir yazdımdı. mevzumuzla alakası yok... nereye koysam bilemedim... sana hediyem... ******** sonra kirmizi pazartesi günlerinden kalma gözlerinde ilk günlerin bugusu ask yasagi koydum kendime belkim lahmacun yerim simdi niyeyse cok sewiyom mantar baktim pazarda yoktu Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 15 Kasım , 2006 -PARAZİT ŞARKI.. -kurt adamı biyerlerde sıkıştırdımdı da ..boynuna sarılmıştım.. "-seni gidi asalak organizma," dedim.. "-teorisyen küstah seni," ..sonra yürüdüm.. ..çamur kollektörünün orası var ya? ..oraya kadar yürüdüm.. ..etraf metan kokuyordu.. ..sınırlı masarif bölgesinde, bu iş bukadar.. ..muhteşem ve üstü kapalı mezar'ın kapısında, ..koli koli bir kütlenin üzerinde uzanıp yattım.. ..paralel rüyalar gördüm.. ..derin bir uykuydu hani..derin bir kuyu.. ..standard yayılıyordu dalgalar ama.. ..modem'de küçük bir arıza varmış.. ..yo, kimse söylemedi.. ..tahmin ediyorum işte..şansımı kullanıyorum.. ..o biyerden gelen sinyalleri.. ..istemem filân desemde, kabule zorluyor.. ..duyum boyutu hem modaya uygun, ..hem de üstün derecede şık.. ..hadi..anlatacağım sadece bu işte.. ..aklımda kalan.. ..kurt adamı boğazından yakaladığım.. ..bide.. ..metan kokusu.. *ilâveten şiir; hedaye'dir.. geldiğim yeri biliyorum sanıyorum anımsıyorum.. yorum anılara uydu kızıllığında birleşiyorum.. damarda kan üşüyor düşü yorum.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2006 **hımâri heyvanatı üzerine dada etimolojik-morfolojik aşkın boyutsuz dağılımı.. -maskarasal -eşlem-kopya "porifera-brain" -tipinin "hexactinellida" sınıfından olan "zekâ" lar; -360 derece dönebilen kafa teşekkülâtları vasıtası ile ve çipil olmasına rağmen hassas kulak düzenekleri ile komünükasyon sistemlerinde bir rüzgâr ve anafor oluşturabilmektedirler.. -routin aks-i seda paragrafik/pragmatik dahî paradigma sürecinde karakteristik jargonlar oluşturarak o aşina.. o lâtif.. seslerini yayarlar.. -konu akışını şu güzel dizeler ile nihayetlendirir, nazik terennüm nağmeleri savururum.. ..efendim.. ... babam yoğurt getirdiydi kedimis burnunu batırmişti kedimis seni tutarım ha! bıyını mıyını yolarım ha! evinise geldim kapınıs kilitli kim kitlemiş olabilir? amcam oğlu Musacık mı? ama kolu budu kısacık o veledin nasil kitlemiş olabilecektir? şimdi geliyom görür o bi patak yer ölür o sende bakar görüsün güler güler sende ölüsün oh! olecektir size.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2006 *Hipokrat Doktoru Sorunu; kimdir ve değil-midir? -Hipokrat dediğimiz bir küçük uşak, -Üstüne geymiş bir beyaz göynek.. -Bu kişimiz, yaman bi komşumuzdu..yani olabilecekti.. Amma olamamıştır..Belki idiydi fekat deyildi.. Sebebi çünkü, yıllardan 2466 sene öncesiydi..ondandı.. Biz daha komşi olamamıştık..belki düşünenler vardıydı.. ..bilinmemektedir.. -Neyse, işte bu kişimizin çok baba bi adam oldunu ilkokul sıralarında örendik..ama sıralar, gene aynı sıralardı da..üstünde gezerdik..ah! ne günnerdi.. hoştu yani..fena değildir..bazen!. -Mezkûr baba adamımız yunannısı doktorumuz, pek bilinmez bir adamdır..mış..hiç kimseye görünmeden gelmiş..gitmiş bi zattır ama..çok mühim olmuştur.. -Eflatun kişisi, eleada ona; koslu askleptes dediydi de sonadan "ne?..ben mi dedim?..ne demişim?..valla çok işmiştim serfoştum..ne dedimi bilirmiydim..aceba?." felân söylevleriyle demiş, kaytırttırmıştır.. -Hatta, bazenleri bu buba, aritmetik yapmıştı.. Kafası üzümden kıyakken (o muhitte geniş ve münbit üzüm bağları vardıydı..entel bilgi ilâvesi..) bu hipok kişimiz bi küpü almış..ikiye katlamiş..ve aaa!. demiştir..demişlerdir..halla da deller..ben neyi buldum? Mütişim..demiştir..küpün hacmi 2 katı bölle icat oldu.. Amma ne yazık ki ayılınca unutmuştur Hipo bunu.. diyer adamlar da başka bi hipo'ya sen buldun..yaşa diğer hipomus baba deyivermişler bulundular.. -Aslında bana bunnar normal gelir de..bu gelmes; -Yani aslan gibi, Civago Doktorumus varken.. -Hadi geçtik onu, Cüreklibaturumus var..hadi geç.. -Ya! Bilâl Dokturumus varken..herkeşler bu adamın.. ..üstüne şaapar..yeminner.. -İşte ben hiç bunu çözemedim..afediniz.. ..teşekkürler.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 22 Kasım , 2006 Sevgili made..sedelina..MİNEU.. ..ve şahsınızda.. ..tüm forum sakinlerimiz.. ..yönetici arkadaşlarım.. ..valla bukadar zamandır.. ..hem bana tahammül gösterdiniz.. ..bide kalkıp.. ..kutlama felan.. ..oldu.. ..gözlerim doldu.. ..ve.. ..burada bi şiir yazmak farz oldu.. ..dinleyiniz canlarım.. minarede bir kuş var kanadında gümüş var birisinin cebinde türlü türlü işler var bal-kaymağı yediler bana da cüce dediler ben bunları yemem billahi de yemem hem bu işten vaz-geç-mem!.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2006 ”biliyor musun?” diye sordum, ”çok” dedi.. peki nasıl oluyor da, çok’un ne demek olduğunu bilmiyordu? ya biliyor numarası yapıyordu, ya da bilmediğinin anlaşılmasına bozuluyordu, sayıklıyordu.. ”yanımda mısın?” diye sordum, ”tabi” dedi.. peki nasıl oluyor da, yalan söyleyebiliyordu? ya yanımdaymış numarası yapıyordu, ya da anladığımın farkında değildi, sayıklıyordu.. ”uyuyor musun?” diye sordum, ”evet” dedi.. peki nasıl oluyor da, cevaplayabiliyordu sorumu? ya uyuma numarası yapıyordu, ya da cevap verdiğinin farkında bile değildi, sayıklıyordu.. ”görüyor musun?” diye sordum, ”çok net” dedi.. peki nasıl oluyor da, körmüş gibi davranabiliyordu? ya görüyor numarası yapıyordu, ya da körlüğünün ayırdında değildi, sayıklıyordu.. ”duyuyor musun?” diye sordum, ”herşeyi” dedi.. peki nasıl oluyor da, sorduğum soruları anlamıyordu? ya beni dinliyor numarası yapıyordu, ya da duymuyordu, sayıklıyordu.. ”ağlıyor musun?” diye sordum, ”yok” dedi.. peki nasıl olur da, gözyaşlarını saklayabileceğini sanıyordu? ya ağlama numarası yapıyordu, ya da yaşlar kendiliğinden akıyordu, sayıklıyordu.. ”ölü müsün?” diye sordum, ”hayır” dedi.. peki nasıl oluyor da biliyordu ölü olmadığını? ya ölü numarası yapıyordu, ya da verdiği cevabın farkında bile değildi, sayıklıyordu.. -İnikâs -Aynen alıntı Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2006 -Kozmik Şua'lar, Termo-Şişe'ye Toplana-bilecek-midir? -Problematik tetkik ve tetabbu' vaziyetleri.. -Termo-Şişe'nin ne olduğu hususu, tüm fanlarım tarafından biline-bilinecek-tir.. -Niçün? -Çünkü, uzun süredir yürütülen irşad programımız artık semeresini vermekte olup, Fan-larımız ile Fan-olmayanlarımız arasında derin vadiler oluşmuştur.. -Bu vadinin adı ise; Bilgi'dir.. -İşte bu bilginiz üzere, Termo-Şişe'nin iç kabı ile dış kabı arasındaki heva tahliye olunmuş-olup, arada kalan bu mahal hevasızdır ve heraretin de iç kaptan harice firarını men edecektir. -Şimdi; Kozmik Şua nedir? Bakalım.. -Bu şualar mekân'dan gelmektedir. -Yani, öyle ihtimaldir. -Öyle ihtimal ise, bu şuaların Babil ile bir elaka vaziyeti buluna-bilecektir-midir? -Esasen canlarım, menşe hakkıyle anlaşılamamıştır. -Bu şualarımız, dalgalar halinde yayılır. -Amma, uzunlukları da kısacıktır..paradoks'tur.. ..öyle olmuştur..ve..aslında bunu kimse de istemiş değildi o zamanlar..Ve öyle olmuştur..dışımızdadır.. -İşte bu kısacık-cücecik-şamama dalgacıklarımız miniciktir de, amma... -5 metro kalınlığında kurşunu deler-geçer! -Vay ki Vay'dır.. -Hususan; Rontgen Şuamız bilem, 1 ilâ 2 mili-metro nüfuz edebiliyorken, bu ne mene infazdır? -Anlaşıla-mamaktadır..Kim Mamak'tadır? -Mamak, Baş Şehrimiz Ankara'mızın, şirin bir kazasıdır..Askerliğimi orada yaptım..ah..ah.. -Efendim, İşte bu mütiş Kozmik Şuamız, daha neler yapacaktır-yapıyordur da..zann ederim.. -Bitirirken, fanlarıma yeni ufuklar açacak şu soruyu soraraktan yön verir, başarılar dilerim..Teşekkürler.. *Yön verici-Yollar Açıcı sualimiz: -Eğer; Bu şualar, mekânda-maddenin istihalesinden ileri geliyor ise; a) Mekânda yeni maddeler teşekkül eder mi? Ediyor ise; Bu teşekkül esnasında kudret hasıl oluyormudur? c) Ve bu kudret, şualar şeklinde etrafa yayılırmı? *ve can alıcı soru; -Bu neticeleri aldıktan sonra; -Sonuç olarak.. -Bu Kozmik Şua'larımız, Termo-Şişe'mize.. ..Toplana-bilinecek-midir? *entellektüel not bilgisi: Konumuz içerisinde bahsi geçen Röntgen Şualarımızı keşf eden canımız prof'umuz Wilhelm Roentgen zatımıza, burada ve bu vesile ile teşekkür ederiz.. -Şualar içinde yatsın..umarız..kıvançlıyız.. Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 küstürdüm barışamam (mı?) ayrıldım kavuşamam (mı?) Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2006 ..sevgili ustam nazanözkan'ın bu bağlamda yaşını küçülttürerekten hem acemi ve hem tıfıl olarak mezkûr kordela'nın bıcır "samed" rolüne transfer olmuş bulunduğu gözlenmektedir bu arada belki "alyazması" temin edilmiş olabilecek türkân ablamız eyice büzülmüş olup zaten kısa olabilen boyu eyicene çekmiş ve "selvi boy" hadi yağh fırşmşh hallerine düşmüştür her güne yakın seyredilebilinecek hüsranî bir film boyutunda ilyas abide etek felan giyerekten cemşide mesakir güldürmeçleri faş etmekte dilek ablamız "nene" ve hoca abi "mevta" zaviyelerindedir ah ah can her zaman türlü eşgallerde karşımıza çıkabilecek bir açısal değerdir asla eskimeyecektir böylece new menaziriniz yoralanmış olaraktan saygım ve sevgimizin asla ve kat'a azalmayarak dahi sür'at ilen artarak seyr ettiğini beyan eder gültutan pir-ü pâk ellerinizden bûs ederim hocam pirim efendim nazanözkan.. Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2006 çekirgem... fidan boylum ceylanım... ben geçen gün senin bloguna bi göz attımdı...çok güsel yapmışın aferim...lakin beni rahatsız eden bi hususta görüş beyan etmeden geçemiycem çucuum... hasan sabbah ve cins-i latif haşhaşileri gibi bir tablo oluşmuş orda... sankim senin haremin vucut bulmaya başlamış yavaştan... kıskanmış da olabilirm bilmiyorum... ''İhtiraslarından biri öbürünü yutmuş, sen de nefsini körelttiğini sanıyorsun.'' VOLTAİRE bazen çok konuşuyo ama...çoğunlukla da yerinde... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.