Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Tersinim Teorisinin Tanıtımı


tersinim

Önerilen İletiler

Evrimleşen Tek Şey Bilimdir

 

 

TERSİNİM TEORİSİ TANITIMI

 

Tersinim teorisi Türk düşünür ve yazarlarından Hüdai ÇAKMAK’ın ortaya attığı teoridir.

 

Varoluş insanoğlunun var edildiği ilk anlardan beri ilgisini çekmiş, konusunda pek çok fikirler, düşünceler ortaya atılmış, teoriler üretilmiştir.

 

Bu teoriler çok ve çeşitli olmasına rağmen varoluş bir Yaratıcının eseridir ya da bir Yaratıcının eseri değildir, rastlantılarla oluşmuştur cevaplarına uygun olmak üzere iki büyük grupta toplanır.

 

Bir teori gerçek olduğu kuvvetle inanılan bir varsayım üzerine kurulur, ayrıntılanır ve kanıtlanmaya çalışılır. Ulaşılan bilimsel sonuçlar genelde doğru olduğu kuvvetle inanılan varsayıma uygun olarak yorumlanır.

 

Temel varsayımın yanlış olabileceği hiç bir zaman düşünülmez.

 

Tek taraflı düşünce bilimin en büyük düşmanıdır. Bu da bilimin olması gereken tarafsızlığına gölge düşürdüğü gibi pek çok hata ve yanlışlara yol açar, yanlış ve hatalara sürükler, sonuçta teorileri bilim dışına iter.

 

Örneğin evrim teorisinin doğruluğu kuvvetle inanılan varsayımı milyonlarca tür ve cinste olan tüm canlıların rastlantılarla oluşmuş bir canlı hücresinin zamanla evrimleşmesi sonucu oluştuğudur.

 

Bir evrim teorisi taraftarı hiç bir zaman bu temel varsayımın yanlış olabileceğini düşünmez. Bilimsel bulguları bu temel varsayıma uygun yorumlanmaya çalışır. Bu yorumların temel kanun ve ilkelerle çelişip çelişmediğine pek dikkat etmez. Kimilerini görmezlikten, bilmezlikten gelir.

 

Tersinim teorisinin kurgulanma yöntemi bu uygulamanın tamamen tersidir.

 

Önce bilim sonuç sonra sonuç ilkesine dayanır. Bu nedenle bilimin ortaya koyduğu tüm kanun ve ilkelerle uyumludur, hiç biriyle çelişmez.

 

Tersinim teorisi herhangi bir teoriye karşıt ya da destek olmak amacıyla ortaya konulmuş değildir. Tamamen kendine özeldir.

 

Varoluşun belki de en büyük gerçeği üzerine kurulu olduğundan evrenseldir.

 

Tersinim teorisi maddenin sakımı, entropi, yapmanın zor bozmanın kolay olduğu ilkesi gibi tüm doğal kanun ve ilkeleri temel alır.

 

Karşıtı olan diğer teorilerin bilimsel yöntemlerle doğruluğu onaylanmış esaslarını da temel almaktan çekinmediği gibi olmayana ergi metoduyla yanlışlıkları kanıtlanmış olanlardan da yararlanır.

 

Bu nedenle tersinim bilim dışına kaymadığı gibi konusundaki tüm teorilerin bilimle doğrulanmış temellerinin birleştiği bir sentez, bir odak durumundadır.

 

Tersinim teorisi özet olarak bilimsel araştırmaların sonuçları olan şu esasları temel alır.

 

1)-Evrenimizin bir sınırı vardır. Gitgide genişlemektedir ve barındırdığı madde miktarı belirlidir. Diğer ifade ile evrenimiz kapalı bir düzenli sistemler bütünlüğüdür. Çeşitli kanun ve ilkelerle kontrol edilen devinimler içindedir.

 

2)-Tersinim teorisine göre evrenimiz, evrenimize benzeyen ya da benzemeyen sonsuz sayıda varlıkların olduğu, ezelden gelip ebede giden saf enerjiden oluşmuş, Bir Büyük Bütünün içinde yüzmektedir.

 

Evren Büyük Bütün tarafından çepeçevre kuşatılmıştır.

 

Tersinim bu görüşüne kanıt olarak maddenin sakımı kanununu gösterir.

 

3)-Varoluşun değişmez kanun ve ilkelerle kurgulanmış kompleks bir bütün oluşu bir eser olduğunu gösterir. Eserler ise bilgi, irade, güç, madde ve yeterli zaman beşlemesinin sonucudur. Bilgi ve güç sahibi bir varedici irade vardır ve eserlerinin dışındadır.

 

4)-Art arda gelen olaylar dizimi olarak tarif edilen zaman devinim ve değişim içinde olan evrenimize ve diğerlerine özeldir.

 

Zaman, ezelden gelip ebede uzandığından durağan, bu ne-denle değişmez ve hareketsiz olan Büyük Bütün için söz konusu değildir.

 

5)-Değişim, varoluşun herhangi bir olgusundaki düzen sahibi sistemlerde bozunum (tersinim) şeklindedir.

 

6)-Tersinim teorisine göre Varoluş, tüm evreni kapsayan kompleks bir bütündür. Canlılık ve cansızlık olarak ayrılmaz.

 

7)-Varoluş (evrenimiz) canlılığın oluşum ve devamlılığı amaçlıdır. Her şey bu amaca uygun planlanmış ve var edilmiştir.

 

8)-Canlılar zaman içinde gelişim değil, tersinim gösterir. Canlılar tersinime engel olmak için savunma, korunma, bağışıklık gibi mükemmel sistemlere sahiptirler. Fakat tersinim her durumda az ya da çok etkisini gösterecektir.

 

9)-Her canlı türünün mükemmel ve eksiksiz yaratılmış bir arı ırkı vardır. Diğer tür ve çeşitler arı ırkların tersinimsel çeşitlenme sonuçlarıdır.

 

10)-Tersinime uğramış arı ırklardan kimi özelliklerini yitirmiş ya da zayıflatmış diğer ırklar oluşur. Canlı yaşam avantajlarını büyük ölçüde zayıflatmış yada yitmiş ise hayat sahnesinden silinir.

 

11)-Hiç bir canlı varlığını tersinime uğramamış olarak geleceğe aktaramaz.

 

Kaynak:tersinim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 11 ay sonra...

Tersinim Teorisine Giriş

 

Uzun ve yorucu çalışmalar sonucunda var oluş sorusuna bir cevap niteliğinde olan tersinim teorisi zihnimde şekillenip yazmaya karar verdiğimde konunun derinliğinden, genişliğinden ve ağırlığından yeterince haberdardım.

 

Konu hem bilimi, hem felsefeyi ilgilendiriyordu. Ayrıca insan odaklıydı.

 

İnsan odaklı olması konuya çok yönlülükle birlikte, tarihsel bir süreci de beraberinde getirmekteydi.

 

İnsanlar varoluş sorusuna verdikleri cevaba göre hayat felsefelerini düzenliyorlar, bu felsefelere uygun yaşıyorlardı. Bu nedenle var oluş sorusuna verilen cevaplar çok önemliydi.

 

Bu uzun araştırmalarım sırasında öğrendiğim en büyük gerçek şu oldu:

 

İnsan mükemmel yaratılmıştı ama en mükemmel değildi. Yaratılışından gelen zaaflar nedeniyle kolaylıkla yanılabiliyor, aldanabiliyordu.

 

Bu yanılabilirlik ve aldanabilirlik bir soruya birden fazla cevabın verilmesine neden oluyordu.

 

İsteklere, inançlara, zaaflara göre değişmemesi gereken gerçekler kimi insanların menfaatlerine, düşüncelerine uygun olarak eğilip bükülmekte, bunlara uygun yorumlanmaktaydı.

 

Kendimizi doğrularla yanlışların bir arada bulunduğu bilimsel bir karmaşa içinde buluyorduk. Bu nedenle gerçeği bulmak hiç de kolay değildi.

 

Varoluş sorusunun birbirinin zıddı yalnız iki yanıtı vardı ama gerçek tekti. Diğer ifade ile yanıtlardan birisi yanlıştı.

 

Yanlış yanıt üzerine hayat felsefelerini kurgulayanlar ve bunu yaşamlarına aksettirenler çok kötü bir şekilde yanılıp aldanmaktalar, bir bakıma yanlışlar üzerine kurgulanmış hayatlarını heba etmekteydiler.

 

Bu nedenle eserimiz doğruyu (gerçeği) arayan fakat bulamayanlara tarafsız bir yol gösterici konumunda olacaktır.

 

= = =

 

Bir soruya verilen değişik yanıtların içinden doğruyu arayıp bulmak gerekir. Muhtemel ki var ediliş gerekçemiz budur.

 

Fakat yanılabilir, aldanabilir olmamız nedeniyle gerçekleri arayıp bulmakta kolay değildir.

 

Sonuçta bütün içtenliğimle şunu söyleyebilirim.

 

En baştan gerçeği bilmediğimi kabul edip her yanıtın doğru olabileceğini var sayarak konulara olabildiğince pozitif yaklaşmaya, genellikle birbirinin zıttı olan yanıtları bir bütün kabul ederek bilimin tarafsız gözleriyle görmeye; tartıp kıyaslamaya, irdelemeye, bilimi ön planda tutmaya çalışmak gerekir.

Bağnazlık bilimin en büyük düşmanıdır.

 

Doğruyu buluncaya kadar bütün yanıtlar (her biri doğru olabileceğinden) benim için aynı değerdeydi.

 

Ayrıca yanlışlardan doğrularda bulunabilirdi. Bu nedenle yanlışlarda dâhil tüm yanıtlar doğru bulunana kadar değerli olmalıydı. Fakat doğru bulunduktan sonra yanlışlarda ısrar etmemekte gereklidir. Aksi halde bu bir taassup olur.

 

Eserimizin temelinin tamamen bilimsel olması konusunda olabildiğince titiz davranacağız.

 

Bu nedenle eserimizi dört temel üzerinde kurgulayacağız.

 

Çalışmalarımız öncelikle bilimsel veriler, bilim insanlarının görüş ve düşünceleri, karşıt teorilerin görüş ve düşünceleri, bulunan sonuçların akıl ve mantıkla irdelenip yanlış ve hatalıların ayıklanması, bu yolla gerçeğin aranıp bulunması esaslarına dayalı olacaktır.

 

Fakat konu birbirine zıt, iki yönlü, geniş ve derin olduğundan genelde bilimsel bir yol olan; olmayana ergi (bir önermenin doğruluğunu karşıtı önerme sonuçlarının yanlışlığını kanıtlayarak göstermek) yöntemini de kullanacağız.

 

Sık eleştiri aldığımız ve alacağımız konulardan birisi de eserimizde kaynaklara yeterince yer vermememiz, daha doğrusu veremememizdir. Bunun bir kaç nedeni vardır.

 

Birinci neden araştırmalarımızda doğru bilgiler kadar yanlış bilgilere de ulaşmamızdır.

 

Makbul ve geçerli kaynak sayılabilecek bazı eserlerde doğru ve yanlışlar yan yanaydı. Fakat biz gerçeği henüz bulamadığımızdan yanlış oldukları bilimsel yollarla kanıtlanıncaya kadar tüm yanıtları doğru kabul etmek zorundaydık.

 

Doğruyu ararken bilgileri kıyaslama metodu kullanarak yanlışlardan doğruları ayıklamaya çalıştık.

 

Doğru olduklarını zannettiklerimizi başka kaynaklardan teyit etme yönünden çabalar gösterdik.

 

Sonuçta eserimizdeki bilgiler tek kaynaktan değil de pek çok kaynaklardan toparlanmış bir derleme, genelleme hâline geldi.

 

Ayrıca iletişim çağında kaynak göstermenin gerekliliği konusunda (her türlü bilgiyi rahatlık ve kolaylıkla ulaşabildiğimizden) derin ve güçlü şüpheler içindeyiz.

 

Eserimizde verdiğimiz bilgilere güvenebileceğinizi özellikle belirtmek isteriz.

 

Tereddüt ettiğiniz ya da doğruluğu konusunda şüpheye düştüğünüz bilgiler olursa konusuyla ilgili ders kitaplarından, kapsamlı ansiklopedilerden ve hatta internetten rahatlıkla kontrol edebilirsiniz.

 

Her şeyi bilmemizin mümkün olmadığını, yaratılışımız nedeniyle hata ve yanlışlara kolaylıkla düşebileceğimizi biliyoruz.

 

Bu nedenle yapıcı olma kaydıyla her türlü eleştiri ve önerilere açığız.

 

Bu açıklık (pek çok hata ve yanlışların olabileceğini en baştan kabul ederek) eserimizde verilen bilgiler çoğunluğunun doğruluğu konusundaki güvenimizi de ifade eder.

 

Şunu da bilip, inanıyoruz ki hata ve yanlışlar akıllı insanlar için iyi bir öğretmendir.

 

Hüdai ÇAKMAK

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tersinimle ilgili yazıları bu siteye yapıştırmaya başladığınızdan beri,

konuyu kavramak Tersinimi anlamak amaçlı araştırmalarımdan çıkardığım sonuç şu;

 

Gördüm ki, yazılanların tamamı sadece Evrimi hedef alarak yazılmış.

Evrimi yok sayıp tersinim vardır mantığı öne çıkmış.

"Ana fikir şu, Canlıların doğal seleksiyonu iyiye doğru değil kötüye doğru gitmektedir."

Peki, o zaman canlılar kötüye evrimleşiyorsa, "En başta mükemmel olmaları gerekmez mi?"

Bu soruyu yanlışlayacak kanıt var mı?.. Yok!

 

Ana fikir bu olunca arkasında yatan mantık da şu; "Varoluş", "yaratılış" yerine "Varoluş".

Özetle kanıt şu; Canlılar tanrı tarafından mükemmel olarak yaratılmışlardır.

Peki bunu doğrulayacak bilimsel ve akla yatkın bir kanıt var mı?..

 

Birden, kambriyen döneminde birden bire! Çok gelişmiş canlıların ortaya çıkması kanıtmış..

Bak sen şu işe, birden denilen dönem yaklaşık 50 milyon yıl.

Bu kurgulanmış teorinin matematiği de zayıf, mantığı da...

İyi de... Neden fosil kanıtları bunun tam tersini gösteriyor?..

Kambriyen dönemi öncesi canlılarını yok mu kabul edeceğiz

Demek ki, öne sürdükleri teze karşıt, kanıtlar tam tersini gösterdiği için bu kurgulanmış teorinin adı "tersinim"

 

***

Son olarak ifade etmek istediğim şu;

Buradaki yazılarınızı okudum. Gördüm ki, Modern bilimin ve evrimin bulgularından, genetikteki son dönem çalışmalardan, güncel evrim gelişmelerinden habersiz, "hem dini hem de batılı" modern içerikte bilimselmiş gibi gösterme çabaları... Buraya yapıştırdığınız "Hüdai Çakmak" yazılarının içeriklerinin üzerindeki bilimselmiş gibi görünen kılıf kısmını sıyırdığınızda altından son derece yüzeysel fikirler ortaya çıkıyor...

 

Yaratılışçıların karşımıza değişik şekil ve kılıklarla çıkmasına karşın neden değişik bir şey söyleyemedikleri, dinsel kaygılarını bilimsel temeli olamayan kavram ve algılamalarla savunmalarından kaynaklanıyor.

***

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın gecekuşu

 

Yanıtınız için teşekkür ederiz. Tersinim teorisi sekiz ciltte ifade buluyor ve bu sitede yeni başladık. Lütfen yazılarımızı takip ediniz.

 

Tersinim herhangi bir teoriye yada ideolojiye karşıt olmak ya da desteklemek için ortaya atılmamıştır.

 

Tersinim HERŞEYDEN ÖNCE ÖNCE KANIT SONRA SONUÇ İLKESİNİ kendine temel alır.BU NEDENLE TAMAMEN BİLİMSELDİR.

 

Gerçekliği şüpheli bir teoriyi ya da ideolojiyi (ÖRNEĞİN EVRİMİ) inkar edilemez gerçek kabul edip BUNA UYGUN KANITLAR ARAMAZ. KANITLARI İNKAR EDİLEMEZ GERÇEK KABUL EDİLEN TEORİ YA DA İDEOLOJİYE UYGUN OLARAK değiştirmez, eğip bükmez. SAHTEKARLIKLAR YAPMAZ..

 

Tersinim teorisini bilimsel yörüngesinden çıkarıp DİNSEL bir yörüngeye sokma çabaları boşunadır.

 

Tersinimi DİNSEL bir yörüngeye sokma çabaları yerine ÖNE SÜRDÜĞÜ VARSAYIMLARI BİLİMLSEL YÖNTEMLERLE ÇÜRÜTMEYE ÇALIŞSANIZ DAHA AKILCI HAREKET ETMİŞ OLURSUNUZ.

 

Saygılar.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tersinim Teorisi-2

 

İnsanoğlu var edildiği ve düşünmeye başladığı ilk anlardan itibaren yaratılışı merak etmiştir.

 

Bu merak önce; ben neden, nasıl, niçin var edildim şeklinde kendine yönelikti, bu nedenle kişiseldi.

 

Fakat daha sonra; var oluşun bütünlüğü yavaş yavaş keşfedilmeye başlanınca bu soru; biz nasıl, neden, niçin var edildik şekline dönüşüp evrenselleşmiş; bu konuda çok ve çeşitli varsayımlar üretilmiştir.

 

Neden, niçin, nasıl var edildim sorusunun yanıtı insan hayatını yönlendiren en önemli olgudur.

 

İnsanlar bu soruya verdikleri yanıtın paralelinde hayatlarına yön verirler.

 

Eğer bir hayvan olsaydık yaratılma nedenimiz bizlere eksiksiz verilecek bizde buna uygun yaşayıp gidecek, herhangi bir arayış içinde olmayacaktık.

 

Kısımsal bir iradeyle sınırlı da olsa hayatımızı yön verebilme özgürlüğü bizleri diğer canlılardan ayırır, bizleri insan yapar.

 

Fakat gerçekleri arayıp bulmak her zaman yanılmaya, aldanmaya meyilli olan bizler için son derece zordur. Tek bir gerçeğe birbirinin zıddı pek çok yanıtlar verilmesinin en büyük nedeni budur.

 

İnsanların binmeyenlere karşı büyük bir merakı vardır. Bu merak en güçlü meziyetlerin temelini teşkil eder. Bilinmeyen her şey insanların ilgisini çeker. Bu nedenle gerçeği arayıp bulmaya çalışırlar.

 

Bu merak ediş, önceleri sadece kendisi ve çevresiyle sınırlıdır.

 

Kendisi ve çevresiyle ilgili bilgiler çoğaldıkça var oluşun bütünlüğünü fark etmeye başlar. Bu bütünlüğün içinde sahip olduğu bilgi yok denecek kadar azdır.

 

Bunun nedeni de bilgi kaynaklarıyla bilgileri depolayan beyin arasındaki vasıtaların az ve yetersiz oluşudur.

 

Bir bakıma insanoğlu duyuların sınırları içinde, duyularının izin verdiği kadar etrafını algılar, bu algılamalar sonucunda bilgi sahibi olur.

 

= = =

 

Varoluş sorusunun sadece varoluş bir Yaratıcının eseridir ya da değildir şeklinde birbirine zıt iki cevabı vardır.

 

Var oluşun bütünlüğünü ve bütünlüğün bazı kurallar ve yasalar çerçevesinde oluşmuş bir düzenlilik içerdiğini az ya da çok fark eden insanoğlu:

 

-Kurallar ve yasalarla oluşmuş gözlemlediğim şu düzenlilik muhakkak ki bir bilginin ve bu bilgiyi yönlendirip şekillendiren, oluşuma çeviren güç sahibi bir iradenin eseridir.

 

Yapıcı bir iradenin olmadığı rastlantısal oluşumlarda düzenlilik oluşamaz.

 

Rastlantısal oluşumlar tam bir düzensizlik ortamıdır. Bu nedenle var oluş bir Var Edicinin eseri olmalıdır demiş; var oluşu mutlak güç, mutlak irade ve mutlak bilgi sahibi bir Var Edicinin eseri olduğu kanısına varmış, daha sonra bu kanı güçlü bir inanca dönüşmüş, insan hayatını en çok etkileyen din olgusunun temelini oluşturmuştur.

 

Fakat ilk dönemlerde insanlar var oluşun bütünselliğini yeterince fark edemediklerinden bu inanç parçalanmaya müsaitti.

 

Bu parça parça oluş insanların Yaratıcıyı, sıfatların bir bütün olarak var edilişlerinde kendilerine verilmiş olmasına rağmen yeterince anlamalarına, algılamalarına engel olmuştur.

 

Bu nedenlerle Yaratıcı teklikten çokluğa doğrudur. Şüphesiz ki tevhidi zaman içinde bozmamız Yaratıcı tarafından yol gösterici ve ikaz ediciler gönderilmesinin en büyük nedenidir.

 

Tevhidin bozulduğu dönemlerde insanlarından bir kısmına göre gökleri gök tanrısı, yerleri yer tanrısı, denizleri deniz tanrısı idare etmekteydi. Buna benzer pek çok yaratıcı yani tanrılar vardı.

 

İnsanların bir kısmı evreni dolduran milyarlarca yıldızdan bazılarını Yaratıcı sandılar.

 

Kimileri için Yaratıcı dünyayı aydınlatıp ısıtan güneşti. Kimilerine göre ateşti. Kimilerine göre geceleyin gökyüzünü süsleyen erişilmez uzaklıklardaki yıldızlardı.

 

 

Devamı var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tersinim Teorisi-3 (Materyalizm)

 

 

Var oluş kurallar ve yasalarla belirlenmiş düzenlilikle beraber bir bütünlükte içerdiğinden Var Edici İrade bu bütünlüğün dışında olmalıdır. Eser bütün olduğu içinde Varedici tektir. Bu nedenlerle Var Edici mutlak güç, mutlak bilgi ve mutlak bir irade sahibidir. Bu mutlaklık Var Edicinin eşsiz ve tek olduğunu, var ederken herhangi bir yardımcıya ya da araca ihtiyaç hissetmediğini de gösterir.

 

Evolutionary Biology kitabının yazarı Douglas Futuyma kitabında şöyle belirtmiştir:

 

-Yaratılış ve evrim, yaşayan canlıların kökeni hakkında yapılabilecek yegâne iki açıklamadır.

 

Canlılar dünya üzerinde ya tamamen mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıkmışlardır ya da böyle olmamıştır.

 

Eğer böyle olmadıysa, bir değişim süreci sayesinde kendilerinden önce var olan bazı canlı türlerinden evrimleşerek meydana gelmiş olmalıdırlar.

 

Ama eğer eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya çıkmışlarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir akıl tarafından yaratılmış olmaları gerekir.

 

Futuyma’nın canlılığın kökeni hakkındaki bu sözleri tüm varoluşu kapsayacak şekilde bütünlenebilir.

 

Buna göre varoluş ya yaratılmıştır ya da yaratılmamıştır. Sorun bu iki seçeneklerden hangisinin doğru olduğudur.

 

Kimi insanlar varoluşun kompleks düzenler içerdiğini gözlemleyerek düzenliliklerin ilim sahibi bir gücün eseri olabileceği sonucuna varmışlarsa da kimileri bu sonuca katılmamışlardır.

 

Bunun en büyük nedeni de bir Var edicinin var olduğu inancı üzerinde kurulan din olgusuna bazı kişiler, kurumlar tarafından akıl, mantık ve dolaysıyla bilim dışı ritüellerin konulup karıştırılması, bazı konularda dinin; bilimin, aklın mantığın dışına itilmesi, çok kötü bir şekilde suiistimal edilmiş olmasıdır.

 

Bir Var Edicinin var olmadığını savunanların, en baştan bir Yaratıcının varlığını ret ve inkâr ettiklerinden var oluş sorusuna verebilecekleri tek bir cevap kalıyordu ki o da var oluş rastlantılar sonucu oluşmuştur yanıtıdır.

 

Fakat var oluş rastlantılar sonucu oluşmuştur yanıtı yeterince açık değildir ve bir temele dayanmamaktadır.

 

Bir Var edicin var olduğunu ret ve inkâr edenler var oluş sorusuna verdikleri rastlantılarla oluştu yanıtına bir temel aradılar ve bulmakta gecikmediler. Bu temel madde idi.

 

Bu temele göre var oluş sorusuna verilen yanıt; var oluş maddelerden rastlantılarla oluşmuştur şeklindedir.

 

Var oluşu maddeyle izah eden, var oluşun bütün aşamalarını maddeye indirgeyen bu görüşe maddecilik diğer adıyla materyalizm denilir.

 

Görüldüğü gibi materyalizm akıl, mantık ve bilim dışı ritüellerin, hurafelerin karıştırılması nedeniyle dine karşı verilen bir tepkinin sonucudur.

 

Devamı var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın gecekuşu

 

Yanıtınız için teşekkür ederiz. Tersinim teorisi sekiz ciltte ifade buluyor ve bu sitede yeni başladık. Lütfen yazılarımızı takip ediniz.

 

Tersinim herhangi bir teoriye yada ideolojiye karşıt olmak ya da desteklemek için ortaya atılmamıştır.

 

Tersinim HERŞEYDEN ÖNCE ÖNCE KANIT SONRA SONUÇ İLKESİNİ kendine temel alır.BU NEDENLE TAMAMEN BİLİMSELDİR.

 

Gerçekliği şüpheli bir teoriyi ya da ideolojiyi (ÖRNEĞİN EVRİMİ) inkar edilemez gerçek kabul edip BUNA UYGUN KANITLAR ARAMAZ. KANITLARI İNKAR EDİLEMEZ GERÇEK KABUL EDİLEN TEORİ YA DA İDEOLOJİYE UYGUN OLARAK değiştirmez, eğip bükmez. SAHTEKARLIKLAR YAPMAZ..

 

Tersinim teorisini bilimsel yörüngesinden çıkarıp DİNSEL bir yörüngeye sokma çabaları boşunadır.

 

Tersinimi DİNSEL bir yörüngeye sokma çabaları yerine ÖNE SÜRDÜĞÜ VARSAYIMLARI BİLİMLSEL YÖNTEMLERLE ÇÜRÜTMEYE ÇALIŞSANIZ DAHA AKILCI HAREKET ETMİŞ OLURSUNUZ.

 

Saygılar.

Değerli arkadaşım;

Bir fikir veya görüşün teori olarak nitelendirilebilmesi için, onun bilimsel bulgularla desteklenebilir olmasını gerektirir. Bu yapılamadığı sürece, "8 değil 8 bin cilt kitapta yazılsa" ortaya atılanlar bir kurgu olmaktan öteye bir anlam taşımaz...

 

Sözünü ettiğiniz, "Karşıt yada destek olmak için ortaya atılmamıştır" ifadesi tamamen laf ü güzaf...

Adı geçen kurgulama Evrim teorisine karşıt, yaradılışa "Varoluş" kelimesi kullanılarak taraftır.

Nereden mi anlıyoruz, kurgulayıcının kaleminden çıkmış altında kendi imzası olan aşağıdaki alıntılardaki yazılardan..

 

 

EVRİM TEORİSİ VE TERSİNİM TEORİSİ

 

Henüz doğruluğu kanıtlanmamış, kanıtlanması da hayli şüpheli bir teoriyi insan aklının bir zaferi gibi takdim etmek en hafif tabiriyle bilimsel tarafsızlığa görmezlikten gelmek, taraf tutmaktır. Evrim teorisi temelini teşkil eden bir canlı hücresinin rastlantılarla nasıl oluştuğu sorusunu bile tatmin edici bir cevap verememektedir. Bu konudaki verdiği cevaplar bilimin gerektirdiği deney ve gözlemlerle sınanarak ortaya koyma yerine derin bir hayal gücüne dayanır.

Gerçekten de evrim teorisinin kurgulanma yöntemi de hatalıdır. Doğruluğu kuvvetle inanılan; bir canlı hücresinin rastlantılarla meydana geldiği, zamanla evrimleşerek bu gün hayranlıkla görüp incelediğmiz canlılar dünyasını meydana getirdiği temel varsayımına dayanır.

Temel varsayım en baştan doğru kabul edildiğinden ayrıntılar buna uygun yorumlanır. Gerektiğinde en bilinen ve tartışılmayan doğal kanun ve ilkeler bile görmezlikten, bilmezlikten gelinir. Hiç bir zaman temel varsayımın yanlış olabileceği düşünülmez. Bunun nedeni ise temel varsayımın doğru olduğunu kabul etme mecburiyetidir.

Bir bakıma gidilmesi gereken mecburi istikamettir.

Tersinim teorisi doğruluğu kuvvetle inanılan bir varsayım yerine bilimsel bulguların ortaya koyduğu sonuçların sentezlerini temel alır. Bu nedenle karşıtı gibi görünen teorilerin doğruları ve temelleri tersinim teorisinin doğruları ve temelleri olur. Örneğin maddenin sakımı kanunu, entropi kanunları, canlıların zaman içinde değişmesi, mutasyonlar, varyasyonlar, doğal seleksiyon tersinim teorisinin bilimsel bulgulara uygun yorumlanmış mekanizmalarıdır.

Bilimsel bulgular enerji girişleri ve zamanın düzen sahibi sistemlerde bozuma (tersinime) neden olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bu sonuçlar entropi kanunları ve bozmanın kolay yapmanın zor olduğu ilkesiyle de tamamen örtüşür.

Tersinim düzen sahibi sistemlerde bozunum diğerlerinde değişim anlamına gelir. Zaman içinde canlılardaki değişim tersinim yönündedir.

Mutasyonlar gen bilgilerini etkilemiş ise diğer nesillere aktarılır. Mutasyonlar daima tersinim yönündedir. Bu nedenle canlılarda gelişim değil bozunum (tersinim) söz konusu olur.

Tersinim için bilgi, irade ve uzun zaman gerekli değildir. Kaba güç (enerji girişi) yeterlidir. Bu nedenle evrim için şart olan ara format canlılarının varlığı tersinim için gerekli değildir.

Her canlı türünün mükemmel var edilmiş bir arı ırkı vardır. Diğer tür ve çeşitler arı ırkın tersinimi sonucu oluşur. Buna göre maymunlar insanların tersinimi sonucu oluşabilir. Bu konuda gözlemlenmiş somut deliller vardır.

Doğal seleksiyon canlıların savunma korunma mekanizmalarıyla var edilişlerindeki mükemmel yapılarını koruma ve nesillerini devam ettirme gayretlerinin sonucudur.

Canlılar arasında bitip tükenmek bilmeyen bir yaşam savaşı yerine ekolojik düzen dediğimiz mükemmel bir dayanışma vardır.

Tersinim teorisi tamamen bilimsel sonuçlarla ayrıntılanmıştır ve her zaman eleştirilere açıktır.

 

Hüdai ÇAKMAK

Yazar

Tersinim Teorisi Kurgulayıcısı

 

Tersinim teorisi özet olarak bilimsel araştırmaların sonuçları olan şu esasları temel alır.

1)-Enerji girişi ve zaman varoluşun herhangi bir olgusundaki düzen sahibi sistemlerde bozuma (tersinime), diğerlerinde ise değişime neden olur.

2)-Tersinim teorisine göre Varoluş, tüm evreni varsa diğerlerini kapsayan kompleks bir bütündür. Canlılık ve cansızlık olarak ayrılmaz.

3)-Varoluşun kompleks bir bütün oluşu bir Yaratıcı iradenin eseri olduğunu gösterir.

4)-Varoluş canlılığın oluşum ve devamlılığı amaçlıdır. Her şey bu amaca uygun planlanmış ve var edilmiştir.

5)-Canlılar evrim teorisi iddiasının aksine gelişim değil, tersinim gösterir. Canlılardaki tersinim, kompleks sistem ve düzenlerin zaman içinde bozuma uğraması, kimi özelliklerini zayıflatması ya da kaybetmesi demektir.

6)-Her canlı türünün mükemmel ve eksiksiz yaratılmış bir arı ırkı vardır. Diğer tür ve çeşitler arı ırkların tersinimi sonuçlarıdır. Örneğin insanlar maymunların evrimi sonucu oluşamaz. Bu entropi, kalıtım, yaşamsal uygunluklar gibi doğal kanun ve ilkelere aykırıdır. Fakat maymunlar insanların tersinimi sonucu oluşmuş olabilir.

7)-Hiç bir canlı varlığını eksiksiz olarak geleceğe aktaramaz.

8)-Varoluş sorusuna verilen cevaplar insan hayatlarını yönlendirir. Bu nedenle tersinimin çok geniş ve derin sosyal etkileri vardır.

 

Teori sekiz ciltle kitaplaştırılmıştır ve tamamen bilimseldir.Tek kitaplık özeti mevcuttur.

 

Hüdai ÇAKMAK

Yazar

Tersinim Teorisi Kurgulayıcısı

Yazılanlardan içeriklerinin üzerindeki bilimselmiş gibi görünen kılıf kısmını sıyırdığınızda altından bilimsel olmaktan uzak, temel biyolojik bilgilerden yoksun son derece yüzeysel fikirler ortaya çıkıyor...

 

Hangi bilimsel araştırmalar?... Lafta var ama pratikte öne sürülen tek bir örnek yok.

Kurgunun bilimle ilişkisi sadece yazılanların tamamının Evrimi hedef alarak yazılmış olması.

Evrimi yok sayıp tersinim vardır mantığı öne çıkarılmaya çalışılıyor.

Kurgulayıcının Evrimden anladığı insanların maymunlardan evrimleşemeyeceği...

Oysa evrim insanların ve maymunların ortak atadan evrimleştiğini öne sürer.

İnsanın maymundan yada maymunun insandan evrimleştiğini değil...

 

Öncelikle evrim özel olarak insan ve maymunla uğraşmaz, canlılığın geçmişten günümüze nasıl evrimleştiği üzerine kafa yorar. Bunun içinde bitkilerde vardır,suda, havada ve karada yaşayan canlılarda. O halde neden yaradılış kaygısıyla birileri ortaya çıkıp "Evrimi insan maymun ilişkisine indirger?"

 

Bu yanlış algılamalardan yola çıkarak, "Fakat maymunlar insanların tersinimi sonucu oluşmuş olabilir." ön görüsü, kendisini gerçeklere ulaşmasını değil, karanlık ve yan yollara sapmasına ve kurgusu her ne kadar bilimsel olma kaygısı ve itirazı taşısa da dinsel kaygılarını rahatlatmaktan öte yararı olamaz.

 

Arkadaşımız yanıt olarak dinsel yörüngeye sokma çabalarım olduğunu öne sürüyor...

Oysa bu kurguyu ben kaleme almadım, kurgunun başlangıç ilkeleri kendisini dinsel yörüngenin içinde tanımlıyor.

 

Sayın Hüdai ÇAKMAK'a katıldığım nokta aşağıdaki alıntıda yer alan ifadelerdir.

Ardından merak edilen bu kadar iddialı lafların kendisini ne kadar bağladığının farkında olup olmadığıdır.

 

Başta bir yarıtıcının varlığını yadsınamaz olarak kabul ettikten sonra aşağıda öne sürdüklerine uyarak, tutarlı bir bilimsel kurgu öne sürdüğünün değerlendirmesini yapıp yapmadığıdır...

 

Temel varsayım en baştan doğru kabul edildiğinden ayrıntılar buna uygun yorumlanır. Gerektiğinde en bilinen ve tartışılmayan doğal kanun ve ilkeler bile görmezlikten, bilmezlikten gelinir. Hiç bir zaman temel varsayımın yanlış olabileceği düşünülmez. Bunun nedeni ise temel varsayımın doğru olduğunu kabul etme mecburiyetidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Değerli arkadaşım;

.

.

.

Başta bir yarıtıcının varlığını yadsınamaz olarak kabul ettikten sonra aşağıda öne sürdüklerine uyarak, tutarlı bir bilimsel kurgu öne sürdüğünün değerlendirmesini yapıp yapmadığıdır...

 

Cevap bir-Temel varsayım en baştan doğru kabul edildiğinden ayrıntılar buna uygun yorumlanır. Gerektiğinde en bilinen ve tartışılmayan doğal kanun ve ilkeler bile görmezlikten, bilmezlikten gelinir. Hiç bir zaman temel varsayımın yanlış olabileceği düşünülmez. Bunun nedeni ise temel varsayımın doğru olduğunu kabul etme mecburiyetidir.

paragrafınmızın EVRİM TEORİSİNİ TARİF EDER, TERSİNİMİ DEĞİL YAZIYI İYİ OKUYUN..

 

AYNI PARAGRAFI EN ALTA BİR KEZ DAHA ALARAK HATANIZI TEKRARLAMIŞSINIZ.

 

Cevap iki - İkinci alıntı da belirtilenler yaptığımız araştırmalar sonucunda ulaştığımız SONUÇLARDIR. DİĞER İFADE İLE ÖNCE KANIT SONRA SONUÇ İLKESİNE GÖREDİR. Eğer TERSİNİME DEĞİL DE EVRİME ULAŞSA İDİK ONU YAZARDIK. BUNDAN EMİN OLABİLİRSİNİZ.

 

Eğer bilİmsel bulgular BİR VAR EDİCİ İRADENİN VARLIĞINI GÖSTERİYORSA (HATIRINIZA) RET VE İNKAR MI ETMEMİZ GEREKİYORDU?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diğerlerini yine atlamışsınız!..

Yazılanlar sadece yanıt vermeye çalıştığınız alıntı değil.

Ki, onada katıldığımı ifade ederek kurgulamada bu bakış açısının ne kadar etkili olduğu öne sürülmüştür.

Sen istediğin kadar biz evrim için bu tanımlamayı yaptık de,

Orada evrimi tarif etmeye çalışırken tersinim kurgusunun hangi bakış açısıyla yola çıktığını özetleniyor...

 

Hangi bilimsel bulgu tanrının varlığını göstermektedir?

Bilimin tanrının varlığı ya da yokluğu ile ilgili bir sorunu mu vardır?

Bu yaklaşım ve bakış açısı bilimi magazin haberleri kategorisinde ele almaktır...

Dinsel metinlerde bilimsel kanıtlar aramak gibi, bilimsel verilerde tanrının kanıtını aramak...

 

(...)"yaptığımız araştırmalar sonucunda ulaştığımız SONUÇLAR" (...)"ÖNCE KANIT SONRA SONUÇ İLKESİ"

Açıklığa kavuşması gereken ifadeler bunlar. Beylik laf eder gibi araştırma kanıt ve sonuçlardan söz edilmez.

Bir laboratuvarı, sonuçlarını açıklayan bilimsel makaleleri olması gerekir.

Hani nerede bunlar,-Araştırma, bulgu, kanıt ve sonuç-

Bu ilke ve yöntemle ulaşacağınız yer elbette evrimin bilimsel sonuçları olamaz.

Biyolojinin temel bilgilerinden yoksun, masa başında düşünerek ulaşılacak sonuçlar tersinimin kurgusal sonuçlarına ulaşır ancak.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Diğerlerini yine atlamışsınız!..

Yazılanlar sadece yanıt vermeye çalıştığınız alıntı değil.

Ki, onada katıldığımı ifade ederek kurgulamada bu bakış açısının ne kadar etkili olduğu öne sürülmüştür.

Sen istediğin kadar biz evrim için bu tanımlamayı yaptık de,

Orada evrimi tarif etmeye çalışırken tersinim kurgusunun hangi bakış açısıyla yola çıktığını özetleniyor...

 

Hangi bilimsel bulgu tanrının varlığını göstermektedir?

Bilimin tanrının varlığı ya da yokluğu ile ilgili bir sorunu mu vardır?

Bu yaklaşım ve bakış açısı bilimi magazin haberleri kategorisinde ele almaktır...

Dinsel metinlerde bilimsel kanıtlar aramak gibi, bilimsel verilerde tanrının kanıtını aramak...

 

(...)"yaptığımız araştırmalar sonucunda ulaştığımız SONUÇLAR" (...)"ÖNCE KANIT SONRA SONUÇ İLKESİ"

Açıklığa kavuşması gereken ifadeler bunlar. Beylik laf eder gibi araştırma kanıt ve sonuçlardan söz edilmez.

Bir laboratuvarı, sonuçlarını açıklayan bilimsel makaleleri olması gerekir.

Hani nerede bunlar,-Araştırma, bulgu, kanıt ve sonuç-

Bu ilke ve yöntemle ulaşacağınız yer elbette evrimin bilimsel sonuçları olamaz.

Biyolojinin temel bilgilerinden yoksun, masa başında düşünerek ulaşılacak sonuçlar tersinimin kurgusal sonuçlarına ulaşır ancak.

 

Merak etmeyin. Bir Yaratıcı İradenin Var olduğunu yazılarmızla açık ve net şekilde göstereceğiz.

 

Bu konuda en büyük yardımcı, destekci VE BİLGİ KAYNAKLARIMIZ MATERYALİST-EVRİMCİ BİLİM İNSANLARININ ÖNGÖRDÜKLERİDİR..

 

Yazılarımızı sabırla takip eder anlamaya çalışırsanız bu sonuca İNŞALLAH sizde ulaşırsınız.

 

Önce kanıt, sonra sonuç ilkesinin neresini açıklayalım? Açık ve net değil mi?

 

Şunu özellikle belirtelim.

 

Biz bizzat deney ve gözlem yapan bir bilim insanı değiliz. BİZ BİLİM İNSANLARININ YAPTIKLARI ÇALIŞMALARI toplayan, BU ÇALIŞMALARIN SONUÇLARINI DEĞERLENDİRİP YORUMLAYAN BİLGİ TÜCCARLARIYIZ.

 

Bir sonuca ulaşmış isek bu topladığımız bilgilerin SONUCUDUR.KESİNLİKLE BİR ÖNKABUL DEĞİLDİR.

 

İşte buna ÖNCE KANIT SONRA SONUÇ ilkesi denir sayın gecekuşu.

 

Anladığınızı umarım.

 

Sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Merak etmeyin. Bir Yaratıcı İradenin Var olduğunu yazılarmızla açık ve net şekilde göstereceğiz.

 

Bu konuda en büyük yardımcı, destekci VE BİLGİ KAYNAKLARIMIZ MATERYALİST-EVRİMCİ BİLİM İNSANLARININ ÖNGÖRDÜKLERİDİR..

 

Yazılarımızı sabırla takip eder anlamaya çalışırsanız bu sonuca İNŞALLAH sizde ulaşırsınız.

 

Önce kanıt, sonra sonuç ilkesinin neresini açıklayalım? Açık ve net değil mi?

 

Şunu özellikle belirtelim.

 

Biz bizzat deney ve gözlem yapan bir bilim insanı değiliz.

BİZ BİLİM İNSANLARININ YAPTIKLARI ÇALIŞMALARI toplayan, BU ÇALIŞMALARIN SONUÇLARINI DEĞERLENDİRİP YORUMLAYAN BİLGİ TÜCCARLARIYIZ.

 

Bir sonuca ulaşmış isek bu topladığımız bilgilerin SONUCUDUR.KESİNLİKLE BİR ÖNKABUL DEĞİLDİR.

 

İşte buna ÖNCE KANIT SONRA SONUÇ ilkesi denir sayın gecekuşu.

 

Anladığınızı umarım.

 

Sevgiler.

 

İlginç ; Çayın taşıyla çayın kuşlarını avlama yönetminden bahsediyorsunuz...

Kuranı, yeni bilimsel buluşlar çerçevesinde yorumlayarak hikmetine yeni yeni vakıf olanların yöntemlerini kullanıyorsunuz demek ki...

Siz deney ve gözlem yapmayacak, Evrim üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarını masa başında değerlendirmeye tabi tutup,

"bir yaratıcının iradesinin var olduğunun" açık ve net kanıtı olarak gösterme çalışmalarının bilimsel olduğunu iddia edeceksiniz.

 

Anlaşılan o ki, bu tüccar mantığıyla sizin "kurgunuz", "evrimin" geliştiği ölcüde ilerleyebilecek.

Kanıt başkasından yorum sizden, "Önce kanıt sonra sonuç"...

 

İlginç bir yöntem sevgili @tersinim...

Tüm içtenliğimle çabalarınızda başarılar diliyorum...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İlginç ; Çayın taşıyla çayın kuşlarını avlama yönetminden bahsediyorsunuz...

Kuranı, yeni bilimsel buluşlar çerçevesinde yorumlayarak hikmetine yeni yeni vakıf olanların yöntemlerini kullanıyorsunuz demek ki...

Siz deney ve gözlem yapmayacak, Evrim üzerine yapılan çalışmaların sonuçlarını masa başında değerlendirmeye tabi tutup,

"bir yaratıcının iradesinin var olduğunun" açık ve net kanıtı olarak gösterme çalışmalarının bilimsel olduğunu iddia edeceksiniz.

 

Anlaşılan o ki, bu tüccar mantığıyla sizin "kurgunuz", "evrimin" geliştiği ölcüde ilerleyebilecek.

Kanıt başkasından yorum sizden, "Önce kanıt sonra sonuç"...

 

İlginç bir yöntem sevgili @tersinim...

Tüm içtenliğimle çabalarınızda başarılar diliyorum...

 

Evet sevgili gecekuşu!

 

Bilim ve bilimin ortaya koyduğu medeniyet insanlığın ortak değeri ve malıdır. Nice bin yıllar süren çalışmaların sonucudur. Hiç kmsenin de kişisel malı değildir.

 

Nasıl ki üstadlarınız Darwin ve diğerleri, diğer bilim insanlarının fikirlerinden, görüşlerinden, deneylerinden, ulaştığı sonuçlardan faydalanmış ise biz de faydalanıyoruz.

 

Sağolsunlar, en büyük materyal ve bilgi kaynaklarımızda evrimci bilim insanlarıdır.

 

Aynı yöntemi sana da öneririm.

 

Çünkü bilim tek bir insanın kaldıramayacağı kadar büyümüş, derinleşmiş ve ağırlaşmıştır.

 

Bizim gibi sonuçları yorumlayıp monte edici ve kurgulayıcıcılara da gerek vardır.

 

Sevgiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tersinim Teorisinin Ana Mantığı ve Kurgulama Yöntemleri

 

Tersinim düzen ve sistemlerde zaman içinde görünen ya da gözlemlenen değişme, başkalaşma, azalma, bozulma, yıpranma, eskime, hastalanma, ihtiyarlama vb. gibi olguların genel ifadesidir.

 

Örneğin bir araba; motoruyla, ana karkasıyla, ön ve arka düzenleriyle, kontrol ve sürüş mekanizmalarıyla bir amaca yönelik düzenli bir sistemler topluluğudur.

 

Tersinim teorisi bu topluluğa basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliği olarak tanımlar.

 

Fabrikadan yeni çıkmış bir araba kullanılsa da kullanılmasa da zaman içinde bir şeylerini yitirecek, zamanla bozulacak, tersinime uğrayacaktır.

 

Evrim teorisine göre yaşamın en gelişkini olarak kabul edilen bizlerde kaçınılmaz olarak her an bir şeylerimizi yitirmekte, hastalanmakta, ihtiyarlamakta sonuçta kaçınılmaz olarak ölmekteyiz.

 

Tersinim olguları genelde negatiftir ve canlı cansız tüm varoluşu kapsar. Bu nedenle tersinim olayı evrenseldir; bütünüyle durdurulması, engel olunması mümkün değildir.

 

Düzen ve sistemler ne kadar kompleks, ayrıntılı ve hassas ise tersinim etkileri o kadar güçlü olur.

 

Bu nedenle canlılık gibi basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünsel kurgusunda olan oluşumlar korunma, savunma, bağışıklık ve çevreye uyum mekanizmalarıyla tersinim etkisini en aza indirmeye çabalarlar.

 

Çabalarlar ama tersinim etkisi sıfıra indirilemediğinden bu sadece ömürlerin bir parça daha uzamasından başka işe yaramaz. Sonuç yani ölüm kaçınılmazdır.

 

Tersinim olguları evrimin aksine uzun süreçlere gereksinim duymaz. Anlık olaylarla birkaç on yıllık süreçler yeterlidir. Bu nedenle tersinim rahatlıkla gözlemlenip deneylerle sınanabilir.

 

Terinim teorisi öngörüleri materyalizmin bilimsel olma tarifine harfiyen uyar.

 

Evrimsel olgular ise az birkaç on milyonluk çok uzun süreçlere gerek duyduğundan gözlem ve deneylerle birebir sınanamaz.

 

Evrimin başlangıcı ve devamlılığını sağlayan, itici gücü olarak öngörülen her hangi bir faydalı mutasyon da gözlenmemiştir.

 

Mutasyonların hepsi de tersinime uygun olarak az yada çok zararlıdır.

 

 

Faydalı mutasyonların gözlenmemiş olması evrim teorisinin doğal seleksiyon mekanizmasını da geçersiz kılar.

 

Gerçekte gözlenen doğal seleksiyon değil doğal elenmedir.

 

 

Evrim gözlem ve deneylerle sınanmalara dayanmadan çok yaşamın uzun süreçler içinde gözlemlenebilen değişimlerinden medet umar.

 

Bu değişimler evrime göre basitten karmaşıklığa doğru olduğu iddia edilirse de bu varsayımın önünde yanıtlanamayan sorulardan oluşmuş aşılması mümkün olmayan sıra dağlar, doldurulamayan boşluklar, uçurumlar vardır.

 

Yaşamın zaman içindeki değişimi tersinim teorisinin her canlı türü uygun zamanlarda, uygun yerlerde ve yeterli sayılarda var edildi.

 

Bugün hayranlık ve şaşkınlıkla gözlemlediğimiz yaşam zenginliği bu türlerin çeşitlenmesi sonucudur varsayımıyla birebir uyuşur.

 

 

Evrim teorisine göre gelişmesi, geliştikçe çeşitlenip çoğalması gereken canlılık gerçekte tersinim nedeniyle tür ve çeşit yönünden azalmakta, zayıflamaktadır.

 

Dinozorlar gibi onlarca tür ve çeşidi olan bir canlı filumu diğer pek çok canlı türleri gibi tamamen yok olmuştur.

 

Evrim teorisine göre yaşam dünyasında henüz beş milyon yıldan beri bulunan ve insanların evrimsel ataları olduğu iddia edilen maymunların ortaya çıkışlarında altı bine yakın tür ve çeşidi varken bu gün yaşam dünyasında sadece 400 (dört yüz) tür ve çeşidi vardır.

 

Pek çok canlı tür ve çeşidinin yok olduklarını ya da yok olmak üzere olduklarını dehşetle izlemekteyiz.

 

 

Devamı var.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.