Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bir de genel af çıkarılacak, verilen şehitler de hiçe sayılacak. Kılıçdaroğlu tüm bu sinyalleri verdi mi, vermedi mi?

Nerede vermiş sinyalleri efendim, alıntı ile gösterip ispatlayabilir misiniz bu dediğinizi ?

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

siyasetimizde bunlara rest çekecek parti arıyoruz rest çekecek partinin bunlarsız başa gelmesi mümkün değil tesbiti hepimizin ortak kanaati

 

Yani AKP yi de bunların getirdiğini kabul ediyorsunuz?

Gönderi tarihi:

Can Ataklı için o sıfatı ideolojik temelden yoksun olduğunu göstermek için kullandım. Kendisini uzun süredir takip eden biri olarak, önce derin devletin olmadığını şiddetle iddia edip, sonra NATO örgütü GLADYO olduğunu bulması gibi bilgilenmelerine bakarak kendisini geliştirebildiğini görmekle beraber, hala yaşam tarzı üzerinden siyaset yürütmenin doğru olduğunu düşünmesinden, doğruyu henüz anlayamadığını da görüyorum.

 

Demek ki Can Ataklı ile görüşlerimizin birbir örtüşmesi bu nedenleymiş, benim de ideolojik bir görüşüm yok sadece ülkenin geleceğini düşündüğümüzden doğru olanı arayıp duruyoruz. Şu yazdığınız yazı bile Can Ataklı nın ne kadar dürüst ve gerçeği kabul edebilen biri olduğunu göstermiyor mu? Can Ataklı yı yaşam siyaseti üzerinden eleştirirken Kılıçdaroğlu nun ne üzerinden siyaset yaptığını görmezden mi geleceğiz? Siyaset niçin yapılır, yaşam standardını yükseltmek için değil mi, aile sigortası, paralı askerlik, varoşlardan beklenen oy hangi şartlarda yapılan siyaset?

Tekrar ediyorum bizim endişemiz İslamı ılımanlaştıranların ULUSALCILIĞI da ILIMLI hale getirmesi.

Gönderi tarihi:

Efendim yazdıklarınızı biraz gülerek epey bir de manidar bularak takip ediyorum.Kime mi diyorum, AKP karşıtlığı noktasında, AKP karşıtlığından vatanın kurtarılması gerektiği hususunda tartışmasız hem fikir olanlara lakin vatanın nasıl kurtarılacağı, bunu hangi partinin yapacağı konusunda ayrışan,aynı partiyi savunurken,desteklerken dahi ayrıntıda boğulan siz değerli arkadaşlara...

 

Biz buna tarafsızlık diyoruz, başka bir anlamı da BAĞIMSIZ olmak, bir partiye kul olanların bunu anlaması mümkün değil. -_-

Gönderi tarihi:

Yani AKP yi de bunların getirdiğini kabul ediyorsunuz?

 

Bunlar istemeseydi gelemeyecek olduğunu kabul ediyorum...Sanki ülkemizde sadece AKP'yle ilgili bu adamlar iş çaviriyorlar ya da AKP'yle birlikte iş çevirmeye başladılar.Bu adamlar AKP'yi götürmek isteselerdi, darbe v.s olmasını isteselerdi yine yaparlardı, bu adamlar derin ulusalcı(!) derin yapılanmayla yollarına devam etmek isteselerdi ne Ergenekon'u görürdük bugün ne de AKP'yi...Demek ki efendim Sayın Profosör Süheyl Batum'un da zikrettiği gibi kağıttan askerler meselesi(Kendisi başka bir amaç güderek bu cümleyi zikretti tabi...) hiçbir güç gücünü kendinden,ülkesinden almıyor demek ki ülkemizde...

 

Madem tablo bu seçim meçimle uğraşmanın ülkenin kurtuluşunu seçimlere bağlamanın ne mantığı ne gerçekliği var?Hem ülkemizi dış mihraklar yönetecek, bir parti iktidar olacaksa bunu onlar belirleyecek, bir darbe yapılacaksa bunlardan bağımsız olmayacak CHP, MHP ya da başka bir parti hangi güçle hangi bağımsızlıkla bu adamlardan kurtulmayı düşünüyor ya da siz söyleyin bunu hangi güçle yapacaklar,kaynakları ne, ''Benim adım Kemal Kılıçdaroğlu...'' yeterli mi sizce veya Sayın Devlet Bahçeli'nin meydanlarda attığı nutuk mu korkutup kaçıracak bu adamları?

 

 

Muhabbetle...

 

 

 

 

 

Gönderi tarihi:

Biz buna tarafsızlık diyoruz, başka bir anlamı da BAĞIMSIZ olmak, bir partiye kul olanların bunu anlaması mümkün değil. -_-

 

Bu yazdığınız cümle sizi sizde yüceltmiştir eminim...original.gifTarafsızlığınıza,bağımsızlık anlayışınıza,kul olmayan duruşunuza hayran kalmamak gibi tarafsızlık,bağımsızlık,özgür olma hakkım var mı bunu da sormuş olayım, efendim?original.gif

Gönderi tarihi:

Bunlar istemeseydi gelemeyecek olduğunu kabul ediyorum...Sanki ülkemizde sadece AKP'yle ilgili bu adamlar iş çaviriyorlar ya da AKP'yle birlikte iş çevirmeye başladılar.Bu adamlar AKP'yi götürmek isteselerdi, darbe v.s olmasını isteselerdi yine yaparlardı, bu adamlar derin ulusalcı(!) derin yapılanmayla yollarına devam etmek isteselerdi ne Ergenekon'u görürdük bugün ne de AKP'yi...Demek ki efendim Sayın Profosör Süheyl Batum'un da zikrettiği gibi kağıttan askerler meselesi(Kendisi başka bir amaç güderek bu cümleyi zikretti tabi...) hiçbir güç gücünü kendinden,ülkesinden almıyor demek ki ülkemizde...

 

Madem tablo bu seçim meçimle uğraşmanın ülkenin kurtuluşunu seçimlere bağlamanın ne mantığı ne gerçekliği var?Hem ülkemizi dış mihraklar yönetecek, bir parti iktidar olacaksa bunu onlar belirleyecek, bir darbe yapılacaksa bunlardan bağımsız olmayacak CHP, MHP ya da başka bir parti hangi güçle hangi bağımsızlıkla bu adamlardan kurtulmayı düşünüyor ya da siz söyleyin bunu hangi güçle yapacaklar,kaynakları ne, ''Benim adım Kemal Kılıçdaroğlu...'' yeterli mi sizce veya Sayın Devlet Bahçeli'nin meydanlarda attığı nutuk mu korkutup kaçıracak bu adamları?

 

Tüm bunları bildiğiniz halde niye illa AKP? Ben çaresizim, çözümüm yok, ulusal bir lider getirsek ülkenin savaşa girmesi gerek, bu da felaket olur. Aşağı tükürsek sakal, yukarıda bıyık var, tükürmeyelim her şeyi yutalım mı? O da hazımsızlık yapıyor. -_-

Gönderi tarihi:

Bunu bana değil bağımlı olduklarınıza sormanız gerek. -_-

 

Benim adıma kendi algınızı benmişim gibi sunuyorsunuz Sayın yılmaz....Kul hakkına önem veriyorsanız benim için bulduğunuz sıfatın beni karşılamadığını söyleyeyim,üslubunuzdan rahatsız oldum...Size kolay gelsin...

 

 

 

Gönderi tarihi:

Pamukoğlu da, sizin deyiminizle '' yıllarca PKK ile savaşıyoruz sanıp gençlerimizi kurban verdik, artık askerlik yapmayacağız '' kıvamını pompalıyor.

Söz konusu bile değil. Askerliği kısaltmak bu anlama kesinlikle gelmez. Dünya standardında bir savaşçı dört ayda yetiştirilir. Bir o kadar da teorik ve ideolojik eğitim öngörülür. Pamukoğlu, kuracağı askerlik sistemiyle çelik çekirdek bir ordu meydana getirir. Terör için ise özel antiterör timi kuracaktır. Bu görüşler ile bahsedilen "kıvam" arasında yakından uzaktan münasebet mi dediniz? Akla zarar. Sözü dahi edilemez, abesin ötesidir. Kılıçdaroğlu ise askerliği öldürme sanatı olarak tanımladı. Daha acaibi, parası olana bedelli, olmayana da aynı şekilde askerlikten muaf tutma gibi absürd söylemlerde bulundu. Sonra bunun akıl dışı olduğu anlaşılınca ses seda kesildi. Ucuz taklitler böyle olur. Arada dağlar kadar fark var. Pamukoğlu'dan söylem çalan sadece Kılıçdaroğlu da değil, Erdoğan da çaldı. Profesyonel ordu kuracağız diye özel antiterör timi söylemini çaldı. Bunları gerçekleştirme yeteneğine sahip olan Pamukoğlu'dur, diğerleri ucuz taklitlerdir...

Gönderi tarihi:

Demokrasilerde tabii ki her fikir dile getirilebilir, o fikre karşı fikir de öyle... HEPAR gençlerinin zorbalık yaptığı da nereden çıktı? Cam çerçeve mi indirmiş, adam mı dövmüşler? Yapılan olay bir protestodur ve demokratiktir. Ajandayı ise HEPAR filan toplamadı, basımını ve dağıtımını yapan firma basımı durdurdu, dağıtılmış olanlarını geri topladı, satılmış olanları da iade alacağını ilan etti. Bu olayın nasıl küçümsendiğini aklım almıyor. Susa susa sıra her şeye gelmiyor mu? Bugün küçük şeylere susar, pusarsın, yarın sıra her şeyinin elinden alınmasına gelir.

 

Yok yani, ben gerçekleri söyleyen bir CHP görebilsem, niye başka partiye yöneleyim, babamın oğlu değil. Pamukoğlu'nun bir kere elini sıkmışlığım, karşılıklı bir kelime konuşmuşluğum yok. Bugün Türkiye'de gerçeğin tek sesini duyabiliyorum, o ses de HEPAR'dan geliyor. Benim yapabileceğim bir şey yok, realite bu! :)

Gönderi tarihi:

Benim adıma kendi algınızı benmişim gibi sunuyorsunuz Sayın yılmaz....Kul hakkına önem veriyorsanız benim için bulduğunuz sıfatın beni karşılamadığını söyleyeyim,üslubunuzdan rahatsız oldum...Size kolay gelsin...

 

Yazdıklarınıza göre ben kendi fikrimi söyledim, burada herkes kendi fikrini söylüyor, rahatsız olunuyorsa demek ki daha önceden yazılanlarda rahatsızlık duyulacak şeyler var. Kimsenin hakkını yediğimi de sanmıyorum, öyle değilseniz çıkarsınız olmadığınızı ispat edersiniz.

Gönderi tarihi:

Yazdıklarınıza göre ben kendi fikrimi söyledim, burada herkes kendi fikrini söylüyor, rahatsız olunuyorsa demek ki daha önceden yazılanlarda rahatsızlık duyulacak şeyler var. Kimsenin hakkını yediğimi de sanmıyorum, öyle değilseniz çıkarsınız olmadığınızı ispat edersiniz.

 

Kullandığınız tabirlerin ağır olduğunu anlamanız için neyi ispatlamam gerekiyor, ne demek efendim bir partinin kulu olmak tabiri?Doğru bir üslup şekli mi bu?Tabiri kullanan sizsiniz, bir partinin kulu olmak ne demek buyrun siz açıklayın,siz ispat edin iddianızı?Soğan yemedim ki ağzım koksun efendim,algınızın kerameti kendinden menkul...

Gönderi tarihi:

Kullandığınız tabirlerin ağır olduğunu anlamanız için neyi ispatlamam gerekiyor, ne demek efendim bir partinin kulu olmak tabiri?Doğru bir üslup şekli mi bu?Tabiri kullanan sizsiniz, bir partinin kulu olmak ne demek buyrun siz açıklayın,siz ispat edin iddianızı?Soğan yemedim ki ağzım koksun efendim,algınızın kerameti kendinden menkul...

 

Hakaret etmedim eğer öyle olsa yukarılardan ikaz gelirdi yani faul yapmadım, sadece yazılarınızı eleştirdim. Tabir belki ağır kaçmış olabilir yalnız tüm bunları bilen birinin de hala diretmesini de ben anlayamıyorum. Bir partinin kulu olmak, yapılan yanlışları görmeyerek, her ne pahasına olursa olsun destek vermek, propagandasını yapmaktır.

Gönderi tarihi:

Demek ki Can Ataklı ile görüşlerimizin birbir örtüşmesi bu nedenleymiş, benim de ideolojik bir görüşüm yok sadece ülkenin geleceğini düşündüğümüzden doğru olanı arayıp duruyoruz. Şu yazdığınız yazı bile Can Ataklı nın ne kadar dürüst ve gerçeği kabul edebilen biri olduğunu göstermiyor mu? Can Ataklı yı yaşam siyaseti üzerinden eleştirirken Kılıçdaroğlu nun ne üzerinden siyaset yaptığını görmezden mi geleceğiz? Siyaset niçin yapılır, yaşam standardını yükseltmek için değil mi, aile sigortası, paralı askerlik, varoşlardan beklenen oy hangi şartlarda yapılan siyaset?

Tekrar ediyorum bizim endişemiz İslamı ılımanlaştıranların ULUSALCILIĞI da ILIMLI hale getirmesi.

Şimdi efendim, bu ülkede kavramlar öyle çarpıtıldı ki, ideoloji, ideolojik bakmak kavramları da bundan nasibini aldı. Bir ideolojiye sahip olmak, ideolojik bakmak, fanatiklikle özdeş anlamda kullanılır oldu.

 

Oysa Milliyetçilik yani başka bir deyişle Öz Türkçe'si Ulusçuluk da bir ideoloji iken, kendi düşüncesini buna dayanarak ifade edenler, ideolojim yok, ideolojik bakmıyorum demeye başladı. Üstelik, bu yanlışa prof.lar dahil herkes düşüyor, benim gözlemim bu, bu bir.

 

İkincisi, bir ideolojiye en fazla zarar verenler, o ideolojiyi yanlış bilgiyle, hatalı savunanlardır. O nedenle, körü körüne biat etmeyen insanlar, elbette ideolojik yani fikirsel olarak kendi mensup oldukları yeri sorgulayacaklar ve bu noktadan hareketle kendilerine sunulan seçenekleri bilgileri çerçevesinde akli ölçülere vurup değerlendireceklerdir.

 

Can Ataklı da ne kadar dürüst ve gerçeği kabul edebilen biri olsa da, yani; şu an niyetinden kuşkumuz olmasa da, olaylara, olgulara ideolojik bakamadığından savunduğu şeye zarar vermekte karşısındakileri haklı çıkarmaktadır.

 

Misal dün TV'deki bir tartışmada, Dersim harekatının Alevileri Sünnileştirmek için yapılan bir harekat olduğu çarpıtmasını savunan Oral Çelik'e cevap verirken, Dersim harekatının, benzerleri dünya tarihindeki bütün Cumhuriyet kuruluş safhalarında rastlanan, feodal ağa, bey takımının, devlet tarafından tasfiye edilmelerine ve sahip oldukları toprakların halka, köylüye dağıtılmak istenmesine karşı başlattıkları bir isyana karşı yapılan bir harekat olduğunu anlatmak yerine, ideolojik alt yapısı olmadığından, eveleyip geveleyerek, işi ben böyle bir şey görmedim çocukluğumdaya kadar getirdi. E, bunu duyan da ben gördüm demez mi ve doğal olarak Oral Çelik de haklı çıkmaz mı ?

 

İşte, bunun böyle olduğu gibi, kendisi, yaşam tarzı üzerinden, laiklik üzerinden siyaset yapmanın devrinin geçtiğini, solculuğun, ulusalcılığın da bu olmadığını hala anlamamış ki, CHP'nin ne yapmaya çalıştığını da anlamamış. Üstelik, anlamamakla kalmayıp zarar veriyor yukarıda anlattığım gibi, bilir bilmez eleştiriyor.

 

Endişenizi anlıyorum ama o kadar yerde bahsettim, İslam dini ayrıdır, Siyasal İslam ideolojisi ayrı ( Aynıdır diyenler zaten siyasal İslamcılardır onları bir kenara koyuyorum )

 

Dolayısıyla, ılımlılaştırılan şey İslam değil, Siyasal İslamdır. Ulusalcılık ise, başlıbaşına bir ideoloji olmayıp, bir siyasal duruş, bir üst şemsiye tavırdır. Ya ulusalcısınızdır, ya da küreselci bunun ortası yoktur anlayacağınız, 1-0 gibi... Onun için ulusalcılık yok edilebilir, ulusalcılıktan vazgeçilebilir ama asla ılımlaştırılması diye bir kavramdan bahsedilemez.

 

Tabii, Ilımlı Siyasal İslam ideolojsinin aslında takiyye olduğu, şimdilik ABD kullanılarak, ona he denilerek güçlenildiğinde, zamanı gelince Şeriat devleti kurulacağını düşünen aklı evvelleri saymazsak... :D

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Söz konusu bile değil. Askerliği kısaltmak bu anlama kesinlikle gelmez. Dünya standardında bir savaşçı dört ayda yetiştirilir. Bir o kadar da teorik ve ideolojik eğitim öngörülür. Pamukoğlu, kuracağı askerlik sistemiyle çelik çekirdek bir ordu meydana getirir. Terör için ise özel antiterör timi kuracaktır. Bu görüşler ile bahsedilen "kıvam" arasında yakından uzaktan münasebet mi dediniz? Akla zarar. Sözü dahi edilemez, abesin ötesidir. Kılıçdaroğlu ise askerliği öldürme sanatı olarak tanımladı. Daha acaibi, parası olana bedelli, olmayana da aynı şekilde askerlikten muaf tutma gibi absürd söylemlerde bulundu. Sonra bunun akıl dışı olduğu anlaşılınca ses seda kesildi. Ucuz taklitler böyle olur. Arada dağlar kadar fark var. Pamukoğlu'dan söylem çalan sadece Kılıçdaroğlu da değil, Erdoğan da çaldı. Profesyonel ordu kuracağız diye özel antiterör timi söylemini çaldı. Bunları gerçekleştirme yeteneğine sahip olan Pamukoğlu'dur, diğerleri ucuz taklitlerdir...

Kendisi söylüyor efendim bizden çaldılar diye, siz ne anlatıyorsunuz, askerlik 3 ay olsun diyen mi var ?... :D

 

Üstelik, sanki tüm siyasi partilerde hiç asker kökenli üye veya yönetici yokmuş gibi ve yine üstelik, bu işlerden anlayan bir kendisiymiş gibi yazmışsınız... :lol:

 

O zaman hiç uğraşılmasın, her partinin başına bir asker kökenli genel başkan getirilsin ve bütün siyaset de PKK ile nasıl mücadele edileceği üzerine yapılsın. Sizin siyaset anlayışınız bu mu yani ? :P

 

Oysa, iddianızın tam aksine, ekrana çıkarılan bir çok yorumcu emekli general CHP'nin önerisini makul buldu, çünkü; bu öneri sizin anlattığınız gibi değildi. Bu AKP'nin çarpıtmasıdır.

 

Bir defaya mahsus olarak, birikmiş asker adayı fazlasını, toplumun beklentisi yönünde eritmek, bu yolla AKP'nin elinden bu kozu alabilmek için üretilmiş bir siyasetti.

 

Yine Kılıçdaroğlu, yine dediğinizin aksine, askerliği adam öldürme sanatı olarak tanımlamadı. Bu da AKP'nin çarpıtmasıdır.

 

Varsa bu iddianızı ispatlayan bir alıntı getirirsiniz bakarız, aynı genel af gibi...bekliyorum, sabırlıyımdır bilirsiniz. ;)

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Demokrasilerde tabii ki her fikir dile getirilebilir, o fikre karşı fikir de öyle... HEPAR gençlerinin zorbalık yaptığı da nereden çıktı? Cam çerçeve mi indirmiş, adam mı dövmüşler? Yapılan olay bir protestodur ve demokratiktir. Ajandayı ise HEPAR filan toplamadı, basımını ve dağıtımını yapan firma basımı durdurdu, dağıtılmış olanlarını geri topladı, satılmış olanları da iade alacağını ilan etti. Bu olayın nasıl küçümsendiğini aklım almıyor. Susa susa sıra her şeye gelmiyor mu? Bugün küçük şeylere susar, pusarsın, yarın sıra her şeyinin elinden alınmasına gelir.

 

Yok yani, ben gerçekleri söyleyen bir CHP görebilsem, niye başka partiye yöneleyim, babamın oğlu değil. Pamukoğlu'nun bir kere elini sıkmışlığım, karşılıklı bir kelime konuşmuşluğum yok. Bugün Türkiye'de gerçeğin tek sesini duyabiliyorum, o ses de HEPAR'dan geliyor. Benim yapabileceğim bir şey yok, realite bu! :)

Tabii, önce Sakarya'da bir gazetede hainler geliyor diye kışkırtıcı-hedef gösterici bir yazı ve akabinde panelde '' urganla '' yapılan bir '' demokratik '' protesto.

 

Beşiktaş'ta bir yayınevini tehdit edip, ajandanın 10 Kasım sayfasının üst köşesinde yer alan çocuk figürü yüzünden baskıyı durdurt, basılanları toplat ve bunun adı demokratik protesto olsun.

 

Doğrusu demokrasi anlayışınıza hayran kaldım. Ne farkı var şimdi bunun, 80 öncesi kibrit kutusu üzerindeki motifin orak-çekiçe benzetilip dava açılmasından veya Hırant Dink'e yapılanlardan ?

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Ay'ın dünyanın uydusu olduğuna da kanıt ister misiniz? Kılıçdaroğlu'nun genel af getirebiliriz dediğini sağır sultan bile duydu. O kadar tartışıldı, öyle demek istemedim dedi, bunun nesini kanıtlayayım, açıkça bilinen bir şey... Askerlik öldürme sanatıdır dediği de öyle. Videolarını bile izledik, haberlerde canlı da izledik! Bir de öfkeleniyor üstelik, öldürmeyi mi öğreteceksiniz askere alıp diye! Gözümüzün gördüğünü de mi kanıtlayacağız? Gizli saklı bir köşede görmedik, herkesle birlikte gördük yahu! Bu kadar aleni, toplum önünde, medyada olan şeyleri kanıtla denmesine aklım şaşmayıp ne yapsın anlamadım!

 

Kılıçdaroğlu "Atatürk hiç kimse değildir, Kurtuluş Savaşı yoktur" konulu, HEPAR gençleri tarafından protesto edilen panele hiç itiraz etmediği gibi, bir de panelistler Yıldıray Oğur ve Mustafa Akyol'a geçmiş olsun dileğinde bulundu!

Gönderi tarihi:

Ha bir de ABD,AB meselesi var siyasetimizin yönlendiricileri arasında, zaten konuya bunları da dahil edince işin içinden hiç çıkamıyoruz, siyasetimizde bunlara rest çekecek parti arıyoruz rest çekecek partinin bunlarsız başa gelmesi mümkün değil tesbiti hepimizin ortak kanaati sonra bir bakıyorsun havanda su dövdüğümüzü anlıyoruz, sonra da anlamamış gibi yapıyor devam ediyoruz...

:)

 

Efendim, işin içinden çıkamadığımız sizin hüsnü kuruntunuz maalesef. Başka bir başlıkta bu dediklerinize benzer görüşlerle yazdıklarınıza cevap vermiştim. Anlaşılan okumamışsınız, buyrun şimdi okuyun ve tatmin olmazsanız tartışırız yine:

 

Evet efendim, bir devletin dış siyasette bağımsız olmasının ön koşulu hem ekonomik anlamda güçlü olması, hem de toplumun bunu istemesi anlamında genel bilinç seviyesinin derecesinin yüksek olmasıdır demiştik. Görülüyor ki, genel bilinç seviyesinin derecesinin yüksek olması, ekonomik anlamda güçlü olmaktan daha önemli imiş.

 

Çünkü, bir halk tam bağımsız olmayı istemiyorsa, ekonomik anlamda güçlü olsa bile o ülkenin yöneticilerinin yapacağı fazla bir şey yoktur. Daha doğrusu, tam bağımsız olmak isteyen yöneticiler halk tarafından desteklenmezlerse neticede bağımlılığı tercih eden yöneticiler yönetime gelecektir.

 

Kaldı ki, Türkiye hem hiçbir zaman ekonomik anlamda güçlü bir ülke olamadı, hem de halkı - tabii genel çoğunluktan bahsediyorum - hiçbir zaman gerçekten bunu istemedi. Eğer gerçekten istemiş olsalardı, '' varsın bağımlı olalım, her mahallede bir zengin olsun, çünkü o zengin ben olabilirim '' mantığı ile ülkeyi ABD'nin ellerine teslim edenleri desteklemezlerdi.

 

Öte yandan, tam bağımsız olabilmenin, ekonomik güce bağlı olduğunu, güçlü olunmazsa bunun mümkün olamayacağını savunacaklar için, tarihte uygulanmışı da olan '' denge siyasetini '' önermiştik. İşte bu siyaseti uygulamak için, '' Yurtta Barış, Dünyada Barış '' ilkesini ortaya koyan Atatürk, dış siyasette savaşçı mantığın artık çıkarlarımıza aykırı olduğunu görmüştü, iç siyasette ise, dışta denge siyasetinin getireceği bedelleri ulus bilinci ile ödeyebilecek bilinçte vatandaşlar hedeflemişti.

 

Oysa bu bilince sahip olmak şöyle dursun, yurtta barışın sağlanmasını bile istemeyen ve feodal çıkarları için isyan çıkaranları ve bu isyanların bastırılmasını ima edip, NATO'ya girişimizden sonra ABD güdümlü iç ve dış siyasette güdülen düşman yaratma stratejisini 1950'ye kadarki Cumhuriyet dönemine yamamaya kalkmak tek kelimeyle haksızlık olur.

 

Tek istisna olarak, hem içte hem dışta böyle bir politika izlemeyen Ecevit gibi yöneticilerin dünyadaki '' Bağlantısızlar Hareketi ''ne yaklaşan dış politikalar uyguladığı dönemde, nasıl ABD tarafından ambargoya tabi tutulduğu ve sonrasında askeri darbeye maruz bırakıldığı da bilinen bir gerçek.

 

Ve günümüze gelirsek, ABD çıkarları gereği Soğuk Savaş dönemindeki içte ve dışta düşman yaratma mantığını mantıksız bulup, yine ABD çıkarları gereği bu dönemdeki '' Sıfır Sorun '' politikasını savunmanın, '' Yok aslında birbirimizden farkımız, ama biz Osmanlı Bankasıyız '' sloganındaki gülünç mantıktan bir farkı olmadığı gibi, Sıfır Sorun diye bir şeyden bahsetmenin kendisinin bile ne derece bir mantıksızlık olduğu ortadadır.

 

Zira, Devletler de insanlara benzer demiştik, dolayısıyla, sıfır sorun olması demek, insanlarda olduğu gibi ya kişiliğinizden ve çıkarlarınızdan feragat anlamına gelir, ya da tam bağımlı bir politikanın girdiği zorunlu yörüngeyi. İran'ı karşımıza almaya çalışmak gibi...

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Ay'ın dünyanın uydusu olduğuna da kanıt ister misiniz? Kılıçdaroğlu'nun genel af getirebiliriz dediğini sağır sultan bile duydu. O kadar tartışıldı, öyle demek istemedim dedi, bunun nesini kanıtlayayım, açıkça bilinen bir şey... Askerlik öldürme sanatıdır dediği de öyle. Videolarını bile izledik, haberlerde canlı da izledik! Bir de öfkeleniyor üstelik, öldürmeyi mi öğreteceksiniz askere alıp diye! Gözümüzün gördüğünü de mi kanıtlayacağız? Gizli saklı bir köşede görmedik, herkesle birlikte gördük yahu! Bu kadar aleni, toplum önünde, medyada olan şeyleri kanıtla denmesine aklım şaşmayıp ne yapsın anlamadım!

 

Kılıçdaroğlu "Atatürk hiç kimse değildir, Kurtuluş Savaşı yoktur" konulu, HEPAR gençleri tarafından protesto edilen panele hiç itiraz etmediği gibi, bir de panelistler Yıldıray Oğur ve Mustafa Akyol'a geçmiş olsun dileğinde bulundu!

Efendim, bunlar sizin yorumunuz. Cevap döşeneceğinize alıntı yapmak daha kolay değil mi ? Neden bu kadar kendinizi yoruyorsunuz acaba ? :)

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Bu arada sayın Fuzuli forumdaşa da bir kaç söz söylemek isterim. AKP nin değirmenine bir damla bile su damlatmak, gerçeklerin bu kadar ortaya çıktığı bir ortamda, bana da çok kabul edilemez geliyor. Bir Sevr kaldı, önümüze sürülüp "imzalayın" denmedik! Daha nesine bu değirmene su taşınmasına sayın yılmaz forumdaşımızın tepkisini haklı buluyorum. Kusura bakmayınız.

 

AKP karşıtı fikirlerin durulup düzene girmeyişine gelince... Evet bu durum bir süre devam edecek. Bu doğal, 12 eylül sonrası apolitizasyon, bir tür travma sonrası depresyon döneminden sonra daha yeni politize ve bir biçimde normalize olmaya çalışıyor, başarmakta da zorlanıyor, tökezliyor toplum. Hâlen daha politika ile beyni arasında hiç bir ilgi kurmamakta inat eden çok ama gerçekten çok fazla insan var. Toplumun toparlanması gerçekten pek kolay olmayacak. ABD ile Sovyetler arasında çatırdamaktan kurtulduk, sağ sol kinleşmesi yıllarca dinmedi. Ondan kurtulduk, terör belası 12 eylül öncesini aratmadı. Şehidi olmayan, mezarlığında bayrak dalgalanmayan küçük belde bile kalmadı. Bir yakını, bir tanıdığı teröre yirmi yaşında gencecik evladını şehit vermemiş kimse kalmadı. Ardından apolitizasyondan, siyasete küskün çok ciddi bir kitlenin varlığından da yararlanarak, ne var ne yok her şeyi satan savan, tüm ekonomik varlıkları ipotek veren, kuruluşunu inkar eden, kendine yetebilen bu ender coğrafyayı mercimekten buğdaya ithale mahkum bırakan bir zihniyet geldi. Travma üstüne travma.

 

Bu konu böyle, diğer yanda ise Can Ataklı'ya eleştiri getirilmesine çok şaşırdım. Gazetecilerin yandaşlık yarışına girdiği, girmeyenlerin içerilere alındığı bir dönemde eleştirecek bula bula Can Ataklı'yı bulmak garabet ötesi bir vehamet sergiliyor. Bütün ulusalcıların yıkım projesine birlikte karşı çıktıkları bir ortamda anti ulusalcı söylemler için açıklayıcı bir tek kelime bulamıyorum.

 

Yıkım projesi gerçekten yeni ekip tarafından devralınacak mı yoksa, süvari gerçekten at mı değiştiriyor, proje eski mütahitten alınıp yenisine mi veriliyor, bu tavırları gördükçe ben iyiden şüphelenmeye başladım!

 

Liboş takımı zaten bir şeyler geveliyor ağzında! Ergenekon sanıkları aday gösterilmeseymiş... Zart diye döner CHP ye desteğe geçerlermiş ama, bu hata nasıl yapılırmış!

Gönderi tarihi:

diğer yanda ise Can Ataklı'ya eleştiri getirilmesine çok şaşırdım. Gazetecilerin yandaşlık yarışına girdiği, girmeyenlerin içerilere alındığı bir dönemde eleştirecek bula bula Can Ataklı'yı bulmak garabet ötesi bir vehamet sergiliyor. Bütün ulusalcıların yıkım projesine birlikte karşı çıktıkları bir ortamda anti ulusalcı söylemler için açıklayıcı bir tek kelime bulamıyorum.

 

Yıkım projesi gerçekten yeni ekip tarafından devralınacak mı yoksa, süvari gerçekten at mı değiştiriyor, proje eski mütahitten alınıp yenisine mi veriliyor, bu tavırları gördükçe ben iyiden şüphelenmeye başladım!

Efendim, yandaş gazeteciler hiç eleştirilmese, sayın demirefe'nin bu eleştirisi yerinde ve mantıklı olurdu da, öyle bir şey olmadığından, tıpkı diğer eleştirileri gibi bu eleştirisi de hem mantıksız ve hem de fazlasıyla haddini aşan bir septiklikte !

 

Üstelik, ne dediğimiz okunmuyor da:

 

bir ideolojiye en fazla zarar verenler, o ideolojiyi yanlış bilgiyle, hatalı savunanlardır.

:excl:

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

AKP karşıtlarını toparlayacak tek düşünce biçimi olan ulusalcılığı eleştirenler dönüp kendilerini iyi okusunlar asıl... Bir değil, on ünlem koysunlar sözlerinin ardına...

Gönderi tarihi:

Ben dini eleştirmiyorum. Din, en birincil kaynağından kendisini ortaya açıkça koyuyor.

 

Yüreği yeten, kısas ayetinde niye dişiye dişi, hüre hür, köleye köle kaydının konduğunu açıklar. Bu ekleme orjinalde olmasa da ben eklemiş olsam, tamam, boynum kıldan ince, suçluyum, iftira attım, tutmadı derim.

 

Ama bu kaydı ben koymadım, orjinal metinde var.

 

Bir yasa teklifi getirilse, bu yasanın hüre ayrı, köleye ayrı, erkeğe dişiye ayrı uygulanacağı teklif edilse...

 

Yunus demiş ya... "Yerden göğe küp dizseler, en alttakini çekseler, seyreyle sen gümbürtüyü..."

 

Bu cümle dokunulmaz, kutsal olanda geçince "susss... O kutsal! Ona elleşilmez!!!" Bu mudur?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.