Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Binici iyice yorulan, terleyen atı çatlatıp yolda kalmaktansa atı değiştirmeyi her zaman yeğler.

 

Artık her şey oy verip vermemeye öyle endekslenmiş ki, mezar ziyaretlerine bakılarak oy verileceği sanılmaya başlanmış! Benim söylediğimin bununla zerre ilgisi olmadığı halde bu açıdan yorumlanması çok garibime gitti ve doğrusu dehşete kapıldım! Ben, hangi mezarın ziyaret edildiğine bakarak oy verecek! Kabus! Korkunç! Dehşete kapılmamak elde değil!

Neresi çatlamış mevcut atın efendim ? Gayet güzel koştuğunu siz de biliyorsunuz. Mantık dışı bir iddia bu. Bir neden, bir bağlantı ortaya koymuş değilsiniz, '' ben diyorum, öyle ''den başka bir şey dediğiniz yok.

 

Mezar ziyaretlerine gelince, elbette sizinle ilgili kısmı bir ironi yalnızca. Fakat, herkes de sizin gibi değil. Baykal döneminde haksız biçimde yerleşmiş '' ırkçı CHP '' algısını değiştirmek için her fırsatın değerlendirilmesi fikrini önemsiyorum. Zira, siyaset algılar üzerinden yapılır. Her ne kadar beceriksizce yapılan siyasetin olumlu sonuç vereceği konusunda kuşkularım varsa da...

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:
Ben anlamıyorum, oyları bölmeyelim, baraja takılmayalım diyenler nasıl orda burda geziniyorlar? Ya CHP dersin, ya da onu beğenmiyorsan güçlü bir ana muhalefet olma söylemine sahip bir partide oylarını birleştirirsin. İttifakı partilerin yapması gerekmez, milletin sağduyusu olur, görür, oylarını gördüğü noktada toplar. İttifak böyle olur. Yoksa birbiri ile bağdaşmayan, ayrı taraflara çekiştirenleri toplarsan bu matematikteki gibi sonuç vermez.

 

Ne oldu demirefe, sen DEPAR la depara kalkacağını söylerken bunları düşünemiyor muydun, şimdi saf mı değiştirdik? Farkında mısınız bilmiyorum ama DP ittifakı yazmıştım, hani BTP ile DP ittifak yaptı onu kastetmiştim. BTP nin aslı hangisi, o kimin oylarını bölüyor?

Eğer az çok matematik biliyorsak, şu sistemle yine TBMM de tablo yine aynı olacak, sadece bir yol var o da 4.bir partinin meclise girebilmesi, o nedenle dışarıdaki oyların bir çatı altında toplanması gerekiyordu ama beceremediler ve yine tekrar ediyorum hazirandan sonra kına yakmalarını tavsiye ediyorum.

Burada Sayın Baykal a haksızlık yapıldığını düşünüyorum, etnik siyaset falan yaptığını nasıl düşünürsünüz? Baykalın tek hatası partiyi bir zihniyette olanların yönetmesi ve en küçük muhalefet edenin disipline yollanması yani parti içi demokrasinin uygulanmaması, zaten bunu da kimse uygulamıyor. Bunun dışında Sayın Baykal tutarlı ve ulusal bir politika gütmüş, güdülmediği için de bir komploya kurban gitmiştir. Unutmayalım ki o olmasaydı, belki de bu günkü yönetim olsaydı ülkenin doğusu şu anda ABD nin yönetimindeydi. Yine açılımlarla oraya doğru bir gidişat görülmekte, CHP nin yeni yapısına bakarsak Hakkı Süha Okay ve bana göre Onur Öymen gibi uluslararası alanda tartışmasız bir diplomatın dışarıda bırakılmasının başka bir izahı olamaz. Medyadaki değişime de bakarsak CHP nin de AKP leştiğini farketmek için siyaset bilimcisi olmaya gerek yok. Zaten eskiden CHP yi eleştirenlerin CHP yi beğenmeye başlamaları da bir soru işareti değil mi?

Gönderi tarihi:

Ne oldu demirefe, sen DEPAR la depara kalkacağını söylerken bunları düşünemiyor muydun, şimdi saf mı değiştirdik? Farkında mısınız bilmiyorum ama DP ittifakı yazmıştım, hani BTP ile DP ittifak yaptı onu kastetmiştim. BTP nin aslı hangisi, o kimin oylarını bölüyor?

Eğer az çok matematik biliyorsak, şu sistemle yine TBMM de tablo yine aynı olacak, sadece bir yol var o da 4.bir partinin meclise girebilmesi, o nedenle dışarıdaki oyların bir çatı altında toplanması gerekiyordu ama beceremediler ve yine tekrar ediyorum hazirandan sonra kına yakmalarını tavsiye ediyorum.

.

.

.

Arkadas herhalde DEPAR ile 1 mm dahi yol alinamayacagini anlamis olacak. Ama genede bir aciklama getirmesi gerekli bu konuda cünki, bir yazisinda tek kendisi dahi olsa DEPAR'dan baskasina oy vermeyecegini söylemisti.

 

Acaba bizim baliklimizmi var zannedipte istedigi zaman istedigini yazabiliyor arkadas?

Gönderi tarihi:

Efendim, daha önce bu denli geniş çaplı kopya girişimi oldu mu hiç ? Ben hatırlamıyorum.

 

:)

 

Saygılar sunarım.

 

Efendim bu denli genis capli kopya girisimi elbetteki olmustur kisaca hafizalarimiz tazeleyelim kendilerine Turkiyenin en sansiz sinav kusagi denmektedir tanistirayim 81 kusagi bunlar ilk darbeyi Anadolu liselerine giris sinavinda vermislerdir

 

Anadolu Liseleri Sınavı'nın sorularının parayla satıldığı ortaya çıkınca büyük şok yaşadılar. Şok kısa süre sonra katlandı. Çünkü bin bir emekle hazırlandıkları sınav iptal edildi. Sınav 4 Haziran'da yenilendi, 200 binden fazla öğrenci henüz 11 yaşında bir kez daha ağır bir stresin altına girdi.

 

7 yil sonra, yani 2 mayis 1999da Yine univesite sinavi iptal edildi gerekce ise son anda soru kitapciklarinin calindiginin ortaya cikmasi sanki ambardan bugday caliniyor ? ilginc. :)

 

Tabi bunlar kamuoyuna yansiyanlar birde kamuoyuna yansimayanlarda var elbette Turkiyede kopya cekme metodlari hic bir zaman son bulmaz teknoloji gelistikce kopyada gelisiyor.

Birileri halka kopya cekmenin sigara icki kadar zararli oldugunu nezaman anlatmayi dusunuyor ? Oyleki bugun kopyalarla ilkokulu, ortaokulu, liseyi, universiteyi bitiren birisi elinde bulundurmus oldugu o diplomayi nekadar hak etmekte. Eee koskoca bir ogretmen kopya cekmeye yelteniyorsa, ogrencinin kopya cekmesi hicte zor olmamasi gerek :yuvarlan:

Gönderi tarihi:
Birileri halka kopya cekmenin sigara icki kadar zararli oldugunu nezaman anlatmayi dusunuyor ? Oyleki bugun kopyalarla ilkokulu, ortaokulu, liseyi, universiteyi bitiren birisi elinde bulundurmus oldugu o diplomayi nekadar hak etmekte. Eee koskoca bir ogretmen kopya cekmeye yelteniyorsa, ogrencinin kopya cekmesi hicte zor olmamasi gerek :yuvarlan:

Sayın Mondieu, şunu yapıştırmaya çalıştınız herhalde : :D

 

Üniversite için ter döken çoğu 1993 doğumlu bir milyon 700 bin öğrenci ve onların aileleri ortaya atılan iddialar nedeniyle belki de hayatları boyunca bu sınavı hatırlayacak ve “acaba” diyecek. Travma büyük… Ama bir kuşak var ki, onlar Türkiye’nin en şanssız sınav kuşağı.

1981 doğumlular, hayatlarının ilk büyük sınavına 24 Mayıs 1992'de girdi. Fakat yapılan Anadolu Liseleri Sınavı'nın sorularının parayla satıldığı ortaya çıkınca büyük şok yaşadılar. Şok kısa süre sonra katlandı. Çünkü bin bir emekle hazırlandıkları sınav iptal edildi. Sınav 4 Haziran'da yenilendi, 200 binden fazla öğrenci henüz 11 yaşında bir kez daha ağır bir stresin altına girdi.

 

Türkiye 7 yıl sonra büyük bir sınav skandalı daha yaşadı. O zamanki adı ile Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), 2 Mayıs 1999'da yapılacaktı. Yapılamadı… Son anda soru kitapçıklarının çalındığı ortaya çıktı. Okul-dershane arasında gençlik çürüten 1.5 milyon öğrenci bir kez daha kabus görüyordu. Sınav ertelendi! Bu ikinci şoku da yaşayanlar aynı kuşaktı, yani 11 yaşında sınav iptali belleklerine kazınan 1981’liller…

 

1981’lilerin hayatları boyunca unutmayacakları çile bununla da bitmedi. Öğrenci Seçme ve Yerleşme Merkezi (ÖSYM), 1999 yılında sınav sistemini değiştirdi. Öğrenci Yerleştirme Sınavı (ÖYS) kaldırıldı, sınav sayısı ikiden bire indirildi. Bu garip kuşak tarihe, “yeni sınav sisteminin kobayları” olarak geçip 6 Haziran’da nihai sınava girdiler.

 

HÜRRİYET ORTAYA ÇIKARMIŞTI

 

1992 yılındaki sınav skandalını Hürriyet gazetesi ortaya çıkarmıştı. Anadolu Liseleri Sınavları'ndan bir gün önce Hürriyet gazetesi, sınav sorularının satıldığı iddialarını gündeme getirerek, soru kitapçıklarından birini ele geçirdiğini açıklamıştı.

 

23 Mayıs 1992 tarihli Hürriyet'te, Ankara muhabiri Saygı Öztürk'ün ele geçirdiği sorulardan birkaçı, noterde tasdik edildikten sonra yayımlanarak skandal ortaya çıkarılmıştı. 24 Mayıs Pazar günü yapılan sınav, Hürriyet'in gazetecilik başarısının ardından iptal edilerek, 4 Haziran 1992'de yenilenmişti.

 

Cengiz Özbek hurriyet.com.tr

 

Şimdi, efendim ben size '' bu kadar geniş çaplı bir kopya girişimi olmuş muydu ? '' diye sormuştum. 92'deki ve 99'daki olaylar münferitttir ve üstelik sınavlar iptal edilmiştir.

 

Bir de geçen seneki olay var. Ama o olayın sonunda ÖSYM Başkanı istifaya zorlanarak, istifa etmiştir, hatırlatırım.

 

Bu seneki olayda ise, hem kopya girişiminin çapının cemaat genişliğinde olduğu anlaşılmış, üstüne üstlük büyük bir yüzsüzlük örneği gösterilerek ne sınav iptal edilmiş, ne ÖSYM başkanı istifa etmiştir.

 

Konumuz insanımızın ne denli üç kağıtçı, kopyacı, hak yiyici olduğu değil, kurumsal yapının ideolojik çizgide nasıl yozlaşabildiği, '' ulvi amaca '' giden yolda kul hakkının bile mübah görülmesi üzerinden bir kesimin ne denli bayağılaşabildiğidir. Zira, öğretmen örneğinizi yukarı doğru ötelersek, balığın nasıl baştan koktuğu bellidir.

 

Eleştirilerinizi eğlenerek dile getirmek tarzınız olabilir ama neden bu yönde eğlenceli bir eleştiriniz yok merak ettim açıkçası ? ;)

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:
Burada Sayın Baykal a haksızlık yapıldığını düşünüyorum, etnik siyaset falan yaptığını nasıl düşünürsünüz?

Sayın y.yılmaz kim düşünmüş efendim bunu ? Lafınız banaysa, bakın '' haksız '' demişim, '' algı '' demişim, değil mi ? :)

 

Baykal döneminde haksız biçimde yerleşmiş '' ırkçı CHP '' algısı

 

 

 

Sayın Baykal tutarlı ve ulusal bir politika gütmüş, güdülmediği için de bir komploya kurban gitmiştir. Unutmayalım ki o olmasaydı, belki de bu günkü yönetim olsaydı ülkenin doğusu şu anda ABD nin yönetimindeydi. Yine açılımlarla oraya doğru bir gidişat görülmekte, CHP nin yeni yapısına bakarsak Hakkı Süha Okay ve bana göre Onur Öymen gibi uluslararası alanda tartışmasız bir diplomatın dışarıda bırakılmasının başka bir izahı olamaz. Medyadaki değişime de bakarsak CHP nin de AKP leştiğini farketmek için siyaset bilimcisi olmaya gerek yok. Zaten eskiden CHP yi eleştirenlerin CHP yi beğenmeye başlamaları da bir soru işareti değil mi?

Efendim, ben de eskiden CHP'yi eleştiren ama şimdi biraz daha olumlu bakanlardanım ama gerçek anlamda, statükocu olmayan, kısır olmayan, yenilikçi, etkili siyaset üreten akılcı ulusal politika ile de, ülke ve millet bütünlüğü ile de bir sorunum yok. Fakat, Baykal döneminde bu etkili siyaseti göremedik maalesef. Açılımın bu noktaya gelmesinde onun da payı var. Bakın söyledikleri yanlış demiyorum, nasıl söylediği ve alternatif olarak ne ürettiği önemli diyorum. Buna rağmen, ona yapılan komplonun amacı CHP'yi bölerek bitirmekti.

 

Ancak, hesaplamadıkları biçimde Kılıçdaroğlu faktörü devreye girdi. Neden yandaş medya, Kılıçdaroğlu'nun parlamasından itibaren, onun hakkında akla, vicdana sığmayan balon iddiaları üretip durdu sanıyorsunuz ? Bunları bir düşünmek gerek yorum yapmadan önce, değil mi ?

 

Kılıçdaroğlu'nun, CHP içindeki, her ne kadar alanlarında değerli olsalar da köhne imaj yaratan, heyecan vermeyen, lider sultasını pekiştiren örgütçü, zaman zaman gafçı eski siyasetçileri tasfiye edebilmiş olması başlıbaşına bir başarıdır. Bugünkü kadro, bu anlamda Kılıçdaroğlu dahil çok mu mükemmeldir, değildir tabii, ancak, en azından siyasette biraz daha pişebilirlerse gelecek vaadettiklerini söyleyebilirim.

 

AKP'lileşmek falan bunlar yandaş medyanın inceden işledikleri, vatandaşa '' aslı varken suretine yüz vermeyin '' mesajı verme çabalarıdır. Ben Kılıçdaroğlu'nda Kuvvayi Milliye ruhunu görebiliyorum. Bir de arada kekelemese ve gereksiz gaflar yapmasa etkili olacak ama o da zamanla. Öte yandan fazla zaman da kalmadı, bu da hayatın bir gerçeği...

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Sayın y.yılmaz kim düşünmüş efendim bunu ? Lafınız banaysa, bakın '' haksız '' demişim, '' algı '' demişim, değil mi ? :)

Tamam, burası anlaşıldı...

Ama şunu nasıl anlayacağız, Baykal a bu komployu yapanlar Kılıçdaroğlu nu hesap edemediler öylemi, yapmayın Sayın Canrasit, ben bile Kılıçdaroğlu nun bir numaralı aday olduğunu biliyordum, o zamanlar bir adayım daha vardı ama şimdi hatırlamıyorum, büyük bir ihtimalle Sayın Büyükerşen olabilir.

 

Kılıçdaroğlu'nun, CHP içindeki, her ne kadar alanlarında değerli olsalar da köhne imaj yaratan, heyecan vermeyen, lider sultasını pekiştiren örgütçü, zaman zaman gafçı eski siyasetçileri tasfiye edebilmiş olması başlıbaşına bir başarıdır.

 

Yapmayın H.Süha Okay ı, Onur Öymen i bu kategoriye koymayın, büyük haksızlık edersiniz, yiğidi öldürün ama hakkını yemeyin.

CHP de şu anda güvendiğim Süheyl Batum ve Yılmaz Büyükerşen var, bakalım onların ipi ne zaman çekilecek, çünkü onlara rağmen bu politika fazla sürmez.

Gönderi tarihi:

Ne oldu demirefe, sen DEPAR la depara kalkacağını söylerken bunları düşünemiyor muydun, şimdi saf mı değiştirdik?

 

Çok pardon, DEPAR da nereden çıktı HEPAR olacaktı. :blushing:

Gönderi tarihi:

AKP'lileşmek falan bunlar yandaş medyanın inceden işledikleri, vatandaşa '' aslı varken suretine yüz vermeyin '' mesajı verme çabalarıdır. Ben Kılıçdaroğlu'nda Kuvvayi Milliye ruhunu görebiliyorum. Bir de arada kekelemese ve gereksiz gaflar yapmasa etkili olacak ama o da zamanla. Öte yandan fazla zaman da kalmadı, bu da hayatın bir gerçeği...

 

Sayın Canrasit, ben CHP ye oy vermeyin demiyorum, tabii ki oyların AKP ye gideceğine içlerinde iyi, kötü desteklediğim insanlar olan CHP ye gitmesini yeğlerim ama yapılan hataları da görmezden gelemeyiz. AKP leşiyor derken bunu medyaya bakarak söylemiyorum zaten yandaş dediğiniz hiç bir yayın organını takip etmiyorum onlar benim için yok, ben sildim mi tam silerim. AKP nasıl eski ANAP, DYP hatta eski solcuları nasıl topluyorsa CHP de aynısını yapmaya başlamadı mı, onları alırken İlhan Cihaner nerede? Madem bir temizlik yapılacaktı bunun yolu partililere gitmekti, ön seçim yapılır ne çıkarsa uygulanır, kimsenin de sesi çıkmazdı. Olmadı, olmadı...

Gönderi tarihi:
Tamam, burası anlaşıldı...

Ama şunu nasıl anlayacağız, Baykal a bu komployu yapanlar Kılıçdaroğlu nu hesap edemediler öylemi, yapmayın Sayın Canrasit, ben bile Kılıçdaroğlu nun bir numaralı aday olduğunu biliyordum, o zamanlar bir adayım daha vardı ama şimdi hatırlamıyorum, büyük bir ihtimalle Sayın Büyükerşen olabilir.

Efendim, doğru, siz biliyor olabilirdiniz daha doğrusu gönlünüzden bunu geçirmiş olabilirsiniz ama ben Kılıçdaroğlu'na şans tanındığını hatırlamıyorum, özellikle yandaş medya cenahında. O olaya kadar da CHP içerisinde bir liderlik tartışması yoktu. Hatırlarsanız, olaydan sonra geçici olarak vekil Önder Sav geçmişti partinin başına ve Kılıçdaroğlu aday olmam demişti. Fakat, özellikle sizin gibi düşünenlerin isteklerinin yoğun itkisinin neden olduğu bir rüzgar onu önce aday yaptı, sonra da genel başkan. Netice itibariyle, Kılıçdaroğlu aptal değil, hesap adamı, bu potansiyeli görmeden maceraya atılmazdı.

 

Hatırlarsanız, Erdoğan'ın Baykal'ı yermeye başlaması, Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçilmesinden sonradır. Ondan önce üzüldük, birileri komplo yapmış havasında bir şeyler söylüyor, timsah gözyaşları döküyordu. Yani, ne zamanki CHP'nin dağılmadığını, tam aksine toparlandığını gördü işte o zaman Baykal olayı üzerinden CHP'ye yüklenmeye başladı.

 

Bu arada önemsiz bir ayrıntı ama belirtmeden geçmeyeyim : Y. Büyükerşen o tarihte CHP'de değildi, DSP'deydi ve CHP'ye geçişi şunun şurasında bir kaç ay oldu yanılmıyorsam.

 

 

 

Yapmayın H.Süha Okay ı, Onur Öymen i bu kategoriye koymayın, büyük haksızlık edersiniz, yiğidi öldürün ama hakkını yemeyin.

CHP de şu anda güvendiğim Süheyl Batum ve Yılmaz Büyükerşen var, bakalım onların ipi ne zaman çekilecek, çünkü onlara rağmen bu politika fazla sürmez.

Şimdi, Onur Öymen'in Dersim vakasını biliyoruz. Her ne kadar sözleri doğru ise de, aynen Süheyl Batum gibi çarpıtılıp ortalık ayağa kaldırıldığında, ne dediğini kimseye anlatamadı. Sözlerinin arkasında duramadı. Ve CHP'ye haksız biçimde vurulan ırkçı-faşist yaftasını daha bir pekiştirdi. Ben buna iyi siyasetçi demem, çok değerli bir diplomat olsa da, fikirlerini gerçekten önemseyip yararlansam da. Çünkü, siyaset başka bir sanat. Keza, H. Süha Okay'ın da ben şahsen şimdiye kadar hangi konu olursa olsun ne anlatmaya çalıştığını anlamış değilim, tıpkı Baykal gibi uzun cümleler kullanıp, akademik üslupla konuşuyor.

 

Buna karşın, dikkat ederseniz, AKP'lilerin sözcüleri olsun, ağır topları olsun genellikle piyasa adamları, iş dünyasından gelmeler. Bu önemli bir ayrıntı. Dolayısıyla, kıvırma, retorik, ikna sanatlarını çekirdekten kapmış, bu konularda ustalaşmış adamlar. Ama, CHP'den geçme Ertuğrul Günay'dan epey farkları var, değil mi ? Siyaset dediğimiz sanat da iş hayatından farklı değil. Bürokratlar ve akademisyenlerin, piyasa adamlarına göre, bu konuda başarı şansı azdır, genel olarak tabii, istisnalar kaide bozmaz. :)

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Sayın Canrasit, ben CHP ye oy vermeyin demiyorum, tabii ki oyların AKP ye gideceğine içlerinde iyi, kötü desteklediğim insanlar olan CHP ye gitmesini yeğlerim ama yapılan hataları da görmezden gelemeyiz. AKP leşiyor derken bunu medyaya bakarak söylemiyorum zaten yandaş dediğiniz hiç bir yayın organını takip etmiyorum onlar benim için yok, ben sildim mi tam silerim. AKP nasıl eski ANAP, DYP hatta eski solcuları nasıl topluyorsa CHP de aynısını yapmaya başlamadı mı, onları alırken İlhan Cihaner nerede? Madem bir temizlik yapılacaktı bunun yolu partililere gitmekti, ön seçim yapılır ne çıkarsa uygulanır, kimsenin de sesi çıkmazdı. Olmadı, olmadı...

Efendim, bu yönden AKP'leşti derseniz buna katılırım. Fakat, ben bunu olumsuz bir durum olarak değerlendirmiyorum, gayet normal buluyorum. Çünkü, nasıl ki, Saadet dahil Siyasal İslamcı tabanın oranı hepi topu %25 civarlarındaysa, Sosyal Demokrat tabanın da taş çatlasa %15'dur. Yani, hem AKP'nin hem de CHP'nin aldığı oyların en az yarısı ortadandır. O nedenle elbette, AKP'nin yaptığını, CHP'nin de yapması akıl ve mantık gereği, matematik bir konudur ve mübahtır. :)

 

Haberal'ı aldı da neden Cihaner'i almadı derseniz, size, oy potansiyelinin düşüklüğü, artı, Cihanerin özel durumu dolayısıyla partiye zarar verme ihtimali üzerinden yanıt verebilirim. Şöyle ki, düşünün CHP, laikliği şiddetle savunmasının nedeni çarpıtılarak, son 8 senedir üzerine yapıştırılmaya çalışılan '' din karşıtı '' algısını artık söküp atmak için her fırsatı kullanmaya çalışırken, tutup da tarikatlerle uğraşan Cihaner'i aday yapması akla, mantığa sığar mı ?

 

Ön seçim konusunda ise, hep partiyi suçlamak yerine biraz da tabanı suçlamak gerek. Çünkü, ben dahil hiç birimiz '' amaan ben mi kurtaracağım memleketi '' diyerek tembellikten, hayat gailesinden başımızı kaldıramadığımızdan, umutsuzluktan, ortak bir hedef yoksunluğundan vs. ne derseniz deyin, ne ön seçimi anlamlı kılacak oy sayısı için partiye üye olmayı aklımızdan bile geçirmiş, ne de demokrasilerde çok önemli yeri bulunan ve parti tavanlarına etkin baskı oluşturacak unsur olan herhangi bir muhalif sivil toplum örgütüne üye olmuş değilizdir. Sendikaların üye sayısına bile bir bakarsanız, tüm işçilerin içerisinde bir azınlıktır.

 

Bu bağlamda, Kılıçdaroğlu, mevcut imkanlar dahilinde ön seçim yapmıştır ve bu Türk parti zihniyetinde küçük bir devrim bile sayılır bu koşullarda. Merkezden yapılan belirlemeleri de yukarıda anlatığım mantık çerçevesinde değerlendirmek doğru olur kanaatimce.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Haberal'ı aldı da neden Cihaner'i almadı derseniz, size, oy potansiyelinin düşüklüğü, artı, Cihanerin özel durumu dolayısıyla partiye zarar verme ihtimali üzerinden yanıt verebilirim. Şöyle ki, düşünün CHP, laikliği şiddetle savunmasının nedeni çarpıtılarak, son 8 senedir üzerine yapıştırılmaya çalışılan '' din karşıtı '' algısını artık söküp atmak için her fırsatı kullanmaya çalışırken, tutup da tarikatlerle uğraşan Cihaner'i aday yapması akla, mantığa sığar mı ?

 

O halde oy almak için her türlü katakulli mübah öyle mi, demirefenin dediği gibi at kaç takla atabilirsen. Ya bir kaç cemaatçi gazeteci falan da alınsaydı, ben değişiklik yapılmalı diyordum ama ilkelerden taviz vermeden. Cihaner in oy potansiyelini nasıl hesap ettiniz, Haberal ın Zonguldak dan alacağı oydan fazlasını o İzmir den çok rahat alırdı.

Sayın Canrasit, kusura bakmayın ama siz de AKP lileştiniz, neden onlara oy vermiyorsunuz? Baksanıza sokak jargonu kullanmalarını, insanları kullanmalarını, iktidar için bin bir takla atmalarını mübah gördüğünüze göre...

Bu ülkede ne konuştuğunu bilmek, nasıl konuştuğuna dikkat etmek hata olarak görülüyorsa bırakın dağınık kalsın.

Gönderi tarihi:

Sayın Mondieu, şunu yapıştırmaya çalıştınız herhalde : :D

 

 

 

Şimdi, efendim ben size '' bu kadar geniş çaplı bir kopya girişimi olmuş muydu ? '' diye sormuştum. 92'deki ve 99'daki olaylar münferitttir ve üstelik sınavlar iptal edilmiştir.

 

Bir de geçen seneki olay var. Ama o olayın sonunda ÖSYM Başkanı istifaya zorlanarak, istifa etmiştir, hatırlatırım.

 

Bu seneki olayda ise, hem kopya girişiminin çapının cemaat genişliğinde olduğu anlaşılmış, üstüne üstlük büyük bir yüzsüzlük örneği gösterilerek ne sınav iptal edilmiş, ne ÖSYM başkanı istifa etmiştir.

 

Konumuz insanımızın ne denli üç kağıtçı, kopyacı, hak yiyici olduğu değil, kurumsal yapının ideolojik çizgide nasıl yozlaşabildiği, '' ulvi amaca '' giden yolda kul hakkının bile mübah görülmesi üzerinden bir kesimin ne denli bayağılaşabildiğidir. Zira, öğretmen örneğinizi yukarı doğru ötelersek, balığın nasıl baştan koktuğu bellidir.

 

Eleştirilerinizi eğlenerek dile getirmek tarzınız olabilir ama neden bu yönde eğlenceli bir eleştiriniz yok merak ettim açıkçası ? ;)

 

 

 

Saygılar sunarım.

 

 

Canrasit

 

Nereden cikardiniz ki sizin yapistirmis oldugunuz yaziyi kopyalamaya calistigimi ciks ciks ciks hem cok sukur iyi biliyorum nasil kopyala yapistir yapilmasini Cok sukur okadar handicap degiliz daha :). Siz varmi diye sormus bulundunuz bende var oldugunu soyledim haaa skandal sonucu istifa edilmesi veyahut sinavlarin iptal edilmesi nekadar onemliki onemli olan boyle birseye kalkisilmasi ve genclerin okadar sure emek verip calistiklari sinavin boyle bir skandalla karsilasmasidir, ayrica benim anlamadigim sanki birileri bu sifremelerden haberdarlarmis gibi oturup sorulardaki sinavin cevaplarini degilde sifrelerini arama baslamasi peki hicmi Universite sinavlarinda sifreleme olmamis bugune kadar ? Belkide hic kimse farkinda bile degildir sifreleme oldugundan demek bundan sonra gencler sinav sorularini okumadan sinavlarda kendi sifrelerini arayacaklar veyahut yazi tura atacaklar. Mesela ben cok iyi hatirliyorum Turkiyede okudugum zaman ortabirinci sinifti fen dersiydi ogretmen bizi A ve B grubu ayirarak test yapti ilginc olani ise A grubundakilerinin cevaplari normal randomize cevaplarken B grubundaki 50 sorunun 50 cevabida B idi demekki bugun olsaydi bizde skandal diye sinavin iptalini istememiz gerekecekti :yuvarlan:

Eglenceli olma gibi gib amacimda yok cevaplari ozamanki ruh halime ve duruma gore cevaplari eger ruh halim iyi ise eglenceli olabilirim illaki espirili cevap yazmam gerekmiyor hem ben ciddi ve sıkıcı cevap yazmasini daha cok severim efendim

Gönderi tarihi:

O halde oy almak için her türlü katakulli mübah öyle mi, demirefenin dediği gibi at kaç takla atabilirsen. Ya bir kaç cemaatçi gazeteci falan da alınsaydı, ben değişiklik yapılmalı diyordum ama ilkelerden taviz vermeden. Cihaner in oy potansiyelini nasıl hesap ettiniz, Haberal ın Zonguldak dan alacağı oydan fazlasını o İzmir den çok rahat alırdı.

Sayın Canrasit, kusura bakmayın ama siz de AKP lileştiniz, neden onlara oy vermiyorsunuz? Baksanıza sokak jargonu kullanmalarını, insanları kullanmalarını, iktidar için bin bir takla atmalarını mübah gördüğünüze göre...

Bu ülkede ne konuştuğunu bilmek, nasıl konuştuğuna dikkat etmek hata olarak görülüyorsa bırakın dağınık kalsın.

 

Sayın Canraşit, seninkiler beni okudular herhalde, Sayın İlhan Cihaner Denizli de kontenjandan 2.sıraya konmuş. -_-

Gönderi tarihi:

Sayın İlhan Cihaner Denizli de kontenjandan 2.sıraya konmuş. -_-

 

Bana göre yapılabilecek en doğru işi yapmışlar. Çok sevindim.

Gönderi tarihi:

Sayın yılmaz, ama ben "CHP yi beğenmiyorsanız" kaydını koymuş, bu durumda söylemi en güçlü muhalefete yönelmek gerektiğini belirtmişim. CHP yi beğenebilsem, oylar bölünmesin diye tabii ki CHP ye oy verirdim. Beğenemeyince, söylemi en güçlü HEPAR'ı görüyorum. Yani DP de beğenecek ne var, kim var, hangi söylem var? Ben DP ye oy vermek için en küçük neden göremiyorum...

 

İttifakı seçmen yapsın. Baksın, en doğruyu en kararlı kim söylüyor belli... Hiç sağa sola dağılmasın. Bu bilinç yok diyorsanız, koptuğunda bakalım neresi incelmiş görürüz, kendi düşen ağlamaz...

Gönderi tarihi:

Bugün Banu Avar'ın , bu konuyla alakalı çok güzel bir yazısını okumak fırsatı buldum.Herkesin okuması gereken bir yazı.

 

 

SANDIK KAFALI’ OLMAK İLE

UFKUN ÖTESİNE BAKMAK

ARASINDAKİ FARK...

 

Kafanızı ‘sandık seçim oy’ uğultusundan kaldırın… Türkiye ‘ufkun ötesini görenlere’ ihtiyaç duyuyor… Vakit tamam.. Düğmeye basıldı… Küresel çete için 2011, Türkiye’de sonun başlangıcı!

Unutmayın , bu, onların planı!

Burada soru şu:

Bizim bir planımız var mı?

Yok ise olması için ne yapmalı?

*-*-*

Hiç kendimizi kandırmayalım.. AKP CHP ve BDP net ve açık bir biçimde Türkiye’nin eyelet sistemine geçişi ve sonrası için mutabıktırlar. ABD tarafından dayatılan yeni Anayasa konusunda da anlaşamadıkları bir nokta yoktur. Başkanlık sistemi ve federasyon hedefinde ilerleyeceklerdir. Emir büyük yerden, Atlantik ötesindendir..

2011 ‘de küresel çetenin Türkiye planı: Türkiye’nin bölünebilir olmasını sağlayacak bir Anayasa’yı hazırlatmak, federasyonu dayatmaktır…

Görülen o ki, meclise girecek partiler bu hedef çerçevesinde ‘çalıştırılacaktır’. *‘Yeni’ bir ‘federasyon’ Anayasası.

*Suriye’den patlayacak kaosun İran ve Türkiye’ye sıçratılması…

*Diyarbakır başkentli Kuzey Kürdistan belediyelerinin özerklik ilanı. Barzani Cumhuriyeti’yle bütünleşme çalışması..

*İç mukavemet halinde Amerikan ordusu arkada, BM barış gücü önde Türk ordusuyla savaşmaları…

*’Füzelerin hedefinde Türkiye. Üniter devlete son noktanın konulması!

Fırat ve Dicle başta olmak üzere akarsuların kontrolünün, petrol, altın, gümüş, bor ve diğer madenlerin küresel şirketlerin denetimine geçmesi…

‘Ne yapacağız’ diye soranlara son bir kez daha söyleyelim: ‘sandık kafa’lılıktan vazgeçin. Ufkun ötesine bakın.

Hedef ülke Türkiye’nin hedef insanları… Demokratik seçim adı altında 60 yıldır aldatılıyorsunuz. Her gelen bir öncekinden beter. Her gelen ABD’ye yüz sürmeye, AB yetkililerine ‘beni koltuğa oturt’ dilenciliğine gider..

Her seçim sonrası işçiler çalışanlar haklarını kaybeder…

Her yeni dönemde küresel şirketler, koynumuza çöker..

Olan budur…

O halde, çalışan, emekçi geniş halk kesimleri, yani bıçağı boynunda hissedenler, kapatılan fabrikaların işçileri, yokolan tarım alanlarının köylüleri, dükkansız kalan esnaf, Amerikan misyonerlerince uykuya yatırılan öğrenci, ve tüm hakları gaspedilen ve acı hayatı tüm ağırlığıyla göğüsleyen çalışan ya da işsiz kadınlar!

BİRARAYA GELELİM… Seçimden de partilerden de bağımsız bir çağrı bu. Bir kurtuluş çağrısı…

Yedi düvele karşı, yüzümüze gülerek ekmeğimizi çalanlara ve ‘yalanlardan yalan beğen!’ diyenlere karşı , gözümüzün içine bakarak, Washington ve Brüksel’in kucağına koşanlara karşı her bir VATAN evladı BİRARAYA gelme yolları üzerinde durmalı!

*-*-*

Son 10 aydır yazıp çizdik. Her yanı hile desise ile örtülü seçim sürecinde bir ‘güçbirliği’ ile emperyal oyunların karşısında tüm milletin birleşmesini önerdik. Olamadı.

Güç Birliği DEĞİŞİK GÜÇLERİN bir araya gelmesi demekti. Türkçüler, Sosyalistler ve samimi Müslümanlar her seçim bölgesinden adaylarla bir şemsiye altında buluşabilir ve SİSTEM’in dayatmasına meydan okuyabilirdi. Adı üstünde: Güç-birliği!

Çalışmalara son anda başlandı .. Geç kalındı ve fazla yol alınamadı.

Değişik görüşlerden vatanseverler bir araya toplanamadı.

Güç birliği farklı MİLLİ GÜÇ’leri içerirse GÜÇ BİRLİĞİ dir. Görülen o ki, sadece sol’un bir kısmı bağımsız adaylarla bir adım attı. AKP’nin karşısına değişik GÜÇ’leri (sağ sol dindar kesim) bağrına toplayan vatansever blok çıkarılamadı.

Ama son anda da olsa atılan adımlar bize bir sonraki örgütlenme çalışmasında yol gösterecektir… Bu yol her şehirde, partiler üstü ŞURA/KONGRE’lerın toplanmasını ve vatansever unsurların tartışmasını gerektirir.

Bu yapı, milletvekili OLMAK ya da OLMAMAK anlayışının çok ötesinde bir anlayışla yürütülmek zorunda… Ve bu görev hala karşımızda.

*-*-*

Atatürk’ün örgütlenme şemasına bakın:

‘Kendiliğinden oluşmuş’ HALK ŞURALARI, KONGRELER ve bunların bir araya gelmesi sonucu oluşacak HALK MECLİSİ!

Kitle örgütlenmesinin yolu buydu. Ve Mustafa Kemal, bu yolu izledi! Halk şuraları içinde Türkçüler de dindar çevrelerin önde gelenleri de sosyalistler de vardı.

O’nun vefatından sonra bırakın kitle örgütlenmesini, 3 kişi bir araya gelse hapse tıkıldı!

1946’dan bugüne kadar Türkiye’yi yöneten tüm siyasi partiler ‘sistem’e sıkı sıkı bağlandı. . Meclisde yeralan sağda ya da solda hiçbir partinin birbirinden farkı olmadı.. CHP ve MHP ile AP ya da DP , ANAP ya da AKP ayrıntıda farklılıklar barındırsa da, NATO, AB, ABD ittifakı konusunda hemfikirdiler. Bu da Türkiye’yi deli gömleğine sokan denklemdi.

60 yıl böyle geçti…Bu denklem Türkiye’yi dağılma ve bölünme noktasına getirdi.

O gider bu gelir… Sonuçta Anayasa değiştirilecektir. Bunu ana muhalefet ve iktidar açıkca dile getirmiştir.. BDP açıkca ‘isyan’ duyurusu yapmıştır. APo ‘kanlı kalkışma’ lafları yaymıştır. İshak Alaton/ TESEV- Açık toplum Vakfı açıkca Türkiye’nin bölünmesi çağrısı yapmaktadır. Vamık Volkan federasyon alt yapısı ve etnik ayrışma için çalışmaktadır. ABD Büyükelçisi ‘kritik eşiği atladınız’ ‘Türkiye asla eskisi gibi olmayacak!’ buyurmaktadır..

Çeşitli parti mensupları küresel çetenin çeşitli kurumlarında bir araya gelmektedirler. Hiç ayrıları gayrıları yoktur. Tek dertleri iktidar koltuğudur…

Daha önce yazmıştım..

Atatürk’ün ‘Ne yapacağız?’ diye soranlara cevabı açıktır:

‘CELADET (YİĞİTLİK) GÖSTERİNİZ!’ demişti.

‘CELADET’ YİĞİTLİK, bu dönemde biraraya gelmek demektir… Ayrıntılarına siz karar veriniz

Gönderi tarihi:

Sayın yılmaz, ama ben "CHP yi beğenmiyorsanız" kaydını koymuş, bu durumda söylemi en güçlü muhalefete yönelmek gerektiğini belirtmişim. CHP yi beğenebilsem, oylar bölünmesin diye tabii ki CHP ye oy verirdim. Beğenemeyince, söylemi en güçlü HEPAR'ı görüyorum. Yani DP de beğenecek ne var, kim var, hangi söylem var? Ben DP ye oy vermek için en küçük neden göremiyorum...

 

İttifakı seçmen yapsın. Baksın, en doğruyu en kararlı kim söylüyor belli... Hiç sağa sola dağılmasın. Bu bilinç yok diyorsanız, koptuğunda bakalım neresi incelmiş görürüz, kendi düşen ağlamaz...

Ittifakcilardan sadece BDP ittifaki meclise girer, diger tüm ittifaklar disarida kalir. BDP ittifakinin disindakileri sadece balon aynen Pamukoglu gibi.

Gönderi tarihi:
Nereden cikardiniz ki sizin yapistirmis oldugunuz yaziyi kopyalamaya calistigimi ciks ciks ciks hem cok sukur iyi biliyorum nasil kopyala yapistir yapilmasini Cok sukur okadar handicap degiliz daha
.

Efendim, kibarca yaptığınızın yanlış olduğunu söylemek istemiştim. Fakat, madem anlamadınız ve bu sizi çok eğlendirdi;

 

BAŞKASININ YAZISINI KENDİ CÜMLELERİNİN ARASINA KATIP KENDİ BİLGİ DAĞARCIĞINDANMIŞ GİBİ SUNMAK EMEĞE SAYGISIZLIKTIR, ETİK DEĞİLDİR.

 

 

 

Siz varmi diye sormus bulundunuz bende var oldugunu soyledim

Ben, '' var mi ? '' diye sormadım, ben '' bu denli geniş çapta var mıydı ? '' diye sordum. Yazım orda duruyor isterseniz bir daha okuyun. :excl:

 

 

 

haaa skandal sonucu istifa edilmesi veyahut sinavlarin iptal edilmesi nekadar onemliki onemli olan boyle birseye kalkisilmasi ve genclerin okadar sure emek verip calistiklari sinavin boyle bir skandalla karsilasmasidir, ayrica benim anlamadigim sanki birileri bu sifremelerden haberdarlarmis gibi oturup sorulardaki sinavin cevaplarini degilde sifrelerini arama baslamasi peki hicmi Universite sinavlarinda sifreleme olmamis bugune kadar ? Belkide hic kimse farkinda bile degildir sifreleme oldugundan demek bundan sonra gencler sinav sorularini okumadan sinavlarda kendi sifrelerini arayacaklar veyahut yazi tura atacaklar.

Bunlar ciddiye alınacak söylemler değil ama yine de cevap vereyim.

 

Elbette, şikayet ve protesto mekanizmaları kullanılarak istifa kurumunun çalıştırılması, insanların görevlerinin gerektirdiği sorumlulukları yerine getirmesi açısından son derece önemlidir. Balık baştan kokar diye boşuna söylemedim. Siz benim memurum işini bilir gibi söylemlere alışıksınız sanırım.

 

Sınav iptalinin o kadar önemli olmadığı savını değerlendirmeye bile gerek duymuyorum, o kadar insanın hakkı söz konusu iken.

 

Ben böyle bir şeye kalkışılmasının önemsiz olduğunu da söylemedim. Böyle bir haksız işe kalkışanların cemaat genişliğinde olduğunu ve verdiğiniz daha doğrusu alıntınızdaki verilerle kıyaslanamayacak boyutta bir hak ihlali olduğunu söyledim. Öyle belkilerle, eskiden de olmamışmıdırlarla tartışmak abes olur. Zanla hareket edilir mi ? Hatta '' zanla söylenenler yalandır '' gibi bir söz de vardır.

 

Önemli olan, bugün olan hakkında değerlendirme yapmak, bu işe kalkışanların deşifre edilmesidir ki, ister ideolojik ister bireysel bir daha böyle bir hak ihlaline kalkışılmasın.

 

 

 

Mesela ben cok iyi hatirliyorum Turkiyede okudugum zaman ortabirinci sinifti fen dersiydi ogretmen bizi A ve B grubu ayirarak test yapti ilginc olani ise A grubundakilerinin cevaplari normal randomize cevaplarken B grubundaki 50 sorunun 50 cevabida B idi demekki bugun olsaydi bizde skandal diye sinavin iptalini istememiz gerekecekti

Evet, iptalini isteyip, gerekirse öğretmeni de şikayet etmeniz gerekirdi. Zaten, şikayet mekanizmasını işletip hakkımızı aramayan kaderci bir toplum olduğumuzdan başımıza her türlü musibet gelmiyor mu ? Eğer Batı'da yaşıyorsanız, nasıl normal görebilirsiniz ki bunları ? :unsure:

 

 

 

Eglenceli olma gibi gib amacimda yok cevaplari ozamanki ruh halime ve duruma gore cevaplari eger ruh halim iyi ise eglenceli olabilirim illaki espirili cevap yazmam gerekmiyor hem ben ciddi ve sıkıcı cevap yazmasini daha cok severim efendim

Eh, o vakit size iyi eğlenceler dilerim ! :alkis::deli:

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

O halde oy almak için her türlü katakulli mübah öyle mi, demirefenin dediği gibi at kaç takla atabilirsen. Ya bir kaç cemaatçi gazeteci falan da alınsaydı, ben değişiklik yapılmalı diyordum ama ilkelerden taviz vermeden. Cihaner in oy potansiyelini nasıl hesap ettiniz, Haberal ın Zonguldak dan alacağı oydan fazlasını o İzmir den çok rahat alırdı.

Sayın Canrasit, kusura bakmayın ama siz de AKP lileştiniz, neden onlara oy vermiyorsunuz? Baksanıza sokak jargonu kullanmalarını, insanları kullanmalarını, iktidar için bin bir takla atmalarını mübah gördüğünüze göre...

Bu ülkede ne konuştuğunu bilmek, nasıl konuştuğuna dikkat etmek hata olarak görülüyorsa bırakın dağınık kalsın.

Efendim, benim mübah gördüğüm sokak jargonu kullanmak mı, merkez sağdan, ortadan oy almak için Haberal gibi insanları aday göstermek mi ? Sözlerimi neden çarpıtıyorsunuz ? Baykal İlhan kesiciyi alırken de aynı eleştiriyi yapıyor muydunuz ?

 

Akademik dili insanlar anlamıyor diyorum, siz bana sokak jargonu mu kullansınlar manasında cevap veriyorsunuz. Yok mu ikisinin ortası ? Pamukoğlu'nun üzerine bir gidin bakalım, eminim sokak jargonu dağarcığı hepimizden daha gelişmiştir. İş dünyasında sokak jargonu hakim diyorsanız o sizin değerlendirmeniz derim. Ben stratejiden bahsediyorum yalnızca.

 

Cihanerin aday gösterilmesini, cemaatçi birinin aday gösterilmesi ile bir tutmak da neyin nesi ? Parti meclisinde bir imamın yer alması cemaate yeşil ışık yakmak mı oluyor ? 80 öncesi Ecevit CHP'sinde eski Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan milletvekili değil miydi ? Cihaner'in aday gösterilmemesini nasıl ilkelerden taviz verilmesi olarak görürsünüz ? İzmir'den aday gösterilmesinin totalde CHP'ye hiç etkisi olmaz mı sanıyorsunuz ?

 

Peki, sayın y.yılmaz, siz de gidin HEPAR'a oy verin o zaman. Fakat, sonra ağlamak yok ona göre.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Sayın Canraşit, seninkiler beni okudular herhalde, Sayın İlhan Cihaner Denizli de kontenjandan 2.sıraya konmuş. -_-

Yanlış yapmışlar. Yandaş medyanın eline damardan işleyebilecekleri bir maden, güzel bir koz vermişler. Hayırlı olsun diyelim, n'apalım ? -_-

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Cihanerin aday gösterilmesini, cemaatçi birinin aday gösterilmesi ile bir tutmak da neyin nesi ?

'' Sehven '' bir hata olmuş. :)

 

Doğrusu:

 

'' Cihanerin aday gösterilmemesini, cemaatçi birinin aday gösterilmesi ile bir tutmak da neyin nesi ? ''

 

olacaktı.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Efendim, benim mübah gördüğüm sokak jargonu kullanmak mı, merkez sağdan, ortadan oy almak için Haberal gibi insanları aday göstermek mi ? Sözlerimi neden çarpıtıyorsunuz ? Baykal İlhan kesiciyi alırken de aynı eleştiriyi yapıyor muydunuz ?

 

Akademik dili insanlar anlamıyor diyorum, siz bana sokak jargonu mu kullansınlar manasında cevap veriyorsunuz. Yok mu ikisinin ortası ? Pamukoğlu'nun üzerine bir gidin bakalım, eminim sokak jargonu dağarcığı hepimizden daha gelişmiştir. İş dünyasında sokak jargonu hakim diyorsanız o sizin değerlendirmeniz derim. Ben stratejiden bahsediyorum yalnızca.

 

Cihanerin aday gösterilmesini, cemaatçi birinin aday gösterilmesi ile bir tutmak da neyin nesi ? Parti meclisinde bir imamın yer alması cemaate yeşil ışık yakmak mı oluyor ? 80 öncesi Ecevit CHP'sinde eski Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan milletvekili değil miydi ? Cihaner'in aday gösterilmemesini nasıl ilkelerden taviz verilmesi olarak görürsünüz ? İzmir'den aday gösterilmesinin totalde CHP'ye hiç etkisi olmaz mı sanıyorsunuz ?

 

Peki, sayın y.yılmaz, siz de gidin HEPAR'a oy verin o zaman. Fakat, sonra ağlamak yok ona göre.

 

 

Bir türlü anlaşamıyoruz, ben Haberal ı niye aday gösterdiler demedim ki, geçmiş iletilerime bakılırsa Herkesekondurup Silivriye gönderdikleri kişilerin hepsinin aday gösterilmesi gerektiğini savunan benim. Taviz dememin nedeni bu davada hukuksuzluk olduğu savunulduğu ve Cihaner e yapılan haksızlıklar dile getirildiği halde aday yapılmaması. Netekim hatalarını fark ettiler ve aday yaptılar, benim anlamadığım İzmirden aday olsa CHP ye oy kaybettireceğinin düşünülmesi, sebep ne, madem oy kaygısı vardı o halde hiç birini aday göstermeseydiler. HEPAR a oy verirdim ama olmuyoru, olmuyoru barajı geçme şansı yok ve ben bu kez oyumu heba etmeyeceğim hem orada deterministler var. :lol:

Gönderi tarihi:

Bir türlü anlaşamıyoruz, ben Haberal ı niye aday gösterdiler demedim ki,

Efendim, iletimin alıntıladığınız bölümüne cevap verince ben öyle anladım, yanlış mı anlamışım ? :unsure:

 

Haberal'ı aldı da neden Cihaner'i almadı derseniz, size, oy potansiyelinin düşüklüğü, artı, Cihanerin özel durumu dolayısıyla partiye zarar verme ihtimali üzerinden yanıt verebilirim. Şöyle ki, düşünün CHP, laikliği şiddetle savunmasının nedeni çarpıtılarak, son 8 senedir üzerine yapıştırılmaya çalışılan '' din karşıtı '' algısını artık söküp atmak için her fırsatı kullanmaya çalışırken, tutup da tarikatlerle uğraşan Cihaner'i aday yapması akla, mantığa sığar mı ?

O halde oy almak için her türlü katakulli mübah öyle mi, demirefenin dediği gibi at kaç takla atabilirsen. Ya bir kaç cemaatçi gazeteci falan da alınsaydı, ben değişiklik yapılmalı diyordum ama ilkelerden taviz vermeden. Cihaner in oy potansiyelini nasıl hesap ettiniz, Haberal ın Zonguldak dan alacağı oydan fazlasını o İzmir den çok rahat alırdı.

Sayın Canrasit, kusura bakmayın ama siz de AKP lileştiniz, neden onlara oy vermiyorsunuz? Baksanıza sokak jargonu kullanmalarını, insanları kullanmalarını, iktidar için bin bir takla atmalarını mübah gördüğünüze göre...

Bu ülkede ne konuştuğunu bilmek, nasıl konuştuğuna dikkat etmek hata olarak görülüyorsa bırakın dağınık kalsın.

Efendim, benim mübah gördüğüm sokak jargonu kullanmak mı, merkez sağdan, ortadan oy almak için Haberal gibi insanları aday göstermek mi ?

 

 

 

Saygılar sunarım.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.