Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Felsefenin bilime hiç bir şey, en küçük bir şey dikte etmesi diye bir şeyden bahsetmek bile abestir. Bilimin etiğini de yine bilimciler oluşturur. Tıp etiğine tıp doktoru bilimciler karar verir. Bilimsel verileri irdeleyip sonuca ulaştırarak tıpta neyin etik olup olmadığına onlar karar verir. Bilime en küçük bir dış müdahale şiddetle reddedilen bir konudur, modern dünyada tabii... Modern bilim kesinlikle ve kesinlikle dinden ve felsefeden bağımsız çalışır. Böyle olması da ZO-RUN-LU-DUR!

 

Sayın demirefe bey, bilimin etiğini elbette ki bilimciler oluşturur, bilimciler robot değildirler ki efendim. Felsefe filozofların tekelinde olmadığından bilimciler de tabii olarak felsefe de yapabilirler. Hatta Tıp Etik'ini ilgilendiren bir konuda toplanan Etik Komisyonlarına yalnızca tıpçılar değil, sosyologlar, psikologlar vb. başka bilimciler de katılır, bilimsel veriler üzerine felsefi katkı sunarlar. Ötenazi gibi, Klonlama gibi tartışmalı konularda alınan kararlar da tıp uygulamalarında yol gösterir, yön verir, bazı sınırlamalar getirir. Bilimci bilimi ilgilendiren bir konu hakkında iyi-kötü, güzel-çirkin gibi bir değer yargısı bildirdiği anda felsefe yapmaya başlamış demektir. O artık bir filozof olarak konuşuyor demektir. Kim tarafından şiddetle reddediliyormuş bilime dış müdahale ? Yapmayın etmeyin efendim bunlar bilinmeyen ileri konular değil. Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

tanrı islam inancına göre bir zorlayandır çünkü insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkı vardır ama tanrı insanın hayatını istediği gibi yaşama hakkını görmüyor insanı kulu yani kölesi olarak görüyor ve insan sadece allahın isteklerini yerine getirmek zorunda getirmezse allah insana işkence yapıyor yani ateşe atıp onu kızartıyor işte dinin felsefesi bu böylesine insanlık dışı bir dine insanları inandırmya çalışan derin dünya devleti bu saçma inancı yaymaktaki amacı ne bence herdediği yapan köle bir toplum oluşturmak gaye yani allahın kölesi arzularını yerine getiren bir toplum bu sayede allahın egosu tatmin olacak ve yücelecek.

Gönderi tarihi:

başlığın konusunun sizin tarafından açıldığını yazmadım

Böyle bir sağır diyalogu ile milim yol alınmaz. Peki ben benim tarafımdan açıldığını yazdığınızı söyledim mi? Ben diyorum ki ben açmasam da konunun burada açılmasını savunurum. Çünkü konu buraya ait. Bu söylediğimden "konuyu benim açtığımı iddia ediyorsun" gibi en olmayacak anlamı nasıl çıkarmayı başarabiliyorsunuz?

 

Konu buraya aittir, çünkü felsefe tanrının var olup olmadığını tartışır. Özniteliklerini tartışmaz. Tartışabilmesi için var olduğuna karar vermesi gerekir. Var olduğuna karar vermek felsefenin değil, dinin işidir. Var olduğuna karar verir ve ardından tanrıya sıfatlar atar. Esirgeyen, bağışlayan, yaratan... vs. Bu atamaları yapmak felsefenin işi olamaz. Ateistler de kalkar, yok öyle esirgeyen bağışlayan filan der. Dolayısıyla bu kesinlikle felsefi değil, dini bir tartışmadır.

Gönderi tarihi:

Böyle bir sağır diyalogu ile milim yol alınmaz. Peki ben benim tarafımdan açıldığını yazdığınızı söyledim mi? Ben diyorum ki ben açmasam da konunun burada açılmasını savunurum.

 

Efendim, bakınız, iyi takip ederseniz, benim bilim felsefesi ( Determinizm ) konusunu, sizin iddianızın aksine sizin açtığınızı ( 149 no'lu yorum ) belirten yazıma binaen, benim ana konu ( Tanrı Egoisttir )'dan bahsettiğimi sanıp '' ben açmadım '' şeklinde bir savunmada bulundunuz efendim, buyrun aşağıda :

 

Dini konular bölümünde dini bir konu ortaya atıyorum. Sonra laiklik bağlamında siyasetle ve inanç bağlamında felsefe ile bağlantısı kuruluyor. Bu bağlantılara yanıt veriyorum.

 

efendim bencede ana konunun dışında derinlemesine başka konular tartışılması hem ana konuyu dağıtır bir sonuca bağlanmasını engeller hemde çoğu kişiyi rahatsız ederki bende onlardanım fakat açılmışsa bir kere tartışılacaktır elbette ve konuyu açanın bundan şikayet etmesi garip olur yani 149 nolu yorum kimin efendim lütfen saygılar sunarım

 

Bu konuyu açan ben değilim ama savunabilirim, konu dini bir konu. İnanılan tanrının özelliklerinin nasıl olduğu elbette dini bir konudur.

 

Bu da sizin cevabınız üzerine yazdığım cevaptır, buyrun :

 

efendim son yorumumdan kolayca anlaşılması gerekirki ben ana konunun yani başlığın konusunun sizin tarafından açıldığını yazmadım

 

Görüldüğü gibi, sizin, '' konuyu ben açmadım, başkaları açtı '' dediğiniz konu, Bilim Felsefesi konusu olan Determinizmdi. Bunun üzerine, siz, ana konudan ( Tanrı Egoisttir ) bahsettiğimi sanarak '' ben açmadım '' dediniz. Tekrar belirteyim ki, ben, sizin açtığınız konu olarak Determinizm konusundan ( 149 no'lu yorum ) bahsetmiştim. Konuyu açanın da, yani Determinizm konusunu açanın da, yani sizin de, o konunun, yani Determinizm konusunun tartışılmasından şikayet etmenizin garip olduğunu söylemiştim. Şimdi anlatabildim zannederim.

 

Diğer meseleye gelirsek;

 

Konu buraya aittir, çünkü felsefe tanrının var olup olmadığını tartışır. Özniteliklerini tartışmaz. Tartışabilmesi için var olduğuna karar vermesi gerekir. Var olduğuna karar vermek felsefenin değil, dinin işidir. Var olduğuna karar verir ve ardından tanrıya sıfatlar atar. Esirgeyen, bağışlayan, yaratan... vs. Bu atamaları yapmak felsefenin işi olamaz. Ateistler de kalkar, yok öyle esirgeyen bağışlayan filan der. Dolayısıyla bu kesinlikle felsefi değil, dini bir tartışmadır.

 

Değildir efendim. Sizin bahsettiğiniz konular Din felsefesine içkindir. Tanrının öz nitelikleri Din Felsefesinin konuları arasındadır. Biraz araştırmanızı istirham ederim.

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

tanrı islam inancına göre bir zorlayandır çünkü insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkı vardır

 

Efendim, '' istediği gibi ' demişsiniz. Ya insan Tanrı'ya köle olmak istiyorsa ? İnsanın kimseye zarar vermediği müddetçe istediği gibi yaşama hakkı var diyorsunuz. Kim zorlarsa zorlasın, insan bunu istediği müddetçe kimsenin onun yaşamına karışma hakkı var mı ? Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

149 nolu yorumu determinizmi tartışmak için değil, din tartışmalarına felsefenin ne noktadan karıştırıldığını açıklamak için yazdım.

 

İstemediğim durum, konuyu dini bağlamdan tümüyle koparıp, burada sadece determinizmi konu eden bir tartışmayı sürdürerek, tartışmayı başlıktan tümüyle kopması. Bu okup konunun dışına çıkmayalım, determinizmi tartışacaksak bu tartışmanın yeri bilim felsefesi veya doğrudan felsefe olabilir dedim. Neden böyle diyorum, çünkü konu bağlamından çıkıp tamamen alanı dışında yoğunlaşıyor.

 

Determinizm mi dini yorumlara yol açar, indeterminizm mi, o burada tartışılmaya devam edebilir. Bence tabii, benim kanımca. Ama determinizm ile indeterminizmi çarpıştırmak dini ilgilendiren bir konu değildir, felsefi bir konudur.

 

Tanrının öznitelikleri felsefi konu olamaz, bunu gerekçesiyle açıklamıştım, tekrar etmeyeceğim.

 

Hayır konunun içeriğine itiraz edin canım, "dinin indeterminist tarzda tartışıldığını da nerden çıkardın" deyin, kala kala dediydin dediydime mi kaldı tartışma konusu?

Gönderi tarihi:

Efendim, '' istediği gibi ' demişsiniz. Ya insan Tanrı'ya köle olmak istiyorsa ? İnsanın kimseye zarar vermediği müddetçe istediği gibi yaşama hakkı var diyorsunuz. Kim zorlarsa zorlasın, insan bunu istediği müddetçe kimsenin onun yaşamına karışma hakkı var mı ? Saygılar sunarım.

Tamam Allah'a köle olmak isteyenler köle olabilirler peki olmak istemeyenlere ne olacak? Ateşe atılıp işkence görecekler öyle mi? Hani insan hakkı, hani özgürlük. Din işte böylesi bir akla aykırılıktır. En doğrusu olduğunu söyler ama aslında insan haklarına aykırıdır.

Gönderi tarihi:

149 nolu yorumu determinizmi tartışmak için değil, din tartışmalarına felsefenin ne noktadan karıştırıldığını açıklamak için yazdım.

 

İstemediğim durum, konuyu dini bağlamdan tümüyle koparıp, burada sadece determinizmi konu eden bir tartışmayı sürdürerek, tartışmayı başlıktan tümüyle kopması. Bu okup konunun dışına çıkmayalım, determinizmi tartışacaksak bu tartışmanın yeri bilim felsefesi veya doğrudan felsefe olabilir dedim.

 

Fakat beyefendi, ben 149 no'lu yorumu neden açtığınız konusunda bir yargıda bulunmadım ki. Çok net olarak vurguladığım husus; 149 no'lu yorumla konunun felsefe ile bağlantısının bizzat sizin tarafınızdan açıldığı, söylediğiniz gibi başkası tarafından değil olduğudur. Ve açtığınız konular bazı iddialar içeriyorsa elbette ki tartışılacağını ön görmek durumundaydınız o nedenle şikayet hakkınızın olmadığını söyledim.

 

Neden böyle diyorum, çünkü konu bağlamından çıkıp tamamen alanı dışında yoğunlaşıyor.

 

Determinizm mi dini yorumlara yol açar, indeterminizm mi, o burada tartışılmaya devam edebilir. Bence tabii, benim kanımca. Ama determinizm ile indeterminizmi çarpıştırmak dini ilgilendiren bir konu değildir, felsefi bir konudur.

 

Tanrının öznitelikleri felsefi konu olamaz, bunu gerekçesiyle açıklamıştım, tekrar etmeyeceğim.

 

Efendim, daha önce de vurguladığım gibi, bu başlığın konusu da Din Felsefesini ilgilendirir, Determinizm de, İndeterminizm de Din Felsefesinden kopuk bir konu değildir, içindedir. İtiraz etmeden önce açıp bir bakmak lazımdır kaynaklara.

 

Hayır konunun içeriğine itiraz edin canım, "dinin indeterminist tarzda tartışıldığını da nerden çıkardın" deyin, kala kala dediydin dediydime mi kaldı tartışma konusu?

 

Dediydim efendim, buyrun aşağıda sayın raif beyin fikirleri üzerinden bir itiraz etmiştim. Ama siz kimseyi hedef almadığınızı söyleyerek konuyu tartışmadınız. Lütfen yani.

 

efendim sayın raif bostan bey beni durduracak tek şey başkalarına zarar vermemdir o zaman beni durdururlar canım isterse seri cinayetlere başlarım hiç bir yasa bana yapamazsın diyemez demiyor kendisi başkalarına zarar verme sınırları hakkında farklı düşünüyor ve bence yanlış düşünüyor hepsi bu dolayısıyle kendi imalatınız olan materyalist indeterminist tanımına uymuyor ve ayrıca yaptığınız anarşizm ve anarşist tanımlarınızıda sıkıntılı buldum saygılar sunarım

 

efendim materyalist indeterminist va anarşizm tanımlarınızda sıkıntı gördüğümü ifade etmiştim zannederim önceki yazımda yoksa sizde sayın raif bey gibi kendi tanımlarınızı kendiniz yapıp onun üzerinden mantıkmı yürütüyorsunuz aman efendim aman

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Tamam Allah'a köle olmak isteyenler köle olabilirler peki olmak istemeyenlere ne olacak? Ateşe atılıp işkence görecekler öyle mi? Hani insan hakkı, hani özgürlük.

 

ama bakınız efendim, '' insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkı vardır '' demişsiniz oysa sizin dediğiniz ölümden sonrası için. allaha köle olmak istemeyenler de istediği gibi yaşar. yaşamak dünya ile ilgili bir kavramdır. şimdi anladınız mı yaptığınız mantıksal hatayı ?

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

ama bakınız efendim, '' insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşama hakkı vardır '' demişsiniz oysa sizin dediğiniz ölümden sonrası için. allaha köle olmak istemeyenler de istediği gibi yaşar. yaşamak dünya ile ilgili bir kavramdır. şimdi anladınız mı yaptığınız mantıksal hatayı ?

 

Saygılar sunarım.

ne yani dünyada hayatlarını başkalarına zarar vermeden istedikleri gibi yaşama hakkı var insanın öldükten sonra bu hakkı yok öylemi öldükten sonra ya llahın kölesisin yada allahın kölesi olmadığın için işkence göreceksin öylemi.insan haytta ikende öldükten sonrada başkalarının hakkını çiğnemeden hayatını istediği gibi yaşar bu insanın ve uzayda yaşayan diğer canlıların en temel haktır yani bu hak evrenseldir insan canlı kanlı sürece yani hem dünyada hem öldükten sonra yaşadığı süre içerisinde bu hakka sahiptir insan bir köle değildir ama sen kendini bir köle olarak görebilirsin bu şekilde yaşamakta isteyebilirsin ama bu seni bağlar başkasını köle olma dayatması kimse yapamaz ne bu dünyada nede öldükten sonra.hem zaten kendini köle olarak gören ve başkalrınında köle olması gerektiğini düşünen bir insan daha medeni olmanın ne anlama geldiğini anlamış bir insan değil anlamına gelir çünkü medeni ve modern bir insan özgür ve insan haklarına saygılı bir insandır.

Gönderi tarihi:

 

Evrendeki en yüksek bilince sahip tek canlı İNSAN,dır..:)

 

Aksini idda eden en dinDAR,dan daha dinDAR,dır..HAYALLERİNE inananlardandır.. :D

Gönderi tarihi:

Benim söylediklerimde anlaşılmayacak hiç bir yan göremediğim için dediydim dediydin iddialarını sürdürmeyi gereksiz buluyorum. Ben en iyisi konuma devam edeyim:

 

Determinizm açısından dini anlamda anlaşılan teizm bir tez olmadığı için ateizm antitezi de gereksizdir. (Ben hâla konuyu bu başlık altında felsefe - din ilişkisi bağlamında sürdürme bağlamıma sadık kalıyorum.) Determinizmde ateist veya teist olmak, nedenselliğe bakış ile gerçekleşir. Yani nedensellliği inkar, ateizmdir. Nedenselliği kabul etmek teizmdir. Teizmi tanrıya inanmak ve ateizmi tanrıya inanmamak anlamında almak determinizm açısından fuzuli, dikkate alınmasına gerek olmayan bir bakış açısıdır.

 

Tesadüfe inanmak, her şey tesadüflerle çalkalanarak bir şekilde olup gidiyor demek determinizm açısından ateizmdir. Nedenler diye bir şey yok, her şey tanrının elinde demek de ateizmdir. Her şey nedensellik içinde, nedenselliğin gerektirdiği biçimde oluyor, tesadüf yok, belirlenim vardır demek deterministik teizmdir.

 

Bu açıdan ben teist oluyorum. Deterministik teizm "evrenin bir gerçeği vardır" der. Ateizm ise "evrenin bir gerçeği yoktur" der. Ya evreni aslında var olmayan, veya varlığı kendisi ile kaim olmayan bir halisünasyon sayar, ya tesadüflerle çalkalanan, bir gerçeği olmayan bir çorba sayar. Her ikisi de determinizm açısından ateizmdir. Gerçeğin inkarıdır.

Gönderi tarihi:

Kişiler bağlamında tartışmayacağımı önemle bir kez daha deklere ediyorum. Raif bostan arkadaşımızın ağzı da var, dili de var. Fikirlerine uymayan bir görüş savundu isem, çıkıp o da kendi görüşünü savunabilir. Avukata ihtiyacı yoktur. Tersine görüşlerimi kendi görüşlerine paralel bulduysa bunu da ifade edemeyeceğini hiç sanmıyorum.

 

Burada kim kimin yandaşı, kim kimin karşıtı diye değil, ortaya konan görüşlerin kendisini tartışmamız gerekiyor.

Gönderi tarihi:

yaptığınız mantıksal hata

Mantıksal hatayı yapan sizsiniz. Çünkü din, dünya yaşamından sonra asıl ve sonsuz bir ikinci yaşam vaadidir. Bu açıdan öbür dünyada! tanınmayan özgürlükler daha vahim gösterilmiş oluyor. :)

Gönderi tarihi:
Evrendeki en yüksek bilince sahip tek canlı İNSAN,dır.

Canlı yerine "varlık" sözcüğünü koymaya cesaretin var mı Dayı? ;) En azından "bilindiği kadarıyla" kaydı ile?

Gönderi tarihi:

 

Evrendeki en yüksek bilince sahip tek canlı İNSAN,dır..:)

 

Aksini idda eden en dinDAR,dan daha dinDAR,dır..HAYALLERİNE inananlardandır.. :D

Evrenin büyüklüğünden haberininiz var mı? Bizim güneşimiz gibi evrende katriyonlarca yıldız vardır. Bizim güneşimizde hayat oluyorsa diğer katrilyonlarcasının bazılarında niye hayat olmasın. Bu kadar büyük bir evren sadece insanlar için mi?

Gönderi tarihi:

Kişiler bağlamında tartışmayacağımı önemle bir kez daha deklere ediyorum. Raif bostan arkadaşımızın ağzı da var, dili de var. Fikirlerine uymayan bir görüş savundu isem, çıkıp o da kendi görüşünü savunabilir. Avukata ihtiyacı yoktur. Tersine görüşlerimi kendi görüşlerine paralel bulduysa bunu da ifade edemeyeceğini hiç sanmıyorum.

 

Burada kim kimin yandaşı, kim kimin karşıtı diye değil, ortaya konan görüşlerin kendisini tartışmamız gerekiyor.

 

raif beyin avukata ihtiyacı yoksa siz denen avukatlığını yapıyorsunuz o zaman efendim ? kim size '' kişiler bağlamında '' tartışma önerdi ? Yaptığınız '' materyalist indeterminist '' ve '' anarşist '' tanımlarınızı yanlış bulduğumu 2 kere söylemiştim bu 3 oldu. Bu tanımları nereden duyduğunuzu soralım da tartışma olsun o zaman, ortaya konan görüşlerinizi tartışmış oluruz. İyi ki bir raif beyin materyalist indeterminist tanımınıza uymadığını söyledik. Bunun adı kişisel bağlamda tartışma mı oldu şimdi. Ben ortaya söyledim diye de sıyrılmaya çalışıyorsunuz. Herkes bu tanımı raif bey için yaptığınızı anlamıştır. Bu forumun ortalama zeka seviyesi sandığınız gibi değildir efendim, yapmayın. Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Bu açıdan ben teist oluyorum. Deterministik teizm "evrenin bir gerçeği vardır" der. Ateizm ise "evrenin bir gerçeği yoktur" der. Ya evreni aslında var olmayan, veya varlığı kendisi ile kaim olmayan bir halisünasyon sayar, ya tesadüflerle çalkalanan, bir gerçeği olmayan bir çorba sayar. Her ikisi de determinizm açısından ateizmdir. Gerçeğin inkarıdır.

 

Efendim, şimdi de determinizmi Tanrı mı yaptınız sayın demirefe bey ? Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Mantıksal hatayı yapan sizsiniz. Çünkü din, dünya yaşamından sonra asıl ve sonsuz bir ikinci yaşam vaadidir. Bu açıdan öbür dünyada! tanınmayan özgürlükler daha vahim gösterilmiş oluyor. :)

 

ne yani dünyada hayatlarını başkalarına zarar vermeden istedikleri gibi yaşama hakkı var insanın öldükten sonra bu hakkı yok öylemi öldükten sonra ya llahın kölesisin yada allahın kölesi olmadığın için işkence göreceksin öylemi.insan haytta ikende öldükten sonrada başkalarının hakkını çiğnemeden hayatını istediği gibi yaşar bu insanın ve uzayda yaşayan diğer canlıların en temel haktır yani bu hak evrenseldir insan canlı kanlı sürece yani hem dünyada hem öldükten sonra yaşadığı süre içerisinde bu hakka sahiptir insan bir köle değildir ama sen kendini bir köle olarak görebilirsin bu şekilde yaşamakta isteyebilirsin ama bu seni bağlar başkasını köle olma dayatması kimse yapamaz ne bu dünyada nede öldükten sonra.hem zaten kendini köle olarak gören ve başkalrınında köle olması gerektiğini düşünen bir insan daha medeni olmanın ne anlama geldiğini anlamış bir insan değil anlamına gelir çünkü medeni ve modern bir insan özgür ve insan haklarına saygılı bir insandır.

 

sayın raif bey, anladığım kadarıyla siz dinin vadettiği ölümden sonra yaşama inanıyor ama ölümden sonra cezalandırılmaya inanmıyorsunuz ve sürekli '' başkalarına zarar vermeden '' diyorsunuz. Peki efendim ya başkalarına zarar verirse insan ? ölümden ötesi değil mesela dünyada başkasına zarar verirse ona bir ceza verilmesini onaylıyor musunuz ? Onaylıyorsanız ve o insan dünyada ceza almadan bir şekilde kurtulduğunda ölümden sonra cezalandırılmasın mı sizce ? cezalandırılmasın diyorsanız zarar gören insanın hakkı ne olacak ? onun hakkı yok mu ?

 

Medeniyet diyorsunuz, bu açıdan günümüz kapitalist toplumlarda görülen tipik din anlayışını sergilemişsiniz, bu doğru. Psikanalize göre, ortaçağ Tanrı anlayışı baba özellikleri gösteren, cezalandıran, koşullu sevgi sunan '' Baba Tanrı '' anlayışıdır. Günümüz kapitalist toplumlarda görülen Tanrı anlayışı ise anne özellikleri gösteren koşulsuz seven, affeden '' Anne Tanrı '' anlayışıdır. Oysa, çocuk ruhsal gelişiminde Anne Sevgisi ihtiyacı 6 yaşına kadar sürer, 6 yaşından sonra çocuğun ruhunda Baba Sevgisi ihtiyacı gelişir. Buradan hareketle medeni dediğimiz günümüz kapitalist toplumlarda görülen din anlayışı ortaçağ din anlayışından daha geridir. Medeni dünyanın din anlayışı psikoanalitik açıdan 6 yaşını aşamamış bir din, tanrı anlayışıdır. Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:
kim size '' kişiler bağlamında '' tartışma önerdi

 

Herkes bu tanımı raif bey için yaptığınızı anlamıştır.

 

Ben yanıta değer bir konu görmediğim için yanıt vermiyorum. Yanıta değer bir konu görürsem yanıt veririm.

Gönderi tarihi:

Yaptığınız '' materyalist indeterminist '' ve '' anarşist '' tanımlarınızı yanlış bulduğumu 2 kere söylemiştim bu 3 oldu. Bu tanımları nereden duyduğunuzu soralım da tartışma olsun o zaman, ortaya konan görüşlerinizi tartışmış oluruz.

Gönderi tarihi:

 

Bütün evren dünya için dünyada biz dünyalı canlar için Raif abi.. :D

 

Milyarlarca yıldızdan bana ne..evrenin en güzel gezegeninde gezegenle birlikte gezinip duruyoruz işte..çıkaralım keyfini Raif abi.. :D

 

Bizim güneşimizde hayat yok..hayat gezegenimizde..bizim için var o güneş..sokaktaki kedi,denizdeki balık ,havadaki kuş,topraktaki ıspanak bizim varlığımız sayesinde nasipleniyor o güneşten.. :D

 

Raif abi.. :)

 

Size özel yazayım bir defa daha..ha göremedikleri bir Tanrıya inananlar hada göremedikleri uzaylı varlıklara inananlar..ikiside dinDAR.. :D

Gönderi tarihi:

 

Sn.Canraşit..önce safa geldiniz foruma.. :)

 

İnsan hem RAHMAN,dır(Baba..) hemde RAHİM,dir(Anne..) :)

 

İnsan biraz cindir biraz şeytan birazda melek..birisi eksik olsa mümkün olmaz İnsanı görmek.. :)

 

Tartıştıkça sonuca varmak uzarda uzar..paylaştıkça bilgi coşarda coşar..kesin,doğru ve güzel sonuca koşar.. :)

 

Melek cin şeytan..bu terimler insanın davranış biçimini ifade etmek için kullanılır..aslı İnsandır yani.. :D

Gönderi tarihi:

 

 

Yılmaz abi.. :)

 

Gördüğün Tanrını hemde her yerde gördüğünü söylediğin Tanrını tarif etmek mümkünse tarif ediverde bizde aramaktan kurtulalım.. :)

 

Tanrıyı sadece KENDİNDE bilebilirsin..asla göremezsin..KENDİN,i bilebilirsen Tanrınıda bilirsin.. :)

 

O kılişe sözleri ezberlemekle ezberden söylemekle geldik bu günlere..hiç sorgulamadık inançlarımızı..duyduğumuza inandık görmeden ŞAHİTLİK yaptık..Eşhedüenlailahe illallah..şahit olduğumuzu ifade eden bir söylem..oysaki biz sadece duyduk..görmedikki..gördüm diyen ve hala yaşayan varsa yada gördüm deyipte ölen kim ise söyleyin bizede.. :)

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.