Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2010 Kılıçdaroğlu'nu Terletecek Belgeler! Kılıçdaroğlu, SSK Genel Müdürlüğü döneminde PKK'lıları başhekim yaptı mı? Habervaktim Gandi'yi belgelerle vurdu. İşte skandal belgeler..26 Mayıs 2010 Genel Başkan seçildiği 33. CHP Kurultayı'nda yaptığı konuşmada “Yakınlarım zenginleşmeyecek” diyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun, geçmişte bu ilkeye uymadığı ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu'nun Genel Müdür olduğu dönemde yapılan SSK ihalelerinde, usulsüzlük yapıldığı tespit edildi. SSK Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihalelerin çoğunun, yolsuzluğa davetiye çıkaran ve kamuoyuna ilan edilmeden yapılan 'davetiye usulü'yle gerçekleştirildiği ortaya çıktı. İhalelerden pay alanlar arasında Kılıçdaroğlu'nun yakınları da var. KILIÇDAROĞLU YAKINLARINI UNUTMADI! Vatan gazetesinin başlattığı yazı dizisinde, Kılıçdaroğlu'nun kendi yaptığı ihaleyi yakınları kazandı diye iptal ettiği yazılıyor. Oysa İstanbul Göztepe Hastanesi genel onarım inşaatı, 1992-1998 yılları arasında davetiye usulüyle Eski CHP İstanbul İl Başkanı Ali Özcan'ın sahibi olduğu Yapı Üretim A.Ş.'ye verilmiş. Tunceli Sağlık Meslek Lisesi inşaatı, 1993-1997 yılları arasında davetiye usulüyle Kılıçdaroğlu'nun Tunceli'den yakın arkadaşı Ali Rıza Olcay'a verilmiş. İstanbul Merdivenköy Dispanser inşaatı, 1993-1996 yılları arasında davetiye usulüyle Kılıçdaroğlu'nun yakın arkadaşı Adil Özçırpıcı'ya verilmiş. OYAK'A 'İHALESİZ' KIYAK Mehmet Moğultay tarafından SSK'nın başına getirilen Kılıçdaroğlu döneminde, OYAK İNŞ. A.Ş.'ye verilen işlerde ihaleye bile gerek görülmemiş. Denizli 200 yataklı hastane inşaatı, Yalova 200 yataklı hastane inşaatı, Kütahya Hastanesi tevsii inşaatı ve Bingöl Devlet Hastanesi genel onarımı yönetim kurulu kararı ile ihalesiz olarak OYAK İNŞ. A.Ş.'ye verilmiş. YOK BÖYLE UYGULAMA Dürüstlüğe büyük önem verdiğini savunan ve yolsuzluklara karşı mücadele ettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu döneminde verilen bir ihale oldukça dikkat çekici. 1998 yılında ilanen verilen Ankara Etlik Doğumevi Tıbbı Atık Deposu yapımı için FA-AL İNŞ. LTD. ŞTİ.'ye, aynı yıl içerisinde yüzde 133 oranında fiyat farkı verilmiş. Devletin resmi raporları, CHP'nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel müdürlüğü döneminde Sosyal Sigortalar Kurumu'na (SSK) PKK ve diğer yasa dışı sol terör örgütleri mensuplarının nasıl doldurulduğunu gözler önüne seriyor. MÜFETTİŞ RAPORLARINDA ŞOK İFADELER VAR 28 Haziran 1998 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan inceleme raporunda, SSK'ya alınan 22 personelin PKK, Dev-Yol ve TİKB gibi terör örgütleriyle olan ilişkileri ortaya konuluyor. Bu 22 personel içerisinde güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya giren bile var. Dönemin Bakanlık Müfettişi Yusuf Aydın tarafından düzenlenen inceleme raporunda söz konusu 22 personelin, Dr. Kemal Subaşı, Dr. Muzaffer Irmak, Dr. Seyfettin Kızılkan, Dr. Sinan Olcan, Mustafa Gürler, Hayri Duman, Ş. İsmail Metin, Nazife Kaya, Ahmet Turan, Mehmet İpekçi, A. Osman Pehlivan, Ayhan Bülüm, Medet Kalkan, Erdal Camcı, İzzettin Endakçı, Şemsettin Kaya, Behlül Karadaş, Habip Güzel, Mehmet Ardıç, Hasan Ertürk, Hüsnü Ertürk ve Ali Uludağ olduğu belirtiliyor. Raporda ilgili mercilerin, atanacak personelin örgüt bağlantılarını yazılı olarak bildirmesine ve SSK Genel Müdürlüğü'nü uyarmasına rağmen, bu gereklere aykırı hareket edilerek bazı PKK'lıların etkili görevlere getirildiğine dikkat çekiliyor. KILIÇDAROĞLU'NUN ISRARLI TUTUMU ANLAŞILAMAMIŞ Teftiş Kurulu'nun raporunda, SSK'ya atanan ve terör örgütleriyle bağlantıları ortaya çıkan 22 personelin karıştığı olaylar bir bir sıralanırken; konuyla ilgili daha önce Çalışma Bakanlığı müfettişleri tarafından düzenlenen iki rapora yer veriliyor. Bu raporlarda, “Kılıçdaroğlu'nun bu atamalarla ilgili ısrarlı tutumunun nedeninin anlaşılamadığı” belirtiliyor. Raporlarda Kemal Kılıçdaroğlu'nun yazılı olarak dikkatinin çekilmesi ve uyarma cezası verilmesi teklif ediliyor. VALİYE RAĞMEN PKK'LIYI BAŞHEKİM YAPTI Raporun bir diğer dikkat çekici bölümü ise, PKK'ya para yardımı ve yataklık yaptığı tespit edilen ve hastalar arasında bile ayrımcılık yapan Dr. Muzaffer Irmak'ın bizzat Kılıçdaroğlu tarafından başhekim yapılması. Hazırlanan rapora göre SSK'ya naklen geçişi sağlanan Dr. Muzaffer Irmak, Kılıçdaroğlu'nun teklifi ve imzası ile Van SSK Hastanesi'ne, Van Valiliği'nin 2 Aralık 1994 ve 4 Ocak 1995 tarihli itirazlarına rağmen başhekim olarak atandı. Irmak daha sonra yine Kemal Kılıçdaroğlu'nun teklifi ve imzası ile Kars Hastanesi'ne başhekim yapıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün de Kılıçdaroğlu'nun, PKK'ya yardım yaptığı, teröristleri evinde barındırdığı raporlarla tescilli olan Dr. Muzaffer Irmak'ın başhekimliği konusunda yıllarca direnç gösterdiğini gündeme getirmişti. Rapora göre Kılıçdaroğlu tarafından etkin göreve getirilen ikinci örnek ise, Diyarbakır DGM tarafından PKK'lılarla irtibatlı olduğu iddiasıyla hakkında dava açılan, 1996 yılında PKK'lı teröristleri tedavi etmekten ve PKK'ya örgütsel destek sağlamaktan gözaltına alınan Dr. Seyfettin Kızılkan. Dr. Kızılkan'ın da Diyarbakır Devlet Hastanesi uzmanı iken yine Kılıçdaroğlu'nun teklifi ve imzası ile Diyarbakır SSK'ya başhekim olarak ataması yapıldı. Raporda, bazı PKK'lı görevlilerin ise memurluktan müdürlüğe yükseltildiği belirtiliyor. (Örneğin: Hayri Duman, Ş. İsmail Metin) SSK TELSİZLERİNİ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'YA VERDİ İnceleme raporunda SSK Genel Müdürlüğü'nde PKK'lıların korunup kollanması sonucunda, Dışkapı Hastanesi'ne alınan telsiz cihazlarının ve bazı sağlık malzemelerinin PKK'lıların eline geçmesinin de Kılıçdaroğlu döneminde olduğuna dikkat çekiliyor. Ali Osman Pehlivan, ayniyat memuru olarak görev yaparken hastaneye ait 10 adet el telsizi ve ekipmanlar ile bazı malzemeleri PKK'ya verdi. Terör örgütüne yönelik operasyonlarda örgüt mensuplarında ele geçirilen el telsizleri ve ekipmanlarının Aselsan tarafından SSK Ankara Eğitim Hastanesi'ne verilen telsizlerden olduğunun tespit edilmesi üzerine hastanede ayniyat memuru olarak görev yapan Pehlivan 19 Haziran 1997 tarihinde yakalanarak gözaltına alındı. Pehlivan 25 Haziran 1997 tarihinde sevk edildiği Ankara 2 nolu DGM Başkanlığınca tutuklandı. RAPORDA DİKKAT ÇEKİCİ DEĞERLENDİRME Bakanlık Müfettişi Yusuf Aydın tarafından hazırlanan raporun sonuç bölümünde şöyle deniliyor: “Sonuç olarak SSK eski Genel Müdürü Kemal KILIÇDAROĞLU'nun Genel Müdürlük yaptığı dönemde SSK'ya PKK'lı veya diğer bölücü örgüt üyelerinin açıktan veya naklen geçişinin sağlandığı, terörle mücadelenin yoğun olarak devam ettiği Diyarbakır, Van ve Kars İllerine bu kişilerin Baştabip yapıldığı, bu kişilerin PKK'lılara her türlü desteği verdiğinin yargı makamlarınca tespit edildiği, bu kişileri koruyup kolladığı, ayrıca sakat ve mahkum kadrolarına da PKK'lıların ve diğer örgüt mensuplarının alındığı, bu kişilerin atamalarında ısrarlı davrandığı ve devlet kurumlarırıın uyarılarının dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.” BÇG'YE GÖRE KILIÇDAROĞLU SSK'YA TERÖRİSTLERİ DOLDURMUŞ 28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) Kılıçdaroğlu hakkında hazırladığı bir raporda, Kılıçdaroğlu'nun SSK genel müdürlüğü yaptığı sırada 'Kürtçü-bölücü' faaliyetler içinde olduğu ileri sürülüyor. Rapora göre, genel müdürlüğü döneminde SSK'ya aldığı 10 bine yakın kişinin tamamı Alevi veya Kürt kökenliydi. İşe aldığı 100'den fazla kişi PKK ve TKLP terör örgütleri üyeliği yapıyordu. POLİS KATİLİ PKK'LILARLA GENELEVE GİTTİ Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP PM üyesi Ali Kılıç'ın, Deniz Feneri e.V. davasını takip için gittiği Almanya'da polis katili ve uyuşturucu kaçakçısı 2 PKK'lıyla geneleve gittiği iddia edilmişti. Bir dönem Alman istihbaratında görev yapan gurbetçi Talip Doğan Karlıbel'in iddiasına göre Kılıçdaroğlu ve Kılıç, 2 PKK'lının içinde bulunduğu HH DP 934 plakalı bir araçla genelev tarzı bir saunadan çıkmıştı. 2 CHP'li ile 2 PKK'lının içinde bulunduğu aracı arka lambası yanmadığı gerekçesiyle durduran Alman polisi, düzenlenen ceza tutanağına 4 kişinin ismini yazmıştı. Araştırmacı-Yazar Karlıbel bu iddiasına ilişkin belgeleri Üsküdar Cumhuriyet Savcılığı'na vererek Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. kaynak: habervaktim Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 kaynak: habervaktim Yandaş medya iş başında Alıntı
Φ Odris Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 habervaktim'in kalitesiz, seviyesiz, gerçeklerden uzak asılsız ve provokatif haber anlayışı artık buraya da mı tanışanacak? Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Habervaktimi kaynak olarak göstermem doğru değil fakat bu haber bir çok yerde var ve belgeleri ile birlikte yayınlamışlar. Ayrıca sayın Kılıçtaroğlu'nun aldığı adı geçen pkk lı memurların TBMM Tutanaklarında -http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_b_sd.birlesim_baslangic?P4=403&P5=B&page1=88&page2=88- Görebilirsiniz. Baykalı çok arayacaksınız demiştim !! Alıntı
Φ Odris Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 iyi de burda ne chp nin ne de kılıçdaroğlu'nun adı geçiyor. konuyla ilgisi yok ki Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Kendilerini Ulusalci ve sol olarak niteleyen nasyonal sosyalist parti olan Ulusal Parti genel baskani Gökce Firat'da sayin Kilicdaroglu'nun Ermeni oldugunu söylüyor. Türkiye'de demokrasi icin, özgürlükler icin adimlar atmak isteyenler hakkinda ülkenin tüm gerici, fasist ve mafyacilari hep bir agizdan irkci marslarini söylemeye basliyorlar. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 27 Mayıs , 2010 İlle de tutanaklarda chp yazacak değil,biz sayın Kılıçtaroğlu'nu yazıyoruz chp yi değil. Arkadaşım memurluğa alınan pkk militanlarına bakın ve 1990–1994 yılları arsında önce Bağ-Kur, ardından SSK Genel Müdürü olan Kılıçtaroğlu nun tarihine bakın. Üstelik ismi zikredilen militanlarda Kılıçtaroğlu nun yakın arkadaşları hemşerileri olduğu gözüküyor.. Örneğin; 28 Haziran 1998 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan inceleme raporunda, SSK'ya alınan 22 personelin PKK, Dev-Yol ve TİKB gibi terör örgütleriyle olan ilişkilerini ortaya koyan isimlerden bazıları yukarıda verdiğim TBMM adresinde kayıtlrda mevcuttur. Yukarıda adı geçen A. Osman Pehlivan ve diğer isimleri -http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/Tutanak_B_SD.birlesim_baslangic?P4=403&P5=B&page1=85&page2=85-adresinden ve 88-95 sayfalarda görebilirsiniz. Alıntı
Φ Zehir Hafiye Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Belediye başkanlığı seçimlerinden önce de yandaş medyada böyle iddialar çıkmıştı. Kılıçdaroğlu mahkemeye verdi hepsi fos çıktı. Amma korkuyorlar bu adamdan yav... Du bakiim şu genelev iddiası balon çıkmıştı iyi hatırlıyorum. Isıtıp yeniden getirmişler. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 sayın Kaplan, bu iddialar doğru olsa Kılıçdaroğlu nu CHP bünyesine alır mıydı? Benim anlamadığım AKP den kurtulmak için bir fırsat yakalamışken bunu haber diye buraya , bilhassa senin taşımanın amacını ben anlamadım. Kılıçdaroğlu seçildiğinde ben zaten bu tip karalama kampanyalarına hazır olunması gerektiğini yazdım. Çünkü AKP iktidarda kalmak zorunda, kalamazsa hesap verecekler; bu hesap sırasında adı geçecek medya ve iş çevreleri iktidarda kalınması için her türlü iftirayı atacaklardır. Türkiye, İran ve Brezilya fotoğrafı da bu iktidarın delikten süpürülmesi için bir sebep oluşturacaktır. CHP de sadece Kılıçdaroğlu da yok; hadi diyelim o dediğiniz gibi. El insaf Prf.Süheyl Batum var; her dönem doğruları savunmuş bir akademisyen. Bir yanlış gördüğü zaman susacağını sanmıyorum. saygılar... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Hep merak ediyorum,AKP giderse bu yandas medya kime yandaslik edecek acaba? Son ümitleri olan Erdogan artik ümit olmaktan ciktikca adamlar son bir gayretle camur atmaya devam ediyorlar.Isin en komik yani da bu yandas medyanin son derece kati müslüman gecinmesi veya hala devrimci ayaklarinda gezinmeleridir.Halbuki onlar ne devrimci olabilmis ne de müslüman.Ihmalkarligin adina KADER diyenlerden ancak o kadar müslüman cikar. Velev ki,Kilicdaroglu adi gecen dönemde birseyler yapmis olsun,bugün iktidarda olanlar milletin gözünün icine baka baka yolsuzluk yapiyorlar yaa...Insan bir parca UTANIR... saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Haber kaynağını gördüğüm anda iş bitiyor. Bu malum gazeteler allah bir deseler inanmam. Bunlara güven düzeyi eksilerdedir, yaptıkları birbiri ile yalan ve düzmecede yarışan haberlerle bunu da çoktan haketmişlerdir. Gübrelikte inci aranmaz, aranırsa boncuk bile bulunmaz. İnci mercan denizde aranır. İnandırıcı olabilmek için Vatan gazetesi adı geçirilmiş, fakat google aratmalarımda böyle bir yazı dizisi bulamadım. Madem Vatan'dandı ordan alıntı yapılmalıydı. Verilen kaynağın hiç bir haberine inanmam, kimse kusura bakmasın. Bunlar öylesine dalaverecidir ki, yapmayacakları yalan haber yoktur. Bir insanın hayatında görmediği kişiyi utanmadan sıkılmadan yakın arkadaşı yapmalarına hiç ama hiç şaşırmam. Gerçi Kılıçdaroğlu'na oy vereceğim için mi, yo, o ayrı konu... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2010 Kılıçdaroğlu CHP genel başkanı seçilince AKP kalemşörleri hazırlıksız yakalandı. AKP kalemşörlüğünde en pervasız yayın organı olan Vakit'in ilk yorumu şu idi "Kemal Kılıçdaroğlu kendini kaybetti" Ondan sonra nereden çamur atsak, nereden çamur atsak taa yerel seçimlerde gündeme getirilen ve Kılıçdaroğlu'nun cevap verdiği iddialar yeniden ısıtılıp sunuldu. Şimdi akıl mantık alır bir yan olsa iddialarda. O yıllarda bünyesinde hastaneler de olan SSK'yı bir düşünelim. Onbinlerce personeli var. Efendim 22 personelin terör örgütleriyle bağı varmış. Kemal Kılıçdaroğlu bunlara canlı yayında cevap vermişti. Adam herkesi akla izana çağırmıştı. SSK genel müdürünün Kars'taki bir hastanede çalışan sağlık memurunun yaşadığından bile haberi olmaz. Onbinlerce personeli bulunan bir devlet kurumunda 22 kişinin terör örgütleriyle bağlantılı olması üzerinden o kurumun başındaki adama çamur atmak yahu insaf. Sonra eğer Kılıçdaroğlu'na gelip birileri şu memurları at terör örgütüyle bağlantıları var dediyse ve Kılıçdaroğlu bu talebi ciddiye almadıysa sadece görevini yapmıştır. Çünkü o adamın terör örgütüyle bağlantılı olduğunu mu tespit etti polis? Alır adamı, (ki 90'lı yıllar. Aldıktan sonra neler yapacağını biliyoruz) sorgular, mahkemeye sevkeder, adam tutuklanır. Böyle bir suçtan ceza aldığı için de memuriyeti sona erer. Müfettişler gelip "terör örgütüyle bağlantısı var" dedi diye memur görevden atılmaz. Atılamaz. Bu suç mahkeme kararıyla tescil edilecek bir suçtur. Ve ancak bir memur hakkında mahkeme kararıyla bu suçu işlediği tescil edilirse memuriyet hayatına son verilebilir. Aksi hukuksuzluktur ve ya mahkeme kararıyla görevine döner, ya da AİHM'e dava açar ve tazminat alır. Kamu kurumlarının amirleri, hakim değildir. Kişilerin böylesine ağır bir suçu işleyip işlemediğine karar verecek yeteneği ve yetkisi yoktur. O zaman demek ki, polis böyle bir şey tespit etmiş, adamları gözaltına almamış, mahkemeye sevketmemiş, mahkeme cezalandırmamış, sadece Kılıçdaroğlu'na sen işten at demişler. Devletin terör örgütüyle bağlantısı olan kişilere verdiği ceza işten atmakmış ! Böyle saçma sapan şey olur mu ? Kılıçdaroğlu canlı yayında cevap vermiş ve susturmuştu kalemşörleri. Düşünün ya, adam güvenlik güçleriyle silahlı çatışmaya girmiş ve hala SSK'da görev yapıyor. Bu memleketin polisi yok mu? Mahkemeleri yok mu ? Güvenlik güçleriyle çatışmaya giren teröristlere uygulanan yaptırım işten attırmak mı ? Kılıçdaroğlu son derece net ve açık bir cevap vermişti; "Bir adamın terör örgütüyle ilişkisi tespit edilirse polis gelir o adamı alır götürürdü. Benim böyle bir ilişkim olsaydı, gelir beni alır götürürdü. SSK genel müdürü, dokunulmazlığı olan bir büroktrat değildir. Gözaltına alınması, sorgulanması, yargılanması için bakanlık iznine gerek yoktur" diye. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Şimdi akıl mantık alır bir yan olsa iddialarda. Aklın ve mantığın sesini duymak kadar güzel bir şey olamaz şu dünyada... Gel gelelim son günlerde hızla yaşanan olaylar bir at değiştirme operasyonudur. Mevcutta binilen at tökezledi, nalı çıktı, tırnağı çatladı, götüremedi, sendeliyor. Aldığı emirler doğrultusunda yerine getirmeye çalıştığı tüm açılım ve saçılım işlerini yüzüne gözüne bulaştırdı, berbat etti, daha içinden çıkılmaz duruma getirdi, efendisi binicisinin gözünden düştü. Aynen karikatürü çizildiği ve çok kızıp mahkemeye verdiği gibi oynarken çözdüğü yumağın ipi kedinin her tarafına dolaştı. Yeni at hevesle kişneyerek göreve hazırım diye şahlanıyor. Bu açılımı esas ben yapmıştım, benim açılımım hazırdı zaten diyor. Ben Dersimi çalıştım, Dersimi çalışmayanlar gereğini yapsınlar dediğinde göze girmişti zaten. Binici yeni atı gördü. Eski atlardan kenarda bekleyeni de cılız bir kişnemeyle Pensilvanya haralar genel müdürlüğünden, emekliye ayrılması konusunda bir talimat filan gelmediğini söylemeye çalıştı ama... Bunu kanıtlamak için de bazı geleneksel Nisan ayı toplantılarına filan da katılıp konuşmalar filan da yaptıydı, aksine çıkış yapanları derhal yanından yöresinden uzaklaştırdıydı ama... Kimse dinlemedi. Bu iş eski atları nallayıp pullamakla olmazdı. İş çarşafta değildi, yanlış hedef seçti, iş çarşafın gizlediğindeydi. Çarşafın altındakiyle evlendirilip çocuğu olması beklenendeydi. Çarşaflı kısır çıktı, çocuğu olmadı. E evlilik de hak, boşanma da tabii. Pensilvanya dediğin elinin kiri... Yıkadın mı gider! O birinci aşamada, engelleri bertaraf için kullanıldıydı. İkinci aşamada genel af, İrlanda örneği silah bırakma karşılığı mecliste yerini alma var. Çekoslavakyalaştırmanın ilk aşaması eşit ortaklığn dikte edilmesi var. Ortaklığın feshi sonraki aşama. Önce bir ortaklık kabul edilmeli ki feshi gündeme gelebilsin! Gelişmeleri göreceğiz. Fakat biz bu dogmalara yaranarak devrim yapılacağı, dogmalara liboş bakarak demokrasi olacağı kafasıyla daha hala gidebileceğiz sanırsak, daha çoook işimiz var demektir... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 SSK Genel Müdürüyken pkk lıları çalıştırmakla sayın Kılıçdaroğlu nu suçlayanlar pkk lı oldukları kesin belli olanların ayaklarına mahkemeler götürerek affedenleri alkışladılar. Bu pkk lılara da iş vaad ederek topluma kazandırma sözü verenleri haklı buldular. Bu ne lahana, ne perhiz; samimiyet bunun neresinde? saygılar... Alıntı
Φ Odris Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 CHP deki değişim bazı kesimleri korkutmuş olabilir. Bu tür spekülasyonlar beklenen şeylerdi zaten. Asılsız haberler ve iftiraların nedeni sizce ne olabilir? Söyleyelim: SONAR Anketi: CHP %32.48 ile AKP'yi geçti SONAR'ın yaptığı Türkiye Siyasi Eğilimler ve Beklentiler Mayıs 2010 Anketi sonuçları açıklandı. Yüz yüze anket yöntemiyle yapılan araştırma sonuçlarına göre 8 senedir CHP ilk kez anketlerde 1. parti oldu. CHP yüzde 32.48 oyla ilk sırada yer alırken, AK Parti yüzde 31.09 ile ikinci sıraya geriledi. MHP'de yüzde 18.59 oranla üçüncü sırada yer aldı. (Kaynak:CNNTürk) Eh yani! şu saatten sonra CHP ye yüklenmeyecekler de kime yüklenecekler. Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Kesinlikle korkuyorlar ve tabiki de yüklenecekler asılsız uyurma, gazetecilik anlayışına sığmayan haberlerle Alıntı
Φ gözlem Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Kesinlikle korkuyorlar ve tabiki de yüklenecekler asılsız uyurma, gazetecilik anlayışına sığmayan haberlerle Sevgil deniz_kizi... Kim ne derse desin Ok Yaydan çıktı artık.. Çünkü... CHP yükselen devrim dalgasının kenarında kalamazdı ve öyle de oldu. Devrim diyorduk. İşte devrim gerçeği, geldi CHP kurultayının merkezine oturdu. CHP, halkçılık vurgusundan ilk kez devrimcilik vurgusuna yöneldi. Bugün artık AB’nin bir çürüme projesi olduğunu saptamak, halkçı programı uygulamanın önkoşullarındandır. “Değişim”, bütün dünyada ABD merkezli projelerin şifresidir. CHP’nin içine girdiği yönelişin Neoliberal tuzaklara düşmesi beklenemez. Kaldı ki Kılıçdaroğlu’nu önündeki sorun, kendisini kucaklayan liberallerin kollarında kalmamaktır. CHP’nin halkçılığı ve devrimciliği sınavdan geçecektir. Vee işte milletimizin büyüklüğü: Tunceli’li bir aydınımızı sevgiyle bağrına bastı. Kılıçdaroğlu’nun memleketi, Kürt sorununu birlik içinde çözmede bir zaaf değil, tam tersine önemli bir olanaktır. CHP Genel Başkanı, sağlam vatansever nitelikleriyle, tarihten gelen kaynaşma ve birleşme kültürümüzün büyük çözümüne katkıda bulunacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu, AB’den söz ederken, Kurultay salonunda, “Ne ABD ne AB, bağımsız Türkiye” sloganı yükseldi. Yapılan Cumhuriyet mitinglerinde de bu öyleydi. Göreceksiniz önümüzdeki süreçte meydanlar kürsüleri zaptedince, işte o zaman halk devrimi tamamlanacaktır. CHP, bunun için büyük partidir ve sürecin de tek kılavuzudur. Saygılar... Gözlem... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Benim tanidigim Kilicdaroglu,Vakit'in ,sahibinin sesi iddialarina kolay pabuc birakacak yapida degildir.Dürüst ve nezaket dolu uslübuna karsi camur atanlarin hal-i Perisanlarini gördükce keyiften dört köse oluyorum.Adamlar iktidarda kalabilmek icin nerdeyse IHH dernekleri ile Israil'e savas ilan ederek halkin duygularini sömürmeye calisiyorlar. saygilarla Alıntı
Φ deniz_kizi Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 29 Mayıs , 2010 Sevgil deniz_kizi... . . . Saygılar... Gözlem... Merhaba gözlem, yeniden aynı fikirlerde buluşmak harika Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 sayın Kaplan, bu iddialar doğru olsa Kılıçdaroğlu nu CHP bünyesine alır mıydı? Benim anlamadığım AKP den kurtulmak için bir fırsat yakalamışken bunu haber diye buraya , bilhassa senin taşımanın amacını ben anlamadım. Kılıçdaroğlu seçildiğinde ben zaten bu tip karalama kampanyalarına hazır olunması gerektiğini yazdım. Çünkü AKP iktidarda kalmak zorunda, kalamazsa hesap verecekler; bu hesap sırasında adı geçecek medya ve iş çevreleri iktidarda kalınması için her türlü iftirayı atacaklardır. Türkiye, İran ve Brezilya fotoğrafı da bu iktidarın delikten süpürülmesi için bir sebep oluşturacaktır. CHP de sadece Kılıçdaroğlu da yok; hadi diyelim o dediğiniz gibi. El insaf Prf.Süheyl Batum var; her dönem doğruları savunmuş bir akademisyen. Bir yanlış gördüğü zaman susacağını sanmıyorum. saygılar... Sevgili yılmaz kürt açılımı konusu yoğunluğunu yaşadığı günlerde kılıçtaroğlunun bir çok açıklama yapasına rağmen kürt açılımı ile ilgili bir yorumunu duymadım ve dikkatimide çekmişti. Şimdi chp yi akp nin karşında göreceğim diye olaya kör bakmam. Ne tesadüf ise alınan bütün pkk miliitanları onun döneminde ve hangi kaynak olursa olsun adamlar belgelemiş. akp, chp,mhp,bdp yok birbirinden farkı.. Kim olursa olsun,hangi parti olursa olsun pkk terörü ile ilişkisi,sempatisi var ise onun karşısında olurum. Şimdi habervakti haber yapmış diye bunu kabul etmemek gibi birşey olamaz ki bu durum meclis tutanaklarında bile var. Diğer taraftan Chp baykalı kaybetmekle çok şey kaybetti bu kaybettiğinin yanında sarıgül tehlikesinin yerine Kılıçtaroğlunu kazandı. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Sevgil deniz_kizi... Kim ne derse desin Ok Yaydan çıktı artık.. Çünkü... CHP yükselen devrim dalgasının kenarında kalamazdı ve öyle de oldu. Devrim diyorduk. İşte devrim gerçeği, geldi CHP kurultayının merkezine oturdu. CHP, halkçılık vurgusundan ilk kez devrimcilik vurgusuna yöneldi. Bugün artık AB’nin bir çürüme projesi olduğunu saptamak, halkçı programı uygulamanın önkoşullarındandır. “Değişim”, bütün dünyada ABD merkezli projelerin şifresidir. CHP’nin içine girdiği yönelişin Neoliberal tuzaklara düşmesi beklenemez. Kaldı ki Kılıçdaroğlu’nu önündeki sorun, kendisini kucaklayan liberallerin kollarında kalmamaktır. CHP’nin halkçılığı ve devrimciliği sınavdan geçecektir. Vee işte milletimizin büyüklüğü: Tunceli’li bir aydınımızı sevgiyle bağrına bastı. Kılıçdaroğlu’nun memleketi, Kürt sorununu birlik içinde çözmede bir zaaf değil, tam tersine önemli bir olanaktır. CHP Genel Başkanı, sağlam vatansever nitelikleriyle, tarihten gelen kaynaşma ve birleşme kültürümüzün büyük çözümüne katkıda bulunacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu, AB’den söz ederken, Kurultay salonunda, “Ne ABD ne AB, bağımsız Türkiye” sloganı yükseldi. Yapılan Cumhuriyet mitinglerinde de bu öyleydi. Göreceksiniz önümüzdeki süreçte meydanlar kürsüleri zaptedince, işte o zaman halk devrimi tamamlanacaktır. CHP, bunun için büyük partidir ve sürecin de tek kılavuzudur. Saygılar... Gözlem... Dostum acikca CHP'nin artik etnik milliyetcilik, inkarcilik ve anti demokratiklik ile bir yere varamayacagini anlamaya basladigini ve sorunlartin ancak devrimci, ilerici ve demokratik bir sistem ile cözülebilecegini anladigini söylesenize. Umarim CHP'deki degisiklik sadece kagit üzerinde kalmaz. Insanlar söylemlere göre degil yaptiklarina göre partileri degerlendirecekler. CHP'nin artik fasit ve irkci zihniyetlerle yarismaktan vazgecmis olmasi beni dogrusu cok sevindiriyor. Umarim ileride gecmiste yaptiklari hatalari acikca dile getirip öz elestiri yaparlar ve bu sayede ülkenin tüm aydin, demokrat, ilerici, yurtsever,... insanlarin kalbini kazanirler. Aksi takirde sadece bir makyaj degisikligini gecemez: Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Sevgili yılmaz kürt açılımı konusu yoğunluğunu yaşadığı günlerde kılıçtaroğlunun bir çok açıklama yapasına rağmen kürt açılımı ile ilgili bir yorumunu duymadım ve dikkatimide çekmişti. Şimdi chp yi akp nin karşında göreceğim diye olaya kör bakmam. Ne tesadüf ise alınan bütün pkk miliitanları onun döneminde ve hangi kaynak olursa olsun adamlar belgelemiş. akp, chp,mhp,bdp yok birbirinden farkı.. Kim olursa olsun,hangi parti olursa olsun pkk terörü ile ilişkisi,sempatisi var ise onun karşısında olurum. Şimdi habervakti haber yapmış diye bunu kabul etmemek gibi birşey olamaz ki bu durum meclis tutanaklarında bile var. Diğer taraftan Chp baykalı kaybetmekle çok şey kaybetti bu kaybettiğinin yanında sarıgül tehlikesinin yerine Kılıçtaroğlunu kazandı. Sayın kaplan, peki kör bakmayalım. Ne yapalım, AKP başımızda mı kalsın? Şu olaylarda MHP nin sorumluluğu hiç mi yok? AKP cumhurbaşkanı nın kendilerinden olmasını niye bu kadar istedi, bunun bir hesap kitap meselesi olduğunu MHP anlayamadı mı? Kürt sorunu diye birşeyi kabul etmediği için değinmemiş olamaz mı? Bölgenin sorununun ekonomik olduğunu da söyledi üstelik. Bu bizim, milliyetçilerin, bağımsız bir ülke iteyenlerin son şansı; bundan daha kötü bir yönetim olabileceğini de düşünmüyorum. saygılar... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Dostum acikca CHP'nin artik etnik milliyetcilik, inkarcilik ve anti demokratiklik ile bir yere varamayacagini anlamaya basladigini ve sorunlartin ancak devrimci, ilerici ve demokratik bir sistem ile cözülebilecegini anladigini söylesenize. Umarim CHP'deki degisiklik sadece kagit üzerinde kalmaz. Insanlar söylemlere göre degil yaptiklarina göre partileri degerlendirecekler. CHP'nin artik fasit ve irkci zihniyetlerle yarismaktan vazgecmis olmasi beni dogrusu cok sevindiriyor. Umarim ileride gecmiste yaptiklari hatalari acikca dile getirip öz elestiri yaparlar ve bu sayede ülkenin tüm aydin, demokrat, ilerici, yurtsever,... insanlarin kalbini kazanirler. Aksi takirde sadece bir makyaj degisikligini gecemez: CHP nin sizin anladığınız manada değişeceğini hiç sanmıyorum; Prf.Dr. Süheyl Batum varsa biz de varız, o şimdiye kadar hep tutarlı oldu. Alıntı
Φ kaplan-200 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Yazar Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2010 Sayın kaplan, peki kör bakmayalım. Ne yapalım, AKP başımızda mı kalsın? Şu olaylarda MHP nin sorumluluğu hiç mi yok? AKP cumhurbaşkanı nın kendilerinden olmasını niye bu kadar istedi, bunun bir hesap kitap meselesi olduğunu MHP anlayamadı mı? Kürt sorunu diye birşeyi kabul etmediği için değinmemiş olamaz mı? Bölgenin sorununun ekonomik olduğunu da söyledi üstelik. Bu bizim, milliyetçilerin, bağımsız bir ülke iteyenlerin son şansı; bundan daha kötü bir yönetim olabileceğini de düşünmüyorum. saygılar... AKP başımızda kalmasın elbet ama akp gidince akp yi aratacak zihniyetlerin geleceğini bilerek kucak açmakta ne kadar doğru sizce? Arkadaşım mhp nin sorumluluğu var yada yok diye birşey söyledimmi ben ?ne diyorum yok bir birinden farkı diyorum. Bunların hepsi bir merkezden yönetiliyor, bakmayın öyle bir birlerini asıp kesmelerine 2 saat sonra en iyi kanka onlar...! bu gün chp mhp nin konumunda mhp chp nin konumuna geçmiş sizce düşündürücü değilmi bunlar ? Şimdi ne yapacağız kime güvenip oy vereceğiz diyebilrsin fakat her insanın düşüncesi farklı görüldüğü gibi örneğin ben Hulki CEVİZOĞLU'nun siyasete girmesini istiyorum...Siyaseti en iyi yapacak kişide odur diye düşünüyorum. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2010 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2010 CHP nin sizin anladığınız manada değişeceğini hiç sanmıyorum; Prf.Dr. Süheyl Batum varsa biz de varız, o şimdiye kadar hep tutarlı oldu. O halde makyaj degisikligini gecemez ve insanlar yakin zaman iceriisnde gene sirtlarini cevirirler CHP'ye. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.